GİRİŞ • Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), tüm dünya ülkelerinde önemli bir sağlık sorunu KOAH • Dünya üzerindeki 600 milyon KOAH'lı hasta • her yıl 2.5 milyonu ölmekte • Uzun süre sigara içiminin ve/veya çevresel/mesleki Dr. Soner IŞIK AÜTF Acil Tıp AD 9-2-2010 kökenli gaz ve partiküllerin kronik inhalasyonunun yol açtığı bir hastalıktır 1 2 Türkiye’de Ulusal Düzeyde Ölüme Neden Olan İlk 10 Hastalığın Cinsiyete Göre % dağılımı (2000) GİRİŞ • Akciğer fonksiyonlarında %50'ye ulaşan kayıplar gelişinceye kadar ciddi hiçbir belirti vermemekte – Hastaların sadece %25'inin sağlık kuruluşlarınca bilinmesine yol açmakta • Ülkemizde 5 milyon kişiyi etkilemekte • 25000 ölüme yol açmaktadır Hastalıklar Toplam Erkek Kadın 1.İskemik kalp hastalığı 2.Serebrovaskuler hastalık 3.KOAH 4.Perinatal nedenler 5.Alt solunum yolu enfeksiyonları 6.Hipertansif kalp hastalığı 7.Trakeo, Bronş ve Akciğer kanseri 8.Diabetes Mellitus 9.Trafik kazaları 10.İnflamatuvar kalp hastalığı 21.7 15.0 5.8 5.8 4.2 3.0 2.7 2.2 2.0 1.9 20.7 14.5 7.8 5.6 4.0 2.7 4.4 22.9 15.7 3.5 5.9 4.5 3.3 4 TANIM • KOAH: Kronik bronşit ve amfizeme bağlı, genellikle • Kronik bronşit: – Akciğer tüberkülozu, bronşektazi, akciğer apsesi gibi geri dönüşsüz hava akımı obstrüksiyonu ile başka bir hastalığa bağlanamayan, birbirini izleyen en az karakterize bir hastalıktır iki yıl boyunca her yıl en az üç ay devam eden öksürük • Hava akımı obstrüksiyonu çoğu olguda ilerleyicidir • Bronş hiperreaktivitesi ile birlikte olabilir ve balgam çıkarma • Amfizem: – Terminal bronşiyollerin distalindeki hava yollarının, • KOAH’ın temel özelliği olan kronik hava akımı belirgin fibrozisin eşlik etmediği duvar hasarı ile birlikte obstrüksiyonu akciğerlerde bulunan inflamasyonla yakından ilişkili 2.0 UHY-ME Çalışması, 2000, Türkiye 3 TANIM 2.9 2.6 1.8 anormal ve kalıcı genişlemesi 5 6 1 AYIRICI TANI TANIM • Kronik bronşit ve amfizemli hastalarda kronik hava akımı obstrüksiyonu gelişmediği sürece KOAH varlığından söz edilemez. 7 RİSK FAKTÖRLERİ 8 RİSK FAKTÖRLERİ • KOAH gelişiminde en önemli risk faktörleri sigara Çevre faktörleri faktörler Konakçı ile ilgili faktörler • Sigara içimi • Alfa-1 antitripsin eksikliği – Aktif sigara içimi – Pasif sigara içimi – Annenin sigara içimi kullanma, mesleki maruziyet ve a-1 antitripsin • Mesleki karşılaşmalar • Hava kirliliği (AAT) eksikliğidir – Dış ortam – İç ortam • Tütün ürünlerinin tümü KOAH gelişme riskinin • Sosyoekonomik faktörler /yoksulluk • Diyetle ilgili faktörler %80-90`ından sorumluyken • Genetik faktörler • Aile öyküsü • Etnik faktörler • Yaş • Hava yolu hiperreaktivitesi • Atopi – Yüksek tuzlu diyet – Diyette antioksidan vitaminlerin • azlığı – Diyette doymamış yağ asitlerinin • azlığı • Sigara kullananların sadece %15-20`sinde KOAH gelişmektedir 9 PATOLOJİ • Enfeksiyonlar Düşük doğum ağırlığı Semptomlar (aşırı mukus yapımı vb) 10 PATOLOJİ Büyük hava yolları • KOAH ile ilgili patolojik değişiklikler, • Kronik bronşitin temel özelliği olan aşırı