0, so r i =

advertisement
B.E. A.
Üretim, Faiz Oranları ve Döviz Kuru
Bir ekonomide mal piyasası dengesi aşağıdaki şekliyle dengeye geldiği
varsayılmaktadır;
Y  C (Y  T )  I (Y , r )  G  IM (Y ,  ) /   X (Y ,  )
(  , )
(  , )
(  )
(  , )
*
Eğer net dış ticaret aşağıdaki gibi yazılırsa;
NX (Y ,Y ,  )  X (Y ,  )  IM (Y ,  ) / 
*
*
Ulusal mal piyasası dengesi;
Y  C (Y  T )  I (Y , r )  G  NX (Y ,Y ,  )
(  , )
(  )
  
*
formunu almaktadır. Bu denklemde tükettim (C) vergisi ödenmiş gelire ki
harcanabilir gelir ile doğru orantılıdır. Yatırımlar (I) gelir ile doğru orantılı, reel faiz
ile ters orantılıdır. Kamu harcamaları G dışsal olarak kabul edilmektedir. İthalat
gelir ve reel kur ile doğru orantılıdır. İhracat ise yabancı ülkelerin gelirleri ile doğru
orantılı, reel kur ile ters orantılıdır.
Dikkat edildiği gibi bu denklemde reel kur ve reel faiz oranı dikkatleri çekmektedir.
Reel faizde bir artış olursa yatırımlarda bir azalma ve toplam talepte bir azalma
beklenir. Eğer reel kurda bir değerlenme gerçekleşirse yabancı mallara bir yönelme
ve bu da ithalatın artmasını ve net ihracatın azalmasına neden olabilmektedir.
Eğer bir ekonomide yerel ve yurtdışı fiyat düzeyi veri ve sabit ise, nominal kurun
reel kura eşit olması beklenir.
P  P*  1, so   E
Eğer ekonomide enflasyon beklentisi sıfır ise reel faiz oranlarının nominal kurlara
eşit olması beklenir.
  0, so r  i
e
Bu varsayımlar altında toplam talep denklemi aşağıdaki şekilde tekrar yazılır:
Y  C (Y  T )  I (Y , i )  G  NX (Y ,Y , E )
(  , )
(  )
  
*
Tasarruf Oranı ve Altın Kural
Bir ekonomide toplam para talebi toplam para arzına eşit olması beklenir:
M
 YL(i )
P
Açık bir ekonomide nominal faiz oranı bu denklem vasıtasıyla hesaplana
bilinmektedir.
Faiz getirisini maksimize etmek isteyen bir finansçı yerel piyasadan mı yoksa
yabancı ülkedeki piyasadan mı tahvil alması gerektiğini aşağıdaki denkleme
bakarak karar vermeye çalışır.
E
(1  i )  (1  i ) £
E
*
t
t
t
e
I
t 1
Eşitliğin sol tarafı yerel kur ile yurtiçinden sağlanan tahvil faiz oranını
göstermektedir. Eşitliğin sağ tarafı yurtdışından beklenen faiz oranının yerel kura
çevrilmesi ile bulunmuştur. Bu iki faiz getirisi birbirlerine eşit kaldığı sürece finansçı
kayıtsız kalabilmektedir.
Yukarıdaki denklemden kuru çekersek;
1 i
E 
E
1 i
t
t
e
*
t 1
t
Bu denklemden hareketle (bir gecikme öne gidersek) bugünkü nominal kura
ulaşabiliriz;
1 i
E
E
1 i
e
*
Bu eşitlikten hareketle nominal kur; yurtiçi faiz oranına, yurtdışı faiz oranına ve
beklenen gelecek nominal kurla ilişkili olduğu varsayılmaktadır. Buna göre yurtiçi
faiz oranlarında bir artış nominal kurda bir kuvvetlenmeye, yurtdışı faiz oranlarında
bir artış reel kurda bir değer kaybına, geleceğe dönük beklenen nominal kurda bir
artış bugünkü nominal kurda bir artışa neden olabilmektedir.
Eğer ABD’de faizler artarsa ABD tahvillerine olan talebin artması beklenir. Yabancı
para birimlerinden ABD doları satın almalar arttığı için ABD Dolarının değerlenmesi
söz konusu olabilmektedir. Bu değerlenme finansçılar tarafında geçici olarak kabul
edilerek gelecek zamanda kurun tekrar eski haline dönmesini bekler. Kurlardaki
gelecekteki gerilemenin bugünkü yüksek faiz tarafından karşılanacağı genel kabul
görmektedir.
Faiz oranı ve kur arasındaki ilişki faiz paritesi ilişkisi ile açıklanmaktadır. Ne kadar
yurtiçi yüksek faiz söz konusu olur ise döviz kurunun o kadar yüksek olması
beklenir. Aşağıdaki grafikte bu ilişki gözlemlenmektedir.
Mal ve Finans Piyasalarının Birleştirilmesi
Mal piyasası:
Y  C (Y  T )  I (Y , i)  G  NX (Y ,Y , E )
*
Para Piyasası: (nominal faiz bu dengeden hesaplanmaktadır.)
M
 YL(i )
P
Öte taraftan nominal kur ile yurtiçi faiz oranı arasında aşağıda belirtildiği gibi bir
ilişki mevcuttur.
1 i
E
E
1 i
*
e
Açık bir piyasada mal ve para piyasaları;
1 i 

IS : Y  C (Y  T )  I (Y , i )  G  NX  Y ,Y ,
E 
1 i


*
e
*
LM :
M
 YL(i)
P
Faizlerdeki artışın mal piyasasında yatırımların azalmasına neden olması beklenir.
Aynı zamanda faiz oranlarındaki değişim kurlar üzerinden mal piyasasını etkilemesi
beklenmektedir. Böylelikle her iki durumda da üretimde azalışlar beklenir aşağıda
faizler, kurlar üzerinden üretim dengesi gösterilmektedir.
Açık Piyasada Maliye Politikası
Kamu harcamalarında bir artış yaşanması üretimde artışlara neden olmasına,
faizlerin artmasına ve kurun kuvvetlenmesine neden olabilmektedir. Bu ilişki
aşağıda grafikte verilmeye çalışılmıştır.
Kamu harcamaları artarsa tüketim ve kamu harcamalarının artması beklenir.
Böylelikle yatırımlarda artış beklenir. Bunun sonucunda üretimde artışlar beklenir.
Yerel para kuvvetlenir ve net ihracatın azalması beklenir.
Açık Piyasada Para Politikaları
Parasal daralma üretimde küçülmeyi beraberinde getirmesi beklenir. Böylelikle faiz
oranlarının yükselmesi beklenir. Yerel kurun kuvvetlenmesi beklenir.
Para piyasasında daralma ile LM eğrisi sola kayması beklenir.
Ülkelerin Merkez Bankaları yerel para birimleri için çeşitli kur politikaları takip
etmektedir.
Bazı ülkeler yerel para birimlerini sabit bir kur üzerinde diğer ülke para birimlerine
sabitliyebilirler. (Pegs)
Bazı ülkeler yerel para birimlerini ülkelerindeki enflasyon oranı ile kurlarını
sabitledikleri ülke enflasyonu arasındaki fark kadar yıldan yıla devalüe ederler.
Buna sürünen sabitleme (crawling pegs) denir.
Bazı ülkeler para birimlerini diğer ülkeler ile karşılıklı olarak bir bant içinde
dalgalanmaya bırakırlar. Bu sisteme Avrupa Para Sistemi güzel bir örnektir.
Bazı ülkeler ise ortak para gibi Euro ya geçebilirler.
Download