beta mikrobu,anoreksiya nervosa,amiloidoz,alzheimer,ailevi

advertisement
BETA MİKROBU
Beta; Beta Mikrobu; Beta Hastalığı;A Gurubu Beta
Hemolitik Streptokok Enfeksiyonu; GABHS;
Beta enfeksiyonu basit bir soğuk algınlığı gibi başlar fakat
kalıcı kalp hastalıklarının, böbrek yetmezliklerinin ve eklem
hastalıklarının en önemli sebebidir. Beta enfeksiyonu
laboratuvar testleriyle kolayca teşhis edilebilir. A gurubu
Beta Hemolitik Streptokok (halk arasındaki adıyla Beta mikrobu
) doğada yaygın olarak bulunan bir mikroptur. Beta enfeksiyonu
basit bir boğaz enfeksiyonu gibi başlasa da kalp, beyin,
böbrekler ve eklemler de kalıcı hasarlar yapan çok ciddi
sonuçlar doğurabilir.
Beta mikrobu nasıl bulaşır?
Beta mikrobu kişiden kişiye bulaşır. Bulaşma genellikle
çocuklar arasında oyunlar sırasında temas ile, öpüşme ile yada
gıdalar aracılığıyla olur. Kreş, yuva, okul gibi kalabalık
ortamlar bulaşmayı kolaylaştırır.
Beta mikrobu hangi hastalıklara neden olur ?
A Gurubu Beta Hemolitik Streptokoklar
Boğaz enfeksiyonlarına ( Farenjit )
Romatizmal ateş ( kalp kapakları, böbrek yetmezliği,
eklem hasarı ve beyin tutulumuyla seyreden sistemik
hastalık )
Kızıl hastalığına ( farenjit ile beraber döküntü )
Yara ve cilt enfeksiyonlarına ( Sellülit, Lenfanjit,
Piyodermi )
İnvaziv Beta enfeksiyonuna ( Kas ve derin dokulara
kadar ilerleyen şiddetli enfeksiyon, bakteriyemi, toksik
şok ) neden olur.
Beta enfeksiyonu ve taşıyıcılığı nasıl tespit
edilir?
Beta mikrobu insanların boğazında hastalık yapmadan uzun süre
bulunabilir. Bu kişiler taşıyıcıdır. Taşıyıcılık ve beta
anjini boğaz kültürü ve hızlı beta testiyle tespit edilebilir.
Beta enfeksiyonu aile içinde ya da okullarda kişiden kişiye
atlayabilir, çocuklarda sık ve tekrarlayan anjin ve farenjite
neden olabilir. Bu nedenle hastalık şikayeti olmasa bile aile
bireylerinin veya okul mevcudunun beta taşıyıcılığı yönünden
taranması gerekebilir.
ANOREKSİYA NERVOSA
Nevrotik iştahsızlık; Yeme bozukluğu; Anoreksi;
Anoreksi bir yeme bozukluğudur. Kişilerin aşırı kilolu
olduklarına yönelik takıntıları sonucu ortaya çıkan
iştahsızlık ve egzersiz yapma durumudur. İdeal vücut
ağırlığının %85 ve altında olmasına rağmen kendini kilolu
sayan herkes anoreksiya nervosa kabul edilir. Hastalık ciddi
rahatsızlıklara ve ölüme neden olabilir.
Anoreksiya nervosa neden olur?
Anoreksiyanın sebebi bilinmemektedir. Genetik meyil ve
çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkışında rol oynar.
Kişinin kendi vücudu hakkındaki algısı bozulur ve kendini
sürekli olarak kilolu görür.
Anoreksiya nervosa hastalığı için risk faktörleri
nelerdir?
Hastalık aşağıdaki durumlarda daha sık ortaya çıkmaktadır:
Bayanlar,
Adolesan dönemi ve erken gençlik dönemi,
Kendine güveni olmayan kişiler,
Çaresizlik duygusu içinde olanlar,
Mükemmeliyetçi olanlar,
Şişmanlık korkusu olanlar,
Aile tarafından zayıflama baskısı olanlar,
Aşırı koruyucu, sert, çatışma içinde olan aile
çocukları,
Ailesinde yeme bozukluğu olan kişiler,
Duygusal stres içinde olan kişiler,
Depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlık çeken
kişiler,
Kişilik bozuklukları olanlar,
Zayıflığı ve inceliği vurgulayan sosyal eğilim ve moda
trendlerine karşı duyarlı olmak,
Anoreksiya nervosa ne şikayete neden olur?
Hastalık sinsi seyirlidir. Hasta ideal kilosunun % 85 i ve
altına inmesine rağmen kendini halen aşırı kilolu görür ve bu
amaçla diyet ve egzersiz yapar. Hastada görülen bulgu ve
şikayetler:
Kilo kaybı,
Kalorili, yağlı gıdalardan korku derecesinde çekinme,
Kilo kaybına rağmen diyet yapma,
Kilo almaktan aşırı korkmak,
Aksi yöndeki bütün bulgulara rağmen vücut algısında
bozukluk, kendini
dismorphia),
kilolu
olarak
görme
(
body
Aşırı egzersiz yapmak,
Vücut kilosu ve şekli konusunda algı bozukluğu, kendini
şişman ve kilolu algılamak,
El ve ayaklarda üşüme,
Yiyeceklerden tiksinti duymak,
Saç dökülmesi, vücutta kıllanma,
Aşırı halsizlik, yorgunluk, bayılma atakları,
Kabızlık,
Depresyon ve / veya anksiyete,
Çarpıntı en sık görülen şikayetlerdir.
Tedavi edilmeyen anoreksiya nervosa ciddi yan etkilere yol
açar özellikle adet kesilmesi ( amenore ), kemik erimesi (
osteoporoz ), ve kalpte ritim bozuklukları ( aritmi ) sık
görülür. Kardiyak problemler ölüme neden olabilir.
Anoreksiya nervosa teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları ile teşhis koymak
mümkündür. Muayene ve laboratuar testleri ile kesin teşhis
konur. Muayenede aşağıdaki bulgular dikkat çeker:
Vücut yağ dokusunun kaybı,
Kas dokusunda azalma,
Kalp ritim bozuklukları ve kalp ritminde yavaşlama,
Tansiyon düşüklüğü,
Ayağa kaktığnda tansiyonda belirgin düşme,
Kemik yoğunluğuna azalma,
Yavaşlamış metabolizma belirtileri en göze batan
bulgulardır.
Anoreksiya nervosa tedavisi:
Anoreksiya tedavisi hastayı sağlıklı olabileceği kilosuna
getirmek ve orada tutmaktır. Hastanın sağlıklı olabileceği
kilo ideal kilosunun % 85 i dir. Bu amaçla hastanın aldığı
kalori miktarı azar azar artırılır. Bu amaca aşağıdaki gibi
bir dizi girişim ile ulaşılmaya çalışılır.
A- Nutrisyonel konsültasyon ( diyetisyen konsültasyonu):
Diyetisyen sağlıklı beslenmenin bileşenleri hakkında bilgi
verir. Ulaşılmak istenen kilo hedefleri konusunda yardımcı
olur. Bu hedefe ulaşmada beslenme öğeleri ve öğünler konusunda
pratik yaklaşımlar çizer.
B- Kognitif davranış psikolojisi tedavisi:
Davranış psikolojisi tedavisi sağlıklı ve realistik vücut
algısı sağlamaya yardımcı olur. Hastanın kendi vücudu, diyet
ve egzersiz konusunda yeni bakış açısı geliştirmesini
sağlamaya çalışır.
C- Birebir tedavi: kişilerin endişeleri ve algıları ile başa
çıkmasına yardımcı olmak için yapılan psikoterapidir.
D- Aile tedavisi: yeme bozukluklarının atında büyük oranda
aile bulunmaktadır. Birçok anoreksiya hastası aile tedavisi
olmadan davranışını düzetemez. Bu nedenle ailenin tamamen
tedaviye alınması gerekebilir. Ailenin ısrarcı davranışı,
aşırı koruyucu davranışı, aile içi çelişki ve çatışmalar
dindirilmeden hastanın tedavisi çoğu zaman başarısız olur.
Anoreksiya nervosa hastalarının aileleri bu hastalığın
sebebini, seyrini, aile davranışının bu hastalıktaki yerine ve
tedavisini anlamalıdır.
