tone burst uyarılı işitsel beyinsapı yanıtları ve klinik uygulamalar

advertisement
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI
TONE BURST UYARILI İŞİTSEL BEYİNSAPI YANITLARI
VE KLİNİK UYGULAMALAR
Kenan ÇETİN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMANI
Prof. Dr. Mete KIROĞLU
ADANA – 2012
i
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI
TONE BURST UYARILI İŞİTSEL BEYİNSAPI YANITLARI
VE KLİNİK UYGULAMALAR
Kenan ÇETİN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMANI
Prof. Dr. Mete KIROĞLU
Tez No:
ADANA - 2012
ii
TEŞEKKÜR
Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyelerine, tezin yürütülmesinde ve
yazımında büyük emeği geçen, bilimsel katkılarını esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr.
Mete Kıroğlu'na, büyük sabır gösteren eşim ve aileme teşekkürü bir borç bilirim.
iii
İÇİNDEKİLER
KABUL VE ONAY
ii
TEŞEKKÜR
iii
İÇİNDEKİLER
iv
TABLO DİZİNİ
vi
ŞEKİL DİZİNİ
viii
ÇİZELGE DİZİNİ
ix
ÖZET
x
ABSTRACT
xi
1. GİRİŞ
1
2. GENEL BİLGİLER
4
2.1. İşitme Organının Anatomisi ve Fizyolojisi
2.1.1. Dış Kulak Anatomisi
4
4
2.1.1. 1. Kulak Kepçesi
5
2.1.1.2. Dış kulak Yolu
5
2.1.2. Kulak Zarı Anatomisi
6
2.1.3. Orta Kulak Anatomisi
8
2.1.3.1. Östaki Borusu
9
2.1.3.2. Orta Kulak Kavitesi
9
2.1.3.3. Orta Kulak Kemikçikleri
10
2.1.4. İç Kulak Anatomisi
11
2.1.4.1. İşitme Organı
12
2.2. İşitme Organı Fizyolojisi
16
2.2.1. Dış Kulak Fizyolojisi
16
2.2.2. Orta Kulak Fizyolojisi
17
2.2.3. İç Kulak Fizyolojisi
19
2.3. İşitsel Uyarılmış Potansiyeller
21
2.3.1. İşitsel Uyarılmış Potansiyellerin Tipleri
21
2.3.1.1. Uzak Saha potansiyelleri
22
2.3.1.2. Yakın Saha Potansiyelleri
23
2.4. İşitsel Beyinsapı Yanıtları (ABR)
25
2.4.1. ABR Dalgaları ve Kaynaklandığı Bölgeler
iv
26
2.4.2. ABR’nin Kullanım Alanları
28
2.4.3. ABR Test Ekipmanı ve Teknik Unsurları
29
2.4.3.1. Ses Uyaran Tipleri
29
2.4.3.2. Uyarı İletimi
30
2.4.3.3. Kayıt Sistemleri
30
2.4.4. Uyarıya Bağlı Değişkenler
34
2.4.5. Kişiye Bağlı Değişkenler
37
2.5. ABR Test Tekniği
38
2.5.1. ABR Dalgalarını Değerlendirme Kriterleri
39
2.5.2. İşitme Kayıplarının Tip ve Derecesinin ABR’ ye Etkisi
39
2.5.2.2. Koklear işitme kayıpları ve ABR
40
2.5.2.3. Akustik sinir, serebellopontin köşe ve alt pons lezyonlarında
ABR
41
2.5.2.4. Üst Beyin Sapı Lezyonları ve ABR
2.6. Tone Burst Uyarılı ABR
42
39
3. GEREÇ VE YÖNTEM
47
4. BULGULAR
52
5. TARTIŞMA
70
6. SONUÇ
76
KAYNAKLAR
78
ÖZGEÇMİŞ
81
v
TABLO DİZİNİ
Tablo 3.1. Normal işiten ve işitme kayıplı hastaların yaşlarına göre dağılımı
47
Tablo 3.2. Normal işiten hastaların cinsiyetlerine göre dağılımı
47
Tablo 3.3.Normal işiten kulak sayısının sağ ve sol kulağa göre dağılımı
48
Tablo 3.4. İşitme kayıplı hastaların cinsiyetlerine göre dağılımı
48
Tablo 3.5. İşitme kayıplı hastaların cinsiyetlerine göre dağılımı
48
Tablo 4.1: Normal İşiten Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşikleri
54
Tablo 4.2: Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşik ortalamalarının karşılaştırılması
55
Tablo 4.3: İşitme Kayıplı Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşikleri
56
Tablo 4.4: İşitme Kayıplı Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşikleri
56
Tablo 4.5. Normal işiten ve İşitme kayıplı hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses
Odyometri Eşik Ortalamaları
57
Tablo 4.6. Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri eşikleri arasındaki ilişki katsayıları
58
Tablo 4.7. Normal işiten hastaların, Tone Burst ABR dalga latanslarının minimum
ve maksimum değerleri
59
Tablo 4.8. 20-30 yaş gurubuna ait 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
61
Tablo 4.9. 30-40 yaş gurubuna 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
61
Tablo 4.10. 20-30 ve 30-40 yaş gurubuna 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga
ortalama latans farkları
61
Tablo 4.11. 20-30 yaş gurubuna ait 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
62
Tablo 4.12. 30-40 yaş gurubuna ait 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
62
Tablo 4.13. 20-30 yaş ve 30-40 yaş gurubuna ait 2000 Hz Tone Burst ABR
V.dalga ortalama latans farkları
62
Tablo 4.14. 20-30 yaş gurubuna ait 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
63
Tablo 4.15. 30-40 yaş gurubuna ait 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
63
Tablo 4.16. 20-30 yaş ve 30-40 yaş gurubuna ait 500 Hz Tone Burst ABR
V.dalga ortalama latans farkları
63
Tablo 4.17. Sağ Kulak için 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
64
Tablo 4.18. Sol Kulak için 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
64
Tablo 4.19. Sağ Kulak için 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
65
Tablo 4.20. Sol Kulak için 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
65
Tablo 4.21. Sağ Kulak için 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
66
Tablo 4.22. Sol Kulak için 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
66
Tablo 4.23. Erkekler için 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
67
Tablo 4.24. Kadınlar için 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
67
vi
Tablo 4.25. Erkekler için 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
68
Tablo 4.26. Kadınlar için 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
68
Tablo 4.27. Erkekler için 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
69
Tablo 4.28. Kadınlar için 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
69
Tablo 5.1. Farklı çalışmalarda sensorinöral işitme kayıplı erişkinkere ait
Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşikleri arasındaki farklar
73
Tablo 5.2. Farklı çalışmalarda normal işiten erişkinlere ait Tone Burst ABR
eşik ortalamaları
74
vii
ŞEKİL DİZİNİ
Şekil 2.1: Kulak yapısı.
4
Şekil 2.1.1.1: Kulak kepçesi (Auricula).
5
Şekil. 2.1.2.1: Timpanik membranın lateral görünümü ve ossicular zincirle bağlantıları
6
Şekil 2.1.2.2: Timpanik membranın medial görünümü ve ossicular zincirle bağlantıları.
7
Şekil 2.1.3: Ossiküler zincirin şematik sunumu.
8
Şekil 2.1.3.1: Östaki tüpünün kulağa göre oryantasyonu.
9
Şekil 2.1.4: Koklea ve vestibüler sistem.
11
Şekil 2.1.4.1.1: Koklea ve iç yapısı .
12
Şekil 2.1.4.1.2 : Koklea dikey kesit görünümü .
13
Şekil 2.1.4.1.3: Koklea detaylı şeması.
14
Şekil 2.2.2: Ossiküler zincirle bağlantılı olan stapes taban, timpanik zar yüzey alan oranı.
17
Şekil 2.2.3.1: Kokleanın kesiti ve korti organı.
19
Şekil 2.2.3.2: Aşağıdan yukarıya doğru, merkezi işitsel yolların genel görünümü.
20
Şekil 2.3.1.1.İşitsel uyarılmış potansiyellerin Hızlı, Orta ve Geç Latans Yanıtları.
22
Şekil 2.4: ABR örnek dalga morfolojisi ve dalgalar arası latans farkı gösterimi.
26
Şekil.2.4.1: ABR dalgalarının anatomik kaynaklarına göre şematik gösterimi.
26
Şekil 2.4.3.3.1: Ipsilateral elektrot yerleşimi.
31
Şekil 2.4.3.3.2: İpsilateral/Kontralateral elektrot yerleşimi.
32
Şekil 2.4.3.3.3: Alçak Geçirgen Filtre.
33
Şekil 2.4.3.3.4: Yüksek Geçirgen Filtre.
33
Şekil 2.4.3.3.5: Band Geçirgen Filtre.
33
Şekil 2.4.4.1: Sol kulak’a ait Klik Uyarılı ABR dalgaları.
35
Şekil 2.4.4.2: 2-1-2 period Tone Burst Uyaran Formatı.
36
Şekil 2.6.1: Klik ve 500 Hz Tone Burst dalga frekans ve spektrumları.
43
Şekil 2.6.2: 2000 Hz Lineer ve Blackman pencereleme.
44
Şekil 2.6.3: Klik ve Tone Burst ABR dalgalarının karşılaştırılması.
45
Şekil 3: Elektrotların polariteye göre başın ilgili noktalarına yerleştirilmesi.
49
Şekil 4.1: 4000 Hz Tone Burst uyarılı ABR dalga morfolojisi.
52
Şekil 4.2: 500 Hz Tone Burst uyarılı ABR dalga morfolojisi.
53
viii
ÇİZELGE DİZİNİ
Çizelge 4.1: Normal işiten hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Eşiklerin Ortalamaları
55
Çizelge 4.2: İşitme kayıplı hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Eşiklerin Ortalamaları
57
Çizelge 4.3: Bütün hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Eşiklerin Ortalamaları
58
Çizelge 4.4: 500-2000-4000 Hz Tone Burst ABR, V.dalga latans değerleri
60
ix
ÖZET
Tone Burst Uyarılı İşitsel Beyinsapı Yanıtları ve Klinik Uygulamalar
İşitsel fonksiyonların değerlendirilmesinde en etkili ölçüm metodu, davranış
odyometrisidir. Ancak subjektif bir değerlendirme olması nedeniyle simülasyon
yapan hastalarda, mental retarde kişilerde, komadaki hastalarda, bebek ve küçük
çocuklarda yetersiz kalmakta ve bu tür hastalarda işitme ölçüm metodu olarak
kullanılamamaktadır. Bu nedenle bu tür hastalarda işitmenin değerlendirilmesi
için, objektif elektrofizyolojik test yöntemleri geliştirilmiştir.
İşitsel beyinsapı yanıtları (ABR) , işitmenin objektif değerlendirilmesinde
önemli bir elektrofizyolojik gereçtir. ABR ölçümlerinde, uyaran tipi olarak Klik,
Tone Burst uyaranlar kullanılmaktadır. Klik uyaran ile elde edilen ABR
yanıtlarının yüksek frekanslardaki işitme eşikleri hakkında bilgi verdiği, ama
alçak frekans işitme eşikleri hakkında yeterli bilgi vermediği belirlenmiştir. Tone
Burst uyaran ise frekansa spesifiktir ve uyaran olarak kullanılan frekanslarda
işitmenin değerlendirilmesi ile ilgili ön bilgi verir.
Bu çalışmanın amacı, Tone Burst uyarılı ABR yanıtlarından elde edilen V.
dalga eşikleri ile saf-ses odyometri uygulanarak elde edilen eşikler arasındaki
ilişkinin istatistiksel olarak incelenmesi, anlamlı bir ilişki mevcut ise bu veriler
doğrultusunda referans eşikler belirlenmesidir. Bu nedenle merkezimize işitsel
değerlendirme için başvuran hastaların, yaş ve cinsiyet farklılığı dikkate alınarak
40 normal ve 20 işitme kayıplı olan 60 kulaktan oluşan örnek grup oluşturulmuş,
bu gruplara Saf Ses Odyometri ve Tone Burst uyarılı ABR testleri uygulanmış,
500, 2000 ve 4000 Hz frekanslarında hem Saf Ses işitme eşikleri, hemde Tone Burst
ABR V.dalga eşikleri incelenmiştir. Normal işiten hastaların Tone Burst ABR ve
Saf Ses Odyometri eşikleri arasındaki fark, 500 Hz için 20.0 dB, 2000 Hz için 8.0
dB ve 4000 Hz için 6.0 dB olarak bulunmuştur. Bu eşik farkları, işitme kayıplı
hastalar için ise 500 Hz için 16.0 dB, 2000 Hz için 6.0 dB ve 4000 Hz için 4.0 dB
olarak daha düşük bulunmuştur.
Yaş ve cinsiyet gözetilerek yapılan ölçümlerden elde edilen bulgulara göre
normal işiten erkek ve kadın hastaların latans sürelerinin arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Normal işiten hastaları yaşlarına göre 20-30 yaş ve 30-40 yaş olmak üzere
iki gruba ayırıp Tone Burst ABR uygulandığında 20-30 yaş ve 30-40 yaş arasında
Tone Burst ABR latans farklılıklarının istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır.
Tone Burst ABR ve Saf Ses işitme eşikleri arasındaki farkın, uyaran
frekansının artmasına bağlı olarak azaldığı görülmüştür.
Elde edilen bu verilerin, literatür ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Anahtar Sözcükler: İşitsel Beyinsapı Yanıtları, Klik uyaran, Tone Burst, ABR, Saf
Ses odyometri
x
ABSTRACT
Tone Burst Evoked Auditory Brainstem Responses and Clinical Applications
Behavioral audiometry is one of the most effective methods to evaluate the
auditory functions. Because of its subjectivity on evaluation, it may not give
enough information to measure the hearing of some people. These are infants,
younger children, patients that may be pretending, patients that have fallen into
the coma and people who have mental retardatory. Therefore, subjective
audiometry can not be used as a measurement method for hearing in all cases.
Because of these reasons, some electrophysiological testing methods that are
objective to evaluate the hearing of these people are necessary.
Auditory brainstem responses are one of the most important tools to
evaluate the hearing objectively. There are usually two types of stimuli. These are
click which is not frequency specific and Tone Burst which is frequency specific.
Although click ABR may be used to provide sufficient information about hearing
thresholds at high frequency, it doesn’t provide enough information about low
frequency hearing thresholds. The second well- known stimuli is Tone Burst
stimuli that have frequency specificity. The Tone Burst evoked responses provide
frequency-specific tresholds.
The aim of this study is to analyse the relation between Tone Burst evoked
ABR thresholds and Pure Tone Audiometry thresholds statistically. When there is
a statistically meaningful relation between these thresholds, the reference
thresholds can be determined according to the relation between Tone Burst ABR
and PTA thresholds. To achieve this aim, a sample group that includes 40 normalhearing and 20 hearing-impaired subjects, was constituted according to sex and
age. Tone Burst evoked ABR and PTA at 500-2000 and 4000 Hz were applied to
the sample group and thresholds were collected. The differences (dB) between
Tone Burst ABR (dB nHL) and the PTA thresholds (dB HL) across 40 normalhearing subjects were 20.0, 8.0 and 6.0 dB for 500, 2000 and 4000 Hz respectively.
These differences were 16.0, 6.0 and 4.0 dB for 500, 2000 and 4000 Hz respectively
for the hearing-impaired subjects.
Differences in the latency of Tone Burst ABR were not statistically
significant in terms of gender and age. We have also demonstrated that when the
frequency of tone bursts increases,the variation between pure tone thresholds and
tone burst thresholds decreases.
Finally, the findings of current study were similar to the results from
literature
Keywords: Auditory Brainstem Response, Click, ABR, Tone Burst, Pure Tone
Audiometry
xi
1. GİRİŞ
İnsanlar arasındaki iletişim yolları içinde en önemlisi ve en sık kullanılanı
konuşarak anlaşma yoludur. Konuşma insanı diğer canlılardan ayıran en önemli
özelliktir. İşitme, öğrenilmiş bir davranış olan konuşmada en önemli etken ve kişinin
çevresiyle iletişimini sağlayan en önemli duyu fonksiyonlarından biridir. Bu algının
azalışı veya tamamen ortadan kalkması kişinin yaşamında çeşitli iletişim güçlüklerine,
sonuçta giderek artan psikolojik ve sosyal problemlere yol açar. İşitme kaybının
temelinde yatan nedenin erkenden ve en güvenilir şekilde ortaya konulması, hastanın
tedavisini hızlandırıp, önemli ölçüde yarar sağlayacaktır1.
İnsanda işitme eşiklerinin saptanmasında en hassas metod olarak, standart
odyolojik testler dediğimiz davranış odyometrisi hala en geçerli muayene yöntemidir.
Ancak bu yöntem kooperasyon kurulabilen kişilere uygulanabilir. Bu nedenle davranış
odyometrisini uygulama olanağı olmayan durumlarda alternatif muayene metodlarına
ihtiyaç vardır. Bu maksatla geliştirilmiş birçok metod olmasına rağmen, bunların
birçoğunda objektif kriterler söz konusu değildir. Objektif esaslara dayanan testler,
akustik refleks ölçümü, elektrokokleografî, otoakustik emisyon ve işitsel beyinsapı
yanıtları (Auditory Brainstem Responses-ABR) gibi elektrofızyolojik testlerdir. Bunlar
içinde gerek sonuçlarının yüksek objektivitesi ve gerekse her şartta uygulanabilir olması
açısından
ABR,
davranış
odyometrisi
yönteminin
en
kuvvetli
alternatifini
oluşturmaktadır2.
Odyolojide ilk pozitif çalışmalar 19. yüzyıl sonlarına rastlamakta olup,
günümüze dek önemli derecede ilerleme göstermiştir. İşitme kayıplı hastaların
incelenmesi, multidisipliner bir yaklaşım içinde, bir test metodundan elde edilen tanısal
değere bir başka testin sağladığı bilgilerin eklenmesi ile mümkün olabilmektedir. ABR,
şimdiye kadar geliştirilmiş işitme testleri içinde en ileri olanlarından biridir.
İşitsel beyinsapı yanıtları odyometrisi, akustik uyaranın verilmesinden sonraki
ilk 10 ms'lik süre içinde gözlenen uyarılmış işitsel davranımlardır. İlk kez Sohmer ve
Feinmesser tarafından 1967 yılında kaydedilmiş olmasına ragmen, Jewett ve Williston
tarafından tanımlanmıştır.
1
Suzuki ve arkadaşlarının 1977 yılında yayınladıkları çalışmadan sonra, işitme
eşiklerinin frekansa özgü tespit edilmesi için Tone Burst ABR'nin kullanılması
artmıştır3.
İşitsel beyinsapı yanıtları odyometrisi (ABR) odyolojik ve nörolojik tanıda
yaygın olarak kullanılan en geçerli elektrofizyolojik yöntemlerden birisidir. Objektif ve
invaziv olmaması, hastanın katılımını gerektirmemesi tanıya gitmede kolaylık getirir.
Yeni doğan taramasında ve test edilmesinde güçlük çekilen yetişkinlerin
işitmelerinin değerlendirilmesinde, koklear ve retrokoklear patolojilerin ayırıcı tanısında
kullanılmaktadır.
ABR'ler yaşa bağlı olarak, maturasyonla birlikte değişiklik
gösterirler. Bu nedenle özellikle bebek ve çocuklar için ayrı ayrı standart oluşturmak
gereklidir. Birçok araştırma üç yaş sonrasında ABR'lerin stabillik kazandığına işaret
eder. Değişik ırk ve toplumlara gore bu sonuç değişiklik göstermemekle birlikte her
kliniğin kendine ait standartlarının olması gereklidir3, 4.
ABR ölçümlerinde, uyaran tipi olarak klik veya Tone Burst kullanılabilir. Bu
uyaranlar, kısa süreli ve yükselme zamanlarının hızlı olması nedeniyle işitme sinirinde
senkronize ateşlenmeye yol açar. Bu nedenle özellikle klik uyaran 2-4 KHz bölgesinde
işitme fonksiyonunu değerlendirmek amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Klik
uyaranlar geniş bantlı, anlık yükseliş ve iniş zamanı olan dikdörtgen, tek yönlü voltaj
pulslarıdır. Klik uyaran ile elde edilen ABR eşiklerinin, yüksek frekans bölgesinin
aktivasyonunu yansıttığı ve frekansa yönelik bilgi vermediği belirtilmektedir4, 5, 6. Tone
Burst uyaran ise frekansa özgüdür ve uyaran olarak kullanılan frekanslardaki işitme ile
ilgili bilgi verir.
Tone Burst ABR, Klik ABR ve Transient Evoked Otoacoustic Emission
(TEOAE)'nin limitasyonlarını barındırmadığından ötürü, özellikle 6 aydan küçük
bebeklerde işitmenin tüm frekansları hakkında bilgi vermesi bakımından ve test
edilmesi zor yetişkinlerin işitsel durumunun tahmininde uyaranların, belirli frekansta
enerjiye sahip olduğu düşünülmektedir. Fakat yapılan bazı erken dönem çalışmalar,
Tone Burst uyaranın seçilen frekansın altındaki ve üstündeki frekanslarda da enerjiye
sahip olduğunu ortaya koymuştur. Koklea’nın anatomik yapısından dolayı, alçak
frekans uyaranların, kokleanın bazal bölgesini de harekete geçirdiği düşünülmektedir.
