ANA YASA MAHKEMESiNiN SON KARARI VE Kir PERSONELi Bülent SERtM· Slğlık Hizmetleri Temel Yasasında yer alan sözleşmeH personele iUşkin hukümlerin iptalinden 1 sonra, Anayasa Mahkemesi Ibu kez de Kamu Ikti­ sadi Teşebbüsleri HJkkmdaki (KIT'ler) Kanun Hükmünde Kararname (KHK) He getirilen sözleşmeli personelle 'ilgili hü'kümleri iptal etmiştir.' Yü'ksek Mahkeme her iki iptal kararında sözleşmeli personelolgusuna farklı yaklaşmıştır. Yaklaşımlar ve gerekçeler farklı olma,kla birlikte sonuç aynı ol· muş, her iki kararda da sözleşmeH personelin yasal güvenceyekavuşturulması gereği önemle vurgulanmıştır. Bu incelememizde, Anayasa Mahkemesi'nin çeşiıtli kararlarında, özelli.kle belirtilen kararlarında oluşan görüşleriyle öğretininkonuya yakla­ şımını gözönüne alarak KIT'lerde çalıştırılan sözleşmeli personelin bugünkü hukuksal durumu üzerinde durmak istiyoruz. yukarıda ANAYASA MAHKEMESt'NtN SON BENtMSENEN tLKELER ları KARARıYLA Anayasa Mahkemesi'nin son kararıyla benimsenen ilkeleri önce olarak vermek istiyoruz. Bu karara göre; satırbaş­ -. KIT'lerde 'genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetleri vardır. KiT'ler bu görevlerde «memur» ve/veya «diğer kamu gö­ revlisi» çalıştırmak zorundadırlar. Bu nedenle KIT'lere ilişkin personel yasa· sında öncelikle «memur» ve/veya «diğer kamu 'görevlilerbne yer vermek ge­ rekir. - Genel idare esaslarına göre yürütülmeyen ve geçici olan işlerde sözleş­ meli personel çalıştınbı!bilir. Sözleşmeli personel Anayasanın 1218. maddesi an­ lamında «diğer kamu görevlisi» değildir. Sözleşmeli personel, «memur» ve «di· ğer kamu göreylileri» kavramları dışında, <<İşçh de sayılmayan, yenI, kendine özgü bir çalıştırına türüdür. _. Sözlesmeli personel sistemi «statüer» özellik taşımaktadır. Yönetimle personel arasındaki ilişki «kamu hukuku» ilişkisidir. Sözleşme ıbu niteliği değiştirmez. Personelle bağıtlanan sözleşme «idari» niteliktedir. Bu nedenle uyuşmazlıkların idari yargıda çözümlenmesi gerekir. sözleşmeli $Ay1ıtay Uzman Denetçisi. 1 19.4.1988, E. 1987/16, K. 1988/8; RG: 23.8.1988 - 19908. 2 22.12.1988, E. 1988/5, K. 1988/55; RG: 25.7.1989-20232. '" AMME iIJARESi DERGiSi 52 güvenceye kavuşturulması sosyal hukuk devletinin personel bu nedenle çalışma güvencesine kavuşturulma­ hdı!'. Bir çerçeve yasa çıkarılmalı, hukuksal statü ve güvence bu yasada belir· lenmelidir. - Tüm çalışanların gereğıdir, Sözleşmeli - Yargı yerlerinin 'görevlerine ler KHK ile düzenlenemez. ilişkin hususlarla siyasal haklar ve ödev­ - Aynı işi yapan, aynı sorumlulukları taşıyan ve kamu hukuku iliŞ'kiSi içinde çalışan kişilerin aynı statüde bulunmaları gerekir. Bu gibilerin farklı statülerde ve çok f'arklı ücretlerle çalıştırılmasında yerindelik yoktur. Şimdi bu ilkeler üzer.inde biraz durmak istiyoruz. KtT;lerde Memur ve/veya Diğer Kamu Görevlisi Çalıştırına ZOl"unluluğu Prof. Güran, son karardan önce, Anayasa 'Maih'kemesi'nin, Türk Personel Hukukunun 'bugünü ve geleceği yönünden Anayasa'nın 128. maddesindeki an­ lamsızlıkları sona erdirip, maddeye «rasyonel» bir anlam vermek yargısal gö­ revi ile karşı karşıya olduğunu belirtmiş ve bunun için Yüksek IMahkeme'nin olaya maddenln üzerine çıkarak bakmasının gerekli ve yeterli oldUğunu vur­ gulamıştır. 3 KİT'lerIe Hgi11 KHK'nin iptali için açılan dava Anayasa Mah­ kemesi'ne bu olanağı ·vermiştir. Anayasa Mahkemesi SOn ·kararında sözleşmeli personelle ilgili ,görevini ye­ rine getirirken gerçekten olaya maddenin üstüneçıkarak 'bakmış. Anayasa'nın 128. maddesi hakkında olmasa bile, sözleşmeli personel hakkında önemli ilke­ ler benimsemiştir. ma Bu ilkelerin ilki, KİT'lerde memur ve/vey'a ortaya koyma,ktadır. diğer kamu görevlisi çalıştır: zorunluluğunu Anayasa, Krrlerin denetimini düzenleyen 165. maddesinde, sermayesının ya da dolaylı olar~a;k Devlete ait olan kamu kuru­ luş ve ortaklıklarının TBMM'nce denetlenmesini benimserken, esas olarak KİT'lerin Devlet içindeki varlığını ve sürekliliğini kabul etmiş olmaktadır, Anay.asa'nın 128. maddesi ise, Devletin, K1T'lerin ve diğer kamu tüzelkişHeri· nin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlÜ oldukları asli ve sürekli kamu hizmetlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüloceğini belirtirken, KİT'lerde genel idare esaslarıçerçevesinde yürütülecek kamu hizmetlerilnin ibulunduğunu onaylamaktadır. yarısından fazlası doğrudan Bu bağlamda önemli olan nokta, «genel idare esasları:~ndan ne anlaşılına· sı gerekti-ğidir. 3 Sait GURAN, cAnayas3 Mahkemcsj'11ir. 1982 Anayasosı Döneminde Personel Hukukuna Anayasa Mahkemesi'nin 27. Kuruluı Yıldönümü Ne<feniylePüzenlenen "Anaya$a Yargısıı. Konulu Sempozyumda sunulan bildiri, s. 19. Prof. Dr. Bakı~ı», ANAYASA MAHKEMESiNiN SON KARARI GENEL İDARE 53 ESASLARI «Genel idare esasları» açıklanması kolay kavramlardan değildir. öylesine ki, 'bugüne değin kavramın açıklığa 'kavuşturulması İç,in hep ipucu verilmekle yetinilmiş, tam olarak açıklaması yapıl:amamıştır. «Genel idare esasları» kavramının açıklanaıbilmesİ için 1961 Anayasası'na ve bu Anayasa'nın hazırlık evresine dönülmesinde yarar vardır. 1961 Anaya­ sası'nın 117. maddesi, hazırlık evresinde, İstanbul Bilim Komisyonu'nca ha­ zırlanan «Anayasa ön Tasarısı» nın beş maddesine yayılmıştı. Klasik idare (yönetim) modeli uyarınCa oluşturulan KurUluşlarla KiT'ler gibi «'tkari, sınai ve mali» işlevli kuruluşlara ayrı ayrı yönetim usullerinin egemen olduğu 'ka­ bul edilerek. bunlar ayn ayrı maddelerde d'Üzenlenm1i'Şti. (Dn. 3, s. 3); «dn» ler dipnota yapılan göndermeyi göstermektedir.) değildir Bu ayrım, aynı nın sağlanması zamanda memurların diğer kamu görevlisinden ayrılması­ ve bir düzene bağlanması düşüncesinln bir ürünüydü. Ön tasarıya göre genel idare (kamusal yönetim) usulleri, «ticari, sınai ve mali» görevler ile bunları yerine getiren KiT'ler dışında, kamu hukuku ku­ ralları ve kamu gücü usulleri içinde düşünülecektt Anc'ak idari ,kamu hizmet­ lerinin genel idare usulleriyle görülebilmesi olasıyaı. Genel idare usullerine bağlı hizmetlerin personelinegelince: Ön tasarı ve sürekli görevleri yasal statü ve güvenceyle donatılmış «memurlanın tekeline bırakmış; ikincil nitelikteki sürekli işler için geçici olarak görevlen­ dirilen, memurlann hak ve güvencesinden yoksun tutulan yüksek ücretli per· sonel çalıştırılmasını öngönnüştü. Ön tasarıda sözleşmeli personel üçüncül nitelikteki geçici işlerde çalıştırılan personelolarak düzenlenmişti. asıt tdsarıda, özel idare USUlleriyle yürütülen «ticari, sınai ve malb sürekli ödevlerinin «sürekli» çalıştırılan ve memur statüsüne gir­ meyen personel eliyle yürütÜlmesi kabul edilmişti. Sözleşmeli personel bu gi­ rişimlerde de ancak geçiCi işlerde çalıştırılacakbiiÇ;imde düzenlenmişti. (On. 3, s. 4). Yine ön girişimlerin GörüldÜğÜ gibi ön tasarıda genel ve özel idaJre esaslarıyla yürütülecek kamu hizmetleri birbirinden ayrılmış; KtT'ler genel 'idare esasları dışıntla tu­ tulmuştur. Bununla birlikte iher iki yönteme göre yürütülen kamu hizmetle­ ıinde de sözleşmeli personel modeli geçici işlerde uygulanacak ayrıksı bir modelolarak düşünülmüştür. düzenlemeler 1961 Anayasası'na aynen yansıtılmamıştır. özel idare esaslarına yer verilmemiş, yalnız 117. madde~ ye memurlar haıkkında hüküm konulmasıyı'a yetinilmiştir. Bu düzenleme ile 1961 Anayasası, birer kamu tüzeUdşisi durumundaki KtT'lerin de 117. mad­ du kapsamına sokulabileceği, bunların asli Ve sürekli görevlerinde memur ça­ lıştırılmasıııın zorunlu olduğu tartışmasınıgündeme getirmiştir. Tartışmala­ rın sonunda KİT'ler'in genel li'dare esaslarına 'göre yürüttükleri asti ve sürekli kamu hizmetlerinin bulunduğu kabul edilerek kadrolu statü oluşturulmuştur, ön tasarıdaki Ayrıntıya girilmemiş, AMME iDARESi DERGiS\ 54 1932 Anayasası'na gelindiğinde, 128. maddeyekonulanhtiklimle KİT'ler· de genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerinin bulunduğunun onaylandiğigörülmektedir. Aslında 1982 Anayasası'nın Danış­ ma Meclisi'nde kabul edilen metninde KİT hizmetlerinin özel idare esasları­ na göre yürütüldüğü düşüncesi egemendi. Ne va-r 'ki,Milli Güvenlik Konseyi konu ile ilgili 128.' maddey-i 'bugünkü haliyle kabul etmiş ve KIT'leri madde kapsamına almıştır. KİT'ler madde kapsamına alındığına göre, «acaba Türk Kamu Yönetiminde özel idare usullerine göre yürütiilen kamu hizmeti var mıdır?» sorusu akla gelmektedir. Prof. Güran bu soruya olumsuz yanıt vermektedir. Prof. Güran'a göre Krr'ler özel idare esaslarının «kendisi»dir. E~er KIT'leri genel idare esas­ larına dahil edersek geriye özel idare esaslarıyla yürütülecek hizmet kalma· yacaktır. (On. 3, s. 7). Genel idare esasları Prof. Duran'ın belirttiği gibi, yalnızca Devletin «mer­ kezi idare» düzen ve ör.gütünü 'anlatan «genel idare» anlamında olmayıp, özel kesimde kullanılan kural ve usuller. karşısındaki «kamusal yönetim biçimi» ni anlatmakta ve dolayısıyla tüm kamu kesimini kapsayanbir idare yönetimini içermektedir .4 Prof. Gözübüyük «genel idare»nin, devletin «asli idari» görevlerinigös~ Prof. Balta ve Prof. Duran da, devletin «asli itla­ rİ» 'görevlerinin, kamu gücünü ,kullanarak yürüttüğü görevler olduğunu be­ lirtmekt'ed:irler. 