Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde psikiyatrik belirtiler

advertisement
Akdemir ve ark.
69
_____________________________________________________________________________________________________
Araştırma / Original article
Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde
psikiyatrik belirtiler, kimlik karmaşası ve benlik saygısı*
Devrim AKDEMİR, Ayşe ZEKİ, Dilek YETİMOĞLU ÜNAL,
2
3
Mahmut KARA, Füsun ÇUHADAROĞLU ÇETİN
1
2
2
_____________________________________________________________________________________________________
ÖZET
Amaç: Kendine zarar verme davranışı ergenlik döneminde başlamasına karşın, kendine zarar veren ergenler ile
ülkemizde yapılan çalışmaların sayısı azdır. Bu çalışmanın amacı kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde
psikiyatrik belirtileri, kimlik gelişimini ve benlik saygısını incelemektir. Yöntem: Çocuk ve ergen psikiyatrisi ayaktan tedavi kliniğine başvuran ve kendine zarar verme davranışı olan 12-17 yaş arasındaki 48 ergen ile kendine
zarar verme davranışı dışında psikiyatrik yakınmaları olan benzer yaş grubundaki 49 ergen çalışmaya alınmıştır.
Ergenlerdeki psikiyatrik belirtiler Kısa Semptom Envanteri, kimlik gelişimi Kimlik Durumu Değerlendirme Aracı ve
benlik saygısı Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar: Kendine zarar verme davranışı
olan ergenlerde psikiyatrik belirtiler ve kimlik karmaşası belirtileri anlamlı olarak daha sık bulunmuş ve bu ergenlerdeki düşük benlik saygısının kendine zarar verme davranışından çok, eşlik eden psikiyatrik bozukluklar ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Tartışma: Kendine zarar verme davranışı olan ergenler psikiyatrik belirtiler ve komplikasyonlar açısından oldukça yüksek riskli bir grubu oluşturmaktadır. Ergenlerde kendine zarar verme davranışının
gelişimsel risk etkenlerini araştıran çalışmalar önleyici ruh sağlığı politikalarının ve etkili müdahele programlarının
geliştirilmesine katkıda bulunacaktır. (Anadolu Psikiyatri Derg 2013; 14:69-76)
Anahtar sözcükler: Ergen, kendine zarar verme davranışı, psikiyatrik hastalıklar, kimlik durumu, benlik saygısı
Identity status and self-esteem in adolescents with
non-suicidal self-injurious behavior
ABSTRACT
Objective: Although the majority of non-suicidal self-injurious behaviors begin at adolescence, there are limited
researches that studied adolescents with this behavior in our country. The aim of this study was to evaluate the
psychiatric symptoms, identity formation and self-esteem characteristics of adolescents with non-suicidal self-injurious behavior. Methods: Forty-eight adolescents aged between 12 and 17 with non-suicidal self-injurious behavior who admitted to the adolescent psychiatry outpatient clinic and 49 adolescents with the same age who admitted to the same clinic with psychiatric symptoms other than non-suicidal self-injurious behaviour were included. Brief Symptom Inventory, Sense of Identity Assessment Form and Rosenberg Self-esteem Inventory were
used to evaluate the psychiatric symptoms, the identity formation and the self-esteem of adolescents, respectively. Results: The adolescents with non-suicidal self-injurious behaviour experienced more psychiatric symptoms
_____________________________________________________________________________________________________
* Bu çalışma 11-15 Haziran 2011 tarihinde gerçekleştirilen 14. European Society for Child and Adolescent Psychiatry (ESCAP)
kongresinde poster bildiri olarak sunulmuştur.
1
Yrd.Doç.Dr., 2 Arş.Gör.Dr., 3 Prof.Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD,
Ankara, Türkiye
Yazışma adresi / Address for correspondence:
Yrd.Doç.Dr. Devrim AKDEMİR, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, İhsan
Doğramacı Çocuk Hastanesi, Sıhhiye/Ankara, Türkiye
E-mail: [email protected]
Geliş tarihi: 20.02.2011, Kabul tarihi: 15.06.2012 doi:10.5455/apd.35961
Anadolu Psikiyatri Derg 2013; 14:69-76
70
Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde psikiyatrik belirtiler, kimlik karmaşası ve …
_____________________________________________________________________________________________________
and identity confusion compared to the control group. The lower self-esteem observed in adolescents with nonsuicidal self-injurious behavior was found to be related to associate psychiatric disorders rather than the nonsuicidal
self-injurious behavior itself. Conclusion: Adolescents with non-suicidal self-injurious behavior constitute a highrisk group with regard to psychiatric symptoms and complications. Researches investigating the developmenttal
risk factors of non-suicidal self-injurious behavior in adolescents will contribute to the promotion of preventive
mental health policies and effective intervention programs. (Anatolian Journal of Psychiatry 2013; 14:69-76)
Key words: adolescent, self-injurious behavior, mental disorders, identity status, self-esteem
_____________________________________________________________________________________________________
GİRİŞ
Kendine zarar verme davranışına yazında, ‘selfmutilation,’ ‘self injury’ ve ‘self-harm’ gibi farklı
adlar verilmektedir. ‘Self-mutilation’ ile ‘selfinjury’ genellikle aynı anlamda kullanılmakta ve
kişinin doğrudan kendi bedenine yönelik yaptığı
1
girişim olarak tanımlanmaktadır. 1990’ların
ortalarına kadar kesici aletlerle kendini yaralama, bedenin farklı bölgelerini çizme ve kazıma, tırnakla kaşıyarak veya kopararak ciltte
yaralar veya yanıklar oluşturma, yara kabuklarını kaldırma gibi davranışları tanımlamada
‘self-mutilation’ terimi kullanılmış, ancak bu
konu ile ilgilenen araştırmacılar ve kendine
zarar verme davranışı olan hastalar tarafından
hem uç, hem de aşağılayıcı bir terim olarak
2,3
görülmüştür. Günümüzde bunun yerine ‘selfinjury’ veya ‘nonsuicidal self-injury’ terimi kullanılmaktadır.