Bu problemler Tone Burst uyaranların frekans spesifikliğini azaltmaktadır.
2
Yapılan çalısmalarda Tone Burst ABR eşik düzeylerinin yetişkin ve pediatrik
gruplarda işitmenin tipi ve derecesini yansıtabildiği görulmüştür. Çalışmalar normal
işiten ve sensörinöral işitme kayıplı vakalarda yapılmıştır7,8. Tone Burst ABR eşikleri
ve davranım eşikleri arasında anlamlı bir ilişki gözlenmiştir1, 9, 10, 11. Saf Ses odyometri
ve Tone Burst uyarılı işitsel beyinsapı yanıt odyometrisi arasındaki ilişkiyi
gözlemlemek amacıyla karşılaştırmaya dayalı çalışmalarda yapılmıştır12,13.14.15.
Bu çalışmada, normal işiten ve işitme kayıplı yetişkinlerde, Saf Ses odyometri
ve Tone Burst uyarılı işitsel beyinsapı yanıt odyometrisi eşiklerinin değerlendirilmesi ve
latans değerlerinin cinsiyet, yaş ve sağ-sol kulak yönünden karşılaştırılması
amaçlanmıştır. Çalışma esnasında önce, Tone Burst uyanlar kullanılarak, kontrol
grubunu oluşturan normal işitmeli kişilerden oluşan bir grup bireyin, elektrofizyolojik
işitme eşikleri tespit edilmiştir. Daha sonra odyometrik olarak saptanan ve klinik olarak
koklear işitme kayıplı olduğu bilinen hastaların, aynı şekilde elektrofizyolojik işitme
eşikleri saptanmış ve her iki gruptan elde edilen değerlerin karşılaştırması yapılmıştır.
3
2. GENEL BİLGİLER
2.1. İşitme Sisteminin Anatomisi ve Fizyolojisi
Kulak dış, orta ve iç kulak olmak üzere üç bölümden oluşur.
Şekil 2.1: Kulak yapısı
2.1.1. Dış Kulak Anatomisi
Dış kulak, kıvrımlı, esnek bir kıkırdak olan kulak kepçesi (auricula) ve bu
kıkırdağın hemen hemen kapalı bir tüp gibi uzanan kulak yolunun (meatus acusticus
externus) üçte birlik kısmından oluşur.
4
2.1.1.1. Kulak Kepçesi (Auricula)
Şekil 2.1.1.1: Kulak kepçesi (Auricula)
Kulak dış ve iç olmak üzere iki kısımda incelendiğinde, iç yüzün en derin yeri
konka auricula adında çukur bir bölgedir. Konka auricula derine doğru dış kulak yolu
ile devam etmektedir. Kulak kepçesi, düzensiz girinti ve çıkıntılara sahiptir. Dış kısımda
deri ve iç kısımda kartilajdan oluşmuştur. Elastik kartilaj, kulak kepçesinin ve dış kulak
yolu 1/3 dış kısmının iskeletini oluşturur16.
2.1.1.2. Dış Kulak Yolu (Meatus Acusticus Externus)
Kavum konkadan timpan zarına kadar olan bölge dış kulak yoludur. Yaklaşık 25
mm uzunluğundadır. Kartilaj ve kemik kısımlardan oluşur. Bunun 1/3 ünü kıkırdak
parça, 2/3 ünü ise iç kısımda kemik kısım oluşturur. Yetişkinlerde kemik kısım daha
uzundur. Çocuklarda ise kartilaj segment daha uzundur. Kartilaj segmentte cilt kalındır.
Kemik kısmında cilt altı dokusu giderek azalır ve timpan zara doğru tamamen kaybolur.
Cilt altı dokusunda ise; yağ, serümen bezleri ve kıl follikülleri yer alır. Cilt, periosta ile
bütünleşiktir. Cilt dokusu, timpan zarı ile devam eder ve bunun dış yüzünü örter. Dış
kulak yolu düz boru şeklinde olmadığından timpan zarı karşıdan bakılınca görülemez.
Kartilaj kısımda arkaya ve yukarıya doğru, kemik kısımda ise öne ve aşağıya doğru
hafifçe bir eğim gösteren ‘ S ‘ harfi şeklindedir16,17.
5
2.1.2. Kulak Zarı Anatomisi
Şekil. 2.1.2.1 Timpanik membranın lateral görünümü ve ossicular zincirle bağlantıları
Kulak zarı, orta kulak boşluğunu dış kulak yolundan ayıran bir perdedir.
Uzunluğu 10–11 mm, kalınlığı 0,1 mm ve genişliği 8-9 mm dir. Orta kulağın dış
duvarının büyük bir kısmını oluşturur16.
Kulak zarı; annulus tympanicus adı verilen fibröz bir halka ile çevrilidir. Üst
bölümünde bu yapılar mevcut değildir. Sulcus tympanicus bölümünde kalan zar kısmı
gergindir; bu bölüme pars tensa adı verilmektedir. Pars flaccida adı verilen üst bölge ise
gevşektir. Kulak zarının ortasında önden arkaya ve yukarıdan aşağıya doğru uzanan
manibrium mallei görülür. Malleus kemikçiğinin bu parçasının alt ucu arkaya doğrudur.
Üste manibriumun üzerinde ise bir çentik bulunur. Buradan öne ve arkaya iki adet plika
uzanır. Bu plikaların üst kısmında pars flaccida kısmı bulunur. Altında ise pars tensa yer
alır. Kulak zarının en çökük noktası manibrium malleinin alt ucundadır. Bu noktaya
umbo adı verilir.
6
Şekil 2.1.2.2. Timpanik membranın medial görünümü ve ossicular zincirle bağlantıları
Timpan zarı 3 ayrı tabakadan oluşmaktadır. Dış kulak yolu cildi ile devam eden
epitel tabakası, içte orta kulak mukozası ve ortada fibröz tabaka bulunmaktadır. Fibröz
tabaka pars tensa kısmında bulunur ve zarın gerginliğini sağlar. Sirküler ve radyal
liflerden oluşmuştur. Sirküler lifler de: parabolik, semisirküler ve transvers liflerden
oluşur. Pars flaccida bölgesinde fibröz tabaka bulunmamaktadır16.
7
2.1.3. Orta Kulak Anatomisi
Şekil 2.1.3: Ossiküler zincirin şematik sunumu
Orta kulak, iç kulak ile kulak zarı arasındaki bölgedir. Ses dalgalarının iç kulağa
iletilmesini sağlar. Önde östaki borusu aracılığıyla dış ortamla, arkada ise aditus
adantrum bölümü ile mastoid sellüler ile bağlantılıdır16.
8
2.1.3.1. Östaki Borusu
Şekil 2.1.3.1: Östaki tüpünün kulağa göre oryantasyonu.
Östaki borusu yetişkinlerde yaklaşık 3,5 cm uzunluğundadır. Nasofarenksten
orta kulak kavitesine doğru; dışa, arkaya ve yukarı doğru bir seyir izler. Üstteki 1/3 lük
kısım kemik, alttaki 2/3 lük kısmı ise kartilaj yapıdadır. Normalde kapalı olan östaki
borusu: esneme, çiğneme, yutkunma hareketleri ile açılarak, orta kulak hava basıncının,
dış atmosferik basınç ile eşitlenmesini sağlar17.
2.1.3.2. Orta Kulak Kavitesi
En önde orifisi ile en arkada antrum parçası arasındaki mesafe 8–10 mm
civarındadır. Orta kulak kemikçikleri ve kaslarını kapsar. Orta kulak prizma gibi dış ve
iç, üst ve alt, ön ve arka olmak üzere 6 yüzeyi vardır. Timpanik kavitenin sınırlarını şu
şekilde tarif edilebilir.16
Taban: Bulbus vena jugularis, vena jugularis, arka kısımda ise stiloid çıkıntı ile
komşudur.
9
Tavan: Tegmen timpani olarak adlandırılır. Orta fossa ile komşudur.Arka yüzey:
“Arkada mastoid ile bağlantılıdır. Ayrıca m. stapedius ve tendonunun içinde yerleştiği
eminantia pramidarum bulunur.
İç yüzey: Promontoryumun yaptığı çıkıntı ile iç kulakla komşudur.
Ön yüzey: Östaki borusu ile m. tensor timpani bulunur.
Dış yüzey: Yukarıdan aşağıya doğru skutum, kulak zarı ve hipotimpanum olarak
üç kısımdan oluşur.
2.1.3.3. Orta Kulak Kemikçikleri
Orta kulak boşluğunda kulak zarı ile iç kulak arasında yer alan üç hareketli
kemikçik vardır. Bunlar Malleus, inkus ve stapestir. En dışta ve büyük olanı malleus,
en içte ve küçük olanı ise stapestir. Birbirleri ile yarı oynar eklemler yaparak bir zincir
meydana getirirler. Bu zincir kulak zarı ile iç kulak arasında ses titreşimlerinin iletimini
sağlar. Orta kulak boşluğuna ligamantöz bağlarla bağlıdırlar. Kemikçikleri orta kulağa
bağlayan malleusun, ön, dış ve üst bağları ile inkusun ligament posterior adında 4 bağ
ve m. stapedius ve m. tensor tympani adında 2 kas bulunmaktadır.
M. stapedius: Eminentia pyramidarum’ un içinde bulunur. Buradan çıkar ve
stapes boynuna yapışır. Stapesi arkaya çekerek, tabanı tespit eder. Bu şekilde yüksek
şiddetteki seslerin iç kulağa girmesini engelleyerek koruyucu bir görev üstlenir16,17.
M. tensor tympani: Manibrium malleinin collum kısmına yapışarak, processus
cochleariformis’e ulaşır. Buradan öne doğru ilerleyerek tuba eustachii’ nin üzerinde
semicanalis m. tensor tympani adlı kanala girer ve sfenoid kemiğin büyük kanadı ile
bütünleşir. Yaklaşık 22 mm. uzunluğundadır. Manibriumu içe ve arkaya çekerek kulak
zarını tespit eder.
10
2.1.4. İç Kulak Anatomisi
Şekil 2.1.4: Koklea ve vestibüler sistem
Petröz kemiğin içinde bulunan iç kulak işitme ve denge organını içinde
bulundurur. Yuvarlak ve oval pencereler yoluyla ile orta kulak ile bağlantılıdır, koklear
ve vestibüler aquaduktuslar yolu ile de kafa içi ile de bağlantılıdır. İç kulak zar ve
kemik olmak üzere iki kısımdan oluşur. Kemik kısmında otik kapsül bulunur. Kemik
labirent vücudun en sert kemiğidir17. Membranöz labirent, kemik labirentin içinde
bulunan içi sıvı ile dolu, çeşitli kanal ve boşluklardan oluşmaktadır. İşitme organını
içeren bölüme ductus cochlearis adı verilir. Denge organı ise semisürküler kanallar,
utriculus ve sacculus’ tan oluşmaktadır16.
11
2.1.4.1. İşitme Organı (Cochlea)
Şekil 2.1.4.1.1: Koklea ve iç yapısı
İç kulağın ön kısmında bulunan Koklea salyangoza benzeyen bir organdır.
Ortasında bulunan koni şeklinde kemik modiolus adı ile adlandırılır. Bu koninin
çevresinde yaklaşık 30 mm. uzunluğunda, ductus cochlearis ile sarılı bulunmaktadır.
Ductus cochlearis, modiolus çevresinde 2 tam ve bir 3/4 tur yapar. Bu turlar apikal,
medial ve basal tur olarak adlandırılır.
12
Şekil 2.1.4.1.2 Koklea dikey kesit görünümü
Kokleanın merkezinden dikey bir kesit alındığında, modiolus’ tan bir kemik
lamina’ nın kanalın içine uzandığı görülür. Kanalın yarısına kadar uzanır; bittiği yerden,
kemiğin periostu fibroz bir tabaka ile devam eder, karşı duvara ulaşarak kanalı iki
parçaya böler. Bu tabakaya baziler membran adı verilmektedir. Baziler membranın
üstünde kalan kısma scala vestibuli, altta kalan kısma da scala tympani adı verilir. Scala
vestibuli ve scala tympani birbirleri ile apikal turda birleşirler. Scala vestibuli ve scala
tympani’nin içi perilenf sıvı ile doludur. Scala tympani, orta kulak ve yuvarlak pencere
ile bağlantılıdır. Scala vestibuli ise oval pencere vasıtası ile bağlantılıdır. Baziler
membran’ın kalınlaştığı yere ligamentum spiralis ossea adı verilir. Bu ligamanın
üstünden Reissner membrane adı verilen ince bir zar ayrılır ve kanalın ortasına doğru
inerek kemik lamina ile birleşir. Reissner membranı, koklea kesitlerinde üçgen şeklinde
görülen ductus cochlearis’i oluşturur. Ductus cochlearis içinde endolenf sıvısı vardır.
Endolenf ve perilenf arasında, reissner membranı vasıtası ile aktif transport
mekanizması aracılığı ile iyon ve metabolit alışverişi mevcuttur. Kokleann
metabolizmasında endolenf ve perilenf sıvıları önemlidir.
13
Şekil 2.1.4.1.3: Koklea detaylı şeması
Nörosensoriel hücrelerin baziler membran üzerinde yerleştiği bölüme korti
organı adı verilir. Korti organında; ses titreşimleri nöroepitelial hücreler aracılığı ile
elektriksel potansiyellere dönüşür.
Baziler membran üzerinde iç ve dış saçlı hücreler olmak üzere iki tip sensorial
hücre bulunmaktadır. Bu hücreler, tektorial membran ile temastadır. Baziler membranın
en çıkıntılı olduğu yere Corti tüneli adı verilir. Dış kısmında dış saçlı hücreler ve iç
kısmında iç saçlı hücreler bulunmaktadır.
Sayıları yaklaşık 5000 kadar olan iç saçlı hücreler tek sıralıdır. Dış saçlı hücreler
ise 3-4 sıralıdır. İç kulaktaki toplam saçlı hücre sayısı 16000-20000 arasındadır. Saçlı
hücrelerin üzerinde titrek tüyler (stereocilia) bulunmaktadır. Titrek tüyler kendi
aralarında bir düzen içinde sıralanmışlardır. İç saçlı hücrelerde bu düzen, ductus
cochlearise paralel, dış saçlı hücrelerde ise ‘W’ veya ‘V’ şeklindedir. Titrek tüyler
Tektorial membran ile iletimdedir.
14
Tektorial membran, dış saçlı hücrelerin üzerini örten ve jel kıvamında bir madde
içeren yapıdır. İç saçlı hücreler ise tektorial membran içine gömülü değildirler. Titrek
tüylerin akustik enerji yolu ile hareketi, hücre içinde elektriksel potansiyelleri
değiştirmekte ve stimülasyon oluşturmaktadır. Sensoriel hücrelerin arasında Dieters,
Cladius, Hensen adı verilen destek hücreleri bulunmaktadır.
Sensoriel hücrelerin her birinin alt yüzünden sinir fibrilleri çıkar. Bu sinir lifleri
kümeler oluşturarak, Habenula perforata yolu ile kemik spiral laminaya giderler ve
modiolusta bulunan işitme ganglionunda sonlanırlar. Bu gangliona Spiral ganglion ismi
verilir. İç ve dış titrek tüylü hücreleri etkileyen sinir lifleri, spiral ganglionda
yerleşmişlerdir. Koklea’da otonom, afferent ve efferent adlı 3 tip lif vardır. Beyine
sensoriel bilgiyi ileten afferent liflerdir. Beyin sapından kokleaya bilgiyi ileten efferent
liflerdir. Afferent liflerin %95’ i iç saçlı hücreler ile iletimdedir. Otonom sinir sistemine
ait liflerin koklea içinde varlığı gösterilemese de bu tip liflerin kan damarları, modiolus
ve spiral laminada varlığı bilinmektedir16, 17.
Spiral gangliondan çıkan sinir lifleri n. cochlearis’i oluştururlar. N. cochlearis
içindeki sinir liflerinin büyük bir çoğunluğu afferent fibriller taşımaktadır. N.
cochlearis; iç kulak yolunda, n. vestibularis ile birlikte 8. kafa çiftini oluşturur. N.
statoacusticus, ponsun alt kısmında beyin sapına girerek, dorsal ve ventral koklear
çekirdekler ile sinaps yapar.
Sinir
uçlarının,
koklear
nucleuslarda,
kokleayı
yansıtan
bir
düzende
sonlandıkları gösterilmiştir. Koklear nukleustan çıkan 2. nöronlar, orta hattı
çaprazlayarak karşı taraf superior olivary kompleks’te veya leminiscus laterale’de biter.
Bir grup nöron da çaprazlaşmadan, aynı taraf superior olivary kompleks ve leminiscus
laterale’ye ulaşırlar. Lifler leminiscus lateraleden sonra; colliculus inferior ve medial
geniculate body’de sonlanır. Her iki colliculus inferior arasında bağlantılar vardır.
Medial geniculate body, primer işitme merkezi olarak bilinmektedir. Kortekse doğru
seyreden lifler, temporal lob Heschl Gyrusunda sonlanır. Bir kısım lifler ise ipsilateral
merkezlerde sonlanır.
Afferent liflere ek olarak, sayıları yaklaşık 1000 kadar olan efferent lifler de
mevcuttur. Bunlar superior olivary komplekste başlar ve olivokoklear demeti oluşturur.
Demetin büyük bir kısmı karşı taraf dış saçlı hücrelerde sonlanır16, 17.
15
2.2. Kulak Fizyolojisi
İşitme, atmosferde meydana gelen ses dalgalarının kulağımız tarafından
toplanmasından beyindeki merkezlerde anlamlandırılmasına kadar olan süreç olarak
adlandırılır. İşitme sistemi geniş bir bölge ile ilgilidir.
Dış, orta, iç kulak ile merkezi işitme yolları ve işitme merkezi bu sistemin
parçalarıdır.16 İşitme sırasında üç fonksiyon yerine getirilmektedir: İlk olarak orta
kulakla ses titreşimleri iç kulak sıvılarına iletilmektedir. İkinci olarak iç kulakta
frekansların periferik analizi yapılmaktadır. (Baziler membran) Üçüncü olarak da
mekanik
enerji,
iç
dönüştürülmektedir.
kulaktaki
Sesin
silialı
alınması
hücreler
ve
tarafından
işitmenin
elektrik
algılanması
enerjisine
birkaç
fazda
gelişmektedir16.
1. Ses dalgalarının korti organına kadar iletilmesi akustik enerji ile sağlanan
mekanik bir olaydır.
2. Korti organına ulaşan akustik enerji, nöroepitelial hücrelerde elektriksel
potansiyeller şekline dönüşür.
3. Sinir lifleri bu elektriksel potansiyelleri daha yukarı merkezlere iletirler.
4. Koklear çekirdeklerden, temporal lobdaki işitme merkezine gelen uyarılar
birleştirilir ve analiz edilir.
2.2.1. Dış Kulak Fizyolojisi
Seslerin kokleaya iletilmesinde baş ve vücut engelleyici , kulak kepçesi, dış
kulak yolu ve orta kulak yönlendirici ve şiddetlendirici etki yapar. Başın yaptığı
engelleyici etki başın genişliğine göre değişir. Kulaklar arasındaki uzaklığa interaural
mesafe denir. İnteraural mesafe başın engelleyici etkisini belirgin hale getirmede
önemlidir. Ses yakın kulağa göre 0,6 ms’lik bir zaman farkı ile diğer kulağa ulaşır.
Başın ses dalgalarının alınmasına yaptığı diğer bir etki de gölge etkisidir.
Başın genişliğinin ses dalgalarının boyundan büyük veya küçük olması gölge etkisini
ortaya çıkarır. Tiz seslerin dalga boyunun, başın genişliğinden küçük olmasından dolayı
tiz sesler uzak kulağa daha zorlukla ulaşır. Buna karşın pes seslerin dalga boyu başın
genişliğinden büyük olmasından dolayı bunların yayılma doğrultusunun uzağında kalan
kulağa ulaşması sorun oluşturmaz. Bu yüzden tiz seslerin yönü, pes seslere göre daha
kolaylıkla bulunabilir.
16
Kulak kepçesinin pozisyonu ve şekli, çevredeki sesleri toplamaya ve
yönlendirmeye yarar. Başın yönüne göre yaklaşık 135 derecelik bir yay içindeki bütün
sesleri toplar ve dış kulak yoluna yönlendirir. Boynuz şeklindeki konka ise bir megafon
görevi yapar ve ses dalgalarını dış kulak yolunda güçlendirir. Bu şekilde ses
dalgalarının şiddetini 6 dB artırdığı düşünülmektedir..
Dış kulak yolunda ses dalgaları yönlendirmekle kalmayıp aynı zamanda
şiddetlendirilir. Ses dalgalarının atmosferdeki yayılması ile dış kulak yolundaki
yayılması karşılaştırıldığında yetişkin bir insanda sesin şiddetinin arttığı ve bu artışın
1000- 8000 Hz frekansları arasında olduğu saptanmıştır. Yetişkin bir insanda bu şiddet
artması 3500–4000 Hz frekansları çevresinde en yüksek değerine ulaşmaktadır. 3500
Hz frekansındaki bir ses dalgası dış kulak yolunda yaklaşık olarak 15–20 dB
kuvvetlenmektedir. Ancak bu değerler sabit değildir; çünkü kişiden kişiye kanalın çapı
ve biçimi değişmektedir. Ayrıca sesin geliş açısı da değişiklik göstermektedir16.