E- Antidepresan tedavi: Antidepresan ilaçların tek başına
kullanımı pek bir sonuç vermez. Ancak bazı durumlarda
anoreksiya hastaları psikoterapi ile birlikte antidepresan
ilaç tedavisinden çok fayda görürler. Özellikle selektif
serotonin geri alım inhibitörü antidepresan ilaçlar
kullanılır.
F- Kemik erimesi ve metabolik takviye: özellikle kemik
erimelerini durdurmak amacıyla tedaviye kalsiyum ve mineraller
eklenmeli, hormon eksiklikleri takviye edilmelidir.
G- Hastaneye yatma:
a. Eğer ideal vücut kilosunun % 25 ila % 30 u kaybedildi
ise,
b. Ciddi kalp rahatsızlıkları ve ritim bozuklukları varsa,
c. Ciddi fiziksel hastalık bulguları varsa,
d. Ciddi psikolojik rahatsızlık bulguları varsa hasta
hastaneye yatırılmalıdır.
Anoreksiya nervosa erken teşhis ve tedavisi başarılı sonuçlar
vermektedir. Geç kalınan vakalar ciddi komplikasyonlara ve
ölüme neden olabilir. anoreksiya nervosa dan bilinen bir
korunma yolu yoktur.
Referanslar:
1. National Association of Anorexia Nervosa and Associated
Disorders
http://www.anad.org/
2. National Eating Disorders Association
http://www.nationaleatingdisorders.org/
3. Canadian Mental Health Association
http://www.ontario.cmha.ca/
4. National Eating Disorder Information Center
http://www.nedic.ca/
5. Anorexia nervosa. National Eating Disorders Association
website.
Available
at:
http://www.nationaleatingdisorders.org/p.asp?WebPage_ID=286 .
Accessed June 19, 2008.
6. Anorexia nervosa. National Women’s Health Information
Center
website.
Available
at:
http://www.womenshealth.gov/faq/easyread/anorexia-etr.htm
.
Accessed June 19, 2008.
7. Beers MH, Fletcher AJ, et al. The Merck Manual of Medical
Information—Home Edition . 2nd ed. Whitehouse Station, NJ:
Simon and Schuster, Inc; 2003.
8. Casper RC. How useful are pharmacological treatments in
eating disorders? Psychopharmacol Bulletin . 2002;36:88-104.
9. Ferri F, ed. Ferri’s Clinical Advisor 2010. Philadelphia,
PA: Mosby Elsevier; 2009.
10. Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Textbook of Internal
Medicine. 23rd ed. Philadelphia, PA: Saunders; 2008.
11. Jacobson JL, Jacobson AM. Psychiatric Secrets. 2nd ed.
Philadelphia, PA: Hanley & Belfus; 2001.
12. Lenders JW, Eisenhofer G, Mannelli M, et al.
Phaeochromocytoma. Lancet . 2005;20-26,665-675.
13. Lock J, le Grange D, Dare C, et al. Treatment Manual for
Anorexia Nervosa . New York, NY: Guilford Press; 2000.
14. Noble J, Green H. Textbook of Primary Care Medicine. 3rd
ed. St. Louis, MO: Mosby; 1996.
15. Rakel R. Textbook of Family Medicine. 7th ed.
Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2007.
16. Rakel RE, Bope ET, Conn H. Conn’s Current Therapy.
Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009.
17. Stern TA. Massachusetts General Hospital Comprehensive
Clinical Psychiatry. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2008.
AMİLOİDOZ
Amiloid; Primer Amiloidoz; Sekonder Amiloidoz;
Herediter Amiloidoz
Amiloidoz nadir görülen bir gurup hastalığın sonucudur.
Amiloid adı verilen protein in dokularda birikmesi ve
metabolizmayı bozmasıdır. Amiloid proteini vücut dokuları ve
organları tarafından üretilir ancak atılamaz ve dokularda
birikerek dokuların fonksiyonunu bozar. Üç tip amiloidoz
vardır:
Primer amiloidoz: akciğer, kalp, deri, dil, tiroid
bezi, iç organlar, karaciğer, böbrek ve damarlarda
birikir,
Sekonder amiloidoz: dalak, böbrek, karaciğer, böbrek
üstü bezleri ve lenf bezlerinde birikir,
Herediter amiloidoz: sinirler, kalp, kan damarları ve
böbreklerde birikir.
Amiloid birikmesi doku ve organların çalışmasını bozar.
Amiloid birikmesine sebep olan hastalıklar ise
amiloidozun tipine göre değişir:
Primer amiloidoz: biriken amiloid proteini antikor
parçalarıdır ve kemik iliğini ilgilendiren hastalıkların
sonucu olarak ortaya çıkar. ( örneğin Multipl Myeloma
hastalığı gibi),
Sekonder amiloidoz: kronik iltihabi hastalıklar ve
romatizma gibi kronik İnflamatuar hastalıkların
sonucunda ortaya çıkar,
Herediter amiloidoz: amiloid gen mutasyonu sonucu
ortaya çıkar, aileseldir.
Amiloidoz kimlerde görülür?
Primer amiloidoz:
Erkeklerde daha sık görülür,
40 yaş üstünde görülür,
En sık Multipl Myeloma gibi kemik iliğini
ilgilendiren hastalıklarda görülür.
Sekonder amiloidoz:
Erkeklerde daha sık görülür,
40 yaş üstünde görülür,
Kronik iltihabi hastalıklar ve romatizmal
hastalıklarda ortaya çıkar, en sık;
Tüberküloz,
Romatoid artrit,
Osteomyelit,
Akdeniz ateşi,
Hemodiyaliz hastaları,
Aile öyküsü bulunabilir,
Herediter amiloidoz:
Etnik özellik taşır: Portekizli, İsveçli, Japon
vb.
Akdeniz ateşi olanlarda görülür.
Amiloidoz ne şikayete neden olur?
Amiloid biriktiği dokuya göre şikayete sebep olur. Böbrek te
birikim böbrek yetmezliğine yol açar, kalpte birikim kalp
yetmezliğine yol açar ancak tüm amiloidoz formlarının ortak
şikayetleri ise:
Halsizlik,
Kilo kaybı,
Karaciğerde büyüme,
Dalakta büyüme,
Kalp yetmezliği dir.
Hastalığın ilerlemesi ve organ tutulumları bu şikayetlerin
üstüne eklenir.
Böbrekte birikim böbrek yetmezliğine,
Ciltte birikim kolay zedelenme, purpura tarzında
döküntüye,
Lenfatik sistemde birikmesi lenf bezlerinin büyümesi ve
lenf ödeme,
Endokrin sistemde birikmesi tiroid bezinin ve böbrek
üstü bezinin büyümesine,
Sindirim sisteminde birikmesi
Yutma güçlüğü,
Dilde büyüme,
Karaciğer büyümesi,
İshal,
Barsak tıkanıklıkları,
Beslenme bozukluğu,
Renksiz açık renkli dışkılamaya neden olur.
Nörolojik sistemde birikmesi:
Demans,
El ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma, güçsüzlük,
El bileği sinirlerinin şişmesi ve Karpal Tunel
sendromuna yol açar,
Kalp damar sisteminde birikmesi:
Dokularda sıvı birikmesi ve ödeme,
Kalp ritminin bozulmasına ( aritmi),
Kalp büyümesine,
Kalp yetmezliğine,
Ani ölüme,
Solunum sıkıntısına neden olur.
Amiloidoz teşhisi nasıl konur?
Amiloidoz teşhisi koymak zordur çünkü bu şikayetler çok uzun
zaman içinde gelişir. Son dönemde ise amiloidoz teşhis edilse
de tedavi şansı çok azalır. Bu nedenle erken teşhis önemlidir.
Hastanın şikayetleri teşhis koymaya yardımcı olur. Amiloidoz
düşünülen hastada aşağıdaki testler yapılır:
Böbrek fonksiyon testleri: erken dönemde amiloidoz
teşhisi için en önemli testtir. İdrarda fazla protein
çıkması amiloidoz düşündürür.
Protein elektroforezi: fazla protein ve bunun
kaynağının tespit edilmesinde çok önemli bir testtir.
Biyopsi: doku biyopsisi teşhise yardımcı olur,
EKG: kalp elektrosu kalp yetmezliği ve ritm bozukluğunu
gösterir, sebebini göstermez,
Ekokardiyografi: kalp detayını görüntülü olarak
gösterir. Amiloidoz düşündürecek bulguların tespitinde
önemlidir.
