kadınların ekonomi hayatında rolü, girişimcilik ve bulgaristan ile

advertisement
KADINLARIN EKONOMİ HAYATINDA ROLÜ,
GİRİŞİMCİLİK VE BULGARİSTAN İLE BURGAZ
BÖLGESİNDE KÜÇÜK ÇAPLI İŞ KURMA ARAÇLARI
İÇİNDEKİLER
І. Giriş.
ІІ. Kadının Bulgar toplumundaki rolüne tarihi bakış
1. Sosyalist toplum (1989 yılına kadar) – kadınlardan beklentiler, istihdam, “kadın” ve
“erkek” meslekleri anlayışı, kadının ailedeki rolü vb.
2. Pazar ekonomisi ve demokratik topluma geçiş döneminde değişikliler (1989 - 2007).
3. Bulgaristan – AB’nin tam üyesi
ІІІ. Bugün itibarıyla nüfus durumu ve istihdam yapısının analizi
1. Bulgaristan ve Burgaz Bölgesinde nüfus durumunun tarifi
2. Bulgaristan ve Burgaz’da istihdam yapısı
3. Burgaz Bölgesinde işsizlik yapısı
ІV. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanında Bulgaristan politikası
1. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanında Bulgaristan yasal mevzuatına bakış
2. Bulgaristan’da istihdam alanında eşit muamele ve ayrımcılık karşıtlığı
V. Bulgaristan’da resmi makamların ve ayrımcılıktan koruma kurumlarının rolü
VІ. Bulgaristan’ın çağdaş ekonomik hayatında kadınların rolü
1. Bulgaristan’da şirketlere ilişkin istatistiki veriler – adet (işletme, şirket), sektör,
faaliyet alanı, şirketin türü (mikro, küçük, orta), ciro, kadınlara ait işletmeler.
2. Burgaz Bölgesinde şirketlere ilişkin istatistiki veriler – adet (işletme, şirket), sektör,
faaliyet alanı, şirketin türü (mikro, küçük, orta), ciro, kadınlara ait işletmeler
3. Girişimci kadının profili (özellikler, gerekli vasıflar vb.)
VІІ. Küçük ve orta işletme kurmak için destekleyici araçlar
2
І. Giriş
“Kadınların Ekonomi Hayatında Rolü, Girişimcilik Ve Bulgaristan İle Burgaz
Bölgesinde Küçük Çaplı İş Kurma Araçları” Analizi, Burgaz Ticaret ve Endüstri Odası
tarafından gerçekleştirilen 2007CB16IPO008-2011-2-023 “Bulgaristan – Türkiye Sınır
Bölgesinde Cinsiyetler Arasında Eşitliğe Saygının Arttırılması” projesi kapsamında
hazırlanmıştır. Proje CCI № 2007CB16IPO008 Bulgaristan – Türkiye Sınırötesi İşbirliği
Programı IPA ikinci daveti çerçevesinde finanse edilmektedir. Projenin başlıca amacı
Bulgaristan – Türkiye Sınır Bölgesinde Burgaz ve Kırklareli İllerinde cinsiyetler arasında
eşitlik ilkesinin daha iyi anlaşılmasının sağlanması, buna saygı duyulması ve uygulanması,
kadınların işgücü piyasasında ve girişimcilikte rolünün iyileştirilmesidir. Projenin hedef
grupları küçük ve orta şirketlerin temsilcileri, yüksek idari ve yönetici görevlerinde bulunan
kadınlar, yerel idare ve kurumların temsilcileri, sivil toplum örgütler, işsiz kadınlardır.
İşbu analiz ile sosyalist toplumdan bugüne kadar olan dönemde Bulgar kadınının
toplum hayatındaki rolüne geri dönülmesi amaçlanmaktadır. Analizde Bulgaristan’ın ve
özellikle Burgaz Bölgesinin ekonomik gelişimine ağırlık verilmektedir. Ekonomik gelişim,
bölgedeki istihdam ve işsizlik analiz edilirken, kadın mesleklerinin ağırlıklı oldukları
ekonomi sektörlere özel dikkat çevrilmiştir. Analizde ayrıca Bulgaristan’da cinsiyet eşitliği ve
ayrımcılık karşıtlığı alanlarına özellikle değinilmiş olup, çalışma hakkı, sarf edilen emeğin
karşılığında eşit ücret hakkı ve işgücü piyasasında eşit muamele hakkı konularında kadınların
ayrımcılıktan korunmasına ilişkin farklı yöntemlere yer verilmiştir.
Bulgaristan’ın çağdaş ekonomi hayatında kadınların önemli rolü olduğu göz önünde
bulundurularak analizde girişimci kadınlara ve yönetici kadınlara özellikle yer verilmiş,
kadınların bulundukları işletmelere ilişkin istatistikler ve başarıl girişimci kadın profili
sunulmuştur.
Analizde küçük ve orta büyüklükte işletmelerin kurulması ve geliştirilmesini
destekleyen Avrupa ve ulusal mali araçlar da yer almış olup, daha ziyade kadın girişimciliğini
destekleyen programlara ağırlık verilmiştir.
3
ІІ. Kadının Bulgar toplumundaki rolüne tarihi bakış
1. Sosyalist toplum (1989 yılına kadar) – kadınlardan beklentiler, istihdam,
“kadın” ve “erkek” meslekleri anlayışı, kadının ailedeki rolü vb.
Bulgaristan toplumunda kadınlara yönelik özel bir ilgi sosyalist toplum olarak adlandırılan
dönemde gösterilmeye başlanmıştır. Bulgaristan toplumunun ve ekonomisinin hızlandırılmış
bir şekilde sanayileşme ve şehirleşmesiyle modernleşmeye gitme arzusu başlıca hareket
mekanizmasıdır. Bu bağlamda yeni sosyal-siyasi sistemde kadından geleneksel beklentiler
değişikliğe uğramakta ve somut siyasi kararlar ve stratejik belgelerde bu konu ele
alınmaktadır.
20. Yüzyılın 60’lı yılları sonunda ve 70’li yılların başında parti ideolojisi sosyalist toplumun
yönetim sisteminin geliştirilmesine odaklanmakta ve buraya kadının ve ailenin geleneksel
ataerkil yaşam tarzından uzaklaştırılmasına yönelik girişimler de dâhildir. Bu özgürleştirme
kaçınılmaz olarak o dönemde çelişkili olan “kamu” ve “özel” terimleri arasında bir sınır
konulmasını da içermektedir. Kadının üretim sektörüne girmesi ve hızlandırılmış sanayileşme
sayesinde istihdam alanında daha fazla yer alması, daha fazla mesleki imkânlar, daha iyi
eğitim ihtiyacı ve üzün süreli eğitim görme gibi kayda değer değişiklikleri beraberinde
getirmiştir. Bu bağlamda “… aile (çocuklar da) bir sübjektif önemde hedef olarak gittikçe
daha sorunlu hale gelmektedir”1. Böylece sosyalist toplumda bir taraftan bir kadının
usanmayan işçi, biçerdöver sürücüsü, traktör sürücüsü vb. imajı ön plana çıkarılmakta,
erkekten geri kalmayan, hatta endüstrinin her alanında ve her pozisyonunda erkekle rekabet
edebilen çağdaş Bulgar kadınına “modern” bir imaj oluşturulmakta, diğer taraftan ise kadının
artan çalışma meşguliyeti, sorumlulukları ve ev angajmanları açısından negatif nüfus
değişiklikleri gözlemlenmektedir. 1967 yılında “Kadınlar için ikinci vardiyayı kaldıralım!”
başlığıyla yayınlanan makalede eleştirisel bir sonuca yer verilmiştir, şöyle ki “bir sosyalist
toplum, genel kültür ve daha yüksek mesleki eğitim hedefine giderken, üyelerinden yarısının
pedagojik ve aile sorumluluklarında ciddi ve bazen aşılamayan zorluklarla karşı karşıya
kalmasına müsaade etmemelidir2”.
Kamuoyunun dikkati gittikçe bir gerçeğe, “ikinci
vardiyaya” doğru yönelmeye başlamıştır, yani mesai saatleri sona erince kadınların evlerinde
sarf ettikleri emek oldukça ciddi zaman ve çaba gerektirmekte, dolayısıyla bu da modern
toplum ve üretim kapasiteleri gereksinimlerine uygun olarak kamu hizmetlerinin
gelişmediğine bir işarettir. Bunun paralelinde özgürleşme ve üretim süreci ile yeni sosyal1
2
4
siyasi sistemde eşit olarak yer alan bir yeni otonom imaj ile birlikte kadın bir anne olarak
spesifik sosyal fonksiyonlarının taşıyıcısı olamaya devam etmektedir. Bunu en üst düzeyde
alınan siyasi kararlarda görebiliyoruz. Örneğin Bulgaristan Komünist Partisi’nin (BKP) 1971
yılında düzenlenen 10. Kongresinde alınan Kararlara göre “Geniş bir şekilde üretim alanına
giren kadınımız erkekten daha fazla sorumluluk taşır oldu. Kadının sosyalist toplumdaki yeri
ve rolüne ilişkin tüm bilimsel konseptler esas alınarak, bir anne olarak asli görevini yerine
getirmesini, bununla birlikte çalışma sürecine dâhil olmasını, mesleki ve kültürel açıdan
gelişmesini, toplum yönetiminde yerini ve rolünü sabitleştirmesini sağlayacak en iyi
koşulların oluşturulmasına yönelik geniş bir etkinlikler programının uygulamaya alınması
zorunludur.”
Sosyalist toplumda yönetim ve siyaset yapma ilkeleri uyarınca organizasyon ve siyasi
açıdan başrol partinindir. Gerekli reformların gerçekleştirilmesi ve siyasetin tamamının
yürütülmesi için olumlu atmosferin oluşturulabilmesini teminen kamu örgütleri ve yapıları
kurulmakta olup, başlıca amaçları partinin kadınlarla çalışmalarının kolaylaştırılmasıdır.
Örneğin, Vatan Cephesi ve Sendikalar ile birlikte Bulgar Kadınları Komitesi “kadınlarla
kendi başına çalışmalar yürütecek” 3 üçüncü bir kamu örgütü olarak Bulgaristan Komünist
Partisi’nin Merkez Komitesi 1968 yılı Haziran Toplantısının kararları arasında yer almıştır.
Kadınlara yönelik yeni sosyal statü ve formüle edilmiş politikaların yorumlanması amacıyla
yönetimde bilimsel yaklaşım uygulanmakta, buna dâhil olarak Bulgaristan Bilimler
Akademisi bünyesinde “Gelişmiş sosyalist toplum koşullarında kadın” adıyla sorunlar
komisyonu kurulmuştur. Bu komisyonun görevi kadın emeği ve istihdamı olduğu kadar
evlilik, aile, çocukların eğitimi gibi konularında eşgüdüm sağlamak ve bilimsel araştırmaları
bu yönlere doğru yoğunlaştırmaktır4.
Kadınlara yönelik politikaların yönlendirilmesi ve yürütülmesi için parti tarafından özellikle
kurulan örgütler dışında, kadınların yeni statüsü ve kamu görevlerinin yorumlanmasına ilişkin
kilit nitelikte muhtelif stratejik belgeler de düzenlenmiştir. Kadınların kamu ve siyasi hayatta
yer almalarına ilişkin olarak cinsiyet eşitliği ilkesi ideolojik açıdan 1944 yılında “İki
cinsiyetten kişilerin haklarının eşitlenmesi Genelgesi-Kanunu'nda yansıtılmıştır ve burada
şöyle denilmiştir: “İki cinsiyetten kişiler ekonomi, devlet, kültür ve toplum-siyasi hayatın her
alanlarında eşit haklardan yararlanır”. Kilit nitelikte diğer bir belge ise “Gelişmiş sosyalist
toplum inşasında kadın rolünün arttırılması” konulu 06.03.1973 tarihli Bulgaristan Komünist
Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro’nun Kararıdır. Bu kararla kadının bir işçi, toplum
3
4
5
eylemcisi ve anne olarak birleştirici imajına ilişkin yeni sosyalist yorum getirilmeye
başlanmıştır.
Böylece Bulgar kadınına ilişkin yeni bir vizyon şekil almakta ve bu şekil kadının üretici ve
toplum eylemcisi olduğu kadar anne, ev hanımı ve eş yönlerini içermektedir. Bazı analizlere
göre bu farklı yönleri kadını sosyalist toplumda “toplumsalın” ve ”özelin” arasında bir yere
konumlandırmaktadır. Burada “toplumsal” istihdamı ve kadınların toplum hayatına
katılımlarını ifade etmekte, “özel” ise aileye yoğunlaşmaktadır.5 Sosyalizm döneminde
kadınlara yönelik hazırlanan ve takip edilen politikalar, toplumsal ve özel görevler arasındaki
bu çelişkiyi çözmeye çalışmakta ve cinsiyet eşitliğine ulaşmada başlangıç noktasının emek
olduğu öne sürülmektedir. Bu nedenle “annelik fonksiyonunun” yerine getirilmesi de belirli
bir süre için toplumsal çalışma meşguliyeti olarak algılanmaktadır. Kadınların işgücü
piyasasına erişimini kolaylaştırmaya ve onların sosyal ve ekonomi statüsünü iyileştirmeye
yönelik başlıca tedbirler ve genel politika, kadınların üretimde ve iş sürecinde yer almalarıyla
ilgili sorunlara yoğunlaşmıştır. Kadınlara daha fazla mesleki kariyer ve eğitim imkânları
sağlamak amacıyla çocuklara yönelik hizmetlerin ve altyapının modernleştirilmesi gerekliliği
tanımlanmıştır.
2. Pazar ekonomisi ve demokratik topluma geçiş döneminde değişikliler (1989 2007)
Sosyalizm döneminde gelişmiş sosyalist toplum inşasında rolleri nedeniyle kadınların
özgürleşmesi bir gereklilik olmuşsa da, serbest piyasa ekonomisine geçiş döneminde
(1989’dan itibaren) durum çarpıcı bir şekilde değişmiştir. Bu dönemde Bulgaristan’ın siyasi,
ekonomik ve sosyal alanlarında meydana gelmiş olan değişikliklere ilişkin çok sayıda
analizlere göre geçiş döneminde yüksek bedel ödeyen ve “kaybeden” kadınlar olmuştur6.
Yapılan ekonomik reformlar ve piyasa mekanizmalarının yerleşmesi o döneme kadar mevcut
olan istihdam ve akabinde yerleşik sosyal politikalar ve değerlerde kökten değişikliklere yol
açmıştır. Planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçiş devletin ekonomiden ve sosyal alanda
birçok fonksiyonundan el çekmesini gerektirmiştir. Bunun neticesinde sosyalizm döneminde
garanti edilen istihdam ve sosyal güvenlik ortadan kalkmıştır. Serbest piyasa mekanizmaları
ve serbest rekabet ilkeleri uyarınca herkesin kendi başının çaresine bakması görüşü hakim
olmuş ve dolayısıyla belirli bir sosyal gruba yönelik herhangi bir ayrıcalıklı yaklaşım veya
politika yürütülmesi ortadan kalkmıştır.
5
6
Vladimirova, Katya.
6
Yeni ekonomik gerçeklerin ve radikal yapısal reformların etkisine ilaveten, geçmişteki siyasi
rejimin politikalarının “sosyalist” politikalar oldukları ve yeni modern demokratik toplum
inşası sürecinde bunların tamamen reddedilmesi gerektiği görüşü de kadınları olumsuz
etkilemiştir. Böylece tamamen yeni bir sosyal-ekonomik düzenin inşasına girişilirken, kadının
toplumdaki yeri ve rolü dâhil sosyal alanda birçok başarılı uygulamalar da reddedilmiştir7.
Devletin ekonomiden el çekmesi ve başlıca düzenleyici ve hareket mekanizması olarak özel
sermaye aracılığı ile serbest piyasa fikrinin ön plana çıkmasıyla, o zamana kadar kadınların
işgücü piyasasında haklarını8 garanti eden yasal mevzuatın ortadan kalkmasını ve/veya
uygulanmamasını beraberinde getirmiştir. Bu süreçlerin ve şekillenen eğilimlerin neticesinde
20. Yüzyılın 90’lı yılların başında kadınlar arasında işsizlik oranın yükselmesine sebep olmuş
ve bundan en fazla yaşlı kadınlar, düşük eğitimli kadınlar ve Türk ile Roman etnik
gruplardan9 kadınlar etkilenmiştir. Kadınlar arasında işsizlik oranı artması (90’lı yılların
başlarında toplam işsiz olanlardan % 60’ı kadındır) genellikle ekonominin yeniden
yapılandırılmasından ve işletmelerin birçoğunun özelleştirilmesinden kaynaklanmaktadır.
Böylece mühendis, tekniker ve diğer alanlardan uzman olan çok sayıda kalifiye kadın işini
kaybetmiştir. Köylerde ve daha küçük yerleşim yerlerinde istihdam imkânlarının olmaması
özellikle Türk ve Roman azınlıklarından kadınları etkilemiş ve bunlardan çoğu için tek
seçenek ev işi olmuştur. Kadınlar arasında ekonomik aktivitede düşüş ile birlikte kadın ve
erkek ücretleri arasında farklılık boy göstermeye başlamıştır.
İstihdam imkânlarının kamu sektöründen özel sektöre kaymasıyla birlikte “informal” denilen
gri ekonomi (kayıt dışı ekonomi) gelişmiştir. Böylece özel sektörde istihdam edilenlerin sayısı
kamu sektörüne göre kayda değer ölçüde artsa da, kadınlar dâhil birçok kişi gri sektörde
çalışmaya başlamıştır. Bu tür bir istihdamın özellikleri arasında uzun süre çalıştırılma
(haftalık 40 saat normunu aşan), elverişsiz ve sağlıksız çalışma koşulları, düşük maaş veya
alternatif olmadığı için yarı zamanlı çalıştırılma yer alıyor.10 Bunun neticesinde kadınlar,
çocuk bakımı ve ailede hizmet de eklenince, işgücü piyasasında gittikçe daha dezavantajlı
duruma gelmekte ve cinsiyetlere yönelik sosyal yaklaşım sorunları ile kadınlardan olan
beklentileri daha da derinleştirmektedir. Kadınların (erkeklerle kıyasla) kişisel gelişme,
mesleki eğitim vb. konularda fiilen ayırabilecekleri zamanın eksikliği cinsiyetler arasında
eşitsizlik için başlıca etken olmaktadır.
7
8
Yine orada.
Yine orada.
9
Çalışma saatleri ve koşulları, nüfus davranışları. Bulgaristan Bilimler Akademisi Nüfus Araştırma Merkezi,
İstihdam Kurumu ve Çalışma ve Sosyal Politika Bakanlığı tarafından 2003 yılında yapılan sosyolojik araştırma.
10
7
Serbest piyasa ekonomisine geçiş ve etkili sivil toplum oluşturulması döneminde kadınlara
yönelik istihdam olanaklarının sınırlı olması toplumu uzun vadeli etkileyecek birkaç negatif
gelişmeyi beraberinde getirmiştir. Bunlardan ilki gri ekonomide istihdam edilen kadınların
sayısının artmasıdır. 90’lı yılların başlarında yaşanan bu eğilim, kayıt dışı ekonominin
içerisinde bulunan kadınların yasal sektörde pozisyonlarını geri almaları ve iş hakları ile
eşitlik taleplerinde bulunmaları konusunda kalıcı bir cesaretsizlik ve/veya imkânsızlıkla karşı
karşıya kalmaları oldukça negatif sonuçlar doğurmuştur. İkinci gelişme küçük yerleşim
yerlerinde ve Bulgar köylerinde istihdam imkânlarının olmayışı ve üretim yapılmaması göçü
bir alternatife dönüştürmüş olup, yurtdışında düşük vasıflı işlerde çalışma (hasta bakıcısı, ev
hizmetçisi, otel hizmetçisi, tarım işçisi) çok sayıda kadın için tek gelir kaynağı olmuştur.
Üçüncü bir gelişme de “eşitlik” konusunda her türlü ayrıcalıklı yaklaşım açısından değişen
anlayış sonucu aile değerlerinde de aşamalı olarak değişiklik yaşanmasını getirmiştir.
Kadınların aile ve meslek hayatının bir arada götürmelerindeki zorluklar nedeniyle 20.
Yüzyılın 90’lı yıllarından sonra doğum oranında ve evliliklerde düşüş kaydedilmiştir.
3. Bulgaristan – AB’nin tam üyesi
Bulgaristan’ın Avrupa Birliğine üyeliği konusunda müzakerelerin başladığı 2000 yılında
Bulgaristan’da cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik sorunlar ve politikalara daha çok sese
ve dinamik getirilmiştir. Bir üye ülke adayı olarak Bulgaristan’ın esas sorumluluğu, kadınlara
ve erkeklere eşit muamele direktifleri dâhil olmak üzere, ulusal yasal mevzuatını Avrupa
Birliği yasal mevzuatı ile uyumlu hale getirmesini gerektirmektedir. Ülkemiz Avrupa
İstihdam Stratejisini de kabul ederek, burada yer alan hedeflere ulaşmayı garanti edecek
ulusal düzeydeki plan ve programlar hazırlamak mecburiyetindedir. İlgili direktiflerin
Bulgaristan mevzuatına aktarılması sürecinde yeni eşitlik mekanizmaları ve politikaları da
işleme alınmıştır. Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, cinsiyet eşitliği konusunda devlet
politikasının hazırlanması, koordine edilmesi ve uygulanmasından sorumlu kurum haline
gelmiştir. Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde Eşit İmkânlar Danışma Kurulu
oluşturulmuş olup, 2000 yılından itibaren periyodik olarak toplum hayatının her alanında
devlet
politikasının
yürütülmesine
yönelik
stratejiler,
planlar
ve
programlar
hazırlanmaktadır11. Hedefe odaklı devlet politikası ve Avrupa Birliği nezdinde verilen
taahhütler dâhil olmak üzere somut tedbirlerin belirlenmesi ve yürütülmesine ilişkin hazır
11
8
mekanizmaların yanısıra sorunların tanımlanmasında ve çözüm arayışlarında sivil toplumun
rolü aşamalı olarak artmaktadır.
Bulgaristan 01.02.2007 tarihinde Avrupa Birliği tam üyesi olmuştur ve Birliğin en önemli
değerlerinden olan kadın erkek eşitliği konusunda çalışmalarına devam etmiştir. Bu bağlamda
ülkemiz kaydedilen genel ilerlemeye katkıda bulunmuş olup, diğer taraftan ise Avrupa
düzeyinde hazırlanan ve/veya kabul edilen eşit muamele alanındaki yasal mevzuat, gender
mainstreaming politikası (cinsiyet mensubiyetine ilişkin perspektifin tüm diğer politikalar ile
entegrasyonu), kadınlara destek amacıyla spesifik tedbirler gibi politikalar ve tedbirleri
uygulamakla yükümlüdür. Kadın ve erkek eşitliği stratejisi 2010-2015 arasındaki dönemde
cinsiyet eşitliği alanında Avrupa Komisyonunun çalışma programı olup, cinsiyetler arasında
eşitliği teşvik etmeye ve kadın ve erkekler için eşti ekonomik bağımsızlık, eşit iş için eşit
ücret, karar almada eşitlik vb. dâhil birkaç tematik önceliğin gerçekleştirilmesine yöneliktir.12
Kadınların Bulgar toplumundaki rolüne ilişkin tarihi bakış, kadınlardan beklentiler ve
dolayısıyla cinsiyetler arasında eşitlik alanında hazırlanan ve uygulanan politikalar iki ana
sonucun yapılmasına imkân tanımaktadır.
Birincisi, eşitlik bir ilke olarak Bulgaristan
mevzuatında sosyalizm döneminde yer almıştır. Burada sorun somut tanımlamada ve yasal
çerçeveden ziyade cinsiyetler arasında eşitlik konusunda bu mevzuattan kaynaklanan
garantinin fiiliyatta bir eşitliğe (siyasi, ekonomik ve sosyal) dönüştürmektedir13. İkincisi,
cinsiyetler arasında eşitlik “mücadelesi” birkaç aşamadan geçmektedir ve bu aşamaların
arasında fark genellikle eşitliğe ulaşmak için öngörülen konsept ve mekanizmalardadır.
Sosyalist dönemde kadınların katılımını teşvik etmeye yönelik politikalarda daha ziyade tek
bir türden koruma tedbirleri üzerinde durulmuş ve kadınların “özgürlüğü” amacıyla sosyal
koruma mekanizmaları hızla geliştirilmiştir. Oysa serbest piyasa ekonomisine geçiş
döneminde (1989’dan itibaren) eşitlik (cinsiyet eşitliği dâhil) tam özgürlük ve tüm
imtiyazların ve (çoğu durumlarda) korumaların ortadan kaldırılması olarak algılanmaktadır.
Bulgaristan’ın Avrupa Birliğine katılımı için hazırlık, Bulgaristan yasalarının Avrupa yasaları
ile uyumlaştırılması ve aktif bir sivil toplumu oluşturulması döneminde politikaların hedefi
kadın ve erkeklere eşit şans imkânı yaratılması/teşvik edilmesi üzerine yönelmiştir. Avrupa
Birliği üyesi ülke sıfatıyla Bulgaristan bu temele dayalı olarak sosyal ve ekonomi politikasını
geliştirmeye ve kadınların siyasi ve ekonomik potansiyelini ortaya çıkarmak için elverişli
koşullar oluşturmaya devam etmektedir.
12
http://ec.europa.eu/justice/gender-equality/index_bg.htm
Cinsiyetlerin siyaset alanında eşitliği. Bulgaristan’ın tecrübesi.
Nova Ananieva. ÖZGÜRLÜK, EŞİT HAKLAR, EŞİTLİK: GEÇİŞ DÖNEMİ SPİRALİNDE BİTMEYEN
MÜCADELE
13
9
ІІІ. Bugün itibarıyla nüfus durumu ve istihdam yapısının analizi.
1. Bulgaristan ve Burgaz Bölgesinde nüfus durumunun tarifi.
2011 YILINDA Bulgaristan’da yapılan son nüfus sayımına göre 01.02.2011 tarihi itibarıyla
ülke nüfusu 7,36 Milyon kişidir. Tablo 1’de ülke için toplam nüfus ve Burgaz İlinde (işbu
analizin konusu olan il) bulunan belediyelerin verilerine yer verilmiştir.
Tablo 1. İl, belediye, yerleşim yeri ve cinsiyete göre nüfus (adet) – 31.12.2012 tarihi itibarıyla
İl
Belediye Toplam
Ülke için
toplam
Şehirlerde
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
Köylerde
Kadın
Erkek
Toplam Erkek Kadın
7 284 552 3 545 073 3 739 479 5 307 868 2 564 091 2 743 777 1 976 684 980 982 995 702
Burgaz
414 154
202 534
211 620
309 995
150 553
159 442
104 159
51 981 52 178
Aytos
28 579
13 957
14 622
19 827
9 628
10 199
8 752
4 329
4 423
Burgaz
211 535
102 472
109 063
200 745
97 104
103 641
10 790
5 368
5 422
Kameno
10 253
5 141
5 112
4 316
2 122
2 194
5 937
3 019
2 918
12 073
12 753
18 212
8 830
9 382
6 614
3 243
3 371
3 771
1 803
1 968
2 379
1 175
1 204
1 392
628
764
Nesebır
23 634
11 780
11 854
15 950
7 889
8 061
7 684
3 891
3 793
Pomorie
27 539
13 526
14 013
18 873
9 187
9 686
8 666
4 339
4 327
Primorsko 6 052
3 003
3 049
3 919
1 963
1 956
2 133
1 040
1 093
Ruen
28 759
14 540
14 219
-
-
-
28 759
14 540 14 219
Sozopol
12 603
6 237
6 366
6 336
3 113
3 223
6 267
3 124
3 143
Sredets
14 959
7 358
7 601
8 974
4 404
4 570
5 985
2 954
3 031
Sungurlare 12 229
5 993
6 236
3 163
1 560
1 603
9 066
4 433
4 633
Tsarevo
4 651
4 764
7 301
3 578
3 723
2 114
1 073
1 04
Karnobat 24 826
Malko
Tırnovo
9 415
Bulgaristan Ticaret Odasının (BTO) 2013 yılında yaptığı analizine göre Burgaz İlinde nüfus
durumu Bulgaristan’daki genel nüfus durumuna kıyasla iyi sayılabilir. Örneğin Burgaz İlinde
nüfusun -%2,3 oranında azaldığı (gözlem 2011-2012 yıllarını kapsamaktadır), ülke genelinde
10
ise nüfusun -%8,214 oranında azaldığı gözlemlenmiştir. Burgaz’da nüfusun doğal artış
katsayısı negatiftir, ancak ülkenin birçok diğer iline göre daha düşüktür (negatif değer olarak).
Burgaz İlinin özelliklerinden birisi Bulgaristan’ın en çok şehirleşmiş illerinden olmasıdır.
Burgaz İlinde şehirlerde yaşayanların oranı % 75’e yakın. Nüfusun şehirlerde (özellikle İl
Merkezi olan Burgaz’da) yoğunlaşmasının başlıca nedeni ekonomik ve mali krizin ağır
etkileri ve köylerde istihdam imkânlarının olmamasıdır. İldeki yüksek düzeyde şehirleşme ve
göreceli olarak oldukça elverişli iş ortamının olmasına rağmen 2012 yılında Burgaz İlinde
mekanik nüfus artışı negatif olmuştur, diğer bir deyişle ili terk edenler ile yerleşenlerden daha
çok olmuştur. Burgaz İlinden göç genellikle Sofya ve yurtdışına yöneliktir, Burgaz’a göç
edenler ise genellikle komşu Sliven ve Yambol İllerindendir15. 65 yaş üzerindeki nüfus ile 14
yaş altı nüfus arasındaki oran göstergesinin 2010-2012 yılları arasında olumsuz yönde
seyrettiğini, fakat bu göstergeye göre sıralamada Burgaz İlinin Sliven İlinden sonra ikinci
yerde olduğunun belirtilmesi önem taşımaktadır16.
Tablo 2’de Burgaz İli sınırları içerisinde bulunan belediyelerde yaşayan nüfusun eğitim
seviyesini göstermektedir. Görüldüğü üzere Burgaz İlinde nüfusun % 17,6’sı yüksek eğitim,
% 42’si lise mezunudur, 7 yaş ve üzeri kişilerden % 5 civarında ilkokulu tamamlayamamıştır.
Tablo 2. Yerleşim yerleri ve eğitim seviyesine göre 7 yaş ve üstü nüfus - 01.02.2011 tarihi itibarıyla
İller
Toplam
Yüksek
Lise
Orta
İlk
Tamamlan- Hiç okula Çocuk (7
mamış ilk
Belediyeler
gitmemiş yaş dâhil)
Yerleşim yerleri
ÜLKE İÇİN TOPLAM 6891177
BURGAZ
1348650 2990424 1591348 536686
328803
80963
14303
385224
67759
162079
96004
31714
20363
6310
995
26378
2683
10084
8407
2782
1659
692
71
198064
49777
94142
33977
9693
8478
1564
433
9627
480
3241
3619
1143
617
500
27
23673
2738
9086
7091
2717
1503
463
75
3539
346
1249
1160
481
193
104
6
NESEBIR
20577
3162
9871
4766
1619
947
152
60
POMORİE
25549
2917
9943
7805
2713
1725
362
84
5645
639
2434
1561
649
271
82
9
26488
731
5835
12855
3756
2110
1108
93
AYTOS
BURGAZ
KAMENO
KARNOBAT
MALKO TIRNOVO
PRİMORSKO
RUEN
Bulgaristan Ticaret Odası analizi.
Yine orada.
16
Yine orada.
14
15
11
SOZOPOL
11731
1385
4555
3887
1150
583
139
32
SREDETS
13690
1231
4962
4049
1939
912
562
35
SUNGURLARE
11639
643
3087
4540
2036
821
472
40
8624
1027
3590
2287
1036
544
110
30
TSAREVO
Ülkede eğitim kalitesine ilişkin yapılan araştırmalar Burgaz İlinde eğitim kalitesinin ülke
ortalamasının altında olduğunu göstermektedir. Bu sonuç, insan sermayesinin kalitesi ve
kadro yetiştirmeyle ilgili olarak işverenler ve iş çevrelerinde kaygılanma sebebidir. Burgaz
İlinde üç yükseköğrenim kurumu faaliyet göstermesine rağmen çalışan nüfustan üniversite
mezunu olanların sayısı ülke ortalamasının grisinde kalmaktadır. Lise düzeyinde eğitimde
tanımlanan sorunların başında öğretmen-öğrenci oranıdır. Bunun yanı sıra diğer illerle kıyasla
kişi başına düşen daha az sayıda okul mevcuttur. Neticede lise öğrencileri diğer illerdeki
öğrencilere göre daha kötü sonuçlar (mezuniyet sınavı vb.) vermektedir. Fakat diğer taraftan
Burgaz İlinden okuldan ayrılan öğrencilerin sayısı ülke çapında en düşük düzeydedir 17.
Etnik grup mensubiyeti verilerine göre Burgaz İli nüfusunun % 80’i Bulgar olup, % 13,3’ü
kendilerini Türk ve % 5’i Roman olarak belirlemiştir.
Etnik mensubiyete
İl
ilişkin zorunlu
Etnik grup
Kendisini
Bulgar
Türk Roman
6680980
5664624
588318 325343
370544
298128
49354
26014
13847
BURGAZ
191653
KAMENO
Belediye
Yerleşim yeri
ÜLKE İÇİN TOPLAM
Diğer belirlemeyen
olmayan soruya
cevap verenler
49304
53391
18424
2632
2006
8766
3101
77
223
179383
6264
3871
1407
728
9200
7989
327
654
147
83
22787
19030
2125
1202
289
141
3390
2902
23
429
16
20
NESEBIR
20511
18367
1240
565
199
140
POMORİE
24523
17992
4947
1307
176
101
5003
4268
84
577
37
37
24492
1619
21241
1300
10
322
BURGAZ
AYTOS
KARNOBAT
MALKO TIRNOVO
PRİMORSKO
RUEN
17
BTO’nun başka bir analizi
12
SOZOPOL
11202
8889
523
1678
88
24
SREDETS
13320
10912
230
2063
68
47
SUNGURLARE
10873
6193
3553
929
76
122
7576
6737
31
748
42
18
TSAREVO
Tablo 3’de görüldüğü üzere bu oranlar İlin belediyelerine göre oldukça farklılık
göstermektedir. Burgaz şehrinde kendilerini Bulgar olarak nitelendirenlerin oranı % 90 iken,
Aytos Belediyesinde Türk nüfusu % 33, Ruen’de ise % 86’ının üzerindedir. Belirli etnik grup
temsilcilerinin bazı belediye ve köylerde daha yoğun oldukları anlaşılmaktadır. Çoğu kez bu
durum belirli belediye sınırları içerisinde yaşam tarzını, benimsenen çalışma alışkanlıklarını
ve kalıpları etkilemektedir.
2001-2011 yılları arasında Bulgaristan’da ailelere ilişkin verilerin kıyaslanması ilgi çekicidir,
zira bu veriler sayesinde aile hayatıyla ilgili şekillenmiş beklenti eğilimleri ve dolayısıyla bu
tür eğilimlerin özel ve meslek hayatının uyumuna etkisi hakkında tahminlerde bulunulabilir.
Tablo 4. İl ve aile yapısına göre aileler (adet)
İller
Aile yapısı
Ülke için toplam
Karı kocadan oluşan bekâr
çocuksuz / bekâr çocuklu aile
1.03.2001
1.02.2011
toplam şehirlerde köylerde toplam şehirlerde köylerde
2 369 100 1 623 612 745 488 2 123 224 1 537 777 585 447
2 079 072 1 401 621 677 451 1 810 441 1 294 734 515 707
Bir ebeveyn bekâr çocuklu
290 028
221 991
68 037
312 783
243 043
69 740
Бургас
127 871
90 066
37 805
122 256
91 771
30 485
113 520
79 057
34 463
106 526
79 010
27 516
14 351
11 009
3 342
15 730
12 761
2 969
Karı kocadan oluşan bekâr
çocuksuz / bekâr çocuklu aile
Bir ebeveyn bekâr çocuklu
2001 yılında çocuklu bir ebeveynden oluşan ailelerin oranı ülke çağında % 12,2 imiş. 2011
yılında bu oran % 14,7’ye yükselmiştir. Aynı eğilim, daha küçük çaplı olmakla birlikte,
Burgaz İli için de geçerlidir. Burgaz İlinde toplam ailelerden bir ebeveynli aile oranı %
11,2’den (2001 yılı) % 12,9’a (2011 yılı) yükselmiştir. Gözlemlenen bu eğilimlere sebep olan
sosyal faktörler ve bundan doğan sonuçlar ile ilgili derin bir analiz için bu veriler yeterli
olmasa da, yine de aşağıdaki argümanları destekleyici niteliktedirler:
13
 Bulgar toplumunda evliliğe ve onun önemine yönelik bakış aşısında belirli ölçüde
değişiklik gözlemlenmektedir;
 Bir ebeveynli aile ve/veya hanelerin artması istihdamda artış (daha fazla saat mesai, ek
iş vb.) gerekliliğini doğurmaktadır;
 Küçük çocuklu bir ebeveynin yoksulluk ve sosyal dışlanma riski artmakta, bu veliler
uygun istihdam imkânı bulamamakta veya çalışabilmesi için çocuğuna/çocuklarına
bakım sağlayamamaktadır.
2. Bulgaristan ve Burgaz’da istihdam yapısı.
Ekonomik aktivite katsayısı veya 15 ve üzeri yaşta işgücü ve nüfus arasındaki oran, farklı
koşullardan etkilenen bir tür sosyal-demografik faktördür. Bu, her 3 ayda bir gözlemlenen
standart bir ölçüdür. Aşağıdaki tablo 2013 yılının dördüncü çeyreği için Bulgaristan’da işgücü
ve ekonomik aktivite katsayısı verilerini yansıtmaktadır.
Tablo 5. İşgücü ve ekonomik aktivite katsayıları (15-64 yaş)–2013 yılı dördüncü çeyreği.
Cinsiyet, ikamet, eğitim seviyesi
Toplam
İşgücü -Bin
Ekonomik aktivite
katsayıları - %
3 317.6
68.6
Erkek
1 771.1
72.8
Kadın
1 546.5
64.4
Şehirlerde
2 597.9
71.1
Köylerde
719.7
61.0
Yüksek
943.6
85.9
Lise
1 953.0
72.7
1 277.8
77.9
Orta
356.0
41.7
İlk ve altı
65.1
33.1
Cinsiyete göre
İkamete göre
Eğitim düzeyine göre
Meslek edinenler dâhil
14
Tablodaki verilerden de görüldüğü üzere, kadınların ekonomik aktivite katsayısı erkeklerin
katsayısından daha düşüktür (kadınların 64.4, erkeklerin ise 72.8), ama bu göstergeye göre en
büyük fark eğitim düzeyi kriterinde görülmektedir. Buradan, eğitim ve ikamet yeri
faktörlerinin nüfusun ekonomik aktivite katsayısına cinsiyete göre daha fazla etki yaptığı
sonucu çıkartılabilir. Örneğin üniversite mezunlarının ekonomik aktivite katsayısı 85.9’a
kadar yükselmekte, ilköğretim mezunları için bu sayı 41.7 ve eğitim seviyesi daha düşük
olanlar için 33.1’dir. Şehirlerde ekonomik aktivitesi olan nüfusun oranı % 71’in üzerinde,
köylerde ise % 61’dir.
Sıradaki tabloda altı planlama bölgesinde (istatistiki bölgeler) işgücü durumunun
kıyaslamasının yapılmasına imkân tanıyan veriler yer almaktadır.
Tablo 6. İşgücü ve ekonomik aktivite katsayıları 15-64 yaş arasında nüfus için – 2013 yılı
dördüncü çeyreği.
Ekonomik aktivite
İşgücü - Bin
İstatistiki bölge
İstatistiki alt bölge
katsayıları - %
Erkek
Kadın
3 317.6
1 771.1
1 546.5
68.6
72.8
64.4
Kuzeybatı
334.9
183.7
151.2
65.8
70.3
61.1
Kuzey Merkezi
361.1
199.9
161.2
65.4
71.5
59.2
Kuzeydoğu
431.9
233.9
198.1
67.3
72.1
62.3
Güneydoğu
460.2
251.2
209.0
66.0
71.4
60.5
Güneybatı
1 056.5
548.7
507.8
72.2
75.5
69.0
Güney Merkezi
673.0
353.7
319.3
69.3
72.2
66.4
Toplam
Toplam
Toplam
Erkek
Kadın
Veriler analizi edildiğinde Güneydoğu Planlama Bölgesine (Burgaz, Yambol, Sliven ve Stara
Zagora İllerini içermektedir) ilişkin birkaç ana sonuç çıkarılabilir:

