ADLİ TOKSİKOLOJİ

advertisement
Toksikoloji, kimyasal maddelerin canlı
organizmalardaki sistemler üzerinde
istenmeyen, zararlı, olumsuz sonuçlar
oluşturan etkileşmelerini inceleyen bir
bilimdir.

Kimyasal maddelerin canlı sistemler üzerindeki zıt
etkilerinin doğasını incelemek,

Bu zıt etkilerin meydana gelme, ortaya çıkma
olasılıklarını öngörmek,

Yarar/zarar oranını ortaya koymak ve risk
değerlendirmesini yapmaktır.

 Klinik
Toksikoloji
 Veteriner Toksikoloji
 Adli Toksikoloji
 Mesleki Toksikoloji
 Çevresel Toksikoloji
 Analitik Toksikoloji
 Toksinoloji
 Biyokimyasal
Toksikoloji
 Farmasötik
Toksikoloji
 Gıda Toksikolojisi
 Aquatik Toksikoloji
 Genel Toksikoloji
 Afet Toksikolojisi
 Fitotoksikoloji
•
Adli toksikoloji zehirlenmenin hukuksal yönünü
değerlendirir, maruz kalınan kimyasal maddenin doz–etki
ilişkisinin yorumunu yapar. Kimyasal maddelerle
zehirlenme sonucu oluşan ölüm olaylarını ve
zehirlenmelerde etkin olan maddelerin istatistiksel
değerlendirilmesindeki dokümanları oluşturarak adli tıbba
yardımcı olur.
•
Adli toksikoloji en genel anlamı ile kimyasal maddelerin
canlılarda olumsuz etkilerini araştıran toksikolojinin en
eski ve gelişen dalıdır.


Tedavi Edici İlaçlar
Analjezikler (ağrı kesiciler,aspirin,parasetamol,…)
Narkotik analjezikler (morfin, kodein v.b.)
Antidepresanlar (amitriptilin,sertralin,…)
Benzodiazepinler (diazepam,temazepam,…)
Bağımlılık Yapan İlaçlar
Narkotik maddeler, depresanlar, halusinojenler, uyarıcılar





Morfin türü ağrı kesici doğal, yarı yapay ve yapay drogların tümüne
narkotikler, narkotik analjezikler veya opiatlar denir. Narkotik droglar
merkezi sinir sistemi üzerine etki ederek acıyı dindirirler, uyuşukluk ve
uyku verirler.
Eroin, basit olarak asetil klorür veya asetik anhidrid ile morfinin
tepkimeye sokulması ile sentetik olarak elde edilir.
Beyaz, kokusuz, acı, nişasta görünümündedir.
Suda kolayca çözündüğünden her yerde damara kolayca enjekte
edilebilir. Ayrıca deri altına verilebilir ve buruna çekilebilir.
Öldürücü dozu 60 mg olup yüksek derecede psikolojik ve fizyolojik
bağımlılık yapar.


Barbitüratlar, tedavide ağrı kesici, anestetik ve kasılmalara karşı
kullanılırlar. Genellikle ağız yoluyla alınırlar.
Uzun süre sıkça kullanımları fiziksel bağımlılık yapabilir.
Uzun, orta, kısa ve çok kısa olmak üzere etki süreleri farklıdır.
2500 den fazla türevi vardır. Bunlardan 50 kadarı klinikte
kullanılmaktadır.
Benzodiazepinler, tedavide teskin edici, uyutucu ve adale gevşetici
olarak kullanılırlar.
 Yasa dışı üretildiğine dair delil yoktur. Ancak yasal olarak üretilenler
suistimal edilmektedir.

Normal düşünme mekanizmasında, ruh haletinde, his duygu ve
algılamada göze çarpan değişiklikler yapabilen, psikolojik bağımlılığa
neden olan ve merkezi sinir sistemi üzerine etkili olan maddelerdir.

En çok kullanılanı esrardır.

Esrar aktif maddeleri yağlarda çözündüklerinden ve vücudun yağ
dokusunda depolandıklarından arasıra kullananda 1 ile 3 gün
arasında, kronik içici ise son dozdan bir hafta veya daha fazla süre
idrarda tespit edilebilecek seviyede bulunabilir.
 Duman altında kalan ve içmeyen şahısların idrarında da
bulunabilir.

 THC
tetrahydrocannabinol
Esrar (marijuana) bitkisinde bulunan
ve beyni etkileyen ana madde.





