çok dindar. Allaha iman, kişisel ibadet ve camiye gitmek günlük yaşamın önemli bir parçasını oluştururken cinsiyet, yaş, mezhep ya da köken faktörlerinden bağımsız olarak Müslümanların yaşamları ve yapıp etmeleri üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Bu ve diğer birçok sonucu Bertelsmann Vakfı’nın Din Monitörü ortaya koymaktadır. Din Monitörü insanların dindarlığı konusunu şimdiye kadar yapılamamış şekilde bir derinliğe inerek analiz etmektedir. Psikologlar, din bilimcileri, sosyolog ve teologlar Almanya’da temsili olarak seçilmiş 2000’den fazla Müslümanın kişisel boyuttaki dindarlıklarını bir mukayeseye tabi tutmuştur. Buradan elde edilen sonuçlar Almanya’daki Müslümanlarla Müslüman olmayan çoğunluk toplumu arasındaki uzlaşma ve diyalog çabalarına önemli bir katkıda bulunmaktadır. www.religionsmonitor.com Din Monitörü 2008 | Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Almanya’daki Müslümanların yüzde 90’ı dindar, hatta bunun yüzde 41’i Din Monitörü 2008 Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Dini Düşünce ve Pratiklere Bir Bakış Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık İçindekiler Liz Mohn’dan önsöz Dinler ve medeniyetler arası karşılıklı anlayışı teşvik etmek Yaş gruplarına göre İslamî dindarlık 5 Dr. Michael Blume 6 Prof. Dr. Harry Harun Behr Genel Bir Bakış Almanya’daki Müslümanların dindarlığına bir bakış Okulun Allah ile ne alakası var? Din Monitörü Dr. Martin Rieger 9 22 Prof. Dr. Dr. h.c. Gudrun Krämer 68 Prof. Dr. Barbara John´un açıklaması 74 Almanya’da İslam, Dünyada İslam 24 Almanya’da Aleviler Prof. Dr. Martin Sökefeld 60 Sadece dindarlığı kabul gören, uyum sağlayıp bütünleşecektir. Almanya’da Sünniler ve Şiiler Prof. Dr. Peter Heine and Riem Spielhaus Prof. Dr. Dr. Ina Wunn Çok dindarlık ve çeşitlilik 13 Dindarlık ve aydınlanmacılık birbirini dışlamıyor Prof. Dr. Rita Süssmuth’un açıklaması 50 Müslüman kadınlarda dindarlık Almanya’daki Müslümanların dindarlığında çeşitlilik Dr. Jörn Thielmann 44 Dr. des. Ferdinand Mirbach 76 Küçük İslam Sözlüğü 84 32 www.religionsmonitor.com “Din toplumu birarada tutan harçtır“ Prof. Dr. Abdullah Takım ile röportaj Dindarlığı bireysel bazda ölçen internet portalı. 86 38 Bertelsmann Vakfı “Müslümanların gerçeklikleriyle karşılaşmalı“ Dr. Mustafa Ceric, büyük müftü ile röportaj Özgür bir toplumda sorumluluk için girişim 88 40 Yayınlarımız “Değerler ve gelenekler güvence verir“ Soheib Bencheikh ile röportaj Din Monitörü’ne ilişkin veri ve analizler 90 İletişim ve künye 91 41 “İnsanların dindarlığı ciddiye alınmalı” Hamideh Mohagheghi ile röportaj | 2 | 42 | 3 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Önsöz Dinler ve Medeniyetler Arası Karşılıklı Anlayışı Teşvik Etmek Liz Mohn Küreselleşme ve buna bağlı olarak insanların özel hayatlarında ve iş ortamlarında somut biçimde ortaya çıkan sonuçlar, toplumlardaki değer yargıları ve yönelimlere ilişkin sorular yöneltmektedirler. Karar alıcıların bir çoğu tarafından talep edilen diller ve sınırlar ötesi bir uluslararası uzlaşma her şeyden önce tarihi, kültürel ve dini kökenlere saygı duymayı zorunlu kılmaktadır. Özellikle de insanın sahip olduğu inanç değerleri onun yaşam felsefesini ve yapıp etmelerini hiç de küçümsenmeyecek bir ölçüde belirlemektedir. Din Monitörü kapsamında 21 ülkeden toplam 21.000’i aşkın kişiyle anket yapıldı. Katılımcılar yerküre üzerindeki diğer milyonlarca insanı temsil ederken iç dünyalarını açtılar; inançları, Tanrı tasavvurları, değer yargıları ve başka bir çok özel yaşam alanları hakkında konuştular. Rakamların ardında saklı olanlar kendi yaşamlarını anlatan, dünya görüşlerine ve hayatın anlamına ilişkin bilgiler veren bireylerdir. İşte bu doğrultuda Din Monitörü dünya dinlerinin iç alemini bize açmış ve yerkürede mevcut çok sayıdaki başka kültürler hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır. Dünya çapında aynı formda gerçekleştirilen bu anketle Din Monitörü, dinle- Liz Mohn rin birbiriyle dikkate değer karşılaştırılabilirliğine işaret etmiştir. Nitekim Bertelsmann Vakfı Yönetim Kurulu ve yüzyıllardır yayılıp gelişen dünya dinlerinde bütün farklılıklara rağmen ben- Kuratoryum Başkan Yardımcısı zer yapı ve anlam içerikleri de açık şekilde gözlenmektedir. Bertelsmann Vakfı elinizdeki broşürle birlikte Din Monitörü’nden çıkan sonuçların bazılarını seçerek sizlere sunmak istemektedir. Şahsım adına ve Bertelsmann Vakfı olarak bu araştırmayla dinler arası anlayışın gelişmesine katkıda bulunmayı, belki de böylece insanlar arası bir tolerans anlayışına giden bir adımı da oluşturmayı arzu ettiğimizi belirtmek istiyoruz. | 5 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Almanya’daki ­Müslümanların ­Dindarlığına Bir Bakış Din Monitörü’nden elde edilen en önemli sonuçlar • Dindarlığın merkezi konumu • Türkçe ve Arapça konuşan dindarlar • Güçlü bir inanç • Erkekler inançlarını topluluk içinde yaşıyorlar Çok dindarlık Almanya’daki Müslümanların Dil grupları alt sıralamasında en yüksek din- Almanya’daki Müslümanların yüzde 78’i Tan­ bir özelliği olarak kendini göstermektedir. darlık Türkçe ve Arapça konuşan grupta (yüzde rı’nın varlığına ve öldükten sonraki hayata Cuma namazı için camiye gitmek gibi kamusal 18 yaş üzeri Müslümanların yüzde 90’ı din- 91 dindar veya çok dindar) ortaya çıktı. Türk inanmaktalar. Bu inanç yaşlılara nazaran genç pratikler, etnik ve mezhebi kökenlere göre dar, yüzde 41’lik bir oranı da çok dindar. kökenliler yüzde 44 oranla çok dindarlık ora- nesillerde daha güçlü (yüzde 66’ya karşı yüz- kısmen çok büyük farklılıklar gösterse de her Mukayese için: Din Monitörü-2008 Almanca nının en yüksek çıktığı grup oldu. Bosna köken­ de 80). üç kişiden biri için çok önemli bir anlam ifade konuşan halkın yüzde 70’inin dindar, yüzde lilerin yüzde 85’i dindarken bu oran Farsça 18’inin çok dindar olduğuna dair sonuçları konuşan grupta yüzde 84 olarak bulundu. bütün toplum bazında ortaya koymuştu. Mezhepsel farklılıklar alanda yaşanmasına ayrı bir önem atfetmekte. • • • ediyor. Şiilerin yüzde 24’ü dinin kamusal Kadınların ibadetleri özel alanda Özel alanda gerçekleşen bir dini pratik olarak Diasporada dindarlık oranı İnancın topluluk içinde yaşanması Sünnilerde Türkçe konuşan gruba ilişkin olarak hafif bir yüzde 42’lik bir orandayken Alevilerde yüzde diaspora etkisi saptanmaktadır. Din Monitörü- 9’luk bir oranla yok denecek kadar az bir rol 2008’e göre Türkiye’de yaşayanların yüzde oynamakta. Bir fark da cinsiyetler arasında En önemli fark Sünnilerin kişisel dindarlığında ibadet kadınlarda daha ön planda: Yüzde 79 85’i dindarken bu oran Almanya’da yaşayan söz konusu: Her ikinci erkek için kamusal görülmektedir. Almanya’daki Sünnilerin yüzde düzenli olarak ibadet ederek bundan güç alır­ Türk kökenli göçmenlerde yüzde 6 daha yük- pratik çok önemli bir yere sahipken bu oran 92’si dindar, hatta yüzde 47’si de çok dindar. ken; bu oran erkeklerde yüzde 59. Genç Müs- sek bir değer göstermektedir. kadınlarda sadece yüzde 21’dir. Bu oran Şiiler arasında yüzde 90 dindar, yüz- lümanlarda ise yaşlılara göre daha yüksek bir de 29 çok dindar olarak kendini göstermekte. değer gözlenmekte (18-29 yaş grubunda yüzde Alevilerde ise bu değer yüzde 77 iken yüzde 70, 60 ve üstü grupta ise yüzde 65). 12’si çok dindar şeklinde sınıflandırılabilmekte. | 6 | | 7 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık • İslami hükümler • Günlük yaşam için sonuçlar Müslümanların yüzde 86’sı domuz eti yeme Hayatın manası (yüzde 57) ve doğum, evlilik, yasağına titizlikle uyarken alkol hususunda ölüm gibi hayata dair önemli olaylarda (yüzde ise daha gevşek bir tutum söz konusu: Yüzde 66) dindarlık Müslümanlar için büyük bir 58 asla alkol kullanmadığını ifade ediyor. Bu öneme haiz. Dinin siyasi söylem üzerindeki noktada da gençler İslami emir ve yasaklara etkisi ise az: Yüzde 16 için İslam kişisel siyasi en sıkı uyan grubu teşkil ediyor. 18-29 yaş düşünce için önemli. Almanya’da İslami bir grubundakilerin yüzde 90’ı domuz eti yemez- parti olmasını isteyenlerin oranı yüzde 26. ken yüzde 59’luk bir oran da genel olarak alkol Dindarlık eş seçimi hususunda kadınlarda kullanmıyor. erkeklere nazaran daha büyük bir etkiye Din Monitörü Dr. Martin Rieger, Bertelsmann Vakfı, Dini Yönelimler Programı (Programm Geistige Orientierung) Direktörü sahip (yüzde 39’a karşı yüzde 53). • Eğitim Almanya’daki Müslümanların yaşamında aile • Yüksek tolerans düzeyi Kişisel dindarlık günlük yaşamda nasıl bir öne- Sosyologlar, psikologlar, din bilimcileri ve teo­ me sahiptir? Dinler modern toplumları şekil- loglar özü oluşturan bir din kavramı temelinde, lendirmekteler mi? Dini Olan’ın küresel çap- hem bütün dinler için hem de kişisel dindar- ve eğitim (her biri yüzde 94) merkezi bir öne- Başka inanç sistemlerine karşı yüksek düzey- taki bir rönesansı önünde mi bulunmaktayız? lık bazında kullanılabilen bir anket formu geliş­ me sahip. Bu noktada dini eğitimin önemli bir de bir tolerans göstermek Almanya’daki Müs- Belirli toplumlar farklı yolları mı seçmekte- tirdiler. Din Monitörü’nün oluşumda büyük rolü var: Yüzde 66 dini eğitim almış olduğunu lümanların bir özelliği olarak gözlemlenmiştir. ler? Bunlar cevaplanmaları için Bertelsmann emeği geçmiş olan din bilimcisi Dr. Stefan belirtirken yüzde 51 için kendi çocuklarının Yüzde 86 diğer dinlere karşı açık olunması Vakfı’nın geliştirdiği Din Monitörü’nün temel Huber’e teşekkür borçluyuz. Din Monitörü eğitiminde kişisel dindarlık önemli bir yere gerektiği düşüncesini taşıyor. Bu oransal değer, bulguları sunmayı istediği sorulardan sadece dini yaşam, tutum ve davranışların başlıca sahip. araştırmanın yapıldığı bütün gruplarda cinsi- bir kaçı. Din Monitörü dindarlık boyutlarının karakteristiğini transandantal etkileşimde yet, yaş, mezhep ya da köken kriterlerine bağlı geniş çapta ve disiplinler arası bir analizle tespit ederken dindarlığın her tür dışa vurum olmaksızın aynı kalmıştır. ölçümünü sağlayan bilimsel bir enstrümandır. biçimlerine karşı da duyarlıdır. 20 dile çevril- Din Monitörü Yapısal Şeması Sosyoloji Genel Yoğunluk Özgül Konular Dini Konulara İlgi Dini Refleksivite; Dini Arayış; Teoloji Psikoloji İdrak Teodezi; Dini ve Tinsel Kitaplar Ana Boyutlar İdeoloji (İnanç) Tanrı’ya veya Tanrısal Olana İnanç Ölümden sonraki hayata inanmak Tanrı Tahayyülü; Dünya Tahayyülü; Dini Çoğulculuk; Dini Fundamentalizm; Diğer Dini Tasavvurlar Kamusal Alan İbadet; Cemaatle İbadet; Pratikleri Tapınak Ziyareti Özel Alan Pratikleri İbadet – Meditasyon Dinlerarası Pratikler Farz Namazı; Ev Sunağı Tecrübe Ben ve Öteki Tecrübesi; Bir Olma Tecrübesi Dini Duygular Sonuçlar Günlük Yaşamda Dinin Genel Önemi Çeşitli Yaşam Alanlarında Dinin Önemi (örn. aile, siyaset); Dini Hükümler Merkezilik Dindar Olmayan Dindar Çok Dindar Dini ve Tinsel Benlik Algısı B e r t e l s m a n n Stiftung | 8 | | 9 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık miş olan bu anket formu, bütün kıtaları kap- birbirinden ayrı olarak gözlemlenmiştir. Bu sayacak şekilde 21 ülkede ve bütün dünya araştırmanın bazı sonuçları ve ilk yorumlar dillerinde 2007 yılında yürütülmüş olan tem- burada yer almaktadır. sili araştırmanın da esasını teşkil etmiştir. Böylece daha önce hiç olmadığı şekilde bir Din Monitörü yaklaşık 100 soruyla dindarlı- derinliğe inerek dinler arası bir mukayeseyi ğın altı ana boyutuna temas etmektedir: mümkün kılmıştır. • Dini konulara duyulan ilgi, Temsili olarak seçilen 18 yaş üzeri 1000 kişiyi • Tanrıya veya tanrısal olana inanç, kapsayan örneklemin büyüklüğü sebebiyle, • Kamusal alandaki dini pratikler, anketin yapıldığı ülkelerde şimdiye kadar • Özel alandaki dini pratikler, sadece büyük dini gruplara ilişkin veriler • Dini tecrübeler, elde edilebilmiştir. Bu durum, dini duygu ve • Günlük hayatta dinin önemi. pratiklerin Katolik, Protestan ve herhangi birine mensup olmayanlar üzerinde araştır- Yapılan temel araştırmalar, şayet dindarlığın manın yapıldığı Almanya için de geçerlidir. kişisel ve toplumsal rolüne dair kapsamlı ve İslam’ın bizim toplumumuz ve diğer Avrupa ayrıştırıcı bir tablo ortaya konulacaksa bu altı toplumları için önemli olduğu bilinciyle Din boyuta da mutlaka temas edilmesi gerektiğini Monitörü geliştirilmiş ve anket Almanya tespit etmişlerdir. Aksi taktirde bir boyuttan çapında 2.000 Müslüman üzerinde temsili diğer bir boyuta doğrudan bir bağlantı kurul- sel çalışmalara nazaran bir farklılığı yansıtan olarak yürütülmüştür. Bu yapılırken Alman­ ma olanağı mevcut değildir. Bu prensip, kap- Din Monitörü’ne özel bir nitelik kazandırmak­ ya’da İslam’ın kendi içindeki büyük mezhep ve samını din ideolojisi ve kamusal alandaki uygu­ tadır. inanç şekilleri ile kültürel ve dilsel kökenler lamalarının boyutlarıyla sınırlayan diğer bilimAnket içerikle yani dindarlığın somut görünümüyle merkezilik kategorisi arasındaki farka işaret etmektedir. Bu merkezilik kategorisi dindarlığın ne kadar güçlü olduğunu ve kişilik Basın Alıntıları • Sloganik söylemleri düzeltiyor “Anket pek çok kişi tarafından beklenen veya endişe duyulan özellikle ‚dinlerin yeniden dönüşü’ gibi bir çok sloganik söylemi ve trend raporunu düzeltmektedir.“ Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung üzerindeki yansımasını ölçmektedir. Dindarlık kişi için ne kadar merkezi bir anlam ifade ederse yaşantı, tutum ve davranışlarını belirleme oranı da o kadar yükselmektedir. 20 Ülkede Çok Dindarların Oranı 100 7 Bu şekilde bütün soru modüllerinden elde 90 92 edilen veriler puan şemasına göre çok dindar, 80 70 60 50 20 76 dindar ve dindar olmayan şeklinde bir sınıflan­ 24 29 72 32 27 64 66 62 40 30 İnanç meşgul ediyor “İnancın sadece dünya çapındaki Hristiyanları ve Müslümanları değil, Almanları da şimdiye kadar olduğundan daha fazla meşgul edip harekete geçirdiğini Bertelsmann Vakfı’nın din araştırması kanıtlamaktadır.” Stuttgarter Nachrichten dırmayla merkezi bir endekste toplanmaktadır. 41 51 45 47 45 48 44 40 48 Çok dindar: Bu tiplerde dini anlamlar kişilikte merkezi bir rol oynamaktadır. Bu dini 31 20 • 58 52 85 22 20 10 10 0 44 25 34 anlamlar yoğun olarak yaşanmakta ve bütün 28 52 44 41 44 18 19 13 7 tutum ve davranışlara hakim olmaktadır. Çok • İfşa etti “Araştırma inancın anlam ve önemine ilişkin pek çok ­klişeyi ifşa etti.“ Welt am Sonntag dindarlar düşüncelerini aktif bir şekilde kamuoyuna taşırlar. NGA GTM BRA MAR IDN USA TUR IND ITA POL ISR THA CHE AUT AUS KOR DEU GBR FRA RUS 4,6 4,2 4,2 4,2 4,1 3,9 3,9 3,8 3,6 3,6 3,2 3,1 3,1 2,9 2,9 2,9 2,8 2,7 2,5 2,4 Çok Dindarların Yüzdelik Oranı konusudur, ne var ki bunlar kişilik üzerinde Dindarların Yüzdelik Oranı Sıralama, ülke kodlarının altında yer alan ortalama değerlere (1’den 5’e kadar) göre oluşmuştur. merkezi bir etkiye sahip değillerdir. Bundan Dindar olmayan: Dini pratikler, içerik ve AUS=Avustralya, AUT=Avusturya, BRA=Brezilya, CHE=İsviçre, DEU=Almanya, FRA=Fransa, GBR=Büyük Britanya, GTM=Guatemala, IDN=Endonezya, IND=Hindistan, ISR=İsrail, ITA=İtalya, KOR=Güney Kore, MAR=Fas, NGA=Nijerya, POL=Polonya, RUS=Rusya, THA=Tayland, TUR=Türkiye, USA=Birleşik Devletler dolayı orta dereceli bir yoğunlukta yaşanırlar tecrübe bu tiplerde söz konusu değildir. Kişi- Bertelsm a n n Stiftun g | 10 | Dindar: Bu grupta dini içerik ve pratikler söz ve yaşantı ve tutum-davranışlar üzerinde az lik üzerinde ve tutum ve davranışlarda hiç bir bir etkiye sahiptirler. rol oynamazlar. | 11 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Almanya’daki Müslümanların Dindarlığında Çeşitlilik Bütün kıtalardan alınan sonuçlar: Dünya haritası Din Monitörü araştırmalarının yapıldığı ülkelerin tamamını renklerle göstermektedir Bertelsmann Vakfı’nın Araştırma Sonuçlarına Genel Bir Bakış Dr. Jörn Thielmann Bu gruplandırma ile bir taraftan kişisel bazda Din Monitörü dini gelişim eğilimlerini göster- Giriş Wilmersdorf’daki cami inşa edilmiştir. Müslü- bir dindarlık profili oluşturulabilirken, diğer mek ve analiz etmek için düzenli aralıklarla Müslümanların Almanya’da anlamlı varlığı manların sayıca dikkate değer bir varlığı ise taraftan da benzer toplumlar arasındaki din- yinelenecektir. Bu temsili anket yanında ek kırk yıllık bir süreyi aştığı halde halen onların 1960’lardaki Türkiye’den, Yugoslavya’dan, darlık derecesine ilişkin önemli ipuçları elde olarak niteliksel anketler de yapılmıştır ama toplumumuz içerisindeki yaşamlarının çeşit- Tunus’tan ve Fas’tan gelen işçi göçmenlerle edilmektedir. Buradan toplumsal gelişmeler bunların sonuçları elinizdeki broşürde dikka- liliği hakkında çok az bilgi mevcut; bilim dün- oluşmuştur. 2 milyonunu Türklerin oluştur- için de sonuçlar çıkarılabilmektedir. te alınmamıştır. Nicel ve nitel araştırma yasında da durum farklı değil. Bertelsmann duğu göçmenlerin bugünkü rakamı 3,5 milyon önemli bir tamamlayıcı bilgiye de bir çevrimi- Vakfı’nın Almanya’daki Müslümanların din- civarındadır ve zaman içinde 800.000’den Uluslararası boyutta yapılan araştırmadaki çok çi araç sayesinde ulaşmıştır. www.religions- darlığına ilişkin yaptığı araştırmanın sonuç- fazla Müslüman da Alman vatandaşlığına dindar ve dinlarların oransal dağılımını aşa- monitor.com adresinde kendi dindarlık profi- ları – Almanya’daki Müslümanların kişisel geçmiştir, ancak tam rakamlar mevcut değil- ğıdaki grafik açıklamaktadır. Daha detaylı bil- linizi ölçtürebilirsiniz ve elbette tamamen bazdaki dindarlığına ilişkin ayırtedici ve tem- dir. Araştırmanın odak noktasını şimdiye gi için broşürün sonunda tavsiye edilen anonim şekilde ve ücretsiz olarak dindarlık sil değeri olan verileri biraraya getiren, şim- kadar çoğu kez Türk ve Türkçe konuşan Müs- profilinizi çıkartabilirsiniz. Bu sayede dinin diye kadar yapılmış ilk araştırma – kalıcı bir lümanlar oluştururken Bertelsmann Vakfı’nın ve tinselliğin hayatınız için ne anlam ifade fayda sağlamaya ve kadın ver erkek Müslü- sunduğu araştırma bu açıyı oldukça genişlet- Örneklem cinsiyet dağılımı ya da farklı yaş ettiğini öğrenebilirsiniz. Çevrimiçi araç grup- man vatandaşlarımızın dini inanış ve pratik- miş bulunmaktadır. gurupları (18 ve üstü) gibi sosyo-demografik ların girişi için hizmet vermeye de uygundur. lerinin ne kadar çeşitli olduğunun genel bir faktörleri toplam nüfusa olan yüzdelik oranla- Mesela okul sınıfları veya başka gruplar bu bilinç seviyesine çıkartılmasına son derece İslam göçün ilk yıllarında hakkında hiçbir şey rına uygun şekilde dikkate almaktadır. Anke- aracı kişisel kullanabilirler ve sonra bir kod uygundur. Aşağıda, araştırmanın altı bölüm- bilinmeyen ya da çok az bilgi sahibi olunan, tin ağırlık noktası katılımcıların kültürel ve yardımıyla grubun dindarlık profilini çıkarta- den (merkezilik ve beş ana boyutlar: entelek- ama nötr hatta pozitif karşılanan (ilk cemaat- dilsel kökenlerine uygun olarak belirlendi. bilirler. Şimdiye kadar Almanca, İngilizce ve tüel boyut, ideolojik boyut, kamusal alanda le namazlar sıklıkla aralarında Dom Kilisesi’nin Hedef kitle, grupların ( Türkçe, Boşnakça, Türkçe olarak hizmet veren bu servisin diğer dini pratik, özel alanda dini pratik, sonuçlar) de yer aldığı Katolik kiliselerde kılınmaktay- Farsça ve Arapça isimler) tipik soyisimlerinin dillerdeki versiyonları da hazırlanma aşama- oluşan oluşan esas sonuçlarını ele almadan dı) bir din iken, bu durum 1979 İran İslam taramasına dayanan bir onomastik yöntemiyle sındadır. önce ilk olarak Müslümanların Almanya’daki Devrimi ve Orta Doğu’da oluşan 1980’lerdeki varlıklarının tarihi kısa olarak tanıtacağım. radikal ve şiddet yanlısı İslami örgütlerin yayınlara bakınız. seçilmiştir. Bu yöntem araştırmanın yüksek temsil özelliğini sağlamaya en elverişli yöntem | 12 | Sonuç olarak Din Monitörü’nü geliştirmiş olarak seçilmiştir. Bütün görüşmeler Almanca olan ve çıkan sonuçları analiz ederek değer- olarak ya da her bir ana dilde telefonla yapıl- lendiren çok sayıda bilim adamına ve yazara mıştır. Burada araştırma kuruluşu TNS sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. ortaya çıkmasıyla büyük oranda değişime uğradı. İslam bu kez de inanç, siyaset ve İslam’ın Almanya’daki Kısa Tarihi ve Mevcut Araştırmalar yaşam biçiminin içiçe geçtiği, sekülerliği kabul etmeyen, aydınlanmacı olmayan ve Emnid’e ve bilhassa sayın Torsten Schneider- Almanya’daki Müslüman varlığının izleri 17. modernizm öncesi bir din olarak algılandı. Haase’ya anketin güvenilir bir şekilde koordi- yüzyıldan beri mevcut olduğu gibi 1920’li yıl- Bu perspektif değişimi Almanya’da Cemaled- ne edilmesi ve yürütülmesinden dolayı büyük larda da Berlin’de ilk Müslüman dernekleri din Kaplan’ın Halife Devleti oluşumuyla ve bir teşekkür borçluyuz. kurulmuş ve bugüne kadar gelmiş olan Berlin- bu tarihlerde kurulmuş diğer organizasyon- | 13 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık larla görünür hale gelen Müslümanlara isabet küçük şehirlerde yaşayan