MATERYAL ve METOD

advertisement
T.C.
SAĞLIK BAKANLIĞI
KOŞUYOLU KALP EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ
İNFEKTİF ENDOKARDİT
OLGULARINDA KLİNİK , LABORATUAR
VE EKOKARDİYOGRAFİK
PARAMETRELERİN ORTA-UZUN
SÜRELİ İZLEM SONUÇLARI
Kardiyoloji Uzmanlık Tezi
DR.OLCAY ÖZVEREN
İstanbul - 2004
1
T.C.
SAĞLIK BAKANLIĞI
KOŞUYOLU KALP EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ
İNFEKTİF ENDOKARDİT
OLGULARINDA KLİNİK , LABORATUAR
VE EKOKARDİYOGRAFİK
PARAMETRELERİN ORTA-UZUN
SÜRELİ İZLEM SONUÇLARI
Kardiyoloji Uzmanlık Tezi
DR.OLCAY ÖZVEREN
İstanbul - 2004
T.C.
2
SAĞLIK BAKANLIĞI
KOŞUYOLU KALP EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ
Klinik Şefi: Doç. Dr. Mehmet ÖZKAN
İNFEKTİF ENDOKARDİT
OLGULARINDA KLİNİK ,
LABORATUAR VE
EKOKARDİYOGRAFİK
PARAMETRELERİN ORTA-UZUN
SÜRELİ İZLEM SONUÇLARI
Kardiyoloji Uzmanlık Tezi
DR.OLCAY ÖZVEREN
3
İstanbul - 2004
İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR………………………………………...sayfa iii
ÖZET……………………………………………………..sayfa iv-v
GENEL BiLGiLER……………………………………...sayfa 1-26
GİRİŞ ve AMAÇ…………………………………………sayfa 27
MATERYAL VE METOD……………………………..sayfa 28-33
BULGULAR……………………………………………...sayfa 34 -48
TARTIŞMA………………………………………………sayfa 49 -53
KAYNAKLAR…………………………………………...sayfa 54-58
4
KISALTMALAR
ARA
: Akut Romatizmal Ateş
ASD
: Atriyal Septal Defekt
CRP
: C Reaktif protein
DORV
: Çift çıkımlı sağ ventrikül
ESH
: Eritrosit sedimantasyon hızı
HACEK
: Haemophilus , Actinobacillus, Cardiobacterium, Eikenella, Kingella
ICD
: implante edilebilen kardiyovertör-defibrilatör
İE
: İnfektif Endokardit
LCC
: Sol koroner küspis
LDH
: Laktat dehidrogenaz
MVP
: Mitral kapak prolapsusu
MSSA
: Metisiline duyarlı stafilokokküs aureus
MRSA
: Metisline dirençli stafilokokküs aureus
NCC
: Non koroner küspis
NKE
: Nativ kapak endokarditi
NYHA
: New York Kalp Cemiyeti sınıflandırması
PCR
: Polimerize Zincir Reaksiyonu
PDA
: Patent duktus arteriozus
PKE
: Protez kapak endokarditi
PVAY
: Paravalvuler aort yetersizliği
PVMY
: Paravalvuler mitral yetersizliği
RCC
: Sağ koroner küspis
SADM
: Subaortik Diskret Membran
5
SAM
: Sistolik öne hareket
TEE
: Transözefajiyal Ekokardiyografi
TVPL
: Triküspid kapak arka yapracık
TTE
: Transtorasik (yüzey) Ekokardiyografi
VSD
: Ventriküler septal defekt
ÖZET :
Bu çalışmada merkezimizde klinik , laboratuar ve ekokardiyografik olarak
dökümantasyonu yapılmış ve kesinleşmiş infektif endokardit tanısıyla tedavi
görmüş vakaların predispozan faktörler, etiyopatogenez, ekokardiyografik ve diğer
laboratuar bulgular ile klinik seyir bakımından incelenmesini, geliş anından
itibaren klinik seyri etkileyen belirleyicilerin araştırılması amaçlanmaktadır.
Geliş öncesindeki emboli öyküsünün prediktif öneminin araştırılması asıl
hedefimizdir.
Çalışmamıza dahil edilen hastalarda yaş ortalaması 39+/-16 yıl idi.Toplam 119
vakanın 37’ si (% 31 ) kadın ve 82’ si (%69) erkek idi.Hastaların başvuru
esnasındaki şikayetleri; ateş 102 (%86) , halsizlik 102 (%86) , kilo kaybı 42 (%35) ,
artralji ve miyalji 21 (%18) , baş ağrısı 17 (%14 ) , iştahsızlık 47 (%39 ) , öksürük
45 (% 38) , nefes darlığı 66 (%55) , göğüs ağrısı 19 (%16 ) ve inme 15 (%13 )
olguda izlendi. Tüm endokardit hastalarında, aynı zamanda Duke kriterlerine göre
minor kriter olarak kabul edilen vaskuler ve immunolojik bulgular ; major arteriyel
emboli 28 (%24) , peteşial ve splinter hemoraji 28 (%24) , mikotik anevrizma 5 (%
4 ) , Janeway lezyonu 9 (%8) ,intrakraniyal kanama 2 (%2 ) hastada ;
glomerulonefrit 18 (%15 ) , Roth spot 5 (%4 ) , Osler nodülü 19 ( % 16 ) ve RF
yüksekliği 29 (%24) hastada saptandı. Hastaların laboratuar incelemesinde ; ESH
yüksekliği 99 ,CRP yüksekliği 89 , RF yüksekliği 29 , hematüri 44 , anemi 86
, lökositoz 87 , hipoalbüminemi 70 ve LDH yüksekliği 93 hastada saptandı. 102
hastada trombositler normal değerlerde izlendi. 38 hastada plazma üre düzeyi
yüksek iken, kreatinin yüksekliği 26 hastada tespit edildi.
6
Hastaların 91’u (%77 ) nativ kapak endokarditi, 24’ü (%20 ) protez kapak
endokarditi ve 4’ı (% 3)
endarterit ve pace leadi endokarditi idi.Protez kapak
endokarditi vakalarının 4’ü erken 20’i geç PKE idi
Çalışmaya dahil edilen hastaların 70’nde (% 59 ) kültürde herhangi bir
mikroorganizma üremedi.Kültür sonucu pozitif olan hastaların(no=49) 13’ünde (%
27) MSSA , 13’ünde (%27 ) MRSA , 10’ unda (%20) St. Viridans ,4’ünde (%8 )
Brucella , 3’ünde (%6) Ent. Fecalis , 2’sinde (%4 ) Staf. Epidermidis ve 4’ünde
(% 8) diğer nadir görülen bakteriler üredi. Vejetasyon saptanan 39 (%38) hastada aort
kapak tutulumu ,33 (% 32) hastada mitral kapak tutulumu, 20 (% 19 ) hastada hem
aort hem de mitral kapak tutulumu ,6 (%6) hastada triküspid kapak tutulumu ,1 (%1 )
hastada pulmoner kapak tutulumu , 2 (% 2 ) hastada pulmoner yada aortik endarterit
tutulumu , 2 (%2) hastada pace leadi tutulumu izlendi
Çalışmaya dahil edilen 119 hastada endokardite bağlı komplikasyonların dağılımı
ise; konjestif kalp yetersizliği 64 (%54) ,major arteriyel emboli 28(% 24 ) ,renal
komplikasyonlar 20 (%16 ) , periannuler abse formasyonu 14 (%12 ) , korda rüptürü
13 (%11) , leaflet yada küspis perforasyonu 27 (%23 ) , mikotik anevrizma 5 (%4)
, psödoanevrizma 10 (% 8 ) , diğer kalp boşluklarına fistülizasyon 5 (%4) ,
intrakraniyal kanama 2 (%2) , şok tablosu 3 (%3 ) ve EKG de AV blok 4 (%3)
hastada saptandı.
Çalışmamıza dahil edilen 119 hastadan 28 (%24 ) inde major arteriyel emboli ile
başvuru söz konusudur.Emboli lokalizasyonu
cerebral (n=13), pulmoner (n=8),
periferik (n=4), renal (n= 1), renal ve cerebral (n=2) şeklinde sıralanmıştır.Emboli ile
başvuran
hastaların (grup 1) tamamında (n=28) TTE
veya TEE
vejetasyon saptanmıştır.Emboli olmayan (grup 2) grupta, 16
incelemede
hastada vejetasyon
izlenmedi. Laboratuar bulguları açısından her iki grup karşılaştırıldığında ; ESH ,
CRP ve RF yüksekliği , hematüri varlığı , anemi varlığı ,LDH yüksekliği ve
hipoalbuminemi açısından her iki grup arasında anlamlı farklılıklar tespit
edilmemiştir.Ancak lökositoz açısından her iki grup karşılaştırıldığında, lökositoz
emboli olmayan grupta daha belirgin ortaya çıkmaktadır.(%59 karşı % 81
,p=
0.023 ) Vejetasyon lokalizasyonu açısından aort kapak,mitral kapak ,aort + mitral
kapak ve tiküspid kapak tutulumu değerlendirildi.Aort ve mitral kapak birlikte
7
tutulumu emboli
olmayan grupta daha belirgin olarak izlendi.(%7 karşı %23
p=0.048)
Vejetasyon varlığı,vejetasyon büyüklüğü, vejetasyon lokalizasyonu (aort ,mitral,
aort+mitral,triküspid), vejetasyon mobilitesi ,kültür pozitifliği ve üreyen bakteri
(MSSA) ,yaş,semptom süresi, lökositoz, taşikardi varlığı, EF, LVSSÇ ve korda
rüptürü varlığı potansiyel değişkenler olarak kabul edildiğinde ; emboli açısından
prediktif değeri olan değişkenler: kültür pozitifliği, ejeksiyon fraksiyonu, vejetasyon
varlığı, vejetasyon büyüklüğü, vejetasyon mobilitesi ve korda rüptürü mevcudiyeti
olarak belirlendi.
GENEL BİLGİLER
TANIM
İnfektif endokardit (İE) kalbin endotelyal yüzeyinin mikrobik infeksiyonu ile
oluşan
hastalıktır.Genellikle kalp kapaklarının üzerinde oluşan ,ancak endokardın
herhangi bir alanını da tutabilen vejetasyon karakteristik lezyonudur.Bazen büyük
arterlerin iç yüzeyinde endotelden kaynaklanan
nidus üzerinde de
infeksiyon
oluşabilir ;ki bu da ‘infektif endarterit’ adını alır.Ayrıca intrakardiyak yabancı
cisimlerde (pace-maker veya ICD leadi,cerrahi conduitler vs.)
de
mikrobiyal
infeksiyon bu tanım altında toplanabilir.Her nekadar klinik bulgular ve tedavi
açısından infektif endokardite uysa da; intravasküler veya intrakardiyak yerleştirilen
ancak endokard ile teması olmayan girişim aygıtlarında oluşan mikrobiyal infeksiyon
‘Polimer ile ilişkili infeksiyon’ olarak tanımlanmaktadır.Karakteristik lezyon olan
vejetasyon ; trombosit, eritrosit, fibrin, inflamatuar hücre ve mikroorganizma
8
topluluğundan oluşur.Vejetasyonun izlenmediği durumlarda lezyon ; ülserasyon, abse
ve destrüksiyon şeklinde gözlenir.
SINIFLANDIRMA
Eski sınıflandırmalar her nekadar akut, subakut ve kronik şeklinde yapılmış olsa
da ,günümüzde hastalığın aktivasyonuna, tekrarlamasına, patogenezine, antomik
lokalizasyonuna ve mikrobiyolojik ajana göre yapılır.
Nazokomiyal infektif endokardit hastanın hastaneye kabulünden itibaren 72
saat içinde yada hastaneye kabulünden 6 ay sonra gelişen endokardit için kullanılır1.
1) Hastalığın aktivasyonuna göre: Aktif İE , iyileşmiş İE ,Tekrarlayan IE
2) Hastalığın tanımlanmasına göre : Kesin IE , Şüpheli IE , Olası IE
3) Hastalığın patolojisine göre :Nativ kapak İE , Protez kapak IE (erken ve geç)
