DOSYA / ENERJ‹ / RÖPORTAJ - RECEP KONUK Ahmet DO⁄AN [email protected] L O N A T E B‹YO A D N U S KONU TÜRK‹YE’N‹N HIZLI HAREKET ETMES‹ GEREK‹YOR 80 EKOV‹TR‹N KASIM 2012 Biyoetanol denilince Brezilya ve ABD akla gelen ilk iki ülke. Biyoyak›tlar, fleker kam›fl›, m›s›r, bu¤day ve flekerpancar›ndan üretilebiliyor. PANKOB‹RL‹K ve Konya fieker Yönetim Kurulu Baflkan› Recep Konuk, biyoetanolün ABD’ye 53.3 milyar dolar katma de¤er kazand›rd›¤›n› ifade ederek Türkiye’nin de bu konuda h›zl› hareket etmesi gerekti¤ini vurguluyor. P ANKOB‹RL‹K ve Konya fieker Yönetim Kurulu Baflkan› Recep Konuk, biyoetanolün öneminin herkes taraf›ndan bilinmesi gerekti¤ini ifade ediyor. Baflkan Konuk, fosil yak›tlar›n sonsuz olmad›¤›n› belirterek, biyoyak›tlar›n k›sa vadede petrol ve do¤algaz›n yerini alaca¤›n› söylemenin hayalcilik olaca¤›n› ama biyoyak›tlar›n petrol ve do¤algaz›n yan›nda önemli bir alternatif enerji kayna¤› olarak kullan›m›n›n gittikçe artaca¤›n› da söylemek gerekti¤ini belirtiyor. PANKOB‹RL‹K ve Konya fieker Yönetim Kurulu Baflkan› Recep Konuk biyoyak›t konusunda tüm merak edilenleri Ekovitrin’e anlatt›. EKOV‹TR‹N KASIM 2012 81 DOSYA / ENERJ‹ / RÖPORTAJ - RECEP KONUK nayi verimliliği açısından özel bir yere sahip ve ülkemiz açısından biyoetanol üretimi için en elverişli üründür. Bunu da ben söylemiyorum, sektöre ülkemiz ilk adım attığı dönemde Tarım Bakanlığı’nın biyoyakıtlar konusunda hazırladığı raporda bu ifadeler yer aldı. Şeker pancarının, sanayi verimliliğinin yüksek olması, ülkemizin tarımsal üretim planlamasında üretim hacmini en çabuk ve en kolay şekilde artırabileceği tek ürün olmasından dolayı önemli. Ayrıca diğer tarımsal ürünlere kıyasla daha çok gelir getiren şeker pancarını üreticinin yetiştirme konusunda tecrübeli ve istekli olması biyoetanol üretiminde şeker pancarını öne çıkarıyor. Bizim biyoetanol tesisimiz doğrudan pancar koyu şerbetinden, B şuruptan ve melastan biyoetanol üretebilecek şekilde tasarlandı. Biz işletme verimliliği açısından şu anda melastan biyoetanol üretiyoruz, ancak pazarın göstereceği gelişime göre diğer seçenekleri de değerlendirme imkânına sahibiz. RECEP KONUK: ‘ATI⁄I PARAYA ÇEV‹R‹YORUZ’ “Biyoetanol tesisinin kurulmas›, Konya fieker’in entegre üretim yaklafl›m›n›n ve s›f›r at›kla üretim politikas›n›n bir sonucudur. Çöpe gidecek veya ekonomik de¤eri olmayan ürünleri katma de¤eri yüksek bir enerji ürününe dönüfltürüyoruz.” Biyoetanol nedir, biyoetanol ile ilgili bilgi verir misiniz? Biyoetanol, dünyada süratle gelişen ve kullanımı gittikçe yaygınlaşan biyokütle enerjisi alanında araçlarda yakıt olarak kullanılan önemli bir ürün. Araçlarda benzinle harmanlanarak veya hibrit araçlarda doğrudan kullanılabilen biyoetanol, şeker pancarı, şeker kamışı, mısır, buğday, patates gibi tarımsal ürünlerden üretilebiliyor. Her ülke kendi tarımsal 82 EKOV‹TR‹N KASIM 2012 üretim deseninde hangi ürün avantaj sağlıyorsa biyoetanol üretiminde onu tercih ediyor. Mesela Brezilya şeker kamışı veya kamıştan elde ettiği şekerden biyoetanol üretiyor. ABD’de hem şeker kamışı, hem şeker pancarı, hem mısır biyoetanol üretiminde tarımsal hammadde olarak kullanılabiliyor. Ülkemizde ise biz biyoetanolü şeker üretim prosesi sonrası çıkan yan ürün melastan üretiyoruz. Tarımsal ürünler