Tarihçi Profesör Bernard Lewis`in davasında, Fransız mahkemesinin

advertisement
Tarihçi Profesör Bernard Lewis’in davasında, Fransız mahkemesinin
vereceği karar, Fransız adaleti için bir sınav sayılıyor
Paris'teyargıçlarvarim?
dilly’deki klübünde Türk tarihi
| üzerindeki
analizlerini ilgi ile
ve değerini bugün de korumak­
tadır.
Levvis’in Osmanlı tarihi ile il­
gili en ilginç bilimsel girişimi
1980’li yılların başlarında Princeton Üniversitesi’nde “Osmanlı
imparatorluğumda Hıristiyanlar
ve Museviler” adlı sempozyum­
dur. Osmanlınm farklı din ve
pağına Türk bayrağı ile birlikte
“İslam et Laicite” başlığı konul­
dinlerdim. Arasıra, konuşmala­
muştu. Eklediği 10 sayfalık yeni
İLLİYETİN 3 - 4 Ha­ rını renklendirmek için, anlattı­
bir Önsöz’de Atatürk Türkiye’si­
ziran nüshalarında, ğı siyasal ve sosyal nitelikteki
nin ortaya koyduğu modeli anla­
ünlü tarihçi Prof. esprili hikayeleriyle beni güldü­
tıyor ve son paragrafında şöyle
Dr. Bernard Le- rünce mutlu olurdu.
diyordu: “Türkler uzun tarihleri
w is’e karşı Ermeniboyunca şimdiye dek iki kez or­
lerin Pariste açtığı TÜRK KATKISI
taya birer örnek koydular ve on­
üçüncü dava ile ilgi­
ları uyguladılar. OsmanlI­
Bernard
mükemmel
bir
eli bilgiler bir Türk
lar zamanındaki örnek mi­
ğitim
görmüştü.
Üniversite­
olarak bana vicdan azabı verdi.
litan bir İslam idi. Kemal
yi
Ingiltere’de
bitirdikten
Ona atfedilen suç, 1915 yılında
Atatürk dönemindeki ör­
OsmanlI hükümetinin Doğu A- sonra Paris’te Sorbonne Ünek ise laik bir vatanse­
nadolu’da Ermeniyerin katledil­ niversitesi’nde doktorasını
verlik. Eğer, karakter ve
mesi yolundaki iddianın doğru yapmıştı. Seçtiği çalışma akişiliklerini yitirmeksizin,
lanı
Ortadoğu
tarihi
idi.
0olmadığmı ortaya koyup, verilen
liberal bir ekonomi, özgür
emrin Ermenilerin Suriye’ye sü­ nun içindir ki, Arapça, Fa­
bir toplum ve demokratik
risi,
Türkçe
ve
mensub
ol­
rülmesinden ibaret olduğunu
bir rejim içinde bunu ger­
yazmasıdır. Biz bu yazımızla bir duğu toplumun dili Ibraniçekleştirmeyi başarırlar­
ceyi
daha
gençliğinde
öğ­
yargıcın yerini almayı düşün­
sa, ki buna çalışıyorlar,
müyoruz. Sadece Levvis’in dü­ renmişti. Ana dili İngilizce
birçok millete yeniden mo­
şünce ve ruh yapısını anlatmaya idi. Bu dili Ingilizleri bile
del olabilirler.”
hayran bırakacak güzellik­
çalışacağız.
