Kardiyovasküler sistem komorbiditesi olan hastalarda sık rastlanan kanser türlerinde adjuvan tedavinin yönetimi Dr. Bala Başak Öven Ustaalioğlu Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Organ Yetmezliklerinde Tedavi Yönetimi Kursu 19-23 Mart 2014 Antalya Kardiyovasküler sistem muaynesi ile, özellikle koroner arter hastalığı ve HT gibi risk faktörlerinin önceden belirlenmesiyle kemoterapi öncesi oluşabilecek komplikasyonlar önlenebilir. Kardiyotoksisite, kanser tedavisinin etkinliğini prognozundan bağımsız olarak azaltır. Cardinale D,et al. Semin Oncol, 201 Kardiyotoksisiteyi saptamada en sık, EKO veya MUGA ile sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEF) takibi kullanılmaktadır. EKO; Kritik oranda myokard hasarı oluşmadan bulgu vermediğinden erken kardiyotoksisitenin saptanmasında duyarlı değildir. MUGA ile interobserver değişiklik azalmakla beraber, radyoaktiviteye maruziyet, kalp yapısı ve diyastolik fonksiyon ile ilgili net bilgi vermemesi dez avantajlıdır. MR sol ventrikül volumunü değerlendirmede altın standart olsa da maliyet etkin değildir. Kardiyak biyobelirteçlerden olan troponin kardiyotoksik kemoteropatikler ile erken hasarı saptamada duyarlı olduğu gösterilmiştir Bonita R, et al.Semin Oncol, 2013 ACC/AHA (American Heart Association); kemoterapi alan hastaları, kardiyak disfnk geliştirme riski yüksek olarak kabul edip, evre A kalp yetmezliği olarak sınıflandırmıştır Escenhagen T, Eur J Heart Fail, 2011 Bonita R,Semin Oncol, 2013 Akut ve subakut hasar genelde asemptomatik, kronik hasar LV remodeling ile beraber, EF de düşme ve semptonmatik KKY. Hipertansiyon, VEGF sinyal yolağında baskılanma ile beraber. Kemoterapiye bağlı kardiyomyopati, kötü prognozlu olup, 2 yıllık mortalite oranı %60 olarak bildirilmiştir (Cardinale D, semin Oncol, 2013) İki tip kardiyotoksisite mevcuttur. Tip 1 kardiyotoksisite hücre kaybı ile ilişkiliyken, Tip 2 hücre disfonksiyonu (mitokondrial ve protein değişiklikleri) ile ilişkilidir ve geriye dönebilir. En sık kardiyotoksisite LVD ve asemptomatik kalp yetmezliğidir (Curigliano G, Ann Oncol, 2012). R.Berardi, Critical Reviews in Oncology, 2013 Bonita R, Semin Oncol, 2013 Kalp yetmezliği Tip 1 kardiyotoksisite: Kümülatif dozda toksiktir. Antrasiklinlere bağlı görülür. Antrasiklinler, meme kanseri, sarkom, lenfoma gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. 3 tipe ayrılır. Akut kardiyotoksisite: Antrasiklin infüzyonundan hemen sonra görülür, <%1’dir, myokard kontraktilitesinde geçici azalma ile seyreder, geridönebilir. Erken-kronik tip: tedavi sırasında veya 1 yıl içinde %1.6-2.1 olarak görülür. Geç toksisite: tedaviden 1 yıl sonra 10-20 yıla kadar %1.6-5 sıklıktadır . Cardinale D, Ann Oncol, 2002 Antrasiklin toksisitesi için risk faktörleri; kümülatif doz, iv bolus uygulama, yüksek tek doz, RT öyküsü, kardiyotoksiteye yol açabilecek siklofosfamid, trastuzumab, paklitaksel gibi ajanlarla kombine kullanım, kadın cinsiyet, altta yatan kalp hastalığı, yaş, tedavi sırasında artmış kardiyak belirteçler. Bonita R, Semin Oncol, 2013 Kalp yetmezliği riski, 400mg/m2 ile %3-5, 400-550mg/m2 ile %7-26, 700mg/m2 dozda %18-48 dir. Doksorubusin için max doz 400-550mg/m2 John E, Abeloff's Clinical Oncology , Fifth Edition Antrasiklin tedavisi sonrasında kardiyak fonksiyonlar tekrar değerlendirilmelidir. LVEF %15 azalırsa veya %10 azalıp %50’nin altına düşerse 3 hafta sonra tekrar değerlendirilir. Hala aynı düzeyde kalırsa, KT kesilir <%40 olursa, KT kesilir ve alternatif ajanlar değerlendirlir. LVEF >%15 düşüp >%50 olan vakalarda antrasiklin devam edilebilir. Curiglino G, Ann Oncol, 2012 Eğer antrasiklinle tedavi sırasında troponin veya BNP artarsa, alternatif KT