T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ PATOLOJİ BÖLÜMÜ ŞEF: DR. DENİZ ÖZCAN MEME KANSERİNDE MATRİKS METALLOPROTEİNAZ 1 VE 2 EKSPRESYONUNUN DİĞER PROGNOSTİK FAKTÖRLERLE İLİŞKİSİ UZMANLIK TEZİ ZELİHA KAYA İSTANBUL-2008 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TEŞEKKÜR Patoloji uzmanlık eğitimim sırasında bilgi ve deneyimlerini aktaran, bana her konuda destek veren, tezimin hazırlanmasında büyük katkıları olan, Klinik Şefim Uzman Dr. Deniz ÖZCAN’a, Başasistanımız Uzman Dr. Feriha CİNHÜSEYİNOĞLU'na, bilgilerinden faydalandığım Patoloji Kliniği Uzman Doktorlarına, birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum Asistan Doktor arkadaşlarıma, özverili çalışmalarından dolayı laboratuar çalışanlarına, tezimin istatistiksel hesaplamalarındaki yardımından dolayı Dr. Ömer UYSAL’a, Hastanemiz Başhekimi Uzman Dr. Hayri ÖZÜGÜZEL'e, sevgi ve desteği ile her zaman yanımda olan değerli eşim İlker KAYA'ya ve aileme en içten teşekkürlerimi sunarım. Dr. Zeliha KAYA 1 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ İÇİNDEKİLER ÖZET …………………………………………………………….... 3 GİRİŞ VE AMAÇ …………………………………………….... 5 GENEL BİLGİLER …………………………………………........ 6 * Meme Embriyolojisi ……………………………… 6 * Meme Anatomisi ……………………………………… 6 * Meme Histolojisi ……………………………………… 7 * Meme Karsinomları ……………………………………… 9 * Meme Kanserinde Tanı 11 ……………………………… * Meme Kanserinde Erken Tanı ……………………… 12 * Meme Kanserinde Yayılım ……………………………… 16 * Meme Tümörlerinde Histopatolojik Sınıflandırma ….…… 16 * Meme Kanseri Klasifikasyonunda Yenilikler ….…… 21 * Meme Kanserinde TNM Sınıflaması ………….…… 22 * Meme Kanserinde Prognostik Faktörler ………….…… 25 ………………….…… 30 * Matriks Metalloproteinazların Doku İnhibitörleri ….…… 32 * Kanser Progresyonunda Matriks Metalloproteinazlar…….. 32 * Matriks Metalloproteinaz İnhibitörleri ….…………… 34 ………………………………………. 35 BULGULAR ………………………………………………………. 38 TARTIŞMA ………………………………………………………. 49 SONUÇLAR ………………………………………………………. 55 RESİMLER 56 * Matriks Metalloproteinazlar MATERYAL ve METOD ………………………………………………………. KAYNAKLAR ……………………………………………….. 61 2 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ ÖZET AMAÇ: Matriks Metalloproteinazlar ekstrasellüler matriksi degrade eden, 21’den fazla üyesi olan endopeptidaz ailesidir. Çalışmamızda memenin invaziv duktal karsinomunda MMP-1 ve MMP-2 ekspresyonunu araştırmak ve çeşitli klinikopatolojik parametrelerle ilişkisini incelemeyi amaçladık. MATERYAL - METOD: Çalışmamızda S.B. Okmeydanı E.A.H.’ne 2007-2008 yılları arasında gelmiş modifiye radikal mastektomi materyallerine ait 46 adet blok incelemeye alındı. Tümör bloklarına MMP-1 (Rabbit Pab RB1536-R7 Lot:1536R6060 Neomarkers, Fremont, CA) ve MMP-2 (Rabbit Pab RB9233-R7Lot:9233R703A Neomarkers, Fremont, CA) ile immunohistokimyasal çalışma yapıldı. Orjinal patoloji raporlarından elde edilen klinik ve histopatolojik bilgiler ve boyalı lamların tekrar değerlendirilmesi ile elde edilen veriler (hematoksilen eozin) eşliğinde MMP-1 ve MMP-2 sonuçları istatistiksel olarak değerlendirildi. Parametreler arasındaki ilişkilerin incelenmesinde ise Spearman korelasyon testi, Mann Whitney U testi ve T testi kullanıldı. BULGULAR: 46 adet tümörlü dokunun 23 adedinde MMP-1’in artmış ekspresyonu, 28 adedinde de MMP-2’nin artmış ekspresyonu saptandı. Boyanma, tümör hücrelerinde vasküler endotelde ve stromal ve inflamatuar hücrelerde saptandı. MMP-1 boyanma şiddeti ile histolojik grade arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptandı. (p = 0,048)(Tablo17). MMP-2 yaygınlığı ve şiddetli ekspresyonu ile histolojik grade (p = 0,004 ), ve tümör proliferasyonu (p = 0,028) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulundu. (Tablo18). Spearman korelasyon testinde, tümör çapı ile lenf nodu tutulumu arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı.(p < 0,005) MMP-1 immunboyanma şiddeti ile yaş arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki saptandı.(p < 0,001) ER ile histolojik grade arasında negatif yönde anlamlı ilişki saptandı.(p <0,001) 3 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ cerbB2 ile histolojik grade arasında ve histolojik grade ile tümör proliferasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. (p < 0,001) ER ile tümör proliferasyonu arasında ve Er ile Pr arasındaki istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı.(p < 0,001) ER ile cerbB2 arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. (p < 0,001) ER ile PR arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. (p < 0,001) MMP-1ve MMP-2 boyanma yaygınlığı ve estrogen ve progesteron reseptörü arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. (p > 0,05) İn situ karsinom varlığı ile hiçbir parametre arasında anlamlı ilişki saptanmadı. (p>0,05) Yaş ile diğer parametreler arasında anlamlı ilişki saptanmadı. (p>0,05) (Tablo 5) Bulgular literatürle uyumludur. SONUÇ: MMP-1 ve özellikle MMP-2’nin artmış ekspresyonları meme kanserinde önemli prognostik değere sahiptir. Bu özellikleriyle özellikle MMPI inhibitörleri terapötik bir hedef olarak bazı hasta gruplarında değerli olabilir. Ülkemizde MMP-1 ve MMP-2’nin prognostik değeriyle ilgili daha geniş hasta grubundan oluşan serilerde araştırmalara gereksinim vardır. 4 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ GİRİŞ ve AMAÇ Meme kanseri kadınlarda görülen en sık kanser olup, Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre kadınlarda görülen tüm kanserlerin %30’unu oluşturmaktadır. Kadınlarda kansere bağlı ölümlerin %18’i meme kanseri nedeniyle meydana gelmektedir. Meme kanseri, akciğer kanserinden sonra ikinci kansere bağlı ölüm nedenidir.(1) Meme kanseri tedavisinde seçeneklerin artması hastaların sağkalımlarına önemli katkılarda bulunmuştur. Tedavi seçeneklerinin artması, hangi hastalara ne tür tedavi uygulanacağı sorusunu da beraberinde getirmektedir. Meme kanseri cerrahisi geçiren hastalarda 5 yıl içinde metastaz ve relaps görülme oranı yüksektir. Meme kanserinde tümörün davranışı konusundaki düşüncemizi TNM evrelemesi, histolojik tip, histolojik grade, hormon statusu belirlemektedir. Antikanser tedavinin başarısızlığına neden olan ve sağkalımı hızla düşüren en önemli faktör metastazdır. Aynı tedaviyi almış hastalarda tümör davranışının değişken olması, survey durumunun öngörülmesi, relapsları önleme ve tedavi rejimlerini daha etkin kullanabilmek için yeni prognostik markerlara gereksinim artmaktadır.Bu yeni markerlar arasında invazyon ve metastazın kilit noktası stromal bağ doku ve bazal membran komponentlerinin yıkılmasında rol alan .Matriks metalloproteinazların prognoz tayininde ve tedavi hedeflerinin belirlenmesinde önemli role sahip olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Literatürde meme kanserinde metalloproteinazların prognostik önemi ile ilgili birçok çalışma bulunmasına karşın ülkemizde meme kanserinde matriks metalloproteinazlarla ilgili bildirilmiş çok sayıda çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızın amacı: 1- MMP-1 ve MMP-2’nin bölümümüzde tanı almış invaziv duktal karsinom olgularındaki ekpresyon paternlerini değerlendirmek, 2- Histolojik grade, lenf nodu metastazı,tümör çapı ,yaş, karsinoma in situ varlığı reseptör durumu gibi prognostik parametrelerle arasındaki ilişkiyi tanımlamaktır. 5 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ GENEL BİLGİLER MEME EMBRİYOLOJİSİ Meme dokusu gebeliğin 5. haftasında ektodermin kalınlaşması ile aksilladan inguinal bölgeye kadar uzanan 2 ventral bant şeklinde gelişimine başlar. Kısa bir süre sonra bandın thorakopektoral bölge dışındaki kısmı regrese olur. 7 ve 8. haftada glanduler yapılar farklılaşmaya başlar. 12-16. haftalarda göğüs duvarındaki mezenkimal hücrelerin diferansiyasyonu ile meme başı ve areolanın düz kası oluşur. 16. haftada epitelyal tomurcuk ve sekretuar alveol gelişimi için epitel 15-25 banda ayrılır. 3. trimesterde plasental steroid hormonlar epitelyal dokunun diferansiyasyonunu başlatır. 32-40. haftalarda parenkimal diferansiyasyon başlar. Termdeki fetusta ana duktus, dallanan duktuslar ve az sayıda lobüler ünit oluşmuş durumdadır. (2,3) MEME ANATOMİSİ Meme, ağırlığı 30 gr ile 1000 gr arasında kişinin vücut tipine bağlı olarak değişen miktarda yağ depolayan bir organdır. 2-6. kostalar arasında pektoralis major kası üzerinde anterior göğüs duvarında yerleşmiştir. Aksillaya kuyruk şeklinde projeksiyonlar yapar. Meme, süperfisyal fasya adlı yapının içindedir. Süperfisyal fasya süperiorda, servikal fasya inferiorda Cooper fasyası ile devam eder. Makroskopik olarak, iyi sınırlı görünen meme dokusunun mikroskopik gland fokusları, pektoralis fasyayı geçebilir ve tarif edilen sınırların dışında olabilir. Ciltle süperfisyal fasya arasında Cooper ligamentleri memenin anatomik lokalizasyonunu destekler. (3) 6 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Memenin Kanlanması: Lateral torasik arter, mammarian internal arter ve interkostal arterlerden kanlanmaktadır. (3) Memenin Venöz Drenajı: İnternal torasik venin perforan dalları, aksiler venin dalları, posterior interkostal venlerin perforan dalları bu drenajı oluşturur.(3) Memenin Lenf Bezleri: Aksiller, internal mammarial, supraklavikuler, infraklaviküler lenf bezleridir.(3) Memenin İnnervasyonu: 2-6. interkostal sinirlerin anterior ve lateral dalları ile gerçekleşir.(3) MEME HİSTOLOJİSİ Meme bir seri duktuslar, duktuluslar, lobuler asinuslardan oluşur. Bunlar değişen derecede yağ ve fibröz dokudan oluşan bir stroma içine yerleşmişlerdir. Duktal lobuler sistem, segment veya lop şeklinde organize olmuştur. Segmentlerin her biri dağılımda varyasyon gösterir ve segment dalları birbiri üzerine binebilir. Bazı neoplastik proçesler segmental olduğu için segmental rezeksiyon önemli bir hedeftir. Memedeki segmentlerin gerçek sayısı uzun zamandır tartışma konusudur. Meme başında 15-20 tane duktal orifis sistemi olduğu bilinmektedir. Ancak duktal orifis çalışmalarında her memede 5-10 duktus sistemi saptanmıştır. Bu, bazı laktiferöz duktusların meme başına açılırken bifurkasyona uğraması veya duktal sistemin parçası olmayan sebase glandların, tubuler strukturler şeklinde meme başına açılması ile açıklanmıştır. Tüm duktal lobuler sistemin epiteli iki tabakadan oluşmaktadır. Luminal (iç), miyoepitelyal (dış) adı verilen bu tabakaların varlığı benign ve malign lezyonların ayırımında önemlidir. Fizyolojik dinlenme halindeki memede luminal epitel soluk sitoplazmalı, küboidal, kolumnar şekilli, üniform oval nukleusludur. Bu epitelyum, sitokeratin-7, sitokeratin-8, sitokeratin-18, sitokeratin-19 eksprese eder. 7 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Miyoepitelyal hücreler düzleşmiş, nukleusu komprese olmuş hücreler olabileceği gibi, abondan stoplazmalı, belirgin epitheloid hücreler olabilir. Bazen düz kası andırır şekilde, eozinofilik stoplazmalı, myoid görünümdedir. S-100, aktin, kalponin P-63, CD10 ile kolaylıkla görülebilir. Duktus duktulus ve asinus, laminin ve tip4 kollajenden oluşan bazal tabaka ile sarılıdır. Bu bazal tabaka miyoepitelyal hücreler çevresindedir ve duktal lobuler sistemi çevreleyen stromadan ayırır. Duktuslar çevresinde elastik lifler izlenir. Ancak terminal dukt ve asini çevresinde görülmez. Lobul ve terminal dukt beraber TDLU olarak adlandırılır.(6) Meme Başı ve Areola Çok katlı keratinize stratifiye epitelle çevrilidir. Epitel laktiferöz duktusun terminal porsiyonuna uzanır. Meme başı ve areoladaki epidermis, arasıra sitolojik olarak benign berrak hücreler içerir. Bu hücrelerin Paget hastalığı ile karıştırılmaması gerekir. Meme başı ve areola sirküler bir organdır. Pigmentasyonda artış ve çok sayıda sinir sonlanması içerir. Meme başı bu alanın sentralinde yerleşmiştir. Areola yüzeyinde Montgomery Tüberkülü denilen yuvarlak-küçük, elevasyon gösteren alanlar içerir. Gebelik döneminde Montgomery Tüberkülü belirgin hale gelir. Meme başı ve areola kompleksi pilosebase ünit ve kıl içermez. Dermisde apokrin ter bezleri bulunur..