MERKEZDEN YÖNETİM HEDEFLER İÇİNDEKİLER TEŞKİLATLANMASI • Devletin Yapısı: Yasama, Yürütme ve Yargı • Kamu Yönetimi Örgütlenmesi KAMU YÖNETİMİ Prof. Dr. Turgut Göksu • Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Devletin temel yapısını anlayabilecek, • Merkezî yönetimle ilgili temel kavramları öğrenebilecek, • Devletin merkezî yönetim teşkilatlanmasını öğrenebilecek, • Merkezi yönetimin merkez ve taşra teşkilatlarının çalışma sistemlerini kavrayabileceksiniz. BÖLÜM 8 Kamu Yönetimi GİRİŞ 1923 yılında Cumhuriyet yönetimi üzerine kurulan Türkiye, devlet geleneği olarak eski Türklerden başlamak üzere Selçuklu ve Osmanlı Devletleri yoluyla Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan uzun bir tarihe sahiptir. Türk kamu yönetiminin genel olarak merkeziyetçi, güçlü devlet anlayışı olan bir yapıya ve işleyişe sahip olduğu söylenebilir. Bu özellikler Türkiye’de bütün kamu kurumlarına yansımıştır. Türkiye, Cumhuriyet’le birlikte parlamenter demokratikbir yönetimi tecih etmiştir. Millet meclisi, meclis içinden çıkan bir hükümet ve bağımsız mahkemeler üç temel erki (kuvveti) oluşturmaktadır. İdare, merkezden ve yerinden yönetim ilkesine göre teşkilatlanmıştır ve bu yapı Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren ana eksenini değiştirmemiştir. Merkezden yönetim il, ilçe, bucak ve bölge teşkilatlarından; yerinden yönetim ise yer yönünden, hizmet yönünden ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından oluşmaktadır. DEVLET YAPISI: YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI Devletin; yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç temel işlevi vardır. Devletin; yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç temel işlevi vardır. Bu işlevleri yerine getiren organlar Anayasa’da belirtilmiştir. Buna göre yasama işlevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından; yürütme işlevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından; yargı işlevi ise, bağımsız mahkemeler tarafından yerine getirilmektedir. TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ YÜRÜTME YASAMA TBMM CUMHURBAŞKANI, BAKANLAR KURULU, BAŞBAKAN, BAKANLAR İLE İDARE YARGI BAĞIMSIZ MAHKEMELER Şekil 1: Devlet Organları Yasama Organı: Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşur. 1982 Anayasası, yasama yetkisinin Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ait olduğunu ve bu yetkinin devredilemeyeceğini belirtmiştir (AY md. 7). 1961 Anayasası, Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu’ndan oluşan iki meclisli bir yasama organı kurmuştu. 1961 Anayasası döneminde uygulanan iki Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Kamu Yönetimi meclisli yapıdan umulan yararların gerçekleşmediği ve yasama işlevinde tıkanıklıklar yaşandığı için 1982 Anayasası iki meclisli yapıyı kaldırarak 1924 Anayasası’nın tek meclisli sistemine geri dönmüştür1. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşur (AY md. 75). Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri, genel olarak 1982 Anayasası’nın 87. maddesinde düzenlenmiştir. Bunlar: Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek Para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek Milletler arası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek Anayasa’nın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir. Yürütme Organı: Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanı yürütmenin sorumluluk taşımayan kanadını, Bakanlar Kurulu da sorumlu kanadını oluşturmaktadır. Parlamenter rejimi benimseyen Türkiye’de yürütme organı iki başlıdır. Anayasa’nın 8. maddesine göre “Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasa’ya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” 1982 Anayasası, kendinden önceki Anayasalara göre daha güçlü bir yürütme organı oluşturmayı düşündüğü için yürütmeyi yalnız bir görev olarak değil, aynı zamanda bir yetki olarak da düzenlemiştir. Yürütme organının bir kanadını oluşturan Cumhurbaşkanı’nın parlamentoya karşı siyasal bir sorumluluğu yoktur. Parlamentoya karşı sorumlu olan yürütme organı Bakanlar Kuruludur. Özetle, Cumhurbaşkanı yürütmenin sorumluluk taşımayan kanadını, Bakanlar Kurulu da sorumlu kanadını oluşturmaktadır. Yargı Organı: Bağımsız Mahkemeler Devletin temel işlevlerinden biri de yargıdır. Yargı işlevi, hukuki uyuşmazlıkların bağımsız mahkemelerce kesin olarak çözüme kavuşturulması ve karara bağlanmasıdır. Yargı işlevinin amacı, hukuk düzeninin korunması ve gerçekleştirilmesidir. Anayasaya göre yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (AY. md. 9). Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3 Kamu Yönetimi Türk yargı sisteminde dört yargı düzeni vardır: Bunlar; anayasa yargısı, adli yargı, idari yargı ve askerî yargıdır. Türkiye’de ilk kez 1961 Anayasası ile anayasa yargısını gerçekleştirmek ve anayasa ile verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere bir yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. Adli yargı düzeni esas itibariyle hukuk ve ceza davalarına bakan mahkemelerden oluşur. Adli yargıdaki ilk derece mahkemeleri şunlardır: Sulh hukuk, asliye hukuk, sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri. Adli yargı alanındaki yüksek mahkeme Yargıtay’dır. Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Anayasa’nın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu ve kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu anayasal hüküm çerçevesinde, idari yargı, idare ve bireyler arasında idari işlem ve eylemler nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözen yargı koludur2. Türk idari yargı düzeninde yer alan mahkemeler Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleridir. Anayasa askeri yargıyı sivil yargının dışında tutmuştur. Askerî yargı düzeninde Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi vardır. Ayrıca, adli, idari ve askerî yargı yerleri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmekle görevli Uyuşmazlık Mahkemesi vardır. KAMU YÖNETİMİ ÖRGÜTLENMESİ Anayasa’ya göre Türk kamu yönetiminin örgütlenmesinde merkezden yönetim, yerinden yönetim, yetki genişliği ve idarenin bütünlüğü ilkeleri birlikte uygulanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti üniter (tekçi yapılı) bir devlet olduğu için idari yapısı merkezden yönetime ağırlık verilerek örgütlenmiştir. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki son dönemde gerçekleştirilen kamu yönetimi reformları yerinden yönetim ilkesine ağırlık vererek yerel yönetim kuruluşlarını güçlendirmeyi amaçlamıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4 Kamu Yönetimi Şekil 2: Kamu Yönetimi Teşkilatı Türk kamu yönetimi teşkilatı, merkezden yönetim ve yerinden yönetim kuruluşları olmak üzere ikiye ayrılır. Merkezden yönetim, merkez (başkent) teşkilatı ve taşra teşkilatından oluşmaktadır. Devlet idaresinin merkez teşkilatı içinde Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu, Başbakanlık, bakanlıklar ve merkezdeki yardımcı kuruluşlar yer alır. Merkez teşkilatı içinde yer alan Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu bir yandan yürütme organının diğer yandan da idari mekanizmanın parçasıdırlar. Başka bir deyişle, bu kuruluşların siyasal olduğu gibi idari işlevleri de vardır. Merkezden yönetimin taşra örgütü ise il, ilçe, bucak yönetimi ve bölgesel teşkilatlardan oluşur. Yerinden yönetim kuruluşları ise kendi içinde üç ana gruba ayrılırlar. Bunlar; yer yönünden yerinden yönetim kuruluşları (yerel yönetimler, mahalli idareler), hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları (kamu kurumları) ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. Yerel yönetimler; il özel idaresi, belediye ve köy yönetiminden oluşur. Üniversiteler, TÜBİTAK gibi kamu kurumları hizmet yerinden yönetim kurumlarını; sanayi odaları, barolar, tabip odaları gibi meslek kuruluşları ise kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını oluşturmaktadır. Merkezî Yönetim: Merkezî İdarenin Başkent Teşkilatı Cumhurbaşkanı Anayasa’nın 104. maddesine göre devletin başı olan Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder; Anayasa’nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. 1924 ve 1961 Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5 Kamu Yönetimi Anayasalarından farklı olarak, 1982 Anayasası Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini genişletmiştir. Parlamenter sistemlerde cumhurbaşkanının siyasal sorumluluğu yoktur. 1982 Anayasası da Cumhurbaşkanı’nın siyasal sorumsuzluğu ilkesini kabul etmiştir. Anayasa’ya göre “Cumhurbaşkanı’nın, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.” (AY md. 105/1). Cumhurbaşkanı’nın siyasal sorumsuzluğu tek başına yaptığı işlemleri de içerir. Cumhurbaşkanının göreviyle ilgili eylem ve işlemlerinden dolayı sadece “vatana ihanet” suçundan dolayı cezai sorumluluğu vardır. Cumhurbaşkanı’nın Nitelikleri ve Seçimi Anayasa’nın 101 ve devamı maddelerinde cumhurbaşkanına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Buna göre Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması hâlinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanı’nın görevi devam eder. 1982 Anayasası’nın 104. maddesinde, Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri; yasama, yürütme ve yargı başlıkları altında ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Hastalık, yurtdışına çıkma, ölüm, çekilme vb bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanı’na ait yetkileri kullanır. Cumhurbaşkanı’na görev ve yetkilerini kullanmasında, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Devlet Denetleme Kurulu yardımcı olur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6 Kamu Yönetimi Bakanlar Kurulu Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan oluşur. Yürütme organının iki başlı olduğu parlamenter sistemlerde Bakanlar Kurulu, yürütmenin siyasal bakımdan sorumlu olan, dolayısıyla yürütme yetkisini fiilen kullanan taraftır.3 Bakanlar Kurulu “Hükûmet” olarak da adlandırılır. Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan oluşur. Bakanlar Kurulunun başkanı olan Başbakan, Cumhurbaşkanı’nca TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar ise TBMM üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanı’nca atanır. Gerektiğinde Başbakan’ın önerisi üzerine bir bakanın görevine Cumhurbaşkanı’nca son verilir (AY md. 109). Seçim döneminde ise Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları görevlerinden ayrılır ve yerlerine bağımsız bakanlar atanır. Bakanlar Kurulunun listesi tam olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okunur ve güvenoyuna başvurulur. Başbakan ve bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu ortak çalışan bir kuruldur. Bakanlar Kuruluna Başbakan başkanlık eder. Gerekli gördüğü durumlarda Cumhurbaşkanı da Bakanlar Kuruluna başkanlık edebilir. Bakanlar Kurulunun görev ve yetkileri esas itibariyle siyasi nitelikte olmasına karşın idari nitelik taşıyan önemli görevleri de vardır. Bakanlar Kurulunun temel görevi, ülkenin iç ve dış siyasetini saptamak ve uygulanmasını sağlamaktır.4 Bakanlar Kurulu, merkezî yönetim örgütünün en yüksek karar organı olarak anayasa ve kanunlara aykırı olmamak ve kanunlara dayanmak şartıyla idari alanda her işlemi yapma yetkisine sahiptir. Bakanlar Kurulunda kararlar oy birliğiyle alınır. Başbakan Başbakan, Cumhurbaşkanı’nca TBMM üyeleri arasından atanır. Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, Bakanlıklar arasında iş birliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Her bakan, Başbakan’a karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur. Her ne kadar başbakanla bakanlar arasında hiyerarşik bir ast-üst konumu olmasa da başbakan ile bakanlar arasındaki ilişki hiyerarşiye yakındır. Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür. Her ne kadar başbakanla bakanlar arasında hiyerarşik bir ast-üst konumu olmasa da başbakan ile bakanlar arasındaki ilişki hiyerarşiye yakındır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7 Kamu Yönetimi Bakanlıklar Türkiye’de devletin üstlendiği temel kamu hizmetleri bakanlık örgütlenmesiyle yürütülmektedir. Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde bakanlıklar arasında işbölümü mevcuttur. Her bakanlık belirli bir kamu hizmetini veya hizmetleri yerine getirmekle görevlendirilmiş ve yetkili kılınmıştır. Örneğin, sağlık hizmetleri Sağlık Bakanlığı, iç güvenlikle ilgili görevler İçişleri Bakanlığı tarafından yerine getirilmektedir. Bakanlıklar devlet tüzelkişiliğinde belli bir hizmet görmek ve bu hizmetlerle ilgili işleri yürütmek amacıyla kurulmuştur. 1982 Anayasası’na göre, “Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatı kanunla düzenlenir.” (AY md. 113/1). Bakanlıkların kanunla kurulacağı söylenmesine rağmen sayıları ve adları belirtilmediği için hükümetler günün ihtiyaçlarına göre ad ve sayılarına kendileri karar vererek bakanlık teşkilatlanması yoluna gitmektedirler. 1999’daki 57. hükümetten 2011’deki 61. hükümette kadar bakan sayısı 36 ila 23 arasında değişmektedir. Her bakanlığın başında bir bakan bulunur. Bakan, bakanlığının yürüttüğü kamu hizmeti alanında devlet tüzelkişiliğini temsil eder, bakanlığının görev alanına giren hizmetlerin yürütülmesinden sorumludur. Bakanların hem idari hem de siyasi işlevleri vardır. 61. hükümetle birlikte bakanlığı olmayan ve devlet bakanı denilen müessese kaldırılmıştır. Bakanların parlamentoya karşı siyasal sorumlulukları vardır. Bakanların siyasal sorumluluğu parlamenter sistemin temel kurallarındandır. Bakanlar yalnız kendi eylem ve işlemlerinden değil, emri altında çalışanların eylem ve işlemlerinden de TBMM’ye karşı sorumludurlar. Siyasal sorumluluk, bakanların görevlerine parlamento tarafından son verilebilmesidir. Siyasal sorumluluğun yaptırımı cezai veya hukuki değil, sadece siyasidir. Siyasal sorumluluğu ortaya çıkaracak anayasal yöntem güvenoyu mekanizmasıdır5. Cezai sorumluluk, bakanların görevleriyle ilgili suçlarından dolayı Yüce Divan olarak Anayasa Mahkemesinde yargılanmasıdır. Cezai sorumluluk meclis soruşturması yoluyla ortaya çıkar. Yüce Divan’da yargılanması kararlaştırılan bakan, bakanlıktan düşer6. Başbakan Yüce Divana gönderilirse hükümet istifa etmiş sayılır. Bakanların bireysel siyasi sorumluluğu kendi yetkisindeki işlerle ve emri altındakilerin eylem ve işlemleriyle ilgilidir. Bu noktada da Bakanların Meclise, başbakana ve halka karşı sorumluluğu vardır7. Bakanlıklar; merkez teşkilatı, taşra ve yurt dışı teşkilatı ile bağlı ve ilgili kuruluşlardan oluşur. Her bakanlığın bakandan sonraki en üst yöneticisi müsteşardır. Müsteşar, bakana karşı sorumludur. 