Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler

advertisement
Çocuk ve Ergenlerde
Ruh Sağlığı ve Psikopatolojileri
Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Hasan Kalyoncu Üniversitesi
www.gunescocuk.com
Ruh Sağlığı
Kişinin kendisiyle ve çevresiyle sürekli denge
ve uyum içinde olmasıdır
• Çocuklar, bedensel ve ruhsal olarak
olgunlaşmış bir erişkin olma yolunda ilerleyen,
farklılaşan süreçleri yaşar.
• Çocuklar durmaksızın gelişen ve değişen
fiziksel ya da ruhsal doğaları, özgün bir
psikiyatrik gözlem ve değerlendirme gerektirir.
Çocuk ruh sağlığının değerlendirilebilmesi için;
• gelişim dönemlerine karşılık gelen ruhsal
yapılanmaları,
• mevcut aile sistemi,
• çevresel faktörler ve
• bütün bunların birbirileriyle olan dinamik
etkileşimleri ayrıntılı olarak irdelenmelidir.
Tanı koymak
Çocuğu “etiketlemek” için değildir.
Amaç, çocuğun zorluklarını ve becerilerini çok daha
doğru tanımlamaktır.
Çocuğun olumlu, becerikli yönleri de
değerlendirilmelidir.
Çocuk psikiyatrisindeki tanılarının zamanla ortadan
kalkma olasılığı unutulmamalıdır.
Çocuklarda ve Ergenlerde Görülen
Psikopatolojiler
• MENTAL
RETARDASYON
• YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR
• DİKKAT EKSİKLİĞİ VE YIKICI DAVRANIŞ
BOZUKLUKLARI
• ÖĞRENME
BOZUKLUKLARI
• DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI
• ANKSİYETE
BOZUKLUKLARI
• TİK BOZUKLUKLARI
• DIŞA ATIM
BOZUKLUKLARI
• BEBEKLİK VE ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ YEME BOZUKLUKLARI
• UYUM BOZUKLUKLARI
• ÇOCUKLUK ÇAĞI ŞİZOFRENİSİ
Çocuğun ve Ergenin
Gelişimsel Özellikleri
Çocuğun Gelişimini Bilmenin Yararları
Çocuklar değişik yaş gruplarında farklı tutum ve davranışlar
gösterirler.
Çocukları daha iyi anlayabilmek ve uygun davranabilmek
için çocukların gelişim dönemlerini ve bu dönemlerin
özelliklerini bilmek önemlidir.
•
•
•
•
Gelişme önceden kestirilebilir.
Uygun eğitim planlanabilir.
Normal, anormal davranış ayırt edilebilir.
Davranış üzerine bireysel özellik ve çevrenin etkisi ayırt
edilebilir.
Bebeklik Dönemi
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
0-12 aylar
Dışarıdan verilecek bakıma tümden bağımlı
Yaşaması için fiziksel bakım ve sevgi gerekli
Doğumdan sonraki ilk 3 ay intrauterin hayata benzer
Dürtü kontrolü yok
Temel güven duygusu (temel güvensizlik)
Bağlanma
Anneyi tanıma 3. ayda
İlk iletişim aracı ağlama, ikincisi gülümseme
6. ayda ayrılık anksiyetesi
Özerklik Dönemi
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
12-36 aylar arası
Tuvalet eğitimi dönemi
Çocuğun annenden ayrı bir birey olabilmesi
Çocuk yürür, konuşur
Hem bağımlı hem özerk
Çevresindeki dünyayı keşfetmeye çalışır
Tehlikeyi, yanlışı anlamaz
Çocuğu sınırlamaya ve yasaklar koymaya başlarız
Bencil, tutturucu ve inatçıdır
İstekleri anında olsun ister
Duyguları ani iniş çıkış gösterir
Yaşıtlarıyla oyun oynamayı bilmez
Oyuncak, kitap, kalem vb. anlamlı biçimde kullanamaz
Oyun Çağı
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
3-6. yaşlar
Konuşma, yürüme, el becerileri daha iyi
Öğrenme istekleri, merakları çok
İnatçılık, tutturuculuk azalır
Daha az denetlenmeleri gerekir
Bağımsızlıkları artar
Hayal gücü zengin
Canlı cansız ayrımı yapamazlar
