14 Kasım 2014 Haftanın Gündemi-Beklentiler G20 toplantıları ve Fed tutanakları önemli; içeride TCMB PPK toplantısı var... Bu hafta küresel piyasalar geçen haftaya göre daha sakindi. Euro Bölgesi’ne ilişkin üçüncü çeyrek büyüme oranları beklendiğinden biraz daha iyi geldi ancak düşük büyüme hızı devam etmekte. ECB’nin bundan sonraki toplantılarında yeni tahvil alımı kararları alıp almayacağı merakla beklenmekte. ABD ekonomisinde çeşitli Fed üyelerinin demeçleri izlendi; açıklamalar birbirlerinden farklı olmasına rağmen ABD ekonomisindeki genel durum olumlu sayılabilir. Japonya’da erken seçim söylentileri Japon yenini olumsuz etkilemekte; Çin’de ise ekonomi kademeli olarak yavaşlamakta. Rusya’da ruble zayıf seyrini sürdürmekte ancak Rus Merkez Bankası’nın serbest dalgalanma kararından sonra biraz toparlanmış durumda. Ancak Rusya’ya Batı ülkeleri tarafından gelmesi olası yeni yaptırımlar ülke piyasasını daha da olumsuz etkileyebilir. Sonuçta, bu hafta dolar Japon yenine karşı değer kazanmaya devam etti, euroya karşı fazla değişmedi. Euro/dolar paritesi 1.2450 civarında seyrederken; dolar/yen paritesi 116.5 dolaylarında. Haftaya Fed’in toplantı tutanakları açıklanırken, İngiltere Merkez Bankası’nın para politikası toplantısı var. Ayrıca bu hafta sonu Avustralya’da yapılmakta olan G20 toplantılarının sonuçları da izlenecek. Petrol fiyatları bu hafta değer kaybetmeye devam etti, altında ise yatay bir seyir vardı. Brent ham petrolünün varili 79.4 dolar; ABD hafif ham petrolünün varili ise 75.3 dolar civarında. Altının onsu ise 1168 dolar düzeyine geriledi. Türkiye’de de piyasalar bu hafta sakin bir seyir izledi. Petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesi ve beklentilerden daha düşük gelen cari açık verileri Türk Lirası’nın diğer gelişmekte olan para birimlerine göre dolar karşısında daha dirençli olmasını sağlamakta. Bu nedenle TL’nin geçen haftaya göre değer kazandığını görmekteyiz. Merkez Bankası’na yönelik faiz indirimi beklentilerinin tekrar gündeme gelmesi ise faizlerde düşüşe neden oldu. 20 Kasım’da Merkez Bankası’nın PPK toplantısı var. Her ne kadar bu toplantıda bankanın faiz indirimine gitmesini beklemesek de, son zamanlarda bu yönde baskıların yoğunlaşmaya başlaması sonucunda en azından faiz koridorunda bir indirime gidilmesi sürpriz olmaz. Türkiye’de bu hafta sanayi üretimi ve cari açık verileri açıklandı. Sanayi üretimi verileri üçüncü çeyrekte büyümenin ikinci çeyreğe göre biraz daha iyi olduğuna işaret etse de, sanayideki düşük büyüme sürecinin devam ettiğini de 1 söylemeliyiz. Diğer taraftan, cari açıkta hem aylık hem de yıllık olarak daralma devam etmekte. Petrol fiyatlarındaki düşüşün sürmesi halinde bu daralma önümüzdeki aylarda da devam edebilir. Haftaya Ağustos dönemi işsizlik ve Ekim bütçe dengesi verileri açıklanacak. Sonuçta, haftaya G20 toplantılarından çıkacak sonuçlar ve Rusya ekonomisindeki gelişmeler yakından izlenecek. Fed tutanakları ise piyasaya yön vermesi açısından önemli olacak. Türkiye’de ise açıklanacak veriler izlenirken, özellikle Merkez Bankası toplantısı önemli. Bankadan gelebilecek sürpriz bir indirim kararı Türk Lirası’nı olumsuz etkileyebilir. Ancak petrol fiyatlarındaki düşük seyir ise Türk Lirası’nı desteklemeye devam edecek gibi görünüyor. Bu çerçevede, dolar/TL paritesinin 2.23-2.26 aralığında seyredeceğini tahmin etmekteyiz. Gösterge tahvilin bileşik faizinin %8.20-8.50 aralığında hareket edeceğini öngörmekteyiz. TÜRKİYE’DE BU HAFTA Son ekonomik gelişmeler... Eylül ayında aylık cari işlemler açığı 2.2 milyar dolar olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı ayına göre azalma kaydedildi. Cari işlemler açığı 2013 yılının aynı ayında 3.4 milyar dolar olmuştu. Altın ticaretinde Eylül ayında 648 milyon dolarlık bir açık kaydedildi. Ocak-Eylül dönemine bakıldığında ise cari açığın geçen yılın aynı dönemine göre 49.2 milyar dolardan 30.9 milyar dolara indiğini görmekteyiz. Yıllık kümülatif açık ise Ağustos ayındaki 47.9 milyar dolardan Eylül ayında 46.7 milyar dolara geriledi. Arındırılmamış sanayi üretim endeksi Eylül ayında yüzde 4.12 artış gösterirken, yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre ortalama artış yüzde 3.5 oldu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi Eylül'de bir önceki aya göre yüzde 1.7, takvim etkisinden arındırılmış endeks bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.2 artış gösterdi. Sanayi üretimi ilk çeyrekte yaklaşık yüzde 5.3 iken ikinci çeyrekte yüzde 2.6'ya yavaşladı ancak üçüncü çeyrekte yüzde 3.5 civarına yükseldi. Üçüncü çeyrekte mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.5 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3.6 arttı. Merkez Bankası Merkez Bankası Beklenti Anketi’nin Kasım ayı sonuçlarına göre, katılımcıların beklenti anketi... ortalama 2014 yılsonu enflasyon beklentisi geçen ayki %9,16’lık seviyesinden %9,22’ye yükseldi. Gelecek 12 aylık TÜFE enflasyonu %7,54’den hafifçe %7,5’e gerilerken 24 aylık beklenti ise artarak %6,79’luk seviyesinden %6,87’ye yükseldi. Anket katılımcılarının, 1 haftalık repo faizinin önümüzdeki 12 ay içerisindeki seviyesine ilişkin ortalama beklentileri önceki anketteki %8,37 seviyesinden %8,3’a geriledi. Cari açık beklentileri bu yılsonu için 47,8 milyar dolardan 46,7 milyar dolara; 2015 yılı için ise 51,4 milyar dolardan 50 milyar dolara düşüş kaydetti. 