4) Lezyonun yerleşimine göre :Sağ kalp IE, Sol kalp IE
5) Hastalığa neden olan mikroorganizmanın üremesine göre: mikrobiyolojik açıdan
pozitif ,mikrobiyolojik açıdan negatif
Aktif IE sınıflamasında;pozitif kan kültürü ve ateşi olan veya antibiyoterapisini
tamamlamadan operasyona alınan veya intraoperatif aktif inflamasyon bulguları
olan hasta grubu tanımlanır.2Tekrarlayan veya rekürren IE; postoperatif
yada
eradikasyondan 1 yıl sonra nükseden IE için kullanılır3.
9
Kesin IE tanımında; septisemi yada sistemik infeksiyonu kanıtlanmış hastalarda
multiplan transözefagjyal
ekokardiyografi (TEE) ile endokardiyal tutulumun
gösterilmesi ifade edilmektedir.Şüpheli IE in kesin IE den farkı, diagnostik
yöntemlerle (örn:TEE,TTE vs. ) endokardial tutulumun gösterilememesidir.Nedeni
Bilinmeyen Ateş olgularında, İE ayırıcı tanıya girmekte ve bu durumda Olası İE den
sözedilmektedir.
Protez kapak endokarditi; postoperatif erken dönemde hastane
organizmaların
neden olduğu
kaynaklı
mikro
‘erken protez kapak endokarditi’ ve toplumdan
kazanılan mikroorganizmaların neden olduğu ‘geç protez kapak endokarditi’ olarak
iki gruba ayrılmaktadır.4,5 (Erken ve geç protez kapak endokarditi arasındaki cut-off
süre bazı yazarlara göre postoperatif ilk 2 ay , bazılarına göre ise ilk 1 yıl olarak
kabul edilmektedir)6
Transözefagial yada transtorasik ekokardiyografik incelemede vejetasyonunun
yada şüpheli enfektif lezyonun yeri tam olarak tespit edilirse, İE tanımlaması tutulum
yerine göre yapılır.(Aort kapak, mitral kapak , mural vs…)
Eskiden kullanılan ve kültür sonucuna göre pozitif yada negatif tanımlaması,
moleküler biyoloji, seroloji ve histolojik tanı yöntemlerinin gelişmesi ile yerini
mikrobiyolojik olarak negatif yada pozitif tanımlamalarına bırakmıştır.
İNSİDANS
İE insidansı özellikle batı toplumlarında yapılan prospektif çalışmalarda yıllık 1,96,2 /100000 olarak tespit edilmiştir.7 Ancak yurdumuzda bu denli istatistiksel veriler
henüz yoktur.
KORUNMA
10
İnfektif endokardit ve predizpozan kalp hastalığı birlikteliği ilk kez 1923 yılında
tanımlandı.1944 yılında ise romatizmal kalp hastası bir olguda diş çekimi sonrası
gelişen endokardit gözlendi .
Bakteriyemi
sanıldığı
gibi
(tonsillektomi,bronkoskopi, diş çekimi
sadece
vs…)
major
girişimler
sonrası
değil de, daha sık uygulanan
durumlarda (diş fırçalamak,ciklet çiğnemek gibi ) bile oluşmaktadır8.Hatta
üst
solunum yolu enfeksiyonu sırasında kısa süreli ancak anlamlı bakteriyemi söz
konusudur9. Diş çekimi öncesinde korunmada
kullanılan antibiyotiklere rağmen
kısa süreli bakteriyemi olduğu bilinmektedir.Ancak bu profilaksinin
olduğunu
göstermez.Kaldı
mikroorganizmanın
ki
profilaksinin
amacı
adhezyonunu engellemektir.10
bakteriyemi
yetersiz
sırasında
Özellikle protez materyal
varlığında , adhezyon gerçekleştikten sonra eradikasyon daha da zorlaşmaktadır.
Profilaksi için antibiyoterapi , bakteriyemi olmadan önce kullanılmalıdır. Eğer işlem
öncesi antibiyotik uygulanmamış ise; işlemden hemen sonra
1-2 saat içerisinde
intravenöz yolla (İV) ugulanması geç klirense yardımcı olur.
Bakteriyel endokardit profilaksisi romatizmal ateş proflaksisi ile karıştırılmamalıdır.
PATOGENEZ VE PATOLOJİ
Steril mikrotrombüsler endokarditin asıl
çekirdeğini oluşturmaktadır.
Hemodinami (mekanik stres ) ve immun sistem endokardiyal hasarda büyük rol
oynamaktadır11.Ozellikle kapakların kapanma
çizgileri bu şartlara çok uygundur.
Mikroorganizmanın adhezyonunda , memeli hücresinin major yüzey glikoproteini
FİBRONEKTİN temel rol alır.Konakçı immün sistem mekanizmasının zayıflaması
adhezyonu arttırır. Bundan sonra bakteri sadece çoğalmakla kalmaz ; aynı zamanda
yeni trombüs
oluşumunu ve nötrofil kemotaksisini tetikler.Gram (+) bakteriler
serumun bakterisidal özelliğine karşı dirençli olmalarına karşın gram (-) lerde bu daha
zayıftır.Niçin gram (+) endokardit sık görülüyor sorusunun cevabı da budur. Nativ
kapak endokarditi;
lokal ( valvuler ve perivalvuler destrüksiyon ) ve distal
(vejetasyon embolizmi, septisemi ve metastatik enfeksiyon ) olarak patolojik sınıfa
ayrılır.Ekstrakardiyak
embolik
komplikasyonlar
sanıldığından
daha
sık
gözlenmektedir (%22-45) .Metastatik enfeksiyon sonucu menenjit , miyokardit,
11
piyelonefrit ortaya çıkmakta ; septisemi ise dissemine intravasküler koagülopatiye
neden olmaktadır. İmmün kompleks depolanmasına bağlı olarak diffüz ya da fokal
glomerulonefrit oluşur.Mikotik anevrizma
geniş ve orta çaplı arterlerin ; Osler
nodülü ise küçük damarların nekrotizan vaskülitidir.Vejetasyon yerleşimi atriyoventriküler kapakların atriyal yüzeyi , semilunar kapakların ise ventiküler
yüzeyindedir.Özellikle tutulan kısım kapaklarn kapanış çizgileridir.Stafilokok
endokarditinde harabiyet daha fazla olup; küspis yada leaflet perforasyonu, kordal
yapılarda rüptür sonucunda da kapak yetersizliğine bağlı konjestif kalp yetersizliği
kaçınılmaz sonuçtur.Enfeksiyonun aort duvarında lokal yayılımı sonucunda ; Sinüs
Valsalva anevrizması, ring absesi, psödoanevrizma ,kalp boşluklarına fistülizasyon ,
perikardiyal efüzyon veya kalp tamponadı komplikasyonları oluşur.Ayrıca mitralaortik
fibröz bileşke
oluşturması
tutulumu ,aortik vejetasyonun mitral kissing vejetasyon
enfeksiyonun
lokal
yayılımı
sonucunda
gelişen
major
komplikasyonlardır.
Mekanik protez kapak endokarditi nativ kapak endokarditinden farklıdır.Protez
varlığında infeksiyonun tutulum yeri perivalvuler dokulardır.Ayrıca periprostetik
kaçak yada dehisens(ayrışma) , ring absesi ,ileti sistemi bozuklukları ve pürülan
perikardit
gibi
komplikasyonlar
eşlik
eder.Daha
nadir
ancak
ciddi
komplikasyonlardan protez obstrüksiyonu hastalığın prognozunu kötü yönde etkiler.
Biyoprotez kapaklarda, kapakların mobil kısmı dokudan oluşur . Gluteraldehit
fiksasyonuna
rağmen
enfeksiyonun
başlangıç
yeri
kapak
dokusundan
başlayabilir.Aynı nativ kapak endokarditine benzer şekilde küspis perforasyonu gibi
komplikasyonlara maruz kalabilir.
PROFİLAKSİ
Profilaksi gerektirmeyen kalp hastalıkları: (Tablo 1 )
12
İskemik kalp hastalığına bağlı valvuler lezyonlarda infektif endokardit açısından
risk mevcudiyetini gösteren yeterli miktarda çalışma yoktur.Koroner arter cerrahisi ve
perkütan koroner girişimler de bu kategori içinde değerlendirilirler12.
Yayınlanan serilerde sekundum tipi ASD , kapatılmış VSD , izole PD, Fontan ve
Mustard operasyonları sonrası infektif endokardite rastlanmadığı vurgulanmasına
rağmen , özellikle sekundum ASD’nin kateter ile kapatılmasından sonraki 1 yıllık
periyodda antibiyoterapi önerilmektedir13.
Ekokardiyografinin rutin kullanımda daha sık uygulanmasının ardından sıklıkla
karşılaşılan mitral valv prolapsusunda ; belirgin yapracık kalınlaşması olmadığı ,
yetersizliğin eşlik etmediği yada kalsifikasyonun izlenmediği durumlarda profilaksi
gerekmez14.
Pace-maker yada ICD implantasyonu da endokardit proflaksisi gerektirmeyen
durumlar içinde yer alır15.
Profilaksi
Her
nekadar
gerektiren
Batı
kalp hastalıkları (Tablo 1)
toplumlarında
romatizmal kapak hastalıkları endokardit
profilaksisi gerektiren hastalıkların küçük bir oranını teşkil etse de ,yurdumuzda
halen ilk sıraları almaktadır. Ortalama yaş oranının artığı
Avrupa ülkelerinde
romatizmal kalp hastalığı yerini dejeneratif kapak hastalığına bırakmıştır16.
Tablo 1. Profilaksi gerektiren ve gerektirmeyen kalp hastalıkları
13
Profilaksi önerilen durumlar
A )Yüksek risk kategorisi :
Protez kapaklar (biyoprotez ve homogreft protez dahil)
Geçirilmiş bakteriyel endokardit hikayesi
Kompleks konjenital siyanotik kalp hastalıkları (Tek ventrikül fizyolojisi, büyük
arter transpozisyonu, Fallot tetralojisi vs…)
Cerrahi olarak uygulanan sistemik-pulmoner shunt ve conduitler
B) Orta risk kategorisi :
Sekundum ASD dışında siyanotik olmayan konjenital kalp hastalıkları
(VSD,PDA vs…)
Sonradan edinilmiş kapak hastalıkları (Romatizmal kapak hastalıkları)
Hipertrofik obstrüktif yada nonobstrüktif kardiyomiyopati
Mitral valv prolapsusu (mitral yetersizliği ve/veya yapracık kalınlaşması)
Profilaksi önerilmeyen durumlar
Normal popülasyon ile aynı riske sahip olan kategori:
İzole sekundum ASD
Cerrahi olarak düzeltilmiş ASD,VSD, PDA (6 aydan sonra rezidüel shunt
olmayan olgular)
Koroner arter by-pass cerrahisi
Mitral valv prolapsusu (mitral yetersizliği veya yapracık kalınlaşmasının eşlik
etmediği olgular)
Fizyolojik veya fonksiyonel veya masum üfürümler
Kapak sekeli olmayan geçirilmiş Kawasaki Hastalığı
Kapak sekeli olmayan geçirilmiş akut romatizmal ateş
Pace-maker ,ICD ve stent implantasyonu
MVP’li hastalarda mitral yetersizliği , yapracık kalınlaşması ( 5 mm ≤ ) ,