Müslümanlar şim- etmekteydi. İslam neredeyse Türk özelliğiyle diye kadar araştırmalarda dikkate alınmamıştı. algılandı, uyum için, kadın hakları ve çocuk- Yaşanılan yerin büyüklüğü ise ilginç şekilde lar için bir problem teşkil etti. 11 Eylül 2001 dindarlığın içeriği ve merkeziliği noktasında hadisesi de bunu artırdı ve ek olarak terörizm bir rol oynamamaktadır. tehlikesini gündeme taşıdı. Araştırma1 genç Türk-Müslüman aktivistlere yöneldi ve onla- Müslüman bir kuruluşla bağ ise, Almanya rın yüksek kişisellik derecesini gösterdi. İslam Konferansı’ndaki temsil durumu etra- Siyaset İslamı, sorunlu etiketini taşıyan bir fında yapılan tartışmalarda da sıkça dile geti- halk kesiminin uyumu için siyasi bir enstrü- rildiği üzere, oldukça zayıf. Ankete katılan man olarak keşfetti. Böylece İslam’a etnik bir Müslümanların oldukça büyük bir çoğunluğu, özellik atfedildi – çoğunluğunu Müslümanla- % 78 gibi bir oranla, herhangi bir dini dernek rın oluşturduğu ülkelerden gelen her bir göç- ya da kuruluşa üye değil. Bu bağlamda düşün­ men, inançlı olsun olmasın, önce Müslüman- dürücü bir başka husus da; katılımcıların dı – ve kültürel kimlik yüklendi – Müslüman % 65’inin Almanya’da kendilerini temsil ede- bir kültürün herşeyi belirleyen gücü. – cek olan bir İslam partisinin kuruluşuna karşı olmaları. Bertelsmann Vakfı’nın Müslümanların dindar­ lığı üzerine yaptığı bu araştırma, Almanya’daki Sünnilik Almanya’daki Müslümanlar arasın- Müslümanlar hakkında yeni bakış açılarını da çoğunluğu oluşturuyor (% 65), Türklerin geliştirmek ve inanç görüşleri ve pratikleriy- oranındaki yükseklik sebebiyle farklı bir sonuç le bir Müslüman hayatının çeşitliliğine dair – da zaten beklenemez. Katılımcıların % 9’u Şii, belki çokça şaşırtıcı – bir izlenim edinmek % 8’i Alevi4, 8 % de herhangi bir bilgi vereme- için son derece uygun bir fırsat sunmaktadır. di ya da vermek istemedi. Ankete katılanlar % 11 gibi dikkat çekici bir oranla ankette yer almayan, İslam’daki mevcut başka mezhep Araştırma Sonuçlarına Bir Bakış gruplarına ait olduklarını belirtmişlerdir. Bu Anket toplam 2.007 kişiyle telefonda yapıldı. rakamın arkasında muhtemelen Ahmadiye, 2 Bunun 1.034’ünü erkekler (% 52) ve 973’ünü sufi tarikatlar ya da Nasraniler olup olmadığı kadınlar (% 48) oluşturdu. Katılımcıların % hakkında bir yorum yapılamaz. Bu açıdan ile- 76’sı Türk, % 14’ü Arap, % 6’sı Bosna ve % 4’ü ride yapılacak olan çalışmalarda daha detaylı de İran kökenli.3 soru yöneltilmesi gerekmektedir. Ankete katı- Yaş profili: % 31 18-29 yaş grubunda, % 34 lan İran kökenlilerin sadece % 57’sinin kendi- 30 – 39 yaş grubunda, % 20 40 – 49, % 8 lerini Şii olarak belirtmesi, % 29’un ise Sünni 50 – 59 yaş grubunda ve % 6 da 60 yaş üstü ifadesini kullanması da bir diğer ilginç noktayı grupta. oluşturmaktadır, çünkü burada Şiierin sayısının oldukça yüksek çıkması gerekirdi. Muhte­ 2008’de yer alan dindarlığın merkeziliğine çıkmaktadır: Bu oran Şiilerdeki % 29 ve Ale- Araştırma ayrıca enteresan sosyo-demografik melen İran’da ülke nüfusunun % 10’unu oluş- dair üç basamaklı endeks (dindar değil, din- vilerdeki % 12 oranları karşısında Sünnilerde veriler de ortaya koydu: Buna göre katılımcı- turan Sünni Kürtler ve Beluciler, Almanya’da dar, çok dindar), Almanların % 18’inin çok % 47’yi teşkil etmektedir. Aleviler arasında en ların % 72’si çocuk sahibi değil veya en fazla göçle birlikte daha fazla bir orana ulaştılar. dindar ve % 52’sinin dindar olduğu verilerini yüksek oranı dindar olmayanlar oluşturmak- iki çocuk sahibi (% 35 çocuk sahibi değil!) – ve Bir diğer sıra dışı veri ise; ankete katılan Arap sunarken, Müslümanlarda bu oranlar, % 41 tadır (Sünnilerdeki % 2 ve Şiilerdeki % 9 oran- bu şekilde Almanya genelindeki ortalamaya kökenlilerin % 14’ünün Şii olduklarını belirt- çok dindar, % 49 da dindar olarak karşılık bul­ larına karşın Alevilerde % 21). Bu sonuç, Ale- uyuyorlar. % 8’in dört ya da daha fazla çocuğu meleridir. Burada da büyük ihtimalle Lübnan muştur. Dindar olmayanların oranı ise % 5’te viliğin dağılışından on yıllar sonra ancak var. Bu rakamlar, kamuoyundaki çok çocuklu ve Irak kökenli olan ya da İran’daki Arap azın­ kalmıştır. Almanlardan farklı olarak, Müs­lü­ 1990’lardan itibaren Türkiye’de ve Avrupa geniş Müslüman aileler stereotipini çürüt- lığa mesup olan Şiiler söz konusu olmalıdır. manlarda dindarlığın merkeziliği noktasında diasporasında yeniden dirilmesiyle, bir nevi ne yaş ne de cinsiyet bir rol oynamaktadır. etkileri sonradan çıkan bir gelenek kırılması mektedir. Müslümanların alansal dağılımı | 14 | hakkında da ilk kez bilgi edinilmiş oldu: % 13 Bu araştırma esas olarak Almanya’daki Müs- köylerde, % 27 küçük şehirlerde, 29 % orta lümanların nüfus ortalamasına göre oldukça Ancak gözlem mezhep eğilimlerine göre daha büyüklükteki şehirlerde ve % 31 de büyük daha fazla dindar olduklarını ortaya çıkarmış- ayrıntıya indirgendiği taktirde, çok dindarların Göç kökeni açısından ise çok dindar kişilerin şehirlerde yaşamaktadır. Kırsal bölgelerde ve tır. Bertelsmann Vakfı’nın Din Monitörü- oranının Sünnilerde en yüksek olduğu ortaya Türklerde (% 44) ve Araplarda (% 37) oranları- yaşamasıyla açıklanabilir. | 15 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık na karşın İran ve Bosna kökenlilerde en az sunmaktadır: Sünnilerin % 50’si din üzerine oranı oluşturdukları görülmektedir (% 27 ve Şiilerdeki % 34 oranı ve Alevilerdeki % 27 % 31). Dindar olmayanların oranı da Türkler- oranına karşın daha yoğun düşünmektedler de % 4, Arap kökenlilerde % 5 iken, İran ve ve dini konularla ilgilenmekteler. Dr. Jörn Thielmann Erlangen Friedrich-Alexander-Universitesi´ndeki Erlanger Zentrum Islam und Recht in Europa EZIRE (Avrupa´da İslam ve Hukuk Erlangen Merkezi EZIRE)´in müdürü (Ocak 2009´ dan itibaren) Bosna kökenlilerde en yüksek durumdadır (% 13 ve % 11). Bu sonuç, İranlıların dindarlı- Çok dindar insanların en büyük ilgi alanlarını ğına dair mevcut uluslararası gözlemlere de (% 71) beklenildiği üzere din oluştururken, uygun düşmektedir ve İran’daki siyasi yapı- çoğunlukla (% 32’lik genel ortalamaya karşı lanmalara hakim dini karakterle olduğu kadar, % 42 ile) esas olarak kabul ettikleri dini öğre- bunun kaynaklanan bir sürgün hayatıyla da tilere karşı eleştirel bir yaklaşım da sergile- ilintilidir. mektedirler. Göç kökeni ve mezhep faktörleri Dindarlığın entelektüel boyutuna ilişkin soru- larda bir rol oynamamaktadır. ve Bonn Rheinische Friedrich-Wilhelms Üniversitesi´nde İslami İlimler için öğretim görevlisidir. İslam Hukuku ve Almanya´da İslam ağırlıklı çalışma alanlarındandır. gibi yaş ve cinsiyet de bu eleştirel yaklaşımlarr üç basamaklı bir endekste (az, orta, yüksek) toplandı. Burada genç yaşlı farkı görül- Müslümanların % 41’i dini fikir ve düşünceler mezken, kadınlar dini konularla erkeklerden içerisinde belli konular üzerine sıkça ya da (% 38) daha fazla ilgilenmekteler (% 54). Mez- çok sık düşünmektedirler, burada kadınların heplere dair gözlem de çok çeşitli bir tablo oranı erkeklerden bir miktar daha yüksektir. (% 38’e % 45). Çok dindarlar da dini fikir ve diğer dinlere karşı açık olunması gerektiğini düşünceler üzerine sık ya da çok sık düşün- belirtirken sadece % 6 bunu onaylamamıştır. mektediler ve göç kökeni, yaş ya da mezhep Ama bu durum senkretik inanç biçimlerine belirleyici değildir. de yol açmamıştır: Sadece % 33 bir oranla Müs­ lümanlar kendileri için başka dinsel gelenek- Dindarlığın ideolojik boyutuna dair sorular lerin öğretilerini alabileceklerini belirtirken, (Allaha ve ölümden sonra hayata iman) da aynı % 36 ise bunu reddetmektedir. Yaş, Cinsiyet, şekilde bir yoğunluk endeksi içerisinde topla- köken ya da mezhep bu konuda etken faktör Mezhep ve dil gruplarına göre dindarlığın merkezîliği nırken genel olarak yüksek değerler göster- değildi. 100 % 78’i Tanrı’ya ve öldükten sonra bir hayata Müslümanların % 52’si dini sorunlarda kendi 90 çok güçlü bir şekilde inanmaktadırlar; oran dinlerinin haklı, diğer dinlerin ise haksız çok dindar Müslümanlarda % 93’tür. Yüksek oldu­ğu düşüncesini taşımazken sadece % 24 yoğunluk Sünnilerde en yüksek orandayken İslam’ın önceliğini kabul etmektedir. Çok din- mektedirler. Ortalama olarak Müslümanların 80 70 60 45 50 40 30 49 41 47 47 44 54 37 61 31 29 20 54 57 27 65 10 0 Şiîler Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) Sünnîler Alevîler Türkçe Arapça Boşnakça Farsça Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) Bertelsm a n n Sti ftu n g | 16 | darlar kendi dinlerine öncelik verirken (% 36), % 48), veriler yaşlara göre detaylandırıldığın- % 38 de reddetmektedir. Bosna kökenlilerin da artan yaşla birlikte Tanrı’ya ve ölümden % 63’ü veya İran kökenlilerin % 75’i kendi sonra hayat olduğuna dair inanç azalmakta- dinlerine önceliği reddederken, Şiilerin % 65’i dır: 29 yaşındakilerin % 80’i Tanrı veya tanrı- ve Alevilerin % 75’i sıklıkla reddetmektedirler. sal olana ve öldükten sonra bir hayata inanır- Müslümanların sadece % 31’i (çok dindarların ken, 60 yaşın üstündekilerde bu oran sadece % 45’i) öncelikle Müslümanların ilahi kurtu- % 66’da kalmaktadır. luşa ereceğine inanmaktalar. % 37 – ve çok Almanya’daki Müslümanların Tanrı inancı tadır; burada Şiiler (% 50) Sünnilerden (% 31) çoğulculuk ve tolerans düşüncelerine açıktır: daha fazla. dindarların % 24’ü – bu görüşü paylaşmamak­ 12 Tüm müslümanlar (Sünnilerde % 84; Şiilerde % 71 ve Alevilerde Müslümanların % 67’si her dinin kendi gerçek bir esası olduğunu kabul ederken, çok Müslümanların % 41’i dinleri için büyük dindarlarda bu oran hatta biraz daha fazladır bedeller ödemeye pek hazır değil, % 20’nin bu (% 71). Sadece % 13 onaylamamıştır. % 86 konuda kesin bir fikri yok; % 33 ise bedel öde- | 17 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık meye hazır, yüzdelik oranı çok dindarlarda bunun önemi) yoğunluk endeksi çerçevesinde beklendiği üzere yüksek, burada % 50. Ancak özetlenmiştir. Burada ilgi çekici olan husus, çok dindarların neredeyse üçte birinin dinleri çeşitli yaş grupları arasında büyük bir fark için büyük bedeller ödemeye daha çok reddet- olmamasıdır: 60 yaşın üstündekilerin % 35’i, tileri burada vurgulanmaya değer. Şiiler ve genel ortalamanın % 34’lük oranına nazaran İran kökenliler % 51 ve % 60 oranıyla bedel ayda en az bir veya üç kez cemaatle namaza/ ödemeye hazır değil ve bu şekilde ortalama Cuma namazına katılmaktadır. Hiçbir vakit değerin üstünde yer almaktalar. Yaşlılar, özel- katılmayanların oranı ise yaşla paralel olarak likle de 50-59 yaşındakiler bedel ödemeye orta­ artmaktadır (18-29 yaş grubundakilerin % 34’ü, lamadan daha çok (% 43) hazır. 60 yaş üstü grubun % 43’ü). Öte yandan çok dindar olanların sadece % 42’sinin haftalık Müslümanların % 52’si İslam’a mümkün oldu­ cemaatle namaza/Cuma namazına katılıyor ğunca çok insanı kazanmaya pek çalışmamak­ olması şaşırtıcıyken, haftalık cemaatle nama- tadırlar, % 35’i bunu tamamen reddetmektedir za/Cuma namazına katılan erkeklerin sayısı- (bu değer artan yaşla birlikte oldukça yüksel- nın (erkeklerde toplam % 35), kadınların sayı- mektedir). Beklentileri haklı çıkarır şekilde sından ( kadınlarda toplam % 10) daha yüksek burada çok dindarlar başka insanları kendi olması beklendiği gibi bir sonucu yansıtmak- inançları için kazanmaya daha çok uğraşmak- ta. Kadınların % 52’si cemaatle namaza / Cuma tadırlar (% 44). Aleviler kendi inançlarının namazına hiç katılmıyorlar. Burada bütün geleneksel misyonuna uygun olarak % 78 bir Müslümanların da genelde % 52’sinin seyrek oranla reddetmektedirler. olarak katıldığının ya da hiç katılmadığının altı çizilmeli. Seyrek olarak cemaatle nama- Kamusal alandaki dini pratiğin boyutları za / Cuma namazına katılan Şiilerin sayısının (Cemaatle namaza/Cuma namazına katılım ve % 68 oranını yansıtması muhtemelen Şii cami­ Dindarlıkları orta ve yüksek seviyede beliren müslümanlar lerinin sayısındaki azlıktan ve oldukça dağınık lümanların % 39’u (% 61’i çok dindar) her gün halde bulunmalarından kaynaklanmaktadır. beş vakit farz namazdan en az birini kılarken, 100 Alevilerin % 77’sinin cemaatle namaza / Cuma % 28’i (% 44’ü çok dindar) beş vakit farz nama- 90 namazına katılmamaları da dini geleneklerine zın hepsini kılmaktadırlar. Arap kökenliler 80 dayanarak beklentilere uygunluk arzetmiştir. Türk kökenlilerden (% 26) daha çok günde beş Müslümanların çoğu geçtiğimiz yıl içerisinde % 20’si ise farz namazları kılmamaktadırlar. 14 70 78 60 50 40 30 49 41 21 18 69 32 42 45 30 35 36 36 sadece bir tek camiye gitmediler: % 14 iki cami- 52 22 20 21 10 0 15 DinMer Zih 52 56 29 30 29 27 DiÇo Müslümanlar namazdan daha sık olarak dua re gittiler, bu demektir ki hep aynı camiyi etmektedirler: % 60 günde en az bir kez dua ziyaret etmiş olan % 29’un yanında % 36 en az etmekte, bu oran çok dindarlarda % 84’tür. Yaş- 20 iki farklı camiye gitmiştir. Çok dindar Müslü- la paralel olarak dua etme sıklığı da artarken manlarda çok sayıda farklı camiye gidenlerin sadece % 8 hiç dua etmemektedirler. Meditas- oranı daha yüksektir: % 53 en az iki camiye yonun hiçbir rolü yoktur; yaşla birlikte artan DiOt ManOt Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) Dindarlığın merkeziyeti | Zihin | İnanç | Kamu içinde pratik | İbadet | Senin tecrübesi | Teist maneviyat modelleri | Meditasyon | AII/Bir olma tecrübesi | Panteist manevilik modeli | Dinî dönüşümlük | Dinî çoğulculuk | Dinî otoportre | Manevî otoportre Bertelsm a n n Stiftun g | 18 | ye, % 9 üç ve % 13 de üçten fazla farklı camile40 10 İna KaPrat İba SeTec TeMan Med AllTec PanMo DiDö Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) kez namaz kılmakta (% 47). Müslümanların 73 giderken, % 23 üçten fazla camiye gitmektedir. bir oran (% 13) günde en az bir kez meditasyon yapmaktadır. Tasavvufun mistik pratikleri açık Özel alandaki dini pratik noktasında yoğun bir şekilde burada belli olmamaktadır. Dua ve kişisel ibadet hayatı gözlemlenmektedir: Müs­ tasavvufi pratikler bu sebeple Müslümanların | 19 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık dindarlığına ilişkin ileride yapılacak olan talıklarda (% 51), hayatın zor anlarında (% 55) anketlerde daha fazla dikkate alınmalıdır. veya aile içindeki hadiselerde (% 66) gözlemlen­ mektedir. Dinin büyük önem taşımadığı alan- Ailesi, çocukları ve eşi Müslümanların hemen lar ise cinsellik (% 36), çalışma hayatı (% 25), hepsi için (en az % 90) eğitimde de olduğu beraberlik (% 45), eş seçimi (% 45), boş zaman gibi oldukça ya da çok önemli. İş ve meslek (% 26) ve özellikle de siyaset (sadece % 16!). bir parça daha az bir öneme sahip (ortalamada Bu veriler yaş, cinsiyet, köken ya da mezhep- % 86). Siyasete gösterilen ilginin azlığı ise lerden bağımsızdır. Dindarlığın merkeziliği şaşırtıcı ( Müslümanların sadece % 37’si olduk- sadece çok dindarlarda elde edilen yüksek ça ya da çok önemli bulmaktalar, değer yaşla değerlere dayanarak önemli durumdadır. birlikte artmakta). Dindarlığın sonuçları gözlemlendiğinde ise dini kuralların farklı önemlerde algılandığı görülmektedir: Ramazanda Sonuç oruç tutmak, hac, zekat vermek, yiyecek içe- Özet olarak dindarlığın merkeziliğinin Alman­ ceklerle ilgili hükümler veya abdestler Müslü­ ya’daki Müslümanlar için dini düşünce ve prati­ manların üçte ikisi tarafından oldukça ya da kler alanında büyük bir öneme sahip olduğu çok önemli olarak görülürken (yaşlılarda gen­ tespiti yapılabilir. Yüksek bir merkezilik çlerden daha fazla), bu oran kılık kıyafet kural­ değeri ise bir dogmatizm ya da fundamenta- larında % 36’da kalmakta. Dindar olmayan Müs­ lizm düşüncesine bağlanamaz: Almanya’daki lümanlar bile yaklaşık % 20 oranıyla yeme çok dindar Müslümanlar eleştirel yaklaşım içme ve temizlik kurallarını oldukça veya çok göstermekte, dini çoğulculuğu ve dinin günlük önemli bulmaktadırlar. Buna göre de ağırlıklı yaşamdaki gerekleriyle pragmatik bir etkile- bir çoğunluğun domuz eti yememesi ve alkol şim şeklini yansıtmaktadırlar. Göç kökeni ve kullanmaması şaşırtıcı değil. Burada dini norm inanç şekillerine bakılınca Müslümanların ve pratiklerin kültürel bir kimliğe bürünme- dindarlığına dair büyük bir çeşitlilik yansıtan sinden söz edilebilir. Başörtüsü takmayı bir tablo görülmektedir. Sünniler çoğunlukla çoğunluk reddederken (% 53, bunun % 56’sı Şiilerden daha dindar, İran ve Bosna kökenliler erkek, % 50’si kadın), % 37 oranında çok din- ise dine daha mesafeli duruyorlar. Genç ve dar da reddedenler arasındadır. 40 yaşının yaşlılar ise dindarlık konusunda birbirlerine altındakilerde başörtüsüne onay en yüksek yakınlar hatta gençler bazen daha dindar. oranda ama 29 yaşın altındakilerin çoğunlu- Kadın­lar – dinlerin çoğunda olduğu gibi – ğu bunu reddetmekte (% 52). Dindarlık5 en erkeklerden daha dindar olma eğilimini gös- güçlü olarak (oldukça/çok) çocukların eğiti- teriyorlar ama İslam’ın kamusal alandaki pra- minde (% 51), doğayla ilişkilerde (% 52), has- tiklerine daha az katılmaktalar. Açıklamalar | 20 | 1 Konuyla ilgili özet bilgi için bkz: Thielmann , J.: Islam and Muslims in Germany: An Introductory Exploration: Al-Harmarneh, A. und Thielmann, J. (Edit.): Islam and Muslims in Germany içinde. Leiden 2008. S. 1 – 29. 2 Din Monitörü’nün oluşumu ve yapısal prensipleri ve de kavram açıklaması için bkz. Stefan Huber’in yazısı: Bertelsmann Vakfı (Edit.): Din Monitörü 2008. Gütersloh 2007. S. 19 – 29. 3 Bu yüzdelik sayılar ölçülen verilere dayanmaktadır; gerçek oransal rakamlar Federal Almanya Cumhuriyeti’ndeki dört grubun dağılımına uyacak şekilde değerlendirildi. 4 Sünniler ve Şiiler arasındaki ayrım, Şiilerin Sünnilerden farklı olarak peygamberin amcasının oğlu ve damadı, dördüncü halife Ali’yi ve neslini gerçek imam olarak kabul etmeleridir. Aleviler ise Ali’yi yücelten ama dini bir öğretileri olmayan ve İslam’ın Beş Şartı’nı reddeden ayrı bir dini topluluktur. Alevilerin İslam’a mensup olup olmadıkları tartışmalıdır. Bkz: Elger, R. (Edit.) içinde: Kleines Islam-Lexikon. 5. yenilenmiş ve genişletilmiş 5. baskı. Mün­ chen 2008. 5 Burada kendilerini “hiç dindar olmayan“ şeklinde tanımlayanlar dahil edilmemişlerdir. | 21 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Dindarlık ve Aydınlanmacılık Birbirini Dışlamıyor “Dışlamak söz konusu olmamalı, tam tersine kendimize şu soruyu yöneltebilmeliyiz: Bizi birleştiren nedir? Birbirimizden ne öğrenebiliriz?“ Prof. Dr. Rita Süssmuth’un dinlerarası diyaloğun önemine ilişkin açıklaması Din Monitörü’nden çıkan bu yeni sonuçlar da bir çok klişeyi yıkmaktadır. Genelde Bütün bu veriler dinlerarası dialog için ne ifade ediyor? Dindarlık ve aydınlanmacı- geçerli olan şu: Dindarlığın merkeziliğini oluşturan alanlar geçmişte anlaşıldıklarından lığın birbirini dışlamadığı, tersine dindarlığın toplumun bütün parçaları için derin farklı değiller. Şimdiye dek dini olanın reddedilmesi veya dini olana karşı bir ilgisizlik bir anlama sahip olduğu. Buradan hareketle dinlerarası diyaloğa sıkıca tutunurken olarak tanımladığımız olgu, kiliselerin boş olmasından kaynaklanmaktadır. Aslında burada yaşayan halkın ne düşündüğünü unutmamamız önemlidir çünkü onları insanlar düşünüldüğünden daha fazla dindar, hem de her yaş grubunda. Halen bir memnun etmek durumundayız. Mevcut önyargıları gerçek veriler sayesinde daha arayış söz konusu. İnsanlar kendilerine soruyor: Benim hikayemin yöneticisi kim, kuvvetli biçimde kırmalıyız. Bunların dışında, diğer dinlere karşı büyük bir açık benim için yüce bir varlık, bir Tanrı var mı, eğer varsa yaşamıma ilişkin nasıl bir fikirlilik göze çarpmaktadır. Dışlamak söz konusu olmamalı, tam tersine kendimize anlama sahip? şu soruyu yöneltebilmeliyiz: Bizi birleştiren nedir? Birbirimizden ne öğrenebiliriz? Almanya’daki Müslümanların dindarlığına dair verileri gördüğümde dinlerarası Sıkça kendimize sorarız: Bu insanlar nereden buluyor bu gücü? Mutluluktan, ümit- diyalog için son derece önemli olan altı noktayı düşündüm: Birinci: Şimdiye dek ten, şükran duygusundan! Bunların hepsi onların günlük hayatına ait kavramlar. Ve Müslümanların dindarlığı bizde siyasi olarak algılanageldi, oysa gerçekte siyaset ve sonra sevginin yüce yeri! Bu alanlar araştırmada mümkün olduğunca açık şekilde siyasi yaklaşım Müslümanlarda çok az bir rol oynuyor. İkinci: Müslümanlar arasında belirtilmeli ve alıcılarıyla bağ kurulabilmelidir. Mesela din dersinin eğitim alanından farklı ağırlıkla da olsa dindarlık günlük yaşamla ve hayatın kendisiyle güçlü bir şekilde çıkartılmayıp ona dahil edilmesi gibi. Dinin eğitimin karşısında olduğu gibi bir yak- ilintili olarak algılanmakta ve temel yaşam alanları için son derece önemli. Üçüncü: laşım bu araştırmadan kesinlikle çıkartılamaz; tam tersine din aracılığıyla şekillenen Dini eğitim Müslümanlarda önemli, öte yandan dinle meslek yaşamının sürekli bir bir eğitim anlayışı vardır! Ayrıca elde edilen yeni verilere dayanarak, siyaset dünya- araçsallaşması söz konusu olmamaktadır. –burada daha çok geri planda kalma tavrı sında yürütülen dinlerarası ve kültürlerarası diyaloğun nasıl genişletilebileceğine hakimdir- Dördüncü: Dini alan 18-29 yaş arasındakilerde daha çok yer almaktadır. dair yaklaşımlar üzerine düşünülmelidir. Kendi dinini tanımayan ne başkasının dinini Bu tespit dindarlığa ilişkin yöneltilen çapraz soru kümeleriyle ortaya çıkmaktadır. anlayabilir ne de kendi dinini savunabilir. Bu veriler ışıgında dinden dönüşün söz konusu olmadığı da aşikardır. Beşinci: Bilinenin aksine eğitime büyük bir önem verilmektedir ve bu sadece erkeklerde söz Prof. Dr. Rita Süssmuth, 1985 – 1988 tarihleri arasında Federal Alman Aile, Kadınlar, Gençlik konusu değildir. Altıncı: Almanya’da Müslümanların çok çocuklu olduğu düşüncesi ve Sağlık Bakanı olarak, 1988 – 1998 tarihleri arasında da Federal Meclis Başkanı olarak görev halen hakimken bu araştırmayla bu klişe de yıkılmış oldu. En büyük grubu oluştu- yapmıştır. 