İşgücü ile ilgili – istihdam edilenlerin toplam sayısı itibarıyla bölge üçüncü sıradadır
(Başkent Sofya’nın yer aldığı Güneybatı Bölgesi ve İdari Merkezi Plovdiv olan Güney
Bölgesinden sonra) – 460,2 Bin kişi;

Cinsiyete göre işgücü ile ilgili eğilim aynıdır – Güneydoğu Bölgesi istihdam edilen erkek
sayısı (251,2 Bin) ve kadın sayısı (209 Bin) itibarıyla yine Güneybatı ve Güney Merkezi
Bölgeden sonra ülke çapında üçüncü sıradadır;
15

Güneydoğu istatistiki bölgedeki hem erkeklerin (71,4) hem kadınların (60,5) ekonomik
aktivite endeksi ülke çapındaki diğer istatistiki bölgelerin neredeyse tamamına göre daha
düşük seviyededir. Bu göstergeye göre Güneydoğu Bölgesi beşinci (sondan bir sıra önce)
sıradadır;

Güneydoğu Bölgesinde kadınların ekonomi aktivitesi katsayısı (60,5) erkeklere göre
oldukça düşüktür, fakat aşağı yukarı aynı fark diğer istatistiki bölgelerde de
gözlemlenmektedir (Güneybatı ve Güney Merkezi Bölgeler hariç).
Dolayısıyla, Burgaz Bölgesinde istihdam edilenlerin sayısı oldukça yüksek olmasına rağmen
ekonomik olarak aktif nüfus oranı Bulgaristan’ın diğer bölgelerine göre daha düşüktür ve bu
durum kadınlar açısından daha da belirgindir.
Bulgaristan’da kadınların daha düşük ekonomik aktivitesine ilişkin gözden geçirdiğimiz
verilerden sonra istihdam edilenlerin statüsü de ele almamız ilgi çekecektir. Aşağıdaki tabloda
2013 yılının dördüncü çeyreği itibarıyla istihdam edilen erkek ve kadınların statüsü
sunulmuştur.
Tablo 7. İstihdam statüsü ve cinsiyete göre istihdam edilen kişiler – 2013 yılı dördüncü
çeyreği (Bin olarak)
İstihdam statüsü
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
2 931.6
1 555.6
1 376.0
İşverenler
125.3
93.0
32.3
Kendi namına çalışan kişiler
229.8
142.8
87.1
İşçiler
2 557.6
1 312.6
1 245.0
- özel işletmelerde
1 832.4
1 011.1
821.3
- kamu işletmelerinde
725.2
301.4
423.7
18.9
7.3
11.6
Maaş almayan aile işçileri
Sunulan verilere göre 2013 yılı sonunda Bulgaristan’da işveren kadınlar % 26’nın altında,
kendi namına çalışanlardan kadınların oranı ise % 38’in biraz altındadır. Ülke çapında özel ve
kamu sektöründe istihdam edilenlerden yaklaşık % 49’u kadın olup, kamu işletmelerinde
çalışanların arasında kadınlar ağırlıktadır (kamu sektöründe istihdam edilen kadınların
oranı % 58, özel sektörde ise % 45’in altındadır). “Ücretsiz aile işçileri” olarak
16
nitelendirilenlerden % 60’ın üzerinde kadındır. Bu şekilde önümüze çıkan bu verilerden ücret
düzeylerinde
mevcut
farklılıklar
ve
kadın
ve
erkeklerin
mesleki
kariyerlerinde
memnuniyetleri konusunda tahminlerde bulunulabilir. Ancak bunun yapılabilmesi için, eğitim
düzeyi, mesleki eğitim, kişisel gelişme gerekliliği/olanakları vb. gibi farklı faktörlerin etkisi
ve değerlendirmesi dâhil, kadınların istihdam edildikleri başlıca sektörler ve icra ettikleri
faaliyetler daha ayrıntılı bir şekilde analiz edilmelidir.
Kadınların büyük bir bölümü istihdam edilenler kategorisinde yer almakta olup, sayıları
(istihdam edilen toplam 1.245.000 kadından 821.300’ü) özel işletmelerde en yüksektir. Ulusal
İstatistiki Enstitüsü’nün 2013 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla meslek sınıfları ve ekonomik
faaliyetlere göre istihdam edilen kişilere ilişkin veriler Tablo 8 ve 9’da sunulmuştur.
Tablo 8. Meslek sınıfları ve cinsiyete göre istihdam edilen kişiler - 2013 yılının dördüncü
çeyreği (Bin olarak)
Meslek sınıfları
Erkek
Kadın
2 931.6
1 555.6
1 376.0
Yöneticiler
212.7
137.4
75.3
Uzmanlar
468.7
149.0
319.7
Tekniker ve uygulama uzmanları
261.2
148.8
112.4
Yardımcı idari personel
187.0
52.4
134.6
Hizmet, ticaret ve güvenlik alanında çalışan personel
619.5
258.5
361.0
108.4
66.8
41.6
Kalifiye işçiler ve benzer zanaatkârlar
377.6
272.2
105.5
Makine operatörleri ve montajcı
369.2
274.5
94.7
Özel eğitim gerektirmeyen meslekler
301.1
175.9
125.2
Toplam
Toplam
Aşağıdakiler dâhil:
Tarım, ormancılık, avcılık ve balıkçılık sektörlerinde çalışan
kalifiye işçiler
Tablo 8’deki verilere göre “yönetici” kategorisinde istihdam edilen toplam kişilerden
kadınların oranı % 35,4. “Uzman” olarak sınıflandırılanlardan kadınların oranı % 68,2, teknik
17
ve uygulama uzmanlarından kadınların oranı % 43’tür. Yardımcı idari personel (bu
mesleklerde istihdam edilenlerden yaklaşık % 72’si) sınıfında olduğu gibi, hizmet ve ticaret
(% 58,3) alanında kadınların üstün rolünün altı çizilmelidir. Kalifiye işçiler/zanaatkârlar ve
makine operatörlerinden dörtte biri kadındır (% 27,9 ve % 25,6), özel eğitim gerektirmeyen
mesleklerle iştigal eden kadınların oranı ise % 41,6’dır. Araştırmanın yükü nedeniyle belirli
ekonomi faaliyetlerine ilişkin verilerin yeterince doğru sayılamayacağı dikkat çekmektedir.
Tablo 9’da farklı ekonomi faaliyetler itibarıyla erkek ve kadınların istihdamı bilgilerine yer
verilmiştir.
Ekonomi faaliyetleri
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
2 931.6
1 555.6
1 376.0
Tarım, ormancılık ve balıkçılık
194.6
136.6
58.0
Madencilik ve taş ocakçılığı
24.6
20.5
(4.1)
Üretim sanayii
569.3
289.5
279.8
Elektrik, ısı ve gaz şeklinde yakıt üretimi ve dağıtımı
39.4
30.3
9.1
Su tedariki; kanalizasyon, çöp yönetimi ve dönüşümü
36.0
26.0
10.0
İnşaat sektörü
207.1
184.0
23.0
Ticaret; otomobil ve motosiklet tamiri
521.3
242.4
278.9
Ulaşım, depolama ve posta hizmetleri
176.3
141.6
34.7
Otel ve restoran işletmeciliği
140.4
57.3
83.1
79.0
48.3
30.7
Mali ve sigorta faaliyetleri
54.4
20.2
34.2
Emlakçılık
9.7
(3.7)
6.0
Mesleki faaliyetler ve bilimsel araştırmalar
85.6
34.3
51.4
Enformasyon ve sanat ürünleri oluşturulması ve dağıtımı,
telekomünikasyon
18
Ekonomi faaliyetleri
Toplam
Erkek
Kadın
İdari ve yardımcı faaliyetler
114.6
78.2
36.4
Devlet idaresi
236.0
128.4
107.6
Eğitim
187.0
37.8
149.2
Sağlık ve sosyal faaliyetler
156.3
32.6
123.6
Kültür, spor, eğlence
40.6
18.8
21.8
Diğer faaliyetler
59.5
25.0
34.5
( ) – alıntının düşük hacimli olması nedeniyle parantez içine alınmış olan veriler yaklaşık verilerdir
Sunulan veriler, ekonomi faaliyetleri itibarıyla istihdam eğilimlerine ilişkin bazı sonuçların
çıkartılmasına ve ülke çapındaki ekonomi faaliyetlerinde kadınların rolü ve eşit imkânlar
sağlanması konusunda tahminlerde bulunulmasına olanak vermektedir. Örneğin eğitim ve
sağlık/sosyal çalışmalar gibi belirli faaliyetlerde bir “kadınlaşma” gözlemlenmekte olup,
burada kadınların oranı % 79,8 ve % 79,1’dir. Otel ve restoran işletmeciliği, mali ve sigorta
faaliyetleri, emlakçılık ve mesleki faaliyetler ve bilimsel araştırmalar alanlarında
çalışanlardan % 60 civarında ve biraz üzerinde kadındır. Diğer taraftan inşaat ve madencilik
sanayiinde kadınların sayısı erkeklere göre daha azdır (inşaat sektöründe istihdam edilenler %
29,8 ve madencilik sanayiinde % 16,7’si kadındır). Tarım (tarımda kadınların oranı % 29,8)
ve genel olarak endüstri sektöründe kadınların istihdamında kayda değer düşüş eğilimi
gözlemlenmektedir. Daha yoğun emek gerektiren sektörlerde istihdam edilen kadınların
sayısında düşüş yaşanmakla birlikte hizmet sektöründe sayıları artmaktadır. Bu eğilim Avrupa
ve Dünya çapında 2000 yılı itibarıyla gözlemlenmektedir. Bu bağlamda Bulgaristan işgücü
piyasasının mantığı ve buradaki süreçlerin, Avrupa ve küresel çapta ekonominin ve
süreçlerin18 yapısında yaşanan eğilimler ve değişiklikleri takip ettiği ve onların yansıması
olduğu sonucuna varılabilir. Bulgaristan’da hizmet sektöründe ve özellikle eğitim, sağlık ve
sosyal faaliyetler alanında “kadınlaşma” sürecinin yerleşmesi negatif bir eğilim olan kadın ve
18
UNIFEM
19
erkekler arasında ücret farklılığının meydana gelmesine yol açmaktadır. Eurostat’ın 2013
yılında yayınlanan bir araştırmasına göre Bulgaristan’dan erkekler kadınlardan % 12 daha
yüksek ücret almakta ve bu gösterge itibarıyla Bulgaristan AB-2719 sıralamasında orta
sıralarda yer almaktadır. Bu durum, kadınların daha fazla sayıda eğitim, sağlık ve sosyal
faaliyetler alanlarında istihdam edilmeleriyle izah edilebilir, çünkü bir taraftan bu alanlarda
işten çıkarmaya karşı daha büyük ölçüde güvence söz konusudur, fakat diğer taraftan daha
düşük maaşların ödendiği mesleklerdir. Ücretlerde farklılık sorununa ilişkin bir dizi
araştırmaya göre aynı durum banka sektörü için de söz konusu olduğu ilginçtir. Son yıllarda
istikrarlı bir şekilde kadınların banka sektöründe istihdamlarında artış gözlemlenmektedir.
Daha yüksek eğitim düzeyi gerektiren bu sektörde ücretler kıyasla düşük seviyededir. “Erkek”
ve “kadın” meslekleri olarak bu koşullu ayrım konusuna ilaveten işletme/sektör20 içerisinde
kadınların daha ziyade icra pozisyonlarında istihdam edildikleri ve daha az sayıda kadının
yönetici pozisyonunda bulunduğu belirtilmelidir. Bu da erkeklere göre kadınların daha düşük
ücretlerle çalıştırılması için bir sebeptir.
Cinsiyete göre istihdam analizi ve kadın erkek arasında ücret farklılığı sorunu ele alınırken,
serbest piyasaya geçiş döneminde baş gösteren başlıca bir eğilimin göz önünde
bulundurulması gerekir. Yukarıda da açıkladığımız üzere söz konusu olan “informal” (veya
“gri”, “kayıt dışı”) ekonominin meydana gelmesi ve yayılmasıdır ki 2000 yılında Bulgaristan
ekonomisinin21 % 25 ila % 40 arasındaki bölümü kayıt dışıdır. Kadınların geçiş döneminde
karşılaştıkları spesifik sorunlar nedeniyle kayıt dışı ekonomide sayıları sürekli artmaktadır.
Bu durum, kadınların erkeklere göre daha fazla taviz vermeye hazır olmaları ve daha
elverişsiz koşullarda ve ücret karşılığı çalışmaya razı olmalarından kaynaklanmaktadır.
İşbu analizin, genel olarak, Bulgaristan ve Burgaz İli ekonomisinde kadınların rolüne yönelik
olduğu cihetle Burgaz Bölgesinde istihdamın bazı spesifik koşulları ve özelliklerinin gözden
geçirilmesi önemlidir. Burgaz İli, elverişli coğrafi konumu ve ulaşım olanakları nedeniyle
ekonomik olarak oldukça iyi gelişmiştir. Özellikle turizm, ulaşım hizmetleri ve bağlantıları
(liman ve havaalanı sayesinde) çok büyük gelişme sağlayan sektörlerdir. Coğrafi konumu
itibarıyla ekonominin bir sektörü olan turizm ön plana çıkmaktadır (Ülkede turizmin % 40’ı
Burgaz İlinde gerçekleştirilmektedir). Genel olarak ülke çapında da mevcut olan eğilime göre
Burgaz İlinde de ekonominin büyük bölümü hizmet sektöründen oluşmakta olup, arkasından
19
http://www.24chasa.bg/Article.asp?ArticleId=1826764
UNIFEM
21
UNDP. Human Development Report. 1999
20
20
sanayi ve tarım gelmektedir. Bulgaristan Ticaret Odası’nın 2012 yılına ait bir analizine göre
İlde gelişmiş başlıca sanayi alt sektörleri aşağıdadır:

Petrol rafinerisi – İlin sanayi üretiminin % 70’i;

Kimya sanayii – elyaf ve plastik üretimi;

Gıda sanayii – şarap ve balık konserveleri üretimi;

Makine imalatı – vagon üretimi, havalandırma ve arıtma cihazları üretimi, gemi
inşaatı;

Ormancılık ve kerestecilik;

Tekstil – giyim üretimi.
Burgaz İlinde işletmelerin büyük bir bölümü (% 94,8) mikro-şirketlerdir (en fazla 10 kişi
istihdam edilen) ve tüm istihdam edilen kişilerden %28’i22 bu şirketlerde çalışmaktadır.
Bulgaristan Ticaret Odası’nın Burgaz İlindeki işgücü piyasasına ilişkin durum ve eğilimlerle
ilgili analizi bölgede istihdam edilen kişilerin mesleki-eğitimsel yapısı hakkında birkaç
başlıca sonuca varılmasına imkân tanımaktadır:

2012 yılında en fazla kişi “Özel eğitim gerektirmeyen meslekler” grubunda çalışmıştır –
25.104 kişi (Görev ve Mesleklerle İlgili Ulusal Sınıflandırma uyarınca);

“Halka hizmet, güvenlik ve ticaret personeli” grubunda istihdam edilenlerin sayısı da
oldukça yüksektir – 23.726 kişi;

“Mesleki grupsuz” grubunda istihdam edilenlerin sayısı 18.186 kişidir;

“Analitik uzmanlar” kategorisinde 13.609 kişi ve “İdari personel” kategorisinde 12.061
kişi istihdam edilmektedir;

“Tarım, ormancılık, balıkçılık ve avcılık sektörlerinde kalifiye işçi” grubunda istihdam
edilenler yalnızca 914 kişidir;

En çok kişi hizmet sektöründe ve özellikle toptan ve perakende ticaret, restoran
işletmeciliği, inşaat ve ulaşımda istihdam edilmektedir. Kıyasla yüksek sayıda kişi
(kadınlar dâhil) devlet idaresinde, eğitim ve sağlık sektörlerinde istihdam edilmektedir23;
İstihdamın bu özellikleri ile Güneydoğu İstatistiki Bölgeye ilişkin yukarıda sunulan istihdam
verileri ve kadın ve erkeklerin ekonomik aktivite katsayıları göz önünde bulundurulduğunda
Burgaz İlindeki işgücü piyasasında kadınların imkânlarıyla ilgili birkaç sonuç ve öngörülerde
bulunulabilir. İlk olarak hizmet sektörünün ve özellikle turizmin ön plana çıkması bu
22
23
Analiz Valeri
Analiz Valeri
21
sektörlerde göreceli olarak daha fazla sayıda kadının istihdam edilmesi demektir. Turizm ve
turizmin yan sektörlerinde (örneğin restoran işlemeciliği, tatil yörelerinde toptan ve perakende
ticaret, yine bu yörelerde emlakçılık vb.) istihdam mevsimlik olarak yüksek düzeydedir.
Dolayısıyla istihdam edilenlerin (kadınlar dâhil) güvenlik düzeyi ve mali bağımsızlıkları daha
düşüktür ve işgücü piyasasında durumları daha elverişsizdir. İlaveten, daha ziyade düşük
ücretler nedeniyle mevsimlik işçi olarak gençlerin tercih edilmesi nedeniyle turizm (otelcilik,
restoran işletmeciliği) sektöründe zor iş bulan 40 yaşın üzerinde kadınların durumu daha da
karışık bir hale gelmektedir.
İkinci olarak, eğitim, sağlık, sosyal faaliyetler gibi daha düşük maaşların ödendiği belirli
ekonomi sektörleri ve faaliyetlerinin “kadınlaştırılmalarına” ilişkin ulusal düzeydeki eğilim
Burgaz İlinde de gözlemlenmektedir. Bu eğilim, ilde “ortanın altında” olarak değerlendirilen
eğitim kalitesiyle birlikte, bu sektörlerdeki insan potansiyelinin kalitesi ile ilgili genç kadrolar
üzerinde olduğu gibi profesyonelliğini ispatlamış olanların üzerinde de sosyal-psikolojik
baskı oluşturmaktadır.
Üçüncü olarak da, Burgaz İlindeki ekonomi yapısı, istihdamın mevsimlik ağırlığı, önde gelen
sektörler ve buna bağlı olarak yaşanan şehirleşme ve nüfusun Burgaz şehri ve büyük tatil
kasabaları ve merkezlerinde yoğunlaşması büyük bir nüfus dengesizlik durumu meydana
getirmektedir. Daha küçük belediyeler ve yerleşim birimlerinde istihdam imkânları
bulunmamakta ve tek seçenek Avrupa Birliği24 tarafından finanse edilen programlarla geçici
olarak yaratılan istihdamdır. Bu kasabalar ve köylerde kadınlar oldukça elverişsiz durumdadır
ve tek alternatifleri ev işidir.
3. Burgaz Bölgesinde işsizlik yapısı
Bulgaristan ve Burgaz İlinde nüfusun istihdamı ve ekonomik aktivitesine ilişkin güncel
veriler ele alındıktan sonra işbu analizin amaçları doğrultusunda ve kadınların ulusal ve
bölgesel düzeyde ekonomi hayattaki rolleri hususunun daha iyi anlaşılabilmesini teminen
işsizlik ve kadınlar açısından eğilimler konusunun da gözden geçirilmesi önemlidir.
Tablo
10’da 15-64 yaş arası işsiz kişilerin verileri ve 2013 yılının dördüncü çeyreğinde işsizlik
katsayılarına yer verilmiştir. İşsizlik katsayısı işsiz kişilerin sayısı ile işgücü arasında oranı
göstermektedir.
24
Hasan Ademov? 
22
Tablo 10. Cinsiyet, ikamet ve eğitim seviyesine göre işsiz kişiler ve nüfusun işsizlik
katsayısı (15-64 yaş arası) – 2013 yılı dördüncü çeyreği
İşsiz kişiler - Bin
Toplam
İşsizlik katsayısı - %
437.4
13.2
Erkek
248.5
14.0
Kadın
188.9
12.2
Şehirlerde
289.8
11.2
Köylerde
147.5
20.5
Yüksek
60.7
6.4
Lise
245.4
12.6
148.2
11.6
Orta
100.9
28.3
İlk ve altı
30.4
46.7
Cinsiyete göre
İkamete göre
Eğitim seviyesine göre
Mesleki eğitim almış olanlar dâhil
Tablo 10’da görüldüğü üzere 2013 yılının dördüncü çeyreğinde toplam işsiz kişilerden %
43,2’si kadındır. İşsizlik katsayısı kadınlar için daha düşüktür (erkekler için % 14,0’e karşı %
12,2). Şehirleşmiş bölgelere göre köylerde daha yüksek işsizlik katsayısı gözlemlenmekte,
fakat en çarpıcı farklılık eğitim seviyesine göre karşımıza çıkmaktadır. İstihdam analizi ve
eğitim faktörü konusunda çıkartılan sonuçlar uyarınca işsizlik konusunda da olumsuz etkiye
en fazla maruz kalanlar ilkokul ve altında eğitim görenlerdir (işsizlik katsayısı % 46,7). Buna
karşılık en iyi durumda yüksek tahsilli olanlardır (% 6,4 işsizlik oranı).
Daha önce çalışıp çalışmadıkları ve işten ayrılma veya işlerini kaybetme sebeplerine ilişkin
2013 yılında yapılan araştırmaya göre işsizlerden % 60’tan fazlası işten çıkarma veya
mevsimlik (geçici) işin sona ermesi nedeniyle işlerini kaybetmiştir. Ankete katılanların
arasında işten çıkarılan kadınların oranı % 45, geçici/mevsimlik işin sona ermesinden dolayı
işsiz kalan kadınların oranı ise % 40,5.
23
Tablo 11. Daha önce işi olanlar, işi bırakma nedeni ve cinsiyete göre işsiz kişiler – 2013
yılı dördüncü çeyreği (Bin olarak)
Toplam
Toplam
Erkek
Kadın
439.8
249.5
190.3
371.8
207.8
164.0
Personel azaltma, işten çıkarma
148.7
81.6
67.0
Geçici veya mevsimlik işin sonuçlanması
120.7
71.8
48.9
Çalışma koşullarından memnuniyetsizlik
25.7
16.4
9.3
Diğer
30.9
16.3
14.6
Belirtilmemiş (son 8 yılda çalışmayanlar dâhil)
45.8
21.6
24.2
68.0
41.7
26.3
Daha önce istihdam edilmiş işsizler
İşi bırakma sebebine göre:
İlk işini arayan işsizler
2013 yılı sonu itibarıyla işsizlerden yalnızca 25,7 Bini (veya % 5,8) iyi olmayan (kişilere
göre) çalışma koşulları nedeniyle işten ayrıldıkları, bunlardan yeni iş aramaya sebebin çalışma
ortamından memnuniyetsizlik olduğunu beyan eden kadınların sayısı ise sadece 9,3 Bin (%
36,2 civarında) olduğu dikkat çekmektedir.
Şu ana kadar sunulan verilere göre işsiz kadınların sayısı işsiz erkeklerin sayısından daha az.
Kadınlarda işsizlik katsayısı da erkeklere göre daha düşük. 2013 yılı sonu itibarıyla cinsiyete
göre işsiz kalınan sürelerin de görülmesi ilginçtir.
Tablo 12. İşsiz kaldıkları süre ve cinsiyete göre işsiz kişiler - 2013 yılı dördüncü çeyreği
(Bin olarak)
İşsizlik süresi
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
439.8
249.5
190.3
5 aya kadar
117.5
63.8
53.7
6 - 11 ay
58.7
36.2
22.4
12 - 23 ay
97.9
52.6
45.2
2 yıl ve üstü
165.8
96.9
69.0
24
Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün 2013 yılı dördüncü çeyreğine ilişkin güncel verilerine göre
kalıcı olarak işsiz kalan erkekler ağırlıktadır ve dolayısıyla cesaretlerinin kırılması tehlikesiyle
karşı karşıya kalmaktadırlar. Burada kullanılan istatistiki verilerin iş bulma kurumlarına
kayıtlı olan kişileri kapsadığını belirtmek önemlidir, dolayısıyla “resmi istatistik” ekonomik
açıdan aktif olmayan ve cesaretleri kırılan kişileri içermemektedir. Bu şekilde elde edilen
verilerden iki öngörüde bulunulabilir:

