Sağlığınız için kalbinizi düşünün

advertisement
Sağlığınız için
kalbinizi düşünün:
Atriyal fibrilasyonu olan hastalarda önleyici tedbirler
Sevgili okurlar,
Bu broşürü, belki doktorunuz sizde atriyal fibrilasyon tespit ettiğinden, belki de sevdiğiniz bir
insanın bu hastalığa yakalanması nedeniyle bu
hastalık hakkında bilgi edinmek istediğiniz için
okumaya başladınız.
Bu broşürün devamında bunlar hakkında bilgi
edinebileceksiniz. Bu hastalık konusunda bir ilk
izlenim edinmenizi sağlayacak olan bu broşürün,
doktor ile hasta arasında yapılması gereken
yüz yüze görüşmenin yerine geçmeyeceğine
önemle dikkat çekeriz.
Atriyal fibrilasyon, özellikle ileri yaşlardaki insanlarda olmak üzere, en sık görülen kalp ritmi
bozukluğu (aritmi) türlerinden biri olup sıklıkla
kendini taşikardi (kalp atış hızının aşırı yükselmesi) ve nefes darlığı ile belli eder. Bu rahatsızlık
verici olsa da, genelde hayati tehlike oluşturmayan
bir durumdur.
Tabii ki internette de
www.gegen-schlaganfall.de adresinden daha
geniş bilgi edinebilirsiniz.
Atriyal fibrilasyon, inme (felç) riskini artırdığı
için tehlikelidir. Bu broşürde, doktor yardımıyla
bu riski önemli ölçüde azaltabilmeniz için
çeşitli yollar göstermek istiyoruz. Günümüzde
yararlanabileceğiniz çok iyi imkanlar vardır.
03
Atriyal fibrilasyon
Vücudun motoru: Kalp
Atriyal fibrilasyonun ortaya çıkmasını teşvik edebilecek risk faktörleri şunlardır:
• Şeker hastalığı (diyabet)
• İleri yaş
• Yüksek tansiyon veya
• Kalp yetmezliği
İlk önce şunu belirtelim: Bu teşhisin konduğu bir
kişi olarak yalnız değilsiniz. Almanya‘da bir mil­
yonun üstünde insanda atriyal fibrilasyon vardır.
Yakalanma ihtimali yaş ilerledikçe gitgide yükselen atriyal fibrilasyon, çoğunlukla ileri yaştaki
insanların mustarip olduğu bir hastalıktır.
En sık görülen şikayetler:
• Taşikardi (kalp atış hızının
aşırı yükselmesi)
• Göğüs ağrısı
• Bitkinlik
• Nefes darlığı
• Baş dönmesi
•Veya kendi kalp atışlarının
rahatsızlık verici şekilde
algılanması
Bu süreç, bir metronom gibi tempoyu belirleyen,
Vücudun motoru olan kalbe yakından
bakalım. Bu küçük enerji kaynağı günde
yaklaşık 100.000 defa atar ve organlarımıza
oksijen ve besin maddeleri sağlamak
için, tüm kan dolaşım sistemi boyunca dakikada yaklaşık 5 litre, yani
günde 7.200 litre kan pompalar.
vücudun motoru için bir buji gibi düşünebileceğiniz sinüs düğümü yoluyla kumanda edilir.
Her şey yolundaysa, düzgün bir
pompalama hareketi söz konusudur. Bu demektir ki, kalp doğal bir
ritimde çarpmaktadır.
Kalbimiz, iki kulakçık (atriyum) ve
iki kalp karıncığı (ventrikül) olmak
üzere dört boşluktan oluşmaktadır.
Kulakçıklar kasılarak kanı
karıncıklara pompalar. Bu
karıncıklar ise kanı vücudun
dolaşım sistemine gönderir.
Bu faktörler sadece atriyal fibrilasyonu teşvik etmekle kalmayıp, atriyal fibrilasyonu bulunan hastalarda inme riskini de yükseltir. Ayrıca, daha önce
inme geçirilmiş olması da atriyal fibrilasyonu olan
hastalarda tekrar inme meydana gelme riskini
artırır.
Atriyal fibrilasyon bulunan kişilerin %30’unun
hiçbir şikayet hissetmesi, bu kişilerde inme riskinin daha düşük olduğu anlamına gelmez. Bu insanlarda sadece hastalığın farkına varma
ihtimali daha düşüktür.
