SELANİK MEKTUBU (12) BAKİ SARISAKAL

advertisement
SELANİK MEKTUBU (12)
BAKİ SARISAKAL
SELANİK MEKTUBU (12)
Asyai Osmaniye’nin emin ve huzuru için misalleri bulunmaz vaziyetleri telafi edilmez
birer zaman olan taarruzları …… Yunanistan hükümetine …… çirkin düveli muazzama güya
biz Osmanlılara da bir teşvii sadr olsun diye Yunan Hükümetinden adalardaki Müslüman
ekalliyetinin muhafazai hukunu talep ediyorlardı. Dün Atina’dan alınan bir telgraf;
Yunanistan’ın devletlere Müslüman ekalliyetinin muhafaza-i hukukunu tenkile hazırlandığını
cevabında bulunacağını şiar eyliyor. Biz yalnız oralarda sakin Müslümanların muhafazai
hukuku için değil, belki Anadolu’daki sulh ve sükunumuzu ihlale bir vesile teşkil etmemeleri
için, istemekte ısrar eylediğimiz cihetle böyle bir kaydı – eğer cidden tatbik edileceğine emin
olsak dahi – kafi addedemeyiz. O başka bir noktai nazardır. Halbuki Yunanistan’ın böyle bir
vaad ve teklifinden sonra da memleketi dahilindeki Müslümanlara karşı nasıl bir siyaset
zalimane takip eylediğini ve böyle bir siyaset takibine müsamaha gösterdiğini biz gördük ve
biliriz. Çünkü Selanik’ten ve bütün yunan Makedonya’sından kafile kafile perişan bir şekilde
hicret eden dindaşlarımızın faciasını gözlerimizle görüyoruz.
Yunanistan Hükümeti Atina Antlaşması ile o biçarelerinde hukuku umumiye ve
hususiyesinin tamamen kabul etmişti. Hâlbuki gerek bizim ve gerekse diğer refiklerimizin
feryatlarına rağmen, aynı ahvalin ve aynı facianın devam etmekte bulunduğunu tahkik
etmektedir. Aşağıda yayınladığımız vakayı insaf ve vicdan sahibi olan her ferdin tekrar tekrar
okumasını isteriz. Taki bu gün Adaları birer fesad menbaası yapmayacağına ve bir askeri
hareket üssü gibi kullanmayacağına ve silah kaçakçılığına mani olacağına ve Müslüman
ekalliyetinin hukukuna saygı göstereceğine dair Avrupalılara bol keseden vaadlerde
bulunmaya kalkışan Yunan Hükümetinin, daha dün imza edilen ve henüz daha üzerindeki
mürekkebi bile kurumamış olan antlaşmanın ahkamını ne sarih bir suretle ayaklar altına
alındığı inkar edilmez bir surette anlaşılsın.
Yunanistan Makedonyası’ndaki tecavüzat ve taarruzatın pek ufak bir listesini muhtıra
olsun diye yazdığımız bir sırada Hükümetimizin de bu biçare Müslümanlar üzerine şiddetle
nazar dikkatini celbederiz. Yunan devletini verdiği vaadler ve verdiği taahhütlere riayete
mecbur etmek hükümetin bir borcu olsa gerektir.
Yalnız son haftalar da Serez ve havalisinde ve Selanik vilayetinin Yunan idaresindeki
bazı mıntıkalarında meydana gelen vakalardan bazılarını aşağıda yayınlıyoruz:
Serez Köprü
1. Yunanlılar İkinci Balkan Muharebesi sırasında Serez ve havalisinde muhterik olan
Rum köylerinde sakin Rum ahaliyi bu sefer hasardan masun kalmış olan İslam köylerine
yerleştirmişlerdir ve mal sahibi olan Müslümanları memleketlerinden hicrete mecbur etmek
için hatır ve hayale gelmez hilelere, taarruzlara devam etmekte bulunmuşlardır.
