kamu politikası sürecinde rol oynayan aktörler

advertisement
HEDEFLER
İÇİNDEKİLER
KAMU POLİTİKASI
• Kamu Politikasının ve Kamu
Politikası Kavramlarının
Tanımlanması
• Kamu Politikası Sürecinde
Rol Oynayan Aktörler
• Kamu Politikası Analizi ve
Analiz Modelleri
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
• Kamu politikası ve ilgili kavramları tanımlayabilecek ,
• Kamu politikası sürecinin nasıl inceleyebilecek,
• Kamu politikası sürecinde rol oynayan kurum ve
kişileri özetleyebilecek,
• Kamu politikası analizinin yapılış sürecini
anlayabilecek,
• Kamu yönetimi ve kamu politikası arasındaki ilişkiyi
açıklayabilecek,
• Sonuçta kamu politikasının incelenmesiyle kamu
kurum ve kuruluşlarında isabetli politika
geliştirmenin önemini kavrayabileceksiniz.
KAMU YÖNETİMİ
Prof. Dr. Hasan Hüseyin Çevik
BÖLÜM
10
Kamu Yönetimi
GİRİŞ
Kamu politikası kamu kurum ve kuruluşlarının vatandaşa sunduğu
hizmetlerle ilgili her türlü faaliyeti, aşamayı ve programı kapsayan bir alandır.
Halkın taleplerine göre hizmetlerin planlanması, düzenlenmesi ve sunulması
önemlidir. Bu yönüyle kamu politikası, çalışmaları bu süreci irdeleyen ve önerilerde
bulunan bir incelemedir. Kamu politikası bir bütün olarak kabul edilirse bu bütünün
anlaşılması için parçalara bölünerek ayrıştırılması ve parça veya bölümlerin
incelenerek detayların ortaya konması böylece bütün hakkında fikir sahibi olma
faaliyetine kamu politikası analizi denir. Bu üçlü mekanizmayı doğru bir şekilde
işletebilen karar vericiler daha isabetli kamu politikaları üretebilir. Bu bölümde
kamu politikasıyla ilgili kavramlar, kamu politikasında rol oynayan aktörler ve kamu
politikası analiz modelleri ele alınacaktır.
KAMU POLİTİKASI VE KAMU POLİTİKASI
KAVRAMLARININ TANIMLANMASI
Kamu Politikasının Tanımı ve Özellikleri
Günlük yaşantımızda kullandığımız bir kavram olan “politika” sözcüğüne
Türkçede iki anlam yüklenmiştir. Birincisi, politika siyaset anlamına gelmektedir.
Buradaki politika sözcüğü İngilizce politics kavramının karşılığıdır. İkinci olarak
politika, tutulan yol, yöntem ve program anlamına gelmekte ve policy kavramının
karşılığı olarak kullanılmaktadır. Bu anlamda aynı zamanda Türkçede “siyasa”
sözcüğü de kullanılmaktadır. Ancak bu çalışmada “siyasa” yerine “politika” sözcüğü
tercih edilecektir. Güvenlik politikası, sağlık politikası ve benzeri kullanımlarda
politika ikinci anlamında kullanılmaktadır.
Kamu politikası, bir
kamu kuruluşunun
çevresiyle ilişkisidir
veya Kamu politikası,
kamu yönetiminin
(hükümetin) yapmayı
ya da yapmamayı
seçtikleri her şeydir.
Kamu politikası için siyaset bilimi ve kamu yönetimi ile ilgilenenler değişik
tanımlar getirmişlerdir. Bunlardan bazıları çok genel ve kapsamlı tanımlardır: “Kamu
politikası, bir kamu kuruluşunun çevresiyle ilişkisidir.”1 veya “Kamu politikası, kamu
yönetiminin (hükümetin) yapmayı ya da yapmamayı seçtikleri her şeydir”2 gibi
genel tanımlar bunlara örnektir. Bu tanımlarla kamu kuruluşlarının yapmayı veya
yapmamayı tercih ettikleri her türlü işlem ve faaliyeti kamu politikası kapsamına
alınmaktadır.
Daha teknik bir yaklaşımla Rose, kamu politikası ile ilgili olarak “Az veya çok
birbirine bağlantılı uzun bir faaliyetler serisi ve ilgili taraflar için bu bağlantılı
faaliyetlerin ortaya çıkardığı sonuçlar olarak düşünülmelidir.” demektedir.3 Buna
benzer fakat biraz daha kapsamlı bir tanım Anderson tarafından verilmiştir: “Politika,
bir takım kuruluş veya kişilerin bir sorunu çözmede izledikleri amaçlı hareketler
bütünüdür.”4
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
2
Kamu Yönetimi
Jenkins ise, kamu politikasını, basit idari çıktılardan daha da öte bir şey olarak
düşünmektedir. Kamu politikaları bir süreçtir ve anlaşılır bazı özelliklere sahiptirler.
Politika sorunları, karar alma, kararların uygulanması, kamu politikasını belirleyen
aktörler ve benzeri özellikler kamu politikasını diğer idari faaliyetlerden ayırmaktadır.5
Bu noktada en kapsamlı tanımı Hogwood ve Gunn kamu politikasının özelliklerini
sıralayarak vermişlerdir. Hogwood ve Gunn kamu politikasını karakterize eden bazı
unsur ve farklılıkları belirleyerek kapsamlı bir tanım getirmişlerdir. Politika, karardan
daha geniş ve onu da kapsayan bir süreçtir. Politika, yönetimden çok fazla ayrılabilen
bir şey değildir. Politika, niyetler (amaçlar) kadar davranışları da kapsamaktadır.
Politika, olumlu bir hareketi içerdiği gibi hareketsiz sessiz durmayı da içerir. Kamu
politikaları önceden tahmin edilen veya edilemeyen sonuçlara sahiptir. Kamu
politikası amaçlı hareketler bütünü olarak tanımlanmıştı. Ancak bazen amaçlar
önceden açıklanmayıp sonraya bırakılabilir. Politika bir süreç içinde işler ve ortaya
çıkar. Kamu politikası kamu kuruluşları için önemli roller içerir.6
Sonuç olarak kamu politikaları hemen aniden oluşmayan politikalardır.
Hükûmetler ve kamu kuruluşları tarafından geliştirilen ve uygulanan hareketler
serisinden oluşan faaliyetlerdir. Kamu politikası dendiğinde akla gelmesi gereken,
kararların verilmesini, bu kararların işlemsel şeklini oluşturan yasaların meclisten
geçirilmesini, bunların uygulanmasını ve bunun gibi faaliyetleri içeren bir süreç
olmalıdır. Fakat bu karmaşık olayların kendiliğinden bir sıra içinde ortaya çıkmadığı
burada vurgulanmalıdır. Çünkü aşamalar arasındaki soyut bağlantı kamu politikasının
yapıldığı siyasal sistem tarafından farklılaştırılabilir. Ayrıca kamu politikaları ülkelerin
gelişmiş veya gelişmekte, demokratik veya totaliter olup olmadığına ve toplumsalekonomik gelişme düzeyine bağlı olarak değişik yöntemlerle şekillendirilip formüle
edilebilir ve uygulanabilirler.
Kamu Politikası ile İlgili Kavramlar
Kamu politikası ile ilgili temel bazı kavramların tanımlanması gerekir. Çünkü
kamu politikasını anlamak için bu kavramların yüklendiği anlamların içeriğine
bakmak yararlı olabilir.
 Kamu Politikası Talepleri
Toplumda bir sorun veya ihtiyaç ortaya çıktığı zaman siyasal sistem içinde ve
kamu yönetiminde kamu politikası oluşturan karar vericiler üzerinde diğer sivil
veya resmî kişi veya grupların talep veya istekleri bu kategoriye girmektedir.
Özellikle sivil toplum örgütleri veya vatandaşlar tarafından hükümetler üzerine
yapılan amaçlı baskılar belli talepler doğrultusunda olmaktadır. Demokratik bir
ülkede toplumun talepleri, kamu politikalarının oluşumunda karar veren
politikacılar ve bürokratlar üzerinde etkili olurlar.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
3
Kamu Yönetimi
 Kamu Politikasında Rol Oynayan Aktörler
Kamu politikası ile ilgili karar sürecinde (veya kamu politikaları oluşturma
sürecinde) doğrudan ve dolaylı katkısı olan seçmenler, baskı grupları, bürokratlar,
siyasi partiler, hükûmet ve parlamento (bazı ülkelerde askerler) kamu politikasında
rol oynayanlar olarak adlandırılır. Demokratik bir ülkede süreçte gerçekten rol
oynayanlar baskı grupları, seçmenler, hükûmet ve parlamentodur.
