Türkiye'nin İlk ve Tek Faizsiz Ekonomi Dergisi Mayıs 2015 | Yıl: 01 | Sayı: 1 OSMAN AKYÜZ İLE KATILIM BANKACILIĞI ÜZERİNE RÖPORTAJ SAYI BAŞBAKAN DAVUTOĞLU, İSTİHDAM, SANAYİ YATIRIMI VE ÜRETİMİ DESTEKLEME PAKETİ MÜSİAD 23. OLAĞAN GENEL KURULUNU YAPTI İŞKUR’DAN İSTİHDAM ATAĞI ASTRONOTLARIN YEMEĞİ KIRIKKALEDEN Türkiye'nin İlk ve Tek Faizsiz Ekonomi Dergisi ’e yayın hayatında başarılar dileriz. www.tabambalaj.com.tr Mermerciler Sanayi Sitesi 5. Cadde No: 8 Kat: 1 Beylikdüzü - İstanbul Tel: : 0212 549 85 91 - 92 Faks: 0212 671 63 64 Ufuk Altınbaş Başlarken... Yıl 1 Sayı 1 Mayıs 2015 İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Ufuk ALTINBAŞ Danışma Kurulu Doç. Dr. İshak Emin AKTEPE Aydın YABANLI Fatma SELÇUK Editör Yunus Emre ASLANBAŞ [email protected] Tasarım Nurdan Bulal YONGACI [email protected] Bilgi İşlem Yahya DEMİRKUL [email protected] Adres Atatürk Mahallesi Alemdağ Caddesi No: 21/3 Ümraniye İstanbul Tel: 0216 474 04 81 Faks: 0216 474 04 88 www.ekoreel.com www.facebook.com/ekoreel https://twitter.com/EkoReel Uzun bir fikri çalışmanın ardından alanında boşluğu hissedilen, Türkiye’nin ilk ve tek faizsiz ekonomi dergisi olan EkoReel yayın hayatına gözlerini açtı. On yıldır katılım bankacılığı sektöründe çalıştığım süre içersinde böyle bir ihtiyacı bizzat hissettim. Faizsiz ekonomi modelinin gelişmesi ve toplam iş hacminden daha çok faydalanması hükümet politikalarından biri olarak gözüküyor. Borsa İstanbul yerleşkesinde Dünya Bankası tarafından kurulan İslami Finans Araştırma Merkezi ve Kamu Katılım Bankalarının kurulacak olması bu politikanın en büyük göstergelerinden sadece birkaçı. Bunun yanında potansiyeli yüksek bir ekonomi modeli olan Faizsiz Ekonomi Modeli’nin Türk Halkı tarafından bilinirliği yok denecek kadar az. 2012 yılında 1400 kişiyi kapsayan Türkiye genelini temsil eden bir grup üzerinde yapılan araştırmada sadece % 9’luk bir kesim Katılım Bankacılığının, Faizsiz Bankacılık olduğunu söyleyebildi. Yani yaklaşık % 90 bu modeli ve Katılım Bankacılığını bilmiyor. Bu kadar bilinmeyen bir modelin gelişmesi için öncelikle farkındalık oluşturan girişimlerin artması gerektiği muhakkak. Farkındalık oluşturacak girişimlerin başında süreli bir yayın geliyor. Tam bu noktada EkoReel’i oluşturma fikri doğdu. EkoReel Türkiye’deki başta katılım bankacılığı olmak üzere faizsiz ekonomi modelinin bilinirliğinin artması ve farkındalık oluşturması için çok önemli bir rol oynayacaktır. Dergimizin kalbini Katılım Bankacılığı oluşturacak, ardından faizsizlik ilkesiyle çalışan emeklilik sistemleri, sigorta işlemleri, yatırım ve finansman araçları gibi sektörler yer alacak. Bunun yanında ana konusu faizsizlik modeline ters düşmeyen büyük firmalar, sektörler, kobiler ve iş dünyası sürekli takip edeceğimiz ve gelişmelerini sizlerle paylaşacağımız konular olacak. Faizsiz ekonomi konusunda duayen olan çok değerli akademisyen, araştırmacı ve hocalarımızın köşe yazılarının yanında, yine çok değerli ekonomist hocalarımızın da bu model bakış açısıyla değerli makaleleri dergimizde yerlerini alacaklar. Ekonomi haberlerinin yanı sıra teknoloji haberleri, kişisel gelişimle ilgili değerli bilgiler ve son olarak da sizleri biraz gündemden uzaklaştırmak adına gezginin köşesi başlıklı gidip görmenizi tavsiye edeceğimiz yerleri anlatan bir köşemiz olacak. EkoReel’in Faizsiz ekonomi dünyasına, bu dünyaya gönül verenlere, bu dünyayı takip etmek isteyenlere ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum, diğer sayıda görüşmek üzere. Ufuk Altınbaş Temmuz 2014 ∆ Ekoreel 3 İÇİNDEKİLER 06 KISA HABERLER 10 TEMESİT 9 YILDA DEPO İNŞAATINDA REKOR KIRDI 11 ASTRONOTLARIN YEMEĞİ KIRIKKALE’DEN ÇIKACAK 12 ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI KURULMADAN ÜNLENDİ... 13 ALİ BABACAN MERKEZ BANKASI HAKKINDA NET KONUŞTU 14 15 BEŞİKTAŞ’IN TAŞI TOPRAĞI ALTIN 17 BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NDAN EKONOMİ ÜZERİNE ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR 21 ENERJİ BAKANI YILDIZ: ELEKTRİK ÜRETİMİ ARTIYOR 22 İMALAT SANAYİ ATAĞA KALKTI 23 TÜRKİYE’DE TAKLİT VE KORSAN EKONOMİSİNDEKİ MÜTHİŞ GERÇEK... 24 TOTAL TÜRKİYE’DEN GİDİYOR... 25 4 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 ERKEN REZERVASYON SAYESİNDE YAZ GELMEDEN TATİL GELDİ EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz zamlar hakkında ENERJİ PİYASASINDAN RÜZGAR ATAĞI 26 İŞKUR’DAN İSTİHDAM ATAĞI YÜZ BİNLERCE KİŞİYE İSTİHDAM SUNUYOR 27 TÜRKİYE’DE 2015 MART AYINDA 116 BİN 30 KONUT SATILDI 28 MÜSİAD 23. OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINI YAPTI 30 OTOMOBİL ARAÇ PAZARINDA DİKKAT ÇEKEN BÜYÜME 32 PETKİM’İN ÜRETİMDEKİ ARTIŞI OLUMLU SİNYALLER VERİYOR 34 REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ KENDİSİNİ AŞTI 36 SÖYLEŞİ / OSMAN AKYÜZ İLE KATILIM BANKACILIĞI ÜZERİNE 40 Hayrettin Karaman/ KATILIM BANKALARININ KURULUŞ AMACI VE DEĞİŞİM 42 KATILIM DÜNYASI 52 Ziraat Katılım Bankası 29 Mayıs’ta açılıyor 53 Geleceğin Bankası: KATILIM BANKACILIĞI 56 Doç. Dr. İshak Emin Aktepe / KATILIM BANKACILIĞINI ANLAMAK 58 SERMAYE PİYASALARI 62 5G’NİN ÖZELLİKLERİ DİKKAT ÇEKİYOR 63 CEP TELEFONLARINA TAKSİT OLMAMASINA RAĞMEN SATIŞLARI YÜKSEK 64 FACEBOOK PARAYA PARA DEMİYOR 65 iWatch’TA ZAMAN BAŞLIYOR 66 TÜRKSAT AKILLI CEP TELEFONLARINDA 68 Özgüven Saymaz / BAŞARILI OLMANIN İLK ADIMI KENDINI TANIMA… 70 GEZİ / ÖZBEKİSTAN Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 5 KISA HABERLER 1 MAYIS CEPTE ÖZGÜRLÜK BAYRAMI Firmaların tüketiciye yönelik tacize varan izinsiz SMS, elektronik posta gibi mesajları ile telefon aramalarını yasaklayan kanun 1 Mayıs’ta yürürlüğe girdi. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Türkmen, yasağa uymayanlara 50 bin TL’yi bulan ceza kesileceğini hatırlattı. CEP TELEFONLARINA TACİZ MESAJI ARTIK GELMEYECEK Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Türkmen, firmaların izinsiz mesaj göndermelerini ve telefon aramalarını yasaklayan Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 1 Mayıs’ta yürürlüğe gireceğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Türkmen tacize varan SMS, elektronik posta gibi mesajlardan ve aramalardan tüketicilerin şikayetleri üzerine böyle bir yasal düzenleme gerçekleştirildiğini vurguladı. İRAN’DA AMBARGO KALKARSA 30 MİLYAR DOLAR TÜRKİYE’YE GELEBİLİR AMBARGONUN KALKMASI TÜRKİYE İÇİN ŞANS Bigdeli, İran enerji sektörünün yıllardır uygulanan yaptırımlardan dolayı birçok fırsatı barındırdığını belirterek, “Biz, şirketlere hali hazırda 30 milyar dolarlık bir yatırım fırsatını sunabiliriz” diye konuştu. İran’ın Türkiye Büyükelçisi Ali Rıza Bigdeli, ülkesine karşı uygulanan yaptırımların kalkmasıyla enerji sektöründe 30 milyar dolarlık bir yatırım fırsatı doğabileceğini söyledi. 6 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 Büyükelçi, İran gazının transferinin hangi yöntemle gerçekleşeceğinin ve Avrupa ülkeleri ile nasıl bir mutabakat sağlanacağının henüz belli olmadığını ifade etti. ARAS KARGO’NUN %75’İNE DEV TALİP Austrian Post, Aras Kargo’daki payını yüzde 25’ten yüzde 75’e yükseltmeyi planlıyor. DOĞU ANADOLU’YA DEV YATIRIM GELİYOR Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Doğu Anadolu Projesi Eylem Planı’nın detaylarını kamuoyuyla paylaştı. 4 YILDA 21 MİLYAR DOLAR Doğu Anadolu Projesi (DAP) Eylem Planı (2014-2018) kapsamında bölgeye 21 milyar 16 milyon lira yatırım yapılması planlanıyor. Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan DAP Eylem Planı (2014-2018) ile bölgenin mevcut sorunlarının çözülmesi, illerde altyapı sorunlarının giderilerek daha modern ve yaşanabilir kentler oluşturulması ve bölgede ekonomik kalkınmanın, sosyal gelişmenin hızlandırılması hedefleniyor.. Bu projenin gerçekleşmesiyle birlikte, sanayide dev atılımlar olması bekleniyor. TÜRKİYE’DEKİ HEDEFLERİ BÜYÜK Lojistik şirketi Austrian Post’un yöneticisi Georg Poelzl, şirketin Türkiye’de büyümek istediğini ifade ederek, Aras Kargo’da yüzde 25 olan paylarını yüzde 75’e yükseltmeyi planladıklarını söyledi. BEDAŞ’IN YENİ GENEL MÜDÜRÜ BELLİ OLDU Abdullah Atalay’ın milletvekili adayı olmasından sonra boşalan Boğaziçi Elektrik Genel Müdürlüğü koltuğuna Mehmet İslamoğlu atandı. Atama kararının 20 Nisan itibari ile alındığı açıklandı. TÜRKİYE’DE AÇLIK SINIRI ASGARİ MAAŞIN ÜSTÜNDE Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Nisan ayında gıda harcamalarının yüzde 2.49 arttığını, dört kişilik ailenin açlık sınırının 1,334 liraya, yoksulluk sınırının ise 4,344 liraya yükseldiğini açıkladı. Asgari maaş 2015 yılının ilk yarısında 900 Lira, ikinci yarısında ise 1000 Lira olarak yükseldi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 7 KISA HABERLER Bir ay ücretsiz elektrik müjdesi Antalya, Burdur ve Isparta bölgesinin yaygın elektrik satış firması CLK Akdeniz Elektrik, abonelerine 1 ay ücretsiz elektrik müjdesi verdi. BEDAVA ELEKTRİKTEN KİMLER YARARLANIYOR? Kampanyadan, yıllık elektrik tüketimi 4000 kwh ve üzeri olan, başka bir deyişle aylık faturası 130 TL ve üzeri olan tüm mesken abonelerinin yararlanabileceği bildirildi. BIST Genel Müdürü Tuncay Dinç oldu Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü’ne Tuncay Dinç getirildi. Borsa İstanbul’da Genel Müdürlük görevine Yönetim Kurulu Üyesi Tuncay Dinç atandı. İNGİLTERE’DE PINAR DEVRİMİ İngiltere’de Pınar Labne ve Pınar Kahvaltı Keyfi Beyaz Peynir ürünleri tüketicilerin beğenisine sunuldu. KAPALIÇARŞI MODERNE AÇILIYOR 70’e yakın dükkanın boşaltılması ve buna karşı yapılan eylemlerle gündeme gelen Sandal Bedesteni’ni bugünkü kirasının 7 katına 20 yıllığına alan OB Makine’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özden, eski Kapalıçarşı’yı yeniden hayata geçireceklerini söyledi DEV YATIRIM Vakiflar Genel Müdürlüğüne ait olan ve aylık 120 bin TL kiranın toplandığı alanı 3 yıl aylık 855 bin TL, 3 yıl sonunda ise enflasyon artı 1 milyon 305 bin TL kira karşılığında aldıklarını kaydeden Hü- 8 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 seyin Özden, 3 yıl sürecek tadilat için 3.5 milyon TL harcayacakları alanı küçük Kapalıçarşı olarak işleteceklerini söyledi. MERKEZ BANKASI REZERVİNDE MİLYARLIK YÜKSELİŞ KARADENİZ’DE HIZLI TREN GEÇECEK Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, yaptığı açıklamada, etüt çalışmaları bitirilen ve ihalesinin yapılması beklenilen Samsun’un Ankara’ya 2 saatte ulaştıracak hızlı tren projesinin büyük ihtimalle 2019 yılında işletmeye alınacağını söyledi. Ulaştırma Bakanlığı’nın halen Samsun-Bolaman (Fatsa) hattı için fizibilite çalışması yaptığını belirten Yılmaz, hızlı trenin Bolaman’a kadar gelmesinin Ordu’nun ihtiyaçlarını karşılayabileceğini söyledi. TCMB’nin toplam rezervleri, 1 milyar 567 milyon dolar artarak 123 milyar 423 milyon dolara yükseldi. Özyeğin yeniden girişimci ‘Başkan’ Endeavor Türkiye’nin (Etkin Girişimci Destekleme Derneği) Türkiye operasyonlarının başkanlığına Murat Özyeğin yeniden seçildi. Başkan Yardımcıları ise Emre Kurttepeli ile Selçuk Yorgancıoğlu oldu. KAYISI KARA YENİLİYOR Dünya kuru kayısı üretiminde ilk sırada yer alan Malatya’da son günlerde yaşanan zirai don, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da zarara yol açtı. Birçok kayısı ağacında zirai don nedeniyle ürün olmazken, yağışların da sürmesi nedeniyle monilya hastalığı meydana geldi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 9 GÜNDEM TEMESİT 9 YILDA DEPO İNŞAATINDA REKOR KIRDI Depo ve raf sistemleri sektöründe dünyanın önde gelen üreticilerinden Temesist, projesini bir tık daha ileri götürerek tamamen insansız çalışacak akıllı depoları üretmek için geri sayıma başladı. Bu kapsamda akıllı depo sistemlerinin patentini alan şirket 2016 yılında Almanya’da Cemat Fuarı’nda ürünü sergilemeye hazırlanıyor. Temesist Raf Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Gül,“Yıllarca Avrupa’dan ithal ettiğimiz mekik robotu 2014 yılında kendi bünyemizde çalışan Türk Mühendislerle ürettik. Aynı yıl robotu daha da geliştirip tamamen insansız çalışan akıllı depolarda kullanılmasını sağlayacak bir projeye başladık. Üniversiteler ve TÜBİTAK’tan destek aldığımız Ar-Ge çalışmalarımız da sona gelindi. Ürünün patentlerini ve CE sertifikaları aldık.Akıllı depo sistemimizi 2016 yılında Almanya’da Cemat Fuarı’nda sergile- meyi hedefliyoruz” dedi. TEMESİST 9 YILDA DEPO İNŞAATINDA BİRÇOK ŞİRKETİ GEÇTİ İngiltere, Hırvatistan, Bulgaristan olmak üzere 42 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Temesist Raf Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Gül, “Çin, Hindistan, Dubai, Suudi Arabistan’dan yüksek teknoloji mekik robotlarımıza yoğun talep alıyoruz. Giydirme raf sistemlerinde 9 yılda Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde 137 adet binasız giydirme raf sistemli depo inşa ederek dünya rekoru kırdık.Son olarak Bulgaristan’da Avrupa’nın en büyük deposunu tamamladık. Mekik robotu üreten dünyada 7 üretici var. Yapmış olduğumuz araştırma sonucunda diğer rakiplerimize göre robotlarımız sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Robotlarımız -30 derecede bile rahatlıkla çok uzun sürelerde çalışabiliyor” diye konuştu. AR-GE ÇALIŞMALARI SON SÜRAT DEVAM EDİYOR Hedeflerinin dünya depo ve raf sistemlerinde dünya liderliği olduğunu dile getiren İbrahim Gül şöyle devam etti: “Tüm teknolojik innovasyonları firmamıza kazandırmaya çalışıyoruz. Üniversitelerle, bu alandaki uzmanlarla ve devletimizin desteğiyle Ar-Ge faaliyetlerimize gece gündüz demeden devam ediyoruz. İthalatın önüne geçip teknoloji üretip dünyaya satmak için çabalıyoruz.” Temesist Raf Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Gül, “Çin, Hindistan, Dubai, Suudi Arabistan’dan yüksek teknoloji mekik robotlarımıza yoğun talep alıyoruz. Giydirme raf sistemlerinde 9 yılda Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde 137 adet binasız giydirme raf sistemli depo inşa ederek dünya rekoru kırdık. 10 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 ASTRONOTLARIN YEMEĞİ KIRIKKALE’DEN ÇIKACAK Son yıllarda astronot gıdasının ham maddesi olarak tanınan kinoa, Kırıkkale’de de ekilmeye başlandı. Astronot gıdasının ham maddesi olarak tanınan kinoa, bölgenin kurak olması ve şartların el vermesi nedeniyle Kırıkkale’de de ekilmeye başlandı. Balışeyh ilçesine bağlı Beyobası köyündeki 15 dekarlık tarlaya ekilen kinoanın, araziye uyumu ve verimine bakılarak ilerleyen yıllarda alternatif ürün olarak ekilmesi planlanıyor. “YENİ BİR BİTKİ” Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Recep Kırbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kinoanın, Kırıkkaleli ve Türk çiftçiler için yeni bir bitki olduğunu, bitkinin daha çok İspanya, Portekiz, Peru, Kolombiya, Bolivya ve Şili’nin de aralarında bulunduğu ülkelerde ve And Dağları’nın eteklerinde yetiştirildiğini söyledi. KİNOANIN GEÇMİŞİ İNKA’YA DAYANIYOR Kinoanın geçmişinin, 5 bin yıl öncesine dayandığını belirten Kırbaş, “İnkaların kinoayı ektiği, arkeolojik kazılarda tespit edilmiştir. Pirinç ve buğday gibi tahıl grubunda yer alan bir bitki. Kinoa, protein, vitamin ve mineraller yönünden zengin ve NASA’nın araştırmalarına konu olmuş. Çünkü daha küçük hacimlerde daha yüksek besleyicilik özelliği var. Bundan dolayı uzmanlar uzay yolculuklarında bu bitkiden yararlanma yoluna gitmişler” diye konuştu. ASTRONOTLAR NEDEN KİNOA YER? Kırbaş, kinoanın 100 gramında 370 kalori enerji, yaklaşık 6 gram yağ, 70 gram karbonhidrat ve 6 gram lif bulunduğunu anlattı. Kinoa’nın temel aminoasitlerle birlikte bol miktarda kalsiyum, demir ve fosfor içerdiğini ifade eden Kırbaş, astronotların az yer kaplayıp besleyici özelliği yüksek bu bitkiden yapılan yiyecekleri tercih ettiklerini vurguladı. “KURAK BÖLGELERDE YETİŞMESİ AVANTAJ” Kırbaş, kinoayı ilk etapta 15 dekarlık alanda yetiştireceklerini belirterek, “Kinoa bitkisi- nin tohumunu ilgili firmadan temin ettik ve ekimine başladık. Bitki, 4000 metre yükseklikteki alanlarda yetişiyor. İki buçuk metreye varan boyu var. Toprak şartlarına çok geniş bir adaptasyon yeteneğine sahip. Kurak bölgelerde yetişiyor olması da bizler için avantaj” dedi. “ÇÖLYAK HASTALARI DA TERCİH EDİYOR” Kinoanın, çölyak hastaları için de tamamen doğal bir ürün olduğuna dikkati çeken Kırbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “İçerisinde gluten bulunmadığı için çölyak hastaları da tercih etmektedir. Dekara 200 gram ekip, 200 kilogram verim bekliyoruz. Şu anda pazarlama konusunda bir sorunumuz yok. Tohumu temin ettiğimiz firma ürünü de alma garantisi verdi. Sözleşmeli üretim söz konusu. İlimiz topraklarına ve yüksekliğine uygun bitki olacağını bekliyoruz.”Kırbaş, kinoanın hububat ekim ve hasat makineleriyle işlenebildiğini de sözlerine ekledi.Kinoanın ekimini yapan çiftçi Yunus Emre Akyüz de bitkiyi, İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü mühendislerinin önerdiğini söyledi. Kinoa ekiminde ilçeye öncülük yaptıklarını belirten Akyüz, “Çiftçiye alternatif bir ürün olacağına inanıyoruz” dedi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 11 GÜNDEM ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI KURULMADAN ÜNLENDİ... Uzmanlar, söz konusu bankanın Asya ülkelerinin kalkınma ve altyapı yatırımlarının finansmanı açısından, Japonya ve Amerika’nın büyük hissedarı olduğu Asya Kalkınma Bankası karşısında yeni oyun kurucu olacağı belirtiliyor. Türkiye’nin de üyelik başvurusu yaptığı Asya Altyapı Yatırım Bankasına kurucu üye olmak için başvuran ülke sayısı 40’ı geçti. TÜRKİYE DE BANKAYA ÜYELİK BAŞVURUSUNDA BULUNDU Çin’in girişimiyle kurulma çalışmaları devam eden, Türkiye’nin de üyelik başvurusunda bulunduğu Asya Altyapı Yatırım Bankasına kurucu üye olmak için başvuran ülke sayısı 40’ı geçti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, Salı günü itibarıyla 30 ülkenin uluslararası inceleme prosedürlerinden geçerek, bankanın kurucu aday üyesi olduklarını söyledi. İSRAİL’İN BAŞVURUSU DİKKAT ÇEKİYOR Çin’in öncülüğünde kurulacak Asya Altyapı Yatırım Bankasına kurucu üye olmak son gün olan 31 Mart itibarıyla, Çin, Bangladeş, 12 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 Kamboçya, Hindistan, Endonezya, Kazakistan, Kuveyt, Malezya, Maldivler, Moğolistan, Myanmar, Nepal, Yeni Zelanda, Umman, Pakistan, Filipinler, Brunei, Laos, Tayland, Suudi Arabistan, Singapur, Sri Lanka, Tacikistan, Özbekistan, Vietnam, Katar, Ürdün, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Avustralya, Güney Kore, Danimarka, Avusturya, İsviçre, Rusya, Türkiye, Lüksemburg ve İsrail başvurdu. ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI’NIN SERMAYESİ NE KADAR OLACAK? Çin, bankanın kuruluş sermayesinin 50 milyar dolarlık kısmını karşılayacağını taahhüt etmişti. Bankanın toplam sermayesinin 100 milyar dolar olması hedefleniyor. Bankanın 2015 sonunda faaliyetlerine başlaması bekleniyor. Uzmanlar, söz konusu bankanın Asya ülkelerinin kalkınma ve altyapı yatırımlarının finansmanı açısından, Japonya ve Amerika’nın büyük hissedarı olduğu Asya Kalkınma Bankası karşısında yeni oyun kurucu olacağı belirtiliyor. Japonya ve ABD söz konusu bankaya kurucu üyelik başvurusu yapmadı. Türkiye, Asya Altyapı Yatırım Bankasına üyelik başvurusunu 26 Martta yaptığını duyurmuştu. ALİ BABACAN MERKEZ BANKASI HAKKINDA NET KONUŞTU Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası hakkında net konuştu. Ekonominin sadece Türkiye’ye göre değerlendirilmeyeceğini söyleyen Babacan, ekonomi reformlarının önemini açıkladı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Merkez Bankası’nın kullanacağı araçları kendisinin belirlediğini söyledi. EURO’NUN KAYBI BÜYÜK Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Merkez Bankası’nın kullanacağı araçları kendisinin belirlediğini söyledi. Kısa vadede farklı sebeplerden dolayı kurda oynaklık yaşanabileceğini ifade eden Babacan, son 1 yıllık dönemde euronun dolar karşısında TL’den daha fazla değer kaybettiğini söyledi. Meclis’te muhalefetin verdiği soru önergesini yanıtlayan Babacan “Kamu borcunun GSYH’ye oranı yüzde 33’e geriledi. BDDK bankacılık sektörünü yakında izliyor” diye konuştu. EKONOMİ SADECE YURT İÇİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLEMEZ ABD Merkez Bankası Fed’in atacağı adımların küresel piyasalar için önemli olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı, değer- lendirme yapılırken dış koşulların da dikkate alınması gerektiğini söyledi. Cari açık ve enflasyon gibi konulara da değinen Babacan “Önceliğimiz cari açık ve enflasyon ile mücadele ve büyümeyi reformlarla artırmak. Bu alanlarda Orta Vadeli Program’da öngörülenden daha iyi duruma gelebiliriz” dedi. TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTEN FAKTÖRLER NELERDİR? Reformlarla Türkiye’nin büyümesini sürdürülebilir şekilde artıracaklarını kaydeden Babacan, Türkiye’nin en büyük zenginliğinin güven ve istikrar ortamı olduğunu ifade etti. Şeffaflıkla ilgili reformların büyük oranda tamamlandığını söyleyen Başbakan Yardımcısı, bu reformların yeni yasama dönemine kalabileceği kaydetti. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 13 GÜNDEM BEŞİKTAŞ’IN TAŞI TOPRAĞI ALTIN Gayrimenkul veri şirketi REIDIN’den edinilen verilere göre; 2015’in Mart ayında Beşiktaş’ta konut metrekare fiyatları yıllık yüzde 24,7 artarak 5 bin 885 liraya ulaştı. “Taşı toprağı altın” olarak nitelendirilen İstanbul’un ilçelerinde konut metrekare fiyatları her geçen yıl artarken, Beşiktaş değerine değer katan ilçeler arasında başı çekti. İSTANBUL’DA HER GEÇEN ZAMAN TOPRAĞI KIYMETLİ HALE GETİRİYOR Tarih boyunca cazibe merkezi olma özelliğini yitirmeyen İstanbul’da, artan nüfus ve birçok önemli projeye ev sahipliği yapması gibi faktörler, her geçen yıl şehirde konut fiyatlarının daha da yükselmesini beraberinde getiriyor. Bu özelliğiyle “taşı toprağı altın” deyiminin de hakkını veren İstanbul’da, birçok ilçe yatırımcıların gözdesi altından daha fazla değerleniyor. BEŞİKTAŞ’TA METREKARE FİYATLAR NE KADAR? Gayrimenkul veri şirketi REIDIN’den edinilen verilere göre; 2015’in mart ayında Beşiktaş’ta konut metrekare fiyatları yıllık yüzde 24,7 artarak 5 bin 885 liraya ulaştı. Bu sonuçla Beşiktaş, söz konusu dönemde fiyatı yüzde 10,6 yükselen gram altından daha fa- 14 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 zla kazandırarak değerine değer kattı. Gram altının fiyatı, geçen yılın mart ayında bulunduğu 88,37 lira düzeyinden yükselişe geçerek, bu yılın mart ayını 98,86 liradan tamamlamıştı. Beşiktaş ayrıca, mart ayında 5 bin 885 lirayla, İstanbul’un konut metrekare fiyatı en yüksek ilçesi olarak belirlendi. Bu ilçeyi, 5 bin 236 lira metrekare fiyatıyla Sarıyer ve 5 bin 94 lira metrekare fiyatıyla Kadıköy takip etti. Söz konusu 1 yıllık dönemde konut metrekare fiyatları Sarıyer’de yüzde 22 ve Kadıköy’de yüzde 10,7 artış kaydederek, altındaki fiyat artış oranından daha fazla getiri sağladı. EN UCUZ KONUTLAR SULTANBEYLİ’DE İstanbul’da bu yılın mart ayında konut metrekare fiyatlarının en ucuz olduğu ilçe 887,7 lira ile Sultanbeyli oldu. Buna karşın söz konusu ilçede konut fiyatları mart ayında yıllık yüzde 17,8 artarak konut sahiplerini sevindirdi. Sultanbeyli’nin ardından mart ayında metrekare başına en ucuz konutun bulunduğu ikinci ilçe Silivri olarak kayıtlara geçti. Söz konusu dönemde Silivri’de metrekare fiyatları bin 189,5 lira seviyesinde bulunurken, yıllık artış oranı yüzde 16,1 oldu. İstanbul’da, mart ayı konut metrekare fiyatının en düşük olduğu ilçeler sıralamasında bin 263,3 lira ile Esenyurt üçüncü sırada yer aldı. Esenyurt’taki yıllık metrekare fiyatı artışı ise yüzde 14,1 düzeyinde gerçekleşti. Bu sonuçlarla İstanbul’un en düşük konut metrekare fiyatına sahip ilçeleri Sultanbeyli, Silivri ve Esenyurt da altına meydan okuyan ilçeler arasına girdi. ERKEN REZERVASYON SAYESİNDE YAZ GELMEDEN TATİL GELDİ Bu yıl 3.5 milyon kişi yarı fiyatına yaz tatili yapacak. Kasım ayında başlayan erken rezervasyon imkanından yararlananlar yüzde 50 ucuz fiyatla tatil yapmanın keyfini sürecek. ERKEN REZERVASYON SAYESİNDE YAZ GELMEDEN TATİL GELDİ Bu yıl 3.5 milyon kişi yarı fiyatına yaz tatili yapacak. Kasım ayında başlayan erken rezervasyon imkanından yararlananlar yüzde 50 ucuz fiyatla tatil yapmanın keyfini sürecek. TÜRKİYE’DE ERKEN REZERVASYON HANGİ DÜZEYDE? Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, 2015 yılında erken rezervasyondan faydalanacak Türk turist sayısının 3.5 milyon kişiye ulaşacağını açıkladı. Ulusoy, 2009 yılında 300 bin kişinin faydalandığı erken rezervasyon imkanından 2012 yılında 2 milyon, 2013’te 2.5 milyon ve 2014 yılında da 3 milyon kişinin faydalandığını belirterek, “Erken rezervasyona ilgi her yıl 500 bin kişilik katılımlarla devam ediyor” dedi. Ulusoy, “Bu ilgi vatandaşlarımızın tatil alışkanlığındaki dönüşümü gösteriyor. Erken rezervasyonda Kemer başta olmak üzere Belek, Side, Alanya, Marmaris, Bodrum ve Çeşme en çok talep gören yerler” diye konuştu. İZİN YOKSA İPTAL VAR Erken rezervasyon yaptırdıkları tarihte izin alama- yanlar için iptal sigortasının devreye girdiğini hatırlatan Ulusoy, “Tur bedelinin çok küçük bir miktarı kadar sigorta primi ödeyerek bu imkandan yararlanmak mümkün. Sigorta yaptıranlar işyerinden izin alamaz ya da başka bir engel çıkarsa, tura ödedikleri paranın tamamını geri alabiliyor” diye konuştu. KASIM AYINDA REZERVASYON YAPTIRAN %50 İNDİRİMİ ALIR VIP Turizm yetkilileri, yurtdışı turlarda yüzde 30 artış olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “Bayram turlarımızın kontenjanlarını doldurduk. 2015 tatil dönemlerinin geçen seneye göre daha uygun günlere gelmesinin artışta etkisi büyük. Yurt içindeki indirim furyasına girmedik. Kasım sonunda yüzde 50 indirimli diye girilen erken rezervasyon dönemi hâlâ neredeyse aynı şekilde devam ediyor. Buna yaz boyunca devam edecek tesisler gözlemlenecek. Erken rezervasyonda fiyat açısından yüzde 40’a varan indirim avantajı ile ilk rezervasyon yapanlar gerçek bir avantaj yakaladı. Ki yurt dışı turlar için bu oran oldukça yüksek. Son dakika satışlarda fiyatlar artabiliyor. Ayrıca istenilen turda kontenjan kalmama durumu da olabiliyor. Bazen kontenjanımız olan yerler için özel son dakika fırsatları da sunuyoruz. Bazı destinasyonlarda son dakika cazibesi de olabiliyor. Her an bir sürpriz sunabiliyoruz. Yurt dışı turlar için erken rezervasyonu kasım ayında başlatıp mart ayının sonuna kadar farklı etaplar ve oranlarla devam ediyoruz. İç turizmde son dakika fırsatları da erken rezervasyon kadar etkili.” Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 15 GÜNDEM Serhat Günay Setur Yurt İçi Operasyon Müdürü ‘Lüks ve butik otellere ilgi arttı’ “Erken rezervasyon talebi bu yıl yüzde 50 artış gösterdi. Kampanyayı bu yıl kasım ayında başlattık. Geçen yılın aynı dönemine göre artan oranda ilgi var. Rusya, Ukrayna ve BDT ülkelerindeki sıkıntılar sebebiyle tesislerin de iç pazara olan ilgisi ve bu pazara yönelik yaptıkları pazarlama yatırımları arttı. Yurt içi satışlarımızın yüzde 35’i erken rezervasyon döneminde gerçekleşiyor. Ege Bölgesi otellerinde ve butik otellerde yüzde 135 artış oldu. Butik otellere ve lüks otellere ilgi yüzde 70 arttı. Erken rezervasyon yaptıranlar tatil bütçelerinden neredeyse yarı yarıya oranda tasarruf ediyor, sezondaki fiyatlara göre yüzde 45’e varan oranlarda indirimli tatil yapabiliyor. Erken rezervasyon döneminde yapılan rezervasyonların, tesise giriş gününden 72 saat öncesine kadar kesintisiz iptal edilebilme imkanı da bu kampanyayı oldukça avantajlı kılıyor.” Sarp Özkar Prontotour Satış ve Pazarlama Müdürü ‘Yurt dışı turlarda % 25 fiyat avantajı’ “2014 yılında erken rezervasyon, kapasitemizin yüzde 27’si kadar olmuştu, bu yıl yüzde 45’e ulaştı. Kasım sonuna veya aralık ortasına kadar süren ilk erken rezervasyon döneminde turunu satın alan tüketiciler, yurt dışı turlarında yüzde 25’e varan indirimler alarak, bazı turlarda maliyet, bazı turlarda ise maliyetin altına seyahat etme şansı buluyor. İkinci erken rezervasyon dönemi 15 Aralık - 31 Ocak gibi, maliyetin yüzde 10 gibi üzerinde yine bir avantajlı satın alma söz konusu. Son erken rezervasyon 28 Şubat’a kadar alındığında, sezon fiyatlarından yüzde 7-10 gibi bir avantaj sağlanmış oluyor. Yurt dışı turlarda erken rezervasyonu 28 Şubat’ta bitiriyoruz.” Figen Erkan Jolly Tur Genel Müdürü ‘Tatilci erken rezervasyona alıştı’ “Erken rezervasyonu Kasım 2014’te başlattık. En yüksek büyüme oranlarına ulaştığımız alan; yurt dışı oldu. Yurt dışı turlarda geçen yıla göre talepte yüzde 50 artış var. Cruise talepleri de yüzde 50 arttı. Yurt içi otellerde ise geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında yüzde 45’lik büyüme söz konusu. Erken rezervasyon kampanyaları, artık yerli tatilcilerde ciddi bir alışkanlık halini almaya başladı. Geçen yıl toplam yurt içi otel satışlarımızın yüzde 50’sini erken rezervasyonlu satışlar oluşturdu. Hızla yükselerek giden bu ivmede bu yıl da yüzde 60 oranında erken rezervasyon satışı bekliyoruz. Kasımda yüzde 16 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 50’lik indirimle sezonu başlattık. Erken rezervasyon sigortası bir başka önemli avantaj. Misafirlerimiz 10 TL’den başlayan fiyatlarla bu güvenceye sahip olabiliyor. Bu yıl erken rezervasyon kampanyamızı tüm ürünlere uygulayarak avantajlı fiyatlar ile hizmet kalitemizi tüm ürünlerimizde sunduk. Kampanyayı 8 Haziran’da bitireceğiz.” Suat Özbek Etstur Yurt içi Turlar Direktörü ‘Bu yıl erkenciler daha kârlı çıktı’ “Geçen sene erken rezervasyon döneminde 300 bini yakaladık, yıl sonu ortalaması ise 740 bin olarak gerçekleşti. Bu yıl kampanyamızın 4. döneminde ise geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 61’lik artış yakaladık. Bu tüm zamanların en iyi artış oranı. Dış pazarlardaki bazı dinamiklerin değişmesi, Türkiye’ye olan taleplerinin düşmesi bu sene erken rezervasyon döneminde geçen senenin de altında fiyatlarla satın alma imkanı sağladı. Erken rezervasyon kasımda yüzde 45 indirimle başladı. Sonra her ay yüzde 5’lik oranda azalarak devam etti. 4 Mayıs’a kadar da devam ediyor. Zaman varken herkese bu fırsatı değerlendirmeyi tavsiye ediyoruz. Misafirler artık daha bilinçli, karşılaştırıyor, araştırıyor ve ağırlıklı olarak en avantajlı fiyatları elde ettiği kampanyanın ilk dönemlerinde satın alma yapıyor. Ayrıca oda garantisi sağlanmış oluyor. Son dakikaya kalındığı zaman istediğiniz tesiste pahalı fiyattan da olsa yer bulamama riski olabiliyor.” Mehmet Kamçı Coral Travel Türkiye Genel Müdür Vekili ‘Ulaşım açısından da kazançlı’ “Coral Travel Türkiye olarak 16 Nisan itibarı ile erken rezervasyonlarımızda geçen yılın aynı dönemine göre rezervasyon adedinde yüzde 118 oranında bir artışımız bulunuyor. Erken rezervasyonla tatil satın alan misafirler, tercih ettikleri otele göre değişmekle birlikte, yüzde 20 ile yüzde 40 arasında fiyat avantajına sahip oluyor. Ayrıca yüksek sezonda tercih ettikleri otelde ya da oda kategorisinde (deniz manzara, villa, suite vs.) yer bulamama ihtimali de ortadan kalkıyor. Tatillerinde ulaşım aracı olarak uçak alternatifini tercih eden misafirler, erken rezervasyon döneminde tatil satın aldıklarında ulaşımda da büyük fiyat avantajından yararlanmış oluyor. Erken rezervasyon kampanyası bu sene kasım ayında yüzde 50’ye varan indirim oranları ile başladı. Bu oran nisanda yüzde 35’e geldi. Kampanya 1 Haziran’da bitecek.” BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NDAN EKONOMİ ÜZERİNE ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR Başbakan Davutoğlu, İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi’ni açıkladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Hukuk düzenimize dönük yapılan saldırı aslında Türkiye’de istikrara, istikrarla birlikte Türkiye’nin 12 yıl içinde başarmış olduğu büyük ekonomik hamlesine dönük de bir saldırıdır” dedi. EKONOMİNİN TEMELİNDE HUKUK VAR Davutoğlu, Başbakanlık Çankaya Köşkü’ndeki İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi’ne ilişkin basın toplantısında, Türkiye’nin aynı direnç ve kararlılıkla yolunda yürüyeceğini söyledi. Dün açıklamayı planladıkları paketi, yaşanan gelişmeler dolayısıyla bugüne aldıklarını anımsatan Davutoğlu, ülkelerin kalkınmalarında hukuk düzeninin temel teşkil ettiğini vurguladı. Hukuk düzeninin, nihayetinde temel insan hak ve özgürlüklerinin, ekonomik yatırımları da ilgilendiren ekonomik özgürlüklerin ve bu özgürlüklerin hayata geçirilmesini sağlayan kamu düzeninin, dolayısıyla güvenlik ortamının temin edilmesine bağlı olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: “Dolayısıyla demokrasi, hukuk düzeni ve ekonomik kalkınma birbirlerinin mütemmim cüzleridir. Birinin olmadığı yerde diğerinin bulunması mümkün değil. Hukuk düzenimize dönük yapılan saldırı aslında Türkiye’de istikrara, istikrarla birlikte Türkiye’nin 12 yıl içinde başarmış olduğu büyük ekonomik hamlesine dönük de bir saldırıdır. Dün de çok açık görüldüğü gibi milletimiz bu saldırılar karşısında birliğini, beraberliğini muhafaza etmiş, teröre karşı toplumsal direncimizin ne kadar güçlü olduğu bir kez daha ortaya konulmuştur. Dünya bir taraftan uluslararası terörle güvenlik sorunları yaşarken diğer taraftan bir ekonomik kriz sürecinden geçmekte. Bunu hepimiz görüyoruz. Türkiye’de de terör saldırıları ihtimali ile ekonomik hayat arasında, kamu düzeni ile ekonomik kalkınma arasındaki irtibatı sağlayan, koruyacak olan temel Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 17 GÜNDEM saik demokrasinin güçlendirilmesi, hukuk düzeninin tahkim edilmesi ve güven ve istikrarın temin edilmesidir. 7 Haziran seçimlerine giden süreçte en önemli husus bu konuda Türkiye’de 12 yılda sağlanan güven istikrar ortamının korunması, muhafaza edilmesidir. Bu çerçevede hükümetimiz bir taraftan Türkiye’de özgürlük ve güvenlik alanlarının korunmasını temin ederek, diğer taraftan da bunların hem sonucu hem de altyapısını oluşturan ekonomik kalkınmayı ve bu kalkınma yolunda atılacak adımları tam bir bütünlük içinde ortaya koymaktadır.” Özellikle Avrupa’daki ekonomik krizin gösterdiği çok açık bir gerçek olduğuna işaret eden Davutoğlu, istihdamı önceleyen, üretime dönük, sanayi yatırımlarının ve reel sektörün güçlü olduğu ekonomilerin konjonktürel krizlere daha dirençli olduklarını belirtti. Hizmet ağırlıklı ya da üretim boyutu zayıf ekonomik yapıların ise komşu bazı ülkelerde görüldüğü gibi bunlara dayanmasının çok güç olduğuna değinen Davutoğlu, şöyle konuştu: TÜRK EKONOMİSİ BİRÇOK ÜLKENİN ÜSSÜDÜR “Türkiye’nin en önemli özelliklerinden birisi Türk ekonomisinin son 12 yılda yaptığımız reformlarla çok güçlü bir üretim üssü haline gelmiş olmasıdır. Şu anda Türk ekonomisi, Orta Avrupa’da Almanya, Fransa, İtalya hattından Hindistan, Çin hattına kadar olan bölgeyi bir ekonomik havza olarak değerlendirirseniz Asya’nın, Afrika ve Avrupa’nın bu hat dışındaki en büyük üretim üssüdür. Bu üretim üssü niteliğini de korumaya kararlıyız. Bu çerçevede önemli adımlar attık. 62. Hükümet olarak da temel hedefimiz, Türkiye’nin üretim alanında yapısal bir değişim yaşayarak, yüksek teknoloji yoğunluklu üretime geçiş altyapısını kurmak, insan dokumuzu da bu çerçevede niteliksel bir değişime yöneltmek şeklinde olmuştu.” Başbakan Davutoğlu, açıklayacakları 11 ayaklı tedbir paketi ile üretimi, istihdamı teşvik edeceklerini, sanayi yatırımlarının ve reel sektörün üretim imkanlarını geliştirecek bazı önemli adımlar atacaklarını bildirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, toplum yararına çalışma kapsamında 120 bin yeni istihdam sağlanacağını bildirdi. Davutoğlu, Başbakanlık Çankaya Köşkü’ndeki İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi’ne ilişkin basın toplantısında, atılan adımların hem gelir dağılımını düzeltecek hem de piyasadaki talebi artırarak üretimi teşvik edecek nitelik taşıdığını belirtti. Bin 100 liranın altında emekli aylığı alanlara 100 lira seyyanen zam yapılacağını anlatan Davutoğlu, “Uygulamada ise bin liranın altında olan her bir emekli 18 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 aylığına 100 lira zam yapıyoruz, bin liranın üstüne geçen aylıklarda da bin 100 liraya tamamlıyoruz. Bu, yaklaşık 4 milyar liralık katkının 5 milyon emekli vatandaşımıza aktarılması anlamına geliyor. Emeklilerimizin hayat standardının düzeltilmesi yönünde son derece önemli bir adım” diye konuştu. Emekli olup ticaret faaliyetinde bulunan 630 bin emekli için de sosyal güvenlik destek primi olarak yüzde 15’lik kesintinin yüzde 10’a çekildiğini ifade eden Davutoğlu, aylıklara ortalama 50 liralık artış getirildiğini belirtti. Davutoğlu, 570 binin üzerinde vatandaşın faydalandığı 145 lira olan 65 yaş aylığını, yüzde 37’lik artışla 200 liraya çıkardıklarını, söz konusu kişilere yaklaşık 342 milyon liralık kaynak aktarımının söz konusu olacağını kaydetti. BÜYÜME RAKAMLARI MÜTEVAZİ GÖZÜKSE DE KRİZ VAR Büyüme rakamlarının açıklandığını anımsatan Davutoğlu, Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 2,9 büyüdüğünü, bu rakamın hedeflere göre mütevazı göründüğünü ancak dünya ekonomisinin büyük bir krizden geçtiğinin unutulmaması gerektiğini bildirdi. Türkiye’nin göreceli olarak Avrupa’da en hızlı büyüyen ülkeler arasında olma niteliğini koruduğunu dile getiren Davutoğlu, “Avrupa Birliğinin ortalama büyüme hızı yüzde 1,3, Avro Bölgesinin yüzde 0,8, Latin Amerika’nın yüzde 1,3. Yani Avro Bölgesi yüzde 0,8 büyürken Türkiye ekonomi yüzde 2,9, takriben Avro Bölgesinden dört misli daha fazla büyüme hızı sağlıyor. Alacağımız tedbirlerle ümit ederiz ki bu sene hem büyüme hem üretim artışı birlikte gelecek. Birer birer bu konulara yoğunlaşırsak aslında birincisi istihdam artırıcı adımlar mahiyetinde ilk olarak İŞKUR’dan işgücü desteği, yeni işçilerimizin iş hayatına başlamaları esnasında devletin işverenlere çok ciddi katkıları olacak” diye konuştu. - İşbaşı Eğitim Programında çalışacak kursiyerlere asgari ücret ödenecekÖzel sektör işyerlerinde 6 ay süreyle İşbaşı Eğitim Programında çalışacak kursiyerlere İŞKUR tarafından net asgari ücret ödeneceğini vurgulayan Davutoğlu, yani bir işverenin yeni bir işçi alımı için planlama yaptığında 6 aylık iş başı eğitim programı esnasında ücretlerin asgari ücret olarak İŞKUR tarafından ödeneceğini, bunun işverenlerin istihdama tevşik edilmesi yanında ciddi bir mesleki eğitim desteği olduğunu kaydetti. Bunun işçilerin niteliğini değiştirecek dev bir adım olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şöyle konuştu: “6 ay boyunca işverene hiçbir maliyet bu anlamda yüklenmeyecek şekilde asgari ücret İŞKUR tara- fından ödenecek. İşverenin kursiyerler için yaptığı harcamalar, vergi matrahından düşürülebilecek. Yani işveren, kursiyerler için harcama yapıyor bu da vergi matrahından düşürülecek. İşbaşı Eğitim Programı sonrası kursiyerler aynı işkolunda işe alınırsa yani otomotiv sektörü, ayakkabıcılık sektöründe 6 ay eğitim alındı bu sürede ücret, asgari ücret olarak İŞKUR tarafından ödenecek, 6 ay sonra o işyerinde işe alınırsa imalat sektöründe 42 ay takriben 3,5 yıl, diğer sektörlerde ise 30 ay boyunca 2,5 yıl SGK işveren primi İŞKUR tarafından ödenecek. Yani toplamda 4 yıllık destek sağlanmış oluyor imalat sektöründe. 6 ayı eğitim olarak doğrudan İŞKUR tarafından asgari ücret şeklinde dönem dönem, 3,5 yılda SGK işveren priminin İŞKUR tarafından ödendiği dönem... Böyle bir geçiş sağlıyoruz. Önce bütünüyle İŞKUR ödüyor 6 ay, sonra 3,5 yıl SGK işveren primi ödeniyor. 4 yıllık bir destek sağlanıyor. Diğer sektörler de ise bu 6 ay artı 2,5 yıl şeklinde. 2015 Temmuz ayına kadar işbaşı eğitimine başlanmış olması halinde ilave 6 ay daha desteklerden faydalanılacak. Yani önümüzde aylarda yılın ilk yarısında istihdama daha da teşvik etmek için temmuza kadar bu işbaşı eğitimi başlanırsa, işbaşı eğitim için verilecek destek 6 ay değil 1 yıl olacak.” - Toplum yararına çalışanların sayısı artırılacakDavutoğlu, bugün imzalanacak kararnamede de toplum yararına çalışma kapsamında 120 bin yeni istihdam alanı oluşturulacağını söyledi. Yatırım teşvikleri bağlamında yatırımcıya daha çok vergi indirimi sağlayacaklarını bildiren Davutoğlu, 2015 ve 2016 yıllarında yatırım dönemi için vergi indiriminin artırılacağını kaydetti. Yatırım döneminin ilk aşamada teşvik edilmesinin, daha işletme üretime geçmeden yapılacak destek anlamına geldiğini belirten Davutoğlu, yatırımcıların 2015 ve 2016 yıllarında gerçekleştirecekleri yatırım harcamaları için yatırım döneminde mevcut diğer tüm faaliyetlerinden elde edecekleri tüm kazançlarına daha yüksek miktarda vergi indirimi uygulanacağını söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti: “2015-2016 harcamaları için yatırıma katkı tutarının yatırım döneminde uygulanacak oranları birinci bölgede daha önce hiç yoktu, mevcut durumda yatırım döneminde vergi indirimi birinci bölgede yoktu şimdi yüzde 50 artırıyoruz. İkinci bölgede yüzde 10’dan yüzde 55’e, üçüncü bölgede yüzde 20’den yüzde 60’a, dördüncü bölgede yüzde 30’dan yüzde 65’e, beşinci bölgede yüzde 50’den yüzde 70’e, altıncı bölgede yüzde 80 olarak muhafaza ediyoruz. 