Amiloidoz tedavisi:
Amiloidoz un kesin tedavisi yoktur. Amaç altta yatan
hastalığın tespiti ve tedavisidir. Altta yatan hastalığın
tedavisi ile amiloidoz ilerlemesi durdurulur.
Kemoterapi: kemoterapi ile amiloidin üretimi ve birikimi
kontrol altına alınmaya çalışılır: Sekonder amiloidozda
agresif tedaviler ile altta yatan İnflamatuar hastalıklar
durdurulmaya çalışılır.
Kök hücre tedavisi: hasta olan hücrelerin yerine kök hücre
yerleştirmek Primer ve herediter amiloidoz tedavisinde
kullanılmaktadır.
Organ transplantasyonu: amiloidoz nedeni ile fonksiyonu
bozulan organ yerine sağlan organ naklidir. Özellikle böbrek
amiloidozu sonucu gelişen böbrek yetmezliğinin tedavisinde
böbrek nakli tek çözümdür.
Splenektomi: dalağın alınmasıdır. Amiloid madde üretimini
azaltmak amacıyla dalağın alınmasıdır. Primer ve sekonder
amiloidoz tedavisinde yapılabilir.
Tüm amiloid formları için kullanılan ortak ilaçlar ise :
Diüretikler: fazla suyu atmak amacıyla kullanılır,
Steroid ilaçlar: amiloid üretimini azaltmak için
kullanılır,
Diyet değişiklikleri: organ tutulumuna göre diyet
ayarlaması yapılmalıdır,
Ağrı kesici ilaçlar gerektiği zaman kullanılmalıdır.
AMİLOİDOZ HİÇBİR SEBEBE BAĞLI OLMADAN YADA BİRÇOK HASTALIĞIN
SONUCU OLARAK ORTAYA ÇIKABİLİR. BİRÇOK ORGANIN FONKSİYONUNU VE
ÇALIŞMASINI BOZARAK ÖLÜME YOL AÇAR. ERKEN TEŞHİS AMİLOİDOZU
DURDURMANIN EN ETKİLİ YOLUDUR.
Referanslar:
1. Amyloidosis Support Groups
http://www.amyloidosissupport.com/
2. Amyloidosis Support Network
http://www.amyloidosis.org/
3. Canadian Organization for Rare Disorders
http://www.raredisorders.ca/
4. The Kidney Foundation of Canada
http://www.kidney.ab.ca/
5. Amyloidosis. Amyloidosis Support Network. Available at:
http://www.amyloidosis.org/ .
6. Dambro MR. Griffith’s 5-Minute Clinical Consult.
Philadelphia, PA: Lippincott Williams & Wilkins; 2001.
7. DynaMed Editorial Team. Amyloidosis. EBSCO DynaMed website.
Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php .
Updated October 11, 2010.
8. Mayo Clinic. Amyloidosis. Mayo Clinic website. Available
at: http://www.mayoclinic.com/health/amyloidosis/DS00431 .
Updated July 8, 2010.
9. Merlini G, Bellotti V. Molecular mechanisms of amyloidosis.
N Engl J Med. 2003; 349:583.
10. Special subjects amyloidosis. Merck Manual website.
Available
at:
http://www.mercksource.com/pp/us/cns/cns_merckmanual_frameset.
jsp .
11. Westermark P, Benson MD, Buxbaum JN, et al. Amyloid:
toward terminology clarification. Report from the Nomenclature
Committee of the International Society of Amyloidosis. Amyloid
2005; 12:1
ALZHEİMER
Alzheimer Hastalığı; Azheimer’s disease; Alzheimer
demans
Alzheimer hastalığı beyin dokularını tahrip eden, hızlı
ilerleyen ve bunamaya neden olan bir hastalıktır. Hastalar
düşünme, karar verme, hatırlama kabiliyetlerini kaybederler.
Demans: beyin fonksiyonlarının azalmasıdır. Yaşlanmaya ve
birçok sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Alzheimer
hastalığı hızlı ilerleyen, hafıza düşünme ve ruhsal durumu
hızla bozan bir demans hastalığıdır.
Hafıza kapasitesinin bozulması, konuşma güçlüğü, karar verme
zorluğu, muhakeme ve kişilik bozulması hastalığın en çarpıcı
özellikleridir.
Alzheimer hastalığının sebebi nedir?
Hastalığın nedeni bilinmemektedir. Genetik ve çevresel
etkilerin hastalığı başlattığı düşünülmektedir. İki mekanizma
hastalıktan sorumlu tutulmaktadır.
1- Plaklar: beynin çeşitli bölgelerinde biriken amiloid
maddesine bağlı olarak ortaya çıkan plaklar,
2- Sinir yumakları (Neurofibrillary tangles ): sinirler içinde
kıvrılmış fibrirllere bağlı sinir yumaklarının oluşması
hastalıktan sorumlu tutulmaktadır.
Alzheimer Kimlerde görülür?
Ailede Alzheimer hastalığı olması önemli bir risk faktörüdür.
Kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Hastalık için risk
faktörleri şunlardır:
65 yaş üstünde,
Geçirilmiş kafa travması olanlarda,
Düşük eğitim seviyeli kişilerde,
Down sendromu olanlarda,
Yakın akrabalar içinde Down sendromu olanlarda,
35 yaşından önce Down sendromlu bebeği olan kadınlarda,
Sigara içenlerde,
Ailesinde Alzheimer hastalığı olanlarda,
Birtakım protein genlerinde anormallik olan kişilerde,
Depresyon hastalarında,
Homosistein miktarı yüksek olan kişilerde,
Kalp hastalarında,
Uzun süre yüksek
tansiyonu
olanlarda
görülmektedir. Ayrıca hastalığın:
Çocuklukta vitamin eksikliği
ve
daha
sık
beslenme
bozukluğu çekenlerde,
Kanda metal miktarı yüksek olanlarda ( demir,
kurşun, çinko, alüminyum ve demir),
Bazı virüs enfeksiyonlardan sonra,
Diyabet hastalarında ve
Yüksek kolesterol hastalarında daha sık görüldüğü
tespit edilmiştir.
Alzheimer belirtileri:
Hastalık başlangıçta hafif hatırlama güçlükleri, karar verme
zorlukları ile başlar. Hasta kelime bulmakta ve bazı şeyleri
hatırlamakta güçlük çeker. Daha sonra şikayetler derinleşerek
ilerler. Hastalık 3 bölümde incelenir:
• Erken dönem Alzheimer hastalığı: hafıza ve bilinç
bulanıklıkları olur, ancak kendi işini görecek kadar
bilinçlidir.
• Orta dönem Alzheimer hastalığı: hafıza kayıpları ile
birlikte kişilik değişiklikleri görülmeye başlanır. Temel
ihtiyaçlarını ancak karşılar.
• İleri dönem Alzheimer hastalığı: hafıza ve zeka becerileri
büyük oranda bozulur. Kişi kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz.
Bakıma muhtaç haldedir.
Alzheimer gelişiminde en sık görülen belirtiler:
Hatırlama güçlüğü;
Tanıdık yerleri hatırlamakta güçlük çeker,
Aile ve arkadaş isimlerini hatırlamakta güçlük
çeker,
Her gün kullanılan eşyaların isimlerini, ne işe
yaradıklarını unutur,
Basit matematik işlemlerini yapamaz,
Günlük işlerini yaparken aksamaya başlar,
giyinme, soyunma, pişirme, banyo yapma gibi.
Bir konuya konsantre olamaz,
Konuşurken kelimeleri unutur, konuşması zorlaşır ve bu
bazen konuşmayı tamamen imkansız hale getirebilir.
Günü, zamanı hatta mevsimi unutabilir,
Tanıdık bir ortamda bile kaybolabilir,
Ruhsal durumu dalgalanır, kısa sürede kişiliği
değişebilir,
Günlük olağan etkinliklere karşı ilgisini kaybeder,
içine kapanır,
Yavaş ve düşecekmiş gibi yürür, ayağını sürümeye
başlar,
Koordinasyonunu kaybeder, amaçlı hareketleri
tamamlamakta güçlük çeker.