Kendine zarar verme davranışı, bilinçli bir ölüm
isteği olmadan, isteyerek ve amaçlı olarak, hafif
veya orta düzeyde fiziksel zarar beklentisi ile
yapılan ve doku hasarı ile sonuçlanan, yineleyici bir şekilde kişinin kendi bedenine yönelik
4,5
girişimidir. Genellikle ortama uyum sağlayamamanın ve tahammülsüzlüğün yarattığı baskıya karşılık olarak gelişmektedir. ‘Self-harm’ ise
alkol, madde kötüye kullanımı veya tehlikeli
araç kullanmak gibi riskli davranışları içeren,
daha çok dolaylı olarak kendine zarar verme
durumlarını tanımlamak için kullanılan bir terim1
dir.
Kendine zarar verme davranışının 13-19 yaşlarında başladığı ve davranış çeşitlerinin kültür6-8
lere göre değiştiği belirtilmektedir. Türkiye’de
yapılan çalışmalarda kendini kesme davranışının 16-20 yaşları arasında başladığı bulunmuş9,10
Bu davranışın genel toplumda %0.75tur.
4.0, klinik örneklemlerde ve sokakta yaşayan
ergenlerde yaklaşık %20 ve yatan psikiyatri
hastaları arasında %5.8-77’ye varan oranlarda
6,9,11,12
Ülkemizde
görüldüğü bildirilmektedir.
kendine zarar verme davranışının yaşam boyu
sıklığının lise öğrencileri ile yapılan çalışma13
14
larda %21.4 ve %28.1, üniversite öğrencileri
Anatolian Journal of Psychiatry 2013; 14:69-76
ile yapılan bir çalışmada %15.4 olduğu bildirilmektedir. Deneyimimiz çalıştığımız ergen psikiyatrisi ayaktan tedavi kliniğine kendine zarar
verme davranışı ile başvuran ergenlerin son
yıllarda belirgin olarak arttığını göstermektedir.
15
Kendine zarar verme davranışında bulunan
ergenlerde psikiyatrik bozuklukların sık görüldüğü, en sık rastlanan psikiyatrik bozuklukların
depresif bozukluk, madde kullanım bozuklukları, yıkıcı davranım bozuklukları, özkıyım
düşüncesi ve girişimi, bipolar bozukluk, travma
sonrası stres bozukluğu, cinsel kimlik bozuklukları, yeme bozuklukları ve akut ve kronik
5,9,15-17
psikotik bozukluklar olduğu bulunmuştur.
13,16
veya suç işleİhmal ve istismara uğrayan
9,18
ergenlerde kendine zarar verme davrayen
nışının sıklığı artmaktadır. Ayrıca kişilik bozuklukları, özellikle borderline, histriyonik ve antisosyal kişilik örgütlenmesi kendine zarar verme
davranışı olan kişilerde sık saptanan durumlar
10,19
arasında yer almaktadır.
Kendine zarar verme davranışı ergenlik döneminde başlamasına karşın, kendine zarar veren
ergenler ile ülkemizde yapılan ve bu davranışla
ilişkili olabilecek psikososyal etkenleri inceleyen
9,13,16,18
Ayrıca bu
çalışmalar oldukça azdır.
çalışmaların tümünde toplum örneklemi ele
alınmıştır. Bu çalışmanın amacı, kendine zarar
verme davranışı ile çocuk ve ergen psikiyatrisi
ayaktan tedavi kliniğine başvuran ergenlerde
psikiyatrik belirtileri, ergenlik döneminin önemli
gelişimsel işlevi olan kimlik gelişimini ve benlik
saygısını incelemektir.
YÖNTEM
Örneklem
Bu çalışmaya Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı Ergen Polikliniği’ne kendine zarar
verme davranışı ile başvuran veya değerlendideğerlendirilmeleri sırasında kendine zarar
verme davranışı olduğu belirlenen 12-17 yaş
grubundaki ergenler alınmıştır. Araştırma geriye
Akdemir ve ark.
