Kamu politikalarının oluşturulması bir süre

advertisement
ÖZET: “Kamu politikalarının oluşturulması bir sürece bağlıdır. Sorunun belirlenmesi, politikaların saptanması,
uygulanması ve değerlendirilmesi olmak üzere birbirini tâkip
eden aşamalardan oluşmaktadır. Ancak kamu politikalarının
oluşturulmasında önemli olan bir boyut, bu sürece dâhil olan
aktörlerle ilgilidir. Bu süreçte öncelikli olarak resmî ve sivil
aktörler karşımıza çıkmaktadır. Resmî aktörler arasında parlamento, hükümet yer alırken gayri resmî aktörler arasında
diğer paydaşlar vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları ve medya yer almaktadır.”
ANAHTAR KELİMELER: Kamu politikası, medya,
hükümet, parlamento.
ABSTRACT: “The creation of public policies depends
on a process. The determination of the problem consists of
phases that are mutually dependent, including the identification, implementation and evaluation of policies. But an important dimension in the creation of public policies concerns
the actors involved in this process. In this process, primarily
the official and civil actors are opposed. While official actors
include parliament, government, informal actors include other stakeholders, citizens, non-governmental organizations
and the media. “
KEYWORDS: Public policy, media, government, parliament.
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 51 Haziran 2017/ 59
GİRİŞ
Kamu Politika oluşturma sürecine katılan katılımcıların, gerek resmi gerek gayrı resmi olsun kuşkusuz hepsi tüm
politika ve karar alma aşamalarında yer
almamakta; her birinin karar alma süreçlerine etkisi farklı düzeylerde olmaktadır.
Kamu politikası sürecinde rol oynayan aktörlerle birlikte, politika aktörlerin içinde
bulunduğu tarihsel koşulların da analize
katılması önem taşımaktadır. Kamu Politika oluşturma sürecinin içinde geliştiği ortam çeşitli açılardan değerlendirilmelidir;
çünkü kamu politikası incelemesi çevreden bağımsız olarak yapılamaz. Kamu politikası sürecinin kapsadığı iki alan vardır:
Birincisi politikalarla ilgili olarak
bir kısım baskı gruplarının devleti etkilemek ve pazarlık yapma amaçlı çabaları;
ikincisi hem seçilmiş hem de atanmış politikacı, bürokrat ve diğerleri tarafından
devlet içinde gerçekleştirilen faaliyetler1.
Demokratik ülkede bir tarafta
toplum içinde seçmenler, baskı grupları
ve medya kamu politikası sürecinde rol
oynarken; diğer tarafta seçilmiş ve atanmış bürokrasi ile birlikte siyasal partiler,
hükümet, parlamento ve yargı rol oynamaktadır2. Demokratik ülkelerde kamu
politikası oluşturma süreci anayasa ve
1 Hıll, M. (1997) The Policy Process İn The
Modern State, London, Prentice Hall, s.110.
2 Kraft, M. E. and S. R. Furlong (2007) Public
Policy, Washington DC, CQ Press, Munger,
M. C.
kanunlarda tanımlanmıştır. Bir ülkelerde
politika oluşturma sürecinin karar alma
aşamasında yer alanlar halk tarafından
seçilmiş kişilerdir. Bu anlamıyla, yasama
ve yürütme organları politika oluşturma
sürecinde yer alan birincil aktörlerdir.
Diğer taraftan, atanmış kamu görevlilerinden oluşan ve yönetimin uygulayıcı uzvunu teşkil eden bürokrasi de politika oluşturma sürecinde önemli bir rol
üstlenir. Genelde kamu politikası oluşturma sürecinde; bir tarafta seçmenler, sivil
toplum kuruluşları ve medya pozitif veya
negatif rol oynarken, diğer taraftan seçilmiş-atanmış bürokrasi ile siyasi partiler,
hükümet ve parlamento yer almaktadır3.
Kamu yönetimi; kamu politikası
sürecinde hem şekillendirme aşamasında
hem de uygulama aşamasında asli fonksiyonları yerine getirmektedir. Modern
toplumdaki bürokratik örgütlenme, politika kararlarının alınması noktasında yasal
mevzuatın hazırlanmasında teknik destek
sağlamaktadır. Aynı zaman da kamu politikalarının hemen hemen tamamı bürokrasi tarafından yürütülmektedir4.
Kamu politikalarının ortaya çıkış
sürecine bakıldığında özellikle toplumsal
sorunların gündeme gelme noktasında
toplum kadar siyasilerin ve kamu görevlilerinin de önemli katkısı bulunmaktadır.
Demokratik ülkelerde idari bürokrasinin,
siyasi bürokrasiye bağlı çalışması ve emrinde olması en doğal durumdur. Türkiye
gibi ülkelerde atanmış bürokrasi, ülke yönetiminde ve kamu politikaları sürecinde
bazen siyasilerin de üstünde önemli rol
oynamaktadırlar5.
1. Kamu Politikası Aktörleri
Kamu politikası üretim süreci,
devletin dışında “örgütlerarası” bir etkileşimin söz konusu olduğu bir kavramdır.
Hanf’a göre; politika üretim süreci, toplum ve devletin farklı boyut ve alanlarından bir çok sayıda ve çeşitte kamusal ve
özel aktörü içerir.”6. Kamu politikası toplumun beklentilerine göre ya da yukarıdan
aşağıya doğru bir şekilde oluşturulmakta3 H. Hüseyin Çevik,Kamu Politikası, Seçkin
Yayıncılık, Ankara, 2003, s. 145.