(3,4) 8 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MEME KARSİNOMLARI Etyoloji ve Patogenez Meme kanseri biyolojik ve klinik açıdan heterojen özellikler göstermektedir. Meme kanserinde oluşan denetimsiz hücre çoğalması genellikle genomik instabilite belirtileri ve belirli epitelyal özelliklerin ortadan kalkması gibi değişiklikler sergilemektedir. Bu yüzden kanser gelişimine neden olan moleküler mekanizmaların ve her hastanın tümörünün özelliklerinin belirlenmesi ve buna en uygun tedavi yönteminin uygulanması büyük önem taşımaktadır. Deney hayvanlarında ve in vitro meme tümörleri üzerinde yapılan çalışmalar, meme kanseri gelişiminde belli başlı üç etkinin önemli rol oynayabileceğini ortaya koymuştur (10). a) Genetik Değişiklikler : 17. ve 13. kromozomlarda yer alan BRCA1 ve BRCA2 genleri, Li- Fraumeni sendromunda p53 tümör supresör gen defekti, Cowden sendromunda 10q’daki bir lokus kaybı ve ataksia telenjiektazi (AT) gen defekti, otozomal geçişli familyal olguların büyük kısmından sorumludur. Bu genler tümör supresyonu ya da DNA tamirinde görevlidirler. (6,7,8,9). Diğer kanserlerde olduğu gibi meme kanserinde de mutasyonlar onkojen ekspresyonunda artmaya ve tümör supresör genlerin fonksiyonlarında kayıplara yol açmaktadır. Bu genlerin en karakteristiklerinden biri epidermal büyüme faktör reseptör ailesinden cerb-B2’dir. İnsan meme kanserlerinde en çok değişikliğe uğrayan gen p53 olup siklin bağımlı kinazların inhibitörlerini aktive ederek hücre siklus progresyonunu inhibe eder. Sitokinler ve siklinler hücre siklusunda hücrenin G1 fazından S fazına geçişinde rol oynarlar. 9 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ b) Hormonal Etkiler : Meme kanseri oluşumu ile ilgili bilinen hormonal risk faktörlerinin, memenin östrojene ve muhtemelen progestinlere kümülatif maruz kalması ile ilgili olduğu sanılmaktadır (11,12). Normal meme epiteli östrojen ve progesteron reseptörlerine sahiptir. Östrojen ve Progesteron reseptörleri duktal ve lobuler hücrelerde luminal bölgede yer almaktadır ve 25 yılı aşkın süredir hormonal tedaviye cevap yeteneğini değerlendirmek amacıyla uygulanmaktadır. Meme tümörlerinin % 60-70’i ER (+) olduğu halde ancak bunların yarısı ile üçte ikisi hormonal tedaviye yanıt verir. Buna karşılık ER(-) hastaların da bir bölümü hormon tedavisinden yararlanırlar. Bunun nedeni bilinmediği gibi normal ve malign hücrelerdeki reseptörlerin yapısal ve işlevsel açıdan aynı özellikleri taşıyıp taşımadığı da henüz bilinmemektedir. Endokrin tedaviye yanıt açısından önemli rol oynayan PR ekspresyonu, östrojen hormonu ve reseptörünün etkileşimi ile regüle edilmektedir. Normal insan meme epitelinde PR’nün ER’ne bağımlı olup olmadığı ve luminal hücrelerde bu iki reseptörün birlikte bulunup bulunmadığı netleşmemiştir. PR(+) kanserlerin %70’i hormonal tedaviye cevap verirken PR(-) kanserlerin de % 25- 30 kadarı hormonal tedaviden yararlanır (12). Büyüme promotorları (transforme edici GF, epidermal GF, trombositten derive GF, fibroblast GF) ve büyüme faktör inhibitörleri meme kanser hücreleri tarafından salgılanır ve bunlar tümör progresyonunun otokrin mekanizmasında görev alırlar. Bu büyüme faktörlerinin oluşumu östrojene bağımlıdır ve dolaşan hormonlar, kanser hücrelerince salgılanan hormon reseptörleri ve tümör hücreleri tarafından oluşturulan otokrin büyüme faktörleri arasındaki interaksiyonların meme kanser progresyonunda görev aldığını düşündürmektedir. 10 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ c) Çevresel faktörler : ABD ve batı ülkelerinde meme kanseri insidansının 4-7 kat fazla oluşu, bu ülkelere dışarıdan göç edenlerde de birkaç jenerasyon sonrasında kanser oranının artması yaşam alışkanlıkları ve beslenme özelliklerinin (yağdan zengin, alkol alımı...vb) etyolojide rol oynadığı düşüncesini desteklemiştir. Radyasyona maruz kalanlarda DNA hasarına bağlı olarak 10-15 yıllık bir süre içerisinde meme kanseri riskinde % 20-30’a varan artışlardan bahsedilmektedir.(1,2,10). Virüslerle ilgili araştırmalar 1936 yılından buyana sürdürülmekle birlikte kesinlik kazanmamıştır. MEME KANSERİNDE TANI Meme kanserinde tanı anamnez, fizik muayene, mammografi ve biyopsi yardımıyla konur. ANAMNEZ Yaş, ailenin sağlık öyküsü, menarş yaşı ve düzeni, menapoz yaşı, doğum yaşı, meme ile ilgili geçirdiğii hastalıklar v.b. anamnezde alınır. FİZİK MUAYENE İnspeksiyon: Memelerin büyüklüğü, simetrisi, üzerinin ve kenarlarının görünümü, deride renk değişikliği, retraksiyon, ödem, ülserasyon ve meme başlarına bakılır. Palpasyon: Hasta önce oturur sonra yatar duruma getirilerek muayene yapılır. Kitle hissedildiğinde, kitlenin çapı, şekli, yoğunluğu, mobilitesi, sınırları, lokalizasyonu, yumuşaklığı tespit edilir. Aksiller ve supraklavikülar lenf nodları muayene edilir. 11 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MAMOGRAFİ Herhangi bir kontrast madde kullanılmadan, memeye uygulanan röntgen tekniğidir. Mamografi ; Varlığından klinik olarak şüphe edilen, fakat küçüklüğü nedeni ile palpe edilemeyen kitleleri ortaya koyar, Biyopsi alanını belirler, Aksiller bölgeye metastaz yapmış ancak memedeki yeri ortaya konulamayan primer lezyonu bulmaya yarar, Kanser tarama amacıyla yapıldığında asemptomatik devrede bir çok kanserli hastayı saptar. SİTOLOJİ Meme başından gelen akıntıdan habis hücre aranmasıdır. ULTRASONOGRAFİ Memenin kistik lezyonlarının ortaya konmasına yardımcıdır. BİYOPSİ Meme hastalıklarında kesin teşhis biopsi ile konur. Biyopsi; memede her palpe edilen kitlede, meme başından devamlı akıntı varlığında (gebelik ve laktasyon dışında) yapılmalıdır (13,14,15,16). MEME KANSERİNDE ERKEN TANI Kadınlarda öldürücü olan meme kanseri insidansının günden güne artması önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Ancak yaygın ve öldürücü olan bu hastalık erken tanımlanarak ölümler azaltılabilir, yasam süresi artabilir. Bu nedenle erken tanı ve kitle taraması bu hastalık için önem taşır (17). Amerikan Kanser Birliği tarafından önerilen ve Amerika Birleşik Devletlerinde yaygın olarak kullanılan meme kanseri tarama rehberi Tablo 1 de gösterilmiştir (17). 12 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Tablo 1. Meme Kanserinde Amerikan Kanser Birliği Tarafından önerilen Meme Kanseri Tarama Rehberi Yaş Grubu Yöntem Uygulama Sıklığı 20-39 KKMM Her ay Klinik Muayene 3 yılda bir KKMM Her ay Klinik Muayene Her yıl Mamografi KKMM 1-2 yılda bir Her ay Klinik Muayene Her yıl Mamografi Her yıl 40-49 50 yaş ve üzeri Amerikan Kanser Topluluğu kendi kendine meme muayenesine (KKMM) 20 yaşından başlaması gerektiğini ve aynı zamanda hemşirelerin kadınları KKMM konusunda eğitmekten sorumlu olduğunu belirtmektedir (17,18,19). Kadınların kendi meme dokusunu tanıması ve oluşan değişiklikleri farketmesi her ay düzenli olarak yapılan KKMM ile sağlanabilir. Meme kanserlerinin yaklaşık %90’ı hastaların kendi tarafından belirlenmektedir(18,20,21,22). Meme kanserinin prognozunda önemli bir faktör tanı konulduğunda hastalığın evresidir. Lokalize olduğu dönemde meme kanseri tanısı alan kadınların 5 yıllık yaşam süresinin %90, metastazı olmayan ve meme dokusu ile sınırlı tümörü olan kadınların % 56, uzak metastazı olan kadınların ise 5 yıllık yaşam süresinin %10 olduğu saptanmıştır (18,20,21). KKMM izlem öğrenilene kadar ilk birkaç ayda, haftada bir, daha sonra menapoz öncesi dönemde menstürasyonun başlangıcından sonra 5.-7. günlerde yapılır. Bu dönemde memeler normal şeklini almış olup daha az duyarlıdır. Bu nedenle de kolay ve etkin muayene yapılabilir. Menapozdaki kadınlar için her ayın belirli günü yapılması önerilir. 20 yaşındaki her kadın KKMM’sine başlamalıdır. 13 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ KKMM YAPACAK KİŞİNİN BİLMESİ GEREKENLER 1. Doğru Duruş: Kollar iki yana sarkık ve gevşek Eller belde Kollar her iki yanda başın üzerine doğru kaldırılmış Kollar iki yanda gövde öne eğik veya eller belde öne doğru eğilme 2. Ayna karşısında yukarıdaki pozisyonlarda her iki meme için gözlem yapılır. Gözlem sırasında; Memede kitle görünümü Memelerin birinde anormal büyüme, Memelerinin birinin diğerinden sarkık olması Meme cildinde buruşukluk Meme ucunda çukurlaşma Meme ucunda kanlı akıntı Meme ucu renginde değişiklik Memeye komşu lenf nodlarında büyüme Üst kolda anormal şişlik gibi belirtiler izlenir. 3. Muayene edilmesi gereken bölgenin belirlenmesi ve bölgenin elle muayenesi Göğüs kemiğinin ortasından koltukaltına orta hattına kadar, yukarıda köprücük kemiğinden aşağıda memeden birkaç santimetre aşağıya kadar bölge muayene edilir. Bölgenin elle muayenesi: Memenin elle muayenesine ayakta durur pozisyonda başlanır. Sol memenin muayenesi için sol kol başın üzerine kaldırılır. Sağ elin orta üç parmağının iç yüzü ile muayene edilir. 14 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Aynı işlem sağ meme içinde tekrarlanır ve sonra sırtüstü yatar pozisyonda memeler tekrar muayene edilir. Muayene sırasında sırt üstü yatma, muayene edilecek tarafın sırt ve skapula altına ince bir yastık veya katlanmış havlu koyma, muayene edilecek taraftaki kolu başaltına yerleştirme önemlidir. Böylece meme dokusu kostalar üzerine yayılır ve memedeki anormal oluşumlar daha kolay palpe edilebilir. 4. Muayene şekli: Üç çeşit muayene şekli vardır. 1-Dairesel (Sirküler) 2-Dikey (Vertikal) çizgilerle 3-Tekerlek (Işın Tarzında) şeklinde Memenin elle muayenesinde orta üç parmağın iç yüzleri kullanılır, parmaklar birbirine yapışık tutulmalıdır. Her memenin en az 5 dakika muayene edilmesi gerekir. 5. Meme başı muayenesi: Meme başı baş parmak ve işaret parmağı arasında nazikçe sıkılır.Kanlı meme başı akıntısı olabilir. 6. Koltuk altı muayenesi: Sırt üstü uzanarak koltuk altı çukurunun ön, orta, ve dış bölümleri derinlemesine palpe edilir. 15 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MEME KANSERİNDE YAYILIM Meme kanseri yayılımını kan ve lenf yolu ile yapar. En sık metastaz yaptığı organlar; kemik ( %71), akciğer (%69), karaciğer (%65), plevra (%51), adrenal bezler (%49), deri (%30), beyin (%20) dir (21). MEME TÜMÖRLERİNDE HİSTOPATOLOJİK SINIFLANDIRMA Meme tümörlerinin histolojik sınıflaması 1982 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılmıştır. 