2011 genel seçimlerinden sonra oluşan hükümet ilk kez müsteşar ile bakan arasında bir makam olan Bakan Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8 Kamu Yönetimi Yardımcılığı müessesesini getirmiştir. Bakanlık merkez örgütünde bakanlığın sorumlu olduğu hizmetlerin yürütülmesini sağlamak üzere ana hizmet birimleri, danışma ve denetim birimleri ile yardımcı birimler oluşturulur. “Ana hizmet birimleri, bir bakanlığın varlık nedeni olan temel görevleri ya da fonksiyonları yerine getirmek amacıyla oluşturulan ünitelerdir.”8 Mesela İçişleri Bakanlığındaki İller İdaresi, Mahalli İdareler, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlükleri gibi. Kurmay birimler de denilen danışma ve denetim birimleri ise “Bakana, ana hizmet birimlerine, bağlı ve ilgili kuruluşlara istişari nitelikte hizmet sunmak amacıyla kurulmuş” olan birimlerdir.9 Mesela İçişleri Bakanlığında Hukuk Müşavirliği, Strateji Geliştirme Başkanlığı, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı gibi. Yardımcı birimler ise ana hizmet birimleri ile danışma ve denetim birimlerine destek olan kuruluşlardan meydana gelmektedir10. Mesela yine İçişleri Bakanlığındaki Personel Genel Müdürlüğü, Eğitim Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı gibi. Bakan Müsteşarlık Genel Müdürlük veya Kurul Başkanlığı Daire Başkanlığı Şube Müdürlüğü Şeflik Şekil 3: Bakanlıkların Merkez Teşkilatı Hiyerarşik Yapısı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9 Kamu Yönetimi Ayrıca, Bakanlıkların yapısında “bağlı” ve “ilgili” olarak nitelenen, bakanlık merkez örgütünden farklı statüleri olan kuruluşlar da yer almaktadır. Bağlı kuruluşlarının bir kısmının tüzel kişiliği yokken bir kısmının vardır. Örneğin, İçişleri Bakanlığına bağlı bir kuruluş olan Emniyet Genel Müdürlüğünün tüzel kişiliği yoktur; buna karşılık, Ulaştırma Bakanlığına bağlı bir kuruluş olan Karayolları Genel Müdürlüğünün tüzel kişiliği vardır. Diğer yandan, ilgili kuruluşların hepsinin tüzel kişiliği bulunmaktadır. Dolayısıyla, ilgili kuruluşla bakanlık arasında hiyerarşik bir bağ yoktur. Bakanlığın bu ilgili kuruluş üzerinde, kanunun öngördüğü ölçüde, vesayet denetimi söz konusudur. Merkezdeki Yardımcı Kuruluşlar Merkezden yönetimin başkent teşkilatında hükümete ve bakanlıklara görüş bildirme ve önerilerde bulunma suretiyle yardımcı olmak için oluşturulan birçok kuruluş vardır. Geniş bir kümeyi kapsayan bu kuruluşlar merkez teşkilatı içerisinde yer almakta ve “merkezdeki yardımcı kuruluşlar” olarak nitelendirilmektedir11. Bunların pek çoğu “yüksek kurul” olarak örgütlenmiştir. Kurulların yapıları bazı durumlarda yalnız bakanlardan oluşurken bazen de bakanlarla üst düzey kamu görevlilerinden oluşmaktadır. Merkezdeki yardımcı kuruluşlara örnek olarak Millî Güvenlik Kurulu, Danıştay, Sayıştay, Yüksek Askerî Şura, Millî Eğitim Şurası, Yüksek Planlama Kurulu, Özelleştirme Yüksek Kurulu, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu verilebilir. Bunlardan ilk üçü aşağıda etraflıca incelenecektir. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Millî Güvenlik Kurulu (MGK); Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları; Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur. Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağrılıp görüşleri alınabilir. MGK, üst düzey sivil ve askeri otoriteleri bir araya getiren ve milli güvenlik politikalarının belirlendiği en üst kuruldur. Anayasanın 118. maddesinde, “Millî Güvenlik Kurulu; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun kararları Bakanlar Kurulunca “değerlendirilir” denmektedir. Buradaki “değerlendirilir” ibaresi 2001 yılından önce “Öncelikle dikkate alınır.” şeklindeydi. Millî Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın önerileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanı’nca düzenlenir. Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Milli Güvenlik Kurulu Başbakan’ın başkanlığında toplanır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10 Kamu Yönetimi Danıştay Padişah Abdülaziz'in 10 Mayıs 1868 günlü nutkuyla Şurayı Devlet adıyla fiilen çalışmaya başlayan Danıştay o günden beri faaliyetlerini kesintisiz devam ettirmiştir. 