4 Çevik, age., 2003, s.146.
5 Lipsky, M. (2005). Street-Level Bureaucrats
as Policy Makers. Shafritz, J.M., Layne, K.S.,
ve Borick, C.P (Ed)
Classics of Public Policy. New York, Pearson/
Logman, s. 51-61.
6 Driessen P.P.J, Glasbergen, P. ve Verdaas,
C.., 2001: s. 323
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 51 Haziran 2017/ 60
dırlar. Bu süreçlerde kamu politikalarının
oluşturulmasında sivil ve resmî aktörler
(vatandaşlar, baskı grupları, hükümet,
siyasî partiler, medya, düşünce üretim kuruluşları ve uluslararası aktörler ) belirleyici bir rol oynamaktadırlar7.
Kamu politikası için siyaset bilimi
ve kamu yönetimi ile ilgilenenler değişik
tanımlar getirmişlerdir. Bunlardan bazıları
çok genel ve kapsamlı tanımlardır: “Kamu
politikası, bir kamu kuruluşunun çevresiyle ilişkisidir.” veya “Kamu politikası, kamu
yönetiminin yapmayı ya da yapmamayı
seçtikleri her şeydir8 gibi genel tanımlar bunlara örnektir. Bu tanımlarla kamu
kuruluşlarının yapmayı veya yapmamayı
tercih ettikleri her türlü işlem ve faaliyeti
kamu politikası kapsamına alınmaktadır.
Daha teknik bir yaklaşımla Rose, kamu
politikası ile ilgili olarak “Az veya çok birbirine bağlantılı uzun bir faaliyetler serisi
ve ilgili taraflar için bu bağlantılı faaliyetlerin ortaya çıkardığı sonuçlar olarak düşünülmelidir.” demektedir9.
Kamu politikaları bir süreçtir ve
anlaşılır bazı özelliklere sahiptirler. Politika sorunları, karar alma, kararların uygulanması, kamu politikasını belirleyen
aktörler ve benzeri özellikler kamu politikasını diğer idari faaliyetlerden ayırmaktadır10. Kamu politikası sürecinde , amaçlar kadar davranışları da kapsamaktadır.
Politika, olumlu bir hareketi içerdiği gibi
hareketsiz sessiz durmayı da içerir. Kamu
politikaları önceden tahmin edilen veya
edilemeyen sonuçlara sahiptir. Kamu politikası amaçlı hareketler bütünü olarak
tanımlanmıştı. Ancak bazen amaçlar önceden açıklanmayıp sonraya bırakılabilir.
Politika bir süreç içinde işler ve ortaya çıkar. Kamu politikası kamu kuruluşları için
önemli roller içerir11.
Kamu politikası sürecinin kapsadığı iki alan vardır: Birincisi politikalarla ilgili olarak bir kısım baskı gruplarının devleti etkilemek ve pazarlık yapma amaçlı
çabaları; ikincisi hem seçilmiş hem de
atanmış politikacı, bürokrat ve diğerleri
tarafından devlet içinde gerçekleştirilen
faaliyetler12. Bu alanları resmî aktörler ve
7 Çevik, age., Ankara, 2003, s. 145.
8 Dye, T.R. Understanding Public Policy,
2002, s.3
9 Rose, R. Policy Making İn Great Britain ,
London, Macmillan, 1969
10 Jenkıns, W. Policy Analysis; 1978, s.34
11 Hogwood, B.W. And L. A. Gunn , s.19-24.
12 Hıll, M. The Policy Process İn The Modern
gayriresmî aktörler olarak adlandıranlar
vardır.
Ayrıca kamu politikasında rol oynayan devlet içindeki grupları (kurumlar)
politika ağları (policy networks) ve toplum içindeki sosyal grupları politika toplulukları (policy communities) olarak ayıranlar da vardır13. Demokratik bir ülkede
bir tarafta toplum içinde seçmenler, baskı
grupları ve medya kamu politikası sürecinde rol oynarken; diğer tarafta seçilmiş
ve atanmış bürokrasi ile birlikte siyasal
partiler, hükümet, parlamento ve yargı
rol oynamaktadır. Özellikle küreselleşmenin evrensel bir olgu hâline geldiği günümüzde rol oynayan aktörlere uluslararası
aktörleri de ekleyerek bunların da önemli
roller oynadığını söylemek mümkündür.
Burada resmî ve sivil (gayriresmî) aktörler
ile uluslararası aktörler ayrı ayrı ele alınacaktır14.
Kamu politikası sürecinde politika oluşturmada, uygulamada ve değerlendirmede yukarıda anlatılan devlete ait
resmî kişi ve kurumlar kadar toplumda
bulunan ve sivil aktörler şeklinde ifade
edilen devletle herhangi bir bağı olmayan kişi ve kurumlar da rol oynamaktadırlar. Modern toplumda örgütlenme
çok gelişmiş ve bireyler bir araya gelerek
hem birey olarak hem de amaç birliği
oluşturmuş gruplar olarak kendilerini ilgilendiren kamu politikalarında en geniş
anlamda devletle ya da hükûmetle veya
ilgili kamu kurumuyla temasa geçerler15.
Kamu politikası sürecinde rol oynayan
gayri resmi aktörlerin başlıcaları siyasal
partiler, bireyler(vatandaşlar), baskı grupları ve medyadır.