71
_____________________________________________________________________________________________________
dönük olarak planlanmıştır. Kendine zarar
verme davranışı, bilinçli bir şekilde ölüm isteği
olmadan, kişinin isteyerek ve amaçlı olarak
kendi bedenine yönelik doku hasarı ile sonuçlanan bir girişimde bulunması şeklinde tanımlanmıştır. Herhangi bir kendine zarar verme
davranışı olan ergenlere diğer kendine zarar
verme davranışlarının da olup olmadığı sorulmuştur. Çalışmaya kendine zarar verme davranışı olan 48 ergen alınmıştır.
Kontrol grubuna aynı polikliniğe kendine zarar
verme davranışı dışındaki yakınmalar ile araştırma grubuna benzer zamanda ardışık olarak
başvuran 12-17 yaş grubundaki 49 ergen alınmıştır. Kontrol grubundaki ergenlerde kendine
zarar verme davranışı bulunmamaktadır. Önce
ergen ve anne babalarıyla DSM-IV'e dayalı
klinik görüşmeler yapılmış, ardından psikiyatrik
belirtileri, kimlik gelişimini ve benlik saygısını
değerlendirmek için ergenlerden Kısa Semptom
Envanterini (KSE), Kimlik Durumu Değerlendirme Aracını (KDDA) ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeğini doldurmaları istenmiştir. Klinik
görüşme sırasında psikotik belirtileri olduğu
düşünülen ergenler çalışmaya alınmamıştır.
Veri toplama araçları
Kısa Semptom Envanteri (KSE): KSE, Derogatis tarafından 1992 yılında Brief Symptom
Inventory adıyla geliştirilen ve 1994 yılında
Şahin ve Durak tarafından Türk toplumuna
uyarlanarak geçerlilik ve güvenilirlik çalışması
yapılmış olan 53 maddelik çok boyutlu bir
20,21
KSE, SCLkendini değerlendirme ölçeğidir.
90 olarak bilinen ve 90 maddeden oluşan Belirti
Tarama Listesinin kısaltılmış, yaklaşık olarak 510 dakika içinde doldurulabilen formudur. SCL90’da olduğu gibi dokuz alt ölçek ve üç global
indeksten oluşmaktadır. KSE’nin ergenlerde
kullanımına yönelik yapılan çalışmada iç tutarlılık, ölçüt bağıntılı geçerlilik ve faktör yapısına
ilişkin bulgular ölçeğin bu grupta geçerli ve
22
güvenilir olduğunu göstermiştir.
Kimlik
Durumu
Değerlendirme
Aracı
(KDDA): Kimlik gelişiminin farklı alanlarını
sorgulayan 28 maddelik bir ölçüm aracıdır. Türk
ergenleri için geliştirilmiş ve geçerlilik ve
23
güvenilirlik çalışmaları Dereboy ve arkadaşları
tarafından yapılmıştır. Ölçeği dolduran ergen
her maddeyi okuyarak kendine uygun olacak
şekilde 1-5 arasında puan verir (1=bana hiç
uymuyor, 2=bana pek uymuyor, 3=bana biraz
uyuyor, 4=bana oldukça uyuyor, 5=bana tümüyle uyuyor). Tüm maddelere verilen puanlar
toplanarak toplam puan hesaplanır. Toplam
puan arttıkça kimlik karmaşasının arttığı kabul
edilmektedir. Ölçeğin kimlik karmaşası için
kesim noktası 70 puandır. Ölçeğin iç yapı tutarlılığını gösteren Cronbach alfa katsayıları 0.90
ve 0.91 arasında değişmektedir ve daha önceki
çalışmalarda düzeltilmiş madde toplam korelasyon katsayıları 0.25’in üzerinde bulunmuş23,24
tur.
Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (RBSÖ):
Rosenberg tarafından özellikle ergen yaş
grubunda benlik saygısını değerlendirmek ama25
cıyla geliştirilmiştir. Ölçekte çoktan seçmeli ‘çok
doğru,’ ‘doğru,’ ‘yanlış’ ve ‘çok yanlış’ şeklinde seçenekleri olan, olumlu ve olumsuz anlam taşıyan on
madde yer almaktadır. Toplamda 0-1 puan
yüksek, 2-4 puan orta, 5-6 puan düşük benlik
saygısını göstermektedir. Ölçeğin ülkemizdeki
gençlerde geçerlilik ve güvenilirlik çalışması
Çuhadaroğlu tarafından yapılmış ve geçerlilik
katsayısı 0.71, güvenilirlik katsayısı 0.75 olarak
26
bulunmuştur.
Verilerin analizi
Çalışmanın verileri Statistical Package for
Social Sciences (SPSS) 13.0 paket programı
kullanılarak analiz edilmiştir. Ölçümle belirtilen
verilerin istatistiksel analizi t testi ile değerlendirilmiş, sayımla belirtilen verilerin değerlendirilmesinde ki-kare testi kullanılmıştır. Etkisi araştırılan faktör dışında bağımlı değişken ile ilişkisi
bulunan değişkenlerin istatistiksel olarak kontrol
edilmesi kovaryans analizi (ANCOVA) aracılığıyla yapılmıştır. Tüm istatistiksel değerlendirmelerde anlamlılık düzeyi p<0.05 kabul edilmiştir.