kalsifikasyon , holosistolik üfürüm ve özellikle primer
MVP
miksomatöz
antibiyotik
dejenerasyon
eşlik
ediyorsa;
mutlaka
de olduğu gibi
proflaksisi
uygulanmalıdır17. Biküspid aort kapak ve aort koarktasyonu siyanotik olmayan
konjenital kalp hastalıkları kategorisinde yer alır.Tıpkı PDA , VSD , sekundum ASD
dışındaki ASD’ler gibi endokardit proflaksisi önerilmektedir. Bu hasta grubunda
cerrahi yada kateter tekniği ile düzeltme yapıldıktan sonra ,eğer rezidüel lezyon yada
shunt gelişmez ise endokardit profilaksisi gerekliliği ortadan kalkar.
14
Protez kapaklarda (biyoprotez ve homogreft kapaklar dahil ) endokardit riski doğal
kapaklara göre 5-10 kat artış gösterir18. Bu nedenle bu hasta profilinde mutlaka
antibiyotik profilaksisi uygulanmalıdır.
Hipertrofik obstrüktif yada nonobstrüktif kardiyomiyopati olgularında mitral
yetersizliği ve SAM eşlik ediyorsa endokardit riski belirgin şekilde artmaktadır19.
Endokardit riski taşıyan kalp dışı durumlar:
Non-bakteriyel trombotik endokardit ,bakteriyel
oluşturmakta
ve
bakteri
adhezyonunu
kolaylaştırmaktadır.Trombositten zengin bu trombüs
endokarditin nidusunu
büyük
yumağı;
ölçüde
lösemi , siroz ,
karsinom ,inflamatuar barsak hastalıkları ,sistemik lupus eritematozus ,steroid
kullanımı gibi durumlarda endokarditi tetikleyebilir. Steroidin
hümoral immün
yetersizlik durumu oluşturduğu bilinmekle birlikte ,hücresel immün sistem üzerindeki
etkileri
henüz
tam
bilinmemektedir.Ancak
yapılan
hayvan
deneylerinde
granülositopeni durumunda endokarditin prognozunun kötüleştiği gösterilmiştir20.
İntravenöz ilaç bağımlılığında infektif endokardit insidansı, normal popülasyona
göre 12 kat artmaktadır.HIV enfeksiyonunun eşlik ettiği olgularda bu oran daha da
yükselmektedir21.
Kronik alkolizm artmış infeksiyon ile birlikte olsa da ,endokardit açısından taşıdığı
risk henüz bilinmemektedir22.
15
Hemodiyaliz ve arterio-venöz fistül
durumunda kapiller klirensin azalması
bakteriyemi ve endokardit riskini arttırmaktadır.Aynı
sebeplerden dolayı yanık ,
yoğun bakım hastaları (arter ve venöz giriş yolları, respiratör uygulanması) ,diadetes
mellitus hastaları
ve yine hemodiyaliz hastaları bakteriyemiye karşı savunmasız
kalmaktadır.Hemodiyaliz hastalarında prevelans
% 2
ve % 6 arasında
değişmektedir23.
Endokardit riski taşıyan girişimler:
Gerek diyagnostik, gerekse terapötik girişimler bakteriyemi riski taşırlar.Bu risk
dağılımı orofarinks girişimlerinde en yüksek,genitoüriner sistem girişimlerinde orta
düzeyde iken gastrointestinel sistem girişimlerinde en alt düzeydedir.
Endokardit açısından risk taşıyan dental girişimler ve profilaksi önerileri Tablo 2.
de gösterilmiştir24.
Tablo 2. Dental Prosedürler ve Endokardit Profilaksisi
Endokardit profilaksisi önerilen girişimler
Diş çekimi
Periodontal cerrahi prosedürleri
Dental implantasyon
Endodontik kanal tedavisi ve apeks cerrahisi
Subgingival antibiyotik fibril yada strip uygulaması
Ligament içi lokal anestetik madde enjeksiyonu
Kanama riski olan diş temizleme işlemi
Endokardit profilaksisi önerilmeyen girişimler
Operatif yada prostodontik diş restorasyonu
Ligament dışı lokal anestetik madde enjeksiyonu
Postoperatif sütür alımı
Çıkarılabilir prostodontik veya endodontik araç uygulanımı
Florid tedavisi
Oral radyogram çekimi
Diş kaplama
16
Endokardit açısından risk taşıyan genitoüriner ,gastrointestinal ve solunum yolu
girişimleri ve profilaksi önerileri Tablo 3. ve 4. de gösterilmiştir.
Tablo 3. Gastrointestinal, Genitoüriner, Solunum Sistemi Prosedürleri ve
Endokardit Profilaksisi
Endokardit profilaksisi önerilen girişimler
Solunum sistemi :
Tonsillektomi ve/veya adenoidektomi
Solunum sistemi mukozasını ilgilendiren cerrahi girişimler
Rijid bronkoskop ile uygulanan bronkoskopi işlemi ve biyopsi
Gastrointestinal sistem:
Özefagus varisleri skleroterapisi işlemi
Özefagus striktür dilatasyonu
Endoskopik retrograd kolanjiyografi
Safra yolları cerrahisi
İntestinal mukozayı ilgilendiren cerrahi prosedürler
Genitouriner sistem:
Prostat cerrahisi
Sistoskopi
Üretra dilatasyonu
Tablo 4.
Endokardit profilaksisi önerilmeyen girişimler
Solunum sistemi:
Endotrakeal entübasyon
Esnek bronkoskop ile uygulanan bronkoskopi işlemi ve biyopsi
Timpanostomi ve tüp implantasyonu
Gastrointestinal sistem:
Transözefajiyal ekokardiyografi
Endoskopi ve biyopsi
Genitoüriner sistem:
Vaginal histerektomi
Vaginal doğum
Sezeryan ile doğum
Üretral kateterizasyon
Dilatasyon ve küretaj
Terapötik abortus
Sterilizasyon prosedürleri
17
Rahim içi araç uygulaması
Diğer:
Kardiyak kateterizasyon ve PTCA
Pace-maker ,ICD ve stent implantasyonu
Deri insizyonu ve biyopsi
Sünnet
Antibiyotik profilaksisi (Tablo 5. ve 6. )
Antibiyotik profilaksisinde amaçlanan ; dental,oral,solunum sistemi ve özefagus
girişimlerinde viridans streptokoklara ve HACEK grubu mikroorganizmalara karşı ,
gastrointestinal ve genitoüriner girişimlerde ise enterokoklar,streptokoküs bovis ve
enterobakter ailesine karşı savunmadır26.
Tablo 5.Dental, Oral, Solunum sistemi ve özefagus Prosedürlerinde Profilaksi
Durum
Standart profilaksi
Oral medikasyon
uygulanamayanlarda
Penisilin allerjisi
bulunanlarda
**
Penisilin allerjisi
bulunan
ve Oral
medikasyon
uygulanamayanlarda
Antibiyotik
Amoksisilin
Uygulama
Erişkin: 2.0 g oral; Çocuk: 50 mg/kg oral
Prosedürden 1 sa önce
Ampisilin
Erişkin: 2.0 g IM veya IV ; Çocuk: 50
mg/kg IM veya IV
Prosedürden 30 dk önce
Klindamisin Erişkin: 600 mg ; Çocuk: 20 mg/kg oral
Prosedürden 1 sa önce
Sefaleksin , Erişkin: 2.0 g ; Çocuk: 50 mg/kg oral
Sefadroksil
Prosedürden 1 sa önce
Azitromisin , Erişkin : 500 mg; Çocuk : 15 mg/kg oral
Klaritromisin
Prosedürden 1 sa önce
Klindamisin , Erişkin: 600 mg ; Çocuk : 20 mg/kg IV
Prosedürden 30 dk önce
Sefazolin
Erişkin:1.0 g;Çocuk: 25 mg/kg IM veya IV
Prosedürden 30 dk önce
18
Tüm antibiyotik uygulamalarında çocuklar için doz, erişkin dozunu geçmemelidir.
**
Sefalosporin grubu antibiyotikler , penisiline karşı Tip 1 reaksiyon hikayesi
olanlarda (ürtiker ,anjionörotiködem ,anaflaksi ) kesinlikle
Hastalardan sadece orta ve yüksek
risk
kullanılmamalıdır.
kategorisinde olanlarda antibiyotik
proflaksisi uygulanmalıdır.
Tablo 6. Genitoüriner , Gastrointestinal Sistem Prosedürlerinde
Profilaksi
Durum
Yüksek risk
kategorisi
Antibiyotik
Ampisilin +
Gentamisin
Ampisilin ve
Amoksisilin Alerjisi
olan yüksek risk
kategorisi
Vankomisin
+Gentamisin
Orta risk kategorisi Amoksisilin ,
Ampisilin
Ampisilin veya
Amoksisilin Alerjisi
olan orta risk
kategorisi
Vankomisin
Uygulama
Erişkin: Ampisilin 2.0 g IM / IV + Gentamisin
1.5 mg/kg (maks. doz<120 mg) Prosedür
başlamada önceki 30 dk içinde;
Prosedürden 6 sa sonra, Ampisilin 1 g IM/IV
veya Amoksisilin 1 g oral 2. doz
Çocuk: ampisilin 50 mg/kg IM / IV (maks.
doz<2.0 g) + Gentamisin 1.5 mg/kg Prosedür
başlamadan önceki 30 dk içinde;
Prosedürden 6 sa sonra, Ampisilin 25 mg/kg
IM/IV veya Amoksisilin 25 mg/kg oral 2. doz
Erişkin: Vankomisin 1.0 g IV + Gentamisin
1.5 mg/kg IV/IM (maks. doz <120 mg);
Prosedür başlamadan önceki 30 dk içinde en
az 1-2 sa sürecek olan infüzyon
tamamlanmalı
Çocuk: Vankomisin 20 mg/kg IV +
Gentamisin 1.5 mg/kg IV/IM;
Prosedür
başlamadan önceki 30 dk içinde en az 1-2
sa sürecek olan infüzyon tamamlanmalı
Erişkin: Amoksisilin 2.0 g oral Prosedürden
1 sa önce, veya Ampisilin 2.0 g IM/IV
Prosedürden 30 dk önce
Çocuk: Amoksisilin 50 mg/kg oral
Prosedürden 1 sa önce, veya Ampisilin 50
mg/kg IM/IV Prosedürden 30 dk önce
Erişkin: vankomisin 1.0 g IV
Prosedür
başlamadan önceki 30 dk içinde en az 1-2
sa sürecek olan infüzyon tamamlanmalı
Çocuk: Vankomisin 20 mg/kg IV IV
Prosedür başlamadan önceki 30 dk içinde
en az 1-2 sa sürecek olan infüzyon
tamamlanmalı
19
Ampisilin ve amoksisilin alanlarda mutlaka işlemden 6 saat sonra 1 gr tekrar dozu
uygulanmalıdır.Ancak vankomisin ve gentamisin uygulanması halinde tekrar dozu
yapmaya gerek yoktur.
TANI
İnfektif endokardit hızlı ,ilerleyici ve belirgin ateş göstergelerinin olduğu septik
tablodan,subfebril ateş kronik ,nonspesifik bulgulara kadar geniş bir spektrumda
incelenmelidir.Özellikle nonspesifik bulguların hakim olduğu grup ilk planda bir
kardiyolog yada infeksiyon hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmediği için
tanı gecikmekte ve mortalite oranı yükselmektedir.Tanı da belki de en önemli şey
‘şüphe’ dir.
Yüksek klinik şüphe bulguları:
-Yeni gelişen kapak lezyonu yada üfürüm
-Sebebi bilinmeyen emboli
-Sebebi bilinmeyen sepsis
-Hematüri,glomerulonefrit yada renal infarkt
-Ateş ile birlikte aşağıdakilerden birisi:
Düşük klinik