1961 Anayasası’nın 114. maddesinde, "İdarenin hiçbir eylem ve işlemi yargı mercilerinin denetimi dışında bırakılamaz." denilmiş ve 1982 Anayasası da 125. maddede bu temel ilkeyi korumuştur. Anayasa'da öngörülen Yüksek Mahkemelerden biri olan Danıştay, Anayasa’nın 155. maddesine göre, yürütme organına yardımcı bir inceleme, danışma ve karar organı olmanın yanı sıra, yönetimin yargı yoluyla denetlenmesinde etkili ve önemli görev yapan bir yargı kuruluşu olarak başkanlık şeklinde örgütlenmiştir. Danıştayın idari ve yargısal görevleri vardır; bu görevler birbirlerinden kesin olarak ayrılmış ve her iki görevi yürütecek daireler birbirinden tamamen ayrı olarak kurulmuştur. İdarenin yargı yoluyla denetlenmesi görevini, idare ve vergi mahkemeleriyle birlikte, Danıştayın dava daireleri yürütmektedir. Danıştay, idari görevlerini yerine getirirken; inceleme kararı, danışma kararı (görüş bildirme) ve idari karar olmak üzere üç değişik karar verir. Danıştayın idari görevleri şunlardır.12 Başbakanlık veya Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun, tasarı ve teklifler hakkında görüş bildirmek Tüzük tasarılarını incelemek Kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartname ve sözleşmeler hakkında düşüncesini bildirmek Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından gönderilen işler hakkında görüşünü bildirmek Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak Danıştay, idari ve yargı görevlerini "kurul" olarak yerine getirir. Danıştay 14'ü dava, 1'i idari daire olmak üzere toplam 15 daireden oluşmaktadır. Dava dairelerinden 3, 4, 7 ve 9'uncu daireler vergi dava dairesi, diğer dava daireleri ise idari dava dairesi olarak görev yapmaktadır. Sayıştay Sayıştay 1864 yılında Divan-ı Muhasebat adıyla kurulmuş ve Cumhuriyet döneminde faaliyetlerine devam etmiştir. Anayasa’nın 160. maddesine göre Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11 Kamu Yönetimi kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir.13 Dolayısıyla Sayıştayın yargısal ve idari görevleri vardır. İdari görevleri inceleme (görüş bildirme) ve denetlemedir. Sayıştay; inceleme ve görüş bildirme görevi çerçevesinde mali yönetmelikler hakkında görüş bildirmek, kendisine ilişkin kanun tasarı ve teklifleri hakkında görüş bildirmek, incelemeler sonucunda ortaya çıkan aykırılık ve usulsüzlükleri ve hazine menfaatini zarara uğratıcı nitelikte görülen hukuki metin hükümlerini TBMM’ye bildirmek ve döner sermaye işletmesi kurulması için görüş bildirmekle görevlidir.14 Denetleme görevini ise genel uygunluk bildirimleriyle yapar. Genel uygunluk bildirimleri merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütçe uygulamalarının bütçe kanunlarına ve mevzuata uygunluğunu tespit eden ve kesin hesap kanun tasarısına ek olarak TBMM’ye sunulan belgelerdir.15 Cumhurbaşkanlığı, yüksek yargı organları, bakanlıklar ve bağlı genel müdürlükler gibi genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri; YÖK, üniversiteler ve diğer özel bütçeli idareler; düzenleyici ve denetleyici kurumlar; sosyal güvenlik kurumları; yerel yönetimler; döner sermayeler ve fonlar Sayıştay denetimine tabidir. Merkezî İdarenin Taşra Teşkilatı Merkezî yönetimin üstlendiği tüm hizmetleri sadece başkentte örgütlenerek ülke genelinde yürütebilmesi mümkün değildir. Bu nedenle merkezî yönetim taşrada da örgütlenmiştir. Merkezi yönetimin taşra teşkilatı; il, ilçe, bucak ve bölgesel kuruluşlardan oluşur. Merkezî yönetimin taşra teşkilatı, yerinden yönetim kuruluşları gibi ayrı bir kamu tüzelkişiliğine sahip değildir; merkezî örgüte hiyerarşik olarak bağlıdır. Bu kuruluşlar merkezî örgütün taşradaki uzantısı olarak kabul edilirler. Merkezî yönetimin taşra teşkilatı; il, ilçe, bucak ve bölgesel kuruluşlardan oluşur. İl, ilçe ve bucak kendi aralarında mülki idare bölümlerini oluşturur. Anayasa’nın 126. maddesinde “Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayırılır. Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezî idare teşkilatı kurulabilir.” denilmektedir. Dolayısıyla Anayasa il harici idari taksimatı kanunlara ve idarenin takdirine bırakmıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12 Kamu Yönetimi Vali İl Müdürlüğü Şube Müdürlüğü Şeflik Memurluk Şekil 4: İl Kuruluşlarının Hiyerarşik Yapısı İlçeler ve bucaklar ilin hiyerarşik olarak alt birimleridir. Her mülki idare biriminin başında bir mülki idare amiri vardır. İlçelerin başında bulunan kaymakamlar ile bucakların başında bulunan bucak müdürleri, illerin mülki idare amirleri olan valilerin hiyerarşik astlarıdır.16 Her ne kadar merkezî yönetimin temel taşra teşkilatı “il” olmakla birlikte bakanlıklar “bölge” kuruluşları da oluşturabilmektedirler. Bakanlıkların taşra teşkilatı aşağıdaki kuruluşların bir ya da birkaçından meydana gelebilir17: Valiye bağlı il kuruluşları Kaymakama bağlı ilçe kuruluşları Doğrudan merkeze bağlı taşra kuruluşları İl kuruluşlarının hiyerarşik düzeni ise valilik, il müdürlüğü, şube müdürlüğü, şeflik ve memurluk şeklindedir. Merkezi yönetimin taşra teşkilatı bakanlıklar bakımından “il”, bağlı kuruluşlar bakımından ise “bölge” esasına dayanmaktadır.18 Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13 Kamu Yönetimi Bölge Müdürlüğü Şube Müdürlüğü ya da Başmühendislik Şeflik veya Mühendislik Şekil 5: Bağlı Kuruluşların Taşradaki Hiyerarşik Yapısı İl Yönetimi Merkezî yönetimin taşra teşkilatlanmasının temel birimi ve mülki idare bölümlerinden birincisi ildir. Anayasaya göre illerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. Hatırlanacağı gibi merkezden yönetim ilkesini yumuşatmak için kullanılan ilke yetki genişliği ilkesidir. İllerin kurulması, kaldırılması, isim, merkez ve sınırlarının belirtilmesi ve değiştirilmesi kanunla olur. Ayrıca, bir ilçenin bir ilden alınıp diğer bir ile bağlanması da kanuni düzenlemeyi gerektirir. Şekil 6: Türkiye’nin İlleri Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14 Kamu Yönetimi İl idaresi ülkemizde ikili bir statüdedir. Birincisi merkezî idarenin taşra teşkilatı yönü; ikincisi ise, merkezî yönetimden ayrı bir tüzel kişiliği olan yerel yönetim birimidir. Birincisine, il genel idaresi ikincisine ise il özel idaresi denmektedir. İl genel idaresinin organları Vali, İl Müdürleri (İl İdare Şube Başkanları) ve İl İdare Kuruludur. Mevcut durumda Türkiye’de 81 il vardır. Şekil 7: Sivas İli ve İlçeleri İdari Taksimatı 19 Vali Vali, il genel idaresinin başıdır. Vali, il genel idaresinin başıdır. Vali ilde devletin, hükûmetin ve ayrı ayrı her bakanın temsilcisi ve bunların idari ve siyasi yürütme aracıdır. İlin genel yönetiminden vali sorumludur. Valiler, İçişleri Bakanlığının önerisi, Bakanlar Kurulunun kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onayıyla atanırlar. Vali olabilmek için kanunlarda özel nitelikler öngörülmemiştir. Valilik diğer memurluklardan farklı olarak “istisnai memurluk” içerisinde konumlandırılmaktadır. Genel olarak hükümetler güvendikleri kişileri vali olarak atamaktadırlar20. Valiler genellikle kaymakamlar, vali yardımcıları ve İçişleri Bakanlığındaki üst düzey yöneticiler arasından seçilmektedir. Vali yardımcısı olabilmek için ise en az 6 yıl kaymakamlık yapmak şarttır. Valiler gerektiğinde atanmalarındaki usule göre kadro aylığı ile merkez emrine alınarak (merkez valiliği) İçişleri Bakanının vereceği işlerde görevlendirilebilirler. Valiler idari olarak İçişleri Bakanlığına bağlıdırlar. Valilerin ildeki görev ve yetkileri 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nda ayrıntılı olarak sayılmıştır. Bunlardan belli başlıları şunlardır: Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının ilanını ve uygulanmasını sağlamak; bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmek Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15 Kamu Yönetimi Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet emirlerini uygulamak için genel emirler çıkarmak İl yönetimi içinde yer alan devlet dairelerinde teftiş ve denetimlerde bulunmak İldeki kamu görevlilerinin hiyerarşik amiri olarak onlar üzerinde atama, sicil raporu düzenleme, görev yerini değiştirme gibi hiyerarşik yetkileri kullanmak İl sınırları içindeki yerel yönetimler üzerinde vesayet yetkisini kullanmak İldeki bütün genel ve özel kolluk kuvvetlerinin amiri olarak suç işlenmesini önlemek, kamu düzenini ve güvenliği sağlamak. Kolluk kuvvetlerince önlenemeyecek olaylarda en yakın askeri birlikten yardım istemek Devletin temsilcisi olarak ildeki resmî törenlere başkanlık etmek Devletin temsilcisi olarak yabancı ülke konsolosları ve komşu ülkenin sınır makamlarıyla görüşmeler yapmak Bireysel Etkinlik Adalet ve askerî kuruluşlar valinin yetki alanı dışındadır. Valinin bu kuruluşlar üzerinde hiyerarşik yetkisi yoktur. • Valiler neden yetki genişliği esasından faydanlanmaktadırlar? İl Müdürlükleri (İl İdare Şube Başkanlıkları) Her ilde bakanlıkların kendi il örgütleri vardır. Bunlara “İl Müdürlükleri” denilmektedir. Bakanlık il müdürlüklerinin başındaki üst yöneticilere de “il müdürleri” denir. Bunların sayısı ve adı bakanlıkların sayısı ve adıyla yakından ilgilidir. İlde bulunan il müdürlerine örnek olarak defterdar, il milli eğitim müdürü, il sağlık müdürü, çevre ve şehircilik il müdürü, il emniyet müdürü, il tarım müdürü, il kültür ve turizm müdürü verilebilir. İl müdürleri, valinin emri altında görev yaparlar ve görev alanlarına giren işlerin yapılmasından valiye karşı sorumludurlar. Vali, il müdürleri arasında iş Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16 Kamu Yönetimi birliğini ve koordinasyonu sağlar. İl müdürlüklerinin kendi bakanlıklarıyla ilgili yazışmaları da vali aracılığıyla yapılır. İl İdare Kurulu İl İdare Kurulu, il genel yönetiminde valiye yardımcı olan bir kuruldur. İl İdare Kurulu, valinin başkanlığında, hukuk işleri müdürü, defterdar, millî eğitim, bayındırlık, sağlık ve sosyal yardım, tarım ve veterner müdürlerinden teşekkül 21 eder . Vali, bu