2014 yılına ilişkin ekonomik büyüme beklentileri 4 baz puanlık hafif bir 2 artış ile %3,19 olurken 2015 beklentileri %3,6’dan %3,53’e geriledi. Başbakan Davutoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin 2015 yılında başkanlığını yürüteceği G20 G20 toplantısına grubunun daha kapsayıcı olmasını istedi ve bu dönemde düşük gelir sahibi katılıyor... ülkelerin seslerinin daha çok duyulması için çaba gösterileceğini söyledi. Davutoğlu Türkiye'nin G20'nin rolünü ekonomik kararların ötesinde, doğu Avrupa'daki mülteci krizi, Afrika'daki ebola salgını ve Ortadoğu'daki gerilim gibi karar alınmasını gerektiren konulara da taşıyacağını belirtti. Türkiye'nin çizdiği kapsayıcı yaklaşım, başkanlığı Türkiye'ye devredecek olan ev sahibi Avustralya'nın, küresel ekonomik büyümeyi 2017 yılına kadar iki puan artırma hedefine odaklı liderliğinden farklı. Davutoğlu, Türkiye'nin de bu hedefi izlemeye devam edeceğini belirtti ancak G20 toplantılarında jeopolitik konuların da ele alınmasının önemini vurguladı. Davutoğlu'nun Avustralya'dan farklı görüş belirttiği bir başka konu da iklim değişikliği oldu. Avustralya iklim değişikliğini G20 gündemi dışında tutmaya özen göstermişken, Davutoğlu karbon salımının Birleşmiş Milletler'in onayladığı bir düzeyde sınırlanmasının şart olduğunu söyledi. Davutoğlu, gelecek yıl grubun gündeminde ticaret ve altyapı konularının da ön planda olacağını söylerken, finansal ağırlıklı bu konuları, Türkiye'ye Suriyeli mülteci akını ve terörizm gibi jeopolitik konularla ilişkilendirdi. DÜNYA EKONOMİSİ IMF, G20 ülkelerine Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel ekonomideki kırılgan ve dengesiz yapısal reform iyileşmenin devam ettiğine dikkati çekerek, bu durumun G20 ülkelerinin taahhüt çağrısında bulundu... ettiği yapısal reformların önemini daha da artırdığını belirtti. IMF'nin, 15-16 Kasım tarihlerinde Avustralya'nın Brisbane kentinde düzenlenecek G-20 Zirvesi öncesi yayımladığı "Küresel Beklentiler ve Sorunlar" başlıklı raporunda, dünya ekonomisinin 2014'ün ilk yarısında beklenenin altında büyüme gösterdiği ifade edildi. Raporda, özellikle Avro bölgesi ve Japonya ekonomilerinin yılın ilk yarısına kıyasla daha da kötüleştiği ve finansal piyasalardaki dalgalanmanın da son dönemde arttığı dile getirildi. Jeopolitik gerilimler ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal normalleşmeye yönelik adımlarının, küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilecek aşağı yönlü riskler arasında yer almaya devam ettiği vurgulandı. IMF raporunda ayrıca petrol fiyatlarındaki gerilemenin sürmesi halinde küresel büyümeyi destekleyebileceği öngörüsüne yer verilirken, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının ekonomiyi destekleyen para politikalarına devam etmesi tavsiyesinde de bulunuldu. Rapor, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini daha sıkı dış finansman şartları ve piyasalardaki dalgalanmaya hazırlayacak makroekonomik politikalar uygulaması gerektiğinin de altını çizdi.IMF, yayımladığı raporda G20 ülkelerinin büyümeyi destekleyecek yapısal reformlara öncelik vermesi çağrısını yinelerken, küresel ekonomideki yavaşlamanın bu ülkelerin kararlılığıyla durdurulabileceğini de savundu. 3 OECD Euro Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), dünyanın büyük Bölgesi’nin ekonomilerindeki ivmenin istikrarlı sürdüğünü ancak başta Almanya ve İtalya zayıfladığını söyledi... olmak üzere euro bölgesinin hız kaybettiğini açıkladı. OECD, İngiltere ve Japonya ekonomilerinde de tekleme sayılabilecek bir görünüm olduğunu belirtti. OECD'nin öncü gösterge olarak adlandırdığı veriye dayanan tahminler, bir önceki aya göre istikrarlı bir endeks ölçümü olan 100.4 düzeyini gösteriyor. Veri OECD ekonomilerinin bütününü kapsıyor. Euro bölgesi için 100.7'de istikrarlı görülen gösterge, yılın başlarına göre biraz daha düşük. OECD bu görünümü "büyümenin ivme kaybı" olarak niteledi. Almanya'ya ait endeks, uzun vadeli ortalama gösterge olan 100.0'den 99.6'ya düştü. İtalya ise 103.0 düzeyinde sabit kalmasına rağmen, "zayıflayan ivme" içinde olan bir ekonomi olarak nitelendirildi. İngiltere'nin endeksi bir ay önceki 100.7'den 100.5'e inerken, Japonya 99.7'den 99.6'ya düştü. Öte yandan OECD, teşvik planlarının bütünüyle hayata geçirilmesi halinde, G-20 ekonomilerinin yüzde 2’lik ek büyüme hedefini aşabilecekleri açıklamasında bulundu. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria G-20 Zirvesi’nin bu hafta sonu yapılacağı Brisbane’deki açıklamasında, küresel gayri safi yurtiçi hasılanın 2018 yılında yüzde 2.1’lik ek bir genişleme kaydedebileceğini söyledi. G-20 üyeleri, 5 yıl içinde grubun kolektif büyümesini yüzde 2’lik ek bir oranda veya daha fazla yukarı çekme hedefini başarıya ulaştırmak için planlar açıkladılar. Avustralya Maliye Bakanı Joe Hockey Eylül ayında maliye bakanlarının katıldığı bir toplantıda, üye ekonomilerin teklif ettiği önlemlerin G-20’yi hedefi başarma yolunda yüzde 90’a taşıdığını söyledi. Moody’s dünya ekonomik büyümesi konusunda karamsar... Dünya Görünümü açıklandı... Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Investors Service, gelecek 2 yıllık süreçte küresel GSYH'da ciddi bir toparlanma yaşanmasını muhtemel görmediğini bildirdi. Çin ekonomisinin kademeli olarak yavaşladığına ve Avrupa'da büyümenin önündeki yapısal engellere işaret eden Moody's, Brezilya ve Güney Afrika ekonomilerindeki yavaşlamanın da global ekonomik aktivite üzerinde baskı yarattığını vurguladı. Moody's, G20 eonomilerinde GSYH'nın 2014 yılında yüzde 2,8, 2015 ve 2016 yıllarında ise yüzde 3 civarında büyümesini beklediğini ifade etti. Kısa vadede Avrupa'da ekonomik büyümede ciddi bir toparlanma beklemeyen Moody's, Avrupa'da GSYH'nın bu yıl yüzde 1'den ve 2015 ile 2016'da yüzde 1,3'den daha az büyümesini beklediğini bildirdi. Moody's, 2019 yılında Euro Bölgesi ekonomisinin büyüklüğünün global finansal kriz öncesinde tahmin edilene göre yüzde 17, 1,7 trilyon euro daha küçük olacağını öngördüklerini de vurguladı. Avrupa ekonomisinde yavaş büyümeye karşın ABD, İngiltere ve Hindistan'ın güçlü büyümeye devam edeceğini tahmin eden Moody's, İngiltere ekonomisinin 2015 ve 2016'da yüzde 2,5 civarında büyüyeceğini öngördü. Enerji Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), ABD'de kaya petrolü üretimindeki güçlü artışın, raporu Orta Doğu'daki kargaşa, Ukrayna'daki anlaşmazlık ve Kuzey Amerika harici normal dışı yollardan petrol üretiminden kaynaklanabilecek küresel arza yönelik tehditleri maskelediğini kaydetti. IEA, bu hafta açıkladığı yıllık Dünya Enerji Görünüm raporunda, "Dünya enerji sistemi, kendisinden umulanları ve beklentileri karşılayamama tehlikesi ile karşı karşıya," dedi ve "Piyasada arzın oldukça iyi olduğunu işaret eden kısa vadeli resim, göreceli olarak daha az sayıda 4 kaynağa bağlılıktan dolayı, ileride oluşabilecek zorlukları saklamamalı" şeklinde görüş bildirdi. Raporda, 2013 yılında günlük 90 milyon varil olan küresel petrol tüketiminin, ulaşım için kullanılan yakıt ve gelişen ülkelerdeki petrokimya talebi dolayısıyla, 2040 yılında 104 milyon varile çıkacağı kaydedildi. IEA, bu büyümenin karşılanması ve tükenen yatakların yerine yenisinin konulmasının, şirketlerin Kanada'daki petrollü kumlardan Brezilya açıklarındaki derin sularda petrol alanları geliştirmeleri ile birlikte, 2030'lara kadar, yıllık yaklaşık 900 milyar dolarlık yatırım gerektireceğini belirtti. Petrol fiyatları bu ay, ABD'nin normal dışı petrol sahalarındaki üretiminin küresel talepten daha hızlı büyümesi ile birlikte, dört yılın en düşük seviyesine indi. Son dönemdeki fiyat düşüşleri, şirketlerin karlarını fiyat düşüşlerinin etkisinden korumaya çalışmaları ile birlikte, sektördeki yatırımları tehdit ediyor. IEA, kısa vadeli resme bakıldığında bir tehlike olmadığını, ancak Kuzey Amerika dışındaki sermaye yoğun alanlardaki genişlemenin risk altında olduğunu ifade etti. ABD ekonomisinde gelişmeler... ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen, Fed’in istihdam ve fiyat istikrarına ilişkin sorumluluklarını yerine getirebilme becerisinin küresel piyasaların kavranmasına ve ABD politikasının dünya genelinde diğer ekonomileri nasıl etkilediğine bağlı olduğunu belirtti. Yellen Fed'in mevcut para politikası hakkında ise sinyal vermedi. Yellen Fed'in hem fiyat istikrarı hem de işsizliğe odaklandığını söyledi. Yellen dünya ekonomisindeki gelişmelerin ABD’yi etkilediği gibi ABD’nin politik aksiyonlarının da dışarıda ekonomik ve finansal etkileri olduğunu belirtti. ABD'nin Philadelphia Fed Başkanı Charles Plosser ABD'de enflasyonun hedefin altında olduğunu, ancak çok fazla altında olmadığını söyledi. Plosser, güçlü dolardan kaynaklanan bazı yansımalar olabileceğini, ancak bunun kaydadeğer olmayacağını belirtti. Plosser, varlık alımının daha fazla enflasyon yaratmaya çözüm olduğunu düşünmediğini de vurguladı. Charles Plosser, Merkez Bankası'nın (Fed) piyasaları faizlerin beklenenden daha erken artabileceği olasılığına hazırlaması gerektiğini söyledi. Plosser Fed'in piyasaları, para politikasında beklenenden erken bir sıkılaştırma olasılığına hazırlamak için açıklamalarını düzenlemeyi sürdürmesi gerektiğini belirtti. Plosser, bankanın son açıklamasının faiz artırımının takvim tarihleri yerine ekonomik verilere bağlanması tercihini ortaya koyduğunu da ifade etti. ABD'nin New York Fed Başkanı William Dudley, faiz oranlarının çok erken artırılmasının, çok geç artırılmasına kıyasla daha "ciddi büyüklükte" riskler oluşturacağını söyledi. Fed’in etkili isimlerinden olan ve bankanın politika sıkılaştırma konusundaki sabırlı yaklaşımını güçlü bir biçimde savunan Dudley, resmi enflasyon göstergelerinin düşen benzin fiyatları ve güçlü dolara bağlı olarak gelecek aylarda daha da gerileyeceğini belirtti. Dudley'in yaptığı açıklamalar, Fed Başkanı Janet Yellen ve bankanın politika belirleyen en önemli üyelerinin temkinli davranma eğilimi destekleyen nitelikteydi. Erken yapılacak bir politika sıkılaştırmanın çok sıkı finansal koşullar oluşmasına yol açabileceğini de belirten Dudley, bunun "ekonominin daha zayıflamasına ve beklenen toparlanmanın daha başlamadan suya düşmesine yol açacağını" söyledi. Dudley, "Bu da Fed'in kredibilitesine zarar verecektir ve daha önemlisi, 5 AB ekonomilerinde AB: gelişmeler... düzeltmesi de zor olur" dedi. Dudley, "İşsizlik çok yüksek ve enflasyon çok düşük. Bu nedenle bu açıkların kapatılabilmesi için para politikasının çok uyumlu olması gerekiyor" ifadesini de kullandı. Minneapolis Fed Başkanı Narayana Kocherlakota, 2018'e dek sürme ihtimali olduğunu belirttiği düşük enflasyonu gerekçe göstererek, Merkez Bankası'nın 