BULGULAR
Araştırma grubunda 38 kız, 10 erkek; kontrol
grubunda 28 kız, 21 erkek bulunmaktadır. Yaş
ortalaması araştırma grubundaki ergenlerde
14.7±1.2, kontrol grubundaki ergenlerde 14.7±
1.5 yıldır. Ergenlere ilişkin sosyodemografik
veriler Tablo 1’de gösterilmektedir.
Araştırma grubunda kendine zarar verme
davranışının başlama yaşı 13.1±2.1 bulunmuştur. En sık görülen kendine zarar verme
davranışı kendini kesme, kazıma veya keskin
sivri uçlu nesnelerle cildi delme şeklindedir.
Bunu sırasıyla yara kabuklarını koparma, elini
veya kafasını sert bir yere vurma, ciddi düzeyde
tırnak yeme ve saç koparma izlemektedir.
Ergenlerin yaklaşık %60’ında kendine zarar
verme davranışı en az haftada bir kez yineleAnadolu Psikiyatri Derg 2013; 14:69-76
72
Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde psikiyatrik belirtiler, kimlik karmaşası ve …
_____________________________________________________________________________________________________
Tablo 1. Sosyodemografik veriler
_________________________________________________________________________
Demografik değişken
Araştırma grubu
Kontrol grubu
t
p
_________________________________________________________________________
Yaş
14.7±1.2
14.7±1.5
0.097
0.923
Babanın eğitimi (yıl)
8.3±3.7
9.9±4.3
1.893
0.061
Annenin eğitimi (yıl)
7.0±3.7
8.4±4.2
1.751
0.083
χ =5.41
0.02
Cinsiyet
Kız
Erkek
Sayı
38
10
%
79.2
20.8
Sayı
28
21
2
%
57.1
42.9
_________________________________________________________________________
Tablo 2. Araştırma grubunda kendine zarar verme davranışının özellikleri
_________________________________________________________________
Kendine zarar verme davranışı
Araştırma grubu
_________________________________________________________________
Başlama yaşı
Sıklığı
Şimdiye kadar 1-5 kez
Ayda bir kez
Haftada bir kez
Her gün
Çeşidi
Kendini kesme, kazıma veya keskin sivri
uçlu nesnelerle cildi delme
Yara kabuklarını koparma
Elini veya kafasını sert bir yere vurma
Ciddi şekilde tırnak yeme
Saç koparma
Isırma
Yakma
Birden fazla çeşitte kendine zarar verme
davranışının varlığı
13.1±2.1
Sayı
8
12
15
13
%
16.7
25.0
31.2
27.1
40
83.3
34
23
20
15
7
6
39
70.8
47.9
41.7
31.2
14.6
12.5
81.2
_________________________________________________________________
mektedir. Ergenlerin %81.2’sinde birden fazla
çeşitte kendine zarar verme davranışı birlikte
görülmektedir. Ergenlerde kendine zarar verme
davranışının özellikleri Tablo 2’de verilmiştir.
DSM-IV'e dayalı klinik görüşmelere göre kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde en
sık majör depresyon ve davranım bozukluğu;
kontrol grubundaki ergenlerde en sık anksiyete
bozuklukları, majör depresyon ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) bulunmaktadır. Kendine zarar verme davranışı olan
ergenlerde kontrol grubuna göre majör depreşyon ve davranım bozukluğu istatiksel olarak
anlamlı düzeyde yüksek bulunmuş, diğer tanılar
açısından iki grup arasında anlamlı farklılık
görülmemiştir.
Araştırma
grubunda
beş
(%10.4), kontrol grubunda üç (%6.1) ergende
psikiyatrik belirtiler klinik bir tanı konacak
Anatolian Journal of Psychiatry 2013; 14:69-76
düzeyde değildir. Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde geçmişte özkıyım girişiminin bulunması da kontrol grubuna göre anlamlı
düzeyde yüksektir. İki gruptaki klinik tanılar
Tablo 3’te verilmiştir.
Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde
kontrol grubuna göre KSE anksiyete, depreşyon, kişilerarası duyarlılık, somatizasyon, düşmanca tutumlar ve global şiddet indeksi puan
ortalamaları istatiksel olarak anlamlı düzeyde
yüksek bulunmuştur. Ayrıca araştırma grubunda KDDA ve RBSÖ puan ortalamaları da
kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde yüksektir
(Tablo 4). Araştırma grubunda 36 (%75), kontrol grubunda 27 (%55.1) kişide KDDA puanları
kesim noktası olan 70’in üzerindedir ve iki grup
arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır
2
(χ =8.69, p=0.003).
Akdemir ve ark.
