Hz. Enes Bin Malik (r.a.)`dan rivayet edilen bir Hadisi Şerifte

advertisement
İLİ
TARİHİ
: BALIKESİR
: 03.01.2014
İSLAM’DA YARDIMLAŞMA
Aziz Müslümanlar!
Hz. Peygamber (s.a.v) :“Herhangi bir kötülüğü
gören kimse gücünü kullanarak onu önlemeye
çalışsın. Buna gücü yetmiyorsa dili ile öğüt vererek
önlesin. Buna da gücü yetmezse içinden ona karşı
gelsin. Bu son durum ise, imanın en zayıf
şeklidir.’’(3) buyurarak yardımlaşmanın çok önemli bir
yönüne işaret etmektedir. Çünkü yardımlaşma sadece
maddi konularda olmaz. Aynı zamanda kişiyi doğruya,
güzele ve iyiye sevk etmekle de olur. Hatta bazen de
manevi yardımda bulunmak çok daha önemlidir ve
yararlıdır.
Muhterem Müslümanlar!
Muhterem Müslümanlar!
İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır.
Yaşadığı toplumun bir üyesidir. Toplumla iç içe
yaşamak durumundadır.
Çevremize baktığımızda insanların farklı zenginlik
seviyesine sahip olduğunu görürüz. Günlük yaşamda
kendi ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken birçok
insan karşımıza çıkar. Yaşlılık, hastalık, engelli olma
gibi durumlar bunlardan bazılarıdır. Yüce Dinimiz İslam
da bu sosyal yapıyı göz önünde bulundurarak fertler
arasında yardımlaşma ve dayanışmayı emretmiştir.
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.”(1)
diyen bir Peygamberin ümmeti olarak Müslüman, sadece
kendi nefsini düşünen değil, aynı zamanda çevresini,
akrabalarını, komşularını görüp gözeten, ihtiyaçlarını
karşılayan bir düşünceye sahip olmalıdır.
Değerli Kardeşlerim!
Yüce Allah (c.c.) bütün insanlara: “iyilik ve
takva konusunda birbirinizle yardımlaşın .’’(2) ilahi
emri ile Müslüman’ın, yalnız kendisi için değil, aynı
zamanda diğer insanlar için de faydalı olan şeyleri
gerçekleştirme konusunda çalışması gerektiğini ifade
etmektedir. İnsanın, mal ve serveti amaç değil, araç
olarak hayırlı işlerde kullanması öğütlenmektedir.
Bunun için İslam Dini, hem dünya hem ahiret işleri
konusunda ortak kazanç bağları ile Müslümanları
birbirine bağlamış, ilahi ifadelerle yardımlaşma ve
dayanışma ruhunu onların kalplerine yerleştirmiştir.
Nitekim bir cemiyetin içinde oluşabilecek yardımlaşma
ve dayanışmanın en güzel, en canlı örneklerini Hicret
hadisesi sonrasında Medine-i Münevvere’ de görmek
mümkündür. Çünkü o devirde Medine’li Müslümanlar,
Mekke’den hicret edip gelen kardeşlerine sadece
gönüllerini açmakla kalmamış, aynı cömertlik duygusu
ile kesesini de açarak elinde bulunan malı ikiye bölmüş,
yarısını muhacir kardeşine vermiştir.
Hz. Enes Bin Malik (r.a.)’dan rivayet edilen
bir Hadisi Şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Zalim olsun mazlum olsun kardeşine yardım et.’’
buyurmuş bunun üzerine Ashab-ı Kiram:’’Ya
Resulallah, biz mazluma yardım ederiz fakat zalime
nasıl yardım edeceğiz?’’ diye sorduklarında Allah
Resulü (s.a.v.): "Onu zulümden alıkoyarsın;
şüphesiz bu ona yardımdır" buyurmuşlardır.(4)
Muhterem Kardeşlerim!
İslam Dini karşılıklı yardımlaşmanın en güzel
örneklerini canlı tutan ilahî bir dindir. Bunun için maddi
ve manevi yardım farkı gözetilmeden her zaman
yardımlaşma ve dayanışma faaliyeti içinde bulunmak
her Müslüman’ın vazgeçilmez bir özelliği olmalıdır.
Hutbemizi bir ayet meali ile bitirelim:“Ey iman
edenler! Allah’tan korkun ve herkes, yarına ne
hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah,
yaptıklarınızdan haberdardır.” (5)
1- Müslim, İman, 74; Birr ve Sıla, 142; Ahmed b. Hanbel,
1,55
2- Maide, 5/2
3- Müslim, İman, 79
4- Buhari, Mezalim,5
5- Haşr, 59/18
Hazırlayan: Ahmet DURAK/Yeni Mahalle Camii
İmam Hatibi
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
Download