Amfetaminler sentetik olarak elde edilirler.
MSS üzerine uyarıcı etki yaparlar.
Fiziksel performansı yükselttiğinden günümüzde sıklıkla başvurulan
bir doping maddesidir.
Etkileri kokaine benzer. En sık rastlanılan tipi Captagon ve Ecstasy
adı altında satılan tablet formlarıdır.
Amfetamin veya metamfetamin alındıktan sonra 20 dakika içinde
idrarda görülmeye başlar.



Kokainin ise ülkemizde kullanımı son yıllarda oldukça artmıştır.
Alınan kokainin plazmadaki yarılanma süresi çok kısa olduğundan
ve neredeyse tamamı benzoilekgonin ve ekgonin metil esterine
dönüştürülerek idrarla atıldığından, kokain kullanıldığından şüphe
edilen kişilerin kanında kokain aranmaz.
Buna karşılık idrarda benzoilekgonin ve ekgonin metil esteri aranır.
Kişiden kişiye ve alışkanlığın derecesine bağlı olmakla birlikte tek
doz kullanımından en çok 12 saat sonraya kadar idrarda bu
metabolitleri bulmak ve kokain kullanıldığını kanıtlamak
mümkündür.

Kokainin moleküler
yapısı


19.yy’da kokainin bugünkü yan
etkileri tam olarak bilinmiyor ve
kontrolsüzce her alanda
kullanılıyordu. Bu reklam
broşüründe kokain içeren bir diş
ağrısı ilacının tanıtımı
yapılıyor.1880 yılında Amerikalı
Cerrah William Halsted, lokal
uyuşturucu olarak tıpta
kullanmaya başladı. Fakat
deneme mahiyetinde kendisi ve
asistanları da kullanınca
uyuşturucu bağımlısı haline
geldiler.
1884 yılında kokainin uyuşturucu
etkisi açıklandı.

ALKOL
Metil alkol
Etil alkol
Etilen glikol

SOLVENT
Toluen
Aseton
Klorlu Hidrokarbonlar v.b.
Bali

GAZLAR
Propan
Bütan
Karbonmonoksid
Hidrojen siyanür v.b.





Metanol ilk defa 1661’de odunun kuru damıtılması ile elde edildi.
Endüstride, karbonmonoksit ile hidrojenin reaksiyonundan elde
edilir.
Oldukça toksik bir madde olan metil alkol, sanayide solvent olarak
sıkça kullanılmaktadır.Berrak ve renksizdir.
Ucuz olması, kolay elde edilebilmesi nedeniyle özellikle kaçak içki
yapımında sıkça kullanılmaktadır. Meydana gelen zehirlenmeler
çoğunlukla kaza veya intihar orijinlidir. Metil alkol için letal doz 80
mg/dl ve üzeri olarak belirtilmektedir.
Metil alkol, karaciğerde esas toksik etkiye neden olan
metabolitleri formaldehit ve formik asite dönüşür. Görmede
bulutlanma ve körlüğe kadar değişebilen göz bulgularının yanı sıra
komadan ölüme kadar giden nörolojik belirtiler vardır. Yaşayan
şahıslarda parkinson benzeri semptomlar ve körlük olabilir.





Bitkisel alkol olarak da bilinir
Alkollü içkilerin büyük bir kısmında bulunur.
Etil alkolle zehirlenmeler daha çok alkollü içki alınması ile
olmaktadır.
Etanolün etkisi alınan içki cinsi ve bireysel faktörlere göre
değişmektedir.
Genellikle sindirim yoluyla alınan etil alkolle akut zehirlenmelere
çok sık rastlanır. Etil alkolün vücut sıvılarında özellikle kanda
duyarlı ve kesin olarak tayini analitik toksikolojide gerek adli tıp
ve gerekse trafik açısından büyük önem taşımaktadır. Alkolle
zehirlenmede veya adli tıp açısından bir kişinin sarhoşluk
derecesinin saptanmasında, en uygun biyolojik materyal kandır.

Endüstriyel kaplama

Organik kimyasallardır

kozmetik üretiminde kullanılır.

Yağ giderme ve temizlik ana
görevidir.

Endüstride, oldukça yaygın olarak kullanılan
organik solventlerle cilt temas ettiğinde
egzama oluşur.

Halojenli solventlerden bazıları, beyin,
böbrek ve karaciğerde zarara neden olabilir.

Metilpentanon gibi bazı solventler, düşük
konsantrasyonlarda bile gözde ve burunda
tahrişe ve baş ağrısına neden olur.