Protez materyal varlığı

Ventriküler aritmi yada ileti bloğu

Konjestif kalp yetersizliği ilk semptomu

Pozitif kan kültürü

Petesiyal yada nodüler lezyonlar

Pulmoner infarkt

Periferik yada viseral abse

Yakın zamanda girişim hikayesi
şüphe bulguları:
-Sadece ateş varlığı
Klinik açıdan sağ kalp endokarditleri sol kalp endokarditlerine göre daha yavaş
seyir gösterirler.Sağ kalp endokarditinde klinik prezantasyon gece terlemesi, subfebril
ateş,öksürük yan ağrısı,hemoptizi gibi infeksiyon ve pulmoner septik emboli kliniği
20
şeklindedir.Telekardiyogramda
nodüler
infiltrasyonlar,kavitasyon
,multifokal
pnömoni,piyotoraks,efüzyon %80 oranında gözlenir27. Sağ kalp endokarditi klinik
açıdan pnömoni ve sağ kalp yetersizliği semptomlarını taklit eder.
Sol kalp endokarditlerinde ateş,artralji,kilo kaybı,anoreksi,halsizlik,nefes darlığı,
ortopne ve pulmoner ödeme kadar giden klinik tablo gözlenebilir.Periferik bulgular
daha
sık
izlenir.Özellikle
yeni
gelişen
üfürüm
şüpheyi
endokardite
yönlendirmelidir.Vejetatif kitleden kaynaklanan emboliler sonucu; merkezi sinir
sistemi
bulguları
(kanama
,iskemik
infarkt,menenjit
yetersizlikleri,karın ağrısı ,ekstremite kaybı
ve
ensefalit
),organ
gibi periferik bulgular ön plana
çıkabilir.İmmun mekanizma sonucu glomerülonefrit,Osler’s nodülleri,Roth spotları
ve romatoid faktör(RF) pozitifliği oluşabilir..Laboratuvar bulguları ESH ve CRP
artışı,hipoalbuminemi,lökositoz ,anemi ve hematüri şeklinde sıralanır.
EKOKARDİYOGRAFİ
Klinik şüphe yüksek ise tanısal yöntemler (TTE , TEE
vs…) hemen
uygulanmalıdır.İlk planda TTE,ancak intrakardiyak protez varlığında,kötü eko imajı
varlığında yada TTE yapılıp lezyon görülmeyen fakat şüphenin kuvvetle devam ettiği
vakalarda TEE işlemi uygulanmalıdır.TEE negatif ancak klinik şüphe halen yüksek
ise 48 saat ve 1 hafta içinde ikinci TEE işlemi uygulanmalıdır.
Ekokardiyografik olarak üç bulgu major kriterler içinde kabul edilir:

Vejetasyon:Mobil yada sabit,ekodens,kapak yada mural endokarda
tutunmuş,başka anatomik açıklaması olmayan kitle
 Abse yada fistül oluşumu