2002 – 2004 tarihleri arasında Göç ve Uyum için Bilirkişi Kurulu’nda başkanlık ran yüzde 56 bir ya da iki çocuk sahibi, sadece yüzde 30’luk bir oranın üç çocuğu görevinde bulundu. var. | 22 | | 23 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Almanya’da Sünniler ve Şiiler Prof. Dr. Peter Heine Berlin Humboldt Üniversitesi Felsefe Fakültesi III´de profesördür ve orada aynı zamanda Asya ve Afrıka Bilimleri Bölümü’nün sınav komisyonu başkanıdır. Almanya’da İslam ve sünnî şiî ihtilafı ağırlıklı araştırma alanlarındandır. Bertelsmann Vakfı’nın Araştırma Verilerine İlişkin Bir Gözlem Prof. Dr. Peter Heine, Riem Spielhaus Riem Spielhaus İslam bilimcisi olarak Berlin Humboldt Üniversitesi´nde çalışmaktadır. Almanya’daki müslümanların organizasyon şekilleri ve dini pratikleri, ağarlıklı çalışma alanlarındandır. “Alman İslam Konfe­ ransı“’nın müzakere grubunda bilimsel uzman olarak üyedir. Almanya’daki İslam taraftarlarına yönelik 1980’lerde başlayan ve artarak devam eden lemez ve farklı mezhep ve inanç şekilleri ara- kamuoyunun ve bilim çevrelerinin ilgisi, son sındaki farklar da hiçbir şekilde teolojik derece dar bir çerçevede yapılan az sayıdaki görüşler ve pratiklere dayandırılamaz. Din nicel araştırmanın yanında özellikle Alman­ Monitörü ankete katılanların kendilerine dair ya’daki Müslümanların bizzat sürdürdükleri betimlemelerini ve bizzat verdikleri bilgileri nitel araştırmaların yapılmasını sağladı. toplamıştır. Bu şekilde bir nicel araştırmada Azınlıklara ilişkin rakamlar siyasi stratejilerin hangi motivasyonların verilen bilgileri ve gelişimi, oluşturulması ve meşruiyet kazan- sorulan tutumları sağladığı sorusu cevapsız masında büyük rol oynadığından dolayı, ülke kalmaktadır. Benzer şekilde Müslüman nüfusun dikkate de Sünniler ve Şiiler arasındaki kutuplaşmanın çapında nicel alan araştırmalarının yapılması değer bir rakam teşkil ettiği birçok ülkede ve İslam mezheplerine mensubiyetin sanıldı- gerekliliği farklı çevrelerce sıklıkla vurgula- sürdürülmüş olan Din Monitörü’nün anketle- ğından daha az veya karmaşık bir anlam taşı- rinde de İslam’daki çeşitli mezhep ve inanç dığı tespiti de yapılabilir. nagelmiştir. Almanya’daki Müslümanları konu olan bu araştırma, siyasi yönü sebebiyle Din Din Monitörü’nde Mezhepler ve İnanç Şekilleri şekilleriyle özdeşleşme bağlamında farklılık- Monitörü’nün diğer bölümleriyle arasında bir Din Monitörü ankete katılanların Sünni, Şii lar kendini göstermiştir1. Sünni veya Şii ola- farklılık arzetmektedir, bunun sebebi de bu veya Alevi olarak hangi dini mezhebe veya rak özdeşleşme, sonuçta sadece bu ayrımın Göçmen Kökenlilik türden anketlerin her zaman farklı yorumlara inanç şekline mensup oldukları sorusunu sosyo-politik çatışmalardaki siyasi mobilite Almanya’daki Müslümanların göç kökenleri son derece açık olmasından kaynaklanmakta- yöneltmişti. Almanya’da ankete katılan Müs- bağlamında olduğu ülkelerde bir rol oyna- ile mezhepleri ya da inanç şekilleri arasında- dır. lümanların % 9’u Şii, % 65’i Sünni ve % 8’i de maktadır. Böylece Asya ve Afrika ülkelerinin ki korelasyonlar yakından incelemeye değer. Aleviliğe mensup olduğunu belirtmiş, dikkati mukayesesinde Müslüman kadın ve erkekle- Burada göç alan ülkelerdeki mezhep ve inanç çeken % 19’luk bir oran ise verilen türlerden rin verdikleri yanıtlar dini-kültürel anlamlar şekillerinin bölgesel dağılımının bir yansıması Aşağıdaki izahlar Din Monitörü’nden elde edilen, dini inançlara ilişkin verileri konu birini değil de “diğer inanç şekilleri“ (% 11) ya taşıyan çeşitli mezhepler ve inanç şekillerine yer almaktadır. Buna göre Türk kökenlilerin almaktadır. Bu açıdan anketi cevaplayanların da “bilmiyorum/ cevapsız“ (% 8) seçeneklerini mensubiyetin farklı bir bilinçlenme ve yük- % 68’i, Arap kökenlilerin % 65’i ve Bosna köken­ İslam’daki farklı mezhep ve inanç şekillerine işaretlemiştir. Bosnalıların üçte birinden faz- lenme ölçütünü ortaya koymaktadır. ilişkin mensubiyetleriyle ilintili olan dindarlı- lası % 36) ise hiçbir grubu seçmezken, bu oran lilerin % 51’i Sünni iken, İran kökenlilerin yarıdan fazlası (% 57) Şiidir. Bosnalı ve Arap ğın ana boyutları noktasında farklılıklar olup İran asıllılarda sadece % 13’de kalmıştır. Şiilik Diğer inanç şekillerine mensup olduklarını kökenliler Alevi olduklarını belirttikleri halde olmadığı sorusu esas teşkil etmektedir. Başka ve Sünnilik arasındaki ikilik kavramı İslam belirtenlerin sayısındaki yükseklik dini bağ- Aleviler arasındaki tartışmasız en büyük çoğun­ bir deyişle biz burada inanç pratiğinin, teolo- üzerine süregelen akademik ve siyasi söyle- lamda başkaca ilintilere işaret etmektedir; luğu Türk kökenliler oluşturmuştur. Alman­ jik yaklaşımların ve dinin günlük yaşamdaki me hakim olduğu halde veya muhtemelen özel­ tasavvufi akımlar yanında bu sayı İslam’daki ya’daki Türk kökenlilerin toplamda % 9’u Ale- öneminin İslam’daki alt gruplara bağımlı bir likle bundan dolayı İslam iç hareketlerdeki fıkıh ekollerine ve son on yıllarda küresel vilik mensubu olduklarını belirtirken Türkiye durum gösterip göstermediğini inceliyoruz. kutuplaşma ile etki göstermektedir. çapta bir öneme ulaşan uluslarötesi ağlara ve anketinde bu oran sadece % 3’te kalmıştır. Bu dini topluluklara işaret edebilir. Almanya için durum kuvvetle muhtemeldir ki tamamen Aşağıda göreceğimiz üzere inanç sistemleri | 24 | ve gelinen ülke münferit olarak değerlendiri- | 25 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık araştırmanın metodik eksikliklerine (örn: dışına çıktıkları savından hareket edilebilir. Anket katılımcılarının dağıtımında veya belli Bir sonraki bölümde ele alınacak olan dinin grupların katılımına ilişkin seçici istek ) merkeziliği konusunun özellikleri açısından dayandırılamaz. göç (kısmen kaçış bağlamında) için taşınan Bu sapmalar bir yandan bu dini azınlığın gel- den (örneğin; İran ve TürkiyeI ankete katılan- dikleri ülke Türkiye’ye nazaran Almanya’da larda daha fazla din özgürlüğü arayışından büyük bir güvenlik ve din özgürlüğü duygusu kaynaklandığı geçerli bir yaklaşım olur. Bu motivasyonun hiç değilse belli başlı ülkeler- taşıyor olmalarını yansıtırken, diğer taraftan durum başka bir inanç şekli yaşama özgürlü- da göçmenlerin çifte azınlık konumundan kay- ğüne ya da hiç bir dini yaşamama özgürlüğüne naklanan grupla yoğun bir özdeşleşmeyi yan- işaret eder. sıtan nitel araştırmaların doğrulanması şeklinde yorumlanabilir. Bir diğer sebep de azınlık mensuplarının göç etmek için büyük bir Dinin Merkeziliğine Dair istek göstermiş olmaları ve Türkiye’den misafir Dindarlığın beş boyutu hakkında yöneltilen işçi alımı çerçevesinde ülkeden ayrılma fırsa- sorulara verilen cevaplar temel alınarak: Dini tını kullanmış olmalarına dayanabilir. 1980’ler- refleksivite, inanç, cemaatle dini pratik (cema- de Almanya’ya iltica eden siyasi mülteciler atle namaz), özel alan pratikleri (namaz) ve arasında çok sayıda Alevi de bulunmaktaydı. Tanrı tecrübesi Din Monitörü’nde katılımcıların İran kökenlilerin hatırı sayılır yükseklikte bir ye (dindar olmayan, dindar ve çok dindar) % 29 oranıyla Sünni olduklarını belirtmeleri ayrılmalarını sağlamaktadır. dinin merkeziliği maddesi altında üç kategori- de aynı şekilde açıklanabilir. İran’daki Sünnilerin resmi rakamlara göre toplam nüfusun Maddelere göre bir sınıflandırma sonucunda yüzde 10’undan daha az olmasına binaen, daha Aleviler dindar olmayan katılımcıların çoğun- çok dini azınlığa mensup olan İranlıların ülke luğunu (% 21) oluşturdu, bunu (% 9) ile Şiiler Hangi İslami mezhebe mensupsunuz? ...misiniz? Göçmen kökenli Tümü Türk Boşnak Arap Dindar Dindar olmayan Çok dindar 2007 1525 118 81 283 100 985 829 9 6 7 57 14 16 11 6 Sünnî 65 68 51 29 65 31 59 74 Alevî 8 9 5 1 2 32 10 veya başka bir mezhebe mi aitsiniz? 11 11 17 8 9 8 Bilmiyorum, Cevap yok 8 7 19 5 10 100 100 100 100 Temel (=100%) Şiî Toplam da çok dindarların en yüksek sayısına (% 47) şekilde birbirinden ayrılamamaktadır. daha fazla. Şiiler (% 29)’luk bir oranla ortada Almanya’daki ankete katılan Müslümanların yer alıyorlar. Aleviler’in yaklaşık üçte ikisi büyük bir çoğunluğu dindar ya da çok dindar (% 65) ve bundan sadece dört oran daha az bir olarak tahmin edilmektedir (% 90). Cemaatle rakamla (% 61) Şiiler dindar olarak sınıflandı. yapılan dini pratik ise % 66,5 oranıyla orta ya Öte yandan bu verilerde mezhep ve inanç şekil­ da yüksek bir yoğunluğa tekabül ederek açık 2 lerinin bizzat dini merkeziliği gerekli kıldık- şekilde daha az bir rakamda kalmaktadır. Gün- ları tespit edilememektedir. Özellikle bu nok- de beş vakit namaz şeklindeki özel alan dini tada merkezilik ve dindarlık, mezhep ve inanç pratiği ise oldukça yüksek bir orandadır. Katı- 11 11 şekli ile göç kökeni arasındaki korelasyon göz lımcıların üçte biri günde 2-4 kez namaz kılar- 13 9 7 önüne alınmalıdır. Bu bağlamda İran kökenli ken % 28 de farz olan beş vakit namazın tama- 100 100 100 katılımcıların yarısından fazlası Şii ve Şiiler mını kıldıklarını belirtmişlerdir. Not: Tabela yukarıdan aşağıya doğru okunur Bertelsm a n n Stiftung | 26 | rinin hangisinin daha güçlü olduğu açık ulaşıldı, bu oran Alevilerin (% 12) dört katı Dindarlığın merkeziliği İranlı ve de (% 2) ile Sünniler izledi. Sünniler arasın- arasında da İranlıların oransal rakamı yüksek durumdadır. O halde göç motivasyonu, etnisite ya da mezhep ve inanç şekilleri etki faktörle- | 27 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Dini Eğitim sahiptir. Oran Şiilerde yüzde 62’dir. Dini Şiilerin üçte ikiden daha fazlası (65%) ve Sün- yükümlülükler sıralamasında aynı oranda nilerin de aynı şekilde % 73’ü dindar yetişip öneme sahip Ramazan ayında oruç emri ve yetişmedikleri sorusuna olumlu yanıt verirken temizlik kuralları Sünniler ve Şiilerde ikinci bu oran Aleviler’de üçte bir oranına bile ulaş- sırada yer alıyor. Hac ile yiyecek ve içecekler- mamıştır (% 27). Bu bağlamda inanç sistemi le ilgili hükümler aynı şekilde hem Sünniler- ve öz eğitimin algılanması arasındaki güçlü de hem de Şiilerde üçüncü sırada. Yine her ilişki ortaya çıkmaktadır. Dikkate şayan bir iki grupta birden son sırada yer alan kıyafet- diğer nokta da eğitim ve dinin merkeziliği le ilgili düzenlemelere dair Sünnilerin % 40’ı, arasındaki korelasyonun anlaşılabilir olmasıdır. Şiilerin % 28’i ve de Alevilerin % 26’sı olduk- Çok dindarların % 81’i dindar yetiştirildiğini ça veya çok önemli ifadesini kullanmışlardır. belirtirken dindar olmayanların % 79’u da dini Başörtüsüne ilişkin yöneltilen sorulara verilen eğitim almadığını belirtmiştir. cevapların da gösterdiği üzere, kıyafetle ilgili düzenlemeler hakkındaki yaklaşımlar oldukça farklı. Sünnilerin üçte biri, Şiilerin dörtte Dini Hükümlerin ve Ritüellerin Önemi biri ve Alevilerin yüzde altısı Müslüman kadınların başörtüsü takması gerektiği düşüncesini İslami ilimler perspektifinden bakınca taşımaktadırlar. Ankete katılan Alevilerde dini İslam’daki dini yükümlülüklerin araştırılma- emirlerin önemine göre sıralanmasında Şii ve sına ilişkin dikkat çekici bir sorun karmaşık- Sünnilere göre bir farklılık söz konusudur: lığı mevcuttur. Katılımcıların çoğunluğu için Zekatın ardından temizlik kuralları en önem- zekat vermek Aleviler’de % 36 ile Sünnilerin lidir ve üçüncü sıradaki yiyecek ve içecekle yarısı (% 81) kadar da olsa çok önemli veya ilgili hükümleri, kıyafetle ilgili düzenlemeler oldukça önemli tanımlarıyla en büyük öneme ve Ramazan’da oruç takip etmektedir. Beşinci Mezheplere göre hükümlerin önemi Şiîler 90 70 17 73 Alevîler Sünnîler 100 80 13 78 21 50 53 30 29 39 20 30 28 18 51 33 40 20 26 12 81 13 76 12 74 16 59 60 40 sırada hac yer almaktadır. Alevilerin % 40’ı 17 61 12 57 27 36 0 Yiyecek ve içeceklerle ilgili hükümler Kıyafetle ilgili hükümler Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) | 28 | Ramazan’da oruç tutmak Abdestle ilgili hükümler Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) konusu olan farklılıklar neredeyse hiç dikkate alınmadığı için cevapların inanç pratiğini sında benzer öncelikler gösterseler de Sünni- gerçekten ne derece yansıttığı sorusu yanıtsız ler her bir emri Şiilere göre daha önemli ola- kalmaktadır2. Sonuçta farklılıklar o kadar rak belirtmişlerdir. Aleviler, dini emirlere karakteristik ki kişisel olarak uygulanan dini daha az önem vermekle ve daha az önceliğe pratiklerin cemaatle yapılanlardan çok daha almakla diğerlerinden ayrılmaktadırlar. önemli olarak görüldüğünden ve Sünnilerin bu konuda da Şiiler ve Alevilere nazaran belir- 23 17 10 ömründe bir kez hacca gitmeyi istemektedir. Şiiler ve Sünniler dini emirlerin önemi nokta- gin şekilde bir yoğunluk sergilediklerinden 18 42 14 24 larda mezhebi eğilimlerin dini pratiğinde söz Ömründe bir defa hacca gitmek Zekat vermek Bertelsm a n n Sti ftu n g Kişisel ve Cemaatle Yapılan İbadetler hareket edilebilir. Kişisel ibadetler Alevi ve Şii katılımcıların Alkol ve domuz eti tüketimi sorusuna verilen yarısı ve Sünnilerin üçte ikisi için dini pratik- cevaplarda, Şiiler, Sünniler ve Aleviler (inanç te büyük bir öneme sahip. Cemaatle yapılan yoğunluğundan bağımsız olarak) birbirine ibadetler ise sadece yarısı kadar ya da daha az yaklaşmaktadır. Alevilerin yarısı seyrek alkol sayıda katılımcı için büyük bir önem taşıyor. kullandığını ya da hiç kullanmadığını belirtir- Dinin topluluk bağlamındaki boyutlarının ken, Şii ve Alevilerin yüzde onundan daha az etkisi Alevilerin sadece yüzde onunda çok, bir oran sıklıkla alkol tüketmektedir. Sünni- diğer bir yüzde onunda ise orta olarak gözle- lerde sık alkol kullanma oranı ise yüzde beş- niyor. Alevi katılımcılara ilişkin olarak, soru- ten daha azdır. Ara sıra alkol alan Şiilerin | 29 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık sayısı Sünnilerin iki katı ve Alevilerin sayısı lık göstermektedirler. Din toplamda Sünnile- ise Sünnilerin dört katı. Ankete her mezhep- rin büyük bir çoğunluğu için genel yaşam ten katılanların çoğunluğu domuz eti yemiyor, tarzı üzerinde ( meslek, boş zaman ve siyasi ama Şiiler ve Aleviler arasında yüzde on civa- düşünceler hariç) büyük bir öneme ve geçer- rında bir oran ve Sünnilerde yüzde bir oranı liliğe sahiptir. Bu durum daha az sayıda da sıklıkla ya da çok sık domuz eti tüketmekte. olsa yine de hatırı sayılır bir çoklukta Şiiler için de geçerlidir. Aleviler ise yaşam alanları üzerinde dinin etkisini az olarak değerlendir- Dini İnanışların Genel Hayat Tarzı Üzerine Etkileri mektedirler. Müslümanların ilk plandaki alanlarının (eğitim, evlilik, aile, doğayla ilişkiler, zorluklara Yaşam Alanlarının Taşıdığı Önem karşı gösterilen reaksiyon ve yaşam içindeki Aile ve çocuklar bütün mezheplerden katılım- değişimler) genel toplamda Müslüman olma cıların büyük bir çoğunluğu için oldukça bilincine sıkı bir şekilde bağımlı olduğu tespit önemliden çok önemliye kadar kadar olan edilebilirken, meslek hayatı, boş zaman ve sıralamada yer alıyor. Din pratiği ve dini ref- siyasi düşünceler hakkındakı sorular daha az leksivite konusundaki verilerle uyumlu bir din ile ilişkili olarak tespit edilmiştir. Farklı şekilde Sünnilerin yarısı ve Şiilerin üçte biri mezhep ve inanç mensupları arasında az da dinin kendileri için çok önemli olduğunu ifa- olsa farklar bulunmaktadır. Buna göre sorulan de etmişlerdir. Buna karşın Alevilerde sadece yaşam alanlarında dine çok veya çok fazla bir % 13 için din çok önemli bir rol oynamaktadır pay biçen Şiilerin oranı istisnasız, Sünniler- ve bu noktada da anketten elde edilen veriler- den bir kaç yüzdelik oran daha aşağıda yer deki diğerleriyle değerlendirmede bir kore- almaktadır. Aleviler ise çok büyük bir farklı- lasyon oluşmaktadır. Siyaset ise Alevilerde Mezheplere göre kamusal alan ve özel alan pratiği (ibadet) Şii ve Sünnilerden (% 20) daha yüksek bir Açıklamalar oranda (% 30) çok önemli olarak verilmiştir. 1 80 76 70 Sonuç olarak, Şiiler ve Sünniler arasındaki farkların bilhassa dindarlığın yoğunluk dere- 60 cesi ve ve merkeziliğinde toplandığı tespiti 50 sunulabilir. Üçüncü bir inanç topluluğuyla, 53 40 30 20 24 28 28 kökeninin ve mezheplerin analizi dini grupların gelinen ülkelere dağılımıyla oranında para19 16 9 0 Iba Şiîler Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) mu desteklemektedir. Din Monitörü’nde göç 32 10 KaPrat Alevilerle yapılan karşılaştırma da bu duru- 46 42 KaPrat Iba Sünnîler lellik arzetmeyen bir dağılım göstermektedir. Böylece burada niceliksel olarak Müslüman 13 topluluğun kendi içindeki azınlıkların (örn; KaPrat Iba Alevîler Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) İran kökenli Sünniler) Almanya’daki Müslümanların, gelinen ülkelerden daha büyük bir kısmını teşkil ettikleri kanıtlanabilmektedir. Bakınız; Endonezya, İsrail, Fas, Nijerya ve Türkiye üzerine yapılan Din Monitörü’nün karşılaştırmalı değerlendirmesi. Nijerya’da ankete katılanların üçte biri ve Endonezya’dakilerin neredeyse üçte ikisi seçeneklerde yer alanların haricinde bir mezhep ve inanç şekline mensup olduğunu belirtmiştir. 