وَاِنَكَ لَعَلٰى خُلُق ٍ عَظ۪يمٍ

advertisement
Nisan-1984
İNSANI
ÜSTÜN
DAVRANIŞLAR
KILAN
AHLAKİ
A.Bülent BALOĞLU
ُ ُ ‫َو ِانَ َك لَ َع ٰلى‬
‫يم‬
ٍ ‫خل ٍق ع َ۪ظ‬
(Kalem: 68/4)
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Allah biz insanları, diğer varlıklara
nisbetle üstün ve en mükemmel bir biçimde
yaratmıştır. Bu üstünlük, Allah'ın biz kullarına
verdiği akıl, idrak, düşünce ve iyiyi kötüden
ayırdedebilme gücünden kaynaklanmaktadır. Bize
verilen bu kabiliyetlerin her birini gereğince
kullanamadığımız takdirde, Allah katında mes'ul
olacağımızı ve hesaba çekileceğimizi her an
düşünmeliyiz.
Günlük hayatımızda bütün davranışlarımızı
kontrol altına almak ve yaratılışımızdaki gayeye
uygun
yaşayıp
yaşayamadığımızın
hesabını
yapabilmeliyiz.
Bu
açıdan
değerlendirdiğimiz
zaman müslüman, aklını kullanarak düşünen,
karşılaştığı
hadiselerin
sebeplerini
araştırıp,
İslam'ın koyduğu ölçülere bağlı kalarak her
hadisenin üstesinden gelmeyi başaran, geçici heves
ve kazançlar yerine ebedi huzur ve saadeti tercih
edebilen kişidir. İnsana ebedi huzur ve saadetin
yolunu açan kurallar ise, dinimizin ortaya koyduğu
üstün ahlaki prensiplerdir.
Nitekim Peygamber (S.A.) efendimiz, "Ben
ahlaki faziletleri tamamlamak üzere gönderildim"
buyurmak suretiyle Peygamber olarak Cenabı Hak
tarafından gönderilişinin ana gayesini özetlemiştir.
İslam Dini'nin ortaya koyduğu ahlak prensiplerini
baştan sona incelediğimiz zaman; bütününün insanı
yücelten, dünyada huzur, ahirette ise ebedi saadete
ulaştıran kurallar olduğunu görürüz. Dinimizin
yüce kurallarından bazılarını burada hatırlatırken,
müslümanlar
olarak
hepimizin
bu
kuralları
gerektiğince
benimseyip,
öncelikle
kendi
nefsimizde tatbik edip yaşamak ana hedefimiz
olmalıdır.
Muhterem Müslümanlar,
Ben müslümanım diyen ve bu yüce duyguyu
sönmez bir hidayet meş'alesi olarak kendisine
rehber edinen, genç ihtiyar bütün müslümanlarda,
ahlaki yaşayışın en güzel örnekleri her zaman ve
her yerde görülüp müşahede edilmelidir.
İşte bunun içindir ki, müslüman, ince ruhlu
olmalı, bütün insanları bazı hatalarıyla da olsa
sevip
sayabilmelidir.
Müslüman,
bir başka
müslüman kardeşinin karşılaştığı zorluklardan,
elem ve acılardan etkilenmeli,
başkalarının
acılarını kendi nefsinde duyup, onlara yardım elini
uzatan kişi olmalıdır.
Müslüman vurdumduymaz değildir, olamazda.
Müslüman ince ruhlu kişi demektir. İnce ruhluluk,
toplumdaki en küçük bir olayın acısını kendi
kalbinde hissedip, elindeki maddi ve manevi
imkanları bu huzursuzluğun giderilmesi için ortaya
koyup çalışmayı gerektirir. Böyle hareket etmek,
kalbinde acıma duygusu ve mes'uliyet şuuru
gelişmiş duyarlı, hassas müslümanların işidir.
Gerçek müslürnanın en belirgin özelliklerinden biri
başkalannın acılarını paylaşma özelliğidir.
Diğer taraftan müslüman, yumuşak huylu son
derece ölçülü, herkese güleri yüzle muamele eden
ve nezaket kurallannın her türlüsüne riayet eden
kişidir.
Müslüman, gönül yıkıcı, kalp kırıcı değil,
kalplere huzur ve güven duygusunu yerleştirip
sevginin ve saygının biricik timsali olan kişidir.
Müslüman, ağır başlı, her hadiseyi akıl ve
mantık
süzgecinden
geçiren,
hadiselerin
sebeplerini araştırıp alınması gereken tedbirleri
alabilen kimsedir.
Müslüman,
ailesine,
milletine ve bütün
insanlık alemine yararlı olmayı kendisine ideal
olarak seçmiş, bu uğurda engel tanımayan ve her
türlü güçlüğü yenecek azim, cesaret ve irade
gücüne sahip, çalışmayı kendisi için üstün bir ideal
olarak benimsemiş kişidir.
Müslüman, dini ve milli gayelerin bütününü
kutsal bilip, bu konuda tembellik ve ihmal
göstermeyen, çalışkan, fedakar, memleket ve
milletinin yararına olan her hususta zorluklara
tahammül etmesin bilen, cesaretle işinin üzerine
yürüyen
sabredebilen ve mutlaka başarıya
ulaşmanın yollarını arayan ve ondan sonrada
sonucu Cenabı Allah'ın takdirine bırakarak gönül
huzuru içinde hayırlı sonucu bekleyen kişidir.
Müslüman, edebe ve ahlak kurallarına aykırı
her
davranış
karşısında
vicdanı
sızlayan,
kötülüklerin
ortadan
kaldırılması
hususunda
üzerine düşeni yapan, milletinin tarihine örf ve
adetlerine sıkı sıkıya bağlı örnek kişidir.
Müslüman
çaresizlerin
elinden
tutan,
başkalarına karşı yardımı kaçınılmaz vazife bilen,
maddi ve manevi bütün gücünü ailesi, yakınları,
vatan ve milleti için seve seve harcayabilen kişidir.
Sonuç olarak müslüman, her yerde ve her
zaman hangi şartlar altında olursa olsun vatan ve
milletinin yararına olana tercih eden, doğrunun,
iyinin ve güzelin yanında olan, her türlü davranışı
yaşayışı ile örnek alınmayı başarabilen üstün bir
kişidir.
***
(1) İmam Malik, Muvatta 2, s. 904.
Download