mukus salgılanması, büyük hava yollarından kaynaklanır • büyük hava yollarında, • Submukozal bez kütlesinde ve yüzey epitelindeki mukus salgılayan hücrelerin (goblet hücreleri) • küçük hava yollarında sayısında artış • Siliyer hücrelerin sayısında ve ortalama siliyer • akciğer parankiminde görülür uzunlukta azalma 11 12 2 PATOLOJİ PATOLOJİ Küçük hava yolları • hava yolu inflamasyonu ile hava yolu obstrüksiyonu • Çapı 2 mm`den küçük bronş ve bronşiyollerden oluşur arasında yakın ilişki • Muköz tıkaçlar, goblet hücre metaplazisi, hava yolu • İnflamasyon, hava yolu duvarında kalınlaşmaya ve lümende ilerleyici daralmaya yol açabilir duvarında inflamasyon, peribronşiyal fibrozis, düz kas hipertrofisi görülür. • Bu değişiklikler: – Hava yolu duvarında kalınlaşmaya 13 – Lümende daralmaya yol açar 14 PATOLOJİ • Hava yolu duvarındaki inflamasyon, çevresindeki alveollerin duvarında hasara neden olarak • Alveoler tutunmada azalmaya • Hava yolunda bükülme/deformasyona yol açar • Bronşiyollerin temel sekretuar hücresi olan Clara hücreleri, sigara içenlerde azalır ve goblet hücreleri artar – Küçük hava yollarında mukus birikimi – Antiproteaz savunmanın kaybı 15 PATOLOJİ 16 PATOLOJİ Diğer değişiklikler: • KOAH`ta alveoler hipoksi gelişir • Pulmoner arteriollerin medial düz kasları, kas içermeyen distaldeki damarlara doğru yayılır • İntimada kalınlaşma oluşur • Amfizem nedeniyle pulmoner damar yatağında kayıp • Pulmoner hipertansiyon oluşur Akciğer parenkimi: • KOAH`ta akciğer parankiminde gözlenen temel değişiklik amfizemdir. • Amfizem – terminal bronşiyol distalindeki hava boşluklarında, belirgin fibrozis olmaksızın, duvar hasarı ile birlikte – Sağ ventrikülde dilatasyon ve hipertrofi gelişimine (kor pulmonale) anormal ve kalıcı genişleme olarak tanımlanır 17 18 3 PATOLOJİ ÖZET • Sigara dumanı ve solunum yolu ile alınan diğer irritan maddeler • hava yollarında ve akciğer parankiminde inflamatuar bir yanıt geliştirir • İnflamasyon, akciğerlerin koruyucu/tamir mekanizmaları ile ortadan kaldırılamazsa, doku hasarına neden olur • Sonuçta, – – – – – mukus hipersekresyonu, hava yolu daralması fibrozis, parenkim harabiyeti (amfizem) damarsal değişiklikler Bu patolojik değişiklikler KOAH`a özgü kronik hava akımı obstrüksiyonu ve diğer fizyolojik anormalliklere neden olmaktadır 19 20 21 22 FİZYOPATOLOJİ • Akciğerin elastik geri çekilme özelliğindeki kayıp (amfizem), • Hava yolu direncinde artma (küçük hava yolu hastalığı) • Hava yollarının kollabe olma eğilimindeki artış – ekspiratuar hava akımı obstrüksiyonu – Akciğerde hava hapsi (statik hiperinflasyon) – Ventilasyon dağılımı ve gaz değişiminde bozulma TANI TANI • Spirometrede FEV1/VC`nin, kadınlarda beklenenin %89`unun, erkeklerde %88`inin altında olması, hava yollarında obstrüksiyon bulunduğunu gösterir 23 KOAH’TA EVRELEME Hastalık Hafif FEV1 (beklenenin yüzdesi ) >%70 Orta %50-70 Ağır %35-50 Çok ağır <%35 24 4 SEMPTOMLAR • Sinsi başlangıç • Egzersiz dispnesi • Öksürük • Balgam • Nefes darlığı • Hışırtılı solunum (wheezing) • Siyanoz • Anoreksi / kilo kaybı 25 TEDAVİ FİZİK MUAYENE • • • • • • • • • Ekspiryum uzar Solunum sesleri azalır Ronküsler, kaba ral Göğüs ön-arka çapı artar Büzük dudak solunumu Paradoksal içe çekilme Periferik ödem jügüler venöz dolgunluk karaciğerde büyüme ve hassasiyet 26 Akut atakta • taşipne, • Taşikardi • Yardımcı solunum kaslarının kullanımı • siyanoz 27 28 TEDAVİ TEDAVİ ß2-Agonistler • Düz kas hücrelerinde kalsiyum düzeyini düşürerek bronkodilatasyon yapar • Bronkodilatör uygulamasına erken ve düzenli olarak başlamanın KOAH` ın seyrinde değişiklik yaptığına ilişkin kanıt yok • Tremor, taşikardi, çarpıntı, kardiyak aritmi ve periferik vasküler dirençte artışa yolaçabilir 29 30 5 TEDAVİ TEDAVİ Antikolinerjikler • Muskarinik reseptörleri (M1, M2, M3) seçici olmayarak bloke ederek bronkodilatasyon sağlar • KOAH`ta uzun süreli tedavide antikolinerjikler tek başına veya b2-agonistlerle birlikte kullanılır • Antikolinerjiklerle kısa etkili b2-agonistlerin kombine edilmesi aditif etki oluşturur • Yan etkileri – ilacın tadının beğenilmemesi ve öksürüğe neden olabilmesidir – üriner sisteme etkisi, göze kaçarsa glokomda artış Metilksantinler • Fosfodiesteraz, adenozin ve prostaglandin inhibisyonu • Katekolamin salınımını artırıcı • Solunum merkezini uyarıcı • Kalp debisini artırıcı • Diürez yapıcı • Diyafragma ve solunum kaslarını güçlendirici • antiinflamatuar 31 TEDAVİ • B2-agonist veya antikolinerjiklerden daha az bronkodilatör • tedavi aralığı dar 32 TEDAVİ Kortikosteroidler • Kronik oral kortikosteroid tedavinin stabil KOAH`ta yararlı olduğuna dair kanıt yok • Önceden teofilin almayan hastalarda teofilinin İV uygulamasında önerilen doz, 5-6 mg/kg (20 dakikadan daha uzun sürede) yükleme dozu • Ciddi yan etkiler • Kronik oral steroid tedavisi önerilmiyor • İdame dozu yaklaşık 0.5 mg/kg/saat • İnhale kortikosteroidlerin (İKS) tedavideki yeri hâlâ tartışmalı • Aminofilin dozu, teofilin/0.8 olarak hesaplanır • Bulantı, kusma, taşikardi, sinirlilik, uykusuzluk, konvülsiyon gibi yan etkiler – Ağır KOAH`lı hastalarda semptomları, atak sayısını ve şiddetini azaltabildiği bildirilmiştir 33 TEDAVİ 34 TEDAVİ Mukoaktif ilaçlar • yararlarına ait yeterli kanıt bulunmamaktadır Antibiyotikler • Atakların yaklaşık olarak %80`inden infeksiyonlar sorumlu • En sık etkenler Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae ve Moraxella catarrhalis • Akut ataklarda en az iki semptom (dispnede artış, balgam miktarında artış, balgam pürülansında artış) varlığında ampirik antibiyotik tedavisi 35 • Antibiyotikler amoksisilin, ko-amoksiklav, tetrasiklin ve makrolidlerdir • 60 yaş üstü, son bir yılda 4`ten fazla atak, ek hastalık [örneğin, konjestif kalp yetmezliği], ileri derecede obstrüksiyona [FEV1 <beklenenin %50`si]) sahip KOAH hastalarında • Gram-negatif mikroorganizmalar, stafilokok, dirençli H. influenzae ve dirençli streptokok infeksiyonları daha sık – ko-amoksiklav, 2. kuşak makrolidler, 2.