2. Serez yakıldığı zaman Müslümanlar, Hıristiyanları insaniyet namına yanlarına,
evlerine almışlardı. Bu insaniyet nankörü herifler şimdi hükümetlerine güvenerek bu evlerden
çıkmamakta, sahiplerine kira olarak hiçbir para vermekten maada ekseriyesinin eşyaları bile
zapt ve gasp eylemektedirler. Mahkemeye müracaat eden İslamlar’dan hiçbir ferd henüz
hakkını teslim ettirmeye muvaffak olamamıştır.
3. Serez’de Yunan askerinin eline geçen medreseler, tekke ve mescitler tahrip
olunmuştur. Bu gün ancak (Gazi Evrenos) gibi tahribi kolay olmayan bir Camide ifai farize-i
salat yapılabilmektedir. Hatta Cemaati İslamiye Heyeti’nin kendine içtimaa ittihaz ettiği
Terakki Mektebi’de nihayet zapt edilmiştir.
4. Serez’in nısfından pek fazlası İslam sakini görülen mezalim ile bugün 250-300
haneye kadar inmiştir ve bu biçarelerde ilk fırsatta muhacereti tutmak emelindedirler. Çünkü
Yunanlılar bunları da rahat bırakmamakta ve gerek vakitli ve gerek vakitsiz silah aramak ve
gerek kâfi miktarda kışlalar ve erkânı askeriyelerini ve zabitlerini bu evlere pervasızca
yerleştirmek suretiyle zavallıların ailesine taarruz etmektedirler. Halil Paşa Mahallesi
denmekle maruf olan İslam Mahallesi bugün bir kışla haline gelmiştir. Hâlbuki Rum evlerinde
bir tek Yunan askeri yoktur.
5. Serez Sancağına tabii Rabhane kasabasının Resilova köyündeki Camii şerif
Yunanlılar tarafından cebren kapatılmış ve oraya girerek namazlarını kılanlardan birer lira
cezai nakdi almışlardır.
Yunan Hükümeti bu taarruza karşı vuku bulan müracaata (İhtimal ki Kiliselerde onun
için kapanmış (?) cevabını iktifa eylemiştir.
6. Zilhova’da1 bulunan üç Camii şerifden ikisi tahrip edildiği gibi üçüncüsü de cami
olarak yapıldığına dair vesikalar varken Kiliseye çevrilmiştir.
7. Yine Zilhova kasabasında bulunan Çekme Burdogan Mahallesinden iken cebren
şehit edilen Osman Kahya’nın 18 yaşındaki kerimesi Zilhova’da Akanus Panaki adındaki
haydut’un hanesinde cebren duçar taarruz olmaktadır. Bu suretle mukaddesat ırzıyeleri
ayaklar altında olan İslam kızları da pek çoktur.
8. Serez ve civarındaki makberi İslamiyenin çoğunluğu tahrip veya meraya veya
mandıraya tahvil olunmuştur.
9. Nekrita civarında bulunan Malıturuşu, Yağmalı, Matuf ve Harpişato köyleri ahalisi
evvelce bulundukları yerde kalmaya karar vermişken duçar oldukları taarruzlardan dolayı
hicrete mecbur olmuşlardır.
10. Serez civarındaki Serez Yaylasında hak tasarrufları Müslümanlara ait olan birçok
ormanlar ve tarlalar Rumlar tarafından zapt edilmişlerdir ve bunların bir listesi de tanzim
olunmak üzeredir.
11. Muhtelif vesilelerle tevkif ve hapis edilen birçok Müslümanların mahkûmları tehir
edilmekte ve biçarelerin aileleri süründürülmektedir.