2.2.2. Orta Kulak Fizyolojisi
Şekil 2.2.2: Ossiküler zincirle bağlantılı olan stapes tabanı ve timpanik membrane yüzey alan oranı
17
Ses enerjisi, dış kulak yolunda kulak zarına doğru yoğunlaşarak gelir. Ses
dalgaları; timpan zarda titreşim oluşturur.
Bu titreşim, zara yapışık olan manibrium mallei vasıtası ile malleus başına ve
buradan inkus başına iletilir. Malleus ve inkus linear bir eksen üzerinde bir blok halinde
hareket ederler. Bu hareket ekseni, inkusun kısa kolu ve gövdesi ile malleusun boynu
arasından geçer.
Hareket bundan sonra, incudostapedial eklem vasıtası ile stapes ve oval
pencereye, buradan iç kulak sıvılarına iletilir. Ancak orta kulakta bu iletim sırasında,
atmosferden, perilenf sıvısına ses dalgalarının iletimi olur. Ses dalgaları akustik
rezistansı çok düşük olan atmosferden, akustik rezistansı çok yüksek olan perilenfe
geçince bir enerji kaybına uğramaktadır. Ses dalgalarının ancak 1/1000’i perilenfe
iletilebilmektedir.
Bu ortam değişikliği sırasında 30dB işitme kaybı ortaya çıkmaktadır. Fakat; orta kulak
ve kemikçikler, kendisine gelen akustik enerjiyi yaklaşık 30 dB kadar artırarak perilenfe
aktarmaktadır. Bu şekilde ortam değişikliği sırasında ortaya çıkan enerji kaybı
giderilmektedir.
Malleus ve inkus, ses iletimi sırasında bir kaldıraç gibi hareket ederler ve sesi 1:
1/3 oranında yükseltirler. Bu artış yaklaşık 2.5 dB’ dir.
Orta kulağın yükseltici etkisi, kulak zarı ile stapes arasındaki yüzey farkından
kaynaklanmaktadır. Bu oran 55: 3,2=17’dir. Böylece akustik enerji timpan zarından
oval pencereye, yüzey farkından dolayı 17 kat yükselerek geçer; bu yaklaşık 25 dB’lik
kazancı gösterir. Kemikçiklerin kaldıraç etkisi de düşünüldüğünde, yaklaşık 27,5 dB
işitme kazancı oluşmaktadır.
Ses titreşimleri timpan zarı titreştiği zaman pencerelere iki yolla ulaşır.
Kemikçikler yoluyla oval pencereye ve hava yoluyla yuvarlak pencereye ulaşır. Bu
şekilde pencerelere ulaşan ses dalgaları arasında iletim hızının farklı olmasından dolayı
faz farkı ortaya çıkar. Ses dalgaları farklı fazlarda iletildiğinde, koklear potansiyellerin
optimum seviyede olduğu tespit edilmiştir.
Ses titreşimlerinin baziler membrana ulaşabilmesi için, perilenfin hareket etmesi
gereklidir. Ancak stapes tabanı, titreşimi iletmek için perilenfe doğru hareket ettiği
zaman, perilenfin harekete geçebilmesi için ikinci bir pencereye gerek vardır. Yuvarlak
18
pencere membranı, stapes hareketi sırasında orta kulağa doğru bombeleşerek, perilenfe
hareket imkânı sağlar16.
2.2.3. İç Kulak Fizyolojisi
Şekil 2.2.3.1: Kokleanın kesiti ve korti organı
Stapes hareketi ile başlayan ve perilenf sıvısı ile iletilen mekanik dalga, baziler
membranı tabandan apekse doğru hareketlendirir. Bu dalganın özelliği, amplitüdün
giderek artması ve titreşimlerin belli bir bölgede maksimum amplitüde ulaştıktan sonra
birden sönmesidir. Titreşimler enine ve boyuna olmak üzere yayılırlar. İletim dalgası
baziler membran üzerinde stimulusun taşıdığı frekansa tekabül eden bölgede maksimum
amplitüde ulaşır ve bu bölgeyi hareket ettirerek fibrilleri uyarır.
19
Baziler membranın tabana yakın yeri ince, kısa ve gergindir, bu özelliğinden
dolayı bu bölge en yüksek frekanslarda uyarılır. Apekse yakın yeri ise kalın, uzun ve
gevşektir. Bundan dolayı da bu bölge en alçak frekanslarda uyarılır.
Baziler membran titreşirken, üzerindeki titrek hücreler tektoriel membrana
çarpıp ayrılırlar ve uyarılan koklea kısmında ses dalgalarının mekanik enerjisi elektrokimyasal enerjiye dönüşür. Bu enerji, sinir impulsları doğurarak sesin 8. Sinir lifleri ile
merkeze iletilmesine neden olur. Ses uyaranları taşıdıkları frekanslara göre beyindeki
değişik yerlerde sonlanırlar. İşitme merkezinde yüksek ve alçak frekanslı seslerin
alındığı yerler ayrıdır. Yani işitme merkezi özel bir tonotopisite göstermektedir. Yüksek
şiddetli tonlar işitme merkezinin derinliklerinde ve düşük şiddetli tonlar ise
yüzeylerinde sonlanır. Sesler kortekse ulaştığı zaman kortekste önceki ses
deneyimlerine göre tanımlanırlar. Kulaklarla beyin arasındaki bağlantı çift kanallı bir
sinir sistemi ile yapılır. Karışık bir yol izleyen sinirler birçok noktada koklear çekirdek,
superior oliva, colliculus inferior ve medial geniculate body’den geçerler16,17.
Şekil 2.2.3.2: Aşağıdan yukarıya doğru, merkezi işitsel yolların genel görünümü.
20
2.3. İşitsel Uyarılmış Potansiyeller
Uyarılmış potansiyeller, merkezi sinir sisteminin farklı duyusal uyarılara verdiği
elektriksel yanıtlar olup, beyindeki duyusal yolları işleyen temel nörofizyolojik
araştırmalarda ve bu işitsel yolların bütünlüğünü incelemek amacıyla da klinik
uygulamalarda
kullanılırlar. İşitsel uyarılmış potansiyeller, iç kulaktan başlayıp
kortekse kadar uzanan nöral yollarda ses iletimi ile oluşan elektriksel aktiviteyi gösterir.
Elektriksel aktivite, kendisine ulaşan artırıcı ya da azaltıcı etkilerle dinlenim
durumundan uzaklaşan nöronlarda olusan membranlar arası iyon akımlarının
ekstrasellüler bölgede yarattığı voltaj değişikliğidir. Ekstrasellüler bölgedeki voltaj
değişikliği, sinir lifleri üzerinde hızla ilerleyen aksiyon potansiyelleri, nöron gövdeleri,
dendritlerde oluşan yavaş postsinaptik potansiyeller olabilir. Beynin bir noktasında
oluşan potansiyel değişikliği, hacim iletimi ile saçlı deri yüzeyine iletilir. Saçlı deri
üzerine yerleştirilen elektrotlar üzerinden ölçülen bu potansiyellere uzak-alan
potansiyelleri adı verilir3. İşitsel uyarılmış potansiyeller, temel bilimsel çalışmalara
imkan vermenin yanı sıra kliniklerde de bir çok durumda tanı ve takip amaçlı
kullanılmaktadır.
2.3.1. İşitsel Uyarılmış Potansiyellerin Tipleri
İşitsel uyarılmış potansiyeller arasında, elektrodların yerleştirilmesi baz
alındığında ilk ayrım anatomik olur: “vertekste” veya “kulakta”. Aktif elektrot vertekse
tutturulmuşken bir veya iki referans elektrodun kulak memesine ya da mastoide
yerleştirilmesiyle ölçülen verteks (V) potansiyelleri, latansın hızlı, yavaş veya geç
olmasına göre sınıflandırılır. Bu yöntemle uyarılmış potansiyellerin kaydedilmesi “uzak
saha tekniği” olarak adlandırılır.
İkinci alt ayrım EcochG’ ye göredir. Referans elektrot kulak memesine, aktif
elektrot ise orta kulak veya DKY’ na konur. V potansiyelleri gibi latansa göre
sınıflandırılırlarsa, bu uyarılmış potansiyeller “erken” olarak tanımlanır ve tekniğe
“yakın saha tekniği” adı verilir18.
21
2.3.1.1. Uzak saha potansiyelleri:
Latanslarına göre yanıtlar, genellikle aşağıda verildiği şekilde sınıflandırılır:
0
5
10
20
50
100
200
300
400
Latency (ms)
Şekil 2.3.1.1.İşitsel uyarılmış potansiyellerin Hızlı, Orta ve Geç Latans Yanıtları
Hızlı Latans Yanıtları: Uyarımdan 2 ila 12 ms. arasında görülen yanıtlar olarak
isimlendirilmiştir. İşitsel beyin sapı yanıtları (ABR) en sık bu zaman aralığında
kaydedilir. Jewett sınıflamasına göre dalgalar Roma rakamlarına göre isimlendirilirler.
Bunlar içinde en belirgin olan dalga V, eşik üstü şiddette yaklaşık 6. ms.’ de görülür.
Yanıtlar 8. sinir ve beyin sapı aktivitesini yansıtır. Bu seviyeden itibaren oluşan biraz
daha uzun
yanıtlar, beyin sapı cevabının yavaş dalga bileşeni olarak adlandırılır.
Uyarımdan sonra, eşik üstü şiddette 12. ms.’ de, eşik seviyesinde 20 ms.’ de ortaya
çıkar ve frekansa göre eşik bulunmasında kullanılır.
Orta Latans Yanıtları(MLR) : Uyarı sonrası 10-50 ms. arasında oluşan
potansiyellere denilmektedir Bu yanıtların, korteksten kaynaklanan sonomotor ve
nörojenik tepkiler olduğu düşünülmektedir.Bazı araştırmacılar kaynaklandıkları
zannedilen bölgeden dolayı bu dalgalara “primer korteks yanıtları” adını vermektedirler.
MLR’
ler
ABR’
lerden
daha
geniş
dalgalardan
oluşmakta
ve
harflerle
simgelendirilmektedirler. MLR’ lerin en belirgin bileşeni yaklaşık 32 ms. latansla
oluşan Pa ( P35 ) dalgasıdır. Serebral paralizi geçirmiş hastalarda yapılan çalışmalar, bu
22
dalganın iki taraflı olarak işitme korteksinden kaynaklandığını göstermektedir. Diğer
dalgaların kaynakları bilinmemektedir. Pb dalgası ise, LLR’ lerin P1 dalgası ile aynı
olup, her iki sınıfta da mütalaa edilmektedir.
Geç latans yanıtları (LLR): Uyarının başlangıcından 50 ms. sonra oluşan
dalgalara geç latans yanıtları denilmektedir. Bunlar büyük amplitüdlü geniş dalgalardan
oluşurlar ve 500 ms.’ ye kadar görülürler. LLR’ lerin en belirgin bileşenleri 100ms.
civarında görülen N1 dalgası ile 180 ms. civarında oluşan P2 dalgasıdır. Geç latans
yanıtlarının en önemli özelliklerinden biri, dikkat veya uyku gibi bilinç durumlarından
fazlaca etkilenmeleridir. Bu nedenle LLR’ lerin klinik olarak en büyük dezavantajı
uyuyan, anestezi altında ve isteksiz hastalarda uygulanamamasıdır. ABR’ nin bulunup
klinik uygulamaya girmesiyle tüm önemi ortadan kalkmıştır.
2.3.1.2. Yakın Saha Potansiyelleri
Koklea ve primer koklear sinir fibrillerinden kaynaklanan potansiyellerdir.
Kısaca koklear potansiyeller olarak adlandırılırlar. EcochG, akustik stimulasyonu
takiben oluşan koklear potansiyellerin kaydıdır. Transtimpanik ya da DKY’ na
yerleştirilen elektrotlar yardımıyla elde edilirler. Erken latans yanıtlar, uyarıyı takip
eden 1-5 ms içerisinde oluşan yanıtlar erken latans yanıtları olarak adlandırılırlar.
Buradaki aksiyon potansiyeli, 8. sinir yoluyla iletilen koklear aktiviteyi gösterir. 19291930 yıllarında ilk kaydedilen koklear aksiyon potansiyelleri, koklear mikrofonik
yanıtları keşfeden Saul ve Davis’ den sonra, 1950 ‘de Davis ve Bekesy koklear
potansiyellerin diğeri olan sumasyon potansiyellerini tanımlamışlardır.
EcochG’
de
akustik stimulasyon ile değişik elektriksel aktiviteler elde edilmektedir. Bunlar aksiyon
potansiyeli, koklear mikrofonik (CM) ve sumasyon potansiyelleridir
Aksiyon potansiyelleri (AP): Kokleanın bazal turundaki sinir fibrillerinden
kaynaklanır. AP’ nin kokleanın nöral aktivitesi ile bir eşik ilişkisi vardır. Bu eşik
kişinin işitme eşiğine çok yakındır. Bu nedenle AP, yüksek frekanslarda odyolojik eşiği
bulmada güvenilir, objektif bir metoddur. İlk komponenti N1 olarak bilinir ve 8. sinirin
en distal kısmından kaynaklanır. ABR’ de I. dalga ile eşdeğerdir. Stimulus şiddetinin
değişimiyle AP’ nin latans ve amplitüd değerleri değişiklik gösterir. Stimulus şiddeti
23
düştükçe amplitüdler azalırken latanslar artar (Stimulus şiddeti arttıkça latans süresinin
kısalmasının sebebi olarak yaklaşık 40-50 dB düzeyinin üzerindeki değerlerde iç saçlı
hücrelerin de uyarılmaya başlaması gösterilmektedir). Normal kişilerde AP latent
periyodu 1-4 ms. arasında değişirken, amplitüd ise1-60 µV (ortalama 22µV)
arasındadır. Normal işiten kişilerde 10-20 dB ile AP elde edilebilir18.
Koklear Mikrofonikler(CM): Koklear Mikrofonikler, dış tüylü hücrelerin
silyalı yüzeylerinden kaynaklanan değişken bir potansiyeldir. CM’in elektriksel dalga
formu stimulusun elektriksel dalga formuna çok benzer. CM’ ler, N1 dalgasının hemen
önünde tipik olarak 3 kHz. civarında bir seri sinüzoidal salınımlar olarak görülür. CM’
ler aynı kişide bile amplitüd ve faz olarak birçok değişkenlik gösterdiğinden, hatta
elektrottaki ufak konum değişimlerinden fazlaca etkilendiği için, kişinin gerçek eşiğini
hiçbir zaman yansıtmaz ve otolojik tanı için klinik öneminin olmadığı varsayılır. Ancak
intraoperatif monitörizasyon tekniği olarak
kokleanın durumu hakkında bilgi
verebilir19.
Sumasyon Potansiyeli(SP): Kokleadaki elektriksel aktiviteyi yansıtan bir
potansiyeldir. CM’ lerden farklı olarak stimulusun dalga şeklini taklit etmezler.
Kokleanın toksik yaralanmaları ile CM azalır ve SP negatifliği artar. Benzer şekilde
pozitif potansiyeldeki bir düşüşü, negatif potansiyeldeki bir artış takip eder.. Negatif
SP’ lerinin iç tüylü hücrelerden, pozitif SP’ lerinin dış tüylü hücrelerden kaynaklandığı
sanılmaktadır. Normal kulaklarda bile ancak yüksek stimulus şiddetlerinde ancak 70 dB
ve üzerindeki uyarılarla izlenebilir amplitüdde elde edilebilir. Transtimpanik elektrot
kayıt tekniği ile elde edilebilirler. Bu potansiyeller ses stimulusu sırasında scala timpani
ile scala media arasındaki basınç değişimleri sonucu, baziler membran hareketlerindeki
asimetriyi yansıtırlar. Endolenfatik basınç değişimlerini yansıttıkları için klinikte en çok
Meniere
hastalığının
teşhisinde
ve
intraoperatif
olarak
endolenfatik
basınç
değişikliklerinin izlenmesinde kullanılırlar..Bu potansiyeller genellikle 8. sinir aksiyon
potansiyelleri tarafından örtüldüğü için ölçümleri zordur. Bu durumda gittikçe artan
oranda klik stimuluslar verilir. AP, klik oranı arttıkça azalmasına rağmen, SP bu
durumdan etkilenmez ve korunurlar. Bu şekilde daha kolay kayıt edilebilirler18.
24
2.4. İşitsel Beyin Sapı Yanıtları (ABR)
ABR, işitme sinirinin başlangıcından pons’un en üst bölümüne kadar olan
anatomik bölgede, işitme yollarındaki elektriksel akımın senkronize aktivitesini
kaydeder. ABR odyometrisi işitsel beyinsapı fonksiyonunun işitsel uyarana karşı
verdiği cevabın kaydedilmesi esasına dayalı nörolojik bir testtir.
İşitsel
Beyin
Sapı
Yanıtları
(ABR)
nörootolojik
ve
odyolojik
değerlendirmelerde kullanılır. Uyarımdan sonraki yaklaşık ilk 10 ile 12 ms.’ de görülen
uzak saha potansiyelleridir. ABR, 7 adet pozitif tepeden oluşur ve literatürde dalgalar
Jewett ile Williston’ un tanımladığı
gibi verteks pozitif tepelerine göre Roma
rakamlarıyla ifade edilir.
ABR testi ile görüntülenen aktivite periferik işitme organı, işitme siniri ve beyin
sapının bir bölümünü kapsar.
İşitsel beyinsapı yanıtlarının normal değişimleri:
ABR’ nin değerlendirilmesinde asıl kriterler, dalgalara ait latans, amplitüd ve
morfolojilerdir.
1. Latans: Uyarının başlangıcından yanıtı oluşturan dalga kompleksinin pozitif
veya negatif tepe noktasının olduğu noktaya kadar geçen süreçtir. Bu süreç ABR’ de
milisaniye (ms) olarak ölçülür
2. Amplitüd: Yanıtı oluşturan dalga formunun pozitif ve negatif tepe noktaları
arasındaki dikey mesafeye amplitüd denir. Amplitüd, ABR’de mikrovolt (µV) cinsinden
ölçülür. ABR’ da genellikle kullanılan amplitüd ölçüm şekli negatif amplitüd tayinidir.
25
3. Morfoloji: Dalga kompleksinin şekil olarak genel yapısını ifade eder.
Şekil 2.4: ABR örnek dalga morfolojisi ve dalgalar arası latans farkı gösterimi
2.4.1. ABR Dalgaları ve Kaynaklandığı Bölgeler:
Şekil.2.4.1: ABR dalgalarının anatomik kaynaklarına göre şematik gösterimi
26
I. Dalga. ABR’nin birinci dalgası 8. sinirin kokleadan başlayıp internal akustik
kanala girdiği noktaya kadar olan distal kısmındaki birleşik aksiyon potansiyellerini
yansıtmaktadır. İnsanlar üzerinde yapılan 8. sinir potansiyellerinin direkt ölçümleri ve
elektrokokleografik çalışmalarla bu bulgu doğrulanmıştır3. Yapılan modellemelerde
elde edilen bulgular I. dalgayı izleyen negatif inişin ise 8. sinirin internal akustik
kanaldan çıktığı bölgedeki aktiviteyi yansıttığını düşündürmektedir22.
II. Dalga. İkinci dalganın kökeni hakkında farklı görüşler vardır. İlkgörüş,
intrakraniyal ölçümlerle ve I. ve II. dalgaların latanslarının, ortalama 25 mm uzunluğa
ve 2-4 mikrometre çapa sahip olan 8.sinirin
iletim hızıyla uyumlu olmasıyla
desteklenen II. dalganın kraniyal sinir kökenli olduğudur 3.
Diğer bazı çalışmalarda ise II. dalganın koklear nükleus hücrelerinden
kaynaklandığı
gösterilmiştir23.
Koklear
nükleusun
mediyalinden kesilerek
üst
merkezlerle olan bağlantısı yok edildiğinde II. dalganın genliğinin değişmediği ve
anteroventral koklear nükleusun posterior ve posteroventral koklear nükleusun anterior
kesiminde yer alan hücrelerin II. dalganın oluşmasında rol oynadığı bildirilmektedir 24.
III. Dalga. Bu dalganın koklear nükleus ve kontralateral superior oliver
kompleksten köken aldığı düşünülmektedir
3, 24
.Ancak 8. sinir aktivitesinin devam
etmesinin III. ve IV. dalgaların oluşumunda etkisi olabileceğini düşündüren çalısmalar
vardır 25.
