ankara 2017

advertisement
ANKARA 2017
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
MÜŞTEREK KRİZ KOMİTESİ
ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI
Türk Bağımsızlık Mücadelesi
Ankara Hükumeti vs. Anlaşma Devletleri
1920-1923
“Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
2 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
ÖNSÖZ
Bu rehber, Müşterek Kriz Komitesi (MKK) Başkanlığınca, Ankara Model Birleşmiş
Milletler Konferansı (ANMUN) için hazırlanmış olup, MKK protokolüyle ilgili temel
bilgileri delegelere açıklamayı hedeflemektedir. Bunun yanı sıra, komitede tatbik
edilecek benzetimin rol ve unsurlarını anlamak açısından, MKK karakter rehberi ve
çalışma kitapçığının okunması rica olunur.
Konferans Adabı: MKK'nin nispeten enformel bir usule sahip olmasına rağmen
delegelerin; konferansın adap-ı muaşeret kurallarına uymaları, konferans ekibi
tarafından belirlenen kıyafet kurallarına uygun giyinmeleri ve komite giriş-çıkış
saatlerine kesin surette uymaları beklenmektedir. Her oturum başında alınan
yoklamada mazeret göstermeksizin 2 kez bulunmayan delegenin konferansla ilişiği
kesilir ve kanun gereği 18 yaşın altında olması halinde yasal velisine bu durum
konferans ekibi tarafından tebliğ edilir.
Kapsam: Aksi belirtilmediği takdirde bu rehber yalnızca ANMUN 2017 Konferansı
Müşterek Kriz Komitesi için geçerlidir.
3 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
ANMUN 2017 GENEL SEKRETERI’NİN TAKDİMİ
Saygıdeğer Vekil ve Temsilciler,
Bendeniz Sami Burgaz, salname Ankara Model Birleşmiş Milletler Konferansı’nın
(ANMUN) bu yılki Genel Sekreteri olarak sizleri akademik ve organizasyon ekibi adına
Türkiye’nin en tanınmış konferansında ağırlayacak olmaktan onur ve ayrıcalık
duyuyorum. Ayrıca ben ve ekibim, geçmişten geleceğe uzan benzersiz komiteleri sizlerin
beğenisine sunmaktan heyecanlıyız.
Osmanlı İmparatorluğunu sömürgeleştirmek ve Türk ulusunu köleleştirmek isteyen
Avrupa’nın emperyalist güçleri daha Mondros Mütarekesi’nin mürekkebi kurumandan
Türk ulusu üzerine çuvallanmaya başlamıştır. Yöneticilerin teslimiyetçiliğine,
işbirlikçilerin bozgunculuğuna karşın, Türk ulusu hem sömürgecilere hem de onlarla iş
birliği içinde bulunan teslimiyetçilere karşı varlığını, kimliğini ve bağımsızlığını koruma
mücadelesi başlatmış olup, bu mücadelenin ana kuruluşu ise halkın katılımıyla
oluşturulan Türkiye Büyük Meclisi olmuştur. Yedi düvele karşı verilen bu seferberliğin
sonucunda, 40 asırlık tarihe sahip Türk’ün son devleti “Türk Cumhuriyeti” kurulmuştur.
Bu bağlamda Müşterek Kriz Komitesi’nin düzenlemesindeki birincil amaç, çağdaş
dünyanın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarından biri olan Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürk’ün “En büyük eserimdir” dediği ve genç kuşaklara emanet ettiği Türkiye
Cumhuriyeti’nin hangi düşünce temeli üzerine kurulduğunu tekerrür etmek ve
katılımcılara dönenim zorluklarıyla nasıl mücadele edildiğini yaşatmaktır. Bunanla
beraber, günümüzün bakış açısıyla değil, ülkenin ve zamanın koşulları göz önünde
tutulduğunda yeni Türkiye Devleti’nin ne kadar doğru temeller üzerine kuruldu
kendiliğinden ortaya çıkarmak; objektif, önyargısız ve bilimsel bir yaklaşımla Yeni
Türkiye Devleti’ni kuran Birinci Türkiye Büyük Meclisi’ni incelemek ve kendinden
öncekilerden değil sonrakilerin çoğundan daha dinamik, daha üretken daha yurtsever ve
daha bağımsızlıkçı olduğunu göstermeyi hedeflemektedir. Unutulmamalı ki, ahval ve
şeraitler ne olursa olsun vazife; Türk İstiklal’ini kurtarmak, Cumhuriyeti ilelebet payidar
kılmaktır.
Komite takdimine müteakip, hakkımdan kısaca bahsedecek olursam; 1991 yılında
Birinci Körfez Savaşı’nın son günlerinde Manama, Bahreyn’de doğmuş olup orta okuldan
itibaren yerel konferanslardan Harvard ve London International gibi, saygın ve sayısız
Model Birleşmiş Milletler (MBM/MUN) konferansında boy göstermiş biri olarak, bugün
haiz olduğum birçok yetinin bu konferanslardan dolayı geliştiğini ifade edebilirim.
Ayrıca söz konusu konferanslarda yeni arkadaşlıklar kurarak, küresel boyutta network
ağına sahip olduğumu ve söz konusu networktan dolayı evrensel bir kimlik elde ettiğimi
söyleyebilirim. Bununla beraber, bu süre zarfında, 2011 yılında Cambridge
Üniversite’sinde Yazılım Mühendisliği, 2017’de de Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
ve İktisat çift anadal (ÇAP) programlarından mezun oldum. Son olarak 2016 yılında
Londra Üniversitesi Uzaktan Eğitim programıyla Hukuk (L.LB) anabilim dalı lisans
eğitimine başlayarak, 2020 yılında dördüncü lisans derecemi elde etme niyetindeyim. Bu
bir hayli yoğun eğitimsel/akademik geri planın yanı sıra, farklı sektörlerde olmaz üzere
beş yılı aşkın bir çalışma geçmişim de bulunmaktadır. Şu anda, Şubat 2017 yılında
stajyer olarak başladığım Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nde (ANKASAM),
siber güvenlik uzmanı ve tercüman olarak ikili bir görev ifa etmekteyim. Bu bağlamda,
İngilizce ve Türkçeyi anadil, Arapçayı iyi derecede, Fransızca ve İbraniceyi ise başlangıç
4 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
seviyesinde kullanabilmekteyim.
Tüm bunlara ilaveten; öğrenci topluluklarında
yönetim kurulu başkanlığı, dernek faaliyetleri, organizasyon, web ve grafik tasarım,
girişimcilik ve bilumum katsayılarla ifade edilecek merak ve hobilere haizim. Hakkımda
daha fazla bilgi almak ve her konuda iletişime geçmek için www.samiburgaz.com web
sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Sözlerimi bitirirken; Genel Sekreter Vekili Sn. Selin Örücü’ye, Kriz Direktörü ve Genel
Sekreter Danışmanı Sn. Mehmet Enes Atik’e, Müşterek Kriz Komitesi Genel Sekreter
Yardımcısı Sn. Barış Yakut’a, MKK Divanı Lara Oranlı, Ergün Doğan, Kerem Elender ve
Çağın Yılmaz’a ve bütün akademik ve organizasyon ekibine katkı ve çalışmaları için
şükranlarımı sunarım. Son olarak, başta Kurtuluş Savaşı şehitlerimiz olmak üzere, Türk
yurdunu yaşatmak için can veren tüm kahramanlarımızı yad ediyorum. Ruhları şâd
olsun.
Saygılarımla
5 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
ANMUN 2017 GENEL SEKRETER YARDIMCISI’NİN TAKDİMİ
Sevgili Delegeler,
Merhabalar ben Barış Yakut ve Ankara Model Birleşmiş Milletler Konferansının 5.
yılında Müşterek Kriz Komitesi Genel Sekreter Yardımcısı (Under Secretary General)
olarak görev yapacağım. Birlikte, Birleşmiş Milletler düzleminde bir vaka analizi
simülasyonuna girecek ve Türk Bağımsızlık Mücadelesi’ni hep birlikte yeniden
şekillendirip, yeniden tarih yazacağız. Ancak hepsine değinmeden önce kendimle ilgili
biraz bahsetmek istiyorum. Kayseri’nin 10 kilometre kuzeyinde sıcak fakat keşmekeş bir
banliyösünde doğup yetiştim. İlgi alanlarım; insan beyninin ayrıntılı yapısı ve psikolojisi
olmakla beraber, bütününde topluma etkisinin ne olduğu konusunda oldukça
meraklıyım. Bu nedenle 2016 yılında Tıp Fakültesi’ne başladım ve şu an sağlık
politikaları üretmeye odaklı bir öğrenci topluluğuna başkanlık etmekteyim. İlk ulusal
makalemi 18 yaşında şizofreni üzerine yayınladım ve hala aynı konu üzerinde
çalışmalarıma devam etmekteyim. Akademik hayatımın dışında tutkulu bir münazır,
üniversite konseyi yönetim kurulu üyesi, iflah olmaz bir doğa sever ve Uluslararası Tıp
Öğrencileri Birliği’nin aktif bir üyesiyim. Onun dışında 3 yıldır Türkiye’de Türkçe MUN
konseptinin yaygınlaşması ve zenginleştirilmesi adına çeşitli organizasyonlara içerik
üreticiliği ve komite başkanlığı görevlerinde bulunmaktayım. Türkçe komitelerin
yaygınlaşmasını destekliyorum zira birçok lise öğrencisi halihazırda dil engeline
takıldığı için onlara küresel düşünme şansı verecek bu konferanslara katılamamaktalar.
Daha felsefi bir husus üzerine, her şeyden önce bir öğrenme aracı olarak MUN fikrini çok
sevdiğimi açıkça belirtmek isterim. Ödül kazanmak ve blokları bir araya getirmek anlık
olarak heyecan uyandırıcı olabilir, ancak bir komitenin kalıcı etkileri, gelişiminizi
entelektüel bir varlık olarak büyük derecede etkilemesiyle anlaşılmaktadır. Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ü anlamak ve çift taraflı düşünebilme ve anlık karar verebilme yetisi
kazanmak için çıktığımız bu yolda sizlerle çalışmayı dört gözle beklemekteyim. Herhangi
bir sorunuz olduğunda konferans öncesi herhangi bir noktada bana ulaşmak ve
kendinizi tanıtmak için tereddüt etmeyin lütfen- sizi duymak isterim!
Sevgilerle
6 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
MÜŞTEREK KRİZ KOMİTESİ BAŞKANLIK DİVANI’NIN
TAKDİMİ
Lara Oranlı
Merhaba! Ben Lara Oranlı. Galatasaray Üniversitesi 3. Sınıf Hukuk anabilim dalı
öğrencisiyim. Lise yıllarımdan beri MUN konferansları düzenleyip, çeşitli ülkelerde
konferanslara katılarak her birinde eşsiz bir deneyimle karşılaştım. Hakeza kendi
üniversitemizin MUN kulübünün başkan yardımcısıyım ve bu seneki konferansımızın
Genel Sekreter görevini üstlendim. Şimdi de Müşterek Kriz Komitesi’nde sizlerle birlikte
bu eşsiz anılara bir yenisini daha eklemek için çok heyecanlıyım ve hepinizi bizimle
görmek beni çok mutlu edecek! Umarım siz de bu süreçten en az benim kadar keyif
alırsınız.