Gerçekle gerçek olmayanı ayırt edemezler
Somut düşünce hakim
Zaman, sayı kavramı iyi gelişmemiş
Azalsa da bencil
Azalsa da duyguları ani iniş çıkış gösterir
Masal, çizgi film, şarkı severler
Oyun Çağı
•
•
•
•
•
Canlı ve hareketlidirler
Oyun oynamayı çok severler
Cinsel konulara merak fazladır
Ben merkezcil düşünce hakimdir
Düşünce ile sözü, söz ile eylemi birbirine karıştırırlar
(büyüsel düşünce)
• Özdeşim:anne babaya benzeme
• Üst benlik şekillenir
• Anaokulu dönemidir, çocuğun zihinsel, ruhsal, sosyal
geilişimi hızlanır
Oyunun Çocuk İçin Önemi
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Çocuk için oyun ciddi bir iş ile eş anlamlıdır
En doğal öğrenme ortamıdır
Duyguların dışa vurumunu sağlar
Çocuğun korkutucu, karmaşık olaylarla baş etme becerisini
artırır
Dil gelişimini hızlandırır
Kendi özgür dünyasıdır
Gerçeği hayalden ayırt etmesini kolaylaştırır
Empati kavramını geliştirir
Lider olma özelliğini güçlendirir
Çocukların ortak dili ve ilişki kurma yoludur
Çocuğun sosyalleşmesini sağlar
Çocuğun olumlu kişilik özelliklerini pekiştirir
Kendi hakkını korurken başkalarının hakkına da saygı
göstermeyi, işbirliği yapmayı, paylaşmayı kazandırır
Okul Çağı
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
7-11. yaşlar
Çocuğun dış dünyaya karıştığı dönem
Bağımsızlık artar
Canlı, hareketlidir
Motor becerileri iyidir
Spordan hoşlanır
Grup oyunları sever
Birbirinin kusuruyla alay eder
Saldırganlık içeren film, çizgi filim, fıkralardan hoşlanır
Koleksiyon merakı başlar
Cinsel kimlik yerleşmiştir
Cinsler kendi aralarında oynar, karşı cinsi beğenmezler
Cinsel merakları azalır
Doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü bilir (üst benlik)
Okul Çağı
•
•
•
•
•
•
•
Öğrenme isteği yüksektir, kolay öğrenir
Dikkat süresi artmıştır
Konuşma yeteneği, sözcük dağarcığı artmıştır
Oyun çağı çocuğuna göre daha mantıklı daha sistemli düşünür
Zaman, sayı, ağırlık, hacim gibi kavramları anlar
Somut düşünceden soyut düşünceye geçiş başlar
Ölüm, onur, ulus, özgürlük gibi soyut kavramları, atasözlerini kısmen
kavrar
• Hayalle gerçeği ayırabilir
• Duygusal iniş çıkışlar azalır, duygusal olarak daha dengelidir
• Aile, okul ve arkadaşlar çok önemlidir
Ergenlik Dönemi
(genç, ergen, adolesans)
Bireyin gelişim süreci içerisinde çocukluk döneminin
bitişiyle beraber fizyolojik olarak erişkinliğe ulaşıncaya
kadar geçen bir gelişim dönemidir.
Bu dönem, fizyolojik anlamda
kızlarda adetle ve göğüslerin büyümesiyle;
erkeklerde ise yüzde kılların çıkması ve sesin
kalınlaşmasıyla başlayan genel olarak da 13-22 yaşlar
arasını kapsayan dönemdir.
Biyopsikolojik bakımdan çocukluğun sona
ermesiyle, toplumsal yaşamda sorumluluk
alma dönemi olan yetişkinlik döneminin
başlangıcı arasında kalan bir gelişim
sürecidir
(Erikson psikosoyal kuram).
Bireyin, öğrenim gördüğü ve hayatını
kazanmaya çalıştığı için ekonomik
bağımsızlığına kavuşamadığı ve
medeni durum olarak da evli
olmadığı bir gelişim dönemdir
(Unesco).
Hormonal uyarı…
• Ergenlik ruhsal bir süreç olmasına karşın, bu süreç fiziksel olarak
başlar.
Hipotalamustan kalkan uyarılar
nöro-hormonal sistemi harekete geçirerek
her iki cinste cinsiyet hormonlarının salgılanmasına neden olur.
