B : 56 27.2 .1953 mek durumunda değiliz. Cezmi Türk arkadaaşımızın dediği gibi, işlerimizde bataet, atalet yok­ tur. Bu, mevzuubahis olamaz, teenni mevzuubahistir, Halil Sezai arkadaşım, iş müfettişliğinin ehemmiyeti üzerinde durdular. Yerden göğe kadar hakları vardır. Buradan bir kere daha arzetmiştim. Bu teftiş, hiçbir zaman bildiğiniz teftişin mânasını ifade eden bir teftiş değildir. Teknik bir teftiştir. Onun için bu müfettişlerin arasında ruhiyatçıların, mühendislerin, peda­ gogların, kimyagerlerin bulunması lâzımdır. Hulâsa millî çalışmayı alâkadar eden bütün hu­ suslarda ihtisas sahibi kimselerin bulunması lâ­ zımdır. Kadrolarımızı buna göre doldurmak ka­ rarındayız. Ancak iş teftişi, arzettiğim eleman­ lar bulunduğu zaman bile, matlup derecede ol­ muş sayılmaz. îş teftişinin muvaffakiyeti bir tecrübe zamanının geçmesine bağlıdır. Müfettiş, girdiği iş yerine suçluyu aramak için girecek değildir. îş nasıl cereyan ediyor, içerdeki kusur­ ları- ıslah etmek için nasıl tedbir alınır diye düşünmesini bilecek olan adamdır. Bu bir staj devresidir arkadaşlar, sanayiimizin inkişafiyle, sosyal gelişmem'izin hıziyle ahenktar olarak bu müfettişlerimiz yetişecek bu da yanlız mem­ leketimiz çapında değil, dünya çapında öğünülecek iktidarda müfettişleriimiz yetişmiş ola­ caktır. Bakanlığımız idari salâhiyeti azdır. Bu mevzuda dünyada iki sistem bulunmaktadır. Bi­ risi adlî sistemdir. Bâzı memleketler çalışma mev­ zuatında hâdiseleri tesbit ederler müddeiumu­ miliğe haber verirler, işi adalete intikal ettirir­ ler. Bâzı memleketlerde işi adalete tevdi etme­ den evvel doğrudan doğruya icra makamına Vekâlete intikal ettiririlir, oranın tetkikmdan sonra gerekirse adalete tevdi olunur. Bizdeki sistem daha çok adalet sistemidir. tşin sıhhati bakımından teftiş bakımından mü­ him bir iş, Vekâlete düşmüş bulunmaktadır. Şah­ si kanaatim şudur ki, bugünkü icra salâhiyeti­ miz Halil Sezai arkadaşın teklif ettiği husus­ larda tedbirler alınmasını biz de faydalı görü­ yoruz. Halil Sezai arkadaşım yine işçi ve iş veren münasebetlerinin tanziminden bahsetti. Aziz ar­ kadaşlar, kemali cesaretle şunu huzurunuzda ifade etmek isterim ki, Çalışma Vekâletinin va­ zifelerinin büyük kısmı, esas itibariyle işçile­ rimizin himayesini temin eden ve temin edecek 0:2 olan mevzuatı hazırlayıp tatbik etmekle bera­ ber, deminden beri birkaç defa arzettiğim gibi, millî işimiz, millî gücümüz, Türk milletinin ça­ lışma münasebetlerini tanzim edecek olan mev­ zuat ve prensipleri de bulmaktır. Bu bakımdan iş veren ve işçi münasebetlerini en iyi bir tarz­ da tanzimi kendisi için, Çalışma Bakanlığı bir vazife addetmektedir. Bunun içindir ki, Çalış­ ma Bakanlığının kurulduğu günden bugüne ka­ dar harekâtı işçi ve iş verenleri birbirinden ayı­ rıcı tarzda değil, bilâkis birbirine yaklaştırıcı şekilde inkişaf etmektedir. Son zamanlarda da bunun fiilî tedbirlerini almış bulunuyoruz. Bu­ günkü hakem kurullarının teşekkül tarzını bu bakımdan değiştirmek kararındayız, halen Ça­ lışma Komisyonundadır. Yüksek heyetinize gele­ cektir. îdarî tedbirler de alıyoruz, bilhassa îzmir ve İstanbul gibi umum sağlık sigortası tatbik edi­ len yerlerde, işçi ve iş veren mümessillerinden mürekkep bir idari komite teşkil edilmiştir. Bâzı müesseselerde, Avrupa'da birçok memle­ ketlerde olduğu gibi ücret ve teknik meseleler iş veren ve işçileri temsileden mümessillerden kurulmuş müşterek kamitelerde halledilmekte­ dir. Biz de işletme Bakanlığı ile bu hususta mutabık kaldık. îş veren ile işçiler arasında bu gibi tedbirleri almak kararındayız ve gittikçe daha çok olacağız. Burada sendikalar mesele­ sine bir nebze temas edebilirim arkadaşlar. Hakikaten sendikalarımızın bugünkü geliş­ me nispetleri ve gelişme heyecanları tetkik edilecek olursa, bilhassa 3 yıldan beri ne kadar bir süratle geliştikleri görülür. 1950 senesinde adedi 50 yi bulan sendikalar, bugün 300 e yak­ laşmıştır. Bugün sendikalize işçi adedi aşağı yukarı 180 bin kadardır. Burada Halil Sezai arkadaşımın, bâzı sen­ dikalarımızın tazyika mâruz bulunduğu hak­ kındaki sözlerine vereceğim en güzel cevabi bulduğumu zannediyorum. Tazyik öyle bir şey­ dir ki, olduğu yerde neşvünema ettirmez. Taz­ yikle hiçbir şey büyümez. îki senedir sendika­ larımız bu kadar süratle inkişaf ederken, sen­ dikalize işçi bu kadar süratle artarken bu mem­ lekette sendikalara ve sendika işçilerine tazyik yapan vardır denebilir mi? Ama dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde evvelâ yeni başlıyan bir hareket karşısındayız. Sendikocılık memle­ ketimizde yenidir. Hem sendikalı işçilerimizin — 1266 —