Ergün Doğan
Merhaba ben Ergün Doğan, İstanbul Kültür Üniversitesi 4. Sınıf Uluslararası İlişkiler
Bölümü öğrencisiyim. Yaklaşık olarak 3 senedir MUN camiası içindeyim. Bu süre
zarfında MUN ile alakalı önemli tecrübeler edindim. Bu sene düzenlenecek olan
ANMUN'da müşterek kriz komitesinde sizlerle birlikte olacağım. Bu değerli komitede en
yüksek verimi almak ve keyifli vakit geçirmek dileğiyle. ANMUN'da görüşürüz.
Çağın Yılmaz
Merhaba ben Çağın Yılmaz ve bu sene düzenlenecek konferansta Müşterek Kriz
Komitesi’nde Komite Divanı’nda görev alacağım. Kendimden kısaca bahsedecek
olursam; 28 Ocak 2000 tarihinde fırtınalı ve karlı bir günde İstanbul GATA Askeri
Hastanesi’nde doğdum. MUN konferanslarıyla ilk olarak lise birinci sınıfta tanıştım.
İngilizcemi geliştirmek adına fen lisesini bırakıp, kayıt olduğum özel okulum bana söz
konusu konferansların iyi bir fırsat olduğunu söyleyince ilk MUN konferansıma katılma
kararı aldım. İlkinde tek bir kelime bile konuşamasam da oradaki ortam ve benim
politikaya düşkünlüğüm aynı sene içinde tekrar katılmaya itti. Doğa Kolejleri Model
Birleşmiş Milletler Konferans’ları (dMUN) sayesinde özgüvenimi kazanmış ve yarım
yamalak cümlelerime rağmen kendime olan güvenim ve politik bakış açımla ödüller
kazanmaya başlamıştım. ANMUN 2017 konferansı katılacağım altıncı konferans olarak
yerini almaya hazırlanıyor. Siz delegelerden tek ricam kendinize güvenin burada kimse
sizden daha iyi değil. Görüşmek üzere.
7 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
GİRİŞ
Müşterek Kriz Komitesi, Model Birleşmiş Milletler (MBM/MUN) komitelerinden
bağımsız olarak işler ve büsbütün farklı usul ve esas kuralları izler. Komite "sürekli
çatışma" içindedir ve iki ayrı kabine tarihi veya mevcut kriz durumunda birbirleriyle
rekabet eder.
Karakteri Etkileyenler Hususlar
Müşterek Kriz Komitesinde delegelerden, onlara verilen karakter atamalarına ve
karakterin inanç, istek ve emellerine sadık kalması ehemmiyet arz etmektedir. Örneğin,
Kuzey ve Güney Kore Buhranının MKK simülasyonunda, Güney Kore Dışişleri Bakanını
temsil eden bir delegenin; "Birleşmeyi hedeflemeliyiz" diyebilir; ancak "Kuzey Kore
liderlerini yok etmeliyiz" gibi bir politika önermek, hem aşırı derecede gerçek dışı hem
de karakter dışı hareket ettiği için kesinlikle başkanlık divanı olarak müdahale
gerektirecektir. Bu görevler ışığında delegeler, MUN'un genel kuralları arasında yer alan,
cümlede üçüncü şahıs kullanma zaruretinin aksine, birincil ağızdan konuşulabilir (Biz
yerine ben).
Komite Başkanları
Diğer komitelerden farklı olarak, MKK Başkanlık Divanı tartışmada aktif rol oynar ve
komitenin gidişatından bağımsız olarak komiteye müdahale edebilir. İşbu nedenle
Divan; komiteyi yönetme ve aynı zamanda krizlerle, tartışmaya müdahil olarak komiteye
etki etme gibi ikili bir yetki ile donatılmıştır.
Kriz Ofisi
Kriz Ofisi, Müşterek Kriz Komitesinin gizli ve gizemli bir gücüdür. Her iki kabine için de
tüm kriz olaylarını planlamak ve delegeler tarafından alınan önlemlere karşı yeni
senaryolar yaratmakla görevli tek birimdir. Ofis aynı zamanda komiteler arasındaki her
türlü iletişimin yürütülmesinden de sorumludur. Alınan tüm kararların bir nüshası Kriz
Ofisi’ne iletilecektir ve Ofis gerektiğinde, kararların niteliğine ve fizibilitesine bağlı
olarak cevap verecektir. Kriz Ofisi personeli, mantıksız ve gülünç politikalar izlemeye
başlayan komiteleri cezalandırmaktan asla korkmazlar.
Tartışma
MKK’da tartışmalar alışagelmiş BM Genel Kurul’u düzenli oturum kurallarına benzer
şekilde işler. MKK Başkanlık Divanı adına oturumu yöneten Komite Başkanı, levhasını
(placard) kaldıran delegeye söz hakkı verir. Konuşma süresi başkan aksini
belirtmedikçe 2 dakika ile sınırlıdır.
8 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Kararlar
Her komitenin kararları MKK Başkanlık Divanı adına hareket eden Komite Başkanı’nın,
onayıyla yürürlüğe girer. Komitede bulunan üçte-ikilik (2/3) bir çoğunluğun kabulü
yahut konsensüs ile varılan bir karar, Kriz Ofisi’ne ivedilikle iletilir.
Komitelerden herhangi biri hayati bir karar vermek zorundaysa, delegeler komitenin
hazırlamayı düşündüğü işbu iradeyi yazılı bir karar belgesi olan yönerge şeklinde
hazırlayabilir. Önerilen yönergeler doğası gereği resmi olmasına rağmen, BM
kararlarının şeklini andırmalarına gerek yoktur. Örnek bir yönerge: Kore Demokratik
Halk Cumhuriyeti Ulusal Güvenlik Konseyi Yürütme Komitesi, Güney Kore ile
müzakereler sonrasında Güney Pyongan'da ulusal füze tesisatlarının kaldırılmasına 10
milyar ABD doları tutarında bir kalkınma yardımı paketi verilmesine karar verdi bu
paket KDHC'nin Küresel Topluluktaki konumunu çok fazla zayıflatmadan krizi çözecek
adil bir çözümdür. Excomm, füzelerin mümkün olduğunca çabuk kaldırılmasını ve
Kangwon Silah Depolama Tesisinde depolanmasını talep ediyor.
Bir yönerge, herhangi bir delege tarafından hazırlanabilir ve not olarak Başkan'a
iletilebilir. Komite Başkanınca kurallara uygun görülmesi halinde, yönergenin yürürlüğe
konması için bir düzenleme yapılabilir. Bunun üzerine Başkan'ın takdirine bağlı olarak,
önerilen yönergenin maddeleri divan tarafından okunur.
Kabine üyeleri yönergenin ihtiva ettiği maddelere karşı herhangi bir itiraz öne
sürmedikçe, yönerge toplu bir şekilde oylanır. Delegeler isterlerse yönergede akdedilen
herhangi bir maddeyi ayrı olarak oylamaya sunabilir.
Tüm usul ve maddi konuların kararlaştırılması için salt çoğunluk aranır. Esasa dayalı
kararların ittihazı için üçte-ikilik çoğunluk aranır. Bir yönerge yürürlüğe girdikten sonra,
Kriz Ofisi işbu yönergeyi ivedi bir şekilde ve aleni olarak uygular. Yönergenin hemen
sonuçlar doğuracağından, delegelerin bu hususu sürekli göz önünde bulundurması,
komitenin sağlıklı işlemesi açısından önemlidir.
Bilgi Talep Etme Hakkı
Delegeler uygun koşullar oluştuğu takdirde Kriz Ofisi’nden veya diğer delegelerden
konuya dair bilgi talep etme hakkına sahipler. Bir delege bir diğerinden bilgi talep etme
hakkını, konferans yönetimi tarafında tanzim edilen ve bu amaç için kullanılan sevk
kâğıdı üzerinden gerçekleştirir.
MKK Başkanlığı Divanı’nın yetkilendirmesi üzerine işbu şahıs, kabineden Kriz Ofisi’ne
not iletebilir. Delegeler, kendilerine özgü bilgi alanlarına sahip olacaklar. Örneğin, rolü
Maliye Bakanı olan bir delege bazı eylemleri finanse edebilmesi için ülkenin kaynak
rezervlerinin durumu hakkında bilgi verilecektir. Buna karşın Savunma Bakanı
seferberlik ilamı sonrası birliklere katılan kişi sayısı tevdi edilecektir.
Yaratıcı Olun
9 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Unutmayın MKK’de başarmanın yolu diğer kabineyi kahir ekseriyetle yenmektir. Ayrıca
insan doğası gereği, kendi şan ve şöhretlerini müdafaa etmek uğruna, dâhili ve haricî
bedhahlar her daim mevcudiyetlerini hissettirmişlerdir. İş bu vaziyette MKK
temsilcilerinin gaflet, dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulundukları bilinmekte.
Organizasyon ekibi ise MKK temsilcilerinin adına casusluk yapmakla kalmayarak, cebren
ve hileyle sizi zapt etmek için çaba sarf edecektir. Açıkçası, sınırlar vardır ve herhangi
bir yasanın resmi olarak gerçekleşmesi için Kriz Ofisi bilgilendirilmelidir fakat karaktere
ve tarihe uygun olan bütün görkemli ve akıl dolu politikalar hoş karşılanacaktır.
10 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
KOMİTE ARKA PLANI
1. Türk Bağımsızlık Mücadelesini Hazırlayan Etmenler
1.1. I. Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti
1.2. İtilaf Devletlerinin Emelleri
1.3. Ayrılıkçı Azınlık Hareketleri
2. Taraflar
2.1. Ankara Hükümeti
2.2. Müttefik Güçler
3. Kronoloji
4. Çalışma Soruları
11 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
1.
1.1.
TÜRK BAĞIMSIZLIK
ETMENLER
MÜCADELESİNİ
HAZIRLAYAN
I. DÜNYA SAVAŞI VE OSMANLI DEVLETİ
Savaşın Sebepleri
Dünya savaşının sebepleri XIX. yüzyıl gelişmelerinde yatmaktadır.
Şekil I: Sömürgeci güçlerin ülkeleri ve nüfusları ile sömürge alanlarını ve nüfusları.
Şekil II: Sömürgeciliğin egemen olduğu alanların yaygınlığını.
XIX. Yüzyılda kendini gösteren hızlı sanayileşme, Avrupa’yı dünyanın sermaye, sanayi ve
üretim merkezi haline getirmiştir. Fransız ihtilâlinin Avrupa’da yarattığı milliyetçilik
akımı, bu kıtadaki kuvvetler dengesini büyük ölçüde değiştirerek, yeni “ulusdevletlerin”1 ortaya çıkmasına yol açmış ve Almanya ile İtalya’nın, yeni kuvvetler
dengesinin iki önemli aktörü olarak ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir.
