l£.4 . 19İ5

advertisement
İ : 63
l £ . 4 . 19İ5
bul'da Aksaray'da 35 kişi bu hastalıktan teda­
viye sevk edildi. Bu itibarla belediyelerin bu
mevzuda gayet hassas bulunmaları, vatandaş
sağlığı ile alâkadar olmaları çok mühimdir. Zi­
ra bu hastalığa tutulmuş bir kimse vaktinde te­
davi edilmezse hastanın kurtulmasına imkân
yoktur. Bir vatandaşın bu hastalık yüzünden
kaybı, belediyenin ihmalinden mütevellit ise,
bunların vicdanlarda yaratacağı üzüntüyü tak­
dirlerinize arz ederim.
ikinci cephe; bu mevzua girmeden evvel kıy- metli doktor arkadaşlarımdan özür dilerim, bu
mevzuda beyanda bulunurken hataya düşersem
beni mazur görsünler. (Düşmezsin sesleri)
Arkadaşlar; Vekil Beyefendinin buyurduğu
gibi, bugün memleketimizde iki türlü aşı tat­
bik usulü vardır.
Birisi; sempl tedavi, diğeri; Huges Filips
usulüdür.
Sempl tedavi Ankara'da ve vatan sathında
150 ye yakın istasyonda yapılmaktadır.
Huges Filips usulü İstanbul ve Elâzığ'da ya­
pılmaktadır. Bu iki tedavi usulü hakkında muh­
telif fikirler mevcuttur. Fransa, tamamiyle sempl
tedavi usulüne dönmüştür. Bu mu, Huges Filips
usulü mü müessirdir; bunun ilmî münakaşası hal­
ledilmiş değildir. Biri, canlı aşı, diğeri, cansız
aşı tedavisidir.
Muhterem arkadaşlar, benim bu müesseseler­
de yaptığım tetkikata göre; bilhassa İstanbul ile
Ankara'da hayvan müşahedehaneleri çok peri­
şan haldedir. İstanbul'da 11 hayvanlık bir müşahedehane vardır. 12 hayvan gelecek olsa bunu
müşahede altına almak mümkün değildir.
Ankara'da 15 hayvanlık müşahedehane var­
dır. 16 hayvan gelirse onu müşahede altına al­
mak mümkün değildir. Halbuki diğer memleket­
lerde bu müesseselerin yanında bu işler için mu­
azzam tesisler kurulmuştur. Bizde de kurulması
lâzımdır. Sebebine gelince; İstanbul'dakini gittim
gördüm, 11 hayvanlıktır, gelen hayvanların çok­
luğundan dolayı dışarıya da hayvan bağlıyor­
lar, bunları birbirinden demir kafes ayırıyor,
fakat o da kırıktır. Bu yüzden içerdeki hayvan­
la dışarıda bağlı olan hayvan irtibat halindedir.
Eğer içerdeki hayvanda kuduz varsa müşahede
için getirilen diğer hayvan sağlam olduğu halde
oradan hasta olarak dönecektir. Bundan doğacak
neticeyi takdirinize arz ediyorum.
# :1
Muhterem arkadaşlar; sempl bir tedavi ile va­
tan SBthınrda İ50 istasyonda yapılan tedaviler
bâzı vakalarda yüzde yüz müspet netice verme­
mektedir. Sebebine gelince, Balkanlar dâhil, Av­
rupa dâhil Türkiye'deki kuduz mikrobu virüsü
ranförsedir. Kuvvetli kuluçka devresi kısadır. Bu
devrenin kısa olmasından dolayı bu tedavi usul­
leriyle yapılan vakalardan, ekseri ahvalde mesa­
feden ve zaman kaybından dolayı müspet neti­
ce elde edilememektedir. Hastalık deklâre ol­
duktan sonra birçok vakalarda memleket has­
tanelerine yapılan müracaatlar neticesinde da­
hiliye koğuşuna yatırılmış hastaların mevcut ol­
duğu dahi görülmektedir. Bu vaziyet karşısında
ben Sayın Vekilden şunu istirham edeceğim; ya­
ranın vasfı ve mevkii itibariyle ağır bir vaka kar­
şısında hasta sempl tedaviyi geçirmiş olursa,
muayyen müddet zarfında (antikor) ile tedavi
ettirmek mümkün müdür, değil midir?. 150 • ye
yakın istasyonda serom bulundurmak lâzımdır.
Serom bulundurmak suretiyle, hastanın fiziyolojik sefaletini de göz önünde bulundurarak,
zaman kazanma ve vaziyeti katiyetle ifade ede­
bilmek için bu santrallerdeki serumlardan isti­
fade etmek lâzımdır. Ancak serum bulundurmak
suretiyle bu sempl tedaviyi bütün vatan sathına
yaymak mümkün olur. Huges Filips tedaviler­
de aşılardan mütevellit felçler daha çok görül­
mektedir. Remlinger adındaki bir doktor eserin­
de buna uzun uzadıya temas etmektedir. O ba­
kımdan sempl usulün yapılması ve fakat mixt
tedavi temin edecek şekilde dâvaya daha esaslı
ve daha müspet tarzda girmenin doğru olacağı
kanaatindeyim.
Sualimin üçüncü kısmı; bu müesseselerde ça­
lışan ve bilhassa Hıfzıssıhha Müessesesinde İn­
taniye mütahassıslan sabahın saat 9 undan, akjşamm 5 ine kadar fedakârane vazife görürler.
Bu mütehassıs arkadaşlar maaşlarından gayri
hiçbir şey almamaktadırlar. Meselâ her hangi
bir doktor arkadaşımız Numune Hastanesinde
Dahiliye mütehassısıdır, öğleden sonra saat 2,5
ta muayenehanesine gider ve orada hastalarını
hususi surette muayene ve tedavi ederek kazanç
temin eder. Fakat Hıfzıssıhha Müessesesinde
kuduz aşısı ve tedavisi yapan bir mütehassıs
ve her türlü aşıları imal eden bu feragatli ar­
kadaşlar, sabahtan akşama kadar bu müessese­
den başka hiçbir yerde çalışmazlar. Bunlar
memleketin; vatandaşın en hayati sağlık işleriyle
— 301 —
Download