Protez kapakta dehisens(ayrışma)
Vejetasyon
TTE ile vejetasyonun tespiti ortalama % 50 oranındadır28.Tespiti zorlaştıran
faktörler; kötü eko penceresi,protez materyalin varlığı,personelin tecrübesi,vejetasyon
lokalizasyonu,vejetasyon boyutları ve eşlik eden romatizmal yada dejeneratif kapak
hastalığının bulunmasıdır.TTE da 5 mm’nin altındaki vejetasyonlar %25 tespit
21
edilirken
,bu
oran
6
mm’nin
üzerindeki
vejetasyonlarda
%80’lere
ulaşmaktadır29.Protez kapak varlığında TTE tanı değeri çok düşer.TEE ise %88-100
duyarlılık ve %91-100 özgüllük ile tercih edilmesi gereken tanı yöntemidir.Negatif
TEE sonucunun negatif öngörü değeri %68-97 dir30.
Ekokardiyografik olarak vejetasyonun aktif yada iyileşmiş olup olmadığını ayırd
etmek mümkün değildir.Antibiyoterapiden 3 hafta sonra ekokardiyografik inceleme
yapılırsa; vejetasyonun %30 kaybolduğu, %18 küçüldüğü, % 41 değişmediği ve %11
arttığı saptanır31. Vejetasyon açısından yanlış pozitif eko değerlendirmesi:
trombüs,tümöral yapılar(papiller fibroelastom) infektif olmayan ve kapakla ilgili
kitleler(Libman –Sacks endokarditi,Behçet hastalığı,karsinoid
ve ARA kitleleri)
varlığında gözlenebilir.
Kapak Harabiyeti
Kapaklar üzerinde vejetasyonun harabiyeti; leaflet yada küspis perforasyonu ,
kordal yapılarda rüptür,koaptasyon kusuru,sakküler anevrizma oluşumu şeklindedir.
Perivalvuler Yayılım
Perivalvüler yayılım protez kapak varlığında %50-100 oranında iken,nativ kapak
endokarditinde %10 civarındadır.Belirleyici lezyonları; abe,fistül ,anevrizma
ve
psödoanevrizma dır.Abse ekokardiyografik olarak ekolusen yada ekodens yada
kavite imajı sergiler.NVE de aort kapak yerleşimi söz konusu olduğunda, abse
lokalizasyonu zayıf yapılardan oluşan mitral-aortik fibröz doku yada aort duvarı
olarak karşımıza çıkar.Psödoanevrizma erken ve izovolümetrik kontraksiyonda
ekspansiyona uğrayan ve diastolde kollabe olan oluşumdur.Her iki komplikasyon
fistülizasyon ile sonuçlanabilir.Aort kapak endokarditi sonucunda mitral ön
yapracığın sekonder tutulumu da ‘Kissing vejetasyon’ olarak adlandırılır.
Protez kapak endokarditi genellikle
perivalvüler ve annuler dokudan
başlar.Vejetasyon, pannus ve trombüs gibi yumuşak ,düzensiz kontürde ve kalınlaşma
şeklindedir.
Sağ kalp endokarditlerinde vejetasyon boyutları, sol kalp endokarditlerine göre daha
büyük olma meyilindedir.Pulmoner kapak tutulumunda TEE inceleme daha duyarlı ve
özgüldür.
KAN KÜLTÜRÜ
22
Standart kan kültürü venöz yada arteriyel yolla farklı damar yolundan,ateşin
yükselmesinden bağımsız olarak alınmalıdır.En az üç kültür ve aralarında en az bir
saatlik süre olacak şekilde alınır.Önceden antibiyoterapi alan hastalarda ,tedavi üç gün
durdurulur ve kan kültürü alınır. Uzun süre antibiyotik alan hastalarda bu süre bir
haftaya kadar uzatılmalıdır.Alınacak kan miktarı erişkinlerde 5-10 ml,çocuklarda 1-5
ml dir.Kültür için bir aerop birde anaerop besiyeri kullanılır.Tüm hastaların kültür
materyalleri relaps yada nüks açısından karşılaştırılmak amacıyla
en az bir yıl
korunmalıdır.Antibiyogramda tüm ilaçların minimal inhibitör konsantrasyonları
belirlenmelidir.
Kültür negatif endokarditlerin en çok sebebi önceden antibiyotik kullanımıdır.
Aerop kültürler genellikle beş gün içerisinde üreme gösterirler.Ancak HACEK ,
Nocardia,
Propionibacterium,,
Abiotropia
,Brucella
,Campylobecter
endokarditlerinde kültür süresi çoğunlukla altı günün üzerindedir.Kültür negatif
grupta
cerrahiye
giden
hastaların
vejetatif
materyalleri
mutlaka
kültüre
ekilmelidir32.Aspergillus ve Nocardia gibi sıklıkla kültür negatif endokardit yapan
ajanların septik materyallerinden kültür alınabilir. Mycoplasma Hominis ajanının
neden olduğu endokarditlerde
kan kültürü sıklıkla
negatif iken, eksize edilen
kapaktan alınan kültür sıklıkla pozitif sonuç verir.
Clamidya, Bartonella,Legionella ve Coxiella Burnetti gibi ajanların serolojik
incelemesi mikroimmunfloresan yada PCR tekniği ile yapılmalıdır.PCR tekniği
kültür negatif ajanların neden olduğu endokarditlerde cerrahi sonrası eksize edilen
piyeste değerlendirilir.
DUKE KRİTERLERİ (Tablo 7. ve 8.)
Tablo 7. Duke Kriterleri
23
Major kriterler:
(1) Pozitif kan kültürü
A. Farklı iki kültür sonucunda endokardit açısından tipik mikroorganizma
üremesi
(i) Viridans streptokoklar, Abiotrophia ,Streptokokküs bovis, veya HACEK
grubu
(ii) Toplumdan kazanılnış Stafilokoküs aureus yada enterokoklar,
( Her iki grup içinde primer odak bulunmamalıdır. )
B. Sürekli kan kültürlerinde aynı mikroorganizmanın üremesi
(i) 2 fazla pozitif kan kültürü
( ilk ve son kültür arasında en az 12 saat zaman farkı olmalı. )
(ii) 3 yada 4< farklı kültürlerde üreme
( kültürler arasında en az 1 saat zaman farkı olmalı.)
(2) Endokardiyal tutulum bulguları
A. Ekokardiyografik Bulgular
(i) Osilasyon gösteren kalp içi kitle (Kapaklar veya destek yapıları üzerinde,
yetersizlik jetinin yolu üzerinde,implante edilmiş yapıların üzerinde)
(ii) Abse
(iii) Yeni kısmi ptotez dehisensi
B. Yeni kapak yetersizlikleri (Tek başına üfürüm anlamlı değildir.)
Minor kriterler:
(1) Predispozan kalp hastalıkları yada IV ilaç kullanımı
(2)Ateş : 38.0°C
(3) Vasküler fenomen: major arteriyel emboli, septik pulmoner infarkt, mikotik
anevrizma , intrakraniyal kanama, konjuktival kanama ve Janeway lezyonları
(4) Immunolojik fenomen: glomerulonefrit, Osler nodülleri, Roth’s lekeleri ve RF
pozitifliği
(5) Mikrobiyolojik açıdan pozitif kan kültürü ,ancak major kriterler arasında
olmayan veya endokardit ile uyumlu pozitif seroloji
(6)Ekokardiyografik bulgular (ancak major kriterler arasında bulunmayan)
Stafilokokküs Epidermidis gibi mikroorganizmaların tek kültürde pozitif olması
anlamlı değildir.
24
BULGULAR:
Çalışmamıza dahil edilen hastalarda yaş ortalaması 39+/-16 yıl idi.Toplam 119
vakanın 37’ i (% 31 ) kadın ve 82’ i (%69) erkek idi.Hastaların başvuru esnasındaki
şikayetleri; ateş 102 (%86) olguda, halsizlik 102 (%86) olguda, kilo kaybı 42 (%35)
olguda, artralji ve miyalji 21 (%18) olguda, baş ağrısı 17 (%14 ) olguda, iştahsızlık
47 (%39 ) olguda, öksürük 45 (% 38) olguda, nefes darlığı 66 (%55) olguda, göğüs
ağrısı 19 (%16 ) olguda ve inme 15 (%13 ) olguda izlendi. Başvuru semptomları ile
ilgili bulgular tablo 12’ de verilmiştir.
Tablo 12.Endokardit hastalarının başvuru semptomları
No
%
Tüm endokardit hastalarında, aynı zamanda Duke kriterlerine göre minor kriter
olarak kabul edilen vaskuler ve immunolojik bulgular ; major arteriyel emboli 28 (%
24) hastada, peteşial ve splinter hemoraji 28 (%24) hastada, mikotik anevrizma 5 (%
4 ) hastada, Janeway lezyonu 9 (%8) hastada ,intrakraniyal kanama
2 (%2 )
hastada ; glomerulonefrit 18 (%15 ) hastada, Roth spot 5 (%4 ) hastada, Osler
nodülü 19 ( % 16 ) hastada ve RF yüksekliği 29 (%24) hastada saptandı.(Tablo 13)
Tablo 13. Endokardit hastalarında vasküler ve immunolojik bulguların dağılımı
No (119)
vasküler fenomen
arteriyel emboli
Peteşi ve splinter hemoraji
mikotik anevrizma
Janeway lezyonu
intrakraniyal kanama
immünolojik fenomen
glomerulonefrit
Roth spot
Osler nodülü
RF yüksekliği
%
28
28
5
9
2
24
24
4
8
2
18
5
19
15
4
16
29
24
25
Hastaların semptom başlangıcından
hastaneye başvurana kadar geçen süre
ortalama 1.2+/-0.7 ay idi. Hastaların 55 (% 46 ) inde fonksiyonel kapasite NYHA
Class I ve II , 64 (% 54 ) ünde ise NYHA Class III ve IV idi.Hastaların EKG
incelemesinde; 80 (%67) inde NSR , 28 (%24) inde AF , 6 ( %5 ) sında kalıcı pace
–maker ritmi ve 4 (%4 ) ünde LBBB paterni mevcuttu. Fizik muayene bulgularından
vasküler ve immunolojik fenomenlerin yanı sıra ; splenomegali 48 (% 40 ) hastada,
çomak parmak ise sadece 5 (% 4) hastada tespit edildi. Başvuru esnasında yapılan
incelemede ortalama sistolik ve diastolik kan basınçları ; 112 +/- 22 mmHg
ve
64+/- 10 mmHg düzeylerinde idi.Tüm hastalar arasında taşikardi (>100 v/dk kalp
hızı ) 47 (% 39 ) hastada saptandı.
Hastaların laboratuar incelemesinde ; ESH yüksekliği 99 hastada ,CRP yüksekliği
89 hastada , RF yüksekliği 29 hastada , hematüri 44 hastada , anemi 86 hastada ,
lökositoz 87 hastada , hipoalbüminemi 70 hastada ve LDH yüksekliği 93 hastada
saptandı. 102 hastada trombositler normal değerlerde izlendi. 38 hastada plazma
üre düzeyi yüksek iken, kreatinin yüksekliği 26 hastada tespit edildi.(Tablo 14)
Endokardit vakalarında predispozan kalp hastalığı olarak romatizmal (RKH) ve
konjenital kalp hastalıkları ile protez kapak varlığı oranları belirgin idi. (Grafik 1.)
Tablo 14. Endokardit hastalarının laboratuar bulgularında dağılım
Grafik 1.Endokardit vakalarında predispozan kalp hastalıkları dağılımı
26
Endokardit vakalarında predispozan kalp hastalığı
dağılımı
pace maker
4,( 3%)
kalp hastalığı
olmayan
6,( 5%)
RKH
45, (38%)
konjenital kalp
hastalığı
32,( 27%)
MVP
3,( 3%)
dejeneratif
kapak
5,( 4%)
protez kapak
24,( 20%)
Hastaların 49 (%41 )’nun kan kültürlerinde üreme olmuşken ,70 (%59 )’ inde
üreme olmadı.Başvuru öncesinde 47
(% 39 ) hastada antibiyotik kullanımı öyküsü
mevcut olup ; 72( %61) hastada antibiyotik kullanımı saptanmadı.
Başvuru öcesi 1 aylık dönemde endokardit açısından proflaksi gerektiren girişim
hikayesi sadece 17 (% 14) hastada tespit edildi. Hastaların tümüne TTE inceleme
yapılmışken, TEE uygulanma oranı %61 (72 olgu) dir.TTE incelemede 103 (% 87)
olguda vejetasyon tespit edildi.TEE incelemesi uygulanan 72 olgudan 70 (%97)’inde
vejetasyon saptandı.
Hastaların 91’i (%77 ) nativ kapak endokarditi, 24’ü (%20 ) protez kapak
endokarditi ve 4’ü (% 3)
endarterit ve pace leadi endokarditi idi.
Tüm hastalara ortalama 4.2 +/- 1 hafta antibiyotik tedavisi uygulandı. 29 (%24)
hasta sadece antibiyoterapi almış iken, 90 (% 76 ) hastaya antibiyoterapi ile birlikte
cerrahi tedavi de uygulandı. Cerrahi tedavi uygulanan hastalardan 82’sine (%91)
protez kapak replasmanı, 8’ine (%9) ise kapak tamiri ve düzeltme operasyonu
yapıldı. Hastaların cerrahi tedavi uygulanma süresi yatış anından itibaren ortalama
24+/- 15 inci gün olarak saptandı. Hastanede toplam yatış süresi 5.8+/- 2 hafta
olarak hesaplandı. Hastane içi ölüm 10 (%8 ) hastada izlendi.
27
Çalışmaya dahil edilen hastaların
70’nde (% 59 ) kültürde herhangi bir
mikroorganizma üremedi.Kültür sonucu pozitif olan hastaların(no=49) 13’ünde (%
27) MSSA , 13’ünde (%27 )
MRSA , 10’ unda (%20) St. Viridans ,4’ünde (%8 )