Ayrıca, solventlerin birçoğu yanıcı, uçucu,
kolay buharlaşıp ortama zehirli veya
patlayıcı gaz karışımları verebilen özelliğe
sahiptir.

Bazı solventlerin kanserojenik, ekotoksik,
mutajenik ve uyuşturucu etkileri olabilir.

Özellikle halojen içeren solventler,
yanmaları sonucunda dioksin ve furan gibi
zehirli gazlar oluşturur.

Doğada ham petrol içinde ve tolu ağacında
bulunur.

Benzen türevi

Çok uçucu

Patlayıcılarda, boyalarda, solvent olarak
da vernik, zamk, reçine, tiner, benzin
katkı maddesi, non klinik termometre
sıvısı

Erişkinlerde 60 mL içilmesi letaldir.

Bağımlıların en sık kullandığı ajandır.
 CO

Solunduktan sonra akciğerler aracılığyla
kana geçer.

Karbonmonoksit gazı kırmızı kan
hücrelerinin içerisinde bulunan ve
dokulara oksijen taşıyan hemoglobine
oksijenden ortalama 200 kat daha hızlı
bağlanır.

Karbonmonoksitin hemoglobinle
birleşmesi sonucu karboksihemoglobin
(COHb) oluşur.

Vücudumuzda yer alan oksijen azalarak
karbonmonoksit ile yer değiştirir.

Kan, dokulara yeterince oksijen
taşıyamaz.

Kalp, beyin ve diğer organlarımız
çalışamaz hale gelir. Bu da hastalıklara
ve en kötüsü ölümlere neden olur.

Baş ağrısı

Yorgunluk hissi

Mide bulantısı

Nefes darlığı
Ciddi zehirlenmelerde

Kusma

Bilinç kaybı

Kas koordinasyonu bozukluğu

Ölümlere sebep olur.
 HCN
(Hidrosiyanik asit)

Çok zehirli, uçucu bir sıvı

Renksiz olup, acı badem
kokusundadır.

Siyanür asidi ve tuzları oldukça
zehirlidir.



Bundan dolayı laboratuvar
çalışmalarında dâimâ iyi çeken
kapalı ocaklarda çalışmalıdır.
Siyanür tuzlarının yanlışlıkla
alınması veya siyanur asidi
gazlarının solunması insanı hemen
öldürebilir.
Siyanür, hücrelerin oksijen almasını
engelleyen bir hücre zehri şeklinde
etki yapar.

Zehirlenme karşısında şahıs hemen temiz
havaya çıkarılmalı, oksijen verilmeli ve
sunî solunum yaptırılmalıdır.

Siyanür zehirlenmesi: Hidrojen siyanür
gazının teneffüs yoluyla veya siyanür
tuzlarının sindirim yoluyla alınmasıyla
ortaya çıkan zehirlenmedir.

Elma, kiraz, şeftali, kayısı ve erik gibi
meyvelerin çekirdeklerinde siyanogenetik
glikozid bulunmaktadır.
Belirtiler;

Hızlı solunum

Düşük tansiyon

Bilinç bulanıklığı

Koma

Hidrojen siyanür,hücre
solunumunu engellediğinden ileri
derecede toksiktir.
 İnsektisitler(böceklere

Organik fosforlu ve Karbamatlı

Organoklorlu

Biyolojik orijinli

Piretrinler ve piretroidler

Nikotin
 Herbisitler(yabancı

Paraquat

Diquat v.b.
karşı)
otlara karşı)
 Rodentisitler(kemiricilere

Warfarin

Racumin v.b.
karşı)

Pestisid insan ve hayvan vücudu ile
bitkiler üzerinde veya çevresinde
yaşayan, besin kaynaklarının üretim,
depolanma ve tüketimi sırasında besin
değerini düşüren ya da zarara uğratan
böcek, kemirici, yabani ot, mantar gibi
canlı formlarının yıkıcı etkilerini
azaltmak için kullanılan kimyasal
maddelerdir.
Asetilkolin

Bulantı,kusma,karın ağrısı

Solunumun durması

Kalp atışında bozukluk

Düşük/yüksek tansiyon

Solunum yetmezliği

Kramplara sebep olur.
1-4 gün içinde etkisini gösterir ve yaklaşık 2
hafta boyunca sürer.
Organik fosforlu ve Karbamatlı

Asetilkolin
Organik Klorlu
ASETİLKOLİN
ASETİLKOLİN
↓
ESTERAZ
ASETİK ASİT
+
KOLİN

DDT, Aldrin, Dieldrin, Chlordane

Hekzaklorobenzene (Fungusid)
DDT : diklor,difenil,triklor etan
(C6H4CI) 2. OH. C, CI3
Biyolojik orijinli
 DDT

Eter,alkol ve suda erir

Böceklere temas yoluyla etki eder
İnsanda;

Piretrin,Piretroid

Piretrinler piretrum çiçeği adlı drogdan
hazırlanan bir ekstredir.