1.1. Siyasi Partiler
Kamu politikası oluşturma sürecinde siyasal partilerin rolü önemlidir.
İktidardaki parti ya da koalisyon olması
halinde iktidardaki partiler kamu politikalarının belirlenmesinde başlıca rolü oyState, London, 1997,s.110.
13 Smith, G. and D. May; 1997, ss. 163-174.
14 Analyzing Public Policy, Washington, DC.,
CQ Press, Kingdon, J.W. 2001, New York
15 Gupta and Kingdon; 2001, 2003
16 Nuray Keskin, Türk Kamu Yönetimi, Türk
Kamu Yönetimi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi
İİBF,Samsun, 2014,s. 2
17 Sakal, M.,” Siyasal Karar Alma Sürecinde
Yeralan Aktörler ve Rolleri”, İ.İ.B.F. Dergisi,
13(1):1993, ss.211-230.
18 Anderson, J.E. Public Policy Making.
London, Thomas Nelson And Sons Ltd.
2003,s. 44
narken, parlamento içi veya dışı muhalefet partileri de bu süreçte iktidar partisine
etki yapmaya çalışır16.
Kamu politikasının aktörlerinden
diğeri olan muhalefet partileri, kamu politikasının üretim süreçlerine en pratik
şekilde etki etme imkânına sahip olan
gruplardır. Muhalefet partileri; varoluş
amaçlarının bir gereği olarak, iktidar partisi ve dolaylı olarak devletin öncülüğünü
yaptığı kamu politikasına karşı olumsuz
bir tutum takınırlar.
Hükümet ile vatandaş arasında bir bağ
görevi gören siyasi partiler, çeşitli propaganda ve örgütleriyle seçmenlerin parti
programları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlarlar17.
Siyasal partilerin devletin içinde
mi, yoksa toplumun içinde mi konuşlandığı hususu tartışma konusu olabilir. Ancak siyasal partiler, aynı siyasal görüşte
olan insanları bir araya getirerek siyaset
yapma imkânı sağlayan demokratik kurumlardır. Diğer yandan siyasal partiler
devleti yönetmeye talip olan kurumlardır.
İktidara geldikleri zaman siyasal iktidarın
kullanıcısı ve yöneticisi olarak devleti yönetmeye başlarlar. Bu yönüyle toplumdan
kaynaklanmalarına rağmen parlamentoda (yasama organında) veya yürütmede
(devletin içinde) yaşamlarını sürdürürler. İktidardaki parti kamu politikalarının
belirlenmesinde başlıca rolü oynarken
parlamento içi veya dışı muhalefet partileri de bu süreçte iktidar partisine etki
yapmaya çalışırlar. Bunu yaparken her iki
tarafta toplum adına yaptıklarını düşünmektedirler. Ayrıca iktidara gelen siyasal
parti aynı zamanda kamu personelinin de
yönetiminde sorumlu hâle gelmektedir18.
Demokratik toplumlarda siyasete atılmış kişiler, toplumun çeşitli kesimlerini
ülke yönetiminde temsil etmenin ötesinde son kertede kendi çıkarlarını toplumsal çıkarların üzerinde tutan rasyonel
bireylerdir. Ancak, siyasi partilerde karar
alıcı konumunda, üst düzey yöneticiler
olarak görev yapan ve bu makalede “siyasi
elitler” olarak adlandırılan bu zümre, parti
yönetimini ele geçirdikten sonra partinin
tabanına ve daha geniş anlamda topluma
karşı üstün bir konuma yerleşmektedirler.
Bu yönüyle kamu politikaları analiz edilirken ülkedeki siyasal kültürün en önemli
aktörlerinden olan siyasal partilerin yapısı
(güç dengeleri) ve parti politikalarının ele
alınması yararlı olacaktır19.
1.2. Bireyler (vatandaşlar)
Her bir vatandaşın tek başına kamu
politikaları üzerinde etkili olacağını dü19 Birçok partide alt sınır %20 iken, iktidara
gelmeden önce parti içi demokrasiyi kendisine
şiar edinen
AKP’de salt çoğunluğun imzası gerekmektedir.
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 51 Haziran 2017/ 61
şünmek gerçekçi bir yaklaşım olmayabilir.
Buradaki en büyük sorun temsili demokrasinin krizidir. Temsili demokrasilerde
vatandaşların siyasal iktidar üzerindeki
denetim ve yönlendirme imkanları sınırlıdır. Dört veya beş yıllığına seçilmiş bir
hükümetin değiştirilmesi veya uyarılması
için bir sonraki seçimin beklenmesi gerekmektedir. Öte yandan toplum genel
olarak kamu politikası süreci hakkında
yeterli bilgiye sahip değildir. Demokratik
toplumlarda bu sorunlara çözüm bireylerin örgütlenerek baskı gruplarını oluşturmaları şeklinde bulunmuştur. Böylece
bireyler kamu politikası sürecine örgütlü
oldukları toplumsal yapılar aracılığıyla
etki edebilmektedirler20.
Kamu politikası aktörlerinin en önemlilerinden biri de siyasi partiler içerisinde
seçmen nitelikleriyle değinilen “vatandaş”lardır. Vatandaşların kamu politikası
üretim sürecine etkide bulunmasının en
önemli aracı ise “demokrasi”dir. Demokraside, tek başlarına politika üretim sürecinde etkili olamayan vatandaşlar, seçimlerde oy kullanarak iktidarı ve meclise
girecek diğer partileri belirlerler. Totaliter
rejimlerde bireylerin bu sürece etkide
bulunması beklenemez bir durumdur.