• Bu hormonal etkinlik sonucunda beden hızlı bir değişim ve
gelişim sürecine girer ve giderek yetişkin bedeninin
özelliklerini kazanır.
• Çocuk bu değişim süreci karşısında çaresiz ve
edilgen bir konumdadır.
• İçeriden gelen bir güç yıllardır tanıdığı ve
denetimi altında tuttuğu bedenini hızla
değiştirmekte ve yabancılaştırmaktadır.
• Bunun yanı sıra dışarıdan da farklı
görünmektedir.
• Ergenlikte bedenin bu hızlı değişimine, bedenin
yetilerinin nerede ve nasıl kullanılacağına karar
verecek olan zihinsel değişimler eşlik etmez.
Yani zihinsel gelişim bedensel gelişimle eşzamanlı
değildir.
Ergenliğin kriz olarak nitelendirilmesinde, bir çok
başka etken yanında bu dengesizliğin önemli payı
vardır.
• Bedenin istem dışı ve geri döndürülmez
biçimde değişmesinin çocuğun bedeni
üzerindeki hakimiyetini ortadan
kaldırmasına karşılık, aynı değişim
bedenin yetilerini arttırır. Giderek yetişkin
bedeninin yapabildiği her şeyi
yapabilecek bir nitelik kazanır.
• Bir diğer yandan da içten gelen dürtülerini
ve bu yetilerini kontrol etmesi gerekir.
Kimlik
“Ben kimim?”
sorusuna verilen yanıttır.
Yaşamımızı, mutlu veya mutsuz, üretken veya kısır görmemiz bu
sorunun cevabına bağlıdır (Myers’ 1980) .
Bireyi diğerlerinden ayıran duygu, düşünce, tutum ve davranışların
bütünüdür.
ERGENİN ÜÇ ÖNEMLİ GÖREVİ VARDIR:
1. SOYAL KİMLİK GELİŞTİRMEK
2. MESLEKİ KİMLİK GELİŞTİRMEK
3. CİNSEL KİMLİK GELİŞTİRMEK
ERGENLİK (Erikson)
kimlik oluşturma
kimlik kargaşası
“Kimlik oluşumu yaşam boyunca sürer.
Ancak yoğun olarak ergenlik
döneminde oluşturulur”.
Çocuğun ve Ergenin
Ruhsal Değerlendirmesi
Çocuğun ve Ergenin Ruhsal Değerlendirmesinde
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Süreç;
Anne baba ile görüşme
Çocukla görüşme
Ruhsal durum muayenesi
Psikolojik testler
Öğretmenden bilgi alma
Gerekirse diğer bölümlerden
konsültasyon ve tetkik isteme
7. Formulasyon
8. Tanı ve tedavi planı çizme
• TIRNAK YEME, PARMAK EMME, MASTÜRBASYON,
KARDEŞ KISKANÇLIĞI.....
• DİKKAT EKSİKLİĞİ VE YIKICI DAVRANIŞ
BOZUKLUKLARI
• DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI
• ANKSİYETE BOZUKLUKLARI
• UYUM BOZUKLUKLARI
• YEME BOZUKLUKLARI
• MADDE KULLANIMI
• RİSKLİ DAVRANIŞLAR
• ŞİDDET
DEHB,
Bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun
olmayan
dikkat sorunları,
aşırı hareketlilik ve
istekleri erteleyememe (dürtüsellik)
ile kendini gösteren nöropsikiyatrik bir
bozukluktur.
• Dikkatin ve davranış kontrolünün
bozulduğu bir durumdur.
• Çocukluk çağının en önemli ve
en sık rastlanan psikiyatrik
hastalıklarından biridir.
• Çocuğu, ailesini ve toplumu
ilgilendiren bir halk sağlığı
sorunudur.
Temel sorun ne?
Bir şey yapmadan önce düşünmeleri
için gerekli süre boyunca durmalarını
sağlayan sistem iyi çalışmaz
(Frontal Lob-Prefrontal kortex).