Alzheimer hastalığının teşhisi:
Hastalığın teşhisinde kesin bir test yoktur. Şikayetler ve
klinik muayene ile teşhis konur. Teşhise yardımcı olmak
amacıyla aşağıdaki incelemeler yapılır:
•
•
•
•
•
•
Psikolojik ve mental testler,
CT tomografi,
MRI
EEG beyin elektrosu,
Kan testleri,
PET scan
Alzheimer tedavisi:
Hastalığın tamamen tedavisi mümkün değildir. Tedavi ile
hastalığın yavaşlatılması da pek mümkün olamamaktadır. Tedavi
ile hastalığın şikayetleri yavaşlatılmaya çalışılmaktadır.
Alzheimer
hastaları
değişiklikleri:
için
hayat
tarzı
Hastanın bulunduğu ortamı daha uygun hale getirmek gerekir.
Günlük bakım için gerekli ortamı kolaylaştırmak,
Hastanın takılıp düşeceği engelleri ve basamakları
ortadan kaldırmak,
Kendi ihtiyaçlarını daha kolay karşılamasını sağlamak,
kıyafetlerini bu açıdan düzenlemek,
Sakin sessiz ve güvenilir bir ortam yaratmak,
Yardıma kolay ulaşabilmesini sağlamak,
Uygun görme, işitme, yürüme araçları sağlamak,
Kolay görebileceği saat, takvim ve yazı tahtası koymak,
Sakinleştirici müzikler
Hafif egzersiz programı
Yakın akraba ve eş,
bırakmamak yapılabilecek
sağlamak,
sunmak,
dost ziyaretleri ile yalnız
en önemli değişikliklerdir.
Alzheimer hastalarında depresyon, anksiyete, endişe, paranoya,
hallüsinasyon lar ve konfüzyon sık görülen psikiyatrik
şikayetlerdir. Hastanın bu açıdan en uygun psikiyatrik tedavi
alması sağlanmalıdır, hastalar bu açıdan tedavisiz
bırakılmamalıdır.
Referanslar:
1- Alzheimer’s Association
http://www.alz.org/
2- Alzheimer’s Disease Education and Referral Center
http://www.alzheimers.org/
3- Alzheimer Society
http://www.alzheimer.ca/
4- Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index-eng.php/
5- Alzheimer’s disease. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated October
2009.
6- Alzheimer’s disease medications fact sheet. National
Institute
on
Aging
website.
Available
at:
http://www.nia.nih.gov/Alzheimers/Publications/medicationsfs.h
tm . Updated September 2009.
7- Alzheimer’s disease and non-Alzheimer’s dementia. EBSCO
Natural and Alternative Treatments website. Available at:
http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=114
. Updated September 2009.
8- American Academy of Neurology website. Available at:
http://www.aan.com/professionals/ .
9- Carillo MC, Blackwell A, Hampel H, et al. Early risk
assessment for Alzheimer’s disease. Alzheimers Dement .
2009;5(2):182-196.
10- Dementia. EBSCO Health Library website. Available at:
http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81 .
Updated November 2009.
11- Deweerdt S. Prevention: activity is the best medicine.
Nature . 2011;475:S16-S17.
12- Goetz CG. Textbook of Clinical Neurology . Philadelphia,
PA: WB Saunders Company; 1999.
13- Green RC, Cupples LA, Go R, et al. Risk of dementia among
white and African-American relatives of patients with
Alzheimer disease. JAMA . 2002;287:329-336.
14- Hampel H, Frank R, Broich K, et al. Biomarkers for
Alzheimer’s disease: academic, industry and regulatory
perspectives. Nat Rev Drug Discov . 2010;9:560-574.
15- Hayden KM, Welsh-Bohmer KA. Epidemiology of cognitive
aging and Alzheimer’s disease: contributions of the Cache
County Utah study of memory, health, and aging. Curr Top Behav
Neurosci . 2011 Aug 2.
16- Kasper DL, Braunwald E, Fauci AS, et al. Harrison’s
Principles of Internal Medicine . 16th ed. New York, NY: The
McGraw-Hill Companies; 2005.
17- Neugroschl J, Sano M. An update on treatment and
prevention strategies for Alzheimer’s disease. Curr Neurol
Neurosci Rep . 2009;9:368-376.
18- Rakel RE, Bope ET. Conn’s Current Therapy . 53rd ed.
Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2001.
19- Rowland LP, Merritt HH. Alzheimer’s disease and related
dementias. Merritt’s Neurology . Philadelphia, PA: Lippincott
Williams and Wilkins; 2000: chap 106.
20- 1/8/2010 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Snitz BE,
O’Meara ES, Carlson MC, et al. Ginkgo biloba for preventing
cognitive decline in older adults: a randomized trial. JAMA .
2009;302:2663-2670
AİLEVİ AKDENİZ ATEŞİ
FMF; Paroksismal Poliserözit; Periyodik Peritonit;
Periyodik Hastalık; Periyodik Ateş.
Ailevi Akdeniz ateşi aralıklı ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı
ve eklem ağrıları ile seyreden genetik hastalıktır. Hastalık
karın, göğüs ve eklem zarlarında iltihaplanma, ağrı, şişme ve
ateşe neden olur. Genetik bir hastalıktır, aileden geçer,
sonradan olmaz. Genetik bozukluk MEFV geninde ortaya çıkar bu
gen iltihaplardan sorumlu olan proteinin kodlayan gendir.
Hastalık kimlerde görülür?
FMF hastalığı genetik bir hastalıktır, daha çok Akdeniz
kökenli insanlarda görülür. Özellikle Askenaz olmayan
Musevilerde, Ermenilerde, Yunanlılarda ve Türklerde görülür.
FMF ne şikayete sebep olur?
Hastalık genellikle 5 ila 15 yaş arasında belirti vermeye
başlar. Karın içini, göğüs iç duvarını ve eklemleri kaplayan
zarlarda iltihaplanma (serözit ) ve ateş ortaya çıkar. Ataklar
2-3 saat içinde başlar ve 4 gün içinde azalarak kaybolur.
Atakların her biri aynı olmaz, kimi zaman karın ağrılı kimi
zaman eklem ağrılı vb. olabilir. En sık görülen şikayetler:
Karın ağrısı, hastaların %95 inde karın ağrılı ataklar
görülür, çok şiddetli karın ağrısı görülür ve apandisit
ile karışır. Birçok hasta bu nedenle gereksiz ameliyat
olmuştur.
Göğüs ağrısı, çok şiddetli keskin bir ağrı olur ve
nefes alınca artar, hasta yatağından kalkamaz,
Ateş, üşüme, titreme, ateş atakları olur, özellikle
çocuklarda başlangıçta ateş dışında belirti olmaz,
Eklem ağrısı, şişme ve kızarıklık olabilir, kalça diz
eklemi gibi büyük eklemlerde olur. Bir eklemde başlar.
Nadiren testisleri kaplayan zarların iltihabı olur.
Testislerde kızarıklık ateş ve şişme olur. Testis
torsiyonu ve iltihapları şile karışır.
Deri lezyonları: 5 ila 20 cm çapında kırmızı kabarık
lezyonlar görülür.
Hastalar ataklar arasında gayet iyidir. Çocuklarda ataklar
sırasında sadece ateş olabilir, 2- 3 yıl içinde ateşler klasik
FMF krizleri haline döner. Ataklar sırasında bol miktarda
amiloid protein üretilir ve bu birikerek amiloidoz’a neden
olur.
FMF nasıl teşhis edilir?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhis e yardımcı
olur. Teşhis laboratuar incelemeleri ile konur. FMF düşünülen
hastaya aşağıdaki testler yapılır:
Tam kan sayımı,
C-Reaktif Protein,
Eritrosit Sedimantasyon Hızı,
Lökosit sayımı,
İdrar tahlili ( idrarda kan ve protein görülür),
Fibrinojen yüksek bulunur.
Ailevi Akdeniz Ateşi krizleri sırasında iltihabi reaksiyonları
gösteren bu testler yüksek bulunur. Bu şikayetlere neden
olabilecek diğer hastalıklar elenmeye çalışılır. Şikayetler ve
klinik görünüm Ailevi Akdeniz Ateşi ne uyuyor ise genetik
mutasyon analizi yapılır.
FMF genetik mutasyon analizi testi: büyük doğrulukla
Ailevi Akdeniz Ateşi teşhisi koyduran en önemli genetik
testtir.
FMF Tedavisi:
Ailevi Akdeniz Ateşi tedavisinde amaç atakları bastırmak ve
şikayetleri kontrol altına almaktır. Kolsişin adlı ilaç hem
zarlardaki iltihaplanmayı azaltarak akut atakları bastırır hem
de sürekli alınır ise atak sayısını anlamlı derecede azaltır.