kurula başkanlık etmek üzere bir vali yardımcısını da görevlendirebilir. İl İdare Kurulunun 1980’den sonra görev alanı daraltılmış ve kurul adeta sembolik bir danışma birimine dönüşmüştür.22 İlçe Yönetimi Mülki idare bölümlerinden ikincisi ilçe yönetimidir. İller gibi ilçeler de kanunla kurulur. Ülkemizde hâlen 892 ilçe vardır23. İlçe yönetiminin organları il yönetimiyle benzerlik göstermektedir. Bunlar kaymakam, ilçe müdürleri ve ilçe idare kuruludur. İlçe yönetiminin başı olan kaymakam, İçişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzalarını taşıyan ortak (müşterek) kararnameyle atanır. Kaymakamlık bir meslek memurluğu olduğu için kaymakam olabilmenin öğrenim ve sınav gibi özel şartları vardır. Bunlar; kanunla düzenlenmiştir. İlçenin genel idaresinden kaymakam sorumludur. Bu sorumluluğun bir gereği olarak kaymakam ilçedeki merkezi yönetim kuruluşlarının hiyerarşik amiridir. Kaymakam ilçede hükümetin temsilcisidir ve görevlerini valinin gözetim ve denetimi altında yürütür. İlçede bulunan adli ve askerî kuruluşlar kaymakamın yönetim yetkisi dışında tutulmuştur. Kaymakam, ilçe sınırları içinde kanunların uygulanmasından ve kamu düzeninin sağlanmasından sorumludur. Kolluk güçleri kaymakamın emri altındadır. Bu noktada valinin yetkilerinden farklı olarak askerî birliklerden doğrudan yardım isteme yetkisi yoktur. Bakanlıkların ilçelerde ilçe emniyet müdürlüğü, ilçe millî eğitim müdürlüğü, ilçe tarım müdürlüğü gibi örgütleri vardır. Bunların başında yönetici olarak ilçe müdürleri bulunur. İlçe müdürleri kaymakamın emri altında görev yaparlar ve görevleriyle ilgili işlerin yürütülmesinden kaymakama karşı sorumludurlar. İlçe müdürleri yazışmalarını kaymakam aracılığıyla yaparlar. İlde il idare kurulu olduğu gibi, ilçe yönetiminde kaymakama yardımcı olmak üzere ilçe idare kurulu vardır. Bu kurul, kaymakamın başkanlığında yazı işleri müdürü (tahrirat katibi), mal müdürü, hükümet tabibi, millî eğitim müdürü, tarım müdüründen oluşur. Bir il merkezinin bulunduğu yerle başka ilçelere bağlı olmayan yerleşim yerlerinin oluşturduğu yönetim birimine “merkez ilçe” denir. Merkez ilçelerde Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17 Kamu Yönetimi kaymakam bulunmaz ve buraların yönetiminden vali sorumludur. Büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde ise merkez ilçe bulunmamaktadır. Merkez ilçeler yerine başlarında kaymakamlar bulunan ilçeler bulunmaktadır. Bu ilçelere “büyükşehir merkez ilçeleri” demek yerinde bir deyim olacaktır. Bucak Yönetimi Mülki idare bölümlerinden üçüncüsü ve en küçüğü olan bucak yönetimi, merkezî yönetimin taşradaki en son halkasını oluşturur. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu tarafından bucak; coğrafya, ekonomi, güvenlik ve yerel hizmetler bakımından aralarında ilişki bulunan kasaba ve köylerden oluşan bir yönetim bölümü olarak tanımlanmıştır (md. 41). Bucaklar il ve ilçelerde olduğu gibi kanunla değil bir idari işlemle kurulurlar. Bucakların kurulması ve kaldırılması İçişleri Bakanlığının kararı ve Cumhurbaşkanının onayı ile olur. Bucak yönetimi, bucak müdürü, bucak meclisi ve bucak komisyonu olmak üzere üç organdan oluşmaktadır. Bucak müdürü, bucaktaki en yüksek hükûmet memuru olarak bucak yönetiminden sorumludur. Bucak müdürü, İçişleri Bakanlığı tarafından valilik emrine atanır, görev yeri vali tarafından belirlenir. 1871 tarihinde “nahiye” adıyla idari sistemimize giren bucaklar günümüzde fiilî tasfiye sürecini yaşamaktadır. Bunun nedenleri arasında boşalan bucak müdürlerinin yerine yenilerinin atanmaması ve gelişen bucakların ilçeye dönüşmesi gösterilebilir24. Nahiyeler etkili bir idari birim olamamışlardır. Bucaklar yıllardan beri fiilen yok olmaya terk edilmişlerdir. Bugün 634 bucak olmasına rağmen25 bunların sadece 1’inde bucak müdürü vardır. Bölgesel Teşkilatlar 1982 Anayasası’nın 126. maddesi kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezî idare teşkilatının kurulabileceğini öngörmüştür. Bölge teşkilatının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir (AY md. 126/3). 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun, bakanlıkların ve bakanlıklara bağlı kuruluşların birden çok ili içine alan bölgesel örgütler kurabileceklerini belirtmiştir. Türk idare sisteminde bölgesel seviyede örgütlenen merkezi yönetim kuruluşu “Bölge Müdürlüğü”, başındaki yöneticisi de “Bölge Müdürü” olarak adlandırılmaktadır. Uygulamaya bakıldığında bakanlıklardan çok bakanlıklara bağlı kuruluşların bölgesel örgütlenmeye daha sık gittiği görülmektedir. Bugün sadece bakanlıklardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma Bölge Müdürlükleri adı altında bölge düzeyinde örgütlenmiştir. Buna karşılık bölge düzeyinde örgütlenmeye daha çok tüzel kişiliği bulunan bakanlığa bağlı kuruluşların