İşsiz kadınların bir bölümü resmi istatistiğin kapsamına girmemiştir (özellikle ülkenin
daha yoksul ve/veya kırsal kesimlerinde yaşayanlar)

Kadınlar, daha kolay uyum sağladıkları ve daha elverişsiz çalışma koşullarına tolerans
göstermeye eğilimli olduklarından erkeklere göre daha kolay iş bulmayı/işlerini korumayı
başarmaktadır.
İlk bakışta birbirine zıt olan bu iki sonuç aslında aynı anda geçerli olabilmektedir.
Ekonominin yapısına (hizmet sektörünün ağırlığı, belirli sektörlerde ve ülkenin belirli
bölgelerinde mevsimlik istihdam), iş nedeniyle göç ve bu göçten en çok etkilenen sosyal
gruplara ilişkin daha derin bir analiz, Bulgaristan’da kadınların değişken işgücü piyasasına
kolay uyum sağladıkları tezi lehine gerekçeler ortaya çıkarabilir.
Ulusal düzeyde durum hakkında verilen sunulduktan sonra işbu analizin amacı doğrultusunda
ilgili göstergelerin yerel düzeydeki göstergelerle kıyaslanması gerekmektedir. Tablo 13’de
ülkenin 6 istatistiki bölgesinde erkek ve kadınların arasında işsiz kişilerin sayısı ve işsizlik
katsayısı bilgilerine yer verilmiştir.
Tablo 13. İşsiz kişiler ve işsizlik katsayıları, 15-64 yaş arası – 2013 yılı dördüncü çeyreği
İşsiz kişiler - Bin
İstatistik bölgeler
İstatistik alt bölgeler
Toplam
Toplam Erkek
Kadın
İşsizlik katsayısı - %
Toplam
Erkek
Kadın
437.4
248.5
188.9
13.2
14.0
12.2
Kuzeybatı
54.0
32.2
21.8
16.1
17.5
14.4
Kuzey Merkezi
55.4
34.9
20.5
15.3
17.5
12.7
Kuzeydoğu
72.0
38.2
33.8
16.7
16.3
17.1
Güneydoğu
59.8
33.5
26.3
13.0
13.3
12.6
Güneybatı
105.9
59.4
46.4
10.0
10.8
9.1
Güney Merkezi
90.3
50.2
40.1
13.4
14.2
12.6
25
Buradan çıkartılabilecek başlıca sonuç Güneydoğu Bölgesinde işsizlik katsayısının (% 13,0)
başkent Sofya’yı da içeren Güneybatı Bölgesinden (% 10,0) sonra ülkenin en düşük ikinci
katsayısıdır. Kadınlar için işsizlik katsayısı % 12,6’dır ve ülke ortalamasının (12,2) biraz
üstünde olan bu gösterge yine Güneybatı Bölgesinden sonra ikinci sıradadır.
2010-2012 döneminde Burgaz Bölgesinde işsizlik oranı, meydana gelen ekonomi ve mali
krizin ağır neticeleri ile inşaat sektörü ve gayrimenkul piyasasının kötüleşen durumu
nedeniyle kayda değer ölçüde artmış ve hatta Bulgaristan ortalamasını aşmıştır. 2012 yılına
yaklaşıldığında eğilim tersine dönerek işgücü piyasasında iyileşme başlamıştır. Burgaz
Bölgesinde başlıca ekonomi sektörleri hizmet (% 63,8), sanayi (% 31,4) ve tarımdır (% 4,8).
Hizmet sektöründe en önemli yer (ve pay) turizm ve inşaata düşmektedir. Turizm ve inşaat
çok etkilenen sektörler olması nedeniyle işgücü piyasasını ve oluşturulan işyerlerinin
kalitesini de etkilemektedirler. Burgaz Bölgesi ekonomisine yönelik analizlerin başlıca
sonuçlarına
göre
burada
yeterli
sayıda
yıllık
ve
iyi
ücret
ödenen
işyerleri
oluşturulamamaktadır25.
“Bölge İstihdam İdaresi” tarafından sunulan bilgiye göre serbest işyerlerinden yaklaşık %
50’si eğitim seviyesi ilköğretim ve altında olan kişilere yöneliktir. İlan edilen işyerlerinin
büyük bir bölümü mevsimlik pozisyonlardır. Sektörlere bakıldığında geleneksel olarak en çok
ilan edilen işyerleri “otel ve restoran işletmeciliği”, “ulaşım, depolama ve posta” ve “gıda
sanayii” sektörlerindendir. En az sayıda ilan edilen işyerleri “madencilik”, “kültür, spor ve
eğlence” ve “mesleki faaliyetler ve bilimsel araştırmalar” sektörlerindendir. Uzmanlar için
ilan edilen bir işyerinin 1 aydan fazla boş kalması (işgücü piyasası ve boşta olan kadrolar
arasında geçişme) negatif bir eğilim olarak nitelendirilmektedir.
Bulgaristan ve Burgaz Bölgesinde işsizlik konusu ışığında kadınların durumuna daha
derinlemesine bir bakışta bulunulduğunda Burgaz Bölgesindeki eğilimin ulusal düzeyde
tanımlananlarla aynı olduğu görülmektedir. Mali ve ekonomi kriz meydana geldikten sonra
ülke çapında işgücü piyasasında karmaşık bir durum baş göstermiş ve neticeleri hem erkekler
hem kadınlar için olumsuz yönde olmuştur. Kadınlar arasında istihdam ve işsizlik açısından
birkaç “risk” potansiyeli taşıyan grup tanımlanabilir.
İlk grupta, yeni çalışmaya başlayacak veya profesyonel kariyerlerinin başında bulunan 25 ila
34 yaş arası genç kadınlar yer almaktadır. Farklı araştırmalara göre bu yaş grubundan
kadınların istihdam imkânlarına erişimleri ekonomik ve sosyal bağımlılıkları nedeniyle
25
Bulgaristan Ticaret Odası analizi.
26
zorlaşmaktadır. Gerekli vasıfları taşımalarına rağmen birçok durumda bu riskli gruptan olan
kadınlara, tecrübe eksikliği ve/veya aile kuracakları ve çocuk yetiştirecekleri (gerçek veya
olası) için kariyer yapma imkânı verilmemektedir. 2000 yılından sonra kadınlar için ebeveyn
fonksiyonları ile çağdaş koşullarda ve mevcut sosyal altyapıda çalışan kişi fonksiyonlarını bir
arada yürütmelerinin zorlaştığı sonucu çıkartılabilir26.
İşgücü piyasasında risk altında olan ikinci kadın grubu 45 yaş üzeri kadınlardır. Bunlardan
büyük bir bölümü eğitim almış ve kalifiye elemanlardır ve çoğu farklı bir ekonomi ortamda
(sosyalist rejim döneminde) istihdam edilmiştir. Serbest piyasa ekonomisine geçişten önce,
serbest piyasa mekanizmalarının yürürlükte olmadığı ve işgücü piyasasında rekabetin27
bulunmadığı bir dönemde bu kadınlara devlet tarafından garanti edilen istihdam sağlanmıştır.
Bu kadınlar, işgücü piyasasında değişen koşullara uyum sağlayabilmek için yeni mesleki
eğitim almaları ve kişisel ve profesyonel kabiliyetlerini arttırmaları konusunda büyük ölçüde
zorluklarla karşılaşmaktadırlar. İlave olarak, işverenlerin büyük bir bölümü daha genç
kadroları işe almayı tercih etmektedir, hatta geçmişte iş ilanlarında yaş sınırı (40 veya 45’e
kadar) belirtilmesi sıkça rastlanılan bir uygulama olmuştur. Sonuçta 45 yaş üzerinde
kadınlardan çoğunun iş arama veya kaliteli iş aramaya uyum sağlama konusunda cesaretleri
kırılmıştır. Birçok durumda tek alternatifleri, koşulların, ücretlerin ve sosyal edinimlerin
oldukça kötü olduğu kayıt dışı ekonomide istihdam aramaktır.
İşgücü piyasasında dezavantajlı durumda bulunan diğer kadın grubu da “kendi kendini
geçindiren” olarak adlandırılan kadınlardır. Bu gruba yaşlı dul kadınlar ve çocuk/çocuklarına
tek başına bakan anneler dâhildir. Yalnız yaşayan yaşlı kadınların sayısının oldukça yüksek
olması nüfusun yaşlanmasına ve Bulgaristan’da kadınların ömrünün erkeklere göre daha uzun
olmasına bağlıdır. Yakınlarının (çocuk, diğer akrabalar) yardımına güvenemeyen bu
kategorideki kadınlar, sosyal ve ekonomik dışlanmışlığa düşmemek için iyi olmayan koşul ve
ücret karşılığında çalışma yolları aramak zorunda kalmaktadır. Çocuklarına yalnız bakan
anneler, çocuklarının bakımını aile partnerleri olmadan aileye gelir sağlama ve geçindirme
zorunluluğu ile karşı karşıya kalmaktadır. İlave olarak bu kadınlar, ek eğitim için daha az
zaman (ve kaynak) ellerinde bulundurmakta, daha düşük seviyede mesleki hareketlilik
özelliği taşımakta, dolayısıyla işgücü piyasasının değişen koşullarına daha zor uyum
sağlamaktadırlar. Diğer taraftan işverenler yalnız anneleri, kişisel ve mesleki angajmanlarını
uyum içinde yürütemeyecekleri, sıklıkla işe gelemeyecekleri vb. çekincelerden dolayı işe
almada temkinli davranmaktadırlar. Tüm bu faktörler yalnız annelerin işgücü piyasasında
26
27
UNIFEM
UNIEF
27
dezavantajlı pozisyonda bulunmalarına ve çoğu kez anne olarak sosyal haklarında taviz
vermelerine sebep olmaktadır28.
İşgücü piyasasında sorunlu olan diğer kadın grubu Roman asıllı kadınlardır. Roman
azınlığının sosyal entegrasyonu, Bulgaristan’ın Avrupa entegrasyonu sürecinde olduğu gibi
ülkede faal bir sivil toplum tesisi ve demokrasi ile sosyal eşitlik ilkelerinin yerleştirilmesi
sürecinde karşılaşılan bir sorundur. Roman kadınları ve bu etnik grubun büyü bir bölümü için
düşük seviyede eğitim ve tamamen farklı bir sosyal-kültür davranış modeli özelliği söz
konusudur. Romanlarda işsizlik, kadınlar dâhil, çok yüksek düzeydedir ve büyük bir bölümü
iş aramamakta veya kayıt dışı ekonomidedir. Roman kadınların, çok sayıda çocukları
sayesinde sosyal yardımlarla (annelik ücreti, çocuk parası) geçinmeleri olumsuz bir
uygulamadır. İstihdam Kurumunun 2013 yılı Eylül ayı itibarıyla verilerine göre 2013 yılı
başlarından itibaren İş Bulma Kurumu aracılığı ile iş bulan toplam 141.000 kişiden yalnızca
12.000’i Roman asıllıdır29.
ІV. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanında Bulgaristan politikası
1. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanında Bulgaristan yasal mevzuatına
bakış
Ayrımcılık olayının farklı yüzleri ve kendini gösterme şekilleri bulunmaktadır.
Bunların hepsi, ayrımcılığın meydana geldiği temel olan belirtiyi işaret eden adla toplumda
popüler olmuştur.
Ayrımcılık: (Latince discriminatio — „ayrım yapmak“) kişisel özellikleri yerine sınıf,
kategori, ırk, etnik mensubiyet, din, cinsel yönelim veya başkaca temele dayalı olarak bir
insana veya gruba davranılması veya algılanması. Ayrımcılığın yapıldığı belirtiye göre farklı
ayrımcılıklar söz konusudur – dini, etnik, cinsiyet, cinsel yönelim vb. İnsanların belirli
özelliklerine göre resmi veya gayri resmi olarak ayrı gruplara bölünmeleri durumunda, dâhil
oldukları gruba göre hak, sorumluluk ve imkânlar verildiğinde veya alındığında, farklı
gruplardan insanlara farklı, haksız ve rasyonel olmayan tavırla yaklaşıldığında ayrımcılık söz
konusudur. Rasyonel bir belirti üzerine insanların gruplara ayrılması ayrımcılık değildir.
Ayrımcılık anlayışı, özgürlüğü, güvenliği ve barışı riske atmaktadır. Barış
dönemlerinde potansiyel olarak yüksek istihdam ve sosyal güvenlik düzeyine ulaşılmasına,
yaşam standardının yükseltilmesine, yaşam kalitesinin iyileştirilmesine, ekonomik ve sosyal
uyum ve dayanışmanın tesisine engel olabilir.
28
29
UNIFEM
http://pressadaily.bg/publication/24467-wse-poweche-romi-bezrabotni/
28
Bir dizi uluslararası antlaşmalar ve Avrupa Birliği’nin yasal mevzuatı uyarınsa
ayrımcılık yasaklanmıştır. Ulusal düzeyde ayrımcılık Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası,
Ayrımcılıktan Koruma Kanunu ve Ceza Kanunu’nda yasaklanmıştır.
Ayrımcılığa karşı konulması için, yasalarla dahi olsa, yasak getirilmesi yeterli değildir.
Yasağın, önlemlerin alınması ve olayın özü ve sosyal boyutlarının algılanması dâhil,
bütünleşmiş bir yaklaşımla etkili bir şekilde uygulanması gerekir.
Ayrımcılıkla mücadele Avrupa Birliği için başlıca önceliktir. Birlik temelinde
özgürlük, demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerine saygı, yasalara uyulması ilkeleri
yatmaktadır. İstihdam ve çalışma alanında eşit imkânlar sağlanması vatandaşların ekonomi,
sosyal ve kültür hayatına verimli bir şekilde iştirak etmelerine katkıda bulunmaktadır.
1997 yılında imzalanan Amsterdam Antlaşmasıyla Avrupa Birliğine, cinsiyet dâhil birçok
özellikten dolayı ayrımcılığın yasaklanması yönünde yasal mevzuatın kabul edilmesi yetkisi
verilmiştir.
Avrupa Birliği, insan onuruna, özgürlüğe, demokrasiye, eşitliğe, hukuk devletine
saygının yanı sıra azınlıklara mensup kişiler dâhil insan haklarına saygı değerleri üzerine
kurulmuştur. Bu değerler üye devletler için ortak olup, çoğulculuk, ayrımcılığın olmaması,
hoşgörü, adalet, dayanışma ve kadın erkek eşitliği toplumun özellikleridir.
Ayrımcılığın yasak olması ve vatandaşların temel hak ve özgürlüklerine saygı
duyulması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin başlıca ilkleri arasındadır. Sözleşmenin
ayrımcılığı yasaklayan 4. maddesinde “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden
yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal
köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum
bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır” denilmektedir.
Ayrımcılık yasağı Bulgaristan mevzuatının aşağıdaki yasalarında da yerini bulmuştur:

Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasasında “tüm insanlar özgür ve onur ve hak
açısından eşit doğar, kanunlar karşısında tüm insanlar eşittir. Irk, milliyet, etnik mensupluk,
cinsiyet, köken, din, eğitim, inanç, siyasi mensubiyet, kişisel ve toplum durumu veya mal
varlığına dayalı hiçbir hak kısıtlaması veya ayrıcalığa müsaade edilmez” denilmektedir
/Anayasanın 6. maddesi/.

Ayrımcılıktan Koruma Yasası ile tüm mağdur kişilerin ayrımcılığın tüm
şekillerinden korunmasını düzenlemektedir. Amacı her kişiye yasalar karşısında eşitlik,
muamele ve olanaklarda eşitlik, ayrımcılığa karşı etkili koruma sağlamaktır. Ayrımcılıktan
Koruma Yasası Avrupa Birliği’nin ayrımcılıkla mücadele konusundaki 2000/43/EC,
29
2000/78/EC, 2000/73/EC, 2004/113/EC, 2006/54/EC ve diğer direktiflerini ulusal mevzuata
nakletmiştir.
Ayrımcılıktan Koruma Yasasının 4. maddesi 1. fıkrasında, cinsiyet, ırk, milliyet, etnik
mensubiyet, insan genomu, vatandaşlık, köken, din ve inanç, eğitim, inançlar, siyasi
mensubiyet, kişisel veya toplum durumu, özürlülük, yaş, cinsel yönelim, medeni durum, mal
varlığı veya yasalarla veya Bulgaristan Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası
anlaşmalarla belirlenen diğer belirtiler nedeniyle her türden doğrudan veya dolaylı ayrımcılık
yasaklanmaktadır.
Benzer durumlarda farklı yaklaşım uygulanmak suretiyle doğrudan veya farklı
durumlarda benzer yaklaşım uygulanmak suretiyle dolaylı olarak eşitliğin dışına çıkış şekline
göre kanunda doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki tür ayrımcılık tanımlanmıştır.
Doğrudan ayrımcılık Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın 4. maddesi 1. fıkrasında yer
alan özelliklere dayalı olarak bir kişiye, kıyaslanabilir benzer durumlarda başka bir kişiye
uygulanan, uygulanmış veya uygulanacak muameleye göre daha elverişsiz muamelede
bulunulmasıdır / Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın 4. maddesi 2. fıkrası/. Elverişsiz muamele,
hakları ve yasal çıkarları doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren her işlem, hareket veya
hareketsizliktir. Bu nedenle bir davranışın doğrudan ayrımcılık olup olmadığı değerlendirmesi
şekillenirken birkaç öğenin kontrol ve tespit edilmesi gerekmektedir: farklı özellikleri olan,
fakat benzer durumda bulunan kişilere yönelik farklı yaklaşım ki bu yapılırken ayrımın
mutlaka önyargılı ve/veya amaçlı olarak yapılması gerekmemektedir.
Dolaylı ayrımcılık Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın 4. maddesi 1. fıkrasında yer alan
özelliklere dayalı olarak bir kişinin görünürde tarafsız bir talimat, kıstas veya uygulamayla
diğer kişilere göre daha elverişsiz duruma getirmektir.
Ayrımcılıktan Koruma Yasası, yukarıda belirttiğimiz 4. madde 1. fıkrada yer alan
özelliklere dayalı şiddet, ayrımcılığa azmettirmek, ırk ayrılığı ve takibi, fiziki özürlü kişilerin
erişimini zorlaştıran mimari ortamın yapımı ve devam ettirilmesi gibi hareketler de
ayrımcılıkla eşitlendirilmektedir.
2. Bulgaristan’da istihdam alanında eşit muamele ve ayrımcılık karşıtlığı
2.1. Bulgaristan mevzuatı uyarınca istihdam alanında eşit muamele.
Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın I. Bölümü II. Faslında (12-28. maddeler) çalışma
hakkının kullanımı sırasında, kişinin hakları ve tarafların (işveren ve işçi veya görevli)
hukuki sorumlulukları, bu sorumlulukların yerine getirilmesi ve uygulanması düzeni, kişisel
30
hakların ihlaline son verilmesi veya engellenmesi, sorumlulukların yerine getirilmemesi
durumlarında cezai sonuçlar gibi ayrımcılığa karşı hukuki koruma konusu düzenlenmiştir.
Ayrımcılıkla ilgili kabul edilen hukuki yasaklar ve sorumluluklar ile İş Kanunu’nun 8.
maddesi 3. fıkrasında zikredilen çalışma hakkı başlıca bir ilke olarak geliştirilmekte ve
ayrıntılarına girilmektedir. Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın I. Bölümü II. Faslında yer alan
hükümler İş Kanunu’ndaki ayrımcılığın yasaklanması ve ayrımcılıktan koruma ile ilgili
hükümleri tamamlamaktadır.
Ayrımcılıktan Koruma Yasası ile iş hukuku alanında bireysel iş ilişkilerinde taraf olan
işveren için yasaklar ve hukuki sorumluluklar getirilmiştir. Hukuki savunma, işgücünün
taşıyıcısı olarak hukuki iş ilişkisi çerçevesinde işverenden gerçek ve hukuki bağımlılığı
bulunması nedeniyle daha dezavantajlı durumda olan işçiye yöneliktir.
Ayrımcılıktan Koruma Yasasında iş hakkı uygulanmasında korumaya ilişkin özel bir
bölüm konulmuştur. İş hakkı uygulanırken ayrımcılıktan koruma seçme ve işe alınmayla
ilgilidir. Yasanın 12. maddesi uyarınca bir işyerinin boş olduğu ilan edilirken işveren cinsiyet,
ırk, milliyet, etnik mensubiyet, insan genomu, vatandaşlık, köken, din ve inanç, eğitim,
inançlar, siyasi mensubiyet, kişisel veya toplum durumu, özürlülük, yaş, cinsel yönelim,
medeni durum, mal varlığı veya yasalarla veya Bulgaristan Cumhuriyetinin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalarla belirlenen diğer belirtilerle ilgili şart koşma hakkına sahip değildir.
Seçme ve işe alınma konusunda uyulması gereken birkaç türden koruma mevcuttur. Başlıca
hipotezler şunlardır:

İşyeri ilan edilirken koruma – işverenlere, iş ilanını düzenlerken yasada yer
alan ayrımcılık belirtileri ile ilgili koşullar öne sürmesi kesinlikle yasaklanmaktadır.