Doğrudan demokrasinin uygulamadaki
zorluklarından dolayı bugünkü modern
toplumlarda temsili demokrasi uygulanmaktadır. Temsili demokrasilerde seçimlerin dört veya beş yılda bir yapılması,
vatandaşların bu kamu politikası üretim
sürecine katılmasını zorlaştırmaktadır.
Hükümetin değiştirilmesi ya da bir konuda hükümete gözdağı verilmesi için diğer
seçimler beklenmek zorundadır. Vatandaşlar, kamu politikasının diğer aktörlerini de oluştururlar. Çeşitli alanlarda, çeşitli
amaçlarla kurulan STK’lar da aynı amaçla
bir araya gelen vatandaşlardan oluşmaktadır21.
1.3. Baskı Grupları/ Sivil Toplum Örgütleri
Çeşitli toplumsal kesimlerin (işçiler, memurlar, öğretmenler, sağlık çalışanları, mimarlar-mühendisler, avukatlar,
iş adamları, esnaf ve tüccarlar, vb.) talepleri, ihtiyaçları ve sorunlarının devle-
te aktarılmasında sivil toplum örgütleri
öncülük yaparlar. Sendikalar, dernekler,
vakıflar, kooperatifler ve meslek örgütlerinin kamu politikası sürecine etkileri
ülkelerin demokrasi kültürüyle yakından
ilgilidir. Batılı demokrasilerde sivil toplum
örgütlerinin çok etkili oldukları ve siyasal
iktidarlar üzerinde ciddi baskı uygulayarak kamu politikası sürecinde önemli rol
oynadıkları görülmektedir22.
Batılı demokrasilerde baskı gruplarının çok etkin oldukları ve yönetimler üzerinde ciddi baskılar uygulayarak
kamu politikalarının şekillendirilmesinde
önemli roller oynadıkları bilinmektedir.
Örneğin Amerika Birleşik Devletleri gibi
çoğulcu demokratik yönetime sahip bir
ülkede işçileri temsil eden sendikalar, işadamlarını temsil eden işveren birlikleri ve
tarımsal birlikler gibi baskı grupları kamu
yönetiminden talepleriyle karar vericilerin verecekleri kararlarda ve kamu politikası oluşturmalarında oldukça etkilidirler23.
Demokratik bir ülkede hükûmet
ve kamu yönetimi bu kesimlerle temas
hâlinde ve uzlaşma yoluyla ilgili düzenlemeyi parlamentoya sunar. Yukarıda denildiği gibi bu tür etkileşimin niteliği ülkenin
siyasal ve yönetim kültürü tarafından şekillendirilir. Örneğin ülkede güçlü bir devlet anlayışı varsa devlet halkı göz önüne
alır, ancak kendi düşüncesine göre politikasını oluşturur. Zayıf devlet özelliği varsa
halkın isteklerine göre politikanın belirlenmesi mümkündür24.
Türkiye’de, özel birliklerin ve
baskı gruplarının örnekleri, dernekleri,
konut ve bazı bağımsız tarım kooperatiflerini kapsar. Bu birlikler genelde resmî
bir izne gerek duymadan halk tarafından
doğrudan kurulurlar. Ancak yine de kurulduktan sonra ilgili bakanlıklara kayıtlarını yaptırmak zorundadırlar. Bunların
faaliyetleri kendi kuruluş tüzüklerine sıkı
sıkıya bağlı olmak zorundadırlar. Diğer bir
deyişle, kurulduklarında kabul ettikleri
tüzükleri dışında faaliyet gösteremezler.
Baskı gruplarının temsilinde korporatist
kanallara sahip kamusal birlikler özel kanunlarla kurulurlar. Bu birliklerin himayeci birer bakanlıkları vardır. Bu birliklerin
20 Nuray Keskin , Türk Kamu Yönetimi,
Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF, Samsun,
2015,s.2
21 Eryılmaz, B. “Kamu Politikası”, iç. Çevik,
H. H.ve Sözen, S. (ed) Kamu Yönetimi,2013,
s.133
22 Anderson, James. Public Policymaking: An
Introduction, Houghton Mifflin, 1994
23 Anderson, age., 2003,44
24 Heper, M. ‘State, Democracy, And Bureaucracy İn Turkey’ İn The State And Public
Bureaucracies: 1987
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 51 Haziran 2017/ 62
kuruluşunu sağlayan ilgili kanunlar, üyelik, faaliyetler ve diğer konularda bütün
detayları belirlerler25.
1.4. Medya
Günümüzde Medya gündeminin
oluşumunda en önemli unsur haberdir.
Medya gündemi; en açık şekilde “belirli
bir zaman dilimi içinde medyada yer alan
olaylar ve sorunlar listesi” olarak tanımlanmaktadır. Medya; yasama, yargı ve yürütmeden sonra dördüncü kuvvet olarak
kabul edilmektedir. Bunun başlıca nedeni
görsel ve yazılı medyanın günlük yaşamı
tamamen kuşatmasıdır. Medyanın yaptığı
yayınlar hem halk üzerinde hem de kamu
yönetimi (hükûmet ve bürokrasi) üzerinde oldukça etkilidir. Modern çoğulcu
demokrasinin en önemli gereklerinden
biri özgür basın olarak kabul edilebilir. Bu
özgürlük görsel ve diğer yazılı her türlü
iletişim ve medyaya genişletilebilir. Böyle özgür bir medya sayesinde yönetenler
(hükûmet-kamu yönetimi) ile yönetilenler arasında (vatandaşlar-halk) sağlıklı bir
iletişim ve bilgi akışı mümkün olabilecektir. Bu iletişimde medya hükûmetin yaptıklarından halkı haberdar ederek hükümete önemli bir yardım sağlar26.