 Kamu Politikası Kararları
Kamu politikasının özellikle formüle edilmesi ve uygulanması ile ilgili kamu
görevlileri tarafından kamu politikası faaliyetlerine yön vermek ve içeriğini
düzenlemek için verilen kararlardır. Yapılması gereken yasal düzenleme ve
uygulama yönetmelikleri ile ilgili alınan kararlar, emir çıkartmak için verilen
kararlar, idari talimat vermek üzere alınan kararlar ve yasaların yorumlanmasıyla
ilgili kararlar bu türden sayılabilir. Yalnız, bunların günlük olarak alınan rutin
kararlardan farklı olduğunu belirtmek gerekir.
 Kamu Politikasıyla İlgili Söylemler
Bunlar kamu politikası ile ilgili resmî söylem ve görüşlerdir. Hükûmetin veya
kamu kuruluşlarının amaç ve hedeflerine işaret eden kamu görevlilerinin
konuşmaları ve söylemleri, mahkeme kararları, meclisin çıkardığı yasalar,
yürütmenin çıkardığı kararname ve talimatlar, idari uygulama yönetmelik ve
yönergeleri bunlara verilebilecek bazı örneklerdir.
 Kamu Politikası Çıktıları
Kamu politikası çıktıları
kamu kurum ve
kuruluşlarının ürettiği
mal ve hizmetlerin
somut miktarını ifade
ederken kamu politikası
sonuçları bu mal ve
hizmet miktarının uzun
dönemde çevre ve
toplum üzerindeki
etkilerini ifade eder.
Kamu politikası çıktıları, kamu politikalarının somut elle tutulur ortaya çıkan
belirtileri olup gerçekleştirilen hizmetlerdir. Diğer bir ifadeyle kamu politikası ile
ilgili verilen kararların ve söylemlerin izlenmesi sonucunda gerçekten yapılan
şeylerdir. Basitçe ifadesiyle genelde kamu yönetiminin daha dar açıdan bir kamu
kuruluşunun yapacağını söylediği şeyden ziyade gerçekten yaptığı şeydir. Toplanan
vergiler, yol yapımları, sosyal güvenlik ödemeleri, sağlık hizmetleri ve benzerleri
çıktı olarak kabul edilmektedir.
 Kamu Politikası Sonuçları
Sonuçlar çıktılardan farklıdır. Kamu politikası sonuçları dendiğinde, kamu
yönetimi tarafından uygulanan veya uygulanmamayı tercih etmesinden dolayı
ortaya çıkan ve toplum için amaçlanan veya amaçlanmayan sonuçlar (meyveler)
kastedilmektedir. Örneğin sosyal güvenlik ödemelerinin miktarı, yardım alan
insanların sayısı ve benzeri veriler kamusal çıktılardır. Bu çıktıların çevre ve toplum
üzerindeki etkileri sonuç olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla bir politikanın
çıktılarının toplum üzerindeki etkileri politikanın sonuçları olarak görülmektedir. Bu
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
4
Kamu Yönetimi
yönüyle bir politika analizcisi bunları göz önüne almalıdır. Çıktıların ölçülmesi kolay
olurken sonuçların ölçülmesi zordur.
KAMU POLİTİKASI SÜRECİNDE ROL OYNAYAN AKTÖRLER
Kamu politikası
sürecinde rol oynayan
aktörler (kurum ve
kişiler) üç kategoriye
ayrılmaktadır:resmi,
sivil ve uluslararası
aktörler.
Kamu politikası sürecinin kapsadığı iki alan vardır: Birincisi politikalarla ilgili
olarak bir kısım baskı gruplarının devleti etkilemek ve pazarlık yapma amaçlı
çabaları; ikincisi hem seçilmiş hem de atanmış politikacı, bürokrat ve diğerleri
tarafından devlet içinde gerçekleştirilen faaliyetler.7 Bu alanları resmî aktörler ve
gayriresmî aktörler olarak adlandıranlar vardır.8 Ayrıca kamu politikasında rol
oynayan devlet içindeki grupları (kurumlar) politika ağları (policy networks) ve
toplum içindeki sosyal grupları politika toplulukları (policy communities) olarak
ayıranlar da vardır.9 Bu bağlamda demokratik bir ülkede bir tarafta toplum içinde
seçmenler, baskı grupları ve medya kamu politikası sürecinde rol oynarken; diğer
tarafta seçilmiş ve atanmış bürokrasi ile birlikte siyasal partiler, hükümet,
parlamento ve yargı rol oynamaktadır. Son olarak özellikle küreselleşmenin
evrensel bir olgu hâline geldiği günümüzde rol oynayan aktörlere uluslararası
aktörleri de ekleyerek bunların da önemli roller oynadığını söylemek mümkündür.
Burada resmî ve sivil (gayriresmî) aktörler ile uluslararası aktörler ayrı ayrı ele
alınacaktır.
Resmî Aktörler
Resmî aktörler daha çok devlet içinde bulunan ya da devletle bağı olan
kurum ve kişileri ifade etmek için kullanılmaktadır. Kamu politikalarının
oluşturulması sürecinde parlamento, yargı kurumları, yürütme (hükûmet ile kamu
kurumları ve kamu görevlileri) resmî aktörler arasında sayılabilir.10
Parlamento
Gelişmiş modern bir toplumda herhangi bir alanda ihtiyaç, sorun veya
beklenti toplumun gündemine gelirse ve kalıcı olursa, aracı resmî kurumlar veya
sivil kurumlar tarafından devlete diğer bir ifadeyle hükümete veya kamu
kurumlarına iletilir. Hükûmet konuyu gündemine alır ve çözüm yolları için ilgili
bürokratlarla beraber çalışmaya başlar. Eğer konu yasal bir düzenleme
gerektiriyorsa konu parlamentonun gündemine gelmesi gerektiğinden hükümet
konuyu tasarı hâline getirip meclisin gündemine getirir. Ülkelerin birçoğunda
parlamentolar senato ve temsilciler meclisinden oluşan iki kanatlı yapıya sahiptir.
Türkiye 1982 Anayasası’ndan önce var olan bu iki kanatlı parlamentoyu 1982
Anayasasıyla tek meclisli hâle getirmiştir. Sadece temsilciler meclisinden oluşan
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Türkiye’de kamu politikalarının
şekillendirilmesinde katkısı ve rolü noktasında kamu politikalarının yazılı
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
5
Kamu Yönetimi
programları sayılabilecek yasaların çıkarılmasında tek yetkili olması yönüyle en
önemli aktördür. Günümüzün modern demokrasilerinde parlamenter rejimlerde
yürütmenin yasama üzerindeki etkisinin çok fazla olduğu söylenebilir. Meclislerin
kamu politikası sürecindeki rolleri sadece formasyon aşamasında değil, aynı
zamanda uygulama ve değerlendirme aşamasında denetim yoluyla da
görülmektedir. Sonuç olarak modern devlette meclisler kamu politikaları sürecinde
resmî aktörler içinde en etkili kurumdur denebilir.
Yargı Kurumları
Kamu politikası
sürecinde yargı
kurumları dolaylı olarak
rol oynarlar. Kendi
önlerine bir dava veya
talep gelmediği sürece
konuya müdahil
olmazlar.
Günümüz dünyasında modern devlette kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği
yasama, yürütme ve yargı arasında teorik olarak denge vardır. Uygulamada ise
yasama, yargı ve yürütme arasındaki bu denge genelde yürütmenin lehine
değişmekte ve yasama ile yargı zayıf kalabilmektedir. Ya da tersine denge bir
diğerine kayabilmektedir. Dolayısıyla uygulamada (gerçek hayatta) Bazen
yasamanın, bazen yürütmenin bazen yargının etkili olduğu durumlar olabilir.
Yürütme ve yasama üzerinde yargının denetimi önemlidir. Kamu politikası
oluşturma sürecinde yasama veya yürütme organı tarafından yasalar veya
yönetmeliklerle programlanan ve şekillendirilen bir kamu politikası yargı tarafından
iptal edilmesi durumunda yürürlüğe giremez. Bu nedenle eğer konu yargının
önüne intikal eder ve yargı tarafından düzenleme iptal edilirse ilgili kamu politikası
yok sayılmaktadır.