5 milyon lira yatırım yapıldığında 4. bölgede, yatırıma katkı oranı yüzde 30’du. Bunun 450 bini yatırım döneminde, 1 milyon 50 bin lirası da işletme dönemindeydi. Yani yatırım dönemindeki oran yüzde 30 iken 5 milyon liralık yatırım için tablo bu... Ama şimdi bunu yüzde 65’e çekiyoruz. Yatırım döneminde 975 bin lira, işletme döneminde 525 bin lira. Yani yatırım döneminde daha üretime geçmeden işletme aşamasına geçmeden yapılacak desteği dördüncü bölge için yüzde 30’dan yüzde 65’e çekmiş oluyoruz. Bu yatırımlar teşvik anlamında önemli bir adım.” Yüksek teknoloji yatırımlarına tam destek vereceklerini bildiren Davutoğlu, ileri teknoloji sınıfında yer alan yatırımların, öncelikli yatırımlar kapsamına alınacağını ve 5. bölge desteklerinden yararlandırılacağını söyledi. Detaylı olarak son 7 ay içinde en fazla üzerinde durulan hususlardan birinin bu olduğunu ifade eden Davutoğlu, üretimde yüksek teknoloji payının artırılması için teşvikleri genişleteceklerini ve yüksek teknoloji barındıran projelerin beşinci bölge desteğinden istifade edeceğini kaydetti. Davutoğlu, orta yüksek teknoloji içeren proje ve yatırımlar bağlamında da alınacak ek tedbirin görüşülmesine devam edileceğini belirtti. Yeni yatırımcıya daha fazla destek vergi indirimi sağlayacaklarını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti: “2014 yılı sonunda uygulaması sona eren vergi indirimi ve sigorta primi işveren hissesi desteğindeki yüksek oran ve süreler, 31 Aralık 2015 tarihine kadar başlanılacak yatırımlar için uygulanmaya devam edilecek. Şu anda birinci bölge için bölgesel teşvik uygulamalarında yüzde 10 olan oran yüzde 15’e, ikinci bölge için yüzde 15’den yüzde 20’ye, üçüncü bölge için yüzde 20’den yüzde 25’e, dördüncü bölge için yüzde 25’ten yüzde 30’a, beşinci bölgede yüzde 30’dan yüzde 40’a, altıncı bölgede yüzde 35’ten yüzde 50’ye çıkarıyoruz. Büyük ölçekli yatırımlarda ise bu teşvikler birinci bölgede yüzde 20’den yüzde 25’e, ikinci bölgede yüzde 25’ten yüzde 30’a, üçüncü bölgede yüzde 30’dan yüzde 35’e, dördüncü bölgede yüzde 35’ten yüzde 40’a, beşinci bölgede yüzde 40’dan yüzde 50’ye, altıncı bölgede yüzde 45’ten yüzde 60’a getirilecek.” Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Finansal yapı, mali politikalar ve kalkınma birbirini destekleyen sac ayağı niteliğindedir. Bu konuda attığımız adımların bütçe disiplinine herhangi bir olumsuz etkisi olmayacak” dedi. Davutoğlu, Başbakanlık Çankaya Köşkü’ndeki, İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi’ne ilişkin basın toplantısında, sigorta primi işveren hissesi desteğinin hem süre hem de oran itibariyle artırıldığını söyledi. Mevcut desteğin bu sene sonuna kadar yapılacak Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 19 GÜNDEM yatırımlar için birinci bölgede sıfırdan 2 yıla, 2. bölgede sıfırdan 3 yıla çıkarıldığını bildiren Davutoğlu, “3. bölgede 3 yıldan 5 yıla, 4. bölgede 5 yıldan 6 yıla, 5. bölgede 6 yıldan 7 yıla, 6. bölgede 7 yıldan 10 yıla çıkarılacak. Bunlar da yatırımcıya yatırım esnasında verilen destekler” diye konuştu. Davutoğlu, finansmana erişim, yatırım finansmanı alanının genişletilmesi ve atılacak adımlar hakkında önemli kararlar aldıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Öz sermaye ile finansmana tam destek sağlanacak. TBMM’de mart ayında kabul edilen Kanun ile öz sermaye ile finansmana vergi kolaylıkları getirilmiştir. Bu paketin en önemli unsurlarından biri. Böylece, nakdi sermaye artırımı yapan şirketler için, artırılan sermayenin belli bir kısmı her yıl kurum kazancından indirilebilecek. Bu uygulama ile şirketlerin borç yerine öz kaynak kullanımı özendiriliyor. Yani şirketler kredi almak suretiyle bankacılık sisteminden borçlanarak yaptıkları yatırımlardan çok daha avantajlı bir şekilde öz sermayelerinin artırılması suretiyle yaptıkları yatırımlarda sermaye artırımlarında teşvik edilecek. Ekonomideki atıl kaynaklar sisteme kazandırılmış olacak. Ayni varlıkların nakde dönüştürülerek şirketin sermaye yapısı güçlendirilmiş olacak. Yeni şirket kurma ve halka arz özendiriliyor. Yurtdışında bulunan sermayenin yurtiçine çekilmesi bakımından da çok özel bir imkan sağlanmış olacak. Bu şirketlerimizin sermaye yapılarını güçlendirecek, şirketlerimizin borçluluk oranlarını ve şirket borçları üzerinden doğabilecek riskleri minimize edecek. Sermaye yapıları üzerinden de krizlere dirençli, sermaye yapısı güçlü şirketlerimizin doğuşuna vesile olacak.” - “Tasarım merkezleri de Ar-Ge merkezleri gibi desteklenecek”Başbakan Davutoğlu, yatırım mallarının ve ara malların vadeli ithalatında Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) oranının yüzde 6’dan yüzde sıfıra indirileceğini açıkladı. Böylece sanayicinin girdi maliyetinin azaltıldığına işaret eden Davutoğlu, “Bu, özellikle yatırım malları ve ara mallarının maliyeti azaltılacak bir adım. Ar-Ge ve tasarıma daha fazla destek sağlanacak. Bu faaliyetler aslında tam da niteliksel dönüşümü ortaya koyan çalışmalardır. Tasarım aşaması, katkı değer itibariyle en fazla değerin, zihinsel katkının da yapıldığı bir aşama. Bu çerçevede nihai ürün kadar, o ürüne giden bütün süreçlerdeki etkin katkıyı artıracak bir dönem. Bu çerçevede tasarım merkezleri, Ar-Ge merkezleri gibi desteklenecek. Ar-Ge ve tasarım personelinin daha esnek çalışmasına olanak sağlanacak. KOBİ’lerin siparişe dayalı Ar-Ge ve tasarım faaliyetleri desteklenecek” ifadelerini kullandı. Davutoğlu, Hazine destekli kefaletin kapsamının genişletildiğini de açıklayarak, “TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Kanun ile Hazine kaynaklarından 20 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek 1 milyar lira tutarındaki kaynak, 2 milyar liraya çıkarıldı. Böylelikle Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 20 milyar lira tutarına kadar Hazine kefaleti verilebilmesinin önü açıldı. Bakanlar Kurulu Kararı ile Hazine destekli kefalet sisteminden yararlanabileceklerin kapsamı genişletilmiş ve kapsama imalatçı KOBİ’ler ile kadın girişimciler de ilave edildi” diye konuştu. - “İmalatçı KOBİ ve kadın girişimcilere ilave destek”Ahmet Davutoğlu, imalatçı KOBİ’lere ve kadın girişimcilere ilave destekler vereceklerini duyurarak, özellikle KOBİ’lerin güçlendirilmesi ve kadın girişimcilerin iş hayatındaki paylarının artırılması için özel tedbirler alınacağını kaydetti. Davutoğlu, şunları kaydetti: “İmalatçı KOBİ’ler bağlamında mevcut durumda her bir KOBİ için 1,5 milyon lira ve her bir risk gurubu için 2 milyon lira olan kefalet limiti, imalat sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerin yatırım kredileri için 2,5 milyon liraya, her bir risk grubundaki imalatçı KOBİ’ler için ise 3 milyon liraya çıkarıldı. Ayrıca, diğer KOBİ’ler için 8 yıl olan maksimum vade, imalatçı KOBİ’ler için 10 yıla çıkarılmış, diğer KOBİ’ler için yüzde 75 olan kefalet oranı imalatçı KOBİ’ler için yüzde 80’e çıkarıldı. Kadın girişimcilerin finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması ve böylelikle kadın istihdamının artırılması amacıyla yeni bir düzenleme başlatıldı. Düzenleme ile kadın girişimcilerin 100 bin liraya kadar ve 5 yıl vadeli kullanacakları krediler için Kredi Garanti Fonu aracılığıyla yüzde 85 oranında kefalet imkanı sağlanacak.” - “Kalkınma Bankası yeniden yapılandırılacak”Başbakan Davutoğlu, Ar-Ge’ye dayalı sanayi yatırımları için özel bir proje ve finansman modeli geliştireceklerini bildirdi. TÜBİTAK tarafından, başta enerji, ulaştırma ve sağlık sektörleri olmak üzere imalat sanayisinde hazırlanan projelerin Türkiye Kalkınma Bankası aracılığı ile destekleneceğini belirten Davutoğlu, bu kapsamda fizibilite çalışmalarının da TÜBİTAK tarafından sonuçlandırılacağını dile getirdi. Davutoğlu, bu noktada projelerin özel sektör tarafından hayata geçirileceğine dikkati çekerek, “TÜBİTAK gerektiği takdirde bu şirketlere belirli bir süre ortak olabilecek. Projenin finansmanında özel sektör öz kaynak kullanımı yüzde 20 olacak. Türkiye Kalkınma Bankası da yüzde 50’ye kadar uygun koşullu finansman desteği sağlayacak. Bütün bu çalışmalar esnasında aldığımız önemli bir karar da Türkiye Kalkınma Bankasının çok ciddi bir yeniden yapılanma süreci içine girmesidir. Türkiye Kalkınma Bankası bütün bu kalkınma, istihdam projelerini düzenlemek ve onlara yeterli desteği verebilmek için çok ciddi bir şekilde yeniden yapılandırılacak ve dünyadaki örnekleriyle rekabet edebilecek düzeye getirilecek” ifadelerini kullandı. ENERJİ BAKANI YILDIZ: ELEKTRİK ÜRETİMİ ARTIYOR Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, elektrik üretim kapasitesinin 4 bin megavat artırılacağını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, elektrik üretim kapasitesinin 4 bin megavat artırılacağını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye’nin 2015 yılında elektrik üretim kapasitesini 4 bin megavat artıracağını ve bunun yüzde 95’inin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan sağlanacağını söyledi. Yıldız, bu yıl devreye alınacak elektrik üretim tesislerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. YENİ YATIRIMLAR ELEKTRİK ÜZERİNDEN FAYDALI Türkiye’nin elektrik üretimini hızla artırdığına dikkati çeken Yıldız, “Son 3 ayda, içinde bulunduğumuz yılda yapılan yatırımların 1000 megavatı devreye alındı. Bunun yüzde 90’ı yerli kaynaklar, yenilenebilir kaynaklar. Bunu da son derece sevindirici buluyoruz” dedi. Yıldız, 2015 yılı içerisinde elektrik üretiminde önemli artış gerçekleşeceğini belirterek, “Bu yıl içerisinde biz 4 bin megavatlar civarında bir güç devreye almış olacağız. Bunların her birisi bir ülke eklen- mesi kadar bir şey. Bu şekilde Slovakya, Bulgaristan, Türkmenistan gibi 15’e yakın ülke sayarız. Türkiye’ye, enerji açısından baktığımızda, o ülkeler kadar yıl ekleniyor” ifadelerini kullandı. SANTRALLERİN ELEKTRİĞE NASIL KATKISI OLACAK? Bu yıl devreye alınacak santrallerin çoğunun yerli kaynaklardan elektrik üreteceğini vurgulayan Yıldız, “Devreye alınacak 4 bin megavatın da yüzde 95’i yine yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından olacak. Bu önemli bir gelişme, kazanım” diye konuştu. Yıldız, Türkiye’nin 2015 yılında tamamlayacağı elektrik üretim yatırımlarının, 1500 megavatını hidroelektrik santrallerinin, 800 megavatını rüzgar enerji santrallerinin, 240 megavatını jeotermal kaynakların, 50 megavatını da biyoenerji santrallerinin oluşturacağını bildirdi. Bakan Yıldız, yerli kömür ve asfaltit kaynaklardan 1280 megavatlık, doğalgazdan da 200 megavatlık üretim kapasitesi artışı olacağını ifade etti. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 21 GÜNDEM İMALAT SANAYİ ATAĞA KALKTI Ekonomik büyümeyle ilgili Nisan’da iki olumlu sinyal geldi. Reel kesim güven endeksi Nisan’da 4.4 puan artışla 107.9’la ulaştı ve 9 ayın zirvesini gördü. Kapasite kullanım oranı da yılın zirvesine çıktı. Merkez Bankası, imalat sanayinde kapasite kullanım oranının Nisan’da, bir önceki aya göre 1.7 puan artarak yüzde 74.1 seviyesinde gerçekleştiğini açıkladı. Kapasite kullanımı böylece yılın zirvesine çıktı. Kapasite kullanım oranı Mart’ta yüzde 72.4 olmuştu. İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0.8 puan artarak yüzde 74.6 seviyesinde gerçekleşti. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, “Nisan ayında mal gruplarına göre kapasite kullanım oranları değerlendirildiğinde, tüm mal gruplarında bir önceki aya göre artış görülmüştür” denildi. 22 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 Türkiye’de taklit ve korsan ekonomisindeki müthiş gerçek... MARKA HAKLARININ KORUNMASI Türkiye’de korsan ve taklit ekonomisinin büyüklüğünün 10.8 milyar dolara ulaştığı ifade edilirken yaşanan istihdam kaybının ise 135 bin kişi olduğu belirtildi. 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü nedeniyle bir açıklama yapan özel sektör inisiyatifi Marka Koruma Grubu (MKG) Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Türkiye’de fikri ve sınai mülkiyet ile ticari marka haklarının korunması konusunda son yıllarda önemli çalışmalar gerçekleştirildiğini, bu süreci daha da güçlendirmek gerektiğini söyledi. Özgür, Türkiye’nin Küresel Rekabet Endeksi’nde 144 ülke arasında 45’inci sırada yer aldığını belirterek, “Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmak için küresel rekabetimizin güçlenmesi gerekiyor. Marka haklarının en etkin biçimde korunması, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırmanın yanı sıra ekonominin büyüklük ve derinlik kazanmasına da katkı sağlayacaktır. Fikri ve sınai mülkiyet ile ticari marka haklarını etkin şekilde koruyan bir ülkenin, uluslararası yatırımlar açısından cazibesi artıyor” dedi. Türkiye’de taklit ve korsan ekonomisinin büyüklüğünün 10.8 milyar doları bulduğu ifade edilirken Fikri Mülkiyet Hakları Endeksi’nde sağlanacak bir puanlık artışın, 1.9 milyar dolarlık yabancı yatırımı çekeceği belirtildi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 23 GÜNDEM Total Türkiye’den Gidiyor... Akaryakıt sektöründeki düzenlemeler kârı düşürünce, Fransa petrol ve gaz şirketi Total Türkiye’deki dağıtım faaliyetlerini satmak üzere Societe Generale’i yetkilendirdi. Avrupa’da akaryakıtın en pahalı olduğu ülkelerden birisi olan Türkiye’de yüzde 60’ı aşan vergi oranları ve sektördeki sert düzenlemeler dağıtım şirketlerinin kârlarını baskılıyor. DİĞER FİRMALAR DA GİDEBİLİR Konu hakkında bilgi sahibi bir bankacılık kaynağı, “Total, Türkiye’de akaryakıt dağıtım sektöründen çıkmak için Societe Generale’e yetki verdi. Sektörde kârlılık ciddi baskı altında, alıcı bulmaları halinde diğer yabancı şirketler de aynı yolu izleyebilir” dedi. Total ve Societe Generale yetkililerine ulaşılamadı. KÂRLARI DÜŞTÜ EPDK’nın akaryakıt dağıtım şirketleri ve bayilerinin kâr marjlarını sınırlamak üzere dönem dönem tavan fiyat uygulamasına gitmesi; bayilik sözleşmelerinin 2010 yılından itibaren beş yıl ile sınırlanması, 2011 yılından itibaren akaryakıt istasyonlarında finansal ve hizmet promosyonları dışındaki tüm promosyonların yasaklanması gelirler ve kârlar üzerinde baskı oluşturdu. EPDK’NIN KARARLARI ETKİLİ OLDU Özellikle 18 Eylül 2010 tarihinden itibaren bayilik sözleşmelerinin beş yıl ile sınırlanması ve bu sürenin bu yıl içinde dolacak olması, akaryakıt şirketlerinin mevcut bayilerini koruyabilmeleri ya da yeni bayi edinebilmeleri için yüksek tutarlarda 24 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 bütçeler ayırmalarını gerektiriyor. “MALİYETE KATLANMAK İSTEMİYORLAR” Aynı kaynak, “Bayilik sözleşmeleri önceden 20 yılken bunun beş yıla düşmesi ve yenilemenin bu yıl yapılacak olması bütün akaryakıt şirketlerin önünde ciddi bir maliyet. Kârların bu kadar baskılandığı bir dönemde bazı şirketler bu maliyete katlanmak istemiyorlar” diye konuştu. 80 MİLYAR LİRALIK PASTA EPDK verilerine göre, 80 milyar lira büyüklüğündeki akaryakıt dağıtım sektöründe 70 şirket faaliyet gösteriyor ancak ilk 10 sıradaki şirketin pazar payı yüzde 80’i aşıyor. Avusturya merkezli OMV’nin sahibi olduğu Petrol Ofisi PTOFS.IS bu yılın ilk iki ayında 761,000 ton satış ve yüzde 25 pazar payı ile akaryakıt sektöründe lider konumda bulunuyor. OPET, yüzde 17’lik pazar payı ile ikinci sırada yer alırken, Total ise yüzde 5 pazar payı ile Shell-Turcas ve BP gibi oyuncuların ardından altıncı sırada yer alıyor. 23 YILDIR TÜRKİYE’DEYDİ Total Türkiye’de yaklaşık 440 istasyon ve 10.000 çalışanı ile 1992 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. “Pazar payı küçük, istasyon ağı geniş olmadığında marjlardaki daralma iş yapmayı olanaksız hale getiriyor” diyen bir sektör kaynağı, “Büyük oyuncular bir şekilde devam etmenin yolunu buluyor ancak Total’in pazar payı görece olarak küçük” diye konuştu. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz zamlar hakkında EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, tavan fiyat uygulamasının kalkmasından hemen sonra akaryakıt şirketlerinin benzin ve motorine yaptığı zamları değerlendirdi. Yılmaz, akaryakıt şirketlerinin tavan fiyat uygulamasının kalkmasından hemen sonra yaptığı zamlarla ilgili şöyle konuştu: ZAMLAR SAĞLIKSIZ OLMASA DA ZALİM OLUNMASIN ‘’Akaryakıta tavan fiyatını şubat ayında getirmiştik, durup dururken fiyatlara müdahale etmiyoruz. Tavan fiyatta hedefe ulaştığımız yönünde kanaat sahibiyim. Fiyatları yine takip edeceğiz. Fiyatlarla ilgili inceleme sürecini başlatacağız. 4 ile 6 kuruş 3 ile 5 kuruş arasında zam görüyorum. Bugünkü zamlar sağlıksız fiyatlama değil. Mevzuata uymazlarsa titizlikle inceleriz. Zalim olunmasını da istemiyoruz tüketiciye haksızlık yapılmasın.’’ ELEKTRİK KESİNTİLERİ Yılmaz, “TEİAŞ’tan bugün tatmin edici cevap bekliyoruz. İletim sistemi çöktüğünde, bir bina çökmesin diye en ucuza verilmeyen işi, enerji sektöründe de dikkate alınması gerekir. Bunun için kuralların belki ihdas edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bunların hepsini araştırıyoruz nereden kaynaklandığını” şeklinde konuştu. DOĞALGAZ KULLANIMI EPDK Başkanı, doğalgaz kullanımıyla ilgili olarak da konuştu: “Bugün itibariyle 70 vilayetimizde doğalgaz konforunu bütün vatandaşlarımız yararlanıyor. 70 ile 12 senede gelmek ciddi bir rakam. 6 ilimiz de inşaat aşamasında. Yani 76 ilimize 2015’in sonuna kadar gelmiş olacak. Kaldı 5 ilimiz. Bunlar da bizden kaynaklanmadı, özel sektör oraya yatırım yapmak istemediler. Üç kez yaptık kimse fiyat vermedi. Buralara BOTAŞ iletim hattı verecek ve doğalgaz yatırımı veya dağıtımı imkanı sağlanacak.” ENERJİ PİYASASINDAN RÜZGAR ATAĞI Spot: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 7 yıl aradan sonra cuma günü yeni rüzgâr yatırımları için önlisans başvurularını almaya başladı. 3 bin megavatlık yatırım için ilk gün iki katı başvuru geldi. 3 bin megavatlık rüzgâr yatırımı için ilk gün iki katı talep gelirken kaynaklar, talebin 60 bin megavata kadar çıkabileceğini belirtiyor. Rüzgârda her bir megavatlık yatırımın maliyetinin 1 milyon Euro olduğu belirtilirken, süreç sonunda 9 milyar TL yatırım hedefleniyor. EPDK, RÜZGAR İÇİN START VERDİ EPDK kaynakları, 180 başvuru aldıklarını belirterek, “Her bir başvuruda ortalama kurulu güç 30-40 megavat olsa, 5-6 bin megavat arasında bir başvuru söz konusu” dedi. Gelecek hafta perşembe günü mesai bitimine kadar başvuruları almaya devam edeceklerini belirten EPDK kaynakları, “İlk gün dikkate alındığında 40-60 bin megavat arası bir başvurunun söz konusu olabileceği görülüyor. 1400 adet dolayında başvuru bekleniyor” diye konuştu. Bir bölge için bir şirketin yapacağı başvuruda yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından hemen yatırıma geçilebileceğini kaydeden kaynaklar, aynı bölgeye birden fazla başvuru varsa yarışma açılacağını ve devlete, en yüksek katkı payını vermeyi taahhüt eden şirketin yarışmayı kazanacağını ifade ediyor. 9 MİLYAR TL YATIRIM HEDEFLENİYOR EPDK’ya 2007 yılında rüzgâr yatırımları için 78 bin megavatlık lisans başvurusu yapıldığını hatırlatan kaynaklar, “O dönemde gerçek yatırımcı ile çantacıları ayırmak zaman almıştı. Bu kez, başvuru ve kurulu güç talebine göre şirketlere teminat şartı getirildi. Bu yolla, gerçek yatırımcı sürece dahil olacak” diye konuştu. Rüzgârda, her bir megavatlık yatırımın maliyetinin 1 milyon Euro olduğunu kaydeden kaynaklar, bu süreç sonunda, 3 bin megavat için ortalama 8-9 milyar TL’lik yatırımın söz konusu olacağını kaydetti. Kaynaklar, bu kapsamdaki rüzgâr yatırımlarının gelecek yıldan itibaren başlayabileceğini söyledi. YATIRIM SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK? EPDK, uygun başvuruları,teknik değerlendirme için Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’ne (YEGM) gönderecek. YEGM tarafından mevzuata uygun bulunan başvurular, bağlantı görüşünün oluşturulması için Türkiye Elektrik İletim AŞ’ye (TEİAŞ)ve ilgili yatırımın yapılacağı yerdeki dağıtım şirketine gönderilecek. TEİAŞ, belirlenen ve EPDK tarafından ilan edilen bağlantı bölgelerine tahsis edilenden fazla kapasitede bağlantı talebi olması halinde, ilan edilen bağlantı bölgesine bağlanabilecek önlisans başvurularını tespit etmek amacıyla yarışma (ihale) yapacak. TEİAŞ’ın yaptığı yarışmayı kazanan ve yükümlülüklerini yerine getiren tüzel kişilerin lisans işlemleri tamamlanacak ve bu şirketler belli süre içinde yatırıma başlayacak Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 25 GÜNDEM İŞKUR’DAN İSTİHDAM ATAĞI YÜZ BİNLERCE KİŞİYE İSTİHDAM SUNUYOR İŞKUR Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Özkan, bu yıl 850 bin kişiyi işe yerleştirmeyi hedeflediklerini belirtti. İŞVERENLER NEDEN İŞKUR’A MÜRACAAT ETMELİ? Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Özkan, bu yıl 850 bin kişiyi işe yerleştirmeyi hedeflediklerini belirterek, “İşverenler, İşbaşı Eğitimi Programı’ndan eleman aldıkları zaman birtakım teşviklerden yararlanacak” dedi. Özkan, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki işe yerleştirme rakamlarının artmasında büyük rol oynadıklarını kaydederek, 2013’te 690 bin olan işe yerleştirme rakamının geçen yıl 701 bine ulaştığını söyledi. İŞKUR’un yaptığı çalışmalar neticesinde 2015’in ilk 2 ayında 173 bin kişinin işe yerleştirildiği bilgisini veren Özkan, “Arzu ettiğimiz şey, doğru kişileri doğru işlere yönlendirerek, iş gücü piyasasına katkı sunmak istiyoruz. 2015 yılı işe yerleştirme hedefimiz 850 bin. İnşallah yıl sonunda bu rakama ulaşırız” diye konuştu. Özkan, işsizlik rakamlarının her ay TÜİK tarafından açıklandığını anımsatarak, “TÜİK, Eurostat göstergeleri dikkate alınarak, diğer ülkeler bu ölçümleri nasıl yapıyorsa o şekilde işsizlik rakamlarını yayımlıyor. TÜİK rakamlarına göre, 2014 yılı işsizlik rakamı 9,9. Aylar bazında baktığımızda ise son ay işsizlik verisi 10,9 olarak açıklandı. Yaptığımız çalışmalarla bu rakamları düşürerek, daha çok vatandaşımızı iş sahibi yapmak istiyoruz” ifadesini kullandı. - “Vatandaşlarımız, bu süreçte deneyim sahibi oluyor” “İşverenlerin aradığı nitelikte eleman yetiştirme konusu çok önemli” diyen Özkan, meslek ve tecrübe kazandırmak için program üzerinde çalıştık- 26 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 larını dile getirdi. Özkan, iş arayan ve tecrübesi olmayan insanların 6 ay süreyle işbaşı programlarından faydalandığını kaydederek, “Vatandaşlarımız, bu süreçte mesleğe ilişkin deneyim sahibi oluyor. Bu program bittiğinde de iş gücü piyasasına daha rahat giriyorlar. ‘Ben şurada şu kadar süre işbaşı programında bulundum, bunun sonunda şu niteliklere sahibim’ deyip, piyasada daha nitelikli hale gelebiliyorlar” değerlendirmesinde bulundu. NİTELİKLİ ELEMAN YETİŞTİRMEK Kurumun işverenle işçiler arasında bir köprü vazifesi gördüğüne değinen Özkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Dolayısıyla bir taraftan işçi arayan işveren, bir tarafta da iş arayan işsiz var. Bu ikisinin birbirine örtüşmesi ve birbirlerini tatmin edecek yapıya kavuşması gerekiyor ki iş gücü piyasasında buluşmayı doğru şekilde sağlayabilelim. Çalışmalarımız bu yönde ilerliyor. Büyük oranda da başarı sağladık. İşverenler, İşbaşı Eğitimi Programı’ndan eleman aldıkları zaman birtakım teşviklerden yararlanacaklar. Bu yüzden işsiz insanların, işbaşı eğitim programlarına katılarak niteliklerini geliştirmeleri ve mesleki tecrübeye sahip olmaları, istihdama girmelerinde etkili olacağı gibi, bu teşviklerin de etkisini görecekler.” TÜRKİYE’DE 2015 MART AYINDA 116 BİN 30 KONUT SATILDI Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart 2015 ‘Konut Satış İstatistikleri’ni açıkladı. Türkiye genelinde konut satışları 2015 Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,4 oranında artarak 116 bin 30 oldu. Konut satışlarında, İstanbul 21 bin 911 konut satışı ile en yüksek paya (yüzde 18,9) sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u, 14 bin 105 konut satışı (yüzde 12,2) ile Ankara, 6 bin 845 konut satışı (yüzde 5,9) ile İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 15 konut ile Hakkâri, 20 konut ile Ardahan ve 35 ile Şırnak oldu. İSTANBUL GENE ZİRVEDE Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 85,2 oranında artış göstererek 45 bin 315 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışın payı yüzde 39,1 oldu. İpotekli satışlarda İstanbul 9 bin 391 konut satışı ve yüzde 20,7 pay ile ilk sırayı aldı. Toplam konut satışları içerisinde ipotekli satış payının en yüksek olduğu il yüzde 51,6 ile Artvin oldu. HAKKARİ SON SIRADA KENDİNE YER BULDU Diğer konut satışları Türkiye genelinde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 oranında artarak 70 bin 715 oldu. Diğer konut satışlarında İstanbul 12 bin 520 konut satışı ve yüzde 17,7 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul’daki toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 57,1 oldu. Ankara 7 bin 659 diğer konut satışı ile ikinci sırada yer aldı. Ankara’yı 3 bin 862 konut satışı ile İzmir izledi. Diğer konut satışının en az olduğu il, 11 konut ile Hakkâri oldu. Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,6 artarak 51 bin 487 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 44,4 oldu. İlk satışlarda İstanbul 9 bin 808 konut satışı ile en yüksek paya (yüzde 19) sahip olurken, İstanbul’u 5 bin 385 konut satışı ile Ankara ve 2 bin 645 konut satışı ile İzmir izledi. Türkiye genelinde ikinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,4 artış göstererek 64 bin 543 oldu. İkinci el konut satışlarında da İstanbul 12 bin 103 konut satışı ve yüzde 18,8 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul’daki toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı yüzde 55,2 oldu. Ankara 8 bin 720 konut satışı ile ikinci sırada yer aldı. Ankara’yı 4 bin 200 konut satışı ile İzmir izledi. YABANCILARA 2015 YILI MART AYINDA BİN 610 KONUT SATILDI Yabancılara yapılan konut satışlarında, Mart 2015’te ilk sırayı 548 konut ile İstanbul aldı. İstanbul ilini sırasıyla 451 konut satışı ile Antalya, 119 konut satışı ile Yalova, 103 konut satışı ile Bursa, 72 konut satışı ile Aydın ve 65 konut satışı ile Sakarya izledi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 27 GÜNDEM KESKİN İFADELER OLMAYINCA SAKİN HALİMİZİ ALEYHTE KULLANDILAR Konuşmasında MÜSİAD’ın gelecek projelerini anlatmayı arzu ettiğini söyleyen Olpak, “ Ama, baktım, 25 yıldır MÜSİAD’ı görmezden gelmeye çalışan birileri, hazımsızlıklarını, dışa vurmaya başladı. Başkanlığım süresince, ne sansasyonel açıklamalar yaptım, ne de, başka kurumlar hakkında değerlendirmede bulundum. Açıklama veya cevaplarımı, MÜSİAD ilkeleri üzerinden yaptım. Ama gördüm ki, bu yöntem, her zaman doğru değilmiş. Sakin ama vakur tavrımızı, aleyhimize kullananlar oldu. Bazen, keskin ifadeler de kullanmak gerekiyormuş. Her şeyin bir ilki var, o da, bugüne kısmetmiş “ diye konuştu. MÜSİAD BAŞKANI SERT KONUŞTU TÜSİAD’dan bahsettiğini söyleyen Olpak 28 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 eleştirilerini şöyle sürdürdü: TÜSİAD’ın yeni yönetiminin, Başkan Yardımcılarından birisi, MÜSİAD’a hakarete cüret etmiş. Başkanıyla görüştüm. Kurumsal bir tekzip gelir mi diye bekledim, gelmedi. Şimdi, cevap verme zamanı. Hukuk Devletinden yanayız diyen, evrensel nitelikli demokrasi iddiasında olan, kişisel hak ve özgürlüklere dayalı düzen istediğini söyleyen, MÜSİAD’a böyle dertleri olmadığı iftirasını atan, bizi hükümeti desteklemekten başka iş yapmamakla itham eden, bundan dolayı bizimle işbirliği yapmayacağını açıklayan TÜSİAD’a söyleyeceklerim var. 28.Şubat’ta, kurucu başkanım, vatana ihanet suçlamasıyla DGM’de yargılanıp mahkum olurken, üyelerimin ev ve işyerleri gece çilingirlerle açılırken, sermaye renklere ayrılırken, yapılanlara susarak payanda olan TÜSİAD’ın aklına, Hukuk Devletini savunmak gelmiş miydi? TBMM’de, 2 partinin oylarıyla, 411 Milletvekilinin kabul ettiği Başörtüsü Tasarısı için, “Kaos’a kalkan 411 el” manşetleri atılırken, siz, hangi Evrensel Demokrasiyi savunuyordunuz ki, sesiniz çıkmadı? Paralel evrende miydiniz? Genç kızlarımız, ağızları kapatılıp, üniversite amfilerinden dışarı atılırken, üyeleriniz, kibirle, “iş yerimizde Başörtülü çalıştırmayız” açıklamaları yaparken, meslek liseliler, ikinci sınıf genç kategorisinde dışlanıp, sanayimiz ve geleceğimiz baltalanırken, kimin özgürlüğünü savunuyordunuz? Biz, seçilmiş iktidara karşı yayınlanan 27 Nisan e-muhtırasına, anında karşı çıkarken, herhalde, IMF reçeteleriyle meşguldünüz ki, ortalıkta yoktunuz. 17 Aralık darbe girişimine, iş aleminde, tek başına MÜSİAD karşı çıkarken, paralel devlet göremeyen TÜSİAD, ne görüyordu da susuyordu, merak ediyorum. MÜSİAD, siyasetin iş alemi üzerinde egemenlik kurma çabalarına, niçin karşı çıktıysa, iş aleminin de siyasetin egemenlik alanına tahakkümüne karşıdır ve karşı çıkmaya devam edecektir. Hükümeti desteklemekten başka iş yapmıyormuşuz. Allahın kendisine şükredilmesi emrinden hareketle, güzel yapılan her şeye teşekkür ettik ve etmeye devam edeceğiz” “MURADIMIZ VE İNADIMIZ İÇİN, SİZİNLEYİZ” “ 3 yıl önce, “Orta Gelir Tuzağı Raporunu” ilk defa MÜSİAD olarak, biz yayımladık” diyen Olpak şu ifadeleri kullandı: Tuzaktan çıkışın da, hızlı ve adil işleyen hukuk devleti ve eğitim ile mümkün olacağını söyledik. MÜSİAD, hukuk devletinden yana değil diyenlerin, herhalde haberi olmamış. Orta gelir tuzağı tespitimiz doğruydu ve onlar geç kalmıştı. Bizim ifademizi kullanmamak için, önce “Orta halli ekonomi tuzağı” dediler. Sonra, baktılar o ifade tutmadı, onlar da “Orta gelir tuzağı” dediler. 6 ay sonra, yan kuruluşları vasıtasıyla, onlar da, “Orta gelir tuzağı raporu” yayımladı. Şimdi, hak etmedikleri o teşekkürleri geri alıyor, üyelerimden, özür diliyorum. Çünkü, en azından bugünkü TÜSİAD’ın amacı, STK olmak değil, tekellerini sürdürecek kurumlar inşa etmekmiş. Bizi, hükümeti desteklemekten başka iş yapmamakla itham eden, TÜSİAD Başkan Yardımcısının bilmediği çok şey var. Medya önünde sayın cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet aleyhinde kahramanlık yapanların, basına kapalı toplantılarda, nasıl methiye düzdüklerinin de, canlı şahidiyiz. ’Şimdi Allah’a söver, sonra biraz bol para ver, Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk eder’ Sayın Cumhurbaşkanım, 12 yılda, bu ülke için, çok güzel şeyler yaptınız. 2000 yılında, 10 yıl sonrayı görebiliyoruz diye, iktidara yağ çekenlerin, 2001 yılında, hepimizi sürüklediği kara delikten, milleti çekip çıkardığınız için, teşekkür ediyorum. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın deyimiyle; “Sizin icraatlarınıza, onların hayalleri bile yetişemiyor.” Kayınvalidem, Rizelidir, sizin hemşeriniz. Muhtemelen, sizin de bildiğiniz bir sözü var. Der ki; Oğul, insan, iki şey için yaşar. Biri Murad için, diğeri inat için. İyi ki varsınız, Sayın Cumhurbaşkanım, muradımız ve inadımız için, sizinleyiz” Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 29 GÜNDEM OTOMOBİL ARAÇ PAZARINDA DİKKAT ÇEKEN BÜYÜME YÜZDE 50 BÜYÜME DİKKAT ÇEKTİ Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2015 yılının ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 büyüdü. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nden (ODD) yapılan açıklamaya göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarında 2015 yılı Ocak-Mart döneminde 2014’ün aynı dönemine göre yüzde 50,29 artışla 173 bin 248 araç satıldı. 2014 yılının ilk üç aylık döneminde toplam pazar 115 bin 272 seviyesinde gerçekleşmişti. Otomobil satışları, 2015 yılı ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42,13 artışla 126 bin 991’e yükseldi. 2014 yılı aynı dönemde 89 bin 347 satış yapılmıştı. Hafif ticari araç pazarındaki satışlar ise 2015 yılı ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 78,43 artarak 46 bin 257’e ulaştı. Geçen yıl aynı dönemde 25 bin 925 satış olmuştu. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2015 yılı Mart ayında 10 yıllık mart ayı ortalama satışlara göre yüzde 42,61 artış gösterdi. Mart ayında ise otomobil ve hafif ticari araç pazarında satışlar 83 bin 302’ye ulaştı. 47 bin 581 aracın satıldığı 2014 yılı Mart ayı otomobil ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlar yüzde 75,07 arttı. Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre otomobil satışları yüzde 63,11 artışla 61 bin 676, hafif ticari araç satışları da yüzde 121,37 yükselerek 21 bin 626 seviyesinde gerçekleşti. Bu yılın mart ayında 10 yıllık mart ayı orta- 30 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 lama satışlara göre, otomobil pazarı yüzde 54,66, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 16,7 büyüme kaydetti. ELEKTRİKLİ OTOMOBİL SATIŞ SAYISI: 21 Yılın ilk üç aylık döneminde 1600cc altındaki otomobil satışlarında yüzde 43,54, 1600-2000cc aralığındaki otomobil satışlarında yüzde 18,26 ve 2000cc üstü otomobil satışlarında yüzde 15,20 artış görüldü. Bu dönemde, 85kW altı 8, 121kW üstü ise 13 elektrikli otomobil satışı gerçekleştirildi. Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2015 yılının ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 büyüdü. Bu dönemde otomobil pazarında ortalama emisyon değerlerine göre en yüksek paya yüzde 42,75’le 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 54 bin 288 satışla sahip oldu. İlk çeyrekte dizel otomobil satışlarının payı yüzde 59,71’e gerilerken, otomatik şanzımanlı otomobillerin payı ise yüzde 46,77’ye yükseldi. Ocak-mart döneminde otomobil pazarı segmentinin yüzde 83,90’ını yine vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerin- de yer alan araçlar oluşturdu. Segmentlere göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış adedine 66 bin 273 satışla yüzde 52,19 pay alan C segmenti ulaştı. Kasa tiplerine göre değerlendirildiğinde ise en çok tercih edilen gövde tipi yüzde 47,48 pay ve 60 bin 300 satışla yine sedan otomobiller oldu. BÜYÜME BAZ ETKİSİYLE GERÇEKLEŞTİ ODD Genel Koordinatörü Hayri Erce, otomobil ve hafif ticari araç pazarının 2015 yılı ilk çeyreğinde 2014 yılı aynı dönemine göre “baz etkisiyle” 50,29 büyüme gösterdiğini ifade etti. Erce, 2015 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının 825-875 bin aralığında gerçekleşeceğinin beklendiğini belirterek, “2015 yılında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) ekonomideki iyileşmeye paralel olarak, politika faiz artırma beklentisi, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) ekonomik toparlanmayı desteklemek amacıyla parasal genişlemeye devam etme kararı, jeopolitik gelişmeler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyonla mücadele kararlılığı, cari işlemler açığındaki gelişim, yapısal reformlara ait atılacak adımlar ve içerisinde bulunulan seçim süreci etkili olacaktır” değerlendirmesinde bulundu. 2015 yılı Ocak-Mart döneminde otomobil ve hafif ticari araç pazarında markaların satışları şu şekilde gerçekleşti: Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 31 GÜNDEM PETKİM’İN ÜRETİMDEKİ ARTIŞI OLUMLU SİNYALLER VERİYOR Petkim Genel Müdürü Saadettin Korkut, “Yılda 3,6 milyon ton brüt üretim gerçekleştiriyoruz. Kısa süre önce tamamladığımız yatırımlarla toplam üretim kapasitesi yüzde 13 arttı” dedi. Petkim’in 50. kuruluş yıl dönümü İzmir’de düzenlenen törenle kutlandı. Aliağa ilçesindeki Petkim Kültür Merkezi’nde Türkiye ve Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başlayan tören, Petkim 50’nci Yıl Belgesel Filmi’nin gösterilmesiyle devam etti. PETKİM TÜRK SANAYİSİNİN CAN DAMARLARINDAN BİRİ Buradaki törende konuşan Petkim Genel Müdürü Saadettin Korkut, şirketin 3 Nisan 1963’ten bu yana Türkiye sanayisinin can damarlarından biri olduğunu söyledi. Petkim’in üretim kapasitesini her geçen gün arttırdığına işaret eden Korkut, “Kuruluş yıllarında petrokimya sektörünün kalkınmış ekonomilerin en önemli motorlarından bir olacağını gören vizyon, Petkim’i kurarak çok büyük projeye imza attı” dedi. Korkut, Petkim’in Türkiye’nin de32 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 mokrasi tarihindeki gibi iniş çıkışlar yaşadığını kaydederek “Özelleştirme süreci 22 yıl sürdü. Petkim’in çok karlı dönemleri de oldu, zaman zaman ekonomik krizlerden dolaylı ya da doğrudan etkilendi. Burada üretilen kaynağı, burada değerlendirme imkanı olmadığından atılması gereken adımlar atılamadı. Belki o adımlar zamanında atılsaydı ülkemizde bir değil birden fazla Petkim olacaktı” diye konuştu. - “Yıllık 3,6 milyon ton brüt üretim”Petkim Yarımadası’ndaki rüzgar enerji santralinin çok yakın zamanda enerji üretmeye başlayacağını vurgulayan Korkut, şunları söyledi: “Ham madde güvenliğimizi yüzde 100 noktasına taşıyacak Star rafinerisi için geri sayım devam ediyor. Aliağa’da15 fabrika ve 7 yardımcı ünitemiz ile yılda 3,6 milyon ton brüt üretim gerçekleştiriyoruz. Kısa süre önce tamamladığımız yatırımlarla toplam üretim kapasitesi yüzde 13 arttı. Petkim’de üretimi 1 gram arttırsak, 1 gram daha az mal ithal ediyoruz. Ambalaj sektörüne ham madde sağlayan şirketimiz, bu sektörün gelişmesinde çok büyük yere sahip.” İzmir Valisi Mustafa Toprak da Petkim’in ürettiği katma değeri ve istihdamı temiz çevre anlayışla gerçekleştirdiğini belirterek, Petkim’in Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi SOCAR ile yeniden vücut bulduğunu söyledi. Azerbaycan Ekonomik Kalkınma Bakanı Şahin Mustafayev, SOCAR’ın Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, (TANAP) ve Petkim’deki Star rafinerisi için toplam 20 milyar dolarlık yatırım yaptığına dikkati çekerek, “Azerbaycan artık Türkiye’de en büyük yatırımcılardan biridir. Bu işbirliği derin köklere dayanır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı bu işbirliğinin ilk meyvesidir. Bu işbirliği, Türkiye Cumhur- başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in siyasi iradesine dayanır. İki ülke arasındaki bu dostluk daimi ve ömürlük olacaktır” ifadesini kullandı. - “Türkiye’nin 2023 hedefini yürekten istiyoruz”Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanı Natig Aliyev, Petkim’in 50 kuruluş yıl dönümünü bir bayram olarak niteleyerek, “Biz bunu Türkiye ve Azerbaycan’ın işbirliği bayramı gibi kabul ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi Türkiye, 2023 yılında dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girecek. Biz bunu yürekten istiyoruz. O gün, Türkiye ve Azerbaycan işbirliği dünyaya örnek olacak” dedi. SOCAR’ın enerji yatırımlarının dünyada dikkati Türkiye ve Azerbaycan’ın üzerine çevirdiğini anlatan Aliyev, şöyle devam etti: “Türkiye ve Azerbaycan olmazsa enerji güvenliğinden bahsetmek mümkün olmaz. 2008 yılında Petkim’e yapılan yatırımla kurulan işbirliği büyük anlam taşıyor. SOCAR’ın tuttuğu yol, Petkim’in ortaya çıkmasında önemlidir. Petkim, 2023 yılında Türkiye’nin en büyük sanayi tesisi olacaktır. Azerbaycan’ın burada önemli bir rolü olacaktır. İzmir’de büyük bir sanayinin ortaya çıkması yeni istihdam ve sosyal yapının ortaya çıkması adına önemlidir.” Konuşmaların ardından Petkim çalışanlarının firma için fikirlerini ve projelerini sunduğu “Fikrimce” sistemine 5 bininci projeyi sunan Emrah Yörük’e otomobil hediye edildi. Yörük’e otomobilin anahtarını teslim eden SOCAR Türkiye Üst Yöneticisi Kenan Yavuz, “Fikrimce” portalına bugüne kadar 5 binin üzerine öneri geldiğini ve Petkim’in bu öneriler sayesinde 50 milyon dolar tasarruf ettiğini söyledi. Ödül töreninden sonra protokol üyelerine plaket verildi, Petkim’in 50. Yıl pastası kesildi ve Petkim korosu tarafından “Samanyolu” şarkısı seslendirildi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 33 GÜNDEM REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ KENDİSİNİ AŞTI Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), nisan ayına ilişkin İktisadi Yönelim Anketi ve Reel Kesim Güven Endeksi’ni açıkladı. Bu yılın nisan ayında RKGE, bir önceki aya göre 4,4 puan’lık artışla 107,9 seviyesine ulaştı ve Temmuz 2014’ten bu yana en yüksek seviyesini gördü. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, genel gidişat, sabit serma- ye yatırım harcaması ve mevcut mamul mal stoku miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde; gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı endeksi azalış yönünde etkiledi. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi (RKGE-MA) bir önceki aya göre 1,5 puan artarak 102,7 puan seviyesinde gerçekleşti. Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde ve iç piyasa sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin artış bildirenler lehine döndüğü gözlendi. İhracat sipariş mikta- Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE), nisan ayında bir önceki aya göre 4,4 puan artarak 107,9 puanla son 9 ayın en yüksek seviyesine çıktı. 34 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 rında ise bir önceki ayda azalış bildirenler lehine olan seyrin zayıflayarak devam ettiği görüldü. Mevsim normallerine kıyasla yapılan değerlendirmelerde, mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre zayıfladığı görüldü. Mevcut mamul mal stoklarının seviyesinin mevsim normallerinin üzerinde olduğu yönündeki değerlendirmelerin de zayıfladığı gözlendi. YILLIK ÜFE BEKLENTİSİ: %8 Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, ihracat sipariş miktarına ilişkin artış yönlü beklentilerin bir önceki ay seviyelerinde devam ettiği, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise güçlendiği görüldü. Gelecek üç aydaki istihdam ve gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamalarına ilişkin artış beklentilerinin de güçlenerek devam ettiği gözlendi. Ortalama birim maliyetlerde son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatı artış beklentilerinin güçlendiği gözlendi. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya kıyasla 0,1 puan azalarak yüzde 8 oldu. Ankete katılan işyerlerinin yüzde 46,6’sı üretimlerini kısıtlayan faktör bulunmadığını, yüzde 21,2’si talep yetersizliğinin üretimlerini kısıtlayan en önemli faktör olduğunu belirtti. Son üç aydaki rekabet gücüne ilişkin gelişmeler değerlendirildiğinde, yurt içi piyasalar ile Avrupa Birliği dışındaki yurt dışı piyasalarda rekabet gücüne ilişkin değerlendirmelerin azalış bildirenler lehine döndüğü görüldü. Avrupa Birliği içindeki yurt dışı piyasalarda rekabet gücüne ilişkin azalış yönlü değerlendirmelerin ise güçlenerek devam ettiği gözlendi. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda bir ay öncesine kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 9,8’e, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 71,1’e yükselirken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 19,1’e geriledi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 35 SÖYLEŞİ OSMAN AKYÜZ İLE KATILIM BANKACILIĞI ÜZERİNE... Röportaj: Ufuk ALTINBAŞ Faizsiz ekonominin merkezi katılım bankacılığıdır, katılım bankacılığının da merkezini Türkiye Katılım Bankaları Birliği oluşturuyor. Dolayısıyla dergimizin ilk sayısında Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Sayın Osman Akyüz Bey ile röportaj yaptık. Öncelikle röportaj talebimizi nezaketle kabul edip, bizi sıcak bir atmosferde ağırlayan Osman Akyüz Bey’e çok teşekkür ederiz. Bu ortamın oluşumuna vesile olan TKBB Tanıtım ve İstatistik sorumlusu Aydın Yabanlı Bey’e de ayrıca teşekkür ederiz. Okuyucularımızın ilgisini çekecek sektörle ilgili merak edilen soruları Sayın Akyüz’e yönelttik. Umarız ilginizi çekecek ve keyifle okuyacağınız bir söyleşi olmuştur. Soru: TKBB (Türkiye Katılım Bankalar Birliği) hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Türkiye Katılım Bankaları Birliği, adından da anlaşılacağı gibi bir meslek birliğidir. Türkiye’de katılım bankalarının üye olmak zorunda olduğu bir Birliktir. 2002 yılında Bankacılık Kanunu’yla kuruldu. Bugüne değin faaliyet gösteriyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin fonksiyonu ne ise, bu Birliğin de fonksiyonu, katılım bankaları açısından aynı. Kamu tüzel kişiliği gücü ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yayınladığı bir statüsü var. O statü çerçevesinde faaliyet gösteriyor. Statüde yetkileri, hakları, nasıl çalışması gerektiğine ilişkin belirlemeler var. Esas alanı, katılım bankalarıyla il- 36 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 gili haksız rekabet konusunda haksızlığı gidermek; katılım bankacılığı mesleğinin gelişimini sağlamak; bu işi hem kamu nezdinde hem de kamuoyu nezdinde temsil etmek; katılım bankacılığını, faizsiz bankacılığın gelişimini memleket içinde ve dışında takip etmek; bu konudaki eğitim, konferans, seminer faaliyetlerini organize etmek; kamuoyunu katılım bankacılığında bilgilendirmek, kamuoyu oluşturmak, bankalar arasındaki meslek birliğini, ahengini sağlamak. Bu birliğin belli başlı görevleridir. Soru: 2015 yılı başı itibarıyla katılım Bankalarının rakamsal büyüklükleri nedir ? Nisan sonu itibariyle katılım bankalarında toplanan fonların büyüklüğü 70 milyar TL, kullandırılan fonlar 75 milyar TL, katılım bankalarımızın aktif büyüklüğü toplamda 112.4 milyar TL lik seviyeye ulaştı. Toplam dört bankamızın bugün itibariyle 1011 şubeleri ve16.581 personeli var. Soru: Katılım bankalarının pazar payı şu an hangi düzeydedir? Mart sonu itibariyle 4 bankamızın tüm bankalar arasındaki pazar payı oranı toplanan fonlarda %6, kullandırılan fonlarda %5.4, aktif toplamında da %5.1’dir. Soru: 2014 Yılı genel anlamda Katılım Bankacılığı sektörü için nasıl geçti? Öne çıkan önemli gelişmeler olduysa bahsedebilir misiniz ? Sektör genelde olumlu geçti 2014’te, bir üyemizin özel durumu hariç diğer üyelerimizle aktiflerde %33, toplanan ve kullandırılan fon- larda %31 oranında büyüme sağlandı. Son 10 yıldır zaten Türkiye de katılım bankacılığı ortalama % 25 -% 30 civarında büyüme sağlıyor. Geçen yılda da o faaliyet sağlanmış oldu. Katılım bankaları hem yeni şube açma hem de hizmet ağını geliştirme konusunda 2014’te de olumlu gelişmeler kaydettiler. Soru: 2013 Yılında Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finans çalıştayı yapmıştınız. Bu çalıştayın olumlu sonuçlarını aldınız mı? Bu tarz çalıştaylar yapmaya devam edecek misiniz? Evet, BDDK ile birlikte bir çalıştay yaptık; faizsiz finans ve katılım bankacılığı çalıştayı. Çalıştayda tespit edilen meseleler sorunlar ve konular rapor halinde yayınlandı. İstanbul Finans Merkezi projesi kapsamında o rapor dikkate alındı. Kalkınma Bakanlığımızın koordinasyonunda İstanbul Finans Merkezi projesinde Türkiye’de faizsiz bankacılığı nasıl geliştirebiliriz şeklinde 7. bileşen olarak kapsama alındı. O konuda çalışma grupları oluşturuldu, ilgili kuruluşlarla birlikte biz de çalışmaya devam ediyoruz. Biz finans çalıştayından hareketle Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi adı altında bir belge hazırladık, yakın dönemde kamu oyu ile paylaşmış olacağız. Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi hakkında çalışma, Birlik olarak uluslararası bağımsız bir kuruluşa bizim koordinasyonumuz ve yönlendirmemiz dahilinde yaptırdık. Bu çalışma hem çalıştayın neticelerinin hayata geçirilmesini, hem de katılım bankacılığı önümüzdeki 10 yılda nasıl bir stratejik plan çerçevesinde faaliyet göstereceğini içeren bir çalışma. Soru: 2014 Mayıs ayında Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte bir çalıştay daha düzenlendi. Bu çalıştaydan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı ile aranızda bir protokol yapıldı mı ? Bu çalıştaylar rutin olarak devam edecek mi ? Diyanet İşleri Başkanlığı ile Ankara’da 2014 mayıs ayında bir günlük bir toplantı düzenledik. Bizim yaptığımız iş bir yerde Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da ilgilendiriyor, bizim müşterilerimiz bize para yatıranlar, finansman kullananlar bizim işimizle ilgili sorularını Diyanet İşleri Başkanlığına yansıtıyorlar, oradan görüş alıyorlar. Oradan aldıkları görüşlerle hareket ediyorlar. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulu ile yakın ilişki kurma gündeme geldi. Bu çalıştayda Din İşleri Yüksek Kurulu’na iletilen sorunlar, sorular gündem mevzuu yapıldı, tartışıldı. Katılım bankalarının uygulamaları izah edildi. Her katılım bankasından bir arkadaşımız o toplantıya katıldı, çok verimli bir çalışma oldu. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kuru- Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 37 lu’yla bundan böyle yakın işbirliği halinde çalışacağız. Zaten katılım bankacılığı ile ilgili bir danışma kurulu kurma projemiz var burada da Diyanet İşleri Başkanlığı temsilcisi yer alacak. Soru: Yeni Kamu Katılım Bankaları kuruluyor. 2015 yılı içerisinde kaç tane Katılım Bankası kurulmuş olacak? Ziraat bankası bu ay 29 Mayıs’ta faaliyete geçiyor, bu anlamda kamuoyuna bir deklarasyon da yaptılar. Faaliyet izni aldıktan sonra 1 ay içerisinde de Birliğimize üye olacaklar. Halk Bankası katılım bankası kuracağını açıkladı, sanıyorum senenin ikinci yarısında kurulmuş olacak. Vakıflar Genel Müdürlüğü bir katılım bankası kuracak, kuruluş hazırlıkları devam ediyor. Soru: Yeni katılım bankalarının sektöre etkileri sizce nasıl olacak? Yeni katılım bankaları bir rekabet getirecek, mevcutlarla rekabet edecek. Büyük resme baktığımızda ciddi bir katkı getirecek diye düşünüyorum. Çarşıda dükkan sayısının artması, işi büyütür. Şimdiye kadar çok geliştiremediğimiz kar zarar ortaklığı, muşareke, mudarebe dediğimiz yani kaynak kullanma metotlarını çok geliştiremedik. Bu alanlarda bundan son- 38 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 ra biraz yoğunlaşma olacaktır diye düşünüyorum. Sektöre sinerji oluştururlar, sektörü büyütürler, sektöre ilave kaynak oluştururlar. Bankacılık parayla yapılan bir iş, sermaye gerektiriyor. İnşallah getirilecek sermaye bu işi büyütür. Soru: 2015 yılında sektörle ilgili başka bir gelişme olacak mı? Yeni bankalar geliyor, sektörde yeni ürün geliştirmeye ihtiyaç var. Bankalarımızda yoğun bir şekilde yeni ürün geliştirme çalışmalarına odaklanmış durumdalar.Yeni ürünler konusunda hem Birlik olarak biz, hem de bankalarımız yoğun bir çalışma temposu içindeyiz. Sektörün büyütülmesi, daha geniş halk kesimiyle irtibatlandırılması açısından bunlara ihtiyaç var. Bu faaliyetler devam edecek. Sevindirici olan kamunun, yani devletin hükümetin daha doğrusu kamu otoritesinin bu işe sahip çıkıyor olması. Özellikle İstanbul’u finans merkezi yapma projesinin bir parçası da faizsiz bankacılık, faizsiz finans ve katılım bankacılığı. Dolayısıyla dünyada rekabet edebilir bir sektör oluşturma hedefimiz var, hem hükümetin hedefi, hem de bizim hedefimiz. Bunun için de tabi yenilikler yapmak yeni ürünler geliştirmek, daha ucuz ve etkin finansal hizmet ürete- biliyor hale gelmek gerekiyor. Bu hedefler doğrultusunda çalışıyoruz. Sevindirici olan bütün ilişkide olduğumuz kamu kuruluşlarıyla Hazine, Merkez Bankası, BDDK, SPK hepsi nasıl sektörü geliştirebilir diye gayret içerisindeler, bu da bizi son derece memnun ediyor. Soru: Katılım bankacılığı üzerine son olarak neler söylemek istersiniz? Ben bu işi bir maraton olarak görüyorum; kısa vadede hiç bir şeyin çok hızlı büyüceğini gelişeceğini düşünmemek lazım. Hayalci olmamak lazım, sağlam gelişmeler sürdürülebilir uzun vadede olur. Elhamdülillah bugün Türkiye’de katılım bankacılığı var, klasik bankacılığın yanında tamamlayıcı olarak bankacılık sektörüne eklemlenmiş durumda, bir talebe cevap veriyor. Önemli olan onun büyütülmesi, geliştirilmesi zeminin sağlamlaştırılması. Hukuki zemin, organizasyon yapısı, insan kaynağı bunların hepsi oluşturuldu. 30 sene geçmişi var, çok kısa bir zaman süreci değil, ancak bu sektör dünyada da, Türkiye’de de yeni. Faizsiz esasla bankacılık işi dünyada çok yeni. Bankacılık deyince en önce akla faiz geliyor, faizi elimine edecek bir bankacılık modeli bizde de dünyada da çok yeni bir kavram. Bu yüzden bunun uygulamasında bazı tartışmaların olması gayet doğal. Ürün geliştirmesi, gelişim süreci, bunun akademik arka planı eleman meselesi, formasyon, bunlar hemen olacak işler değil. Dolayısıyla bir de tabi işi öğrenirken bir fatura da ödüyoruz, fatura ödemeden müesseselere kavuşmak da mümkün değil. Geldiğimiz noktada bankacılık sektörünün % 5’i katılım bankacılığı. Bunu çok yadsımamak lazım. 30 sene önce hiç yoktu, bugün % 5, bin küsur şube var. Toplam bankacılıkta 12000 şube var. Büyüklük cesametle ilgili 4 tane burada banka var, diğer tarafta 46 tane banka var. Türkiye’de bankacılık 100 küsur senedir var. Faizli bankacılık dünyada kökleşmiş yerleşmiş birkaç yüz senelik geçmişi olan bir sektör. Siz bir şekilde ona ekleniyorsunuz, bu da çok kolay bir şey değil. Dünyada da bu endüstri çok yeni. Türkiye modeli reel bir model, hamdolsun iyi de netice veriyor, bizim çok dikkatli olup çalışmamız lazım. Son olarak Türkiye’de ilk ve tek faizsiz ekonomi dergisi olan EkoReel hakkında ne söylemek istersiniz ? Açık söyleyeyim, bu tür yayınlara ihtiyaç var. Hem kamuoyu oluşturma açısından hem bilgilendirme açısından. Hem fıkhî anlamda, hem de operasyonel anlamda meselelerin sorunların daha iyi izah edilmesi anlamında çok ciddi katkısı olacağını düşünüyorum. O açıdan da inşallah derginiz hayırlı olur, başarılı olur. Biraz sabırlı olun, inşallah zaman içersinde zemin bulur. Bu sektör büyüyecek gelişecek çünkü bu ülkede faizsiz esasta iş yapmak isteyen insanlarımız var. Onların ihtiyaçlarına karşılık gelmesi açısından önemli, hayırlı olsun. Osman AKYÜZ Genel Sekreter Türkiye Katılım Bankaları Birliği Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 39 MAKALE Hayrettin Karaman Katılım Bankalarının Kuruluş Amacı ve Değişim Teoride İslâm bankaları ya finansman karşılığında bir şey almayacaktı, yahut da elde edeceği, mudârabe ve müşâreke şekillerindeki ortak yatırım ve ticaret sonucu, hissesine isabet edecek şey kâr ve zarar olacaktı. Bunlardan birincisi, ekonomisini topyekûn İslâmîleştirmemiş bir ülkede mümkün olamazdı. Ancak ikincisi, İslâmî olmayan ekonomik çevrede, İslâm bankaları vâsıtasıyle gerçekleşebilirdi. Her iki usûlün de bir yandan İslâm’ın rûh ve amacına, diğer yandan İslâm ekonomisinin genel prensiplerine uygun bulunduğunda şüphe yoktur. Katılım Bankalarının, müşteri talebine göre bir malı satın alıp, vadeli ve vade farkı ile müşteriye satması “murabaha” işlemidir. Bugün mevzuat müsait olmadığı ve değiştirme çabaları da henüz sonuç vermediği için bu satın alma ve satma işlemi sözlü ve yazılı vekalet verme yoluyla yapılmaktadır. Yani banka müşteriye vekalet verir, müşteri banka adına satın alır ve sonra bankadan kendisine satın alır. 40 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 İslâm bankacılığı konusunda ilk düşünen ve yazanlar arasında murâbaha usûlünden bahseden olmamıştır. Bu usûlü 1976 yılında takdim ettiği doktorasında ilk ortaya atan Dr. Sâmî Hammûd olmuştur. Bu formül sonradan çıkmıştır ama - boynuzun kulağı geçtiği gibi - diğerlerini geride bırakmıştır. İslâm bankalarının yüzde doksaanlara varan nisbetlerde murâbahaya yönelmelerinin makûl sebepleri vardır: İslâm ülkelerinde yürürlükte olan mevzûât, fıkıhta bahis mevzû edilen şirketlerin uygulanmasına müsait bulunmamaktadır. Bazı teviller, yorumlar, müsâmahalarla kanunî şirketler ile fıkıhtaki şirketler uzlaştırılsa bile, İslâm dünyasında hâkim bulunan İslâmî eğitim eksikliği yüzünden, bankaların ortaklık edeceği müteşebbislerin hesaplarına güvenmek mümkün değildir. Klâsik bankalarla muâmeleye alışmış bulunan Müslümanlar İslâm bankalarına para yatırmaya geldiklerinde, ne müddet sonra ne alacaklarını bilmek istemekte ve bu geliri bir an önce elde etmeyi ummaktadırlar. Bütün bu sebepler; İslâm bankalarının daha ziyade murâbahaya yönelmeleri sonucunu doğurmuştur. Ancak bu usûlü ölçüsüz ve büyük nisbetlerde kullanmanın olumsuz, amaca aykırı sonuçları da vardır: a) İslâm bankacılığının teorik temeli, finansmanın önceden belli bir bedel (fâiz) karşılığında değil, hâsıl olacak kâra veya zarara ortaklık karşılığında yapılmasıdır. Murâbahada banka, peşin olarak satın aldığı mala belli bir kâr ve vâde farkı koyarak müşterisine satmaktadır; bu durumda bankanın kârı önceden bellidir ve garanti altına alınmıştır, müşterinin aldığı mal, âlet ve edevât ile edeceği kâr veya zarar bankayı ilgilendirmemektedir. Murâbaha usûlü, şekil bakımından meşrû ve fıkıh kaidelerine uygun olmakla beraber, hâsıl ettiği sonuç itibariyle kapitalist banka işlemlerine yaklaşmaktadır. b) Murâbaha yoluyla finansmandan en büyük pay ticaret kesimine düşmekte, sanâyî ve zirâat kesimlerinin işletme sermâyesini temin için yapılan mürâbahalı finansman düşük kalmaktadır. c) Ticaret kesiminde de mürâbahalı finansman, daha ziyâde dış ticaret ve özellikle ithâlâtta kullanıldığı için İslâm ülkelerinin dış ticaret bütçelerinin bozulmasına dolaylı olarak sebep olmaktadır. Geçiş döneminde İslâm bankalarının mürâbaha usûlünü kullanmalarına zikredilen darboğazlar sebebiyle müsâmaha gösterilse bile, bunun yüzde olarak sınırlandırılmasında, bu sınırın aşılamamasında fayda, hattâ zarûret vardır. Ancak bu gelişmede kusurun paylaşılması ve yalnızca bankaların kusurlu görülmemesi insaf gereğidir. Katılım bankalarının amacına doğru yönelip ilerlemesi için: a)Bu bankalara para yatırarak helal kazanç elde etmek isteyen şahısları sabırlı ve fedâkâr olmalarıdırlar. b) Bu bankalarla ortak iş yapacak müteşebbisler ahlaklı, emanet ve sorumluluk bilincine ve duygusuna sahip kimseler olmalıdırlar. c) Bu bankaların kurucuları ve ortakları da “amacına uygun bir katılım bankacılığını gerçekleştirmenin aynı zamanda bir ibadet olacağı” inancı ve şuuru içinde hareket etmelidirler. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 41 KATILIM DÜNYASI ALBARAKA EMEKLİYİ DÜŞÜNÜYOR Albaraka, emekli maaşını taşımak isteyenlere özel fırsatlar sunuyor Emekli maaşını Albaraka’ya taşıyanlar, 50 TL Worldpuan kazanıyor. Albaraka, emeklilik müşterilerine tüm ortak ATM’lerden ayda iki kez ücretsiz çekim, şubede işlem önceliği ve sağlık asistanlığı hizmetleri gibi ayrıcalıklar sunuyor. EMEKLİLER MAAŞLARINI ALBARAKA’YA TAŞIYINCA... 30 Nisan’a kadar geçerli kampanya kapsamında Emekli Sandığı, SSK ve Bağkur’dan emekli maaşını Albaraka’ya taşıyacak tüm emekliler, 50 TL Worldpuan kazanacak. 50 TL Worldpuan hediyesi, maaşlarını Albaraka’dan 24 ay almayı taahhüt eden müşterilerin Albaraka World kredi kartlarına yüklenecek; Albaraka’da yeni hesap açtıracak müşteri ya da kredi kartı olmayan müşteriler için kredi kartı başvurusunu takiben, kart müşteriye gönderildikten sonra puan yüklenecek. Emekliler, maaşlarını Albaraka’dan aldıkları süre boyunca, maaşlarını ayda iki kez ortak ATM’lerden ücretsiz çekebilecek ve Albaraka şubelerinde işlem önceliğinden faydalanacak. Maaşlarını Albaraka’ya taşıyan emekliler, Sağlık Asistanlık Hizmetleri’nden de bir yıl boyunca faydalanabilecek. Sağlık Asistanlık Hizmetleri paketinde, Acil Ambulans Hizmeti, Eve Doktor/ Hemşire Yönlendirilmesi, Acil İlaç Gönderimi, Tıbbi Danışma Hizmeti, Acil Mesajların gönderimi, Diyetisyen Desteği ve Sağlıklı Beslenme Yöntemleri Bilgi Hattı, Hukuki Danışma ve Vergi Danışmanlığı Bilgi Hattı gibi hizmetler sunulurken; kuru temizleme, kiralık araç ve deniz taksi hizmetlerinde özel indirimler sağlanacak. Albaraka Kobi Gaziantep’te Albaraka KOBİ Buluşmaları’nın üçüncüsü Gaziantep’te düzenlendi. Geçtiğimiz yıl haziran ayında başlayan “Albaraka KOBİ Buluşmaları” kapsamında Gaziantep’te üçüncü kez gerçekleştirilen toplantıda konuşan Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi, yıl içinde KOBİ’lere yönelik yeni uygulamalara başlayacaklarını belirtti. Yahşi, “Hem mevcut müşterilerimiz hem de yeni müşterilerimiz için özel ürün paketleri geliştireceğiz. 2015 yılı içinde KOBİ’lere özel portal 42 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 açarak, yeni bir kanal üzerinden onlara destek olmaya devam edeceğiz. Müşteri grupları için meslek ve ihtiyaç odaklı ürün tasarımları hazırlıyoruz. KOBİ’lerimizin kur dalgalanmalarına karşı korunmaları amacıyla, faizsiz bankacılık prensiplerine uygun özel bir ürün üzerinde çalışmalarımızı yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz” diye konuştu. KOBİ’lerin en büyük problemlerinden birinin bankacılık sektörüne karşı teminat vermek olduğunu söyleyen ve bu alanda Albaraka Türk olarak özel bir ürünün tanıtımına hazırlandık- larını kaydeden Yahşi, KOBİ’lere güvenlerinin tam olduğu hatırlatmasında bulundu. Albaraka içinde toplam kredilerde KOBİ’lerin aldığı payın yüzde 35 olduğu bilgisini veren Yahşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durum bizim KOBİ bankacılığına verdiğimiz değerin bir göstergesidir. Dünyada KOBİ’ler toplam kredilerden yüzde 42’lik pay alıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 27’de kalıyor. Yükseliş trendi ve verilere baktığımızda, KOBİ bankacılığındaki büyümenin bu yıl da devam edeceğini söyleyebiliriz.” Yahşi, konuşmasında, Gaziantepli KOBİ’lerin yerel ve küreselde elde ettiği başarıların kendileri içinde teşvik edici olduğunu söyleyerek, “Bu potansiyele istinaden, Albaraka olarak, Gaziantep’te geçen yıl iki yeni şube açtık. 177 ülkeye ihracat yapan Gaziantep, aynı zamanda, ‘Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Firması’ listesinde il bazında ikinci sırada bulunuyor. Türkiye ihracatının yüzde 58’ini gerçekleştiren bin firma arasında, İstanbul’dan sonra, 71 firma ile Gaziantep geliyor. Bu da bu bölgemizin ihracata dönük dinamik yüzünü sergiliyor” dedi. Farklılaşmayı müşteri sadakati sağlayacak Özellikle KOBİ’lerin ihtiyaçlarının en uygun şartlarla karşılanması, taleplerinin hızlı, etkin bir şekilde cevaplanmasının önemine değinen Yahşi, “Benzer fiyatlamaların sunulduğu sektörde farklılaşmanın dinamiği, temel bankacılık ürünlerinin yanında hizmet çeşitliliğinin arttırılması ve müşteri sadakatini sağlamak olacak. Katılım bankacılığının ana ürünleri olan Kurumsal Finansman Desteği ve leasing paketlerimizle KOBİ’lerin ihtiyacı olan makine, teçhizat, hammadde, ara madde alımlarını finanse etmekteyiz. Ayrıca, sektör ve meslek ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hazırladığımız sektörel ve finansal destek paketlerimizle de KOBİ’lere hizmet sunmayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu. “KOBİ bankası olmadık, KOBİ bankası doğduk” “KOBİ’lerle El ele, Yerelden Küresele” sloganıyla yapılan KOBİ Buluşmaları’nda açılış konuşmacıları arasında Gaziantep Vali Yardımcısı Adil Nas, Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Bülent Taban, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin ve Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu yer aldı. Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Taban, Gaziantep’in Türkiye’nin taşıyıcı gücü olduğunu söyleyerek, “Türkiye’nin kaderi yatıyor. En fazla ihracat yapan iller sırasında altıncı, 2104 yıl sonu toplam ihracatı 6.8 milyar TL, kilogram başına ihracat ortalaması 1.6 dolar. KOBİ bankası olmadık, KOBİ bankası olarak doğduk. Eğer Türkiye’nin 10 Gaziantep’i olsaydı ne olurdu diye baktığımızda görüyoruz ki Türkiye ihracatı 68 milyar dolar, GSMH 122 milyar dolar artar; en büyük ekonomi sıralamasında 18’den 16’ya yükselirdik” diye konuştu. Bugün KOBİ’leri en çok etkileyen konuların başında tasarruf eksikliğinin hat safhada olması olduğunu söyleyen Taban, KOBİ’lerin ihracat pazarlarını genişletmeleri gerektiğinin altını çizdi. Taban, “2023 hedefleri içinde KOBİ’lere önemli görevler düşüyor. KOBİ’ler sağlam ola- Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 43 KATILIM DÜNYASI cak ki bankalardan borçlansın. KOBİ’ler ve bankacılar aynı gemide yer alıyor. İkisi de kazan kazan metodu uygulamak zorunda” değerlendirmesini yaptı. Gaziantep ürün çeşitliliğini artırmalı İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin rekabetçiliği artırmaya yönelik mikro reformlara ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizdi ve “Gaziantep iş dünyasının mutlaka ürün çeşitliliğine önem vermesi gerek yoksa ikinci bir Adana örneği yaşanır” diye konuştu. Konukoğlu ise Sanko Holding’in beş kuşaktan bu yana yaşadıkları ticari deneyimleri ve başarılarındaki belirleyici noktaları KOBİ’lerle paylaştı. Gelecek toplantılar Adana ve Kayseri’de olacak Dr. Yahşi, son dönemde tüm bankaların KOBİ’leri hedef kitle olarak belirlediğini söyledi ve ekledi: “Bu durum KOBİ’lerimiz açısından büyük avantaj. KOBİ’lerimizin mümkün olduğunca faaliyetlerini kayıt altına almaları, bilançolarını güçlendirip, uzun dönemde finansman imkanlarına daha düşük maliyetle ulaşmalarını mümkün kılacaktır.” KOBİ’ler için gerçekleştirilen “Albaraka KOBİ Buluşmaları” ile KOBİ’lere gelecek vizyonu çizmeyi amaçladıklarını ifade eden Dr. Fahrettin Yahşi, “Bu anlamda seminer ve konferanslar dizisi planladık. ‘KOBİ’lerle El ele Yerelden Küresele’ teması ile yola çıktığımız bu etkinliklerde, Türkiye ekonomisinde KOBİ’lerin yeri ve önemi, küresel marka olma yolunda atılacak adımlar gibi stratejik konularda bilgi ve tecrübeler paylaşıyoruz. Gaziantep’in ardından bu toplantı dizisine Adana ve Kayseri ile devam edeceğiz” dedi. Gelecek dönemde çalışmalarına iller özelinde devam edeceklerini söyleyen Yahşi, “Baskın olan sektörler için özel ürün ve hizmet çalışmaları yapıyoruz. Aslında sektörel destek paketlerimizi bu amaçla kurguladık; özellikle yeni yatırım, teşvik programı sayesinde daha fazla destek alan ve finansal desteğe ihtiyaç duyulan bölgelerimize yönelik ürün ve hizmetlerimizi çeşitlendiriyoruz. Bu kapsamda daha fazla teşvik alan 3-4-5 ve 6. bölgelerde şubeleşme çalışmalarımızı hızlandırıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. ALBARAKA TÜRK’TEN KATILIM BANKACILIĞI ÜZERİNE AÇIKLAMALAR Türkiye’nin ilk katılım bankası olan Albaraka Türk’ün Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Keser, 10. Türk-Arap Ekonomi Forumu’na panelist olarak katıldı. Keser, İslami bankacılığın dünyada çok hızlı büyüyen bir sektör olduğunu söyledi ve “Katılım bankacılığı, konvansiyonel bankacılıktan çok daha hızlı büyüyor. Türkiye’de de son 10 yılda hızlı bir gelişim gösterdi. Buna rağmen geldiğimiz nokta henüz istenilen seviyede değil” diye konuştu. Aynı zamanda “Türkiye ve Arap Ülkeleri Arasındaki Sermaye Akışını Hızlandırmada İslami 44 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 Bankacılığın Rolü” konulu panelde konuşan Keser, Türkiye ve Arap ülkeleri arasındaki ticari hacmin her geçen gün arttığını belirtti ve katılım bankalarının bu konudaki aktif rolüne dikkat çekti. “Albaraka, 15’in üzerinde ülkede faaliyet gösteriyor. Dış ticaret anlamında önemli bir rol üstleniyoruz” diyen Keser, “Bazı ülkelerde dış ticarette yüzde 10’a varan payımız var. Diğer katılım bankalarının da dış ticarette aktif olarak rol aldığını biliyoruz. Türkiye ile bu ülkeler arasındaki dış ticareti kolaylaştırıyoruz” bilgisini verdi. Albaraka Türk 10. Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda Keser, sukuk piyasalarıyla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Bugüne kadar ağırlıklı olarak Katılım bankalarının sukuk ihraç ettiğini söyleyen Keser, “Banka dışı kurumların sukuk ihracı yapamamalarının birkaç sebebi var. TL ihraçlarda vadeler kısa, genelde bir yıla kadar. Firmalar bu kadar kısa vadeli borçlanma istemiyor. Diğer taraftan, usd bazında yurtdışın ihraçlarda ise firma- ların ihtiyacı genelde 50-100 milyon doları geçmiyor. Bu rakamlarda uluslararası ihraçlar için küçük kalıyor.” “Büyümede artış bekliyoruz” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya ise, uygulanan para politikası, makroihtiyati tedbirler ve yapısal reformların da etkisiyle fiyat istikrarında istenilen seviyelere yaklaşılacağını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyümenin giderek artmasını bekliyoruz. Mali açıdan baktığımızda güçlü bir konumdayız. Mali disiplin ve güçlü finansal sistem, küresel dalgalanmalara karşı ülke ekonomisini dayanıklı kıldı. Büyümenin giderek artmasını bekliyoruz. Mali açıdan baktığımızda güçlü bir konumdayız. Finansal istikrar açısından çok başarılı bir performans sergilendi. Fiyat istikrarında ise kur geçişkenliği ve gıda fiyatlarındaki yüksek oynaklıklar nedeniyle hedef yakalanamadıysa, da çekirdek göstergeler enflasyonda düşüş trendinin korunacağına işaret ediyor.” KATILIM BANKACILIĞINDA YENİ DÖNEM BAŞLIYOR Vakıfbank ile hakim ortağı Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında protokol imzalandı. Vakıfbank ile hakim ortağı Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü, katılım bankası kuruluş ve faaliyet izni alınması sürecinde çeşitli konularda destek/danışmanlık hizmeti sunulması amacıyla protokol imzaladı. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 45 KATILIM DÜNYASI KATILIM İÇİN İKİ VAKIF ARASINDA ANLAŞMA Vakıfbank’tan yapılan KAP açıklamasında şu detaylara yer verildi: “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 19 Mart 2015 tarihli ve 6242 sayılı Kararı (21.03.2015 tarihli ve 29302 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır) çerçevesinde; Bankamızca, hakim ortağımız olan T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne (VGM), katılım bankası kuruluş ve faaliyet izni alınması sürecinde, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu (Kanun) ve ilgili diğer mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerinden doğan sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla, Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (v) bendi ile geçici 3’üncü maddesi uyarınca; katılım bankasının “ortaklık yapısının belirlenmesi ve kuruluş sermayesi için kaynak temin edilmesi”, “kuruluş izni, anonim şirket kuruluşu ve faaliyet izni başvurularının yapılması”, “hedef faaliyet alanları, müşteriler ve yatırımcılar için stratejiler oluşturulması”, “organizasyon yapısının ve iş süreçlerinin belirlenmesi”, “bilgi işlem altyapısının kurulması”, “insan kaynaklarının belirlenmesi ve eğitimi” ve “VGM tarafından alınacak danışmanlık hizmetlerinin belirlenmesi” konularında destek/danışmanlık hizmeti sunulması amacıyla; 30.03.2015 tarihinde Bankamız ile VGM arasında Protokol imzalanmıştır. “ KUVEYT TÜRK ALTINA YÖNELDİ Kuveyt Türk çeyrek altın satışına başladı. Altın bankacılığı alanında geniş bir ürün yelpazesi bulunan Kuveyt Türk Katılım Bankası, altın ürünlerine bir yenisini ekledi. Banka, darphane altınlarından çeyrek altın satmaya başladı. Binde 916 saflıkta 1,75 gram çeyrek altınlar şubelerden ve Banka ATM’lerinden satın alınabiliyor, şubelere satışı yapılabiliyor. KUVEYT TÜRK MÜŞTERİLERİNE ALTIN KART SUNUYOR Kuveyt Türk, faizsiz ek limit veren “Altın Kart”ı müşterileri ile buluşturdu. Banka kartlarının özelleştirilmiş bir versiyonu olan Altın Kart, müşterilere ek limit kullanım hakkı sağlayarak hesaplarında bakiye bitse de POS üzerinden harcama yapmalarına olanak sağlıyor. Katılım bankacılığında 46 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 yenilikçi bir ürün olan Altın kart, bu ek limiti 2 bin TL’ye kadar ve 30 güne kadar vade ile müşterilerinin hizmetine sunuyor. Ayrıca her ay kısa mesaj ya da e-mail yoluyla hesap özeti göndererek bilgilendirme yapılıyor. KALBİ OLAN BİR ALTIN KART Piyasada ek limit özellikli banka kartlarının yeni yeni gelişmekte olduğunu ve Altın Kart’la bu alanda güçlü bir varlık sergilemeyi hedeflediklerini belirten Kuveyt Türk Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Oral şunları söyledi: “Kuveyt Türk olarak hem müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak hem de ülkemizin ekonomik hedeflerine katkıda bulunacak ürün ve hizmetler geliştirmeye önem veriyoruz. Kredi kartı kullanımına getirilen düzenlemeler ve tasarrufun teşvik edilmesine yönelik adımlar göz önünde bulundurulduğunda Altın Kart’ın önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. Altın kart bir kredi kartı değil, banka kartı özelliklerinin yanı sıra tüketiciye hesabındaki bakiye bittiğinde alışverişlerde kullanım için ek limit sağlayan tüketici dostu bir karttır. Bu ürünümüz müşterilerimizi finansal yüklerin altına sokmayan, paraları bittiğinde de onların yanında olan altın kalpli bir karttır. Altın Kart ile yapılan alışverişlere altın puan hediye Altın Kart sahipleri yaptıkları harcamalardan altın puan kazanıyor. Hesaptaki bakiye kullanılarak yapılan alışverişlerde yüzde 0,35, ek limit kullanılarak yapılan alış- verişlerde ise yüzde 0,1 oranında altın puan hediye ediliyor. Müşterinin altın puan hesabında biriken puanların toplam tutarı 10 TL’ye ulaştığında gram altın olarak hesaba yansıtılıyor. KUVEYT TÜRK’ÜN SERMAYESİ DUDAK UÇUKLATIYOR Banka’nın sermayesi 2 milyar 530 milyon TL... Kuveyt Türk Katılım Bankası, 2 milyar 290 milyon TL olan sermayesini arttırma kararı aldı. Mart başında BDDK’dan görüş alarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nden ön onay alan Banka, BDDK’dan son olarak 25 Mart’ta uygunluk yazısı aldı. Banka’nın 2 milyar 290 milyon TL olan sermayesinin 240 milyon TL artışla 2 milyar 530 milyon TL’ye yükseltilmesi son genel kurulda oybirliği ile kabul edildi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 47 KATILIM DÜNYASI KUVEYT TÜRK XTM’Yİ SEVDİ XTM’lerden 11 milyon TL katılma hesabı kazandı. Kuveyt Türk, çağrı merkezi yardımı ile ATM işlemlerinin yanı sıra şubeden yapılabilen hemen hemen tüm işlemlerin gerçekleştirildiği XTM’lerden 2014 yılında 5200 yeni müşteri kazandı. Banka, bu yeni müşterilerden toplam 6 milyon TL cari, 11 milyon TL vadeli (katılım) fon elde etti. Banka 2014’te XTM üzerinden, 5 bin ATM kartı, bin kredi kartı, 2 bin fatura talimatı, 20 POS cihazı, 190 HGS ve yaklaşık 200 bireysel fon kullandırım işlemi gerçekleştirdi. XTM dijital şubeler üzerinden XTM Merke- 48 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 zi’ne görüntülü olarak bağlanan müşterilerle, şubelerden yapılan tüm bankacılık işlemlerinin yapılması hedefleniyor. 2014 yılı içerisinde şubede yapılan en temel işlemlerden olan hesap açma, para transfer işlemleri, fon kullandırım ve başvuru işlemleri alanında hizmet vermeye başlayan XTM Merkezi’nin işlem çeşitliliği her geçen gün artıyor. Kuveyt Türk XTM Merkezi’nden, her biri farklı lokasyonlarda müşterilerine hizmet vermekte olan 30’a yakın XTM dijital şubeye hizmet veriliyor. TÜRKİYE FİNANS ÖDÜLE DOYMUYOR Türkiye Finans, World Finance Awards’ta üçüncü kez ödül alarak Türkiye’nin En İyi Katılım Bankası oldu. Finans profesyonellerinin yakından izlediği World Finans dergisinin 2007 yılından bu yana düzenlediği World Finance Awards gelişen pazarlarda yenilikçi uygulamaları ödüllendirmeyi sürdürüyor. Türkiye Finans, ödüllerine bir yenisini daha ekleyerek, World Finance Awards 2015’te Türkiye’nin En İyi Katılım Bankası ödülüne layık görüldü. Türkiye Finans’ın son yıllardaki yenilikçi faaliyetleri ve başarılı performansı Türkiye’nin En İyi Katılım Bankası ödülünü almasında etkili oldu. Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, “Katılım bankacılığı sektörü Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörünün üzerinde bir büyüme sergileyerek son yıllarda güçlü atılımlar gerçekleştirdi. Güçlü büyüme potansiyeline sahip katılım banka- cılığı, gerek şubeleşme çalışmaları gerekse yeni ürünlerle daha geniş kitlelerle ulaşarak büyüme ivmesine hız kazandırdı. Biz de Türkiye Finans olarak sektörün büyümesi ve gelişmesi için önemli bir rol üstleniyoruz. İstikrarlı ve sürdürülebilir büyüme performansımız, uluslararası sektör profesyonelleri tarafından yakından takip ediliyor. Son yıllarda aldığımız ulusal ve uluslararası ödüller bu başarının göstergesi. World Finance Awards’tan bu yıl üçüncü ödülümüzü alarak Türkiye’nin En İyi Katılım Bankası olduk. Başarı performansımızın göstergesi olan bu ödüller Bankamız için gurur tablosu oluşturuyor” dedi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 49 KATILIM DÜNYASI TÜRKİYE FİNANS’IN İLK YURTDIŞI ŞUBESİ: BAHREYN Türkiye Finans Katılım Bankası, ilk yurtdışı şubesini Bahreyn’de açacak. Banka’nın yüzde 67’sine sahip The National Commercial Bank’ın (NCB) Bahreyn’de etkin bankacılık faaliyetleri bulunuyor. Türkiye Finans’ın ana ortağı NCB’nin Bahreyn’de faaliyet gösteriyor olmasının Türkiye Finans’a ciddi bir destek olacağı düşünülüyor. Bahreyn’in tercih edilmesindeki diğer bir neden de bu ülkenin İslami bankacılık alanındaki tecrübesinin çok olması. Bahreyn Şubesi’nin yeni fon kaynakları oluşturma konusunda sahip olacağı yetkinliklerle, Türkiye Finans’ın küresel İslami bankaların bulunduğu bu coğrafyada yeni iş ağları oluşturmasına ciddi anlamda katkı sağlaması bekleniyor. TÜRKİYE FİNANS’TAN 100 MİLYON TL TUTARINDAKİ KİRA SERTİFİKASI İHRACI Türkiye’nin öncü katılım bankası Türkiye Finans, iştiraki TFKB Varlık Kiralama A.Ş. (TFKB VKŞ) aracılığı ile Zorlu Holding bünyesindeki Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş. adına 100 milyon TL tutarında kira sertifikası ihracı gerçekleştirdi. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen yönetim sözleşmesine dayalı (vekalet) kira sertifikası ihracı kapsamında Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. de yatırımcı olarak yer aldı. Türkiye Finans, ilkeli bankacılık prensiplerine dayalı olarak kurumsal müşterilerinin menkul kıymet ihraçlarına destek vermeye bu yıl da devam ediyor. 2014 yılında tamamladığı iki ihraç sonrasında Türkiye Finans, 2015 yılının ilk reel sektör kira sertifikası ihracını Türkiye’nin önemli grup şirketlerinden Zorlu Enerji ile TFKB VKŞ üzerinden gerçekleştirdi. Halka arz edilmeksizin tahsisli satış yöntemi ile gerçekleştirilen 100 milyon TL tutarlı, 5 yıl vadeli ve 3 ayda bir kira ödemeli ihraç, 24 Mart 2015 tarihinde tamamlandı. Yönetim sözleşmesine dayalı ihracın kira getirisi, Zorlu Enerji’nin enerji üretim ve satış faaliyetlerinden karşılanacak. Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, konuyla ilgili olarak: “Türkiye Finans olarak güçlü sermaye yapımızla reel sektöre sunduğumuz destekleri yeni bir ürünle çeşitlendirerek yaygınlaştırmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye’de reel sektörün finansmanında kira sertifikası ihracını uygulayan ilk ve tek katılım bankasıyız ve bu konumumuzu her geçen gün güçlendirmeye devam ediyoruz. Türkiye Finans olarak kurumsal müşterilerimizi bu yeni ve güvenilir fonlama tekniği ile tanıştırmayı ve bu alanda önemli bir pazar oluşturarak ülke ekonomisine katkıda bulunmayı sürdüreceğiz” dedi. 50 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 TÜRKİYE FİNANS’TAN 10 numaralık Arda Turan hareketi Türk milli takımının ve İspanyol futbol takımı Atletico Madrid’in yıldız futbolcusu Arda Turan, ikinci kez Türkiye Finans reklamlarında yer almaya başladı. Futbol hayatındaki başarılı performansını ekranlara da taşıyarak dikkat çeken reklam kampanyalarına imza atan Arda Turan, Türkiye Finans’ın ‘Akıllı Hesap’ ürünüyle karşımızda. Turan, Türkiye Finans’ın yeni reklam filminde kar paylaşımlı mevduat hesabını tanıtırken profesyonel futbol yaşamının zorluklarına da esprili bir dille dikkat çekiyor. Manual Effect reklam ajansının imzasını taşıyan ve yönetmenliğini Kağan Erturan’ın yaptığı reklam filmi Türkiye Finans şubesinde geçiyor. 30’larında bir adam, bekleme alanında oturan Arda Turan’la sohbet etmeye başlar. Arda Turan’ın ‘Akıllı Hesap’ açtıracağını söylemesi üzerine adam, Arda’nın işini hafife alarak kolay para kazandığını ima eder. Bu sırada Turan’ın profesyonel hayatından görüntüler ekrana gelir fakat Arda’nın yerinde şubede sohbet ettiği adam vardır. Arda Turan’ın yerine geçen adam onun sıradan bir gününde yaptıklarını yapmaya çalışır ama çok zorlanır. Bu sırada görüntü tekrar Türkiye Finans şubesine geçer. Adam kan ter içinde kalarak Arda Turan’a hak verir. Bu sırada 10 numara yanar ve sıra Arda Turan’a gelir. Arda Turan: “Gel, sana da bir Akıllı Hesap Futboldaki başarısının yanı sıra oyunculuğuyla da beğeni toplayan Arda Turan, reklam filminde Türkiye Finans’ın ‘Akıllı Hesap’ ürününü tanıtıyor. açalım artık” diyerek adam ile birlikte bankoya doğru ilerler. Çekim ve prodüksiyonlarını Pworks firmasının gerçekleştirdiği Arda Turan’lı Türkiye Finans reklamları ise yakın zamanda izleyicilerle buluşacak. AKILLI HESAP’TA AVANTAJLI FIRSATLAR TL ve YP hesaplarda avantajlı kar paylaşım havuzu ve ücret avantajları sunan Akıllı Hesap ürününü BES ürünü ile birleştirerek sektörde bir ilki gerçekleştiren Türkiye Finans, müşterilerine Akıllı Hesap avantajlarının yanı sıra BES minimum katkı payının %20’si kadar cari hesaplarına ödeme yapacak. Kampanya kapsamında TL ve YP “Akıllı Hesap” açan ve Bireysel Emeklilik sözleşmesi başlatan müşterilerimize sahip olunan plana ait minimum katkı payı ödemesinin %20’si müşteri cari hesabına aktarılacak. Ayrıca şube veya internet bankacılığından ayda 3 EFT ve 3 havale işlemi ücretsiz gerçekleştirilebilecek. Hesap İşletim Ücreti de alınmayacak. Üstelik Akıllı Hesap’ta vadesinden önce para çekilmesi halinde, hesapta kalan tutar için vade bozulmaz ve bu tutar için vade sonunda kar payı almak mümkün. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 51 KATILIM DÜNYASI Ziraat Katılım Bankası 29 Mayıs’ta açılıyor Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, “Ziraat Katılım Bankası’nın açılışını 29 Mayıs’ta planlıyoruz” dedi Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Arap Bankalar Birliği ve TBB toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı Yeni açılacak Ziraat Katılım Bankası’yla ilgili değerlendirmelerde bulunan Aydın, “Açılışını 29 Mayıs’ta planlıyoruz. Ziraat Katılım Bankası’nın sermayesi 300 milyon dolar karşılığı TL olarak Hazine’den alındı, bu sene 20 şube açmayı hedefliyoruz” dedi. Aydın şölye konuştu: 52 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 “Ziraat Katılım Bankası, Ziraat Bankası’nın bir iştiraki olarak faaliyet gösterecek. Ziraat Bankası 2015’te Karadağ ve Azerbaycan’da lisanslı bankacılık, Kosova’da ise şube olarak faaliyete başlayacak.” 