Brucella , 3’ünde (%6) Ent. Fecalis , 2’sinde (%4 ) Staf. Epidermidis ve 4’ünde
(% 8) diğer nadir görülen bakteriler üredi. (Tablo 15)
Tablo 15. Endokardit hastalarında kültür sonuçları ve dağılımı
Vejetasyon saptanan 39 (%38) hastada aort kapak tutulumu ,33 (% 32) hastada
mitral kapak tutulumu, 20 (% 19 ) hastada hem aort hem de mitral kapak tutulumu ,6
(%6) hastada triküspid kapak tutulumu ,1 (%1 ) hastada pulmoner kapak tutulumu ,
2 (% 2 ) hastada pulmoner yada aortik endarterit tutulumu , 2 (%2) hastada pace leadi
tutulumu izlendi (Tablo 16)
Tablo 16. Endokardit hastalarında vejetasyon lokalizasyonu
No
Aort kapak tutulumu
Mitral kapak tutulumu
Aort+mitral kapak tutulumu
Triküspit kapak tutulumu
Pulmoner kapak tutulumu
Endarterit
Pace leadi tutulumu
toplam
%
39
33
20
6
1
2
2
103
%38
%32
%19
%6
%1
%2
%2
%100
Çalışmaya dahil edilen 119 hastada endokardite bağlı komplikasyonların dağılımı
ise; konjestif kalp yetersizliği 64 (%54) ,major arteriyel emboli 28(% 24 ) ,renal
komplikasyonlar
20 (%17 ) , periannuler abse formasyonu 14 (%12 ) , korda
rüptürü 13 (%11) , leaflet yada küspis perforasyonu 27 (%23 ) , mikotik anevrizma
5 (%4) , psödoanevrizma 10 (% 8 ) , diğer kalp boşluklarına fistülizasyon 5 (%
28
4) , intrakraniyal kanama 2 (%2) , şok tablosu 3 (%3 ) ,EKG de AV blok 4 (%3)
hastada saptandı.(Tablo 17.)
Protez kapak endokarditi olan 24 hastanın 21’inde
(%88)
kapağa bağlı
komplikasyonlar mevcuttu.4 hasta erken PKE tanısı ile takip edilmişken 20 hasta geç
PKE tanısıyla takip edildi. Ileri PV MY 7 (%33) hastada ,ileri PV AY 10 (% 48 )
hastada ,hemodinamik olarak anlamlı darlık yapan vejetasyon 4 ( % 19 ) hastada
izlendi. (Grafik 2.)
Tablo 17. Endokardit hastalarında komplikasyonlar ve dağılımı
Grafik 2. Protez kapak endokarditi olgularında komplikasyonlar
Protez kapak hastalarında komplikasyon dağılımı
protez kapak
obstrüksiyonu
4 (19%)
PV MY
7 ( 33%)
PV AY
10 ( 48%)
Hastaların 27 ( %23 ) sinde intraoperatif incelemede vejetasyona bağlı leaflet yada
küspis perforasyonu saptandı.Etkilenen leaflet ya da küspiste perforasyon dağılımı
ise ; NCC perforasyonu 12 (%44 ) , RCC perforasyonu 2 (% 7 ) , LCC perforasyonu
2 (% 7) ,MVAL perforasyonu 5 (% 19 ) , TVAL perforasyonu 2 (%7 ) ,TVPL
29
perforasyonu 1 (% 4 ) ,TVSL perforasyonu 1 (%4 ) ,aortik biyoprotez perforasyonu
1 (%4 ) ,hem NCC hem de MVAL perforasyonu 1 (%4) hastada izlendi.(Grafik 3.)
Grafik 3. Leaflet yada küspis perforasyonu gelişen endokardit olgularında dağılım
TVSL
perforasyonu
1 ( 4%)
TVPL
perforasyonu
1 ( 4%)
Aortik bioprotez
perforasyonu
1 ( 4%)
TVAL
perforasyonu
2 ( 7%)
MVAL
perforasyonu
5 ( 19%)
NCC+MVAL
perforasyonu
1 ( 4%)
NCC perforasyonu
12 ( 44%)
LCC perforasyonu
2 ( 7%)
RCC perforasyonu
2 ( 7%)
Endokardit hastalarının 28 (% 24) sinde emboli komplikasyonu gelişti. 28 hastanın
13 (% 46 ) ünde serebral emboli ,8 (%29) inde septik pulmoner emboli ,4 (% 14 )
ünde periferik emboli , 1 (% 4 ) inde renal emboli ve 2 ( % 7 ) sinde hem serebral
hem de renal emboli komplikasyonu izlendi. (Grafik 4.)
Grafik 4. Emboli komplikasyonu gelişen endokardit olgularında dağılım
30
periferik
4 (14%)
cerebral+renal
2 (7%)
cerebral
13( 46%)
pulmoner
8 ( 29%)
renal
1( 4%)
Hastaların 13’ünde (% 11)
endokardite bağlı
kordal
yapılarda rüptür
izlendi.MVAL (mitral kapak ön yapracık) korda grubunda rüptür 9 (% 69 ) , MVPL
(mitral kapak arka yapracık) korda grubunda rüptür 1 ( %8 ) , TVAL (triküspid
kapak ön yapracık) korda grubunda rüptür 2 (% 15 ) , TVSL(triküspid kapak septal
yapracık) korda grubunda rüptür 1 (% 8) hastada saptandı.
Yine hastalarımızın 5 (%4) inde komşu kalp boşluklarına fistülizasyon gelişti. 2 (%
40) hastada fistül aort ile sol ventrikül arasında ,1 (% 20 ) hastada aort ile sağ
atriyum arasında , 1 ( %20 ) hastada aort ile sol atriyum arasında , 1 (%20) hastada
ise sol ventrikül çıkış yolu ile sağ ventrikül arasında gelişti.
31
Emboli olan ve olmayan grubun karşılaştırılması :
Çalışmamıza dahil edilen 119 hastadan 28 (%24 ) inde major arteriyel emboli ile
başvuru söz konusudur.Emboli lokalizasyonu
cerebral (n=13), pulmoner (n=8),
periferik (n=4), renal (n= 1), renal ve cerebral (n=2) şeklinde sıralanmıştır. (Grafik
4.)
Emboli ile
başvuran
hastaların (grup 1) tamamında (n=28) TTE
veya TEE
incelemede vejetasyon saptanmıştır.Emboli olmayan (grup 2) grupta, 16 hastada
vejetasyon izlenmedi.
Emboli ile başvuran hastaların yaş ortalaması 34 +/- 15 yıl iken ,emboli olmayan
grupta yaş ortalaması 41 +/- 16 yıl olarak belirlendi. Bu karşılaştırmada p değeri
0.037 olup istatistiki olarak anlamlı bulundu.
Her iki grup diğer semptomlar açısından değerlendirildiğinde ; ateş , kilo kaybı ,
artralji ve miyalji ,öksürük ,nefes darlığı ,göğüs ağrısı
açısından fark
saptanmadı.Sadece baş ağrısı varlığı grup 1 de anlamlı olarak yüksek bulundu.Ancak
multivariet analizde anlamlılığını kaybetti..(%35.7 karşı
%7.7 , p= 0.041 iken
multivariete analizde p=0.062).
Her iki grupta semptom süresi ,hastanede yatış süresi ,cerrahi tedavi uygulanma
süresi
açısından
değerlendirildiğinde ; sadece embolik olay gelişen
hastaların
emboli olmayan hastalara göre daha erken başvurduğu saptandı. ( 26 +/- 15 güne
karşı 40 +/- 23 gün , p= 0.001 ). (Tablo 18)
Tablo 18. Emboli olan ve olmayan grupta sürelerin karşılaştırılması
semptom süresi
hastane yatış süresi
cerrahi uygulanım
süresi
antibiyotik tedavi
süresi
emboli var (no=28)
emboli yok (no=91)
p değeri
26+/-15 gün
6 +/- 3 hafta
40+/-23 gün
5.7+/-2 hafta
0.001 *
0.669
28+/- 17 gün
22+/- 15 gün
0.198
4/-1.8 hafta
4+/-1 hafta
0.252
32
Laboratuar bulguları açısından her iki grup karşılaştırıldığında ; ESH ,CRP ve RF
yüksekliği , hematüri varlığı , anemi varlığı ,LDH yüksekliği ve hipoalbuminemi
açısından her iki grup arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmemiştir.Ancak
lökositoz açısından her iki grup karşılaştırıldığında, lökositoz emboli olmayan grupta
daha belirgin ortaya çıkmaktadır.(%59.3 karşı % 81.4 ,p= 0.023 ) (Tablo 19)
Tablo 19. Emboli olan ve olmayan grupta laboratuar değerlerinin karşılaştırılması
Emboli olan ve olmayan her iki grubu diğer komplikasyonlar açısından
karşılaştırdığımızda ; periannuler abse oluşumu , leaflet yada küspis perforasyonu ,
konjestif kalp yetersizliği gelişimi ,renal komplikasyon gelişimi ve perikardiyal
efüzyon gelişiminde anlamlılık tespit edilmedi.Ancak korda rüptürü varlığı emboli
grubunda anlamlı olarak yüksek buluındu .(%21.4 karşı %7.7 p=0.042) ( Tablo
20)
Hastaların emboli olan ve olmayan iki grubunda endokardit açısından
predispozisyon yaratacak cerrahi yada diş operasyonu hikayesi anlamlılık
göstermemekteydi (% 10.7 karşı %15.4 ,p= 0.577 ).
Tablo 20. Emboli olan ve olmayan grubun komplikasyonlar açısından
karşılaştırılması
Her iki grup için ekokardiyografik parametreler karşılaştırıldığında pulmoner
arter sistolik basınçları,sol ventrikül diastol sonu çapları ve sol atrium çapları
açısından anlamlı fark gözlenmedi.Sistol sonu çapı grup 1 de anlamlı olarak küçük
ölçüldü (3.4 +/- 0.6 cm karşı 3.7+/- 0.6 cm ,p = 0.027 ,z = -2.215). Hastaların
33
ejeksiyon fraksiyonları (EF %) karşılaştırıldığında , emboli grubunda istatiki olarak
anlamlı derecede yükseklilik saptandı (%64+/- 5 karşı %58.5+/- 9 ,p = 0.001
,
z
=-1.315) . Hastaların başvuru esnasında taşikardik (kalp tepe atımı >100 vuru / dk )
olması emboli gubunda diğer gruba göre daha belirgindi(%57.1 karşı %34.1
p=0.029).
Karşılaştırmaya kültürde üreme ve üreyen mikroorganizmalar alındığında ise ;
kültür pozitifliği emboli grubunda hakim olmakla birlikte ayrıca MSSA üremesi
diğer gruba göre daha belirgindi. (kültür pozitifliği açısından %64.3 karşı %34.8 ,
p=0.006, MSSA üremesi açısından %44.4 karşı %16.1 ,p= 0.035 ve MRSA üremesi
açısından %11.1 karşı %38.7 p =0.059 ). ( Tablo 23)
Vejetasyon lokalizasyonu açısından aort kapak,mitral kapak ,aort + mitral kapak
ve tiküspid kapak tutulumu değerlendirildi.Aort ve mitral kapak birlikte tutulumu
emboli olmayan grupta daha belirgin olarak izlendi.(%7.1 karşı %23.1 p=0.048)
(Tablo 21). 2 hastada pace leadi tutulumu, 2 hastada endarterit ve sadece 1 hastada
pulmoner kapak tutulumu gözlendi.
Vejetasyon büyüklüğü ,emboli olan grupta emboli olmayan gruba göre
kıyaslandığında tamamında 10 mm üzerinde tespit edildi (% 100 karşı %72.6 ,p=
0.002) (Grafik 5) . Vejetasyon büyüklüğü yine 15 mm ve üzerinde
değerlendirildiğinde ,tek değişkenli karşılaştırmada anlamlılık izlendi (%71.4 karşı %
40.5 ,p=0.005)(Grafik 6.). Vejetasyon mobilitesi ele alındığında yine emboli
grubunda istatistiki anlamlılık gözlendi (%82.1 karşı %47.7 ,p=0.001). Vejetasyon
sayısı 1 , 2 ve 3≤ olarak ele alındığındaıher iki grupta arasında anlamlı fark
göstermedi (p=0.057).
Tablo 21. Emboli olan ve olmayan grupta vejetasyon lokalizasyonu
34
emboli var
emboli yok
aort kapak tutulumu
8 (%28)
31(%38)
mitral kapak tutulumu
aort+mitral kapak
tutulumu
triküspid kapak tutulumu
10(%35)
23(%28)
p değeri
0.341
0.472
0.048*
2 (%7)
3(%10)
18(%23)
3 (%4)
0.353
Her iki grupta predispozan kalp hastalığı dağılımı Tablo 22 deki gibidir.
Tablo 22.
Emboli
Yok
Var
Sayı
%
RKH
33
38
protez kapak
21
24
dejeneratif
4
5
MVP
3
3
konjenital
22
25
Pace-maker
4
5
Toplam
87
100.0
RKH
12
46
protez kapak
3
12
dejeneratif
1
4
konjenital
10
39
Toplam
26
100.0
Grafik 5. Vejetasyon büyüklüğüne göre embolik olay varlığı
35
100
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
100
vej.>=10 mm
vej.<10 mm
72
27
0
emboli var
emboli yok
Grafik 6. Vejetasyon büyüklüğüne göre embolik olay varlığı
100
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
vej.>=15 mm
vej.<15 mm
71
59.5
40
29
emboli var
emboli yok
Her iki grupta hastane içi mortalite karşılaştırıldığında fark saptanmadı (%10.7 karşı
%7.8,p=0.699)
Tablo 23:. Emboli varlığına göre kültür pozitifliği ve etken patojenin karşılaştırılması
36
emboli var
kültür pozitifliği
Str.Viridans
MSSA
MRSA
diğer
18(%64)
2(%11)
8(%44)
2(%11)
6(%12)
emboli yok
31(%35)
8(%26)
5(%16)
11(%39)
7(%8)
p değeri
0.006*
0.196
0.035*
0.059
0.062
Cerrahi tedavi uygulanması açısından iki grup karşılaştırıldığında istatistiksel olarak
anlamlı farklılık bulunmadığı saptanmıştır.(p=0.064)
37
Lojistik regresyon analizi:
Hangi faktorlerin emboli prediktörleri olduğunu saptamak için tek değişkenli