Türkiye’de Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Bölge İdare ve İdare Mahkemeleri
kamu politikası sürecinde rolü olan yargısal aktörlerdir. Anayasa Mahkemesi
TBMM’de kabul edilen yasaların Anayasa’ya uygunluğunu denetlediği için bir
yasanın iptali durumunda ilgili alandaki düzenleme yürürlüğe girmez. Yine aynı
şekilde Danıştay da bir yönetmeliği iptal ettiğinde veya reddettiğinde uygulamayı
etkileyecektir. Yine Danıştay ve İdare Mahkemeleri idarenin her türlü eylem ve
işlemlerine karşı açılan davalara bakar ve bazen önemli bir hükûmet veya kamu
kurumu kararını iptal eder. Sonuç olarak yargı kurumlarının bir şekilde kamu
politikası sürecinde önüne gelen ilgili davaları iptal etme yetkisinden dolayı kamu
politikalarının şekillenmesinde oldukça etkili olduğu söylenebilir.
Hükûmet ve Kamu Bürokrasisi
Siyasi yönü bir tarafa bırakılırsa modern devlette kuvvetler arasında yürütme
kamu yönetiminin kendisidir. Diğer bir ifadeyle, idari açıdan her türlü kamu
kuruluşunun yapı ve işleyişi yürütme organı içinde yer almaktadır. Kamu
politikalarının oluşturulmasında en önemli rol, hükûmet ile kamu bürokrasisi
(askerî ve idari) tarafından oynanmaktadır. Kamu politikalarının ortaya çıkış
sürecine bakıldığında özellikle toplumsal sorunların gündeme gelme noktasında
toplum kadar siyasilerin ve kamu görevlilerinin de önemli katkısı bulunmaktadır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
6
Kamu Yönetimi
Demokratik ülkelerde idari bürokrasinin (askerî ve sivil) siyasi bürokrasiye
bağlı çalışması ve emrinde olması en doğal durumdur. Fakat Türkiye gibi ülkelerde
atanmış bürokrasi, ülke yönetiminde ve kamu politikaları sürecinde bazen
siyasilerin de üstünde önemli rol oynamaktadırlar. Bu noktada kamu görevlileri
kendiliklerinden veya vatandaşlardan veya toplumsal örgütlerden (baskı grupları ve
medya) intikal eden bir genel sorunla ilgili politika oluşturmada ilk rolü oynarlar. 11
Kamu kurumları ve görevlileri kamu politikalarının hem şekillendirilmesinde hem
de uygulanmasında başlıca kaynak olarak görülmelidirler. Çünkü politika programı
için yasal düzenleme sürecinde tasarıları hazırlayıp altyapıyı geliştiren teknik
bürokratlardır.
Dolayısıyla kamu politikası sürecinde özellikle uygulama aşamasında rol
oynayan resmî aktörlerin en önemlisi kamu kurumları ve onlarda çalışan kamu
görevlileri kabul edilebilir. Kamu bürokrasisinin ülkelere göre yapısı ve işleyişi
değişebilir. Bazı küçük ve az gelişmiş ülkelerde kamu bürokrasisi çok karmaşık
olmayıp çok az sayıda insan çalışıyor olabilir. Bu tür ülkelerde birçok kamu
politikası oluşturulması Bakanlar Kuruluna doğrudan ulaşabilir ve çözüm
konusunda kabine etkili olabilir. Ancak birçok büyük ülkede (gelişmiş veya
gelişmekte) kamu bürokrasileri çok büyük ve karmaşık yapıdadırlar. Bu yönüyle
kamu politikası çok karmaşık süreçlerden geçmek zorunda kalmaktadır. Ayrıca bu
noktada kamu politikası sürecinde toplumsal grupların veya kamu bürokrasisindeki
kesimlerin etkisi ülkelere göre değişmektedir.
Türkiye’de kamu politikalarının oluşturulması ve uygulanması sürecinde idari
bürokrasinin oldukça etkin olduğu söylenebilir. Ayrıca yukarıda açıklandığı gibi
Türkiye’de merkeziyetçi, güçlü ve yukarıdan aşağıya bir yönetim anlayışı Türk
yönetim karakterini tamamen belirlediği için askerî ve sivil idari bürokrasinin etkin
olması anlaşılabilir olmaktadır. Bu yönüyle de kamu politikalarının toplumun
taleplerine göre şekillendirilmesi bağlamında istense dahi kökleşmiş özelliklerin
etkisiyle toplumun isteklerine göre politika oluşturma çoğu zaman mümkün
olmayabilir.
Sivil (Gayriresmî) Aktörler
Kamu politikası sürecinde politika oluşturmada, uygulamada ve
değerlendirmede yukarıda anlatılan devlete ait resmî kişi ve kurumlar kadar
toplumda bulunan ve sivil aktörler şeklinde ifade edilen devletle herhangi bir bağı
olmayan kişi ve kurumlar da rol oynamaktadırlar. Modern toplumda örgütlenme
çok gelişmiş ve bireyler bir araya gelerek hem birey olarak hem de amaç birliği
oluşturmuş gruplar olarak kendilerini ilgilendiren kamu politikalarında en geniş
anlamda devletle ya da hükûmetle veya ilgili kamu kurumuyla temasa geçerler.
Böylece ilgili alanda gerçekleştirilecek düzenlemelerle veya uygulamalarla ilgili
etkileyerek kendilerine uygun sonuçların elde edilmesine çalışırlar.12 Kamu
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
7
Kamu Yönetimi
politikası sürecinde rol oynayan sivil aktörlerin başlıcaları siyasal partiler, bireyler
(seçmenler-vatandaşlar), baskı grupları- sivil toplum örgütleri ve medyadır.
Siyasal Partiler
Siyasal partiler
demokrasinin en önemli
vazgeçilmez
kurumlarıdır.
Siyasal partiler demokrasinin en önemli vazgeçilmez kurumlarıdır. Özellikle
çoğulcu demokrasilere sahip ülkelerde siyasal partiler toplumdaki siyasal tercih
yelpazesinin temsilcileridir. Siyasal partilerin devletin içinde mi, yoksa toplumun
içinde mi konuşlandığı hususu tartışma konusu olabilir. Ancak siyasal partiler, aynı
siyasal görüşte olan insanları bir araya getirerek siyaset yapma imkânı sağlayan
demokratik kurumlardır. Diğer yandan siyasal partiler devleti yönetmeye talip olan
kurumlardır. İktidara geldikleri zaman siyasal iktidarın kullanıcısı ve yöneticisi
olarak devleti yönetmeye başlarlar. Bu yönüyle toplumdan kaynaklanmalarına
rağmen parlamentoda (yasama organında ) veya yürütmede (devletin içinde)
yaşamlarını sürdürürler. Bunun dışında seçilemedikleri (örneğin barajı
geçemedikleri durumlarda) ne parlamentoda ne de hükümette yer almayıp
tamamen toplumun içinde yaşamaya devam ederler. Bu bağlamda siyasal partiler
toplum tarafından kurulan ancak daha sonra devlet içinde yerini alan kurumlardır.
Bu yönüyle siyasal partiler örgütlenme, çalışma ve işleyiş ile diğer konularda özel
yasalarıyla sıkı sıkıya düzenlenen ve denetlenen kurumlardır. Siyasal partiler
kurulurken izin almak zorunda olmayıp, kurulduklarını İçişleri Bakanlığına
bildirirler.
Kamu politikası oluşturma sürecinde siyasal partilerin rolü çok önemlidir.
Çünkü hem muhalefette hem de iktidarda partiler sürece doğrudan karışmaktadır.
İktidardaki parti kamu politikalarının belirlenmesinde başlıca rolü oynarken
parlamento içi veya dışı muhalefet partileri de bu süreçte iktidar partisine etki
yapmaya çalışırlar. Bunu yaparken her iki tarafta toplum adına yaptıklarını
düşünmektedirler. Ayrıca iktidara gelen siyasal parti aynı zamanda kamu
personelinin de yönetiminde sorumlu hâle gelmektedir. Kamu politikaları
oluşturma ve uygulama sürecinde en önemli rol oynayan kesimler kamu
politikalarının her türlü alt yapısını hazırlayan idari bürokrasi çalışanlarıdır.
Dolayısıyla seçilmişlerin emrinde olan bu kesimin yönetimini ele geçiren iktidardaki
siyasal parti veya partiler, aslında kamu politikalarının en önemli mimarları
sayılmalıdır. Bu yönüyle kamu politikaları analiz edilirken ülkedeki siyasal kültürün
en önemli aktörlerinden olan siyasal partilerin yapısı (güç dengeleri) ve parti
politikalarının ele alınması yararlı olacaktır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
8
Bireysel Etkinlik
Kamu Yönetimi
• Siyasal partilerin rolü ayrıştırıcı olmak mıdır, yoksa
birleştirici olmak mıdır?
