Word`e Aktar

advertisement
ABD Raporunda Türkiyeye Başörtüsü Eleştirisi
Açıklama: ABD Dışişleri Bakanlığı Dini Özgürlükler raporu açıklandı. Raporun Türkiye
bölümünde, devlet daireleri ve ilköğretim okullarında başörtüsüne izin verilmemesi din
özgürlüğünün ihlali olarak sunuldu.
Kategori: ZULÜM DEVAM EDİYOR
Eklenme Tarihi: 26 Ağustos 2012
Geçerli Tarih: 19 Temmuz 2017, 09:26
Site: SÜMEYYE DİYARI
URL: http://www.sumeyyediyari.com/haber_detay.asp?haberID=469
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nun Türkiye bölümünde,
hükümetin, azınlık vakıflarının mallarının iadesi konusundaki adımlarına dikkat çekildi, ülkede
dini özgürlükler konusundaki bazı sorunların devam ettiği belirtildi.
Ülkeler bazında hazırlanan raporda Türkiye’nin dini azınlıklara ait malların iadesi için
düzenleme yapması olumlu örnek gösterilirken, devlet daireleri ve ilköğretim okullarında
başörtüsüne izin verilmemesi din özgürlüğünün ihlali olarak sunuldu.
Bakanlığın raporunun Türkiye bölümünün özetinde, Türk Anayasası ve diğer kanunlar ile
politikaların dini özgürlükleri koruduğu, uygulamada da hükümetin genellikle dini özgürlüklere
saygı duyduğu kaydedildi.
Ancak, bazı anayasal hükümlerin bu hakları kısıtladığı belirtilen raporda, ''Hükümetin
eylemleri, dini özgürlük hakkının korunması ve bu özgürlüklere saygının artırılmasına yönelik
eğilimi gösteriyor'' denilerek, dikkate değer şekilde, hükümetin, önceki 10 yıllarda el konulan
azınlıklara ait dini vakıfların mülklerinin iadesi veya tazminini kolaylaştıran karar aldığı
vurgulandı.
Raporda, devletin, ''laik devleti'' koruma gerekçesiyle hükümet kurumlarında İslami ifadelere
yönelik kısıtlamaları dahil, Müslümanlar ve diğer dini gruplara yönelik sınırlamalarının ise
devam ettiği ifade edildi.
Raporda, hükümetin, 40 yıldır kapalı durumda olan Heybeliada Ruhban Okulu'nun hangi yasal
merci altında tekrar açılabilmesine açıklık getirmediği kaydedildi.
Bunun yanında, bazı dini grupların, ''ibadet özgürlüğü, devlete kayıt yaptırma, mülk sahipliği
ve din adamı yetiştirme'' gibi konularda kısıtlamalarla yüz yüze kaldıkları belirtilen raporda, dini
konuşma ve ikna yasal olmasına rağmen, bazı Müslüman, Hristiyan ve Bahailerin bu konuda
kısıtlamalarla karşılaştığı, bazen din propagandası yapmak veya çocuklara dini bilgiler sağlamak
suçlamasıyla tacize uğradıkları kaydedildi.
'OLUMLU GELİŞMELER'
Ayrıntılara bakıldığında da ''Dini özgürlüklere saygıda olumlu gelişmeler'' başlığı altında, yıl
boyunca hükümet ve yerel belediyelerin dini özgürlükleri geliştirmek için adımlar attığı belirtildi.
Raporda, hükümetin, azınlık (cemaat) vakıflarına, önceki on yıllarda el konulan mülklerini
tekrar almalarına izin verdiği, bunun yanında yeni cemaat vakıflarının da kurulmasına müsaade
ettiğine dikkat çekildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Fener Rum Ortodoks Kilisesi'nin patrik seçimine başvuran
başpiskoposlara Türk vatandaşlığı teklif ettiği hatırlatılarak, Erdoğan'ın bu açıklaması üzerine
yapılan 26 başvurudan, 20'sinin Türk vatandaşlığı başvurusunun kabul edildiği kaydedildi.
Ancak, yıl sonuna itibariyle bu başvuruların henüz onaylanmamış olduğu ifade edildi.
Bunun yanında, 2010 yılında olduğu gibi hükümetin, ''Selçuk'taki Meryem Ana Evi,
Demre'deki St. Nicholas, Antakya'daki St. Peter ve Van'daki Akdamar kiliseleri ile Trabzon'daki
Sümela Manastırı'' gibi, daha önceden devlet müzesi haline dönüştürülen önemli dini
mekanlarda, yıllık dini ayinlerin yapılmasına yine izin verdiğine işaret edilen raporda, Diyarbakır
Belediyesi'nin de terk edilmiş Ermeni kilisesi olan St. Giragos'un renovasyonuna katkı sağladığı
ifade edildi.
Ayrıca, raporda, ülke genelindeki birçok belediyenin de terk edilmiş veya ticari mekanlar
haline gelmiş kiliselerin, binanın dini önemini vurgulayacak kültür merkezleri veya müzelere
dönüştürme konusunda planlar başlattığına dikkat çekildi.
Temmuz ayı itibariyle, imam hatip lisesi öğrencilerine, üniversite sınavındaki katsayı
engellerinin kalktığı, bunun da bu öğrencilerin istedikleri herhangi bir programda eğitim
görmelerini kolaylaştırdığı belirtildi.
Öte yandan, devletin ilk kez Alevilerin dini günü olan Aşure Günü'nü resmi olarak andığı ve ilk
yeni cemaat vakfı olarak da İzmir'de Musevi Cemaat Vakfı'nın kurulduğu hatırlatıldı.
''DİNİ ÖZGÜRLÜKLERE SAYGI'
Dini özgürlüklere saygının toplumsal statüsü ile ilgili bölümde de Türkiye'de dini inanç ve
pratiklere yönelik toplumsal ayrımcılık ve ihlallerin olduğuna dair raporların bulunduğu belirtildi.
Raporda, Türkiye'deki Musevi liderlerin, Yahudi karşıtlığına dair kaygılarını ve Yahudi karşıtı
duvar yazıları ve tehditlerin, doğrudan Ortadoğu'daki olaylarla bağlantılı olduğuna inandıkları
ifade ettiği belirtilen raporda, Musevi liderlerin, azınlık cemaat liderleri ve sinagoglara yönelik
Türk otoritelerin sağladığı koruma ve işbirliğinden de memnuniyetlerini dile getirdikleri
kaydedildi.
Raporda, birçok gazete ve televizyon programlarında Hristiyan ve Musevi karşıtlığı mesajların
yer almaya devam ettiği ve kitapçılarda Musevi karşıtı ve misyonerlere karşı eserlerin yaygın
olduğu kaydedildi.
Müslüman olmayan dini toplum üyelerinin, yasal olarak okullardaki dini derslerden muaf
oldukları ama pratikte, özellikle nüfus cüzdanlarında dinlerinin ''İslam'' yazması halinde, bu
muaflıktan yararlanmada bazı zorlukların yaşandığı kaydedildi.
Yetkililerin, hükümet kurumları ile ilköğretim okullarında başörtü takılmasına yönelik yasağa
devam ettiği belirtilen raporda ancak bu yasağın üniversitelerde dayatılmadığı ve bazı iş
yerlerinde görmezden gelindiği bildirildi.
Kaynak: Dünya Bülteni
Hazırlayan: A.Kerim MELLEŞ | www.sumeyyediyari.com
Download