Bernard Lewis aynı ko­
Çağdaş büyük yazarlarından te kullanırdı. Araştırmala­
nuda
geçen yıl Middle East
Toynbee ve Braudel gibi bir üne rının bir gereği olarak
Quarterly adlı yeni bir
sahip olan Bernard Levvis’in 35 Fransızcadan başka, Al­
dergide
(Philadelphia,
yıllık dostu sıfatıyla onun ne den­ manca, Latince ve ItalyanMarch 1994), “Why Turkey
li dürüst bir bilim adamı olduğu­ cayı da öğrenmişti.
is the Only Muslim DeOkuduğum ilk kitabı 1958
nu, Türk tarihine duyduğu ilgi ve
mocracy?” (Neden Türkiye
sempatinin temelinde bile gerçek­ yılında basılan “Tarihte ATek İslam Demokrasisi­
çilik yattığını bilen bir kişiyim ve raplar” (The Arabs in Hisdir?) başlığını taşıyacak utory) olmuştu. Bu küçük ki­
bununla onur duyuyorum.
zun makalesinde, bu ayrı­
Emekli
Büyükelçi
İsm
ail
Soysal,
bazı
fanatik
Ermenile­
Kendisini 1961 yılında Lon­ tap Arapça dahil pek çok di­
calığın temelini Türklerin
rin Türklere yönelik saldırılarına rağmen, Ermenilere
dra’da Başkonsolos bulunduğum le çevrilmişti. Bir gün bana
Islama bağlı kalmakla bir­
karşı
düşm
anlık
duygusu
içinde
olm
adığını,
çünkü
orv
sırada tanıdım. Londra Üniversi- “İsmail, bu kitap sayesinde
likte, din ile devleti birbi­
lann çoğunun bu saldınları onaylam adığını söylüyor.
tesi’ne bağlı Ortadoğu ve Asya Regent Park semtinde bir
rinden ayırmasında gör­
incelemeleri Yüksek Okulu’nun daire sahibi oldum” dediği­
mektedir.
Direktörü idi. Tarihe olan mera­ ni anımsıyorum. Kitapta, 7. - 11. kültüre bağlı azınlıkların (Rum,
Bernard Lewis, Ortadoğu’nun
kım ve onun Türk tarihi konu­ yüzyıllarda Arap - İslam uygarlı­ Ermeni, Yahudi vb. milletleri)
geçmişi ve geleceği konusunda­
sundaki derin bilgisi bizi birbiri­ ğının Batı’ya üstünlüğünü ve bu kültür ve kimliklerini tanıması,
ki değerlendirmelerinde, hem
mize bağladı. Dostluğumuz, be­ uygarlığa Türklerin de katkısını onlara hoşgörü ile bakıp anlayış
din hem milliyetçilik taassubun­
nim Londra’dan ayrılmama ve o- objektif bir yaklaşımla anlatıyor­ göstermesi bu toplantıda ortaya
dan uzak durur. Özellikle ırkçı­
konulmuştur.
Sempozyumda,
nun da bir süre sonra ABD’de du. Kendisi İslam dinine saygılıy­
lığı insanlık dışı bulur ve ondan
Prirceton Üniversitesi’ne göç et­ dı. Bunu görmek için “İslam” ad­ başta Lewis olmak üzere, büyük nefret eder. Böylesine düşünsel
mesine karşın, yazışmalar ve çe­ lı iki ciltlik kitabına bakmak ye- tarihçilerin sundukları bildiriler yapıya sahip bir entellektüelin
1983’te New York’ta iki kitap ha­
şitli vesilelerle, karşılaştığımız terlidir. (Londra, Harper, 1974).
Ermeni konusunda tarafgirlik
1961’de ünlü kitabı “Çağdaş linde yayımlanınca Batılı tarih­ etmesi mümkün değildir. Ko­
zamanlarda konuşmalarımızla
kesintisiz sürdü. Kitaplarını yol­ Türkiye’nin Doğuşu” (The Emer- çiler bu gerçeği kitaplarında dile nuşmalarında ağzından Ermeniladıkça onları ilgi ile okuyor, gence of Modem Turkey” çıktı. getirmeye başlamıştır.
leri kötüleyen tek sözcük çıktığı­
notlar alıyordum. Bana “tarihçi Kitap birçok dillere ve bu arada
nı görmedim. Türk tarihine duy­
İKİ
ÖRNEK
gerçeği arayan adamdır” diyor­ Türkçeye de çevrildi. Bernard
duğu ilgi Ermenilere haksızlık
du. Derleme (campilation) yapan bu yapıtta Türklerin son iki yüz
Son zamanlarda, İslam dünya­ etmesini gerektirmemiştir.
