her birinin ayrı birer idari işlem mi olduğu tartışma konusudur. Genel olarak maaş ödemesinin idari işlem olduğundan hareketle yapılan fazla veya yersiz ödemenin de bir idari işlem olduğu tabiidir. İdare hukukunda idari işlemin sona ermesi yollarından biri olan geri alma, işlemin yapıldığı tarihten itibaren ortadan kaldırılması, hukuk âleminden çıkarılması (Tan, 1970:5) olarak tanımlanmaktadır. Hukuka aykırı bir idari işlem olan fazla veya yersiz maaş ödemesinin geri alınması da idari işlemin geri alınması olarak değerlendirilebilecektir. İdari işlemin “yetki, şekil, amaç, sebep, konu” bakımından hukuka uygun olması gerekmektedir. Hukuka aykırı bir işlemin geri alınması, ikinci bir idari işlemle olmaktadır. Dolayısıyla bu geri alma işleminin de, idari işlemin unsurları bakımından hukuka uygun olması gerekir. Doktrinde, idarenin hukuka aykırı işlemini geri almada keyfi olmadığı, işlemi, dava açma süresi içinde geri alabileceği konusunda görüş birliği bulunmaktadır (Çağlayan, 2000:1-2). 2. Fazla veya Yersiz Ödemeler Kamu Zararı Teşkil Eder mi? Türk Dil Kurumuna göre “fazla”; gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade olarak tanımlanmaktadır. “Yersiz” ise yerinde olmayan, uygunsuz, anlamsız, manasız olarak ifade edilmektedir. Bu tanımlardan yola çıkılarak fazla ödemenin mevzuatta yer alan bir unsurun yorumunda hataya düşülmek suretiyle söz konusu ödemeyi hak eden kişiye olması gerekenden fazla ödeme yapılması; yersiz ödemenin ise, ödeme yapılan kişi açısından mevzuatta yer almayan uygunsuz bir ödeme yapılması anlamına geldiği söylenebilir. Örneğin, mevzuatta yer alan özel hizmet tazminatının yorumunda hata yapılmak suretiyle bir memura olması gerekenden 10 puan fazla özel hizmet tazminatı ödenmesi durumunda fazla ödemeden bahsedilirken, makam tazminatını hak etmeyen personele makam tazminatı ödenmesi yersiz ödeme olarak değerlendirilecektir. Bu ödemelerin kamu zararı teşkil edip etmediği konusunda yorum yapabilmek için kamu zararı kavramını incelemek gerekmektedir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71 inci maddesinde belirtildiği üzere Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır. Aynı maddede kamu zararının belirlenmesinde dikkate alınacak kıstaslar ayrıca sayılmıştır. Anılan bentlerde kamu zararı olarak nitelendirilecek olan ödemelerin kamu kurumlarınca piyasadan mal veya hizmet satın alınması, piyasaya iş yaptırılması ve transfer ödemelerinin usulünce yapılmamasından dolayı kamu kaynağında azalışa sebep veya idare gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsilinin mevzuata uygun yapılmamasından dolayı artışına engel olunması durumlarından bahsedilmektedir. Yine aynı fıkranın “g” bendinde; mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması, kamu zararının belirlenmesinde esas alınacak kriterlerden biri olarak sayılmıştır. Kamu zararının belirlenmesinde salt tanımından hareket etmek hatalı yorumlara sebebiyet verebilecektir. Danıştay 2 nci Dairesinin 27.12.2010 tarih ve 2010/5111 no.lu kararında “Yukarıdaki maddenin birinci fıkrasında kamu zararı tanımı yapılmış, ikinci fıkrada ise birinci fıkrada tanımlanan hususların geçerli sayılacağı haller belirlenmiştir. Bu itibarla 5018 sayılı Kanuna göre 46