2 Oruç ve cami ziyareti sorularıyla Aleviliğin kendine has özellikleri dikkate alınmamıştır. Aleviler, Sünni ve Şiilerin oruç hakkındaki bilinen değer yargılarından farklı başka yaklaşımları baz almaktadırlar ve ibadet yerlerini de cami değil de cemevi olarak isimlendirirler. İzah gerektiren noktalar mesela, ankete katılanların “camiyi“ “cemevi“ için eşanlamlı olarak algılayıp algılamadıkları veya cemevlerinin ve diğer Alevi cemaat merkezlerinin sıkça ziyaret dilmesine rağmen bu noktada olumlu cevap verilmemiş olmasıdır. KaPrat=Kamu içende pratik; Iba=İbadet Bertelsm a n n Sti ftu n g | 30 | | 31 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Almanya’da Aleviler “Almanya’da Müslümanlar” anketinden Prof. Dr. Martin Sökefeld (Ekim 2008´ den itibaren) Münih Üniversitesi Etnoloji Bölümü´nde profesördür. Ağırllıklı çalışma alanları kimlik teorisi, siyaset, diyaspora ve ulusötesicilik, Müslüman gruplar ve toplumlardır. Avrupa, Türkiye ve Güney Asya (Pakistan, Keşmir) bölgeleri ­üzerinde uzmanlaşmıştır. edinilen verilere dair yorum Prof. Dr. Martin Sökefeld Bertelsmann Vakfı’nın Almanya’daki Müslü- kındaki önyargılar kısmen de olsa varlığını Alevi Cemaati’ne bağlı olan yaklaşık 150 Alevi me göstermiştir. Aleviler için bağlayıcı olan manlara dair yaptığı Din Monitörü Araştırması sürdürmektedir. Türkiye’deki toplumsal dönü- derneği mevcuttur. İslam’da emredildiği üzere günde beş vakit Almanya’daki Aleviler hakkında ülke çapında şüm, bilhassa da büyük şehirlere yapılan iç niteliksel veriler sunan ilk araştırma özelliği- göç Alevilerin geleneksel ve toplumsal yapı- ni taşımaktadır. Aleviler ancak kısa bir süredir bilimin ve – az da olsa- kamuoyunun dikkatini üzerine çeken dini-kültürel bir azınlıktır. denilen toplu olarak yapılan bir ritüelde bira- lanmalarını büyük ölçüde bozdu. Alevilerin dığı Alevilerin yaşamında seküler anlayış raya gelmektir. İslam’daki farz namazlarına son yıllarda yeniden yapılanmaları dernekler hakim durumdadır. Yetmişli ve seksenli yıl- bir nevi antitez teşkil eden cem ayinine kadın- şeklinde gelişmiştir. larda sol düşüncenin Alevileri büyük ölçüde lar ve erkekler birlikte katılır, müzik ve ritüel etkilemesi neticesinde Aleviliğin anlamı bir bir dans olan semah ayinin esasını teşkil eder Alevilik 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’daki köklü toplumsal değişimler ve dini-siyasi pro- “din“ olmaktan çıkarak (dini olmayan) bir “kül- testo hareketleri neticesinde, kendi içinde Şii Aleviler İçin Dinin Önemi tür“ şeklinde dönüşüme uğradı. Alevi inançla- İslam’dan ve sufi gelenekten etkilenimleri Türkiye’den gelen diğer göçmenler gibi Alevi- rı ve dini pratikler hem ortodoks İslam inan- ve toplu yemekle ritüel sona erer. birleştirdi, tahminen de İslamlık öncesi Şama- ler de 1960’ların ortalarından itibaren işçi cından hem Sünni hem de Şii anlayıştan radi- nizm ve Hristiyan düşünce kalıplarından da olarak Almanya’ya gelmeye başladılar. Hem kal şekilde ayrılmaktadır. Aleviler peygamber Din Monitörü’nden Elde Edilen Sonuçlar etkilendi. Osmanlı Devleti’nde Sünni İslam Türkiye’de hem Almanya’da Aleviliğe mensu- ailesini ve oniki imamı yüceltme noktasında Din Monitörü’nden elde edilen verilerin çoğu, düşüncesinin hakimiyetiyle heterodoks mür- biyet nüfus sayımlarında dikkate alınmadığı Şiilerle birleşseler de İslam Hukuku’nu red- dinin herhangi bir rolünün olmadığı son dere- tedler olarak damgalanan ve o vakitler Kızıl- için gerçek Alevi sayısı her iki ülkede de bilin- detmekteler ve İslam’ın Beş Şartı’nı bağlayıcı ce sekülerleşmiş bir zümre tablosunu doğru- baş olarak tanımlanan Aleviler kısmen yoğun memektedir ama Almanya’daki tahmini sayı olarak görmemektedirler. Namaz kılmak, oruç lamaktadır. Araştırmadan çıkan rakamlara takibatlara da uğramışlardır. Bunun üzerine 300.000 ila 700.000 arasında oynamaktadır. tutmak ve hacca gitmek Aleviler için bir öneme göre mesela Aleviler araştırmaya katılan diğer haiz değildir. Alevi düşüncesinin merkezini topluluk mensuplarından daha seyrek olarak çoğunlukla geçit vermeyen dağlık bölgelere | 32 | namaz kılmak değil yılda en az bir kez cem Dinin genel anlamda geri planda bir rol oyna- çekilen Aleviler kendilerini dışarıya karşı da Aleviler Türkiye de olduğu gibi Almanya’da Tanrı birliği ve yaratıcılık ögeleri teşkil eder. dini konular üzerinde düşünmektedirler. Ale- Alevi kimliklerini gizlemişlerdir. Bu takiyye da takiyye yapmışlardır. Ancak Türkiye’deki Dogmatik olmayan Alevilik’te inanç esaslarını vilerin çoğunluğu dini eğitim almadığını (% 71), yani ait oldukları gerçek dini gizlemek ancak gelişmelerle birlikte ve yakından ilintili ola- belirleyecek ya da belirli yorumları bağlayıcı dini kitapları seyrek okuduğunu veya hiç oku- son on yıllarda bırakılmıştır. Aleviler Türkiye’de rak 1980’lerde çok sayıda dernek kuruluşuy- kılacak bir merkezi mercii bulunmamaktadır. madığını (% 70) ve günlük hayatında dini emir halen bir dini topluluk olarak kabul edilme- la birlikte Almanya’da bir Alevi hareketi baş- Kutsal metinlerin bir rol oynamadığı Alevilik ve yasaklara yok denecek kadar az uyduğunu mektedir. Alevi ritüellerinin yerine getirilme- lamıştır. Bugün Almanya’da üçte ikisi merke- düşüncesi sözlü rivayete dayalı şekilde farklı (% 59) belirtmiştir. Son derece az sayıda Alevi si ise uzun süre yasaktı. Halen Aleviler hak- zi Köln’de bulunan çatı kuruluşu Almanya bölgesel özellikleri kendine katarak bir geliş- belli başlı önemli konularda kendi dinlerinin | 33 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık doğru olduğu (% 7) fikrini taşırken sadece % 13 Şaşırtıcı ve benim açımdan açıklanması gere- kendilerini “oldukça“ ya da “çok“ dindar ola- ken ise geneli yansıtan bu tablodaki sapmalar. rak tanımlamışlardır. Din Monitörü’nün dinin Buna göre mesela Alevilerin % 26’sı için kıya- merkeziliğine dair oluşturduğu endekse daya- fetle ilgili hükümler önemli1 – ne var ki narak Alevilerin % 21’inin dindarlıkla hiç iliş- Aleviler’de ortalama Avrupa düşüncesine göre kisinin olmadığı, % 65’inin orta derecede din- uygun bir kıyafet anlayışının ötesine geçen dar olduğu ve sadece % 12’sinin çok dindar özel kılık kıyafet düzenlemeleri mevcut değil- olduğu görülmektedir. Kamusal dini pratikler dir.- Öte yandan dini bir emir olarak Alevilik’te üzerine hazırlanan endeks de benzer bir tab- yer almazken Ramazan’da oruç tutmak % 24 loyu yansıtmaktadır: Alevilerin % 75’i “düşük“ için önemlidir. Aynı şekilde şaşırtıcı bir sonuç (dini pratik az bir öneme sahip), % 13 “orta“ da Alevilerin % 17’sinin haccı önemli bulma- ve sadece % 9 “yüksek“ olarak sınıflanmıştır. sıdır. % 15 cemaatle namaza/Cuma namazına Bu rakamlarda Aleviler Sünnilerden büyük katılmayı önemserken % 19 için de Müslüman­ bir farklılık gösterirken dinlerinde daha büyük ların farz namazları önemli. Cuma namazına bir öneme sahip olan Şiilerden (az da olsa) de gerçekten katıldığını söyleyenlerin oranı % 5, ayrılmaktadırlar. Aleviliğin misyonerlik öge- günde beş vakit namaz kıldığını belirtenlerin lerini taşımadığı da açıkça belli olmaktadır: oranı ise % 2. Hatta araştırmaya göre % 5 kadın- İnsanları kendi dini için kazanmaya çalışman- lar için başörtüsünün gerekliliğini ifade etmiş- ların oranı, Şiilerdeki % 23’e ve Sünnilerdeki tir. Oysa Alevilerin başörtüsünü kabul etme- % 31’den farklı olarak sadece % 9’da kalmak- mesi hususu aynen haccın, orucun ve nama- tadır. Veriler büyük oranda Almanya’daki Ale- zın bir anlam ifade etmemesi gibi Sünnilikten vilere ilişkin şimdiye kadar yapılan araştır- ayrıldıkları temel noktalardan biri olarak gös- maları doğrulama eğilimini göstermektedir. terilmektedir. Dindarlığın merkezîliği ve Alevîler´ deki öz boyutlar Aleviliğe ilişkin genel tablodan sapmaların nin Ramazan’da oruç tutmayı önemli olarak oldukça büyük bir kısmı Almanya’daki Alevi- görmesini açıklayamamaktadır. 100 ler üzerine yıllardır sürdürmekte olduğum 90 80 70 60 50 33 40 48 10 0 46 38 30 20 19 65 36 27 12 DinMer Zih İna Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) 13 16 9 11 KaPrat İba Med 35 15 18 19 SeTec AllTec 27 21 9 TeMan PanMo Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) Dindarlığın merkeziyeti | Zihin | İnanç | Kamu içinde pratik | İbadet | Meditasyon | Senin tecrübesi | AII/Bir olma tecrübesi | Teist maneviyat modelleri | Panteist manevilik modeli Bertelsm a n n Stiftun g | 34 | araştırmalarım doğrultusunda ters düşmekte- Başkaca hangi izahlardan söz edilebilir? Bun- dir. Elbette kendi din kardeşlerinin çoğundan lardan bir tanesi araştırmada “Aleviler“ ve farklı düşünen ve hareket eden “aykırı sesler” “Alevilik“ adı altında aslında ne anlaşıldığı her zaman olmuştur, buna göre Ramazan’da sorusuna ilişkindir. Başlangıçta betimlediğim oruç tutmak veya Mekke’ye hacca gitmek tablo Türkiye’den göç etmiş, Almanya’da en isteyen Aleviler de mevcuttur. Sünni İslam’ın büyük grubu oluşturan ve “Alevi“ sıfatını kısmen yoğun baskısına – Alevi kuruluşları sahiplenmiş Anadolu Alevileri’ne atıf yapmak- sürekli olarak Sünni asimilasyon çabalarından tadır. Ama bunun dışında da aynı tanımlama- şikayet etmektedirler – karşı belli bir güven- yı kullanan başka gelenek ve gruplar mevcut- sizlik burada bir etken olabilir. Bundan başka tur. Buna göre Suriye’de Nusayriler vardır ve kendileri ya da ataları Sünni inancı seçmiş Fas Kraliyet Sarayı da “ Nusayri“ sıfatını kul- olan ama kendilerini zaman zaman halen Ale- lanmaktadır. Almanca’da sadece küçük bir vi olarak tanımlayanlar da söz konusu. Ne var farklılıkla birbirinden ayrılan terimler (alevi- ki bu durum ankete katılanlarak kendilerini tisch-alawitisch) yüzyüze ve telefonla yapılan Alevi olarak görenlerin neredeyse dörtte biri- bir ankette farkedilmemiş olabilir. Suriye | 35 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Devlet Başkanı’nın da mensubu olduğu ve liği yakından tanımadıklarından hareket etti­ Nusayriler olarak da bilinen Suriye Alevileri klerini ve bu sebeple “Sünni“ sorulara “Alevi“ kendi inanç sistemlerinde Anadolu cevaplar verdiklerini söyleyebilirim. Bu bağ- Aleviliği’nden köklü bir şekilde ayrılmakta- lamda Ramazan ayındaki oruca dair bir soru- dırlar. Suriye Aleviliği sadece mensuplarına ya Alevilerin Muharrem orucunu düşünerek açık olan ve kamuoyunda çok az bilinen bir buna göre cevap vermeleri muhtemeldir çünkü sır öğretisidir. Özel ritüelleri yanında Arap Ramazan zaten kabul edilmemektedir. Benzer Alevileri – Alevilerin tersine- genellikle farz bir mekanizma cemaatle namazın / Cuma namazları ve Ramazan’da oruç gibi Müslüman­ namazının önemli görüldüğünü yansıtan ların “olağan“ ritüellerini yerine getirmekte- cevapları da açıklayabilir. Ankette “cemaatle dirler. Almanya’da da büyük çoğunluğu eski namaz/Cuma namazı“ hakkında yöneltilen Doğu Almanya’ya göç etmiş Suriye kökenli sorulara Aleviler “cemaatle namaz“ ifadesini Arap Alevileri vardır. kolaylıkla Alevi cem ayiniyle özdeşleştirerek cevaplamış olabilirler. Gerçekten de Din Monitörü’nde yer alan göçmenlere ilişkin “Aleviler“ kategorisi heterojen Beklenmedik diğer bir nokta da ankete katı- bir özellik yansıtmakta: Ankete katılan Alevi- lan Türk kökenlilerdeki Alevi sayısının düşük lerden sadece yaklaşık % 90’ı Türkiye köken- olması: Soruların yöneltildiği Türkiye’den göç liyken kendini “Alevi“ olarak tanımlayan diğer edenlerin sadece % 9’u kendilerini Alevi olarak katılımcılar ise kökenlerini Bosnalı, İranlı ve ifade etmişlerdir. Elbette istatistiksel tesadüf- “Arap“ olarak belirtmişlerdir.2 Türkiye’nin lere tahakkuk eden kısmi numunenin az sayı- Suriye sınırında yer alan Hatay şehrinde de sı sebebiyle bu oran Almanya’daki Alevilerin Suriye geleneğini taşıyan bir Arap Alevileri tamamına maledilemez ama olagelen tahmin- azınlığı yaşamaktadır. lerden sapmanın bu kadar büyük olması da Türkiye kökenli olmayan Alevilerin takriben nek de takiyyenin, yani öz mensubiyetin giz- yüzde onu Ramazan’da oruç tutmanın ankete lenmesinin halen önemini kaybetmediği için katılan Alevilerin dörtte biri için neden önemli ankete katılan Alevilerin kendilerini bu şekil- bir izahı gerekli kılmaktadır. Bir diğer seçe- Araştırma fevkalade ilginç veriler ortaya koy- olduğuna dair tatmin edici bir izah yapamamış- de özdeşleştirmedikleridir. Daha önemli diğer da görüşlerinden son derece emin olan ve muştur. Ne var ki bu verilerin her halükarda lardır. Bu dörtte bir oranı teşkil edenlerin Ana- bir ihtimal de ankette izlenen metod sebebiyle bunu savunan da yine bu kısımdır. Bu bağ- Almanya’daki (Anadolu) Alevilerinin düşünce dolu Alevileri olması kuvvetle muhtemeldir. Alevilerin bir kısmının sistematik olarak dev- lamda bu görüşü savunan birçok Alevinin ken­ ve pratiklerine ilişkin gerçekçi bir tabloyu re dışı kalmış olmasıdır. Çünkü anket for- dilerini İslamiyet’in mensubu olarak görme- yansıttığı öne sürülemez. Anadolu Alevilerinin ( bundan böyle kısaltma munda ilk olarak İslam’a mensubiyet sorulur- dikleri ve bu şekilde anketten hariç tutulduk- olarak “Aleviler“ ifadesini kullanacağım) Müs­ ken ikinci sırada ancak Aleviliğe mensubiyet ları kuvvetle muhtelmeldir.3 İslami pratikler lümanların Ramazan ayına değil de Muharrem sorusu yer almıştır. Anket – somut olarak (Ramazan, farz namazları, vb.) karşısında son Açıklamalar 1 Değerlendirmede kolaylık sağlaması için ankette yer alan “oldukça önemli“ ve “çok önemli“ kategorilerini “önemli“ başlığı altında topladım. 2 Ankete katılan Afganlılar gelinen ülkeye ilişkin “diğer“ şeklinde bir kategori olmadığından dolayı büyük olasılıkla “Arap kökenliler“ grubuna dahil edildi. 3 Araştırmada tesadüfi olarak seçilmiş kişilere, Hristiyanlığa, Yahudiliğe, İslama, Hinduizme, Budizme, başka bir inanç sistemine veya hiçbir inanç sistemine mensup olup olmadıkları sorulmuştur. Buna göre anket bu soruda sadece İslam’a mensup olduğunu belirtenlerle devam ettirilmiştir. ayına tekabül eden kendi oruç zamanları var- anket formu – Aleviliğin İslam’a dahil oldu- derece eleştirel bir yaklaşıma sahip Aleviler dır. Şiiler için de önemli olan Muharrem orucu ğundan hareket etmiştir. İşte tam bu nokta de ankette daha az temsil edilmiştir. Aleviliğin İmam Hüseyin ve arkadaşlarının 680 senesin­ Almanya’daki Aleviler arasında yoğun olarak İslam’ın bir kolu olmadığı görüşü özellikle de Kerbela’da yaşadıkları acıyı ve onların ölü- tartışılmaktadır. İlk başta da çatı kuruluşu Alevi Cemaati’ne bağlı dernekler tarafından münü hatırlatır. Bu oruç Ramazan orucundan Almanya Alevi Cemaati Aleviliği İslam’a men- temsil edildiğinden, bir derneğe aidiyetin çok farklıdır; sadece oniki gün tutulur ve gün sup olmayan, başlı başına bir din olarak gör- Ramazan, farz namazı, hac, vb. hakkındaki içerisinde yeme ve içmenin kesilmesi değil mektedir. Bunun sebepleri herşeyden önce sorulara verilen cevaplarda etkili olup olma- sadece belli gıdaların alınmaması söz konusu­ Aleviler ve “ortodoks“ İslam anlayışı arasın- dığı ilginç olabilirdi. Alevilere ilişkin kısmi dur. Oldukça az sayıda Alevi bu orucu bütü- daki gergin tarihi ilişkilerde ( Aleviler yüzyıl- numune çok küçük olduğundan ve böyle bir nüyle yerine getirmektedir, büyük çoğunluk larca Müslüman olarak kabul edilmediler) ve korelasyon verilmiş çerçeve içinde istatistik- ise – şayet tutarlarsa – bir kaç günlük bir per- İslam’ın günümüzde hakim olan aşırı olum- sel olarak ikna edici olmayacağından değer- hizle yetinmektedir. suz imajında yatmaktadır. Aleviliğin İslami lendirmeye tabi tutulmamıştır. olmadığı görüşü Alevilerin sadece küçük bir | 36 | bir ankette % 37 bu görüşten) savunuluyor olsa Araştırmalarıma dayanarak Alevilerin anket- kısmı tarafından (Hamburg’daki Alevi dernek- te dolaylı şekilde soruları yöneltenlerin Alevi- leri üyeleri arasında bir kaç yıl önce yapılan | 37 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Röportajlar “Din Toplumu Birarada Tutan Harçtır“ Abdullah Takım Türkçe konuşan gruba ilişkin sonuçları değerlendirdi Profesör Dr. Abdullah Takım 1972 İstanbul doğumlu olup Bochum’da Şarkiyat, İslami Bilimler ve ­Felsefe okumuştur. 2007’den beri İslam dini alanında misafir profesör olarak Frankfurt am Main’de bulunmaktadır. Sizi şaşırtan sonuçlar oldu mu? Türkçe konuşan müslümanlar için çok dindarlık ne Peki kabul ediyor mu? Din Monitörü’nden elde edilen verilerde çözüm yak- Hayır olmadı; çok dindarlık beni şaşırtmadı çünkü ifade etmekte? Çoğunluk toplumunun İslamı iyi tanımadığını açıkça laşımları görülmekte mi? Müslümanlar tarih boyunca hep çok dindar bir özellik Türkler Almanya’ya geldiklerinde kendilerini yabancı ifade etmek gerekir. Aynı şekilde Müslümanlar da Araştırma daha iyi bir temel oluşmasını sağladı. Bu gösterdiler ve yetmişli yıllardan beri de İslam ülkele- bir ortam içinde buldular. Ruhsal manada sahip olduk- Alman toplumunu, kültürünü ve tarihini çok az bili- sonuçlara dayanarak problemin Almanya’da yaşanan rinde politik sebepleri de olsa İslamlaşmaya dönüş ları sadece dilleri, gelenekleri ve İslam diniydi, yani yorlar. Bu durum ancak yavaş yavaş değişiyor. din, gelenek veya sosyal ortamla ilgili olup olmadığı söz konusu. Bunun dışında çok dindarlık Almanya’ya kendileri yollarını tayin edene kadar sıkıca tutunup müslümanların göçüyle oluşan bir diaspora ortamıy- yönlerini bulabilecekleri bir kültürel değerler sistemi. Bu durum ne tür problemlere yol açıyor? la açıklanabilir. Buna ek olarak da dine karşı dünya Din kimliği oluşturan ve hayatımıza şekil veren bir Son derece iyi eğitim aldıkları halde Almanya‘da Bu somut olarak nasıl görünebilir? çapında yaşanan ilgi patlaması söz konusu. unsurdur. yüksek öğrenim hakkına sahip göçmenlerin iş dün- Sağlık alanındaki sorunlar çözülebilir. Müslümanların yasında kabul edilmemesi problemlerden biri. Bu çok dindar olduğunu anket ortaya koydu. Hastaneler- tespit edilebilir. İnanç neden tekrar “in“ oldu? Peki din uyum konusunda nasıl bir rol sebeple iyi eğitimli elit grup artık yavaş yavaş kendi de bunun göz önüne alınması mesela bir mescit yapıl- Öncelikle dindarlık uzun süre sadece kilise veya diğer ­oynamaktadır? ülkelerine dönüyorlar. Kalanlarla ise aracılar ın ve ması Müslümanların Alman toplumu tarafından kabul dini kuruluşlara üyelikle ölçülmüştü ama Din Moni- Din Monitörü’nde edinilen sonuçlarda görüldüğü üze- multiplikatörlerin artık bulunmamasından dolayı edildiklerini görmelerini sağlayacaktır. Bu tanınma törü ile artık biliyoruz ki din bunun ötesinde bir olgu; re diğer dinlere karşı gösterilen açıklık düzeyi son problem yaşanmaktadır. Bu açıdan Alman toplumu ile doktorlar ve hastalar arasındaki işbirliği daha iyi kültür, gelenek ve eğitimle yakından alakalı. Küresel- derece yüksek. Doğru anlaşıldığı ve uygulandığı tak- Müslümanların yaşadıkları topluma karşı sorumluluk yürüyecektir. Dini hassasiyeti dikkate alan bir hasta leşme çağında insanlar bir mana ve tutunacak dal tirde dinlerin toplumları birarada tutan harç olabile- üstlenebilmeleri için kendini açmalıdır. Ancak sorum- tedavisi yeniden ön plana çıkacaktır. arayışındalar çünkü maddiyat tek başına tatmin edici ceğini düşünüyorum. Dinin entegratif bir işlevi var; luluk üstlenen, bu toplumda katılımcı bir etkinlik gös- ancak çoğunluk toplumu Müslümanları ve onların terebilir. olamıyor. kültür ve değerler sistemini kabul ettiği taktirde. | 38 | | 39 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık “Müslümanların Gerçeklikleriyle Karşılaşmalı“ “Değerler ve Gelenekler Güvence Verir“ Mustafa Ceric Boşnakça konuşan gruba ilişkin sonuçları değerlendirdi Soheib Bencheikh Arapça konuşan gruba ilişkin sonuçları değerlendirdi Dr. Mustafa Çeriç 1952’de bir Bosna şehri olan Visoko’da doğdu. Kahire El-Ezher Üniversitesi’ndeki Soheib Bencheikh 1961 Suudi Arabistan, Cidde doğumlu. Kahire, Brüksel ve Paris’te İslam teolojisi Teoloji ve Felsefe eğitiminin ardından imamlık göreviyle ABD’ne gitti, Şikago’da doktorasını yaptı ve okudu, Marsilya’da başmüftülük görevinde bulundu. Kültürlerarası köprü kuran samimi bir demokrat seksenli yılların sonlarında ülkesine geri döndü. Bu sırada Gracanica und Zagreb’de imamlık ve Sara- olarak tanınan Bencheikh siyasi araçsallaştırmaya karşı uyarıyor. yevo Üniversitesi’nde öğretim üyeliği görevlerini yürütmekteydi. 1992 ve 1996 yılları arasındaki kuşatma sırasında Çeriç Bosna savunmasının sembolü oldu. Kendisi halen Bosna Hersek Başmüftüsüdür. Yaptığımız bu araştırmaya ilişkin ilk izlenimiz ne Değerlerin burada rolü nedir? Sonuçları genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğitim uyum için sizce ne kadar önemli? oldu? Müslümanlar Doğu ülkerinden ellerinde bir valizle Dini pratiğe ilişkin değerleri çok yüksek buldum. Dini eğitim değerleri yansıtabilir. Öte yandan önemli Verilerin Bosnalı Müslümanların din hakkındaki yak- Avrupa’ya geliyorlar. Bir süre sonra iş ve ev buluyor- Benim tahminimce bu değerler yüzde 12 ila 15 ara- olan eğitimin seviyesi değil şeklidir. Eğer bir eğitim laşımlarına dair tabloyu tam anlamıyla yansıtması ilk lar, derken kendilerinde bir değişim yaşıyorlar ve öz sında yer alıyor. güç ve özgüvenlik duygusu kazandırabiliyorsa o zaman izlenimim oldu. Bosnalılar son derece dindar, Allah’a kimliklerinin farkına varıyorlar. Kendilerini bir vic- inanıyorlar ama aynen Avrupalılar gibi dini pratiklere dan muhasebesine tabi tutuyorlar ve işte tam da bu Gelenek ve tarih nasıl bir rol oynamaktadır? fazla önem atfetmiyorlar. noktada kendi çocukluk ve memleket anılarını Avru- Ramazan’ı örnek olarak alırsak bu dini bir pratikten Peki ailenin rolü nedir? pa toplumundaki yeni gerçekliklerle ahenkli bir şek- çok kimliğin bir göstergesidir. Buna göre insanların Fransa’dan bir örnek vereyim: Faslılar’da gelenek Geleneğin burada nasıl bir rolü söz konusu? le getirebilmek için bizim yardımımıza ihtiyaçları var. yüzde 65’inin bu geleneği inançlarının göstergesi ola- bilinci Cezayirliliere göre daha fazladır. Buna göre Müslümanların domuz eti yemeleri ve zekat ve fitre İşte hepimiz için başarılması gereken olgu budur. rak değil de içinde bulundukları toplumdaki kendi Faslı çocuklar kendi dil ve dini geleneklerini korurlar, “toplulukları“na ilişkin bir anahtar olarak uyguladığı- ama Cezayirlilerde bu söz konusu değildir. Burada vermenin çok önemli olması benim için şaşırtıcı. Öte yandan alkol tüketimi konusunda çıkan sonuçlar maa- Bu demektir ki farklı kültürel kökenlerin kaynaştı- lesef şaşırtıcı değil. rılması problemi oluşturuyor. Müslümanların dini kültürlerini daha fazla doğru bir eğitim tarzından bahsedebiliriz. nı düşünüyorum. değerlerin kaybı söz konusudur, dilin kaybı hem de çok hızlı bir kayıp. Bu da ebeveynlerden kaynaklan- Evet doğru. Benim edindiğim tecrübelere göre Müslü- Araştırma sonuçlarına göre dindarlık çocuklara manlar çok iyi insanlar ama bir korku ve endişe için- isim verirken yüzde 44 oranında yüksek bir etkiye maktadır: Dinlerini yaşamıyorlar. ­muhafaza etmelerini mi beklerdiniz? de yaşıyorlar. Avrupa toplumu onlardan çok belirli bir sahip. Bu da mı geleneğin bir parçası? Din Monitörü’nde elde edilen sonuçlar sizin için kişi- Tamamen değil. Millî kimliklerini korumalarını kesin- şekilde davranmalarını bekliyor, Doğu toplumu ise Evet, bu da bana göre dinden öte bir kimliğe dair bir sel bazda ve kendi çalışmanız için faydalı olabilir mi? likle isterdim. Ama Bosnalı Müslümanların yaklaşık bunun tam tersine beklentiler içinde. Ortaya çıkan konu. Ebeveynler elbette çocuklarına Arapça isimler Almanya’da dini duyguların ve pratiklerin son derece yüzde 80’inin diğer din ve kültürlere karşı açık olma- sonuç ise bazen çifte kişilik gibi bir tarzda yansıyor ki verir ama bu demek değildir ki inancın bir göstergesi güçlü olduğunu gördüm. Sanırım Fransa’da bu oran ları gurur verici. Bu nitekim uyum için de önemli bir Müslümanlar için büyük zorluklara sebep