2003’te örgüt yeni bir histolojik sınıflandırma yayınlamıştır. (22). Epitelial Tümörler 1 -İnvaziv Duktal Karsinom -Not Otherwise Specified (NOS) -Mikst tip karsinom (%10-49’una NOS eşlik eder) -Pleomorfik karsinom (%50’den fazla pleomorfik hücre içeren high grade duktal karsinom) -Osteoklastik dev hücreli karsinom (dev hücreler, CD68+, S-100-, SMA-, CK-, EMA-, ER-, PR-) -Koryokarsinomatöz özellikli karsinom (Beta HCG % 60 NOS alanda pozitif) -Melanotik özellikli karsinom (Meme derisi tutulumu olmaksızın melanin varlığı) 2 -İnvaziv lobuler karsinom 3 -Tubuler karsinom 4 -İnvaziv kribriform karsinom 5 -Medüller karsinom 6 -Müsinöz karsinom ve bol müsin içeren diğer tümörler -Müsinöz karsinom -Kistadenokarsinom ve kolumnar hücreli müsinöz karsinom -Taşlı yüzük hücreli karsinom 16 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ 7 -Nöroendokrin tümörler -Solid nöroendokrin hücreli karsinom -Atipik karsinoid tümör -Küçük hücreli/yulaf hücreli karsinom -Büyük hücreli nöroendokrin karsinom 8 -İnvaziv papiller karsinom 9 -İnvaziv mikropapiller karsinom 10 -Apokrin karsinom 11 -Metaplastik karsinomlar -Saf epitelial metaplastik karsinom *Skuamoz hücreli karsinom *İğsi hücre metaplazili adenokarsinom *Adenoskuamöz karsinom *Mukoepidermoid karsinom -Mikst epitelyal/mezenkimal metaplastik karsinomlar 12 -Lipitten zengin karsinom 13 -Sekretuar karsinom 14 -Onkositik karsinom 15 -Adenoid kistik karsinom 16 -Asinik hücreli karsinom 17 -Glikojenden zengin şeffaf hücreli karsinom 18 -Sebase karsinom 19 -İnflamatuar karsinom 20 -Lobuler neoplazi -Lobuler karsinoma in situ 21 -İntraduktal proliferatif lezyonlar -Sıradan (usual) duktal hiperplazi -Düz (flat) epitelial hiperplazi -Atipik duktal hiperplazi 17 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ -Duktal karsinoma insitu 22 -Mikroinvaziv karsinom 23 -İntraduktal papiller neoplaziler -Santral papillom -Periferal papillom -Atipik papillom -İntraduktal papiller karsinom -İntrakistik papiller karsinom 24 -Benign epitelial proliferasyonlar -Adenosis *Sklerozan adenosis *Apokrin adenosis *Blunt duktus adenosis *Mikroglandüler adenosis *Adenomyoepitelial adenosis 25 -Radyal skar/kompleks sklerozan lezyon 26 -Adenomlar - Tubuler adenom -Laktasyon adenomu -Apokrin adenom -Pleomorfik adenom -Duktal adenom Myoepitelial Lezyonlar 1 -Myoepiteliosis 2 -Adenomyoepitelial adenosis 3 -Adenomyoepitelioma 4 -Malign myoepitelioma 18 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Mezenkimal Tümörler 1 -Hemanjiom 2 -Anjiomatosis 3 -Hemajioperisitom 4 -Psödoanjiomatöz stromal hiperplazi 5 -Myofibroblastom 6 -Fibromatosis (agresiv) 7 -İnflamatuar myofibroblastik tümör 8 -Lipom -Anjiolipom 9 -Granüler hücreli tümör 10 -Nörofibrom 11 -Schwannom 12 -Anjiosarkom 13 -Liposarkom 14 -Rabdomyosarkom 15 -Osteosarkom 16 -Leiomyom 17 -Leiomyosarkom Fibroepitelial Tümörler 1 -Fibroadenom 2 -Phylloides tümör *Benign *Borderline *Malign 3 -Periduktal stromal sarkom, low grade 4 -Meme hamartomu 19 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Meme Başı Tümörleri 1 -Meme başı adenomu 2 -Siringomatöz adenom 3 -Meme başı Paget hastalığı Malign Lenfoma 1 -Diffüz büyük B hücreli lenfoma 2 -Burkitt lenfoma 3 -Ekstranodal marjinal zon B hücreli lenfoma, MALT tip 4 -Foliküler lenfoma Metastatik Tümörler Erkek Meme Tümörleri 1 -Jinekomasti 2 -Karsinom -İnvaziv -İn situ 20 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MEME KANSERİ KLASİFİKASYONUNDA YENİLİKLER Meme kanserinde son zamanlarda yeni klasifikasyonlar yapılmaktadır (22). Bu sınıflamalar üzerinde görüş birliği ve yaygın kullanıma geçiş için yapılan tartışmalar sürmektedir. Sınıflama sırasında dikkate alınan parametreler: *Histopatolojik tümör tipi *Histopatolojik diferansiasyon *Tümörün yaygınlığı -Boyut, lenf noduna metastaz, uzak metastaz *Biyolojik belirteçler -ER, PR, cerb-B2 *Tümör genetiği Gen Ekspresyon Profiline Göre 1-Luminal A 2-Luminal B 3-Normal meme benzeri 4-cerb-B2 overeksprese eden 5-Bazal benzeri Luminal tümörler genellikle ER(+) olup özellikle luminal A tipinde CK8 ve CK18 ile pozitif boyanma izlenir. Prognoz Luminal tip A da en iyidir ve endokrin tedavi yeterli bulunmaktadır. Luminal tip B de prognoz biraz daha kötüdür ve tamoksifene yanıt Luminal A tipine göre daha az, ancak kemoterapiye yanıt iyidir. Bazal benzeri tümörlerde ER(-), cerb-B2(-), Vimentin(+) , EGFR(+) , CK8/18(+), CK5/6(+) olup konvansiyonel kemoterapiye iyi yanıt verirler. 21 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MEME KANSERİNDE TNM SINIFLAMASI T-Primer tümör TX Primer tümör değerlendirilemez durumda T0 Primer tümör yok Tis İn situ karsinom DCIS LCIS Meme başının Paget hastalığı, tümör eşlik etmiyorsa (Paget tümöre eşlik ediyorsa tümör boyutuna göre değerlendirilir.) T1 Tümör boyutu 2 cm veya daha küçük T1mic Mikroinvazyon 0.1 cm veya daha küçük T1a 0.1-0.5 cm arası T1b 0.5-1 cm arası T1c 1-2 cm T2 2-5 cm arası T3 5 cm den büyük T4 Tümör ne boyutta olursa olsun göğüs duvarı ya da meme derisine yayılım (pektoral kas tutulumu hariç.) T4a Göğüs duvarına yayılım T4b Meme derisinde ülser ya da ödem, meme derisinde satellit nodüller T4c T4a+T4b T4d İnflamatuar karsinom 22 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ N-Bölgesel Lenf Nodu (Patolojik) NX Bölgesel lenf nodu değerlendirilemiyor N0 Lenf nodu metastazı yok N1 İpsilateral aksiller 1-3 adet lenf nodunda tümör metastazı N2 İpsilateral aksiller 4-9 adet lenf nodunda tümör metastazı yada internal mamarian lenf nodu metastazı N2a Aksiller lenf nodunda fikse tümör metastazı N2b İpsilateral internal mamarien lenf nodunda tümör metastazı N3 İpsilateral infraklavikuler lenf nodu metastazı beraberinde 10’dan fazla aksiller yada internal mammarien nod tutulumu N3a Sadece infraklavikuler lenf noduna metastaz N3b İnternal mammarien lenf nodu ve aksiller lenf nodu metastazı N3c Supraklavikuler lenf nodu metastazı M-Metastaz MX Uzak metastaz değerlendirilemiyor M0 Uzak metastaz yok M1 Uzak metastaz varlığı 23 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ EVRELEME Stage 0 Tis N0 M0 Stage 1 T1 N1 M0 Stage IIA T0 N1 M0 T1 N1 M0 T2 N1 M0 T2 N1 M0 T3 N0 M0 T0 N2 M0 T1 N2 M0 T2 N2 M0 T3 N1, N2 M0 Stage IIIB T4 N0, N1, N2 M0 Stage IIIC Tx N3 M0 Stage IV Tx Nx M1 Stage IIB Stage IIIA 24 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MEME KANSERİNDE PROGNOSTİK FAKTÖRLER Konvansiyonel prognostik faktörler; evre, aksiller lenf nodu durumu, tümör çapı, tümör tipi, histolojik grade, nükleer grade, lenfovasküler invazyon, karsinoma in situ komponentinin karakteri ve oranı, deri ve memebaşı invazyonudur. Modern tedavide östrojen, progesteron reseptör durumu, onkoprotein ve tümör supresör genler, tümör angiogenezi, proteazlar, flow sitometri incelemeleri, proliferasyon indeksi gibi pek çok parametre prognostik ve prediktif olarak kullanılmaktadır (22). Evre Meme kanserinin evrelendirilmesi, primer tümör (T), bölgesel lenf nodları (N) ve uzak metastazların (M) değerlendirilmesi temeline dayanır. Aksiller ve intramamarial lenf nodları dışındaki transpektoral, internal mammarial, supraklavikuler ve servikal lenf nodlarının tutulumu uzak metastaz olarak değerlendirilir. Tümör, bölgesel lenf nodları ve uzak metastazların alt kategorilerin kombinasyonları ile I’den IV’e kadar evrelendirme yapılır. Aksiller Lenf Nodu Tutulumu Aksiller lenf nodlarının durumu hastalıksız sağkalımı ve total sağkalımı gösteren en önemli prognostik faktördür. On yıllık sürede, nod negatif hastaların sadece %20-30’unda rekürrens gelişirken, bu oran aksiller nod tutulumlu hastalarda %70’e ulaşmaktadır. Metastatik lenf nodu sayısı çok önemlidir. Dört ve dördün üzeri lenf nodu tutulumunda prognoz kötüdür. Metastatik lenf nod sayısı kadar, metastatik lezyonun çapı (mikrometastaz), lenf nodu çevresi yumuşak dokuya yayılım da prognozu olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir(23). Bazı görüşler mikrometastazların (2 mm’den küçük metastazlar) prognozu olumsuz yönde etkilemediği biçimindedir. Buna karşın, Friedman ve arkadaşları lenf nodlarında seri kesitlerle ortaya konan subkapsüler ve marjinal sinus yerleşimli tümör emboli varlığında uzak metastaz riskinin lenfatik tutulumu olmayan olgulara göre 1.7 kez arttığını saptamışlardır. 25 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Sentinel Lenf Nodu: Sentinel lenf nod biyopsisi, meme kanserinin evrelemesinde klinik olarak aksilla negatif küçük invaziv meme kanserli hastalarda, aksiller disseksiyona alternatif olarak sunulmuştur. Aksiller durumu belirlemede spesifik ve sensitiftir. Aksiller diseksiyon genellikle bir evreleme yöntemidir, ancak bazı hastalarda terapötik yarar da sağlayabilmektedir. Aksiller disseksiyonsuz sentinel lenf nod biyopsisi tercih edilmektedir, çünkü aksiller diseksiyonun beraberinde getirdiği morbiditeyi azaltır. Henüz bu yöntemin, hastalıksız sağkalım ve total sağkalım oranının aksiller diseksiyonunkine eşit olduğu gösterilmemiştir. Bu yöntemde yanlış negatif oranı tek merkezli çalışmalarda % 0 olmakla birlikte, çok merkezli çalışmalarda %11.4’e (%0-28) ulaşmaktadır (10,24,25). Tümör Çapı: Tümör hacmi en önemli bağımsız prognostik faktörlerden biridir ve nodal tutulumla birlikte evrelemede kullanılan üç özellikten ikisini oluşturmaktadır. Artan tümör hacmi ile aksiller lenf nodu tutulumu arasında bir ilişki vardır. Tümör çapının 2 cm ya da daha küçük olduğu olgularda prognoz belirgin olarak daha iyidir. Artan tümör hacmiyle birlikte lenf nodunun tutulma oranı artmakta ve 5 yıllık sağkalım oranı düşmektedir (13,18,19). Tümörün Histolojik Tipi: Meme karsinomları iyi ve kötü prognozlu tipler olarak iki alt gruba ayrılabilir. İyi prognozlu histolojik tipler aşağıda sıralanmıştır. Meme kanserinin özel tiplerini belirleyen morfolojinin bir tümörün %90’ından fazlasını hatta %100’e yakın bölümünü oluşturması önemlidir (13). 26 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ İyi Prognoza Sahip invaziv Meme Karsinomları 1- Tübüler karsinom 2- Kribriform karsinom 3- Pür müsinöz (kolloid) karsinom 4- Adenoid kistik karsinom 5- Düşük dereceli adeno-skuamöz karsinom 6- Sekretuar karsinom 7- Tubulo-lobüler karsinom 8- Klasik lobüler karsinom 9- Medüller karsinom 10- İnvaziv papiller karsinom Tümör Derecesi (Grade): Günümüzde en çok kabul gören sistem, Elston tarafından modifiye Edilmiş BloomRichardson sistemidir. Bu sistemde tümörde tübül formasyonu, nükleer özellikler ve mitoz sayısı ayrı ayrı değerlendirilerek skorlanır ve elde edilen sonuca göre tümörün histolojik diferansiasyonu I, II, III olarak değerlendirilir. Medüller karsinomlar hariç tüm invaziv meme karsinomlarnda derecelendirme yapılabilir. Lenfovasküler İnvazyon: Kan ve lenfatik damarların tümör hücrelerince invazyonu, prognoz açısından önemlidir. Bu bulgu, lenf nod metastaz varlığı ile kuvvetli birliktelik gösterir ve ayrıca lenf nod metastazı olmayan olgularda kötü prognoz belirtisi olarak kabul edilir. Dermal lenfatiklerde tümör hücre emboli varlığı, inflamatuar meme karsinomunun patolojik göstergesidir (20). 27 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Steroid Reseptörler: Günümüzde memenin invaziv bir karsinomuna ait biyopsi örneklerinde ER ve PR’nin varlığının araştırılması, meme kanserli hastaların tedavilerinin yönlendirilmesinde standart bir uygulama haline gelmiştir. Primer meme kanserlerinin ortalama % 55-65’i, metastazların ise %45-55’i ER pozitiftir. ER pozitif tümörlü kadınların %32-80’i hormonal tedaviye yanıt verirken, ER(-) tümörlü kadınlarda bu oran %8’dir (23). Primer ve metastatik meme kanserlerinin ortalama %45-60’ı PR içerir. Bir tümörde ER ve PR’nin her ikisinin varlığı sadece ER (+) olan tümörlü hastalarda izlenen ortalama %52’lik hormonal tedavi yanıtını %75-80’e çıkarır (24). Moleküler Prognostik Parametreler: Prognostik bir parametre olarak meme kanserinde hücre kinetik analizleri güvenilir, objektif ve aksiller lenf nodu durumundan bağımsızdır. Hücre kinetik özelliklerinde başlıca tümör hücrelerinde proliferatif oran ve DNA içerikleri saptanır (13,22). i) Flow Sitometri: Bu yöntemle S fazındaki hücrelerin saptanması yanı sıra tümör hücrelerinin DNA içeriği de belirlenebilir. Nod (-) ve nod (+) meme kanserli hastalarda mortalite ve rekürrens riskinde artma ile, S faz fraksiyonu arasında korelasyon vardır. Ancak rutin kullanm için standardizasyon ve kalite kontrolüne gereksinim vardır. Ayrıca östrojen ve progesteron reseptör varlığının düşük S faz fraksiyonu ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. 