Türkiye`deki yönetim sistemi içinde merkezi

advertisement
Türkiye’deki yönetim sistemi içinde merkezi düzeyde en üst bölümde seçimle göreve gelen
cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar bulunmaktadır. Daha sonra ise yerel yönetim bölümü
ikiye ayrılır; (a) merkezin ataması ile illerde ve ilçelerde görev yapan mülki idare amiri vali ve
kaymakamlar ile bakanlıklara bağlı kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilikleri atama yoluyla
görev yaparlar. (b) yerel yönetimin ikinci bölümünde ise seçimle iş başına gelen yerel yönetim
birimleri yer almaktadır. Bunlar il genel meclisleri, belediyeler ve muhtarlıklardan oluşurlar.
Yerel yönetimlerin en alt basamağı köy ve mahalle muhtarlıkları yer almaktadır. Eğitim, sağlık,
askerlik, tarım, hayvancılık, din, asayiş, sosyal politika vb. birçok konuda yasal görevi olan
muhtarlar katılım, yerel kalkınma ve yerel demokrasi sürecinde aktif rolleri bulunmaktadır.
Türkiye’de yerel yönetim birimlerinden biri olan kırsal alanlarda köy ve kentsel alanlarda
mahallelerde idari yapılanma yaklaşık 150 yıldır muhtarlık kurumu üzerinden kurgulanmıştır. Bu
süreçte kentleşme özelinde yaşanan demografik değişim ve yönetişim yaklaşımdaki değişiklikler,
muhtarlık kurumu da dahil olmak üzere tüm idari yapıların dönüşümünü getirmiştir.
Yerel yönetim reformu kapsamında yapılan çalışmalar il ve ilçe düzeyindeki belediyelere odaklı
gerçekleşmekte, köy ve mahalle düzeyindeki muhtarlık kurumu ise geri planda kalmaktadır.
Ancak mevcut hükümet köy kanunu değiştirerek köy muhtarlığı kurumunda da daha etkili bir
yapılanma içine girme amacındadır. Bu değişiklik süreci yaklaşık dört yıldır mecliste
beklemektedir.
Türkiye nüfusunun yapısı kırdan kente göç ederek değişmektedir. Nüfusun yaklaşık % 80’i kent
merkezlerinde, ilçelerde yaşamaktadır. Buna karşılık halen yaklaşık 35 bin köy ve 17 bin mahalle
muhtarı bulunmaktadır. Toplam 52 bin muhtar ve 200 bin üye ile birlikte 250 bin kişi köy ve
mahalle yönetiminde doğrudan halk tarafından seçilmektedir.
Değişen bu demografik yapıya uygun çözümler hala üretilememiştir. Ayrıca köy ve mahallenin
temsilcisi konumunda olan yaklaşık 250 bin kişinin doğrudan halkın oylarıyla belirlenmesine
karşılık herhangi bir yönetimsel destek mekanizması bulunmamaktadır.
Kalkınma Atölyesi’nin muhtarlar ve muhtar örgütleriyle yaptığı görüşmelerde ve basında
konuyla ilgili çıkan haberlerde;
(1) muhtarlık kurumunun yasal düzenlemelerle kısıtlandığı,
(2) muhtarların özlük haklarıyla ilgili sorunların etkili çalışmalar önünde engel teşkil ettiği ve,
(3) muhtarların görevleriyle ilgili yeterli donanımı edinmeleri için destek mekanizmalarının
yokluğu ön plana çıkmaktadır.
Türkiye’de yakın dönemde konusu muhtar olan araştırmalara bakıldığında daha çok akademik
amaçlı oldukları ve konuyla ilgili karar alma süreçlerinin etkilemek gibi bir hedeflerinin
bulunmadığı görülmektedir. Yerel yönetim reformunu etkilemeye yönelik yapılan
araştırmalarda ise belediyelere odaklanılmakta, muhtarlık kurumu belediyelerle ilişkileri
üzerinden ele alınmaktadır.
Muhtarlara yönelik farkındalık artırma ve eğitim çalışmalarına bakıldığında ise hem sayıca az
oldukları görülmekte hem de bu çalışmaların temel amacının muhtarların güçlendirilmesi değil,
muhtarların da bir aktör olduğu toplumsal bir sorunun çözülmesi olduğu görülür. Bu bağlamda
yapılan çalışmalar (örneğin Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı ve Harran Üniversitesi Tıp
Fakültesi) coğrafi olarak da kısıtlı bir alandaki muhtarları hedef almaktadır.
Muhtarlara yönelik olarak bireylerin ve özel şirketlerin hazırladığı yayınlar ise daha çok mevzuat
odaklı olarak kurgulanmış, kullanıcı dostu olmayan yayınlardır.
Muhtarlıklara yönelik yürütülecek çalışmanın genel hedefi, Türkiye’de yerinden yönetim ilkesi
doğrultusunda gerçekleşmekte olan yönetişim reformunun sonucunda katılımcı, sürdürülebilir
kalkınma süreçlerinin yaygınlaşmasıdır. Bu genel hedefe katkıda bulunmak üzere muhtarlık
kurumunun katılımcı, sürdürülebilir yerel kalkınma süreçlerinde daha etkin bir aktör haline
gelmesini hedeflemelidir.
Muhtarlık kurumunun katılımcı, sürdürülebilir yerel kalkınma süreçlerinde daha etkin bir aktör
haline gelmesini sağlamaya yönelik olarak yürütülecek çalışmada üç temel sonuca
odaklanmalıdır:
Sonuç 1: Muhtarlık kurumunun yasal ve kurumsal kısıtlarının görünür kılınması
Sonuç 2: Muhtarlık kurumunun uygulamada yaşadığı sorunların ve sahip olduğu ihtiyaçların
görünür kılınması
Sonuç 3: Muhtarlık kurumunun güçlendirilmesine yönelik çalışmaların yaygınlaştırılması
Sonuçlar arasındaki ilişki açısından ilk iki sonuç birarada, üçüncü sonuç için temel
oluşturmaktadır.
Download