6 Bu durumda, Anayasa'ya göre memurun tanımında temel öğelerden biri olan «genel idare esasları»ndan ama'ç kamu reHmi olmaktadır. terdiğini açıkl'amaktaldır. 5 Aslında 'bir hizmetin asli ve sürekli olma niteliği bulunuyorsa, o hizme­ tin 'ayrıca genel idare esaslarına göre yürütülüp yürütüımediğini aramaya ge­ rek olmadığını sa'Vunan görüşler ne vaııdır.1 Çünlkü, asli ve sürekli nitelik­ te olan 'kamu hizmeti ile «kamusal yönetim = genel idare esaslarına göre yü­ rütme» !birbirinden ayrılmayan iki öğedir. Anayasa «genel idare ~slaru>nın açl'klan. 5, 123, 125, 128 ve 129. maddeleri dayanak yapıl­ maktadır. Birlikteincelendiğinde bu maddelerin, «idare cih1azı»nı, yani tüm kamu tüzelkişilerini, özel idare esaslarıyla yürüttükleri hizmetleriyle birlikte kapsama alnığı görülür. (On. 3, s. 12) Gerçi bu m.addelerin hepsinde genel idare esaslarından söz edilmektedir ama, kamu !tüzelkişilerinin genel idare esasları yanında özel idare esaslarına göre y'Ürüttüğü hizmetlerinin bulundu­ ğu da bir gerçektir. Mahkemesİ'nin ,kararlarında ması amacıyla Anayasa'nın Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi'nin, genel idare esaslarına bağlı ol~ kurumlar için farklı yorumlar yapan kararları vardır. maları bakımından 4 Prof. Dr. Lütfi DURAN, «Sözleşmeli Kamu Personeli», Cumhuriyet Gazetesi, 12.12.1988. 5 Prof. Dr. Şeref GOZUBÜYÜK, Türkiye'nin idari Yapısı, Ankara 1969, s. 69. ô Prof. Dr. Tahsin Bekir BALTA, idare Hukukunun Genel Esasları, (Çoğaltma), 1965, s. 412. Prof. Dr. Lütfi DURAN, IUHF Ders Notları, 1982, s. 309. 7 Atma INAN· ıbrahim NAZlıSÖZ, "IıÇi. Memur Ayrımı Konusundaki Son Kararnamenin Getirdikle­ ri vo Hukuki Durumu», Mali HL'kuk (Sayı§tay Denetçileri Derneği Meslek Dergisi), $. 37, $. 14. ANAYASA MAHKEMESiNiN SON KARARI 55 ornegın Yüksek Mahkeme Eximbank'la Ugili kararında 8, kamu bankaları· sektöründe hizmet verd'iklerini. özel sektör bankalan gibi yo­ ğun yarışma (rekabet) içinde çalıştıklarını. bankacılık sektöründe özel. iş­ letmecilik esaslarının egemen olduğunu belirtmiş ve bu nedenle Eximbank'ı, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olmasına ve kamusal niteUkte gö. rev gerçekleştinnesine karşın, «özel idare esaslarına» göre Y'ürütülen bir hiz· metin örgütü olara,k değerlendirmiştir. Aynı kararda banka personelinin hiz­ metinin de «genel idare esaslaruna göre yürütülen hizmetlerden Olmadığı so­ nucuna varılmıştır. Bu gerekçeyi Ziraat Bankası, Sümerbank, Halk Bankası, Etibank, Eml:a:k Bankası ıgibi bankalar için de yinelemek olasıdır. Bunların hepsi KİT statüsündedir. Hatta yoğun yarışma (rek.aıbet) gerekçesi, Prof, Gü· ran'ın deyişiyle «tekel dışı tüm ekonomik, ticari, turistik alanlarda, sağlık ve eğitimde bile» geçerlidir. Bu aşamada şöyle bir soru gündeme gelmektedir: «O halde Anayasa'nın 12'8. maddesinde yer alan genelidare esasları çerçeve­ sinde etkinlik gösteren KİT var mıdır?» nın bankacıırk Bu soruyu yine Anayasa Maıhkenıesi SOn kararında olumlu· olarak yanıt­ ve hangileııi olduğunu açıklamamak, İpucu vermemekle birlikte (genel id',ıre esasları»na göre hizmet yürüten KİT'lerin varlığını kabul etmiştir. Yük· sek Mahkeme'ye göre, Anayasa'nın 128 ve 135/2, maddelerikarşısında K'1T'le· rin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları asli ve süreıdi kamu hizmetleri mutlaka vardır. Anayasa Mahkemesi 'bu hükmü verirken 126. madde ile birlikte 135/2. maddeye dayandığına göre, ebu maddedekıi ('" kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluş­ larımı. girmek mecburiyeti aranmaz» yolundaki hükümde yer alan «asli ve sü­ rekli görevler» deyişinin, «genel ddare esasları»na göre yürütülen «asli. ve sü­ rekli görevlerh> belirttiği sonucuna varmış olmalıdır. hımış Anayasa MaJıkemcsi Sağlık Hizmetleri Temel Yasasını iptal ederken «kad­ ro tahsisi (nin) genel idare hizmetlerinin karakteristiğh> olduğunu benimse­ miştir. Yani bir hizmete kadro tahsis edilmiş olması onun genel idare esas· larına göre yürütülen bir hizmet olduğunu göstermektedir, Ne var ki, son yıl­ larda,bütçe yasalarıyla, memurlar yanında. sözleşmeH personel, hatta işçiler bile kadroya bağl~anmaktadır. Konumuz bakımından daha ilgInei, özel idare esaslarının egemen olduğu KİT'lerde (TPAO, Denizcilik Bankası gibi anonim şirket statüIü ve hizmetU çalıştıran girişimlerde) bile kadro - persdnel ilişki­ sinin ı üstelik iba'kan ya da Bakanlar ~urulu onaylı biçimde sürdürülmesidir, (On. 3, s. 1'2). Genel idare da Yargıtay'ın Yüksek Mahkemenin, göre; bir pel"SOnelin göreve esaslarının açıklanmasındabir başka katkısı oımuŞtur". Ya'rgıtay'a alınma koşullarının ve göreve atama ile başlanılacağının yasadabelirlenmiş görev süresince tüm özlÜ'k haklarının, meslekte ilerlemenin, yetki vo yükümlüliiklerin, aylık ve ödeneklerin. izin ve sosyal hakların yasa ile dü· zenlenmiş bulunmasını, «genel idare esaslarunın göstergesi olarak kabul et­ mek gerekir. Yüksek Mahkeme'ye göre bütün bunlar, aynı zamanda persone­ olmasını, 8 21.1.1988, E. 1987/11, K. 1988/2; RG: 29.3.1966·19769. 9 YHB·IBGKK, 6.4.1972, E. 1972/4, K. 1972/6; RG: S.6.197Z· 14209. AMME iDARESi DERGiSi 56 lin «statü hukuku»na bağlı olduğunun da göstergeleridir. Konuyu bitirmeden önce, genel id'are esaslarını açıklayabilmek için eski bir olaya dönmekte yarar görüyoruz. Bilindiği gibi geçmişte bir işçi - memur ayırımı sorunu yaşanmış; kimin memur sayılacağıbüyük sorun yaratmıştır. Sonunda 1897 sayılı Yasanın 5. maddesine (bu madde, 3520 sayılı Y:asayla ek madde 16 olmuştur) konulan bir hükümle, hangi kurumların Devlete v~ril­ miş asli ve sürekli kamu hizmetini genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu, hangilerinin bu nitelikte bUlunmadığının Ba·kanlar Kuru­ lunca saptanması öngörülmüştür. 26.11.1975 günlü, 7/10986 sayılı kararlaıo bu saptama yapılmıştır. Ka­ rara ekli (1) sayılı cetvelde asli ve sürekli kamu hizmetlerini genel idare esas­ larına göre yürütmekle YÜkümlü olan kurum ve kuruluşlar sayılmıştır. Bu kurum ve kuruhışlar özetle şöyledir: TBMM, Cumhurbaşkanlığı ,yüksek mah­ kemeler, Başbakanlık ve bakanlıklar, bakanlıklara bağlı genel ve katma bü'İ· çelikurumlar, Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi genel müdürlük­ leri, yüksekÖğretim kurumları, TRT, il özel idareleri, belediyeler, DMO, Emek­ li Sandığı, Ziraat Bankası, Halk B'Jnkası, Tekel,Çay Kurumu, TMO, DüÇ, TCDD, PTT, İş ve İşçi Bulma Kurumu, Sümerbank, MKE, Etibank, TEK, Elek­ trik işleri Etüd idaresi, MTA, Emlak Bankası, iller Bankası, YÜkseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu, SSK, BAGKUR. Aynı karara ekli (II) sayılı cetvelde de hizmetlerini genel idare esasla­ göre yürütmeyen kuruluşlar sayılmıştır. Bunlar da özetle şunlardır: Türkiye Demir ve Çelik işletmeleri, TKİ, SEK, SEKA, TZDK, Azot Sanayii (T. Gübre San. A Ş.), Çimento San. A. Ş., Şeker Fab. A. O., T. Yapağı ve Tiftik A. Ş" Yem San. T. A. Ş., PetrolOfisi, EBK, Milli Piyango tdaresi, AQÇ, be­ lediyeler ve özel idarelere bağlı su, elektrik, gaz, otobüs işletmeleri ve diğer işletmeler. Ayrıca (i) sayılı cetvelde yer alan ımrum ve kuruluşların atölye, imalathane, fabrika, şantiye ve sınai işletme türünden işyerleri de hizmetle­ rini genel idare esaslarına göre yürütmeyen yerler olarak sayılmıştır. rına Genel idare esaslarının açıklanmasında bu örnekten de yararlanılabilir. Ne var ki aradan geçen zaman içinde KtT'lerin statülerinde kimi tieğişiklik­ ler yapıldığı gerçeğini de gözardı etmemek gerekir. YJkarıdaki 'açıklamalar ışıgında varabildiğimiz sonuç şudur: Genel ida­ re esaslarına göre yürütme ilkesi, Anayasa ve içtihatlarla oluşan idare huku­ kuna göre, kamu yetkisi (otoritesi) kullanılarak hizmet görmeyi anlatma·kta· dır. Bu durumda, asli ve sürekli kamu hizmetinde kamu yetkisi (otoritesi) kullanarak çalışanlar ile bu yetkinin kullanılmasında katkıda bulunanlar ya da yetkiyi kullananlar ile İşbirliği içinde olanlar memur ya da diğer kamu görevliSi sayılmalıdır, Anayasa Mahkemesı'nin son kararında vardığı önemli ilkelerden biri bu sonuca dayanmaktadır. Bu