04
05
Atriyal fibrilasyon:
Kalp ritminin bozulması
Atriyal fibrilasyonda ise, kanın pompalanmasının
düzgün ritmi bozulmuş durumdadır. Aynı motor
teklemesindeki gibi kalp doğru ritimde çalışamaz
vaziyettedir. Sonuçta kalp artık etkin bir şekilde
çalışamaz ve içindeki kan akışında aksaklıklar
meydana gelir. Bunun sonucunda ise kan topaklanabilir ve kulakçıklarda kan pıhtıları (tromboz)
oluşabilir. Atriyal fibrilasyonun bir başka etkisi
olarak da kalp yetmezliği ortaya çıkabilir.
06
Atriyal fibrilasyonun değişik nedenleri ve tetikleyici etkenleri olabilir. Bunların en sık görülenleri
şunlardır:
• Aşırı alkol tüketimi, abartılı öğünlerin yenmesi, kafein
• Sigara içme, uyku eksikliği, duygusal stres
• Kalp kası iltihabı
• Akciğer embolisi
• Kronik akciğer hastalıkları
•Kalp kapakçığında meydana gelebilen hastalıklar
• Koroner kalp hastalıkları
• Tiroit bezindeki fonksiyon bozuklukları
• Ağır enfeksiyonlar
• Ameliyatlar
• Yüksek tansiyon
Hastaların %10‘unda ise hastalığın nedeni hiç
ortaya çıkmaz. Atriyal fibrilasyon tespit edilen
hastaların doktor tarafından tedavi edilmesi
gerekir.
Tedavinin amaçları şunlardır:
1. Şikayetleri hafifletmek
2. İnme ve kalp yetmezliği gibi komplikasyonların önüne geçmek
3. Hastayı risk faktörlerine karşı tedavi etmek veya riskini azaltmak
07
Atriyal fibrilasyondaki
risklerden biri: İnme
İnmeden
korunmanın yolları
Atriyal fibrilasyon durumunda kalbin gerektiği
gibi kan pompalayamadığını daha önce
belirtmiştik. Bu nedenle kan kalp kulakçıklarına
düzgün bir akış hareketiyle akmayıp daha kolay
topaklanabilir. Bu da kan pıhtılaşmalarına neden
olabilir (tromboz).
likeli olabilir. Pıhtıların kan dolaşımına karışarak
daha dar olan beyin damarlarının içine ulaşması
halinde damarlar tıkanarak kapanabilir. Bu durumda kan beyne artık yeterince oksijen ve besin
maddeleri veremez ve hastada inme (felç) meydana gelir.
Atriyal fibrilasyonun etkisiyle ortaya çıkabilen
hastalıkların en tehlikesi inmedir. Her 5 inme
olaylarin olusma sebebi budur. Atriyal fibrilasyonun sonucu olarak meydana gelen inmeler
normalden daha ağırdır ve daha sık ölüme yol
açar.
Bu yüzden, atriyal fibrilasyonu olan hastalarda
inmeyi önleyici tedbirlerin alınması çok önemlidir.
Kanın bu şekilde topaklanmasına cildiniz üzerinde farkına varmışsınızdır. Cilt yaralandığında
kan normalde pıhtılaşır, katılaşır ve yarayı
kapatır. Kan damarı enfeksiyonlara karşı
korunmuş olur ve iyileşme süreci başlayabilir.
Vücudun içinde ise bu tür topaklanmalar çok teh-
08
09
Kendimi nasıl koruyabilirim?
İnmeyi önleyici tedbirlere
genel bakış.
İnmelere karşı en iyi korunma, risk faktörlerini
azaltmak ve inmeye eşlik eden hastalıkları tedavi
etmektir. Atriyal fibrilasyondan ileri gelen
şikayetleri hafifletmek için bazı ilaçlardan (antiaritmik ilaçlar) ve başka tedavi biçimlerinden
yararlanılabilir. Kan pıhtılarının oluşmamasını
sağlamak için buna ek olarak pıhtılaşmayı önleyen ilaçlar da kullanılmaktadır.
Kumarin içeren ilaçlar (K vitamini antagonistleri)
K vitamini antagonistleri ile yapılan tedavide,
tabletleri düzenli almanın, yani INR (Uluslararası
Normalleştirilmiş Oran) değerinin sürekli kontrol
edilmesi gereklidir (eskiden Quick değeri kontrol
edilirdi). En iyi korumayı sağlamak için INR
değerinin 2 – 3 arası olması hedeflenir. Pıhtılaşma
bundan daha fazla engellendiğinde kanamaların
meydana gelme riski artar. Pıhtılaşma yeterince
engellenmezse ise inme riski artar.