IV. Dalga. Saçlı deriden ölçülen ABR’de IV. dalga genellikle V. dalganın
üzerinde bir omuz gibi görülür. Bu sebepten çoğunlukla tek basına bir IV. Dalgadan söz
edilmez; IV-V dalga kompleksi olarak incelenir. Koklear nükleusdan sonra nöral
yolların dağılması ve çaprazlaşması III. dalgadan sonraki dalgaların kökenlerini
bulmayı zorlaştırmaktadır. İntrakraniyal araştırmalar, IV. dalganın tek bir anatomic
bölgeden kaynaklanmadığı, superior oliver komplekste yer alan 3. Basamak
nöronlardan ağırlıklı olmak üzere koklear nükleus ve lateral lemniskus nükleusunda
oluşan aktiviteyi yansıttığını düşündürmektedir3
27
V. Dalga. Klinik uygulamalarda en çok üzerinde durulan bileşen V. dalgadır.
Derin elektrot ölçümleri ve spatiotemporal dipol modellemelerinde V. dalganın pozitif
voltajının lateral lemniskus fibrillerinin inferior kollikulusda (uyarılan kulağın
kontralateralindeki) sonlanmasıyla; pozitif dalgayı takip eden büyük ve yavaş negatif
inişin ise inferior kollikulusdaki dendritik aktivite nedeniyle oluştuğuna dair bulgular
elde edilmiştir. İnsandan alınan intrakraniyal ölçümler de V. dalgayı takip eden yavaş
negatif inişin inferior kollikulusdaki aktiviteden kaynaklandığını desteklemiştir 3 .
VI ve VII. Dalgalar. Bu dalgaların kökeni tartışmalı olmakla birlikte inferior
kollikulusdaki nöronların süregelen senkronize aktivasyonlarına bağlı olabileceği
düşünülmektedir 3 .
Normal bir kişide, 1.5 ile 2 ms.’ den itibaren başlayarak yaklaşık birer milisaniye
aralıklarla görünen beş ila yedi dalga bulunur. V. dalga, en az değişken ve klinik olarak
en fazla yararlanılan dalgadır. ABR’ da değerlendirilen asıl veri V. dalga’ nın latansı ve
bunun diğer dalgalarla olan ilişkisidir.
ABR testi objektiftir, dikkat veya dikkatsizlikten etkilenmez. Koklear
endorgandan, beyin sapındaki işitme merkezlerine kadar olan işitme fonksiyonu
doğrudan değerlendirilebilir. Dalgalar arası latanslar değerlendirilerek lezyonun yeri
hakkında bilgi elde edilebilir. Bu sayede, işitme kayıpları ile nörolojik patolojiler
arasında ayrım yapmak mümkün olur.
ABR ile beyinsapında bir problem olduğunu anlamak mümkün ise de, ayırıcı
tanı bugün için imkânsız görünüyor. Bu nedenle ABR ne lezyon yerini saptamaya
yönelik standart görüntüleme yöntemlerinin ne de klasik odyometrik incelemelerin
yerini alabilir. Daha çok nörootolojik hastalığı olan kişilerin değerlendirilmesinde
yardımcı tanı yöntemi olarak kullanılmaktadır.
2.4.2. ABR’ nin Kullanım Alanları
1. İşitme fonksiyonunun değerlendirilmesi ve eşik tayini amacıyla:
i. Standart odyolojik testlerin yapılmasının mümkün olmadığı yaştaki bebek ve
küçük çocuklarda.
ii. Zeka geriliği ve iletişim bozukluğu gösterenlerde.
iii. Komadaki hastalarda.
28
iv. Simulasyon yapanlarda.
2. Nörootolojik hastalıklarda tanısal amaçlı olarak:
i. Lezyon yerinin tayininde.
ii. Beyin sapı ve serebellopontin köşe lezyonlarında.
iii. Koklear ve retrokoklear işitme kayıplarının ayrımında.
iv. İntraoperatif monitörizasyon amacıyla
2.4.3. ABR Test Ekipmanı ve Teknik Unsurları
2.4.3.1 Ses Uyaran Tipleri
İşitsel uyarılmış potansiyellerin elde edilmesinde kullanılan uyarılar frekans
bantlarına göre 3 sınıfa ayrılabilir:
1. Tüm frekans bantlarını içeren klik uyarılar
2. Dar bir frekans bandını içeren Tone Burst uyarılar
3. Özel şartlar için yaratılmış uyarılar
ABR dalgaları elde etmede kullanılan başlıca ses uyaranları Klik ve Tone Burst
uyarılardır.
1. Klik Uyarı: ABR kayıtlarını elde etmede en tercih edilen uyarı tipidir. Bütün
frekans bandını içeren, 1 ms.’den az ve çok kısa süreli bu uyarılardır. Kokleayı tüm
frekans bantlarında uyarması beklenirken, uyarının amplitüdü, ses üretecinin
elektroakustik özellikleri, dış kulak yolu (DKY) ve orta kulağın ses iletim özelliği ,
kokleanın bütünlüğü gibi nedenlerden dolayı daha çok 2-4 KHz bölgesini
etkilemektedir.
Özellikle işitme eşiğinin saptanmasında kullanılırlar. Bir ses üreticisine gönderilen ve
dikdörtgen şeklinde bir elektrik pulsu tarafından üretilen ses uyarısıdır. Elektrik pulsun
süresi 100-200 mikrosaniye arasında değişir. Uyaranın amplitudu dB olarak ölçülür.
Teorik olarak çok kısa süreli ve dikdörtgen biçiminde olduğu için geniş bir frekans
spectrumu ve kokleayı tüm frekans bantlarında uyarması beklenir.
Klik uyarı kutupsal olarak 3 farklı şekilde kullanılabilir;
29
Rarefaction
Klik:
Klik
uyarı
üretmede
negatif
bir
elektrik
sinyal
kullanıldığında, ses üreten cihazın diyaframı kulak zarından uzaklaşır yönde hareket
eder ve bunun sonucunda DKY ve orta kulakta negatif basınç dalgaları oluşur. Kulak
zarının DKY’ na doğru hareketi kokleayı ve dolayısıyla baziller membranı etkiler.
Condensation Klik: Klik uyarı üretmede pozitif bir elektrik sinyal
kullanıldığında, ses üreten cihazın diyaframı kulak zarına yaklaşır yönde hareket eder
ve bunun sonucunda DKY ve orta kulakta pozitif basınç dalgaları oluşur. Kulak zarının
orta kulak yönüne doğru hareketi kokleayı ve dolayısıyla basiller membranı etkiler.
Oluşumundaki farklılık nedeniyle elde edilen yanıt rarefaction kliğin oluşturduğu
yanıttan biraz değişiktir.
Alternating Klik: Uyarıya bağlı artifaktların giderilmesi amacıyla, rarefaction
ve condensation kliklerin ardarda uygulanmasıyla oluşturulur.
2. Tone Burst Uyarı: Frekansa spesifik ABR kayıtları elde etmede kullanılan
kısa süreli tonal uyarılara Tone Burst veya tone-pip uyarı denilir. Bu uyarıların yükseliş
, plato ve iniş zamanı parametreleri vardır.Tone Burst uyarının, tone-pip uyarıdan farkı
plato süresidir. Tone-pip uyarıda kullanılan plato süresi sıfırdır yani plato yoktur. Tone
Burst uyarının sadece bir frekanstan oluşması ve kokleanın yalnızca istenen bölgesini
uyarması istenir.
2.4.3.2. Uyarı İletimi
Uyarı iletimi transducer vasıtası ile sağlanır. Transducer,bir enerjiyi baska bir
enerjiye çevirmeyi sağlayan cihazdır. Hava iletiminde en yaygın transducer tipi TDH-39
kulaklıklardır. Diğer bir transducer tipi ise insert kulaklıktır. Kemik iletiminde ise
vibratör kullanılmaktadır .
2.4.3.3. Kayıt sistemleri
Elektrotlar:Yüzeyel disk elektrotlar ve cilt altı iğne elektrotlar olmak üzere iki
çeşittir.
30
İki elektrot arasında elde edilen dalgaların latansları ve amplitüdleri arasında
fark bulunmaz. İğne elektrotlar sadece yoğun bakım üniteleri ve ameliyathanelerde
hastayı uzun süre gözlemlemek gereğinin bulunduğu kayıtlar sırasında kullanılırlar.
Kayıtlar
sırasında
elektrot
impedansları
(
impedans:
Bir
elektrottan
diğerinegönderilen dalgalı akıma gösterilen direnç olarak tanımlanır) 5000 Ohm’ dan
düşük olmalıdır.
Elektrotların yerleştirilmesine gösterilen özen (cildin iyi temizlenmesi ile uygun miktar
ve kalitede iletken pasta ya da jel kullanılması), ölçülen impedansı dolayısıyla testin
kalitesini doğrudan etkiler. Bunun yanısıra, 1000 Ohm veya altında çok düşük bir
impedans (cildin alkol veya diğer temizleme maddeleriyle silinmesi, cilt tahrişine ve
dolayısıyla çok düşük impedansa sebep olur), yakın iki elektrotun daha yükseltece
girmeden kısa devre yapmasına ve kayıt kalitesinin bozulmasına neden olur.
Pozitif referans elektrot (FZ olarak adlandırılır, F: frontal Z: orta hat) vertekse,
negatif elektrot (A olarak adlandırılır; sol tarafta ise A1, sağ tarafta ise A2 olarak
gösterilir) ipsilateral kulak lobülüne veya mastoidlere, toprak hattı (M ile simgelenir)
kontralateral mastoide yerleştirilir.
Şekil 2.4.3.3.1: Ipsilateral elektrot yerleşimi.
31
Şekil 2.4.3.3.2: İpsilateral/Kontralateral elektrot yerleşimi.
Yükselteç: İşitsel yanıt olarak adlandırılan zayıf elektriksel sinyalleri yükseltip
işlenebilir hale getiren sistemdir. ABR kayıtları sırasında yükselteç, gelen sinyali
100.000 kat civarında artırır.
Filtreler: Tanım olarak filtreleme işlemi, herhangi bir sinyalin istenmeyen
frekans bant veya bantlarındaki enerjisinin azaltılması veya tamamen ortadan
kaldırılmasıdır. Bu amaçla 3 tür filtre kullanılır:
Alçak geçirgen filtre: Üst frekans sınırına sahiptir ve bu sınırın altındaki
frekansları enerjilerini koruyarak geçirirken, üstündeki frekansların enerjisini düşürür.
Bu filtrenin sınırı, sinyalin kalitesini bozabilecek yüksek frekanslı gürültüyü ortadan
kaldıracak kadar yüksek olmalıdır. Bu sınır genellikle 3000 Hz. olarak kabul edilmiştir.
Kazanç(dB)
Frekans (rad/s)
Şekil 2.4.3.3.3: Alçak Geçirgen Filtre
Yüksek geçirgen filtre: Alt frekans sınırına sahiptir ve bu sınırın üstündeki
frekansları enerjilerini koruyarak geçirirken, altındaki frekansların enerjisini düşürür.
Bu filtrenin sınırı uyarılmış potansiyellerin düşük frekanslı bileşenlerini yok etmeyecek
32
kadar olmalıdır. Yüksek geçirgen filtrelerin sınırının 50 Hz.’ in üzerinde olması, birçok
cihazın elektriksel gürültüsünü filtrelediği için çok faydalıdır.
Kazanç(dB)
Frekans (rad/s)
Şekil 2.4.3.3.4: Yüksek Geçirgen Filtre
Bant geçirgen filtre: Alçak ve yüksek geçirgen filtrelerin bir birleşimidir. Üst ve
alt frekans sınırları bulunur. Bu sınırlar arasındaki frekanslar geçirilirken, sınırların
üstünde ve altında kalan frekansların enerjileri düşürülür.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, klikler için 100/150 Hz.-3000 Hz. arası,
Tone Burst’ler için 30-3000 Hz. arası band pass filtreler kullanılması uygundur.
Kazanç(dB)
Frekans(rad/s)
Şekil 2.4.3.3.5: Band Geçirgen Filtre
4. Averajlama: Gürültülü bir sinyalden, istenen sinyalin filtrelenmesidir.
Skalpte elektroensefalik faaliyet tarafından oluşturulan zemin gürültüsü, ABR
dalgalarının küçük voltajı ile karşılaştırılınca oldukça büyük kalır. Averajlama
yapılmadan bu dalgaları gözlemek mümkün değildir.
Averajlama, ses uyaranıyla başlayan kayıt işlemi belirli bir süre devam eder. ABR ‘de
bu süre genellikle 10 ms.’ dir, Bazı patolojik durumlarda zaman aralığını artırmak
gerekir. Bu süreye kapı veya epoch adı verilir. Bu işlem tekrarlanarak genel olarak 1024
örnekleme kullanılır, kayıtlar üst üste çakıştırılır.. Böylece ses uyaranıyla başlatılan
33
hedef sinyal örneklerin çoğunda bulundurulup kuvvetlendirilirken, kayıtlara giren
gürültülerin gözardı edilmesi sağlanır. Sonuç olarak dalgaların daha iyi gözlenmesi
sağlanmış olur.
5. Artefakt dışlama:Kayıtlar sırasında hastanın ani hareketleri veya elektriksel
artefaktlar o anda kaydedilmekte olan tekil yanıtları etkileyerek gürültülü bir kayıda
sebep olur. Tekil yanıtlardaki artefaktın bütün averajı da etkileyerek, kayıtların
kalitesini bozması, artefakt dışlamayı gerektirir. Kayıt cihazı her tekil yanıtın
amplitüdünü ölçer. Bu değer önceden belirlenmiş olan eşik değerin üzerindeyse, cihaz
bu tekil değeri ortalamaya almaz.
Artefakt dışlama eşiği hastaya özel belirlenmelidir.. Bir hasta için kullanılan
eşik değeri, başka bir hasta için yüksek kalıp etkili olmayabilir. Ayrıca düşük bir eşik
değeri son averajın kalitesini yükseltmekle beraber, bir çok tek cevabı dışlayacağı için
test süresinin çok uzamasına neden olur.
6. Maskeleme:Tonal uyarıların akustik yanlamaya neden olduğundan hava
yolundan verilmeleri halinde dahi diğer kulağının eşiğinin 55-60 dB üzerinde verilmesi
durumunda test edilmeyen kulak maskelenir. Maske seviyesi test edilen kulağa verilen
uyarı şiddetinin 40dB altında maske gürültüsü verilmesidir.
Klik ABR’de durum biraz farklıdır. Yapılan çalışmalar klik uyarıda akustik
yanlama tonal uyarıdaki kadar değildir. Maskeleme gereği yoktur. Buna karşın yapılan
bazı çalışmalarda yüksek uyarı klik uyaranın akustik yanlama yaptığı yönündedir. Klik
uyarıda akustik yanlama için bulunan değer diğer kulağın elektrofizyolojik eşiğinin 5085 dB üzerinde bulunmuştur
2.4.4. Uyarıya Bağlı Değişkenler
Uyarı şiddeti: Uyarı şiddetinin azalması, tüm dalga latanslarınin gecikmesi,
amplitüdlerin küçülmesi ve morfolojisini bozulmasına yol açar. ABR’ nin erken
komponentlerinde, geç komponentlere göre daha fazla amplitüd azalması gözlenir.Bu
nedenle I. dalga, orta stimulus şiddetlerinden itibaren şiddet azaldıkça tanınabilir
amplitüdde olmaktan çıkmaktadır.
34
I. dalga eşiğin 40-50 dB üzerinde, III. dalga eşiğin 20-30 dB üzerinde, V. dalga
eşiğin 5-15 dB üzerinde elde edilebilmektedir. Bu sebeple elektrofizyolojik eşiğin
saptanmasında V. dalga kullanılır. Elektrofizyolojik eşik, davranış eşiğinin yaklaşık 10
dB kadar üzerinde bulunur.
I.- II. ve IV. dalgalar sadece yüksek şiddetlerde elde edilebilir. II., IV., VI. ve
VII. dalgalar değişken ve her zaman çıkmayabilir. Bu durum, klinik uygulamalarda I.,
III. ve V. dalgaların teşhis aracı olarak kullanılmasına neden olur..
ABR’ de azalan uyarı şiddeti ile birlikte dalgaların ortaya çıkması gecikir ama
dalgalar arası latanslarda herhangi bir değişiklik olmaz. Uyarı şiddetinin ABR’ ye etkisi
latans-şiddet fonksiyon eğrileri ile ortaya konabilir.
Şekil 2.4.4.1: Sol kulak’a ait Klik Uyarılı ABR dalgaları
Uyarı Frekansı: Klik uyarının, kokleada sadece 2000-4000 hz
frekans
alanlarını etkilemesi, hastanın işitmesi hakkında bir fikir verebilir. Fakat odiyogramın
şekline yakın bir şekil elde edilmek isteniyorsa frekans belirliliği olan
yapılan ABR tercih edilmelidir.
35
uyarılarla
Bu şekilde elde edilen ABR yanıtlarına “Frekansa Spesifik Yanıtlar” denilmektedir.
FFR elde etmede geliştirilmiş en iyi teknik Tone Burst ABR’ dır. Frekansı belirli
uyarılarla yapılan kayıtlarda, uyarının frekansı azaldıkça dalga latanslarınin arttığı
görülür.
Şekil 2.4.4.2: 2-1-2 periodlu Tone Burst Uyaran Formatı
Uyarı tekrarlama oranı: Kayıtları etkileyen nedenlerden birtanesi de uyarının
saniyedeki
tekrarlama oranıdır. Retrokoklear patolojilerin normal yanıtlardan ve
koklear patolojilerden ayırıcı tanısında kullanılır. Uyarı tekrarlama oranı arttıkça dalga
latansları artar, retrokoklear patolojilerde ise bu artış ileri boyutlardadır. Uyarı
tekrarlama oranındaki artış, dalga amplitüdlerini azaltır ve detaylar silinmeye başlar.
Uyarı polaritesi: Polaritenin değişmesinden, latans ve amplitüd anlamlı olarak
etkilenmemekle birlikte dalga morfolojisi etkilenir. Kesin olmamakla beraber,
rarefaction kliklerle tüm dalgaların daha net olarak oluştuğu; condensation kliklerin,
erken komponentlerin amplitüdlerini bir miktar azalttığı; alternating kliklerle, koklear
mikrofoniğin baskılanması sonucu traselerin başındaki artefaktların kaybolduğu
söylenmektedir.
5. Örnekleme büyüklüğü: İşlemin sayısı arttıkça, gürültü seviyesi azalır fakat
büyük toplamlara ulaşılınca da yanıtların görünürlüğü azalır. 1024 ila 2048 averajlar
lezyon yerinin tespitinde yeterlidir. Ancak bazıları 4000’ e kadar saydırılmasını
önermektedir. Eşik tayininde averajın, dalga V’ in latansıne karar verilebilecek kadar
36
uzun süre devam etmesi gereklidir. İyi test şartları altında, yüksek şiddette bu yanıt 256
taramayla dahi elde edilebilir.
Şiddet eşiğe yaklaştıkça dalga V latansıne karar verebilmek amacıyla daha fazla örneğe
ihtiyaç vardır. Eşik seviyesinden şüphe edildiğinde örnekler göreceli olarak büyük
averajlara ulaşmalıdır (en az 1024). Çoğu klinik uygulamada 2048 işlem, gürültünün
azaltılmasında üst sınırdır ve sıklıkla 1024 yeterlidir.
6. Uyaranın Veriliş Biçimi: Uyaranlar tek kulağa veya her iki kulağa aynı anda
verilmekle birlikte, odyolojik değerlendirmelerde tek kulak kullanılması daha uygundur.
Her iki kulağa aynı anda kullanıldığında amplitut değerinin arttığı gozlenmistir 19.
2.4.5. Kişiye Bağlı Değişkenler
Yaş: Kişiye bağlı en önemli değişkenlerden biride yaş’tır. İşitme yollarındaki
gelişim doğum sonrasında devam eder. Doğum sonrasında da dendrit dallanmasında
artma ve fibril çaplarında genişlemeler meydana geldiği gösterilmiştir. İşitme
yollarındaki gelişimle birlikte ABR
latansları azalır. V. Dalga, merkezi işitme
yollarındaki gelişimin göstergesi olarak kabul edilmektedir.. Yaşın artması , V. dalga
latansını
azaltır. Bu azalma 12-18 aylar arasında yavaşlar, latans süreleri yetişkin
insandaki değerlere yaklaşır.
I. dalga latansındaki azalma ise periferik işitme alanındaki gelişiminin ifadesidir.
Yenidoğanlarda, I. dalga latansı biraz geç, amplitüdü ise erişkinlerden oldukça fazladır.
Amplitüd yüksekliği kokleanın mastoide yakınlığı, latans uzunluğu ise koklear yüksek
frekens alanının matürasyonunun henüz tamamlanmamış olması ile açıklanmaktadır.
Periferik ve merkezi gelişim hızları birbirinden farklı olduğundan, I-V dalda
intervalinde devamlı bir azalma gözlenir. Bu azalma 18 ay civarında stabilite
kazanmasına rağmen, I-V intervalinin erişkindeki değerine tam olarak ulaşması 10 yaşa
kadar uzayabilir.
Cinsiyet: Prematüre erkeklerde ABR latansları kızlara göre daha geç oluşur.
Normal yenidoğanlarda latans ve amplitüd olarak her iki cinsiyet arasında fark
bulunamamıştır. Bu durum merkezi ve çevresel gelişiminin tamamlandığı 5-10 yaş
dönemine kadar devam eder.