2015'te faiz artırmasının uygun olmayacağını söyledi. Enflasyon beklentisinin 2018'e kadar yüzde 2'ye geri dönmeyeceğini düşündüğünü ifade eden Kocherlakota, bu beklentinin de Fed'in 2015'te faiz artırmasını uygunsuz kılacağını belirtti. Son Fed toplantısında karara tek muhalefet eden Başkan olan Kocherlakota, Açık Piyasa Komitesi'nin yüzde 2'lik enflasyon hedefi ile ilgili yeterince ayrıntı vermemesinin belirsizliğe neden olduğunu ifade etti. Kocherlakota 31 Ekim'de yaptığı bir açıklamada da Fed'in enflasyon hedefi nedeniyle güvenilirliğini zedeleyebileceğini söylemişti. Dallas Fed Başkanı Richard Fisher, piyasaların faizlerin yönünün gelecek yaz değişebileceğini beklediğini, ancak bunun daha önce gerçekleşebileceğini söyledi. Fisher, yaptığı değerlendirmede, en önemli konunun, faiz politikasındaki değişiklikte doğru anın kaçırılması olduğunu söyledi. Fisher, ayrıca, bankaların etkisinin arttığını ve ABD'nin en büyük dört bankanın gücünü azaltmak için yeni yollar arayacağını sözlerine ekledi. ABD'de toptan satışlar Eylül ayında yüzde 0.2'lik artışla beklentileri karşıladı. Toptan stoklar ise beklentileri aşarak yüzde 0.3 artış gösterdi. Stok-satış oranı ise böylece 1.19'da sabit kalmış oldu. Ağustos'taki satışlar sayesinde artan araba stokları ise 1.59'luk orandan 1.58'e geriledi. ABD'de işsizlik maaşı başvuruları 8 Kasım'da sona eren haftada 290,000'e yükseldi ve beklentilerin üzerinde açıklandı. İşsizlik maaşı başvurularının 280,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 278,000 olarak açıklanan işsizlik maaşı başvuru sayısında revizyon yapılmadı. ABD'de Ekim'de perakende satışlar ve otomotiv dışındaki çekirdek satışlar yüzde 0.3 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetti. Perakende satışların ve çekirdek endeksin yüzde 0.2 yükselmesi bekleniyordu. Daha önce Eylül'de yüzde 0.3 azaldığı açıklanan perakende satışlar verisinde revizyon yapılmazken, yüzde 0.2 azaldığı açıklanan çekirdek endeks değişim kaydetmediği şeklinde revize edildi. ABD'de Michigan Üniversitesi ve Thomson Reuters tarafından hazırlanan tüketici güven endeksi Kasım'da 89.4 öncü seviyesine yükselerek yedi yıldan uzun bir sürenin en yüksek değeri aldı ve beklentilerin üzerinde açıklandı. Ekim'de 86.9 nihai değerini alan endeksin 87.5 seviyesine gerilemesi bekleniyordu. Avrupa Merkez Bankası (ECB), yetkililerin varlık alım programını başka tahviller de alarak genişletmeye hazırlanması ile ipotekli tahvil alımını yavaşlattı. ECB, geçtiğimiz hafta 2.629 milyar euro (3.27 milyar dolar) tutarında tahvil alımı yaparak programı toplam 7.408 milyar euroya çıkardı. ECB ikinci haftada 3.075 milyar euro, ilk hafta ise 1.704 milyar 6 euroluk alım yapmıştı. ECB'nin varlık alım programı, hedeflenen banka kredileri ve rekor düşük seviyedeki faiz oranlarını da içeren teşvik paketinin bir parçası. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu üyelerinden Christian Noyer, faiz oranlarının yükselmesi veya Avrupa ekonomisinin enflasyon tahminlerini önemli ölçüde değiştirecek yeni şoklar yaşaması halinde devlet tahvilleri alınmasında bir sorun görmediğini söyledi. Daha önce sadece "olağanüstü durumların" bu tür alımları gerektireceğini belirten Noyer, koşulların devlet tahvili alımını gerektirmemesi halinde ECB'nin şirket tahvili piyasasına müdahele etmeyi de değerlendirebileceğini ekledi. ECB Yönetim Kurulu Üyesi Yves Mersch, teşvik planı kapsamında ECB politika yapıcılarının gelecek hafta varlığa dayalı menkul kıymet (VDMK) satın alımlarına başlamaya hazır olacağını söyledi. Mersch, birkaç hafta önce teminatlı tahvil satın alımı ile başlayan ECB’nin önlem paketinin bir hafta içinde varlığa dayalı menkul kıymet alımları ile devam edeceği açıklamasında bulundu. ECB, Kasım ayı aylık bülteninde Euro Bölgesi'ne ilişkin bu yıl, gelecek yıl ve 2016 yılı için büyüme ve enflasyon tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiğini bildirdi. Bültende yer alan ve "profesyonel tahmincilere" dayandırılan bir anketin sonuçlarına göre, Euro Bölgesi'nin bu yıl, gelecek yıl ve 2016 yılı büyüme ve enflasyon tahminleri aşağı yönlü revize edildi. Söz konusu anketin sonuçlarını içeren rapora göre, 2014 yılı büyüme beklentisi yüzde 1'den yüzde 0,8'e indirildi. 2015 büyüme beklentisi yüzde 1,5'ten yüzde 1,2'ye düşürülürken, 2016 büyüme beklentisi de yüzde 1,7'den yüzde 1,5'e çekildi. Raporda, bu yıl için enflasyon beklentisi ise yüzde 0,7'den yüzde 0,5'e indirildi. 2015 yılı enflasyon beklentisi yüzde 1,2'den yüzde 1'e inerken, 2016 yılı enflasyon beklentisi de yüzde 1,5'ten yüzde 1,4'e çekildi. Ayrıca, işsizlik beklentileri kısa vadede aynı kaldı, uzun vadede ise hafif yukarı revize edildi. Raporda ayrıca, orta vadede fiyat gelişmelerinin görünümündeki risklerin, jeopolitik gelişmelerin ve döviz kuru ve enerji fiyatlarındaki gelişmelerin yakından takip edileceği aktarıldı. Euro bölgesinde sanayi üretimi Eylül'de yüzde 0.6 ile beklentilerin hafif altında artış kaydetti. Sanayi üretiminin Eylül'de yüzde 0.7 artması bekleniyordu. Daha önce yüzde 1.8 olarak açıklanan Ağustos ayı sanayi üretimindeki düşüş ise yüzde 1.4 düşüşe revize edildi. Euro bölgesi ekonomisindeki büyüme, bu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.2 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Euro bölgesinde gayrı safi yurtiçi hasıla (GSYH) üçüncü çeyrekte, geçen yılın aynı dönemine göre de yüzde 0.8 ile yine beklentilerin üzerinde büyüdü. Euro bölgesinde GSYH'nin çeyreklik bazda yüzde 0.1 büyümesi, yıllık bazda yüzde 0.7 büyümesi bekleniyordu. Euro bölgesinde yılın ikinci çeyreğinde GSYH büyümesi bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1 olarak açıklanmıştı. Almanya: Almanya'da gayrı safi yurtiçi hasıla (GSYH) mevsimsel etkilerden arındırılmış öncü verilere göre bu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1 ile beklentiler seviyesinde büyüme kaydetti. 