FMF hastalığının en büyük tehlikesi ataklar sırasında bol
miktarda üretilen Amiloid proteini’ nin birkmesi sonucu ortaya
çıkan amiloidoz dur. Kolsişin atakları azaltarak amiloid
birikmesini ve amiloidozu da önlemektedir.
Hastalığın tedavisinde kalıcı bir reçete yoktur. Önemli olan
atakların sayısını ve şiddetini azaltmaya çalışmaktır.
Referanslar:
1. Gershoni-Baruch R, Brik R, Shinawi M, Livneh A. The
differential contribution of MEFV mutant alleles to the
clinical profile of familial Mediterranean fever. Eur J Hum
Genet. Feb 2002;10(2):145-9. [Medline]. [Full Text].
2. Tomiyama N, Higashiuesato Y, Oda T, et al. MEFV mutation
analysis of familial Mediterranean fever in Japan. Clin Exp
Rheumatol. Jan-Feb 2008;26(1):13-7. [Medline].
3. Kim S, Ikusaka M, Mikasa G, et al. Clinical study of 7
cases of familial Mediterranean fever with MEFV gene mutation.
Intern Med. 2007;46(5):221-5. [Medline]. [Full Text].
4. Lidar M, Livneh A. Familial Mediterranean fever: clinical,
molecular and management advancements. Neth J Med. Oct
2007;65(9):318-24. [Medline]. [Full Text].
5. Lidar M, Kedem R, Langevitz P, et al. Intravenous
colchicine for treatment of patients with familial
Mediterranean fever unresponsive to oral colchicine. J
Rheumatol. Dec 2003;30(12):2620-3. [Medline].
6. Mor A, Pillinger MH, Kishimoto M, et al. Familial
Mediterranean fever successfully treated with etanercept. J
Clin Rheumatol. Feb 2007;13(1):38-40. [Medline].
7. Roldan R, Ruiz AM, Miranda MD, et al. Anakinra: new
therapeutic approach in children with Familial Mediterranean
Fever resistant to colchicine. Joint Bone Spine. Jul
2008;75(4):504-5. [Medline].
8. Tunca M, Akar S, Soyturk M, et al. The effect of interferon
alpha administration on acute attacks of familial
Mediterranean fever: A double-blind, placebo-controlled trial.
Clin Exp Rheumatol. Jul-Aug 2004;22(4 Suppl 34):S37-40.
[Medline].
9. Tweezer-Zaks N, Rabinovich E, Lidar M, et al. Interferonalpha as a treatment modality for colchicine- resistant
familial
Mediterranean
fever.
J
Rheumatol.
Jul
2008;35(7):1362-5.
ASTIM
Astım; Asthma; Asthma Bronchiale;
Astım solunum yollarının alerjik hastalığıdır. Hırıltılı
solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, öksürük, çabuk
yorulma şikayetleri ile seyreder.
Sebebi ve risk faktörleri:
Astım solunum yollarının iltihabi reaksiyonudur. Alerjiye,
irritasyona, ilaca, kimyasal maddelere, dumana bağlı olabilir.
astım sırasında bronşlarda kasılma, şişme, ödem, mukus
birikmesi ve daralma olur.
En sık rastlanan astım sebepleri:
Ev tozu,
Hayvan tüyleri,
Hava değişimi ( en sık soğuk hava ),
Kirli hava,
Eğersiz,
Küf,
Polen,
Solunun sisteminin iltihabi hastalıkları ve soğuk
algınlığı, grip vb.
Aşırı stres,
Sigara dumanıdır.
Hassas kişilerde aspirin astım ataklarını başlatabilir. Astım
hastalarının çoğunda genetik yatkınlık vardır. Ailede
genellikle egzama, saman nezlesi, gıda alerjisi vb. alerjik
hastalar görülür.
Astım atakları:
Astım hastalığı ataklar şeklinde seyreder. Atakların süresi ve
şiddeti kişiden kişiye değişir. Ataklar dakikalar boyunca kısa
süreli yada günler boyunca uzun süreli olabilir. Bazı ataklar
çok şiddetli ve boğulmaya gidecek derecede tehlikeli olabilir.
Bazı hastalarda ise ataklar solunun sıkıntısı nefes darlığı
atakları şeklinde seyreder.
Astım şikayetleri:
Öksürük ( genellikle kuru öksürük olur),
Nefes darlığı, sık nefes alma, çabuk yorulma,
Hırıltılı solunum,
Ani başlar,
Gece ve sabaha karşı şiddetlenir,
Soğuk havada artar, kötüleşir,
Egzersiz ile kötüleşir,
Kendi kendine düzelir,
Bronş açıcılar ile düzelir,
Astım krizi sırasında aşağıdaki durumlar acil durum
varlığını gösterir
Yüz ve dudaklarda mavi mor renk
Şuur bulanıklığı, sersemlik hali başlaması,
Aşırı zorlu solunum,
Nabzın çok yüksek olması,
Nefes darlığı ile birlikte panik hali,
Terleme.
Ciddi astım ataklarında hastane bakımı gerekir.
Astım alerji testleri:
Alerji testleri astım sebebini ortaya koymak için yapılır. En
sık karşılaşılan alerji sebepleri solunum alerji paneli adı
altında beraber çalışılır. En sık görülen alerjik astım
sebepleri:
Ev tozu ve mite alerjisi,
Hayvan tüyü alerjisi,
Küf alerjisi,
Polen alerjisidir.
En sık görülen solunum irritan maddeleri ise :
Sigara dumanı,
Kirli hava,
Egzoz ve baca dumanıdır.
Astımın şiddetini ölçmek için doktorlar aşağıdaki testleri
değerlendirirler
Arter kan gazı,
Akciğer filmi,
Kan eozinofil sayısı
Kanda IgE miktarı,
Akciğer fonksiyon testleri
Astım tedavisi:
Astım tedavisinin bir amacı alerjen ve astımı başlatan
maddeden kaçınmak diğeri de astım ataklarını ilaçlar ile
kontrol altına almaktır. Astım tedavisinde temel olarak iki
ilaç kullanılır:
Astım ataklarını önleyen ilaçlar,
Astım ataklarını tedavi eden ilaçlar.
Astım kontrol ilaçları atakları engellemeye çalışan ve her gün
alınması gereken ilaçlardır. Bu amaçla en çok kullanılan
ilaçlar
İhalen steroidler, bronşlarda iltihap ve ödemi önler,
Beta agonist ilaçlar (astım şikayetlerinin başlamasını
engeller),
Lökotrien inhibitörleri,
Omalizumab,
Kromolin sodyum,
Aminofilin, teofilin dir.
Astım ataklarını tedavi amacıyla
Bronş açıcı ilaçlar,
Steroid ilaçlar kullanılır.
Astımın kalıcı tedavisi yoktur. Ancak tedavi ile uzun süreli
şikayetsiz dönemler sağlanabilir. İyi bir tedavi ile astım
hastaları hayatlarını normal şekilde yaşarlar.
Astımın yan etkileri
Astımın yan etkileri bazen çok ağır ve şiddetli olur.
Egzersiz kapasitesinde azalma, çabuk yorulma, gece
şikayetlerine bağlı uykusuzluk ve uyku düzensizliği, uzun
süren öksürük, sık akciğer iltihaplanması en sık görülen
komplikasyonlardır.
Aşağıdaki
durumlarda
doktorunuza
başvurmalısınız:
Normal dozda ilaçlara rağmen geçmeyen astım atağı,
Tedaviye rağmen şikayetlerin giderek artması,
Konuşurken nefes darlığı,
Aşağıdaki durumlarda acil servise başvurmalısınız:
Şuur bulanıklığı, uykuya meyil,
Ağız etrafında dudaklarda mavi mor renk, morarma,
Nefes darlığı ile birlikte panik hali,
Şiddetli göğüs ağrısı.
Astımdan korunma:
Atakları başlatan maddeden, durumdan uzak kalmak en önemli
adımdır.
Ev tozu astımlarında halı, perde, pelüş oyuncak gibi
toz barındıran eşyaların kaldırılması,
Günlük elektrikli süpürge ile temizlik, elektrikli
süpürge çalışırken hastanın ortamdan çıkarılması,
Hayvan tüyü astımlarında evde kedi köpek beslenmemesi,
beslenecek ise yaşam alanlarından özellikle yatak
odasından uzak tutulması,
Kuştüyü eşyaların kaldırılması,
Aromasız kokusuz temizlik maddelerinin kullanılması,
Evin küf üremeyecek kadar kuru olması,
Evde böcek kontrolü,
Evde sigara içilmemesi,
Tozlu ortamlardan, nemli ortamlardan, buhar
alanlarından, aşırı soğuk bölgelerden uzak durmak
astımdan korunmanın önemli adımlarıdır.