◦ Frene basmazlar
◦ Yapılan hatalardan ders almazlar,
geçmişteki başarıları örnek almazlar
◦ Davranışlarının sonucunu önceden
tahmin edemezler
◦ Davranışlarını geleceği düşünerek
yönlendiremezler
◦ Olaylar karşınında hemen ilk
duygusal tepkilerini gösterirler
DEHB’na Eşlik Eden Belirtiler
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Dağınıklık, düzensizlik
Dalgınlık, hayal kurma
Tutarsızlık
Sakarlık, koordinasyon güçlükleri
Bellek (hafıza) sorunları
Uyku sorunları
Sosyal ilişki sorunları
Saldırgan davranışlar
Kendine güven ve özsaygının azalması
DEHB ile birlikte görülen-eş tanı psikiyatrik
bozukluklar
•
•
•
•
•
•
•
Karşıt olma karşı gelme bozukluğu
Davranım bozukluğu
Özgül öğrenme bozukluğu
Depresyon
Anksiyete bozuklukları
Tik bozuklukları
Bipolar bozukluk
Bu çocukların,
• % 3 0 ’ u liseyi bit irene k adar bir -ik i k ere sınıft a
k alır
• % 6 0 ’ ı ciddi yazma güçlüğü çek mek t edirler
• % 9 0 ’ ı ok ulda düşük başarılıdır
• %2 0 ’ sinin ok uma güçlüğü vardır
• %3 0 ’ u ok ulu bırak mak t adır
• %9 0 ’ ı ok ulda yet erince üret k en değildir
(Murdence Arcelus, 1999)
DEHB’li Çocuklar:
Genellikle daha “iyi”
Genellikle daha “kötü”
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Eğlenceli işler, uğraşlarda
Çabuk sonuç alınan durumlarda
Sık geri bildirim alınca
Dikkat çekici, albenili durumlarda
Günün erken saatlerinde
Erişkin gözetimi ile
Bire-bir çalışmada
Yeni olan ile
Baba ile
Yabancılar ile
Muayene odasında
Sıkıcı işler, uğraşlarda
İleride sonuç alınacak işlerde
Seyrek geri bildirim alınca
Albenisi düşük durumlarda
Günün geç saatleri
Erişkin gözetimi olmaksızın
Grup çalışması
Bilindik, kanıksanmış olan ile
Anne ile
Ebeveynler ile
Bekleme salonunda
37
Dikkat dağınıklığının tedavisi gerekebilir, çünkü:
• Kişilik ve benlik gelişiminin bir çok boyutunu
etkileyebilir.
• Sosyal etkisi en çok okul ortamında belirgin
olabilir.
• Hayat kalitesi üzerindeki etkileri fazladır.
DEHB Tedavi Edilmediğinde;
DEHB’nin Yaşamboyu Etkisi
Düşük
okul başarısı
İlişki
sorunları
İş ve evlilik
sorunları
DEHB
Yasal
sorunlar
Yaralanmalar
Motorlu araç
kazaları
Düşük
özgüven
Sigara, alkol
ve madde kullanımı
40
DEHB
KOKGB
Davranım Bozukluğu
ÖZGÜL ÖĞRENEM GÜÇLÜĞÜ
Zeka sorunu olmamasına rağmen
öğrenememektir.
Okumayı
Yazmayı
Çarpım tablosunu
İşlem yapmayı
Ayları, Günleri,
Ritmik Saymayı,
Giyinip soyunmayı,
Planlı olmayı,
Zamanı
Top yakalamayı…
Öğrenme Güçlüğü
Dünyayı sağ
beyinle görmektir.
• Sağ beyin sol beyin resmi koy.
Verimli Bir Zihinsel Yapı
Aynı zamanda hem sağ hem de sol beyni
kullanabilen zihinlerdir.
CORPUS
KALLOSUM
SOL
BEYİN
SAĞ
BEYİN
Mental Retardasyon-Zeka Geriliği
Sağ ve Sol Beyinde yapısal bozukluklar vardır.
Sağ ve sol beyin kapasitesi azdır.
Corpus Kallosum incedir ya da yoktur.
CORPUS
KALLOSUM
SOL
BEYİN
SAĞ
BEYİN
Öğrenme Güçlüğü Olan Bireylerin
Zihin Yapısı
SOL
BEYİN
CORPUS
KALLOSUM
SAĞ
BEYİN
Duygudurum Bozukluğu;
Kişinin genel duygudurumundaki bir bozulma,
dış şartlara ve durumlara göre uygunsuz bir
duygudurum hali...