37
Gelişim sonrası dalga latanslarınin stabilite kazanmasından sonra bedensel büyümenin
başlamasıyla ABR latansları tekrar artmaya başlar. Bu gecikme kemikleşme yaşının
sona ermesine kadar devam eder. Bayanlarda nöral yolların yapısal olarak daha kısa
olması ve bazı hormonal farklılıklar bulunması, latanslarınin, erkeklere oranla daha kısa
olmasını açıklar. Bu nedenle Bayanda I-V intervali 0.2-0.4 ms. daha kısadır.
Yaş ilerledikçe I-V intervali artar. Bayanlarda bu artış daha hızlı olduğundan,
Bayanlar ile erkekler arasındaki interval farkı 45-50 yaşlarda ortadan kalkacak duruma
gelir.
Beden ısısı: Artan beden ısısı işitme siniri fibrillerindeki iletim hızını artırarak
latanslarda kısalmaya neden olur. Menstrüel siklusun 12. ve 26. günleri arasında
yaklaşık 1 oC artan beden ısısı, I-V intervalinde 0.1 ms kısalmaya neden olur. Düşük
beden ısısı olarak tabir edilen hipotermi ise ters etkiyle latans sürelerini artırır.
Farmakolojik ajanlar: Diazepam, halothane, nitrous oxyde gibi sedatif ve
anesteziklerin ABR’ yi etkilemedikleri, ancak düzenli lidocaine’in morfolojik yapıyı
bozduğu ortaya konulmuştur.Fakat, depresyon yapan barbitüratların ve intoksikasyon
düzeyinde alınan alkolün, dalga intervallerini etkilediği gösterilmiştir.
2.5. ABR Test Tekniği
Test sırasında hastanın hareketsiz ve uykuda olması gerekir.. En ideal ortam
spontan uyku halidir ama küçük çocuklarda sedasyon için sıklıkla farmakolojik ajanlar
kullanılır. Kloralhidrat, diazepam ve midazolam bu amaçla en çok kullanılan sedatif
etkili ajanlardır. Bazı durumlarda genel anestezi gerekebilir. Genel olarak Klik uyarılar
seçilir. ABR testi 90 dB’ de başlar ve 10 dB’ e kadar düşürülür. Sırayla her dB’ de elde
edilen traseler alt alta getirilerek kaydedilir ve karşılaştırmaları yapılır. 90 dB’ e yanıt
alınamazsa 100, 110 db ile deneme yapılır.
Normalde 90 dB’lik klikler ile yapılan ABR’ de:
pI : 1.6 ± 0.3 ms
(p: peak)
pII : 2.8 ± 0.3 ms
pIII : 3.8 ± 0.3 ms
pV (veya IV-V) : 5.6 ± 0.4 ms olarak bulunur.
38
pI-III interpeak intervali: 2.3 ± 0.3 ms
pI-V interpeak intervali: 4.0 ± 0.2 ms’ dir.
Diğer kulak ile olan farklar 0.2 ms’ yi aşmaz. I. dalga önemli ölçüde koklea
patolojisinden etkilenir. Bu etkilenme latans uzaması ve amplitüd düşmesine neden
olur.. I.-II. dalga arası latansın normal oluşu akustik sinirin intakt olduğunun işaretidir.
I.-III. dalga arası serebellopontin köşe ve koklear çekirdeklerin, III.-V. ise ponsun
durumunu göstermektedir. Retrokoklear patolojileri göstermede oldukça başarılıdır (
akustik nörinom tanısında %90 başarı sağlar)19,20.
2.5.1 ABR Traselerini Değerlendirme Kriterleri
- Normal kabul edilen latansların standart sapmasının 3 katını aşan değerler
patolojik kabul edilir.
- I-III, I-V ve III-V intervallerinin standart sapmasının ± 3 katını aşan değerler
patolojik kabul edilir (İntervaller uyarı şiddetinden ve işitme eşiğinden etkilenmezler).
- Aynı uyarı şartlarında iki kulak arası latans farkının 0.3 ms’ den büyük olması
patolojiktir.
- Dalgalar arası latansları kulaklar arası farklılığının tolerans sınırları; I-II için
0.3 ms’den küçük, I-III için 0.4 ms’ den küçük, I-V için 0.4 ms’ den küçüktür.
- V/I amplitüd oranının 0,5’ ten küçük olması patolojiktir (normalde V/I
amplitüd oranı 1’ in üzerindedir).
2.5.2. İşitme Kayıplarının Tipi ve Derecesinin ABR’ye Etkisi
2.5.2.1. İletim Tipi İşitme Kayıpları (İTİK) ve ABR
- Bütün dalga latansları gecikir.
- İntervallerde normale oranla bir değişiklik gözlenmez (Tüm komponentlerdeki
gecikme eşit derecededir).
- Latans–şiddet fonksiyon eğrileri normal deneklerden elde edilen eğrilerin
üzerinde ve ona paraleledir. Bazı koklear ve retrokoklear patolojilerde de bu tür eğriler
olabileceğinden, latans-şiddet fonksiyon eğrisine bakılarak İTİK tanısı konulamaz)
- Sağlıklı grubun 20 dB’ deki V. dalga latans değerini gösteren noktadan,
hastanın V. dalga latans-şiddet eğrisine doğru horizontal bir hat çizilirse, bu hattın
39
hastanın eğrisini kestiği noktadaki şiddet değerinden 20 dB çıkarılmasıyla bulunan
değer %84 doğruluk payı ile kişinin 3000Hz.’ deki işitme kaybının derecesini gösterir.
- Normal değerine göre 0.3 ms gecikmiş bir V. dalga latansı yaklaşık 10 dB’ lik
bir odyolojik kayıba denk gelir19,20.
- Klasik odyolojik yöntemlerin uygulanamayacağı yaştaki infant ve çocuklarda,
ABR’ da tesbit edilen işitme kaybının kondüktif tipte bir patolojiye ait olduğunu
gösterebilmek için timpanometri yardımcı bir tanı aracı olarak kullanılabilir..
- Normal bir timpanograma karşılık, ABR’ da gecikmiş latanslar bulunması
sensorinöral kayıp veya retrokoklear patoloji ile izah edilebilir. Bu durumda hastada
İTİK, koklear ya da retrokoklear hiçbir patoloji tespit edilemez ise test prosedüründe
hata akla gelmelidir.
2.5.2.2. Koklear işitme kayıpları ve ABR
- Efektif bir koklear sinyal çıkışının olmadığı yaygın koklear disfonksiyonla
karakterize ağır koklear işitme kayıplarında, tüm frekansların etkilenmesi nedeniyle
hiçbir ABR dalgası elde edilemez.
- Orta derecede kayba neden olan koklear lezyonlarda; V. dalga latansında
gecikme meydana gelir.
- V. dalga latansı kokleanın 2000-4000 Hz. alanının etkisi altındadır. Kokleanın
500-1000 Hz alanının etkisi daha çok V. dalgayı takip eden verteks negatif dalga
üzerindedir.
Bu nedenle düşük frekanslı işitme kayıplarının ABR parametrelerini etkilediğine dair
deliller yoktur.Ancak 30-40 dB’ lik koklear kayıplardan sonra V. dalganın latansı
uzamaya başlar. İşitme kaybı artışına paralel olarak, latans de gittikçe artar.
- İşitme kaybından bağımsız olarak, artan yaş da V. dalganın latansını uzatır. Bu
sebeple V. dalga latansı kriter alınarak konulacak bir koklear işitme kaybı tanısında yaş
değişkeni de göz önünde bulundurulmalıdır.
- Yüksek frekanslı işitme kayıplarında I. dalga latansındaki artış diğer
komponentlere göre daha belirgin olduğundan, I-V intervali normale oranla biraz daha
dardır.
- Flat yada yükselen tipte odiyograma sahip olgularda, latans-şiddet fonksiyon
eğrisi kontrol grubuna ait üst ve alt değerlerin oluşturduğu iki eğrinin arasında yer alır.
40
- Yüksek frekanslı işitme kaybı olanlarda, hastanın latans-şiddet fonksiyon eğrisi
yüksek uyarı şiddetlerinde normal sınırlar içinde kalırken, düşük şiddetlerde kontrol
grubu değerlerinin çok üzerine çıkar. Ancak 4000 Hz’ den sonra düşüş gösteren
odyograma sahip işitme kayıplarında, eğri normal sınırlar içerisinde bulunur.
- Presbiakuzi gibi hem sensorial hem de nöral komponenti olan yüksek frekanslı
işitme kayıplarında, hastadan elde edilen V. dalga latans değerleri tüm şiddet
düzeylerinde kontrol grubuna ait değerlerin üzerindedir. Ancak aradaki fark, yüksek
şiddetlerde az düşük şiddetlerde fazladır.
2.5.2.3. Akustik sinir, serebellopontin köşe ve alt pons lezyonlarında ABR
- Mümkünse test öncesi odyolojik değerlendirme yapılarak, işitme kaybının tipi,
derecesi ve konfigürasyonu belirlenmelidir.
- Alt beyin sapı bölgesi tümörlerinde yaklaşık %30 oranında ABR’ da komple
yanıt yokluğu görülür. Bunun sebebi tümörün 8. sinire yaptığı basıdır.
- Stimulus şiddetinin ABR’ nın tüm komponentlerini ortaya çıkarabilecek
düzeyde olmasına karşın özellikle geç komponentlerin (III ve V) bulunmadığı eksik
yanıt elde edilebilir (periferik işitme kayıplarına bağlı olarak elde edilen inkomplet
yanıtda ise tam tersine erken komponentler bulunmaz).
- Genelde gürültülü dalga formu ile karşılaşılır. Test prosedürü sırasında teknik
bir problem olmamasına rağmen, aynı hastadan arka arkaya gelen traselerin benzemekle
birlikte uyum bozukluğu göstermesidir.
Bunun nedeni tümörün neden olduğu
desenkronizasyondur.
- Çok nadir olarak komple yanıt alınabilir.
- I-III ve dolayısıyla I-V intervallerindeki uzamalar, akustik sinirin beyin
sapından önceki kısmını etkileyen lezyonlar için diagnostiktir ( I-V intervalinin 4.50
ms.’ den uzun olması retrokoklear bir lezyonu akla getirmelidir).
- İki kulak arasında işitme kaybının yarattığı etki elimine edildikten sonra, V.
dalga interaural latans farkının 0.3 ms.’ den fazla olması retrokoklear lezyon lehinedir.
I-V interpeak intervallerinin interaural mukayesesi çok daha güvenlidir.
-
8. sinir, serebellopontin köşe ve alt pons lezyonlarında, yüksek stimulus
tekrarlama oranlarıyla (70-80 click/sn), V. dalga latansında uzama, dalganın
formasyonunda bozulma, I-V inervalinde anormal uzama ve hatta V. dalganın
41
kaybolması gibi anormallikler ortaya çıkabilir. Bu şekilde yapılan teste stres testi adı
verilir.
- V/I amplitüd oranının 0.5’ ten küçük olması patolojiktir. Normalde V/I
amplitüd oranı 1’ in üzerinde olması gerekir.
- 8. sinir ve serebellopontin köşenin büyük tümörleri, beyin sapına baskı yapar
ve yer değiştirterek kontralateral ABR yanıtlarında latans artması, amplitüd azalması,
geniş ve basık dalga formasyonuna sahip olabilirler.
2.5.2.4. Üst Beyin Sapı Lezyonları ve ABR
- Üst beyin sapı olarak adlandırılan bölgeye ait işitme merkezleri, rostral
ponstaki lateral lemniskus, mezensefalonun kaudal bölümündeki inferior kollikulus ve
kaudal talamustaki medial genikulat cisimdir.
- Bu bölgelerdeki tümörler, infarktlar, hemorajiler ve multipl skleroz (MS) ile
demiyelinizan hastalıkların oluşturduğu plaklar ABR’ da değişimlere yol açarlar.
- Genelde, ABR’ nın geç komponentlerinde kayıp şeklindeki bulgular ağırlık
taşımaktadırlar.
- ABR’ daki değişiklikler, IV.-V. dalga kompleksi amplitüdündeki küçük bir
düşüş, III-V intervalinde uzama, V. dalga latansında gecikme, III. dalgadan sonraki
komponentlerin bilateral olarak kaybolması, anormal V/I amplitüd oranı gibi çok
çeşitlidir.
- Hasta asemptomatik iken bile MS gibi demiyelinizan hastalıklarda ABR’ nın
tanı değeri oldukça yüksektir.
- Beyin sapı lezyonlu hastaların periyodik takiplerinde seri olarak yapılan ABR
kayıtları klinik gidişi göstermede etkili bir yöntemdir.
2.6. Tone Burst Uyarılı ABR
Frekansa spesifik ABR kayıtları elde etmede kullanılan kısa süreli tonal
uyarılara Tone Burst veya tone-pip uyarı denilir. Bu uyarıların yükseliş, plato ve iniş
zamanı parametreleri vardır. Tone Burst uyarının sadece bir frekanstan oluşması ve
kokleanın yalnızca istenen bölgesini uyarması istenir. (Şekil 2.6.1.). Ancak yapılan
ölçümler sonucunda, ana frekansın yanındaki frekanslardan da katılımın olduğu
saptanmıştır. Bu nedenle yan frekansların katılımını azaltmak için, çentik gürültü, lineer
42
ve lineer olmayan pencereleme kullanılmaktadır3, 26. Tonal uyaranlar lineer pencereleme
yerine Blackman pencereleme sistemi ile kullanıldığında ABR'nin daha fazla frekansa
özgü olduğu gözlenmiştir
Şekil 2.6.1: Klik ve 500 Hz Tone Burst dalga frekans ve spektrumları40
Lineer olmayan pencereleme tekniği, yan tonların katılımını azaltmakta ve Tone
Burst uyaranın frekans özelliğini artırdığı Şekil 2.6.2'de belirtilmektedir. Purdy ve
Abbas'ın yapmış oldukları çalışmada ise, yüksek frekans sensorinöral işitme kayıplı
yetişkinlerde, Blackman ve lineer pencereleme ile yapılan Tone Burst ABR eşik
değerlerinin farklı olmadığı belirtilmiştir27.
43
Şekil 2.6.2: 2000 Hz lineer ve Blackman pencereleme27 .
Tone Burst kullanılarak elde edilen ABR latans değerleri ve morfolojisi, Klik
ABR'den farklıdır. Koklea boyunca uzun dalga zamanı ve uyaranın artan çıkış zamanı
nedeniyle Tone Burst ABR'de latanslar uzundur. Özellikle 500 Hz Tone Burst ABR'de
sadece V. dalga gözlenmekte ve latans değeri yüksek şiddet düzeylerinde yaklaşık 7- 10
ms içinde gözlenmektedir. Şiddet düzeyinin azalması ile latans değerleri artmaktadır.
Eşik düzeyine yaklaştıkça latans değeri yaklaşık 15 ms içinde gözlenmektedir 30.
Uyarının frekansı azaldıkça dalga latanslarının arttığı görülmektedir. Aynı şiddet
düzeylerinde alçak frekansların latans değerleri, yüksek frekanslara göre daha uzundur.
Normal işiten 21 aylık infantlarda, 30 dB nHL düzeyinde V. dalga latans değeri, 4000
Hz için yaklaşık 8 ms'de elde edilirken, 500 Hz'de yaklaşık 12.5 ms'de elde
edilmektedir18, 26.
Alçak frekanslarda V. dalga morfolojisi 2000 ve 4000 Hz ile karşılaştırıldığında,
daha geniş ve tepe noktası yuvarlaktır. Orta ve yüksek frekanslarda ise, yüksek şiddet
düzeylerinde, I, III ve V. dalgalar gözlenmektedir. Eşik düzeyine inildikçe sadece V.
dalga gözlenmekte ve tespit edilebilirlik zorlaşmaktadır
Stapells ve ark
32
normal işiten infantlarda yaptıkları çalışmada, V. dalganın
tespit edilebilirliği 30 dB nHL düzeyinde 500 Hz için % 92'den yüksek, 2000 ve 4000
Hz'de 20 dB nHL düzeyinde %100 olarak saptamışlardır.
Bir uyarının yükselme zamanı ne kadar uzun olursa oluşan V. dalganın latansı o
44
kadar gecikir. Yükselme zamanının artışı, kritik bir süreden sonra yanıtlar üzerinde
herhangi bir etki yaratmaz. Yükselme zamanı çok kısa olan yüksek şiddetli ve düşük
frekanslı tonlarda, frekans saçılması çok fazladır. Bu tür uyaranlara karşılık olarak
kokleanın daha çok bazal bölgesinden kaynaklanan erken latanslı yanıtlar olusur.
Kullanılan Tone Burst uyaranın frekansında yapılan değişiklikler, V. dalga latansında
önemli ölçüde farklılaşmalara neden olur. Tone Burst uyarının şiddeti de V. dalga
latansını etkileyen bir faktördür. Uyaranın süresinin kısaltılması frekans saçılmasını
artırırken, süresinin uzatılmasıda elde edilen cevabın tanınabilirliligini azaltmaktadır 33.
4.0 msec/div
Şekil 2.6.3: İki ayrı hastadan elde edilen ABR dalga örnekleri. Sol panel, klik ABR dalgalarını ve 10 dB
nHL şiddette ortaya çıkan V. dalga eşiğini gösteriyor. Sağ panel ise 500 Hz Tone Burst
ABR traselerini ve 55 dB nHL şiddette ortaya çıkan V.dalga eşiğini gösteriyor.
Tone Burst ABR, klik ABR'ye oranla frekans bölgelerini uyarmada daha
spesifiktir. Ancak bu uyanlarda bile, 500 Hz frekans bölgesi cevapları kokleanın daha
bazal bölümleri tarafından yönlendirildiği için davranış eşiği tam bir doğrulukta
ölçülemez ve eşik daha yüksek olarak saptanır. Düşük frekanslı tonlarla yapılan
ABR'de, EEG filtre seti 10-30 Hz e düşürülürse ve uygun analiz ve stimulus
parametreleri kullanılırsa, 500 Hz tonlarla davranış eşiği 10-20 dB sınırları içinde elde
edilebilir. Tone Burst uyaran ile oluşan beyinsapı yanıtları daha uzun latanslara sahiptir.
Bu nedenle analiz süresi en az 20 ms olmalıdır. Kısa süreli Tone Burst uyaranlar, klik
45
uyaranlardan iki karakteristik özellikle ayrılırlar. Bunlar yükselme zamanı ile frekans
içeriğidir.
Kokleanın anatomik yapısı gereğince, alçak frekans uyaranların, kokleanın bazal
bölgesini de harekete geçirdiği düsünülmektedir. Bu problemler tonal uyaranların
frekans spesifikliğini azaltmaktadır. Yapılan çalışmalarda bu problemleri çözmede,
alçak geçirgen (lowpass) , yüksek geçirgen (high-pass) filtreleme, geniş bantlı (broadband) ya da çentik gürültülü (notch noise)
maskeleme , lineer ve lineer olmayan
(Blackman) zarflar uygulanması gibi metodların kullanıldığı görülmüştür.
Çentikli Gürültü Filtrelemesi (Notch Noise Filter) :Çentikli gürültü ile
maskelenerek elde edilen Tone Burst uyaranlar, klik uyaranlara oranla konsantrasyonda
daha fazla uyarı enerjisi sağladıklarından, daha büyük ve daha frekansa spesifik yanıtlar
ortaya çıkarırlar. Çentikli gürültü filtrelemesi, yüksek uyarı şiddetinde amplitüd
azalmasına neden olur. Çentikli gürültü filtrasyonundan geçen tonlara karşılık elde
edilen ABR, dik ve yüksek frekanslı işitme kaybı olanlarda bile doğru bir odyogram
değerlendirmesi sağlar. Bu tür patolojilerde, maskelenmemiş tonlarla yapılan kayıtlarda
odyometrik eşik düşük olarak tespit edilirken, çentikli gürütü ilave edildiğinde bulunan
elektrofizyolojik eşik hastanın gerçek eşiğine çok yakındır 35.
Yüksek Geçirgen Gürültü Filtresi (High-Pass Noise Filter): Yüksek frekanslı
tonların yüksek geçirgen maskeleyici gürültü ile verilmeleri halinde frekans spesifiteleri
artar. Yüksek geçişli gürültü, tonun spektral saçılımı ile kokleanın bazal bölümünden
ortaya çıkardığı enerjiyi bloke eder.
Böylece ortada sadece apikal kokleaya ait enerji kalır. Çentikli gürültüye oranla daha
az şiddet yoğunluğuna sahiptir. Bu nedenle daha doğru eşik ölçümü sağlar. Bu
yöntemin dezavantajı, alçak frekanslarda frekans spesifitesinin çok yüksek olmasına
karşın, yüksek frekanslarda bu özelliğinin olmamasıdır. Bu nedenle kısa süreli tonlarla
eşik tayini yapılırken alçak frekanslarda yüksek geçişli gürültü tekniğinin, yüksek
frekanslarda ise çentikli gürültü tekniğinin kullanılması doğru olur 36,37,38.