olmaktadır. söz konusudur, tam tersine bir gelenek ve aidiyete bu derece yüksek değil çünkü Fransa laik bir ülke ve husus, asimilasyon ve izolasyon arasında bir orta yol. Avrupa müslümanları için en büyük mesele kendilerini ilişkin bir konudur bu. İnsanın öz kimliğini kaybettiği ve kendi köklerinden iyi hissedebilmeleri için inançlarında özsaygılarını utandığı asimilasyonu da, bulunduğu ülkenin toplu- ve özgüvenlerini yeniden bulabilmeleridir. İslam’ın Müslümanların entegrasyonu açısından dinin rolü- mundan koparıldığı izolasyonu da tasvip etmiyorum. Avrupalı bir versiyonunu tanımlayabilmemiz için nü ne şekilde değerlendiriyorsunuz? Öncelikle kişi içinde yaşadığı ülkenin yasalarına say- daha uzun zamana ihtiyaç var. Dinin bir ülkenin yasalarıyla ahenkli olup olmayacağı, gılı olmak durumundadır. İkinci olarak dili öğrenmeli ve üçüncüsü de bu toplum için faydalı olmalıdır. din de çok temsil edilir şekilde değil. Almanya ise genel anlamda dini tanımakta ve desteklemekte. dini duyguların yasayı çiğneyip çiğnemediği önemli Din Monitörü’nün araştırmalarını genel olarak bir sorudur.. Almanya din özgürlüğünün ve ülkedeki nasıl değerlendiriyorsunuz? her insanın yasamaya katıldığı demokrasinin olduğu Bu bilgiler bana bir zenginlik kazandırdı. Bu araştır- bir ülke. Herkes dinini istediği şekilde yaşama hakkına ma sadece Almanya’daki Müslümanlara dair değil, sahip. genel olarak bütün Müslümanlara dair bir çok bilgi sundu. Bazen Müslüman insanların gerçeklikleriyle karşılaşmakta bir çekince söz konusu ama sanırım bağlantıyı sağladınız artık. Çok teşekkürler! | 40 | | 41 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık “İnsanların Dindarlığı Ciddiye Alınmalı” Hamideh Mohagheghi Farsça konuşan gruba ilişkin sonuçları değerlendirdi İranlı hukukçu ve teolog Hamideh Mohagheghi (53) Müslüman Kadınlar Ağı Huda nın kurucusu olup aynı zamanda Almanya Müslüman Akademi’de başkanlık ve Paderborn Üniversitesi’nde ­öğretim üyeliği görevlerini yürütmektedir. Farsça konuşan gruba ilişkin elde edilen sonuçlar Aynen ailedeki dini eğitim gibi? sizi şaşırttı mı? Evet, ailede dini ritüeller değil etik ve ahlak değerleri Çok dindarlık seviyesi sevindirici bir sonuç. Araştır- rol oynamaktadır. Çocuklara kendi yollarını seçebilme- maya katılanların yüzde 84’ünün dindar ve hatta leri için bir hareket alanı verilmektedir. bunun yüzde 27’sinin çok dindar olduğu sonucunu hiç tahmin etmemiştim. Eğitimin nasıl bir rolü söz konusu? Dindarlık elbette eğitim seviyesiyle yakından alakalı- Farklı dil grupları arasındaki ayrımı nasıl değerlen- dır. Ama bu kişinin eğitim düzeyi yükseldikçe dindar- diriyorsunuz? lık seviyesinin azalacağı anlamına da gelmez. Tam Türk Müslümanlar arasında dindarların sayısının tersi de söz konusu olabilir. Önemli olan eğitimli kişi- diğer farklı dil gruplarına nazaran daha yüksek çık- lerin kendi dindarlıklarını başka ve farklı olarak gör- masını beklememiştim. Dindarlığın Arap Müslüman- meleridir. Bu kişiler muhafazakar ve geleneksel lar arasında daha yüksek bir sayıda olduğunu düşü- düşünce kalıplarının daha az etkisindedirler. nürken iki dil grubunun da yüzde 91’le eşit seviyede olmalarını şaşırtıcı bir sonuç olarak değerlendiriyo- Bu arka plandan hareketle, elde edilen verilerden rum. bazı sonuçlar çıkarılabilir mi? Bir reaksiyon göster- Farsça konuşan grupta camiye gidenlerin sayısının Dindarlık konusu ciddiye alınarak bazı şeyler düzelti- karşılaştırma yapılan diğer gruplara nazaran son lebilir. Din olgusunun kimlik için önemli olmadığına derece az olmasını neye bağlıyorsunuz? dair yaklaşımları sıkça duyarız, oysa din kimliğin Bu gruptaki insanların çoğunluğuna göre dindarlık önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Bu sebeple mek ve bazı olguları değiştirmek mümkün mü? cami ziyaretiyle ilintili değil. Onlar için din kişisel toplum insanlara inançlarını yaşayabilme şansı ver- bir mesele olduğundan dolayı topluluk içinde yaşan- melidir. İnsan aynı anda hem dindar olabilir hem de ması gerekmiyor. demokrasi ve insan haklarını kabul eder. Araştırma verilerinden dindarlığın kötü bir olgu olmadığı tam Siyasi tavır ve düşünceye yönelik etki de Farsça tersine pozitif olduğu ve entegrasyon için bir engel konuşan grupta daha az. Neden? değil de bir fırsat olduğu sonucunu çıkarabiliriz. Zaten Soruların yöneltildiği kişilerin çoğunluğunun İranlı din kısmen de olsa entegrasyon karşıtı olan bazı gele- olduğundan hareketle bu durumun İran’ın kültür ve nekler ve yerel örf ve adetlerle özdeşleştirilmediği tarihiyle alakalı olduğunu söyleyebiliriz. İran’da dev- sürece bir engel teşkil etmez. rimden sonra dinin doğrudan siyasete müdahale ettiği ve böylece siyasi bir anlama büründüğü meselesi var. Oysa öncesinde böyle bir durum söz konusu değildi. | 42 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Yaş gruplarına göre İslamî dindarlık Dr. Michael Blume din bilimcisidir ve dinler arası diyaloğunda faaliyet göstermektedir. Dr. Blume Heidelberg Üniversitesi´nde din ve demografi arasındaki bağlantılar üzerinde araştırma yapmaktadır ve dindarlığın evrim tarihine yönelik Evolutionary Religious Studies (ERS)´nin Uluslararası Araştırmacılar Ağı´nda üyedir.. Bir nesiller karşılaştırması Dr. Michael Blume rol oynamakta. Bertelsmann Vakfı’nın Dinler Dindarlık, dinî demografiye göre müslümanlar arasında da geri gelmekte Monitörünün topladığı veriler şimdiye kadar 20. yüzyılın çoğu sekülerleşme teorileri eğitim, yapılan araştırmaların çizdiği tabloyu tasdik emniyet ve refahın artmasıyla dindarlığın Almanya’daki İslam hareket halinde ve Alman­ ya’da büyümüş olan genç nesiller bunda önemli etmekte ve derinleştirmekte. Ama cinsiyetler büyük ölçüde çizgisel düşüş göstereceğinden arası ilişki hakkında da yeni bilgiler aldığımız yola çıkıyordu: Buna göre dinî gelenekler özel- gibi, bugüne dek eşsiz verilerle, genç ve ileri likle ileri yaşlı kuşakları ilgilendiren yavaş yaşlı müslümanların inanışla olan tecrübele- yavaş ölen bir mesele olarak sayılmaktaydı. rin biçimiyle ilgili olarak da bilgiler alıyoruz. Gene de, hem Alman toplumun bütününde Müslüman nesillerin ve Almanya´daki toplum bütünündeki nesillerin karşılaştırılmasında dindarlığın merkezîliği hem Almanya’daki müslümanlar arasında, çok ve böylece bütün yaş gruplarının beher en yük- farklı seviyelerden başlamak üzere, çok din- sek kabul oranını kaydediyorlar, 60 yaş üzerin- dar olanların genç nesil arasındaki payı tek- de olan Almanya bütünündeki ve Müslüman 100 rar artmakta. yaşlılara nazaran da (% 24 veya % 55) keza. 80 Nitekim Almanya bütünündeki 60 yaşını geçen Bu sürprizli gelişmenin asıl açıklaması demog- 70 yaşlıların % 28’i çok dindar bir profil göster- rafi de bulunuyor: Dünya çapında ve çaprazla- 60 mekteler ve bu pay sürekli inerek 30 – 39 yaş ma bütün dünya dinlerinde dindarlıklarında 90 50 40 30 49 41 20 49 48 47 51 42 39 40 40 52 10 64 14 0 DEU´de DEU müslü- toplam manlar 18-29 yaş 10 DEU´de DEU müslü- toplam manlar 30-39 yaş Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) 50 48 16 17 DEU´de DEU müslü- toplam manlar 40-49 yaş DEU´de DEU müslü- toplam manlar 50-59 yaş 47 28 DEU´de DEU müslü- toplam manlar 60+ yaş Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) DEU = Almanya Bertelsm a n n Stiftung | 44 | arasındakilerde sadece % 10’a vardıktan sonra istikrarlı insanlar aynı eğitim ve gelir tabaka- genç yetişkinler arasında yine % 14’e kadar sından seküler komşularına nazaran ortala- çıkmakta. Almanya’da 18 – 29 yaş arasında ma daha büyük ekseriyetle (daha istikrarlı) olan müslümanlar çok dindar olanlar arasında evliliği ve (daha fazla) çocuk olmasını tercih % 43 payla, yaşlılar (% 40) dahil bütün ileri ediyorlar. Çocukların olması anne ve babalar yaştaki yaş gruplarını bile arkalarında bırakı- için karyerden ve gelirden ferâgat etmek anla- yorlar. mına gelen ve toplumların (Almanya ve şimdiden bile Türkiye’nin batısı gibi) küçülmeye Örneğin ölümden sonra diriliş gibi inançla başladığı yerlerde, ilerleyen sekülerleşme bu ilgili sorular birer birer sorulduğunda bulgu- nedenle demografik bir çıkmaza girmekte: lar daha anlaşılır oluyor. Almanya bütününde- Genç nesiller arasında dinî bakımdan istikrarlı kilerin % 26’sı ve 18 – 29 yaş arasındaki müs- ailelerin çocukları yine çoğalarak mevcutlar, lümanların hatta % 65’i buna “çok“ inanıyorlar gençlik kültürleri (tekrar ve de yeni şekillerle) | 45 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık dindar görünümler alıyorlar. Nitekim Alman­ kendi kimliklerini ve aidiyetlerini tanımlama ya’daki bugünki Müslüman yaşlıların % 53’ü görevi düşüyor ayrıca. Ulusal kategorilerin kendilerinin dindar yetiştirildiklerini söylü- üstünde olan bir dinle irtibatta olmak burada yorlar. Bu pay 40 – 49 yaşlarındakilerde % 58’e çok kimseler için önem kazanmaktadır. Aynı çıkıyor ve 18 – 29 yaşlarındakilerde % 74 oran- zamanda Müslüman ilkokul çocukları bile la (şimdiye kadar olan) en yüksek noktaya geleneksel İslamî ortamda pek az ortaya çıkan ulaşıyor. Buna göre dinî tabular daha fazla sorular cevaplandırmaları gerekebiliyor, örne- aktarılıyor: 18 – 29 yaş arasındaki müslüman- ğin müslümanların çoğu neden domuz etinden ların % 90’ı “hiç“ domuz eti yemezken, bunu kaçındıkları veya Ramazanda oruç tutulduğu. 40 – 49 yaş aralarındakilerin sadece % 84’ü ve Ağır bir şekilde de 11 Eylül saldırılarından 60 yaşını geçen müslümanların hatta sadece sonra vahimleşen çok kez az ayrıntılara sahip % 73’ü söylüyor. Alkol yasağına da Alman­ya’da olan din ve İslam hakkındaki medya haberleri, 18-29 yaş arasındaki müslümanlar orta nesle bu trendi kesin olarak arttırdı. Ozamandan (40 – 49 yaş, % 52) ve yaşlılara (60 yaştan iti- beri geçerli olan durum şu: Almanya’da özel- baren, % 54) nazaran bugün daha sık oranda likle genç müslümanlar dinleri hakkında soru­ mutlaka uyuyorlar (% 59). Ve bu dinî demog- luyorlar ve kısmen âdeta kendilerini müdafaa rafinin tesiri anlaşılabilen devam edecektir: etme pozisyonuna sokulmaktadırlar. Bundan Almanya’daki dindar olmayan müslümanların dolayı dindarlık içeren günlük pratiğin, Alman % 75’i kendilerine ait aile ve çocukların olma- olan ve henüz çoğunlukla seküler olan ortama sını “çok önemli“ buluyorlar - dindarlarınsa uydurma azalırken, tabulara riayet etmek ve hatta % 81’i ve çok dindarların % 90’ı. kimliğin itirafı (“Evet, ben müslümanım!“) yıllardır artmakta. Genç Alman Müslüman nesiller yaşlılara karşılık örneğin beş vakit Dindarlik içeren günlük yaşamın pratiği ve şehadet edilen din namazın “aslında“ nekadar önemli olduğunu Sayıca çoğalan, uzun zamandır veya doğuştan Nitekim 60 yaş üzerinde olan Müslüman yaşlı- duraklama (sık sık/ çok sık % 28, seyrek / hiç çok daha sık vurgulıyorlar, ancak Müslüman ların % 42’si günde beş kere kılınması gereken % 45). Buna karşılık, ailelerin yanısıra camiler yaşlılardan daha seyrek uyguluyorlar. namazın (salat) kendileri için “çok önemli“ de dinî bilgi için önem kazanıyor gibi: 18 – 29 olduğunu söylüyor - ve % 35’i düzenli olarak yaşındakilerin % 73’ü geçen yıl en azından bir da kılıyor. Fakat 40-49 yaş arasındaki sorulan­ sefer bir camide toplu ibadete katılmıştır, kar- beri Almanya’da yaşayan genç müslümanlara 30 22 Başörtüsü, cinsellik ve siyasetle ilgili vicdânî sorular Bu bulguların toplamı karşısında genç müslü- Buna uygun olarak 18-29 yaşlarındaki müslü- 22 21 21 45 44 51 20 22 45 37 36 20 25 27 24 10 16 17 16 Tüm müslümanlar 18-29 yaş 30-39 yaş 0 Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) 13 20 42 25 31 25 20 26 21 33 21 13 40-49 yaş 45 26 50-59 yaş 24 25 19 18 60+ yaş Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) Bertelsm a n n Stiftun g | 46 | hatta sadece % 55’i. dan azı (% 23) günlük yaşamında bu sözünü Eş seçimi Siyaset Cinsellik 50 40 beş kere namaz kılıyor. Ve 18 ile 29 yaş arası yerine getirebilmekte. 90 60 % 65’i ve 60 yaşından büyük müslümanların önemli“ olduğunu vurguluyor, ancak yarısın- 100 70 şısında 40-49 yaşlar arasındakilerin sadece olduğunu vurguluyor, ama ancak % 30’u günde genç yetişkinlerden % 52’si namazın “çok Dindarlığın yaş gruplarına göre değişik yaşam alanlarına olan etkisi 80 larda açıklık başlıyor bile: % 46’sı “çok önemli“ manların artan sıklıkla başörtüsü takmayı manların % 51’i de dinî konularla “oldukça“ olumlu karşılamaları belki pek şaşırtıcı olma- veya “çok“ ilgilendiklerini söylüyor. Sadece yacaktır: 18-29 yaşlarındakilerin % 34’ü ve % 21’i az veya hiç ilgi göstermiyor, bu ise bütün 30 – 39 yaşlarındakilerin hatta % 37’si, 50 – 59 yaş grupların en düşük değeri. 60 yaşından yaşlarındakilerin % 29’u ve 60 yaşından büyük büyüklerin % 27’si bile az veya hiç ilgileri yaşlıların % 27’si. “Muslime in Deutschland“ olmadığını bildiriyor. Ama bununla beraber başlığı altındaki güncel BMI araştırmasının burada da şehadet ve pratiğin arasındaki ger- bulgarıyla tam bir görüş birliğinde bulunarak ginlik kendisini göstermekte: Beyan edilen Dinler Monitörü de Müslüman kadınlarda yüksek ilgiye rağmen 18-29 yaşlarıındaki başörtüyü olumlu karşılamanın kesin fazla müslümanların sadece % 27’si sık sık veya olduğunu kanıtlamakta: Kadınların % 38’i ve çok sık dinî veya maneviyat ile ilgili kitapları erkelerin sadece % 28’i taşınmasını savunuyor. ele alıyor, % 46’sı ise seyrek veya hiç. Bu ise Bu bulgular alışagelinmiş basma kalıp sözlerle 60 yaşından büyük yaşlılara bakarak fiilen bir açıklanamaz, arka planda cinsiyetler ilişkisini | 47 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık bulundurup bakıldığında ise mümkün. Çünkü bir şekilde biçimlendirdiğini görüyor. Bu bul- başörtüsü kadınların potansiyel eşlere yönelik gular şu ana kadar ailelerde gelenek yoluyla bir vefa ve mükellefiyet işareti olabildiğini aktarılan dinî giyisiler ve cinsellik kuralları göstermekte - karşılığında ama her şeyden hakkında yapılan tartışmalarda bireysel karar- önce onu talep etmek için de yaradığı gözük- ların ve yaşıt gruplarının etkisine yeterince mektedir - Goethe’nin Gretchen sorusunun değer verilmediğini göstermekte. Veriler ayrıca İslamî versiyonu ( cinsi münasebet talep eden gözle görülür hale getirilen bir inancın güve- Faust’a “Söyler misin, din ile aran nasıl?“). nilirsiz olarak hissedilen bir çevrede potansiyel eşlere mükellefiyet sahibiyim işaretini ver- Erkek müslümanların sadece % 24’üne karşılık meye ve aynı zamanda onu talep etmeye de bayan müslümanların % 35’i eşlerini seçerken yaradığını göstermektedir. BMI araştırması- dindarlığın “çok“ önemli olduğu kanaatinde nın ve Dinler Monitörünün mutabık bulguları olmaları da bundandır. Aynı şekilde çok din- Müslüman kadınların kendi ifadelerinin daha dar müslümanlar dindarlıkları cinsellik husu- fazla dikkate alınmasını ve daha fazla araştır- sunda davranışlarını “oldukça“ veya “çok“ malar yapılmasını tavsiye etmektedir. biçimlendirdiğini söylüyorlar, karşılığında Zaman zaman İslamî dindarlığın arkasında tah­ dindar olanların % 26’sı ve dindar olmayanların hatta sadece % 7’si bunu söylüyor. Burada min edilen siyasî motifler en azından Alman­ da genç olanlar daha mükellef gözüküyorlar: ya’da marjinal bir rol oynamaktadır: Dinin 18 – 29 yaşlarındakilerin % 44’ü, karşılığnda sihasî görüşlerine çok kuvvetli bir etki yaptı- 40 – 49 yaşlarındakilerin sadece % 31’i ve 60 ğını çok dindarların % 12’si, dindarların % 6’sı yaşından büyüklerin hatta sadece % 25’i dinin ve dindar olmayan müslümanların % 2’si görü- cinsel yaşamlarını oldukça veya çok keskin yor. Ve bu biçimleme meyl olarak genç nesil 60 ve üzeri yaş grubu ile 18-29 yaş grubu Müslümanlarda Tanrı’ya veya tanrısal olana yönelik duygular arasında hatta giderek azalmakta ve 60 yaşını nıyor, karşılığında 40 – 49 yaşlarındakilerin geçen yaşlıların % 13’ünden 18-29 yaşların- % 41’i ve 60 yaşını geçen yaşlıların % 32’i ina- dakilerin % 7’sine doğru düşmekte. nıyor. Diğer araştırmalar göstercek olmalıdır ki, bu nesiller arası farklılıklar sade özgeçmişe has mıdır veya onların içinde, ve buna bir- 100 90 80 70 15 78 13 82 16 76 15 77 60 18 66 17 75 22 47 50 40 22 43 30 23 26 20 10 19 16 20 22 15 13 0 18-29 60+ 18-29 60+ 18-29 60+ 18-29 60+ 18-29 60+ 18-29 60+ şükür umut sevgi korku çaresizlik öfke Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) lümanların ikinci ve üçüncü neslin spesifik Dinler Monitörününe has olan nitelik, insan- aile veya kimlik çelişmelerinin gözükmesi ların ilahla bağdaştırdıkları vakaların sorulma- midir. Genç nesillerin arasındaki dinî mesele- kaç husus işaret etmekte, Almanya’daki müs- sı. İlk bakışta bulgular sevindirici gözüküyor: lere karşı zaten yüksek olan ve daha da artan % 70’i geçen muvafakat oranlarıyla çaprazlama ilgi sık sık acil derecede aranan yaşama yöne- bütün Müslüman nesillerde şükür, umut, sevgi lik soruların cevapları, belli ki, şu ana kadar ve yardıma ilişkin olumlu tecrübeler ağır bas- Alman İslamî kitaplarla ve daha henüz az makta. Toplam olarak İslam bir yaşam yardımı, gelişmiş cami birlikleriyle kafi gelmez şekil- ilah ise şevkatli olarak görülüyor. Fakat daha de verilebilmekte. Problem İslam değil, fakat incelikli bir analiz yapıldığında genç nesiller- birçok (özellikle de genç) müslümanlar prob- de adâlet gibi tecrübeler biraz daha düşük lemlerle boğuşuyorlar. Bu durum, gayet tabi (18 – 29 yaşındakilerin % 61’i, yaşlıların % 75’i), ki entegrasyona ters ve hatta aşırı etkiler için buna karşılık öfke (% 22’ye % 13), çaresizlik bir açık kapı olabilir ve diyaloğun, diğer araş- (% 26’ya % 16) ve korku (% 47’ye % 43) gibi tırmaların ve Alman okullarında, Alman olumsuz çağrışımların kısmen daha büyük dilinde, Almanya’da eğitilmiş öğretmenler sıklıka ortaya çıktığını göstermekte. tarfından verilen İslam Din Dersininin gerek- “Şeytanın etkisine“ de 18 – 29 yaşlardakilerin Bertelsm a n n Sti ftu n g | 48 | Kaynak ve sorunlar göstergesi olarak ilahî bilinç li olduğunun altını çizmektedir. % 60’ı “oldukça“ veya “çok“ kesin şekilde ina- | 49 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Okulun Allah ile ne alakası var? Prof. Dr. Harry Harun Behr Alman mühtedî olarak Erlangen-Nürnberg Üniversitesinde “İslam Din Dersi“ bölümünün tesis edilmesinde büyük ölçüde katkıda bulunmuştur ve 2006 yaz döneminden beri üniversitenin Eğitim Fakültesi´nde İslam Din Dersi profesörlüğüne sahiptir. 18 – 29 yaşları arası genç Müslüman yetişkinlerde ­istatiksel olarak tespit edilen dindarlık ve eğitim ­arasındaki bağlantıya yönelik notlar Prof. Dr. Harry Harun Behr Mevcut biyografi ile eğitime yönelik beklentiler rin yüksekliğiyle ölçmek isteyen ölçsün; okul- “İstediğimiz tek şey çocuklarımızın durumu çekmekte. Okul zorunluğu olan kız ve erkek bizimkilerinden daha iyi olması.“ Alman ilköğ- çocuklarının hususlarıyla ilgilenenler giderek retim okulu (Hauptschule)’ye giden bir Müslü- otuz yaşınının altında genç anneler oluşturu- man kız öğrencinin babası eğitimle ilgili asıl yor – başörtüsüz ve başörtülü: sözkonusu yaş beklentilerini bu şekil özetledi ve şunu ekledi: grubunda % 52’ si karşı, % 14’ ü kararsız, ama “İleride okul zamanlarını severek hatırlayan yine de % 34’ ü kabul edior – bu dağılım, hem iyi öğrenciler olsunlar.“ Bu gibi babalar, dev- kadın hem erkekler için yaklaşık ayını. İslam let okullarında müslümanlar için sunulan, Din Dersi ise toplumda belli edilen dini görüş- örneğin bir İslam Din Dersi şeklinde, dine ten bağımsız olarak talep edilmekte. Anne ve yönelik tekliflerin büyük rol oynadığına ina- babalar, bu istekleri için çocuklarını neden nıyorlar. Babaların babaları ise bir zamanlar camiye göndermedikleri sorulduğunda, birçok yabancı uyruklu işçi olarak Almanya’ ya gel- anne ve babalar şu cevabı veriyorlar: “Alman- mişlerdi ve ilk başta burada yerlere seccade ca, Matematik ve İngilizce’de daha iyi notlar sermeye hiç niyetleri yoktu. Arkalarından alsınlar. Öğrenmek İslam’da aynı ibadet gibi yetişen nesiller herhalde bügün çoğunlukla bir mecburiyettir. Onun için İslam ile okulu kendilerini pek dindar görmezler – bu gerçe- daha iyi başarabiliyorlar.