28 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ ii) Ki-67: G0 hariç tüm hücre siklusunda nükleusta mevcut bir nükleer antijene karşı gelişen monoklonal antikordur. DNA içeriğine bakmaksızın herhangi bir siklus fazında bulunan tüm hücreler G0 fazına girebildiği için, Ki-67 fraksiyon tayinlerinin bir tümörün prolifere hücre komponenti ile ilgili en anlamlı bilgileri verebileceği söylenebilir. Nod (-) meme kanserleri ortalama % 13, Ki-67 büyüme fraksiyonuna sahipken dörtten az nod (+) tümörlerde bu fraksiyon %20’dir. Ayrıca steroid hormon reseptör varlığı ile ters bir ilişki vardır. iii) DNA içeriği: DNA ploidi analizleri, anormal DNA profili, anöploid tümörlerin belirlenmesini sağlar ve flow sitometrik analizle saptanabilir. DNA içeriğinin anormal derecesi DNA indeksi ile ifade edilir. Ancak DNA ploidisi primer meme kanserli hastaların klinik gidişi ile korele değildir. 29 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MATRİKS METALLOPROTEİNAZLAR Matriks Metalloproteinazlar ekstrasellüler matriksin en az bir komponentini proteoliz edebilen 21 den fazla üyesi olan çinko bağımlı endopeptidaz ailesidir. Ekstrasellüler matriks, proteinleri, proteoglikanları içeren organizmalara sadece yapısal destek sağlamakla kalmayıp aynı zamanda hücre proliferasyonu, farklılaşması ve migrasyonu ile yapışma doku morfogenezi gibi aktivitelerde etkili karmaşık ve dinamik bir oluşumdur. Tümü proenzim olarak fibroblastlar, osteoblastlar, kondrositler endotel hücreleri, makrofajlarlar, nötrofiller gibi çeşitli bağ doku hücresinden salgılanır. Bu enzimler doku yeniden yapılanması morfogenez yara iyileşmesi ve normal gelişimsel süreç gibi fizyolojik olaylarda önemli rol oynadıkları gibi, tümör hücresi invazyonu, anjiogenez ve metastaz gibi patolojik olaylarda da rol alır.(31-36) Matriks Metalloproteinazlar ekstrasellüler matriksin yapılanmasını gerektiren romatoid artrit, pulmoner amfizem, periodontit, cildin blisterli lezyonlarında ve tümör büyümesi invazyonu, metastazlarında yüksek düzeyde eksprese edilir.(37-38) Tüm Matriks Metalloproteinazlar spesifik domainler taşır. Katalitik aktiviteleri, katalitik aktivite bölgesinde çinko bulunmasına bağlıdır. Proteolitik aktiviteleri TIMP (Matriks Metalloproteinaz Doku İnhibitörü) ile inhibe edilir.(39) Matriks Metalloproteinazlar substrat spesifiteleri ve domain yapısına göre 4 ana gruba ayrılmışlardır. 1- İnterstisyel kollajenazlar 2- Gelatinazlar 3- Stromelisinler 4- Membran tipi Matriks Metalloproteinazlar Ancak son zamanlarda yapısal olarak sınıflanmış ve 8 ana grup oluşmuştur. 5 adedi salgılanma özelliğinde, 3 adedi membran tipi MMP’ler olarak gruplara ayrılmıştır.(40) 30 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ 1. İNTERSTİSYEL KOLLAGENAZ (FİBROBLAST KOLLAJENAZ) MMP-1 bu grubun prototipik üyesidir.1962 de ilk kez kurbağa yavrusunun kuyruk kısmının çözünmesini sağlayan bir proteaz olarak tanımlanmıştır. Latent formu 55 kDA ağırlığında aktif formu 43 kDA ağırlığındadır. Kromozomal lokasyonu 11q22.222.3‘dur.Tip1, tip2, tip3 interstisyel kollajeni sindirir. Ayrıca tip2, tip5, tip10 kollajenin yıkımında da rol oynar.MMP-3, -7, -10, plasmin ,kallikrein,ve kimazlar tarafından aktive edilir. MMP-1 de MMP-2’i aktive eder.(39) 2. GELATİNAZLAR (TİP 4 KOLLAJENAZ ) Denature kollajen tip 4,5,7,9,10'u degrade eder. Tip 4 kollajen bazal membranda çok bulunur. Gelatinazların MMP-2 ( gelatinaz A), MMP-9 (Gelatinaz B ) olarak bilinen 2 üyesi vardır. MMP-2 ve MMP-9 un substrat spesifiteleri benzerdir. Ancak growth faktör reseptörleriyle farklı cevap verirler(39). Kromozomal lokasyonu 16q13’dur. MMP-2, Gelatin, kollagen I, IV, V, VII, X, ,tenasin, fibrillin, osteonektin, monosit kemoattraktan faktör ve protein 3ü degrade eder. MMP-1, -13, -14, -15,-16, -triptaz tarafından aktive olur. MMP-9, -13’ü aktive eder.(39) 3. STROMELİSİNLER Streptomelisin-1 (MMP-3), Streptomelisin-2 (MMP-10), Streptomelisin-3 (MMP11), Matrilisin-7 den oluşur. Bunlar substrat spesifitesi geniş bir gruptur. Proteoglikanlar (core protein), laminin, fibronektin, kollajen 4’ ün nonhelikal bölgelerini parçalar.(39) 4. MEMBRAN TİPİ MMP’LER Transmembran tipi MMP’lerdir. Transmembran tipi bir domainleri vardır.Günümüzde 6 adet MT-MMP bilinmektedir. (MMP14, MMP15, MMP16, MMP17, MMP-23, MMP24). Bütün MT-MMMP ler pro-MMP-2 i aktive edebilir ve çoğu MT-MMP ekstrasellüler matriksi degrade edebilir. Bunlar pek çok tümör tipinde özellikle stromal fibroblastlar tarafından salgılanır.(41) MMP’ler inaktif zimojenler halinde salınır ve perisellüler bölgeden salınan serin proteazlarla veya diğer metalloproteinazlarla aktive edilir(39). MMP aktivitesi metalloproteinazların doku inhibitorleri ile inhibe edilir.(41) 31 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MATRİKS METALLOPROTEİNAZLARIN DOKU İNHİBİTÖRLERİ Metalloproteinazların proteolitik aktiviteleri spesifik doku inhibitörleri ile inhibe edilmektedir.4 farklı doku inhibitörü vardır. TIMP-1, TIMP-2, TIMP-3, TIMP-4.(41) Doku inhibitörleri malign tümörün büyümesini, invazyonunu ve metastazını inhibe etmektedir(42). Metalloproteinazlar aynı zamanda alfa-1 proteinaz inhibitör ve alfa-2 makroglobulin gibi nonspesifik inhibitörler tarafından da inhibe edilir.(40) KANSER PROGRESYONUNDA MATRİKS METALLOPROTEİNAZLAR Kanser progresyonunda 6 köklü değişiklik kanser hücresinin fizyolojisinde önemlidir: Kendi kendine büyüme,büyüme inhibe eden sinyallere cevapsızlık, apoptozdan kaçış, sürekli replikasyon, aralıksız anjiogenez , doku invazyon ve metastazı.(43) Tümör hücresinin invazyon ve metastazı için ekstrasellüler matriksin ve bazal membranın ileri derecede yeniden yapılanması gerekmektedir. İn situ kanserin invaziv hale geçebilmesi için kesintisiz bazal membranı penetre edip, stromaya doğru hareket etmesi, metastaz içinse tümör hücresinin vasküler ve lenfatik kanallara geçip, uzak da ikinci bir odak oluşturabilmesi gerekmektedir. .Matriks metalloproteinazların invazyon ve metastazda anahtar olduğu bilinmesine rağmen günümüzde tümör gelişiminin birçok farklı aşamasında etkili olduğu çalışmalarla gösterilmiştir. Matriks metalloproteinazlar tümörün büyümesini, apoptozu, anjiogenezi ,kansere immun yanıtın düzenlenmesini de regüle ederler. MMP-2,9,14 anjiogenezle direk olarak ilişkilidir MMP-19 ise vasküler endotelde eksprese edilmektedir. (44) 32 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Matriks metalloproteinazların yüksek aktivitesi pek çok malignitede prognoz ve tedaviye yanıtla ilgili ipuçları vermektedir. MMP-2’nin yüksek ekspresyonları gastrik kanser, hipofarengeal SCC, ovarian kistadenokarsinom, akciğerin nonsmallcell kanseri, servikal, mesane, ürotelyal, meme ve üveal melanoma da kötü prognostik faktördür. Serum MMP-2 düzeylerinin yüksekliği, ovarian kistadenokarsinom(46), kolorektal (47) ve ürotelyal kanserde(48) olumsuz bir prognostik faktör olduğu gösterilmiştir. MMP-2 ve 9 oral karsinom(49) akciğer karsinomu(50), mesane, ovarian karsinom(51) ve papiller tiroid karsinomunda (52), kötü diferansiasyon ve tümör progresyonu ile ilişkili bulunmuştur MMP-2 ya da MT1-MMP servikal neoplazilerde eksprese edilmez ancak servikal karsinomda evrenin ilerlemesi ile yüksek düzeyde eksprese edilir.(53-54). Nöroblastomun ilerleyen evrelerin de de MMP-2 yüksekliği bildirilmiştir.(55) MMP’lar hasta serum ve idrarında ölçülerek tümörün prognozunu tahmin edilebilmektedir. Bu calışmalarda MMP-1 ve MMP-2, immunohistokimya, western blot analizi, polimeraz zincir reaksiyonu gibi metodlar ile incelenmiştir .MMP aktivitesi kollajen, jelatin, kazein zimografisi ile de incelenmiştir. Prognostik çalışmaların çoğunda MMP’lerin ekspresyonu kötü surveye eşlik etse de, bazen bu durum kemoterapiye iyi yanıt ve iyi sağkalımla birlikte olabilmektedir. Akut Myeloid Lösemide kemik iliğindeki blastik hücrelerin MMP-2 ekspresyonu iyi prognoza eşlik etmektedir.(56) Metastatik melanomda MMP-1 ekspresyonu artmış hastalarda kemoterapiye iyi yanıt alındığı görülmüştür(39) Arenos Huerteno ve arkadaşları, yaptıkları çalışmada ağız içi skuamöz hücreli kanserde MMP-2 ve MMP-9’un düşük ekspresyonu durumunda neoadjuvant terapiye iyi yanıt alındığını göstermişlerdir.(57) 33 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MATRİKS METALLOPROTEİNAZ İNHİBİTÖRLERİ (MMPI) MMP aktivitesinin ekstrasellüler alanlarda inhibisyonu, invazyonun durdurulması amacıyla çalışmalar halen sürmektedir. Geleneksel Sitotoksik ilaçlara ek olarak MMPI ile ilgili çalışmalar mevcuttur.MMP-2 nin tümöre karşı etkin olduğu preklinik çalışmalar ile gösterilmiştir.Ancak ilaç deneyi çalışmaları tümörün büyümesini tümör çevresinde faz 2 den sonra ilerlememiştir. MMPI fibrotik bir kapsül oluşturarak, tümörün indüklediği anjiogenezi inhibe ederek ve aynı zamanda tümör hücrelerinin apoptozun indükleyerek invazyonu engeller(58). Erken evre tümörlerde MMPI ile daha olumlu sonuç elde edileceği düşünülmektedir. İri tümörlerde maksimum tolere edilebilecek ilaç dozu kutanöz raş ve artralji gibi yan etkileri nedeniyle kısıtlıdır.(59) TABLO 2 – MMPI İLE KLİNİK ÇALIŞMALAR İÇERİK FİRMA KANSER TİPİ KLİNİK ÇALIŞMA FAZI Batimastat (BB-94) British Biotech Pek çok tip FazII/iptal Marimastat (BB-2516) British Biotech Pankreatik, SCLC, NSCLC, ovarian, Faz /iptal Meme, glioblastoma, gastrik Solimastat (BB-3644) British Biotech/Schering-Plough Bilgi yok Faz I Prinomastat (AG3340) Agouron/Pfizer Meme, prostat NSCLC, Faz II/III glioblastoma BAY12-9566 Bayer BMS-275291 (D 2163) Chiroscience/Bristol Myers-Squibb CGS27023A (MMI 270B) Novartis Neovastat (Æ-941) Aeterna Metastat (Col-3, CMT-3) CollaGenex Bisphosphonates (clodronate, Pankreatik, SCLC, NSCLC, ovarian Faz III/iptal NSCLC Faz II Pek çok tip FazII/iptal Multiple myeloma FazII NSCLC, prostat, renal Faz III Kaposi sarkomu, malign gliomlar Faz I/II Pekçok tip Faz III pamidronate, zelodronate, ibandronate) NSCLC : Non-small cell akciğer CA SCLC : Small cell akciğer CA 34 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MATERYAL VE METOD Çalışmamızda 2007- 2008 tarihleri arasında Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Laboratuarında invazi duktal karsinom tanısı almış modifiye radikal mastektomi materyallerinden hazırlanan 46 adet olgu seçilerek çalışma kapsamına alındı. Olgulara ait arşiv kayıtları, tüm preparatlar (hazır lam ve parafin blok) yeniden gözden geçirilerek değerlendirildi. İmmünohistokimyasal inceleme için tümörlere ait en uygun parafin bloklar seçildi. Olguların hepsi kadın ve invaziv duktal karsinom tanısı almış olup aşağıdaki parametreler göz önüne alınarak incelendi; a- Yaş b- Tümör boyutu: Primer tümörün en büyük çapı tümör boyutu olarak alındı. c- Tümör tipi: İnvaziv komponent tipi değerlendirildi. d- Histolojik grade: Bloom-Richardson sisteminin Nottingham modifikasyonu kullanıldı. Buna göre tubul formasyonu değerlendirilirken tümörün %75’inden fazlasında lümenleri belirgin tubul yapısı görülüyorsa 1 puan, solid alanlarla birlikte %10-%75 arasında tubul yapısı varsa 2 puan, %10’un altında tubul yapısı var ya da hiç yoksa 3 puan verildi. Mitoz sayısı 10 büyük büyütme alanında 0-9 ise 1 puan, 10-19 ise 2 puan, 20 ve üzeri ise 3 puan verildi. Bu parametrelere göre elde edilen toplam skor 3-5 ise grade I, 6-7 ise grade II, 8-9 puan ise grade III olarak değerlendirildi. e- Nükleer grade: Modifiye Black sistemine göre tümör hücrelerinin nükleusları uniform, düzenli ve küçük ise 1 puan,nükleuslar orta derecede farklılık gösteriyor ve yer yer nükleolleri seçilebiliyorsa 2 puan,ileri derecede farklılık gösteriyor ve bir ya da birkaç belirgin nükleol içeriyorsa 3 puan verildi. 