Major Depresif Bozukluk
(MDB)
Mortalite, morbidite ve komorbidite riskini
büyük ölçüde arttıran ciddi bir rahatsızlıktır.
Çocuk ve ergenlerde görülen MDB çocukların ve
ailelerinin yaşantılarını, sosyal, akademik ve
ailesel işlevlerini olumsuz etkileyen, ciddi bir
psikiyatrik bozukluktur.
• Spitz, anneden ani olarak ayrılan 6-8 aylık
bebeklerde ağlama ve inlemelerin ardından
içe kapanma ve çevreye kayıtsızlık şeklinde
ortaya çıkan tabloyu “anaklitik depresyon”
olarak tanımlamıştır.
Etyoloji
• Depresif bozukluklar diğer psikiyatrik
bozukluklara benzer olarak genetik, ailesel ve
çevresel etkenler arasında karşılıklı etkileşim
sonucu ortaya çıkmaktadır.
• Ailesinde depresyon görülen çocukların
depresyon geçirme riski daha yüksektir.
Etiolojide çevresel, genetik, biyolojik etkenler
birlikte rol oynamaktadır.
Değerlendirme:
Tam bir tıbbi ve psikiyatrik değerlendirme çok
önemlidir.
Çocuk gelişimsel açıdan ele alınmalı ve çocukla
yapılan klinik görüşmenin yanı sıra onunla ilgili
farklı kaynaklardan (anne-baba, çocuğun
öğretmeni ve diğer aile bireyleri gibi) bilgi
alınmalıdır.
Öz bildirim ölçeklerinden faydalanılmalıdır.
Prognoz:
• Çocuk ve ergen depresyonu iyileşebilen, ama
bazen de uzun süren, tekrarlayan, daha ciddi
hastalıklara dönüşebilen, intiharla
sonuçlanabilen bir hastalıktır.
13-18 yaş grubu:
Yakınmalar erişkinlerinkine benzer, ama
dürtüsellik, irritabilite ile davranış değişiklikleri
daha çoktur. Okul performansında düşme
görülebilir.
Bu yaş grubunda daha küçük yaş gruplarına göre
daha çok uyku ve iştah değişiklikleri, erişkine
benzer intihar düşünce ve girişimleri
bulunmaktadır.
9-12 yaş grubu:
Yakınmalar erişkin yaş grubuna benzese de
sıkıntı, düşük özgüven, suçluluk, ümitsizlik,
evden kaçma isteği ile ölüm korkusu
yakınmalarına daha sık rastlanır.
6-8 yaş grubu:
Daha büyük yaş gruplarından farklı olarak
hissettiklerini dile getirmede zorluk yaşarlar.
Karın ağrısı, baş ağrısı gibi bedensel yakınmalar
büyük yaş gruplarına göre daha çoktur. Nedensiz
bağırmalar, açıklanamayan irritabilite,
başkalarınca gözlemlenen anhedoni temel
yakınmalar arasında olabilir.
3-5 yaş grubu:
• Bu gruptaki yakınmalar 6-8 yaş grubuna
benzer. Ancak yakınmaların DSMIVtanı
ölçütlerinde belirtilen “2 hafta boyunca sürekli
var olması” bu yaş grubunda olmayabilir.
Ayrıca yakınmalar arasında oyuna ilgide
belirgin azalma, özellikle oyunda kendini belli
eden yıkıcılık bulunabilir.
• Distimik Bozukluk
• Yas
BİPOLAR BOZUKLUKLAR
Bipolar bozukluk (BPB) genellikle ergenlik veya
erken erişkinlikte başlayan, belirgin mortalite ve
morbidite ile ilişkili olan, yüksek herediter geçiş
gösteren, kronik psikiyatrik bir bozukluktur.
Bununla birlikte erken çocukluk döneminde de
görülebileceğine dair olgu bildirimleri vardır.