“ 1 daki pratisyenin ise başka şeyler dikkatini ği örneğin giyim alışkanlıkları gibi, zamanla dikkat çekmeye başlayan ve dinin yaşandığını İslam’la mı? Dinî görüş, cinsiyet veya tercih gösteren işaretler de değiştiremedi. edilen teolojik düşünce tarzına bakmaksızın eğitimle ilgili kamu kuruluşlardaki pratiğin | 50 | Ama arkadan yetişen nesil için yine de dinî şimdiye kadar verdiği intibaya göre, genç Müs- unsurlar bu arada daha büyük önem taşımaya lüman anne ve babaların çocuklarının eğitim başladı. Bu durumu Almanya’ daki minarele- seviyelerine ilişkin giderek daha yüksek bekelentileri var gibi gözüküyor. “Daha iyi daha ziyade durumu telafi etme stratejileri olmak“ demek, daha fazla para kazanmak, söz konusuyken, şimdi eğitim araştırmacıları meslek seçiminde daha özgür olmak ve daha gözlerini ovuyorlar: Göçmenler sonrası dönem büyük sosyal prestije sahip olmak ve dolayı- için en azından bir nesil kadar süre saptadık- sıyla daha memnun bir yaşam tatmak. Belli ki, ları süratli değişmeler kaydediyorlar. Bugün müslümanlar burada dinlerine yararlı, etkile- bile müslümanların % 29’u ilköğretimin (Haupt­ yici güçler atfediyorlar: Dinleri okul eğitimi- schule) 9. sınıfını başarıyla bitirmiş durum- nin bir nesnesi olarak eğitim karyerini ilerlet- dalar, % 22’si ilköğretimin 10. sınıfı (Mittlere mede yardımcı olması, Müslüman öğrencile- Reife) mezunu, % 14’ü liseden ihtisaslı mezun rin dua etmeyi değil, düşenmeyi öğrenmeleri (Fachhochschulreife), % 27’si lise mezunu (Abi­ beklenmekte.2 Ümit edilen şey, dinî tutumun tur) – bölgesel farklılıklar dikkate alınmamış- ve başarı güdüsünün olumlu karşılıklı etkile- tır. Burada iki lisanı da sadece yarım bilmek şimi. Ancak kamuoyuna yayılan tasavvurlar- gibi eski noksanlıkları geride bırakan bir nesil da İslam’ın konumu pek iyi değil: Göçmenle- söz konusu değil, ve özellikle paralel toplum rin bagajlarında bir tehlikeli madde ve toplu- niteliğinde olan korunmuş mekânlara giren mun tam üyesi olabilmeleri yolunda bir fren kişiler de değil. Mümkün olduğu kadar iyi unsuru sayılıyor. eğitim belgeleriyle, daha yüksek bir seviyede topluma katılma imkânını kazanan müslümanlar sözkonusu, top ise şimdi toplumun elinde: Atılım havası Fransız siyaset bilimcisi Gilles Kepel’e göre Müslüman eğitim seviyelerinin profıli değişti vatandaşlığa kabul edilenlerin yükselmelerine ve hala değişmekte. On yıl evvel Müslüman asıl olarak müsaade edip etmeyeceğiine dair çocukların nispet kabul etmeyecek derecede karar vermek zorunda kalan toplumdur. Ve yüksek oranlarda hususi yardımcı okullara varsayılan bir eğitim dezavantajının rekabet gitmeleri, ve bunun karşılığında karşısında üstünlüğüne dönüşebileceğini zaman zaman | 51 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık anlayamayan eğitim kurumlarıdır.3 Okul bah- bir olay olarak, arkadan yetişen kuşakların ilgi çesinde Türkçe mi? Neden olmasın ki? Federal odağına girivermiş durumda.4 Eğitime karşı İstatistik Dairesi’nin verdiği bilgilere göre artan o susama, sadece genel olarak klasik Alman­ya’da yaşayan yaklaşık 8,6 milyon çocuk- eğitim değerlerine veya özel olarak iyi karne- lu ailelerin yaklaşık dörtte biri sözde göçmen lere ilişkin değil, İslamı ilgilendiren hususta kökenli. Bu durum, bilgi toplumuna, o basit da, kültürel sebeplerden dolayı eğitimden uzak alışagelinmiş şemalarla düşünme tarzını ter- kalma konusundaki lakırtıların yalanını çıkar­ cih etmekten vazgeçmeyi ve entegrasyonu maktadır. sadace talep etmek değil, bilakis uygulamayı ve uygun şekilde ödüllendirmeyi tavsiye Aidiyet hangi etniğe veya mezhebe olursa olsun, etmektedir. cinsiyetten bağımsız olarak, dindar görüşlü ve dine mesafeli müslümanlarda aynı şekilde bulunan düzenli bir meslekî meşguliyetin İbadet etmeyip de ne olacak? kanıtlanabilir yüksek değeri eğitim uzmanla- Ve din sorusunu, anne ve babalar ve büyük rının kulaklarını kabarttırmakta: Bu gruplar anne ve babalardan daha yoğun şekilde ken- için rakamlar % 83 ve % 94 arası oynamakta- disine soran nesil de sözkonusu. İşte burada, dır. Eğitim seviyesiyle yaşam kalitesi tahsisi- toplumu tüm olarak hareketlendiren şey yan- nin arasındaki nedensellik ilişkisi herkesçe sımakta: Sadece yakın olan ve hazır bekleyen bilinen bir gerçek. Ama rakamlar burada baş- İslam değil, o bu bağlamda zaten sahip olunan ka bir şeye işaret ediyor, zira gençlerde mer- şey, bilakis genel anlamda din, merak ettiren kezî olup eğitime etki eden, ve müteakip okul temelinde daha somut olarak tarif edilebilir. taşıyan bir tutum: icraat sonuçlarında, çaba ve Eğitimin itiraz edilemez yüksek değeri ne de 100 başarı arasında bağlantı olduğuna dair ölçüle- olsa saltık ölçülere yansımakta (% 92 yüksek bilen bir anlayış. değere oy veriliyor, % 8 orta ve % 0 az veya hiç 90 80 Birliktelik türlerine geçiş sağlayan karnelerde de önem Eğitim Yaş gruplarına göre dindarlığın çocuk eğitimi ve birliktelik üzerine etkisi değer vermiyor, ve bu da aşağı yukarı aynı 70 60 50 40 27 51 27 45 26 19 55 54 24 52 30 35 27 46 45 30 39 34 41 27 29 38 39 24 32 20 10 0 Tüm müslümanlar 18-29 yaş Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) 30-39 yaş 40-49 yaş 50-59 yaş 60+ yaş oranda cinsiyetten, kültürel kökenden, inanç- maya hazır olma sorusuna yönelik cevap dağı- tan ve dinî görüşün kuvvetliliğinden bağım- lımların ehemmiyeti düşük (“hayır“ % 24, “daha sız olarak ortaya çıkmakta). Burada dinî ziyade hayır“ % 14, “sabit görüş yok“ % 25, motiflerle bağlandırılarak kuvvetlendirilen “daha ziyade evet“ % 15, “tam evet“ % 18). şahsî özellikler söz konusu. Özellikle de, otuz Fakat bu fedâkarlık, sonradan gelecek olan yaş altındakilerin % 72’si dindarlığa yönelik bir ikramiyenin yararı için yapılan öğrenme olumlu görüşün değerini gelecekte kendi çabası ve geçici bir ferâgat olarak anlaşılırsa, çocuklarının okul çantalarına sokmak istiyor, dağılım “evet“ e doğru kayacaktır. İslam teo- ve bunlar arasında anneler, müstakbel baba- lojisinde çok kez gerekçelendirimiş adâlet lara nazaran % 14 oranında fazlalar.Hatta dinî prensibi sadece denkleştiren bir adâlet tasav- konuda daha ziyede çekingen olanlar bile bura- vuru veya ihtiyaç adâletinin sosyal zorunlulu- da % 55 oranla kendi çocuklarının eğitimini ğunu kapsamıyor, eylemi yöneten prensip ola- ilgilendiren sorularlarda çoğunlukla “oldukça rak icraatler adâletine de uzanıyor. büyük“ ile “çok büyük“ etkileyici faktör görüyorlar (burada % 11 ile kadınlar daha fazla). Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) Bertelsm a n n Sti ftu n g | 52 | Kendi dini için büyük fedâkarlıklarda da bulun- Eğitim konusuna yönelik genel başvurunun Eğitimle ilgili somut sorulardan bağımsız bir arkasında ne saklı olduğu, ampirik bulgular boyut olarak görülebilen şahsî dindarlığın evli- | 53 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık lik birlikteliğine olan etkisiyle ilgili önemli Dinî zekâ soruya gelince rakamlar benzer şekilde (% 53). Müslümanlar kendi dinleri ve yaşam tarzı olan Peki, genç müslümanlar din hakkında konu- İslamın, algılamayla ilgili boyutunda memnu- şup eğitimi kastettikleri zaman, eğitimi etki- niyetle bir meziyet görüyorlar: Allah’a, melek- leyecek tutumlar detayda hangileridir? Bir lere veya âhirete tutunmak İslam evreninde yandan müslümanların kendi değerlendirme- zorunlukla, bugün hepimiz daha akıllı oldu- lerinde, yaşanan dindarlığın klasik uygulama- ğumuzdan emin, eğitimli yurttaşçı ve şoven ları büyük itibara sahipken aynı oranda ama bir karşı oydaşmayla çarpışmaz. Tam tersi: günlük hayata yansımıyorsa, söz konusu olan Hatta pek itikadî uygulması olduğu gözükme- nedir (% 71 ile % 75’i dinî yemek kurallarına yen için bile inanmamak akılsızca bir davra- riayet etmeyi veya Ramazan ayında oruç tut- nış. Kuran’da geliştirilen Allah’a karşı güven- mayı “oldukça önemli“ veya “çok önemli“ sayı- cenin (orada Arapça tawakkul olarak geçer) yorlar, ama sadece % 37’si günlük hayatta aynı buna inananın öz güvencesiyle bağlı olması, yoğunlukla buna uyduklarını söylüyorlar, % 25’i müslümanlara göre postmodern düşünce kül- ise hatta pek az veya hiç)? Allah’a yalvarmak türlerine entegre edilebilir.5 Bu yorumda dinî ve dindar olma alışkanlığına yönelik çalışkan- hususta mesafeli olanlar tabi daha çekingen- lık değil de nedir burada geçerli olan? ler, fakat beklenildiği gibi bir kesinlik olmak- Bütün müslüman nesillerin genç yaş grubuyla karşılaştırıldığında Allah´a, meleklere, şeytana ve kötü ruhlara olan inanç 6 100 90 89 80 5 91 70 16 17 60 64 63 50 18 mî özellikler artık pek fazla geçerli değil: Müs­ ğin ölumdan sonra dirilmeye kesin inanıyor, lüman olmanın, bir kabîleye, ırka, ulusa, dil yaş grubunu dikkate almaksızın genel olarak birliğine veya hatta düşük sınıflıların sosyal çok dindar görüşe sahip olanların % 91’i keza, grubuna üyelik olarak anlamak, yeniden inşa fakat kesin dindar olmayanların sadece % 46’sı edilmesi gereken dinî kimliğe karşı gittikçe buna “hiç inanmıyorlar“.Tam olarak neye ina- bir engel olarak görülüyor.Bu yeniden inşa nılıyor? Genç yetişkinlerin % 78’i cennete, etmede, kim olmak istediğim, benim için ne 18 % 77’si cehenneme, % 64’ü meleklere ve ne de önemli olduğu ve kendim hangi mesuliyet için 60 olsa % 60’ı şeytana inanıyor. 30 20 10 16 18 20 20 0 Tüm 18-29 müslüyaş manlar Allah Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) Tüm 18-29 müslüyaş manlar Melekler Tüm 18-29 müslüyaş manlar Şeytan sorumlu tutulmak istediğimle ilgili soru söz konusu. Belirtilen hedef, bireyselleştirimiş, 50 40 Tüm 18-29 müslüyaş manlar Kötü ruhlar Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) Bertelsm a n n Sti ftu n g | 54 | sızın: Söz konusu yaş grubunun % 76’sı örne- Demek ki, ölümden sonra dirilmeye inanış, çoğulcu ve daha açık bir din anlayışıdır – özel­ selamet boyutuyla söz konusu yaş grubunda likle başka dinlere de yönelik: % 64’ü her dinde üstün rol oynamakta. Gerçi burada bir açılı- bir hakîkat özü görüyor, ve hatta % 86’sı genel ma yönelik eğilim kendisini gösteriyor gibi, olarak bütün dinlere karşı açık olunması çünkü bu boyut artık sadece ve özellikle kendi gerektiği fikrinde. Bunun Türkiye, Bosna, dinî yorum sistemiyle sınırlanmamakta: Soru­ İran ve Arap ülkelerindeki (bunlar sorulanlara lan genç Müslüman yetişkinler grubundan ait başlıca tespit edilen dört kültür bölgeleridir) % 30’u, kendileri için, farklı dinî geleneklerin müslümanların tutumlarına genel olarak uydu- öğretisine de baktıklarını diyorlar, ve sadece ğu hipotezi pek zor yürütülebilecektir, fakat % 22’i bunu uluorta reddediyor. Belli ki, dinî bunun oralarda da eğitim seviyesine bağlı oldu- mensubiyete mahsus eski, gözle görülür kav- ğu tahminine gelince ise mümkündür. Yani | 55 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık muhtemelen bu rakamlar da Alman­ya’daki için gerekçeler içeren diğer bir bağlam mev- genç müslümanların eğitim seviyelerinin cuttur: Birçok müslümanlar devlet kurumu yükseldiğine dair bulguyu tasdik etmekte. olarak resmi okulun, ikinci bir ajanda olmak- Açılımın karşıtı olan taslak, yani İslamî kural- sızın, otantik şekilde İslam hakkında bilgi lar yapısının daha da sıkılaştırılması ve yeşil verebileceğine daha çok itimat ediyorlar.Her bayrağa çağrı, tüm eğitim seviyelerindeki müs­ nerede İslam farkedilebilir şekilde dürüstçe lümanlarda giderek az ilgi uyandırıyor. okulun düsturuna entegre edildiğinde, anne 6 ve babalar aracılığıyla okulun diğer meseleleTümüyle bakıldığında, dinî mevzulara dair riyle de meşgul olmayı, ve öğrenciler tarafınca artan bir merak motifi tespit edilebilir, öyle ki da başarılı bir mezuniyet için çaba sarf etme bu sadece kendi dini hakkında değil, dünya isteğini canlandırıyor. hakkında da daha fazla öğrenmeye yönelik sürekli olan bir ilgiye varabilir.7 Ancak bu Kısaca değinerek, din bilimi içerikli ders sunu- durum, manevi kaynaklarca motive edilen, larının, eğitimi etkileyici nitelikte oldukları aktif bir dinî yönelim arayışıyla aynı konuma tasdikleniyor diyebiliriz9, fakat bulguları dinî konulmaz (% 17 “çok“ ve % 22 “hiç“ arası), ve konular üzerinde düşünmenin anlam yaratıcı dinî konulu yazılar okumaya hazır olma duru- boyutuna kesin olarak işaret ettiklerine dair mu da hâkeza (% 9 “çok sık“ ve % 18 “hiç“8 bir sınırlama yaparak: % 62’si sık sık veya arası ), bu daha ziyade, dinî ideoloji veya mak- çok sık dinî konular üzerinde düşünüyor, satlı medya haberleri tarafınca çarpıtılmamış, sadece % 21’i dini konular hakkında hiç bir otantik bilgiye yönelik artan ilgi olarak anla- şey veya az öğrenmek istiyor, hatta kendileri- şılmalı. Burada İslam dersi ve okul başarısı ni az dindar veya maneviyata az düşkün gören­ Dindar yaş gruplara karşı olan ilgi 50 51 48 53 50 47 40 20 27 27 0 Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) 30-39 yaş 40-49 yaş 50-59 yaş 60+ yaş Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) Bertelsm a n n Sti ftu n g | 56 | sız eğitim boyutlarına temas etmektedir. Bilhassa bazı müspet duygusal yüklemelerin de uygun bir dille, bu sefer tabi Almanca ola- öznel olarak atfedilmeleri dinî tecrübeler boyu- rak, fikir alış verişi yapabilme gibi. tuyla (emniyet, şükran, güç, sevgi, umut … % 56 ve % 78 arası “sık sık“ ve “çok sık“) dinî 10 18-29 yaş kâbiliyeti, birçok temel olan, ve dinden bağım- sunusunun somut dinî bağlamı, daha genel 26 20 Tüm müslümanlar uğraşıyorlar. Buna göre din içerikli bir eğitim kabiliyetlere uzanır olurdu, mesela soyut kav- 34 28 nasıl başarıldığı sorulmalı. Ayrıca bu ayırım ramlarla düşünme kabileyeti, ve bunun üzerin- 39 30 lerin bile % 66’sı varlığın anlamı sorusuyla İslamın, ve her halde genel olarak dinin, yaşam öz imajın türü için önem taşıyor gözüküyor, krizlerinin üstesinden gelmede özel yararları imaj ise, örneğin belirsizlik toleransı bakımın- ve etkileri bulunduğu kabul edilir (sadece % 17 dan eğitimde etkili olabilir: Henüz çabamın “az“ veya “hiç“ söylüyor) – kendisinin krize deyip deymeyeceğini tam bilmediğim halde sebep olmaması şartıyla. Bu noktada burada dayanacağım. Buna benzeri, dikkat ve empati bir yandan İslamın manevi, sosyal, ahlâkî ve ile dünya algılayışı için (sadece % 7’si “nadir“ tarihsel boyutları ve öbür yandan kültürel ola- veya “hiç“ dünyadaki acı ve haksızlıklar üze- rak miras bırakılan biçimleri arasında ayırımın rinde düşünüyor) ve öz eleştiri ve perspektif | 57 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık değiştirebilme kâbiliyeti için geçerli : % 66’sı okültizm hayranlığı ekleniyor. Bu husus artık “ara sıra“, “sık sık“ veya “çok sık“ eleştirmeli düşündürücü boyutlara ulaşmakta ve en yük- şekilde, temelde kabul ettikleri dinî öğretilerle sek eğitim seviyelere rağmen – Müslüman uğraşıyorlar, ve hatta % 72’si eleştirmeli şekil- üniversite öğrencilerden de uzak kalmıyor.10 de, benzer sıklık dağılımıyla, dinî görüşleri- Bir süre önce bir bayan Müslüman üniversite nin belli hususlarını iyice düşünüyorlar. öğrencisi yazardan “Bir incir ağacın, yanında Bu ise özel dinî ve genel öğrenme süreçlerine ğu, doğru mudur? diye bilmek istedi. Teselli durduğu evdeki evliliğin mutluluğunu bozduilişkin kâbiliyetler arasında diğer bir kesişim eden şey ise, soru sorulan kadınların burada noktası olduğuna işaret eder: Hatta dinî konu- tarif edilen eğitimi olumlu etkileyen birçok lara tek taraflı olmaksızın bakmaya hazır olma özelliklerde hafif de olsa, ama yine ehemmi- hususunda 20 ile 29 yaş arası müslümanlar yetli oranda (% 10 ve % 15 arası) erkekleri geç- en baştalar. Ekim 2001’de Berlin Bakanlar kon­ miş olmalarıdır. feransında protokole alınan dinî kimliğin bu özgürleştirici unsuru isteniliyor sayılabilir, sadece eğitim ve entegrasyon politikası yönü­ Sonuç nden değil, bilakis Almanya’daki genç müslü- İslam, yaşamı zenginleştirdiği yerlerde iki manların kendilerine yer belirlemeleri açısın- açıdan eğitim karyerine olumlu etki yapabi- dan da: Protokole alınan görüş “genç müslü- lir: bireysel olarak, icraat motivasyonunu des- manlara toplumumuzda kendi dinî kimlikleri- tekleyen tutumları teşvik ederek ve yaşam ni tefekkür edip kuvvetlendirmeye yardım krizlerin üstesine gelmede yardımcı olarak, ve edebilecek bir İslamî dersin sunumuna“ iliş- yapısal olarak, bir eğitim değeri vasfında okul­ kindi. Buradaki en ilginç nokta ise: Bu ders ların ders düsturlarına girerek ve kamu bilin- sunumu ankete katılıp soru sorulanlara şu ana cinde olağan hale gelerek. Buna ulaşmak, kadar daha hiç ulaşmadı. Almanya’daki müslümanların gelecekteki vazi- Açıklamalar 1 Behr, H. ve diğer (Edit.): “Den Koran zu lesen genügt nicht!“ Fachliches Profil und realer Kon­ text für ein neues Berufsfeld. Auf dem Weg zum Islamischen Religionsunterricht. Islam und Bi­l­ dung serisi. Cilt 1. Münster 2008. S. 37. İçinde: Demirhan, T.: “Das kann nur von Vorteil sein.“ 2 Herder Korrespondenz. Monatshefte für Gesell­ schaft und Religion. 61.yıl 6 Haziran 2007 defteri. Freiburg 2007. S. 298-303. İçinde: bkz. Behr, H.: Ein ordentliches Fach? Neue Wegmarken für den Islamischen Religionsunterricht. 3 Gomolla, M. und Radtke, F.-O.: Institutionelle Diskriminierung. Die Herstellung ethnischer Diskriminierung in der Schule. 2., durchgesehene und erweiterte Auflage. Wiesbaden 2007. 4 Behr, H. u. a. (Edit.): “Den Koran zu lesen genügt nicht!“ Fachliches Profil und realer Kontext für ein neues Berufsfeld. Auf dem Weg zum Islami­ schen Religionsunterricht. Reihe Islam und Bil­ dung. Cilt 1. Münster 2008. S. 35-36. İçinde: bkz. Isik, F.: “Endlich Islamunterricht in deutscher Sprache.“ felerinden biridir. Bunun önkoşulu, iyiden Fakat bununla beraber öyle bir konu dikkati daha iyi olması gereken eğitim belgeleridir. çekiyor ki, sadece söz konusu yaş grubunda Bunu, şimdi kendi çocukları okula başlayan duygu karmaşasına yol açmıyor, ötesi tuhaflı- ve onlar için ileride kendilerinden biraz daha ğı kendisini Müslüman gençlerle beraber olun­ iyi duruma sahip olmalarını değil, daha fazla- duğunda her gün yeniden doğrululuyor: % 68’i sını isteyen müslümanlar anladılar: Onlar top- korkunun dinî yaşamda rol oynadığını söylü- lumun şekillendirilmesine aktif olarak katıl- yor, hatta % 24’ü “çok sık“ yanıtını veriyor. mak istiyorlar. Toplum ise bunu onlardan kül- Musallat olan bir şeytan, ceza veren bir ilah türel koruyuculuk sebepleriyle esirgerse bu ve öfkeli bir baba gibi korku motifleri, öğren- nesli kaybedecektir.İyi eğitimli müslümanla- meyi engelliyor, umudu köreltyor, güvenceyi rın, örtüyü değil, altındaki kafayı soran ülke- baltalıyor ve eğitime hizmeti reddediyor. Buna, lere göçleri başladı bile. Bu Gottfried Keller’i genç ve ve çok genç müslümanlar arasındaki anımsatıyor. 5 Schweizer, F. ve diğer: Mein Gott – Dein Gott. Interkulturelle und interreligiöse Bildung in Kin­ dertagesstätten. Stiftung Ravensburger Verlag. Beltz Pädagogik. Weinheim und Basel 2008. S. 31-47. İçinde: bkz. Behr, H.: Welche Bildungsziele sind aus der Sicht des Islams vordringlich? | 58 | 6 Kügler, J. und Bormann, L. (Edit.): Töchter (Gottes). Studien zum Verhältnis von Kultur, Religion und Geschlecht. Münster 2008. S. 157-167. İçinde: bkz. örneğin kadınlar hakkındaki tasavvur için: Behr, H.: Allahs Töchter. 7 Nachrichten der Evangelisch-Lutherischen Kirche in Bayern. No. 4 Nisan 2008 63. Yıl. Mün­ chen 2008. S. 111-114. İçinde: bkz. Behr, H.: “Wer garantiert mir, dass Muhammad kein Verrückter war?“ 8 Baumann, Gerlinde und Elisabeth Hartlieb (Edit.): Fundament des Glaubens oder Kulturdenkmal? Vom Umgang mit der Bibel heute. Leipzig 2007. S. 15-47. İçinde: bkz. Behr, H. ve diğer.: “Ich kann sogar manchmal bei Lucky Luke oder bei Asterix was Spirituelles finden“. Empirische Beobachtungen zur sich wandelnden Rolle der Bibel im Rahmen der Lektüre religiöser Texte. 9 Behr, Harry H. ve diğer. (Edit.): “Den Koran zu lesen genügt nicht!“ Fachliches Profil und realer Kontext für ein neues Berufsfeld. Auf dem Weg zum Islamischen Religionsunterricht. Islam und Bildung dizisi. Cilt 1. Münster 2008. S. 33-34. İçinde: bkz. Uzun, D.:”Die Koranschulen reichen uns nicht.“ 10 Zeitschrift für die Religionslehre des Islam Yıl 1 2007, Defter 2. Nürnberg 2007. İçinde: bkz. Rochdi, A. und Rochdi, E.: “Bin ich hier richtig?