analizde anlamlı olan değişkenler ,stepwise lojistik regresyon analizine tabi
tutuldular.
Vejetasyon varlığı,vejetasyon büyüklüğü, vejetasyon lokalizasyonu (aort, mitral,
aort+mitral, triküspit), vejetasyon mobilitesi ,kültür pozitifliği ve üreyen bakteri
(MSSA),yaş,semptom süresi, lökositoz, taşikardi varlığı, EF, LVSSÇ ve korda
rüptürü varlığı potansiyel değişkenler olarak kabul edildiğinde ; emboli açısından
prediktif değeri olan değişkenler: kültür pozitifliği, ejeksiyon fraksiyonu, vejetasyon
varlığı, vejetasyon büyüklüğü, vejetasyon mobilitesi ve korda rüptürü mevcudiyeti
olarak belirlendi. Diğer değişkenlerin ise multivariate analiz sonucunda
anlamlılıklarını yitirdikleri gözlendi (Tablo 24).
Tablo 24:
univariate analiz
p değeri
p değeri
multivariate analiz
Beta
%95 CI
vejetasyon varlığı
0.007
0.013
-45.1
vejetasyon büyüklüğü
0.002
0.002
-51.1
vejetasyon mobilitesi
0.001
0.01
-121.1
vejetasyon sayısı
AD
mitral kapak tutulumu
AD
aort + mitral kapak tutulumu
0.048
1.1 - 2.1
AD
aort kapak tutulumu
AD
triküspid kapak tutulumu
AD
kültür pozitifliği
0.006
0.017
MSSA üremesi
0.035
AD
EF %
0.001
0.003
LV SSÇ
0.027
AD
korda rüptürü varlığı
0.042
0.041
taşikardi varlığı
0.029
AD
yaş
0.037
AD
semptom süresi
0.001
AD
lökositoz
0.023
AD
-127.2
1.1 - 24.6
-1.4
1.1 - 1.4
-29.4
38
TARTIŞMA
Osler ilk kez Gulstanion bildirisinde ; ateş, kalp üfürümü, inme triadından oluşan
ve hastaların çoğunda postmortem tanı konabilen bir hastalıktan bahsetmiştir.Buna da
‘malignant endokardit’ demiştir.
Batı toplumlarında romatizmal kalp hastalığı profilaksisinin daha iyi uygulanmaya
başlaması ,endokardit sıklığında azalma olduğunu düşündürse de aslında ,
intrakardiyak araç implantasyonu
ve protez kapak uygulanmasının artışı bu
düşüncenin tersine hastalığın sıklığının arttığını göstermektedir.Bunun yanı sıra İV
ilaç kullanımı , nazokomiyal infeksiyon ve yaşlı popülasyonun artışı endokardit
hastalarının başvuru profilini değiştirmiştir.
Ülkemizde Heper G. ve arkadaşlarının yaptığı 74 vakalık bir çalışmada predispozan
romatizmal etyoloji %66 olarak tespit edilmiştir40.Bizim
kalp hastalığı açısından
serimizde ise bu oran %38
şeklindedir.
İlk zamanlar bir çok çalışmada ateş en sık bulgu iken günümüzde artık diğer
belirtilerin yanında minör kriter olarak yerini almıştır.Predispozan kalp hastalığı
varlığında ,bir haftadan fazla süren ve antibiyoterapiye yanıt vermeyen ateş (>38 o C)
durumunda endokardit ilk planda düşünülmesi gereken durumdur. Bizim serimizde
tekrarlayan ateş ile başvuran hasta oranı %86 dir.
İnfeksiyona ya da sekonder vaskülite bağlı olarak gelişen splenomegali çesitli
serilerde %50 oranında görülmektedir41.Bizim çalışmamızda %40 oranında tespit
edilmiştir.Osler nodülleri 2-15 mm lik ağrılı ve ekstremitelerin palmar kısımlarını
tutan nodüler lezyonlar olup ,bizim çalışmamızda diğer serilerle uyumlu olarak % 16
oranında tespit edilmiştir41.Janeway lezyonları ise ağrısız,ekstremitelerin palmar
yüzeyini tutan erimatöz makullerdir.Diğer serilerle uyumlu olarak bizim serimizde de
% 8 oranında tespit edilmiştir41. Artralji ve myalji şikayetleri nonspesifik bulgular
olup
endokardit
hastalarının
olmaktadır41.Endokardit
romatizmal
vakalarında
görülme
hastalıklarla
oranı
%40
karışmasına
neden
civarındadır.Bizim
çalışmamızda ise bu oran %18 dır.
39
Chu ve arkadaşlarının endokardit vakalarının klinik ,ekokardiyografik ve
mikrobiyolojik özelliklerini inceledikleri bir çalışmada; nativ kapak endokarditi %34
, protez kapak endokarditi %23 oranlarında dağılım göstermiştir.Hastaların sadece %
11 inde endokardit açısından risk taşıyan predispozan cerrahi ya da diş girişimi
hikayesi tespit etmişler42. Bizim çalışmamızda NKE olgularımızın %77 inde mevcut
iken ,PKE %20 inde saptanmıştır.Hastalarımızın % 14 ünde predispozan cerrahi yada
diş girişimi mevcuttur.
Mathew ve arkadaşlarının endokardit komplikasyonlarını inceledikleri 114 vakalık
çalışmalarında;
ciddi aort yetersizliği % 7 hastada ,ciddi mitral yetersizliği %3
hastada tespit etmişlerdir43.Bizim olgularımızda, protez kapaklar da dahil edildiğinde
ileri mitral yetersizliği %41, ileri aort yetersizliği %47
%18
ve ileri triküspit yetersizliği
oranlarında saptanmıştır.Bu nedenle ünitemizde valvuler yetersizliğe bağlı
(endokardit nedeniyle ) cerrahi operasyon sıklığı diğer çalışmalardaki oranlara göre
daha yüksektir.(cerrahi uygulama %76 )
Embolik olaylar:
Embolik olaylar bir çok seride belirtildiği gibi %10 ile %50 arasında
oluşmaktadır44,45.
Ancak kesin insidans henüz daha tarif edilmemiştir.Bizim çalışmamızda insidansımız
diğer çalışmalarla uyumlu olarak %24 oranında görülmüştür.8 hastada takip esnasında
emboli
görülürken
,20
hastamız
emboli
bulgusu
ile
başvurmuştur.Bizim
çalışmamızda emboli varlığı klinik ve radyolojik yöntemlerle değerlendirilmiştir.Bazı
serilerde hastaların tamamında bilgisayarlı tomografi kullanılmış ve böylece sessiz
embolilerin
de
tespiti
mümkün
olmuştur46.Her
nekadar
sessiz
embolileri
değerlendirme imkanımız olmamış olsa da embolik olay oranımız diğer serilerdeki
oranlarla uyumludur.
Di Salvo ve ark.nın yaptıkları 68 embolik olay içeren bir çalışmada ,embolik olay
sıklığı %37 olarak tespit edilmiş ve erken cerrahi tedavi uygulanma oranının sık
olduğu bir merkez oldukları için vejetasyon progresyonu ve embolik olay gelişim
seyrini erken cerrahi müdahelenin engelleyebileceği savını ortaya atmışlardır46.Bizim
serimizde de hastalarımızın büyük bir kısmına (%76, n=90 hasta) medikal tedavi yanı
sıra cerrahi tedavi de uygulanmıştır.Ancak Di Salvo ve ark. nın tespitinde hastalara
40
ilk 10 gün içerisinde cerrahi tedavi uygulanırken ,bizim ünitemizde operasyona gidiş
süresi ortalama emboli grubunda 22 gün iken ,emboli olmayan grupta 28
gündür.Antibiyoterapi başlancıcından sonra embolik olayların ilk 2 hafta içinde daha
sık olduğu düşünülürse, bizim vakalarımızda vejetasyon seyrinin cerrahi tedaviden
daha az etkilendiği kanısındayız.
Çalışmamızın ana hedeflerinden birisi de vejetasyon özelliklerinin embolik olay
açısından önem taşıdığını göstermekti.Di Salvo ve ark. nın yaptığı çalışmada embolik
olay açısından prediktif değer bakımından sadece vejetasyon mobilitesi ve vejetasyon
büyüklüğü
anlamlı
değerlendirilmesinde
olarak
;vejetasyon
tespit
edilmiştir46.Çalışmalarında
tamamen
hareketsiz,küçük
mobil
mobilite
kısımlar
içermesi,pedikül içerip aynı boşlukta her siklüste hareket etmesi ve pediküllü
vejetasyonun her siklüsta başka boşluğa hareket etmesi şeklinde dört gruba
ayrılmıştır.Bizim çalışmamızda vejetasyon mobilitesi ise, farklı iki gözlemci
tarafından ;hastaların klinik özellikleri bilinmemekle birlikte,pediküllü ve/veya sınır
kısımlarında fibriler mobil kısımlar içeren vejetasyon olarak kabul edilmiştir.Bizim
çalışmamızda
da ekokardiyografik incelemede vejetasyon varlığı (p 0.013),
vejetasyonun büyüklüğü (>10 mm) (p 0.002) ve mobilitesi (p 0.01) emboli prediktörü
olarak anlamlı saptanmıştır.
Rohmann ve ark. nın yaptığı 118 hastayı içeren ve emboli prediktörlerini tespit
etmeyi amaçladıkları ileriye dönük bir çalışmada ;vejetasyon büyüklüğünün >10 mm
olması ve mitral kapak tutulumu olmasının embolik olay açısından risk oluşturduğunu
saptamışlardır47. Ancak Lutas ve ark. larının yaptıkları eski tarihli bir çalışmada
vejetasyon boyutları emboliyi öngörmede anlamlı çıkmamıştır48.Ancak çalışmalarında
TTE kullanılmış olup, günümüzde TEE inceleme ile vejetasyonu saptamada daha
başarılı olduğu bilinmektedir.
De Castro ve ark nın TEE kullanarak yaptıkları bir çalışmada vejetasyon özellikleri
ile embolik olay arasında ilişki saptanmamıştır.Fakat hasta grupları sadece sol kalp ve
nativ kapak endokarditlerini içermektedir45.
Di Salvo ve ark. nın tüm hastalara TEE uyguladıkları ,hastaların % 95 ine BT
uyguladıkları 178 vakalık çalışmalarında, emboliyi öngörme açısından yaş,cinsiyet ve
vejetasyon lokalizasyonunu anlamlı bulmamışlardır46.Bizim
çalışmamızda da
vejetasyon lokalizasyonu, cinsiyet ve yaş gibi değişkenlerin emboli sıklığı üzerine
41
anlamlı bir etkisi bulunmadığı saptanmıştır.Yine aynı çalışmada stafilokok
endokarditi univariate analizde anlamlı çıkarken ,multivariate analizde bu özelliğini
kaybetmiştir.Ayrıca kültür negatif grupta embolik olay sıklığının azaldığını
saptamışlardır.Bizim çalışmamızda .kültür pozitifliği, embolik olay açısından
prediktif önem taşımaktadır(p=0.017). Kültürde üreyen etken patojenin türünün ise
emboliyi predikte etmediği ortaya konulmuştur.
Diğer
çalışmalarda çok değinilmemesine rağmen bizim çalışmamızda klinik
özellikler bakımından taşikardi varlığının emboli sıklığını predikte etmediği ancak
TTE’ da EF’nin daha yüksek olduğu durumlarda emboli sıklığında artış olduğu
izlenmiştir (p=0.003)
Çalışmamızda embolik olay gelişen hasta grubunda, diğer endokardit
komplikasyonlarının
birlikteliğini
istatistiksel olarak anlamlı
karşılaştırdığımızda;
korda
rüptürü
varlığı
çıkmaktadır (p=0.041).Ancak hasta grubumuzda
romatizmal grubun belirgin olması, vejetasyonun daha çok atrio-ventriküler
kapaklarda atriyum tarafında lokalizasyon göstermesi sebebiyle rastlantısal birliktelik
olabileceği kanısındayız.Endokarditin perivalvuler yayılımını gösteren periannuler
abse ,leaflet ya da küspis perforasyonu ve perikardiyal efüzyon ile emboli arasında
ilişki saptanmamıştır.
Çalışmamızın kısıtlılıkları:
Çalışmamızın sınırlandıran faktörler başlıca:
-Tüm hasta grubunda rutin BT,MRI yada USG yöntemleri uygulanmadığı için
sadece klinik bulgu veren emboli vakaları alınmıştır.Sessiz emboli sıklığı tespit
edilemediği için gerçek emboli insidansı olduğundan az olarak saptanmış olabilir.
-Çalışmamıza dahil edilen hastaların büyük bölümünde hastaneye başvuru öncesi
embolik hadise geliştiği için vejetasyonun gerçek boyutları olduğundan az olarak
saptanmış olabilir.
- Çalışmamıza dahil edilen hastaların 8’inde antibiyoterapi sonrası embolik olay
gelişmiştir.Antibiyoterapinin vejetasyon ve embolik olay üzerindeki etkileri olguların
çoğunda operasyona veriş süresi kısa olduğu için söz konusu olmamıştır.
42
- Emboli grubunda yer alan hasta sayısının azlığı univariet karşılaştırmada
rastlantısal bulguların anlamlı çıkmasına neden olmuş olabilir.Ancak bu değişkenler
multivariet analiz sırasında anlamlılıklarını kaybetmişlerdir.
KAYNAKLAR