Özellikle Alman Birliği’nin kurulması sırasında şekillenen Alman-Fransız uyuşmazlığı, I.
Dünya Savaşı’na yol açan gelişmelerin temelini oluşturmuştur. Zira, bir Orta Avrupa
Daha fazla bilgi için bkz: “Ulus-Devlet”, TUIÇ Akademi, http://www.tuicakademi.org/ulus-devlet/, (Erişim
Tarihi: 13.08.17).
1
12 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
gücü olan Prusya’nın öncülüğünde doğan Almanya; Avusturya-Macaristan ve Fransa ile
ortaya çıkan çatışmalar sonucunda kurulmuştur. Prusya; Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu’nun onurunu koruyarak yanına almayı başarırken “Germen Birliği”nin
öncülüğünü de üstlenmiştir. Ancak; imparatorluğun kurulması, Fransa’ya indirilen ağır
bir darbenin sonucunda gerçekleşmiş ve Alman İmparatorluğu’nun kuruluşu işgal edilen
Paris’te ilân edilmiştir. Fransız onuruna indirilen bu ağır darbe Alman-Fransız
uzlaşmazlığının esas sebebidir.
Alman Birliği’nin mimarı olan Prusya Şansölyesi Prens Bismarck, Fransa’nın muhakkak
bir intikam savaşına gireceğini tahmin etmiş ve bu ihtimali ortadan kaldırmak için de
usta bir diplomasi uygulamıştır. Fransa’nın Avrupa’da yalnız bırakılması esasına dayalı
olan bu politika; Fransa’nın Almanya ile tek başına savaşması mümkün olmayacağı
mantığına dayanmaktaydı. Avusturya-Macaristan imparatorluğu, 1868 Beyaz Garanti
Antlaşması’yla Alman politikalarına sıkı şekilde bağlanması sonucunda, Fransa’nın iş
birliği yapabileceği iki devlet kalıyordu; İngiltere ve Rusya. Bismarck’ın söz konusu
politikası bir bakıma Fransa’nın, Almanya’ya karşı bu devletlerle anlaşmasını önlemek
olarak özetlemek mümkündür. Bu bağlama, Bismarck bir yandan, Rusya’nın
Balkanlar’da izlediği yayılma politikalarını denetim altında tutmak adına, AvusturyaMacaristan İmparatorluğu ile Rusya arasındaki söz konusu bölgede devam eden
rekabette, bu iki devlet arasında olabildiğince dengeli davranmaya özen gösterirken; öte
yandan İngiltere ile de bir çatışmadan kaçınıyordu.
19. yüzyıl boyunca İngiltere’nin izlediği dış politika ise üç temel esas üzerine
oturtulmuştu:
1.
2.
3.
Avrupa’da “kuvvetler dengesini” korumak, yani; kıtada herhangi bir gücün egemen
duruma gelmesine mâni olmak, ki; Almanya’nın 1870’den itibaren dengeleri
sarstığı ortadaydı.
Denizlerde, rakipsiz bir güç olarak egemenliğini sürdürmek.
Sömürgeleri arasındaki bağlantı noktalarının güvenliğini sağlamak.
Bismarck, 1890’lı yılların başlarına kadar bu ilkelere saygılı davranmış ve Almanya’nın
bir dünya gücü durumuna gelmesi için harekete geçmekten kaçınmıştır. Sömürgecilik
rekabetinden kaynaklanan çatışmaları Avrupa dışında tutmayı ve İngiltere’yi
ürkütmemeyi önemseyen Bismarck, izlediği politikalarla, Alman İmparatoru I.
Wilhelm’in ölümüne kadar bu konuda başarılı olmuştur. Uzlaşmazlıklar, diplomasi
yoluyla çözülmüş ve Fransa’nın Rusya ve İngiltere ile birleşmesi engellenmiştir. Ancak
1890’da Amcasının ölümü üzerine Almanya İmparatoru olarak tahta geçen II. Wilhelm,
şansölyenin bu politikasını korkakça bulmuş ve bir dünya gücü haline gelmek için
harekete geçme zamanının olduğunu belirtmiştir. Bismarck’ı işbaşından uzaklaştıran II.
Wilhelm, bu hedeflerine ulaşmak için öncelikle güçlü bir donanma oluşturmak üzere
hazırlıklara girişmiş ve Hamburg’da kurulan tersanelerde büyük gemiler inşa ederek
denizlerdeki İngiliz egemenliğini tehdit etmeye yönelmiştir.
13 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Şekil III: Afrika’nın 1914’deki paylaşımı
14 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Almanya ayı zamanda Osmanlı Devleti ile ilişkilerini geliştirerek, “doğuya doğru atılım”
politikasını uygulamaya girişmiştir. Osmanlı ülkesinin sınırları, Arap Yarımadası
dolayısıyla Hint Okyanusu’na kadar ulaşmaktaydı ve Almanya’nın Osmanlı devleti ile
yakınlaşması, İngiliz sömürgelerini ciddî şekilde tehdit altına alınması anlamına
geliyordu. Bu durumu gören İngiltere, Almanya’nın artık durdurulması gerektiğini
düşündüğünden, Rusya ve Fransa arasındaki pürüzleri ortadan kaldırarak bir ittifak
oluşturmayı birincil hedef olarak benimsemekteydi. Bu yeni İngiliz politikasının
sebeplerinden biride, 1877/1878 Osmanlı–Rus Harbi sonrası, Osmanlı devletinin
zayıfladığı ve tek başına ayakta durmasının artık mümkün olmadığı kanaatiydi. Bağdat
Demiryolunun inşası için ortaya çıkan rekabet Almanya’nın doğuya sarkmaktaki
kararlılığını iyice göstermiş ve Sultan II. Abdülhamid büyük devletler arasındaki
rekabetten yararlanarak Osmanlı devletinin varlığını sürdürmeyi hedefleyerek söz
konusu ülkeler arasında “denge politikası” izleyerek Osmanlıyı açık bir çatışma alanı
haline getirmiştir. Bu gelişmeler sonucunda Avrupa’da bir bloklaşmanın da temelleri
atılmış oluyordu. Bloklar, bir tarafta 1868 Antlaşması’yla birbirine sıkı sıkıya bağlanmış
olan Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının oluşturduğu Pan-Germen
Bloku, gevşek bağlarla da olsa İtalya’yı da yanına alarak “Üçlü İttifak”ı ; diğer tarafta ise
Avusturya ile rakip durumda bulunan ve Osmanlı ülkesinin “Doğu Anadolu” ve “Balkan
Yarımadası”ndaki topraklarını kendi doğal yayılma alanı olarak gören Rusya,
Almanya’dan intikam almak için fırsat kollayan Fransa ve kendi imparatorluk
politikalarını tehdit altında gören İngiltere’nin oluşturduğu “Üçlü İtilâf”tan oluşmaktaydı
. Bloklar arasında giderek artan silahlanma yarışı, bunalımı tırmandırmış ve 1914
yılında Balkanlarda patlak veren bir kıvılcım, Avrupa’nın “dünya egemenliğinin” sonunu
getirecek olan I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesine yol açmıştır. Bir Sırp milliyetçisinin,
Avusturya Macaristan İmparatorluğu veliahttı Franz Ferdinand’a suikast düzenleyerek
öldürmesi (28 Haziran 1914), bu ülkenin Sırbistan’a saldırmasına, Sırbistan’la anlaşmış
olan Rusya’nın Avusturya-Macaristan’a savaş açmasına, Avusturya’ya garanti vermiş
olan Almanya’nın Rusya’ya ve bunun üzerine Fransa ile İngiltere’nin de Almanya’ya
savaş açmasına yol açmıştır. Birbirlerine ittifaklar yoluyla bağlanmış olan devletler
zincirleme olarak kendilerini bir savaş içinde bulan devletler, 28 Temmuz 1914 yılında
Avrupa’da kapsamlı bir savaşa başlamışlardı. Savaşın başında tarafsızlıklarını ilan eden
İtalya ve Osmanlı Devleti, savaşın ilerlemesiyle birlikte farklı cephelere katılmışlardır.
Bu bağlamda, Almanya üzerindeki baskıyı hafifletmek ve savaşı geniş bir cepheye
yayabilmek için Osmanlı Devleti’ni kendi yanında savaşa sokmak üzere girişimlerde
bulunmuş ve ciddi çabalar sonucu padişahı ikna etmiştir. Fakat I. Dünya Savaşı hem
Osmanlı hemde Alman İmparatorluğu için hüsranla sonuçlanmış, Osmanlı, Habsburg ve
Romanov Hanedanları tarihe karışmıştır.
I. Dünya Savaşının Sonuçları
1. Savaştan en karlı İngiltere çıkmış ve Avrupa’nın en güçlü devleti olmuştur.
2. Fransa, Almanya’nın etkisinden kurtularak Avrupa’nın ikinci güçlü devleti haline
gelmiştir.
3. İtalya, Avusturya’dan toprak almış ve On iki Adalar’a hâkim olmuştur.
4. Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları tarihe karışmıştır.
5. Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, Yugoslavya, Çekoslovakya, Polonya,
Macaristan, SSCB adında yeni devletler kurulmuştur.
6. Avrupa’da denge boşluğu meydana gelmiştir.
15 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
7. Yenilen devletlerde rejim değişikliği olmuştur.
8. Dünya barışını sağlamak için merkezi Cenevre’de olan Milletler Cemiyeti
kurulmuştur.
9. Sömürgeciliğin yerini manda ve himayecilik almıştır.
10. Sınırlar çizilirken “milliyetçilik” ilkesi dikkati alınmadığından “azınlıklar” meselesi
çıkmıştır.
1.2.
İTİLAF DEVLETLERİNİN EMELLERİ
İngiltere’nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri
Hindistan ve Uzak Doğu’daki sömürgelerine giden yolların ve zengin petrol yataklarına
sahip Orta Doğu coğrafyasının Osmanlı Devleti’nin elinde bulunması, aynı zamanda iyi
bir pazar olması, İngiliz emellerine yön veren hususlardır. İngiltere, 1877-1878 OsmanlıRus Savaşı’na kadar Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünden yana siyaset izlemiştir.
Zira güçlü ve dost bir Osmanlı Devleti geleneksel İngiliz siyaseti için gerekli idi.
Fransa’nın Mısır’a saldırısı, Rusya’nın boğazlara egemen olma isteği İngiltere’nin
Osmanlı’nın yanında yer almasında ve Osmanlıya yardım etmesini sağlamıştır. Ancak
Osmanlı Devleti, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nı kaybedince, İngiltere Osmanlı
Devleti’ne yönelik politikalarını değiştirmiştir. Osmanlı Devleti’nin kendi bağımsızlığını
koruyamayacak duruma düştüğüne hükmederek Kıbrıs ve Mısır’ı işgal etmiş, Osmanlı
Devleti’nin bütünlüğünü muhafaza etmek, İngiliz menfaatleri açısından artık olanaksız
olduğu kanaatine varmıştır. Hindistan yolunu güven altına almaya çalışan İngiltere,
Osmanlı Devleti’nin parçalama projelerinde yer almış, hatta Ermeni Meselesi’nde de
birinci derecede rol oynamış ve Osmanlı Devleti’nin yıkılışında oldukça etkili olmuştur.