İçinde bulunduğumuz yıllarda
görsel, yazılı ve sosyal medya günlük yaşamı tamamen kuşatmış durumdadır.
Medya kamu politikaları, bu politikaların
oluşum süreci ve sonuçları hakkında toplumu bilgilendirir. Öte yandan halkın talep ve ihtiyaçlarının da gündeme gelmesini sağlar. Ne var ki medyanın haberleri
topluma sunarken tarafsız olup olmadığı
büyük önem taşımaktadır. Medya taraflı
ve toplumu yanlış yönlendiren bir tutum
içinde olursa o ülkede halkın haber alma
hakkıyla birlikte toplumun gerçek sorunlarının gündeme gelmesi de engellenebilir27.
Son dönemlerde ise medya daha
çok kendi varlığını yaratan ekonomik güç
ve gücü devam ettirecek olan siyasal iktidar ile çok daha girift ilişkiler içerisindedir. Bu ilişkide sosyal medyayı geleneksel medyalardan ayırmak lazım, çünkü
sosyal medyanın dinamizmi ve iletişimi
geleneksel medyalardan çok daha farklı
bir konsepte yer almaktadır. Toplumları
25 Dye , age., 2002, s. 3
26 Mehmet Özçağlayan , Yeni İletişim
Teknolojileri ve Değişim, Alfa yayınları.
İstanbul, 1998
27 Çevik, age., Ankara , 2008.
ve Devletleri yöneten kişilerin yönetim
eksenlerinde medya görünmeyen sihirli
birincil güç durumundadır. Medya desteği ile propagandalarını yürütensiyasi partiler ileti programlarını hedef kitlesi olan
toplum ve seçmenlerine medya vasıtası
ile anlık zaman dilimi içerisinde ulaştırabilmektedirler.
Medya’nın gücünü bilen siyasiler
genelde medya ile çatışmaktan kaçınırlar zorunlu olmadıkça medya ile tartışma
ortamına girmezler. Kamu politikaları
bağlamında konuya bakıldığında medya
tarafsız ve demokrasi gereği özgür olarak
iletişimi sağlayacaktır. Bir yandan toplumun sorunlarını, beklentilerini ve taleplerini hükümete ve kamu bürokrasisine
aktarırken diğer yandan hükümetin ve
kamu
kurumlarının bu beklenti ve talepleri karşılamasını ve yerine getirmesini topluma
aktarmaktadır28.
Günümüzde medyanın gelişen
teknoloji ve iletişim sayesinde gücünün
arttığı düünüldüğünde ilgili kamu hizmeti alanında yapılanları kendi çıkarlarına uygun olduğunda desteklemesi,
uygun olmadığında eleştirmesi sonucu
ortaya çıkacaktır. Bu toplumun taleplerini
ve beklentilerini tarafsız şekilde devlete
aktarması gereken medya açısından oldukça sağlıksız bir durum ortaya çıkarmaktadır. Gerçekten medyanın etkin rolü
göz ardı edilemez. Ancak medyanın özellikle kamu bürokrasisiyle ilişkileri ve çıkar
amaçlı yayınları toplumun güvenini sarsmaktadır 29.
Kitlelerin bir araya gelerek kamu politikasını etkileyebileceğine inancı neredeyse tam olan kullanıcılar, sosyal medya üzerinden etkinlik oluşturmaya sıcak
bakmasalar da; sosyal medya üzerinden
oluşturulan etkinliklere katılım göstermektedirler
1.5. Düşünce Üretim Kuruluşları
Kamu politikası aktörlerinden
biri olan düşünce üretim kuruluşları genel olarak; herhangi bir kâr amacı ve
yanlılık gütmeyen, araştırmalarda bulunması amacıyla oluşturulan, uzmanlar ve
devletlerin ya da hükümetlerin arasında
politika üretim sürecinde köprü vazifesi
28 Türkdoğan, O. Türk Toplumunda Aydın
Sınıfın Anatomisi, Timaş Yayınları, İstanbul,
2003
29 Dye , age., s. 3
gören bağımsız kuruluşlardır30. Düşünce
üretim kuruluşları; bilginin bir hizmete dönmesinde ileri bir aşamayı temsil
eden ve günümüzde politik uzmanların ,
emekli politikacıların , ekonomi uzmanlarının, medyanın önde gelen isimlerinin
“sığınaklarından” biri durumundadır31.
Düşünce kuruluşları (think tank),
araştırma, analiz ve yayınlar yapan, danışmanlık hizmetleri veren sivil toplum
kuruluşlarıdır ve birçok ülkede yüksek
düzeyde etkinliğe sahiptirler. “Think tank”
terimi ilk kez 20. yüzyılın başında, ABD’de
“akılcı yönetim” fikrinin egemen olduğu
bir dönemde (1901-1917) ortaya çıkmıştır. Bilimsel araştırmaların ve uzmanların
yönetimi daha akılcı ve verimli kılacağına
inanıldığı, ekonominin ve devlet aygıtının
planlamaya ve teknolojiye dayandırılması gereğinin sıklıkla vurgulandığı bu dönemde öne çıkan “yönetim uzmanları”, siyasetçilere danışmanlık hizmeti vermeye
başlamışlardır32.