Tıp bilimi bu alanda büyük ilerlemeler kaydetmiş
durumda. Günümüzde yeni, çok etkili ve ayrıca
kullanımı basit ve güvenli olan tedaviler vardır.
Belirli hastalarda en uygun tedavinin hangisi
olduğuna doktor ilgili hastanın görebileceği
faydayı ve maruz kalabileceği riskleri özenle
karşılaştırdıktan sonra karar verir.
10
Bunu önlemek için INR değeri düzenli olarak
kontrol edilir. K vitamini antagonistlerinin
alınmasına her insan farklı cevap verdiğinden
her hastada kendisine özgü dozajın bulunması
gerekir. Bu bakımdan, K vitamini antagonistlerinin etkisini olumlu veya olumsuz etkileyen
aşağıdaki faktörler de dikkate alınmalıdır:
• Çok sayıda ilaç kullanılması
•K vitamini oranı yüksek gıda maddelerinin
tüketilmesi, örneğin: yeşil salata, karnabahar, fasulye, brokoli, maydanoz, hindiba, Frenk salatası (Feldsalat), kıvırcık salata, mercimek,
pazı, pırasa, brüksel lahanası, kırmızı lahana,
kuzu kulağı, taze sarmısak, ıspanak, Milano
lahanası (Wirsing), soğan vs.
•Yaşam alışkanlıkları, örneğin: sigara, alkol ya da besin takviyelerinin tüketilmesi
11
Çağdaş tedavi seçenekleri
Kan pıhtılaşma değerinin kontrolü düzenli olarak
doktora gitmeyi gerektirdiğinden, K vitamini antagonistleri ile yapılan tedavi hastanın buna oldukça zaman ayırmasını gerektirir. Ayrıca
hastanın yemeklerdeki K vitamini oranına da dikkat etmesi zorunludur. Aynı şekilde, ek olarak
alınan ilaçları da pıhtılaşmayı etkiliyor olup
olmadıkları bakımından incelemek gerekir.
Hastalar ameliyatlardan, hatta örneğin diş hekimdeki gibi küçük müdahalelerden önce bile,
kanamaların meydana gelme riskini azaltmak
üzere K vitamini antagonistlerinin kullanımını erkenden durdurarak buna ara vermek zorundadır.
Oral direkt faktör Xa inhibitörleri ve direkt trombin
inhibitörleri
Sizin için uygun olan tedavi seçeneği konusunda
doktorunuzla görüşünüz.
Kısa bir süredir K vitamini antagonistleri yerine
ilaç piyasasında etkili alternatifler vardır: biri faktör Xa inhibitörü, diğeri de trombin inhibitörüdür.
Bu yeni ilaçlar pıhtılaşmayı engelleyici etkilerini
başka hastalıklarda kanıtlamıştır. Her iki tedavide de pıhtılaşmanın düzenli olarak kontrol edilmesi artık gerekmez. Bu durumdaki hastaların
günlük yaşamını bir hayli kolaylaştıran bir ilerleme söz konusudur. Her iki tedavi de farklı dozaj
düzenlerine ve farklı etki mekanizmalarına sahiptir. Faktör Xa inhibitörü, pıhtılaşmada merkezi
rol oynayan bir enzimi engeller. Trombin inhibitörü ise trombini engeller.
Sonuçta şunu diyebiliriz: K vitamini antagonistleri ile yapılan tedavi hastaya koruma sağlar, fakat aynı zamanda çok zahmetlidir ve yüksek
derecede disiplinli olmayı gerektirir.
12
13
Başka sorular?
Bu broşür, atriyal fibrilasyon ve inme konusuna
sadece genel fikir vermek için hazırlanmıştır.
Doktorunuzla yapacağınız görüşmenin yerine
geçmez. Başka sorularınız varsa lütfen doktorunuza başvurun. Ayrıca, Bayer firmasının ücretsiz
hizmet hattını arayabilir ya da web sitemizi ziyaret edebilirsiniz:
Ücretsiz hizmet hattı:
0800 - 927 35 86 (mesai günleri saat 8 – 18 arası)
www.gegen-schlaganfall.de
14
Daha fazla bilgi için:
Bayer Vital GmbH
Ücretsiz hizmet hattı:
0800-927 35 86 (mesai günleri saat 8-18 arası)
www.gegen-schlaganfall.de
Doktor kaşesi
L.DE.GM.10.2012.0895 Art. Nr. 81437122
Download