ENGELLĠ MAĞDURLAR ENGELLĠLĠK NEDĠR? Engellilik "normal bir kişinin, kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamama" olarak tanımlanmaktadır. (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi). ENGELLĠ BĠREYLERĠN SUÇ MAĞDURĠYETĠNE ĠLĠġKĠN ÖZELLĠKLER Engellilik, yukarıda da ifade edildiği gibi, insan bedeninde psikolojik, anatomik veya fiziksel bir nevi yoksunluğu içerdiği için engellilerin suç karşısındaki durumu engelli olmayan bireylere göre farklılık arz etmektedir. Engelli bireylerin sahip oldukları noksanlıklar onları suç için daha kolay bir hedef hâline getirebilmekte, suçlunun yakalanması için gerekli bilgileri yetkili mercilere iletmede engelleyebilmekte veya suç için bir araç hâline getirebilmektedir. Amerikan Engelliler Milli Konseyi (2007) diğer insanlara oranla engellilerin daha yüksek suç mağduriyeti riski altında bulunduklarını ancak bunu yetkili mercilere bildirme konusunda daha çekingen olduklarını belirlemiştir. Araştırmalar, engelli bireylerin toplumun diğer kesimine oranla suç mağduru olma ihtimallerinin dört kat daha yüksek olduğunu belirtmektedir (Sobsey, 1994). Engelli bireyler bir önceki kısımda da ifade edildiği gibi sahip oldukları noksanlıklarla bağlantılı olarak farklı suçların mağduru olabilmektedir. Kimi suçlar için bakıldığında engelli bireyin noksanlığı suçun işlenişinde önemli bir role sahip değildir ama sıradan bir suçun dahi engelli bireyde oluşturduğu mahrumiyet ve mağduriyet aynı suçun diğer insanlarda oluşturacaklarından farklı boyutlardadır. Bölümün girişinde yer alan haberde gerçekleşen ortopedik engelli bireyin tekerlekli sandalyesinin çalınması olayı bu konuda verilebilecek iyi bir örnektir. Bu olayda engelli bireyin noksanlığı, suçun işlenişi açısından kolaylaştırıcı etki yapmamıştır ancak sonuçları açısından yaşanan mahrumiyet engelli birey açısından benzer bir hırsızlık suçunda özürsüz mağdurun yaşayacağından çok daha vahim olmuştur. Suçluların engelli bireyleri hedef seçmesinin altında yatan nedenlere ilişkin olarak da bu bireylerin kolaylıkla suçludan kaçamayacakları veya suça ve suçluya ilişkin bilgileri yetkili birimlere yeterli seviyede bildiremeyecekleri düşüncesi bulunmaktadır. Engelli mağdurlara diğer mağdurlara gösterilen hassasiyetten daha fazlasını göstermelidirler. Ancak ceza adalet sistemi ve toplum açısından en hassas durum engelli bireylerin sahip oldukları noksanlıklar nedeni ile suçlular açısından daha kolay hedefler olarak algılanmalarından kaynaklanmaktadır. Engelli bireylere yönelik olarak karşılaşılan en yoğun suç tiplerinin başında cinsel istismar gelmektedir. Özellikle zihinsel ve ruhsal açıdan engelli bireyler; kendilerine karşı sergilenen herhangi bir davranışın mahiyetini tam olarak anlayamamaları, iyi/kötü ayrımını tam olarak gerçekleştirememeleri, zaman ve mekân algılarındaki eksiklikler, cinsellik ve ilişkin tutum ve davranış normlarını bilmeyişleri nedeniyle cinsel suçlar karşısında daha yüksek mağduriyet riski taşımaktadırlar (Loberg, 2009). Bu konuda yapılan bilimsel bir çalışma (Stimson ve Best, 1991) engelli kadın bireylerin %83, engelli erkek bireylerin ise % 32 oranında cinsel istismara uğradığını belirlemiştir. Benzer bir diğer çalışma ise katılımcı engelli kadınların engelli olmayan kadınlara göre 2,5 kat daha fazla oranda