35 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ f- Aksiller lenf nodu tutulumu: Aksiller küraj materyalinden ayıklanan lenf nodlarında tutulum yok ise N0, 1-3 aksiller veya intramammarien lenf nodu tutulumu varsa N1, 4-9 aksiller tutulum veya intramammarian lenf nodu tutulumu varsa N2, 10 veya daha fazla aksiller ya da ipsilateral supraklavikuler lenf nodu tutulumu varsa N3 kabul edildi. g- Hormon reseptör durumu: Östrojen ve progesteron reseptör varlığı ile cerb-B2 pozitifitesi incelendi. İMMÜNOHİSTOKİMYASAL İNCELEME Tümörlerin 2-3 mikronluk parafin kesitleri poly-L-Lizin kaplı lamlara alınarak bir gece etüvde 370C’de inkübe edildi. Kesitler 15 dakika süre ile xylende deparafinize edilip yine 15 dakika alkolde bekletilerek dehidrate edildi. Antijeni açığa çıkarmak için kesitler EDTA’lı tampon (pH 8) çözeltisi içerisinde mikrodalga fırında 800 Watt’da 15 dakika ve 360 Watt’da 15 dakika ısıtıldı. Daha sonra oda sıcaklığında 20 dakika soğumaya bırakıldı. Dokulardaki endojen peroksidaz aktivitesini ortadan kaldırmak için kesitlere %3’lük hidrojen peroksit damlatılarak 8 dakika bekletildi. Daha sonra sırasıyla, protein blok solüsyonu (DakoCytomation Protein Block) ile 10 dakika, primer antikor (MMP-1 ve MMP-2), sekonder antikor (Biotinylated link universal) ile 15 dakika ve streptavidin-HRP (DakoCytomation) ile 15 dakika işleme alındı. Kromojen olarak (DakoCytomation AEC+Substrat) damlatılarak 15 dakika beklendi. Kesitler tüm işlemlerden sonra distile su ile yıkandı. Son olarak Mayer Hematoksilen ile kontrast boyama yapılıp su bazlı kapama materyali ile kapatıldı. Primer antikor olarak ; MMP-1 (Rabbit Pab RB1536-R7 Lot:1536R6060 Neomarkers,Fremont,CA), MMP-2(Rabbit Pab RB9233-R7Lot:9233R703A Neomarkers,Fremont,CA) Pozitif kontroller olarak her iki marker için (MMP-1, MMP-2), damar endoteli ve mononükleer iltihabi hücreler, benign meme epiteli kullanıldı.(internal kontrol) 36 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ İmmünohistokimyasal incelemenin değerlendirilmesi: Değerlendirmeler Olympus Bx50 ışık mikroskobunda 400x(40x objektif lens, 10x oküler lens, 0.15 mm2) büyütme kullanılarak yapıldı. İki ayrı araştırmacı, klinik ve patolojik parametreleri onceden bilmeksizin olgu sırasına gore kodlanmış immun boyalı lamların tüm alanlarını taradı. Uyuşmazlık görülen olgular için çokbaşlı mikroskopta birlikte karar verildi. Boyanmanın internal kontrolü için vasküler endotel, inflamatuar hücreler ve stromal fibroblastların boyanması dikkate alındı. İmmünohistokimyasal incelemede MMP-1 ve MMP-2 için boyanma yaygınlığı ve şiddeti değerlendiridi. MMP-1 ve MMP-2’nin hem tümör hücresinde, hem de stromal fibroblastlar ve inflamatuar hücrelerdeki ekspresyon paterni sitoplazmiktir. Ayrıca benign meme epiteli ve vasküler endotel bu markerlerle pozitif boyanır. Sitoplazmik boyanma şiddeti zayıf(+), orta(++), kuvvetli(+++) olarak değerlendirildi. Hiç boyanmayanlar negatif kabul edildi. TABLO 3 : MMP-1 ve MMP-2 boyanma şiddeti grupları ve puanlar: 0 boyanma yok 1 hafif derecede boyanma var acık kahverengi 2 orta derecede boyanma var koyu kahverengi 3 şiddetli boyanma var parlak kahverengi MMP-1 ve MMP-2’nin tümör hücrelerindeki ekspresyonu, boyanma oranına göre pozitif ve negatif gruplar halinde ikiye ayrılmıştır. Boyanma oranı %50 ve üzeri olanlar pozitif (+), %50’nin altında olanlar ise negatif (-) kabul edilmiştir. İstatiktiksel Analiz Çalışmada elde edilen bulgularda istatistiksel analizler için SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 13.0 programı kullanıldı. Parametreler arasındaki ilişkilerin incelenmesinde ise Spearman korelasyon testleri ve Mann Whitney U testi ve T testi kullanıldı. Tüm testlerde anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirildi. 37 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ BULGULAR 46 olgudan oluşan çalışmamızda olguların yaşları 22 ile 82 arasında değişmektedir.Ortalama yaş 51,04+12,658dır. Hastalarımızın tümü kadındır. Olgularımızda tümör çapları 0,8 cm ile 12cm arasında değişmektedir. Ortalama tümör çapı 3,52+.2,2384 dir. Olguların 9 adedi grade 1, 33 adedi grade 2, 4 adedi grade 3 invaziv duktal karsinomdur. İn situ komponent hastaların 29 adedinde izlenmiştir. 11 vakada in situ tutulum bulunmamaktadır. Aksiler lenf nodu tutulumu 30 hastada görüldü. 16 hastada aksiler nod negatiftir. İmmunohistokimya ile pozitif reaksiyon sitoplazmik olarak görüldü. Boyanma tümör hücrelerinde, vasküler endotelde ve stromal lenfoplazmasiter hücrelerde ve fibroblastlarda izlendi. (Resim 3-4 ). 46 olgudan 23 ünde MMP-1 ile immünpozitivite sapanırken MMP-2 ile immun pozitivite gösteren olgu sayısı 28 dir. (%50 den fazla hücrede boyanma pozitif ekspresyon kabul edilmiştir). 38 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TABLO 4 : DEMOGRAFİK VERİLER Protokol yaş 769-08 1948-08 2001-08 2912-08 2926-08 3509-08 4019-08 4022-08 4310-08 4498-08 5092-08 5280-08 5436-08 5619-08 5954-08 6088-08 6609-08 6918-08 8519-08 8767-08 8882-08 9536-08 9814-08 10385-08 10490-08 10845-08 10256-08 11315-08 12252-08 12458-08 12519-08 13251-07 13353-07 13556-07 13750-07 13977-07 14194-07 15028-07 15210-07 15623-07 19520-07 20917-07 21711-07 23736-07 24008-07 24218-07 46 42 49 22 44 48 48 40 55 35 79 58 28 45 48 47 52 59 26 53 54 55 44 49 54 60 48 46 61 41 63 80 57 50 47 44 63 46 63 36 82 58 49 40 61 49 tm hist cerb- tm MMP1 MMP1 MMP2 MMP2 LN ER PR insitu B2 prolif yayg. şiddet yayg. şiddet çapı grade 7 1 N3 poz poz neg 1 orta 0 orta 1 yok 2,5 2 N1 poz poz neg 1 ağır 2 orta 1 orta 4 2 N3 poz poz poz 1 hafif 0 yok 0 yok 1,5 2 N2 poz poz neg 1 hafif 3 orta 2 orta 3,6 2 N0 poz poz neg 1 orta 1 hafif 3 hafif 2,5 2 N0 neg poz neg 1 hafif 1 hafif 3 hafif 4,5 2 N0 poz poz neg 1 hafif 1 kuv. 3 kuv. 1,5 2 N0 poz poz poz 1 yok 1 kuv. 0 yok 3 2 N1 poz poz neg 1 hafif 1 kuv. 2 orta 3,5 1 N3 poz poz neg 3 orta 1 hafif 3 kuv. 12 2 N1 poz neg poz 2 yok 3 kuv. 3 kuv. 3,5 2 N0 poz poz neg 1 yok 2 orta 3 kuv. 1,7 2 N0 poz poz neg 1 hafif 1 kuv. 2 orta 3,5 3 N2 neg neg poz 3 ağır 1 kuv. 3 kuv. 4,5 2 N3 poz poz neg 2 yok 2 kuv. 3 kuv. 2 1 N0 poz poz neg 2 yok 0 yok 1 hafif 2,2 3 N0 neg neg poz 3 yok 2 kuv. 3 kuv. 1 1 N0 poz neg neg 1 yok 1 hafif 0 yok 2,5 3 N1 neg neg neg 3 yok 2 orta 1 hafif 1,5 2 N1 poz poz neg 1 hafif 2 orta 1 hafif 1,3 2 N0 poz poz neg 1 hafif 2 orta 2 orta 4 2 N0 neg poz neg 3 yok 3 orta 0 yok 2,7 2 N2 neg poz neg 1 orta 2 kuv. 3 kuv. 5 2 N0 poz poz poz 2 yok 0 orta 2 hafif 0,8 1 N0 poz neg neg 1 orta 3 orta 2 hafif 9 2 N3 neg neg neg 3 orta 1 orta 3 kuv. 3 3 N1 neg poz poz 2 ağır 2 orta 2 orta 9 1 N3 poz poz neg 1 hafif 3 kuv. 3 kuv. 5 2 N1 neg poz poz 1 ağır 0 yok 2 orta 3 2 N2 neg poz poz 1 orta 3 kuv. 0 yok 3 2 N0 poz poz neg 3 orta 0 yok 3 orta 5 1 N3 neg neg neg 1 ağır 0 yok 0 yok 2,2 1 N1 neg neg neg 1 yok 0 yok 0 yok 4 2 N1 poz poz 1 hafif 0 yok 0 yok 1,2 2 N3 poz poz poz 3 yok 1 orta 3 kuv. 2 2 N1 poz poz poz 1 orta 2 orta 3 orta 3 2 N0 poz poz neg 1 hafif 2 orta 0 yok 3 2 N0 neg poz neg 2 yok 2 orta 2 kuv. 3,5 2 N1 poz poz neg 1 yok 2 orta 2 hafif 2,5 2 N2 poz poz neg 3 ağır 2 orta 0 yok 2,3 2 N2 poz poz neg 1 yok 0 yok 0 yok 3 2 N3 neg poz poz 3 yok 2 orta 2 orta 3 2 N2 neg neg neg 3 hafif 2 orta 2 orta 3,5 2 N3 poz poz neg 1 orta 3 hafif 2 orta 2,7 1 N2 poz poz neg 1 yok 0 yok 0 yok 8 2 N1 poz poz neg 1 orta 1 hafif 0 yok 39 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TABLO 5 : NONPARAMETRİK KORELASYONLAR (SPEARMANS’) yaygin1 siddet1 (**) siddet2 (*) h.gr (**) (**) (*) (**) (*) (*) (*) (**) yaygin1 rs siddet1 rs yaygin2 rs siddet2 rs histgrade rs ,261 ,372(*) ,299(*) ,323(*) p ,080 ,011 ,043 ,028 Tm çapı Ln er pr cerb2 tmprolif yas İn situ (**) (**) (*) (**) t. çap yaygin2 (**) N 46 46 46 46 rs -,120 -,034 ,172 ,119 p ,427 ,822 ,253 ,429 N 46 46 46 46 rs ,008 -,014 ,025 ,107 p ,959 ,928 ,868 ,479 N 46 46 46 46 rs -,067 -,061 ,022 -,023 p ,657 ,687 ,887 ,879 N 46 46 46 46 rs -,139 -,053 ,060 ,029 p ,357 ,728 ,694 ,847 N 46 46 46 46 rs -,026 ,164 ,128 ,121 p ,863 ,280 ,402 ,430 N 45 45 45 45 rs ,092 ,122 ,325(*) ,392(**) p ,541 ,421 ,027 ,007 N 46 46 46 46 rs -,257 -,331(*) -,172 -,197 p ,084 ,025 ,254 ,190 N 46 46 46 46 rs -,001 -,042 ,055 ,007 p ,993 ,782 ,718 ,961 N 46 46 46 46 Ln er pr cerb2 tmprolif yas (*) (*) (**) (*) (*) (*) (*) (*) (*) (**) (**) (**) (*) (*) (*) ** Korelasyon 0,01 düzeyinde anlamlıdır * Korelasyon 0.05 düzeyinde anlamlıdır. Kısaltmalar: h.gr: histolojik grade ln: lenf nodu 40 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MMP-1 ve MMP-2 boyanma yaygınlığı ile histolojik grade arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamlı ve doğru orantılı ilişki saptandı. (p=0,048, p=0,004) (Tablo20-21) Buna göre grade 2 ve 3 invaziv duktal karsinom olgularında MMP-1 ve MMP-2 boyanma yaygınlığı artmış olarak görüldü. MMP-1 boyanması gösteren tümörlerin %8,7'i grade 1, % 78,3'ü grade 2, % 13'ü grade 3 invaziv duktal karsinom olgularıdır. Benzer sonuçlar MMP-2 içinde geçerlidir. MMP-2 immünpozitif tümörlerin %7,1 grade 1, %78,6. grade 2, %14,3 grade 3 morfolojidedir. TABLO 6 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve HİSTOLOJİK GRADE histgrade 1 MMP-1 0,0 SAYI % ORAN 1,00 1 15 1 23 30,4% 65,2% 4,3% 100,0% 2 18 3 23 8,7% 78,3% 13,0% 100,0% SAYI SAYI % ORAN Total 3 7 % ORAN Total 2 9 33 4 46 19,6% 71,7% 8,7% 100,0% (Açıklama:0,0: negatif, 1,0 : pozitif) TABLO 7 : MMP-2 YAYGINLIĞI ve HİSTOLOJİK GRADE histgrade 1 MMP-2 ,00 SAYI %ORAN 1,00 SAYI % ORAN Total SAYI %ORAN 2 Total 3 1 7 11 0 18 38,9% 61,1% ,0% 100,0% 2 22 4 28 7,1% 78,6% 14,3% 100,0% 9 33 4 46 19,6% 71,7% 8,7% 100,0% MMP-1ve MMP-2 boyanma yaygınlığı ile aksiller tutulum arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı(p=0,909,p=0,907) (Tablo20-21) 41 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TABLO 8 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve AKSİLLER NOD Ln 0 MMP-1 0,0 SAYI ORAN 0,1 Total 3 0 5 3 6 23 39,1% 21,7% 13,0% 26,1% 100,0% 7 7 5 4 23 30,4% 30,4% 21,7% 17,4% 100,0% 16 12 8 10 46 34,8% 26,1% 17,4% 21,7% 100,0% SAYI % ORAN 2 9 SAYI % ORAN 1 Total TABLO 9 : MMP-2 YAYGINLIĞI ve AKSİLLER NOD Ln 0 MMP-2 ,00 SAYI % ORAN 1,00 SAYI % ORAN Total SAYI % ORAN ER 1 Total 2 3 0 6 5 4 3 18 33,3% 27,8% 22,2% 16,7% 100,0% 10 7 4 7 28 35,7% 25,0% 14,3% 25,0% 100,0% 16 12 8 10 46 34,8% 26,1% 17,4% 21,7% 100,0% ile histolojik grade arasındaki ilişki: Negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı(.p<0,005).(Tablo 5) cErbB-2 ile histolojik grade arasındaki ilişki:İstatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı(p<.0,001).(Tablo 5) Histolojik grade ile tümör proliferasyonu arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı(.p<0,005).(Tablo 5) 42 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Tümör çapı ile lenf nodu tutulumu arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı.(p<0,005).(Tablo 5) ER ile tümör proliferasyonu arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı.(p<0,001) ).(Tablo 5) Er ile Pr arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı.(p<0,001).(Tablo 5) Er ile cerbB2 arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı.(p<0,001)(Tablo5) Er ile Pr arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. (p<.0,001). (Tablo 5) Hasta yaşı ile MMP-1 şiddeti arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak negatif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur.(p<0,001)(Tablo5) Yaş ile diğer parametreler arasında anlamlı ilişki saptanmadı. (p>0,05).(Tablo 5) İnsitu karsinom varlığı ile hiçbir parametre arasında anlamlı ilişki saptanmadı. (Tablo 5) (p>0,05). Bazı çalışmalarda MMP-1 ve MMP-2 ekspresyon oranı %80 in üzerinde olursa anlamlı kabul edilmiştir.Mann Witney test buna göre tekrarlandığında MMP-1 boyanma yaygınlığı ile histolojik grade arasında anlamlı bir bağıntı yine dikkati çekmiştir.(p=0,048) Buna göre MMP-2 boyanma yaygınlığı ile de tümör proliferasyonu yine anlamlı bulundu.