Rusya’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri
Osmanlı Devleti’nin gerilemeye başladığı dönemlerde hızla modernleşen ve güçlü
ordular kuran Rusya, büyük bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Çar I. Petro’dan itibaren
İstanbul’u ele geçirmek ve sıcak denizlere inmek düşüncesi, Rus dış politikasının
temelini oluşturmuştur. Bunun için de kendisine engel gördüğü Osmanlı Devleti’ne karşı
düşmanca politikalar izlemekten geri durmamış ve nedenle iki devlet arasında birçok
savaş meydana gelmiştir. Özellikle 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra
Osmanlı Devleti bünyesinde yaşayan Ortodoks Hristiyanların haklarını koruma
bahanesiyle, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmaya başlayan Rusya, Osmanlı Devleti
içerisinde çıkan birçok isyanda etkili olmuştur. Diğer taraftan Kırım Savaşı’nda istediğini
elde edemeyince, Balkanlarda Pan-Slavist politikalar izlemeye başlamış ve Balkanlardaki
milliyetçilik hareketlerini desteklemiştir. 1877-1878 Savaşı’ndan sonra ise Doğu
Anadolu’da yaşayan Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtarak günümüze kadar
süren Ermeni Meselesi’nin yaratıcısı olmuştur.
Fransa’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri
16 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Osmanlı Devleti, güçlü olduğu dönemlerde Fransa’ya verdiği kapitülasyon adlı
imtiyazlarla, diğer Avrupa devletlerinden daha farklı ayrıcalıklar tanımıştır. Bu dostluk
XIX. yüzyıla kadar devam etmiş, ancak Sanayi İnkılâbı’ndan sonra hızla yayılan
sömürgecilik yarışında Fransa, Osmanlıya karşı pek de dostça davranmamıştır. Güçsüz
bir Osmanlı Devleti’nin varlığını kendi çıkarlarına daha uygun görmüş ve Osmanlı
topraklarına gözünü dikmiştir. 1789’da Mısır’a saldırmış, 1830’da Cezayir’i daha sonra
da Tunus ve Fas’ı işgal etmiştir. Daha sonraki dönemlerde ise Osmanlı Devleti’nin
paylaşılmasıyla ilgili olarak yapılan gizli proje ve antlaşmalarda da yer almıştır.
İtalya’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri
İtalya siyasi birliğini tamamladıktan sonra sömürgecilik yarışında diğer Avrupa
devletlerinden geri kalmamak için çaba harcamıştır. Dünyanın büyük bir bölümü diğer
Avrupalı devletler tarafından sömürgeleştirildiği için Osmanlı Devleti topraklarına göz
dikerek bu devletin aleyhine genişleme politikası gütmüştür. Bu amaçla 1911’de
Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son toprak parçası olan Trablusgarp’a saldırmış,
ardından Rodos ve On İki Ada’yı işgal etmiştir. Böylece Osmanlı Devleti’ne karşı tavrını
açıkça ortaya koymuştur. İtalya, I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletlerinin yanında yer
aldıktan sonra, onların aralarında gerçekleştirdiği Osmanlı Devleti aleyhindeki gizli
antlaşmalara da katılmıştır. Önceleri İzmir ve çevresine göz diken İtalya, bunu elde
edemeyince Antalya ve çevresini almayı planlamıştır, ancak Türk Millî Mücadelesi buna
fırsat vermemiştir.
1.3.
AYRILIKÇI AZINLIK HAREKETLERİ
Ermenilerin İstek ve Eylemleri
I. Dünya Savaşı başlarında Rusya ile iş birliği yaparak Türklere saldıran Ermeniler, 1915
Tehcir (Göç) Kanunu ile Doğu Anadolu’dan Suriye’ye göç ettirilmişlerdir. Bu girişimin
amacı, iddia edilenin aksine Osmanlı Devleti’nin iç güvenliğini sağlamaya yöneliktir bir
girişimdir. I. Dünya Savaşı’ndan çekilen Rusya, Brest-Litovsk Barışı ile Doğu Anadolu’yu
Osmanlılara bırakmıştır. Fakat İtilaf Devletleri bu durumu tanımamışlardır. BrestLitovsk Barışı’ndan sonra Osmanlı kuvvetleri Kafkasya’ya kadar ilerlemiş fakat Mondros
gereği bu bölgelerden çekilmek zorunda kalmıştır.
Kürtlerin İstek ve Eylemleri
Batı emperyalizmi, Ortadoğu’ya giden yol üzerinde önemli bir konuma sahip olan Doğu
ve Güneydoğu Anadolu’da kendine bağımlı, uydu bir devlet yaratabilmek için, Kürt
sorununu gündeme getirmeyi yararlı bulmuştur.
17 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
İstanbul’da kurulan, Kürt Komitesi’ne üye Şeyh Abdülkadir, Kürt ayrılıkçı hareketinin
lideri olarak ortaya çıkmıştır. Adı geçen kişi kendi başkanlığında bir kurul oluşturarak,
İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri ile ilişki kurmuş ve “Ermenilere söz verilen Doğu
illerindeki topraklar üzerinde” Kürtlerin hakları olduğunu ve bölgedeki nüfusun
çoğunluğunun Kürt olduğunu belirterek, İngilizlerin desteğinde bir özerk Kürdistan
kurulması tezini ortaya atmıştır.
2 Ocak 1919 tarihinde, Molla Said, Mustafa Paşa, Emir Bedirhanzade, Emin Ali ve diğer
bazı kişilerce imzalanıp İngiliz Yüksek Komiserliği’ne verilen bir andıranda Sivas,
Ankara, Konya, Halep ve Adana illerindeki nüfusun bir kısmının, Erzurum, Van, Bitlis,
Harput, Diyarbakır ve Musul’daki nüfusun ezici çoğunluğunun Kürt olduğu ileri
sürülmüştür.2
Rumların İstek ve Eylemleri
Rumlar, II. Mehmet’in ortadan kaldırdığı Trabzon Rum İmparatorluğunu yeniden
kurmak için, Osmanlı Devleti’nin içine düşüğü bulanımı fırsat bilerek Karadeniz
kıyılarında Pontus Cumhuriyeti adıyla devlet kurmak için eyleme geçmişlerdi.
Kasım 1918’de Marsilya’da toplanan Pont-Euxin Kongresi 1,500,000 Ortodoks Pontuslu
Rum’un korunmasını İtilaf devletlerinden istemiştir3. 15 Aralık’ta Reuters Ajansı
“Karadeniz kıyılarında yaşayan Rum halkın başşehri Trabzon olmak üzere bir Pontus
Hükümeti kurmak” için Avrupa’nın çeşitli merkezlerine heyetler gönderdiğini
bildirmiştir4. Yurtiçindeki Rumları da bu düşünce çerçevesinde toplayabilmek için
amacıyla Pontus5 adında bir gazete çıkarılmıştır. Bunun yanında bir de Pontus Cemiyeti6
kurularak yapılacak eylemlerin organize ve belirli bir plan çerçevesinde olmasına önem
verilmiştir.
Rumların bu eylemlerine İtilaf devletleri “göçmen yardımı” adı altında araç ve gereç
sağlayarak destek olduğu gibi, “Kızılhaç” heyetleri biçiminde gönderdikleri askerlerle de
isyancı güçlerin askeri bakımından eğitimlerine yardımcı olmuşlardır.7
Rumların tüm başvurularına ve eylemlerine rağmen, İtilaf Devletleri’nden fazla ilgi
gördükleri söylenemez. Çünkü nüfusun çoğunluğu bir yana, yerleşik halkın %10’nun bile
Rum olmadığı bu bölgede bir Rum devleti kurmanın Rumlar için ölüm demek olacağı
kanısındaydılar.
2. TARAFLAR
2.1.
ANKARA HÜKÜMETİ
Salahi Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, Ankara, s. 27.
Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, Ankara, 1971, s. 57.
4 y.a.g.e. s. 57.
5 Nutuk, c. 2, s. 627
6 Tevfik Bıyıklıoğlu, Atatürk Anadolu’da, c. 1, 1959, s. 37.
7 Nutuk, c.2. s. 627.
2
3
18 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti, Mondros Mütarekesini, Limnos
Adasının Mondros limanında demirli Agamemnon isimli İngiliz muhribinde 30 Ekim
1918’de, Osmanlı Temsilci Heyeti Başkanı Bahriye Nazır Rauf Bey (Orbay) ile
Müttefikler adına, İngiliz Akdeniz Filosu Komutanı Visamiral Calthorpe tarafından
imzalanmıştır.8 Bu üzerine devletin düzenli ordusu dağıtılmış, ülke değişik
bölgelerinden sömürgeci devletlerce işgal edilmiş ve boğazlar kuşatılmıştır. Devletin
tamamen yıkılma noktasına geldiği bu dönemde, Doğu Anadolu’ya III. Ordu Müfettişi
olarak gönderilen Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelmesi üzerine
Anadolu’da Millî Mücadele hareketi başlamıştır. Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçişinden
kısa bir süre sonra Anadolu’daki Türk kuvvetleri teşkilatlandırarak bir ordu meydana
getirmiş, bir de de-facto hükümet kurarak yeni Türk Devletinin dış politika hedeflerini
tespit etmiştir.9 yeni bir hükümetin kurulması yolunda atılmış önemli bir adım oldu. Bu
bağlamda, sırasıyla Amasya, Erzurum ve Sivas’ta yapılan toplantılarda, vatanın
kurtarılması için neler yapılması gerektiği hararetle tartışılmış ve yeni Türk Devletinin
sınırlarını belirleyen Misak-i Milli üzerinde, uzun münakaşalar sonucu fikir birliği
sağlanmıştır.
Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919’da ilk durak olan Amasya’dan Anadolu’daki vilayetlere
ve kolordu komutanlıklarına bir genelge göndermiştir. Amasya Tamimi10 adı verilen bu
genelgede, özet olarak “Vatanın bütünlüğünün ve milletin istiklalinin tehlikede olduğu,
milletin istiklalini ancak milletin kendi azim ve kararının kurtarabileceği, milletin
hakkının korunması için üstün yetkilerle donatılmış bir milli kongrenin toplanmasının
zorunlu olduğu, bu amaçla Sivas’ta bir milli kongrenin toplanacağı, kongreye katılmak
üzere her vilayetten milletin güvenini kazanmış üçer kişinin seçilerek gönderilmesi”
istenmiştir.