cinsel istismar yaşadığını beyan etmiştir (Reiter, Bryen ve Scachar, 2007). Özellikle engelli çocuklar açısından bu risk daha da yüksek olmaktadır (Turner ve ark., 2011). Cinsel istismara uğramış bir engelli birey için ise hâlihazırda var olan pek çok psikolojik sorun yanında Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) başta olmak üzere pek çok faklı boyutta fizyolojik ve psikolojik sorun söz konusu olmaktadır (Shabalala ve Jasson, 2011). Cinsel istismar yanında özellikle engelli çocukların uğradığı fiziki ve sözel saldırılar, çevreden kötü muamele ve mala karşı suçlarda yapılan çalışmalar ile ifade edilmektedir (Turner ve ark., 2001). Suçluların engelli bireyleri hedef seçmesinin altında yatan nedenlere ilişkin olarak da bu bireylerin kolaylıkla suçludan kaçamayacakları veya suça ve suçluya ilişkin bilgileri yetkili birimlere yeterli seviyede bildiremeyecekleri düşüncesi bulunmaktadır (The National Sheriffs’ Association, 2008). Engelliler tarafından yetkili mercilere iletilen suçlar için ise etkili ve hızlı bir işlem için gerekli olan etkili iletişimin özellikle polis ve savcı gibi birimlerin görevlilerinin yetersizlikleri nedeni ile sağlanamadığı yapılan çalışmaların ortaya koyduğu gerçekler arasındadır (Sorenson, 2001). Bu nedenle özellikle zihinsel, ruhsal ve konuşma engelli bireylerin maruz kaldığı suçların yeterince ve etkili bir şekilde soruşturulamadığı bilinmektedir (Sobsey, 1994). Örneğin İngiltere’de yapılan çalışmalar genel nüfus içerisinde engelli bireylerin suç mağduru olma ihtimallerinin diğer bireylere oranla dört ile on kat arasında daha fazla olduğunu belirtmektedir. Bir çalışma zihinsel engelli 119 bireyin mağdur olduğu cinsel suçlardan yarıya yakınının hiç soruşturulmadığı ve sadece %18,5’inin cezalandırıldığını belirlemiştir (Brown ve Turk, 1994). Engelli bireylerin suç mağduru olma yönünde diğer bireylere oranla taşıdıkları yüksek risk, benzer veya farklı nedenlerle ikincil mağduriyetler için daha da yüksektir. Bunun nedeni ise mağduriyetlerin önemli bir kısmının bakıcı veya aile bireyleri tarafından gerçekleştiriliyor olması ve engelli mağdurun bunu bildirmekten çekinmesidir. Bunun yanında engellilerin suç karşısındaki özel bir durum ise bu bireylerin suç sonrasında yaşanan süreçte gerekli olan maddi ve manevi varlıkların pek çoğundan hâlihazırda mahrum bulunmasıdır. Örneğin suç mağduriyetinin diğer bireylerde oluşturduğu korku, endişe ve güvensizlik hissi gibi olumsuz duyguların bir kısmının engelli bireylerde hâlihazırda mevcuttur ve suç mağduriyetiyle daha da artar. Bunun yanında suçlunun bulunması ve cezalandırılması için gerekli süreci takip etmek ceza adalet sisteminin genel yoğunluğu dikkate alındığında ciddi bir fiziksel ve maddi çaba gerektirilmektedir. Bu durum ise engelli bireyler için normal bireylere oranla çok daha büyük boyutta bir stres kaynağı oluşturmaktadır. Tüm bu hususlar engellilere ilişkin özel durumların anlaşılmasının, bu bireylerin suç karşısındaki durumlarını değerlendirmek ve mağduriyetlerinin önüne geçmek için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. ENGELLĠ VE SUÇ Engelli bireylerin kendilerine yönelik bir suç ve şiddet nedeniyle mağduriyet yaşama ihtimalleri endişe duydukları konuların başında gelmektedir. (Coston, 1998). Toplum içerisinde suç