gittiği görülmektedir26. Bunlara örnek olarak Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18 Kamu Yönetimi Orman Genel Müdürlüğü, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, İller Bankası Genel Müdürlüğü verilebilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19 Özet Kamu Yönetimi • Devletin; yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç temel işlevi vardır. Anayasa'ya göre yasama işlevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yerine getirilmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşur. Yürütme işlevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından yerine getirilmektedir. Yürütme organının bir kanadını oluşturan Cumhurbaşkanı'nın parlamentoya karşı siyasal bir sorumluluğu yoktur. Parlamentoya karşı sorumlu olan yürütme organı Bakanlar Kuruludur. Yargı işlevi ise, bağımsız mahkemeler tarafından yerine getirilmektedir. Türk yargı sisteminde dört yargı düzeni vardır: Bunlar; anayasa yargısı, adli yargı, idari yargı ve askeri yargıdır. •Türk kamu yönetiminin örgütlenmesinde Anayasa'da yer alan merkezden yönetim, yerinden yönetim, yetki genişliği ve idarenin bütünlüğü ilkeleri birlikte uygulanmaktadır. Devlet idaresinin merkez teşkilatı içinde Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu, Başbakanlık, bakanlıklar ve merkezdeki yardımcı kuruluşlar yer alır. Yerinden yönetim kuruluşları ise kendi içinde üç ana gruba ayrılırlar. Bunlar; yerel yönetimler (mahalli idareler), hizmet yerinden yönetim kuruluşları (kamu kurumları) ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. Yerel yönetimler; il özel idaresi, belediye ve köy yönetiminden oluşur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20 Kamu Yönetimi DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz 1. Aşağıdakilerden hangisi idarenin merkezden yönetim birimleri içerisinde değildir? a) Cumhurbaşkanı b) Başbakan c) TBMM d) Bakanlar Kurulu e) Bakanlıklar 2. Aşağıdakilerden hangisi merkezi yönetimin taşra teşkilatı organları içerisinde yer almaz? a) Belediye b) İl c) İlçe d) Bucak e) Bölgesel Teşkilatlar 3. Aşağıdakilerden hangisi devletin merkezdeki yardımcı kuruluşlarından değildir? a) Milli Güvenlik Kurulu b) TRT c) Sayıştay d) Danıştay e) Yüksek Askerî Şura 4. Aşağıdakilerden hangisi vali hakkında verilen doğru bir bilgi değildir? a) b) c) d) e) İl genel yönetiminin başıdır. İlde devletin, hükûmetin ve ayrı ayrı her bakanın temsilcisidir. İdari olarak İçişleri Bakanlığına bağlıdır. “İstisnai memurluk” içerisinde konumlandırılmaktadır. İçişleri Bakanlığının önerisi, Başbakan’ın kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onayıyla atanırlar. 5. Aşağıdakilerden hangisi il idare kurulu üyelerinden değildir? a) b) c) d) e) Vali Hukuk işleri müdürü Defterdar Köy işleri il müdürü Bayındırlık il müdürü Cevap Anahtarı: 1. c 2.a 3.b 4.e 5.d Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21 Kamu Yönetimi YARARLANILAN ve BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR 1 Sabuncu, Yavuz, (1997), Anayasaya Giriş, 5. bası, Ankara: İmaj Yayıncılık., s.123 2 Sabuncu, age, 203. 3 Özbudun, E. (2005), Türk Anayasa Hukuku, 8. bası, Ankara: Yetkin Yayınları, s.321. 4 Gözübüyük, Ş. (2006a), Türkiye’nin Yönetim Yapısı, 9. bası, Ankara: Turhan Kitabevi, s.140 5 Özbudun, 2005, age, s.323-324. 6 Gözübüyük, Ş. (2006b), Yönetim Hukuku, 24. bası, Ankara: Turhan Kitabevi, s.79. 7 Eryılmaz, (2007), Kamu Yönetimi, İstanbul. 8 Eryılmaz, 2007, age, s.104. 9 Age, s.104 10 Age, s.105. 11 Gözübüyük, Ş. (2006b), Yönetim Hukuku, 24. bası, Ankara: Turhan Kitabevi, s.82. 12 Gözler, Kemal, (2005 ), İdare Hukuku Dersleri, Bursa: Ekin Kitabevi, s.135. 13 29/10/2005 tarihinde Anayasa’da yer alan “genel ve katma bütçeli dairelerin” ibaresi “merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının” şeklinde değiştirilmiştir. 14 Gözler, (2005), age,s.139. 15 Age, s.138. 16 Polatoğlu, A. (2001), Kamu Yönetimi: Genel İlkeler ve Türkiye Uygulaması, Ankara: METU Press., s.106. 17 Eryılmaz, 2007, age, s.114. 18 Age, s.115. 19 http://www.buyutec.net/p-sivas-haritasi-5-26330.html (ET:04.08.2012) 20 Gözübüyük, Ş. (2006b), Yönetim Hukuku, 24. bası, Ankara: Turhan Kitabevi, s.101. 21 Bakanlıkların adı ve yapısı değişmesine rağmen İl İdaresi Kanunundaki Kurulun teşkilini belirten madde değişmemiştir (m.57). 22 Eryılmaz, age, s.117. 23 http://www.illeridaresi.gov.tr/default_B0.aspx?content=151 (ET:04.08.2012) Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22 Kamu Yönetimi 24 Gözübüyük, 2006b, age, s.108. 25 http://www.illeridaresi.gov.tr/default_B0.aspx?content=151 (ET:04.08.2012) 26 Günday, M. (2006), İdare Hukuku, Yıldırım, T. (Der), Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Yayını, s.201. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23