ilkeye göre; mademki Anayasa'nın 128. maddesin~ de K'tT'lerin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları asli 10 RG: 28.11.1975· 15426. ANAYASA MAHKEMESiNiN sorı KARARI 57 ve süreklikamuhizmetlerinin varlığından söz edilmiştir ve bu tUr görevle­ rin memurlar ve/veya diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi benimsen· miştir, o halde KİT'lerıde memur ve/veya diğer kamu görevlisi çalıştırına zo­ l'unluluğu vardır. Bu karara göre memur ya da diğer kamu görevlisi, bir baş ka. deyişle kadrolu statü KİT personel rejiminin ayrılmaz ve esas parçasını oluşturmaktadır. Bu DİGER bağlamda KAMU «diger kamu görevlisi» kavramı önem kazanmaktadır. GöREVLiLERİ Anayasa'nın. çalışanlar la rın ve iki kümeye ayrıldığı ilgili hükümleri dikkate alındığında çalışanla­ sonucuna varılmaktadır: Kamu hizmeti görevlileri işçiler. Ana:T~sa Mahkemesi'ne göre) i, yasa ile düzenlenen bir kamu hizmeti­ ni yürüten bir kuruluşta, türü ne olursa olsun, sürekli bir görevi yerine geti· ren tüm çalışanlar, sonucu bakımından o 'kamu hizmetinin tam olarak yürü­ tülmesine katılmış bulunduğundan «kamu hizmeti görevlish sayılmalıdır. J{üksek Mahkeme 1982 Anayasası'ndan önce, Devlet Planlama Teşkilatı Ve Orta Doğu Teknik üniversitesi 13 personeli ile ilgili kararlarında, memur statUsünde olmayan personelin memurlara özgü, genel idare esasları He yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetine ilişkin görevlere get.irilemeyece­ ğini ka/bul etmişti. Sanırız, bu görüşü etkisiz kılmak iiÇin 1982 Anayasası'nın 128, maddesine «diğer kamu görevlileri» deyişi eklenmiştir. Bununla da ye· tinilmemiş, KİT'lere de bu madde içinde yer verilmiştir, Madde DU haliyle Prof, Duran tarafından şöyle eleştirilmektedir :14 (12) (!'Belirtmek gerekir ki, 19a2 Anayasası, memUr kategorısini belirle­ yen 'asli ve sürekli görev' kavramı içine 'diğer kamu görevlileri'ni sok­ mak ve hatta i\...i.T'leri genel idare esasları ve personelin~ de asli ve sü· rekli görev kapsamı içine alm'akla, 'kamu ajanları' arasında büyük bir karışıklığa ve belirsizliğe yol açmış bulunmaktadır ...... 1982 Anayasası kamu hizmeti görevlilerinin tümünü, yani memur ve diğer ka.mu görev· lilerini tek bil' personel kategorisi içinde kaynaştırıp aynı genel kural~a tabi kılınca; memurlarla öteki personel arasında ayıfıma yer olmadığı gibi, 'genel idarc esasları' veya 'özel yönetim usulleri'ne göre yürütülen kımu hizmetlerinde çalışanlar arasında bir fark kalmamıştır.~ Her ne kadar Anayasa'mn 128. madde gerekçesinde memuru tanımlamak­ tan kaçınıldığı beiirtilmekte ise de. bu maddenin birinci bendindeki s-atırlar. tsasen memurUn genel kabul görmüş tanımı olmaktadır. Ayrıca. buradaki gö­ revler, hem genel idare yani «kamusal yönetim;;) usullerine göre yürütüldüII 12 '13 li, 14.10.1969, E. 1968/34, K. 1969/55; RG: 22.7,1970- 13556. 25.10.1969, E, 1967/41, K. 1969/57; RG: 12.3.1971 - 13776. 25.5.1976, E. 1976/1, K. 1976/28; RG: 16.8.1976 1!:~79. Prof. Dr. lütfi DURAN, .Anayasa Mahkemesi'ne Göre Türkiye'nin Hukuk Düzeni ş. 2, s. 3· 28. ~II)'" AlD, C. 19, !\MM5 iDARESi 58 DH!GiSı günden, hem asli ve sürekli nitelikte olduğundan, hem de doğası gereği ön· celikle ve 'kuralolarak memurl!ara özgü görev kümesi oluşturduğundan, «di­ ğer kamu görevlileri» kavramının içeriğinin de bu çerçeve içinde belirlen­ mesi gerekir. Buna göre Anayasa'nın 128. maddesinin !birinci bendinde yer alan diğerkamu görevlileri, ancak, idare ile «(kamu hukuku» ilişkisi bulunan ve hizmetin «asli elemanı» sayılabilecek bir göı evde çalışanlar olabilir. ls öğreti ve yargı, asli ve sürekli kamu hizmeti yürüten kimi görevlilerin «kamu hizmeti görevlisi» olduklarını kabul etmekle birlikte bu görevlileri memur 'kapsamına almamaktadır. Anayasa Mahkemesi, «memurlar'.. la «yar· gıçlar»ın durumunun Anayasa'nın ayrı maddeıerinde düzenlendiğini belirte· rek, yargıçları kamu hizmeti görevlisi saymakla birlikte «memur» olarak görmem1ştir 16 • Yüksek Ma1h'kemeye göre, 'kimi konul'ama yasaların yargıç· tarla memurları aynı kurala bağ1ı tutması da yargı~ların memur sayılmala· rına yeterli olmayacaktır. Pı'of. Duran çok daha geniş düşünmekte ve bir çok «kamu hizmeti görev· lisbni 128. madde anlamında «memur» ya da ~diğer kamu görevlisi» 'kapsa· mında görmemekted'ir: (On. 14, s. 19). «Adalet Bakanlığı personelinden üstkademe yöneticiSi olan veya o]abilecekler, hakim veya savcılar arasından görevlendirilenlerdir. Bun· lar, Anayasa'nın 140. maddesi gereğince statüsü özel bir kıanun]a düzen­ lenmiş ayrı bir meslek oluştururlar. Bunun gi'lıi, Silahlı Kuvvetler per· soneli de Anayasa'nın 11'7. ve 145. maddeleri uyarınca kendine özgü sta­ tüYe sahip değişik bir kamu personeli kategorisidir. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği elemanları, Anayasa'nın 107. maddesine göre, Cum­ hurbaşkanlığı 'kararnamesi ile düzenlenen başka. ıbir personel grubudur. Nihayet TBMM Başkanlık Teşknatı memurları, Anayasa'nın 95. madde­ si hükmünce,Meclis İçtüzüğü çerçevesinde yer alması gereken hüküm­ lerı e düzenlenen bir statüye tabidirler. Gerçi bütÜn bu kategoriler, geniş anlamda kamu personeli ya da lakin hiçbiri, Anayıasa'nın 128. maddesindeki anl::ımı ile ne memur, ne de diğer kamu görevlisidir.:? ajanlarıdır; Kuşkusuz, Devletin, Krr'lerin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare eSJslanna göre yürütülmeyen kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde, «mc­ murlar» ilc «diğer kamu görevlileri» dışında kalan ve yönetim hukukuna bağlı Olmayan, örneğin işçi niteliği taşıyan kişileri çalıştırma olanağı bu­ lunınaktadır. Anayas.:' Mahkemesi'nin 1982 Anayasası'ndan sonra aldığı kararlarınde «kamu görevlisi» konusundaki yaklaşımı değişik olmuştur. Gerçekten Ana­ yasa Mahkemesi, köy geçici korucuları ile ilgili kararında ı7 , bu kişilerin IS Prof. Dr. Sait GURAN, dAnayasa'nın 128. ve 129. Maddeleri Yönünden Kamu Görevlileri Cakan. ların Durvmu», Anayasa Yargısı, Ankara 1984, (Anayasa Mahkemesi'nin 22. Kurulu!! Yıldönümü Nedeniyle Düzenlenen Sempozyumda Sunulan Bildiri ve Yorumlar), s. 199; dn, 5, $. 9. 16 17 27.11,1969, E. 1968/44, K. 1969/68i RG: 22.7.1970·135516. 10.12.1985, E. 1985/5, K. 1985/23; RG: 21.1.1986·18995. ANAYASA MAHKEMESiNiN SON K.A.RARI 59 yerine getirecekleri görevleri genel idare esaslarına göre yürütül~eôi gereken sürekli görev niteliğinde görmeyerek, geçici korucul!arı kamu görevlisi say­ mamıştır. Oysa aynı kararda, geçici 'korucuların asıl ,köy korucularına iliş­ kin hükümlere bağlı olacakları da belirtilmiştir. Prof. Duran'a göre bu bir çelişkidir. Çünkü, köy'korucularına ilişkin hükümlere bağlı olmak, genel ,ida­ re esaslarına göre yürütülen yerel yönetim kolluk görevini yerine getirmek demektir. Bu korucuların geçici olarak çalıştırılmaları yaptıkları kolluk gö­ revinin süreklilik niteliğini değiştirip kaldırmaz. ÇÜrl'kü, asli ve sürekli olma niteliği çalışanın kişiliğine ve durumuna değil, yaptığı göreve bağlı niteliktir. (Dn. 1'4, s. 2). YÜ'ksek Mahkeme, imar Yasasının kimi maddeler.iniiptal eden kararında (18) bu Yasaya göre kurulan yeminli serbest mimarlık ve mühendislik büro­ larında çalışan elemanların, Anayasa'nın 1'28. maddesinde nitelikleri belir­ lenen «kamu görevlileri» kapsamına girmeyeceğini belirtirken şu gerekçeye dayanmıştır: Bürolar esas itiibarİyle serbest meslek icra etmektedirler. Yc­ minli bürolar bu özellikleri nedeniyle, merkezi idarenin denetim ve gözetimi altında, onunbir birimi durumunda değildir. Büro elemanları ile merkezi id?re arasında statüer bir ilişki yoktur. Oysa, Anayasa Maıhkemesi'nin, Maden Yasasının kimi hükümlerini iptal eden kararında l9 , bu Yasaya göre kurulacak yeminli teknik büroların ka­ mu .hizmeti göreceğindekuşku bulunmadığı kabul edilmiş, bu nedenle büro peı'sonelinin «diğer kamu görevlisi» olması .gerektiği vurgulanmıştır. Yüksek Mahkeme, kimi vergi yasalarını değiştiren 3239 sayılı Yasanın iptali için açılan dava nedeniyle görüştüğü yeminli mali müşavirleri de şu gerakçeyle kamu görevUsi saymıştır: 20 Yem1inH mali müşavirlere vergi yükümlülerinin, vergi!lingerçekleştirilmesine esas oluşturan mali tablolarını ve bildirilerini onaylamak yetkisi verilmiştir. Bu onay işlemi kamu hizmeti niteliğindedir. Ayrıca yeminli mali müşavirlere yasayla görev verildiğinden Devlet ile ;bu gibiler arasındaki ilişki, kamu hukuku ilişkisidir. Bu nedenle yeminli mali müşavirleri kamu ·görevlisi saymak gerekir. Sağlık Hizmetleri Temel Yasasını iptal edenkararda da (Dn. 1 J mes­ leklerini serbest olarak ya da özel sağlık kuruluşlarında yürüten sağlık per­ sonelinin kamu görevlisi sayılamayacakları ve 128. madde kapsamında görü­ lemeyecekleri vurgulanmıştır. Yine aynı kararda Yüksek Mahkeme, Anayasa' nın 128. maddesi kapsamınd'aki kurum ve kuruluşlarda ça1ıştınlan sözleşmeIl personeli «diğer kamu görevlisi» kabul etmiştir. Anayasa Mahkemesi bir başka kararın'da 21 il genel meclisi üyelerini: kamu ıhizmetine «geçici ve arızi» katıldıkları, örgüt içinde ve aralarında hi· yerarşik bağ bulunmadığı, iş ve meslek statülerindeki yerlerini korudukları, hizmetle kaYIraşmış olmadıkları, hizmet kadrosuna sürekli girmemiş oldukla­ rı içinkamu görevlisi saymamıştır. 