Bireyler (seçmenler-vatandaşlar)
Doğrudan demokrasinin uygulanabilirliği noktasındaki zorluk (imkânsızlık)
günümüz modern toplumunda temsilî demokrasi alternatifini doğurmuştur. Bu
yönüyle çoğulcu demokratik yönetime sahip ülkelerde siyasal gücün kullanılması
noktasında en uygulanabilir yöntem temsilî demokrasi gözükmektedir Bu
bağlamda ister doğrudan ister temsili demokraside temel başlangıç noktası bu
sistemin halka dayalı olması diğer bir ifadeyle ülkenin vatandaşlarının siyasal gücü
kullanma ve yönetme haklarının olmasıdır. Bu yönüyle bir ülkenin vatandaşlarının
teorik anlamda da olsa o ülkenin yönetiminde ve yönetim mekanizmaları üzerinde
tam etki ve kontrolü olduğu varsayılabilir. Özellikle seçme hakkına sahip seçmenler
olarak kabul edilen vatandaşların bu noktada rolleri önem kazanmaktadır.
Seçmenlerin seçimler yoluyla kamu yönetimini ve kamu politikalarını
yönlendirmeleri zor görünmektedir. Çünkü uzun aralıklarla sadece bir oy
kullanmaktan ibaret olan bu müdahalenin sonuçlarının çok da etkili olmayacağı
tahmin edilebilir. Ayrıca seçmenler çoğu zaman kamu politikalarının
gerçekleştirildiği siyasal, idari ve diğer süreçler hakkında yeterli bilgiye sahip
olamazlar. Bu yönüyle sadece kendilerine yansıyan boyutuyla ancak konudan
haberleri olabilir. Bu bağlamda özellikle modern anlamda demokratik ülkelerde
kişiler, bireysel olarak çok ciddi sonuçlar alamayacaklarını düşündükleri için bir
araya gelerek grup oluşturma yoluyla hükûmetler üzerinde etkili olmaya
çalışmaktadırlar.
Sonuç olarak günümüzün temsilî demokrasileri yönetimin halka dayandığı
sistemler olarak görülmesine rağmen uygulanabilirliği (pratikliği) noktasında
şüpheler vardır. Özellikle belli dönemlerde genel veya yerel seçimlerin yapılması ve
bu dönemlerin uzun olması seçmenlerin bireyler olarak kamu yönetimi ve
politikaları üzerindeki etkisini neredeyse yok denecek noktaya getirmektedir. Bu
yönüyle bireysel katkının sadece seçim döneminde bir oy kullanma olduğu
düşünüldüğünde temsilî demokrasilerin halka dayandığı ve halkın taleplerine göre
yönetimler ve kamu hizmetlerinin programları olan kamu politikalarını oluşturduğu
ve uyguladığı varsayımı beraberinde şüpheleri de getirmektedir.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
9
Kamu Yönetimi
Baskı Grupları - Sivil Toplum Örgütleri
Baskı grupları kamu politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında
önemli rol oynayan örgütlenmiş toplumsal kuruluşlardır. Modernleşmenin
beraberinde getirdiği modern toplumdaki örgütlenme biçimine paralel olarak
demokratik yönetimin gereği vatandaşların taleplerinin, ihtiyaçlarının ve
sorunlarının devlete aktarılmasında baskı grupları öncülük yaparlar. Batılı
demokrasilerde baskı gruplarının çok etkin oldukları ve yönetimler üzerinde ciddi
baskılar uygulayarak kamu politikalarının şekillendirilmesinde önemli roller
oynadıkları bilinmektedir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri gibi çoğulcu
demokratik yönetime sahip bir ülkede işçileri temsil eden sendikalar, işadamlarını
temsil eden işveren birlikleri ve tarımsal birlikler gibi baskı grupları kamu
yönetiminden talepleriyle karar vericilerin verecekleri kararlarda ve kamu politikası
oluşturmalarında oldukça etkilidirler.13
Türkiye’de örgütlü
toplumsal yaşamda yarı
resmi de denebilen
korporatist sivil toplum
kuruluşları toplum
tarafından kurulan
kuruluşlara göre daha
örgütlü ve etkilidir.
Demokratik bir ülkede hükûmet ve kamu yönetimi bu kesimlerle temas
hâlinde ve uzlaşma yoluyla ilgili düzenlemeyi parlamentoya sunar. Yukarıda
denildiği gibi bu tür etkileşimin niteliği ülkenin siyasal ve yönetim kültürü
tarafından şekillendirilir. Örneğin ülkede güçlü bir devlet anlayışı varsa devlet halkı
göz önüne alır, ancak kendi düşüncesine göre politikasını oluşturur. Zayıf devlet
özelliği varsa halkın isteklerine göre politikanın belirlenmesi mümkündür.14
Dolayısıyla sonuç olarak şu denilebilir. Bir ülkede kamu politikalarının oluşturulması
ve uygulanması o ülkenin genel siyasal ve yönetim kültürü kadar sosyal
örgütlenmeler kültürüne de bağlıdır. Demokratik ülkeler arasında bile teori ve
uygulamada farklılıklar olmaktadır. Bir ülkede baskı grupları çok etkin olurken bazı
ülkelerde bu etkinlik daha az olabilmektedir.
Türkiye’deki örgütlü toplumsal yaşamda, hem çoğulcu (demokratik) hem de
korporatist özelliklerin var olduğu söylenebilse bile, toplumsal çıkarların temsilinde
korporatist kanallar daima çoğulcu olanlara egemen olmuştur. Türkiye’de, özel
birliklerin ve baskı gruplarının örnekleri, dernekleri, konut ve bazı bağımsız tarım
kooperatiflerini kapsar. Bu birlikler genelde resmî bir izne gerek duymadan halk
tarafından doğrudan kurulurlar. Ancak yine de kurulduktan sonra ilgili bakanlıklara
kayıtlarını yaptırmak zorundadırlar. Bunların faaliyetleri kendi kuruluş tüzüklerine
sıkı sıkıya bağlı olmak zorundadırlar. Diğer bir deyişle, kurulduklarında kabul
ettikleri tüzükleri dışında faaliyet gösteremezler. Baskı gruplarının temsilinde
korporatist kanallara sahip kamusal birlikler özel kanunlarla kurulurlar. Bu
birliklerin himayeci birer bakanlıkları vardır. Bu birliklerin kuruluşunu sağlayan ilgili
kanunlar, üyelik, faaliyetler ve diğer konularda bütün detayları belirlerler. Bu
korporatist birlikler (baskı grupları) özellikleri gereği yarı resmîdir (kamusal
niteliklidir). Bu yarı resmî birlikler bir sektörde kurulduktan sonra, o sektörde
faaliyet gösteren bütün teşebbüsler üye olmak zorundadırlar ve üyelik aidatlarını
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
10
Kamu Yönetimi
öderler. Örneğin her şehirde bir ticaret ve sanayi odası vardır ve bunların tamamı
Ankara’daki merkeze, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine bağlıdırlar.
Medya
Günümüzde medya; yasama, yargı ve yürütmeden sonra dördüncü kuvvet
olarak kabul edilmektedir. Bunun başlıca nedeni görsel ve yazılı medyanın günlük
yaşamı tamamen kuşatmasıdır. Medyanın yaptığı yayınlar hem halk üzerinde hem
de kamu yönetimi (hükûmet ve bürokrasi) üzerinde oldukça etkilidir. Modern
çoğulcu demokrasinin en önemli gereklerinden biri özgür basın olarak kabul
edilebilir. Bu özgürlük görsel ve diğer yazılı her türlü iletişim ve medyaya
genişletilebilir. Böyle özgür bir medya sayesinde yönetenler (hükûmet-kamu
yönetimi) ile yönetilenler arasında (vatandaşlar-halk) sağlıklı bir iletişim ve bilgi
akışı mümkün olabilecektir. Bu iletişimde medya hükûmetin yaptıklarından halkı
haberdar ederek hükümete önemli bir yardım sağlar.
Kamu politikası
sürecinde medya en
etkili aktörlerden
sayılabilir. Hatta devleti
oluşturan yasama, yargı
ve yasamadan sonra
dördüncü kuvvet olarak
nitelendirilmektedirler.
.