Piyasada piperonil butoksid halinde bulunur.

Aktif piretrin bileiklerine yapısal ve
insektisid etkileri bakımından benzeyen
sentetik maddelere piretroidler denilir.

İkisi de insektlerin kitinden oluşan dış
iskeletlerini pasif difüzyonla geçerek onları
felç eder,öldürür.

Kasılmalar

Kalp ritminde bozukluk

Nikotin

Baş ağrısı


Baş dönmesi

Bulantıya neden olur.
Sigara dumanında nikotin, nem ve karbon
monoksid çıktıktan sonra geri kalan
maddelerin tümü, dumanın katran fazı
olarak tanımlanır.

Toksik etkileri düşüktür

Ancak nikotinin ciddi sinir sistemi ve
kardiyovasküler etkileri vardır.

Kalp atışını hızlandırır
Paraquat Kullanım Alanları

Turunçgil,fındık ve bağda; Dar ve geniş
yapraklı yabancı otlar

Pamukta; Yabani fiğ, Yavşan otu, Yabani
yulaf

Yoncada ; Küsküt

Boş alanlarda; Püsküllü çayır, Çatal otu,
Duvar arpası, Tavşan bıyığı, Yapışkan otu,
Kan damlası, Horoz ibiği, Çoban çantası,
Güneş dikeni, Yabani havuç, Dön baba,
Yoğurt otu, Düğün çiçeği, Yabani hardal,
İmam kavuğu, Demir dikeni, Yemlik, Pıtrak,
Arpamsı brom, Ayrık, Tilki kuyruğu,
Köpekdişi ayrığı, Kamış, Kanyaş, Havacıva
otu, Köygöçüren, Tarla sarmaşığı , Boğa
dikeni, Sütleğen, İt sineği, Labada, Köpek
üzümü






Cilt iltihapları
Bulantı,kusma
Baş ağrısı
Böbrek yetmezliği
Aşırı terleme
Kalp hızında artışa sebep
olmaktadır.

Fare ve sıçan gibi kemiricileri etkisiz
hale getirmek amaçlı kullanılır.

İnorganik rodentisidler : Talyum sülfat,
Sarı (Beyaz) fosfor, Çinko fosfor

Giriş çıkış noktaları her iki taraftan da
bakıldığı zaman ışığın görülebileceği
şekilde tasarlandığından kemirgenin
istasyon içine girerken tedirgin olmaması
sağlanmıştır.

Kemirgenin tedirginlik duymadan yem
tüketimini sağlar.

Bitkilerde hastalık yapan
mantarların kontrolünde kullanılan
kimyasallardır.

Bilinen en eski mantar ilaçlarından
biri sönmüş kireç,göz taşı(CuSO4)
ve suyun karışımından oluşan bordo
bulamacıdır.

Örneğin;bordo bulamacı,asma başta
olmak üzere meyve ağaçlarındaki
mantar hastalıklarına karşı
kullanılır.

Tüm dünyada yıllık ortalama
3 milyonun üzerinde ciddi
akut pestisit zehirlenmeleri
olduğu açıklanmıştır.(WHO
tarafından)

Pb

Hg

Cr

K




Nitratlar NO3¯
Nitritler NO2¯
Florid
FO2¯
Kloratlar ClO3¯

Kurşun bileşikleri yüzyıllardır insanlar
tarafından bilinmekte ve kullanılmakta,
günümüz kent yaşamında ise, her
alanında kullanımı giderek artmaktadır.

Özellikle kurşunlu benzinle çalışan
araçlar, yoğun trafik kentlerimizde
kronik bir zehirlenme süreci ortaya
çıkarmaktadır.

Kurşun zehirlenmesi (plumbism),
özellikle sanayi kuruluşlarında çalışan
bireyler olmak üzere, tüm kent yaşamı
içerisindeki insanları etkilemektedir.


Plansız kentleşme ve sanayileşmenin
sonucu kurşun düzeyi, yalnız yetişkinler
için değil, bebek ve çocuklarda da
gelişim bozukluklarına yol açmaktadır.
Kurşunun eritildiği, dolayısı ile kurşun
zehirlenmesi riskinin yüksek olduğu
diğer işler arasında akümülatör yapımı,
matbaacılık, boya işleri gelmektedir.