18 11.12.1986, E. 1985/11, K.1986/29; FG: 18.4.1987-19435. 19 24.12.1986, E .1985/20, K. 1986/30; RG: 15.3.1987 19401. 20 19.3_1987, E. 19IM/5, K. 1987/7; RG: 12.11.1987 -19632. 21 22.6.1988, E. 1987/18, K. 1988/23; RG: 26.11.1988 20001. AMME iDARESi DERGiSi 60 Diğer yüksek mahkemelerden Danıştay ve Yargıtay'ın da kamu görevli­ Devlet Tiyatrolarının Ku­ ruluşu Hakkındaki Yasa çerçevesinde yasa koyucunun, tiyatroyu sürekli ka­ mu hizmeti olarak görüldüğü, sözleşme ile çalıştuoma biçiminin, sanatçının sanat yönünden gelişmesine ve parasal yönden doyumuna yönelik bulundu­ gunu belirterek, sözleşmeH sanatçıları «kamu görevlisi» saymışür,22 açıklayan kararları bulunmaktadır. Danıştay, sini Yargıtay da konuya değişik açıdan yaklaşmakta ve eğer bir yasa «kamu i'se, o yasa kapsamındaki personeli <<'kamu görevlisi statüsüne bağlı» personelolarak görmektedir. Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın öngördüğü an­ lamdfl. süreklilik gösteren ve kökünü kamu gücünden alan bir hizmet ile gö­ revlendirilen kişiıeri «kamu görevlisi» saymakta; yasa koyucunun görevlileri Emekli Sandığı yerine SSK'ya bağlamış olmasını, bunları genel idare esas­ larından ayırmış olma anlamına gelmeyeceğini ve kamu personeli olma nite­ liğinden çıkarmayacağını kaıbul etmektedir. (On. 9) yasası» KİT personeline gelince, KİT konusunda iki hususun birbirinden ayrıl­ gerekir; dış ve iç ilişkiler. KİT'ler kamu kesiminde yer alsalar da yöne­ tim biçimleri «kamusal· özel» karışımı, yani karma bir sisteme dayanır. Bu kuruluşlar dış ilişkilerinde özel hukuk kural ve usullerine uymakla birlikte iç düzen ve etkinliklerinde kamu hukuku ilke ve düzenlemelerine bağlıdırlar. Kamu tüzelkişisi ol'an KtT'ler kamu yararına yönelik bir takım kamu hizmetleri görmektedirler. Bu özellik KtT'lerin işçiler dışında kalan persone­ li ile ilişkilerinin kamusal nitelikte olduğu sonucuna varabilmek için yeterli­ dir. Nitekim Prof. Duran ve Prof. Güran, kamu hizmetlerini genel idare esaS­ larına 'göre yürütmedi'kleri gerekçesiyle KİT personelini memur ya da kamu görevlisi S'aymamanın doğru ve olası bulunmadığını 'belirtmektedirler. (On. 4; dn. 3, s. 8) Bu görüş bizi. KtT personelinin statülerinin nesnel ve genel hü· kümlerle düzenlenmesinin 'kaçınılmaz olduğu sonucuna götürmektedir. ması Anayasa Mahkemesi ise sOn kararında, KiT'lerin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları 'asli ve sürekli kamu hizmetlerinin «me­ murlar» ve/veya «diğer kamu görevlilerb eliyle yürütülmesi gerektiğini ka­ buL. ederken; Ki'T'lerde «memur» ve/veya «diğer kamu görevlisİ»nden hangi­ sinin ya da ikisinin de çalıştırılabileceğine ilişkin bir yeğlemenin ya~a koyu­ euye. bağlı oldUğunu da belirtmiştir. Bu görüşü ile Yüksek Mahkeme. «me­ murlar» ve «diğer kamu görevlileri» arasında öncelik sonralık değil, eşitlik kabul etmiş olmaktadır. Yani bu görüşe göre, genel idare esaslarına göre yü­ rütülecek asli ve sürekli kamu hizmetlerinde yalnız «memur», yalnız «diğer kamu görevlileri» ya da her ikisi birden görevlendirilebilecektir. görüş öğretide 22 23 de yandaş bulmakt.adır. Prof. Gülmez'e göre, Anaya­ iki personel türü arasında bir ayrım yapılması olanaklı değildir. Ayrım ancak, nitelik, atanIn'a, görev ve yetki, bak ve yükümlülükler, aylık ve ödenekler ile diğer özlük işleri konu­ sunda, yasayla yapılacak düzenleme çerçevesinde öngôrüıebilir. 23 Bu sa'nın 128. maddesindeki düzenleme karşısında, DIBK, 4.7.1964, E. 1964/674, K. 1964/344; RG : 5.5.1965 - ı 1990. 0(. Mesut GULMEZ, «Sözle~meli Personel, Anayasa ve Uluslararası S. 4, $. 27). Pro~. Kurallar", AlD, C. 2'1, ANAYASA MAHKEMESiNiN SON KARARI 61 Prof, Güran'ın bu konudaki düşüncesi değişiktir, Prof. Oüran'a göre, 12;8. :nadde, anılan görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütül­ mesine izin verirken memursuz 'bir örgütlenmeyi amaçlamış ve anlatmış de­ ğildir. Diğer kamu görevlilerini, memurların tamamlayıcısı, onlarla birlikte ve onlardan sonra düşünülen kamu ajanları olarak görmüştür. Bu yüzden, 308 sayılı KHK'nin örneğini verdiği memursuz KİT personel rejimi hukuken olanaksızdır. (Dn. 3, s. 21). Sonuç olarak belirtmek gerekirki, Anayasa'nın 128. maddesinde yer alan kamu görevlilerb, memurlar ve işçiler dışında, kamu hizmetlerinin ge­ rektirdiği asli ve sürekli görevlerde, yönetime kamu hukuku ilişkiSiyle bağiı olarak çalışanlardır. «diğer KıT'lerde Sörleşme!i SöZLEŞMELt Personel PERSONELİ Çalıştırılması NiTELEYEN SON KARARLAR ARASINDAKİ ÇELtŞKİ personel konusunda öğretide ve yargı kararlarında düşünce ve bir tanım, şimdilik yoktur. Hatta Anayasa Mahkemesi'nin SOn iki kararında (On. 1 ve 2) sözleşmeli personelle ilgili olarak, birbiriyle uyuşmayan nitelemeler bulunmaktadır. Sözleşme1i görüşlerin birleştiği Anayasa Mahkemesrnin Hizmetleri Temel Yasası ile ilgili kara­ 128. maddesindeki 'diğer ka­ mu görevlisi" sayılan sağlık personeline ödenecek primlerin ajenme yöntem ve ilkelerinin bir yasa ile saptanmdsı gerekirken, Sağlık Bakanlığı'nın düzen­ ıemesine bırakılması yasama yetkisinin devri niteliğindedir» denilirken, söz­ leşmeli personelin «diğer kamu görevlisi» Olduğu kabul edilmiştir. Yüksek IvIahkerne bu kadarla kalmamış, sözleşmeH personeli tanımlamıştır. Bu Lım­ ma göre sözleşmeli personeL. {('kamu hizmetinin asli ve sürekli bir görevinde çalışan, memur ve işçi statüsü dışında kalan, yönetimle kamu hukuku bağhm­ tısı oıan~> personeldir. Sağlık rında, «sözleşmeyle çalıştırıldığında Anayasa'nın Anayasa Mahkemesi yine bu kararında, sözleşmeli personelin hukuki sta­ tüsünUn yasayla düzenlenmesİ gereğinden söz ederken tümüyle 128. maddeye dayanmaktadır: «Hiçbir yasaya, kurala bağlı olmadan sözleşmeli personel çalıştırıl­ hukuksal yönden olanaksızdır. Yasada sözleşmeli personel çalıştırıl­ masına ilişkin esasların bulunması Anayasa'nın 128. maddesi gereğidir Bu personeli göreve alma, görevden çıkarına nedenleri ve çalıştırma koşulları yasada gösterilmelidir. Kamu görevlilerine ilişkin düzenlemeler ancak bu biçimde yapılabilir.» ::nası Yukarıda özetlemeye ve önemli noktalarını sergilerneye çalıştığımız Ana­ yasa Mahkemesi'nin .söz Konusu kararına göre şu sonuçlara varmak olasıdır: Genel idare esaslarına göre yürütülen as1i ve sürekli kamu hizmetleri yasa­ ların 'güvencesi altındadır, Bu nedenle, 'kamu 'görevliSikapsamında bulunan ı<özleşmeli personelin niteliğinin,aylık ve ödeneklerinin, her türlü özlük iş­ AMME iDARESi DERGiSi lerinin, bu personeli göreve alma ve çalıştırma koşullarının ve gÖrevden çi.­ karma nedenlerinin açıkca yasayla düzenlenmesi zorunludur. Bu zorunluluga uymayan düzenlemeler kamu hizmetinin sürekliliğiıit> ve Anayasa'ya aykırı oıur, Devletin asli ve sürekli görevlerini yürüten ve ,kamu yönetiminin omur­ hukuki statüsünün yasayla düzenlenmesi ilkesi, 1876'dan itibaren özel, açık ve kesin Anayasa buyruklarıyla «mesleki bir gü­ vence» niteliği t'aşımıştır. Bu işlevi ile yasayla düzenleme ilkesi, Türk Perso­ nel Rejiminin liyakat, kariyer, yansızlık gibi temel taşlanndan biri olmuş­ tur. Yasayla düzenlemenin' bu işlevinin bilincinde olan Anayasa Ma,hkemesi, haklı olarak, çıkışı bu kararında 128. maddeye sığınmakta bulmuştur. gasını oluşturan memurların Oysa. Anayasa Mahkemesi KtT kararında, sözleşmeli personel konusunda bir y',~klaşım sergilemiştir. YüksekMahkeme bu kararında, herhangi bir konuda Anayasa'da. 