Amasya’dan Erzurum’a geçen Mustafa Kemal, 23 Temmuz – 6 Ağustos 1919 tarihleri
arasında “Vilâyat-ı Şarkiyye Kongresini” tertip etmiştir. 14 gün süren kongrede; milli
kurtuluş için yürütülecek mücadeleler tartışılmış, Millet iradesini yansıtan bir meclis ve
bu meclisin emrinde çalışacak bir hükümetin önemi üzerinde durulmuştur. Milli Kongre,
4 Eylül 1919’da Sivas’ta toplanmıştır. Sivas Kongresi’nde, Erzurum’da tartışılan konular
bazı küçük değişiklikler yapılarak aynen kabul edilmiştir. Ayrıca kongrede tüm Milli
Cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilerek
Millî Mücadele’ye, ulusal bir boyut kazandırmıştır.
Sivas Kongresi, İstanbul Hükümeti’nde de değişikliğe yol açmıştır. Sadrazam Damat Ferit
Paşa görevden alınarak, yerine Anadolu hareketine yakın olan Ali Rıza Paşa getirilmiştir.
Yeni hükümetin temsilcisi Salih Paşa ile Mustafa Kemal arasında Amasya bir görüşmesi
yapılmıştır. Bu görüşmeden çıkan en önemli sonuç ise Osmanlı Mebusan Meclisi’nin
toplanmasının kararlaştırılması olmuştur. Söz konusu meclis 12 Ocak 1920 de ilk
toplantısını yapmıştır. Düşman devletlerinin tehdidi altında çalışan bu Meclis, hem Millî
Mücadele hemde ileriki dönemler Türk dış politikasının temelini oluşturan Misak-ı Milli
belgesini 28 Ocak’ta kabul etmiştir.
Mehmet Gönlübol vd., Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-1995), Siyasal Yayın Dağıtım, Ankara 2014, s.
3.
9 Gönlübol, a.g.e., s. 8.
10 Tamimin tam metni için bkz: T.C. Amasya Valiliği, “Amasya Tamimi”,
http://www.amasya.gov.tr/amasya-tamimi-22-haziran-1919, (Erişim Tarihi: 13.08.17)
8
19 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Böylece, Mustafa Kemal’in önderlik ettiği hareketin amaç ve ilkeleri Osmanlı Devleti’nin
yasama organı tarafından teyit edilmiş oluyordu. Müttefik Devletlere karşı Türk
milletinin direneceğini gösteren “Misak-ı Milli”, İstanbul Hükümeti’nin politikasını da
reddedildiğini belirtiyordu.11
Misakın kabulünden sonra, Müttefik Devletler Anadolu’da başlayan Milli hareketi
önlemek ve hazırlanmak olan barış şartlarını kolaylıkla kabul ettirmek adına, 16 Mart
1920 tarihinde İstanbul’u işgal ederek, mebusları tevkif edip Malta’ya sürgüne gönderip,
Meclis-i Mebusan’ı kapattırdılar. Bu karşılık, Mustafa Kemal 19 Mart 1920’de bütün
vilayetlere ve Kolordu Kumandanlıklarına gönderdiği bir tamim ile olağanüstü yetkilere
sahip bir Meclisin Ankara’da toplanması için gerekli seçim hazırlıklarının yapılmasını
bildirmiştir.12 Bu bağlamda 23 Nisan 1920’de, Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi
toplanarak, Mustafa Kemal Meclis ve Hükümet Başkanlığı’na seçilmiştir.13
Türk tarihinde yeni bir dönem açan I. TBMM son derece önemli özelliklere sahipti. Bu
özelliklerinden bazılarını şöyle özetleyebiliriz:





TBMM, bir kurucu meclistir. I. Dünya Savaşı’ndan sonra emperyalist ülkelerin
kıskacı altına giren Anadolu Türklüğü, I. TBMM’nin çatısı altında yeni Türk
devletini, millet iradesine dayanarak kurmayı başarmıştır.
TBMM, millet iradesine dayandığı, milli egemenlik ilkesini esas aldığı için
demokratik karakterli bir meclistir.
Büyük özveriler ve zor şartlar altında toplanan I. TBMM, meclis üstünlüğü
ilkesine yer vermekle, kendinden üstün hiçbir güç tanımamıştır. Bu yönüyle
millet iradesinin tam egemenliğini sağlamıştır.
TBMM, olağanüstü yetkilere sahip bir meclistir. Bu nedenle yasama, yürütme ve
yargı gücünü kendinde toplamıştır.
TBMM, Millî Mücadele’nin sonuna kadar devamlı ve düzenli çalışmış, vatanın ve
milletin kurtuluşunu her şeyin üstünde tutmuştur. Bu yönüyle de idealist bir
meclistir.
Kurucu Meclis İçindeki Gruplar
23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi üyeleri iki seçimden ve üç
ayrı kanaldan gelmekteydiler. Yapılan seçimlerin ilki son Osmanlı Meclis-i Mebusanı için
1919 yılı sonlarında yapılan genel seçimdi. Diğeri ise Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da
toplanacak Meclis için yaptığı 19 Mart 1919 tarihli genelge doğrusunda yapılan ikinci
genel seçimdi. Milletvekillerinin geliş kaynakları ise; Osmanlı Meclis-i Mebusanı, yeni
seçilen milletvekilleri ile Malta’dan sürgünden kurtularak gelen milletvekilleriydi.
Birinci Büyük Millet Meclisi’nin ilk açılışında 115 milletvekili bulunmuş, bu sayı daha
sonra giderek artmıştır. Çeşitli toplumsal kesimlerden ve mesleklerden gelen bu
milletvekillerinin arasında bir birlik yoktu. Özellikle farklı dünya görüşlerine, fikir ve
ideolojilere mensup bu milletvekillerinin üzerinde uzlaştıkları tek konu “vatanın
11
12
13
Gönlübol, a.g.e., s. 13.
Gönlübol, a.g.e., s. 14.
Aynı yer
20 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
müdafaası ve millî istiklâlin temini için yapılan Millî Mücadele hareketi ile bu hareketin
fikir, program ve hedefini oluşturan Misak-ı Millî” olmuştur. Büyük Millet Meclisi Mustafa
Kemal’in Nutuk’ta da belirttiği gibi aynı zamanda Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk
Cemiyeti’nin siyasal bir grubu niteliğindeydi. Meclisin benimsediği ülkü cemiyetin
ülküsüydü. Bu yüzden Büyük Millet Meclisi üyelerinin hepsi Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin temsilcisi sayılmışlardı. Ancak Meclis’te bulunan üyeler
çok farklı düşünce, inanç ve görüşlere sahip olduklarından aralarında zaman zaman sert
tartışma ve münakaşalar olmaktaydı. Bu türden Mecliste ortak görüşlerin
sağlanmasında güçlükler çekilmeye başlanmış ve Meclis verimli çalışmamaya
başlamıştır. Buna çözüm bulmak amacıyla 1920 yılı sonlarına doğru milletvekillerinin
bir araya gelerek oluşturdukları gruplar görülmeye başlanmıştır.






2.2.
Müdafaa-i Hukuk Grubu: Mustafa Kemal’in başında olduğu gruptur.
Halk Zümresi: Bolşevik eğilimli grup.
Tesanüd Grubu: Eski ittihatçılar tarafından kurulmuştur. Milletvekilleri
arasındaki dayanışmaya önem vermiştir.
Islahat Grubu: Yönetimi halkın gereksinimlerinin karşılanmasına hizmet
edecek duruma getirmeyi amaçladı.
İstiklal Grubu: İlerici gençlerin kurduğu gruptur.
Yeşil Ordu: Sol eğilimli olup Çerkez Ethem tarafından desteklenmiştir.
ANLAŞMA (MÜTTEFİK) DEVLETLERİ:
Müttefikler, ilk barış antlaşmasını, başlıca düşmanları Almanya’yla Versailles’de 28
Haziran 1919 tarihinde imzalamışlardı. Son antlaşma, yine Paris yakınlarında bir
banliyö olan Serves’de ve 13,5 ay sonra (10 Ağustos 1920) Osmanlı Devleti ile
imzalanmıştır. Sevr Antlaşması, 1918 yılının sonlarında, mütarekelerle fiilen biten
savaşın mağlupları ile yapılan son antlaşmadır. Savaşı kazanan İtilaf Devletlerinin
yenilgiye uğratmış olduğu diğer ülkeler olan Almanya, Avusturya, Macaristan ve
Bulgaristan ile derhal barış antlaşması imzalamasına rağmen Osmanlı Devleti ile
yapacakları anlaşma konusunda İtilaf Devletlerinin kendi aralarındaki uyuşmazlıklar
sebebiyle bu antlaşmanın geciktiği görülmektedir. Aslında yapılacak olan antlaşmasının
gecikmesinin asıl sebebi İtilaf Devletlerinin Osmanlının topraklarını paylaşma
konusunda anlaşmazlıklar yaşamalarıdır. Elbette bunun dışında başka sebepler de
bulunmaktadır.
Sevr Antlaşmasının Hazırlanmasını Geciktiren Sebepler



İtilaf Devletlerinin Osmanlı Devleti’ni nasıl paylaşacakları konusunda tam olarak
karar verememeleri,
İngiltere ve İtalya arasında İzmir'in Yunanlara verilmesiyle ortaya çıkan
anlaşmazlıklar,
Türk halkının işgal kuvvetlerine karşı tepki göstermesi.
21 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Sevr Antlaşmasının Hazırlandığı Ortam
18 Ocak 1919'da toplanan Paris Barış Konferansında İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti’nin
parçalanmasına karar vermiştir. Bu konferans sırasında Osmanlının parçalanmasını
hedef alan maddelerin ilke gibi görüldüğünü söyleyebilmek mümkündür. 24 Nisan
1920'de toplanacak olan San Remo Konferansına katılarak belirlenen anlaşma
maddelerinin Osmanlı Devleti’ne duyurulması için İtilaf Devletleri Osmanlıdan bir
temsilci gönderilmesini isterler. Konferansa Tevfik Paşa başkanlığında bir heyet
gönderilir, ancak Tevfik Paşanın antlaşma maddelerinin bağımsızlığı tehlikeye düşürücü
niteliklere sahip olması sebebiyle bu düşüncesini bildirerek geri dönmesi söz
konusudur.
Anlaşmanın derhal yürürlüğe girmesini isteyen Yunan kuvvetleri 22 Haziran 1920'de
Balıkesir, Bursa, Uşak ve Nazilli'yi işgal eder. Bunun yanı sıra Trakya'dan da saldırıya
geçerek Tekirdağ'a kadar olan toprakları da işgal ederler. Durum böyle olunca İstanbul
Hükumeti antlaşmanın kabul edilmesine karar verir. Her ne kadar bu durumun
anayasaya göre Mebusan Meclisi'ne danışılarak karar verilmesi gerekiyor olsa da Meclis
kapatılıp dağıtıldığı için Padişah ve Sadrazam tarafından barış görüşmelerinin
başlatılması ve kabul edilebilmesi için 22 Temmuz 1920'de Saltanat Şurası toplanır.