şeması önerilir. Antrasikline bağlı gelişen kalp yetmezliğinde standart kalp yetmezliği tedavisi uygulanır. Antrasiklin bir daha uygulanmaz, tuz ve sıvı kısıtlanır, diüretik, ACEI , BB kullanılır. Doksorubusine bağlı kardiyotoksisitede, klinik semptom ve bulguları yakın takip edilir, 300mg/m2 üzerinde verilecekse başlangıçta ve 450 mg/m2 doza ulaşıldığında, daha sonra da her 100mg/m2 de EKO ile takip edilir. Asemptomatik hastaların nekadar süre takip edileceği net değildir. Tedavi bitiminden 6 ay, 2-3 yıl sonra 3-5 yıllık aralıklarla EKO değerlendirilir. Antrasikline bağlı kardiyotoksisite doz modifiye edilerek azaltılabilir. 21 günde bir verilen bolus şemaları haftalık olarak verilebilir. Bolus yerine 72-96 saat infüzyonel tx uygulanabilir. Lipozomal veya pegile doksorubusin de daha az kardiyotoksiktir. Demir şelasyonu yapan dexrazoxane metastatik meme kanserinde antrasikli dozu>300mg/m2 olduğunda kardiyoprotektan olarak önerilir(doksorubusin/dexrazoxane:10/1) Epirubusin doksorubusinden daha az kardiyotoksik olabilen antrasiklin analoğu olup, pekçok klinikte özellikle yaşlı hastalarda tercih edilir. Beş çalışmalık bir metaanalizde tedavi yanıtı, sağkalım ve KKY riski açısından doksorubusinden farklı olmadığı gösterilmiştir. (rölatif risk0.36, p=0.07) van Dalen EC ,Cochrane Database Syst Rev. 2010 Bilinen kardiyopatisi olan hastalarda βbloker ve ACEI önerilir, koroner arter hastalığı için revaskülarizasyon veya max medikal tx önerilir. Taksanlara bağlı kalp yetmezliği nadirdir. Paklitaksel, bradikardi, kalp bloğu ve ventriküler aritmiye sebep olabilir, doksorubusinin plazma seviyesini artırarak kardiyotoksisitesini artırabilir. Dosetaksel daha az toksiktir. Doksorubusin dosetaksel (AT) ile doksorubusin siklofosfamid (AC) 429 meme kanserli hastada karşılaştırılmış, LVEF düşme daha az (%1/%6) bulunmuş John E,Abeloff's Clinical Oncology , Fifth Edition Antrasiklinli tedavi uygun olmayan hastalarda TC(dosetaksel-siklofosfamid) de bir seçenek olabilir. Erken evre meme ca da adjuvan tedavide TC ile AC karşılaştırıldığında DFS ve OS daha iyi bulunmuş (Jones SE, J Clin Oncol,2006). Antrasiklin ve taksan uygun olmayan hastalarda CMF de bir tercih olabilir. HSK (DFS) : % 6 net kazanım (TC vs AC) GSK (OS) : % 5 net kazanım Curiglino G, Ann Oncol, 2012 Tip 2 Kardiyotoksisite:Meme kanserleri %15-20 oranında HER2 eksprese eder ve kötü prognozla ilişkilidir. AntiHER2 trastuzumab nüks riskini %50 azaltırken, genel sağkalımı %33 artırır Trastuzumaba bağlı toksisite doza bağlı değildir, revesibildır. Romond EH, N Engl J Med. 2005 Trastuzumaba bağlı kardiyotoksisite için risk faktörleri; daha önce antrasiklin tedavisi, sınırda LVEF, HT, ileri yaş, obesitedir. Kapak hastalığı, DM ve koroner arter hastalığı risk faktörü değildir. Karboplatinin paklitaksel ve trastuzumaba eklenmesi veya vinorelbin trastuzumab kombinasyonu kardiyotoksisiteyi artırmaz . BCIRG 006 çalışmasında antrasiklin dışı adjuvant tedavi ile HER2 + meme kanserinde benzer etkinlik sağlanmış. Ciddi kardiyotoksisite oranları %0.4/2-4 olarak bulunmuştur. John E, Abeloff's Clinical Oncology , Fifth Edition John E, Abeloff's Clinical Oncology , Fifth Edition Tedavisinde trastuzumab kesilir ve alttaki kardiyak disfnk tedavi edilir. Tip 2 ajanlarla gelişen kardiyotoksisite asemptomatikse ve LVEF>%40 ise izlenebilir. LVEF düşmeye devam eder veya düzelmezse, semptomatik olursa, kar-zarar oranı değerlendirilir, kardiyak tx düzenlenebilir. Curiglino G, Ann Oncol, 2012 KKY ve LVEF<%40 olan hastalarda ACEI, βblokerler verilir. Asemptomatik vakalarda da ACEI, LVEF <%50 düşünülür. Trastuzumab sırasında LVEF<%50 olursa, 3 hafta sonra değerlendirilir, aynı ise trastuzumab devam edilir, KKY tedavisi verilir. <%40 olursa, trastuzumab kesilir. Konkomitant veya ardışık trastuzumab kullanımı arasında toksisite farkı yoktur. Kardiyak iskemi Kemoterapiye veya hedefe yönelik ajanlara bağlı akut koroner sendrom görülebilir. 