'buyurucu ya da yasaklayıcı kuralolup olmadığına bakan ve eğer yoksa o konunun düzenlenmesinde yasa koyucuyu yetkili gören «kla­ si'k yorum» yönteminden vazgeçmiştir. Çünkü, bu kararda, kamu hizmeti gö­ revlileri konusunda. açık, 'buyurucu kural taşıyan 1'28. maddeye dayanılmamışı «çağdaş sosyal hukuk devletinin temel i1kelerbuden hareketle sonuca ulaşıl­ başka mıştır. Anayasa Mahkemesi'nin SOn kararındaki sözleşmeH personel nitelemesi­ ne geçmeden, bu karardan önce öğretide sergilenen !kimi görüşlere kısaca de­ ğinmek istiyoruz, Prof, Güran, özel ılıukuk rejiıni üstüne bina edilmiş olan 308 sayılı KHK vo benzeri modellerin Anayasa'ya aykırı olduğunu; çünkü bu modelde, KıT' lerde memurlar dışlanıp. yapılanma genel müdürden başlatılarak, tümgenel idare hizmetlerinin asli ve sürekli görevlerinin yalnızca sözleşmeli personel eliyle g'Örülmesinin öngörüldüğünü belirtmiştir. Prof. Güran, eğer sözleşmeli çalıştırma söz konusu olacak ise, sözleşmenin kesinlikle bir «idare hukuku h'i'zmet sözleşmesi» ol'acağını ileri sürmüştür. (Dn. 3, s. 20 - 2'1). Prof. Gülmez ise konuya biraz değişik bakmaktadır. Prof. Gülnıez'e göre, personel, KHK'nin verdiği çelişkili tanımla, Anayasa'nın 128. mad­ desinde öngörülen «diğer kamu görevlileri» kavramının 'kapsamına girmez. Çünkü, herşeyden önce hizmet sözleşmesi, genel idare esaslarına göre yürü­ tülmesI zorunluluğu bulunan kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürek­ li görevlerin yerine getirilmesinde başvurulan bir yönetim (kamu) hukuku işlemi değil, özel hukuk işlemidir. Hizmet sözleşmesine day'anan bir çalışma ilişkisinin Anayasa'nın öngördÜğü yönetim ıhukukunaba~lı iki persoriel türü iGind'e 'düşünÜlmesi ola~n değildir. (Dn. 23, s. 31), sözleşmeH da açı'klamaya çalışacağırnız gibi, Anayasa Mah:kemesi'nin son her iki görüşten de alıntılar vardır. Yüksek Malhkeme bir yandan sözleşmeli personelin ı 26, madde anlamında diğer kamu görevlisi olmadığını, öte yandan SÖZleşmenin niteliğinin «id'are hukuku hizmet sözleşmeSi» oldu­ ğunu kabul etmiştir. Prof. Güran'ın bir görüşü daha YÜ'ksek Mahkeme'nin kararına yansımıştır. O da,' sözleşmeli modelin, 'ancak, «asli,> fakat «arızi - ge­ Aşağıda kararında ANAYASA MAHKEMESiNiN SON KARARI çici» model nitelikteki <<istisnai», yani «özgün.~ görevler için ol~uğu görüşüdür, (On, 3, s, 2'3), Anayasa Maıhkemesi'nin son kararına 63 düşünülebilecek bir gelince: Yüksek Mahkeme'ye göre, 233 ve 308 sayılı KHK'lerdeki düzenleniş biçi­ miyle sözleşmeli personeleliyle yürütÜımek istenen işler «istisnai» değil «aS­ li», «geçici» değil «sürekli»dir, Bu durumda 23·3 ve 308 sayılı KHK'lerin amaç­ ladığı sözleşrneU p6l'S'Onel, «memur» ve «diğer kamu görevl'ileri»ne gördürüle­ cek tüm ıhizmetleri üstlenecek bir modelolarak düşünÜlmüştür, Yüksek Malı­ kemeı'nin ilk ve en önemli saptaması, KtT'lerde genel idare esJ,Slarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmeti bUlundUğunu kabul etmesidir, Yük­ ıcek Mahkeme'ye göre bu görevlerde ancak (<Memur» ve/veya «diğer kamu gö­ revlileri» 'çalıştırılabilir, Anayasa Mahkemesi bu kararındaı sözleşmeH personeli, Anayasa'nın lU. maddesi anlamında «diğer kamu görevlisi» saymamıştır. Böyle olunca, genel idare esaslarına göre yürütÜlen asli ve sürekli kan1U hizmetlerinde sözleşme­ li personel çalıştırılamayacağı sonucuna varılmıştır. Ancak genel idare esas­ larına göre yürütülmeyen kamu hizmetlerinde sözleşmeH pers'OneJ çalıştırıla­ bileeekti r. Anayasa Mahkemesi s'On kar4rıyla sözleşmeli personeli Anayasa'nın 128. maddesi kapsamı dışında yeni bir çalıştırma modeli olarak görme'ktedİr. Ka­ rara göre sözleşmeli pers'Onel, «memur» ya da «diğer kamu görevlisi» ıkavram­ ları dışında kalan, «işçi» de sayılmayan, yeni, kendine özgü bir çalıştırıııa tü· rüdür, BunUn yanında kararda; Ca) sözleşmeH personel ile KiT yönetimi arasındaki ilişkinin «kamu hukuku» ilişkiSi olduğu, bu nedenle SÖZleşmelerin «idari sözleşme;> niteliğinde bulundUğu, (b) sözleşmeli personelin «statüer» özelliğinin ağır bastığı da ka!bul edilmiştir. Anayasa Mahkemesrnin son kararında yer alan «atama», «idari sözleş­ me», «statü hukuku» ve «güvence» gibi kimi ka vram.la rı açıklamaya geçme­ den önCe sözleşmeli pers'Onelin tanımı konusunda Yüksek Mahkeme'nin ka· rarları arasındaki çelişkiye kısaca değinmek isteriz. Son karar ya da Sağlık Hizmetleri Temel Yasasının kimi hükümlerini ip­ tal eden karar ayrı ayrı gözönün'de bulunıc:ı.urulduğunda, Anayasa Mahkeme­ si'nin sözleşmeH pers'Onel konusundaki görüşünün net 'Olduğunu söylemek ola­ :,ıdır. Ama bu iki kararbirlikte ele alındığında aynı s'Onuca varmak güçtür. Yüksek Mahkeme .sağlık yasası ile ilgili kararında sözleşmeH personeli «diğer kamu görevlileri» kümesine S'Okup, genel idare esaslarına göre yürütülen .as­ li ve sürekli kamu hizmetlerinde sözleşmeli personel çalıştırılabileceğini belir­ tirken; KtT'lerle ilgili son kararında genel idare esaslarıyla yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerinde ancak «memur» ve/veya «diğer kamu görevlileri» çalıştırılabileceği, ,sözleşmeH personelin 128. madde anlamında «diğer kamu görevlisi» sayılmayacağı. bu nedenle sözleşmeH personelin ancak genel idare ~sasıarına göre yürütÜımeyen geçici işlerde calıştırılabileceği sonucuna var· mıştır, AMME iDARESi DERGiSi 64 ilkkararda. doğrudan genel idare kapsamına giren kurumlarda, ikinci ka· rarda KİT'lerde çalışanların söz konusu olduğu, bu nedenle farklı sonuçlara ulaşıldığı savı ortaya atılabilir. Ne var ki, her iki kararda da genel idare esas­ ~arına göre yürütülen ya da yürütülmeyen hIzmetler gözönüne alınarak so-­ nuca ulaşılmıştır. Bu nedenle faı-klılığı anlamak güçtür. ATAMA - STATü HUKUKU Atama, genel deyişiyle, kişiyi «statüye>.) sokan işlemdir. Bu tanımla, atama ile st.atü arasındaki ayrılmaz ilişki ortaya konulmuş olmaktadır. Statü önce­ leri yalnız «memur statüsü» olarak anılırken, artık türlü statülerden söz edi­ lebilmektedir. «Sözleşmeli personel statüsü» de bunlardan biridir. Anav'asa Ma,hkemesi sankararında hemen tek gerekçeyle, 128. maddenin ikinci bendinde atamaya yer verildiği, birinci bentte yer alan memur ya da diğer kamu görevliSinin «atama» yoluyla göreve giren kimse olduğu, sözleş­ mali personel için «atama»nın söz konusu olamayacağı gere~esiyle, sözleşme­ li persontli 128. madde kapsamında düşünmemiş, bu madde anlamında «diğer kamu görevlisi» saymamıştır. Yüksek Mahkeme'ye göre, 1'28. maddenin tkinci bendinde «atama»dan söz edilmektedir. Diğer kamu görevlileri atama yoluyla hizmete giren görevliler­ dir. Atamada memur ya da diğer kamu görevlilerinin, varolan, doğmuş ıbir statüye katılmaktan başka etkileri olamaz. Oysa sözleşmeli perBonelde «bağıt­ sal» (akdi) ,bir durum söz konusudur. Sözleşmenin tarafları arasında özgürce ve karşılıklı istenç (irade) uyumu esastır. Sözleşme bireyin hak ve yetkilerini, çalışaeağı kurumla olan ilişkilerini gösterecek ve yönetecek bir ,takım kural­ Lan da içerir. Böylece sözleşmeler, taraflar için yeni huikuksal durumlar ya­ ratır. yargı, kanımızca, sözleşmeli personelin mali, sosyal ve hukuksal hak­ «statü;) oluşturacak yasa, kararname ya da yönetmelik gibi düzenleyi­ ci işlemlerle belirlenmemesi; personelle ilgili tüm düzenlemelerin sözleşmeler­ le getirilmesi durumunda geçerlidir. Oys'a, kamu kurum ve kuruluşları ile KİT'lerde çalıştırılan sözleşmeli personelde «sözleşme» olayı yalnızca İsimden ibarettir. Prof. Güran, sözleşmelerin, yalnız işe alma v~ işten çıka.rma bakı­ mından tarafların istençlerinin birleşmesi noktasında bağıt niteliği taşıdığı kamsındadır. (D. 3 s. 23) Bize görebu noktada bile kuşku bulunmaktadır. Sözleşmeli personelin memurdan tek farkı sözleşme denilen belgeye imza at­ masıdır. Memurda bu imza, atandığına ilişkin belgenin kendisine verildiğin­ de, bu konudıa. bilgilendirildiğinekarşılık alınmaktadır. Her iki personel de. da'ha önce yasa, kararname ya da yönetmeliklerlebelirlenmiş ilkeleri kabul edip etmeme ha:kkına sahiptirler. Ama bu kuralları değiştirme hakları yoktur. DOlayısıyı'a. sözleşmenin tarafların istençleri dOğrultusunda hukuksal sonuç Bu iarının dOğuracağı görüşüne katılmak olanaksızdır. Anayasa Mahkemesİ'nin son kararı bu konuda da çelişkili yaklaşım ser­ ;?ilemektedir, Yüksek Mahkeme kararın baş 'kısmında atama ile ilgili durumu açıklarken. sözleşmeli personel çalıştırılmasında «bağıtsal» (akdi) bir duru­ 65 ANAYASA MAHKEMESiNiN SON KARARI mun söz konusu olduğunu, bunun «atama»dan başka nitelik taşıdıtını, genel­ de ~özleşmenin taraflıarı arasında «özgür ve karşılıklı irade» uyumunun esas olduğunu, SÖZleşmenin bireyin hak ve yetkilerini, çalışacağı kurumla olan ilişkilerini gösterecek ve yönetecek 'bir takım hükümleri deiçerdiğini, 'böyle. ce taraflardan herbiri için y·eni «hukuksal durum»lar yarattığını kabul eder­ ken (RG. s. 49); kararın ilerleyen sayfalarında, sözlaşmelİ personelin duru­ munun «statüen olduğunu benimsemekte, «sözleşmeH personele kamu yöne­ timince ·hazırlanan tip sözleşmeler u-ygulandığı için statüer özellik ağır bas"­ maiJdadır» demektedir (RG. s. 50) Hatta Yüksek Ma:hkeme daha da iler:i gi­ derek sözleşmeH personelin çalışma güvencesine kavuşturulmasını, bunun için personelin hukuksal statüsünü