Genetik geçiş
Çocuk ve ergenlerdeki görülen en sık
manik belirtiler
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
1. armış enerji,
2. distraktibilite,
3. basınçlı konuşma,
4. irritabilite,
5. grandiyozite,
6. yarışan düşünceler,
7. uyku gereksiniminin azalması,
8. öfori/ yükselmiş duygudurum,
9. yargı bozukluğu,
10. fikir uçuşması,
11.aşırı cinsellik
Çocuklukta başlayan BPB belirtileri üzerine birçok
tartışma olsa da pediatrik bipolar bozukluğa özgü
belirtileri şöylece toparlayabiliriz;
•
•
•
•
1) Uzun epizod şeklinde kronisite
2) Çoğunda karma epizod
3) Belirgin irritabilite
4) Sıklıkla DEHB (%75-%98) ve anksiyete
bozuklukları (%5-%50) komorbidite
Anksiyete
Koruyucu ve uyumsal işlevi olan normal
süreçlerin bir parçası olarak yaşam için oldukça
önemli bir role sahiptir.
Anksiyetenin bu koruyucu ve geliştirici etkisinin
tersine aşırı bir şekilde yaşanması işlevselliği
olumsuz etkilemekte ve bozukluk olarak
tanımlanmaktadır.
Anksiyete bozuklukları
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Panik Bozukluğu
Agorafobi
Özgül Fobi
Sosyal Fobi
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Akut Stres Bozukluğu
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Genel Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu
Madde Kullanımının Yol Açtığı Anksiyete Bozukluğu
Başka Türlü Adlandırılamayan Anksiyete Bozukluğu
Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu
• Evden veya sevdiklerinden ayrılacağında/
beklenti olduğunda çocuğun gelişimsel
döneminden beklenmedik düzeyde aşırı
kaygı göstermesidir.
• 7ay- 6yaş arası ayrılık anksiyetesi
görülmesi normaldir. ( Patoloji ve
normal görünüm ayırt edilmelidir.)
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU
• Aşırı ve kontrol edilemeyen anksiyete ile giden bir
bozukluktur.
• İş ya da okul başarısı gibi çeşitli etkinlikler ya da
olaylarla ilgili gerçekçi olmayan ya da aşırı sıkıntı, kaygı
ve endişenin görüldüğü, kişinin kaygısını kontrol
etmekte zorlandığı, bu kaygı ve endişeye huzursuzluk,
çabuk yorulma, konsantrasyon güçlüğü, irritabilite, kas
gerginliği ya da uyku bozukluğu gibi belirtilerin eşlik
ettiği ve yaşanan kaygı ve endişe nedeniyle kişinin
işlevselliğinin önemli derecede bozulduğu bir bir
durumdur.
Yaygın anksiyete bozukluğu olan çocuk ve
ergenlerde;
birçok durum ve okul başarısı gibi durumlarda
en az altı ay süreyle aşırı endişe yaşar ve
bu endişeyi kontrol etmekte zorlanırlar.
En sık gözlenen belirtiler: gerginlik hissi, endişeli
beklentiler, olumsuz kendilik imajı, onaylanma
ihtiyacı, irritabilite ve fiziksel yakınmalardır.
Yaygın anksiyete bozukluğu olan çocuk ve ergenler;
• sıklıkla dakik, aşırı titiz ve mükemmelliyetçidir.
• Ufak hataları bile tam bir başarısızlık olarak
yorumlama eğilimindedir.
• Mükemmel performans sergileyemeyeceklerini
düşündükleri aktivitelerden, kurallara uymayan ve
toplum tarafından onaylanmayan davranışlardan
kaçınırlar.
ÖZGÜL FOBİ
•
•
•
•
•
•
•
•
Çocuklar yaş dönemlerine özgü olarak;
0-6 ayda yüksek seslerden,
6-9 ayda yabancılardan,
9-12 ayda ayrılık ve yaralanmadan,
2 yaşta hayali figürler, ölüm, hırsızlar,
3 yaşta hayvanlar ve yanlızlık,
4 yaşta karanlık,
6-12 yaşta okul, yaralanma, hastalık, sosyal ortamlar ve
gök gürültüsü,
• 13-18 yaşta yaralanma, hastalık, sosyal ortamlar ve
cinsellik korkuları görülebilmektedir.
Çocukluk çağına özgü fobik bozukluk;
yaşa özgü fizyolojik korkuların fazla belirgin
olması ya da yaşa özgü olduğu dönemden sonra
da devam etmesi halidir.
• Özgül fobi belirgin, inatçı, aşırı ve anlamsız,
günlük yaşamı bozan korkulardan oluşur.
Böcekler, hayvanlar, yükseklik, kan görme gibi
fobik uyaranlara maruz kalma anksiyete
cevabını uyarabilir.