İş görüşmesi sırasında koruma (iş sözleşmesi imzalanmadan önce) – işveren,
ayrımcılık belirtileri ile ilgili bilgi isteme hakkına sahip değildir; yasaya göre ayrımcılık teşkil
etmeyen durumlar hariç olma üzere işveren ayrımcılık belirtileri temeline dayalı işe almayı
reddetme veya daha elverişsiz koşullarda işe alma hakkına sahip değildir.

Çalışma esnasında koruma (iş sözleşmesi imzalandıktan sonra) – burada
koruma eşit çalışma koşulları, eşit ücret, iş/görev sorumluluklarının yerine getirilmesiyle ilgili
eşit değerlendirme, mesleki eğitime erişim, seviye yükseltme ve kariyer gelişimi, disiplin
idaresinin aynı şekilde uygulanmasını içermektedir.

İş/görev sözleşmesinin feshi sırasında koruma – iş ilişkisinin tek taraflı
olarak feshedilmesi durumunda işveren tüm işçi ve görevlilere aynı kıstasları uygulamak
zorundadır.
31
İş sözleşmesi imzalanmadan önce işveren adaydan, 7. madde uyarınca durumlar veya
Gizli Bilgileri Koruma Kanunu uyarınca gizli bilgilere erişim izni alınmasına yönelik
yapılacak araştırma gereği durumlar hariç olmak üzere,
4. madde 1. fıkrada yer alan
belirtilerle ilgili bilgi isteme hakkına sahip değildir.
Ayrımcılıktan Koruma Yasasında hamile kadınları ve anneleri doğrudan koruyan özel
metinler mevcuttur.
İşveren hamilelik, annelik veya çocuk bakımı nedeniyle işe almayı reddetme hakkına
sahip değildir. Hamilelik, annelik veya çocuk izni kullanan bir anne veya İş Kanunu’nun 163.
maddesi 8. fıkrası uyarınca veya çocuk bakımı için izin kullanan bir kişi iznin sona ermesi
veya ara verilmesi nedeniyle işbaşı yaptığında aynı görevine veya eşdeğer görevi yapma
hakkına sahiptir ve izne çıkmasaydı çalışma koşullarında yapılmış olacak her iyileştirmeyi
hak eder.
İşveren aynı iş için eşit ücret ödenmesini sağlar.
İşveren, 4. madde 1. fıkra uyarınca belirtilere (yaş, cinsiyet, ırk vb.) bakılmaksızın,
mesleki eğitim ve mesleki eğitim seviyesini yükseltme, mesleki kariyer ve görevinde terfi gibi
konularda aynı değerlendirme kıstasları uygulayarak eşit imkânlar sağlar.
Hamilelik ve doğum ve/veya çocuk bakım izninden dönüldükten sonra Yasanın 13.
maddesi 3. fıkrası uyarınca yeni teknolojik değişiklik devreye alındıysa mesleki vasıfta
değişikliğe yönelik eğitim sağlanır.
İşyerinde cinsel taciz dâhil şiddete maruz kaldığını düşünen bir işçi veya görevliden
işverene şikâyet ulaştığında hemen gerekli incelemeler yapılmalı, şiddetin sonlandırılması için
tedbirler alınmalı, ayrıca şiddet başka bir işçi veya görevli tarafından yapıldıysa hakkında
disiplin cezaları öngörülmelidir.
İşveren sendikalarla işbirliği halinde işyerlerinde her türden ayrımcılığın önlenmesi
için etkili tedbirler almak zorundadır.
Söz konusu yasanın amaçlarına ulaşılması için işveren işe alımlarda, gerektiğinde,
belirli bir iş veya belirli bir görev için daha az temsil edilen cinsiyetten veya etnik gruplarda
kişilerin adaylığını teşvik etmek zorundadır. İşveren, eşit diğer koşullarda, işçiler arasında
daha az sayıda temsil edilen belirli cinsiyet veya etnik gruba mensup işçi ve görevlileri
mesleki gelişim olanaklarına katılmalarını teşvik etmek zorundadır.
Ayrımcılık sayılmayan durumlar Ayrımcılıktan Koruma Yasasının 7. maddesi 1.
fıkrasında yer almaktadır.
Ayrımcılık varsayımında dışlanmış durumlar aşağıdadır:
32
İşe alımlarda veya iş ile ilgili belirli avantajlar sunulmasında alt yaş sınırı,
mesleki tecrübe veya çalışılmış süre koşullarının belirlenmesi; yasal bir amaca ulaşılması için
bunun objektif bir şekilde haklı olması ve ulaşılması için gerekenleri aşmaması koşuluyla;
Belirli bir görevin icra edilmesi için eğitimden geçilmesi gerekliliği veya
emekli olmadan önce görev için mantıklı süre gerekliliği ile ilgili olarak işe alım için üst yaş
sınırı belirlenmesi; yasal bir amaca ulaşılması için bunun objektif bir şekilde haklı olması ve
ulaşılması için gerekenleri aşmaması koşuluyla;
Korumadan yararlanmak istemediklerini işverene yazılı olarak bildirmedikleri
takdirde hamile kadınlara, tüp bebek tedavisinin ilerlemiş aşamasında bulunan kadınlara ve
annelere yönelik kanunla belirlenen özel koruma;
Emeklilik sigortasının amaçları için yaş ve kanunla belirlenen çalışma süresi;
Eğitime erişim için alt ve üst yaş sınırının belirlenmesi; eğitimin doğası
bakımından yasal bir amaca ulaşmak için bunun objektif açıdan haklı olması veya
gerçekleştirildiği koşullar ve amaca ulaşmak için kullanılan araçlar gerekenleri aşmaması
koşuluyla;
Kadın ve erkeklerin eğitime dengeli olarak katılımlarına ilişkin tedbirler;
gerekli ölçüde ve süre için;
Özellikle ve sadece kadınların girişimciliğini teşvik eden inisiyatiflere yönelik
tedbirler alınırken kişilere yönelik farklı muamele; yalnızca kadınların yeterince temsil
edilmeyen cinsiyet olduklarında veya profesyonel kariyerlerinde çıkarsız duruma düşmelerini
önlemek veya telafi etmek için.
Cinsiyetin önemli ve belirleyici mesleki gereksinim olduğu faaliyetlerin listesi
Çalışma Ve Sosyal Politikalar Bakanının İçişleri Bakanı ile istişare edilen Genelgesi ile
belirlenir.
İşverenin sorumlulukları yalnızca ayrımcılığa müsaade etmemek ve ayrımcılığa karşı
koruma sağlamakla sınırlı değildir. İşveren Yasa metnini şirkette işçilerin ve görevlilerin
erişebileceği bir yere koymalıdır. Olanaklarda eşitlik sağlanması konusunda Yasa’da
belirlenen teşvik tedbirleri önemli yer tutmaktadır. Teşvik tedbirleri işe alınırken olduğu gibi,
az temsil edilen cinsiyet ve az temsil edilen etnik gruptan kişiler olmak üzere bu iki gruba
yönelik mesleki gelişme konusunda da uygulanır. Az temsil edilen cinsiyeti teşvik etmek için
aynı kural devlet ve yerel resmi kurumlarda görev tayinlerinde de geçerlidir. Belirli bir görev
için adaylar eşit ise, daha az temsil edilen cinsiyetten olan aday göreve alınır. Eşit aday ile
ilgili görev için istenilen özelliklerin dışında spesifik bazı özellikler söz konusu ise, bu aday,
daha az temsil edilen cinsiyetten adaya yönelik ayrımcılık teşkil etmiyorsa, göreve alınır. Bu
33
kural, kurul, bilirkişi grupları, yönetim kurulları, danışma ve diğer organların üyeleri
belirlenirken de, seçim veya yarışma usulü ile belirlenmeleri dışında, geçerlidir.
Yasanın ayrımcılıktan korumaya yönelik öngördüğü diğer haklar sendikal haklardır.
Branş veya mesleki örgütlerde eğitim gereksinimi dışında Yasanın 4. maddesinde sıralanan
belirtilere dayalı olarak sendikalara kayıt, üyelik ve katılım için koşullar öne sürülemez.
Eşit ücret konuları uluslararası ve ulusal kaynaklarla olduğu gibi, Avrupa Birliği
hukuki kaynaklar tarafından da düzenlenmektedir.
2.2. İş için eşit ücret konusunda koruma.
Cinsiyet eşitliği, Avrupa yasal mevzuatı ve Bulgaristan Cumhuriyeti’nin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalar uyarınca oluşturulan ulusal yasal mevzuat ile düzenlenmekte olan ve
Bulgar toplumunda yerleşik bir değerdir.
İşgücü piyasasında cinsiyet eşitliği, Avrupa İstihdam Stratejisi ve 2005-2010 Dönemi
Süregelen Mesleki Eğitim Ulusal Stratejisi öncelikleri temeline dayalı olan 20042010Dönemi İstihdam Stratejisinin hedefidir.
İstihdam Stratejisinde kadınlar işgücü piyasasında risk altında grup olarak
nitelendirilmektedir. Kadınların ekonomik aktivitelerini teşvik etmek üzere iş ve aile
hayatında uyum sağlayacak tedbir ve programların hazırlanması ve uygulanması
gerekliliğinin önemi vurgulanmaktadır.
İş için eşit ücret ödenmesi güvencesi, bazıları aşağıda yer alan birçok uluslararası
anlaşmalarla düzenlenmiştir:
Uluslararası Çalışma Örgütünün ücret eşitliğine ilişkin 100 Sayılı Sözleşmesi
(1951) – 1. Maddenin 1. Fıkrasında “ücret” deyiminin işçinin çalıştırılması nedeniyle işveren
tarafından kendisine nakdi veya ayni olarak doğrudan doğruya veya bilvasıta ödenen normal,
kök veya asgari ücret veya aylıkla, sağlanan bütün diğer menfaatleri içine alan bir terim
olarak belirlenmekte olup, "Eşit değerde iş için erkek ve kadın işçiler arasında ücret eşitliği"
deyiminin ise cinsiyet esasına dayanan bir ayırım gözetmeksizin tespit edilmiş bulunan ücret
hadlerini ifade ettiği görülmektedir.
Yine Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 1958 yılında Çalışma ve Meslekler
Alanında Ayrımcılık ile ilgili 111 Sayılı Sözleşme kabul edilmiştir. Bu sözleşmeye göre
“çalışma” ve “meslek” ifadeleri mesleki eğitme erişimi, işe ve çeşitli mesleklere erişimi
kapsadıkları gibi çalışma koşullarını da kapsamaktadırlar. Konuyla ilgili diğer kaynaklar:
34
fırsat eşitliğine, iki cinsiyetten işçilere ve görevlilere ve aile sorumlulukları olan işçi ve
görevlilere eşit yaklaşıma ilişkin Uluslararası Çalışma Örgütünün 156 Sayılı Sözleşmesi;
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme (11. madde);
Irksal Ayrımcılığın Tüm Biçimlerinin Sona Erdirilmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme
(5. madde – taraf devletlere ırksal ayrımcılığın tüm biçimlerini yasaklamaları ve sona
erdirilmesi, özellikle çalışma hakkının kullanımı, özgürce meslek seçimi, adaletli ve elverişli
çalışma koşulları, işsizlikten koruma, eşit iş için eşit ücret, adaletli ve yeterli ücret
konularında ırk, renk, ulusal veya etnik mensubiyet gözetmeksizin herkesin kanunlar
karşısında eşit olma hakkının garantilenmesi zorunluluğu getirilmektedir).
Avrupa Birliğinin birincil hukuku olan Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkında
Antlaşmanın 157. maddesi eşit iş veya eşit değerde iş için eşit ücret ilkesinin uygulanması
her üye devlet tarafından sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. 2. paragraftaki tanıma göre
“ücret”, işçinin işverenden istihdam edilmesi nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak aldığı,
nakdi veya ayni, temel veya asgari ücreti, maaşı veya diğer herhangi bir bedeli ifade eder.
Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkında Antlaşmanın 157. maddesine ilişkin Protokol No.33’de
düzenleme geliştirilmiş olup, buradaki ifadede “…17 Mayıs 1990 tarihinden önceki istihdam
dönemleri ile ilgili olmadıkları takdirde, uygulanabilir ulusal hukuk çerçevesinde bu tarihten
önce dava açan veya bu tür talepte bulunan işçi veya iddiada bulunanlar hariç olmak üzere,
profesyonel sosyal sigorta şemaları uyarınca el edilen gelirler ücret sayılmaz” denilmektedir.
Eşit fırsatlar ve istihdam ile meslek alanlarında erkek ve kadınlara eşit muamele ile
ilgili 2006/54/EC Direktifinin 4. maddesinde "Aynı iş için veya eşit değer atfedilen işler için,
ödemenin bütün boyutları ve koşulları bakımından cinsiyet temeline dayalı olarak doğrudan
veya dolaylı ayrımcılık ortadan kaldırılır. Özellikle ücreti belirlemek için bir meslek
sınıflandırma sistemi kullanıldıysa, kadınlar ve erkekler için aynı kıstas esas alınır ve sistem,
cinsiyete dayalı herhangi bir ayrımcılığı dışlayacak şekilde düzenlenir” hükmü yer almıştır.
Uygulamada olan yasal mevzuat her ne kadar erkek ve kadınların ücretlerinde
ayrımcılığa müsaade etmese de, VS/2009/0384 sözleşmesi uyarınca Avrupa Komisyonu ve
Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından finanse edilen “Eşitliğe Doğru
İlerleme: Ayrımcılığı önlemek ve ayrımcılıkla mücadelede etkili ve yenilikçi ulusal
uygulamalar” konulu proje çerçevesinde yürütülen bir araştırmanın sonuçları aşağıdadır:
35
Alıntı:
EŞİTLİK VE AYRIMCILIK KONUSUNDA ULUSAL ÇAPTA YÜRÜTÜLEN
ARAŞTIRMA SONUÇLARININ ANALİZİ
Emek karşılığı ödenen ücretlerde cinsiyetler arasında eşitsizlik mevcuttur. Ankete
katılanlardan % 15’i aynı görevde bulunulduğu takdirde erkeklerin kadınlara göre daha
yüksek ücret aldıklarını belirtmişlerdir. Ankete katılanlardan yaklaşık yarısına (% 43,9)
göre erkek ve kadınlar eşit ücret almaktadır. Cinsiyetin ve ailede çocuk bakılmasının
görevde terfi konusunda olası ret cevabı alınmasına sebeptir, her ne kadar az sayıda kişi
bunu belitmiş olsa ve sık rastlanılan bir durum olmasa da. Küçük çocuklu kadınların yüksek
görevlerden uzak durmalarına ayrımcılıktan ziyade “gönüllü” tercihlerinin sebep olduğunu
kabul edebiliriz. Yine de geleneksel olarak belirli kamu kurumları yönetimine ilişkin
cinsiyet ayrımı gündemdedir. Bu durum en belirgin şekilde polis teşkilatında karşımıza
çıkmaktadır. % 70,6 oranında kişi belirli pozisyonda bulunan yönetici erkek olduğu
takdirde ona güvenmektedir. Diğer pozisyonlarda erkek tercih edenler yarısının altında.
V. Bulgaristan’da resmi makamların ve ayrımcılıktan koruma kurumlarının rolü
Bulgaristan’ın tüm kurum ve kuruluşları Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası, İş
Kanunu, Ayrımcılıktan Koruma Yasası ve ayrımcılıktan koruma tedbirlerinin öngörüldüğü
diğer yasal mevzuata uymak zorundadır.
1. Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu.
Yasal mevzuatın doğru uygulandığını takip eden ve kontrol işlevi de olan resmi kurum
Ayrımcılıktan Koruma Komisyonudur. Komisyon Ayrımcılıktan Koruma Yasası uyarınca,
ayrımcılığı önlemek, ayrımcılıktan koruma, fırsat eşitliği sağlama, adıgeçen yasanın ve
muamelede eşitlik konusunu düzenleyen diğer yasaların uygulanması ve bunlara uyulmasını
kontrol etmek üzere kurulan bağımsız özel devlet organıdır. Ayrımcılıktan Koruma
Komisyonunun bölgesel temsilcilikleri bulunmaktadır. Bu temsilcilikler Ayrımcılıktan
Koruma Yasasının uygulanması ile ilgili vatandaşlara yardım ve ücretsiz danışmanlık
36
sağlamakta,
yasanın
yaygınlaştırılmasına
yönelik
bilgilendirme
kampanyaları
düzenlemektedir.
Komisyon tarafından inceleme başlatılması için:
İlgili taraflar yazılı şikâyette bulunmalı;
Komisyon inisiyatifini kullanmalı;
Geçek ve tüzel kişiler, devlet ve yerel makamlar ihbarda bulunmalı.
Komisyona muhatap şikâyet veya ihbar ihlalin gerçekleştiği günden itibaren üç yıla
kadar yapılmalıdır. İhlalden şikâyetin yapıldığı güne kadar üç yıldan fazla süre geçtiyse
inceleme başlatılmaz, başlatılmış olan inceleme varsa sonuçlandırılır. Aynı konuda mahkeme
nezdinde dava başlatıldığı tespit edilirse, Komisyon inceleme BAŞLATMAZ. Başlatılan bir
inceleme, şikâyet veya ihbar geri çekildiğinde veya Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu
tarafından belirlenen süre içerisinde düzeltme yapılmadığı takdirde iptal edilir.
Şikâyet veya ihbar aşağıdakileri içermelidir:
Şikâyette/ihbarda bulunanın adı;
Adresi veya müracaatta bulunanın adresi ve yönetim merkezi;
Şikâyetin/ihbarın dayandırıldığı olayın açıklaması (kendisine yönelik ayrımcılıkla
ilgili olarak ne zaman, nerede, kimden yapıldığı; şikâyette belirtilen kişilerin kişisel olarak
hangi harekeleri veya hareketsizlikleri olmuştur; bu kişiler davalı tarafın görevlileri ise,
sözleşmeden kaynaklanan hukuki sorumlulukları çerçevesinde hangi hareket veya
hareketsizlikleri olmuştur ve bunlar ne ölçüde davalı tarafın sorumluluğunu gerektirir);
Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu’nun Ayrımcılıktan Koruma Yasasında
belirlenen yetkileri bakımından taleplerin somut olarak belirtilmesi. Elinde bulunan yazılı
belgelerin sunulması veya Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu tarafından incelenmesinde
yarar görülen delillerin belirtilmesi (örneğin şahit olarak dinlenmesini istediği kişilerin
belirtilmesi, olaya taraf olmayan üçüncü şahıslarda bulunan yazılı delillerin nerede
bulunduklarının belirtilmesi).
Tarih ve şikâyette bulunanın veya temsilcisinin imzası.
İnceleme dosyası oluşturulduktan sonra Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu Başkanı,
şikâyetin türüne göre dosyayı Ayrımcılıktan Koruma Komisyonunun üç veya beş üyesinden
37
oluşan heyetine (beş üyeden oluşan heyetler çoklu ayrımcılık şikâyetlerini inceler) paylaştırır.
İnceleme sürecinde tüm kişiler, devlet ve yerel makamlar Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu
ile işbirliğinde bulunmalıdır. Kendilerinden talep edilen bilgi ve belgeleri sunmak
zorundadırlar, yazılı açıklama istenildiğinde yerine getirmelidirler. Komisyonun talep ettiği
bilgileri sunmayı reddettiklerinde suçlu kişiler cezalandırır.
Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu aşağıdaki zorunlu idari tedbirleri uygulayabilir:
 Ayrımcılığın önlenmesine ilişkin yasal mevzuat ihlallerinin ortadan kaldırılması için
işverenlere ve resmi görevlilere zorunlu talimatlar verebilir;
 Ayrımcılığa sebep olan veya olma ihtimali bulunan işverenin yasalara aykırı kararları
ve talimatlarının uygulanmasını durdurabilir.
Tüm kişilerin ayrımcılıktan korunma haklarının etkili bir şekilde uygulanmasını
sağlayan önemli bir teminat şikâyette bulunanların Ayrımcılıktan Koruma Komisyonunda
yürütülen inceleme sürecinde olduğu gibi, mahkeme sürecinde de harç ve masraf
ödememelidir.
2. Bulgaristan Helsinki Komitesi.
Bulgaristan Helsinki Komitesi ayrımcılığa karşı aktif bir şekilde faaliyet gösteren
diğer bir örgüttür. Bulgaristan Helsinki Komitesi bağımsız, insanların siyasi, idari, kültürel,
sosyal haklarını savunan sivil toplum örgütüdür. 1992 yılında kurulmuştur.
Örgütün çalışmalarında öncelik, azınlıklar, dezavantajlı durumda insanlar, hürriyetleri
kısıtlanmış insanlar, çocuklar, kadınlar olmak üzere en savunmasız grupların haklarını
savunmaktır.
Bulgaristan Helsinki Komitesinin hedefleri insan haklarına saygı ve bu hakların
savunulmasını teşvik etmek, Bulgaristan yasal mevzuatın uluslararası standartlara uygun hale
getirilmesine yönelik lobi faaliyetlerinden bulunmak, hakların savunulmasıyla ilgili
kamuoyunda
tartışmaları
teşvik
etmek,
hak
savunma
fikrinin
geniş
kitlelere
yaygınlaştırmaktır.
38
Bulgaristan Helsinki Komitesinin çalışmaları Bulgaristan’daki hakların savunulması
durumunun sistematik bir şekilde gözetlenmesine dayanmaktadır. Bulgaristan Helsinki
Komitesi faaliyetlerinde kadınların, etnik ve dini azınlıkların, çocukların, psikolojik,
entelektüel ve duygusal sorunları olan kişilerin haklarına, tutukevlerinde durum, ayrımcılık,
şiddet ve kötü davranışlardan koruma, mülteci ve sığınmacıların hakları, ifade özgürlüğü,
bilgi erişimi, cezai adalet sisteminin sorunlarına önem vermektedir.
Bulgaristan Helsinki Komitesi, hakları ihlal edilen kişilere yönelik, danışmanlık
hizmeti şeklinde veya ulusal ve uluslararası mahkemelerde davaları üstlenerek hukuki
yarımda bulunmaktadır. Komite aynı zamanda insan haklarına ilişkin eğitim alanında faaliyet
göstermekte, toplumda hak savunma fikrinin yaygınlaştırılmasına ile ilgili konferans, seminer,
sivil etkinlik veya başkaca sivil faaliyetlerde bulunmaktadır.
VІ. Bulgaristan’ın çağdaş ekonomik hayatında kadınların rolü
1. Bulgaristan’da şirketlere ilişkin istatistiki veriler – sayı (işletme, şirket), sektör,
faaliyet alanı, şirketin türü (mikro, küçük, orta), ciro, kadınlara ait işletmeler.
Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sayısı 2004 yılında 221.000 imiş. Birçok
analizcinin, 2007 yılında Bulgaristan Avrupa Birliği üyesi olduğunda Bulgar şirketleri için bir
dizi yeni koşullar getirilmesi sonucu KOBİ’lerin bunları yerine getiremeyeceği ve çoğunun
kapatılacağına ilişkin çekincelerine rağmen KOBİ’lerin sayısında % 12,7 oranında büyüme
gözlemlenmiştir (2008 yılında 279.180 KOBİ, 2011 yılında 306.367 KOBİ). Bulgaristan
Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyesi olduğu 2007 yılına göre 2011 yılında KOBİ’lerin sayısı
artmış, Bulgar girişimciler Avrupa Birliği ve Birleşik Pazar’ın getirdiği yeni koşullara ve ön
görürlüğe uyum sağalabilmişlerdir.
Bulgaristan İstatistik Enstitüsü verilerine göre 2012 yılında KOBİ’lerin sayısı
309.017’e ulaşarak bir önceki yıla göre % 0,9 oranında artış kaydedilmiştir. Mikro ve küçük
işletmeler arasındaki dengede değişiklik meydana gelmiştir. Mikro işletmelerin tüm
işletmelere göre oranı 2004 yılında % 90 iken, bu oran 2011 yılında % 92’ye yükselmiş ve bu
da ilave 81.000 mikro işletme demektir. Bu yıllarda Bulgaristan’daki orta ve büyük
işletmelerin sayısı istikrarlı kalmıştır.
39
2012 yılı verileri, işletmelerin ortadan küçüğe ve küçükten mikroya geçiş eğiliminin
devam ettiğini göstermektedir. 2009 yılına göre 2010 yılında orta büyüklükteki işletmelerin
sayısı % 8,3 oranında, küçük işletmelerin sayısı % 7,7 oranında, mikro işletmelerin ise % 0,7
oranında azalmıştır. Aynı zamanda 2010 yılında yeni kurulan işletmelerin sayısı 2009 yılı ile
kıyaslandığında % 36,2 oranında daha azdır. 2011 yılında kapatılan işletmelerin sayısı 2010
yılına göre % 51,6 daha fazla olmuş, 2012 yılında 2011 yılına göre bu oran % 1 daha düşük
kalmıştır. Kapatılan KOBİ’lerin sayısında en büyük azalma madencilik sektöründe
gerçekleşmiştir.
2008-2011 döneminde işletmelerin sayısında 27.000’in biraz üzerinde artış söz
konusudur (% 10 civarında). Yeni kurulan şirketler genellikle perakende ticaret sektöründe
faaliyet göstermekte, imalat sektöründe ise işletmelerin sayısında sadece son yılda net olarak
796 azalma görülmüştür (sanayi işletmelerinin % 2,6’sı kaybolmuştur).
Ekonominin finans dışı sektöründeki işletmelerin sayısı 2011 yılında, gelişim
eğiliminde bir önceki yıl yaşanan düşüş devam ederek 351.420’dir. 2010 yılında % 0,9’a karşı
2011 yılında işletmelerin sayısında düşüş % 0,6 olmuş ve ele aldığımız bu göstergenin
değişimindeki tempoda azalma görülmüştür. Gözlemlenen bu negatif dinamik ülkede hala
düşük olan ekonomik aktivitenin bir yansıması olup, böylece yeni işletmelerin kurulması ve
mevcut işletmelerin ayakta kalması kısıtlanmaktadır. Aşağıdaki tabloda Bulgaristan’da ve
Avrupa Birliğinde işletmelerin türlerine göre paylaşımı yer almaktadır:
Tablo: Büyüklükleri itibarıyla Bulgaristan’da işletmelerin yapısı ve dinamiği
Bulgaristan
Mikro
Küçük
Orta
Küçük ve
Büyük
Toplam
Orta
Pay
92,15%
6,5%
1,2%
99,8%
0,2%
100%
Büyüme
- 0,6%
- 0,8%
- 1,5%
- 0,6%
- 0,4%
-0,6%
Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) ekonomi sektörlere göre dağılımı
2008 Ekonomi Faaliyetleri Sınıflandırılması (EFS) esas alınarak aşağıdaki tabloda
görülmektedir:
40
KOBİ
365 484
14 805
350 679
53 602
390
30 354
1 781
713
20 364
297 077
139 973
19 303
26 453
8 892
Adet
Büyük
756
15
741
434
17
300
19
44
54
307
67
44
23
32
Toplam
366 240
14 820
351 420
54 036
407
30 654
1 800
757
20 418
297 384
140 040
19 347
26 476
8 924
KOBİ
Yapısı
Büyük
Toplam
KOBİ
Büyüme
Büyük
Toplam
100%
15,3%
0.1%
8.7%
0.5%
0.2%
5.8%
84.7%
39.9%
5.5%
7.5%
2.5%
100%
58.6%
2.3%
40.5%
2.6%
5.9%
7.3%
41.4%
9.0%
5.9%
3.1%
4.3%
100%
15.4%
0.1%
8.7%
0.5%
0.2%
5.8%
84.6%
39.8%
5.5%
7.5%
2.5%
-0,6%
-3.2%
1.3%
-1.7%
28.4%
6.9%
-7.5%
-0.1%
-2.4%
-0.1%
-0.4%
6.6%
-0,4%
-0.2%
-5.6%
2.0%
-5.0%
-2.2%
-6.9%
-0.6%
-6.9%
-2.2%
-4.2%
3.2%
-0,6%
-3.1%
1.0%
-1.7%
27.9%
6.3%
-7.5%
-0.1%
-2.4%
-0.1%
-0,4%
6.6%
21 061
37 092
0
8
21061
37100
6.0%
10.6%
0.0%
1.1%
6.0%
10.6%
1.9%
1.0%
14.3%
1.9%
1.0%
8 566
35 737
64
69
8 630
35 806
2.4%
10.2%
8.6%
9.3%
2.5%
10.2%
3.4%
4.5%
3.2%
1.8%
3.4%
4.5%
EFS 2008
TOPLAM
Tarım, ormancılık ve balıkçılık
Tarım hariç TOPLAM
Sanayi
Madencilik ve taş ocakçılığı
Üretim
Elektrik enerjisi üretimi ve dağıtımı
Su tedariki
İnşaat
Hizmet
Ticaret
Otel ve restoran işletmeciliği
Ulaşım
Enformasyon oluşturulması ve
dağıtımı
Emlakçılık
Mesleki faaliyetler ve bilimsel
araştırmalar
İdari ve yardımcı faaliyetler
Diğer
Kaynak: Ulusal İstatistik Enstitüsü, Yapısal İş İstatistikleri, kendi hesaplamaları
Bölgesel paylaşım konusunda en çok sayıda KOBİ’nin bulunduğu Sofya’yı Plovdiv ve
Varna izlemektedir. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sayısı itibarıyla Burgaz
dördüncü sıradadır. Aşağıdaki haritada küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin illere göre
dağılımı yer almaktadır:
Kaynak: Ulusal İstatistik Enstitüsü, Bölgesel İstatistikler
41
2011 yılında yeni kurulan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sayısı aşağıdaki
alanlarda en yüksektir:

Perakende ticaret - 10 608;

Toptan ticaret – 3 540;

Restoran işletmeciliği – 3 070;

Emlakçılık – 2 537;

Karayolu taşımacılık – 1 893;

Otomobil, motosiklet vb. ile toptan ticaret – 1 228;

Özel inşaat faaliyetleri – 1 073;

Diğer mesleki faaliyetler (tasarım, fotoğrafçılık, tercümanlık) – 1 007;

Hukuk ve muhasebe faaliyetleri – 818;

Bina inşaatı – 792.
İşletmelerin mülkiyetine ilişkin olarak istatistiki verilere göre girişimci erkeklerin payı
1991-2011 yılları arasındaki dönemde azalarak % 79’dan % 55’e kadar düşüş yaşanmıştır.
Buna karşılık kadın girişimcilerin sayısı artmakta olup 2011 yılında % 45 oranındadır.
Küçük ve orta büyüklükte işletmelerin mülkiyeti ile ilgili hareket dinamiği yüzde
olarak aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Tablo: İşletme mülkiyetinin kadın ve erkekler arasında paylaşımı yüzde olarak
aşağıdaki tabloda yansıtılmıştır:
1991
1997
2004
2011
Erkek
79
70
60
55
Kadın
21
30
40
45
Toplam
100
100
100
100
42
İşletmelerin gelirleri ve giderleri
2011 yılında KOBİ’lerin gelirleri bir önceki yıla göre % 10,4 oranında yükselerek
150.230,7 Milyon Leva olmuştur. Büyük işletmelerde de % 10,5 oranında benzer bir
yükselme ile gelirleri 71.510,3 Milyon Levaya ulaşmıştır. 2011 yılında KOBİ sektörü finans
dışı işletmelerin bir önceki yıla ait toplam gelirlerindeki % 67,7 olan payını korumaktadırlar.
KOBİ sektörünün her türden işletmelerinde yükselme kaydedilmiştir. Mikro işletmelerde
gelirler % 5,1 yükselerek 47.694,9 Milyon Leva ve küçük işletmelerde gelirler % 14,1
yükselerek 50.998,8 Milyon Levaya ulaşmıştır. 2011 yılında toplam gelirlerde mikro
işletmelerin payı azalmıştır (1,1 puan ile % 21,5’e), küçük işletmelerde ise hafif yükseliş (0,7
puanla) ile payları % 23 olmuştur. Gelirlerde bu düşüş 2009 yılında, işletme sayısında azalma
ve sektörde istihdamda daralma nedeniyle başlamıştır. Orta büyüklükte işletmelerde gelirlerde
51.536,1 Milyon Levaya kadar yükselme (% 12) gözlemlenmektedir. Bu işletmelerin toplam
gelirlerdeki payı % 23,2 oranına kadar hafif yükselmiştir (Tablo 3-9).
KOBİ sektöründeki işletmelerin giderleri 2011 yılında 2010 yılına göre % 10,3
oranında yükselmiştir. Gelirler 147.129,2 Milyon Levaya ulaşmış olup, bu rakam 13.756,9
Leva daha fazladır. Toplam giderlerde KOBİ’lerin payı % 68 olan 2010 yılı paylarını
korumuştur. Büyük ölçekli işletmelerin giderleri daha yüksek oranda artmıştır – 2010 yılına
göre % 10,5 artarak 68.978,3 Milyon Levaya ulaşmıştır. Mikro işletmelerde gelirlerde
giderlere göre büyüme temposunun daha yüksek olduğu (gelirlerde % 5,1, giderlerde % 4,6),
toplam giderlerdeki paylarının % 22’e gerilediği (1,3 puan) gözlemlenmektedir. Bu
işletmelerin düşük ekonomi aktiviteye uyumları gecikme süresiyle gerçekleşmektedir. Küçük
ve orta büyüklükteki işletmelerde tersi görülüyor – giderleri gelirlere göre daha yüksek tempo
ile artmakta (giderler % 14,3 ve gelirler % 12,3) ve elde ettikleri gelirlerle artan giderleri telafi
etmeyi başaramamaktadırlar.
2. Burgaz Bölgesinde şirketlere ilişkin istatistiki veriler – adet (işletme, şirket),
sektör, faaliyet alanı, şirketin türü (mikro, küçük, orta), ciro, kadınlara ait işletmeler.
Burgaz İli Bulgaristan’ın 28 İli arasında en büyük ildir. Güneydoğu Bulgaristan’da
bulunan Burgaz İlinin yüzölçümü 7.748,1 km2. Nüfusu 415.817 kişi30. Karadeniz’e sahili olan
Varna ve Dobriç İlleri ile kıyaslandığında en uzun sahil şeridine sahiptir.
30
2011 yılında yapılan nüfus sayımı verileri.
43
Burgaz İlinde yüksek düzeyde sanayileşme mevcuttur. İlde üretimin % 79’unu
sağlayan, uzun vadeli aktiflerin % 80’inin kullanan ve çalışanlardan % 47’sine istihdam
sağlayan başlıca sektör sanayidir. Petrokimya üretimi başta olmak üzere sanayinin tüm ana
sektörleri temsil edilmiştir. Temsil edilen ana sanayi sektörleri: kimya ve petrokimya sanayii,
gıda sanayii, şarap ve tütün sanayii, elektrik ve elektronik sanayii, makine imalatı ve metal
işletme sanayii.
Çok yönlü özelliği ile sanayi Burgaz’ın ekonomi yapısında önde gelen sektördür.
Otomobil üretimi, düşük ve yüksek voltajlı tesisatlar ve kısmen elektronik dışında tüm
sektörlerde faaliyet gösterilmektedir. Üretimlerden bazıları ülke çapında tektir veya belirleyici
rol oynamaktadırlar, örneğin açık ve koyu petrol ürünleri, sentetik lifler, plastik ve diğer
kimya ürünleri, gemi inşaatı, havalandırma ve arıtma cihazları, yük vagonları üretimi, balık
sanayii vb.
Aşağıdaki sanayi dalları büyük önem taşımaktadır:

Petrokimya /petrol rafinerisi/ - sanayi üretiminin % 70’ini sağlamaktadır;

Gıda sanayii ve şarapçılık - % 12,2;

Elektrik ve ısı enerjisi üretimi - % 3,6;