Saltanat Şurası'nda bulunan üyelerden sadece Rıza Paşa antlaşmanın kabul edilmemesi
gerektiği yönünde oy kullanır. Bunun üzerine Bağdatlı Hadi Paşa, Rıza Tevfik Bey ve
Reşat Halis Beyden oluşan şura Fransa'ya gider ve Paris yakınlarında bulunan Sevr
kasabasında 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması imzalanır.
Sevr Antlaşmasını İmzalayan Devletler













Osmanlı Devleti
İngiltere
Fransa
İtalya
Japonya
Belçika
Ermenistan
Yunanistan
Polonya
Hicaz
Romanya
Çekoslovakya
Sırp-Hırvat-Sloven Devletleri
Antlaşma her ne kadar pek çok ülke tarafından imzalanmış olsa da Türk milleti
tarafından hiçbir zaman kabul görmemiş ve uygulamaya konulamamış bir antlaşma
olarak tarihteki yerini almıştır.
Sevr Antlaşmasının Sonuçları
22 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı





Antlaşma, Türk milletinin umutsuzluğa sürüklenmesine neden olmamış, aksine
mücadele gücünü ve kararlılığını artırmıştır.
Antlaşma, Mebusan Meclisinde onaylanmadığı için yasal dayanaktan yoksun
kalmıştır.
19 Ağustos 1920'de toplanan TBMM, bu antlaşmayı imzalayanların ve bu
antlaşmayı onaylayanların vatan haini sayılmalarını kabul etmiştir.
TBMM, bu antlaşmayı tanımadığını ilan etmiştir.
Antlaşma, 1. Dünya Savaşından sonra uygulamaya konulamayan tek anlaşma
olmuştur.
Şekil IV: Sevr Antlaşmasına göre Osmanlı Devleti
23 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
3. KRONOLOJİ
19 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışı. Aydın ve İstanbul'da İzmir'in işgalini protesto
mitingleri.
20 Mayıs 1919
İstanbul'da "İngiliz Muhipleri Cemiyeti"nin kuruluşu. Yunan kuvvetlerinin Torbalı'yı
işgali. İstanbul'da, Üsküdar Doğancılar'da İzmir'in işgalini protesto mitingi.
21 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum'da bulunan XV. Kolordu komutanı Kazım Karabekir
Paşa'ya telgrafı: "Umumi durumumuzun almakta olduğu vahim şekilden pek elemli ve
müteessirim. Millet ve memlekete borçlu olduğumuz en son vicdani vazifeyi yakından
müşterek mesai ile yerine getirmek mümkün olacağı kanaatiyle bu son memuriyeti kabul
ettim. Bir an evvel Zat-ı alinize kavuşmak arzusundayım". Menemen ve Seydiköy'ün işgali.
22 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'dan Sadaret'e raporu: "Millet yek vücut olup, hakimiyet
esasını, Türklük duygusunu hedef ittihaz etmiştir." Genelkurmay başkanı Cevat Paşa'nın,
Yunanlıların bazı yerlerde silah teslim almaları üzerine İzmir ve civarına genelgesi:
"Devletin Yunanlılara kaptıracak ne bir silahı ne de fişeği vardır. Silah teslimi gibi zilletlere
meydan bırakılmamasını ehemmiyetle ilave ederim.". Kadıköy'de yabancı işgallerini
protesto mitingi. Balıkesir'de Doğru Söz adlı işgal karşıtı gazetelerin yayıma başlaması.
Yunanlıların Selçuk'u işgali. Diyarbakır'da, İzmir'in işgalini ve Doğu'da bir Ermeni
devleti kurulması tasarısını protesto mitingi.
23 Mayıs 1919
İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini protesto amacıyla "Sultan Ahmet Meydanı"nda
büyük miting.
24 Mayıs 1919
Rauf Bey'in Anadolu'ya geçmek üzere İstanbul'dan ayrılışı.
25 Mayıs 1919
Mustafa kemal Paşa'nın Samsun'dan Havza'ya geçişi. Bayındır ve Karabağ'ın Yunanlılar
tarafından işgali.
26 Mayıs 1919
24 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Yunanlıların Manisa'yı işgali. Yunanlıların Germencik İstasyonu'nu da ele geçirmeleri.
Yıldız Sarayında "Şura-yı Saltanat" toplantısı (Vahdettin'in açış konuşması, Sadrazam
Damat Ferit Paşa'nın konuşmasından sonra üyelerin son siyasi durum hakkında
görüşlerini bildirmesi.)
27 Mayıs 1919
Yunanlıların Aydın'ı işgali.
28 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'dan, III., XV. ve XX. Kolordu Komutanlıklarına yazısı:
"Milletin esaretten kurtuluşu, hâkim ve müstakil oluşu topraklarında yaşayabilmesi ancak
azimkar ve namuslu ellerin milletin kısa ve doğru yoldan müdafaa-i hukuk ve istiklale
sevkiyle kabil olacaktır. Mülkiye memurlarının şayan-ı itimat zevatı el ele vererek
İstiklalimizin müdafaası emrinde gereken teşkilatı (şüphesiz mahrem) zaruri ediyorum.
Bu husus ihtisası dolayısıyla biz askerlerin uhde, vatanperveresine terettüp etmektedir."
Ayvalık sahillerine çıkarma yapan Yunan kuvvetlerine 172. Piyade Alay Komutanı
Yarbay Ali Beyin (Çetinkaya) silahla karşı koyması. Yunanlıların Tire'yi işgal etmesi.
İngilizlerin İstanbul Bekirağa Bölüğü'nde tutulan 67 siyasi tutukluyu Malta'ya sürmesi.
29 Mayıs 1919
Ayvalık ve Turgutlu'nun Yunanlılar tarafından işgal edilmesi.
1 Haziran 1919
Ödemiş'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi Damat Ferit Paşa'nın Paris Konferansı'na
davet edilmesi. İtalyanların Milas'ı işgali. Albay Kazım Bey'in. Balıkesir'deki 61. Fırka
Komutanlığı görevine başlaması.
4 Haziran 1919
Yunanlıların Nazilli'yi işgal etmesi.
5 Haziran 1919
Yunanlıların Akhisar ile Nif'i işgali. İtalyanların Çin'e ile Yatağan'ı işgali.
6 Haziran 1919
General Milne'nin Mustafa Kemal Paşa'nın geri çağrılması için Harbiye Nezareti'ne
yazısı.
8 Haziran 1919
Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa'nın Mustafa Kemal Paşa'ya telgrafı: "Maiyetinizdeki
istimbotlardan biriyle İstanbul'a teşrifiniz rica olunur". Anadolu'ya geçen Rauf Bey'in
Ankara'ya gelişi ve Ali Fuat Paşa tarafından karşılanışı.
25 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
9 Haziran 1919
Hacı Şükrü Bey tarafından Aydın cephesinde "Kuvay-i Milliye" teşkil edilmesi.
11 Haziran 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'dan Kazım Karabekir Paşa'ya telgrafı: "Hükümet,
aldatarak İstanbul'a getirtmek planını izlediğinden, ben de mümkün olduğu kadar zaman
kazanmak ve karargahımı memleket içerisine sokmak için aynı usulde mukabele ve
yazışma yapmaktayım."
12 Haziran 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın karargâhı ile beraber Amasya'ya gelişi. Yunanlıların Bergama'yı
işgali.
13 Haziran 1919
Dikili'nin Yunanlılar tarafından işgali.
15 Haziran 1919
Bergama'nın Milli kuvvetler tarafından geri alınışı.
16 Haziran 1919
Yörük Efe Müfrezesi'nin Malkoç köprüsüne baskını ve Yunan müfrezesinin imha edilişi.
17 Haziran 1919
Yunan kuvvetlerinin Menemen'de katliam yapmaları Damat Ferit Paşa'nın Paris Barış
Konferansı'na, Osmanlı Devleti'nin barış isteklerini bildiren muhtırası.
19 Haziran 1919
Milli kuvvetlerin Bergama'yı boşaltarak geri çekilmesi.
20 Haziran 1919
Milli kuvvetlerin Nazilli'yi geri almaları. Yunan kuvvetlerinin Bergama'yı ikinci kez işgali.
22 Haziran 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Amasya'dan mülki ve askeri makamlara tamimi: "Vatanın
tamamiyeti, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim
ve kararı kurtaracaktır. Sivas'ta milli bir kongrenin acele toplanması kararlaştırılmıştır.
Bunun için tekmili vilayetlerin her livasından milletin itimadına mazhar üç murahhasın
mümkün olan süratle yetişmek üzere hemen yola çıkartılması icap etmektedir. Her
26 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
ihtimale karşı keyfiyetin bir milli sır haline tutulması lazımdır.". Yunanlıların Akhisar'ı
yeniden işgali.
23 Haziran 1919
Mustafa Kemal Paşa hakkında hükümet kararı: "Mustafa Kemal Paşa'nın azledilerek
hiçbir resmi sıfatı kalmamış olduğundan tebligat ve işarların resmi mahiyeti haiz
olmadığının icap eden vilayetlere tebliğinin Dahiliye nezaretine bildirilmesi."
26 Haziran 1919
Dahiliye Nazırı Ali Kemal'in: "Milli ordu teşkil etmenin ve müdafaa-i milliye hazırlamak
gibi faaliyetlerin felaket olduğunu” ilan eden beyannamesi.
28 Haziran 1919
Balıkesir'de milli bir kongre toplanması. İtalyanların Burdur'u işgali.
30 Haziran 1919
Milli kuvvetlerin Aydın'ı geri alışı.
3 Temmuz 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın, Rauf Bey ile birlikte Erzurum'a gelişi.
4 Temmuz 1919
Yunanların Nazilli’yi işgali.
5 Temmuz 1919
Harbiye Nazırı Ali Ferit Paşa'nın, Mustafa Kemal Paşa'yı padişah adına İstanbul'a
çağırması.
8 Temmuz 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın resmi memuriyetine son verdiği hakkında Padişah iradesi.
Mustafa Kemal Paşa'nın, göreviyle beraber askerlik mesleğinden istifası.
9 Temmuz 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın resmi göreviyle beraber askerlik mesleğinden istifasını, Orduya,
Vilayetlere ve millete duyurması: "...Bundan sonra mukaddes milli gayemiz için her türlü
fedakarlıkla çalışmak üzere sine-i millette bir ferd-i mücahit sıfatıyla bulunmakta
olduğumu...". Rauf Bey'in eski Bahriye Nazırı sıfatıyla Erzurum'dan vilayetlere
beyanname niteliğinde telgrafı: "...Mustafa Kemal Paşa ile birlikte nihayete kadar
çalışmaya mukaddesatımız üzerine yemin ettiğimizi arz ve ilan eylerim...". Kazım
27 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Karabekir'in Mustafa Kemal Paşa'yı ziyareti: "..Ben ve kolordum emrinizdeyiz. Bundan
sonra dahi ne emirleriniz varsa ifayı bir şeref bilirim.."