belirlemek ve idari sözleşmelere esas olma'k üzere bir çerçeve yasa çıkarılmasını öngörmektedir. Statü hukukunda memurların mesleğealınması, sınıf ve derecelerinin bu sınıf ve dereceler içinde yükselme o1.lnakları, yütümıüıükl.eri, mali hakları, disiplin ve görevden çıkarılmaları gibi konular önemli yer tu­ tar. Bütün bunlar memurungüvencesini oluşturur ve yasayla düzenlenir. Anayasa Mahkemesi, bu konuların sözleşmeH personel için de yasaYla düzen­ lenmesi zorunluluğuna karannda yer vermiştir. saptanması, Memurla :iatü hukukuna bığll sözleşmeli personel arasında hukuksal olmadığı, memurların görevlerini düzenleyen ilkelerden de anlaşılmak­ tadır. Memurların görevlerini düzenleyenkurallara iki ilke egemendir: (a) Kamu hizmetlerinin gerekleri ve çıkarları sürekli üstün tutulmalıdır. (b) K'a­ mu hizmetlerinin sürmesinin ve en iyi biçimde görülmesinin gerektirdiği ön­ lemlerin alınmasına, memurun kişisel durumu ve çıkarları hiçbir zaman en­ gel olmamalıdır.24 fark Kısaca, memurun Devlet ve ida.re karşısında öznel bil' hukuki durumu yoktur. Memur hizmet kadroları ve kuralları içinde kaynaşmış Ve bu kural­ lara bağlanmış durumdadır. Bundan şu sonuç doğJl': (a) Her sınıf memu­ run hukuki durumu aynıdır. Memurun durumu kendisine göre değil, sıfat ve derecesine 'gÖTe saptanır. Memur 'kend'isi için özel bir durum konulmasını iste­ yemez. Idare de memura di~erlerinden farklı bir durumu sağlayamaz. (b) Me­ murların hukuki durumları, diğer hizmet kuralları gibi, memurun uygun gör­ mesine gerek olmaksızın, her zaman, yetkililerce, nesnel biçimde değiştirile­ bilir. (c) Memurlar, diğer yurttaşlardan ayn yÜkümlülüklere ve buna karşı­ lık yetki ve çıkarlara sahip ve özelbir sta:tüye bağlı yurttaşlar durumunda­ dırlar Bu, nesnel hukuki durumun sonucudur. Bu açıklamaların sözleşmeli personel için geçerli olmadığını ileri sürmek ~lası mıdır? Bu bağlamda «atama» kavramına yeniden dönmek istiyoruz. Atama işle­ mi bir «ş?rt tasarruf'> olduğu için konusu, bir kimseyi memUr st'atüsüne koy­ maktan ibarettir. Atamaya yetkili olanlar ya da bunların ortak istençleri öz­ nel bir duıum yaratamazl'ar. Atama işlemi yalnızca İstekliyi statünün sapta­ 2J Ord. Prof. Dr. s. 1081 - 1082. Sıddık Sami ONAR, Idare Hukukunun Umumi Esasları, Uçüncü bası, 1966, C. ıı, AMM6 iDARESi DERGiSi 66 dığı hukuki duruma SOKar. (Dn. 24, s. 1166) Sözleşıneli personelin imzaladığı belge de, 'bu personeli «sözleşmeH statüye» sokar. dffiza»nın işlevi budur. SÖZ.­ leşmeye imza koyanların ayrı ayrı ya da ortak istençleri öznel durum yarata­ maz. Da:ha önCe belirlenmiş 'kuralla.r ,her iki tarafı da bağlar. Konuyu bitinneden, sözleşmeli personelin atama He göreve başlatılaca­ gına ilişkin düzenlemeler içeren iki örnekten söz etmek istiyoruz. Milli Pro­ düktivUe Merkezi (MPM) personeli <<'idari Sözleşme» ile çalıştırılan türdendir, MPM Personel Yönetmeliğinin 9. maddesinde, personelle 1 yıldan fazla süreli olmamak koşuluyla sözleşme yapılacağı belirtilmiştir. Yönetmeliğin 5, 6 ve "i. maddelerinde ise, bu personelin atama ile göreve b.1şlatılacağı açıklanmak­ ta, atama ile lIgili düzenlemeler getirilmektedir, Yine TRT S'özleşmeU Per­ sonel Yönetıneliğ'inin 2S 6. ma:d~estntin (a) bendin'de, «Atama He ilgili Iş­ lemler sözleşmeH personel planına göre yürütülür», (b) bendinde de, «... doğ­ rudan dOğruya atama yapıla:biHr» deyişlerine yer verilerek, «atama» işlemi­ nin sözleşmeH personel için de uygulanacağı vurgulanmıştır. Bu örnekler atama ilc idari sözleşme bağıtlanması arasında bir ayrım ol­ madığını göstermesi bakımından ilginçtir. «İdari sözleşme» ile çalışan perso­ nel için «atama»nın yabancı bir ka'vram Olmadığını göstennekted:ir, Kuşkusuz, bu örnekler, hukuken doğru olanın örneği sayılmayabilir. Ne var ki, bizim d'iişüncemizi destekledikleri içinburada sözü edilmiştir. Bütün bunlardan çıkardığımız sonuç şudur: Anayasa Mahkemesi yalnız biçimsel yönden, «atamada memurun imza hakkının olmaması, sözleşmeli de böyle bir hakkın bulunması» yönünden konuya yaklaşmış ise, sözleşmeli per­ sonelin 128. madde anlamında kamu görevlisi olmadığı görüşüne ,katılmak ola­ naklı görülebilir. «Olanaklı görülebilir» diyerek kuşkulu yaklaşmamızın ne­ deni, atama işleminin 'bir yazı ile memura bildirilmesi ve memurUn bu yazı­ yı imzalayarak atamayı debeIlüğ» etmesindendir. Bunun. bize gör<", sö7.1eş­ meyi imzalamaktan farkı yoktur. 'İşin özüne inildiğinde İse, sözleşmeyi imzalayarak statüye katılmak ile atanarak katılmak arasında fark bUlunduğu kanısında değiliz. Her ikisinde de belirlenen statünün kabulü anlamı yatmaktadır. SÖZLEŞMENiN NiTELıel - İDARIl SÖZLEŞME 308 sayılı KHK'de, personelle bağıtlanacak sözleşmelerin uygulanmasın­ dan doğacak her türlü uyuşmazlıkların adli yargıda karara bağlanacağı dü­ zenlemesi getirilmiştir. Bunun sağlanabilmesi için de sözleşmeH personel «bir ,hizmet akdiyle çalışan ve işçi statüsünde olmayan personeı» olarak ta­ nımlanmıştır. Böylece KİT'ler ile sözleşmeli personel arasındaki ilişkinin özel hukuk alanını ilgilendirmesi sağlanınaya çalışılmıştır. Çünkü, ancak özel hukul: alanına giren sözleşmelerin uygulanmasından dOğacak uyuşmazlıkl'a­ i ın adli yargıda çözülüp sonuçlandırılması olasıdır. Anayasa Mahkemesi iki gerekçeyle ,bu düzenlemeYii:ptal etmiştir: (a) KIT'lerle personeli arasındakiilişki «kamu hukuku» alanını ilgilendirir. Per.; sonelle bağıtlanan sözleşmeler «id'ari sözleşmeler»dir. Bu nedenle uyuşmazlık­ :;(5 RG 10.7.1988 - 19868. A~!AYASA MAHKEMESiNiN SON KARARI 67 ların çözüm yeri <<idari yargı»dır. (b) Anayasa'nın 9'1. maddesinde, yürütme­ ye, meihkemelerin görevalanlarını KHK'lerle belirleme yetkisi verilmemiştir. Bunlardanbirinci gerekçe, düzenleme yasayla yapılsa bile sonucu değiştirme­ yeeeğinden önemlidir. İşin özü bu gerekçede yatmaktadır. Bu nedenle birin­ ci gerekçe üzerinde biraz durmak istiyoruz. üzel hukuk alanında hak ve çıkar eşitliği, istenç bağımsızIığı ve sözleşme serbestisi esas kabul edilmiştir. Kamu hukuku alanında ise durum tamamen tersinedir. Burada istenç belirteeeklerin öznel hakları ve çıkarları söz konusu değildir. Görevlilerin yetkileri sınırsız değildir; kendi seçimlerine bırakıla­ maz. Kamu hizmetinin görülmesi ve kamu yararının sağlanması amacıyla verilen yetki ve görevler, daha çOk buyurucu düzenlemelerle belirlenir. Söz­ leşmeli personel konusundaki düzenlemeler de böyledir. Adına «hizmet sözleşmesi» denmesi, bu sözleşmenin «id'arİ» olma niteliği­ ni etkllemez. Sözleşme, ödenen ücret karşılı~ında bir «hizmet ed:imi» söz 'ko­ nusu olduğuna göre, elbette bir hizmet SÖZleşmesidir. Ancak ona idari hiz­ met sözleşmesi niteliği kazandıran kimi öğeler vardır. Bunlar; (a) Taraflar­ dan birinin idare, kamu kuı·Jm Y'a da kuruluşu olması, Cb) sözleşme konusu­ nun kamu hizmetine ilişkin bulunması, (c) idarenin diğer tarafa karşı kamu gücünden doğan ayrıcalıklarla donatılmış olması gibi öğelerdir. KİT'lerde çalışan personelle bağıtıanan sözleşmeler bu Öğelerin tümünü içermektedir. Anayasa Mahkemesi'nin SOn kararında da bu öğeler ka;bul edil· mekte, çıkış yolu olarak kullanılmaktadır. Kararda bu öğelere bir başkası daha. katılmış ve «düzenleme biçimi ve yürütme yöntemine ilişkin kuralların özel hukuk kurallanndan çok kamu hukuku kuralları olması»nın idari sözleş­ meleri belirleyici bir öğe olduğu kabul edilmiştir. KİT ile personeli arasın­ daki SÖZleşmelerde bu öğenin bUlunduğunda da kuşku yoktur. Anayasa Mahkemesi'nin son kararında yer alan bir başka husus, KİT'ler­ do kamu hizmetin m yürütülmesiyle ilgili olarak alın'an kararların <<idari» ni­ telik taşıdığıdır. YönetimI e görevliler arasındaki ilişki de idare hukuku ilke­ lerine dayanan ve idare hukuku kurallarıyla düzenlenen bir kamu hukuku ilişkisidir~ Şu halde, KİT'lerin sözleşmeli personeli «kamu görevlisi» kavramı dışında olamaz. Bu bağlamda şunu belirtmek gerekir: Anayasa Mahkemesi sözleşmeIl per­ soneli «kamu görevlisi»- ka:bul etmiştir. Ancak, Yüksek Mahkeme bu persone· lin 128. madde kapsamına. girmediğini belirtmek suretiyle 128. madde kap­ samında yer almayan kamu görevlileribulunduğunu da vurgulamış olmakta­ dır. Sözleşmelerin niteliği, uyuşmazlıklarda görevli yargı yerini belirlemesi önem taşımakt'ldır. KtT'lerde çalışan personelle bağıtlanan söz­ leşmeler «idari sözleşme» sayıldığına göre, bu sözleşmelerden doğacak uyuş­ mazlıkların «idari yargı» yerinde çözümlenmesi gerekir. Anayasa Mahkeme­ si'nin son kararınd'a. bu hususa açıkca yer verilmiştir. Yalnız bu kararda açıklanması gereken bir nokta vardır. Kararda «öngörülen düzende» deyişi kullanılıp, yalnız bu düzende çalışac2.k