(p=0,028) MMP-1 ve MMP-2 boyanma yaygınlığı ve estrogen reseptörü arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamı ilişki saptanmadı. ( p = 0,495, p = 0,874)(Tablo20- 21) 43 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TABLO 10 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve ESTROGEN RESEPTÖRÜ er 0 MMP-1 ,00 1,00 3 0 6 6 5 23 26,1% 26,1% 26,1% 21,7% 100,0% 9 5 4 5 23 39,1% 21,7% 17,4% 21,7% 100,0% 15 11 10 10 46 32,6% 23,9% 21,7% 21,7% 100,0% SAYI %ORAN 2 6 SAYI %ORAN Total 1 SAYI %ORAN Total TABLO 11 : MMP-2 YAYGINLIĞI ve ESTROGEN RESEPTÖRÜ Er 0 MMP-2 ,00 1,00 SAYI %ORAN Total 1 SAYI % ORAN SAYI % ORAN Total 2 3 0 4 5 5 4 18 22,2% 27,8% 27,8% 22,2% 100,0% 11 6 5 6 28 39,3% 21,4% 17,9% 21,4% 100,0% 15 11 10 10 46 32,6% 23,9% 21,7% 21,7% 100,0% MMP-1 ve MMP-2 boyanma yaygınlığı ve progesteron reseptörü arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. ( p = 0,317, p = 0,303)(Tablo20-21) TABLO 12 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve PROGESTERON RESEPTÖRÜ Total pr 0 MMP-1 ,00 SAYI ORAN 1,00 SAYI ORAN Total SAYI ORAN 1 2 3 0 5 4 8 6 23 21,7% 17,4% 34,8% 26,1% 100,0% 5 9 5 4 23 21,7% 39,1% 21,7% 17,4% 100,0% 10 13 13 10 46 21,7% 28,3% 28,3% 21,7% 100,0% 44 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TABLO 13 : MMP-2 YAYGINLIĞI ve PROGESTERON RESEPTÖRÜ Pr 0 MMP-2 ,00 SAYI ORAN 1,00 Total 3 0 6 4 4 18 22,2% 33,3% 22,2% 22,2% 100,0% 6 7 9 6 28 21,4% 25,0% 32,1% 21,4% 100,0% 10 13 13 10 46 21,7% 28,3% 28,3% 21,7% 100,0% SAYI % ORAN 2 4 SAYI % ORAN 1 Total MMP-1 ve MMP-2 boyanma oranı ve Cerb-B2 arasındaki ilişki: İstatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. ( p = 0,907, p = 0,290)(Tablo19-20) TABLO 14 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve Cerb-B2 cerb2 0 MMP-1 ,00 SAYI % ORAN 1,00 Total 3 0 1 1 4 22 72,7% 4,5% 4,5% 18,2% 100,0% 17 2 0 4 23 73,9% 8,7% ,0% 17,4% 100,0% 33 3 1 8 45 73,3% 6,7% 2,2% 17,8% 100,0% SAYI % ORAN 2 16 SAYI % ORAN 1 Total TABLO 15 : MMP-2 YAYGINLIĞI ve Cerb-B2 cerb2 0 MMP-2 ,00 SAYI % ORAN 1,00 SAYI % ORAN Total SAYI % ORAN 1 Total 2 3 0 14 1 0 2 17 82,4% 5,9% ,0% 11,8% 100,0% 19 2 1 6 28 67,9% 7,1% 3,6% 21,4% 100,0% 33 3 1 8 45 73,3% 6,7% 2,2% 17,8% 100,0% 45 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ MMP-1 boyanma oranı ve tümör proliferasyonu.: MMP-1 boyanma oranı ile tümör proliferasyonu arasında anlamlı bir bağıntı bulunmadı. (p= 0,434)(Tablo 20) MMP-2 boyanma oranı ve tümör proliferasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. ( p = 0,028, Mann Whitney U testi).(Tablo 20). Spearman korelasyon testinde de MMP-2 boyanma oranı (p<0,05) ve şiddeti (p<0,01) ile tümör proliferasyonu arasında kuvvetli bağıntı dikkati çekti. TABLO 16 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve TÜMÖR PROLİFERASYONU tmprolif 1 MMP-1 ,00 SAYI % ORAN 1,00 Total 3 1 2 5 23 69,6% 8,7% 21,7% 100,0% 13 4 6 23 56,5% 17,4% 26,1% 100,0% 29 6 11 46 63,0% 13,0% 23,9% 100,0% SAYI % ORAN 2 16 SAYI % ORAN Total TABLO 17 : MMP-2 YAYGINLIĞI ve TÜMÖR PROLİFERASYONU Tmprolif 1 MMP-2 0,0 SAYI %ORAN 1,00 SAYI % ORAN Total SAYI % ORAN Total 2 3 1 15 1 2 18 83,3% 5,6% 11,1% 100,0% 14 5 9 28 50,0% 17,9% 32,1% 100,0% 29 6 11 46 63,0% 13,0% 23,9% 100,0% MMP-1 ve MMP-2 boyanma yaygınlığı ve in situ karsinom varlığı ve derecesi ile anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. ( p = 0,765, p = 0,916)(Tablo19-20) 46 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TABLO 18 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve İN SİTU KARSİNOM İn situ 0 MMP-1 ,00 SAYI % ORAN 1,00 Total 3 0 6 6 3 23 34,8% 26,1% 26,1% 13,0% 100,0% 9 6 5 3 23 39,1% 26,1% 21,7% 13,0% 100,0% 17 12 11 6 46 37,0% 26,1% 23,9% 13,0% 100,0% SAYI % ORAN 2 8 SAYI % ORAN 1 Total TABLO 19 : MMP-2 YAYGINLIĞI ve İN SİTU KARSİNOM İn situ 0 MMP-2 ya ,00 SAYI %ORAN 1,00 SAYI %ORAN Total 1 Total 2 3 0 7 4 4 3 18 38,9% 22,2% 22,2% 16,7% 100,0% 10 8 7 3 28 35,7% 28,6% 25,0% 10,7% 100,0% SAYI %ORAN 12 11 6 46 26,1% 23,9% 13,0% 100,0% TABLO 20 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve DİĞER PROGNOSTİK PARAMETRELER Z p Histgrade -1,976 ,048 Ln -,114 ,909 er -,683 ,495 pr -1,000 ,317 cerb2 -,117 ,907 tmprolif -,782 ,434 İn situ -,298 ,765 Mann-Whitney Test MMP-1 boyanma yaygınlığı ile ve MMP-1 şiddeti arasında beklenildiği gibi istatistiksel olarak anlamlılık görülmektedir(p=0,002).Aynı durum MMP-2 şiddet ve yaygınlığı içinde geçerlidir. (p=0,000) (Tablo 22-23) 47 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TABLO 21 : MMP-2 YAYGINLIĞI ile MMP-1 ve MMP-2 ŞİDDETİ Z p hist grade -2,909 ,004 Ln -,117 ,907 er -,874 ,382 pr -,303 ,762 cerb2 -1,058 ,290 tmprolif -2,194 ,028 insitu -,106 ,916 Mann-Whitney Test TABLO 22 : MMP-1 YAYGINLIĞI ve MMP-1 VE MMP-2 ŞİDDETİ siddet1 Z p -3,106 ,002 siddet2 -1,801 ,072 Mann-Whitney Test TABLO 23 : MMP-2 YAYGINLIĞI ile MMP-1 ve MMP-2 ŞİDDETİ siddet1 Z p -2,318 ,020 siddet2 -5,513 ,000 Mann-Whitney Test 48 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ TARTIŞMA Meme kanseri kadınların en sık görülen kanseri olup, kadınlar arasındaki kanser ölümlerinin de birinci nedenidir(60). Meme kanserinin erken tanısı için yapılan eğitim, tarama programları ve tanı yöntemlerindeki ilerlemelere ve tedavideki gelişmelere (sentinel lenf nodu biyopsisi, yeni sitostatik ilaçlar ve radyoterapi teknikleri) rağmen, lokal-bölgesel nüks ve uzak metastaz sorunu halen devam etmektedir. Lokal nüks, meme koruyucu tedavi yapılanlarda aynı meme, mastektomi yapılanlarda göğüs duvarı, insizyon yeri veya deri flebinde kanserin yeniden ortaya çıkmasıdır. Bölgesel nüks ise, aksiller, supraklaviküler, infraklaviküler ve mammariya interna lenf bezlerinde kanserin tedavi sonrası yeniden görülmesidir. Uzak organ metastazı yapmış meme kanserinde, bugün uygulanan tedavi yaklaşımları ile kür elde etme şansı yoktur. Genel olarak tedavi planlamada ve prognoz belirlemede en güvenilir parametreler TNM sınıflaması ile saptanabilir. Sağkalım açısından en önemli prognostik faktörler arasında aksiller lenf nodu metastazı gelmektedir. Ayrıca tümör evresi, tümör tipi, tümör çapı, histolojik ve nükleer diferansiyasyon derecesi, lenfatik invazyon, hormonal status da prognozu belirlemede bilinen diğer önemli faktörlerdir.(10,25,26,27,28,29) Meme kanseri tedavi sürecinde benzer özelliklere sahip hasta gruplarında tedavi yanıtı değişken olmaktadır. Bu da prognozu etkileyen başka faktörler olduğunu ye yeni prognostik faktörlere ihtiyaç duyulduğunu düşündürmektedir. Prognostik ‘marker’ çalışmaları, kanser önleyici tedaviye katkılarının yanısıra tümör ve konakçının biyolojik davranışları ile ilgili veriler sağlayarak en uygun tedavinin sunulmasını hedef alır. Günümüzde toplumun bilinçlenmesi, mamografinin daha sık ve tarama yöntemi olarak kullanılması ile erken evre meme kanseri oranının arttığı görülmektedir(61,62). Erken evre meme karsinomların teşhisi ile meme koruyucu cerrahi tercih edilen bir yaklaşım olmaya başlamıştır. Meme koruyucu tedavi, lumpektomi (kanserli kitlenin etrafında bir parça sağlıklı meme dokusu ile birlikte alınması) ve koltuk altı lenf bezlerinin alınmasını ve takip eden radyasyon tedavisi içeren tedavi yöntemidir. Gerekiyorsa kemoterapi veya hormonoterapiler eklenir. 49 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Mastektomi ve MKC'nin karşılaştırıldığı geniş prospektif randomize çalışmaların uzun dönem takip sonuçlarına göre, genel sağkalım oranları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmamıştır. (62,65,66,67) MKC oranlarındaki artış, lokal nüks ile ilişkili olabilecek faktörlerin dikkatle irdelenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Meme kanserinde tedavisiyi başarısızlığa uğratan faktörlerden lokal nüks nedeni olarak , yetersiz cerrahi girişim, RT'nin doğru uygulanmaması ve hastalığın biyolojik olarak agresif seyri gösterilmektedir (62,68) Meme tümörlerinden en sık rastlanılanı invaziv duktal karsinomdur. Bizim çalışmamızda proteaz ailesinden olan MMP-1 ve MMP-2 nin ekspresyon paternleri, 46 adet invaziv duktal karsinom olgusunda incelendi. MMP-1 ve MMP-2 gastrointestinal sistem, akciğer, meme, mesane vb. birçok kanser tipinde yükseldiğine dair çok çeşitli çalışmalar mevcuttur. Ancak ülkemiz de matriks metalloproteinazlarin meme kanserindeki önemi ile ilgili çok fazla çalışma bulunmamaktadır. Tümör invazyonunda proteinazların önemi ilk defa 1925 yılında Fischerin sarkom hücrelerinden elde ettiği litik substansların, fibrin stromayı erittiğini göstermesi ile anlaşılmıştır. Matriks metalloproteinazlar pek çok kanser tipinde tümör rekurrensi hakkında bilgi vermektedir.İlerlemiş ürotelyal karsinomda yüksek serum MMP-2 ve MMP3 seviyeleri ilerlemiş tümör evresi ile ilişkili bulunmuştur(69). Aynı zamanda ovaryan adenokarsinomda tümör hücrelerindeki yüksek MMP-2 düzeyi rekürrensle ilişkilidir.(70) MMP-1 interstisyel kollagenaz grubundan bir metalloproteinazdır. Kollagen I, II, III, VII, VIII, X'ü degrade eder. MMP-3, -7, -10, plasmin ,kallikrein, kimazlar tarafından aktive olur. MMP-2 nin de aktivatörüdür. MMP-2 tip 4 kollagenazların bir üyesidir. Ve tip 4 kollagenin yıkımı tümör invazyon ve metastazı ile ilişkilidir. MMP-2’nin meme kanserinde eksprese edildiği pek çok çalışmada gösterilmiştir(.71,72) 50 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ A Fink Retter, 50 tümörlü meme dokusunda ve 50 metastatik lenf nodundan oluşan bir seride MMP-1, MMP-2, MMP-9 ve MMP-11’in epitelyal ve stromal ekspresyonlarını incelemiştir. Sonuçta MMP-2 ve MMP-9’un metastatik lenf nodlarında, tümörlü meme dokusuna oranla daha kuvvetli boyandığı görülmüştür. Ortaya çıkan sonuç MMP-2, MMP-9’un yüksek invazyon kapasitesi ve metastatik potansiyelle ilişkili olduğu görüşünü desteklemiştir(74). Bahsi geçen araştırmada matriks metalloproteinazların tümör hücrelerinin %80 den fazlasını boyaması artmış (pozitif) ekspresyon kabul edilmiştir. Bizim çalışmamızdaki MMP-2 ekspresyonu yaygınlığı grade 2 ve özellikle grade 3 vaka grubunda istatistiksel olarak yüksek bulunmuştur.(p=0,004, Mann Whitney U testi) Spearman korelasyon testinde aynı analiz p<0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur.(Tablo 5) Talvensaari ve ark. yaptığı 453 hastadan oluşan bir çalışmada olumsuz bir prognostik faktör kabul edilen, hormon reseptörlerinin negatif olması durumunda, MMP-2 immunnegatif olan hastaların MMP- 2 pozitif olanlara göre sağkalımlarında anlamlı bir artış olduğunu yayınlamıştır. Özellikle estrogen reseptörü negatif hastalarda yeterli tedavi edici ajanlardan yoksun olduğumuzdan, hormon reseptörü negatif hastalarda daha geniş çaplı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. 10 yıllık takipte MMP-2 pozitif hastaların sağkalım oranı %58 iken MMP-2 negatiflerde bu oran %95 ‘i bulmuştur. Aynı araştırmada grade 2 ve 3 tümörlerde MMP-2 pozitivitesi halinde surveyde belirgin kısalma dikkati çekmiştir.Bu gruptada tıpkı hormon reseptörü negatif grup gibi MMP-2 negativitesi olumlu bir prognozu göstermektedir. MMP-2’nin prognostik öneminin incelendiği en geniş seri olan bu çalışmada primer meme kanserinde MMP-2 pozitivitesinin tek başına surveyi kısaltan bir faktör olduğu görülmüştür. Bahsedilen çalışmada hiç hücre boyanmaması negatif,%50den az hücre boyanması +,%50 den fazla hücre boyanması (++) kabul edilmiştir(75).Aynı çalışmada kuvvetli boyanmanın(%50 den fazla hücrede pozitivite) olumsuz bir prognostik faktör olduğu belirtilmektedir(75). Bu sebepten ötürü bizim çalışmamızda %50 den fazla boyanma saptanan (++), artmış ekspresyon gösteren olgular pozitif olarak kabul edilmiş ve diğer prognostik faktörlerle ilişkisi incelenmiştir. 51 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Nakapaulou ve arkadaşlarının 135 invaziv duktal karsinoma yaptığı çalışmada MMP-2 ekspresyonu diğer klinikopatolojik parametrelerle karşılaştırılmıştır. 