46
3. GEREÇ VE YÖNTEM
Bu çalışmada hedeflenen kontrol grubu, merkezimize işitsel değerlendirme için
başvuran klik ABR testine göre değerlendirilmesi amacıyla başvurmuş hastalardan
oluşmaktadır. Tone Burst ABR uygulaması hastanın teste hazırlanışı bakımından klik
ABR uygulamasıyla aynı olduğundan klik ABR testlerinin devamında Tone Burst ABR
testleri yapılmıştır. Bu hastalardan yaş ve cinsiyet farklılığı dikkate alınarak, 40 normal
işiten ve 20 işitme kayıplı 60 kulaktan oluşan örnek grup oluşturulmuştur. Oluşturulan
bu gruba önce timponagram testi yapıldı ve Saf Ses odyometri ile işitme eşikleri
belirlendi. Daha sonra klik uyaran verilerek işitsel beyinsapı yanıtları kaydedildi. Son
olarak belirlenen parametre ve metodlarla Tone Burst uyarılı işitsel beyinsapı yanıtları
kaydedildi.
Tablo 3.1. Normal işiten ve işitme kayıplı hastaların yaşlarına göre dağılımı
Yaş
Sayı
Minimum(yıl)
Maksimum(yıl)
Ortalama
St.Sapma
30
20
40
28,75
4,67
15
20
38
28,20
5,15
15
20
40
29,30
4,34
Toplam
Bayan
Erkek
Tablo 3.2. Normal işiten hastaların cinsiyetlerine göre dağılımı
Cinsiyet
Normal İşiten
Kulak Sayısı
E
K
Toplam
47
Yüzde
20
50,0
20
50,0
40
100,0
Tablo 3.3. Normal İşiten Kulak sayısının Sağ ve Sol kulak’a göre dağılımı
Cinsiyet - Kulak
Normal İşiten Kulak Sayısı
Yiizde
Erkek - Sağ
10
25,0
Erkek - Sol
10
25,0
Bayan - Sağ
10
25,0
Bayan- Sol
10
25,0
Toplam
40
100,0
Tablo 3.4. İşitme kayıplı hastaların cinsiyetlerine göre dağılımı
Cinsiyet
İşitme Kayıplı
Yüzde
Kulak Sayısı
E
K
Toplam
10
50,0
10
50,0
10
100,0
Tablo 3.5. İşitme kayıplı hastaların cinsiyetlerine göre dağılımı
Cinsiyet - Kulak
İşitme Kayıplı Kulak Sayısı
Yiizde
Erkek - Sağ
5
25,0
Erkek - Sol
5
25,0
Bayan - Sağ
5
25,0
Bayan- Sol
5
25,0
20
100,0
Toplam
Hazırlık aşaması, en kısa zamanda en çok bilgiyi alabilmede önemli bir
faktördür.Bu safhada, hastalar uyumadan önce deri, elektrotların yerleşimi için
hazırlanmalıdır. Elektrot ve insert kulaklıkların hazırlanması, elektrik kablo ve kulaklık
48
kablolarının birbirine temas etmemesi ve sistemde hasta dosyasının oluşturulmasıda
hazırlık safhasının önemli bölümleridir.
Testler, özel test odalarında izolasyon dikkate alınarak , normal oda
koşullarında, loş, ışıktan korunmuş, sessiz bir ortamda, rahat bir yatakta ve sırt üstü
yatar pozisyonda uygulandı. Artifakt dışlama sistemi uygulandı, hareket artifaktlarının
testin güvenilirliğini azaltmaması için hastalara doğal uykuda testler yapıldı. Uyku
problemi olan yetişkin hastalara ve küçük çocuklara doktorları tarafından belirlenen
oranda Chloral Hydrat verilerek sedasyon sağlandı. Hareket artifaktları özellikle kas
aksiyon potansiyelleri ve santral sinir sistemi aktivitesi ABR sonuçlarını etkileyebiliyor
Elde edilen ABR V. dalga kaydedilerek cinsiyetlere göre yaş gruplar arasındaki
farklılıklar Student-t testi (independent) ile değerlendirildi.
Klik ve Tone Burst ABR kaydı için GSI AUDERA ve bilgisayar yazılımı
kullanılmıştır. GSI Audera yazılımında bulunan ve daha önceden oluşturulmuş Klik ve
Tone Burst uyarılı test setleri , testlerde kolaylık ve hız kazandırdı.
Akustik immitansmetrik ölçümler, Interacoustic AZ26 immitansmetri cihazı ile
değerlendirilmiştir. Saf Ses Odyometri eşikleri ise Interacoustic marka AC-40 model
odyometre kullanarak elde edildi.
Şekil 3: Elektrotların polaritesine göre başın ilgili noktalarına yerleştirilmesi
49
Elektrot yerleşimi, toprak hattı alın alt kısmına , pozitif hat alın üst kısmına ,
negatif elektrotların biri sol kulak mastoide, diğeri sağ kulak mastoide gelecek şekilde
yerleştirilmiştir.Test süresince kabloların olabildiğince kayıt cihazından uzak olmasına,
üst üste gelmemesine ve kayıt sırasında elektrot-cilt empedanslarının 5 kΩ altında
olmasına özen gösterildi. Testlerde insert earphone kullanılmıştır.Her kulak için dalgası
net olmayan kayıtlar iki defa yapıldı.
Klik ABR uygulamasına başlarken hastanın işitmesi ile ilgili
hikayeler değerlendirilerip gerekli ses şiddetinden başlanarak
alınabilen
30 dB nHL şiddet
düzeyine kadar 10 dB aralıklarla azaltılmıştır. Tone Burst ABR kayıtlar alınırken ise
klik ABR’de belirlenen eşikler dikkate alınarak elde edilmiştir. Klik ve Tone Burst
ABR uyarılarda alterne polarite kullanıldı. Tone Burst ABR uyarıları 500 , 2000 ve
4000 Hz frekansında iletilmiş ve yüksek frekans geçişli (high pass) 30 Hz, alçak
frekans geçişli (low pass) 1500-3000 Hz arasında filtrelenmiştir.
Analiz zamanı 20 ms ve uyaran tekrar sayısı 39.1 Hz olacak şekilde
ayarlanmıştır. Ölçümler ipsilateral kayıt kullanılarak elde edilmiş ve buna göre
değerlendirilmiştir. Her biri 2000 davranımlık bir veya iki
trase elde edilerek
davranımın tekrarlanabilirliği test edilmiş ve traseler analiz edilmiştir. Traseler, V.
dalganın takibi ile değerlendirilmiştir.
ABR'lerin analizleri için en yaygın yaklaşım, normal gruptan elde edilen
parametrelerle, hastaya ait spesifik parametre kayıtlarının karşılaştırılmasıdır. "Normal
dışı" olarak tanımlama yapmak için öncelikle "normal" tanımının yapılması gerekir.
Normal tanımı, kullanılan parametrelerle ilgili etkenler, denek özellikleri, kayıt
yöntemleri, testörün değerlendirme şekline göre değişiklik gösterebilir. "The American
EEG Society Evoked Potential Committe"'nin yayınladığı prosedüre göre, Eğer ölçüm
parametreleri ve koşullar eşdeğerse bir merkezde, diğer merkezin standartları
kullanılabilir denmektedir. Bununla birlikte, araştırmalar, ne ulusal ne de uluslararası
standartlarda kesinlik olmadığına dikkati çekmektedirler32.
Örneğin; klinisyen orijinal araştırmacının kullandığı analiz kriterleri ile uyarıcı
kriterlerini kullanmış olsa bile, eğer latansı tanımlamada dalgaların tepeleri (peak)
yerine eğim başlangıcı kriterini kullanmışsa değerlendirmede problem ortaya çıkar. Bu
gibi nedenlerle, her klinik için kullanılan parametrelere göre bir düzenleme yapma
50
gereği doğmaktadır. Aynı şekilde parametrelerdeki çok küçük değişiklikler bile, bir
hastadan elde edilen verileri karşılaştırırken probleme neden olabilir.
Özellikle Tone Burst ABR’ler için, düzeltme faktörleri ve normatif data her
uyarılmış potansiyel sistemi için farklıdır. ABR ölçümlerinde davranımların analizi
veya tanımlanmasında standardizasyon olmadığı için, ölçümlerin yorumlanmasında
testörler
ve
klinikler
arasında
farklılıklar
kaçınılmazdır.
ABR
traselerinin
değerlendirilmesi, testörün deneyimi ve becerisiyle ilintilidir
İstatistiksel Analiz: Kaydedilen test verileri tablolar hazırladıktan sonra,
istatistiksel analiz için Microsoft Excel yazılımına aktarılmıştır. Ortalama değer ve
standart sapmalar hesaplanmıştır.
Cinsiyet, yaş ve sağ-sol kulak ortalamalarını
karşılaştırmak için Student's t testi kullanılmıştır. ABR eşik değerlerinin çok farklı ve
seyrek olmasının yanında normal dağılım özelliğine sahip olmadığından, nonparametrik
istatistik araçları kullanılmıştır. Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri eşikleri
arasındaki ilişkiyi analiz etmek için ise Spearman Rank Order testi uygulamıştır.
51
4. BULGULAR
500, 2000 ve 4000 Hz Tone Burst uyaran kullanılarak yapılan ABR
ölçümlerinde normal işiten kişilere ait standart değerlerin elde edilmesini ve mimimum
şiddet düzeyinde elde edilen V. dalga eşiği ile odyogram değerlerinin karşılaştırılmasını
hedefleyen bu çalışmada, her hasta için V. dalga eşiği saptanmıştır.
Dalgalar, 80 dB nHL düzeyinde daha belirgin olarak tanımlanmıştır. Şiddet
düzeyinin azalması ile dalga amplitudlarında düşüş ve dalga latanslarında uzama
görülmüştür.
Tone Burst ABR dalga morfolojisi incelendiğinde, 4000 Hz’de, yüksek şiddet
düzeylerinde I, III ve V. dalgalar, alt şiddet düzeylerinde ise sadece V. dalga
gözlenmiştir.
Şekil 4.1: 4000 Hz Tone Burst uyarılı ABR dalga morfolojisi.
52
500 Hz’de bütün şiddet düzeylerinde sadece V. dalga gözlenmiştir (Şekil 4.2.).
500 Hz’de V. dalganın tepe noktasının, 4000 Hz göre yuvarlak olduğu saptanmıştır. 500
Hz’de, 4000 Hz’e göre latans değerleri daha uzun elde edilmiştir. Şiddet düzeylerinin
azalması ile dalga amplitüdlerinde azalma ve latanslarda uzama gözlenmiştir.
Şekil 4.2: 500 Hz Tone Burst uyarılı ABR dalga morfolojisi.
Tablo 4.1. işitmesi normal olarak değerlendirilen hastaların 500-2000-4000 Hz
frekanslarda elde edilen Saf Ses Odyometri, Klik ve Tone Burst ABR V. dalga eşik
değerlerini göstermektedir. Tablonun altındaki son üç satırda ise bu eşiklere ait ortalama
değerler, standart sapmalar ve median değerler mevcuttur.
53
Tablo 4.1: Normal İşiten Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşikleri
500 Hz
Hasta
Sayısı
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
2000 Hz
Tone Burst
Saf Ses E.
E.
4000 Hz
Tone Burst
Saf Ses E.
E.
Tone Burst E.
Saf Ses E.
(dB nHL)
(dB HL)
(dB nHL)
(dB HL)
(dB nHL)
(dB HL)
(dB nHL)
45
30
40
40
40
50
30
40
30
40
20
45
50
40
35
45
45
50
40
45
30
30
40
35
35
40
40
40
35
50
30
40
50
35
25
30
50
40
40
25
21
11
16
16
21
16
16
20
16
16
13
16
26
16
21
21
16
16
16
21
16
11
21
16
16
21
26
21
16
26
18
21
23
20
16
18
26
23
20
16
20
15
20
30
25
30
15
25
10
20
30
30
25
30
20
15
20
30
25
30
25
20
30
20
20
30
30
30
25
30
20
15
25
30
10
15
20
30
25
25
14
9
14
29
24
9
14
19
9
14
9
15
24
16
14
12
14
24
14
19
19
14
9
14
14
19
24
19
19
24
12
9
12
13
8
9
14
19
14
14
25
15
15
25
25
20
15
20
15
15
20
15
15
20
15
20
15
15
15
25
20
15
15
15
15
10
10
15
15
15
10
15
20
25
15
15
15
15
20
20
14
9
9
14
19
14
10
14
8
12
14
9
12
12
8
12
8
12
14
14
12
8
10
8
9
9
14
12
8
12
9
8
15
17
8
12
12
10
12
12
40
25
30
35
30
40
30
25
25
30
30
40
55
55
55
50
45
45
60
40
30
25
30
25
25
30
30
35
30
40
20
30
40
35
25
25
35
35
25
30
54
Klik
Tablo 4.2: Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri eşik ortalamalarının karşılaştırlması
500 Hz
2000 Hz
Tone Burst
Saf Ses
E.
E.
(dB nHL)
(dB HL)
Ortalama
38
18
Median
40
17
St.Sapma
7,70
3,85
4000 Hz
Tone Burst
Saf Ses
E.
E.
(dB nHL)
(dB HL)
20
23
15
8
17
11
23
25
13
12
15
12
6,70
5,15
Δ
Δ
Tone Burst
Saf Ses
E.
E.
(dB nHL)
(dB HL)
Δ
6
Eşik
4,05
3
2,74
Çizelge 4,1. Tone Burst ABR V.dalga eşikleri ve Saf Ses Odyometri eşikleri
arasındaki farkın Δ, uyaran frekansının artmasına bağlı olarak azaldığını göstermektedir.
Çizelge 4.1: Normal işiten hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses eşik ortalamaları
Tablo 4.3. Farklı tip işitme kayıplı hastalardan, 500-2000-4000 Hz frekanslarda
elde edilen Saf Ses Odyometri, Klik ve Tone Burst ABR V. dalga eşik değerlerini
göstermektedir. Tablonun altındaki son üç satırda ise bu eşiklere ait ortalama değerler,
standart sapmalar ve median değerler mevcuttur.
55
Tablo 4.3: İşitme Kayıplı Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşikleri
500 Hz
ToneBurst
H Sayısı
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
(dB nHL)
35
60
75
85
75
75
60
60
25
30
70
75
70
70
55
45
55
30
35
45
2000 Hz
Saf
Ses
(dB
HL)
4000 Hz
ToneBurst
Saf Ses
ToneBurst
(dB nHL)
(dB HL)
(dB nHL)
85
50
80
45
95
50
95
45
45
70
40
65
40
65
35
60
70
80
70
75
85
50
85
45
50
20
45
10
30
15
25
10
20
15
15
0
55
65
50
65
70
70
60
20
55
55
70
55
60
65
65
65
50
10
45
55
65
50
55
55
70
60
35
20
45
65
60
30
65
70
65
55
30
10
30
65
55
20
65
70
15
50
65
75
65
60
45
45
10
15
50
50
50
50
45
20
35
10
10
30
Saf Ses
(dB HL)
Klik
(dB nHL)
90
55
50
70
85
80
40
40
45
40
75
75
65
55
55
65
60
45
60
65
Tablo 4.4: İşitme Kayıplı Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşikleri
500 Hz
Ortalama
Eşik (dB)
Stsapma
(dB)
Median
(dB)
Tone Burst
Saf Ses
(dB nHL)
(dB HL)
56
40
18,3
20,4
60
45
Δ
16
15
2000 Hz
4000 Hz
Tone
Tone
Saf Ses
Saf Ses
Burst
Δ
Burst
(dB nHL) (dB HL)
(dB nHL) (dB HL)
54
48
20,8
22,8
58
53
56
6
5
53
49
20,8
23,5
58
53
Δ
4
5
Çizelge 4.2. Tone Burst ABR V.dalga eşikleri ve Saf Ses Odyometri eşikleri
arasındaki farkın (Δ), uyaran frekansının
artmasına bağlı olarak azaldığını
göstermektedir.
Çizelge 4.2 İşitme Kayıplı Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Eşiklerin Ortalamaları
Tablo 4.5. Normal işiten ve işitme kayıplı hastalardan, 500-2000-4000 Hz
frekanslarda elde edilen Saf Ses Odyometri ve Tone Burst ABR V. dalga eşik
değerlerine ait ortalama değerler, standart sapmaları ve median değerlerini
göstermektedir.
Tablo 4.5. Normal İşiten ve İşitme Kayıplı Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri Eşik
Ortalamaları
Bütün
Hastalar
Δ500
500 Hz
Δ2000
2000 Hz
Δ4000
4000 Hz
Tone Burst
Saf Ses
Tone Burst
Saf Ses
Tone Burst
Saf Ses
(dB dHL)
(dB HL)
(dB dHL)
(dB HL)
(dB dHL)
(dB HL)
ortalama
46
26
33
26
29
24
stsapma
15,78
15,77
19,88
20,65
21,31
22,42
median
40
20
25
16
20
12
20
20
57
7
9
5
8
Toplam hasta sayısı bakımından , Tone Burst ABR ve Saf Ses eşikleri arasında
500 Hz uyaran için 20 dB, 2000 Hz uyaran için 7 dB ve 4000 Hz uyaran için fark 5 dB
bulunmuştur. Uyaran frekansının artması ile birlikte eşik farklarının (Δ) azaldığı
görülmektedir.
Çizelge 4.3. Bütün Hastaların Tone Burst ABR ve Saf Ses Eşiklerin Ortalamaları
500-2000 ve 4000 Hz frekanslı Tone Burst uyaran ABR ile Saf Ses Odyometre
eşiklerinin arasındaki ilişkiyi incelemek için ise Spearman Rank testi uygulanarak
herbir frekans için eşikler arasındaki ilişki katsayıları hesaplanmıştır. Spearman Rank
testinde ρ değerinin +1 veya -1’e eşit olması, karşılaştırılan değerlerin pozitif veya
negatif yönde kuvvetli bir ilişkiye sahip olması anlamına gelmektedir.
Tablo 4.6, Normal işiten ve işitme kayıplı bireylerin Tone Burst ABR ve Saf
Ses Odyometri eşiklerinin arasındaki Spearman Rank Order testi ilişki katsayılarını
içermektedir.
Tablo 4.6. Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri eşikleri arasındaki ilişki katsayıları
ilişki katsayısı
ρtoplam
ρnormal
ρişitmekayıplı
500 Hz
2000 Hz
4000 Hz
0,864073
0,861406
0,89019172
-0,1167
0,620638
0,696810507
0,996992
0,986466
0,987969925
58
Bulmuş olduğumuz bu katsayıları frekans bazında incelediğimizde, uyaran
frekansı arttıkça yani özellikle 2000 Hz ve 4000 Hz frekanslarında ilişki katsayılarının
arttığı gözlenmiştir. İşitme kayıplı vakalarda bu katsayıların daha da artarak eşikler
arasındaki ilişkinin kuvvetlendiği gözlenmiştir.
Latans-Uyaran
Şiddeti
Analizi:Tablo
4.7’
de
500–2000–4000
Hz
frekanslarında V. dalganın ipsilateral olarak elde edilen her bir şiddet düzeyindeki
mimimum ve maksimum değerleri gösterilmiştir.
Tablo 4.7. Normal işiten hastaların, Tone Burst ABR dalga latanslarının minimum ve maksimum
değerleri
500 Hz
2000 Hz
4000 Hz
Şiddet
Minimum
Maksimum
Minimum
Maksimum
Minimum
Maksimum
(dB nHL)
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
6,41
7,9
6,05
6,92
5,97
6,85
70
6,63
8,55
6,35
7,13
6,03
7,08
60
7,20
9,88
6,55
7,65
6,35
7,38
50
7,31
9,6
6,9
7,38
6,53
8,03
40
7,38
10,57
7,22
9
6,78
8,35
30
7,8
11,15
7,48
9,9
7,28
8,47
Çizelge 4.4. V. dalga’ya ait minimum ve maximum latans değerleri arasındaki
farkın, uyaranın frekans ve şiddetinin artmasına bağlı olarak azaldığı gösterilmiştir.
59
500 Hz
2000 Hz
4000 Hz
Çizelge 4.4. 500-2000-4000 Hz Tone Burst uyaran ABR, V.dalgaya ait minimum ve maximum latans
değerleri
60
Normal İşiten Hastaların Yaş Gurubuna Göre Tone Burst ABR Latans
Analizi:20–30 yaş ve 30–40 yaş gruplarına; 500–2000–4000 Hz frekanslarında,
30dB’den 80 dB’e kadar 10 dB artırılarak Tone Burst uyaran verilmiştir. Elde edilen
ABR ‘de V. dalgaya ait latans sürelerinin minimum, maksimum, ortalama ve standart
sapma değerleri hesaplanmıştır.
Tablo 4.8. 20-30 yaş gurubuna ait 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
N
(dB nHL)
Minimum
Maksimum
Ortalama
(ms)
(ms)
(ms)
St.Sapma (ms)
80
40
6,05
6,85
6,38
0,2145
70
40
6,28
7,08
6,58
0,2118
60
40
6,47
7,38
6,80
0,2622
50
40
6,70
8,03
7,09
0,3088
40
40
7,15
8,35
7,49
03059
30
37
7,38
8,24
7,77
0,2539
Tablo 4.9. 30-40 yaş gurubuna 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
N
(dB nHL)
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
40
5,97
6,65
6,37
0,1944
70
40
6,03
6,96
6,52
0,2610
60
40
6,35
7,28
6,73
0,2429
50
40
6,53
7,45
7,96
0,2999
40
40
6,78
8,20
7,40
03812
30
36
7,28
8,47
7,78
0,3824
Tablo 4.10. 20-30 ve 30-40 yaş gurubuna 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga ortalama latans farkları
Ortalama Latans Süreleri (ms)
Şiddet (dB nHL)
80
70
60
20-30 yaş
6,35
6,54
6,79
30-40 yaş
6,36
6,51
6,72
50
40
30
7,12
7,45
7,76
7,54
7,39
7,79
61
20-30 yaş ve 30-40 yaş gruplarına uygulanan 4000 Hz Tone Burst ABR sonucu
elde edilen V.dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,382704 > 0.05
olduğundan anlamlı bulunmamıştır.