Kamu politikaları bağlamında konuya bakıldığında medya tarafsız ve
demokrasi gereği özgür olarak iletişimi sağlayacaktır. Bir yandan toplumun
sorunlarını, beklentilerini ve taleplerini hükümete ve kamu bürokrasisine
aktarırken diğer yandan hükümetin ve kamu kurumlarının bu beklenti ve talepleri
karşılamasını ve yerine getirmesini topluma aktarmaktadır. Böylece medyanın
gerçekten tarafsız işlev yaptığı demokratik özgür toplumlarda devlet-toplum
ilişkilerinde vazgeçilemez bir önemi vardır. Eğer medya taraflı ve kendi çıkarları
doğrultusunda kamu politikaları sürecinde devlet ile toplum arasında güveni
sarsacak işlevler yerine getirirse yukarıda söz edilen katkı derecesinde
olumsuzluklar üretebilir. Medyanın güçlü olduğu günümüzde Türkiye gibi ülkelerde
örneğin yazılı ve görsel medyanın ülkenin gündemini ne kadar etkili belirlediği ve
kamu politikaları oluşturma sürecinde olumlu veya olumsuz rol oynadığı ortadadır.
Bu yönüyle medyanın rolü yadsınamaz ve kamu politikası analizinde rol
oynayanlardan en önemli sosyal kesimdir.
Türkiye’de son yıllarda medyanın etkisi çok fazla artmış ve neredeyse
dördüncü kuvvet olarak anılmaya başlamıştır. Aslında demokratik ülkelerde
medyanın gücü çok fazladır. Eğer medya taraflı ve toplumu yanlış yönlendiren bir
tutum içinde ise o ülkede kamu hizmetleriyle ilgili toplumun talepleri medyanın
çıkarlarına göre devlete yansıtılmaktadır. Dolayısıyla günümüzde medyanın gelişen
teknoloji ve iletişim sayesinde gücünün arttığı düşünüldüğünde ilgili kamu hizmeti
alanında yapılanları kendi çıkarlarına uygun olduğunda desteklemesi, uygun
olmadığında eleştirmesi sonucu ortaya çıkacaktır. Bu toplumun taleplerini ve
beklentilerini tarafsız şekilde devlete aktarması gereken medya açısından oldukça
sağlıksız bir durum ortaya çıkarmaktadır. Gerçekten medyanın etkin rolü göz ardı
edilemez. Ancak medyanın özellikle kamu bürokrasisiyle ilişkileri ve çıkar amaçlı
yayınları toplumun güvenini sarsmaktadır. Bu yönüyle Türkiye’de medyanın kamu
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
11
Kamu Yönetimi
politikaları sürecine katkılarının genelde çıkar eksenli olduğunu söylemek
mümkündür.
Uluslararası Aktörler
Günümüzün gelişen
uluslarası ilişkileri
nedeniyle ve ülkelerin
birbirlerine bağımlılığı
yüzünden bir ülkedeki
kamu politikası
sürecinde uluslararası
kurum ve kuruluşların
etkisi giderek
artmaktadır.
Kamu politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında sadece ulusal
aktörler rol oynamamaktadır. Son zamanlarda küreselleşmenin sonuçlarından biri
olarak güçlü ülkelerin ya da uluslararası kuruluş ve örgütlerin (uluslararası aktörler)
ülkeler üzerinde özellikle de gelişmekte olan ülkeler üzerinde etkisinin olduğunu
belirtmekte yarar vardır. Kamu politikası ile ilgili literatürde, uluslararası aktörlere
yer verilmemektedir. Bunun başlıca nedeni, belki de ilgili literatürü üreten ABD,
İngiltere, Almanya ve diğer gelişmiş ülkelerin genel olarak uluslararası kuruluşları
yönlendirdiği düşünüldüğünde bu kuruluşlardan etkilenen daha çok bu gelişmiş
ülkeler değil gelişmekte olan ülkelerdir. Dolayısıyla bu ülkelerdeki çalışmalarda
aktörler ele alınırken uluslararası aktörler çok dikkate alınmamaktadır. Ama
Türkiye gibi ülkeler için bu geçerli değildir. Örneğin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile
Türkiye arasında ekonomik krizlerden sonra yapılan anlaşmalar gereği IMF sürekli
Türkiye’deki ekonomik politikalar üzerinde etkili olabilmektedir. Bu yönüyle
uluslararası aktörler göz ardı edilemez.
Uluslararası aktörler sosyal nitelikli kamu politikalarından ekonomik
politikalara dış politikadan güvenlik politikalarına kadar bütün alanlarda bir şekilde
rol oynamaktadır. Özellikle ABD’deki 11 Eylül Saldırısı’ndan sonra terörle
mücadelede ülkeler arası işbirliği ve dayanışma ve ortak politika üretme çabaları
artmıştır. Ayrıca Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı ekonomik
sorunların
üstesinden
gelebilecek
politikaların
oluşturulmasında
ve
uygulanmasında Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (WB) ve Uluslararası
Çalışma Örgütü (ILO) gibi kuruluşlar etkili olmaktadır. Sosyal alanlarla ilgili
(çocuklarla ve aile ile ilgili) alanlarda yine UNICEF gibi birçok uluslararası kuruluş,
politikaların oluşumu ve uygulanmasında müdahil olmaktadır. Yukarıda sayılanlar
daha çok Birleşmiş Milletler altında çalışan kuruluşlardır. Bunların dışında ülkelerin
oluşturduğu birlikler ya da organizasyonlar da ulusal politikalar üzerinde rol
oynamaktadır. Avrupa Birliği, Arap Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
(OSCE), NATO bunlar arasında sayılabilir. Sonuç olarak kamu politikası
çalışmalarında aktörleri incelerken sadece ulusal aktörleri incelemek yetmez. Aynı
zamanda uluslararası aktörleri de ele almak gerekir. Özellikle de incelenen ülke
gelişmekte olan bir ülke ise o ülkedeki kamu politikası oluşturulması ve
uygulanmasına uluslar arası kurum ve kuruluşların etkisi daha fazla olacaktır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
12
Kamu Yönetimi
KAMU POLİTİKASI ANALİZİ VE ANALİZ MODELLERİ
Kamu Politikası Analizi
Kamu politikası analizi,
politika analizini
üzerinde çalışılan
politika konusunu tasvir
edebilmek (nitelemek),
çözümleyebilmek ve
sonucunda kamu
politikasını
açıklayabilmektir.
Kamu politikası analizi, politika analizini üzerinde çalışılan politika konusunu
tasvir edebilmek (nitelemek), çözümleyebilmek ve sonucunda kamu politikasını
açıklayabilmektir. Uygulanan politika ile de toplum bir şekilde etkilenmekte ve bir
değişim yaşamaktadır. Devlet bu tarz bir kamu hizmetini sunabilmesi ve etkili/etkin
dağıtabilmesi için toplumdan aldığı vergileri ya da diğer hizmet giderlerini tahsil
etmekte ve bu şekilde kamu hizmetlerini realize edebilmektedir. Bu süreç
içerisinde toplum, devletten birçok şeyi hemen bekler ve her türlü sorunlarını
çözmesini bekler. Kamu politikasına bütüncül bir bakış açısından bakıldığında; ilgili
politika unsurlarını niteleyerek ortaya çıkartma ve açıklayabilmenin yanı sıra karar
verici mekanizmanın attığı adımın neticelerinin ve bu neticelere neden olan
sebeplerin neler olduğunun araştırılarak ortaya çıkartılması da esas olmalıdır.15
Politika analizi birçok farklı aktivitenin bir arada ve/veya sıralı bir şekilde
kullanılmasını gerektirmektedir. Bu bakımdan kamu politikasının sürecinin hemen
hemen her aşamasında politika analizi yöntemlerine başvurulmaktadır. İşin özünde
Kraft ve Furlong’a göre politika analizi; kamu problemlerinin etkilerinin nedenlerini
ortaya çıkartmak için gerekli verilerin toplanması, verilerin işleme tabi tutularak
nitelikli bilgilerin üretilmesi ve yorumlanması aşamalarını kapsamaktadır. Bunun
ötesinde bir politika teklifini ya da buna kıyasla başka politika alternatifini hayata
geçirmenin toplum ve karar vericilerin nezdindeki muhtemel sonuçlarını ortaya
çıkartmak olarak belirtilebilir.16 Ancak, bir kamu probleminin politika düzeyinde ele
alabilecek kadar detaylandırılabilmesi çok farklı disiplinlerin (ekonomi, sosyoloji,
psikoloji, felsefe, siyaset bilimi diğer birçok farklı teknik alanlar) derinlikli ve özgün
izdüşümlerinin bir arada kullanılmasını gerektirmektedir.17 Bu kadar farklı
disiplinler perspektifinden elde edilen politika alternatiflerinin değerlendirilmesi
ise yine politika analizi başlığında incelenmektedir. Burada karar vericilerin işine
yarayacak karşılaştırmalı ve kullanılabilir nitelikli bilgiler üretmek politika analizinin
en temel amacıdır.
