En Yüce Makam Şehitlik Şehit kavramına Türk milleti tarihten

advertisement
En
Yüce Makam Şehitlik
Şehit kavramına Türk milleti tarihten günümüze çok tanık olmuş bir millettir. MüslümanTürkler için şehitlik büyük bir makamdır. Ulvi bir mertebedir. Şehit kavramı tüm Türkler için
o kadar çok şey ifade eder ki, bizim onları burada anlatmamız mümkün değildir. Şehit
kavramı temelde dini bir kavramdır. İslam dininin ana kaynakları olan Kur’an-ı kerim ve
hadislerde şehitliğin önemi ve faziletleri üzerine binlerce rivayet vardır. Şehitler için Kuran “
Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler fakat siz farkına
varamazsınız” diyerek şehit için sıradan insanlara kullandığımız ölü kavramını kullanmayı
doğru bulmamaktadır. Yani şehitlik makamının ulvi bir makam olduğunu vurgulamaktadır.
Bir hadisi şerifte Sevgili peygamberimiz “ Kim dini için öldürülürse o şehittir. Kim vatanı
için öldürülürse o şehittir. Kim namusu için öldürülürse o şehittir. Kim malı için
öldürülürse o şehittir. Kim ailesi için öldürülürse o şehittir.” Diyerek kimlerin şehit
zümresine gireceğinin ölçülerini belirtmiştir. Yani dini, vatanı, toprağı, ailesi, bayrağı ve
değerleri için kanını, canını veren insanlar şehittir. Müslüman Türkler İslam dinini seçtikten
sonra bu değerler için malını, canını, kanını her şeyini seve seve vermiştir. Tarihten
günümüze Müslüman Türkler için şehitlik bir onur ve şeref vesilesi olmuştur. Çünkü
Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında en önemli fonksiyonu Anadolu Erenleri,
Anadolu Gazileri diye tanımlanan zümreler üstlenmiştir. Bugün hepimizin dikkatini çeken şey
Anadolu’nun hemen her şehir, köy ve kasabasında bir evliya türbesinin olmasıdır. Bu türbeler,
ziyaret yerleri halk tarafından her zaman kutsal mekânlar olarak kabul edilmiş ve özenle
ziyaret edilmiştir. Sivas ve Altınyayla ilçesinde yaptığım folklor araştırmalarında bu ziyaret
yerinde medfun bulunan şahısların aslında şehit olduklarını tespit ettim. Bu zatlar aslında bu
toprakların Müslüman Türklerin öz vatanı olduğunun açık delilidir. Yani bu evliya denilen
şehitler Anadolu’nun tapusudur diyebiliriz. 1071 Malazgirt meydan muharebesi hepimizin
bildiği gibi Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında bir başlangıç noktası olmuştur.
1071 tarihinden günümüze Anadolu’da yapılan tüm savaşları dikkate aldığımız zaman büyük
ihtimalle metrekareye düşen şehit sayısı 100 den fazladır. Bu şehitler Anadolu topraklarını
kutsal mekânlar haline getirmiştir. Bizim topraklarımız kutsallığını bu şehitlerinden alır.
Dünyanın hiçbir yerinde metrekareye 100 insan feda edilmemiştir. Müslüman Türkler bu
kutsal toprakları o kadar içten ve samimi vatan edinmiştir ki binlerce daha şehit vermeye
razıdırlar. Her Türk vatandaşı vatanı gerektiğinde seve seve canını vermeye razıdır. Bunun en
açık delili de son 20 yılda yaşadığımız terör belası karşısında Türk milletinin gösterdiği
karalılıktır. Fakat son aylarda yaşadığımız olaylar ve tüm Türk toplumunun yüreğini yakan
şehit cenazelerindeki görüntüler toplumun büyük kesimini rahatsız etmiştir. Şunu unutmamak
gerekir ki terörün asıl hedefi toplumu panik, kin, düşmanlık ve kaosa sürüklemektir. Türk
milletinin bu hain ve kahpece saldırılar karşısında her zamankinden daha çok birlik ve
beraberliğe ihtiyacı vardır. Şehit, hangi görüş ve düşünceden olur ise olsun tüm Türk
milletinin en yüce ortak değeridir. Hepimiz şundan eminiz ki Türk-İslam kültür ve medeniyet
havzasında yetişmiş her insan bu şehitlerin acısını yüreğinin ta derinliklerinde hissetmektedir.
Bu olaylar karşısında millet olarak metanetimizi yitirmeden sağduyulu yaklaşımlar
sergilemeliyiz. Bir deyim vardır “Zaman en güzel açıklayıcıdır” diye İnşallah Türkiye’ye ve
Türk insanına bu acıları yaşatan insanların yokluğa ve ümitsizliğe mahkum olduklarını millet
olarak hepimiz göreceğiz. Bu vatan evlatlarına kıyan, haince ve alçakça yapılan terör
eylemlerini herhangi mihraklar tertip ediyor ise, tarih ve milletimiz onları affetmeyecektir.
Muhakkak cezalarını çekeceklerdir.
Download