Referanslar:
1. National Asthma Education and Prevention Program Expert
Panel Report 3:Guidelines for the Diagnosis and Management of
Asthma. Rockville, MD. National Heart, Lung, and Blood
Institute, US Dept of Health and Human Services; 2007. NIH
publication 08-4051.
2. Wechsler ME. Managing asthma in primary care: putting new
guideline recommendations into context. Mayo Clin Proc.
2009;84:707-717. [PubMed]
3. Fanta CH. Asthma. N Engl J Med. 2009;360:1002-1014. [PubMed
ASKARİS
Ascaris; Ascariazis; Barsak paraziti; Helmint;
Askaris en sık görülen barsak parazitidir, ince bağırsaklarda
yerleşir ve besin emilimini bozar.
Askaris nasıl bulaşır?
Askaris ince bağırsaklarda yerleşir. Yumurtaları dışkı ile
dışarı atılır. Kanalizasyon sisteminin kötü olduğu koşullarda
sulara ve toprağa bulaşan yumurtalar gıdalar ve sular ile
diğer insanlara bulaşır. Ağızdan girdikten sonra bağırsaklara
gider. Askaris yumurtaları bağırsakta açılarak parazit ortaya
çıkar.
Askaris kimlerde görülür?
Askaris dünyanın her yerinde görülür. Özellikle kanalizasyon
sisteminin kötü olduğu, sanitasyon hijyen ve temizlik
şartlarının kötü olduğu koşullarda daha çok görülür. İnsan
dışkısı ile kirlenmiş toprak bulunan bölgelerde salgın halinde
görülür. İnsandan insana bulaşmaz. Tedaviden sonra
tekrarlayabilir.
Askaris ne şikayet yapar?
Askaris erişkin hastalarda çok şikayete neden olmaz hafif
dispepsi ve hazımsızlık dışında şikayet görülmez. Ancak
çocuklarda:
Büyüme gelişme geriliği,
Okul başarısında düşme,
İştahsızlık,
Hazımsızlık,
Gaz,
Karında şişlik,
Bulantı,
Ağızda aşırı salya ya neden olur.
Parazitin bağırsaklara yerleşmesi için akciğerlere gidip
tekrar bağırsağa gelmesi gerekir. Bu sırada öksürük atakları
ve öksürükle balgamda parazit görülmesi olabilir.
Aşırı bağırsak paraziti küçük çocuklarda bağırsak
tıkanmalarına yola açabilir. Bu çok acil ve ölümcül bir
durumdur.
Askaris nasıl teşhis edilir?
Askaris teşhisi dışkının mikroskobik incelemesi ile konur.
Dışkıda yumurta varlığı araştırılır. Tek bir seferde teşhis
koymak zordur. Dışkı incelemesi en az 3 sefer yapılmalıdır.
Bazen dışkıda parazit görülür, yada öksürük ile parazit çıkar.
Bu durumda parazitin bir kaba alınarak doktora getirilmesi
teşhis koydurur.
Askaris tedavisi:
Askaris ilaçlar ile kolayca tedavi edilebilir. Bir günlük
tedavi yeterlidir. Aile bireylerinin de testten geçirilmesi
gerekir. Şikayeti olan ancak testleri negatif olan aile
bireylerine de tedavi verilebilir.
Askaris in çok yoğun görüldüğü bölgelerde okul çağı çocukları
ve gebelere dışkılarına Askaris görülmese de tedavi
verilebilir. Buna önleyici tedavi denir.
Askaristen korunma:
Askaris den korunmak için iyi kanalizasyon ve su sistemi
kurulmalıdır. Kırsal alanlarda bu imkanların zor ulaşıldığı
bölgelerde:
İnsan dışkısı ile temastan kaçınmak,
Toprak ile temastan sonra elleri yıkamak,
Tuvaletten sonra elleri yıkamak,
Yiyeceklere dokunmadan önce elleri yıkamak,
Gıdaları uygun şekilde yıkamak, soymak ve pişirmek
gerekir.
Referanslar:
1. “eMedicine – Ascaris Lumbricoides : Article by Aaron
Laskey”.
http://www.emedicine.com/EMERG/topic840.htm.
Retrieved 2008-02-03.
2.
Ascariasis.
DynaMed
website.
Available
at:
http://www.dynamicmedical.com/dynamed.nsf?opendatabase
.
Accessed October 4, 2005.
3. Beers MH, Berkow R. The Merck Manual . 17th ed. West Point,
PA: Merck & Co;1999.
4. Weller PF, Nutman TB. Intestinal nematodes. In: Kasper DL
et al., eds. Harrisons Principles of Internal Medicine . 16th
ed. New York: McGraw-Hill; 2005:1256-1257.
1. Dridelle R. Parasites. Tales of Humanitys Most Unwelcome
Guests.
Univ.
of
California,
2010.
p.
26.
ISBN
978-0-520-25938-6.
2.
“DPDx
–
Ascariasis”.
http://www.dpd.cdc.gov/dpdx/html/Ascariasis.htm.
Retrieved
2008-02-03
ANTİBİYOTİK İSHALİ
Antibiyotik koliti, Antibiyotiğe bağlı ishal,
Clostridium difficile koliti:
Antibiyotik kullanımına bağlı olarak bağırsakta bir bakterinin
aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkan ishale antibiyotik ishali
denir. Antibiyotikler bağırsakta bulunan bakterilerin
birçoğunu öldürür, Clostridium Difficile adlı bakteri bu
durumda hızla çoğalarak iltihap yapar, kolit ve ishale neden
olur. Antibiyotik ishali kramp tarzında karın ağrılarına, bol
sulu ishale, şiddetli su ve tuz kaybına yol açar ve çok ciddi
hayatı tehdit eden tablolara yol açar.
Antibiyotik ishali neden olur?
Normalde kalın bağırsakların içi bakterilerle doludur.
Antibiyotikler bu bakterileri öldürür. İyi bakterilerin ölmesi
Clostridium Difficile gibi kötü niyetli bakterilere fırsat
sağlar ve barsak içinde iltihaplanmaya ve ishale neden
olurlar. Antibiyotik ishallerinin tedavisi güçtür.
Antibiyotik ishali kimde görülür?
Antibiyotik ishalleri antibiyotik kullanan herkes de ve her
yaşta ortaya çıkabilir.
Uzun süre antibiyotik kullanmak,
Çok çeşitli antibiyotik kullanmak,
Yaşlılık,
Dolaşım bozukluğu,
Hastanede yatıyor olmak,
Altta ciddi hastalıkların olması antibiyotik ishali
gelişme şansını arttırır.
Ayrıca
Sonda ile beslenmek,
Mide asidini azaltan ilaçlar kullanmak,
Mide barsak cerrahisi,
İltihabi bağırsak hastalıklarının bulunması (Ülseratif
kolit, Kron),
Kemoterapi,
Gebelik,
Transplantasyon cerrahisi yapılması
İmmün supressif ilaçlar kullanmak tedavi sırsında
antibiyotik gelişme şansını arttırır.
Antibiyotik ishaline bağlı şikayetler:
Antibiyotik ishalini diğer ishallerden ayırmak güçtür, ancak
tedavisi için teşhisin konması şarttır. Antibiyotik ishalleri
hastanın durumunu hızla kötüleştirebilir ve hayati tehlikelere
neden olabilirler. Hastalarda en sık:
Yumuşak dışkılama,
Sulu mukuslu dışkılama,
Karın ağrıları,
Ateş,
Bulantı kusma,
Sıvı kaybına bağlı şikayetler,
Hipotansiyon görülür.
Antibiyotik ishali nasıl teşhis edilir?
Hastanın şikayetleri ve hastalığın ortaya çıkışı teşhise
yardımcı olsada kesin teşhis dışkının incelenmesi ile konur.
Dışkı tahlili,
Dışkı kültürü,
Dışkıda C. Difficile toksin A+B incelemesi,
Kan sayımı, CRP,
Gerekirse kolonoskopi ve biyopsi tanı koydurur.