Politika analizinde temel hedef, karar verme mekanizmasına nitelikli bilgi
üretmektir. Mevcut hükûmet karar verme mekanizması içerisinde birçok sıralı
aksiyoner adımları atarak yeni bir politika için karar vermeye çalışır. Bu bakımdan
etkin politika analizi, uygun/entegre bilimsel yöntemler ile siyasi hükümler
verebilme kapasitesinin bir arada etkin/etkili kullanılabilmesi ile yapılabilir. Sonuçta
bir kanun, bir düzenleme, bir proje ya da başka formatlarda bir çıktı ile karar verme
süreci sona erer. Bir politikanın toplumdaki etkisini ölçmek ve toplumda meydana
getirdiği değişimi gözlemlemek ise politika değerlendirmeleri adı altında ayrıca
derinlemesine incelenmektedir.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
13
Kamu Yönetimi
Güçlü sosyal unsurların etkisi altında kamu politikası geliştirmek ve
uygulamak, politika analistinden daha çok karar vericilerin işidir. Politika analisti
aslında karar verici değildir. Karar vericinin karar vermesine yardımcı olan nitelikli
bilgileri sunmak esas itibari ile politika analistinin görevidir. Politika analistinin
nitelikli bilgi olarak sunduğu unsurlar bazen çok karmaşık ve hatta birbiri ile çelişkili
olabilir. Çünkü bir kamu politikasına etki eden muhtemel tüm etmenleri analize
dâhil edebilmek çoğu zaman mümkün değildir. Sosyal bilimler araştırma
yöntemlerinin sınırlılıkları da buna eklenince karmaşa daha da artabilir. Bu
bakımdan politika analizinin sonucu ne kadar net de olsa karmaşık da olsa karar
vericiler karar vermek için sübjektiflik ve objektiflik arasında bir yerlerde olabilecek
en uygun kararı, kendilerince, içinde bulundukları şartlarda verirler.
Kamu Politikası Analiz Modelleri
Kamu politikası analiz
modelleri kurumsal
analiz modeli, sistem
analizi modeli ve
işlevsel süreç analizi
modelidir.
Kamu politikasında modellerin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Analitik
adımlardan meydana gelen analizlerin basitleştirilerek anlaşılması, kavramsal
modeller ile mümkün olabilmektedir.18 En başarılı politika analistlerinin
becerilerine göre farklı modeller birlikte ve/veya amaca uygun bir şekilde
kullanılabilir. Bu açıdan bakıldığında; her yeni kamu politikası sorununun tespitine
ya da çözümüne yönelik geliştirilen model, özgün bir model olabilmektedir. Kamu
politikası analizleri de özgün olarak geliştirilen bu modeller üzerine bina
edilmişlerdir. Adeta yapılacak olan analizlerin kavramsal çatısını ve haritasını
oluşturabilmek kamu politikası modellerinin kapsamlı bir şekilde anlaşılması ile
mümkün görülmelidir. Zira modellerin ve karar verici tiplemelerin kamu
politikasının yapılmasında tarafları yönlendiren güçleri ve bunların nasıl anlaşılması
gerektiği ile ilgili unsurları ifade ettiği bilinmelidir.19
Mevcut kamu politikalarını analiz ederek değerlendirmek, özellikle geri besleme
bağlamında ayrıca öneme sahip bir faaliyettir. Hükûmetler ve kamu yönetimi için yapılan
yanlışlardan dönülmesi ve ilgili düzeltmelerin yapılabilmesi alınacak derslere bağlıdır.
Literatür incelendiğinde kamu politikasının (kamusal programların) analiz
edilebilmesi için bazı yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bunlardan en klasik analiz modeli olan,
kurumsal yaklaşımdır. Ayrıca David Easton’ın genel sistem yaklaşımını siyasal sisteme ve
kamu yönetimine uygulamasıyla ile ortaya çıkan Sistem Yaklaşımı20 ve son olarak kamu
politikasını aşamalara ayırarak daha anlaşılır hâle getirmeyi amaçlayan fonksiyonel süreç
yaklaşımıdır. Bu yaklaşımların her biri ayrı ayrı veya bazen bir arada kullanılarak herhangi
bir kamu politikası alanı analiz edilebilir. Bu yaklaşımları kısaca ele almakta yarar vardır.
1. Kurumsal Yaklaşım
Kurumsal yaklaşım, yönetim biliminin ortaya çıkmaya başladığı 20. yüzyılın
başından itibaren kullanılmakta olan en klasik modeldir. Bu yaklaşım, genelde idari
kurumların ve onlar arasındaki ilişkilerin daha biçimsel ve yasal yönlerini
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
14
Kamu Yönetimi
tanımlamakla ilgilenen bir yaklaşımdır. Bu açıdan bir kamu politikası analiz
edilirken bu politikanın uygulanmasından sorumlu olan ilgili kurumların yapısal ve
yasal incelemeleri ayrı bir önem kazanmaktadır. Bunlar araştırmacılara birçok
ipucu vermekte ve gerçekçi bir analiz için önemli katkılar yapmaktadır. Gerçekten
günümüz modern devlet ve bürokrasisinde gelişmiş ve karmaşıklaşmış kamu
yönetiminin bütünü ve içindeki kuruluşların biçimsel olarak ayrı ayrı incelenmeleri
özel bir öneme sahiptirler. Çünkü kurumsal özellikler politikaların uygulanmasında
önemli rol oynarlar. Ancak tek başına kurumsal analiz, kamu politikalarının
incelenmesinde yeterli olmayabilir.
2. Sistem Yaklaşımı
Sistem Modeli ya da Siyasal Sistem Yaklaşımı David Easton tarafından
kavramlaştırılmıştır. Bu yaklaşımda siyasal sistem çevresiyle beraber bir bütün
olarak düşünülmektedir. Bu anlamda kamu politikası, siyasal sistemin çevresinden
yükselen beklenti ve istemlere verdiği karşılık olarak görülmektedir. Easton, siyasal
sistemi, bir toplumda o toplumu birbirine bağlayan idari kararları alan ve toplumsal
değerleri koruyan, karşılıklı ilişkide olan kurum ve çalışmaların bir uzlaşması olarak
tanımlamaktadır. Bu modele göre kamu politikası siyasal sistemin bir çıktısı olarak
belirlenmektedir. Sistem Modeli’nde bazı kavramlar ayrı bir önem kazanmıştır. Bunlar;
siyasal sistem, girdiler (istemler ve destekler), çıktılar (kararlar ve çalışmalar) ve son
olarak çevredir. Çevre, siyasal sistemin sınırlarının dışında olan bütün olayları ve
koşulları içerir.21
Siyasal sisteme olan istemler; insanlardan, gruplardan ya da bireylerden
gelmektedir. Bireyler veya gruplar yasalara uyduklarında, vergilerini verdiklerinde ve
seçim sonuçlarına razı olduklarında, genel olarak kamu politika kararlarını kabul
ettiklerinde kendilerine destek verilir. Girdiler, siyasal sistem içine alınır ve çıktılar
üretilerek dışarı verilirler. Böylece çıktılar (kamu politikaları) çevreyi ve istemleri
değiştirebilir. Bu, sistemi yeni politika çıktıları üretmeye yönlendirir ve bu faaliyet bir
döngü olarak devam eder. Özlü bir ifadeyle bu süreç 'kamu politikasının asla sona
ermeyen akışı'22 olarak da görülebilir.
Dolayısıyla analiz edilecek bir kamu politikası alanı bu yaklaşım bağlamında
işleyen bir sistem olarak kabul edilmekte ve sistemin unsurlarına göre çözümleme
yapılmaktadır. Analiz yapmak isteyen bir araştırmacı ilk olarak bu bağlamda hem
kamu yönetimi sisteminin kendisini, girdi ve çıktılarını; son olarak da çevresini (ki
bu genelde toplumun kendisidir) ayırarak ve bunlar arasındaki bağlantıları yaparak
araştırmasını gerçekleştirir. Örneğin David Easton’un sistem yaklaşımı, Cemil
Oktay, tarafından Türk siyasal sistemi ve bürokrasisini analiz etmek amacıyla
kullanılmıştır.23
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
15
Kamu Yönetimi
3. İşlevsel (Fonksiyonel) Süreç Modeli
İşlevsel süreç analizi
modeli, kamu
politikasının bir süreç
olmasından hareketle
bu süreçteki aşamalara
odaklanmayı amaçlayan
bir analiz modelidir.