Kamu politikası bakımından, bu düşünce kuruluşlarının politika üretim sürecinde, siyasi partilerin politik iddia oluşturma ve seçkinlerin dolaşımını sağlama
gibi işlevleri üstlendiklerini belirtmiş, bir
30 Zariç, S. «Türkiye’de Think - Tank
Kuruluşları ve Karşılaştıkları Sorunlar»,
2012,s.3
31 Keskin, F. ,Think Tanklar ve Politikadaki
Rolleri”, Sosyo Ekonomi Dergisi ,2005, s. 59
32 Karabulut, B. “Dünyada ve Türkiye’de
Think Tank Kuruluşları”, Akademik Bakış,
Cilt 4, Sayı 7, 2010.
diğer işleviyle de iktidarın uzantısı haline
geldiklerini vurgulamıştır. Bu çerçeveden
bakıldığında, düşünce üretim kuruluşlarının tanımında yer alan “kâr amacı gütmeme” niteliği tartışmalı bir hale gelmiştir33. Bu özellikleriyle think tanklerin “çıkar
amacı taşıma” niteliğine büründüğü veya
bürünmeye başladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Kelime anlamı olarak
“think tank”; düşünce kuruluşu anlamına
gelmekle birlikte, araştıran, analizler ve
yayınlar yapan, danışmanlık hizmetleri
gerçekleştiren politika enstitüsüdür. Bu
politika kuruluşları, toplumda var olan ihtiyaçların saptanmasında, giderilmesi için
öneriler ortaya konmasında, projeler haline getirilmesinde ve karar vericilerin dikkatine sunulmasında demokratik aktörler
olarak nitelendirilmektedir34.
Genel yargı ve algıya rağmen,
kamu politikası sürecinde bu kurumun
etkili olmadığı da kesin olarak söylenemez. Karar verme sürecinde danışmanlık kurumundan yararlanan yöneticiler
ve bu işi bilgi donanımıyla iyi bir şekilde
sürdürerek götüren uzmanlar da vardır.
Bu çerçeveden, suiistimallere maruz kalsa dahi, halen gelişmekte ve kendine kamuda istihdam alanları açmakta olan bu
kurumun aktör olarak ele alınması doğru
olacaktır. Kamu politikası alanında çalışan
bilim adamları genellikle bu sürecin basamaklarını belirleyen bir model kullan33 Keskin, age., 2005, s. 58
34 Karabulut, age., 2010., s.7
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 51 Haziran 2017/ 63
makta ve bu modeldeki basamaklara
odaklanmaktadırlar35.
1.6. Uluslararası Aktörler
Gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerde kamu politikalarının oluşum sürecinde uluslararası aktörler önemli role sahiptir. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi
gelişmiş ülkeler ise uluslararası örgütleri
yönlendirmektedir. Uluslararası aktörler ekonomi politikasından eğitim politikasına, güvenlik politikasından enerji
politikasına hemen bütün alanlarda rol
oynamaktadır. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF), Birleşmiş Milletler,
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
(OECD), Dünya Ticaret Örgütü, vb. kuruluşların yanı sıra çeşitli ülkelerin bir araya
gelerek oluşturduğu birlikler de kamu
politikalarının biçimlenmesinde etkili olmaktadır. Avrupa Birliği, Arap Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Kuzey
Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) bunlar
arasında sayılabilir36.
Uluslararası aktörler sosyal nitelikli kamu politikalarından ekonomik politikalara dış politikadan güvenlik politikalarına kadar bütün alanlarda bir şekilde
rol oynamaktadır. Özellikle ABD’deki 11
Eylül Saldırısı’ndan sonra terörle mücadelede ülkeler arası işbirliği ve dayanışma
ve ortak politika üretme çabaları artmıştır. Sosyal alanlarla ilgili (çocuklarla ve aile
ile ilgili) alanlarda yine UNICEF gibi birçok
uluslararası kuruluş, politikaların oluşumu ve uygulanmasında müdahil olmaktadır. Yukarıda sayılanlar daha çok Birleşmiş Milletler altında çalışan kuruluşlardır.
Bunların dışında ülkelerin oluşturduğu
birlikler ya da organizasyonlar da ulusal
politikalar üzerinde rol oynamaktadır.
Kamu politikası çalışmalarında
aktörleri incelerken sadece ulusal aktörleri incelemek yetmez. Aynı zamanda
uluslararası aktörleri de ele almak gerekir.
Özellikle de incelenen ülke gelişmekte
olan bir ülke ise o ülkedeki kamu politikası oluşturulması ve uygulanmasına uluslar arası kurum ve kuruluşların etkisi daha
fazla olacaktır37.
İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya ekonomisinin yönetilmesi ve yeni bir
büyük krizin önlenmesi için pek çok uluslararası kuruluş kurulmuştur. Bu kuruluşlar, uluslararası finans, yönetim, küresel
ticaret gibi kendi çalışma alanlarına ilişkin
uluslararası normların oluşmasını sağlamaktadırlar38.
Uluslararası Para Fonu , Dünya
Bankası ve 1995’ten bu yana Dünya Ticaret Örgütü bunların en önemlileri olarak
dikkat çekmektedirler. Küreselleşmenin
35 Dye, age.,1981, s. 24
36 Anderson, James, Public Policymaking: An
Introduction, Houghton Mifflin, 1994.