7 Almanya'da GSYH mevsimsel etkilerden arındırılmamış verilere göre ise 2013'ün aynı dönemine göre yüzde 1.2 büyüme kaydetti. Almanya'da GSYH'nin çeyreklik bazda yüzde 0.1, yıllık bazda yüzde 1 büyümesi bekleniyordu. Almanya'da gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYH) bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre kaydettiği daralma ise yüzde 0.2'den yüzde 0.1 daralmaya revize edildi Almanya'da enflasyon Ekim'de yıllık bazda nihai yüzde 0.8 ile beklentiler seviyesinde açıklandı. Almanya'da enflasyon Eylül'de de yıllık bazda nihai yüzde 0.8 seviyesinde açıklanmıştı. İngiltere: İngiltere Merkez Bankası (BOE), ülkede enflasyonun büyük ihtimalle gelecek altı ayda yüzde 1'in altına ineceğini açıklayarak, gelecek yılın sonlarına kadar faiz artırmayacağı yolundaki piyasa beklentilerine üstü kapalı onay verdi. BOE, yayımladığı enflasyon raporunda Ağustos ayında açıklanan son ekonomik tahminlerden bu yana piyasanın faiz artırımlarının başlangıç zamanlamasına dair beklentisini 2015 yılının ilk üç ayından, Ekim ayına ötelediğini belirtti. Politika faizini Mart 2009'dan bu yana çok düşük bir düzey olan yüzde 0.5'te tutan BOE, yıllık bazda yüzde 1.2 ile beş yılın en düşük düzeyine gerileyen enflasyondaki gerilemenin emtia fiyatlarındaki keskin düşüşten kaynaklandığını belirtti. Merkez bankası, piyasaların beklediği tarihte faiz artırmaya başlasa bile enflasyonun gelecek iki yılda yüzde 2 olan hedefin altında kalacağına dikkat çekti. BOE, Enflasyon Raporu'nda, Mark Carney başkanlığındaki politika yapıcılarının, 2015 yılı büyümesini yüzde 2.9 ve 2016 büyümesini ise yüzde 2.6 olarak tahmin ettikleri belirtildi. Bu tahminler, Ağustos ayında, sırasıyla yüzde 3.1 ve yüzde 2.8 seviyelerindeydi. Poltika yapıcılar ayrıca, enflasyonun yüzde 2 hedefine üç yılda döneceğini kaydederek, faiz artırımlarının önümüzdeki bir yıl içinde başlayamayabileceği yolundaki yatırımcı beklentilerini güçlendirdi. İngiltere’de işsizlik üçüncü çeyrekte 6 yılın en düşük seviyesinde değişiklik göstermezken, işgücü piyasasının gelişmeye devam etmesi ile ücret artışları hız kazandı. İşsizlik oranı bir önceki çeyrekle aynı oranda yüzde 6 olarak açıklandı. Ücretler yıllık bazda yüzde 1 artış göstererek yüzde 0.8 olan tahminleri aştı. İşsizlik 115,000 düşüş ile 1.96 milyona gerilerken, çalışmakta olan kişiler sayısı 112,000 artış ile 30.8 milyona ulaştı. Fransa: Fransa ekonomisi, Nisan Haziran dönemindeki yüzde 0.1 gerilemenin ardından yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0.3 büyüdü. Üçüncü çeyrekte Fransa’nın 0.1 büyümesi bekleniyordu. İtalya: İtalya ekonomisi üçüncü çeyrekte de daralarak, ülkede düşüşü dördüncü yıla taşıdı. İtalya'nın gayrısafi yurtiçi hasılası üçüncü çeyrekte yüzde 0.1 gerilerken, ikinci çeyrekte de yüzde 0.2 daralma görülmüştü. Bir yıl önceye göre ise yüzde 0.4 düşüş kaydedildi. İtalya'da gayrısafi yurtiçi hasıla, son 13 çeyreğin 11'inde daralırken, işsizlik oranı rekor yüksek seviyelerde seyrediyor. Başbakan Renzi 2 8 trilyon euronun (2.50 trilyon dolar) üzerindeki kamu borcunu dizginleyerek gelecek yıl için yüzde 0.6 büyüme bekliyor. İtalya Merkez Bankası yayımladığı bir raporda, ülkenin "resesyonel talep döngüsünden" kaçınması gerektiğini belirtmişti İspanya: İspanya'da hafta sonu yapılan resmi olmayan bir halk oylamasında milyonlarca Katalan bölgenin bağımsızlığı lehinde oy kullandı. Ülkenin varlıklı kuzeydoğu bölgesi olan Katalonya'da "yurttaşlara danışma" adıyla yapılan oylamanın, Madrid hükümetinin itirazına ve getirdiği yasal engellere rağmen bu talebe destek vermesi bekleniyor. Merkezi hükümet, bağımsızlık konusunda bağlayıcı olmasa da, resmi nitelikli bir referandum yapılmasının önüne yasal engeller çıkarmıştı.B ölgesel Katalan yönetiminim başı olan Artur Mas'a göre, bağımsızlık referandumuna getirilen yasaklamalardan daha önemli olan, 5.4 milyon seçmenin 2 milyondan fazlasının sandığa gitmiş olması. Mas "tarihi" olarak nitelediği oylama sonucunun gerçek bir referandumum yolunu açacağını söyledi. İki yıldır bağımsızlık konusunda Katalonya yönetimiyle gergin ilişkiler sürdüren İspanya merkezi hükümeti ise, nüfusun yüzde 16'sını oluşturan Katalanların İspanya'nın tümümü etkileyecek bir konuda tek başına karar almalarının anayasal olarak mümkün olmadığını savunuyor. Diğer ekonomilerde İsviçre: gelişmeler... İsviçre frankı hafta içinde euro karşısında 26 ayın en yüksek seviyesini görürken, İsviçre Merkez Bankası'nın euro/frank kurunda 1.20 olarak belirlediği taban seviyesine daha da yaklaştı. Euro, hedge fon ve spekülatörlerin taban seviyesini hedeflemelerine paralel olarak 1.2021 frank seviyesini görürken, merkez bankasının müdahale edebileceği söylentileri de arttı. Japonya: Japonya'da iktidar partisinden bir milletvekilinin, Başbakan Shinzo Abe'nin erken