Lamas
CC,Eykyn
SJ.
Hospital
acquired
native
valve
endocarditis:analysis of 22 cases presenting over 11 years.
Heart
1998;79:442-7

Peterson G,Carbon C.The Endocarditis Working Group of
the
international Society of Chemotherapy .Recommendation for the
surgical treatment of endocarditis.Cli Microbiol İnfect 1998:4(suppl
3)

Renzulli A,Carozza A,Romano G. Recurrent infective endocarditis:a
multivariate analysis of 21 years of experience. Ann Thorac Surg
2001;72:39-43

Karchmer AW, Gibbons GW. Infection of prosthetic heart valves and
vascular grafts. IN: Bisno AL, Waldvogel FA, eds. Infections
Associated With Indwelling Medical Devices. 2nd ed. Washington,
DC: American Society for Microbiology;1994:213–249.

Strom BL, Abrutyn E, Berlin JA, et al. Prophylactic antibiotics to
prevent infective endocarditis? Relative risks re-assessed. J Investig
Med. 1996;44:229. Abstract.

Agnihotri AK,Mc Griffin DC.The prevalence of infective endocarditis
after aortic valve replacement.J Thorac
Cardiovasc
Surg 1995 ;
110:1708-24
43

Leviner E, Tzukert AA, Benoliel R. Development of resistant oral
viridans streptococci after administration of prophylactic antibiotics:
time management in the dental treatment of patients susceptible to
infective endocarditis. Oral Surg Oral Med Oral Pathol. 1987;64:417420

Baddour LM. Immunization for prevention of infective endocarditis.
Curr Infect Dis Rep. 1999; 1: 126–128

Roder BL, Wandall DA, Frimodt-Moller N, et al. Clinical features of
Staphylococcus aureus endocarditis: a 10-year experience in Denmark

Johnson DH, Rosenthal A, Nadas AS. A forty-year review of bacterial
endocarditis in infancy and childhood. Circulation. 1975; 51: 581–588

Rodbard S.Blood velocity and endocarditis.Circulation 1963 ;27:18-28

Carpenter JL. Perivalvular extension of infection in patients with
infectious endocarditis. Rev Infect Dis. 1991; 13: 127–138

Child JS. Risks for and prevention of infective endocarditis. IN: Child
JS, ed. Diagnosis and Management of Infective Endocarditis.
Cardiology Clinics, vol 14. Philadelphia, Pa: WB Saunders; 1996:
327–343.

Strom BL, Abrutyn E, Berlin JA, et al. Prophylactic antibiotics to
prevent infective endocarditis? Relative risks re-assessed. J Investig
Med. 1996;44:229.
44

Dajani AS, Taubert KA, Wilson W, et al. Prevention of bacterial
endocarditis: recommendations by the American Heart Association. J
Am Dent Assoc. 1997; 128: 1142–1151

John MD, Hibberd PL, Karchmer AW, et al. Staphylococcus aureus
prosthetic valve endocarditis: optimal management and risk factors for
death. Clin Infect Dis. 1998; 26: 1302–1309

Vuille C, Nidorf M, Weyman AE, et al. Natural history of vegetations
during successful medical treatment of endocarditis. Am Heart J.
1994;128: 1200–1209

Daniel WG, Mugge A, Grote J, et al. Comparison of transthoracic and
transesophageal echocardiography for detection of abnormalities of
prosthetic and bioprosthetic valves in the mitral and aortic positions.
Am J Cardiol. 1993; 71: 210–215

Roy P, Tajik AJ, Guiliani ER, et al. Spectrum of echocardiographic
findings in bacterial endocarditis. Circulation. 1976; 53: 474–482

Fowler VG Jr, Li J, Corey GR, et al. Role of echocardiography in
evaluation of patients with Staphylococcus aureus bacteremia:
experience in 103 patients. J Am Coll Cardiol. 1997; 30: 1072–1078

Karalis DG, Bansal RC, Hauck AJ, et al. Transesophageal
echocardiographic recognition of subaortic complications in aortic
valve endocarditis: clinical and surgical implications. Circulation.
1992; 86: 353–362
45

Bayer A, Bolger AF, Taubert KA, et al. Diagnosis and management of
infective endocarditis and its complications. Circulation. 1998; 98:
2936–2948.

Durack DT, Lukes AS, Bright DK. New criteria for diagnosis of
infective endocarditis: utilization of specific echocardiographic
findings. Duke Endocarditis Service. Am J Med. 1994; 96: 200– 209

Li JS, Sexton DJ, Mick N, et al. Proposed modifications to the Duke
criteria for the diagnosis of infective endocarditis. Clin Infect Dis.
2000; 30: 633–638

Durack DT, Lukes AS, Bright DK. New criteria for diagnosis of
infective endocarditis: utilization of specific echocardiographic
findings. Duke Endocarditis Service. Am J Med. 1994; 96: 200– 209

Mugge A, Daniel WG, Frank G, et al. Echocardiography in infective
endocarditis: reassessment of prognostic implications of vegetation
size determined by the transthoracic and the transesophageal approach.
J Am Coll Cardiol. 1989; 14: 631–638

Wilson WR, Karchmer AW, Dajani AS, et al. Antibiotic treatment of
adults with infective endocarditis due to streptococci, enterococci,
staphylococci,
and
HACEK
microorganisms.
American
Heart
Association. JAMA. 1995; 274:1706–1713

Bayer AS,Taubert KA.Diagnosis and management of infective
endocarditis and its complication. Circulation 1998;98:2936-48
46

Shapiro SM,Young E,De Guzman S,Transesophageal
echocardiography in diagnosis of infective endocarditis.Chest
1994;105:377-82.

Birmingham GD,Rahko PS,Ballantyne F.Improved detection of
infective endocarditis with transeusophageal echocardiography.Am
Heart J 1992;123:774-81.

Vuille C, Nidorf M, Weyman AE, Natural history of vegetation
during succesful medikal treatment of endocarditis. Am Heart J
1994; 128: 1200-9

Hoen DJ, Hulbert BB, Mignealt PC.Time to detection of positive
Bact/Alert blood cultures:analysis of 88 cases from a one year
nationwide survey in France . Clin Infect Dis 1995;20:501-6

McCartney AC, Vorange GV, Pringle SD, Serum C Reactive protein
in infective endocarditis. J Cli Pathol 1988;41:44-8

34.Nicalou DP,Marangos MN, Nigtingale CH, Influence of aspirin
on development and treatment of experimental Staphilococcus
aureus endocarditis.Antimicrob Agents Chemother 1995 39;1748-51

Levinston ME,Carrizosa J, Tanphaichitra D, Effect of aspirin on
thrombogenesis and on production of experimental aortic valvular
Streptococcus viridans endocarditis in rabbits . Blood 1977 :49: 645-50
47

Chamber HF, Morris DL, Tauber , Cocain use and the risk for
endocarditis in intravenosus drug users .Ann Intern Med 1986 ;106:
833-6

Aranki SF, Adams DH, Rizzo RJ .Determinants of early mortality and
late survival in mitral valve endocarditis.Circulation 1995;92 (suppl
II):II143-9

Boles JM, Michelet C, Garo B,Neurological compliation of infective
endocarditis.ICR ;1991:p.34-8

Pomar JL,Mesters CO, Pare JC ,Managment of persistent tricuspid
endocarditis with transplantation of cryopreserved mitral homogrefts. J
Thorac Cardiovasc Surg1994;107:1460-3

Heper G. at all. Clinical,bacteriologic and echocardiographic
evaluation of infective endocarditis in Ankara ,Turkey Angiology
53:191-197

Crawford M.,Durack D.Clinical presantation of infective endocarditis.
Cardiology Clinc 21 (2003) 159-66

Chu J., Wilkins G., Willams M. Review of 65 cases of infective
endocarditis in Dunedin Public Hospital . N Z Med J 2004 Aug
117:U 1021

Mathew J., Anand A., Addai T. . Value of echacardiographic
findings in predicting cardiovasculer complication in infective
endocarditis. Angiology 2001 Dec 52 :801-9
48

Steckelberg JM, Murphy JG, Ballard D. Emboli in infective
endocarditis:the prognostic value of echocardiography .Ann Intern
Med 1991;114:635-40

De Castro S,Magni G,Beni S ,Role of transthorasic and
transesophageal echocardiography in predicting embolic events with
active infective endocarditis involving native cardiac valves. Am J
Cardiol 1997;80:1030-4

Di Salvo G,Habib G,Pergola V, Echocardiography predicts ;Embolic
events in infective endocarditis JACC 2001;37:1069-76

Rohmann S, Erbel R, Gorge F, Clinical relevance of vegetation
localization by transesophageal echocardiography in infective
endocarditis Eur Heart J 1992 ;13 :1227-33

Lutas EM, Roberts RB, Devereux RB, Relation between the presence
of echocardiographic vegetation and the copmplication rate in infective
endocarditis. Am Heart J 1986;112:107-13
Ana kaynak :Dieter Horstkotte, Ferench Follat, Erno Gutschik. Guidelines Task
Force on Infective Endocarditis of European Society of Cardiology. European
Heart Journal 2004; 00:1-37
49
50
51
52
Download