37 Dye, age., 2002, s. 3
38 Coleman, 1999, s. 1
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 51 Haziran 2017/ 64
hızlanmasıyla birlikte ülkelerin bu kuruluşlardan bağımsız hareket etmeleri giderek zorlaşmaktadır. Ülkelerin uluslararası
kuruluşlara üyelikleri ve yaptıkları her bir
yeni anlaşma, egemenliklerini kendi iradeleri ile sınırlandırmaları anlamına gelmektedir39.
İkinci Dünya Savaşı sonrası, ekonomisini yeniden kurmaya çalışan ülkelere, kurulacak bir para fonu aracılığıyla
destek sağlamak, dünya ticaretinde daralma oluşmasını engellemek ve uluslararası
refahı artırmak düşüncelerini tartışmak
ve bir sonuca bağlamak üzere ABD’nin
New Hampshire eyaletinde 1944 yılında Bretton Woods kentinde düzenlenen
konferansta Dünya Bankası ve IMF’nin
temelleri atılmıştır40. Bu kuruluşlar, küreselleşme sürecinde özellikle geliş- mekte
olan ülkelerin yeniden yapılandırılmasında önemli rol oynamaktadırlar.
Uluslararası aktörler, sosyal nitelikli kamu politikalarından ekonomik
politikalara, dış politikadan güvenlik
politikalarına kadar bütün alanlarda bir
şekilde rol oynamaktadırlar. Türkiye gibi
gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı ekonomik sorunların üstesinden gelebilecek
politikaların oluşturulmasında ve uygulanmasında Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve Uluslararası Çalışma Örgütü
gibi kuruluşlar etkili olmaktadırlar.
Sayılan kuruluşlar Birleşmiş Milletler altında çalışan kuruluşlardır. Bunların dışında ülkelerin oluşturduğu birlikler
ya da organizasyonlar da ulusal politikalar üzerinde rol oynamaktadırlar. Avrupa
Birliği, Arap Birliği, Avrupa Güvenlik ve
İşbirliği Teşkilâtı, NATO bunlar arasında
sayılabilir 41.
Kamu politikalarının oluşturulmasında sivil aktörler belirleyici bir rol
oynamaktadırlar. Sonuç olarak kamu politikası çalışmalarında aktörleri incelerken
sadece ulusal aktörleri incelemek yetmez.
Kamu politikası oluşturulması ve uygulanmasına uluslararası kurum ve kuruluşların etkisi daha fazla olacaktır.
SONUÇ
Kamu politikası yapmak, üretilen politika alternatiflerinin içerisinden en uygununu seçebilme ve uygulayabilme sanatı
39 Dye, age., 2002, s. 3
40 Erdinç Tokgöz, Dünya İktisadi Gelişme
Tarihi , İmaj Yayınevi,Ankara, 2007
41 Çevik ve Demirci, ‘Kamu Politikası’ ,
Ankara, 2008, s.58
olduğu belirtilmiştir. Karar vericilerin işine
yarayacak karşılaştırmalı ve kullanılabilir
nitelikli bilgiler üretmek ise politika analizinin en temel amacıdır. Bu bakımdan,
kamu politikası analizi sürekli şekilde politika sürecini şekillendirici bir etkiye sahiptir. Birçok sosyal unsurun etkisi altında
şekillenen kamu politikası karar verme
mekanizmaları dinamik süreçler olarak
nitelenebilirler.
Kamu politikası yapmanın dinamik süreçleri ve analiz basamakları bütüncül bir şekilde ele alındığında devlet,
toplum, siyaset, ekonomi ve diğer ilgili
disiplinler arasındaki ilişkiler isabetli bir
şekilde açıklanabilir. Yapılan çalışma temelinde ortaya çıkan sonuçlara göre; vatandaşlar, STK’lar ve politikacılar medyanın sağladığı imkânların farkındadır fakat
bu farklı aktörlerin sosyal medya konusundaki farkındalık düzeyleri değişiktir.
Kamu politikalarının oluşturulması bir sürece bağlıdır. Sorunun belirlenmesi, politikaların saptanması, uygulanması ve değerlendirilmesi olmak
üzere birbirini tâkip eden aşamalardan
oluşmaktadır. Ancak kamu politikalarının
oluşturulmasında önemli olan bir boyut,
bu sürece dâhil olan aktörlerle ilgilidir.
Bu süreçte öncelikli olarak resmî ve sivil
aktörler karşımıza çıkmaktadır. Resmî aktörler arasında parlamento, hükümet yer
alırken gayri resmî aktörler arasında diğer
paydaşlar vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları ve medya yer almaktadır.
Egemenlik anlayışının klâsik anlamından sıyrıldığı, küresel aktörlerin ve
küresel politikaların yaygınlaştığı günümüzde artık kamu politikalarının oluşturulmasında sâdece resmî ve sivil aktörler
yeterli olmamaktadır. Devletlerin politikalarının belirlenmesinde uluslararası aktörler daha büyük bir rol oynamaktadırlar.
Bu bağlamda, özellikle Dünya Bankası,
Uluslararası Para Fonu, Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği ele alınacak ve bu
aktörlerin yürütülen kamu politikalarında
ne kadar belirleyici olduğu Türkiye özelinde irdelenecektir.
