SELANİK MEKTUBU (21) BAKİ SARISAKAL SELANİK MEKTUBU (21) Selanik tütün amelesi tatili işgal ederek ne gibi ziyanlara yeltendiklerini, İslamlara vaki olan hücumları, nihayet Yunan Hükümetinin müdahalesiyle grevin kırk kadar amelenin ölümü ve yaralanmasıyla sona erdiğini geçen mektubumda izah etmiş idim. Hükümetin vur emrini vermesi üzerine kısmen dağılan grevciler yevmiye 8 frank ücret isteyecek kadar şımarmış olan Yunan kopiller nihayet tarik itidale girmek mecburiyetini hissettiler. Taşkınlıklar taarruzlar bir dereceye kadar ortadan kayboldu. Selanik Tütüncü Türk Ailesi Uzaktan bu vukuatı işitenler mümkün değil bunun esasını takdir edemezler. Yunanlı ve Makedonyalı Rumlarla, onlara siper olan Yahudiler tatili işgal ile hep İslamların ızdırabı noktasına matuf olan iki melun maksat takip ediyorlardı. Evvela- ekserisi İslam olan büyük tütün tacirlerini fazla yevmiye tediyesine mecbur ederek işleri sekteye uğratmak. Saniyen- Muhacirin İslamiye’yi mağazalarına kabul ederek sefaletten kurtaran İslam tüccarlarını kadın olsun, erkek olsun Müslüman amele istihdam etmemeye mecbur eylemek. İşte Selanik’te ve Makedonya’nın cihet sairesinde bizim mukaddema vatandaşımız olan Rumlar tarafından tertip edilen grevlerin mahiyet ve maksadı asliyesi evet Osmanlılığın, İslamlığın himayesinde asırlardan beri refah içinde yaşamış olan bu vatandaşlarımızın bütün kini hep zavallı Müslümanlara yönelik bulunuyor. Daha düne kadar yüzümüze gülen riyakarane tavırlar ibraz eden Makedonya Rumları bu gün ahali İslamiye’yi tazyik için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Makedonya Rumlarının niyetlerine delil aramak için uzağa gitmeye gerek yok. Osmanlı idaresi zamanında Selanik Belediyesi Başmühendisi olan Menekşe Efendi burada Büyük bir İslam düşmanı, o nispette de büyük bir yunan vatanperveri olmuştur. Menekşe Efendi Osmanlılığın şan ve nimetiyle perverde olmuş olan bu nankör Rum Aya Dimitri kilisesine çevrilmiş olan Kasımıye Camisinde düzenlenen çan’ın resmi küşadında ilk çanı çalmak üzere Yunan bahriyesine 25 lira iane vermiştir. Vaktiyle belediyemizde, dairei hükümette, başlarında fes olduğu halde halis bir Osmanlı memur sınıfı takımından ve senelerce Hazine-i Osmaniye’den bol bol maaş aşan bu gibi arızalı, Müslüman paralarını yunan bahriyesine veriyorlar ve fazla olarak İslamları mütemadiyen tahkir ve tazyif ediyorlar. Size sabık bir Osmanlı Mebusunun himmeti Yunaniyesini de göstermek istiyorum. Zannederim ki Selanik Mebusu Yorgaki Artas Efendiyi tanımayan yoktur. İşte Meclisi Mebusan’ımızda Hamiyeti Osmaniye’sine – tabiri amiyanesiyle - toz kondurmayan bu muhterem mebus, serveti mevcudiyesinin vefatında Yunan bahriyesine verilmesini vasiyet etmiştir. Bu büyük hamiyet Yunaniyeyi gösteren Artas Efendi; İslamlara karşıda hali kalıyor. Ahiren irad ettiği bir nutukta merkum İslamların memleketlerini terk ile hicret etmelerinden mütevellit boşluğun Kafkasya ve diğer saireden getirilen 150 bin Rum ile doldurulacağını ve bu yüzden Yunanistan’ın istilasına geçen mahallere hiçbir zarar verilmeyeceğinden ve gelen Rumların buralara yerleştirileceğini söylemiştir. Yunanilerin ve tekmili Yunan kopili Rumların tabiiyet ve mahiyetini