Tekstil sanayii - % 2,4.
Burgaz İlinin gelişmesinde en önemli etki “Hizmet” sektörü yapmaktadır – ilde oluşan
brüt katma değerden % 63,8. İkinci sırada sanayi % 31,4 ile ve sonunda tarım % 4,8 ile yer
almaktadır. Son yıllarda hizmet sektörünün payında, sanayinin payı ve özellikle tarımın
payına göre artış gözlemlendiği belirtilmelidir.
Aşağıdaki tabloda Burgaz İlinde faaliyet gösteren işletmelerin sayıları sektör bazında
gösterilmiştir31:
31
Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün 2011 yılı verileri
44
Ekonomik faaliyetler (А21)
İşletmeler
Adet
BURGAZ İLİ İÇİN TOPLAM
25 546
A TARIM, ORMANCILIK VE BALIKÇILIK SEKTÖRÜ
740
B MADENCİLİK VE TAŞ OCAKÇILIĞI
22
C ÜRETİM SANAYİİ
1 311
D ELEKTRİK, ISI VE GAZ ŞEKLİNDE YAKIT ÜRETİMİ VE DAĞITIMI
101
E SU TEDARİKİ; KANALİZASYON HİZMETİ, ÇÖP YÖNETİMİ VE DÖNÜŞÜMÜ
30
F İNŞAAT SEKTÖRÜ
1 976
G TİCARET; OTOMOBİL VE MOTOSİKLET TAMİRİ
9 776
H ULAŞIM, DEPOLAMA VE POSTA HİZMETLERİ
1 730
I OTEL VE RESTORAN İŞLETMECİLİĞİ
2 950
J ENFORMASYON VE SANAT ÜRÜNLERİ OLUŞTURULMASI VE
DAĞITIMI, TELEKOMÜNİKASYON
272
L EMLAKÇILIK
2 067
M MESLEKİ FAALİYETLER VE BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR
1 727
N İDARİ VE YARDIMCI FAALİYETLER
655
P EĞİTİM
114
Q SAĞLIK VE SOSYAL FAALİYETLER
620
R KÜLTÜR, SPOR, EĞLENCE
311
S DİĞER FAALİYETLER
1 144
45
Burgaz Bulgaristan’ın beşinci zengin ilidir. İlde kişi başına düşen gayrisafi milli hâsıla
ülke ortalamasının % 90’ına eşittir. Hanede kişi başına düşen gelir de yaklaşık aynı
düzeydedir. Burgaz’ın önünde Sofya (Başkent) ve Sofya, Varna ve Stara Zagora İlleri yer
alıyor. İl Bulgaristan’ın gayrisafi yurtiçi hâsılasının % 5,22’sini sağlamaktadır. İl
ekonomisinin çeşitlilik özelliği düşüktür. İl ekonomisi için en önemli sektörler turizm ve
ticarettir. Burgaz İlinde 2011 yılı itibarıyla ülkenin yatak kapasitesinin % 37’isi yer almakta
ve geceleme gelirlerinde üçte biri elde edilmektedir. Ekonominin bu yapısı zafiyettir – uzun
vadede az sayıda sektöre bağlı olmak, işgücü piyasasında da etkisi gözlemlenen olası yapısal
Silistra
Vidin
Sliven
Razgrad
Montana
Tırgovişte
Kırcali
Pleven
Haskovo
Yambol
Pernik
Küstendil
Şumen
Dobriç
Pazarcik
Veliko Tırnovo
Loveç
Blagoevgrad
Smolyan
Ruse
Vratsa
Plovdiv
Gabrovo
Ülke
ortalaması
Burgaz
Sofya
Stara Zagora
Varna
Sofya (Başkent)
sorunların yaşanması demektir.
Kaynak: Kişi başına düşen gayrisafi milli hâsıla – 2011 yılı illere göre kıyaslama verileri.
İstihdam geleneksel olarak ülke ortalamasının gerisinde kalmakta ve özellikle 2010
yılından sonra sert bir düşüş kaydedilmektedir. İşsizlik hızlı artışla 2011 yılında % 12,6
oranına ulaşmıştır. Bu gösterge itibarıyla Burgaz, aralarında Blagoevgrad, Vratsa, Gabrovo,
Loveç, Pleven gibi diğer 15 ilin arasında yer almaktadır. Turizm, inşaat, ticaret ve taşımacılık
sektörlerinde mevsimlik istihdam halk için büyük önem taşımaktadır.
İlde denize kıyısı olan belediyeler ile il içerisinde yer alan belediyelerin gelişiminde
çok büyük farklılıklar gözlemlenmektedir. Denize kıyısı olan belediyeler oldukça daha
46
zengindir ve burada işsizlik oranı daha düşüktür. Diğer belediyelerde geçim genellikle emekli
maaş ve sosyal yardımlarla sağlanmaktadır.
Burgaz 2000-2010 yılları arasındaki dönemde birikimli olarak yapılan yabancı yatırım
açısından Sofya’dan sonra ikinci sırada ve kişi başına yapılan yabancı yatırım sıralamasında
üçüncü sıradadır. Ancak verilerin analizi gerçekleştirilen yabancı yatırımların miktarı ile uzun
vadeli duran varlıkların edinilmesine yönelik genel giderler arasında çok zayıf bağ olduğunu
göstermektedir. Buradan yola çıkarak yabancı yatırımların genellikle üretim dışı faaliyetlere
(örneğin tatil mülkleri satın almak) yöneldikleri tahmininde bulunulabilir. Bu nedenle söz
konusu yatırımlar yeni kalıcı işyerlerinin oluşturulmasını etkilememektedir (örneğin Sofya
Başkent ve büyük ölçüde Varna’da). Burgaz İlinde yer alan belediye idareleri Avrupa
Birliği’nin operasyonel programlarından mutlak değer olarak en çok kaynak kullanmışlardır
(2011 yılı sonu itibarıyla 72,3 Milyon Euro). Fakat kişi başına bölününce ilimiz bu konudaki
sıralamada, ülke ortalamasının % 67 üzerinde oranla sekizinci sırada yer almaktadır.
İşletmelerin hukuki şekilleri bu işletmelerin boyutlarının bir göstergesidir. ET (Adi
Şirket) ve EOOD (Tek Kişilik Limited Şirketi) türünden şirketlerin ağırlıkta olması küçük
işletmelerin söz konusu olduğunu göstermektedir. Tersi, AD (Anonim Şirketi) ve EAD (Tek
Kişilik Anonim Şirketi) şirket türleri kural olarak büyük organizasyonların hukuki şekilleridir,
fakat Burgaz İlinde sayıları azdır.
Burgaz Limanı ülkenin en büyük limanıdır. Balkan Dağlarının güneyinde tek petrol
terminalini de içermekte olup, iyi gelişmiş demir ve kara yolu ağı mevcuttur. Elverişli iklim
47
koşulları sayesinde Burgaz Havaalanı Balkan Yarımadasının en kullanışlı havaalanıdır ve
sadece burada ses hızını aşan uçaklara hizmet verilebilmektedir.
1989 yılında Burgaz’da Serbest Gümrük Bölgesi hizmet vermeye başlamıştır. Bir
turizm merkezi olan Burgaz, “Slanchev Briag” (Sunny Beach) tatil merkezi, “Elenite” ve
“Düni” tatil köyleri, Nesebar ve Sozopol müze şehirleri, Ropotamo koruma alanı ve Istranca
Doğa Parkı için çıkış noktasıdır.
Ulaşım altyapısı ve komünikasyonlar karayolu altyapısının, enerji, elektrik dağıtım ve
komünikasyon ağlarının gelişmesine vesile olmaktadır.
Aşağıdaki tabloda ciro ve Burgaz İlinin Gayrisafi Milli Hâsılaya katkısına ilişkin 2011
yılı verileri özetlenmiştir:
Faaliyet
Faaliyetten
Üretilen
ürünler1
BURGAZ İLİ İÇİN TOPLAM
Satışlardan
elde edilen elde edilen net
gelir
10 770 783 15 226 068
için
yapılan
gelir
masraflar
Kazanç
14 053 142
15 189 950
530 170
A TARIM, ORMANCILIK VE BALIKÇILIK
SEKTÖRÜ
B MADENCİLİK VE TAŞ OCAKÇILIĞI
C ÜRETİM SANAYİİ
180 182
256 163
183 773
239 344
28 195
38 558
45 405
37 847
53 133
..
7 357 957
7 168 449
7 325 806
42 505
153 022
196 266
185 978
189 207
7 933
62 516
64 776
61 922
59 869
4 882
1 005 317
1 271 138
968 910
1 214 945
122 217
509 134
4 434 331
4 352 414
4 376 500
114 477
500 280
542 167
520 040
45 918
6 772 629
D ELEKTRİK, ISI VE GAZ ŞEKLİNDE
YAKIT ÜRETİMİ VE DAĞITIMI
E SU TEDARİKİ; KANALİZASYON
HİZMETLERİ, ÇÖP YÖNETİMİ VE
DÖNÜŞÜMÜ
F İNŞAAT SEKTÖRÜ
G TİCARET; OTOMOBİL VE
MOTOSİKLET TAMİRİ
H ULAŞIM, DEPOLAMA VE POSTA
HİZMETLERİ
504 441
48
I OTEL VE RESTORAN İŞLETMECİLİĞİ
346 167
471 473
426 506
471 856
48 193
57 194
59 061
54 268
53 660
5 891
144 225
261 740
125 415
268 917
44 014
ARAŞTIRMALAR
106 161
110 749
82 398
94 074
20 504
N İDARİ VE YARDIMCI FAALİYETLER
114 650
121 784
112 950
118 742
8 732
P EĞİTİM
14 190
16 734
14 078
8 650
..
Q SAĞLIK VE SOSYAL FAALİYETLER
77 569
94 521
75 115
82 294
12 501
R KÜLTÜR, SPOR, EĞLENCE
82 344
89 123
73 501
93 719
11 643
S DİĞER FAALİYETLER
21 317
22 188
20 997
19 194
4 025
J ENFORMASYON VE SANAT ÜRÜNLERİ
OLUŞTURULMASI VE DAĞITIMI,
TELEKOMÜNİKASYON
L EMLAKÇILIK
M MESLEKİ FAALİYETLER VE BİLİMSEL
İldeki her sektörün 2006-2010 yılları arasındaki dönemde Gayrisafi Milli Hâsılaya
katkısı aşağıdaki grafikte sunulmaktadır. Görüldüğü üzere ekonomiye en yüksek oranda katkı
hizmet sektöründen gelmektedir.
49
3. Girişimci kadının profili (özellikler, gerekli vasıflar vb.)
Cinsiyet eşitliği 90’lı yılların başından itibaren Avrupa Komisyonunun gündeminde
yoğun bir şekilde bulunmaktadır. Hedef farklılıkları ortadan kaldırmak ve Avrupa Birliği
Antlaşması kavramları uyarınca cinsiyetlerin eşit imkânlarını teşvik etmektir. Konuya
yasama, entegrasyon, pozitif hareketlerle yaklaşılmaktadır. Başlıca sorunlar arasında kadın
istihdamını arttırmak, işgücü piyasasında durumlarını iyileştirmek, cinsiyetler arasındaki
sosyal mesafeyi ortadan kaldırmak yer almaktadır.
Bulgaristan’da kadınların sayısı ülke nüfusunun % 51,5’ine tekabül eden yaklaşık
3.975.423’tür. Bulgaristan istihdam katsayısı göstergesinde Avrupa Birliği ülkelerinin
ortalama seviyesinin gerisinde kalmaktadır. Bulgaristan’da cinsiyete dayalı mesleki ve
sektörel ayrım diğer Avrupa ülkelerine yakındır. Bulgar kadınları erkeklere göre daha
eğitimlidir ve hayat boyu eğitimde daha aktiftirler.
Bulgaristan’da küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin durumu ve gelişmeleri ile
Bulgaristan’ın küçük ve orta işletmelerinde kadınların rolüne ilişkin yıllık raporda, küçük ve
orta büyüklükte işletme kurulması ve başarılı bir şekilde geliştirilmesinin girişimcilik ruhunun
teşvik edilmesi ve kendi işini geliştirme becerileri ile ilişkili olduğunun altı çizilmektedir.
İşletmecilikte hedef odaklı eğitim önemlidir. İstatistikler küçük ve orta büyüklükteki
işletmelerde girişimci kadınların ve yöneticilerin sayısı sürdürülebilir bir şekilde arttığını
göstermektedir.
 Sektörlere göre dağılım – Bulgaristan’da girişimci kadınlar genellikle ticaret ve
hizmet sektöründe faaliyet gösteren küçük şirketler yönetmektedir. Kadınların başında
bulundukları danışmanlık şirketlerinin sayısında kayda değer artış söz konusudur. Girişimci
kadınların bilgisayar ve Internet hizmetlerinden yararlanmaları olumlu bir eğilimdir.
 Finansman kaynaklarına erişim – Bulgaristan’da ve Avrupa Birliğinde kendi işinin
erbabı olan kadınların ortak bir sorunları vardır. Bu sorun, özellikle yeni faaliyete geçen
şirketler için finansman kaynaklarına erişimdir. Girişimci Bulgar kadınlardan % 62’si şirket
faaliyetlerini kendi kaynakları ile başlattıklarını ifade etmektedir. Kredi geçmişlerinin
eksikliği ve kadınlara yönelik yeterince güvenin olmaması Avrupa Birliği ülkelerinde
kadınlara ait olan şirketlere kredi verilmesi için bir engel teşkile etmektedir. Bu nedenle kadın
girişimciliğini destekleyecek teşkilatların kurulması ve meslek kuruluşları tarafından özel
destek verilmesi gerekliliği doğmaktadır.
 Evden çalışma – Bulgaristan’da evlerinden çevrimiçi çalışabilen şirket sahibi ve
şirket yöneticisi kadınların sayısı yok denilecek kadar az, oysa bu tür çalışma diğer Avrupa
50
ülkelerinde çok yaygındır ve Milyonlarca görevliye tam veya yarım gün çalışma imkânı
sağlanmaktadır.
Başarılı bir işe başlamak için gerekli olan girişimcilik özellikleri büyüme elde etmek
için gerekli olan özellikler ile genellikle örtüşmemektedir. Bu özellikler en azından işler
belirli büyüklüğe geldikten sonra yönetilebilmesi için gerekli özellikler değildir. Girişimcinin
rolü, işler geliştikçe ve büyüdükçe değişmelidir, fakat çoğu durumlarda girişimci bu
değişikliği yapamamaktadır.
Yakın bir geçmişte gerekli bir işgücü olan kadın işçiymiş. Bu nedenle o dönemde
kadınların çoğunun işi varmış, ancak 1190 yılından sonra işyerlerini kaybetmişlerdir.
Karşılarında iki seçenek duruyormuş: ya evden çıkmayacaklar (pazara gitmek için çıkış hariç)
veya kendilerine gelir sağlayacak bir şeyler yapmak ki aile bütçesi rahatlayabilsin. Girişimci
kadınlar (mutlaka iş sahibi olanlar) değişimin uzmanlarıdır. Onlar mevcut bir işi optimize
edebilmekte, onlara her yerde rastlanabilir ve doğru anda doğru yerde doğru insan olarak tarif
edilmektedirler.
“Bugünün girişimci kadını nasıl özellikler taşımalı?” – “Kamuoyunda iş kadınının
imajı: işlevsel ve işlevsiz etkileri” konulu bir tez çalışması çerçevesinde yapılan araştırmaya
göre kadının taşıması gereken özellikler şunlardır:
 Oyunculuk ustalığı ve psikoloji – kadınlar oyunculuk dâhisidir; onlar, kendileri de
farkına varmadan, farklı roller oynamakta ve böylece ilave puan kazanmaktadırlar. Ticaret
oyununda, iş kadınlarının mükemmel aktris olmalarının yanı sıra, onlar ayrıca çok iyi
psikologdurlar – bu öncelikleri doğalarından kaynaklanmakta ve sıkça bilinçaltında bunu
kullanılmaktadır;
 İncelik ve dikkatli olmak – erkeklere göre kadınlar insanlar arasındaki ilişkileri ve
kendilerine yönelik davranışları daha iyi hissederler; iş kadınları fazla ısrarcı olmamakta ve
erkek taktikleri kullanmamakta, tam tersi, duruma ve karşılarındaki kişiye uyum
sağlamaktadırlar; her kadın sadece dinlemeyi değil, karşısındaki kişiyi duymayı da bilir.
Kadın muhatabının sözlerinden, ses tonundan, mimik ve jestlerinden hakkında fikir edinir ve
çoğu kez bu fikir o kişinin kendisine takdim edildiği görüntüyle örtüşmez.
 Sezgi (dillere düşen o kadın sezgilerinden bahsetmek zorunludur) – bu hayrete
düşüren duyguya birçok kadının sahip olduğu inkâr edilemez. Bu duygu sayesinde kadınlar,
bazen bilinçaltından, baş ağrısı yaratacak durumlarda kaçınabilmekte ve şanslarını
yakalayabilmektedirler.
Sunulan bu özellikler ile bu tip kadınların (girişimci için çağdaş anlayış) risk
konusunda daha dikkatli bir değerlendirme yapabildikleri, diyalog ve uzlaşma için daha iyi
51
beceriler bulundurdukları ve işbirliğine daha eğilimli olduklarına ilişkin yeni teoriler arasında
bir bağlantı olduğu ispatlanmaktadır.
GİRİŞİMCİ BULGAR KADINI EĞİTİMLİDİR, EVLİDİR, ÇOCUKLARI
VARDIR VE EVİNDE GEREKLİ DESTEĞİ GÖRÜR
Ülkemizin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin Komünikasyon Stratejisi çerçevesinde “İş
Hayatında Kadınlar” Derneğinin gerçekleştirdiği araştırmadan bir sonuç. Ankete 20-55
yaş arasında 848 kadın katılmıştır.
Kadın girişimciliğin önündeki bariyerler.
Avrupa
uygulamalarında
kadın
girişimciliğinin
önünde
aşağıdaki
engeller
tanımlanmıştır:
 Sosyolojik-kültürel engeller. Kadın girişimciliğin rolü ve ülkenin sosyalekonomik gelişimi konusunda toplumdaki tutum kadınların girişimcilik aktivitesi üzerine
büyük etki yapmaktadır. Kadınlar hakkında klişeler ekonominin birçok sektöründe erkek
girişimciliği ve yöneticiliğinin üstün olasıyla ilgilidir. Bu sektörlerde kadınlara daha az
güvenilmekte ve/veya daha kötü imaja sahiptirler, daha kötü meslek alışkanlıkları gibi
başkaca negatif özelliklere sahip oldukları öne sürülmektedir. Dolayısıyla olası müşteriler,
partnerler ve tedarikçiler girişimci kadınları küçümsemekte ve bu nedenle kadınlar bilgilerini,
becerilerini ve imkânlarını tekrar ve tekrar ispatlamak zorunda kalmaktadırlar. Kadının
toplumdaki rolüne ilişkin geleneksel görüş engel olabilmekte ve girişimcilik konusunda
kadınların cesaretini kırabilmektedir.
 Kadınların insan sermayesi. Piyasa imkânlarının tespit edilmesi ve kullanılması
becerisi girişimcinin eğitimi ve tecrübesine bağlıdır. Küreselleşme ve bilim ve teknolojilerin
hızla ilerlediği bugünün koşullarında ekonominin birçok sektöründe başarılı iş başlatılması ve
bu işin geliştirilmesi için sadece eğitim düzeyi değil, eğitim alınan bilim dalı de önemlidir.
Kadınların eğitim düzeyi erkeklerin eğitim düzeyinden farklı olmasa da, kadınlar daha ziyade
beşeri ve sosyal alanları tercih etmektedir. Teknik ve doğa bilimleri dalları seçmemeleri
yüksek teknolojik bir işletmeye girişmeleri için bir engeldir. Kadınların işe alınmasında düşey
ve yatay ayırım, başarılı bir girişimciliğe adım atmaları konusunda gerekli olan yönetici ve
meslek tecrübesi edinmelerinin önünde ciddi bir engeldir.
52
 Ekonomi ve mali engeller. Geleneksel olarak kadınlar ilk sermayeyi erkeklere
göre daha zor edinirler ve bu da giriştikleri işin ayakta kalmasını ve başarılı olmasını olumsuz
etkiler. Geleneksel olarak “erkek” sektörlerinde çalışan kadınlar yatırımcı ve bankalar
tarafından daha az güvenilir sayılırlar. Ellerinde bulunan kısıtlı mali kaynaklar nedeniyle
kadınlar personel, donanım, teknoloji vb. gibi diğer önemli kaynakları sağlamakta da daha
fazla zorluklarla karşılaşırlar. Personel ve personel çeşitliliği eksikliği kadın girişimcilerine ait
şirketlerin büyüklüğünü etkilemektedir. Kadın girişimciliğinde ilk sermayenin ve personel
çeşitliliğinin olmaması aynı zamanda şirketin kârından memnuniyetsizliğe yol açmakta ve
büyüme planlarını etkilemektedir.
 “Yumuşak” engeller. Uygun teknik, bilimsel ve iş ağlarının eksikliği fikrin
gerçek girişime dönüşmesini; olası müşterilere, partnerlere ve tedarikçilere ulaşılmasını;
piyasa, piyasanın olanakları ve sorunları hakkında bilgi edinilmesini; bilgi, tecrübe ve destek
alınmasını engelleyebilir. Belirli sektör ve iş alanlarında başarılı olmuş olumlu örnek teşkil
eden kadınların ve bu kadınların tecrübesini aktaracakları olası adayların eksikliği de