tarihçileri de pek tarihçi say­ yıllık çağdaşlaşma sürecini anla­ sında köktendincilik yayılmaya
19. yüzyılda bir yandan milli­
mazdı. Arşivlere, belgere ve kay­ tır. Batı’nm önyargılarından a- başladığı sırada Lewis’in “Çağ­ yetçiliğin yayılması, öte yandan
nak yapıtlara önem verirdi. Lon­ rındırılmış olarak bir yabancı­ daş Türkiye’nin Doğuşu” yapıtı­ yabancı güçlerin kışkırtmala­
dra’da bizde ve onun Hemste- nın yazdığı objektif ve bilimsel nın Fransızcası Paris’te yayım­ rıyla Müslüman olmayan azın­
ad’deki evinde ya da Pica- ilk kitap, yanılmıyorsam, budur landı (1988, Fayard). Kitabın ka­ lıkların isyanları Türkleri şa­
İ smail S oysal
M
şırtmıştı.
Ama “sa
dik teba”
diye bil­
diği Er­
menilerle
yüzyıllarca
iç içe ve dost­
ça yaşamışlardı.
Onların isyanına
inanmak istemişler­
di. Ne var ki, tarihin
emrine karşı çıkılamayacaktı.
LİZBON SUİKASTI
1980 - 1983 yıllarında Lizbon
Büyükelçiliği yaptığım sırada
idari memurumuz ve eşi Erme
ni tedhişçilerin kurşunlarıyla
öldürüldü. 1983 Temmuz’unda Büyükelçilik binasında ba
na yöneltilen bombalı bir sal­
dırı, bir hafta önce emekli olarak yurda döndüğüm için,
maslahatgüzarın eşinin ölü­
müyle sonuçlandı. Bu gibi olaylara rağmen gene de Er­
menilere karşı düşmanlık
duygusu içinde değilim. Çün­
kü onların çoğunluğu bu sal­
dırıları onaylamıyordu.
Ermeniler, Sovyetler Birliği’nin çökmesi üzerine ken­
di devletlerini kurdular.
Komşu olduk. Öyleyse ister
istemez dost da olmalıydık.
Ermeniler yetenekli insanlardır.
Bölgemizde bu yeteneklerini çok
geçmeden
kanıtlayacaklardır.
Böyle bir dostluğu bünyesinde
yüz binlerce Ermeni’yi barındı­
ran Fransa’nın da teşvik edece­
ğinden, hatta etmekte olduğun­
dan kuşkum yok.
Prof. Lewis’in yargılanmasın­
da Fransız yargıçlarının, Erme­
nilerin Orly Havalimanı baskını
üzerine 1985 Mart’mda verdikle­
ri kararda olduğu gibi, adil dav­
ranacaklarına inanıyoruz. Tüm
dünyada “Berlin’de yargıçlar
var” diye bir söze sığınılır. Biz
“Paris’te de yargıçlar var” dij"
ruz. Sevgili Bernard, gönlünü
hoş tut, Türkiye’de milyonlarca
dostun Fransız yargıçların kara­
rını Türk - Ermeni düşmanlığı­
nın sonu olarak beklemektedir.
Ünlü tarihçi
Bernard Lewis,
Ortadoğu’nun
geçmişi ve
geleceği
konusundaki
değerlendirmelerinde,
hem din hem
milliyetçilik
taassubundan uzak
duran bir bilim
adamıdır.
Özellikle ırkçılığı
insanlık dışı
bulur ve ondan
nefret eder.
Böylesine
düşünsel yapıya
sahip bir
entellektüelin
Ermeni konusunda
tarafgirlik
etmesi mümkün
değildir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği
Taha Toros Arşivi
Download