-3. kuşak sefalosporinler ve kinolonlar 36 6 TEDAVİ AKUT ATAK Uzun Süreli Oksijen Tedavisi (USOT) • Hipoksemiye ikincil polisitemiyi düzeltir, • Vücut ağırlığını artırır, • Pulmoner hipertansiyonu düşürür, • Kor pulmonaleye bağlı sağ kalp yetmezliğini düzeltir, kalp fonksiyonlarını güçlendirir. • Efor kapasitesini artırır • Günlük yaşam etkinliklerini olumlu etkileyerek yaşam kalitesini yükseltir • Yaşam süresini uzatır. • GOLD 2006 KOAH alevlenmesini “hastalığın doğal seyri esnasında, günlük olağan değşimlerin ötesinde, başlangıçtaki dispne, öksürük ve/veya balgamdaki değişiklikle karakterize olan, tedavide değişiklik gerektirecek kadar belirgin, akut olaylar” 37 AKUT ATAK 38 AKUT ATAK • Anthonisen ve arkadaşları, KOAH alevlenmesini • Hafif bir alevlenmede ise, bu üç özellikten birine “üst solunum yolu infeksiyonu semptomları ile eşlik eden, yakın zamanda üst solunum yolu birlikte veya birlikte olmaksızın nefes darlığı, infeksiyonu veya ateş veya “hışıltılı solunum, balgam miktarı ve balgam pürülansının en az öksürük, solunum hızı veya nabız hızı” gibi birinde artma” özelliklerden en az birinde artış söz konusudur. 39 40 41 42 AKUT ATAK • KOAH hastalarında yılda yaklaşık 1-4 kez akut atak görülür Akut atak nedenleri – – – – – – – – – – Trakeobronsiyal sistem infeksiyonu (genellikle viral) Pnömoni Sag veya sol kalp yetmezligi veya aritmiler Pulmoner emboli Spontan pnömotoraks Oksijenin uygunsuz kullanilmasi Ilaçlar (hipnotikler, trankilizanlar, diüretikler, vb) Metabolik hastaliklar (diyabet, elektrolit bozuklugu, vb) Beslenme bozuklugu Son dönem (end-stage) solunum hastaligi (solunum kaslari yorgunlugu, vb) – Diger hastaliklar (gastrointestinal kanama, vb) 7 AKUT ATAK ( evde tedavi) • Ilaç Tedavisi 1. Antibiyotik tedavisi (dispne, balgam miktari ve/veya pürülansi artmissa) 2. Bronkodilatör tedavi: Bir bronkodilatör ilaçla (inhale b2- agonist veya antikolinerjik) tedaviye baslanilir. Daha önce kullaniyorsa dozu ve sikligi artirilir. Tedaviye yeterince yanit alinamadiginda iki bronkodilatör ilaç kombine edilir. 3. Kortikosteroid tedavi: Hastada belirgin wheezing varsa veya tedaviye yeterince yanit alinamadiginda kisa süreli (1-2 hafta) 0.4 - 0.6 mg/kg/gün prednizolon tedavisi verilebilir. 43 44 AKUT ATAK ( evde tedavi) • 4. Sedatif ve hipnotiklerden kaçinilir. b) Destek Tedavisi 1. Hastalara balgam çikarmalari önerilir. Bu amaçla etkin öksürmeye tesvik edilir. Yeterli sivi almalari tavsiye edilir. 2. Yukarida uygulanan tedaviden 48 saat sonunda yanit alinamazsa veya hasta bu süre içinde kötülesirse hastanin bir hekime veya saglik kurulusuna basvurmasi gerekir. 3. Semptom ve bulgular iyilesirse tedaviye aynen veya dozu azaltilarak devam edilir. 