içinde şeker pancarı, sa- B‹YOETANOL ÜRET‹M‹NE 2007 YILINDA BAfiLADIK Konya Şeker olarak biyoetanol ile ilgili çok önemli çalışmalarınız bulunuyor. Konya Şeker, kaç yıldan beri biyoetanol ile ilgili çalışmalar düzenliyor? Konya Şeker, mevcut enerji kaynaklarının tükenmeye başlaması nedeniyle, ülkemizdeki enerji çeşitliliğini artırmak, yaygınlaştırmak ve bilinen enerji kaynaklarına büyük oranlarda bağımlı olmamak amacıyla alternatif yakıt, yenilenebilir enerji kaynağı biyoetanol üretimine 2007 yılında başladı. Biyoetanol üretimi ile nasıl bir katma değer gerçekleştiriyorsunuz? Biyoetanol tesisinin kurulması, Konya Şeker’in entegre üretim yaklaşımının ve sıfır atıkla üretim politikasının bir sonucudur. Biyoetanol Fabrikası, şeker üretim prosesinde girdi olarak kullanılan şeker pancarının bu üretim sonucunda elde edilen yan ürünlerinden yeni ürünler elde ederek sıfır atık ile üretim yapma yaklaşımı çerçevesinde kuruldu. Tesis bu özelliğiyle, atık olarak çöpe gidecek veya ekonomik değeri olmayan ya da cüzi bir ekonomik değere sahip atık ürünleri katma değeri yüksek bir enerji ürününe dönüştürerek işletme verimliliğini ve karlılığını artırırken, şeker pancarı üreticisine hiçbir yük getirmeden yeni yatırımlar için Konya Şeker’in sermaye biriktirmesine de önemli bir kaynak oluşturuyor. Bu gibi tesislerle atığı paraya çeviren Konya Şeker, Biyoetanol Tesisi ve bunun gibi diğer tesislerinden elde ettiği gelirlerle yatırımlarını finanse ederken, üreticisine ürettirdiği tarımsal ürünler için de ülkemizdeki en iyi fiyatı bu sayede verebiliyor. Tesisin ürettiği ürünün yıl boyu nakit akışı sağlamasıyla Konya Şeker üreticilerini üretimin her aşamasında avanslarla destekleyebiliyor. Tesis, şimdilik şeker üretim sonrası çıkan atıklardan biyoetanol üretiyor. Ancak, ülkemizde biyoetanol kullanımı kademeli olarak arttıkça, tesis şeker pancarından doğrudan biyoetanol üretimini gündemine alacak ve bölge çiftçisine biyoetanol üretimi için şeker pancarı ektirme seçeneğini de değerlendirecektir. Şu an ne kadarlık bir kapasite ile biyoetanol üretim kapasitesine sahipsiniz? Buradaki amaç ne kadarlık bir kullanım miktarına tekabül ediyor? Konya Şeker’in Çumra Şeker Entegre Tesisleri bünyesinde 50 milyon dolarlık yatırımla şeker sonrası çıkan yan ürünü değerlendirmek amacıyla kurduğu Biyoetanol Üretim Tesisi Türkiye’nin Kurulu kapasitesinin yüzde 56’sına karşılık gelen 84 milyon litre/yıl üretim kapasitesine sahip. Biyoetanol türü alternatif enerji çeşitleri ile ülkemiz nasıl bir avantaj sağlayabilir? Dünyada biyoetanol kullanan ülkelerin başında ABD, Brezilya, Avrupa ülkeleri, Çin, Hindistan ve Japonya geliyor. Örnek olarak Ameri- “Konya fieker’in Çumra fieker Entegre Tesisleri bünyesinde 50 milyon dolarl›k yat›r›mla kurdu¤u Biyoetanol Üretim Tesisi, Türkiye’nin kurulu kapasitesinin yüzde 56’s›na karfl›l›k gelen 84 milyon litre/y›l üretim kapasitesine sahip.” ka’da 2000 yılında biyoetanol üretimi 6,2 milyon m3 iken 2010 yılında 8 kat artışla biyoetanol üretimi 50 milyon m3 oldu. Dünyada gelişen trend her yıl en az yüzde 5 artış şeklinde. Biyoetanol kullanımı BM İklim Değişikliği İle Mücadele Sözleşmesi çerçevesinde çevreci kaygılarla desteklenen ve sözleşmeyi imzalayan ülkeler açısından zorunluluk haline getirilen