Antibiyotik ishali tedavisi:
Tedavide ilk basamak antibiyotiklerin kesilmesi ve kaybedilen
suyun ve tuzun yerine konmasıdır. Antibiyotiklerin kesilmesini
takiben ishal bir hafta içinde gerilemeye başlar.
Antibiyotik ishali her ne kadar antibiyotik kullanımı sonucu
ortaya çıkmış olsa da dirençli vakalarda tedavide
antbiyotikler kullanılır. C. Difficile bakterisini öldüren
antibiyotikler tedaviye eklenebilir.
Antibiyotik ishallerinin tedavisinde ishal kesicilerin yeri
yoktur.
Tedavide probiyotik bakteriler barsak florasının düzelmesine
yardımcı olur. Çok ciddi ve ileri vakalar da cerrahi olarak
ince barsak dışarı verilebilir.
Antibiyotik ishalinden korunma:
Antibiyotik ishalinden korunmanın en önemli adımı gereksiz
antibiyotik kullanımından kaçınmaktır. Doktor önerisi dışında
antibiyotik kullanılmamalı, dozu ve süresi ile oynanmamalıdır.
Antibiyotik ile birlikte probiyotik bakterilerin kullanılması
barsak florasının dengesine yardımcı olabilir.
Referanslar:
1. Crohn’s and Colitis Foundation of America
http://www.ccfa.org
2. National Digestive Diseases Information Clearinghouse
http://digestive.niddk.nih.gov
3. Canadian Association of Gastroenterology
http://www.cag-acg.org/default.aspx
4. Canadian Digestive Health Foundation
http://www.cdhf.ca/index.html
5. Antibiotic-associated colitis. Merck website. at:
http://www.merck.com/mmhe/sec09/ch127/ch127a.html . November
30, 2006.
6. Antibiotic-associated diarrhea. DynaMed website. at:
http://dynamed102.epnet.com/Detail.aspx?id=114443 . November
30, 2006.
7. Antibiotic-associated diarrhea. Mayo Clinic website. at:
http://www.mayoclinic.com/health/antibiotic-associated-diarrhe
a/DS00454 . November 30, 2006.
8. Clostridium difficile colitis. DynaMed website. at:
http://dynamed102.epnet.com/Detail.aspx?style=1&docid=/dynamed
/39bebcddd7cbdbe2852562be006077d5 . November 30, 2006.
9. Heinlen L, Ballard JD. Clostridium difficile infection. Am
J Med Sci . 2010 Sep;340(3):247-52.
10. Hensgens MP, Goorhuis A, Notermans DW, van Benthem BH,
Kuijper EJ. Changing epidemiology of infections in the
Netherlands in 2008/09. Ned Tijdschr Geneeskd .
2010;154:A1317.
11. Navaneethan U, Venkatesh PG, Shen B. Clostridium difficile
infection and inflammatory bowel disease: understanding the
evolving relationship. World J Gastroenterol . 2010 Oct
21;16(39):4892-904.
12. Use of gastric acid-suppressive agents and the risk of
community-acquired Clostridium difficile -associated disease.
JAMA . 2005 Dec 21;294(23):2989-95
AMENORE
Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un
Kesilmesi; Adetlerin Durması;
Genç kızlarda menstruasyon 9 ila 18 yaş arasında başlar. 12
yaş averaj yaşıdır ve birçoğu bu yaşta başlar. Adetin
olmamasına amenore denir.
Menstruasyon ( adet ) nedir?
Yani adet dönemi her ay uterusun içinin gebelik için
hazırlanıp yenilendiği dönemdir. Bu dönemde uterus içi
vajinadan dışarı atılır, 2- 5 günlük bu dönemden sonra uterus
tekrar gebelik için iç yüzeyini hazırlar. Bir ay içinde gebe
kalmaz ise iç yüzeyi eskir ve uterus tekrar menstruasyon
dönemine girerek iç yüzeyini atar ve yenisini hazırlar.
Doğurganlık çağı boyunca bu işlem devam eder ve menopoz
dönemine kadar sürer. Menopoz ile birlikte uterus artık
gebelik için hazırlanmayı bırakır ve adet dönemleri kesilir.
Amenore ne demek?:
Menstrual adetlerin kesilmesi demektir.
Primer amenore:
Yeterli olgunluğa erişemediği için adetlerin başlamamasıdır.
Normalde genç kızlarda adet 16 yaş civarında başlamaz ise buna
primer amenore denir. Bu durumda muayene ve gerekirse tedavi
yapılmalıdır. Bazı doğumsal anormallikler, kromozom
anormallikleri, hormonal bozukluklar, uterus, vajina yokluğu
ve üreme organlarının gelişemediği durumlarda adet görülmez.
Buna Primer amenore denir. Önemli ve incelenmesi gereken bir
durumdur.
Sekonder amenore:
Normal giden adetlerin kesilmesi demektir. En az 3 ve daha
fazla adet döneminin atlanması anlamına gelir. Kadınların % 2
ila 5 inde yaşamları boyunca amenore şikayeti görülür.
Sekonder amenore yani düzenli adetlerin kesilmesinin en sık
sebebi gebeliktir. Gebelik dönemi boyunca adetler kesilir. Bu
normal bir durumdur. Ancak gebe olmayan kadınlarda adetlerin
kesilmesi birçok sebebe bağlı olabilir. En sık görülen
sebepler:
Tiroid hastalıkları,
Hipofiz bezi tümörleri,
Prolaktinoma,
Ani kilo değişiklikleri,
Obezite,
Aşırı zayıflık;
Özellikle çok sıkı diyetler,
Yeme bozuklukları,
Kusma alışkanlığı ( Blumia ),
Anoreksiya,
Aşırı egzersiz programları, ( olimpiyat sporcuları,
atletler, maraton koşucuları, jimlastikciler vb: ),
Kötü ve dengesiz beslenme,
Bazı hastalıklar;
Cushing hastalığı,
Kistik fibroz,
Polikistik Over Sendromu,
Psikolojik stres ( hormonal dengesizliğe ve amenoreye
neden olur),
İlaçlar:
Depresyon ilaçları,
Kemoterapi ilaçları,
Kortizon ve
Bazı kontraseptif ( gebelik önleyici ) ilaçlar,
Uterus hasarı yapan sebepler adetlerin kesilmesine
neden olur.
Gebelik dışında
araştırılmalıdır.
üreme
döneminde
adet
kesilmesi
mutlaka
Amenore için risk faktörleri ve riskli davranışlar
nelerdir:
Tedavi edilmeyen tiroid hastalıkları,
Tedavi edilmeyen prolaktinoma hastalığı,
Yeterli kalori alınmadan yapılan diyetler,
Aşırı egzersiz,
Aşırı stres ve depresyon kadınlarda amenoreye neden
olmaktadır.
Amenore şikayetleri nelerdir:
Primer amenore 16 yaş üstü genç kızlarda adet görülmemesi
durumudur.
Sekonder amenore ise normal bir kadında en az 3 adet atlanması
durumudur. Sekonder amenorenin en büyük sebebi gebeliktir.
Gebelik dışındaki sebeplerin araştırılması gerekir.
Amenore teşhisi:
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. Amenore şikayeti ile gelen hastalara aşağıdaki
incelemelerin yapılması gerekebilir:
Gebelik testi,
Kan hormon düzeyleri;
LH ( Luteinizan Hormon),
FSH ( Follikül Stimülan Hormon),
E2 (Estradiol),
Prolaktin,
Ultrason
Kromozom testleri ( anormallik varsa ),
İdrar testi,
Progestin testi: 7 – 10 gün verilen progesteron adeti
başlatırsa amenore estrojen eksikliğindendir.
Beyin tomografisi: hipofiz tümörü araştırması için,
Amenore tedavisi:
Amenore tedavisi sebebe yönelik yapılır.
Doğumsal anormalliklere bağlı primer amenore
vakalarının bir kısmı ameliyat ile düzeltilebilir.
Hipofiz tümörlerine bağlı amenoreler, ilaç, operasyon
ve radyo terapi ile tedavi edilebilirler,
Hormon düzensizliklerine bağlı amenore ler hormon
replasmanı ve doğum kontrol hapları ile düzelebilir,
Kilo problemlerine bağlı amenore düzenli beslenme ve
kilo kontrolu ile düzelebilir,
Aşırı 3 egzersize bağlı adet kesilmeleri genellikle
aşırı egzersiz bırakılınca normale girer,
İlaçlara bağlı adet kesilmelerinin bir kısmı ilaçlar
bırakılınca düzelir,
Stres ve depresyon kaynaklı amenoreler tedavi ile
düzelirler,
Tiroid hastalıkları, Cushing ve prolaktinoma ya bağlı
amenoreler hastalık tedavi edilince düzelir.