Bu yaklaşım, kamu politikasının bir süreç olmasından hareketle bu süreçteki
aşamalara odaklanmayı amaçlayan bir analiz modelidir. Lasswell yedi işlevsel analiz
kategorisini içeren bir rasyonel aşama sıralaması vermiştir.24 Bu yaklaşım kamu
politikasını aşamalara ayırmaktadır. Aslında böyle bir ayırım, uygulamada çok açık
olmamasına rağmen analiz etmek amacıyla kamu politikasını bazı rasyonel
bölümlere ayırarak daha anlaşılır hâle getirmektedir. Bu noktada kamu politikaları
aşamalarında çeşitli faaliyetlerin olduğu söylenmekte ve bu aşamalar süreç
modelinde detaylı ele alınmaktadır. Seçmenlerin, çıkar gruplarının, yasamanın,
bürokratların ve diğer siyasal aktörlerin yaptıkları, rolleri ve faaliyetleri burada
önem kazanmaktadır. Bu yaklaşımdaki başlıca amaçlardan bir tanesi aşamaları
anlaşılabilir hâle getirerek kamu politikasının en gerçekçi analizinin yapılmasıdır. 25
 Sorunların tespiti: İstemler hükümeti harekete geçirmek için ortaya konur ve
hem halkın hem de yönetimin gündemine gelir.
 Kamu politikası amaçlarının formüle edilmesi: Tartışma için gündem
oluşturulur ve sorunun çözümü için program amaçlarının geliştirilmesi
sağlanır.
 Kamu politikalarının meşruiyetini gerçekleştirme: Bir amacın seçilmesi,
bunun için siyasal desteğin kurulması ve bunun yasa olarak kabul edilmesi.
 Kamu politikalarını uygulama: Bürokrasiyi örgütleme, hizmetler ve
ödemeleri üretmek ve sunmak, vergilerin toplanması.
 Kamu politikalarının değerlendirilmesi: Programların çalışılması; hükûmet
programlarının çıktılarının rapor edilmesi. Toplumda hedef olan ve hedef
olmayan programların etkilerinin değerlendirilmesi. Değişiklik ve
düzeltmelerin önerilmesi.
Bu yaklaşıma göre kamu politikası için karar verme, bir siyasal ve idari faaliyetler
serisi olarak görülebilir. Kamu politikaları analizi için bu yaklaşım belli kurumlara ve
siyasal düzenlemelere özgü değildir ve politika şekillendirmede karşılaştırmalı analize
uygundur. Süreç yaklaşımı; kamu yönetimi, siyaset bilimi ve sosyal politika öğrencilerinin,
kararların nasıl alındığını ve bu farklı işlevlerin farklı hükûmet birimlerinde kimler
tarafından yerine getirildiği üzerine çalışmalarını sağlar. Fakat süreç modelinin,
aşamalardaki çevresel değişkenlerin etkisini ve politika şekillendirme siyasetini göz ardı
ettiği söylenebilir. Süreç yaklaşımının odaklandığı bakış açısının dar olduğu gerçeğine
rağmen; bu yaklaşım, kamu politikaları oluşumu sürecinde çeşitli faaliyetleri anlamaya
yardımcı olur. Bu süreç, Türkiye ile ilgili bölümde Türkiye’deki sürecin analizi noktasında
ele alınacaktır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
16
Kamu Yönetimi
Kamu Politikası Analiz Aşamaları
Kamu politikası çalışmasında, bilimsel literatürü geliştirmek, nitelikli bilgi
üretmek ve spesifik politika önerisi ve/veya önerileri hazırlayıp geliştirmek önemli
yer tutmaktadır.26
Politika analizinde üzerinde çalışılan politika problemi hakkında ne kadar çok
boyutlu ve derinlemesine bilgi sahibi olunursa karar vermenin isabet oranı da o
kadar artar. Ancak bu, beraberinde karmaşık bir analizin yapılmasına ve ileri düzey
analitik yöntemlerin kullanılmasına yol açabilir. İşin özünde bir politika analisti
konusu ile ilgili topladığı tüm verileri karar verici mekanizmaya doğrudan herhangi
bir analitik işleme tabi tutmaksızın vermesi de doğru değildir. Ayrıntılı-bütüncülkapsamlı bir şekilde topladığı verilerden konunun çözümlenmesine ve alternatifli
politika önerilerinin üretilebilmesi için en uygun bilginin hazırlanması ve sunulması
esas olmalıdır. Zaten işin zor kısmı da budur. Bu bakımdan politika analistleri ileri
düzey araştırma teknikleri ve analitik yöntemler hakkında bilgi sahibi olmalı ve
nerede hangi yöntemi kullanması gerektiğine en doğru şekilde karar verebilecek
kapasiteye sahip olmalıdır.
Politika analizinde birçok yol ve yöntem kullanmak mümkündür. Temelde
politika analizinde iki element kesinlikle gözden kaçırılmamalıdır. Birisi politika
analizini yaptıran müşteri (birey ya da kurum olabilir) diğeri ise araştırma sorusunu
doğru belirlemek. Bu iki element politika analizi basamaklarının en başından en
sonuna kadar arka plan işlemi olarak sürekli çalışmalı ve sonuçlar bunlara göre
şekillendirilip anlamlandırılmalıdır. Bu hususların dikkate alınmadığı bir politika
analizinden elde edilen bilgi, politika sürecini en doğru şekilde yönlendiremeyebilir.
Kamu politikası analizinin adımlarına spesifik olarak belli başlı araştırmacılar
yer vermiştir. Bunlar arasında Bardach, Weimer, Vining, Patton ve Sawicki
bulunmaktadır.27 Aslında politika araştırmaları geleneksel sosyal bilimler araştırma
yöntemlerine çok benzer bir mekanizma kullanmaktadır. Literatürde politika analizi
aşamaları araştırıldığında yukarıda belirtilen işlevsel süreç modelinin rasyonel
adımları, bunların farklı isimleri ve/veya farklı sıralamaları görülmektedir. Ancak
işlevsel modelin aşamalarının politika analizi ve karar verme süreçlerinde takip
edilen aşamalar olduğu dikkatlerden kaçırılmamalıdır. Bu çalışmanın yaklaşımı
içerisinde; Patton ve Sawicki’in geliştirdiği beş aşamalı politika analiz yöntemini
açıklamakta fayda görülmektedir:28
1. Problemi belirlemek ve analiz etmek
2. Politika alternatiflerini geliştirmek
3. Alternatifleri değerlendirme kıstaslarını geliştirmek
4. Politika alternatiflerini değerlendirmek
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
17
Kamu Yönetimi
5. En uygun politika alternatifini belirlemek
İlk aşamada; karşılaşılan problemin ne olduğu, nerede ortaya çıktığı,
kimlerin ya da nelerin bu problemden etkilendiği, bu problemin ortaya çıkmasına
neden olan ana unsurların neler olduğu ve unsurların olası bir aksiyoner politika
adımından nasıl etkilenebileceği belirlenmelidir. İkinci aşamada ise; mevcut
problemin boyutlarını kapsayan ne tür politika opsiyonları (alternatifleri)
düşünülebilir? sorusunun cevabı aranmalıdır. Üçüncü aşamada; mevcut problem
için geliştirilen alternatif politikalar için en uygun değerlendirme kriterlerinin
belirlenmesi, her birinin maliyet hesaplarının yapılması, muhtemel etkilerinin neler
olduğu, sosyal ve ekonomik olarak uygulanabilirliği açılarından detaylı ölçütlerin
geliştirilmesi gerekmektedir. Dördüncü aşamada ise; bir önceki aşamada belirlenen
uygulanabilir kıstaslar ve ölçütler bakımından politika alternatiflerin
değerlendirilmelidir. Son aşamada; içinde bulunulan sosyal, ekonomik, siyasi ve
kültürel şartlar içinde mevcut politika alternatifleri içerisinden en uygununun ve en
çok arzu edilenin tespit edilmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte; yukarıdaki adımların sırasıyla takip edilmesi zorunluluğu
yoktur.29 Yukarıdaki sıralamadan farklı olarak Kingdon, politika alternatiflerinin
toplum içerisinde ilk olarak tartışılmasını bir yargıya varılmasını ilk aşamada tercih
eder. Yani problemi getirenin problemle ilgili alternatif görüşlerini de daha ilk
aşamada belirlemek ister. Bu sayede teklif edilebilecek muhtemel politikaların
toplum nezdindeki kabul edilebilirliğinin de artabileceğini savunur.30 Ancak,
literatürde politika araştırmaları kapsamında yapılan birçok çalışmada Patton ve
Sawicki’nin geliştirdiği adımlar takip edilmektedir. 31
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
18
Özet
Kamu Yönetimi
• Kamu politikası yapmak, üretilen politika alternatiflerinin içerisinden en
uygununu seçebilme ve uygulayabilme sanatı olduğu belirtilmiştir. Karar
vericilerin işine yarayacak karşılaştırmalı ve kullanılabilir nitelikli bilgiler
üretmek ise politika analizinin en temel amacıdır. Bu bakımdan, kamu
politikası analizi sürekli şekilde politika sürecini şekillendirici bir etkiye
sahiptir. Birçok sosyal unsurun etkisi altında şekillenen kamu politikası
karar verme mekanizmaları dinamik süreçler olarak nitelenebilirler.