45 46 AKUT ATAK • A. Orta şiddette-ağır atakların hastane tedavisi • Semptomların şiddetini tayin et, kan gazları ve akciğer grafisini değerlendir • Kontrollü oksijen tedavisi • Bronkodilatör tedavi – b2-agonist başlanır veya mevcut tedavinin dozu/sıklığı artırılır. Örneğin, ÖDİ ile 1.5-2 saatte bir 6-8 püskürtme veya her 1.5-2 saatte bir doz inhalasyon solüsyonu nebülizatör ile uygulanır. Hemen yanıt alınamazsa, – Ek olarak ipratropiyum bromür başlanır veya mevcut tedavinin dozu/sıklığı artırılır. ÖDİ ile 3-4 saatte bir 6-8 püskürtme veya 4-8 47 saatte bir 0.5 mg inhalasyon solüsyonu uygulanır 48 8 AKUT ATAK AKUT ATAK • Kortikosteroidler – Şiddetli vakalarda serum düzeylerinin 8-12 µg/ml olmasını – Ağır bir atakta oral veya İV yolla 0.5-1 mg/kg/gün dozunda prednizon (veya eşdeğeri) uygulanır. Tedavi İV formdan oral forma geçilerek uygun bir sürede (1-2 hafta) azaltılarak kesilir. sağlayacak teofilin dozu İV yolla uygulanır. Aminofilin dozajı: • Daha önce teofilin kullanmayan veya klirensi etkileyecek herhangi bir durumu olmayanlarda başlangıçta 5-6 mg/kg • Antibiyotikler: Bakteriyel enfeksiyon bulguları varsa oral olarak, bazen de intravenöz olarak uygulanır. yükleme dozu minimum 20 dakikada verilir. İdame dozu 0.5 • Diğer önlemler mg/kg/saattir. – Balgam viskozitesi çok fazla ise fizyoterapiyi düşün ve/veya kendi kendine balgam temizliği • Teofilin klirensini etkileyecek bir durum olduğunda yükleme dozu 2.5 mg/kg olarak toplam 300 mg`dır.İdame dozu ise hasta semptomatik olmadığı veya serum konsantrasyonu <10 mg/ml olmadığı sürece 400 mg/günü geçmemelidir. 49 AKUT ATAK – Sıvı dengesi ve beslenme kontrol edilir. – KOAH ile eşzamanlı bir hastalık varsa tedavi edilir. – Profilaktik heparin tedavisi düşünülebilir. – Hastanın yakın izlemi 50 AKUT ATAK • Hastada koma, kardiyak veya solunumsal arrest varsa, solunum hızı >35 B. Hayatı tehdit eden atakların tedavisi dakika ise, B.1. maddede uygulanan tedavi yetersiz kalmışsa, • Uygulanan tedaviye rağmen hasta iyileşmemişse, ancak koma, • PaO2<40 mmHg, PaCO2 >60 mmHg, pH< 7.25 ise, kardiyovasküler kardiyak veya solunumsal arrest yoksa (A) maddesinde belirtilen komplikasyonlar (hipotansiyon, şok, kalp yetmezliği) varsa, • Diğer komplikasyonlar (metabolik anormallikler, sepsis, pnömoni, yoğun tedaviye ek olarak yüz veya burun maskesiyle CPAP veya pulmoner embolizm, barotravma, yoğun plevral efüzyon) varsa, BIPAP ile invazif olmayan mekanik ventilasyon (NIPPV) uygulanır. • Yardımcı solunum kas kullanımı ve paradoksal abdomen hareketinin eşlik ettiği şiddetli dispne varsa (A) maddesinde belirtilen yoğun tedaviye ek olarak endotrakeal entübasyon ve invazif mekanik ventilasyon 51 uygulanır. 52 AKUT ATAK Akut atakta taburcu etme kriterleri • İnhale ß2-agonist tedavisine 4 saatten daha uzun süre gereksinim duyulması • Atak öncesi yürüyebilen hastanın tedaviden sonra odanın bir başından öbür başına yürüyebilmesi • Yemek yiyebilmesi ve nefes darlığı nedeniyle uykudan sık sık uyanmaması • Parenteral tedavi kesildikten sonra 12-24 saat içinde klinik stabil olması • Arteriyel kan gazlarının son 12-24 saat içinde stabil olması • Hastanın veya hastaya evinde bakacak kişilerin ilaçları hatasız olarak kullanmayı öğrenmiş olması • Hastanın, ailesinin ve hekimin, hastanın evde başarıyla tedavi edilebileceğinden emin olması 53 54 9