seçim çağrısı yapma kararını vermiş gibi göründüğünü söylediği belirtildi. Piyasada Abe'nin satış vergisini erteleyeceği beklentisi de güç kazanıyor. Abe Salı günü yaptığı açıklamada seçimin zamanlaması konusunda karar vermediğini söylemişti. Hükümet sözcüsü de bir açıklama yaparak satış vergisinde artırım konusundaki kararın henüz alınmadığını bildirdi. Japon medyasında bir süredir Abe'nin gelecek haftaya kadar, Aralık ayında seçime gidilmesi yönünde bir açıklama yapabileceği yönünde spekülasyonlar yer alıyor. Politikacılara göre LDP öncülüğündeki koalisyon, muhalefetin zayıflığı nedeniyle parlamentonun alt kanadında çoğunluğu kaybetme gibi önemli bir riskle karşılaşmayacak. Ancak halen sahip olduğu üçte iki çoğunluğun gerisine düşebilir. Nisan'da satış vergisini yüzde 5'ten yüzde 8'e çıkaran Abe, bu oranın Ekim 2015'te yüzde 10’a çıkarılması için verilecek kararla ilgili olarak üçüncü çeyrek GSYH verilerini görmek istediğini söylemişti. Çin: Çin ve ABD, enformasyon teknolojisi (IT) ürünleri üzerindeki gümrük vergilerini kaldırmak amacıyla yapılan görüşmelerde önemli bir aşama kaydettiler. ABD Ticaret Temsilcisi Michael Froman yaptığı açıklamada sağlanan ilerlemenin, Enformasyon Teknolojisi Anlaşması'nın (ITA) 9 kapsamının genişletilmesi için WTO'da süren görüşmelerin hızlı bir sonuca ulaştırılmasına yardım edeceğini söyledi. Söz konusu anlaşma, tıbbi malzeme, GPS cihazları, video oyun konsolları ve gelecek kuşak yarıiletkenler gibi ürünlerdeki gümrükleri azaltacak. ITA 1997 yılında yürürlüğe girmişti. ABD hükümeti, anlaşmanın 4 trilyon dolarlık yıllık ticareti kapsadığını belirtiyor. ITA'ya katılan ülkeler, bilgisayar, bilgisayar yazılımı, telekomünikasyon donanımı ve diğer yüksek teknoloji ürünleri üzerindeki gümrükleri kaldırmayı benimsiyorlar. Froman, ITA'nın genişletilmesiyle küresel olarak satılan 1 trilyon dolar değerinde IT ürünü üzerindeki gümrüklerin ortadan kalkacağını söyledi. Yeni anlaşmayla 200'den fazla gümrük vergisi sıfırlanacak. Çin'de Ekim enflasyonu yıllık bazda yüzde 1.6 ile yaklaşık beş yılın en düşük seviyesine yakın gerçekleşirken, bu veri hükümetin büyümeyi desteklemek için daha fazla önlem alabileceği beklentisini yükseltti. Çin'de enflasyon Ekim'de aylık bazda değişim kaydetmedi. Çin’in sanayi üretimi artışı Ekim ayında yavaşlarken, sabit varlık yatırımları beklentilerin altında kalarak ekonominin emlak sektöründeki düşüş ile hız kaydettiği sinyali verdi. Sanayi üretimi bir yıl önceye göre yüzde 7.7 artış göstererek beklentilerin altında kaldı. Sanayi üretimi verisinin yüzde 8 geleceği tahmin ediliyordu. Perakende satışlar yüzde 11.5 yükselirken, sabit varlık yatırımları Ocak-Ekim döneminde yüzde 15.9 artış gösterdi. Çin'in ihracatı Ekim ayında beklentilerin üzerinde arttı. İhracat bir yıl önceye göre yüzde 11.6 artış ile yüzde 10.6'lık beklentileri aştı. İthalat yüzde 4.6 yükselerek yüzde 5 seviyesindeki beklentilerin altında kaldı ve Çin Gümrük İdaresi'nin yaptığı açıklamaya göre 45.5 milyar dollar ticaret fazlası oluştu. İhracat Eylül ayında yüzde 15.3 artış göstermişti. Ekim ayı ticaret fazlasının 42 milyar dolar gelmesi bekleniyordu. Eylül ayında ticaret fazlası 30.96 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Rusya: Rusya'nın ekonomik büyümesi üçüncü çeyrekte her ne kadar bir önceki çeyreğe göre gerilese de beklentileri aştı. Bu duruma artan tarım üretiminin düşen petrol fiyatları ve yaptırımlar ile sarsılan ekonomiyi biraz rahatlatmasının neden olduğu belirtiliyor. Gayrisafi yurtiçi hasıla geçen yıl aynı dönemdeki yüzde 0.8'in ardından bu yıl yüzde 0.7 büyüdü. Tahminler ise büyümenin yüzde 0.3 olacağı yönündeydi. Üç çeyrek üst üste gerileyen büyüme Rus ekonomisinin 2009'daki daralmadan bu yana en düşük ivme ile büyüdüğünü gösteriyor. Son 3 ayda dünyanın en çok değer kaybeden para birimi ile baş etmekte zorlanan Rusya Merkez Bankası, büyümenin önümüzdeki sene yüzde 0 olabileceğini belirtti. Çin ile Rusya yeni bir anlaşma ile enerji alanındaki işbirliklerini geliştirdiler. Anlaşma ile Rusya'nın Avrupa'ya bağımlılığı azalacak ve Çin'in 2020'ye kadar ihtiyacı olan doğal gaz arzı karşılanacak. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Xi Jinping Pekin'de doğal gaz arzı ön anlaşmasını imzaladılar. Yeni anlaşma Rusya'nın Kırım'ı ilhakından hemen sonra imzalanan 400 milyar dolarlık pakttan biraz daha küçük çaplı olacak. Rus petrol şirketi Gazprom, Batı Sibirya'dan Çin'e 30 yılda 30 10 milyar metreküp arz yapmak için görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Öte yandan bir başka Rus petrol üreticisi Rosneft Sibirya birimindeki yüzde 10'luk hissesini Çin devletine ait China National Petroleum Corp.'a sattı. Asya'ya yeni petrol ihracının 2020'lerin başında küresel enerji piyasalarında arz fazlasına neden olabileceği belirtiliyor. Arzın başlaması ile Çin Almanya'yı geride bırakarak Rusya'nın en büyük doğal gaz pazarı olacak. Rusya Merkez Bankası, rublenin işlem gördüğü dalgalı koridor uygulamasını iptal ederek, rublenin serbest kur rejimi çerçevesinde işlem görmesine izin verdi. Yapılan açıklamada finansal istikrara tehdit oluşturması halinde döviz piyasasına müdahale edileceği belirtildi. Açıklama öncesinde dolar karşısında yüzde 2'ye yakın değer kazanmış olan rublede açıklama sonrasında belirgin bir değişiklik olmadı. Merkez bankasının başkanı Elvira