baladaki delillerin gereği gibi ispat etmiş olacağını zannederim. Yunan Hükümetinin teşvik ve muvaffakiyeti tahtında cereyan eden tazyikat resmiye de ilave edilecek olursa zavallı İslamların hali anlaşılmış olur. Yunan Hükümeti Osmanlı şehbanderhanesini mütemadiyen ve sıkı bir kontrol altında bulunduruyor. Şehbendarhaneye girenler bila istisna jandarma marifetiyle derdest ve karakolhaneye sevk edilerek taht tevkife alınıyor. Yunan Hükümeti ise Osmanlı Şahbenderinin bu babdaki müracaatlarına rağmen yaptığı uygulamadan vazgeçmiyor. Atina Ajansının Yalanları: Yunanlıların – Fransızcada Rum yankesici demektir- saffet mümtezesi veya karanlık ve sefalet ahlakiye olduğunu bu gün yalnız bizim değil, Yunanistan’da bulunan bütün Avrupa uleması tarafından tasdik ve itiraf olunur. Bu günkü Yunanilik, taassup, riyakârlık, yabancı düşmanlığı, yalancılık ve alçaklık gibi bir unvanı teşkil ediyor. Balkanlarda medeniyet ve adalet neşr ve tesis edeceğini ilan eden Yunanlıların, Makedonya’da haksızlık, zulüm ve taassup tohumlarından başka bir şey ekmemişler. Yunanlılar ve Yunan Hükümeti riyakârlığı ve yalancılığı bir destur siyaset hükmünde tutarlar: Zir idarelerindeki İslamlara bir taraftan cebir ve tazyik politikası takip eder. Diğer cihetten Türkiye’de, Bulgaristan’da bulunan Rumların vaziyeti elimesinden bahsederler. Bağırırlar, patırtılar ile efkârı umumiyeyi rahatsız etmekten hali kalmazlar. Bu Cümleden olarak Yunan hükümetinin resmi organı olan Atina Ajansı, bir müddetten beri Trakya’daki Rumların cebren muhaceret ettirildiklerinden dem vurmaktadır. Kafkasya’da, Anadolu’da, Trakya’da mukim Rumların Makedonya’ya hicrete Yunan memurlarının teşvik ettikleri meydanda durup dururken ve bu teşvikat Makedonya ahvali ser levhasıyla Selanik’ten yazılan mektupta sabık mebus Artanas Efendi’nin serahaten mestiban olurken Hükümeti Osmaniyenin tazyikatından bahsetmek cidden büyük bir küstahlıktır. Atina Ajansı yalancılığa, küstahlığa her gün bir suretle devam ediyor. Dün yine bu ajans Atina’daki telgrafnameyi tebliğ ediyor idi: “ Şarki Trakya’ya Hükümeti Osmaniye; Rumcaya vakıf bir takım Giritli ve Arnavut Müslümanlar göndermekte ve eşhas mezkure kendilerine Yunan memuru süsü vererek Rum köylülerini hicrete teşvik eylemektedirler. Trakya’da ahvali umumiye gittikçe fenalaşıyor. İdare-i keyfiye devam ediyor. Anarşi ve dehşet her tarafta hükümferma bulunmaktadır. “ Yunan Ajansı cidden “ Yavuz hırsız ev sahibini bastırır. “ atasözüne musadıf oluyor. Türkiye’deki Rumlar refah ve huzur ile yaşarken, hatta İslamlardan ziyade refah ve servet içinde hayatını sürdürürken Atina Ajansı tam tersi haber veriyor. Atina Ajansı, Rumlara icrai tazyik edildiğinden yana yakıla bahsediyor. Acaba niçin? Şüphesiz Makedonya’daki Rum mezalimini gizlemek, Avrupa efkâr-ı umumiyesini ikna edebilmek. Yunanlıların ve Yunan kopili Makedonya Rumlarının bitmek, tükenmez mezaliminden bu gün yine bazı misaller göstermek ve bu babda müracaatın kemali ehemmiyetle nazarı dikkatini celbetmek istiyoruz: Makedonya’da yeni Yunan mezalimini numara sırasıyla yayınlıyoruz: 1. Çarmeşova köyü Veli oğlu Asker Hüseyin’in altı yaşındaki Hatice namındaki kızı halen Karaköy’de Boyacı Tokil nezdinde cebren tecavüz edilmiş halde bulunuyor. 