M. Meclisi B : 105 DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (De­ vamla) — Beyefendi, cevap değil tavzih, tas­ rih. Oevap dışında her türlü açıklama ne ma­ naya geliyorsa o. BAŞKAN — Efendim şimdi.. DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (Devamla) — Cevap dam ek, «Sen yanlış söyle­ din...» Yanlış beyanda bulunmuşlardır, böyle söz söylenmemiştir hâdise böyle cereyan 'Gitmemiştir, diyecek olursam Ibu cevap olamaz sual olur mu?.. İnsaf 'buyurunuz. BAŞKAN — E Ebette efendim, o şekilde -olur, o şekilde Olur. DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (Devamla) — Tamam, ben de öyle (söylüyorum Sayın Başkan. Müşahhas olaylar üzerinde konu­ şuyorum Sayın Başkan. ' ' Kendileri, Yunanlılarım kıta sahanlığı konu­ sunda (bize verdikleri nolıayı değerlendirmemizde bir 'hata olduğunu ve Sayın Barbakanın, Yunanlı­ ların müzakereyi kabul ettiği yolunda 'beyanda 'bulunduğunu söylediler; yanlıştır. Bilgileri yan­ lıştır. TURHAN FEYZİOĞLU (Kayseri) — Tele­ vizyonda 'bıunu söylemedi mi?.. BAŞKAN — Efendim müdahale eıtımeyin, is­ tirham ediyorum Sayın Feyzioğlu. DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (Devamla) — Zatıâlinizin elindeki metin yan­ lıştır. TURHAN FEYZİOĞLU (Kayseri) — Olaibillr efendimi, mümkün. DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (Devamla) — Müsaade ederseniz anlatacağım. TURHAN FEYZİOĞLU (Kayseri) — Efen­ dim müsaade sCzin. Lütfediniz ne yanlışsa bunu izah ediniz, öğrenmek istiyorum. BAŞKAN — 'Sayın Feyzioğlu, yerinizden ko­ nuşma hakikiniz olmadığını tefedir edersiniz efen­ dim. İstirhamı ediyorum. Bu şekilde olursa 'müza­ kereyi takip etme imkânımız yok efendim. DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (Devamla) — Eğer konuşmanız (bunu öğrenme­ nizi temin ediyorsa, devam buyurun konuşmanı­ za. BAŞKAN — İstirham ediyorum efendim, müztalkereyi takip dtme iimkânımız yok. DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (Devaımla) — Ben konuşursam öğreneceksiniz. — 435 3 . 7 . 1974 0:1 TURHAN FEYZİOĞLU (Kayseri) — S k i dinliyorum, sizi dinliyorum, tamam efendim. DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (Devamla) — Elimde Başbakanlık Basın Merkezi Başkanlığının 25 . 5 . 1974 tarihli bülteni var. Radyoda okunan bülten de ıbudur. «Bugün Yu­ nanistan'dan Ankara'ya bir nota gelmiş bulunu­ yor. Bu notaya göre Yunanistan, ki'ta sahanlığı sınırının iki devlet arasında saptanmasını, tespit edilmesini 'kabul etmiş bulunmaktadır. Böylece, memleketimizin bu sorunu barışçı olarak, karşı­ lıklı anlayışla (bir çözüme ıılaştırma ilkesi, Yu­ nanistan tarafından da benimsenmiş 'görünüyor.» Notada denen şudur: Benim 'elimdeki *bu, öteki notalar var zannediyorum; arkadaşlarım getirir­ lerse aynen okurum. Kıta sahanlığının her iki ülke arasında dosta­ ne bir şekilde saptaramasına Yunanistan karşı de­ ğildir. Sayım Barbakanın ifade ettiği de bundan İbarettir. Sayın Feyzioğlu'nu yanıltan, (televizyon ve radyonun kısa haberlerde «Barbakan, Yunanis­ tan'ın müzakereyi kabul ettiği...» yolundaki öze­ tidir ve 'bundan ötürü de yine, ben de aynı tele­ vizyonda Barbakanın böyle söylemediğini ve Yu­ nanistan'ın kesinlikle müzakereyi 'kalbul etmiş ol­ duğunun 'söylenemeyeceğini ıbeyan ettim. Demek ki, hâdise böyle değil. TURHAN FEYZİOĞLU (Kayseri) — Onu da söyledim, aynen söyledim. DIŞİŞLERİ BAKANI TURAN GÜNEŞ (Devamla) — Bize yönetilen yine bazı davranış­ lar var ki, (bunlar vukua gelmemiştir. Dışişleri Balkanı ile Barbakan Ot.ta.wa toplantısından son­ ra Brüksel'e giderken, Dışişleri Bakanı «Olumlu adımlar atılacaktır.» demiştir, Başbakan ise «'Gö­ rüşmeye gidiyorum.» demiştir, (buyurdular. Eğer Türkiye Büyük Millet 'Meclislinde Otta.wa ve Brüksel müzakere!] erlinin (vedikalan üe (beraber) nasıl cereyan ettiğini, kimseyi tenkit için değil; fakat hepinizin bilgisi için 'söylememe müsaade ederseniz, Sayın Barbakanımızın özetlediği bu konuyu 'biraz daha açabilirim. Ofctawa'da (bizim Yunan Dışi'şleri Bakanı ile beraber karara bağladığımız husus, yalnızca kar­ şılıklı dostluk, kardeşlik bildirisi yayınlamak de­ ğil idi. Yunanlılara; Sayın Başbakanın da ifade ettiği gilbi aramızdaki ihtilâfları çözelim, işbirli­ ğine kadar gidelim Ihususları uzunboylu anlatıldı, şimdi tekrar etmeye lüzum yok ve bunu müzakere