73
_____________________________________________________________________________________________________
Tablo 3. DSM-IV'e dayalı klinik görüşmeye göre tanılar
_______________________________________________________________________________
Araştırma grubu
Sayı
%
Klinik tanı
Kontrol grubu
Sayı
%
χ
2
p
_______________________________________________________________________________
Majör depresyon
31
64.6
13
26.5
14.17
0.000
Davranım bozukluğu
30
62.5
11
22.4
15.94
0.000
DEHB
12
25.0
13
26.5
0.03
0.863
Anksiyete bozukluğu
7
14.6
15
30.6
3.55
0.059
Somatoform bozukluklar
4
8.3
5
10.2
0.10
0.751
Alkol/madde kötüye kullanımı
4
8.3
1
2.0
1.96
0.161
28
58.3
4
8.2
27.61
0.000
2
4.2
5
10.2
1.26
0.262
Özkıyım girişimi
Diğer bozukluklar*
_______________________________________________________________________________
DEHB: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, * Yeme bozukluğu, cinsel kimlik bozukluğu,
özel öğrenme bozukluğu, hafif zeka geriliği, enürezis noktürna
Tablo 4. Araştırma ve kontrol grubunda KSE, RBSÖ ve KDDA puanları
_________________________________________________________________________
Araştırma grubu
Kontrol grubu
t
p
_________________________________________________________________________
KSE
Anksiyete
Depresyon
Kişilerarası duyarlılık
Somatizasyon
Düşmanca tutumlar
Global şiddet indeksi
1.94±0.84
2.53±0.86
2.07±0.89
1.77±0.87
2.45±0.82
2.13±0.74
1.18±0.91
1.64±1.09
1.36±0.98
1.09±0.80
1.60±0.93
1.37±0.89
-4.12
-4.30
-3.58
-3.87
-4.62
-4.53
<0.001
<0.001
0.001
<0.001
<0.001
<0.001
RBSÖ
3.95±1.69
2.88±1.91
-2.82
0.006
KDDA
86.91±22.99
72.51±23.14
-2.99
0.004
_________________________________________________________________________
KSE: Kısa Semptom Envanteri, RBSÖ: Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği,
KDDA: Kimlik Durumu Değerlendirme Aracı
Kendine zarar verme davranışı olan ve olmayan
ergenlerin cinsiyeti ve her iki grupta majör
depresyon, davranım bozukluğu ve özkıyım
girişimi oranları istatiksel farklılık gösterdiği için,
bu değişkenlerin KSE, KDDA ve RBSÖ puanları
üzerine etkileri kovaryans analizi ile kontrol
edilerek analizler yinelenmiştir. Bu durumda
KSE’nin belirtilen alt ölçek puanları ve KDDA
puanları arasındaki fark istatiksel anlamlılığını
sürdürmüş, ancak RBSÖ puan ortalamaları arasındaki farkın anlamlılığı kaybolmuştur [anksiyete F(1, 4.646)=5.82, p=0.018; depresyon F(1,
6.477)=6.94, p=0.01; kişilerarası duyarlılık F(1,
4.543)=5.01, p=0.03; somatizasyon F(1, 4.956)=7.30,
p=0.008; düşmanca tutumlar F(1,8.100)=10.16,
p=0.002; global şiddet indeksi F(1,5.411)=7.85,
p=0.006; KDDA F(1,2643.3)=4.97, p=0.028; RBSÖ
F(1,4.968)=1.62, p=0.207].
TARTIŞMA
Bu çalışmada çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniğine kendine zarar verme davranışı ile başvuran
ergenlerde bu davranışın dışındaki nedenlerle
başvuran ergenlere göre psikiyatrik belirtilerin
ve kimlik karmaşasının anlamlı olarak daha sık
olduğu ve bu ergenlerdeki düşük benlik saygısının kendine zarar verme davranışından çok,
eşlik eden psikiyatrik bozukluklar ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Çalışmada kendine zarar verme davranışı ile
kliniğe başvuran ergenlerin çoğu kızdır. Klinik
Anadolu Psikiyatri Derg 2013; 14:69-76
74
Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde psikiyatrik belirtiler, kimlik karmaşası ve …
_____________________________________________________________________________________________________
örneklemde kendine zarar verme davranışını
araştıran ve cinsiyet farklılığı bulan çalışmalarda genellikle kadınlarda daha fazla görülen aşırı
miktarda ilaç alımı ve ilaç istismarı davranışı da
11,27
Çok fazla veya gereğinden az ilaç
alınmıştır.
kullanma, alkol ve madde istismarı gibi davranışlar dolaylı olarak kendine zarar verme davranışı olarak görüldüğünden böyle yakınmaları
olan ergenler bu çalışmaya alınmamış, ancak
yine de diğer psikiyatrik yakınmalarla başvuran
ergenlere göre belirgin cinsiyet farkı bulunmuştur. Bu bulgu kendine zarar verme davranışının
kızlarda daha fazla görülmesi kadar, ergen
kızların erkeklere göre yardım aramaya daha
yatkın olmaları ile de ilişkili olabilir. Bunu
destekleyecek şekilde kendine zarar verme
davranışının yaygınlığı toplum örneklemlerinde
cinsiyet farkı göstermezken, klinik örneklemlerde daha çok kadınlarda kendine zarar verme
28
davranışı görülmektedir. Ülkemizde ergenlerle
yapılan diğer çalışmalarda da bu çalışmanın
sonuçlarına benzer şekilde en sık görülen
kendine zarar verme davranışlarının kendini
kesme, kazıma, yara yeri ile oynama veya yara
kabuklarını koparma, elini veya kafasını sert bir
yere vurma şeklinde olduğu bildirilmektedir.