• Çocuklarda bu yanıt nöbetler, ağlama, donup
kalma ve sarılma şeklinde görülebilmektedir.
• Erişkinlerden farklı olarak;
çocuklar korkularının anormal olduğunun
farkında değildirler.
18 yaş altında tanı konabilmesi için korkuların en
az 6 aydır devam ediyor olması gerekmektedir.
PANİK BOZUKLUK
• tekrarlayan ve beklenmedik anda ortaya çıkan
panik nöbetlerin görüldüğü
• kişinin başka ataklar yaşayacağı ve atağın yol
açabilecekleriyle ilgili endişe yaşayıp,
• ataklar nedeniyle kaçınma ve çeşitli davranış
değişiklikleri gösterdiği bir anksiyete
bozukluğudur.
Panik atakları;
• nefes darlığı,
• çarpıntı,
• göğüs ağrısı,
• sersemlik,
• derealizasyon,
• paresteziler,
• sıcak ya da soğuk basması,
• terleme,
• bayılacak gibi hissetme,
• kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu, ölüm
korkusu,
• bulantı, karın ağrısı,
• titreme ya da sarsılma hissi
gibi belirtilerin görüldüğü, ani olarak ortaya çıkan ve 10 dakika
içinde en yüksek düzeye ulaşan anksiyete nöbetleridir.
SOSYAL FOBİ
Bireyin tanımadığı kişiler ya da başkaları tarafından gözlenmesi
gibi bir ya da daha fazla sosyal durumda devam eden
korkulardır.
Toplum önünde konuşma ve performans sergileme,
sosyal toplantılara katılma ve
yabancılarla konuşma vb.
Sosyal fobi özgül olmayan bir şekilde aile dışındaki tüm sosyal
ortamlarda da ortaya çıkabilir.
Çocukta klinik farklı
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Obsesyon:
• Kişinin isteği dışında ısrarlı ve zorlayıcı bir şekilde
aklına gelen, kişi tarafından saçma ve mantık dışı olarak
görülen (ego-distonik), anksiyete ortaya çıkaran ve
yineleyici özellikte olan düşünce ya da imgeler olarak
tanımlanır.
• Kompulsiyon:
Kişinin obsesyonlarını nötralize etmesi için gelişen, belirli
kurallara göre gerçekleştirmek zorunda hissettiği,
yineleyici törensel davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir.
• Obsesyonlar ya da kompulsiyonlar vardır.
• Obsesyonlar aşağıdakilerle tanımlanır
– İstenmeden gelen ve uygunsuz olarak yaşanan, belirgin
anksiyeteye neden olan yineleyici sürekli düşünce, dürtü ya
da imgeler
– Düşünce, dürtü ya da imgeler sadece gerçek yaşam
sorunları ile ilgili değildir
– Kişi bunları önemsememeye, bastırmaya çalışır; ya da başka
düşünce veya eylemle etkisizleştirmeye çalışır
– Obsesyonlarını kendi zihninin bir ürünü olarak görür
Travma
•
•
•
•
“Günlük rutin işleyişi bozan,
Aniden – beklenmedik bir şekilde gelişen,
Dehşet, kaygı ve panik yaratan,
Kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar”
travmatik yaşantılar
olarak tanımlanabilir.
Aku Stres Bozukluğu
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
DÜŞÜK SOSYOEKONOMİK DÜZEYDEKİ
ÇOCUKLAR
• Eğitim sistemine dahil olmayan çocuklardır.
• Düzenli bir yaşamı, eğitimi, tedaviyi ve
çalışmayı uzun bir süre devam
ettiremeyebilirler.
• Sokak rahat ve hesapsızdır!!!
DÜŞÜK SOSYOEKONOMİK DÜZEYDEKİ
ÇOCUKLAR
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Beden sağlığı sorunları
Gelişimsel sorunlar
Duygusal eksiklik
Eğitimsizlik
Öğrenimsizlik
İhmal, istismar
Çalışmak, kazanmak zorunda olmak
Her türlü fiziksel riske açık olmak
Kaza geçirme riski
Yaşıtları ile birlikte olamamak
Oynayamamak……..
Çocuğun ruh sağlığı koruyucu, destekleyici bir
çok destekten mahrum olmak.
Artmış ruhsal hastalık riski
Download