• Kamu politikası yapmanın dinamik süreçleri ve analiz basamakları
bütüncül bir şekilde ele alındığında devlet, toplum, siyaset, ekonomi ve
diğer ilgili disiplinler arasındaki ilişkiler isabetli bir şekilde açıklanabilir.
Ancak, kamu politikası alternatifleri ne kadar kapsamlı hazırlanırsa
hazırlansın karar vericilerin karar verme şekillerine ve güçlerine göre
politika ajandasına ulaşabilir ya da ulaşamazlar. Sonuç itibari ile tercih
edilen ve uygulanan kamu politikaları, (kanun, düzenleme, proje ya da
başka formatlarda bir politika çıktısı) içinde bulunulan toplumları
etkileyebilmekte ve değiştirebilmektedir.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
19
Kamu Yönetimi
DEĞERLENDİRME SORULARI
Değerlendirme
sorularını sistemde ilgili
ünite başlığı altında yer
alan “bölüm sonu testi”
bölümünde etkileşimli
olarak
cevaplayabilirsiniz
1. Aşağıdakilerden hangisi kamu politikasının özelliklerinden biri değildir?
a) Kamu politikası, karardan daha geniş ve onu da kapsayan bir süreçtir.
b) Kamu politikası, niyetler (amaçlar) kadar davranışları da kapsamaktadır.
c) Kamu politikası, olumlu bir hareketi içerdiği gibi hareketsiz sessiz durmayı
da içerir.
d) Kamu politikası önceden tahmin edilen veya edilemeyen sonuçlara
sahiptir.
e) Kamu politikası karar verme ile aynı anlama gelir.
2. Aşağıdakilerden hangisi kamu politikası kavramlarından değildir?
a) Söylemler
b) Çıktılar
c) Sonuçlar
d) İnsanlar
e) Kararlar
3. Aşağıdakilerden hangisi kamu politikası sürecinde rol oynayan resmî
aktörlerden değildir?
a) Siyasal Partiler
b) Hükümet
c) Kamu Bürokrasisi
d) Yargı Kurumları
e) Hiçbiri
4. Aşağıdaki modellerden hangisi kamu politikası analizinde kullanılamaz?
a) Kurumsal Yaklaşım
b) Sistem Yaklaşımı
c) Rasyonel Karar Verme Modeli
d) İşlevsel Süreç Yaklaşımı
e) Hiçbiri
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
20
Kamu Yönetimi
5. Aşağıdakilerden hangisi kamu politikası analizinde kullanılan işlevsel
süreç analizinin başlıca özelliğidir?
a) İşlevsel süreç analizi kamu politikasını önemser.
b) İşlevsel süreç analizi kamu politikasını aşamalara bölerek inceler.
c) İşlevsel süreç analizi kamu politikası incelemesinde yol göstericidir.
d) İşlevsel süreç analizi diğer yöntemlerden daha üstündür.
e) Hiçbiri
Cevap Anahtarı:
1. e 2.d 3.a 4.c 5.b
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
21
Kamu Yönetimi
KAYNAKLAR
1
Eyestone, R. (1971) The Threads Of Public Policy: A Study İn Policy Leadership,
Indianapolis: Bobbs-Merrill, s.18.
2
Dye, T.R. (2002) Understanding Public Policy.(Tenth Edition) Upper Saddle River,
Prentice Hall, s.3
3
Rose, R. (1969) Policy Making İn Great Britain , London, Macmillan.
4
Anderson, J.E. (2003) Public Policy Making. London, Thomas Nelson And Sons Ltd.
5
Jenkıns, W. (1978) Policy Analysis; Political And Organizational Perspectives, London
Martin Robertson And Co Ltd., s.34
6
Hogwood, B.W. And L. A. Gunn (1984) Policy Analysis For The Real World, New
York. Oxford University Press , s.19-24.
7
Hıll, M. (1997) The Policy Process İn The Modern State, London, Prentice Hall,
s.110.
8
Birkland, T. A. (2001) An Introduction to the Policy Process, New York M. E.
Sharpe.
9
Smith, G. Ve D. May (1997) ‘The artificial debate between rationalist and
incrementalist models’ M. Hill (Ed) The Policy Process, London, Prentice Hall, ss.
163-174.
10
Birkland, 2001; Dye, 2002, Kraft, M. E. and S. R. Furlong (2007) Public Policy,
Washington DC, CQ Press, Munger, M. C. (2003) Analyizing Policy, New York, WW
Norton Company.Gupta, D. K. (2001) Analyzing Public Policy, Washington, DC., CQ
Press, Kingdon, J.W (2003) Agendas, Alternatives and Public Policies , New York,
Longman.
11
Lipsky, M. (2005). Street-Level Bureaucrats as Policy Makers. Shafritz, J.M.,
Layne, K.S., ve Borick, C.P (Ed) Classics of Public Policy. New York,
Pearson/Logman, s. 51-61.
12
Birkland, 2001; Kraft ve Furlong,2007; Munger,2000; Dye, 2002, Gupta, 2001;
Kingdon, 2003
13
Anderson, 2003,44
14
Badie, B. And P. Birnbaum (1979) The Sociology Of State Chicago: University Of
Chicago Press. , Dyson, K.H.F. (1980) The State Tradition İn Western Europe: Study
Of An İdea And İnstitution, Oxford, Martin Robertson., Keane, J (Ed) (1988) Civil
Society And The State : New European Perspectives, London, Verso. , Heper, M.
(1985) The State Tradition İn Turkey, Walkington, England, Eothen Press. , Heper,
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
22
Kamu Yönetimi
M. (1987) ‘State, Democracy, And Bureaucracy İn Turkey’ İn The State And Public
Bureaucracies: A Comparative Perspective, Ed: Metin Heper, New York,
Greenwood Press.
15
Dye, 2002, s. 3
16
Kraft ve Furlong, 2007 s. 95.
17
Kraft ve Furlong, 2007, s.95, Weimer, D. and Vining, A. (2005). Policy analysis:
Concepts and practice. New Jersey.
18
Çevik, H. Hüseyin, ve Demirci, S. (2008). ‘Kamu Politikası’ Bekir Parlak (Ed) Kamu
Yönetimi, Ankara: Turhan Kitabevi.
19
Cooper, Philip J. Linda P. Brady, Olivia Hidalgo Hardeman, and Katherine C. Naff
(1998) Public Administration for the Twenty-First Century. Forth Worth, Harcourt
Brace College Publishers., s. 173
20
Easton, D. (1957) "An Approach To The Analysis Of Political Systems" World Politics,
9, Pp:383-400,
Easton, D. (1965) A Framework for Political Analysis. London, Prentice Hall Int.
21
A.g.e.
22
Anderson, 2003, 19
23
Oktay, C. (1997) Siyasal Sistem Ve Bürokrasi, Der Yayınları, İstanbul
24
Lasswell, H.D. (1956) The Decision Process College Park, Md.: Bureau Of
Governmental Research, University Of Maryland.
25
Lasswell: 1956; Dye, 1987, Anderson: 1990, Hogwood and Gunn:1984; Hill,
1997, Jones, C.O. (1984) An Introduction To The Study Of Public Policy, MontereyCalifornia, Brooks / Cole Publishing Company. Jossey-Bass, San Fransisco,
26
Dye, 2002, 4
27
Bardach, E. (2000). A practical guide for policy analysis: The eightfold path to
more effective problem solving. New York: Seven Bridges Press., Weimer, D.L. and
A. R. Vinning (1992) Policy Analysis, Englewood Cliffs, Prentice Hall. ve Patton ve
Sawicki (1993)
28
Patton ve Sawicki’in (1993)
29
Bardach, 2000, . Kraft, M. E. and S. R. Furlong (2007) Public Policy, Washington
DC, CQ Press, S.98.
30
Kingdon, J.W (2003) Agendas, Alternatives and Public Policies, New York, Longman.
31
Patton ve Sawicki (1993)
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
23
Download