11 Temmuz 1919
Demirci Mehmet Efe'nin Kuvay-ı Milliye saflarına katılması.
13 Temmuz 1919
Talat, Enver ve Cevat Paşalarla, Doktor Nazım Bey'in İstanbul Divan-ı Harbi tarafından
gıyaben idama mahkûm edilmeleri.
23 Temmuz 1919
Erzurum Kongresinin açılışı.
26 Temmuz 1919
"Balıkesir'de ikinci bir Milli Kongre" toplanması.
29 Temmuz 1919
Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey'in derhal yakalanarak, İstanbul'a gönderilmelerinin
mülki memurlara bildirilmesi hakkında hükümet kararı.
6 Ağustos 1919
"Nazilli'de bir Milli Kongre" toplanması.
7 Ağustos 1919
Erzurum Kongresi'nin Heyet-i Temsiliye seçiminden sonra Mustafa Kemal Paşa'nın kısa
bir konuşmasıyla son bulması.
16 Ağustos 1919
"Alaşehir Kongresi"nin toplanması.
24 Ağustos 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Sivas'a gitmek üzere Erzurum'dan ayrılışı.
2 Eylül 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Sivas'a gelişi.
3 Eylül 1919
28 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Dahiliye Nazırı Adil Bey ile Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa'nın, Elazığ Valisi Ali
Galip'e, Mustafa Kemal Paşa'nın tutuklanması ve Sivas Kongresi'nin engellenmesi
hakkında emri.
4 Eylül 1919
Sivas Kongresi'nin açılışı. Demirci Mehmet Efe'nin Aydın ve havalisinin Kuvay-ı Milliye
kumandanı oluşu.
10 Eylül 1919
Ali Galip'in üzerine asker gönderilmesi sonucu yakınındakilerle Malatya'dan kaçışı,
(Kahta yolu ile Urfa'dan, Halep'e kaçmıştır.)
11 Eylül 1919
Sivas Kongresi'nin kapanışı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti teşkil
edildiğine dair beyannamenin Mustafa Kemal Paşa'nın imzasıyla Sivas Vilayeti ‘ne
verilmesi.
12 Eylül 1919
Sivas Kongre Heyetinin İstanbul ile ve her türlü resmi haberleşmenin kesildiğine ilişkin
vilayetlere ve komutanlara bildirisi.
14 Eylül 1919
Sivas Kongre Heyeti adına Mustafa Kemal Paşa'nın Padişah Vahdettin'e Damat Ferit
Paşa'nın ihanetlerini belirten muhtırası. Sivas'ta İrade-i Milliye Gazetesi'nin yayına
başlaması.
15 Eylül 1919
Suriye ve Kilikya'daki işgal kuvvetlerinin değiştirilmesi hakkında İngiliz - Fransız
Anlaşması.
16 Eylül 1919
"Üçünü Balıkesir Kongresi"nin açılışı
19 Eylül 1919
"İkinci Nailli Kongresi"
20 Eylül 1920
Padişah Vahdettin'in İstanbul Hükümetine yardımcı olunmasını "İtidal ve sükunetin
muhafazasını..." isteyen beyannamesi.
29 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
22 Eylül 1920
Mustafa Kemal Paşa'nın Amerikan heyetinin başkanı General Herbord ile Sivas'ta
görüşmesi. Mustafa Kemal Paşa'nın Vahdettin'in 20 Eylül tarihli beyannamesini
cevaplandırması ve Damat Ferit Paşa hükümetinin derhal düşürülmesini istemesi.
27 Eylül 1919
Birinci Bozkır ayaklanması (Bastırılışı 4 Ekim 1919)
27-28 Eylül 1919
Mustafa Kemal Paşa’nın Padişah ve Damat Ferit Hükümetiyle Heyeti Temsiliye arasında
aracı olan Abdülkerim Paşa ile telgraf görüşmesi.
30 Eylül 1919
Damat Ferit Paşa'nın Sadaretten istifası.
2 Ekim 1919
Ali Rıza Paşa kabinesinin hükümeti kurması (bu kabine Harbiye Nazırlığına Mersin'li
Cemal Paşa getirilmiştir.)
3 Ekim 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Sadrazam Ali Rıza Paşa'ya telgrafı: "... Yeni kabine Erzurum ve
Sivas Kongrelerinde tayin ve tespit edilen milli teşkilat ve maksatlara riâyetkar olduğu
takdirde Kuvay-i Milliye ona yardımcı olacaktır."
7 Ekim 1919
Harbiye Nazırı, Cemal Paşa'nın kabine adına Mustafa Kemal Paşa'ya cevabı: "...Kabine,
sizinle aynı fikirde ve irade-i milliyenin hakimiyetini kabul eder. Devletin harice karşı
şeref ve haysiyetini iade için, İrade-i Milliye'ye ve Heyet-i Temsiliye'ye dayanacaktır".
Osmanlı Mebusan Meclisi için mebus seçimlerinin başlayacağının ilanı. Yunan zulmünü
incelemek için kurulan "milletlerarası tahkik Komisyonu"nun hazırladığı raporu Paris
Konferansına sunması.
20 Ekim 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın, Rauf ve Sami Beylerle birlikte Amasya'da İstanbul
Hükümeti'nin Bahriye Nazırı Salih Paşa ile görüşmelere başlaması (Amasya Mülakatı).
İkinci Bozkır Ayaklanması
22 Ekim 1919
Amasya görüşmelerinin sona ermesi ve 5 adet protokol düzenlenerek imzalanması.
30 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
25 Ekim 1919
Manyas bölgesinde başlayan ve Susurluk - Gönen - Ulubat'yı içine alan bölgeye yayılan
Birinci Anzavur Ayaklanması. (Bastırılması 30 Kasım 1919)
26 Ekim 1919
Hart Kasabasında Şeyh Eşref ayaklanması (Bastırılması 25 Aralık 1919)
27-28 Ekim 1919
Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın, Mustafa Kemal Paşa'ya telgrafı: "Meclisi Mebusan'ın
İstanbul dışında toplanması imkânsız ve devlet ve memleket için büyük mahzurları davet
etmiş olacağından bugünkü hükümet görüşünde sabittir."
29 Ekim 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın, Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın telgrafına cevabı: "...Kabinenin
mütalaaları, milli meclisin toplantı yeri hakkındaki görüşümüzü değiştirecek emniyeti
henüz bahşetmemektedir...". İngilizlerin Kilis'i boşaltmaları, Kilis'in Fransızlar tarafından
işgali. İngilizlerin Antep'i tahliye etmeleri ve Fransızların şehre girmeleri.
30 Ekim 1919
Urfa'nın Fransızlar tarafından işgali.
1 Kasım 1919
Maraş'ta İngilizlerin işgali, Fransızlara devretmesi.
3 Kasım 1919
İzmir cephesinde Türklerle Yunanlılar arasında tespit edilen hattın (Milne hattı)
General Milne tarafından Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya bildirilmesi.
7 Kasım 1919
Osmanlı Meclisi Mebusanı için yapılan seçimlerde Mustafa Kemal Paşa'nın "Erzurum
milletvekilliği"ne seçilmesi.
16 Kasım 1919
Gümülcüne'de halk temsilcilerinin katılımıyla bir kongre toplanması ve Batı Trakya'nın
gelecekteki durumunun görüşülmesi, Balıkesir'de İzmir'in Doğru Gazetesinin yayına
başlaması.
19 Kasım 1919
Dördüncü Balıkesir Kongresi
31 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
27 Kasım 1919
Bulgaristan ile İtilaf devletleri arasında Neuily Anlaşması
28 Kasım 1919
Maraş kalesin Fransız bayrağı çekilmesi üzerine, Maraş halkının direnişi, (Maraş
halkının kale duvarlarına tırmanması ve Fransız bayrağının indirilerek yerine Türk
bayrağının çekilmesi.)
11 Aralık 1919
İngiliz Yüksek Komiseri J. E Robeck'in raporu: "Mustafa Kemal başlıca düşmanımızdır."
17 Aralık 1919
Mustafa Kemal Paşa'nın Osmanlı meclisi Mebusanı’na seçilen mebusların, Meclisin
açılışından önce Heyet-i Temsiliye'nin İstanbul'a yakın bir yere nakledileceğini bildiren
genelgesi.
18 Aralık 1919
Karadeniz bölgesi Rumları tarafından Batum'da "Pontus Rum Hükümeti" adıyla bir
hükümet kurulması.
27 Aralık 1919
Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye üyelerinin Ankara'ya gelişleri.
10 Ocak 1920
Ankara'da "Anadolu Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti"nin organı olarak Hakimiye-i
Milliye gazetesinin çıkarılmaya başlaması.
12 Ocak 1920
İstanbul'da son Osmanlı Meclis-i Mebusan'nın açılması.
13 Ocak 1920
Sultanahmet meydanında Türk İstanbul için bir miting yapılması. Maraş bölgesinde
yerel kuvvetlerle Fransızlar arasında "Araplar çarpışması".
18 Ocak 1920
Soma ve Salihli cephelerinde "Milne Hattı"nı işgal ettiği için başlayan Yunan
saldırılarının ağır kayıplar verdirilerek püskürtülmesi.
20 Ocak 1920
32 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
İsmet Bey'in İstanbul'dan, Ankara'ya gelişi. (İsmet Bey 20 gün Ankara'da kalmış. 18
Şubat 1920'de İstanbul'a hareket etmiştir.) Harbiye Nazırı Cemal Paşa ile Genelkurmay
Başkanı Cevat Paşa'nın 48 saat içinde görevden alınmaları hakkında İtilaf Devletleri'nin
İstanbul temsilcilerinin Bab-ı Ali'ye notası.
22 Ocak 1920
Mustafa Kemal Paşa'nın kolordu komutanlarına buyruğu: "...İngilizler İstanbul'dan nazır
veya mebuslardan bazılarını tevkif ederlerse, karşılık olarak Anadolu'da bulunan İngiliz
subayları tevkif edilecektir."
26-27 Ocak 1920
Akbaş mevkiindeki cephane deposuna Kuvay-ı Milliye kahramanlarından Köprülülü
Hamdi ve arkadaşlarının baskını.
28 Ocak 1920
Osmanlı Meclisi Mebusanlığı'nın gizli oturumunda Misak-ı Milli Beyannamesi'nin
kabulü.
3 Şubat 1920
Fevzi Paşa'nın Harbiye Nazırlığına getirilişi. İngilizlerin Bandırma'ya 200 kişilik kuvvet
çıkarmaları.
6 Şubat 1920
Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın 70 kişilik Felah-ı Vatan Grubu’nun kuruluşu.
8-9 Şubat 1920
Kuvay-ı Milliye'nin Fransız işgalindeki Urfa'yı kuşatması.
19 Şubat 1920
Sadrazam Ali Rıza Paşa ile Dahiliye ve Bahriye nazırlarının İstanbul'da "Felah-ı Vatan
Grubu" toplantısına gelmeleri ve sadrazamın Kuvay-ı Milliye aleyhine konuşması.