bir uygulama. AB mevzuatları çerçevesinde de biyoyakıt kullanımı konusunda üye ülkeler için hedef yıllar itibarıyla alt sınır belirleniyor, ülkeler bu oranın altına düşmemek şartıyla zorunluluk oranlarını kendileri belirliyor ve bu oranlar her geçen yıl gittikçe artıyor. DÜNYA, B‹YOKÜTLE ENERJ‹S‹NDEN DAHA ÇOK FAYDALANIYOR Gelişmiş ülkeler biyokütle enerjisinden daha çok yararlanıyor değil mi? Gelişmiş ülkelerde biyoyakıt kullanımının gittikçe arttığı bir gerçek. Sadece kullanımı artmıyor, dünya artık biyokütle enerjisinden daha çok faydalanmayı, ulusal enerji arzlarında biyokütle enerjisinin payını daha da arttırmayı hedefliyor. Gelişmiş ülkeler artık ikinci üçüncü nesil biyoyakıtlar için hazırlık yapıyor, onları labaratuvar uygulamasından endüstriyel uygulamaya taşımaya hazırlanıyor. Biz birinci nesil biyoyakıtların kullanımı için henüz adım attık. Ancak sektörde geç kaldığımız da söylenemez. Sektörün üretim konusunda altyapısı hazır, ürün ticarileştikten sonra ülkemiz, ikinci üçüncü nesil biyoyakıtlar konusunda dünya ile eş zamanlı hareket etme imkânına sahip. Bu konuda yetişmiş bilim insanlarımız, uygulama tecrübesine sahip teknik personelimiz mevcut. Kısa sürede gelişmiş ülkeleri sektörde yakalayıp, onlarla eş zamanlı gelişim trendi sergileyebiliriz. EKOV‹TR‹N KASIM 2012 83 DOSYA / ENERJ‹ / RÖPORTAJ - RECEP KONUK VAR‹LERLE PETROL ‹THALATINA SON! Ülkemizde biyoetanolün benzinle harmanlanarak kullanımını zorunluluk haline getiren EPDK kararı önemli bir karardır ve sektörün önünü açmış, enerji sektörümüze de yerli tarım ürünlerinden üretilecek yenilenebilir, çevreci bir enerji kaynağını kazandırmıştır. Karar, hem tarım sektörü, hem enerji sektörü, hem de milli ekonomimiz açısından önemli ve kıymetlidir. Biyoetanol Tesisi neticede tarımsal üründen yakıt üreten bir tesistir. Yani üreticilerimizin tabiriyle Biyoetanol Tesisi pancar benzini üretiyor. Bunun anlamı açık, bu tesisin ürettiği kadar benzin, dolayısıyla da petrol az tüketilecek. Ülkemiz varillerle petrol ithal etmek yerine kendi tarlalarında ürettiği ve traktörlerle üretim tesisine getirdiği pancardan benzin üretecek. Benzine harcanan para ülkemizde kalacak ve Türk çiftçisinin cebine girecek. Biyoyakıt sektörü geliştikçe ülkemizde enerji tarımı da gelişecek ve çiftçimizin tarımsal ürününü kullanan alternatif bir sanayi kolu da gün geçtikçe büyüyecek. Bu gelişim ile birlikte tarımsal istihdam ve üretim hacmi de artacak. 84 EKOV‹TR‹N KASIM 2012 “CA⁄R‹ AÇI⁄A ‹LAÇ G‹B‹ GELECEK” “Ülkemiz varillerle petrol ithal etmek yerine kendi tarlalar›nda üretti¤i ve traktörlerle üretim tesisine getirdi¤i pancardan benzin üretecek. Benzine harcanan para ülkemizde kalacak ve Türk çiftçisinin cebine girecek.” Böylelikle ülkemizde petrole dayalı daha az döviz çıkışı olacak diyebilir miyiz? Azalan petrol ithalatı sonucu ülkemizden daha az döviz çıkışı olacak ve dolayısıyla ülke ekonomimiz açısından en büyük sorun olan cari açığın da aşağı çekilmesine sektör katkı verecek. Petrol fiyatlarının düşmesinin beklenmediği dünyamızda, biyoetanolün kullanımının gittikçe artması ve ülkemizde enerji tarımının gelişmesi, biyoyakıtlar konusunda sanayi verimliliğinin de her yıl gittikçe yükselmesi bekleniyor ve bu çerçevede orta vadede zorunlu kullanım oranına