sözleşmeH personel «kamu görevlisi<'> bakımından 68 AMME iDARESi DERGiSi sayılmıştır. Eğer «öngörülen düzenden» ama~}a.nan 23-3 ve 308 sayılı KHK'ler­ le öngörülen düzen ise; bundan, yasal düzenlemeyle «memur - diğer kamu gö­ r€vlisi» ve «sözleşme H persone]» birbirinden ayrılıp, sözleşmeli personel için «adli yargı» öngörülebilir sonucu çıkarılabilir. Ne var ki, kararın geneline baktığımızda bunun olası ibulunmadığını görüyoruz. Çünkü kararda, sözleş­ meli personel için «statüer» durum kabul edilmiş ve ayrıca sözleşmelerin «ka­ mu hukuku» alanına giren <<İdari hizmet sözleşmelerİ1> olduğu vurgulanmış­ tır. İşin özüne inildiğinde, sözleşmeli personelle ilgili uyuşmazlıkların idari çözülmesinin İki nedenle gerekli olduğu görülmektedir. Birkez, Ana­ yasa Ma'hkemesi'nin bir başka kararında d-a (Dn. 13) benimsendİğİ gibi, ka­ mu hizmetlerinden doğan anlaşmazlıkların yapılarınd'aki özellikler, bunlara uygulanacak kutalların hukuki ve teknik bir nitelik taşıması, özel hukuk da­ lı ile idare hukuku arasında büyük bir bünye, esas ve ilke farkınİn var olma­ sı, idari işlemlerin, idare hukuku dalında uzmanlaşmış ve kamu hukuku ala­ nında bilgi ve deneyedinmiş yargıçlarca denetlenmesi gibi zorunluluklar, ad­ li yargıdan ayrı ve bağ'ımsız biridari yargı sisteminin kalbu) edilmesini ge­ yargıda rektirmiştir. İkincisi, idari y·argının. adli yargıdan farklı olarak, idari işlemleri «mak­ sat» yönünden denetleyebilmasi ve bu denetimde ve «kamu yararı» ile «hiz­ metin gerekleri» ölçütlerini kullanabilmesidir. Bu denetim 'biçimi çalışanla­ rın en önemli güvencesidir. Böylece sözleşmeli personel yargısal güvenceye kavuşturulmuş olmakta­ Ama bu yetmemektedir. .sözleşmeli personelin yargısal güvence yanınd'ö yasal güvenceye de kavuşturulması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin son kararı 'bunu da sağlamıştır. Aşağıda bu konu üzerinde durul'acaktır. dır. SöZLEŞMELİ PERSONELİN GüVENCESİ }\nayasa MahkemeSi son kararında en çağdaş yaklaşımı 'güvence kGnusun­ da sergilerniştir. Bu ki:lrarda, çağdaş sosyal hukuk devletinin temel ilkelerin­ den hareketle, tüm çalışanlar gibi sözleşmeli personelin de yasal güvenceye kavuşturulmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. üstelik bu sonucu, bu per­ sonelin 128. madde kapsamına girmediğinin ka'bul edilmiş olmasına karşın va. rılmıştır. Oysa. Yüksek Mahkeme'nin geçmişteki kararlarında, örneğin Exim­ bank personeli (Dn. 8) ve il genel meclisi üyeleriyle (Dn. ıı) ilglli kararla­ rında, bu gibilerin 128. madde kapsamına girmediği vurgulanmış ve bu ne­ denle hukuki statünün oluşturulmasında yönetimin yetkili oldullu görüşü be­ nimsenmişti. Prof. Güran, o zaman kuşkularını şöyle dile getirmiştir: (Dn. 3, s. 26>' «Eximbank kararında çOğunluktan ayrılan Turan'ın 'Bankada çalı­ personel, memur ve diğer kamu görevlileri kapsamına girer. Girme­ diği vJ,rsayılsa bile, Anayasa'nın 48 - :&5 ve 60 - 62. maddeleri gi'bi bir çok hükümleri gereği, işçiler için de yasal kurallar çıkartılmıştır. Bu kuralları dışlayaraık Bakanlar Kurulu'na her türlü personel hak'kmtla Ş9"!1 ANAfASA MAHKEMES;NiN SON KARARI 69 mutla'k yetki tanınması Anayasa'ya aykırıdır' görüşündeki yaklaşımı Türlk Kamu Personel Rejiminin hukuksal felsefesine daha uygun bu­ luyorum.» Anayasa Maıhkemesi'nin son kararındaki görüşü Prof. Güran'ın 'görüşü­ ne yaklaşma:ktadır. Kararda özetle şu ,görüşlere yer verilmiştir : Devlet çalı­ şanları başta olmak üzere tüm çalışanlara, sosyal hukuk devleti nitel'iA'lne yaraşır bi'çimde anayasal güvenceler sağlanması temelamaç ve görevdir. tn­ s:m haklarının büyük değer taşıyan içerikleri gözetildiğinde, bu çağda süre, ücret, yükselme durumLarı ve Obür ha'klan güvenceden yokSUn bir sistem, çalışanları boşlukta bırakacaktır. Çalışanları herhangi bir nedenle temel haklardan yoksun 'kılan düzenlemeler, anayasal ilkelerle 'bağdaşmazlar. Sağ­ lanan hakları her alanda genişletip güçlendirerek, çalı5ma özgürlüğünü ve güvenceSini çağdaş düzeye getirmek gerekir. 2'33 ve 308 sayılı XHK'lerle ya­ ratıl'an personelin güvencesi yoktur. Oysa, Anayasa'nın 2, maddesine ve Ana­ yasa Mahkemesi'nin yerleşik 'kararlarına göre, sosyal hukuk devleti güçsüzü güçlüyc karşı korumalıdır. Bu koruma ancak çalışana y,asal güvence sağlan­ masıyla gerçekleştirilebilir. Anayasa'nın bir başka maddesi, 5. maddesinde, ki­ :.:i1eri~ refah, huzur ve mutluluğunu sağlamanın, kişinin temel hak ve hür­ fiyetlerini sosyal hUkuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak Ibiçimde sınırlayan engelleri kaldırmanın Devletin temel görevi olduğu hükme bağ­ lanmıştır. Kişilerin refah, huzur ve mutluluğu çalışma özgürlüğünün tanın­ masıyla, çalışma özgürlüğü ise ancak çalışma güvencesiyle sağlanabilir~ Yine Anayasa'nın 49. maddesine göre, Devlet çalışanları korumak iÇin gerekli ön­ lemleri almalıdır. Korumanın öndegelen önlerni de güvencedir. ~'Şte Anayasa Mahkemesi, bütün ibu hükümlerle sözleşmeli personelin gü­ venceeksikliğini bağdaştırmanın olası bUlunmadığı sonucuna varmıştıf. Yük­ sek Mahkemeye göre, Devlet, sözleşmeli personelin; (a) hukuksal statüsünü l::elirlemek, (b) çalışma güvencesİni sağlamak, (c) yapılacak ıidari sözleşme­ lere esas oluşturmak üzere bir çerçeve yasa çıkarmak zorUndadır. Bu çerçeve yasa, kuşkusuz. Krr'lerin hizmet özellikler:ine uygun öğeleri de taşımalıdır. Anayasa Mahkemesİ'nin son kararında vardığı bu sonuç, Sağlık Hizmet­ leri Temel Yasası nedeniyle aldığı kararınd'a vardığı sonuca koşuttur, Ne var ki, Yüksek 'Mahkeme, Sağlı'k Hizmetleri Temel Yasası ile ilgili kararında, sözleşmeH personeli 128, moo.d'e kapsamındaki diğer kamu görevlileri içinde görüp, 'bu maddenin ikinci bendi nedeniyle yasal güvenceye 'kavuşturulmaları gerektiği sonucune. varırken: son kararında, sözlaşmeli personelin 128. mad­ de anlamında diğer kamu görevlisi sayılamaraCağını belirtmekte, ancak Ana­ yasa'nın 2, 5 ve 49. maddeleri karşısında yasal güvenceye kavuşturulmaları­ nın sosyal ;hukuk devletinin gereği olduğunu :kabul etmektedir. Yasada. Yer An:ıy8sa nusunda 2'6 Alması Gereken Hususlar Mahkemesi'nin «yasa ile belirleme - yönetime yetki verme~ ko­ kararlarda beHren görüşü26 «TBMM belli konularda gerek­ çeşitli US~ Kademe Yöneticileri ile ilgili Yasayı iptal eden 18.6.1985 günlü, E. 1985/3, K. 1985/8 karar (RG: 18.10.1985·18902); dn. 21. sayılı AMME iDARESi DERGiSi 70 li kurallarıkoyarak çerçeveyi çizmeli, eğer uygun ve zorunlu görürse uygu­ lama İı;'in yönetime, sınırları benrlenmiş alanlar bırakmalı, yönetim ne, o alan­ lar içinde takdir yetkisine dayanarak, yasaya aykırı olmayan kurallar koya­ rak yasanın uygulamasını sağlamalıdır» yoluncl'a olmuştur. Bu görüşte çok ince bir denge vardır. «Düzenleme - devir yasağının aşılması» dengesini kura­ bilmek son derece güçtür. Burada önemli olan, bu ince dengeyi kurarken, yasayla düzenlemenin kamu görevlileri 'İçin çok değerli, çok yönlü ve çok te­ mel bir güvence olduğunun unutulmamasıdır. Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa'nın özelolarak yasayla. düzenlenmesi­ ni istediği (128. maddede olduğu gibi) alanın, yasa tarafından tümüyle dü­ zelenmemesini, eksik düzenleme nedeniyle Anayasa'ya aykırı bulan kararları da vardırP AnayaslJ, Mahkemesi'nin Sağlık Hizmetleri Temel Yasası ile ilgili kara­ rmda, «sözleşme usul ve esaslarunın atanma koşullarını, görev ve yetkiyi, hakları ve yükümlÜıükleri kapsadığı; bunların kararla değil, yasayla düzenle­ necek hususlar olduğu belirtilmiştir. Yine aynı kararda, Yüksek Planlama Kurulu'na yetki veren düzenleme Anayasa'nın 128 ve 7. maddelerine aykırı bulunurken, Anayasa'nın 128. maddesinde yer alan hususların ancak yasayla düzenlenebileceği kabul edilmiştir. Bu konuların yasayla düzenlenmesi, yasa­ nın o konularda kavram, kurum ve ad olarak söz etmesi demek değildir. Söz konusu 'konuların ilkeleri yasada belirlenmeli, bu konuda yasayla yönetime yetki verilmemelidir. Anayasa Mahkemesi son kararında, sözleşmelİ personelin hukuksal duru­ munu düzenleyip ona güvence olacak ,bir çerçeve yasanın çıkarılmasından söz etmiştir. Yüksek Mahkeme'nin önceki kararlarıyla son kararındaki görüşleri· ni gözönünde bUlundurup buna. deneyimlerimizi katarak, çıkarılacak çerçeve yasada yer alması gereken hususları satırbaşları olarak şöyle açıklaya'bi1iriz : (a) Her şeyden önce, çıkarılacak yasada, memur ve/veya diğer kamu gö­ revlileri ile sözleşmeH personel birbirinden ayrılmalı; bunların mali, sosyal ve hukuksal tüm hak ve yükümlülükleri yer almalıdır. (b) çerçeve yasad'a sözleşmeli personel çalışma güvencesine Bunun için göreve alma koşulları, göreve