girişimcilik aktivitesini olumsuz etkilemektedir. İlgili alanda yeterlilik eksikliği kadınların
kendi işini başlatmaları konusunda cesaret kırıcı bir etken olmaktadır.
 Kadın girişimciliğini teşvik eden tedbirler.
İş başlangıcı ve yönetimine ilişkin kurumsal ortamın iyileştirilmesi girişimciliği teşvik
edecektir. Merkezi ve yerel idarelerin yeni küçük ve orta büyüklükteki işletmelere ve özelinde
kadın girişimciliğe yönelik verimli hizmet konusunda gerekli kapasitelerinin olması da
önemlidir. Girişimci kadınların daha ziyade hizmet ve ticaret sektöründe çalıştıklarından
dolayı bu sektörlere yönelik politikalar ve tedbirler onların spesifik ihtiyaçlarını göz önünde
bulundurmalıdır. Küçük kasaba ve köylerde şirket yöneten kadınlara özel itina ile
yaklaşılmalı, çünkü burada büyük şehirlerde çalışanlarla kıyasla kaynak tedariki konusunda
daha büyük zorluklarla karşılaşılabilmektedir.
Kendi işini başlatan kadınların finansmana erişimleri kayda değer ölçüde
iyileştirilmelidir. Kredi kurumları, yatırımcılar ve iş ortakları başarılı olma olasılığı bulunan
girişimci kadınları teşhis etmeli, onların kişisel özelliklerine, kendilerine ait iş
başlatılmasındaki motivasyonlarına, yöneticilik tecrübeleri ve eğitimlerine ve yönetim
tarzlarına daha çok dikkat çevrilmelidir. İş başlatılırken, personel ve sermaye eksikliği gibi ilk
dönemdeki koşullar bu işin uzun vadede gelişmesini etkilemektedir.
Ülkede başlıca sorun işgücü piyasasındaki düşey ayrımdır ve dolayısıyla yönetici
pozisyonunda daha da düşük oranda kadının bulunmasıdır. Bu durum ileri teknoloji ve
yöneticilik ihtisaslarına yönelmelerinin teşvik edilmesiyle değişebilir. Kadınların yönetici
53
kabiliyetlerini yükseltmelerine yardımcı olacak eğitim kurslarına daha fazla ağırlık
verilmelidir. Girişimcilikle ilgili bilgilerin artması için lise ve yükseköğretimde girişimcilik
eğitimine daha geniş yer verilmelidir. Böylece gençler yeni ve/veya küçük bir şirketin
kurulmasının ve yönetilmesinin farklı yönleri ile tanışmış olacak ve bu da onların girişimcilik
niyetlerini olumlu yönde etkileyecektir.
Kadınların yönetici görevlerine uygun olmadıklarına dair yerleşmiş olan klişelerle
mücadele devam etmeli fakat bu zaman alacaktır. Bu nedenle kadınlar tarafından kurulan
küçük ve orta büyüklükteki işletmelere yönelik kredi şemaları önerilmelidir. Akıl hocalığı ve
başarılı girişimci kadınların tanıtılması, özellikle kadınların daha az katılımı olan alanlarda,
kendi işini başlatmak isteyen kadınlar için olumlu kadın modeli teşkil edecektir.
VІІ. Küçük ve orta işletme kurmak için destekleyici araçlar
Avrupa Birliği’nin Yapısal Fonları, dayanışma ve daha az gelişmiş bölge ve sosyal gruplara
mali destek verilmesi ilkesine dayalı bölgesel politikaların gerçekleştirilmesinde başlıca
araçtır. Yapısal Fonlar 2007-2013 dönemi için iki mali aracı kapsamaktadır: Avrupa Bölgesel
Kalkınma Fonu (ERDF) ve Avrupa Sosyal Fonu (ESF). Avrupa Birliği’nin ekonomik ve
sosyal yakınlaşma politikasının gerçekleştirilmesi ve bölgelerin sosyal ve ekonomik
gelişmelerindeki farklılıkları azaltmak için her program döneminde Avrupa Birliği düzeyinde
birkaç spesifik hedef belirlenmektedir.
7.1. Bulgaristan’da Avrupa Birliği Fonları, 2007-2013
Bu temele dayalı olarak ve belirli istişare ve eşgüdüm mekanizmaları ve yöntemleri sayesinde
üye ülkeler ulusal düzeyde operasyonel program (OP) hazırlamakta ve yönetmektedirler.
Bulgaristan’da 2007-2013 döneminde operasyonel programlar yedi adettir: “Ulaşım”,
“Çevre”,
“Bölgesel
Kalkınma”,
“İnsan
Kaynaklarının
Geliştirilmesi”,
“Bulgaristan
Ekonomisinin Rekabet Edebilirliğini Geliştirme”, “İdari Kapasite” ve “Teknik Yardım”.
Bunların arasından iş çevreleri için “Bulgaristan Ekonomisinin Rekabet Edebilirliğini
Geliştirme” en çok ilgi çeken programdır. Programın muhatapları küçük ve orta büyüklükteki
işletmeler (KOBİ), büyük işletmeler, araştırma enstitüleri, üniversiteler, sermaye fonları vb.
Program
tamamen,
ülkede
rekabet
ekonomisinin
geliştirilmesini
destekleyen
şirketlere/kurumlara kaynak sağlamaya yöneliktir. “Rekabet Edebilirlik” Operasyonel
Programının yürütülmesinde, aralarında ekonominin bilgiye ve yenilikçi faaliyetlere dayalı
54
olarak kalkınması, işletmelerin verimliliğini arttırmak ve elverişli ticaret ortamının gelişmesi,
işletmelerin gelişmesi için mali kaynak, Bulgar ekonomisinin uluslararası piyasalarda
pozisyonlarını pekiştirmek, teknik yardım32 konularının da yer aldığı birkaç önceliğe
odaklanılmaktadır. “Rekabet Edebilirlik” Programı çerçevesinde yeni kurulan işletmelere
(genellikle yenilikçi) yönelik tedbirlerin yanı sıra Bulgaristan ekonomisinin belirli öncelikli
sektörlerinde faaliyet gösteren çalışır durumdaki şirketlere (küçük ve orta büyüklükteki
işletmelere ve büyük işletmelere mali yardımda bulunulmasına ilişkin kıstaslar, gereksinimler
ve parametrelerden oluşan farklı şemalar bulunmaktadır) yönelik tedbirler de içermektedir.
“İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programın ana amacı istihdamın
arttırılması ile hayat kalitesini iyileştirmek, kaliteli eğitime erişim, hayat boyu eğitim ve
sosyal katılımın hızlandırılmasıdır. Programın içerdiği stratejik öncelikler: yeni işyerlerinin
açılmasını teşvik etmek ve katılımı destekleyen bir işgücü piyasasının geliştirilmesi; istihdam
edilenlerin verimliliğini arttırmak ve uyumlarını hızlandırmak; bilime dayalı bir ekonominin
tesisi için işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda yapılacak eğitimin kalitesini
yükseltmek; eğitime erişimi kolaylaştırmak; sosyal katılım ve sosyal ekonominin teşviki;
işgücü piyasasında, sosyal ve sağlık hizmetlerinde kurumların etkinliğini arttırmak; sınırötesi
ve bölgeler arasında işbirliği, teknik yardım33. Programın muhatapları: eğitim ve bilim
enstitüleri, mesleki eğitim merkezleri, sivil toplum örgütleri (STÖ), işgücü piyasası ile ilgili
kurumlar, danışmanlık şirketleri, işverenler vb. “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi”
Operasyonel Programın olası kullanıcılarının geniş bir yelpazeyi kapsaması nedeniyle hem
işverenler, hem yeni iş başlatan girişimciler için caziptir. Program çerçevesinde öngörülen
finansman şemaları geçici sübvansiyonlu istihdam imkânı (örneğin, staj programları
olanakları, görevli veya uzmanların sigorta ve/veya ücret masraflarının belirli bir süre için
karşılanmasına ilişkin tedbirler, özel eğitim alındıktan sonra kendi ekonomik faaliyetlerini
başlatanları finanse eden tedbirler vb.) vermektedir ve bu şekilde yeni bir iş başlatılırken veya
bir iş büyütülürken rekabet önceliği sunmaktadır.
7.2. Kırsal Kesimlerin Kalkınması Programı dört öncelikli başlık içermektedir:
tarım ve orman sektörlerinin rekabet güçlerinin arttırılması; çevre ve köy doğasını
iyileştirmek (toprak yönetimi) kırsal kesimlerde hayat kalitesi ve köy ekonomisinin
çeşitlendirilmesi; entegre programlar ve yerel inisiyatif grupları arasında işbirliği aracılığı ile
32
33
“Rekabet Edebilirlik” Operasyonel Program
“İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Program
55
tarımsal gelişme34. Ayrı başlıkların çerçevesinde farklı tedbirler (finansman şemaları)
tanımlanmıştır. Bunlardan bazıları tarım sektöründe olduğu gibi ekonominin diğer
sektörlerinde de bağımsız iş başlatılmasına olanak sağlamaktadır. Örneğin, 1 numaralı
öncelikli başlık çerçevesinde genç çiftçilerin (40 yaşına kadar) kuracakları çiftlikleri ve
mevcut çiftliklerin modernizasyonunu teşvik eden tedbirler çok başarılı olmuştur. Tedbir
112’de (Genç çiftçilerin kurduğu çiftlikler) genç kadın çiftçiler tarafından çiftlik kurulmasına
yönelik ayrıca teşvikler (bu kıstasa cevap veren adaylara iş planlarının değerlendirilmesinde
ilave puanlar verilir) bulunmaktadır. Programın yürütülmesi sırasında 3 numaralı öncelikli
başlık altında yer alan ve kırsal kesimde tarım dışı faaliyetlerin (örneğin köy turizmi,
yenilenebilen kaynaklardan enerji üretimi) geliştirilmesine imkân veren tedbir 311 ve tedbir
312 büyük ilgi görmüştür. Tüm operasyonel programların yürütülmesi sırasında Avrupa
Birliği’nin yatay ilkelerine uyulur ve bu ilkelere uyum ile her somut projenin bu ilkelere
uyulmasına yaptığı katkı gerekçelendirilmelidir. 2007-2013 dönemindeki yedi operasyonel
program çerçevesinde karşılıksız mali destek verilmesine ilişkin prosedürlerin analizi ve
değerlendirilmesi yapılırken, cinsiyet eşitliğinin ve sürdürülebilir kalkınmanın ne derecede
uygulandığı da ele alınmıştır. Analizdeki başlıca sonuçlar, “İdari Kapasite” Operasyonel
Program ve “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programının tüm şemalarında
yatay ilkelere yer verildiğini göstermektedir. “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi”
Operasyonel Programında ayrıca yatay ilkeleri birisine ilişkin olarak özel bir el kitabı da
hazırlanmıştır. “Ulaşım” ve “Çevre” Programları yaşam kalitesinin genel olarak
yükselmesine, çevrenin korunmasına ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmaktadır.
“Bölgesel Kalkınma” Operasyonel Programı sürdürülebilir kalkınma ve savunmasız gruplar
için eşit imkânlar sunulmasına yönelik şartların oluşturulması üzerine odaklanmaktadır.
“Rekabet Edebilirlik” Operasyonel Program, yeni işyerlerinin açılması ve eşit istihdam
olanaklarının sunulması üzerine odaklanmak suretiyle ekonomik büyümeye katkıda
bulunmaktadır. Ancak analizde yer alan ve önümüzdeki program döneminde öngörülen
tedbirlerin planlanması ve etkili bir şekilde yürütülmesi için önemli sayılabilecek sonuçlardan
birisi, muhataplara yönelik olduğu kadar gerçekleştirilen projelerin35 gözleminden sorumlu
görevli ve birimlere yönelik olarak yatay ilkelerinin özü ve uygulanmasına ilişkin özel eğitim
ve açıklama kampanyalar yapılmasının gerekliliğidir.
34
“Kırsal Kesimlerin Kalkınması” Programı
35
56
7.3. 2014-2020 program dönemi
Yeni 2014-2020 dönemi için Avrupa’nın yakınlaşması için yeniden düzenlenen politikası
Lizbon Stratejisi’nin stratejik hedefleri ile yakından ilişkilendirilmiş, “Avrupa 2020”nin
amaçlarını yerine getirmekte ve genel olarak sürdürülebilir ekonomik büyüme ve işyerleri
oluşturulmasına yöneliktir. Finansmanların fonksiyonları ve mekanizmalarına ilişkin Avrupa
Birliği düzeyinde öngörülen reformlar sayesinde alınacak tedbirlerden en uygun etkiye
ulaşılması hedeflenmektedir (mevcut mali kaynaklardan azami etki hedeflenmektedir).
Yatırımlardan büyük bir bölümü aşağıdaki öncelikli alanlara yönlendirilecektir: bilimsel
araştırmalar ve yenilikler, bilişim ve iletişim teknolojileri, küçük ve orta büyüklükteki
işletmelerin rekabet gücü, düşük oranda karbon dioksit ekonomisi, istihdam ve hareketlilik,
daha iyi eğitim, sosyal katılım, daha iyi kamu idaresi36.
“Avrupa 2020” stratejisinin uygulanması sırasında Bulgaristan dâhil Avrupa Birliğine üye
tüm ülkeler Stratejinin icrası için ulusal hedeflerini belirler. Bulgaristan için bu hedefler
şunlardır:
 2020 yılı itibarıyla 20-64 yaş arası nüfusun % 76’sından az olmamak kaydıyla
istihdam edilmesi;
 2020 yılına kadar yoksulluk içinde yaşayan insanların sayısını 260.000 kişi ile
azaltmak;
Ulusal düzeyde “Ulusal Kalkınma Programı: Bulgaristan 2020”, ülkenin 2020 yılına kadar
gelişmesine ilişkin politikaların hedeflerini içeren önde gelen stratejik ve program belgesidir.
“Ulusal Kalkınma Programı: Bulgaristan 2020” Bulgaristan’ın 2020 yılına kadar sosyal ve
ekonomik gelişmesine yönelik entegre bir belge olup, Avrupa Birliği’nin Avrupa: 2020
Stratejisi ışığında öncelikleri ile Bulgaristan’ın ulusal öncelikleri arasında bağlantıyı
yansıtmaktadır. Avrupa: 2020 Stratejisi Avrupa Birliği’nin 2014-202037 dönemindeki
bölgesel politikasına ilişkin program belgesi için temel teşkil etmektedir. Programda
tanımlanan öncelikler devlet politikalarını üç başlığa doğru yöneltmektedir: insan
sermayesinin kalitesinin arttırılması ve işgücü piyasası ile bağlarının güçlendirilmesi;
yeniliklerin teşvik edilmesi ve Bulgar ekonomisinin rekabet gücünün arttırılması; fiziki ve
kurumsal altyapının iyileştirilmesi. Bu şekilde tanımlanan stratejik hedeflere ulaşmak üzere
söz konusu politikaların gerçekleştirilmesinde yatay ilkeler olarak adlandırılan ilkelerin
Avrupa’nın yakınlaşması için yeniden düzenlenen politikası.
http://ec.europa.eu/regional_policy/sources/docgener/infographic/cohesion_policy_20142020_bg.pdf
37
Ulusal kalkınma Programı: Bulgaristan 2020
36
57
uygulanması önemli rol oynamaktadır. Bu ilkeler, sektörler arasında sorunların daha iyi
tanımlanarak uzun vadede sürdürülebilir kalkınma tesis edilebilmesi için entegre yaklaşım
uygulanmasını ve sektörler arasında işbirliğini garantilemektedir. Bulgaristan 2020 Programı,
belirlenen hedeflere etkili bir şekilde ulaşılması gerekliliği ve sonuçların devamlılığının
garantilenmesi ışığında aşağıdaki yatay politikaların uygulanması üzerine odaklanmaktadır:
 Сtoplum hayatının tüm alanlarına aktif bir şekilde katılmaları amacıyla
cinsiyetler arasında eşitliğin sağlanması için koşulların oluşturulması;
 Verimli bir şekilde sosyal katılımlarını teşvik etmek amacıyla özürlülere eşit imkânlar
sağlanması;
 Dengeli nüfus gelişimi;
 Hayat kalitesini iyileştirmek ve onurlu bir yaşlanma ağlamak amacıyla emeklilik
sisteminin yeterliliği ve sürdürülebilirliğini arttırmak;
 Yüksek hızda geniş şeritli erişimin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi;
 Elektronik yönetim ve kamu sektöründe hizmetlerin geliştirilmesi;
 Kamu sektöründe şeffaf yönetim ilkelerinin sabitleştirilmesi38.
Cinsiyet eşitliğini teşvik politikasının stratejik amacı “başarılı kişisel ve mesleki gelişimleri
ve ülkenin toplumsal, ekonomik ve siyasi hayatının tüm alanlarında eşitliğin teşviki ışığında
eşit muamele, toplumun kaynaklarına eşit erişim ve kadın ve erkeklerin karar alımlarında eşit
katılımı konularında teminat verilmesidir39”.
38
39
Yine orada.
Yine orada.
58
Sonuç
Bulgaristan toplumunda kadınlara yönelik özel bir ilgi sosyalist toplum olarak
adlandırılan dönemde gösterilmeye başlanmıştır. Bulgaristan toplumunun ve ekonomisinin
hızlandırılmış bir şekilde sanayileşme ve şehirleşmesiyle modernleşmeye gitme arzusu başlıca
hareket mekanizmasıdır. Böylece sosyalist toplumda bir taraftan bir kadının usanmayan işçi,
biçerdöver sürücüsü, traktör sürücüsü vb. imajı ön plana çıkarılmakta, erkekten geri
kalmayan, hatta endüstrinin her alanında ve her pozisyonunda erkekle rekabet edebilen çağdaş
Bulgar kadınına “modern” bir imaj oluşturulmakta, diğer taraftan ise kadının artan çalışma
meşguliyeti, sorumlulukları ve ev angajmanları açısından negatif nüfus değişiklikleri
gözlemlenmektedir.
Bulgar kadını sosyalist toplum döneminden günümüze kadar önemli ölçüde gelişme
kaydetmiştir. Bugün Bulgar kadını, yasal mevzuat uyarınca kadınlar için kısıtlama getirilen
sektörler dışında, işgücü piyasasında erkeklerle eşittir.
Bulgaristan’da girişimci kadınlar ve yönetici pozisyonlarında bulunan kadınların sayısı
gün geçtikçe artmaktadır. İstatistiki veriler açıkça 1991-2011 yılları arasındaki dönemde
girişimci erkeklerin oranında azalma olduğunu ve bu oranın % 79’dan % 55’e kadar
gerilediğini göstermektedir. Buna karşılık olarak girişimci kadınların payı artarak 2011
yılında % 45’e ulaşmıştır.
İstihdam ile ilgili olarak günümüzde Bulgaristan’da kadınlar erkeklerle eşit haklara
sahip olup, çalışma alanındaki yasal mevzuatta eş ve anne görevlerini yerine getirirken
kadınların korunmasına yönelik özel tedbirler öngörülmüştür.
Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılığa karşı olan uluslararası ve Avrupa ilkeleri tamamen
Bulgaristan yasal mevzuatına aktarılmıştır. Yasalarımızda cinsiyet, ırk, ten rengi, dil, din,
siyasi ve diğer inançlar, ulusal ve sosyal köken, ulusal azınlığa mensubiyet, mülk, doğum
veya başka özelliklere dayalı ayrımcılığa müsaade edilmektedir.
Yukarıdaki analizin sonunda, çağdaş toplumda Bulgar kadınına eşit haklar, istihdam
ve iş ile sorumlu görevler alma imkânları verildiği sonucunda bulunabiliriz.
59
KAYNAKÇA:

Ayrımcılıktan Koruma Yasası;

İş Kanunu;

Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu - http://www.kzd-nondiscrimination.com/;
 “Eşitliğe Doğru İlerleme: Ayrımcılığı önlemek ve ayrımcılıkla mücadelede etkili ve
yenilikçi ulusal uygulamalar” konulu VS/2009/0384, 2010 sayılı proje çerçevesinde
Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu tarafından yayınlanan Muamelede Eşitlik El Kitabı.
 “Ayrımcılık Karşıtı Hukuk – ayrımcılıktan korunmanın hukuki boyutları”,
Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve “Açık
Toplum” Enstitüsü yayını, Sofya, 2011
 Kamuoyunda iş kadınının imajı: işlevsel ve işlevsiz etkileri – tez soyutlaması, Sofya
Üniversitesi, Gazetecilik ve Kitle İletişim Fakültesi.
 Bulgaristan’da kadın girişimciliği – sorunlar ve imkânlar – Müh. Radka Stamenova,
Meridian 22 OOD Şirketi Yöneticisi, Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası İcra Kurulu Üyesi.
 Ayrımcılık yasağı ve işveren tarafından eşit çalışma koşullarının sağlanması.
 2014-2020 döneminde Burgaz İlinin gelişmesine ilişkin Bölge Stratejisi.
 Küçük ve orta ölçekli işletmelerinde 2012-2013 döneminde girişimciliğin ve
yeniliklerin geliştirilmesi perspektiflerinin araştırılması, Küçük Ve Orta Ölçekli İşletmeleri
Teşvik Kurumu.
 Küçük ve orta ölçekli işletmeleri teşvik için ulusal strateji 2014-2020.
 Ulusal İstatistik Enstitüsü – www.nsi.bg.
 Bölgesel profiller: Gelişme göstergeleri, “Bulgaristan için Amerika” Vakfı tarafından
finanse edilen Serbest Piyasa Ekonomisi Enstitüsü’nün 2012 ve 2013 yılları yayınları.
KAYNAKÇA:

“Bulgaristan’ın serbest piyasa ekonomisine ve Avrupa entegrasyonuna geçiş sürecinde
cinsiyet eşitliği: politika değişimi – kadınların katılımı ve gelişiminden kadın ve erkekler
arasında gerçek eşitliğin başarılmasına kadar” – Katya Vladimirova, Bulgaristan’da
Sosyalizm Tarihi Üzerine Araştırmalar, Geçiş Süreci II, 2013.
60

“Kadınların çalışma alanlarının genişletilmesi: „Разширяване полето на труд на
жените: üreme ve mesleki kariyer” – Katya Vladimirova, Kadınlara Yönelik Araştırmalar ve
Politikalar Merkezi, 2011.

''Kadınlar, İş, Küreselleşme” – UNIFEM’in mali desteği ile Sosyal Analizler Kurumu
ve WAD Vakfı tarafından yürütülen “Bulgaristan’ın gayrı resmî ekonomisinde kadınlar”
konulu proje dahilinde hazırlanan rapor, 2003.

„Özgürleşme, eşit haklar, eşitlik: geçiş süreci spiralinde bitmeyen mücadele” – Nora
Ananieva. CİNSİYETLERİN POLİTİKA ALANINDA EŞİTLİĞİ. BULGARİSTAN
TECRÜBESİ, 2013.

„Kamu ve özelin arasında sosyalist dönemin kadını (1967 – 1973): Bulgaristan’da
sosyalist dönemde vizyonlar, çelişkiler ve siyasi faaliyetler –Bulgaristan Komünist Partisi’nin
Merkez Komitesi tarafından alınan 6 Mart 1973 tarihli Kararın analizi. Gelişmiş sosyalist
toplumun tesisinde kadının rolünün yüceltilmesi” – Savina Şarkova.

Burgaz Bölgesinde iş gücünün gözden geçirilmesi: başlıca eğilimler, sorunlar ve
bölgedeki gelişmelere ilişkin öngörüler. Bulgaristan Ticaret Odası analizi, 2012.

Bölgesel profiller: kalkınma göstergeleri. Serbest Ekonomi Enstitüsü, 2013.

Bölgesel profiller: kalkınma göstergeleri. Serbest Ekonomi Enstitüsü, 2012.

Yedi operasyonel programlarına ilişkin karşılıksız mali yardım verilmesi prosedürleri
ve proje seçimi kıstaslarının analizi ve değerlendirilmesi – “2007 – 2013 Ulusal Stratejik
Referans Çerçevesinde yer alan hedefler uyarınca yapısal araçların gerçekleştirilmesine ilişkin
değerlendirme” konulu 0025-CKZ-1.1 projesi. Temmuz, 2012.

Bulgaristan 2020 Ulusal Kalkınma Programı.

“Avrupa yakınlaşması için yeniden düzenlenen politika”- http://ec.europa.eu/inforegio

Avrupa Birliği’nin yapısal fonlarına ilişkin bileşik bilgi sitesi - www.eufunds.bg
"İşbu belge Avrupa Birliği’nin mali desteği ile hazırlanmıştır. Belgenin içeriği
konusunda sadece Burgaz Endüstri Odası sorumlu olup, hiçbir şekilde bu belgenin
Avrupa Birliği’nin resmi görüşünü yansıttığı kabul edilmemelidir.”
61
Download