göre biyoyakıtların akaryakıt fiyatlarını nispeten aşağıya doğru çekmesi de beklenen bir gelişmedir. Alternatif enerji konusunda ülkemizde neler yapılmalı? Bu bağlamda kimlerden ne bekliyorsunuz? EPDK’nın aldığı karar ile piyasaya akaryakıt olarak arz edilen benzin türlerine, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren en az yüzde 2, 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle de en az yüzde 3 oranında yerli tarım ürünlerinden üretilmiş biyoetanol ilave edilmesi zorunlu kılındı. Kurulun aldığı karar çerçevesinde motorine, yerli tarım ürünlerinden üretilmiş zorunlu biyodizel harmanlama oranı 1 Ocak 2014 tari- hi itibarıyla en az yüzde 1, 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle en az yüzde 2, 1 Ocak 2016 tarihi itibariyle en az yüzde 3 olacak. Enerji tarımına adım atmamızı sağlayarak, hem tarımsal üretim hacmimizi hem de tarımsal istihdam ile tarım sektörünün gelirini artırma ortamını hazırlayacak bu düzenlemeden, tarım ekonomimizi hızlı bir şekilde büyüteceği için büyük mutluluk duyduk. Ancak mutluluğumuzun tek kaynağı bir parçası olduğumuz sektör açısından değildir. Hem ülkemiz ekonomisi hem de enerji sektörümüze yeni bir ürün kazandırılmasındandır. Ülkemizin dünyada hızlı bir gelişim gösteren biyokütle enerjisi alanında bu kararla dünyanın gerisinde kalmayacak olmasındandır. Karara imza atan EPDK’ya, kararın alınmasında irade sergileyen hükümetimize, ilgili bakanlıklarımıza, kararın alınmasına destek olan sektör paydaşlarına teşekkür ediyor, tarım sektörü olarak şükranlarımızı ifade etmek istiyorum. Sektöre destek oldular, sektörün önünü açtılar, enerjimize enerji kattılar, Türkiye’nin enerjisini artırdılar. Devletimizden beklentimiz çok kısa zamanda benzine biyoetanol harmanlama zorunluluğunun gelişmiş ülkelerde uygulandığı gibi en az yüzde 5 oranına yükseltilmesidir. Biyoetanol’ün önemi hakkında ne kadar bilinçliyiz? Dünyada hangi ülkeler biyoetanolü yüzde kaçlık bir dilimle kullanıyor? Türkiye, hem Kyoto Protokolü’nü imzaladı, hem BM İklim Değişikliği İle Mücadele Sözleşmesi’nin taraflarından biri hem de AB’ye aday ülke. Bu uluslararası kurumlar ve bu üç uluslararası mevzuat biyoyakıt kullanımı konusunda ülkemize bazı sorumluluklar yüklüyor. Ülkemiz uluslararası taahhütleri çerçevesinde biyoyakıt kullanımını teşvik etme ve artırma iradesini sergiledi. Bu çerçevede de ilk adımı geçtiğimiz yıl attı ve 2013 yılından itibaren biyoyakıt kullanımını kademeli olarak artırmak üzere harekete geçti. Bu işin ilk aşaması, bundan sonra ülke performansımız önemli, tarım sektörü- nün sergileyeceği performans önemli. Ülkemiz bu ilk uygulamada başarılı bir performans sergilerse ileriki yıllarda daha kararlı ve büyük adımlar atacaktır. Bu son söyleyeceklerimi baştan söyledikten sonra, biyoyakıtları ortaya çıkaran sebepleri, neden önemli olduklarını ve dünyadaki gelişimlerini kısaca özetlemek istiyorum. Nereden çıktı bu biyoyakıtlar sorusunu cevaplayarak başlayalım. Mineral yakıtlar olarak da bilinen fosil yakıtlar, hidrokarbon içeren petrol, doğal gaz ve kömür gibi enerji kaynaklarıdır. PETROL, DO⁄ALGAZ VE KÖMÜRDE SONA YAKLAfiILIYOR! Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de en temel enerji kaynağı olan petrol ve doğal gaz, günümüzde stratejik önemini daha da artırmış, endüstrinin ve ekonominin vazgeçilmez bir girdisi ve itici gücü haline gelmiştir. Global enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 35’i petrol, yüzde 23’ü doğal gazdan karşılanmakta, elektrik üretiminin yaklaşık olarak yüzde 40'ı ise kömürden sağlanmaktadır. Dünyadaki mevcut enerji kaynaklarına, ispatlanmış rezervleri ve yıllık üretim miktarları açısından bakıldığında, rezerv ömrünün; petrol için 42 yıl, doğal gaz için 60 yıl, kömür için ise 228 yıl olacağı tahmin edilmektedir. Bu rakamlar çeşitli projeksiyonlarda değişse de bir gerçek değişmemektedir, bu kaynaklar bir gün tükenecektir. Bu her ülke için ciddi bir problemdir ve her ülke enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için gayret sarf etmektedir. Bizim ülkemiz gibi enerji arzında dışarıya bağımlılık oranı yüksek olan ülkeler için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve olabildiğince yerli kaynakları devreye sokmak daha da önemlidir. Çok basit bir örnek vereyim, Türkiye enerji arzında kullandığı petrolün yaklaşık yüzde 92’sini, doğalgazın yüzde 97’sini, taşkömürünün yüzde 83’ünü ithalatla karşılıyor. Sadece bu rakamlar bile bizim alternatif enerji kaynaklarına ciddi yatırımlar yapmamız gerektiğine işaret ‘Biyoyak›tlar do¤al karbon döngüsüne sahiptirler’ Biyoyakıtlar çevre açısından nasıl bir etkiye sahip? Biyoyakıtlar çevre için sera etkisi yaratmadığı gibi, doğal karbon döngüsüne de sahiptirler. Örnek olarak şeker pancarı aynı alana sahip çam ormanından 3 kat daha fazla oksijen üretmektedir. Bu nedenle özellikle AB’de Kyoto Protokolü’nün gereklerinin yerine getirilmesi hususundaki çalışmalar kapsamında öncelikli olarak ele alınmaktadır. AB ülkeleri için halen asgari karışım oranı yüzde 5,75’tir. Ancak pek çok AB ülkesi bu oranın üstünde kullanım zorunluluğunu benimsemiştir. AB’nin biyoyakıt kullanım zorunluluğu ile ilgili 2020 ve 2030 yılı biyoyakıt kullanım hedefleri ise sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 25’tir. Örneğin Almanya zorunlu biyoyakıt harman oranını 2009 yılında yüzde 6,25 olarak uygulamış, 2015 yılına kadar ise yüzde 8 oranına ulaşmayı hedeflemiştir. Fransa’da zorunlu katkı oranı 2009 yılında yüzde 7 olarak uygulanmış, 2010 yılında ise yüzde 10’a yükseltilmiştir. 1930’lu yıllardan bu yana dünyada en çok biyoetanol üreten ve tüketen ülke olan Brezilya’da ise yüzde 26 biyoetanol kullanımı yasalarla alt sınır olarak belirlenmiş olup yüzde 85 biyoetanol kullanımı yaygındır. 409 adet etanol tesisi bulunan Brezilya’da ulaştırma yakıtları tüketiminin yüzde 40’ı tarımsal kökenli etil alkolden karşılanmaktadır. 2000’li yılların başlarında Brezilya hükümeti sektörü desteklemek için 33 cente mal olan etanolün, tüketiciye 22 cente satılmasını sağlamıştır. Buna rağmen Brezilya’nın, benzin yerine biyoetanol kullanması ile 61 milyar dolar, dış borç faiz ödemeleriyle birlikte 121 milyar dolar kazanç sağladığı hesaplanmaktadır. EKOV‹TR‹N KASIM 2012 85 DOSYA / ENERJ‹ / RÖPORTAJ - RECEP KONUK ediyor. Başka bütün sebepleri bir yana bıraksak bile enerji arzındaki alternatiflerimizi zenginleştirmemiz, çeşitlendirmemiz bizim için mecburiyettir. Biyoyakıtlar da enerji zenginliğini sağlama noktasında çok önemlidir diyorsunuz değil mi? Biyoyakıtlar