2. Levazımköy’ün Sadve köyünden Mehmet’in kerimesi Arife halen Pürsıçan köyünde Miladin oğlu Yorgi nezdinde cebren tecavüz edilmiş olduğu halde bulunuyor. 3. Çarmeşova köyünden Muharrem Onbaşı’nın Habibe ve Lebibe namındaki iki kızından biri Çarmeşova’dan Fota’nın, diğeri de aynı köyden Orman Kahya’nın elinde zorla tutuluyor. 4. Enciste köyünden, Hasnecik’in kerimesi Münuri, Dramalı Doktor Olımpiyus’un elinde bulunuyor. Bunlar ve buna benzer olaylar Rumlar nezdinde cebren bulundurulan İslam evlatları hakkında Cemaati İslamiye tarafından icra edilen bilcümle teşebbüsler sonuçsuz kalmıştır. 5. Bük köyünden ve polis efradından Anatoli Yani, köyün Cami mahallesine gitmiş, Rüstem Ağa ile çocukları Bayram Ali ve Süleyman’ı yaraladıktan sonra bunları karakola götürmüş ve güya zavallı Müslümanların kendisini darp ettiklerini söyleyerek orada da Türkleri darp etmişlerdir. Daha sonra Rüstem Ağa ile evlatlarını Drama’ya sevk etmişler ve hapishane’de bir gece işkenceden sonra Kavala’ya gönderilmişlerdir. Drama 6. Drama’da Zagrinç köyü mahallatından olup Dere isimli mahalleyi saldırmışlar. Zağrinç jandarma efradı saat on iki buçukta gelmişler ve ahaliye cebren bir koyun pişirtilerek yedikten sonra ikişer ikişer hanelere dağılmışlar ve her türlü zorbalığı yapmışlardır. Birkaç gün sonra tekrar bu köye gelen rezil Yunan jandarması gündüzün cebren hanelerin kapılarını kırmak suretiyle içeri girmişler ve bilhassa Ali’nin hanesinde İslamların iffet ve namusuna tecavüz etmişlerdir. Bu zavallı köy ahalisi mütemadiyen Yunanlıların zulüm ve taarruzuna maruz kalmakta ve muhacerete hazırlanmaktadırlar. 7. Drama’nın Halil Bey Debboy’u civarında İcra Memuru Hasan Efendi’nin damadı Ahmet Efendi hanesinin kapısı Yunan zabit ve memurları tarafından cebren kırılarak hane derununa Yunan muhacirleri iskân edilmiştir. 8. Yine Drama’nın Halil Bey Debboy’u civarında Hacı Hüseyin Efendi hanesinde mukim beş İslam muhacir ailesi eşyalarıyla hanelerinden atılarak yerlerine Rum muhacirleri yerleştirilmişlerdir. 9. Nevrekop’un Lefcaviçe Bala köyüne bir mülazım kumandasında 30 nefer asker giderek köy eşrafından beş kişiyi alıp Çarmeşova köyü kenarına götürerek paralarını gasp ve kendilerini fena halde darp etmişler ve daha sonra bu zavallılardan birini öldürmüşler, birini yaralamışlar, diğer üçünü ise meçhul bir yere sürükleyip götürmüşlerdir. Bu melun palikaryalar ertesi günü tekrar aynı köye gelerek köyü muhasara etmişler ve 40 erkek ile 9 kadını bağlayarak fena halde dövmüşlerdir. 10. Drama Metropoliti’nin emri ile Türk ve Müslüman evleri tahliye edilmekte ve cebren tahliye olunan Müslüman hanelerine Türkiye’den gelen Rum Muhacirleri iskân olunmaktadırlar. 11. Pürsıçan, Vesuçan, Doksat, Edirnecik, Zihne kasabalarındaki Evkafı İslamiye, Yunan Hükümetince müsadere edilmiş ve Cemaati İslamiye’nin mutat müracaatları katiyen nazarı dikkate alınmıştır. Asılsız haberler ile ortalığı karıştırmaya çalışan Atina Ajansına soruyoruz: Bu zulümler, sırasıyla yazdığımız bu kötülükler kimler tarafından yapılmıştır? O medeni (!) Yunan milleti ve hükümeti tarafından değil mi? 1 1 Tasvir-i Efkâr 20 Nisan 1914