Tablo 4.11. 20-30 yaş gurubuna ait 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
N
(dB nHL)
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
40
6,24
6,83
6,66
0,5403
70
40
6,35
7,13
6,74
0,2355
60
40
6,63
7,65
7,04
0,2518
50
40
7,00
6,28
7,65
0,3593
40
40
7,50
9,00
8,19
0,4481
30
36
8,05
9,90
8,66
0,4558
Tablo 4.12. 30-40 yaş gurubuna ait 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Minimum
(ms)
Ortalama
(ms)
St.Sapma
(ms)
6,92
6,51
0,2284
6,35
7,10
6,72
0,2360
40
6,55
7,50
7,02
0,3207
50
40
6,90
8,38
7,59
0,4912
40
40
7,22
8,95
8,15
0,5430
30
36
7,88
9,20
8,63
0,4723
Şiddet
(dB nHL)
N
80
40
6,05
70
40
60
Maksimum
(ms)
Tablo 4.13. 20-30 yaş ve 30-40 yaş gurubuna ait 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga ortalama latans
farkları
Ortalama Latans Süreleri
Şiddet
dB nHL
80
70
60
20-30 yaş
ms
6,66
6,74
7,04
30-40 yaş
ms
6,51
6,72
7,02
50
40
7,65
8,19
7,59
8,15
30
8,66
8,63
62
20-30 yaş ve 30-40 yaş gruplarına uygulanan 2000 Hz Tone Burst ABR sonucu
elde edilen V.dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,456641 > 0.05
olduğundan anlamlı bulunmamıştır.
Tablo 4.14. 20-30 yaş gurubuna ait 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
N
(dB nHL)
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
40
6,40
7,88
6,99
0,3282
70
40
6,75
8,10
7,36
0,3720
60
40
7,28
8,57
7,96
0,3873
50
40
7,80
9,25
8,63
0,3467
40
37
8,50
9,88
9,33
0,3939
30
26
9,43
10,78
10,13
0,4504
Tablo 4.15. 30-40 yaş gurubuna ait 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri.
Minimum
(ms)
Ortalama
(ms)
St.Sapma
(ms)
7,90
6,99
0,3967
6,63
8,55
7,41
0,4955
7,22
9,98
7,98
0,6647
40
7,31
9,60
8,46
0,6947
40
30
7,38
10,57
8,94
0,8522
30
26
7,80
10,85
9,59
1,0973
Şiddet
(dB nHL)
N
80
40
6,45
70
40
60
40
50
Maksimum
(ms)
Tablo 4.16. 20-30 yaş ve 30-40 yaş gurubuna ait 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga ortalama latans
farkları
Şiddet
dB nHL
Ortalama Latans Süreleri
20–30 yaş
30–40 yaş
ms
ms
80
70
60
6,99
7,36
7,96
6,99
7,41
7,98
50
40
8,63
9,33
8,46
8,94
30
10,13
9,59
63
20-30 yaş ve 30-40 yaş gruplarına uygulanan 500 Hz Tone Burst ABR sonucu
elde edilen V.dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,395286 >0.05
olduğundan anlamlı bulunmamıştır.
Normal işiten, eşit sayıdaki 20-30 yaş ve 30 -40 yaş olmak üzere iki ayrı yaş
gurubuna 500-2000-4000 Hz frekans’ta 30 dB’ den başlayarak 80 dB’ e kadar ses
şiddeti 10
dB artırılarak Tone Burst
uyaran verildiğinde elde edilen V. dalga
latanslarının ortalama farkları, paired-t testine gore istatistiksel olarak anlamlı
bulunmamıştır.
Normal İşiten Sağ ve Sol Kulaklara Ait Tone Burst ABR Latans Analizi:Sağ
kulak ve sol kulak’a; 500-2000-4000 Hz frekanslarında, 30dB’den 80 dB’e ses şiddeti
10’ar dB artırılarak Tone Burst uyaran verildi. Elde edilen V. dalgaya ait latans
sürelerinin minimum, maksimum, ortalama ve standart sapma değerleri hesaplandı.
Tablo 4.17. Sağ Kulak için 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri.
Minimum
(ms)
Ortalama
(ms)
St.Sapma
(ms)
6,75
6,32
0,1785
6,13
6,96
6,51
0,2273
20
6,40
7,38
6,75
0,2500
50
20
6,53
8,03
7,05
0,3607
40
20
7,08
8,35
7,43
0,3412
30
19
7,28
7,47
7,71
0,3107
Şiddet
(dB nHL)
N
80
20
6,05
70
20
60
Maksimum
(ms)
Tablo 4.18. Sol Kulak için 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Minimum
(ms)
Ortalama
(ms)
St.Sapma
(ms)
6,85
6,43
0,2118
6,03
7,08
6,60
0,2427
20
6,35
7,28
6,78
0,2594
50
20
6,55
7,50
7,00
0,2514
40
20
6,78
8,10
7,45
0,3552
30
19
7,35
8,32
7,85
0,3220
Şiddet
(dB nHL)
N
80
20
5,97
70
20
60
Maksimum
(ms)
64
Sağ ve sol kulaklara uygulanan 4000 Hz Tone Burst ABR sonucu elde edilen
V.dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,429558 > 0.05 olduğundan anlamlı
bulunmamıştır.
Tablo 4.19. Sağ Kulak için 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
(dB nHL)
N
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
6,17
6,92
6,61
0,5625
70
20
6,35
7,13
6,69
0,2483
60
20
6,55
7,65
7,03
0,3160
50
20
6,92
8,38
7,64
0,4321
40
20
7,50
8,88
8,16
0,4661
30
19
7,88
9,90
8,69
0,4927
Tablo 4.20. Sol Kulak için 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
(dB nHL)
N
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
6,05
6,85
6,56
0,1941
70
20
6,40
7,13
6,77
0,2167
60
20
6,63
7,50
7,03
0,2581
50
20
6,90
8,28
7,60
0,4297
40
20
7,22
9,00
8,18
0,5280
30
18
7,90
9,20
8,61
0,4299
Sağ ve sol kulaklara uygulanan 2000 Hz Tone Burst ABR sonucu elde edilen V.
dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,490512 > 0.05 olduğundan anlamlı
bulunmamıştır.
65
Tablo 4.21. Sağ Kulak için 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
(dB nHL)
N
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
6,40
7,90
7,00
0,3401
70
20
6,75
8,55
7,43
0,4452
60
20
7,28
8,85
7,96
0,4478
50
20
7,31
9,60
8,56
0,6148
40
16
7,38
10,57
9,15
0,7701
30
11
8,28
11,15
10,22
0,7820
Tablo 4.22. Sol Kulak için 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
(dB nHL)
N
80
20
6,45
7,88
6,99
0,3864
70
20
6,63
8,10
7,34
0,4268
60
20
7,22
8,88
7,99
0,6253
50
20
7,60
9,53
8,53
0,4901
40
16
7,72
9,88
9,11
0,6240
30
11
7,80
10,63
9,63
0,7655
Sağ ve sol kulaklara uygulanan 500 Hz Tone Burst ABR sonucu elde edilen V.
dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,42629 > 0.05 olduğundan anlamlı
bulunmamıştır.
Normal işiten eşit sayıdaki sağ ve sol kulaklara 500-2000-4000 Hz frekans’ta 30
dB’ den başlayarak 80 dB’ e kadar ses şiddeti 10 dB artırarak Tone Burst uyaran
verildiğinde elde edilen V. dalga latanslarının ortalama farkları, paired-t testine gore
istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
66
Normal işiten Erkek ve Bayanlara ait Tone Burst ABR Latans Analizi
Tablo 4.23. Erkekler için 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
(dB nHL)
N
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
5,97
6,85
6,43
0,2293
70
20
6,03
7,08
6,59
0,2784
60
20
6,35
7,22
6,78
0,2567
50
20
6,53
7,50
7,07
0,3016
40
20
6,78
8,20
7,51
0,3780
30
20
7,28
8,47
7,82
0,3710
Tablo 4.24. Bayanlar için 4000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
(dB nHL)
N
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
6,05
6,65
6,32
0,1585
70
20
6,13
6,92
6,51
0,1862
60
20
6,40
7,38
6,74
0,2524
50
20
6,55
8,03
6,98
0,3150
40
20
6,92
8,35
7,37
0,2993
30
19
7,35
8,18
7,73
0,2530
Erkek ve Bayanlara uygulanan 4000 Hz Tone Burst ABR sonucu elde edilen V.
dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,386927 > 0.05 olduğundan anlamlı
bulunmamıştır.
67
Tablo 4.25. Erkekler için 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri.
Şiddet
N
(dB nHL)
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
6,05
6,92
6,70
0,5458
70
20
6,40
7,13
6,78
0,2281
60
20
6,55
7,50
7,07
0,2829
50
20
6,90
8,38
7,67
0,4347
40
20
7,22
9,00
8,31
0,5354
30
19
7,90
9,20
8,74
0,4043
Tablo 4.26. Bayanlar için 2000 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
N
(dB nHL)
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
6,17
6,80
6,47
0,1762
70
20
6,35
7,13
6,68
0,2311
60
20
6,63
7,65
6,99
0,2887
50
20
7,00
8,28
7,58
0,4225
40
20
7,42
8,80
8,03
0,4109
30
19
7,88
9,90
8,56
0,4968
Erkek ve Bayanlara uygulanan 2000 Hz Tone Burst ABR sonucu elde edilen V.
dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,372592 > 0.05 olduğundan anlamlı
bulunmamıştır.
68
Tablo 4.27. Erkekler için 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
(dB nHL)
N
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
6,47
7,90
7,08
0,3655
70
20
6,78
8,55
7,49
0,4446
60
20
7,22
8,85
8,00
0,4623
50
20
7,35
9,60
8,66
0,5632
40
18
7,67
10,57
9,19
0,6948
30
12
8,40
11,15
10,34
0,6837
Tablo 4.28. Bayanlar için 500 Hz Tone Burst ABR V.dalga latans değerleri
Şiddet
(dB nHL)
N
Minimum
Maksimum
Ortalama
St.Sapma
(ms)
(ms)
(ms)
(ms)
80
20
6,40
7,60
6,91
0,3409
70
20
6,63
8,03
7,28
0,4059
60
20
7,28
8,88
7,94
0,6137
50
20
7,31
9,25
8,42
0,5208
40
18
7,38
9,97
9,06
0,6972
11
7,80
10,72
9,59
0,7671
30
Erkek ve Bayanlara uygulanan 2000 Hz Tone Burst ABR sonucu elde edilen V.
dalga latansları arasındaki istatistiksel fark p = 0,347667 > 0.05 olduğundan anlamlı
bulunmamıştır.
Normal işiten, eşit sayıdaki Erkek ve Bayan kulaklarına 500-2000-4000 Hz
frekans’ta 30 dB’ den başlayarak 80 dB’ e kadar ses şiddeti 10 dB artırılarak Tone Burst
uyaran verildiğinde elde edilen V. dalga latanslarının ortalama farkları, paired-t testine
gore istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
69
5. TARTIŞMA
Olgularımızda, 500, 2000 ve 4000 Hz'de tone burst ABR eşiği ile saf ses
odyometri eşiği arasındaki fark, normal işiten bireylerde sırasıyla ortalama 20
(ρ: -0,12), 8.25 (ρ:0.62), 6.125 (ρ: 0.70) dB, sensorinöral işitme kayıplı bireylerde ise
sırasıyla ortalama 16.75 (ρ: 0.996), 6.25 (ρ: 0.986), 4.5 (ρ: 0.988) dB olarak bulundu.
İstatistiksel olarak normal işiten ve işitme kayıplı bireylerde 500, 2000 ve 4000 Hz'de
tone burst ABR eşikleri ile saf ses odyometri eşikleri arasındaki benzerlik anlamlı
bulundu.
Saf Ses Odyometriyle elde edilen eşiklerin tone burst ABR ile elde edilen
eşiklerden daha düşük olduğu anlaşıldı. Uyaran frekansının artması ile birlikte normal
işiten veya işitme kayıplı bireylerin tone burst ABR ve Saf Ses Odyometri eşik
farklarının azaldığı görülmüştür.
Stapells ve ark., normal işiten ve sensorinöral işitme kayıplı infant ve çocuklarda
yaptıkları çalışmada, 500, 2000 ve 4000 Hz'deki tone burst ABR ile Saf Ses Odyometri
karşılaştırmış ve iki test yöntemi arasında yüksek korelasyon gözlemişlerdir30.
Stapells ve ark. başka bir çalışmada normal işiten kişilerde, tone burst ABR
eşiklerini Saf Ses Odyometri eşiklerinden 10–20 dB nHL, sensorinöral işitme kayıplı
kişilerde ise 5–15 dB nHL yüksek olduğunu bulmuşlardır. Sonuç olarak, bu çalışmada
tone
burst
ABR
eşiklerinin
infantlarda
objektif
eşiklerin
saptanmasında
kullanılabileceği belirtilmiştir 41.
Purdy ve Abbas yaptığı çalışmada tone burst ABR eşiklerini, Saf Ses Odyometri
eşiklerinden 13–15 dB daha yüksek olduğunu bulmuşladır31.
Munnerley ve ark. (1991), normal işiten bireylerde tone burst uyaranlarla
yaptıkları çalışmalarda, elektrofizyolojik eşikleri saf ses eşiklerinin yaklaşık olarak 10
dB üzerinde saptadıklarını, ancak 500 Hz'de bu farkın çok daha fazla olduğunu
belirtmişlerdir. Hatta bu yazarlar, tone burst uyaranlarla 500 Hz'de saptanan eşiklerin
güvenilir olmayacağını ifade etmişlerdir. Çıkan tipte odyograma sahip bireylerde
yaptıkları çalışmada elde edilen elektrofizyolojik eşikler, 4000 Hz hariç olmak üzere saf
70
ses eşiklerine yakın bulunup uzun süreli uyaranlarla (1-8-1) sağlanan elektofizyolojik
eşikleri, diğerlerine oranla daha düşük elde etmişlerdir.
Cankuvvet, tone burst ABR eşiklerini ve saf ses eşiklerinden 500 Hz için 23 dB,
1000 Hz için 20.5 dB, 2000 Hz için 15.5 dB ve 4000 Hz için 10.5 dB daha yüksek elde
etmişlerdir 32.
Durgut, normal işiten bireylerde 500,1000, 2000 ve 4000 Hz'de tone burst ABR
eşiği ile Saf Ses Odyometri eşiği arasında sırasıyla ortalama 13, 14, 7, 5 dB,
sensorinöral işitme kayıplı bireylerde ise sırasıyla ortalama 13, 12, 7, 8 dB fark
bulmuşlardır44.
Kısat, normal işiten 10 ve sensorinöral işitme kayıplı 21 bireyde uyaran süreleri
1-1-1, 1-2-1, 1-4-1, 1-8-1 ms olan tone burst ABR eşikleriyle Saf Ses Odyometri
eşiklerini karşılaştırmışlardır. Normal işiten bireylerde, tone burst ABR eşikleriyle Saf
Ses Odyometri eşikleri arasında 3-18 dB arasında değişen fark rapor etmişlerdir.
Frekans yükseldikçe tone burst ABR eşiği ile Saf Ses Odyometri eşiği arasındaki farkın
azaldığını ve özellikle 1-8-1 ms süreli tone burst ABR uyaran kullanıldığında yüksek
frekanslarda ABR eşiğinin Saf Ses Odyometri eşiğine yakın olduğunu bulmuşlardır.
Düz odyograma sahip sensorinöral işitme kayıplı bireylerde Saf Ses Odyometri ve tone
burst ABR eşikleri arasında 2.5 ile 25 dB arasında değişen farklar bulmuşlardır. 4000
Hz’de bütün parametrelerde tone burst ABR eşikleri ile Saf Ses Odyometri eşikleri
arasında önemli bir uyumsuzluk elde etmişlerdir. Düşük frekanslarda daha iyi sonuçlar
bulunmuştur. İnen tip odyograma sahip sensorinöral işitme kayıplılarda ise Saf Ses
Odyometri ve tone burst ABR eşikleri arasında, 3 ile 6 dB arasında değişen farklar elde
etmişlerdir. 500 ve 1000 Hz’de tone burst ABR eşiklerini Saf Ses Odyometri eşiğinden
çok daha yüksek belirlemişlerdir. Çıkan tip odyograma sahip sensorinöral işitme
kayıplılarda ise Saf Ses Odyometri ve tone burst ABR eşikleri arasında, 2 ile 11 dB
arasında değişen farklar olmakla birlikte Saf Ses Odyometri ile tone burst ABR eşiği
birbirine yakın bulunmuştur2.
Davis ve ark., normal işiten 16 bireyde yaptıkları çalışmada 2-10-2 ms süreli
tone burst ABR uyaran kullanılarak elde ettikleri eşiklerle, 1-1-1 ms süreli tone burst
ABR uyaran ile elde ettikleri eşikler arasında 3-8 dB arasında değişen fark bulmuşlardır.
500 Hz'de elde edilen elektrofizyolojik eşiğin diğer frekanslara oranla ortalama 5.6 dB
yüksek olduğu bulunmuştur. Düz odyogramlı işitme kayıplarında kısa süreli (1-1-1 ms)
71
tone burst ABR uyaranlarla belirlenen elektrofizyolojik eşiklerin, saf ses eşiklerinin
yaklaşık olarak 10 dB üzerinde olduğu, uzun süreli tone burst ABR uyaranlarda (2-10-2
ms) ise bu farkın 5 dB'e düştüğü ifade edilmektedir. 30 dB ve üzerinde düşüş gösteren
inen tip odyogramlarda, kullanılan tone burst ABR uyaranın spektral saçılma yoluyla
diğer frekansların eşiklerini etkilediğini ve diğer işitme kayıplarına göre çok yüksek
elektrofizyolojik eşikler elde edilmesine neden olduğunu ifade edilmektedir 45.
Yapılan birçok çalışmada tone burst ABR ve Saf Ses Odyometri eşikleri
arasında uyumlu sonuçlar elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar farklı parametreler
kullanılması nedeniyle farklılık göstermektedir.
Genel olarak, tone burst uyaranın yükselme ve plato süresi ne kadar uzun olursa,
bu uyaranın kokleada uyardığı frekans alanı o kadar daralmaktadır. Bu nedenle uyaran,
dar bir frekans bandında kokleayı uyarmaya eğilim göstererek frekans seçiciliği
artmaktadır. Fakat, bu tür uyaranların yarattığı senkronize aktivitenin zayıflığı
nedeniyle, belirlenen yanıtların amplitüdü azalır ve dalgaların tanınabilirliği azalır. Oysa
yükselme ve iniş süreleri kısa olan tone burst uyaranlar daha fazla senkronize yanıtlar
ortaya çıkarmaktadır. Ancak bu tür uyaranlar geniş spektral saçılmalara neden
olduklarından diğer frekanslardan etkilenmektedirler. Bunun sonucunda, dalga
tanınabilirliği artmakla birlikte frekansa özgülük bozulmaktadır26,46. Ayrıca yapılan
çalışmalarda yükselme ve iniş süresi yükseldikçe yanıtın latansının uzadığı bulunmuştur
47, 48, 49
.
Uyaranın frekansı azaldıkça dalga latanslarının geciktiği görülmektedir. Aynı
şiddet düzeylerinde düşük frekansların latans değerleri, yüksek frekanslara göre daha
uzundur. Normal işiten 21 aylık infantlarda, 4000 Hz tone burst uyaran 30 dB nHL
düzeyinde verildiğinde V. dalga yaklaşık 8 ms'de gözlenebilirken, 500 Hz'de ise aynı
dalga yaklaşık 12.5 ms'de gözlenebilmektedir
18, 26
. Düşük frekanslarda elde edilen V.
dalga morfolojisi, 2000 ve 4000 Hz ile karşılaştırıldığında, dalgalar daha geniş ve tepe
noktası plato şeklindedir.
Orta ve yüksek frekanslarda ise ancak yüksek şiddet
düzeylerinde, I., III. ve V. dalgalar gözlenmektedir. Eşik düzeyine inildikçe sadece V.
dalga gözlenmekte ve üstelik tanınabilirliği de azalmaktadır 26, 29.
Benzer biçimde, bu çalışmada da uyaranın şiddeti ve frekansı azaldıkça dalga
latanslarının geciktiği gözlendi. Normal işiten bireylerde 80 dB nHL şiddetinde 500,
2000, 4000 Hz tone burst uyaranlarla elde edilen ABR V. dalga latansları ortalama
72
sırasıyla 6.41, 6.05, 5.97 ms olarak elde edildi. Normal işiten bireylerde 30 dB nHL
şiddetinde 500, 2000, 4000 Hz tone burst uyaranlarla elde edilen ABR V. dalga
latansları ortalama olarak sırasıyla 11.15, 9.9, 8.47 ms elde edildi.