da enerji kaynaklarımızı zenginleştirecek ve çeşitlendirecek önemli kaynaklardan biridir ve henüz bu alanda geç kalmış da sayılmayız. Evet gelişmiş ülkeler bu alanda önemli mesafeler aldılar. Mesela, biyoyakıtlar konusunda Brezilya başta olmak üzere ABD ve AB ülkelerinde ciddi politikalar oluşturuldu ve yıllardır kararlılıkla uygulanıyor. Yine dipnot bilgisi olarak vermemde fayda var, biyoyakıtlar arasında dünya tüketiminde en büyük pay biyoetanol’dedir. Benzine karıştırılan biyoetanol, benzinin gaz emisyon kalitesini iyileştirdiği gibi yapısında bu- lunan oksijen, benzinin daha verimli ve temiz yanmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca, araçlarda kullanıldığında CO2 dahil, bütün emisyonları Biyoetanol’un ABD’ye katma de¤eri 53.3 milyar dolar ABD, dünyadaki en büyük biyoetanol üreticisi konumunda. Peki, ABD’de durum nasıl? Dünyadaki en büyük biyoetanol üreticisi olan Amerika’da 2011 yılı itibarıyla, biyoetanol tesisi sayısı 204, kurulu kapasite 51.1 milyar litre’dir. Son birkaç yıldır iç tüketim karşılanamadığı için Brezilya’dan ithalat yapılmaktadır. 2017 yılında biyoetanol kullanarak, benzin tüketimini yüzde 20 azaltmayı hedefleyen Amerika, 2017 yılındaki biyoetanol üretim hedefini 135 milyar litre olarak belirlemiştir. 2025 yılındaki biyoyakıt kullanım hedefi ise yüzde 25’tir. Bu rakamları daha anlamlı hale getirecek veriler ve çarpıcı örnekler de mevcuttur. ABD’de yayınlanan araş- 86 EKOV‹TR‹N KASIM 2012 tırmalara göre, biyoetanol tesislerinin işletilmesinin, biyoetanolün taşınmasının ve inşa halindeki yeni tesislerin ABD ekonomisi için 53,3 milyar dolar katma değer oluşturduğu hesaplanmaktadır. Biyotanol üretimiyle 400 bin kişilik ek istihdam yaratılmış, hane halkı gelirlerinde 16 milyar dolarlık artış sağlanmıştır. Biyotanolden 15,9 milyar dolarlık yeni vergi hasılatı kaydedilmiş, biyoetanolün üretimi ve kullanımı sonucu 2009’da petrol ithalatı 364 milyon varil azalmış, azalan petrol ithalatı ile 21,3 milyar doların ülke içinde kalması sağlanmıştır. Amerika’da 2009 yılında biyoetanol kullanımıyla tasarruf edilen karbondioksit miktarı ise 16,5 milyon ton azalmaktadır. Diğer yandan çoğunlukla biyoyakıt hammaddesi olan tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi sırasında da CO2 emilmektedir. olup bu değer 2 milyon 700 bin aracın trafiğe çıkmamasına eşdeğerdir. Bunlar sadece biyoetanolün ABD ekonomisi üzerindeki pozitif etkilerinin bazılarıdır. Bunlar ve bunlar gibi etkileri sebebiyle biyoetanol hem AB ülkelerinde hem de gelişmiş ülkelerde teşvik edilmekte ve desteklenmektedir. Onların da bir miktar vergi kaybını göze alarak biyoyakıtları desteklemesinin sebebi, biyoyakıt kullanımıyla elde edilecek ekonomik, sosyal ve çevresel kazancın bu kaybı hem telafi edecek hem de onunla karşılaştırılamayacak kadar büyük olmasıdır. Biyoetanolün önemini ve niçin hızlı bir gelişim gösterdiğini sanırım bu özet net şekilde ortaya koymaktadır. Sektör açısından dünyadaki bu gelişmelere bakınca biyoyakıtların kısa vadede petrol ve doğalgazın yerini alacağını söylemek elbette hayalcilik olur, ancak petrol ve doğalgazın yanında önemli bir alternatif enerji kaynağı olarak kullanımının gittikçe artacağını da söylememiz gerekir. Bu bizim ülkemiz için de geçerli bir durumdur.