2015’te gayrimenkul yatırım ortaklığı kuracak. Hüseyin Aydın, Ziraat Bankası’nın 2015’te gayrimenkul yatırım ortaklığı kurmayı planladığını da belirtti. Geleceğin Bankası: KATILIM BANKACILIĞI Çorum Hitit Üniversitesi ve Ticaret Sanayi Odası işbirliğinde “Katılım Bankacılığı’nda Yeni Ufuklar” konulu panel düzenlendi. Panelde günümüz finans dünyasındaki gelişmelere bağlı olarak Türkiye’de de uygulama alanı genişlemiş olan Katılım Bankacılığı profesyonel düzeyde ele alındı. Katılım Bankacılığı’nın mevcut durumunun da ele alındığı panelde, gelecekte bu alandaki fırsatlar masaya yatırıldı. Panelde bir konuşma yapan Hitit Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Reha Metin Alkan, Katılım Bankacılığı’nda kısa bir süre içerisinde büyük gelişmeler kat edildiğini söyledi. KATILIM BANKACILIĞINDA BATI ÇOK ÖNDE 2010 yılında 1.2 trilyon dolar, şuan 1.5 trilyon, önümüzdeki yıllarda da 3 trilyon dolarlık bir hacme ulaşacak Katılım Bankacılığında en batı kaynaklı bankaların en ön sıralarda yer aldığına dikkat çeken Alkan, bu alanda Türkiye’nin istenilen düzeyde var olmadığına işaret etti. Rektör Alkan, amaçlarının toplumda farkındalık oluşturmak olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu pastadan yeterli düzeyde pay alması gerektiğini ifade etti. Üniversitenin toplumla bütünleşmesinin güzel örneklerden bir tanesi olduğunu dile getiren Alkan, “Rektörlük seçimi insanların neredeyse son 6 ayını son 1 yılını alıyor en az bu kadar şu işlere kafa yormamız gerekiyor.Bir rektörlük seçimine üniversitelerimizin pek çoğunda 6 ay ila 1 sene kala zaman ayırmaya çalışılıyor.Yani rektör kim olacak kadar bu ülkeye biz ne yapabiliriz. Akademisyen olarak, bir meslektaş olarak, biz bu ülkeye ‘nasıl çivi çakabiliriz’ düşündüğümüz zaman inan pek çok şey daha farklı olacak. Birincisini yapmak keyifli ve çok kolay. İkincisini yapmak elinizi taşın altına sokmayı gerektiriyor” dedi. Hitit Üniversitesinde sadece ve sadece bilimsellik ve yapılacak çalışmaların konuşulmasını sağlamaya gayret edeceğini anlatan Alkan, şunları söyledi: “Son bir söz olarak üniversitemiz 2011 yılında göreve başladığımda yaklaşık 75-80 bölüm programımız vardı.Şuanda 160’a ulaştı. Bunların sayısını artırmakla beraber olabildiğince gelecekte meslek sahibi olabilecek mezun oldukları zaman iş sahibi olabilecek bölümleri bulmaya gayret ediyoruz.Gerçekten bu son derece önemli yani yüzde 100 işsiz değil yüzde 100 dünyada iş bulma imkanı olan arkadaşlarımızın programları açmaya gayret ediyoruz.” HAYRETTİN KARAMAN’DAN KATILIM BANKACILIĞI ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER İslam Hukuku Profesörü Prof.Dr. Hayrettin karaman, faizsiz finans kurumunun ismine layık olabilmesi için bu konuya kafa yormuş, uzmanlaşmış kişilerin bulunarak istihdam edilmesi gerektiğini söyledi. Karaman, bugün birden fazla üniversitenin İslam iktisadı, faizsiz bankacılık ve finansman konularında lisansüstü programlar açtıklarını belirterek, bunun sevindirici olduğunu belirtti. Katılım bankacılığının geleceğinin iyi olup olmamasının iyi yetişmiş elemana bağlı olduğunu anlatan Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katılım bankaları yeni ufuklara daha güzel ufuklara açılımı yetişmiş insana bağlı. Öncelikle buna önem vermeliyiz. Biz aslında bu alanda başarıyı gerçek imanla sağlarız. Biz de eksik olan gerçek imandır. Hepimiz Müslüman olduğumuzu söyleriz ancak iş uygulamaya geldiğinde kıvırtırız. Önce iman edeceğiz. İnanacağız. Adı İslami olsun, katılım olsun ama tadı faiz olsun. Bu alandaki insanların önemli bir kısmının Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 53 KATILIM DÜNYASI bulunduğu nokta bu. Bize getirilen tekliflerden biliyorum. Dediklerinin tamamı bu sistemi sulandırın, beriki tarafa iyice yaklaştırın aradaki fark isimden ibaret kalsın. Bu neden kaynaklanıyor. Bu alandaki imanımızın zayıflığından kaynaklanıyor.” Allah’ın faizi haram, meşru ekonomik ve ticari faaliyetleri helal kıldığını hatırlatan Karaman, küresel dünyada Müslümanın her alanda yer alması gerektiğine dikkat çekti. MAYIS AYINDA ZİRAAT KATILIM BANKASI FAALİYETE GEÇİYOR Ziraat Katılım Bankası Genel Müdürü Osman Arslan ise, kamu sermayeli ilk katılım bankası olacak olan Ziraat Katılım Bankası A.Ş.’nin Mayıs ayında faaliyete geçeceğini açıkladı. Siyasi iradenin de ciddi desteğiyle kamu tarafından katılım bankası kurulması için geçen yıllarda çalışma başlatıldığını hatırlatan Arslan, bunun için bir takım adımların atıldığını belirtti. Yapılan çalışmaların ardından Ziraat Bankası tarafından katılım bankası kurulması noktasında karar alındığını hatırlatan Arslan, şunları söyledi: “Kamu sermayeli katılım bankaları sisteme giriyor. Burada Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’ndan ilk izni alan Ziraat Bankası oldu. Kuruluş iznini aldık. Kuruluş iz54 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 nini müteakip ciddi bir şekilde personel istihdamı, alt yapıyı oluşturma, yeni ürünler geliştirme ve teknolojik alt yapıyı hazır hale getirme noktasında çalışmalarımız başladı. Şuanda faaliyet izni için hazır duruma geldik. BDDK yetkilileri katılım bankasını denetliyor. Onların izin sürecini bekliyoruz.” İlk kamu sermayeli katılım bankasının adını da Ziraat Katılım Bankası A.Ş.’nin koyduklarını anlatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bankanın faaliyetine başlaması için ikinci bir izin gerekiyor. O aşamadayız. Mayıs ayı sonunda faaliyete başlayacağız. 300 milyon dolar Türkiye’de bir bankanın kurulması için ihtiyaç duyulan asgari sermaye tutarı. BDKK’nın aldığı kararı bu yönde. Sermayemiz Hazine Müsteşarlığı’ndan geldi. Ziraat Bankasının iştiraki olarak kuruluyor ancak sermaye artırımı bankanın kendi faaliyetlerinden ya da fonlarından değil Türkiye Cumhuriyeti’nin hazinesinin yeni bir kaynak veya fon olarak getirip verdiği sermayedir bu. Ziraat Bankası ana hissedarlığında kuruluyor. Bu sermaye Ziraat Katılım Bankasının büyümesi ve daha büyük projelere imza atması adına yeterli değil ama sermaye etkin kullanma adına bu tutarla başladık. İlerleyen zamanda bankanın büyümesiyle eş zamanlı olarak sermaye artımı olacak. Kusa sürede büyüme ve şubeleşme hedeflerimiz var. Ziraat Bankası ile katılım bankası ayrı bir tüzel kişiliktir. Yöneticileri, fonları, projelendirme alanları ayrı kanallardan olacak.” Ziraat Bankası’nın Türkiye’nin en eski bankası olduğunu anlatan Arslan, “151 yıllık geçmişe sahip. Bin 700 şubesi dünyada 16 ülkede faaliyet gösteriyor. Katılım bankası yeni bir sinerji oluşturacak. İki bankanın faaliyetlerinin karışmamasına dikkat ederek bankanın Türkiye’nin katılım bankacılığıyla tanışması ve büyümesi bakımından ciddi katkı yapacak. 104 milyar olan katılım bankacılığının yeni bankalarla 2023 yılında 500 milyar sermaye büyüklüğüne geleceğini ümit ediyoruz” dedi. 2000 yılının başında katılım bankacılığının varlık büyüklüğü 2.2 milyar Türk lirası iken 2014 yılı sonunda 104 milyar TL’ye ulaştığını açıklayan Arslan, bunun önemli bir gelişme olduğunu ancak daha gidecek olan çok yol bulunduğunu belirtti. Bu alanda faaliyet gösteren bankaların daha da büyüyebilmesi için büyüklük problemini çözmesi gerektiğini dile getiren Arslan, bunun içinde yeni oyuncuların sisteme dahil olması gerektiğini belirtti. Arslan, şubeler bazında bakıldığında katılım bankacılığında ihtiyaç olan yerlerde erişim problemi olduğuna dikkat çekerek, erişimde yaşanan zorlukların ortadan kaldırılması noktasındaki gerekliliğine işaret etti. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Necati Şahin ise, katılım bankalarının finansal sistem açısından büyük önem arz ettiğini ifade ederek şöyle konuştu: “bankacılık sisteminin tamamlayıcısı olarak atıl fonların sisteme kazandırılması, faizli finansal araçlara yatırım yapmamaları ve kaynaklarını fon olarak kullandırmayı esas alan iş planına sahip olmaları reel sektör başta olmak üzere ülke ekonomisinin gelişmesine yönelik alternatif finansman olanakları oluşturmaları, kar paylaşımı esasına dayalı olarak finansal krizlere daha az etkilenerek sistem için tampon özelliği taşıyabilmeleri, farklı ekonomiler arasında finansal bağların kurulmasında önemli itici güç olabilmeleri, yeni küresel reform planları katılım bankacılığı için yeni zorluklar oluşturacaktır. Ancak, gerek küresel ölçekte gerek ülkemiz katılım bankacılık sektörü niche piyasalar olarak gelişmeye açıktır. Bu konudaki siyasi irade varlığı da bu konudaki gelişmeye yardımcı olacaktır.” Paneli Vali Ahmet Kara, Ak Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Başaranhıncal, akademisyenler ve davetliler izledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Necati Şahin, “Yeni küresel reform planları katılım bankacılığı için yeni zorluklar oluşturacaktır. Ancak gerek küresel ölçekte gerekse ülkemiz katılım bankacılık sektörü niş piyasalar olarak gelişmeye açıktır. Bu konudaki siyasi irade varlığı da gelişmeye yardımcı olacaktır” dedi. Katılım bankalarının bankacılık sisteminin tamamlayıcısı olarak atıl fonların sisteme kazandırılmasını sağladığının altını çizen Şahin, “Katılım bankaları, faizli finansal araçlara yatırım yapamamaları ve kaynaklarını fon olarak kullandırmayı esas alan iş planı- na sahip olmaları nedeniyle reel sektör başta olmak üzere ülke ekonomisinin gelişmesine yönelik alternatif finansman olanakları oluşturmaktadırlar. Ayrıca kar paylaşımı esasına dayalı olarak finansal krizlere daha az etkilenerek sistem için tampon özelliği taşımaktadırlar” ifadesini kullandı. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 55 MAKALE Doç. Dr. İshak Emin Aktepe Katılım Bankacılığını Anlamak Katılım bankacılığı, faizsiz bankacılık, İslami banka ve İslami finans gibi ifadeleri duyan kimi insanlar, doğrudan alaycı bir üslupla faizsiz bir bankacılığın olamayacağını ya da katılım bankalarının mevduat bankalarından farklı olmadığını söylerler. Bunlar arasında dini konularda hiçbir hassasiyeti olmayan kimseler kadar bilinçli ya da bilinçsiz dini bir duyarlılığa sahip olanlar da bulunabilmektedir. Özgür bir ortamda herkesin düşüncesini ifade etme hakkı olmakla birlikte adalet ve insaf ölçülerinden ayrılmadan değerlendirmelerde bulunmak dini ve insani ödevimizdir. Öncelikle dünyada ve Türkiye’de son birkaç asırdır faizli bir ekonomik sistemin hakim olduğunu vurgulamak gerekir. Bu yapı kendi finansal kurumlarını da oluşturmuş ve toplumun istifadesine sunmuştur. Devlet kurumları, şirketler ve bireyler de ihtiyaç duydukları finansal hizmetleri bu faizli müesseselerden almaya alışmışlardır. Kanunlar hep bu faizli yapıyı destekler mahiyette hazırlanmış, üniversitelerde faizsiz bir sistem konusu neredeyse hiç düşünülmemiş, faiz ekonominin mut- 56 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 lak gerçeği sayılmış, şirketlerin ve bireylerin önemli bir kesimi faizli mevduat ve kredi işlemleri dışında alternatif yöntemlere yönelmemişlerdir. Elbette faizden başka yöntem bilmemek Türkiye’ye son birkaç on yılda çok ağır bedeller ödetmiştir. Faizden gelir sağlayan finansal sistemin hakimleri, manipülatif hareketlerle faiz oranlarını yüzde iki yüzlere ve hatta daha fazlalarına kadar taşıyarak masum halkın sırtına ağır yükler yüklemiştir. Katılım bankacılığı ülkemizde son otuz yıl içerisinde finansal sistem içerisinde kendine yer edinmeye çalışmaktadır. Bir grup özel müteşebbisin risk alarak, sermaye koyarak, istihdam yaratarak ve şubeler açarak 1985 sonrasında oluşturmaya çalıştıkları bir yapıdır. Malum olduğu üzere 80’li yıllar henüz ülkemizde 1980 darbesinin etkisinin devam ettiği bir dönemdir. 90’lı yıllar da ülkemizde pek parlak geçmemiş hatta 90’lı yılların sonunda yine anti demokratik yöntemlerle seçilmiş hükümetler devrilmiştir. 2000’li yıllarda bile ülkemizde darbe olup olmayacağı tartışmaları hiç gündemden düşmemiş; laiklik duyarlılığıyla iktidar partisine kapatma davaları açılmış ve muhtıra olarak değerlendirilen bildiriler yayınlanmıştır. Dolayısıyla kanaatimizce İslami bir yönü bulunan katılım bankalarını böylesi bir ülkede kuran müteşebbisleri ve bu müesseseleri günümüze taşıyan yöneticilerini tebrik etmek vefalı ve insaflı olmanın gereğidir. Katılım bankacılığına devlet katında son birkaç yıldır özel bir önem atfedilmektedir. Halbuki bu müesseseler kuruldukları 1985’li yıllardan beri sürekli sistemin üvey çocuğu muamelesi görmüştür. Örneğin 1999’a kadar bu kuruluşlar bakanlar kurulu kararnamesine dayalı olarak açılabilmişlerdir. Yani o zamana kadar bir kanun güvenceleri olmamıştır. Yine 2001 yılında ancak güvence fonuna kavuşmuşlardır. Halbuki 1990’lı yılların sonu ile 2000’li yılların başında ülkemizde içi boşaltılan onlarca mevduat bankasına yüzde yüz güvence veriliyor idi. Ayrıca bugün katılım bankası adı verilen bu kuruluşların banka olarak isimlendirilmesi ancak 2005 yılının sonlarında gerçekleşmiştir. O tarihe kadar özel finans kurumu adıyla anılan bu müesseseler sırf bu isimlendirme yüzünden bir takım hukuki ve finansal sorunlar yaşamışlardır. Bir başka husus da katılım bankalarının likit yönetimlerini rahatlatacak finansal enstrümanlardan uzak tutulmalarıdır. Mevduat bankalarının tahvil ve bono gibi enstrümanlardan kolayca yararlanmaları uzun yıllardır sağlanmış iken bunlara alternatif faizsiz ürünlerin sisteme dahil edilmesi son iki üç yıllık bir meseledir. Hasılı katılım bankacılığının ülkemizdeki otuz yıllık geçmişinde devlet nezdinde pek de desteklendiği söylenememektedir. Katılım bankacılığı hakkında gerekli çalışmaları yapmayan bir başka unsur da üniversitelerdir. Kendilerinden yapıcı öneriler, yüksek lisans ve doktora tezleri, bilimsel makaleler, sempozyumlar ve paneller beklenen ilim dünyasının İslami finans ve katılım bankacılığı hakkında çok fazla üretim yaptıkları söylenememektedir. İstihdam fazlası olan ya da güncel hiçbir değeri bulunmayan pek çok alanda gereksiz lisans bölümleri açıldığı halde dünya çapında iki trilyon dolar, ülkemizde ise yüz milyar dolar büyüklüğe ulaşmış bir alternatif finansal sistem hakkında hiçbir özel bölüm oluşturulmamıştır. İslami finans ne ilahiyat ne de iktisat fakültelerinde hak ettiği değeri görmüştür. Çoğu zaman dedikodudan öteye geçmeyen sığ değerlendirmelerle mesele geçiştirilmiştir. Hulasa olarak maalesef üniversitelerimiz İslami finansı geliştirmek üzere önerilerini sunmak yerine onu yargılamayı tercih etmiştir. Toplumun büyük bölümü Müslüman olan ülkemizde şirketlerin ve bireylerin de faiz konusunda hassasiyet gösterdikleri söylenememektedir. Katılma hesabına kar zarar ortaklığıyla fon yatırıp katılım bankasının yapacağı ticaretten kar payı almak yerine önceden belirlenmiş faiz gelirine yönelen şirket ve bireylerin sayısı hiç de azımsanacak ölçüde değildir. Yine katılım bankasıyla birlikte mal ve hizmet alımına girip mal ve hizmeti bankadan vadeli almak yerine maddi menfaat için hiç düşünmeden faizli kredileri tercih edenler de oldukça fazladır. Hatta toplumun önemli bir bölümünün belki de faizsiz bir yapı olduğundan ve katılım bankalarının ihtiyaç duydukları finansal hizmetleri faizden uzak olarak gerçekleştirdiğinden haberi bile yoktur. Netice itibariyle hayatın pek çok alanında dini hassasiyetini muhafaza eden ülkemiz insanının faiz konusunda maalesef duyarlılığını yitirdiğini söyleyebiliriz. Milattan önce yaşamış filozofların bile ideal bir topluma yakıştırmadıkları faize bu düzeyde alışmış toplumumuzda faizsiz bir bankacılık sistemini yaşatmanın zorluğu izahtan varestedir. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 57 SERMAYE PİYASALARI 58 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 59 SERMAYE PİYASALARI 60 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 61 TEKNOLOJİ DÜNYASI 5G’NİN ÖZELLİKLERİ DİKKAT ÇEKİYOR Teknoloji şirketleri, başta mobil telefonlar olmak üzere taşınabilir cihazlar konusunda yaratıcılıklarını konuşturuyor. Ancak 4G ve 5G gibi mobil teknolojilerin gelişmesiyle akıllara durgunluk verecek çok sayıda ürün ve hizmet kullanıma girecek. GİYİNEBİLİR HER ŞEY 5G İLE BİRLEŞİYOR Giyilebilir teknolojilere olan ilgi giderek artıyor. Google’ın gözlüğüyle başlayan yeni trend tasarımcıların da hayallerini zorlamalarına neden oldu. Akıllı bilekliklerden yüzüklere, yeni nesil saatlerden ayakkabılara kadar giydiğimiz veya üzerimizde taşıdığımız hemen her şey akıllanacak. Şu sıralar Apple’ın satışa çıkan akıllı saati Apple Watch ile giyilebilir teknolojilere olan ilgi yeniden arttı. Ancak internet hızının kapalı alanların dışında henüz istenilen seviyede olmaması ve giyilebilir cihaz çeşitliliğinin azlığı 62 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 talebin sınırlı kalmasına neden oluyor. Tüm dünyada beklentilerin hızla arttığı 4G ve 5G mobil iletişim teknolojilerinin hayata geçmesi ile birlikte ise giyilebilir teknolojilere yönelik tamamen farklı bir dönem başlayacak. SINIR TANIMAYACAKLAR İnternet hızının beklentilerin çok üzerine çıkmasıyla hem ürün tasarımı hem de hayata geçecek uygulamaların boyutu değişecek. Yakın geleceğe yönelik beklenen yeni nesil cihazların ilk tasarımları daha şimdiden konsept olarak tanıtılmaya başlandı bile. İster akıllı gözlükler ister bilezik, kolye veya yüzük gibi takılar tamamen kullanıcısının davranışlarına göre bilgi toplayıp haber, müzik veya film gibi istenen hizmetleri doğrudan kullanıcının bedenine taşıyacak. Kullanıldıkça akıllanacak yeni nesil ürünler 5G ile birlikte çevredeki akıllanan diğer tüm nesnelerle de iletişime geçecek. İçerik arayarak vaktin harcanmayacağı içeriklerin doğrudan kullanıcıya geleceği bu dönemde hizmet seçenekleri de tamamen farklılaşacak. Bilgi ve heyecan dolu ‘çok yakın’ bir geleceğe hazır olun. Tasarımcılar teknolojik konseptlerinde en çok gözlüklerin üzerinde duruyor. Yeni nesil gözlükler hem içerik hem de haberleşmenin merkezi olacak. CEP TELEFONLARINA TAKSİT OLMAMASINA RAĞMEN SATIŞLARI YÜKSEK Cep telefonları satışları hem adet hem de harcanan bedel olarak artıyor. Ancak asıl dikkat çeken nokta ise artık cep telefonlarına daha fazla ödememiz. Türkiye’deki tüketiciler, cep telefonlarına ortalama 2013 yılında 750 TL, 2014 yılında 1000 TL ödüyordu. Ancak daha 2015’in ilk üç ayında doların hızla yükselmesiyle beraber Türkiye’deki tüketiciler cep telefonu başına ortalama 1250 TL ödeme başladı. Bu da Türkiye’deki akıllı telefon meraklılarının artık daha lüks segmentteki modelleri satın almaya başladığının habercisi. TÜRKİYE’DE 2015 YILINDA KAÇ MİLYON CEP TELEFONU SATILDI? Yılın ilk 3 ayında cep telefonu satışları yavaşlamadı. Sektör yetkililerinden aldığımız bilgilere göre 2014 yılının ilk üç ayında Türkiye’de tüketiciler cep telefonlarına 3 milyar TL harcamıştı. Bu yılın aynı döneminde bu rakam 3.7 milyar TL ile rekor seviyeye ulaştı. Başka bir deyişle geçen yıla göre 700 milyon TL’lik gibi büyük bir fark göze çarpıyor. Cep telefonu satışlarında adet bazında çok büyük bir fark olmasa da artış sürüyor. Geçtiğimiz yılın ilk üç ayında Türkiye’de 3 milyon adetlik cep telefonu satışı gerçekleşmişti. 2015’in aynı döneminde ise bu rakam 3.1 milyon adede ulaştı. Aradaki fark ise 100 bin adet. IPHONE ZİRVEYİ BIRAKMIYOR GEÇTİĞİMİZ yılın ilk üç ayında Türkiye’de yerli telefonların satışı üst seviyedeydi. General Mo- bile Discovery ve Turkcell T40 ile 2014 yılının ilk üç ayında en çok satılan telefonlar arasında yer almıştı. Ancak 2015’teki satış rakamlarına göre yerli markaların cep telefonları listenin biraz daha gerisinde kalmış durumda. Üst sırada ise iPhone 6 16 GB’lık modeli var. iPhone 6’yı ise Samsung Galaxy S3 Mini, ve Samsung Galaxy Grand Prime izliyor. Akıllı telefon pazarına yeni giren Asus ise iyi bir çıkış ile Samsung modellerinin arkasında yer alıyor. Kredi kartlarıyla satınlan cep telefonlarına yönelik taksit yasağına rağmen satışlar her geçen dönem yükseliyor. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 63 TEKNOLOJİ DÜNYASI FACEBOOK PARAYA PARA DEMİYOR Dünyanın en popüler sosyal paylaşım sitelerinden Facebook’un 2015’in ilk çeyreğine ilişkin geliri, önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 42 artarak 3,54 milyar dolara yükseldi. FACEBOOK YÜKSELMEYE DEVAM EDİYOR Dünyanın en popüler sosyal paylaşım sitelerinden Facebook’un 2015’in ilk çeyreğine ilişkin geliri, önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 42 artarak 3,54 milyar dolara yükseldi. Facebook, 2015 mali yılının ilk çeyreğine ait finansal sonuçlarını açıkladı. New York borsası kapandıktan sonra yapılan açıklamaya göre, Facebook 31 Mart 2015’te biten ilk çey- 64 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 rekte 3,54 milyar dolar gelir ve 512 milyon dolar net kar elde etti. Piyasaların beklentisi ise şirketin ilk çeyrekte hisse başına 0,40 dolar net karla toplamda 3,56 milyar dolar gelir açıklayacağı yönündeydi. Şirketin geliri, böylece geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 42 artarken, net karı yüzde 20 azalmış oldu. Facebook, 2014’ün ilk çeyreğinde 2,50 milyar dolar gelir ve 642 milyon dolar net kar açıklamıştı. Facebook’un, beklentilerin hafif altında kalan gelirinde güçlenen dolar etkili oldu. Şirket, açıklamasında döviz kurundaki dalgalanmaların olumsuz etkileri hesaba katılmadığında, gelirinin önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 42 yerine yüzde 49 artmış olacağını bildirdi. Ayrıca, veri merkezleri ve uzun vadeli girişimlere yönelik harcamaların da şirketin karını olumsuz etkilediği belirtildi. Facebook’un hisseleri, borsa kapanış saatinden sonra yapılan işlemlerde yaklaşık yüzde 2,5 değer kaybederek, hisse başına 82,52 dolara geriledi. iWatch’TA ZAMAN BAŞLIYOR Apple’ın akıllı saati Watch, dokuz ülkede satışa çıktı. Saat farkıyla ilk Japonya’da başlayan satış için küçük de olsa kuyruklar oluştu. Apple’ın ilk giyilebilir cihazı olan Watch’a ilk olarak Avustralya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hong Kong, Japonya, İngiltere ve ABD’de yaşayanlar sahip oldu. ÖN SİPARİŞ VERENLER ŞANSLI Fakat almak isteyenler, aralarında Corner inBerlin, Los Angeles’ta Maxfield, Tokyo’da Dover Market gibi belli mağazalardan edinme şansı buldu. Cihaz ilk gününde Apple Store’larda satışa sunulmadı. Sadece ön sipariş verenler bu mağazalardan cihazı alabildiler. Şirket, mağazadan satış yerine insanları online sipariş vermeye yönlendiriyor. Bu şekilde kuyrukların önüne geçmeyi planlıyor. Tokyo’da Ginza bölgesindeki Bic Camera mağazasında yaklaşık 50 kişi ilk Watch’u alabilmek için kuyruk oluşturdu. Çin de ilk satışın yapıldığı ülkelerden oldu. Berlin, Paris gibi şehirlerde de mağazaların önünde kuyruklar oluştu. Apple Watch ürünlerini satın almak ve görmek isteyenler Apple mağazalarına geldi. Ön sipariş verenler yeni Apple ürünlerini mağazadan teslim alırken, ön sipariş vermeyenler görmekle yetindi. ÜÇ MODEL Apple Watch, saat, kişisel ve doğrudan bir iletişim aygıtı ve sağlık ve fitness yardımcısı olarak konumlanıyor. Apple Watch, Sport ve Edition olarak üç farklı modeli bulunuyor. Ön siparişin ilk gününde 1 milyon adet talep alan Watch’un satışa çıkmasından itibaren bir yıl içinde bütün dünyada 10 milyon adet satması bekleniyor. 329 dolardan başlayan fiyatla satılan cihazın fiyatı modeline göre değişiyor. Altın kaplama modeli Edition’un fiyatı 17 bin doları buluyor. Türkiye’de bu fiyatın 50 bin TL olması bekleniyor. Giriş seviyesi Watch Sport’un Türkiye fiyatının ise 1.000 TL civarında olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’ye temmuzdan önce gelmesi beklenmiyor. Apple’ın ilk giyilebilir cihazı olan Watch’a ilk olarak Avustralya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hong Kong, Japonya, İngiltere ve ABD’de yaşayanlar sahip oldu. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 65 TEKNOLOJİ DÜNYASI TÜRKSAT AKILLI CEP TELEFONLARINDA 66 Evler için kablo üzerinden televizyon ve internet bağlantısı sağlayan Türksat, sabit ve cep telefonu hizmeti de vermeye başlayacak. Türksat Genel Müdürü Ensar Gül, “PTTCell, BİMCell gibi operatörümüz olacak. İsmi henüz netleşmedi” açıklamasında bulundu. bu konuda tanıtımın yapılacağını kaydetti. Kablo TV hizmeti alan abonelerin, sabit telefon hizmeti almak için alt yapının hazırlandığını ifade eden Gül, evde kullanılan modeme analog telefonların bağlanmasıyla sabit telefonla görüşmelerin yapılabileceğini bildirdi. SABİT TELEFON HİZMETİ Türksat Genel Müdürü Ensar Gül, evlere kablo üzerinden televizyon ve internet hizmeti veren Türksat’ın, sabit telefon hizmeti de vermeye başlayacağını belirtti. Gül, Türksat’ın bir teknoloji şirketi olduğunu ifade ederek, “Bilişim projeleri de yapıyoruz. Bilişim projelerinde uluslararası alana çıkmak istiyoruz. Bu konudaki çalışmalar sürüyor” dedi. Evlere kablo üzerinden televizyon ve internet hizmeti verdiklerini anımsatan Gül, sabit telefon hizmeti de vermeye başlayacaklarını söyledi. Telefon hizmetinin verilmesiyle ilgili alt yapının hazır olduğunu belirten Gül, yakında İSMİ HENÜZ NETLEŞMEDİ Sanal operatör olarak cep telefonu hizmeti de vereceklerini anlatan Gül, “PTTCell, BİMCell gibi operatörümüz olacak. İsmi henüz netleşmedi. Biz, bir müşteriye gittiğimiz zaman haberleşmeyle ilgili tüm hizmetleri verebileceğiz. Yani televizyon kanalı, internet, sabit telefon, cep telefonu gibi hizmetlerin hepsini verebileceğiz” diye konuştu. Ücretlendirmeyle ilgili çeşitli kampanyaların düzenleneceğini bildiren Gül, bir paket içinde televizyon, internet ve telefon görüşmelerinin yer alacağı kampanyalar üzerinde çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti. Ekoreel ∆ Mayıs 2015 TÜM İLLERE KABLO TV ALTYAPISI Kablo TV alt yapısını genişletme kararı aldıklarını anlatan Gül, “Bu yıl Karaman, Bolu ve Şanlıurfa’da Kablo TV alt yapısı tamamlanacak. 2023’e kadar tüm illere Kablo TV altyapısının götürülmesini hedefliyoruz. Kablo TV’de kampanyalar devam edecek. Sayısal ve internet abone sayısını artırmaya, analog müşteri sayısını da azaltmaya çalışıyoruz. İleride sayısal kanallar ve internet olacak, analogdan çıkmaya çalışıyoruz” dedi. ANADOLU KANALLARI İÇİN YÜZDE 10 İNDİRİM Türksat üzerinden uplink hizmeti verilen televizyon kanallarına yaklaşık yüzde 10 indirim yapıldığını da anlatan Gül, “Bu, televizyon kanallarının maliyetlerini düşürdü. Anadolu’da yayın yapan, reklam gelirleri az olan ya da hiç olmayan televizyon kanallarını düşünerek bu indirimi yaptık” ifadesini kullandı. Türksat’ın televizyon kanallarına dolar üzerinden fatura kesmesinin zaman zaman eleştirildiğine dikkati çeken Gül, Türksat’ın uydu ödemelerinin dolar üzerinden yapıldığını, bu nedenle de faturaların dolar üzerinden kesildiğini kaydetti. HALKA ARZ ATAĞI Türksat Genel Müdürü Gül, yıl sonunda Türksat’ın halka arz edilmeye hazır hale geleceğini açıkladı. Gül, bunun için finans ve muhasebe sisteminin Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) uygun hale getirilmesi için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 67 MAKALE Özgüven Saymaz [email protected] Başarılı olmanın ilk adımı kendini tanıma… 68 Yapılan araştırmalar göstermektedir ki başarılı ol- İnsanlar “fikri güç”, “gönül gücü” ve “fiziksel güç” mak tesadüflere bağlı gelişen bir durum olmayıp olmak üzere üç temel unsurdan oluşmakta olup, bilinçli bir çabanın sonucudur. Yine, insanların iş bu unsurların dengeli ve uyumlu birlikteliğiyle yaşamından başarılı olmalarının kendilerini tanı- başarılı sonuçlar elde edebilmektedir. Fikri güç maları ile doğru orantılı olduğu tespit edilmiştir. unsuru, kişinin bilgi ve becerisini, gönül gücü un- Kendini tanıma insanın kendi varlığını keşfetme- suru, kişinin duygusal ve psikolojik durumunu, sine yönelik içe dönük yaptığı bir yolculuktur. fiziksel güç unsuru ise, kişinin beden ve biyolojik Kendi özelliklerinin farkında olan insanlar amaç- durumunu yansıtmaktadır. larına daha rahat ulaşabilmekte, tehditleri fırsata İnsanlar bu üç unsur ile vücut bulmakta ve bu çevirebilmekte, zayıf yönlerini güçlendirerek her unsurların birlikte, dengeli çalışması ile başarılı geçen gün daha ileriye gidebilmektedir. sonuçlar elde etmektedir. Bu unsurların birbirle- Ekoreel ∆ Mayıs 2015 rine bir üstünlüğü bulunmamakla birlikte, “gönül Güçlü yönler, iş başarısına olumlu etki edeceği gücü” lokomotif unsur olarak görülmektedir. gibi dışsal tehditlere ve fırsatlara karşıda avantaj sağlayabilecektir. Bununla birlikte zayıf yönler ise Kişinin kendini tanıması, bu üç unsur açısından iş başarısına olumsuz etki edebileceği gibi dışsal güçlü ve zayıf yönlerini belirlemesini içermek- tehditlere ve fırsatlara karşı dezavantaj oluştura- tedir. Kişinin iş seçiminde, amaç ve hedeflerini bilecektir. belirlemede bu değerlendirme son derece önemlidir. Buna göre gelişim alanlarını belirleyip o yön- Kendimizi bu üç unsur bakış açısı ile değerlen- de planlama yapmalıdır. Amaçları ve hedefleri dirmeli, zayıf ve güçlü yönlerimizi belirlemeliyiz. belirlerken ve amaç ve hedefleri belirlendikten Bununla birlikte kendi kontrolümüz dışında için- sonra yol haritamızı çıkarırken kişinin kendisini de bulunduğumuz yakın veya uzak çevredeki ge- bu üç yönden değerlendirmesi amaç ve hedefle- lişmelerden kaynaklanabilecek tehdit ve fırsatları rin gerçekleştirilmesinde son derece önemlidir. da analiz etmeliyiz. Bu bakış açısı ile kendinizi değerlendirmeniz İçinizdeki gücü keşfetmenize, belirsizlikleri azaltıp daha net bir bakış açısına sahip olmanıza yardımcı olacaktır. Dengeli bir yaşam sürmeniz dileğiyle. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 69 GEZİ ÖZBEKİSTAN ... ve şimdi bakışlarını Semerkant üzerinde gezdir! O, yeryüzünün kraliçesi değil mi? Tüm kentlerin kaderini ellerinde tutmuyor mu? Edgar Allan Poe 70 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 Siz farkında olmadan sizi çağıran şehirl- na Vadisi.. İmam Buhari’den Şah-ı Na- tedir. Özbekistan’ın (başta Semerkant er vardır. Sesini daha çocukluğunuzda kşibendi ve Timur’a kadar büyük büyük ve Buhara olmak üzere) her karışın- duymaya başlamışsınızdır. Sakince sizi isimlerin memleketi. Başka yerlerden da, tarihten bir sahneyle ve çok bildik sarmalamaya, kapsamaya, fethetmeye zannettiğimiz birçok isim tarih de- isimlerden hatıralarla karşılaşabilirsiniz. çalıştığını görmemiş anlamamışsınızdır. nilen sarmalın içinden bize el sallıyor, İslam tarihinin en büyük bilginlerinden Bir zaman sonra, henüz gitmeden gülümsüyor, olgunca bakıyor. Ülkeyi, İmam Buhari, günümüze kadar etkisi oralı olduğunuzu daha önce fark et- ‘onlar gitmemişler, devam eden büyük mutasavvıf Şah-ı mediğinize şaşarsınız. O şehir size daha oralarda bir yerlerde bekliyorlar, duygu- Nakşibendi, çağının ve hatta çağımızın siz doğmadan seslenmiştir: “Gel bek- su’ ile dolaşıyorsunuz. Davet ediyorlar, çok ötesinde bir vizyonla bilimde liyorum, buradayım, bin yıldır sabırla hoş geldin diyorlar, gönlünüzü alıyorlar, ufuklar açan Uluğ Bey, hocası Uluğ senin geleceğin günü gözlüyorum…” hatırınızı soruyorlar sanıyorsunuz. Bey’in izinde hem astronomide hem ölüp kaybolup Herkese seslenen, herkesi çağıran bir şehir vardır. Beni çağıran birçok şehird- matematikte büyük eserler veren (ve Şerefü’l-mekân, bi’l-mekîn hemşerimiz olan) Ali Kuşçu, rubaileri ile en en alımlı en gizemli iki şehre gitmek yüzyılların ötesinden dünyaya seslenen üzere Özbekistan vizesi için başvuruda Mekânlara değerini veren o mekânlar- Ömer Hayâm, ekliptik eğimini ilk defa bulunduğumda zihnimde parça parça da mukim isimlerdir. Bu cümleden tespit eden astronom Fergani, dünyanın görüntülerden oluşan bir ülke man- Özbekistan’ı kavram- döndüğünü Galileo’dan yüzlerce yıl zarası vardı. ların başında pek tabii orada doğmuş önce tespit eden Biruni, Türkçeye bir Özbekistan, bin yılların ülkesi. Taşkent, büyümüş ve insanlığın dönüşümü için dilbilimci olarak kattığı eserlerle büyük Semerkant, Buhara, görkemli Ferga- büyük eserler vermiş isimler gelmek- hizmetler etmiş Ali Şir Nevai ve saymak- değerli kılan “Hem her yerdeydi Doğu, hem hiçbir yerdeydi tüm zamanların yekvücut olmasıydı.” diyor. Semerkant da böyle bir yer. Sanki tüm zamanları kapsayan bir bugün yaşatıyor. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 71 la bitiremeyeceğimiz büyük âlimler, kimlerinin yanı sıra coğrafi güzellikleri- Clavijo’ya kadar dünya tarihinin birçok edebiyatçılar, mimarlarla dolu bir tarih yle de görülmeye değer bir yer. Fergana seyyahının görmekle iftihar ettiği bir ve coğrafyadır Özbekistan. tarafındaki dağlık-yaylalık arazi, Semer- yer Semerkant. Ben de bu çağda halkaya kant ve Buhara’daki düz ovalar insana dâhil olmakla mest bir ‘gezgin’ olarak uzun ufuklarla birlikte ferahlık hissi ve şehre ulaştım. seyahat fikri veriyor. Herman Hesse “Hem her yerdeydi Doğu, Seyhun ve Ceyhun Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin isimlerine hepimiz oldukça aşinayız. Türkçemizde oldukça yaygın olan hem hiçbir yerdeydi, tüm zamanların Dünyanın güneşe dönük en güzel yekvücut olmasıydı.” diyor. Semerkant yüzü / Semerkant da böyle bir yer. Sanki tüm zamanları ‘gözyaşları Ceyhun oldu’ tabirindeki kapsayan bir bugün yaşatıyor. Ceyhun, büyüklüğü, genişliği, çokluğu Amin Maalouf’un kendi isminden daha ifade eder ve Maveraünnehir denilen meşhur romanı Semerkant’ı okurken Recistan Meydanı / İlmin kapısı, me- bölgeyi oluşturan iki nehirden biri bu şehrin beni de alıp başka yüzyıllara, dreseler şehri Semerkant olan Seyhun’dan sonra ikinci nehirdir. Ömer Hayyam’a, İmam Buhari’ye taşıya- Çocukluğumun coğrafya derslerinde cağı aklımın ucundan geçmemişti. Bir Şehri gezmeye Timur’un hatırası ve dikkatimi çekmiştir; sanki bu iki nehird- gün mutlaka gitmeliyim diyordum hediyesi olan Recistan Meydanı’ndan en vazgeçmek istememiş ve Anadolu’ya ama adaşım Hayyam’ın tabiri ile büyük başlamak gerekiyor. Semerkant’ın yüzü gelince fark ettiğimiz iki büyük nehre seyyahlarla ‘aynı şaraptan tatmıştık ama ve sembolü olan bu meydan üç büyük Seyhan ve Ceyhan nehirleri ismini ver- onlar benden iki üç kadeh önce serhoş medresenin ön avlularından oluşuyor. mişiz gibi düşünmüşümdür hep. Sird- olmuşlardı.’ Dünya tarihinin en büyük astronom- erya (Seyhun) ve Amuderya (Ceyhun) İbn Battuta’dan Marco Polo’ya, Armin- larından Uluğ Bey’in 1420’de yaptırdığı nehirleri arasında kalan ülke, tarihî biri- ius Vambery’den Ruy Gonzales de ve dersler verdiği döneminin en büyük 72 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 üniversitesi sayılan Uluğ Bey Medresesi, Şah-ı Zinde ve Uluğ Bey Rasathanesi kapısında aslan ve güneş tasviri olan ve na doyulmazlığı ile biliniyor. Bir başka ülkeden getirilecek meyveler listesine 1636 yılında yapılan Şirdor Medresesi, Semerkant için sıradan gözüken turkuaz ebatlarından dolayı giremeyecek olması 1660 yılında inşaatı bitirilen ve meydanı mavisi kubbeleri ile ziyaret edilmesi gere- büyük bir kayıp ya da bu Özbekistan için bütünleyen Tilla-Kari Medresesi mey- ken diğer önemli adreslerden biri de Şah-ı büyük bir talih. O kavunları tadabilmek danın ziyaretçilerini büyüleyen mimari Zinde Külliyesi. Külliyeyi tamamlayan için Özbekistan’ı ziyaret etmekten başka yapıları ile ve günün her anında farklı bütünü, bir dönem derviş çilehanesi çareniz yok. bir ışıkla hayranlarına cilve yapan bir olarak kullanılan hücre odaları, medrese, Semerkant şehir merkezinden yak- güzel gibi duruyor. Recistan Meydanı ve cami ve türbeler oluşturuyor. Medrese laşık on km uzaktaki İmam Buhari Şirdor Medresesi’nin kapısında yer alan ve cami kısımlarında çinilerle yapılmış Hazretleri’nin kabrine doğru giderken aslan ve güneş tasviri Özbeklerin bugün mimari tasarımlar, mekânı bir okul ve iba- yol kenarlarındaki tarlalarda yetişmiş kullandıkları para birimi som’da yer dethaneden çıkararak açık hava müzesine kavunları satanlardan bir kavun aldık. alıyor. Büyülenmişçesine gezeceğiniz dönüştürüyor. Aldığımız kavunu aynı tarlanın kenarın- bu mekâna saatler ayırmanız gerekiyor. Ayrıca bir dönem Ali Kuşçu’nun da daki su kanalında soğuttuk. Yediğimiz Duvarlarda turkuaz renkli çinili küçük çalışmalarını sürdürdüğü Uluğ Bey Ra- kavun değil bir başka şeydi. taş parçaları ile yazılmış hatlarda ayetler sathanesi ve Uluğ Bey’in çalışmalarının ya da hadisler yer alıyor. Yapıldıkları gösterildiği müzeyi de ziyaret etmeniz İlim tarihinin görkemli zirvesi / günden bu zamana depremler, savaşlar, hararetle tavsiye edilir. Buraları gezerken İmam Buhari ihmallerle tahrip olmuş yapılar resto- Semerkant’ın neden Doğu Rönesans’ının rasyonlarla yeniden can bulmuşlar. merkezi olduğu daha iyi anlaşılıyor. Semerkant’a 10 km uzaklıkta açık düz bir Medreselerin iç avlularında hediyelik Gerçek ve leziz kavun karpuzlar memleketi arazide kendi büyüklüğünü de imley- eşya olarak satılan minyatürler geçmiş Özbekistan iklimi itibariyle meyvenin en bir mimari tasarımla geniş bir avlu yüzyılları anlayabilmemiz için iyi birer bol yetiştiği bir ülke. Özellikle kavun içinde İslam tarihinin en büyük âlim- fikir de veriyorlar. ve karpuzları bütün Orta Asya’da tadı- lerinden Sahih-i Buhari yazarı İmam Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 73 Buhari’nin kabri bulunuyor. Uzun, kubbeli bir türbenin hemen içinde sembolik bir mermer lahit yer alıyor. Asıl mezar lahdin hemen altına denk gelen yerin altında. Özel izinle girilen bu kabri ziyaretimizde kabrin içinde imam ve özel ziyaretçiler bulunuyordu. Türkiye’den geldiğimizi söyleyip türbeyi içeriden ziyaret etmek istediğimizi bildirdiğimizde biraz beklememizi söylediler. Rehberim yıllarca bu şehre bu türbeye geldiği halde içeri hiç girememiş. İmam efendi biraz sonra geldi ve içeri girebileceğimizi söyledi. Bir çilehaneyi andıran kabirde dünya durdukça eserlerinden istifade Şah-ı Nakşibend Türbesi edilecek bu büyük âlimin insana huzur Özbekistan’da böyle mekânları ziyarete gelen kişileri mollalar ya da me- veren sessizliği içinde birkaç dakika dua İslam tarihinin büyük mutasavvı- drese talebeleri karşılıyor ve ziyaret ettik. Kabrin içine girebilmiş olmayı haz- flardan ve Nakşibendi’ye tarikatının dönüşünde kısa bir dua seremonisi retin bir iltifatı saydık. Dışarıda avluda kurucusu Şah-ı Nakşibend Buhara’da yapılıyor. Bu ziyaretin makbul olması, büyük bir havuz ve havuzun yanında uğranılacak önemli adreslerden. Gül gelen kişiye manevi kazançlarının ol- buz gibi bir suyun kaynadığı bir çeşme bahçeleri içinde, büyük ve dinginlik ması, ömrün uzun ve bahtın açıklığı mevcut. Çeşmenin hemen yanında da veren bir camii ile birlikte üstü açık dualar arasında. Ayrıca mekâna göre görkemli bir ağaç bulunuyor. Ağacın du- bir kabrin etrafında ahşap sütunlar- değişmekle birlikte her duadan önce ruşu, türbenin mavisi, suyun şırıltısı bir dan bir yapı burası. Daha girişte salkım Kur’an’dan ayetler okunuyor. Tür- zaman yolculuğunun doğal zeminleri söğütlerin çevrelediği gül bahçesi ile benin dışında geniş bir havuzun he- gibi insanı kapsıyor. ziyaretçisine huzur veren bir mekân. men yanında bir müze ve kurumuş bir ağaç gövdesi var. Bu ağacın Şah-ı Nakşibend’in buraya geldiği zaman toprağa diktiği asası olduğu ve yüzyıllarca yaşayıp kuruduktan sonra böyle sergilendiği söyleniyor. Müzede de çok eski tarihli el yazması Kur’anlar, medrese hocalarının kıyafetleri, mütteka, tesbih, keşkül ve benzeri eşyalar mevcut. Türbenin çevre düzenlemesi çok güzel. Büyük ağaçlardan sütunlarla yapılan koridorların tavan süslemesinde farklı tezy- 74 Ekoreel ∆ Mayıs 2015 inatlar kullanılmış. Detaylara daldığınızda büyük bir sanat ürününün karşısında olduğunuzu fark ediyorsunuz. Teknik bilgiler Şehirler arasında yapılacak yolculuk için şoförüyle birlikte günlük araç kiralamanız daha ekonomik olur ve işinizi kolaylaştırır. Bu konuda güvenilir bir turizm firması kolaylıkla bulabilirsiniz. Para birimi olarak Som kullanılıyor. Şehir merkezlerinde veya hava alanlarında para bozdurabileceğiniz bürolar bulabilirsiniz. Taşrada para bozdurmakta zorla- da Kırgızistan ve Tacikistan ile güneyde bilgin Buruni de Özbekistan’da yetişmiş nabilirsiniz. En büyük banknot sadece Afganistan ve Türkmenistan’dır. ünlü isimlerden. bin Som (Sym) olduğundan yüz dolar 1924’te bugünkü Özbekistan Cumhuri- Önemli şehirleri: Semerkant, Buhara, bozdurunca elinizde 185 adet banknot yeti kurulmuş, ancak 1945’ten sonraki Hive, Andıcan, Hokand, Navrangon, oluyor ve sayması ve taşıması büyük yıllarda Rusların denetimine girmiştir. Karşı, Urgenc, Nukus. problem yaratıyor. SSCB’nin çöküşüyle birlikte Özbekistan Önemli nehirleri: Surhanderya, Serabat, Özbekistan’da etnik grupların sayısı 60’ı 20 Haziran 1990’da egemenliğini 1 Eylül Karaderya, Zerefşan, Koskaderya ve Sah. bulur. Ülke halkının üçte ikisinden biraz 1991’de de bağımsızlığını kazanmıştır. En büyük gölü Aral’dır. Diğer Orta Asya fazlasını Türk soyundan ve Müslüman Cebirin kurucusu El Harezmi ve büyük Türk cumhuriyetlerinde olduğu gibi olan Özbekler oluşturur. Özbekistan iklimi yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk dünyanın önemli İslam kültür merke- ve karasal iklimdir. 447.000 km2 alanda zlerinden biridir. Ruslar, Tatarlar ve Ka- yaklaşık 28 milyon kişi yaşamaktadır. zaklar ülkedeki öbür büyük etnik gru- Spotlar: Semerkant şehri, bir zamanlar plardır. Özbekistan’da Kongrat, Nagman, Çin’den başlayıp Orta Doğu’dan geçerek Mangıt, Toyaklı, Savay, Barın, Üç Urug, Anadolu üzerinden Avrupa’ya ulaşan Burgut, Arlat, Kanglı, Baştaş, Karakalpak eski ticaret güzergâhı İpek Yolu’nun gibi boylar bulunmaktadır ve bunlar üzerindedir. Şehir ticaretle gelişip ze- Özbekistan’ı oluşturmaktadırlar. Ayrıca nginleşmiş ve İslam dünyasındaki en ülkede az sayıda Tacik de yaşamaktadır. zarif, en incelikli yapıların bir kısmı bu- Taşkent SSCB döneminde Moskova, St. rada inşa edilmiştir. Petersburg ve Kiev’den sonra dördüncü “Bizim gücümüzden şüphe duyanlar ge- büyük şehirdi. lip yaptığımız binalara baksınlar.” diyen Denize kıyısı olmayan ülkenin komşu- Timur, insanı dehşete düşüren gücünü, ları kuzeyde ve batıda Kazakistan, doğu- bıraktığı eserleriyle de göstermektedir. Mayıs 2015 ∆ Ekoreel 75