1
Zihne, Serez Sancağının bir kazasıydı. Kaza merkezi Zilhova kasabasıydı. 1375 yılında Gazi Evrenos
tarafından fethedilmiştir. Zilhova’da 2411 nüfus ve 535 hane, 80 han, 90 dükkân, 3 cami, 1 medrese, 1 tekke, 1
kilise, 3 mektep, birer hükümet konağı, telgrafhane ve kışla vardı. Kazanın nüfusunu çoğunluğu Müslümanlar
olmak üzere Bulgarlar, Rumlar ve Kıptiler oluşturuyordu. Kaza nüfusu 37.000’den fazlaydı. Zihne’nin kâsesi ve
bardağının çok meşhur olduğunu şu beyitten anlıyoruz: “Her şehrin bir beğenileni var Zihne’nin bardak Serez’in
güzeli çoktur evleri çardak” Kaza genelinde 25 cami, 8 mescit, 1 medrese, 1 dergâh, 3 kilise, 1 rüşdiye, 18’i
İslam ve 22 Rum mektebi ile 447 dükkân, 20 han, 3 hamam, 22 mağaza, 102 değirmen, 15 fırın ve bir fabrika
vardı. Köy ve çiftlik sayısı ise 23 adetti. Günümüzde Zilhova kasabası yıkıntı halindedir. Ahalisi eski kasabanın
10 km güneyinde Nea Zihna kasabasını kurmuştur. Günümüzde Zihne (Nea Zichni) Orta Makedonya Bölgesinin
ve Serez iline bağlı bir belediye statüsündedir. (Lozan Mübadilleri Vakfı)
Muhakemin siyasiyenin tahliyesi Atina Antlaşması iktizasından iken Yunan
hapishanelerinde bu kabil mahkûmların sayıları pek çoktur.
İşte bildiklerimizin pek az bir kısmını yukarıya derç ettik. Yunan Hükümetinin
mazlum ve Camisiz İslamlara, hatta sair ansıra da nasıl şiddetle zulüm ile muamele etmekte
bulundukları, Makedonya’nın nasıl bir buhran geçirmekte olduğuna ise bilakis Selanik’te
yayınlanan Yunanlı gazetelerin neşriyatından ve hassaten Nea Eletya gazetesinin (Yeni
Vekiller Makedonya’yı Mahv ve Harap Ediyor) bendinden iktibas ettiğimiz şu satırlar bir
delil olmaya kafidir.
“ Meclis-i Mebusan’ın ilk toplantısında kabul edilip müstecilen kanun hükmünü alan
ve bir haftadan beri memleketimizde tatbik edilmekte bulunan rusüm mansume hakkında
hükümetin kanun lahiyasının bu diyarda açtığı yaraların tesiri günler geçtikçe daha ziyade
mahsus oluyor.
Yeni memleket ihtiyacı tetkik edilmeden, şerait hayatiyesi nazarı dikkate alınmadan,
sanayi muhtelife erbabının sanatlarını ne suretle ihtiva edecekleri ve müessesat sanaiyenin
tarz idare ve meşgulesi nazarı mütalaaya alınmazdan evvel nezaretler derununda eski
Yunanistan’ın kavain esasına istinaden tanzim edilen mezkûr kanunun tatbiki, ateşli bir rüzgar
gibi her türlü hayat sanayiyi yakıp kavurmaya ve Makedonya ahalisini istikbal nokta-i
nazarından vahim neticeler karşısında bulundurmaya başlamıştır. Hâlbuki gayet muhakkak ve
mantiki şikayetlere de hiçbir yerde zerre kadar ehemmiyet verilmedi. Hatta fena yapılan
veyahut sevk ihtiyaçla ittihaz edilen tedbirlere hükümetin bir çare bulacağına dair zerre kadar
bir vaadi bile vaki olmadı. Böyle gayri mutamel bir vaziyet karşısında nasıl başlayacağız?
Himayemi edileceğiz, yoksa hicret mi edelim Senelerden beri mağdur vatan olan
Yunanistan’ın ağuş siyasetine atılmak kemali iştiyak ve hararetle intizar eden
Makedonyalılara Yunan hükümeti valde değil, onu valde vaziyetinde bulunuyor.”
Yunanistan’ın ihracatı Nea Eletya gibi Atina Hükümetinin her türlü hareketini aynı
keramet şeklinde göstermeye alışan gazeteler. Artık orada büsbütün himayesiz kalmış olan
İslamların halini tasavvur kolaylaşır. 2
Atina
2
Tasvir-i Efkâr 2 Şubat 1914
Download