ancak bu bulgunun kendine zarar verme davranışından çok, eşlik eden majör depresyon,
davranım bozukluğu ve özkıyım girişimi ile ilişkili olabileceği bulunmuştur. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda kendine zarar verme davranışı
bulunan ergenlerin benlik saygılarının düşük
16,29
akademik ve sosyal becerilerini ve
olduğu;
fiziksel görünümlerini daha olumsuz değerlendirdikleri, benlik saygısı ile kendine zarar verme
davranışı olan arkadaşlar edinme arasında
30
negatif bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Ayrıca
özkıyım girişiminin eşlik ettiği kendine zarar
verme davranışı olan ergenlerde benlik saygı31
sının daha fazla düştüğü belirtilmektedir. Bu
verilerle birlikte bizim çalışmamızdaki sonuç
değerlendirildiğinde, kendine zarar verme
davranışı olan ergenlerde benlik saygısının
düşük olabileceği, ancak bu gençlerde benlik
saygısının düşmesine neden olabilecek psikiyatrik bir bozukluk veya duygusal travma
yaşantısının araştırılmasının önemli olduğu
düşünülmektedir. Bu çalışmada kontrol grubunun da psikiyatrik yakınmalar ile başvuran
ergenlerden seçilmiş olması, kendine zarar
verme davranışı olan ergenlerde benlik saygısının kontrol grubundan farklılık göstermemesine neden olmuş olabilir.
Bu çalışmada diğer psikiyatrik yakınmalar ile
başvuran ergenler ile karşılaştırıldığında kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde DSMIV’e dayalı klinik tanı olarak majör depresyon ve
davranım bozukluğu anlamlı olarak yüksek
oranda görülse de; bu ergenlerin anksiyete,
depresyon, kişilerarası duyarlılık, somatizasyon,
düşmanca tutumlar gibi oldukça yaygın psikiyatrik belirtilerinin olduğu ve bu belirtilerin psikiyatrik tanıların etkisi kontrol edildiğinde dahi
diğer psikiyatrik yakınmalar ile başvuran ergenlere göre daha fazla görüldüğü gösterilmiştir.
İzmir ilinde liseye giden ergenlerle yapılan bir
çalışmada, tekrarlayıcı kendine zarar verme
davranışı olanlarda ve kızlarda daha fazla
olmak üzere benzer yakınmaların kendine zarar
verme davranışı olmayanlara göre daha sık
14
Literatürde kendine
görüldüğü bildirilmiştir.
zarar verme davranışı olan ergenlerde özkıyım
davranışı, majör depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanımı ve davranım bozukluklarının daha yüksek oranda görüldüğü bildiril28
mektedir. Bizim çalışmamızın sonuçları kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde klinik
tanılara ek olarak tüm psikiyatrik belirtilerin
dikkatle değerlendirilmesinin önemini vurgulamaktadır.
Ergenlik döneminde kimlik gelişiminin tamamlanması temel gelişimsel bir işlevdir. Erikson bu
dönemde ergenlerin geçmiş özdeşimlerini ve
kendilerine ilişkin duygu, deneyim ve algılarını
yeniden gözden geçirip harmanlayarak sürekliliği olan bir kimlik duygusu kazandıklarını vurgu32
lamaktadır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda tutarlılığı ve sürekliliği olan bir kimlik duygusunun kazanılamaması sonucunda gelişen
kimlik karmaşasının çeşitli psikiyatrik bozukluklara temel hazırlayabildiği gösterilmiştir. Ergen
ve genç erişkinlerde kimlik karmaşasının majör
24,33,34
alkol ve madde bağımlılıdepresyon,
35,36
37
yeme bozuklukları, özgül ve sosyal
ğı,
34
fobiler, uyum bozuklukları, kişilik bozuklukları
38
ve genel psikiyatrik belirti düzeyinde artış ile
ilişkili olabileceği belirtilmektedir. Bu çalışmada
kendine zarar verme davranışı olan ergenlerdeki kimlik karmaşası belirtileri, her iki grupta
farklı oranlarda eşlik eden psikiyatrik tanıların
etkisi kontrol edildiğinde dahi, diğer psikiyatrik
yakınmalar ile başvuran ergenlere göre anlamlı
düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Bu bulgu
ergenlerdeki kimlik karmaşasının diğer psikiyatrik bozukluklardan bağımsız olarak kendine
zarar verme davranışı ile ilişkili olabileceğini
düşündürmektedir. Ülkemizde, liseye giden
gençlerde özellikle yineleyici kendine zarar
verme davranışı olanlarda, kimlik gelişimi ile
13,14,29
Çalışmada kendine zarar verme davranışı olan
ergenlerde benlik saygısının düşük olduğu,
Anatolian Journal of Psychiatry 2013; 14:69-76
Akdemir ve ark.