Nabiullina, rublenin "kurallar doğrultusunda belirlenen bir seviyenin" altında işlem görmesi halinde yapılan günde 350 milyon dolar ile sınırlı müdahalelere son verildiğini, ancak merkez bankasının spekülatif talebi azaltmak için her an yeterli hacimde müdahalede bulunabileceğini söyledi. Nabiullina, döviz piyasasında "oyun oynamak" için kullanılmasını gerekçe göstererek ruble likiditesini geçici olarak sınırlayacağını söyledi. Rusya Merkez Bankası 2015'te ekonomide sıfır büyüme beklediğini, 2016'da ise yüzde 0.1 büyüme kaydedileceğinin tahmin edildiğini açıkladı. Merkez Bankası açıkladığı üç yıllık para politikası stratejisinde, Batılı ülkelerin Rusya'ya karşı uyguladıkları yaptırımların 2017 sonuna kadar devam etmesinin beklendiğini de belirtti. Merkez Bankası tarafından açıklanan olumsuz beklentiler iki dış kaynaklı önemli şok olarak değerlendirilen petrol fiyatlarındaki düşüş ve Batılı ülkelerin Ukrayna nedeniyle uyguladığı finansal yaptırımlarının yarattığı etkiyi vurguluyor. Banka tahminlerini, Ural petrolünün varil fiyatının 2015'te toparlanarak ortalama 95 dolar olacağını, ancak 2017 sonunda yeniden 90 dolara gerileyeceğini varsayarak yaptığını da belirtti. Rusya Merkez Bankası Eylül'de açıkladığı tahminlerde 2015 büyüme beklentisini yüzde 1, 2016 beklentisini ise yüzde 1.8-2.0 aralığında belirlemiş, petrolün varil fiyatının ise toparlanarak 100 doların üzerine yükseleceğini öngörmüştü. Ancak bu beklentiler daha sonra önemli ölçüde revizyona uğradı. Banka yaptığı revizyonlar çerçevesinde ayrıca, net özel sektör sermaye çıkışlarına ait beklentisini bu yıl için 128 milyar dolara, 2015 için ise 99 milyar dolara yükseltti. Rusya Merkez Bankası yabancı para takas imkanının büyüklüğünü günde 2 milyar dolara indirerek bankacılık sektöründe ruble likiditesini sınırlamaya başladı. Açıklamanın ardından ruble, dolar karşısındaki kayıpları azalttı. Takaslardaki sınırlama 12 ile 30 Kasım arasında geçerli olacak. Merkez bankası tarafından yapılan açıklamada, "Merkez bankası buna ek olarak ruble likidite provizyonunu takas işlemleri üzerinden değerlendirecek ve döviz piyasasındaki durumu da göz önünde bulunduracak" denildi. 11 Ukrayna: Ukrayna'nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) temsilcisi, ülkenin doğusunda ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasındaki ateşkesin neredeyse bittiğini söyledi. İhor Prokopchuk, artık bir ateşkesten söz etmenin neredeyse imkansız olduğunu belirtti. AGİT'in gözlemciliğini yaptığı ateşkes kararı, 5 Eylül'de Belarus'un başkenti Minsk'te alınmıştı. Ateşkes, isyancıların 2 Kasım'da yaptığı tek yanlı seçimlerden bu yana giderek artan bir sıklıkla her gün ihlal ediliyor. Batılı ülkeler ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko bu seçimleri gayrimeşru olarak kabul ediyor. Kiev hükümeti Rusya'yı geçen hafta Doğu Ukrayna'ya yeni birlikler göndermekle suçlarken, Moskova, Rusya yanlısı ayrılıkçılara para ve yardım gönderdiğini ve anlaşmazlıkta taraf olduğunu kabul etmiyor. Prokopchuk, Ukrayna askerlerinin ateşkesi ihlal etmediklerini savundu. Öte yandan, Ukrayna Savunma Bakanı Stepan Poltorak, hükümet kuvvetlerinin ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların olası bir saldırısı için yeni konuşlanmaya gittiğini söyledi. İran: İran 8 yeni nükleer reaktör yaptırmak amacıyla Rusya ile bir anlaşma yaptı. Anlaşmaya göre Rusya, Bushehr Santrali'ne eklenecek olan iki reaktör dahil toplam 8 adet kadar reaktör inşa edecek. İran’ın nükleer sanayi genişletmeyi planladığını gösteren anlaşma ile ilgili açıklama ABD, Avrupa ve İranlı diplomatların Umman’da gerçekleştirdikleri görüşmelerin ilerleme kaydetmediğine yönelik haberlerin ardından geldi. Müzakereciler, İran’ın nükleer programına sınırlamalar getirecek görüşmelerde 24 Kasım’da bir sonuca varılması üzere anlaşma sağladılar. Müzakerelerin sonuçlanması İran ekonomisine yönelik uygulanan uluslararası yaptırımların da hafifletilmesini de sağlayabilir. BU HAFTA PİYASALAR Kur ve faiz geriledi... Geçen hafta Rusya Merkez Bankası açıklamaları ve ABD tarımdışı istihdam verisi nedeniyle oldukça hareketli olan piyasalar veri gündeminin sakin olduğu haftanın başında sakin bir seyir izledi. Dolar/TL paritesi haftanın ilk gününde 2.25’e gerilerken; sepet bazında TL ise 2.53 seviyesindeydi. Faizlerde ise sakin seyir devam etti. 13 Temmuz 2016 itfalı gösterge tahvilin bileşik faizi ise haftaya %8.50 düzeyinde başladı. Öte yandan, 24 Temmuz 2024 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin faizi de %8.73 düzeyindeydi. Ancak Salı günü doların küresel bazda değer kazanmasına paralel dolar/TL de sabah saatlerinde 2.27 seviyesini aştı; daha sonra tekrar 2.26’ya geriledi. Hafta ortasında ise petrol fiyatlarında devam eden düşüş ve önümüzdeki dönemde enflasyonun gerileyeceği beklentileri tahvil piyasasına alım getirirken, iki yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi Temmuz sonundan bu yana en düşük seviyeye geriledi, dolar/TL dar bantta hareket etti. 12 Gösterge tahvilin bileşik faizi %8.30’lara geriledi. 