son verme hal­ leri, disiplinkuralları, aylık ve ödenekler yasada belirtilmelidir. Bir baş1ka deyişle, Anayasa'nın 128. maddesinin ikincI bendinde değinilen hususlar bu çerçeve yasada yer almalıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de, sözleşmeli per­ sonel için çerçeve yasada yer alması gereken güvencenin, Anayasa'nm 1'2'8/2. maddesinde memurlar ya da di~er kamu görevlilerine, 49 - 55. maddelerinde işçilere ilişkin güvencelerin benzeri olması gerektiğ-ini belirtmiştir. Çıkarılacak kavuşturulmalıdır. (c) Yeni yasada, hem memur ve/veya diğer kamu görevlileri, hem de personel yer alaca~ı için, aynı işi yapan, aynı sorumluluğu taşı­ yan kişilerin aynı statüde çalıştırılmasına özen gösterilmelidir. Yani, genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerinin memur ~özleşmeli 21 Anayasa Yargısı, (7. Ayrupa 27.4. ı 987 Lizbon, s. 186. Anayasa Mahkemeleri Konferansında Sunulan Türkiye Raporu), ArJAYASA MAHKEMESiNiN SON KAR.A.RI '11 ve/veya diğer kamu görevlilerinebırakılmasını. ancak geçici ve ayrıksı (istis. nai) işlerde sözlaşmeli personel çalıştırılmasını sağlayacak düzenlemeler geti L·nmeldir. (d) Yasada düzenlenecek konuların bir kısmı da geçici maddelerde yer ,girmesiyle bir kısım sözleşmeH personelin memur ya da diğer 'kamu görevlisi statüsüne ·geçirileceğinde kuş­ ku bulunmamaktadır. Yasanın, bu geçişte çalışanların durumlarının yeni hu­ kuksal düzene uydurulması'nı sağlayac'ak geçici maddelerinin iyi düzenlenme­ si zorunludur. Yoksa uygulamada büyük güçlük1erle karşı1aşılmaktadır. allD']sı gerekenkonulardır. Yasanın yürürlüğe Geçici maddelerde iki soruna çözüm getirilmelidir. Bunlardan ilki ücret­ lu ilgilidir. SözleşmeH statüden kadrolu statüye geçenlerin ücretleri ne ola­ caktır? ücretlerin düşürülmesi ya da «süper emeklilik»te olduğu gibi dondu· rulması çözüm degildir. Bize göre çözüm, kadrolu personele de sözleşmeli per­ sonelle eşit düzeyde ücret ödenmesinde yatmaktaöır. Sözleşmeli personele, ve­ rimliliği artırmak, verimli çalışmayı özendirmekamacıyla yüksek ücret öden­ djğine göre, aynı amaç diğer personel için de geçerlidir. ikinci sorun, hukuksal statünün yeni duruma uydurulmasında (intilbak) ortaya çıkacaktır. Yıllardır sözleşmeli statüde çalışan personel vardır. Bunla­ rın sözleşıneH olaraık geçen sürelerinin kadrolu staWde değerlendiriJmesi ge· rekli. hatta zorunludur. (e) Emeklilik yönünden de gerekli düzenlemeler yasada yer almalıdır. Emeklilik keseneğine esas aylık derece ve kademesinin saptanması, emekli­ lik ikramiyesi ve aylığı hep çözüm bekleyen sorunlar olacakltır. «İşçi» Kapsamındaki Kişiler iSözleşmeli PerSOnel Statüsüne Geçirilem.ez 308 sayılı KHK, 1475 sayılı İş Yasası kapsamında 'bulunanların bir kısmı­ da doğrudan ilgilendirmektedir. KHK'nın geçicİ maddesinin 4. bendinde, KıT'lerde. toplu iş sözl'eşmes! kapsamı dışındahizmet akdi ile çalışan işçile­ rin en geç 31:12.1988 tarihine değin sözleşmeli statüye geçirilmeleri öngörül· müştür. Bu süre 31.12.1989 tarihine değin uzatılmıştır. Böylece, toplu iş söz­ leşmeleri kapsamı dışında bulunan işçilerin 1989 yılı sonuna değin sözleşmeH statüye geçirilmeleri hedeflenmiştir. ın Doçent Sağ1am'ın değerlendirmesiyle. 308 sayılı lCHK, gerek sosyolojik gerekse 'hukuksal açıdan işçi niteliği taşıyan bir grup personeli işçi statüsün· den çıkararak işçİ haklanUln geçersiz kılındığı bir KıT dÜZeni yaratma ama­ cına yönelmiştir. Bu düzen içinde pazarlık gücü bulunmaran dolayısıYla yö­ netilmesi kOlay bir personeloluşacak ve KİT'ler özelleştirilirken bu durum yeni «maliklere» ek yük getirmeyecektir. 28 Prof. GUlmez'de, 308 sayılı KHK'nin, sözleşrneh personelin «işçi statüsün­ de olmayan personeı» oldUğunu belirtmesin'i, bu kişileri Anayasa güvencesin­ 28 Doç. Dr. Faıı! SAGlAM, «Sözl€§meli Personel Sort1nu», MBD, Haziran 1988, S. 96, s. 5. AMME iDARESi DERGiSi 72 deki sendikal haklardan yoksun bırakmayı amaçlayan «Anayasa'ya ol'arak yorumlamaktadır. (On. 23, s.32). karşı hi· lc~ Anayasal anlamda işçi sayılması gereken tüm çalışanların, kaynağını Ana· yasa'dan alan semN'kal haklardan, toplu sözleşme ve grev halklarından yarar­ landırılmalan anayasal bir zorunluluktur. Bu gibilerin söz konusu hakların­ dan bir ICHK ile yoksun bırakılması Anayasa'nın 51 ve 53. maddelerine aykı­ rılık oluşturur. Nitekim Anayasa Maıhkemesi de geçmişte aldığı bir kararında (Dn. 11), işçi kavramının yasa koyucu tarafından keyfibir biçimde daraltı­ lamayacağını kabul etmiştir. Yüksek Mahkeme son kar~rında da görüşünü sürdürmüş, işçilere tanınan anayasal hakların ellerinden alınamayacağı so­ nucuna vararak 308 sayılı KHK'nin ilgili geçici hükmünü ipt'al etmiştir. Bu karara göre artık. toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunsun bulunmasın, işçi niteliğindeki kişilerin sözleşmeli personel st~üsüne geçirilmeleri olası değil­ dir. DEÖERLENDİRME Anayasa Mahkemesi'nin son kararı ile vardığı sonuçları YUkarıda irdele­ meyc çalıştık. Kararın bize göre iki önemli yanı var: Bunlardan ilki, KİT'ler g,rasında ayırım yapılmaksızın tüm KİT'lerin aynı değerlendirme kapsamına alınmış olmasıdır. Oysa, 233 sayılı KHK'de KİT'ler iki büyük gruba ayrılmıştır. (m. 2) Bun· lar; iktisadi devlet teşekkülleri (İDT) ve 'kamu iktisadi kuruluşlarıdır. (KİK) Bunların her ikisinin de sermayesinin tamamı Devlete aittir. Ne var ki, tDT ler, ekonomik 'alanda ticari esaslara göre etkinlik göstermek için kurulmuş­ lardır. KtK'ler ise, tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretip pazarlamak üzere kurulan ve «kamu hizmeti» niteliği ağır basan kuruluşlar· dır. Bunların her ikIsinin ortak adı KİT'tir. Bundan başka 2'33 sayılı KHK kapsamında bulunan «müesseselen, ,~bağlı ortaklıklar» ve «iştiraklen vardır. Müesseselerin sermayelerinin tamamı İDT ya da KİK'Iere aittir. Bağlı or· tg,klıklarda bu oran en az yüzde 51'e düşmektedir. İştirakler ise anonim şir­ ketlerdir. Bu şirketlerdeki KiT payı yüzde 15 - 50 arasında değişmektedJr. «bir kuruluşun kamu kurum y'a da kuruluşu ol· sermayesinin kamu kurum ya da kuruluşuna ait olması başka· dır. Kamu kurum ya da kuruluşunun ortaklıklarda pay sahibi olması hatta payın tamamına sahip bulunması bunların hukuksal niteliğini değiştir­ Yargıtay'ın belirtişiyle masıbaşka, ınez,~29 Anayasa Mahkemesi konuya kurum açısından de(til, çalışanlar açısından Yüksek Mahkeme'ye göre, mademki Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden biri sosyal devlet olmaktır, o ıhalde tüm çalışanların yasal güvenceye kavuşturulması gerekir. yg.klaşmıştır. Son kararın ikinci önemli yanı, KİT'lerde iki tür asli çalışan grubu ka­ bul etmesidir. Bunlar «memurlar ve/veya diğer kamu görevlileri» ile «işçiler» 29 Y9HD, 17.3.1989, E. 1989/2323, K. 1989/2472; RG : 30.4.1989·20154. "',NAYASA MAHKEMESiNiN SON KARARI 73 dir. KİT'lerde genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hiz­ metlerinin memurlar ve/veya diğer kamu görevlileri eliyle gördürülmesİ zo­ runludur. Genel idare esaslarına göre yürütülmeyen hizmetlerde, aslolan işçi çalıştırılmasıdır. Sözleşmeli personel ise, 126. madde anlamında diğer kamu görevliSi olmadığından, ancak, genel idare esaslarına göre yürütülmeyen «ge­ çici:.> işlerde çalıştırılabilir. Eşitlik ilkesi ile gÜdülen amaç, aynı koşullarda bulunan özdeş nitelikteki görevlerin, yasalarca, aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamaktır. Yasa ko­ yucunun ayrı statülerde çalıştırdığı kişilere ayrı haklar tanıması doğaldır. Ancak; (a) aynı işi yapan, (b) aynı sorumlulukları taşıyan ve (c) kamu hu­ kuku ilişkisi içinde çalışan görevlilerin aynı statüdebulundurulmaları Anaya· sc\ gereğidir. Bunların ayrı statülerde vc çok farklı ücretlerle çalıştırılmala­ rında yerindelik yoktur. Anayasa Mahkemesi yine son kararında. yalnız 128. madde kapsamındaki da, diğer 'kamu görevlilerinin değil, tüm çalışanların hukuksal statülerinin yasayla düzenlenmesinin zorunlu olduğu ilkesini getirmekle bü­ tün çalışanları yasal güvenceye kavuşturmuş olmaktadır. memurların y~, Kanırın altı ay sonra yürürlüğe girecek olması, uygulamayı et.kilemeıne­ lidir. Verilen süre. uygulamı'nın sürdürülmesi için- değil, boşluk doğmaması bakımından yeni yasanın hazırlanması içindir. Yüksek Mahkeme'nin görüşü talli olduğuna göre. hukuk devleti ilkesi, hukuka saygı Yüksek Mahkeme'nin kararını verdiği andan itibaren buna uygun davranmayı gerektirir. Son söz olarak şunu söylemek istiyoruz: Personel hukuku ancak <dstik­ ve «güven» ortamında yaşar. Personel ancak bu ortamda verimli çalışa­ bilir. istikrar ve güven ise, ancak yasal güveneelerle kurulabilir. rar~