Kamu politikaları toplumun beklentilerine göre ya da yukarıdan aşağıya
doğru bir şekilde oluşturulmaktadırlar. Bu
süreçlerde kamu politikalarının oluşturulmasında sivil ve resmî aktörler vatandaşlar, baskı grupları, siyasî partiler, medya,
düşünce üretim kuruluşları ve uluslararası aktörler belirleyici rol oynamaktadırlar.
Kelime anlamı olarak “think tank”; düşün-
ce kuruluşu anlamına gelmekle birlikte,
araştıran, analizler ve yayınlar yapan, danışmanlık hizmetleri gerçekleştiren politika enstitüsüdür.
Bu politika kuruluşları, toplumda
var olan ihtiyaçların saptanmasında, giderilmesi için öneriler ortaya konmasında,
projeler haline getirilmesinde ve karar vericilerin dikkatine sunulmasında demokratik aktörler olarak nitelendirilmektedir.
Oysaki, günümüzde kamu politikalarının
oluşturulmasında ve uygulanmasında bu
aktörlerin yanı sıra uluslararası aktörler de
önemli bir yer almaktadırlar. Uluslararası
aktörler, sosyal nitelikli kamu politikalarından ekonomik politikalara, dış politikadan güvenlik politikalarına kadar bütün
alanlarda bir şekilde rol oynamaktadırlar.
KAYNAKÇA
• Anderson, James, (1994) Public Policymaking: An Introduction, Houghton
Mifflin,
• Anderson, J.E. (2003) Public Policy Making. London, Thomas Nelson And
Sons Ltd.,s. 44
• Analyzing Public Policy, Washington,
DC., CQ Press, Kingdon, J.W (2001)
Agendas, Alternatives and Public Policies , New York, Longman.
• Birçok partide alt sınır %20 iken, iktidara gelmeden önce parti içi demokrasiyi
kendisine şiar edinen AKP’de salt çoğunluğun imzası gerekmektedir.
• Gupta A, et al. (2001 )and Kingdon jw.
( 2003)
• Çevik, Hasan Hüseyin, Kamu Politikası,
Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2003, s. 145.
• Çevik, H. Hüseyin, ve Demirci, S. (2008).
‘Kamu Politikası’ Bekir Parlak (Ed) Kamu
Yönetimi, Ankara: Turhan Kitabevi.
• Driessen, P.P.J, Glasbergen, P. ve Verdaas, C. (2001). “Interactive Policy - Making - A Model of Management For
Public Works”, European Journal of
Operational Research, 128: 322-337.
• Dye, T.R. (2002) Understanding Public
Policy.(Tenth Edition) Upper Saddle River, Prentice Hall, s.3
• Eryılmaz, B. (2013). «Kamu Politikası»,
iç. Çevik, H. H.ve Sözen, S. (ed) Kamu Yönetimi. T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını,
2979, Eskişehir.
• Heper, M. (1987) ‘State, Democracy,
And Bureaucracy İn Turkey’ İn The State
And Public Bureaucracies: A Comparative Perspective, Ed: Metin Heper, New
York, Greenwood Press.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Hogwood, B.W. And L. A. Gunn (1984)
Policy Analysis For The Real World, New
York. Oxford University Press , s.19-24.
Hıll, M. (1997) The Policy Process İn The
Modern State, London, Prentice Hall,
s.110.
Jenkıns, W. (1978) Policy Analysis; Political And Organizational Perspectives,
London Martin Robertson And Co Ltd.,
s.34
Keskin, F. (2005). «Modern Demokrasilerde Yeni Politik Seçkinler: Think Tanklar ve Politikadaki Rolleri», Sosyo Ekonomi Dergisi, 1: 45-59.
Karabulut, Bilal, “Dünyada ve Türkiye’de Think Tank Kuruluşları: Karşılaştırmalı Bir Analiz”, Akademik Bakış, Cilt
4, Sayı 7, 2010
Keskin Nuray , Türk Kamu Yönetimi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İİBF, Samsun,
2015,s.2
Lipsky, M. (2005). Street-Level Bureaucrats as Policy Makers. Shafritz, J.M.,
Layne, K.S., ve Borick, C.P (Ed) Classics
of Public Policy. New York, Pearson/
Logman, s. 51-61.
ÖZÇAĞLAYAN Mehmet, Yeni İletişim
Teknolojileri ve Değişim, Alfa yayınları.
İstanbul, 1998
Rose, R. (1969) Policy Making İn Great
Britain , London, Macmillan
Sakal, M. (1998). « Siyasal Karar Alma
Sürecinde Yeralan Aktörler ve Rolleri»,
Dokuz Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi,
13(1): 211-230.
Smith, G. Ve D. May (1997) ‘The artificial debate between rationalist and
incrementalist models’ M. Hill (Ed) The
Policy Process, London, Prentice Hall, ss.
163-174.
Türkdoğan, Orhan, Türk Toplumunda
Aydın Sınıfın Anatomisi, Timaş Yayınları, İstanbul, 2003
TOKGÖZ Erdinç (2007) Dünya İktisadi
Gelişme Tarihi (1914-2007), İmaj Yayınevi, Ankara
Talas, M. (2011). «Sivil Toplum Kuruluşları ve Türkiye Perspektifi», Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi (TÜBAR): 29
Zariç, S. (2012). «Türkiye’de Think - Tank
Kuruluşları ve Karşılaştıkları Sorunlar»,
Akademik Bakış Uluslararası Hakemli
Sosyal Bilimler E- Dergisi, 31: 1-19.
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 51 Haziran 2017/ 65
Download