Uyaranın amplitüdü, ses üretecinin elektroakustik özellikleri, dış kulak kanalı ve
orta kulağın ses iletim özellikleri, kokleanın bütünlüğü gibi faktörlerin etkisiyle klik
uyaran, özellikle kokleanın 2-4 kHz bölgesini etkilemekte ve ağırlıklı olarak bu
bölgenin yanıtını yansıtmaktadır 2.
Klik uyaran ile elde edilen işitsel beyinsapı yanıtlarının, ağırlıklı olarak yüksek
frekans bölgesinin aktivasyonunu yansıttığı ve frekansa özgü bilgi vermediği
belirtilmektedir3, 6, 29. Bizim yaptığımız çalışmada da korelasyon parametre sonuçlarına
göre normal işiten bireylerde Klik ABR sonuçlarının, 500, 2000, 4000 Hz Saf Ses
Odyometri sonuçlarına düşük güvenilirlikte uyduğu, tone burst ABR testinde ise en çok
4000 Hz'deki eşiklerine uyduğu bulundu.
Tablo 5.1'de işitme kayıplı bireylerde tone burst ABR ile Saf Ses Odyometri
eşikleri arasındaki fark gösterilmektedir. Tablo 5.2'de ise normal işiten bireylerde farklı
çalışmalarda tone burst ABR ile elde edilen eşiklerin ortalamaları görülmektedir.
Tablo 5.1. Farklı çalışmalarda, sensorinöral işitme kayıplılara ait Tone Burst ABR ve Saf Ses Odyometri
Eşikleri arasındaki farklar.
500 Hz
Çalışma
1000 Hz
2000 Hz
4000 Hz
N Ortalama StSapma Ortalama StSapma Ortalama StSapma Ortalama StSapma
dB nHL dB nHL dB nHL dB nHL dB nHL dB nHL dB nHL dB nHL
Kodera et al. (1977) 16
11,3
8,0
10,9
6,2
10,9
6,2
-
-
Picton et al. (1979)
4
14,0
11,0
15,0
16,0
14,0
12,0
17
12,0
15
-
-
5,0
9,6
0,9
12,3
-6,2
8,7
20
7,0
7,1
1,3
11,7
3,0
7,1
-1,0
15,4
30
11,9
7,1
9,4
8,2
9,6
8,7
10,4
9,0
55
-
-
13,9
11,0
-
-
-
-
27,0
15,0
24,0
15,0
16,0
8,0
11
8,0
-
-
2,5
6,6
-
-
-
-
Purdy&Abbas
(1989)
Stapells et al.
(1990)
Munnerley et al.
(1991)
Conjin et al. (1993)
Beattie et al. (1996) 15
Nousak&Stapells
(1999)
12
Durgut (2010)
45
12,9
8,7
12,4
9,2
7,4
6,2
8,1
12,1
Çetin(2012)
20
16,75
5,2
-
-
6,25
3,58
4,5
3,94
73
Tablo 5.2. Farklı çalışmalarda normal işiten erişkinlere ait Tone Burst ABR eşik ortalamaları
N
500 Hz
Ort.
Çalışma
SS
1000 Hz
Ort.
2000 Hz
SS
Ort.
SS
4000 Hz
Ort.
SS
dBnHL dBnHL dBnHL dBnHL dBnHL dBnHL dBnHL dBnHL
Kodera et al. (1977)
10
15,50
3,50
16,50
3,90
16,50
3,20
-
-
T.Suzuki et al(1977)
20
15,00
8,30
12,50
7,20
14,50
7,60
8,50
5,90
Picton et al. (1979)
20
14,00
11,00
15,00
16,00
14,00
12,00
17,00
12,00
Bauch et al (1980)
17
-
-
14,40
5,00
12,90
5,90
13,80
7,40
T.Suzuki et al. (1981)
19
19,00
6,60
14,70
5,10
12,60
8,l
11,10
6,60
McDoııald& Shimizu
8
35,00
7,60
-
-
-
-
-
-
Kleiıı(1983)
30
16,00
9,50
14,00
7,00
16,00
2,50
19,00
7,40
Yamada et al. (1983)
7
-
-
15,00
4,10
-
-
-
-
Beattie et al. (1984)
10
27,00
9,50
-
-
20,00
6,70
-
-
Kavanagh et al. (1984)
10
18,00
7,80
-
-
-
-
-
-
Klein(1984)
10
13,00
5,60
-
-
-
-
12,00
5,30
Gorga et al. (1988)
20
34,00
15,60
21,00
8,90
15,00
7,70
9,00
8,30
Palaskas et al. (1989)
16
41,70
10,00
-
-
-
-
-
-
Purdyetal. (1989)
20
8,80
4,60
8,00
3,60
4,40
3,40
7,40
5,00
Stapells et al. (1990)
20
22,50
12,50
16,00
11,40
13,50
8,30
9,00
8,50
Gorga et al. (1993)
10
16,00
8,00
20,00
11,00
10,00
11-0
9,00
4,00
Werner et al. (1993)
40
-
-
19,30
8,90
-
-
13,80
8,90
Beattie&Torre (1997)
16
35,00
8,20
35,60
7,30
-
-
-
-
Sininger et al. (1997)
22
11,00
6,00
-
-
-
-
5,00
5,00
Purdy&Abbas (1989)
10
-
-
13,50
4,40
11,10
4,40
13,00
3,80
Nousak& Stapells
12
-
-
3,30
5,40
-
-
-
-
Külekçi (2002)
42
32,90
6,80
-
-
-
-
-
-
Cankuvvet (2003)
20
31,50
8,l
28,00
6,10
22,00
8,90
16,50
8,70
Durgut (2010)
35
20,90
5,10
18,60
5,20
12,40
4,40
10,90
6,00
Çetin(2012)
40
38,00
7,70
-
-
23,00
6,70
17,00
4,05
(1981)
(1999)
74
İnfantlarda V. dalganın morfolojik gelişimi farklılıklar göstermektedir.
Araştırmalara göre, alçak frekans gelişiminin, orta frekansların gelişimine göre çok
daha yavaş olduğu saptanmıştır 6,37,39.
Hurley ve arkadaşları, 500 Hz Tone Burst ABR V. dalga latansının yaş ile
azalmakta olduğunu
göstermişlerdir38.
ve
70
haftalık
infantlarda gelişimin
tamamlanmadığını
Ponton ve arkadaşları da alçak frekans Tone Burst ABR latans
gelişiminin, doğumdan sonraki 23 ayda tamamlanmadığını belirtmişlerdir37.
Sonuç olarak elektrofizyolojik testlerle objektif odyogram elde edilmesi
mümkün görülmektedir. Elde ettiğimiz sonuçlara göre normal işiten bireylerde, 500 Hz
tone burst ABR eşiklerinin Saf Ses Odyometri eşiklerini yansıtmadığı, sadece 2000 ve
4000 Hz'de tone burst ABR eşiklerinin Saf Ses Odyometri eşiklerini anlamlı ölçüde
yansıttığı anlaşıldı. İşitme kayıplı bireylerde ise 500, 2000 ve 4000 Hz
tone burst ABR eşiklerinin, Saf Ses Odyometri eşiklerini yüksek derecede güvenilirlikte
yansıtmaktadır.
75
6. SONUÇ
1. Çalışmamızda 500, 2000 ve 4000 Hz'de tone burst ABR eşiği ile Saf Ses
Odyometri eşiği arasındaki fark, normal işiten bireylerde sırasıyla ortalama 20.0 (ρ: 0,12), 8.25 (ρ: 0.62), 6.125 (ρ: 0.70) dB, sensorinöral işitme kayıplı bireylerde ise
sırasıyla ortalama 16.75 (ρ: 0.996), 6.25 (ρ: 0.986), 4.5 (ρ: 0.988) dB olarak bulundu.
İstatistiksel olarak normal işiten ve işitme kayıplı bireylerde 500, 2000 ve 4000 Hz'de
tone burst ABR eşikleri ile Saf Ses Odyometri eşikleri arasındaki benzerlik anlamlı
bulundu.
Saf Ses Odyometriyle elde edilen eşiklerin tone burst ABR ile elde edilen
eşiklerden daha düşük olduğu anlaşıldı. Uyaran frekansının artması ile birlikte normal
işiten veya işitme kayıplı bireylerin tone burst ABR ve Saf Ses Odyometri eşik
farklarının azaldığı görülmüştür.
2. Normal işiten bireylerde tone burst ABR testinin Saf Ses Odyometri testine
göre 500 Hz frekansında güvenilir olmayan, 2000 Hz frekansında düşük güvenilirlikte,
4000 Hz frekansında ise oldukça güvenilir sonuçlar verdiği bulundu. Bu sonuçlar,
normal işiten bireylerde 500 Hz frekanslarında tone burst ABR testinin yanıltıcı
sonuçlar verebileceğini göstermektedir. 2000 ve 4000 Hz frekanslarında tone burst ABR
eşiklerine güvenilebilir ve bulunan eşikler yaklaşık olarak Saf Ses Odyometri eşiklerini
yansıtmaktadır.
3. İşitme kayıplı bireylerde tone burst ABR testinin Saf Ses Odyometri testine
göre 500, 2000 ve 4000 Hz frekanslarında yüksek derecede güvenilir sonuçlar verdiği
bulundu. Bütün bu sonuçlara göre işitme kayıplı bireylerde 500, 2000 ve 4000 Hz
frekansında tone burst ABR eşiklerine güvenilebilir ve bulunan eşikler yaklaşık olarak
Saf Ses Odyometri eşiklerini yansıtmaktadır.
4. Normal işiten, eşit sayıda Erkek ve Bayan’dan oluşan iki guruba 500, 2000
ve 4000 Hz frekans’ta Tone Burst uyaran verildiğinde elde edilen ABR V. dalga latans
farkları, paired-t testine gore istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
76
5. Normal işiten, eşit sayıda Sağ ve Sol kulaktan oluşan iki guruba 500, 2000
ve 4000 Hz frekans’ta Tone Burst uyaran verildiğinde elde edilen ABR V. dalga latans
farkları, paired-t testine gore istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
6. Normal işiten, 20-30 yaş ve 30-40 yaş olmak üzere eşit sayıdaki iki guruba
500, 2000 ve 4000 Hz frekans’ta Tone Burst uyaran verildiğinde elde edilen ABR V.
dalga latans farkları, paired-t testine gore istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.
7. İşitme kayıplı bireylerde klik ABR testi ile elde edilen eşiklerle, 500 Hz'de saf
ses eşiğinin korelasyonunun güvenilir olmadığı, , 2000 Hz saf ses eşiğinin
korelasyonunun yüksek derecede güvenilir olduğu ve 4000 Hz saf ses eşiğinin
korelasyonunun oldukça güvenilir olduğu bulundu. Tanımlanan sonuçlar işitme kayıplı
bireylerde klik ABR eşiğinin en çok 2000 Hz Saf Ses Odyometri eşiklerine uyduğunu
göstermektedir.
77
KAYNAKLAR
1. Ahn JH, Lee HS, Kim YJ, Yoon TH, Chung JW. Comparing pure- tone audiometry and auditory
steady state response for the measurement of hearing loss. Otolaryngology-Head and Neck Surgery,
2007. 136 (6):966-971.
2. Kısat F., Yetişer S., Muş N. Basit tonal-abr ile objektif odyogram elde etmede kullanılan yöntemlerin
karşılaştırılması. K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 1998, 6: 116-120
3. Hall JW. Handbook of Auditory Evoked Responses. Allyn and Bacon, Massachusetts. 1992
4. Roberts J.L., Davis H., Phon G.L., Reichert T.J. Sturtevant E.M. Marshall R.E Auditory
brainstem responses in preterm neonates: Maturation and follow up. The J. of Pediatrics 1982 Vol.
101, 2, 257-263.
5. Hood LJ. Clinical Applications of the Auditory Brainstem Response. Singular Publishing Group, San
Diego, 1998.
6. Sininger Y, Abdala C. Hearing threshold as measured by auditory brainstem response in human
neonates. Ear Hear, 1996. 17:395-401.
7. Cone- Wessen B, Parker J, Swiderski N, Rickards F. The auditory steady- state response: Full term
and Premature neonates. J Am Acad Audiol, 2002, 13:260-269.
8. Rance G, Tomlin D. Maturation of auditory steady-state responses in normal babies. Ear Hear, 2006,
27:20-29.
9. Dimitrijevic A, John MS, Van Roon P, Purcell DW, Adamonis J, Ostroff J, Nedzelski JM, Picton
TW. Estimating the audiogram using multiple auditory steady- state responses. J Am Acad Audiol,
2002. 13:205-224.
10. Luts H, Desloovere C, Kumar A, Vandermeersch E, Wouters J. Objective assessment of
frequency- specific hearing thresholds in babies. Int J of Pediatric Otorhinolaryngology, Vol 68 (7):
2004. 915-926.
11. Rance G, Roper R, Symons L, Moody LJ, Poulis C, Dourlay M, Kelly T. Hearing threshold
estimation in infants using auditory steady- state responses. J Am Acad Audiol, 2005, 16:291-300.
12. Cone-Wessen B, Dowel RC, Tomlin D, Rance G, Ming W.J. The auditory steady-state response:
Comparisons with the auditory brainstem response. J Am Acad Audiol, 2002, 13:173-187.
13. Rance G, Tomlin D, Rickards FW. Comparison of auditory steady-state responses and tone- burst
auditory brainstem responses in normal babies. Ear Hear, 2006, 27:751762.
14. Stueve MP, O'Rourke C. Estimation of hearing loss in children: comparison of auditory steady- state
response, auditory brainstem response and behavioral test methods. Am J of Audiol, 2003, 12:125136.
15. Vander Werff KR. Comparison of auditory steady-state response and auditory brainstem response
thresholds in children. J Am Acad Audiol, 2002, 13:227- 235.
78
16. Esmer N, Akıner M.N, Karasalihoğlu A.R, Saatçi M.R. Klinik Odyoloji. Özışık Matbaacılık,
1995; 17-43.
17. Akyıldız N. Kulak Hastalıkları ve Mikrocerrahisi. Ankara: Bilimsel tıp yayınevi, 1998; 22-61, 77101.
18. Özdamar O, Mus N. İşitsel Beyinsapı Cevapları. Ankara. 1996.
19. Glasscock III ME., Jackson CG., Josey AF.: Auditory Brainstem Response. 1. Ed. New York,
Thieme Medical Publishers Inc. 1987.
20. Schuknecht HF. Pathology of the Ear 2. Ed., Philedelphia, Williams and Wilkins, 1993.
21. Ballenger JJ., Snow Jr. JB.: Otorinolaringoloji Baş ve Boyun Cerrahisi. 15. Baskı, İstanbul, Nobel
Tıp Kitabevi, 2000.
22. Scherg, M. ve von Cramon, D. A new interpretation of the generators of BAEP waves I-V: Results
of a spatio-temporal dipole model, Electroencephalogr. Clin. Neurophysiol., 1985, 62, 290-299.
23. Biacabe, B., Chevallier, J.M., Avan, P., Bonfils, and P., Functional anatomy of auditory brainstem
nuclei: application to the anatomical basis of brainstemauditory evoked potentials, Auris Nasus
Larynx, 2001, 28(1), 85-94 .
24. Britt, R.H., Rossi, G.T., Neural generators of brainstem auditory evoked responses. Part 1. Lesions
studies, Soc Neuroscience, Abstract, 1980.
25. Møller A.R., Jho, H.D., Compound action potentials recorded from the intracranial portion of the
auditory nerve in man: Effects of stimulus intensityand polarity, Audiology, 1991, 30(3), 142-163.
26. Stapells DR. Frequency-Specific Evoked Potential Audiometry in Infants In: A Sound Foundation
Through Early Amplification Basel. Ed: Seewald RC, Phonak AG, Switzerland, p.13-31, 2000.
27. Purdy SC, Abbas PJ. ABR thresholds to Tone Bursts gated with blackman and linear windows in
adults with high frequency sensorineural hearing loss. Ear Hear, 2002, 23:358-368.
28. Hood LJ. Update on frequency specifity of AEP measurements. J Am Acad Audiol, 1990, 1:125 129.
29. Hood LJ. Clinical Applications of the Auditory Brainstem Response. Singular Publishing Group, San
Diego, 1998.
30. Stapells DR, Gravel JS, Martin BA. Thresholds for auditory brainstem responses to tones in
notched noise from infants and young children with normal hearing or sensorineural hearing loss. Ear
Hear, 1995, 16:361-371.
31. Purdy SC, Abbas PJ. Auditory brainstem response audiometry using Linearly and Blackman gated
Tone Bursts. Asha, 1989, 31:115-116.
32. Cankuvvet N. (2003). Tonal işitsel beyinsapı davranım odyometrisi ile Odyogram eşiklerinin
karşılaştırılması. M.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, (Danışman: Doç.Dr.
N Madanoğlu). 1989.
33. Picton T.W. Oulette. J., Hamel G., Smith A.D. Brainstem evoked potantials to tone pip in notched
noise. J. Otolaryngol. 1979, 8: 289-314.
34. Kileny P. The Frequency Specifîty of Tone Pip Evoked Auditory Brainstem Responses. Ear and
Hearing. 1981. Vol 2, No 6.
35. Laukli E. High pass and notch noise masking in suprathreshold brainstem response audiometry.
Scand. Audiol. 1983, 12: 109-115.
79
36. Jacobson J.T. Effect of rise time and noise masking on the tone pip auditory brainstem responses.
Seminars in Hearing. 1983, 4: 363-372.
37. Ponton CW, Eggermont JJ, Coupland SG, Winkelaar R. Frequency- specific maturation of eighth
nerve and brainstem auditory pathway: evidence from derived auditory brainstem responses (ABRs). J
Acoust. Soc. Am, 1992, 91:1576-1586.
38. Hurley RM, Hurley A, Berlin CI. Development of low frequency Tone Burst versus the click
auditory brainstem response. J Am Acad Audiol, 2005, 16.114-121.
39. Folsom RC, Wynne MK. Auditory brain stem responses from adults and infants:restriction of
frequency contribution by notched- noise- masking. J Acoust Soc Am, 1986, 81:1057-1064.
40. Stapells DR. Thresholds estimation by the tone evoked auditory brainstem response: A literature
meta- analysis. Journal of Speech-Language Pathology and Audiology, 2000, 24 (2):74-83.
41. Stapells DR, Picton TW, Smith DA, Edwards CG, Moran LM. Thresholds for Short-Latency
Auditory-Evoked Potentials to Tones in Notched Noise in Normal-Hearing and Hearing-Impaired
Subjects Audiology 1990; 29:262-274
42. Çoymak G. Normal işiten infant ve çocuklarda, ASSR ve Tonal İşitsel Beyinsapi Cevap
Odyometrisinin Karşilaştirilması. M. Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul,
(Danışman: Prof. Dr. F. AKDAŞ), 2008
43. Pinto F.R, Matas CGA. Comparison between hearing and Tone Burst electrophysiological
thresholds Rev Bras Otorrinolaringol 2007; 73(4):513-22
44. Durgut M. Normal işiten ve sensorinöral işitme kayıplı erişkin bireylerde tonal beyinsapı işitsel
uyarılmış potansiyelleri ile elde edilen eşiklerin saf ses odyometriyle elde edilen eşiklerle
karşilaştirilmasi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İzmir,
(Danışman: PROF. DR. B. ŞERBETÇİOĞLU), 2010
45. Davis H, Hirsh, SK, Turpin LL, Peacock ME Threshold sensitivity and frequency spesifity in
auditory brainstem response auditory. Audiology, 1985; 24: 54-70.
46. Suzuki T, Hirai Y, Horiuchi K. Auditory brainstem responses to pure tone stimuli. Scand Audiol,
1977; 6: 51-56.
47. Stapells DR, Oates P. Estimation of the pure tone audiogram by the auditory brainstem response: A
review. Audiology and Neuro Otology, 1997; 2: 257-280.
48. Jacobson JT. Effect of rise time and noise masking on the tone pip auditory brainstem responses.
Seminars in Hearing, 1983; 4: 363-372.
49. Jewett DL, Romano MN. Neonatal development of auditory system potentials avareged from the
scalp of the rat and cat. Brain Res, 1972; 36: 101-115.
50. Taşkıran D. Normal İşiten Kişilerde 500 Hz Kısa Ton (Logon) Uyaran ile Elde Edilen İşitsel Beyin
Sapı Davranımı (ABR) Bulgularının Standardizasyonu, Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2002.
80
ÖZGEÇMİŞ
1977 yılında Adana'da doğdu. 1995 yılında Gaziantep Fen Lisesini bitirdi. 2003
Yeditepe Üniversitesi Sistem Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2006 yılında Boğaziçi
Üniversitesi Sistem Kontrol Mühendisliği Lisansüstü programını bitirdi. 2009 yılında Ç.Ü.
Sağlık Bilimleri Enstitüsü KBB Anabilim dalı Odyoloji programında
başladı. Evli .İyi derecede İngilizce biliyor
81
yüksek lisans eğitimine
Download