5-FU ya ya bağlı kardiyak olay %1-68 oranında bildirilmiştir (Van Cutsem E,Ann Oncol, 2002). Tedavi başlangıcında 2-3 günde olur. Koroner arter trombozu, arterit veya koroner vasospazma bağlı gelişir. Daha önce koroner arter hastalığı olan ve 5FU alan hastalarda kardiyotoksiste daha fazla görülmüştür (%4.5&%1.1). (De Forni, JCO, 1992). Myokard iskemisi ; 5-FU infüzyonel tedavilerle, beraberinde RT veya sisplatin kullanılan durumlarda daha sıktır. Kapasitabinle de aynı yan etki görülebilir. John E, Abeloff's Clinical Oncology , Fifth Edition Paklitakselle de %5 kardiyak iskemi bildirilmiştir (Rowinsky EK, J Clin Oncol, 1991). Bir metaanalizde, AI kullanımıyla tamoksifene göre kardiyak riskin daha sık olduğu bildirilmiştir. (absolute risk 0.5%)(Cuppone F, Cancer, 2008) Antimetabolitler veya paklitaksel infüzyonu ile gelişen kardiyak iskemide, başlangıçta EKG çekilmelidir. Vital bulgular tedavi süresince takip edilmeli ve kardiyak iskemi anamnezi olanlarda BNP ve troponin bakılabilir. Tedavi kesilmesi kar zarar oranına göre değerlendirilir. Koroner arter hastalığının tedavisinde revaskülarizasyon ve antiplateletler kullanılır. Kanser hastalarında kemoterapiye bağlı trombositopeni bu ajanların kullanımını sınırlar. Koroner arter hastalığı cerrahi gerektiriyorsa, kanser cerrahisi koroner revaskülarizasyon sonrasına ertelenmelidir. Oral antikoagulant kullanan kanser hastalarında cerrahi işlem öncesi veya trombositopeni nedeniyle ilacın kesilmesi, tromboembolik olay riskini artırır. Ya oral antikoagulan INR 1,5-2 aralığında olacak şekilde sıkı takiple devam edilir, ya da LMWH e geçilir. LMWH ile kanama riski daha az olduğundan daha güvenlidir. Hipertansiyon EGF inhibisyonuna bağlı sık görülür. Kullanılan ajanın tipine, yaş, komorbidite gibi hastalıkla ilişkili faktörlere göre değişir. Anjiogenez inhibitörlerine bağlı HT, erken ACEI, kalsiyum kanal blokerleri ile tedavi edilebilir. HT’un erken kontrol altına alınması, buna bağlı gelişebilecek malign hipertansiyon, ensefalopati gibi komplikasyonları engelleyebilir. Nörohumoral faktörler arasında dengesizlik, NO azalmasına bağlı vasküler direncin artması HT a yol açar Curiglino G, Ann Oncol, 2012 Kan basıncının ≥160/100mm/Hg , DM, iskemik hastalık öyküsü (SVO, TIA, MI), periferik arter hastalığı LV hipertrofisi, EKG değişiklikleri, sigara, dislipidemi risk faktörleridir. Bu hastalarda, tansiyon takibi önerilir. HT için agressif medikal tx komplikasyonları önler. Antianjiogenik ajan kullananlarda rutin EKO önerilmez. QTuzaması torsade de pointes denilen hayatı tehdit eden kardiyak aritmilere neden olabilir. Bazı kemoteropatikler (vandetanib, sunitinib) QT uzaması yapabilir. Antiaritmik kullanımı, bradikardi, tiroid disfonksiyonu, elektrolit imbalansı dikkatle takip edilmelidir. Curiglino G, Ann Oncol, 2012 Pekçok kanser hastası, sigara,alkol, obesite, ileri yaş, DM gibi kardiyovasküler risk faktörlerine sahiptir. Kanser sırasında gelişen kardiyovasküler olaylar, altta yatan malignitenin tedavisini geciktirerek olumsuz etkileyebilir. Tedavi başlangıcında kardiyovasküler risk faktörleri olan (>60 yaş, daha önce RT, CVS hastalık öyküsü) ve antrasiklin planlananlarda başlangıç EKO Trastuzumab öncesi her hastada başlangıç EKO önerilir. Onkolojik tedavinin amacı, küratif amaçla kullanılan ajanlarla, kardiyak riski artırmadan yararı maksimuma çıkarmaktır. Bu gibi hastalarda, kardiyoloji, onkoloji uzmanı multidisipliner olarak hastaya yaklaşmalıdır. TEŞEKKÜRLER.