karşısında daha savunmasız ve mağdur olmaya daha müsait kesimler içerisinde çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve azınlıklar gibi gruplar yanında engelliler de önemli bir yer teşkil etmektedir. NEDEN ENGELLĠ FARKLIDIR? Engellilik, yukarıda da ifade edildiği gibi, insan bedeninde psikolojik, anatomik veya fiziksel bir nevi yoksunluğu içerdiği için engellilerin suç karşısındaki durumu engelli olmayan bireylere göre farklılık arz etmektedir. ENGELLĠLĠK MAĞDURĠYETĠ NASIL ETKĠLER? • Engelli bireylerin sahip oldukları noksanlıklar onları suç için daha kolay bir hedef hâline getirmektedir. • Engelli olma, suçlunun yakalanması için gerekli bilgileri yetkili mercilere iletmede engelleyebilmektedir. • Engellilik, engelli bireyi suç için bir araç hâline getirebilmektedir. Çarpıcı Gerçek !!! Engelli bireylere yönelik olarak karşılaşılan en yoğun suç tiplerinin başında cinsel istismar gelmektedir. Bu konuda yapılan bilimsel bir çalışma (Stimson ve Best, 1991) engelli kadın bireylerin %83, engelli erkek bireylerin ise % 32 oranında cinsel istismara uğradığını belirlemiştir. Örnek Olay: 5 Aralık Pazartesi günü yüzde 85 zihinsel engelli olan kızları N.D.'nin aşırı derecede kilo aldığını fark eden anne L.D. ve baba F.D., kızlarını doktora götürdü ve yapılan test sonucunda zihinsel engelli kızlarının 4 aylık hamile olduğunu öğrendi. 16 yaşının altında olması nedeniyle, hastane polisi aracılığıyla Nazilli Emniyet Müdürlüğüne başvuran aile, kızlarının tecavüze uğradığını iddia ederek şikayetçi oldular. Olay Değerlendirmesi Örnek olaydan anlaşılacağı üzere engelli bireylerin suç mağduriyeti, gerek özsavunma imkânlarının eksikliği gerekse suç nedeniyle oluşan kayıpların etkileri itibarıyla engelsiz bireylerin mağduriyetlerinden çok daha derin bir sosyal problem teşkil etmektedir. Bu nedenle engelli bireylerin tanınması, hassasiyetlerinin bilinmesi, ihtiyaçlarının anlaşılması ve karşılanması yaşamın herhangi bir alanı kadar ceza adaleti sistemi ve bu sistemin aktörleri açısından da önem arz etmektedir. NEDEN ENGELLĠLER SUÇA MARUZ KALIR? • Engelli bireylerin kolaylıkla suçludan kaçamayacakları, • Suça ve suçluya ilişkin bilgileri yetkili birimlere yeterli seviyede bildiremeyecekleri, • İyi/kötü ayrımını tam olarak gerçekleştirememeleri, • Zaman ve mekân algılarındaki eksiklikler, • Kendilerine karşı sergilenen herhangi bir davranışın mahiyetini tam olarak anlayamamaları, ENGELLĠLERE YÖNELĠK YAKLAġIM HATALARI Engelliler tarafından yetkili mercilere iletilen suçlarda, etkili ve hızlı bir işlem için gerekli olan yeterli iletişimin özellikle polis ve savcı gibi birimlerin görevlilerinin yetersizlikleri nedeni ile sağlanamaması, (Sorenson, 2001). Bu nedenle özellikle zihinsel, ruhsal ve konuşma engelli bireylerin maruz kaldığı suçların yeterince ve etkili bir şekilde soruşturulamadığı bilinmektedir (Sobsey, 1994). ENGELLĠ MAĞDURĠYETĠNDEKĠ RĠSKLER • Toplumsal Risk Faktörleri • Kişisel Risk Faktörleri ENGELLĠ BĠREYLERĠN SUÇ MAĞDURĠYETLERĠNĠ ĠLETEMEMESĠ Engelliler diğer bireyler tarafından kendilerine yönelik suçları yetkili birimlere iletmede psikolojik ve fiziksel engeller yaşamaktadırlar. Bu engeller şu şekilde sıralanabilir (Guidry, 1998; Tyiska, 2001); • Ulaşım • İletişim • Sosyal Fiziki İzolasyon • Psikolojik Engeller ve Bilinçsizlik