75
_____________________________________________________________________________________________________
ilişkili olduğu düşünülen duygu düzenleme ve
ayrılma bireyleşme süreçlerinde güçlükler olduğu, bu gençlerin aile ve arkadaşlarından algıladıkları sosyal desteğin zayıf olduğu bildirilmiş39
tir. Ancak kendine zarar verme davranışı olan
ergenlerde temel olarak kimlik gelişimini araştıran ve bu bulguyu karşılaştırabilecek başka bir
çalışma bulunmamaktadır. Kendine zarar
verme davranışı olan ergenlerde benlik saygısı
ve kimlik gelişiminin daha geniş örneklem içerecek şekilde farklı kontrol gruplarıyla da araştırılması gereklidir.
Bu çalışmanın çeşitli güçlü yanları ve sınırlılıkları vardır. Ülkemizde kendine zarar verme
davranışı ile çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniğine
başvuran ergenleri içeren klinik bir örneklemde
psikiyatrik belirtileri, kimlik gelişimini ve benlik
saygısını değerlendiren ilk çalışmadır. Geriye
dönük bir çalışma olması ve verilerin ergenlerin
başvuruları sırasında kesitsel olarak elde edilmiş olması çalışmanın önemli bir sınırlılığıdır.
Araştırma ve kontrol grubunda psikiyatrik tanıların DSM-IV’e dayalı klinik değerlendirme yerine
yapılandırılmış bir klinik görüşme ile belirlenmemiş olması çalışmanın bir diğer sınırlılığını oluşturmaktadır. Yine de bu çalışma ile kliniğe
kendine zarar verme davranışı ile başvuran
ergenlerde diğer psikiyatrik yakınmalarla başvuran ergenlere göre psikiyatrik belirtilerin yaygın
bir şekilde yüksek düzeyde olduğu, majör
depresyon ve davranım bozukluğu tanılarının
daha sık konulduğu, kimlik karmaşası belirtilerinin daha fazla görüldüğü ve düşük benlik
saygısının daha çok eşlik eden psikiyatrik
bozukluklarla ilişkili olarak görülebileceği gösterilmiştir. Tüm bu veriler kendine zarar verme
davranışı olan ergenlerin psikiyatrik belirtiler ve
komplikasyonlar açısından oldukça yüksek riskli
bir grubu oluşturduğunu ve psikiyatrik değerlendirme ve sağaltımlarının önemini vurgulamaktadır. Ergenlerde kendine zarar verme davranışının gelişimsel risk etkenlerini araştıran çalışmaların sonuçları, önleyici ruh sağlığı politikalarının ve etkili müdahele programlarının geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.
KAYNAKLAR
1. Aksoy A, Ögel K. Kendine zarar verme davranışı.
Anadolu Psikiyatri Derg 2003; 4:226-236.
2. Connors RE. Self-injury. New York, Jason Aronson, 2000.
3. Hyman J. Women Living with Self-injury. Philadelphia, Temple University Press, 1999.
4. Favazza AR. The coming of age of self-mutilation. J Nerv Ment Dis 1998; 186:259-268.
5. Favazza AR, Rosenthal RJ. Diagnostic issues in
self mutilation. Hosp Community Psychiatry
1993; 44:134-140.
6. Favazza AR, Conterio K. Female habitual selfmutilators. Acta Psychiatr Scand 1989; 79:283289.
7. Muehlenkamp JJ, Gutierrez PM. Risk for suicide
attempts among adolescents who engage in nonsuicide self-injury. Arch Suicide Res 2007; 11:6982.
8. Pattison EM, Kahan J. The deliberate self-harm
syndrome. Am J Psychiatry 1983; 14:867-872.
9. Aksoy A, Ögel K. Sokakta yaşayan çocuklarda
kendine zarar verme davranışı ve madde kullanımı. Anadolu Psikiyatri Derg 2005; 6:163-169.
10. Tarlacı N, Yeşilbursa D, Türkcan S, Saatçioğlu
Ö, Yaman M. B kümesi kişilik bozukluklarında
kendini yaralamanın özellikleri. Türk Psikiyatri
Dergisi 1997; 8:29-35.
11. Briere J, Gil E. Self-mutilation in clinical and
general population samples: prevalence, correlates and functions. Am J Orthopsychiatry 1998;
68:609-620.
12. Langbehn D, Pfohl B. Clinical correlates of selfmutilation among psychiatric inpatients. Ann Clin
Psychiatry 1993; 5:45-53.
13. Zoroğlu SS, Tüzün Ü, Şar V, Tutkun H, Savaş
HA, Öztürk M, et al. Suicide attempt and selfmutilation among Turkish high school students in
relation with abuse, neglect and dissociation.
Psychiatry Clin Neurosci 2003; 57:119-126.
14. Başay BK, Başay Ö, Bildik T, Tamar M, Somer
O, Özbaran B, ve ark. İzmir ili genelinde liseli
gençlerde kendine zarar verme davranışı: Yaygınlığı, psikopatoloji ile ilişkisi ve intihar olasılığı.
16. Ergen Günleri Özet Kitapçığı, 2011, s.40.
15. Toprak S, Çetin İ, Güven T, Can G, Demircan Ç.
Self-harm, suicidal ideation and suicide attempts
among college students. Psychiatry Res 2011;
187:140-144.
16. Lüleci S. Kendini Yaralama Davranışı Olan
Ergenlerin Psikiyatrik ve Sosyokültürel Özellikleri.
Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, İstanbul, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir
Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2007.
17. Olfson M, Gameroff MJ, Marcus SC, Greenberg
T, Shaffer D. National trends in hospitalization of
youth with intentional-self-inflicted injuries. Am J
Psychiatry 2005; 162:1328-1335.
Anadolu Psikiyatri Derg 2013; 14:69-76
76
Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde psikiyatrik belirtiler, kimlik karmaşası ve …
_____________________________________________________________________________________________________
18. Dülger HE, Tokdemir M, Tezcan EA, Kuloğlu M,
Doğan I. Elazığ Islahevi’ndeki çocuk ve ergen
hükümlülerde kendini yaralama davranışı. Düşünen Adam 1997; 10:18-21.
veren ergenlerin sosyodemografik özelliklerinin,
aile fonksiyonlarının ve benlik saygılarının
saptanması: Olgu-kontrol çalışması. 16. Ergen
Günleri Özet Kitapçığı, 2011, s.57.
19. Herpetz S. Self injurious behavior: Psychopathological and nosological characteristics in subtypes of self-injurers. Acta Psychiatr Scand 1995;
91:57-68.
30. Claes L, Houben A, Vandereycken W, Bijttebier
P, Muehlenkamp J. Brief report: the association
between non-suicidal self-injury, self-concept and
acquaintance with self-injurious peers in a sample of adolescents. J Adolesc 2010; 33:775-778.
20. Derogatis LR. The Brief Symptom Inventory-BSI
Administration, Scoring and Procedures ManualII, USA, Clinical Pscyhometric Research Inc,
1992.
21. Şahin NH, Durak A. Kısa semptom envanteri
(Brief Symptom Inventory-BSI): Türk gençleri için
uyarlanması. Türk Psikoloji Dergisi 1994; 31:4456.
22. Şahin NH, Durak Batıgün A, Uğurtaş S. Kısa
Semptom Envanteri (KSE): Ergenler için kullanımının geçerlik, güvenilirlik ve faktör yapısı.
Türk Psikiyatri Dergisi 2002; 13:125-135.
23. Dereboy İF, Dereboy Ç, Coşkun A, Coşkun B.
Özdeğer duygusu, öz imgesi ve kimlik duygusuII: bir kimlik duygusu değerlendirme aracına
doğru ön çalışma. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı
Dergisi 1994; 1:61-69.
24. Demir B, Kaynak Demir H, Sönmez EI. Sense of
identity and depression in adolescents. Turk J
Pediatr 2010, 52:68-72.
25. Rosenberg M. Society and Adolescent SelfImage. Princeton, Princeton University Press,
1965.
26. Çuhadaroğlu F. Adolesanlarda Benlik Saygısı.
Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1986.
27. Rodham K, Hawton K, Evans E. Reasons for
deliberate self-harm: Comparison of self-poisoners and self-cutters in a community sample of
adolescents. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 2004; 43:80-87.
28. Nixon MK, Heath NL. Self-injury in Youth. The
Essential Guide to Assessment and Intervention,
New York, Routledge, 2009.
29. Aktepe E, Çalışkan S, Sönmez Y. Bir üniversite
hastanesinde değerlendirilen kendine zarar
Anatolian Journal of Psychiatry 2013; 14:69-76
31. Brausch AM, Gutierrez PM. Differences in nonsuicidal self-injury and suicide attempts in adolescents. J Youth Adolesc 2010; 39:233-242.
32. Erikson EH. Childhood and Society. New York,
Norton and Company,1963.
33. Çuhadaroğlu F. Identity confusion and depreşsion in groups of adolescents having psychiatric
and physical symptoms. Turk J Pediatr 1999;
41:73-9.
34. Kaynak Demir H, Dereboy F, Dereboy C. Gençlerde kimlik bocalaması ve psikopatoloji. Türk
Psikiyatri Dergisi 2009; 20:227-235.
35. Bishop DI, Macylewis JA, Schnekloth CA, Puswella S. Ego identity status and reported alcohol
consumption: a study of first-year college students. J Adolesc 1997; 20:209-218.
36. Jones RM. Ego identity and
behaviour. GR Adams, TP
mayor (Eds.), Adolescent
Newbury Park, CA, Sage
p.216-233.
adolescent problem
Gulotta, R MonteIdentity Formation,
Publication, 1992,
37. Auslander BA, Dunham RM. Bulimia and the diffusion status of ego identity formation: similarities
of the empirical descriptors of self and parent. J
Adolesc 1996; 29:333-338.
38. Türkbay T, Özcan C, Doruk A, Uzun Ö. Ergenlerin psikiyatrik belirtileri ve benlik saygıları üzerine kimlik bocalamasının etkileri. Türkiye’de Psikiyatri 2005; 7:92-97.
39. Başay BK, Başay Ö, Bildik T, Tamar M, Somer
O, Özbaran B, ve ark. Lise öğrencilerinde kendine zarar verme davranışı: İşlevleri, emosyonel
regülasyon ve ayrılma bireyleşme. 16. Ergen
Günleri Özet Kitapçığı, 2011, s.34.
Download