“ Eine Erhebung der Schülerinteressen im Islamischen Religionsunterricht. | 59 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Almanya´daki Müslüman kadınlarda dindarlık Prof. Dr. Dr. Ina Wunn din bilimcisi olarak Bielefeld Üniversitesi´nde Göç ve Almanya´da İslam konuları üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca, bilim teorisi ve din bilimine yönelik yöntemler hakkında sorularla meşguldur ve ­ağırlıkları evrim araştırmaları ve dinin antropolojik ve etnolojik temelleridir. Prof. Dr. Dr. Ina Wunn1 | 60 | Almanya’daki Müslüman kadınlar giderek ken­ Toplumsal ortam çok önemli. Çok açık şekilde evlilik ve aileye ilk başta en fazla iç işlerinde, örneğin hayır dinden daha emin şekilde seslerini duyuru- Onlar çoğunlukla genç ve orta yaşlı (49 yaşına yönelik olan bu tercihe rağmen kadınlar mes- pazarların kurulduğunda faaliyet gösterirler- yorlar ve toplumsal ve siyasal katılım talep kadar), ekseriyetle Türk göçmen asıllı, Alman­ leğe, yaklaşık erkekler kadar değer veriyorlar ken, bügün artık resmi kurullarda ve dernek ediyorlar, dinî konuda da ve özellikle dinî ya’da doğmuş (% 36) veya küçük yaşta göç eden (% 65’e % 69), ve burada ilginç olan nokta, özel- birliklerinde taleplerini dile getimekten de konuda. Taleplerini son yıllarda, örneğin İslamî kadınlar. Bu demektir ki, buradaki anketin likle biraz daha az dindar olan Alevîlerin ve çekinmemekteler. Fakat bu Almanya’nın parti Din Dersi talebiyle, sadece Hristiyan seküler sonucu, belki tam olarak temsilî olmayıp, bir etnik açıdan Boşnakların meslekî yönden bil- politikasına genelde dukunmuyor. Müslüman yapıya sahip Alman siyasetin karşısında değil, yandan varlığını ilk göç eden neslin yüksek hassa daha yakın ilgili olmalarıdır (Alevîlerin kadınların çoğunluğu siyaseti ancak orta dere- bilakis erkek müslümanlar tarafınca belirlenen çocuk sayısına, öbür yandan yaşlıların yüksek % 74’ü ve Boşnakların % 77’si, fakat sünnîler- cede önemli görüyorlarsa (% 38), bu, siyasete yapıya karşı da beyan etmekteler: nitekim bu oranlı mobilitelerine borçlu sayılması gereken, den sadece % 65’i mesleği çok önemli görüyor). karşı ilgi noksanlığına değil, daha ziyade çok arada ilmî eğitim almış genç Müslüman kadın­ genç nesile ağırlık vermektedir: Başarılı bir iş Buna karşılık kadınlar boş zamana kesin ağır- özel ve daha acil hissedilen, okul eğitimi veya lardan oluşan bir nesil Kurân’ı yeniden tefsir hayatından sonra insan seve seve emekliliğini lık veriyorlar (% 46’sı onu çok önemli görüyor) İslamın Almanya’da tam olarak kabul edilme- etmeye yola koyulmuştur, gerçi geleneksel ve memleketinde geçirmek ister ve böylece anket­ ve eğitime (kadınların % 85’i onu çok önemli si gibi meseleler üzerinde yoğunlaşma hare- genel olarak kabul gören ilmî metotla (Herme­ lere katılmak için hazırda bulunamaz. Fakat görüyor). Böylece bu rakamlar niteliksel ilmî ketine işaret eder. neutik) bunu yapmaktadır, fakat tümüyle yeni bununla beraber gençler Almanya’yı kabul araştırmalarda sürekli edinilen bir tecrübeyi sonuçlar elde ederek. Böylece birçok Müslü- etmekte: sorulanların yaklaşık yarısı Alman yansıtmakta: sünnî Türk göçmen kökenli genç Yani şimdi tipik Alman Müslüman kadın nasıl man ülkede cinsiyetler ilişkisi İslam dışı ola- vatandaşlığına sahip. Son on yıllar süresince Müslüman kadınların eğitime yönelik yüksek bir görünüme sahip? O, genç ve orta yaş arası, rak damgalanmakta ve İslam kendisini daha aile büyüklükleri de değişti: Göç eden aileler- derecede ilgileri var ve ekseriyetle erkek rakip- çoğunlukla Türk, nadiren Fas, Arap, İran veya hiç tanınmamış imkanlara sahip olan bir din de beş veya daha fazla çocuk nadir olan bir lerine karşılık daha iyi okul mezuniyet belge- Bosna kökenli, göçmen asıllı, Alman vatanda- olarak göstermektedir, özellikle kadınlar için. durum değilken (bu çalışmada sorulmamıştır), leri sunabliyorlar. Aile dışında da meşguliyet- şı veya çok senedir Almanya’da yaşamış, bura- bügün seyrek olarak üçten fazla çocuk bulun- leri var. Gerçi sorulanların % 22’si her iki cin- da okula gitmiş veya gidiyor ve mümkün oldu- Batı dünyasında ve özellikle Almanya’da din- makta (% 12), ki bunlar da ideal olarak proto- seyetten olmak üzere bir dinî derneğe üyeler, ğu kadar yüksek bir eğitim seviyesine ulaşma- lerini yaşayan ve onun için şehadet eden bu tipik bir ailede büyümelidirler: evlilik ve en fakat bu rakam hakîkaten mevcut olan duru- ya çalışmaktadır. Özellikle Türk sünnî çevre- Müslüman kadınlar kimdir? Kendileri veya başta aile kadınların % 88’inde (erkelerde % 88) mu yansıtmıyor olmalı. Normalde ailenin den geliyorsa yaşamının merkezi, iş ve boş anne babaları nereden geliyorlar, nasıl yaşı- ve burada özellikle orta yaşlı Türk asıllı kadın- büyük çoğunluğu cemaat faaliyetlerine katıl- vakitin giderek önemi artmasına rağmen, bir yorlar, neye inanıyorlar ve dinlerini nasıl tat- larda çok yüksek çapta tercih edilmekte. Aile dığı halde, aile reisinin cami cemiyetinde kayıt- eş ve sayısı üçe varabilen çocuktan oluşan bik ediyorlar? dendiğinde bununla gerçekte halen büyük aile lı bir üye olması yeterli sayılmaktadır. Fahrî gelenksel ailedir, ve eş ile olan ortaklık değil, kastediliyor, yani ortaklık değil: Bu kadınla- görevlere sahip olup kamuda faaliyet göste- aile ilgi odağıdır. rın sadece % 77’si, ama erkeklerin % 81’i için ren kişelere denk rakam ise % 19. Kadınlar | 61 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Din ve günlük yaşam sorulduktan sonra, hatta sadece % 10’u ken- Bu biraz muhafazakâr, ama yine de Alman disini çok, ve % 25’i oldukça dindar olarak koşullarına uyarlanmış namusluluk tablosu- nitelendirmekte. Bu rakamlar çeşitli açılardan na bir dindar veya çok dindar sınıflandırması ilgi çekici: Genel ve toplumsal bir öz tanımla- kolayca eklenebiliyor, ve erkekler ve kadınlar ması bağlamında kadınların çoğu kendisini arasında hemen hemen fark yok: kadınların çok dindar olarak nitelendirmekte, ama ger- % 91’i ve erkeklerin % 90’ı dindar veya çok din- çek dinî ilgi sorulduğunda bu kanaat açıkça dar, bunlar arasında sorulan kadınların % 81’i relativize edilmekte. Yani din, medenî halin (erkeklerin % 75’ine karşılık) Allah’ın varlığı- ve eğitime karşı olan ilginin yanısıra aynı na ve ölümden sonra dirilmeye kesin inanmak- zamanda ve özellikle bir otoportrenin inşası- tadır ve dolayısıyla sık sık dinî konular üzerin- na hizmet etmektedir: derli toplu Müslüman de düşünmekte (kadınların % 70’i sık sık veya kadın tabiki aileye düşkün, eğitimde gayret çok sık dinî konular üzerinde düşünüyor). gösteren ve böylece dindar da olmalı, ve buna Fakat sorulan kadınların yaşamında dindarlı- uygun olarak kendisini kamuda takdim etmek- ğın nekadar rol oynadığı sorulduğunda, kadın- te – bir anketin anonim kamusunda da. Yine lardan artık sadece % 56’sı için (erkeklerin halen yüksek bir seviyede kalmak üzere, ger- % 43’ü karşılığında) dindarlık yaşamları için çek dinî ilgi böylece daha düşük. Kadının ilgi çok önemli, ve sonuçta değişik parametreler odağı çocuk-mutfak-kilise olduğuna dair her- Değişik yaşam alanlarının müslüman erkekler ve kadınlar için olan önemi 100 4 90 92 80 6 88 4 7 96 92 29 70 66 60 26 70 50 32 40 40 30 kezce tanınan basmakalıp söz Alman Müslü- % 43’’ü ) tarafından çok önemli görülen nama- man kadınlar hakkında tastikleniyor gibi: zı benzer şekilde ciddiye alıyorlar. Bu vazife- onlar daha dindar ve ayrıca erkeklerden daha ler düsturunun dakik şekilde yerine getirilme- dindar eğitildiler. Bu kısmen gelişmiş dindar- si karşısında kadınların % 61’i ibadetle ilgili lık kendisini sadece ibadetin kadınlar için temizliğe de çok ciddice dikkat etmeleri pek taşıdığı anlamda göstermiyor – kadınların şaşırtıcı değil. Bu sorular tekrar dinin önemiy- % 51’i, fakat erkeklerin sadece % 33’ü günde le ilişkilendirildiğinde oruç tutmanın, yemek birkaç defa bizzat dua okuyor (du’a) – ve Allah kurallarının, temizlik kaidelerinin şahsi inanç- ile yoğun bir iletişime girme hissinde de değil, tan çok daha fazla önem taşıdığına şaşırılabi- bilakis sorulanların dinlerinin kurallarını lir – bu ilk başta Alman müslümanlar arasın- 38 yerine getirdikleri tamlık derecesinde belli da Orthopraxie’ye yönelik bir meyl belirlemek- 35 ediyor. te olduğunun gözlemlenmesi tastik olunuyor gibi: dini pratikte uygularken ibadet kuralla- 20 10 0 E K Eş seçimi/ Partner seçimi E K Tahsil E K Boş zaman E K Siyaset E=Erkekler; K=Kadınlar Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) Bertelsm a n n Sti ftu n g | 62 | Nitekin kadınların % 55’i yemek kurallarına rına uyulması ve şahsî yaşamın biçimlendiri- tam dikkat ediyorlar ve özellikle alkolden mesinde, evlilik ortağının seçilmesi dahil, açık (kadınların % 69’u ve erkeklerin % 47’si) ve olarak dinin teolojik boyutu hakim olmakta. domuz etinden (kadınların % 91’i ve erkeklerin Yukarıda zikredilen tahmine göre, yani sade- % 82’si) kaçınıyorlar. Ramazanda oruç tutma- ce dinin kendisi değil, bilakis kendini dindar da da kadınlar (kadınların % 64’ü oruç tutma- olarak konumlamanın da Alman ve çoğunluk- yı çok önemli buluyorlar) erkeklerden açıkça la Türk asıllı sünnî Müslüman kadın olarak daha gayretli. Kadınlar Hacc zorunluluğunu, bir kimlik geliştirebilmek için önemli olduğu zekatı ve ne de olsa % 59’u (erkeklerin sadece (karakteristik olarak birçok veriler başka etnik | 63 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık gruplar ve İslam içi inanç farklılıklara ilişkin öndeler. Başka hiç bir başlıkta dinin kadın ve başka türlü, fakat bir cinsiyete bağlı olarak erkekler için farklı önemi olduğu daha aşikar sorulmadıkları için burada yorumlanamazlar), olamazdı: kadınlar, kuralları hususi olarak ve temizlik kuralları ve İslamın beş sütunundan ailevî ortamda açıkça dikkate alıp ilk başta kaynaklanan vazifelerin dakik olarak yerine ailenin sağlamlığı ve görgünün muhafazası getirilmesi de, ilk sırada doğru ve önemli ola- için müdafaa ederken erkeklerde resmi ve rak algılanan medenî veya ailevî düzenin, birliktelik yaratıcı boyutu ön planda gelmekte. değerleri belki rastgele belirsiz olarak hissedilen bir toplum içerisinde, korunup sürdürülmesine hizmet etmektedir. Kadınların % 38’i ve Kişisel inanç erkeklerin sadece % 28’inin başörtüsü takıl- Peki şimdi bu genç ve orta yaşlardaki kadınlar masını çok önemli bulmaları bu savı destekle- neye inanıyorlar? Hangi içeriklerdir dinî tasav­ mektedir. Ve namazın gerçekten uygulanma- vurları biçimlendiren? Onlar, şahsi bir karşı- sında da kadınlar erkeklerden daha ciddi lık olarak algılanan ve kendisiyle dua yoluyla (% 36’ya karşılık % 21’i günde beş sefer namaz iletişim kurulabilen, sıkça ve kısmen çok somut kılıyor), fakat günlük meslek hayatı erkeklere olarak hayatlarına müdahele eden şahsi bir katılımı zorlaştırıyor olabilir, Cuma namazın- ilaha inanıyorlar (% 62). Aynı zamanda kadın- da erkekler % 51 ile kadınlarda % 21 olmak ların % 16’sı sık sık meditasyon (tahminen üzere ilk defa dinin tatbiki konusunda kesin zikir kastedilmekte) yaptığını söylüyor, ve Müslüman erkekler ve kadınlarda merkezîlik ve öz boyutlar 100 90 E K 80 15 70 75 60 48 51 40 42 40 30 47 tanınan bir olma tecrübelerine sahip olduğu- oluyorlar, öyle ki bu cevaplar da mutlaka şah- 12 nu bildiriyorlar, Sufi târikatları ise tutarlı si inancın ifadesi olarak değerlendirilemez, 81 79 şekilde meditasyon uygulamalarıyla Alman­ daha ziyade dinî standart bilgilerin veya resmi 54 62 59 35 39 36 41 32 43 51 38 39 22 21 14 16 21 10 0 Zih 24 25 22 20 DinMer İna Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak) KaPrat İba Med SeTec 20 23 28 29 AllTec TeMan ya’da giderek yaygınlaşmaktalar, ve büyük olarak talep edilen şehadete uyuyor ve böyle- birliklerden olan (VIKZ)’ nin de bu yönde bir ce ortopratik davranışın diğer bir unsurunu temeli vardır. temsil etmekte. İnanç hayatını burada daha çok aydınlatan ise, günlük yaşamda nekadar 30 31 9 12 Ölümden sonra yaşamaya, yeniden dirilişe dinin emirlerine göre yaşandığı sorusuna veya başka cisimle yeniden doğmaya kadınla- cevaptır: Kadınların pek cüzi % 16 oranı rın % 67’si, ama erkelerin sadece % 60’ı çok (erkeklerde % 11) yukarıdaki cevaplara başka PanMo inanıyor. Kadınların % 54’ü meleklere çok, bir görünüm vermekte. Ne de olsa kadınların % 67’si cennete ve aynı sayıda kadınlar cehen- % 28’i doğaüstü güçlere inandığını belirtiyor, Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak) E=Erkekler; K=Kadınlar Dindarlığın merkeziyeti | Zihin | İnanç | Kamu içinde pratik | İbadet | Meditasyon | Senin tecrübesi | AII/Bir olma tecrübesi | Teist maneviyat modelleri | Panteist manevilik modeli Bertelsm a n n Stiftun g | 64 | ve kıyamet gününe inanma şartına riayet etmiş 13 37 50 % 50’den fazlası ilk başta İslamda sufîlikte nemin gerçek varlığına inanıyorlar (erkelkler ve İslamî kültür ekseninde her yerde mevcut % 54), ne de olsa % 36’sı şeytanın müdahale- olan kötü ruhlar (cinler ve ifritler) tüm kadın- sine inanıyor. Böylece İslamın kayıtsız şartsız ların % 39’u için orta ile çok büyük arası rol Allah’a, peygamberlere, kitaplara, meleklere oynamakta. Buna karşılık orta çağda çok güçlü | 65 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık olan müneccimlik saygınlığını hemen hemen daha ziyade herzaman net olarak anlaşılama- tümüyle yitirmiştır: ancak pek az erkekler ve yan değer düşüncelerine sahip olan bir toplum- kadınlar (% 14) yıldızların hayatlarına bir etki da sabit duran bir yönelim çerçevesi olarak. yaptığına dair bir olanak görüyorlar. Göçmen veya göçmen çocuğu olarak kendine bir kimlik ararken de din büyük rol oynamakta: kadın kendisini Müslüman olarak hissedi- Dinî meselelerde hoşgörü yor ve kendisini açıkça Müslüman olarak isim­ Müslüman kadınlar dindar, Allaha’a inanıyor- lendiriyor. Bu bağlamda toplumsal faaliyetler lar ve düzenli ve toplum olarak birarada yaşa- için imkanlar da doğuyor, cemaatler içerisinde mak gerektiğine inandıkları için olsa da, dinî kadınların görüş açısını, toplum içerisinde de emirlere uymaya hazırlar. Ama bununla hiç müslümanların taleplerini temsil etmek gibi. yetinmiyorlar: kadınlardan % 15’i veya % 18’i dindarlığında oldukça veya çok arayış içinde Esas inanç söz konusu olduğunda, kadınlar olduğunu bildiriyor, ne arandığı ve muhteme- kendilerine resmi çizginin dışında bazı özgür- len meditasyon ve bir olma tecrübelerin bu lükler tanıyorlar. Allah’a, peygamberlerine, arayışın bir parçası olup olmadığı açık kalmak kitabına (veya kitaplarına), meleklerine ve zorunda. Birbiriyle rekabet eden dinler ve kıyamet gününe inançlarını kurala uygun öğretileri bu arayışta yer yer rol oynamış ola- şekilde şehadet ediyorlar, fakat yine de arayış bilir, çünkü Müslüman kadınların % 42’si (ve içinde olduklarını itiraf ediyorlar. Burada Sufî erkeklerin hatta % 45’i) için her dinin gerçek düşünce birikimi ve Sufî yöntemler dahil bir özü var. Ve kendi dinin mutlaka haklı ve olmak üzere kendi geleneğinin verdiği diğeri haksız olması şart değil – kadınların imkanlar kullanılmakta, aynı başka dinlere % 34’ü bü görüşe tamamıyla katılabiliyorlar. karşı ilgi gösterildiği gibi ( özellikle Müslüman Kadınlar başka dinlerin kabulü hakkında ve Hristiyan cemaatler arası ilişkiler çerçeve- erkeklerden hafif derecede daha dar görüşe sinde veya dinler arası diyaloğun içerisinde sahip oldukları (ve burada muhtemelen daha bölgesel tabanda) veya dinî kitapların yardı- ziyade medenî ahlâkı kastettikleri) halde, mis- mına başvurarak (bunu ise her halde çoğun- yon düşüncesinden uzaklar: kadınların lukla camilerde sunulan moral verme neşri- % 32’sinin (erkelerden % 37’sine karşılık) baş- yatıyla). Sık sık inançlı olunuyor, inanma gün­ kalarını kendi dinine kazanmak için hiç bir lük yaşamın içerisinde vuku buluyor ve bura- gayreti yok. da bilinçli ve vurgulu şekilde Müslüman olunuyor, ve bu, başörtüsü giyerek ve oruca Nihayet Almanya’daki Müslüman kadınlar şu katı­larak dışarıya doğru kanıtlanmakta. şekil karakterize edilebilir: gönüllerinde din Ancak bu, başka dinlerin hakîkata taleplerini var. Dinin emirleri ve kuralları, değişik mesu- inkar etmek demek değidir – köktenci kadın- liyetlerle dolu günlük yaşamı, özellikle ama lar Alman Müslüman kadınlar arasında gali- aile hayatını biçimlendirmekte, fakat mutlaka ba pek nadir bulunabilir ve bir İslam partisi özel bir dindarlığın göstergesi olarak değil de, için de çoğunluk bulunamaz olmalı. Açıklamalar 1 | 66 | Bu makale, Din Monitörü’nden elde edilen uluslararası düzlemdeki sonuçları konu alan popüler bilimsel yayınlar için kullanıma sunulmuştur. Bertelsmann Vakfı (Yay.): Din Monitörü 2008. Gütersloh 2007“ | 67 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Çok Dindarlık ve Çeşitlilik Prof. Dr. Dr. h. c. Gudrun Krämer Berlin Hür Üniversitesi’nde İslami İlimler öğretmektedir. Bundan önce Bilim ve Siyaset Vakfı’nda Ortadoğu konu uzmanı olarak çalışmış ve bunların arasında Kahire, Bologna, Paris ve Jakarta’da dersler vermiştir. Günümüz ve tarihdeki İslam konusunda birçok yayınların yazarıdır. Din Monitörü’nde Müslümanlığa Dair Yaklaşımlar Prof. Dr. Dr. h. c. Gudrun Krämer | 68 | İslam, mensupları özellikle Batı Avrupa’da Öte yandan elde edilen verilere ihtiyatla yak- sadece % 2 herhangi bir okul eğitimi almamış, lar tarafından kabul görüp görmedikleri gözlemlenen dini düşünce ve pratiklerin laşılması gereği söz konusudur. Genel anlam- % 66 da bir iş sahibidir. En türdeş yapıyı mede- hususu özellikle önemliydi. Batı literatürün- sekülerleşme, kurumsallaşma karşıtlığı ve da din konusuna ve özelde dini düşünce ve ni hale ilişkin veriler teşkil etmiştir. ( Evlilerin de sıklıkla “ mezhebi “ olarak tanımlanan bu bireyselleşme eğiliminden uzak duran bir din pratiklere ilişkin yapılan bir araştırma özel- oranı % 57 ila % 72 arasında değişirken, çocuk gruplandırmaların ötesinde ortodoks ya da olarak algılanmaya devam etmektedir. Tam likle bahsi geçen ülkelerde (İsrail hariç) henüz sahibi olmayanların oranı da % 31 ila % 42’ye ortodoks olmayan ( ya da alternatif kullanı- tersine 1970’li yıllardaki yeniden İslamlaşma alışılmışın dışındadır. Bu ülkelerde din daha tekabül etmiştir. En çok farklılık gösteren mıyla “halk dini”) şeklindeki bir sınıflandır- diye tanımlanan süreçle birlikte dine özel ve çok politik sahaya ait önemli bir hadise olarak veriler okul eğitimi ve istihdam konusunda manın son derece yetersiz kalacağı dini düşün- kamusal bütün alanlarda öncekinden daha yankı bulmaktdır. Öncelikle sosyolojik verile- görülmektedir. ce ve pratikler konusunda her yerde büyük fazla bir anlam yüklenmiştir. Bu gelişmenin rin eşitsizliğine işaret edilmelidir: Fas’ta ankete siyasi çerçevesine ilişkin araştırmalar belli katılanların % 60’ı şehirlerde (bunun % 49’u bir çeşitlilik hakimdir. bir oranda yapılmış bulunmaktadır. Buna büyük şehirlerde) ve % 40’ı kırsal bölgelerde Din İstatistiği Bütün hepsinde geçerli olan ise ne Sünni ne binaen hızlanan küreselleşme ile kimlik ve yaşamaktadır. Katılanların % 60’ı – oran kar- Bütün dünya dinlerinde olduğu gibi çoğulcu de Şii İslamın belirlenmiş bir doktrin otorite- özgünlük politikası arasındaki mevcut bağ şılaştırılan diğer ülkelere göre çok yüksektir.- bir yapıyı yansıtan İslam dini de dünya çapın- si çerçevesindeki bir kurumu ve kayıt altına yakinen görülmektedir. Ne var ki bu veriler eğitimsiz ama % 87’si çalışandır. Türkiye’de daki müslümanların % 90’ını oluşturan Sün- alınmış bir üyeliği tanımamasıdır. Dini otorite empirik anlamda şimdiye kadar sağlam olma- ise ankete katılanların % 66’sı şehirlerde nilerin büyük grupları ve ancak % 10’u teşkil konusu ister özel ( Sufi şeyhi, Şii din adamı, yan bir temele dayandırılmıştır. “İslam Dün- (bunun % 41’i büyük şehirlerde) yaşarken eden Şiiler içinde de dahil olmak üzere çok tanınmış hatip, politik aktivistler) isterse tüzel yası” nı sıkça yapıldığı gibi sadece Yakın ve sadece % 9’u herhangi bir okul eğitimi alma- çeşitli gruplara ayrılmıştır. Çoğulculuk Sün- kişilikler ( Kahire’deki Ezher Üniversitesi gibi) Orta Doğu ile sınırlı tutmamak, tersine birbi- mıştır. Buna rağmen sadece % 47’si çalışan niler arasında öncelikle dört büyük mezhep nezdinde olsun İslam’da özellikle önemli bir rinden çok farklı toplumları da araştırma konumundadır. Endozya ve Nijerya’da araştır- (işlevleri ve anlamları aslında tam olarak yan- sorunu teşkil etmektedir. Sadece “fundamen- kapsamına almak söz konusu araştırmanın en ma sadece büyük şehirlerle sınırlı tutulmuş- sıtılması gereken) olarak karşımıza çıkmak- talist” Müslümanlara ait olmayan “temel” ola- önemli hedeflerinden biridir: Fas, Türkiye ve tur. Endonezya’da araştırmaya katılanların tadır. Şiiler arasında İran, Irak, Arap Körfezi rak kutsal metinlere (Kur’an-Kerim ve onu Endonezya Müslümanların çoğunluğu oluştur- tamamı okul eğitimi almış durumdayken çalı- ve Lübnan’da toplanmış olan 12 İmamcılar ya açıklayıcı peygamber geleneği, sünnet) yapı- duğu ülkeler oldukları halde din, hukuk ve şanların oranı da % 54’dir. Nijerya’da % 13 da İmamiler yanında, uluslararası dağılmış lan atıf ve islami hukuk kurallarını (şeriatın siyaset ilişkileri bağlamında birbirinden eğitimsizken % 27 de herhangi bir bilgi vere- olan İsmaililer de zikredilmelidir. Alevi, Nusay- hükmü) birleştiren güç bu bağlamda büyük tamamen farklı bir yapılanma göstermekte- memiş veya vermek istememiştir. Çalışanla- ri, Dürziler veya Ahmediler gibi küçük grup- bir öneme haizdir. Özel bir alakayı da İslam’ın dirler. Nijerya’da Müslüman ve Hristiyanlar rın oranı da (sadece) % 48’de kalmıştır. larda ise mensupların kendilerini belli bir tasavvufi (mistik) tezahürlerinin biçim ve sayıca eşit orandayken İsrail’de Müslümanla- İsrail’de ankete katılanların % 78’i şehirde politik hal çerçevesinde Müslüman olarak yayılmaları ve aynı zamanda değişik şekiller- rın azınlığı teşkil etmeleri gibi. (bunun % 34’ü büyük şehirlerde) yaşarken görüp görmedikleri – ve de diğer müslüman- de tasavvufi gelenekle kaynaşabilen senkre- | 69 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık tist ve yeni dinsel akımlar haketmektedirler. az problematik İsrail’de görülmektedir: Burada Ne var ki İslami dindarlığın bu çıkış noktaları soruların yöneltildiği kişilerden % 78’i kendi- ve boyutları yapılan araştırmalarda sistematik ni Yahudi olarak, % 10’u Müslüman, % 2’si şekilde düzenlenmemiştir. Buna bağlı olarak Hristiyan olarak ve % 1 de “diğer” şeklinde da İslamın etkin olduğu toplumlarda dindarlı- tanımlarken % 8 de herhangi bir dine mensup ğın batı toplumlarıdaki müslümanlarda gün olmadığını