2 cm den büyük tümörlerde MMP-2 ekspresyonunun arttığını göstermişlerdir. Bizim çalışmamızda tümör çapı ile MMP-1 ve MMP-2 ekspresyonu arasında anlamlı bir ilişki ortaya çıkmamıştır(p=0,621,T testi). Ancak tümör çapı ile aksiller lenf nodu tutulumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon vardır. (p<0,05, Spearman korelasyon testi) (Tablo 22) Aynı araştırmacı çalışmasında hastanın ekspresyonu ile prognozunu tek başına MMP-2 değerlendirmek yerine MMP-2-/TIMP fenotipinin anlamlı olduğuna dikkati çekmiştir. .(76) Fizyolojik durumlarda MMP ve TIMP arasındaki denge sıkı bir denetim altındadır. MMP9/TIMP-1 ve MMP-2/TIMP-2 oranları proteolitik aktiviteyi yansıtmaktadır. Giannelli ve arkadaşları MMP and TIMP arasındaki oranın metastazdan sorumlu olduğunu göstermiştir[77]. Bu yüzden MMP-2/TIMP-2 ve MMP9/TIMP-1 oranları malign tümör dokularında benign tümör dokularındakine oranla yüksek bulunmuştur.(77) Daidone ve arkadaşları, yaptıkları çalışmada, nod negatif hastalardaki rekürrens oranı ve MMP-2 ekspresyonu arsındaki ilişkiyi incelemiştir.Kuvvetli boyananlarda survey belirgin olarak azalırken , zayıf boyananlarda da surveyde azalma dikkat çekici olmaktadır. Özellikle hastalar hormon durumuna göre incelenirse estrogen- progesteron reseptörü pozitif hastalarda MMP-2 ekspresyonu halinde hastaların hormonoterapiden çok kemoterapiden fayda görecekleri düşünülmektedir. Aynı çalışmada histolojik grade ile MMP-2 aktivitesi arasında anlam vardır ancak istatistiksel olarak anlamlı değildir.(83) İyi prognostik faktörlere sahip meme tümörlerinde (küçük tümör çapı, lenf nodu negativitesi grade 1, hormon reseptörü pozitif) grupta MMP-2 ekspresyonu varlığı surveyde kısalma ile beraberdir. İlerlemiş hastalarda ( yüksek grade , hormon reseptörü negatif hastalarda ilginç olarak MMP-2 negatifliği olumlu bir prognostik faktör olarak değerlendirilmiştir.(83) MMP-2 ekspresyonu ile ilgili nod negatif ve hormon reseptörü negatif hastalarda ileri incelemeler ve survey araştırmaları gerekmektedir. 52 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Bizim çalışmamızda MMP-1 ve MMP-2 ekpresyonu yaygınlığı ile histolojik grade arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır.( P=0,048,p=0,004) Postmenapozal ve aksiller nodu pozitif hastalarda tedavi yaklaşımı antiöstrogen tedavi şeklinde olmaktadır.Talvensaari, 100 postmenapozal hastada yaptığı çalışmada, MMP-2 artmış ekspresyonu gösteren hastalarda, antiöstrojen tedavinin başarısızlığa uğradığını göstermektedir.(78) Tümörün biyolojik davranışını göstermede histolojik derecenin de önemli olduğu bilinmektedir. C.W Elston ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, 1831 hastada histolojik gradın prognoz üzerine etkisi araştırılmış ve grade 1 tümörlerin grade 2 ve 3 tümörlere göre çok daha iyi bir surveye sahip olduğu gösterilmiştir(78). 1010 hastadan oluşan unilateral nonmetastatik tümöre sahip bir araştırma grubunda, multifaktöryel analiz yapılmış (Cox model) ve histolojik grade incelenmiştir.Sonuç olarak, bağımsız prognostik faktör olduğu ortaya konmuştur. 612 opere edilen hastada histolojik grade ve lenf nodu tutulumu en önemli prognostik faktör iken, inop kabul edilen hastalarda (398 adet) histolojik grade en önemli prognostik faktördür(79). Histolojik grade ile MMP-1 ve MMP-2 boyanması arasındaki anlamlı ilişki literatürle uyumludur. Son dekatta proliferatif markerlar araştırılmaktadır.Özellikle nod negatif hastalarda kemoterapiye cevabını araştırmada çalışmamızda erken evre meme kanserinde lokal rekurrens riski ve hastanın önemli olduğu sonucuna varılmıştır(79). Bizim MMP-2 boyanma yaygınlığı ve şiddeti ile tümör proliferasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki görülmüştür.( p< 0,028) Putti ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada estrogen resptörü negatif 291 meme kanseri üzerinde çalışmışlardır. ER negatif tümörlerin dominant özelliklerinden birinin grade 3 morfoloji olduğunu belirtmişlerdir.(78)Bizim çalışmamızda ER reseptör pozitivitesi ile histolojik grade arasında negatif yönde anlamlı ilişki çıkmıştır.(p<0,05)ve sonuç literatürle uyumludur. Cerb-B2 ile histolojik grade arasında pozitif yönde anlamlı bir sonuç görülmüştür ve literatürle uyumludur. (p<0,001) Çalışmamızda ER ile PR eskpresyonu arasında anlamlı ve pozitif yönde bir ilişki mevcuttur.(p<0,001) 53 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Bizim serimizde tümör proliferasyonu ile histolojik grade arasında da anlamlı bir korelasyon bulunmaktadır(p<0,05). Tümör proliferasyonu ile ER reseptörü pozitivitesi ile de anlamlı birliktelik dikkati çekmiştir. ( p < 0,001 ) Hasta yaşının 40' ın altı olmasının, lokal nüksü artıran bir faktör olduğu bilinmektedir(61). Yaptığımız çalışmada Spearman korelasyon testine göre yaş ile MMP-1 boyanma şiddeti arasında negatif yönde bir ilişki saptandı. (p<0,005) .Bizim çalışmamızda ortalama yaş değerine göre vakalar gruplanmıştır.( Ortalama yaş 52' dir.) A.Liotta ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada MMP1,7,11,14,TIMP-1,2,3’ün fibroblastlar ve inflamatuar mononükleer iltihabi hücreleri tarafından ekspresyonunda, uzak metastaz görülme insidansının arttığı bildirilmiştir. Klaussner,Wiesman ,Werb bu çalışmayı destekleyen yayınları bulunmaktadır(81-82). Bizim çalışmamızda bazı olgularda peritümöral alanlarda stromal ve inflamatuar hücrelerde hem MMP-1 hem de MMP-2 ile kuvvetli boyanma görüldü.(Resim3-4) Bu olguların daha geniş bir seride survey takibi gerekmektedir. Matriks metalloproteinaz inhibitörlerinin tedavide yer alıp almayacağı halen bir tartışma konusudur. Matriks metalloproteinazların ekstasellüler matriks degradasyonu yaptığı, anjiogenez ve metastazda kilit rolü üstlendiği bilinmektedir(82). Matriks metalloproteinaz inhibitörleri ise antimetastatik ve antianjiogenik özellikleri barındıran yeni bir gruptur(82). Ancak uzun süren tedavide matriks metalloproteinaz inhibitörlerinin kullanımını kısıtlayan muskuloskeletal yan etkileridir. Bizim serimizde 16 hastada aksiller tutulum bulunmamaktadır. Ancak lenf nodu tutulumu ile MMP ekspresyonu arasında beklenenin tersine anlamlı bir ilişki çıkmamıştır.(p=0,909,p=0,907)(Tablo19-20) 54 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ SONUÇLAR 1) Çalışmamızda memenin invaziv duktal karsinomunda MMP-1 ve MMP-2 ekspresyonunun varlığını araştırmak ve çeşitli klinikopatolojik değişkenlerle ilişkisini incelemeyi amaçladık. Bu çalışmada 46 adet invaziv duktal karsinom tanısı almış modifiye radikal mastektomi olgusu incelendi. 2) Olgulara ait parafin bloklardan hazırlanan kesitlere, MMP-1 ve MMP-2 immünmarkerları uygulandı.Boyanma sonuçları ışık mikroskobunda bakıldı ve MMP-1 ve MMP-2 ekspresyonunun memedeki diğer prognostik faktörlerle ilişkisi incelendi. 3) MMP-1 ve MMP-2, tümörün yanısıra tümör çevresindeki mononükleer iltihabi hücreleri , fibroblastları ve vasküler endoteli boyamıştır. 4) MMP-1 ve MMP-2 tümörlü dokularda değişen yaygınlık ve şiddette boyanmıştır. 5) MMP-1 ve MMP-2 ekspresyonu ile histolojik grade arasında anlamlı ve doğru orantılı bir ilişki saptandı . Histolojik grade arttıkça MMP-1 boyanma şiddeti ve MMP-2 boyanma yaygınlığı artmıştır. 6) Proliferatif aktivite ile MMP-1 ve MMP-2 ekspresyonu yaygınlığı ve boyanma şiddeti istatistiksel olarak anlamlı ve doğru orantılı bir ilişki saptandı. 7) Çalışmamızda Matriks metalloproteinaz 1 ve 2 ekspresyonu ile , tümör boyutu in situ karsinom varlığı ,aksiller lenf nodu tutulumu,hormon statusu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı .Ancak lenf nodu tutulumu olmayanlarda MMP-1 ve 2 nin negatif olma olasılığının yüksek olduğu yönünde kanıya varıldı. 8) MMP-1 ekspresyonu şiddeti ile yaş arasında ters orantılı bir bağıntı saptandı. 9) MMP-2 nin tek başına olumsuz bir prognostik faktör olduğu ortaya çıkmaktadır. 10) MMP-1 ve MMP-2 ekspresyonunun birlikteliği anlamlıdır ve boyanma oran ve şiddetleri arasında korelasyon vardır. 11) MMP-2 ekspresyonu ile ilgili nod negatif ve hormon reseptörü negatif hastalarda ileri incelemeler ve survey araştırmaları gerektiği sonucuna varıldı. 55 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ RESİMLER Resim 1: MMP-2 ile tümör hücrelerinde kuvvetli yaygınlıkta ve şiddetli sitoplazmik boyanma (X200). 56 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Resim 2: MMP-1 ile tümör hücrelerinde orta yaygınlıkta ve orta şiddette sitoplazmik boyanma (X100). 57 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Resim 3: MMP-2 ile tümör hücrelerinde orta yaygınlıkta ve orta şiddette sitoplazmik boyanma izlendi. Peritümöral, stromal fibroblast ve mononükleer inflamatuar hücrelerde kuvvetli sitoplazmik boyanma görüldü. (X200) 58 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Resim 4: MMP-1 ile tümör hücrelerinde oldukça düşük yaygınlıkta ve hafif şiddette sitoplazmik boyanma izlendi. Peritümöral, stromal fibroblast ve mononükleer inflamatuar hücrelerde kuvvetli sitoplazmik boyanma görüldü. (X200) 59 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ Resim 5: MMP-2 ile tümör hücrelerinde kuvvetli yaygınlıkta ve şiddetli sitoplazmik boyanma görüldü. (X400) 60 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ KAYNAKLAR 1. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı İstatistikleri Kadınlarda Görülen Kanser Oranları 2. . Tavassoli FA: Pathology of The Breast, Chapter 1, 2, 9,10. Appleton and Lange,1999 SECOND ED:1-24, 27-59, 401-467, 481-555 3. Rosen PP: Rosen’s Breast Pathology, Chapter 1, 12, 14, 34, Lippincott Williams and Wilkins, 2001 Second Ed.:1-22, 253-256, 325-364, 627-652 4. Sharkley FS.Allred dc. Valente PhT:Breast. Chapter 70. İn Andersons Pathologyeds. DamjanowJ. Linder J, Mosby-Year book, St louuis, 1996 Tenth Ed:2354-2385 5. Laurac. Collins, Stuart J. Schnitt Breast, Chapter 3. In:Histology for Pathologist Ed. Stacey E.Mills, Lippincott Williams and Wilkins, 2007 Third Ed:57-69 6. Tavassoli FA: Pathology of the breast .Chapter1,2,9,10.Appleton and Lange ,1999 Second Ed:1-24,27-59,401-467,481-555 7. Rosen PP: Posen’S Breast Pathology: Chapter 1,1214,34,LippincottWilliams and Wilkins , 2001 second ed.1-22,253-256,325-364,627-6524. 8. Rosai J: Breast, Chapter 20. In: Ackerman’s Surgical Pathology , ed.Rosai J.,St.Louis Mosby, 2004, 9th.ed.:1763-1839 9. Lester SC, Cotran RS: The Breast-Chapter 25, Neoplasia-Chapter 8.In: Robins Pathologic Basis of Disease, Philadelphia. W. B. Saunders Company, 1999 6.ED.: 1093-1120, 260-3286. 10. Kuzey GM, Meme k_s_m 22: Temel Patoloji, Canda T,Erhan Y, ed.Kuzey GM, GÜNEŞ Kitabevi,2007; 705-744 tavassoli 11. Tavasoli F, DevilleP. WHO classification of tumours, Tumours of the Breast and Female Genital Tract,ed.Tavasoli F,Deville P, IARC Pres,2003 12. Welsch CW. Host Factors Affecting the Growth of Carcinogen-Induced Rat Mammary carcinomas: A review and tribute to Charles Brenton Huggins. Cancer Res. 1985; 45 (8) 3415-34436. Ennis BW, Matrisian LM. Matrix degrading metalloproteinases. Journal of Neuro-Oncology 1994;18:105-9. 13. Hossfeld D.K., Sherman C.D., Klinik Onkoloji , Ulualararası Kanserle Savaş Birliği5, Ed. Kars A, Sarıalioğlu F, Fırat D., Ankara,Başbakanlık Basım Evi, 1992, s:236. 61 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ 14. Lemone P., Burke K:M., Medical Surgial Nursing -Criitical Thinking in Client Care, California, 1996, s 2039-2057 15. Carpenter L.C., Nursing Care of Clients with Breast Disorders Clinical Management for Continuity of Care-5,Edi: Black J.M., Jacobs E.M., W.B. Saunders Comopany, London 1998 16. Black J.M., Jacops E.M., Clinical Manegement for Continuo of Care Five Edition, W.B. Saunder Company, Phdelphia, 1997 Nursing Process Aproach, Second Edition, W.B. http://www.cancer.org/ American Cancer Society Saunder Company, Phidelphia, 1995 17. Baughman D.C. Havkley J.C., Cancer of Breast Handbook for Brunner and Suddarth’s textbook of Medical- Surgical Nursing, Lippincott, Newyork, 1996 18. Varan A., “Meme Kanserinde Tarama Yöntemleri ve Erken Tanı” Türk Kanser Haberleri, 125,Ankara, 1995 19. Barcley V., “Kanser Hemşireliğinde Temel Kavramlar” Ed:Platin N., UICC, Ankara 1987, s:78 20. Stilman M.J., “Women’s Health Beliefs about Breast Cancer and Breast selfExamination”, Nursing Research March-April, 26 (2), 1977, s:121-127. 