21 Şubat 1920
Mustafa Kemal Paşa'nın, İstanbul'da bulunan Rauf Bey'e yazısı: "Hükümete karşı kati bir
vaziyet almak zamanı gelmiştir. Sadrazam ve Dahiliye Nazırını açıkça söylemek lazımdır
ki, Kuvay-i Milliye neticeye kadar faaliyetine devam edecektir."
1-2 Mart 1920
Mustafa Kemal Paşa'nın, I. Kolordu Komutanlığına, İngilizlere silah teslim edilmemesi ve
silah depolarının diğer bölgelere taşınmasına ilişkin telgrafı.
33 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
3 Mart 1920
Ali Rıza Paşa kabinesinin istifası.
5 Mart 1920
Urfa bölgesinde Kuvay-i Milliye'nin Fransız Kuvvetlerine taarruzu ve şiddetli
çarpışmalar.
8 Mart 1920
Salih Paşa kabinesinin kurulması. (Bu kabinede Harbiye Nazırlığına tekrar Fevzi
Paşa’nın getirilmesi).
10 Mart 1920
"Beşinci Balıkesir Kongresi". Londra'da İtilaf Devletleri Dışişleri Bakanlarının Yunan
Başbakanı Venizelos'un da katılmasıyla bir toplantı yaparak İstanbul'un işgaline resmen
karar vermeleri.
15 Mart 1920
İtilaf Devletleri'nin İstanbul'da sivil ve asker 150 Türk aydınını tutuklamaları.
Türkiye'deki genel durum hakkında İtilaf Devletlerinin gizli raporu: "...Bütün politik
kuvvet, milliyetçi liderdedir. Halkın çoğunluğu savaşlardan yorgundur. Bununla birlikte
vatanlarını korumak için müthiş bir şekilde savaşacaklardır. Bütün ordu birlikleri
milliyetçilerle birleşmişlerdir." İtilaf Kuvvetleri komutanı General Winson'un
İstanbul'daki durum hakkında raporu: "Meclis-i Milli'nin Anadolu'ya kaçması
beklenebilir."
16 Mart 1920
İstanbul'un resmen işgali ve fiili işgalin geliştirilmesi. İngilizlerin İstanbul'da
Şehzadebaşı karakolunu basarak, 6 Türk erini şehit etmeleri. Manastırlı Hamdi Efendi
isimli bir telgraf memurunun İstanbul'un işgal edildiğini Mustafa Kemal Paşa'ya
bildirmesi. İstanbul'un işgali dolayısıyla Mustafa Kemal Paşa'nın millete beyannamesi:
"...Bugün İstanbul'u zorla işgal etmek suretiyle, Osmanlı Devleti'nin 700 senelik hayat ve
hakimiyetine son verildi. Yani, bugün Türk Milleti medeni kabiliyetinin, hayat ve istiklal
hakkının ve bütün istikbalinin müdafaasına davet edildi." Meclisi Mebusan'ın akşam
oturumunda, İngiliz askerlerinin Rauf ve Kara Vasıf beyleri tutuklamaları.
18 Mart 1920
Meclis-i Mebusan'ın son toplantısını yaparak çalışmalarına ara verme kararı. İngilizler
tarafından tutuklanan 30 kadar Türkün İstanbul'dan Malta'ya gönderilmesi.
34 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
19 Mart 1920
Mustafa Kemal Paşa'nın vilayetlere, liva ve kolordu komutanlarına genelgesi: "Ankara'da
toplanacak fevkalade salahiyete haiz bir meclis için acele seçim yapılması."
28 Mart 1920
Fransız kuvvetlerinin Kilis, Antep yolunu kapatan Teğmen Şahin komutasındaki milli
kuvvetlerle çarpışması ve Şahin Bey'in şehit oluşu. İngilizlerin elinde bulunan Geyve
Boğazı'nın milli müfrezeler tarafından işgali.
31 Mart 1920
Lüleburgaz Kongresi
2 Nisan 1920
Halide Edip, Dr. Adnan (Adıvar), Hüsrev (Gerede), Yulah Azmi, Hoca Vehbi Cami
(Baykut), ve daha birçok kimsenin İstanbul'dan Ankara'ya gelişi. Salih Paşa Kabinesinin
istifası
3 Nisan 1920
İsmet (İnönü), Celalettin Arif, Saffet (Arıkan), ve daha bir çok kimsenin İstanbul'dan
Ankara'ya gelişi. Doğu cephesinde Ermeni kuvvetlerinin Vedi'ye taarruzları ve milli
kuvvetlerce püskürtülmesi.
5 Nisan 1920
Damat Ferit Paşa'nın dördüncü kez kabine kuruşu
6 Nisan 1920
Ankara'da Anadolu Ajansı'nın kurulması.
10 Nisan 1920
Şeyhülislam Dürrizade Abdullah'ın Kuvay-ı Milliye aleyhine fetvası.
11 Nisan 1920
Yapılan anlaşma gereğince Fransızların Urfa'yı terk etmeleri. Osmanlı Meclis-i
Mebusan'ın feshi hakkında Padişah Vahdettin iradesi. Damar Ferit Paşa'nın hükümet
bildirisi: "Kuvay-ı Milliye denen teşekkül, hem Anadolu'yu korkunç bir istila tehdidine
hem de devletin başını gövdesinden ayırmaya sebep oluyor.". J. de Robeck'in Lord
Curzon'a Damat Ferit Paşa ile yaptığı 7.4.1920 tarihli görüşme hakkındaki yazısı: "Ben
milliyetçileri ezmek için yeni hükümete her türlü yardımı yapacağımı söyledim."
13 Nisan 1920
35 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
Birinci Düzce ayaklanması. (Bastırılışı: 31 Mayıs 1920). Tarsus bölgesinde Fransız
kuvvetleriyle milli müfrezeler arasında Birinci Kavaklıhan savaşı (2 gün süren savaş
sonu düşmanın Tarsus'a çekilmesi)
15 Nisan 1920
Çerkez Ethem kuvvetlerinin Susurluk ve Kirmasti arasında Anzavur kuvvetlerini
tamamen dağıtışı.
16 Nisan 1920
Ankara Müftü'sü Rıfat Efendinin (Börekçi) Şeyhülislam Dürrizade Abdullah'ın fetvasına
karşı: "...Vakıa ve hakikate gayrı muvafık olarak sadır olan fetvaların şer'an mutla
olmayacağını" bildiren fetvası. (Rıfat Efendinin fetvası Anadolu'da yüzlerce müftü ve din
adamı tarafından onaylanarak imzalanmış ve 22 Nisan 1920 tarihinden başlayarak
Anadolu'nun çeşitli gazetelerinde yayımlanmıştır.)
18 Nisan 1920
İstanbul hükümetinin Kuvay-ı Milliye'yi ortadan kaldırmak üzere, Kuvay'ı İnzibatiye'nin
kurulduğunu bildiren kararnamesi.
19 Nisan 1920
Anzavur'un yaralı olarak Karabiga'dan İstanbul'a kaçışı. İtilaf devletleri temsilcilerinin
Türkiye ile yapılacak antlaşmanın esaslarını karşılaştırmak üzere San Remo'da, Mareşal
Foch'un başkanlığında toplanması (Bitiş tarihi: 26 Nisan 1920)
21 Nisan 1920
Mustafa Kemal Paşa'nın vilayetlere, Meclisin 23 Nisan 1920 tarihinde açılacağını
bildiren genelgesi.
22 Nisan 1920
Mustafa Kemal Paşa'nın bütün vilayetlere tamimi: "…23 Nisan'dan itibaren bütün mülki
ve askeri makamların ve umum milletin mercii meclis-i mezkûr olacağı tamimden arz
olunur." İtilaf Devletleri'nin Osmanlı Hükümeti'ni Paris'te toplanacak Barış
Konferansı'na davet edişi.
23 Nisan 1920
Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması. Kazım Karabekir'in TBMM'ye
başarı ve bağlılık telgrafı: "XV. Kolordunun bu milli meclisimizin emrine amade olduğunu
kemal-i hürmetle arz olunur."
36 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
ARAŞTIRMA SORULARI
Ankara Hükumeti
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Temsil ettiğiniz Mebusun siyasi görüş veya görüşleri nelerdir?
Osmanlıcılığın başaralı olması için gereken politik adımlar ne olmalıdır?
İslamcılığın (Ümmetçilik) başaralı olması için gereken politik adımlar ne olmalıdır?
Pan-Türkist politikanın başarıya ulaşması için ne tür bir politika izlenmelidir?
Farklı bir mandacılık yönetimi uygulanabilir mi? Evetse ne tür hak ve düzeni
kapsayacaktır?
Meclis Hükümeti’ne alternatif parlamenter sistemler nelerdir? Yeni kurulacak devlet
için bu sistem yeterli midir?
İşgal güçleri ile mücadele etmek için alternatif çözümler nelerdir?
Misak-i Milli genişletilebilir mi? Evetse hangi bölgeleri kapsamalıdır?
Cumhuriyet ve Egemenlik yerine alternatif olarak federal sistem Anadolu’da
uygulanabilir mi?
Anlaşma Devletleri
1. Temsil ettiğiniz Ülkenin siyasi görüş veya görüşleri nelerdir?
2. Ülkenizin başaralı olması için gereken politik adımlar ne olmalıdır?
3. Farklı bir mandacılık yönetimi uygulanabilir mi? Evetse ne tür hak ve düzeni
kapsayacaktır?
4. Türk güçleri ile mücadele etmek için alternatif çözümler nelerdir?
5. Ülkenizin egemenlik alanı genişletilebilir mi? Evetse hangi bölgeleri kapsamalıdır?
6. Cumhuriyet ve Egemenlik yerine alternatif olarak federal sistem Anadolu’da
uygulanabilir mi?
37 / 38
ANMUN 2017 – Müşterek Kriz Komitesi Çalışma Kitapçığı
REFERANSLAR











Başbakanlık Osmanlı Arşivi
Cumhuriyet Arşivi
Türk İnkılap Tarihi Arşivi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi
Belgelerle Mustafa Kemal Atatürk (1916-1922), Ankara, Belgesel, 2003
Birinci TBMM’nin Düşünce Yapısı (1920 – 1922) – Prof. Dr. İhsan Güneş (Türkiye
İş Bankası Kültür Yayınları, 2007)
Türk Dış Politikası I. Cilt (1919 – 1980) – Baskın Oran (İletişim Yayınları, 2001)
TBMM Devleti: Birinci Meclis Döneminde Devlet Erkleri ve İdare – Rıdvan Akın
(İletişim Yayınları, 2008)
1881 - 1938: Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi - Turgut
Özakman (Bilgi Yayınevi, 2015)
Şu Çılgın Türkler – Turgut Özakman (Bilgi Yayınevi, 2015)
Modern Türkiye'nin Doğuşu – Bernand Lewis (Arkadaş Yayıncılık, 2015)
38 / 38
Download