Amenore önemli bir metabolik sinyaldir. 16 yaşında adet
görmemek ve normal bir kadında hamilelik dışında 3 ay adet
görmemek önemli ve araştırılması gereken bir durumdur.
Referanslar:
1. The American Congress of Obstetricians and Gynecologists
http://www.acog.org/publications/patient_education/
2. National Womens Health Information Center
http://www.womenshealth.gov/
3. United States National Library of Medicine
http://www.nlm.nih.gov/
4. Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index-eng.php/
5. The Society of Obstetricians and Gynaecologists of Canada
(SOGC)
http://www.sogc.org/index_e.asp/
6. Amenorrhea. Epigee Womens Health website.
Available
at:
http://www.epigee.org/menstruation/amenorrhea.html. Accessed
September 14, 2006.
7. Amenorrhea: What you should know. American Academy of
Family
Physicians
website.
Available
at:
http://familydoctor.org/885.xml. Accessed September 14, 2006.
8. Laufer, MR, Floor, AE, Parsons, KE, et al. Hormone testing
in women with adult-onset amenorrhea. Gynecol Obstet Invest .
1995; 40:200.
9. Perkins, RB, Hall, JE, Martin, KA. Neuroendocrine
abnormalities in hypothalamic amenorrhea: spectrum, stability,
and response to neurotransmitter modulation. J Clin Endocrinol
Metab . 1999; 84:1905.
10. Reindollar, RH, Novak, M, Tho, SP, McDonough, PG. Adultonset amenorrhea: a study of 262 patients. Am J Obstet Gynecol
. 1986; 155:53
AMİPLİ DİZANTERİ
Amebiyazis ve Amipli Dizanteri;
Amebiyazis kalın bağırsağın paraziter bir hastalığıdır,
amipler temiz olmayan gıdalar ve sular ile ağızdan bulaşır.
Hastalık kirli gıda ve sular ile bulaşır. Amebiyazis çocuklar
ve yaşlılar için tehlikeli olabilir. El yıkama alışkanlığı
amebiyazis
in
önlenmesinde
en
önemli
adımdır. Hastalık antibiyotikler ile tedavi edilebilen bir
hastalıktır.
Amebiyazisin etkeni nedir ?
Entamoeba histolytica adındaki tek hücreli amipdir. Bu parazit
bağırsakta kistler oluşturarak dışkı ile etrafa yayılır ve
diğer insanlara bulaşarak hastalık yapar. Amip kistleri dış
oramda sular, gıdalar ve eşyaların üzerinde uzun süre canlı
kalabilir ve insanlara bulaşır.
Amip nerelerde bulunur ?
Amip tüm dünyada bulunabilir. Özellikle temizlik koşullarının
kötü olduğu, sanitasyon ve gıda hijyenine uyulmayan, el yıkama
alışkanlığının yada imkanının düşük
amebiyazis salgınları sık görülür.
olduğu
bölgelerde
Su ve kanalizasyon altyapılarının yetersiz olması,
Yağmur suyu giderlerinin yetersiz olması,
İçme suyu havzalarına yerleşim olması amip salgınlarına
neden olur.
Amebiyaizis kimlerde görülür ?
Amebiyazis amip kistlerini yutan herkes de ortaya çıkar.
Özellikle
Hasta kişilerin çıkartıları ile kontamine olmuş su ve
gıdalar,
Atık suların içme ve kullanma suları ile karışması,
Sanitasyon koşullarına ve gıda hijyenine dikkat
edilmemesi,
Kötü hijyen koşulları,
El yıkama alışkanlığının olmaması, Amebiyazis
hastalığının salgınlar halinde görülmesine yol açar. Bu
gibi durumlarda özellikle yurtlar, huzur evleri, kreşler
gibi ortamlarda amebiyazis salgınları sık görülür.
Amebiyazis hastalığının nasıl seyreder :
Ağız yoluyla bulaşan amip kistleri bağırsakta açılarak
bağırsak duvarına yerleşmeye başlar. Hastalığın kuluçka süresi
1 ila 4 hafta arasında değişir. Amipler bağırsak duvarında
ülserler şeklinde delikler ve lezyonlar yapmaya başlarlar.
Bağırsak içindeki iltihabi reaksiyon sonucu
bol sulu, sümüklü dışkılama,
kanlı dışkılama,
karın ağrısı,
bulantı,
ateş,
halsizlik şikayetleri başlar.
Kramp tarzında karın ağrıları olur.
Karın ağrısı, kanlı ishal ve yüksek ateş ile seyreden bu
tabloya amipli dizanteri denir. Bazen amipler bağırsak
duvarını delerek kana karışır ve akciğer, beyin ve karaciğer
gibi organlarda apseler yaparlar. Amipli dizanteri ve Amip
apseleri ölümcül olabilir.
Nezaman amipten şüphelenelim?
Hastada ateş ile birlikte ishal, kanlı ishal, karın ağrısı var
ise amip den şüphelenmek gerekir.
Amebiyazis teşhisi nasıl konur ?
Hastalık dışkı tahlili yada kan testi ile teşhis edilir.
Dışkıda amip görmek kolay değildir. Tek bir dışkı örneği
teşhis için yeterli olmayabilir, birkaç gün arayla alınan 2 –
4 dışkı örneğini incelemek daha doğru sonuç verir. Amip kan
testi amipli dizanteri de ve diğer organlara sıçraması
durumunda pozitif olur. Ayrıca geçmişte amebiyazis geçiren
kişilerde de kan testi pozitif bulunur.
Amebiyazis tedavisi :
Amebiyazis tedavisinde antibiyotik kullanılır. Bu amaçla
kullanılacak birkaç çeşit antibiyotik mevcuttur ancak
antibiyotikler dışında destek tedavisi, sıvı takviyesi ve
gerekirse hastaneye yatırarak tedavi edilmelidir.
Amebiyazis nekadar yaygın bir hastalıktır?
Amebiyazis özellikle kanalizasyon sistemlerinin iyi olmadığı
ülkelerde sık görülen bir barsak parazitidir. Amebiyazis 3.
Dünya ülkelerinde oldukça yaygın görülür ve ölümcül salgınlara
neden olur. Sular ile yayılır ve salgınlar yapar. Sanitasyon
ve altyapı problemi olan şehirlerde sık görülür. Amip
kistlerinin dış ortama dayanıklı olması sularda ve dış ortamda
uzun süre canlı kalması sebebiyle kalabalık yerlerde kolayca
salgın yapar.
Amebiyazisten
nelerdir ?
korunmak
için
kişisel
önlemler
El yıkama alışkanlığı edinmek özellikle tuvaletten önce ve
tuvaletten sonra elleri yıkamak, gıdalara dokunmadan önce,
sofraya oturmadan önce, mutfağa girmeden önce ellerin uygun
şekilde yıkanması en önemli önlemdir. Ellerin yıkanamadığı
durumlarda el dezenfektanları kullanılabilir. Sanitasyon
imkanlarının az ve yetersiz olduğu durumlarda aşağıdaki
uyarılara dikkat ediniz.
Kapalı içecekler kullanın,
Buz kullanmayın,
Kaynamış soğumuş su kullanın,
Entamoeba histolytica amip kistleri düşük doz iyoda ve
klora dayanıklıdır, kimyasal su tabletlerine çok
güvenmeyin, suyunuzu kaynatın.
Pişmemiş gıda yemeyin, temiz, taze ve iyi pişirilmiş
gıdalar tüketin.
Sebzeleri sirkeli suda 10 – 15 dakika bekletin.
Meyveleri soymadan yemeyin.
Pastörize süt için.
Referanslar
1- Amebiasis. Centers for Disease Control and Prevention web
sitesi:
http://www.cdc.gov/ncidod/dpd/parasites/amebiasis/factsht_ameb
iasis.htm
2- Amebiasis (amipli dizanteri). New York State Department of
Health
web
sitesi:
http://www.health.state.ny.us/diseases/communicable/amebiasis/
fact_sheet.htm
3Amipli
dizanteri
:
http://dynamed102.epnet.com/Detail.aspx?id=116378
Download