13 Kasım Perşembe günü de petrol fiyatlarındaki düşüşün destek verdiği TL; beklentilerin altında gelen cari açık verisi ile bazı gelişmekte olan ülke para birimlerinden pozitif ayrışırken, iki yıllık gösterge tahvil faizi de geriledi. Tahvil tarafına gelen alımlarda da petrol fiyatlarındaki gerilemenin devam etmesi, enflasyonda düşüş beklentileri, küresel büyüme endişeleri ve yılın kalanında tahvil ihraçlarının azalmış olmasının yanı sıra TCMB'den önümüzdeki dönemde faiz indirim beklentilerinin konuşulmaya başlanması da etkili olmakta. Haftanın son gününde de piyasalar sakin seyrini sürdürdü; olumlu gelen ABD verisinden sonra TL hafif değer kaybetti daha sonra tekrar güçlendi. Dolar/TL 2.24’ler civarında seyrederken; gösterge tahvilin bileşik faizi %8.25’ler civarındaydı. Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları (13.07.16 tahvili, % bileşik) % 25 22 19 16 13 10 4 04.01.2007 01.03.2007 27.04.2007 25.06.2007 20.08.2007 17.10.2007 13.12.2007 12.02.2008 08.04.2008 05.06.2008 31.07.2008 25.09.2008 26.11.2008 28.01.2009 25.03.2009 25.05.2009 20.07.2009 14.09.2009 12.11.2009 11.01.2010 08.03.2010 30.04.2010 28.06.2010 20.08.2010 20.10.2010 22.12.2010 16.02.2011 12.04.2011 07.06.2011 02.08.2011 30.09.2011 30.11.2011 25.01.2012 21.03.2012 18.05.2012 13.07.2012 12.09.2012 12.11.2012 08.01.2013 05.03.2013 02.05.2013 28.06.2013 28.08.2013 31.10.2013 26.12.2013 21.02.2014 17.04.2014 17.06.2014 15.08.2014 14.10.2014 7 Sonuçta 7 Kasım’da Merkez Bankası kurlarıyla 2.2748 olan dolar/TL paritesi, 14 Kasım’da 2.2460 TL’ye indi; 2.8209 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi ise 2.7960 TL’ye indi. 7 Kasım’da %8.62 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu haftanın son günü %8.24’e indi. Döviz, petrol ve altın Döviz: fiyatları... ABD Doları, ABD'de geçen Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisinin ardından ABD Hazine tahvili getirilerinde görülen düşüş sonrasında hafta başında düştü. Euro/dolar paritesi hafta başında 1.2485’e yükselirken, dolar/yen paritesi 114.10 düzeyindeydi. Dolar hafta içinde Japonya’da erken genel seçimlerin olabileceği spekülasyonları ile yen karşısında 115.75’e yükseldi. Dolar, euro karşısında ise hafta içinde fazla değişmedi. Haftanın son gününde dolar Japonya borsasında daha önce görülen kazanımlarla yen karşısında yedi yılın zirvesini görmesinin ardından 116.5 yen düzeyine çıktı. Euro/dolar paritesi ise haftanın son gününe 1.2465 düzeyinde başladı, daha sonra olumlu ABD verileriyle bir miktar geriledi. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.2450; Dolar/yen paritesi 116.5 düzeyindedir. Petrol: Brent ham petrolünün varil fiyatı, hafta başında Ukrayna'da artan askeri hareketlilik ve Libya'da yaşanan kaosa bağlı olarak artarak 84 dolara doğru yükseldi. ABD hafif petrolünün varili ise haftaya 78.9 dolar düzeyinde başladı. Brent ham petrolünün varil fiyatı, daha sonra 82 dolar dolayına indi. Doların güçlü olması ve ABD'nin kaya petrolü sahalarındaki güçlü üretimin Libya'nın üretimindeki düşüşü dengelemesi petrol fiyatları üzerinde etkili oldu. Brent petrolü hafta içinde de gerilemeye devam etti; ABD petrolünde ise fazla değişim olmadı. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) petrolüne gelen talebin gelecek yıl düşeceğini belirtirken, Suudi Arabistan üretimde olası bir kesinti konusunda 13 sessizliğini korudu. OPEC yayınladığı aylık raporda, OPEC petrolüne küresel talebin gelecek yıl günlük 29.20 milyon varile gerileyeceğini belirtti. Petrol fiyatları haftanın son gününde de geriledi. Brent ham petrolünün varil fiyatı 78 doların altına geldi ve yaklaşık dört yılın en düşük seviyesinde işlem gördü. ABD petrolü de 74 doların altına indi. Arzın fazla olmasına dair endişeler ve OPEC'in iki hafta sonra yapacağı toplantıda üretim azaltıp azaltmayacağı konusundaki belirsizlik piyasada etkili oluyor. 27 Kasım'daki OPEC toplantısı öncesinde piyasada dalgalanmanın sürmesi bekleniyor. Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 79.4 dolar düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili 75.3 dolar civarında seyretmektedir. Altın: Altın ABD'de beklentilerin altında gelen istihdam verisinin ardından görülen yükseliş sonrasında hafta başında ons başına 1170 dolara çıktı. Ancak altın fiyatları daha sonra tekrar gerilemeye başladı ve ons fiyatı 1150 doların altına düştü. Hafta içinde ise dolardaki göreli gerilemeyle birlikte fiyatlar tekrar 1170 dolara doğru yükseldi ancak bu kalıcı olmadı. Fiyatlar hafta sonuna doğru tekrar gerilemeye başladı. Güçlü dolar ile ABD ekonomik verilerinin talebi azaltmasıyla altın son üç haftadır geriliyor. Spot altının ons fiyatı haftanın son gününde 1150 dolar civarında seyretti, ancak akşam saatlerinde hafif yükseldi. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1168 dolar civarındadır. DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER (1) (2) (3) (2)/(1) 31.12.13 31.10.14 14.11.14 % değişim 2,1343 2,2067 2,2460 3,4 2,9397 2,7712 2,7960 -5,7 2,5370 2,4890 2,5210 -1,9 (2)/(1) reel % değişim -4,7 -13,1 -9,5 (3)/(2) % değişim 1,8 0,9 1,3 ABD doları/TL* Euro/TL* Döviz Sepeti ** Euro-dolar paritesi 1,3774 1,2558 1,2449 -8,8 -0,9 * TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır. Daha fazla bilgi için: Dr. M.Veyis Fertekligil, Baş Ekonomist e-posta: [email protected] Tel: 0212 – 368 35 20 UYARI NOTU: Bu rapor Turkland Bank A.Ş. (T-Bank) tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerin doğru ve tam olması konusunda herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan T-Bank hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. 14