Kanda, 100 ml. de 50 mikrogram
ve daha yüksek bulunan değerler
kurşun zehirlenmesi olarak kabul
edilir
 Kurşun
zehirlenmesi

Beyin ödemi

Baş ağrısı

Bulantı,kusma

Bilinç kaybı

Kalp ritmi bozukluğuna yol açar.

1 gramı bile öldürücüdür.

Elementel cıva, solunum yolu ile
absorbe olur.

Civa buharlarının solunması son
derece tehlikelidir.

Cıva buharları, monoatomik yapıda
(Hg) olduğu ve lipidde çözündüğü
için organizmada depolanabilir.

Cıva döküldüğünde çok küçük
zerrecikler halinde dağılır. Bunların
toplanması ve dökülen zeminin
mutlaka temizlenmesi gerekir. Bu
amaçla cıvanın dağıldığı zemin,
kükürt tozu serpilerek dikkatlice
silinmelidir.(HgS,Hg2S)

İnsan faaliyetleri sonucunda
cıva atmosfer, göl ve akarsu
ekosistemlerinin bazı
kısımlarında yoğunlaşmaktadır.

İnsan ve hayvanlar bu
ekosistemlerde yaşayan
canlılarla beslendikleri
takdirde cıva zehirlenmesine
maruz kalabilirler.

İnsanlar cıvayı; yiyeceklerden,
çevresel ve endüstriyel maruz
kalmalardan alırlar.

Bazı mikroorganizmalar cıvayı
daha toksik bir form olan
metilcıvaya dönüştürür.



Gıdalarla alınan nitrat daha ağız
boşluğunda iken ağız florasını
oluşturan bakteriler tarafından
kısmen nitrite indirgenir.
Oluşan nitrit kandaki hemoglobini
methemoglobine (hemiglobine)
dönüştürerek O2 transport
fonksiyonunu bloke eder.
Solunum yetmezliğine neden olur.

Korozif alkil ve asitler,

Hidrokarbonlar

endüstriyel kimyasallar

Bitkiler

zehirli mantarlar

aflatoksinler

mikotoksinler

Hayvanlar

Yılan

Böcek

Akrep

Balık
CEDIA (Cloned Enzym Donor
Immuno Assay)
Kan serumunda ve idrarda,
Amfetamin,Esrar, Opiatlar
(Morfin, Eroin, 6-MAM),
Benzodiyazepin, TCA (Trisiklik
Bileşikler), Kokain,
Barbitüratlar gibi yoğun olarak
kullanılan uyuşturucu ve uyarıcı
madde analizlerinde kullanılır.
Ölçüm enzimatik yöntemle
yapılır.Serum ve idrar cihaza
direkt olarak verilebilir. SemiKantitatif ölçüm yapılır
HS/GC (Head Space/ Gaz Kromatografisi)
Kanda uçucu toksik bileşiklerin analizlerinde kullanılır. Kanda EtanolMetanol seviyelerinin ölçümü yapılır. Ayrıca Tiner ve Bali
bağımlılarında etken maddelerin(ksilen,toluen….) aranması, EterKloroform analizi gibi uçucu toksik analizleride bu cihazla yapılır.
Ölçüm kromatografik yöntemle yapılır. Taşıyıcı gaz olarak azot
kullanılır. FID (Flame Ionization Dedektör) kullanılır.
HPLC
(High
Performance
Liquid
Chromatography)
Yüksek performanslı sıvı Kromatografidir. Kolondan taşıyıcı olarak
sıvı fazlar geçirilir. Yüksek basınç altında analizler yapılır.
Kütüphanesi olmadığından öncelikle aranacak maddelerin standartlarının metod oluşturularak cihaza yüklenmesi gerekmektedir.
Benzodiazepinler ve Trisiklik Bileşikleri ve Amfetamin analizleri için
önemli bir cihazdır.
CO-OXIMETER
Karbonmonoksit (soba,
şofben,eksoz gazı….)
zehirlenmelerin de ortamda
oksijen yokluğunda kanda
Karboksihemoglobin (COHb)
seviyesini ölçmekte kullanılır.
Ölçüm UV-Spektrofotometrik
yöntemle yapılır.
PROF.DR.SÜLEYMAN AKMAN
DOÇ.DR.MUSTAFA ÖZCAN
Download