21. Smeltzer S.C., Bare B.G., “Medical Surgical Nursing”, Eight Edition, Lippincott, 1996 22. Muresan Z, Voculetz N; Estradiol and progesteron receptors in human breast cancer. Neoplasma 1985; 32(2): 217-224. 23. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi (5-9 EYLÜL2007) Ankara, Güler G. 24. Barth Rj , Danforth Dn, Vevzon Dl Et Al, Level of Axillary İnvolvement of Lymph Node Metastases from Breast Carcinoma is not an independent predictor of survival. Arch surg 1991:126:574-577. 13. 25. Albertini JJ,Lyman GH. COX C,et al: Lymphatic mapping and sentinel node biopsy in the patient with breast cancer. Jama 1996; 1818-1822,27618. 26. Ellis I, 16-17. 04.2005, Cerrahi Meme Patolojisi Günleri : Traditional histologicalprognostic factors in breast cancer. Experience of standardisation and quality assurance in the UK, / Istanbul19. 62 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ 27. Carter CL, Allen C, Henson DE, Relation of tumor size, lymph node status and survival in 24740 breast cancer cases. Cancer 1989; 63: 181-187. 28. Davis BW.GelberR,Goldhirsch A et al.Prognostic significance of peritumoral lymphatic invasion in clinical trials of adjhuvant therapy for breast cancer with axillary lymph node metastasis.hum Pathol 1985:16:1212-1218 29. Gerdes J, Lemke H, Baisch H et al. Cell cycle analysis of a cell proliferationassociateduman nuclear antigen defined by the monoclonal antibody Ki-67. Immunology 1984; 133:1710-1715 30. Parker MG .Nuclear Hormone ReceptorsLondon: Academic Press,19911. 31. Ennis BW, Matrisian LM. Matrix degrading metalloproteinases. Journal of NeuroOncology 1994;18:105-9. 32. Hewitt R, Dan K. Stromal cell expression of components of matrixdegrading protease systems in human cancer. Enzyme Protein 1996;49:163-73. 33. Matrisian LM. Metalloproteinases and their inhibitors in matrix remodeling. Tig April 1990; vol.6 no.4. 34. Thorgeirsson UP, Lindsay CK, Cottam DW, Gomez DE. Tumor invasion, proteolysis and angiogenesis. Journal of Neuro-Oncology 1994;18:89-103. 35. Ekmekçi A, Erbaş D. Kanserin Moleküler Mekanizması, Onkogenler ve Büyüme Faktörleri. Ankara 1991; 201-19. 36. Sethi CS, Bailey TA, Luthert PJ, Chong NHV. Matrix metalloproteinase biology applied to vitreoretinal disorders. Br J Ophthalmol 2000; 84:654-64. 37. Kolb, C., Mauch, S., Peter, H. H., Krawinkel, U. & Sedlacek, R.The matrix metalloproteinase RASI-1 is expressed in synovial blood vessels of a rheumatoid arthritis patient. Immunol. Lett. 57, 83–88 (1997). 38. Fang, J. et al. Matrix Metalloproteinases 1992; 52:1746-62. 39. Nagase H, Woessner JF Jr. Matrix metalloproteinases. J Biol Chem 1999;274:21491–4. 40. Westermarck J, Kahari V-M. Regulation of matrix metalloproteinase expression in tumour invasion. FASEB J 1999;13:781–92. 63 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ 41. Brew K, Dinakarpandian D, Nagase metalloproteinases:evolution, structure and function. Biochim Biophys Acta 2000;1477:267–83. H. Tissue inhibitors of 42. Kahari V-M, Saarialho-Kere U. Matrix metalloproteinases and their inhibitors intumourgrowth and invasion. Ann Med 1999;31:34–45. 43. Hanahan,d &WEinberg.R.aThe hallmarks of cancer Cell100, 57-70(2000)44 44. O’Reilly, M. S. et al. Endostatin: an endogenous inhibitor of angiogenesis and tumor growth. Cell 88, 277–285 (1997) 45. Okada A, Bellocq JP, Rouyer N, et al. Membrane-type matrix metalloproteinase (MT-MMP) gene is expressed in stromal cells of humanncolon, breast and head and neck carcinomas. Proc Natl Acad Sci USA 1995;92:2730–4. 46. Garzetti GG, Ciavattini A, Lucarini G, et al. Tissue and serum metalloproteinase (MMP-2) expression in advanced ovarian serous cystadenocarcinomas: clinical and prognostic implications. Anticancer Res 1995;15:2799–804. 47. Gojhi K, Fujimoto N, Komiyama T, et al. Elevation of serum levels of matrix metalloproteinase-2 and -3 as new predictors of recurrence in patients with urothelial carcinoma. Cancer 1996;78:2379–87. 48. Oberg A, H¨oyhty¨a M, Tavelin B, et al. Limited value of preoperative serum analyses of matrix metalloproteinases (MMP-2,MMP-9) and tissue inhibitors of matrix metalloproteinases (TIMP-1,TIMP-2) in colorectal cancer.Anticancer Res2000;20:1085–91 49. Ikebe T, Shinohara M, Takeuchi H, et al. Gelatinolytic activity of matrix metalloproteinase in tumour tissues correlates with invasiveness of oral cancer. Clin Exp Metastasis 1999;17:315 33. 50. Kodate M, Kasai T, Hashimoto H, et al. Expression of matrix metalloproteinase (gelatinase) in T1 adenocarcinoma of the lung. Pathol Int 1997;47:461–9. 51. Prechtel D, Harting K, et al. Increased expression of matrix metalloproteinases MMP-2, MMP-9 and the urokinase-type plasminogen activator is associated with progression from benign to advanced ovarian cancer. Clin Cancer Res 2001;7:2396–404. 52. Maeta H, Oghi S, Terada T. Protein expression of matrix metalloproteinases 2 and 9 and tissue inhibitors of metalloproteinase 1 and 2 in papillary thyroid carcinomas. Virchows Arch 2001;438:121–8. 64 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ 53. Ara T, Fukuzawa M, Kusafuka T, et al. Immunohistochemical expression of MMP-2, MMP-9 and TIMP-2 in neuroblastoma: association with tumour progression and clinical outcome. J Pediatr Surg 1998;33:1272–8. 54. Talvensaari A, Apaja-Sarkkinen M, H¨oyhty¨a M, et al. Matrix metalloproteinase2 immunoreactive protein appears early in cervical epithelial dedifferentiation. Gynecol Oncol 1999;72:306–11. 55. Davidson B, Goldberg I, Kopolovic J, et al. MMP-2 and TIMP-2 expression correlates with poor prognosis in cervical carcinoma—a clinicopathologic study using immunohistochemistry and mRNA in situ hybridization. Gynecol Oncol 1999;73:372–82. 56. Kuittinen O, Savolainen ER, Koistinen P, et al. Gelatinase A and B (MMP-2, MMP-9) in leukaemia: MMP-2 may indicate a good prognosis in AML. Anticancer Res 1999; 19:4395–400. 57. Arenas-Huertero FJ, Herrera-Goepfert R, Delgado-Chavez R, et al.Matrix metalloproteinases expressed in squamous cell carcinoma of the oral cavity: correlation with clinicopathologic features and neoad 89 58. Nelson AR, Fingleton B, Rotherberg ML, et al. Matrix metalloproteinases: biologic activity and clinical implications. J Clin Oncol 2000;18:1135–49 59. Brown PD. Ongoing trials with matrix metalloproteinase inhibitors. Exp Opin Invest Drugs 2000;9:2167–77. 60. Parker S, Tong T, Bolden S, et al. Cancer statistics 1996. CA 1996;46:5. 61. Blichert-Toft M, Rose C, Anderson JA, et al. Danish randomized trial comparing breast conservation therapy with mastectomy: Six years of life table analysis. Danish Breast Cancer Cooperative Group. J Natl Cancer Inst Monogr 1992;11:19-25. 62. Moore MP, Kine DW. Patient selection criteria for conservation surgery versus mastectomy: Memorial hospital breast service experience. World J Surg 1999;18:58-62. 63. Kurtz JM, Amalric R, Brandone H, Ayme Y, Spitalier JM. Results of salvage surgery for mamary recurrence following breast conserving therapy. Ann Surg 1988;207:347-8. 64. Recht A, Silen W, Schnitt SJ, et al. Time course of local recurrence following conservative surgery and radiotherapy for early stage breast cancer. Int L Radiat Oncol Biol Phys. 1988;15:255-6. 65 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ 65. Poggi MM, Danforth DN, Sciuto LC, et al. Eighteen-year results in the treatment of early breast carcinoma with mastectomy versus breast conservation therapy: the National Cancer Institute Randomized Trial. Cancer. 2003;98(4):697-702. 66. Fisher B, Anderson S, Bryant J, et al. Twenty-year follow up of a randomized trial comparing total mastectomy, lumpectomy, and lumpectomy plus irradiation for the treatment of invasive breast cancer. N Engl J Med 2002;347:1233-41. 67. Veronesi U, Cascinelli N, Mariani L, et al. Twenty-year follow up of a randomized study comparing breast conserving surgery with radical mastectomy for early breast cancer. N Engl J Med. 2002;347:1227-1232. 68. Smitt MC, Nowels K, Carlson RW, Jeffrey SS. Predictors of reexcision findings and recurrence after breast conservation. Int J Radiat Oncol Biol Phys. 2003;57(4):979-85. 69. Gojhi K, Fujimoto N, Komiyama T, et al. Elevation of serum levels ofmatrixmetalloproteinase-2 and -3 as new predictors of recurrence in patients with urothelial carcinoma. Cancer 1996;78:2379–87. 70. Westerlund A, Apaja-Sarkkinen M, H¨oyhty¨a M, et al. Gelatinase A-immunoreactive protein in ovarian lesions—prognostic value in epithelial ovarian cancer. Gynecol Oncol 1999;75:91–8. 71. Monteagudo C, Merino MJ, San-Juan J, Liotta LA, Stetler- Stevenson WG. Immunohistochemical distribution of type IV collagenase in normal, benign, and malignant breast tissue. Am J Pathol 1990;136:585–92. 72. Tryggvason K, Ho¨yhtya¨ M, Pyke C. Type IV collagenases in invasive tumours. Breast Cancer Res Treat 1993;24:209–18. 73. Nelson AR,Fingleton B,Rothenberg ML et al.Matrix metalloproteinases biologic activity and clinical implications.J Clin Oncol 2000:18:1135-1149. 74. A. Fink-Retter, D. Gschwantler-Kaulich, G. Hudelist, I. Walter, K. Czerwenka and C. Singer, Expression of matrix metalloproteinases (MMP1, 2, 9 and 11) in metastatic lymph node tissue of breast cancer patients. 75. A.Talvensaari-Mattila,P.Paakko,T Turpeenniemi-Hujanen,Matrix metalloproteinase-2 is associated with survival in breast carcinoma, British Journal of Cancer (2003) 89,1270-1275 76. 12.Naopoulou Lydia et ark.MMP-2 protein in invasive breast cancer and the impact of MMP-2 / Tımp-2 phenotype on survival Breast cancer research end treatment Issn 0167-6806 66 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/ 77. Giannelli G, Erriquez R, Fransvea E, Daniele A,Trerotoli P, Schittulli F, GranoM,QuarantaM,Antonaci S. Proteolytic imbalance is reversed after therapeuticsurgery in breast cancerpatients. Int J Cancer 2004;109: 782–5. 78. A.Talvensaari-Mattila,p. Paakko,G Blanco Sequerios,and T. Turpeenniemi-Hujanen: Matrix Matalloproteinase-2 (MMP-2) is associated with the risk for a relapse in postmenaposal patients with node positive breast carcinoma treated with antiestrogen adjuvant therapy C:W.Elston1,2 and I.o EllisHistopathology 41 supplement 25 Th anniversary suplement 154-161,2002 79. The importance of histologic grade in long-term prognosis of The importance of histologic grade in long-term prognosis of breast cancer: a study of 1,010 patients, uniformly treated at the Institut Gustave-Roussy 80. Thomas Putti,Dalia MAbd El-rahim,EmadA Rahka Claire E Paisch,Andrew Hs Lee, Sarah EPinder andI an o EllisEstrogen receptory negative breast carcinomas : a review of morphology and immunophenotypical analysis 81. Liotta La Stetler–Stevenson WG. Metalloproteinases and cancer invasion. Semin. Cancer. Biol 1990:99-106 82. Chambers Af, Matrisian Lm.Changing views of the role of matrix metalloproteinases in metastasis. JNatl Cancer Inst 1997:89:1260-70 83. Daidone M.g Silvestrini R. D Errico,DFranzo,G Benni,E. Mancini W:G ve ark, Laminin receptors, collagenase 4, prognose in node negatif breast cancer İnt.J : Cancer 1991;48 529-32 67 This page was created using NitroPDF trial software. To purchase, go to http://www.nitropdf.com/