ifade etmiştir – bu seçenek isla- geçtikçe daha yoğun gözlemlendiği üzere ne mın ağırlıkta olduğu toplumlarda yapılmayan derece çoğulcu olduğu ve ne derece bu süreç- bir kategoridir. Burada Müslümanlar arasın- lerin sadece bireyselliği değil kurumsallaşma- da % 88 Sünni, % 1 Şii olarak kendini tanım- yı da oluşurdukları sorusu empirik anlamda larken % 10 da bilmiyor şeklinde cevapladı ya tatmin edici şekilde yanıtlanamamıştır. Belirli da cevapsız bıraktı. Fas’ta sorulanların % 100’ü dini grupların ve kurumların (“kimlik” ya da kendini Müslüman olarak, bunun % 85’i de “özgünlük” ten daha fazla bir teminat sunan Sünni olarak tanıtırken, (% 1 Şii, % 1 “diğer”) ilişki ağları, dayanışma, sosyal yardım) top- bilmiyorum şeklinde cevaplayan ya da cevap- lumsal işlevleri de aynı şekilde aydınlatılma- sız bırakanların oranı % 14’e tekabül etti. Türki­ ya muhtaçtır. ye’de kendini Müslüman olarak tanımyaların oranı % 99, bunlardan % 79’u Sünni, % 10’u Araştırmanın ilginç sonuçlarından biri de “diğer” ve % 3’ü de Alevi (toplam nüfusa oran- ankete katılanların adı geçen gruplara dair, ları genelde daha yüksek olarak bilinmekte- bilhassa Irak, Pakistan ve Lübnan’da günü- dir) olarak kendilerini tanımladılar. % 7 ise müzde çatışma halinde bulunan Sünni ve Şii- bilmiyorum şeklinde cevapladı veya cevapsız lere ilişkin kendi atıfları olmuştur. İçeriden bıraktı. Endonezya’da soru yöneltilenlerden ve dışarıdan tanımlamalar yer yer birbirine % 89’u kendini Müslüman olarak tanımlarken, tamamen zıt durumdadır. Bu doğrultuda en % 9 Hristiyan ve % 1 de Budist ifadelerini kul- Araştırmanın yapıldığı beş ülkedeki çok dindar ve dindar Müslümanların oranı landı. Müslümanlar arasında sadece % 2’lik bir Değerlendirme Toplamı oran kendini Sünni olarak tanımladı ( gerçek- Toplanan bütün veriler ankete katılan Müslü- 100 te ise asıl çoğunluğu temsil etmekteler), % 62 manların büyük bir çoğunluğunun kendileri- “diğer”, % 36 ise bilmiyorum şeklinde cevapla- ni dindar olarak gördüklerine, kişisel bir Tanrı dı veya cevapsız bıraktı. Nijerya’da % 52 Hris- fikrine sahip olduklarına, islami temel esasla- tiyan, % 48 Müslüman, bunun da sadece % 5’i rı paylaştıklarına, farz ibadetleri yerine getir- Sünni, % 5’i Şii ve bütün % 81’lik oran da diklerine ve İslam öğretisini sadece kişisel “diğer” şeklinde bir tanımlama yaptı. Bilmiyo- yaşam ufku, anlam arayışı ve her tür proble- rum şeklinde cevaplayan veya cevapsız bıra- min üstesinden gelme arayışına yönelik değil, 90 93 80 70 60 66 64 63 50 40 45 42 30 36 32 20 29 aynı zamanda doğa, çevre ve toplumla ilişkile- de ankete katılanların eğer İslam’ın ve Müslü- re yönelik de önemli ve belirleyici olarak gör- man toplumların birliğini zedelememe gaye- düklerine işaret etmektedir. siyle bilinçli olarak cevaplamaktan kaçınma- 10 dılarsa Sünniler ve Şiiler arasındaki ayrımı 7 0 Türkiye Çok dindarların payı (yüzde olarak) Fas Nijerya Endonezya İsrail Dindarların payı (yüzde olarak) Türkiye istisna olmak özere çok dindarların bilmedikleri veya bunun kendileri için bir oranı değerlendirme toplamında açık şekilde önem arzetmediği tahmin edilmektedir. % 60’ın üzerindedir. (bkz: Grafik 1). Bu oran Türkiye’de % 45’e tekabül ederken en yüksek Bertelsm a n n Sti ftu n g | 70 | kanların oranı ise % 9. Araştırmanın bütünün- derecede dindarlık (% 93 koyu dindar, % 7 din­ | 71 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık dar) ilginçtir ki Nijerya’da, hem Müslümanlar ve panteistik, ayrıca sufi geleneğin öngördüğü sorular yöneltilmediğinden dolayı – kesinlik sonucu değil, tersine hep aynı tarzda olmasa ve hem de Hristiyanlar arasında kaydedilmiş- biçimiyle monistik düşünceler birbirinden arzeden bulgular toplanmamıştır. da yüzyıllardır yaşanan bir realitedir. Hindis- tir. Kendilerini dindar olarak görmeyenler yeterince açık şekilde ayrılamamıştır. tan, Endonezya, Irak ve Nijerya bu bağlamda burada % 1’le yok denecek kadar az bir oranı teşkil etmektedirler. Göze çarpan diğer bir Din Müslümanların gündelik yaşamında güçlü dini çeşitliliğin model örneklerini sunmakta- bir şekilde belirleyici olsa da siyasetin konumu dırlar. husus da dini eğitime verilen önemdir. ( orta- Yaşam Alanlarına Pratik Etkileri ve yasa ve kurallara saygı ülkelere göre fark- lama % 78; bkz:Grafik 2). Bu durum 1920’ler- Dindarlık ve aynı zamanda bütün dini prefe- lılık göstermektedir. Politik düşünce , aktüali- Dini çeşitliliğin algılanması ve dini toleransın deki Atatürk reformlarının hayata geçirilme- renslerin ötesinde ailenin, evliliğin, hayat te çerçevesinde özellikle dikkat çekici olsa da, pratiğe aktarılması özellikle karmaşık bir tab- siyle birlikte laik bir karakter kazanan Türki- arkadaşlığının, eğitimin ve meslek hayatının yalnızca sınırlı bir çerçevede dini bağa işaret lo sunmaktadır. Bir tarafta her dinin hakiki bir ye için dahi geçerli olmuştur. Burada ankete değeri araştırmaya katılanlar tarafından son etmektedir. Ülkelerin karşılaştırmasında oran öze sahip olduğu ve diğer dinlere karşı açık katılanların % 72’si dindar yetiştirilmişlerdir. derece önemli görülmektedir. Dini ibadetlerin % 40 düşük olarak ölçülmüştür. olunması gerektiği ifadesi geniş bir onay bul- yerine getirilmesi – namaz, oruç, zekat verme, maktadır ( ülkelerin karşılaştırılmasında yak- İdeolojik düzlemde ankete katılanların büyük hac – günlük yaşama öylesine belirgin girmiş- laşık % 70; bkz:Grafikler 5a ve 5b). bir çoğunluğu kendi kaderlerini etkileyen tir ki dini pratiğin tek başına algılandığı bir Tolerans ve Çeşitlilik kişisel bir Tanrı düşüncesine inanmaktadırlar. bakış açısı söz konusu değildir. Aktüel yaklaşımlar çerçevesinde genel anlamda ve diğer din, görüş ve yaşam tarzı sahiple- diğer dinlerin öğretilerini dikkate almayı soru Karşılaştırma için adı geçen farz ibadetlerle rine karşı dini çeşitlilik için davranış yaklaşı- yöneltilenlerin yarısı reddederken sadece Tanrısal varlığı doğa ve kozmoz içinde varsayan veya doğanın kendisini dünyada olup Kendi dindarlığının biçimlenmesi hususunda bitenlerin müsebbibi olarak algılayan doğayla eşleştirilemeyecek şekilde sadece namaz ve mı olarak tolerans düşüncesi ve pratiği özel- % 26’lık bir oran buna olumlu bakmaktadır. ilintili yaklaşımlar ise çok az taraftar bulmuş- genel ibadetler hakkında sorular yöneltildi. likle bir ilgiyi haketmektedir. Etkileri sadece (bkz: Grafik 6). Ait oldukları dinin hakikili- lardır. Büyük bir çoğunluk İslam öğretisi doğ- Çeşitli şekilleriyle namaza – günde beş vakit toplumsal yaşam ve birlikte yaşama için değil, ğinden şüphe etmeyen çoğunluk (% 58) ve rultusunda meleklerin, ruhsal varlıkların farz namazları, camide cemaatle Cuma namazı, kendi dini ve din eksenli düşünce ve davra- bunun mensuplarının kurtuluşa ereceğine (cinler- ankette “şeytan” olarak sorulmuştur) nafile namaz- büyük bir önem atfedilmiştir. nışlar üzerine eleştirel bir düşünceye yönelt- inananların oranı – diğer tarafta dile getirilen mesi açısından aşikardır. İslam kültürünün açıklık dikkate alınmadan – (% 60) beklenen ağırlıkta olduğu birçok toplum için dini çeşit- bir sonucu yansıtmaktadır. Ne var ki burada ve de ölümden sonraki hayatın varlığına inanmaktadırlar. Tecrübe ve pratikte (bir olma Köktenci düşünce ve davranış modelleri üze- tecrübesiyle tezat durumdaki bir ben ve öteki rine – metne atıf veya dini yiyecek, kıyafet ve lilik modernitenin bir fenomeni ve modern yine bazı ülkeler arası büyük farklılıklar göze tecrübesi; meditasyona karşı ibadet) teistik davranış kurallarına uyulması hakkında zamanlarda yaşanan yığın göçmenliğinin bir çarpmaktadır. “Benim için her dinin bir hakîkî özü vardır” – Araştırmanın yapıldığı beş ülkedeki Müslümanların karşılaştırılması 100 90 70 89 89 80 74 68 60 50 40 45 30 20 10 16 15 18 5 6 0 Türkiye Tasdik (yüzde olarak) Fas Nijerya Endonezya İsrail Redd (yüzde olarak) Bertelsm a n n Sti ftu n g | 72 | | 73 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Sadece dindarlığı kabul gören, uyum sağlayıp bütünleşecektir “Araştırmayı dikkatle okuyan için, belirtileri olmaksızın köktendinciliğe karşı duyulan korkuların geçersiz ­olduğunu görmek çok açıktır. Bu, araştırmanın gösterdiği temel bir mesajdır.“ Dinin entegrasyon bakımından önemi konusunda Prof. Dr. Barbara John’un yorumu “Verilerin doğruladığı – ne var ki bu yeni bişey değil – Müslüman kökenli göçmenle- hemen reddedildikleri hissine kapıldıkları takdirde, kendilerini bu toplumla özdeşleş- rin bölgelerinden gelmesiyle dinin ve dinî vecibelerin hem kamusal, hemde özel tirmeleri zorlaşacaktır. Tam tersi, bulundukları kendi ortamlarına geri çekilecekler- hayatta toplumsal ehemmiyeti olan bir konu haline gelmesidir. dir. Ve bu´da toplumun çoğunluğu tarafından “uyumsuzluk“ olarak öne sürülecektir. Bu zamana kadar Alman toplumu bu konuya daha ziyade bir ret ile veya bir yadırga- Araştırmayı dikkatle okuyan için, belirtileri olmaksızın köktendinciliğe karşı duyu- ma ile tepki gösterdi. Dindar olmak veya açıkça dinden yana tavır koymak, Almanla- lan korkuların geçersiz olduğunu görmek çok açıktır. Bu, araştırmanın gösterdiği rın çoğunluğu tarafından gericilik olarak görülüyor. Dünya genelinde ise durum temel bir mesajdır. Ne misyonerlik baskısı nede mutlak hakikat iddiası mevcuttur. farklı: ABD, Avustralya ve Kanada gibi klasik göçmen alan ülkelerde, dinî inançlara Tam tersi: İnsanlar başka dinlerin önemini gayet iyi bilmektedirler. Ve şu sonuca karşı, kamuoyu dahil, daha fazla açıklık gösteriliyor. ulaşabiliriz: Müslümanların büyük bir çoğunluğu tarafından din ile devlet işlerinin ayrılmasına olumlu bakılmaktadır, hatta arzu edilmektedir. Orada, bilhassa siyasî temsilciler için´de, kendi dinî ideolojinize bağlı kalmak, bundan ziyade yüce bir kudretin kabul görmesi adına taraftar kazanmak, önemlidir. Bu Eğitim ve öğretime bu kadar büyük önem verilmesine doğrusu hayran kaldım. Bir bizde tabiiki farklı. Bu yüzden bilhassa entegrasyon politikasında, din konusuna çok göçmen gencin eğitimdeki başarısızlığı bunun tam tersini düşündürsede. daha fazla eğilmek, üzerinde durulması gereken bir husustur. Kamuya ait kurumlarda, özellikle okullarda, bu konuya duyarlı yaklaşmak gerekir. Yaygın olarak peda- Buna rağmen gerçekte hala ekseriyetle geri kalınan durum, çocukların eğitiminde goglar tarafından başörtülü kızların kötülenmesi, çağdaş olmayan cami hocaların aile içi koşullarının yetersizliğidir. Akademik irtifalara yükselemeyen – doktor yada hor görülmesi ve bazende düzenli cami ziyaretinin veya islamî vecibelere uyanların avukat olamayan – ailesinin ilgisini ve desteğini çoğu kez kaybetmektedir. Böylece, alenen aşağılanması, ancak saygıdan yoksunluğun göstergesidir. Araştırma ise, din- var olan meslekî öğrenimlerin genişliği ve bolluğu kesinlikle algılanmamaktadır. darlığın ülkemizde yaşayan göçmenler için çok hayatî bir konu olduğunu ortaya koyu- Kimi zamanda niteliksiz işlerde kazanılan sıcak para, yeni bir neslin aleyhine tercih yor. Onlara bir değerler rehberi oluşturuyor ve sosyal ilişkilerini ve böylece içinde edilmektedir. Burada ebeveynlere ve öğrencilere daha iyi ve daha fazla bilgilendir- yaşadıkları toplumlada alışverişlerini büyük ölçüde belirliyor. Dindar göçmenlerin me gereklidir.“ Prof. Dr. Barbara John, Paritätischer Wohlfahrtsverband (yani Berlin, Eşit Katılımlı Sosyal Yardım Birliği) başkanı ve aynı zamanda Yabancı Mültecilerin Tanınmasından Sorumlu Federal Dairenin entegrasyon kursları ile ilgili uzmanlar kurulu başkanı | 74 | | 75 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Almanya’da İslam, Dünyada İslam Dr. des. Ferdinand Mirbach, Bertelsmann Vakfı, Dini Yönelimler Programı (Programm Geistige Orientierung) Proje Müdürü Son yıllarda Almanya’da İslam’a duyulan ilgi Bosnalı, 130.000 İranlı, 124.000 Faslı ve her- da Kuran kursları ve din dersleri verilmekte, neredeyse enflasyon derecesinde bir artış gös- biri takriben 95.000 olan Afganlı ve Iraklı ayrıca cenaze, düğün ve sünnet düğünü orga- ta ve 1.300 kişilik kapasiteye sahiptir. Camiler terdi. Bunun önemli sebeplerinden biri New oluşturmaktadır.1 Alman asıllı Müslümanla- nizeleri yapılmaktadır. Bunlardan başka boş yapı anlamında ibadetler için bir toplanma York’ta, Londra’da ve Madrid’de görülen islam- rın – özellikle İslam dinini seçmiş olanların – zaman değerlendirme ve spor aktiviteleri yeri olsa da, bunun ötesinde hareketli bir cema- cı-fundamentalist eylemler, diğeri ise Alman sayısı tahminen 50.000 civarındadır. yanında sosyal danışma hizmetleri de sunul- atin buluşma ve sosyal mekanıdır da aynı maktadır. Cami cemaatleri çoğunlukla kayıtlı zamanda. Bu açıdan cami, Hristiyanlıktaki bir dernek statüsüne sahiptir ve federal çapta gibi bir spiritüel mekan değildir. toplumunda besbelli yaşanan dönüşümler olmuştur. Müslüman ülkelerden gelerek Alman­ Islam’da mezheplere ve inanç şekillerine göre ya’yı yeni vatanları yapmış olan milyonlarca bir sınıflandırma ortalama 2,5 milyon Sünni faaliyet gösteren birlik ya da çatı kuruluşları- insanın etkisiyle Federal Almanya Cumhuri­ yanında çoğunluğu Türkiye kökenli yaklaşık na bağlıdırlar. Cami derneklerine ve kuruluş- Müslümanların ibadet yerlerinde, Türkiye’de yeti’nin çehresi de değişmiştir: Kilise kulele- 500.000 Alevi ve 200.000 Şii yaşadığını orta- lara üye olanlar, Müslümanların sadece yüzde veya diğer Arap ülkelerinde eğitim görmüş rinin yanında yükselen minareler, alışveriş ya koymaktadır. Federal Cumhuriyet verileri- 10 ila 15’ini oluşturmaktadır. Almanya’daki olan ve Federal Almanya’ya belli bir süre için merkezlerinde dolaşan başörtülü kadınlar, ne göre Ahmedilerin sayısı 40.000 civarında- en büyük Müslüman kuruluşları şunlardır: gönderilen imamlar çoğunlukla görev yapmak­ Almanların en çok tercih ettiği yemek haline dır. Bunun yanında Nusayriler, Zaidiler ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DITIB), Alman­ tadırlar. Bu “ithal imamların“ Almanya’daki gelen, İslami açıdan sakıncalı olmayan döner. İsmaililer gibi sayıca daha az olan grupların ya İslam Konseyi, Almanya Müslümanlar Mer- Müslümanların gerçekliklerini tanımadıkları Peki bu dünya dini neyi temsil etmektedir varlığı da bilinmektedir. Dikkate alınması kez Konseyi (ZMD) ve İslam Kültür Merkezle- sürekli eleştirilmekte ve bu sebeple de imam- gerçekte? Mensupları nasıl düşünmektedir ve gereken bir veri de, resmi olarak İslam ümme- ri Birliği (VIKZ). Bu kuruluşlar 2007 baharın- ların Alman üniversitelerinde eğitim alabil- neye inanmaktadır? Almanya ve dünya Müs- tine (dünya çapındaki İslam topluluğu) dahil da Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kon- meleri hususunda siyaset dünyasında gittikçe lümanları kimlerdir? olup da kendileri için dinin hiç bir işlevinin seyi (KMD) adı altında biraraya geldiler ve artan oranda girişimlerde bulunulmaktadır. olmadığı, sadece aileden alınan bir miras böylece Almanya’da İslam konusunda söz hak- İmamlar yanında okullarda din eğitimi de ver­ konumunda olduğu ve “kültür Müslümanları“ kı talebinde bulunmaktadırlar. ecek olan öğretmenlerin eğitildiği, İslam dini Almanya’da Müslümanlar olarak adlandırılan Müslümanların dikkate Almanya’da yaklaşık 3,2 ila 3,5 milyon arası değer bir oranı oluşturmasıdır. Tahminlere göre Almanya’da aralarında yak- Münster ve Osnabrück’te bulunmaktadır. Tüm laşık 150’si klasik yapıda – kubbeli ve mina- bu çabaların hedefi, İslam’ın Almanya’da artan insan yaşamaktadır. Bu rakam, Alman vatan- Almanya’da yaşayan Müslümanların dini ve reli – denilebilecek yaklaşık 2.600 cami bulun- önemini dikkate alarak öğrencilerin ve yetiş- daşı olan Müslümanların toplamını (takriben kültürel anlamda söz konusu olan çeşitliliği, maktadır. Cami yapımı son yıllarda oldukça kinlerin dini ihtiyaçlarını uygun şekilde kar- Müslüman kökenli ya da Müslüman olmuş | 76 | büyük cami Duisburg-Marxloh’da bulunmak- pedagoji kürsüleri şu an Nürnberg-Erlangen, bir milyon) ve İslam’ın karakteristik olduğu az ve dağınık örgütlenme biçimine de yansı- artarken, 100 civarında inşa planından birka- şılayabilmek, bunu yaparken de alanı dinci ülkelerden gelen göçmenlerin toplamını ifade maktadır. Aynı milliyetten olanları biraraya çı ülke çapında tanındı. Tartışma konusunu fanatiklere terketmemektir. eden tahmini değerdir. En büyük grupları, yak- getiren yerel cami cemaatleri, organize olmuş caminin büyüklüğü ve minarelerin yüksekli- laşık 2,4 milyon Türk ve Türk asıllı, 190.000 en küçük yapılanmayı göstermektedir. Bura- ği oluşturuyor. Şimdiye dek yapılmış olan en | 77 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık İslam’ın Temsil Ettiği dur. Bu sebeple Muhammed Müslümanlar İslam ortaya çıktığı Arap Yarımadası’ndan için sadece uzun bir silsiledeki bir peygam- bütün Ön ve Orta Asya’ya, Kuzey Afrika ve ber olarak değil, aynı zamanda kendisinden Filipinlere kadar Güneydoğu Asya’ya yayılmış- önceki peygamberleri tastik eden ve tamam- tır. Avrupa’da, Balkanlardaki Osmanlı egemen- layan, peygamberlerin sonuncusu, “Peygamber­ liğinden kalma bugünkü Bosna, Arnavutluk lerin Mührü“ olarak görülmektedir. Kuran’da ve Kosova’da Müslüman nüfus oluşmuştur. sabitlenmiş olan vahyin son ve tartışmasız 19. yüzyıldan itibaren göçlerle birlikte İslam hakikat olarak kabul edilmesi Kuran’ın eleşti- Batı Avrupa ve Kuzey Amerika başta olmak rel tefsirlerini ve hatta İslam’ın gelişmesini üzere bütün dünyaya yayılmıştır. En büyük zorlaştıran bir durumdur. Müslüman nüfus Endonezya, Pakistan, Bangladeş, Hindistan, Türkiye ve Mısır’da vardır. Yine de kemikleşmiş, esnek olmayan bir İslam Bugün yeryüzünde yaklaşık 1,2 milyar Müs- anlayışına dikkat çeken ve İslami hukuk kural- lüman – dünya nüfusunun beşte biri – yaşa- ları tarafından geliştirilmiş ve zamanla geçer- maktadır.2 liliğini yitirmiş normlar sistemine karşı kör itaati eleştiren reform hareketleri de mevcut- Müslümanları birleştiren Allah’a ve Kuran’da tur. Burada bir önemli husus da Kuran ayetle- yer alan, peygamber Muhammed aracılığıyla rinin zamana uygun bir düzenlemesinin gerek- gönderilmiş olan vahye inanmaktır. Buna göre liliğidir. Tartışmasız olan, İslam’da bir refor- Müslüman, Kuran’ı bir tek Tanrı olan Allah’ın mun sadece içteki bir süreçle gerçekleşebile- vahyi olarak kabul eden kişidir. İslam ve Müs­ ceğidir. Laik Türkiye Cumhuriyeti yanında lüman kavramları Arapça’daki aslama (teslim reformistlerin ümidi, İslam hususunda eleşti- olmak) fiilinden türetilmiştir; bu doğrultuda rel yaklaşım gösterebilme imkanı ve özgürlü- İslam teslim olunan, Müslüman da teslim olan­ ğüne sahip olan özellikle Avrupa’daki 15 mil- dır. Muhammedci tanımlamasını Müslümanlar yon Müslümana bağlanmaktadır. tamamen reddetmektedir: Müslümanlar Muhammed’e değil Allaha ibadet ederler. Günlük Yaşamda İslam | 78 | Bir peygamber aracılığıyla ortaya çıkışı Müslümanlar için “İslam’ın Beş Şartı“ olarak İslam’ın önemli bir özelliğidir. Gerçekten de tanımlanan ve dini mükellefiyet yaşına erişmiş Muhammed kendini Tanrı tarafından eski her kadın ve erkek için yerine getirilmesi gere­ ahitin İbrahim’dan başlayarak Musa ve Müs- ken beş temel vecibe vardır.3 İlk şart Kelime-i lümanlar tarafından Tanrının oğlu olarak değil Şehadet, Müslümanların Allah’ın birliğini ve de peygamber olarak kabul edilen İsa’ya kadar Muhammedin peygamber olarak gönderilme- olan diğer peygamberleri gibi aynı görevle gön­ sini kabul etmesidir; aynı zamanda Kelime-i rak verilmektedir. Beşinci şart da hacca git- Peygamberin yapıp etmeleri Allah tarafından derildiğini görmüştür. Peygamberlerin gönde- Şehadet’le Kuran, Muhammede vahyolunan mektir. Haccın esası Kabe’nin etrafında yedi yönlendirildiği şeklinde algılandığı için, rilmesi hep aynı amacı taşımıştır: İnsanları Tanrı kelamı olarak kabul edilir. İkinci şart defa dönmekten oluşur. Masraflı olması sebe- Muham­med’in hayat tarzına uyanlar doğru puta tapıcılıktan vazgeçirmek, hesap günün- namaz kılmak her Müslüman için günde beş biyle her Müslüman bu vecibeyi yerine geti- davrananlardır. Kuran ve sünnet Müslüman- de korumak ve hakikat olan bir tek Tanrıyı ve vakit farzdır ve önce abdest alınması gerekir, rememektedirler; kim ama buna rağmen yapar- lar için, şeriat olarak adlandırılan İslam onun yasalarını bildirmek. Bu mesaj ilk etapta namazda vücut Mekke’ye doğru yönelmiş sa “Hacı“ unvanını almakta ve saygı görmek- hukukunun en önemli esasları olarak görül- İslam’da inanmayanları ve politeistleri muha- durumdadır. Bir diğer dini vecibe Ramazan tedir. mektedir. tap almaktaydı. Her iki tek tanrılı dinlerin ayında oruç tutmaktır. Oruç yeme içmenin mensupları – Yahudiler ve Hristiyanlar – ise kesilmesi ve cinsellikten uzak durmaktır ama İslam’da Tanrı tarafından vahyolunmuş ilahi Olumsuz anlamdaki bir diğer tartışma da inananlar olarak kabul ve saygı görmekte, ne buna sadece gün içerisinde uymak gerekir. irade hükümleri bir bütün olarak yer almaz, başörtüsü emri – ya da yasağı – etrafında var ki vahyolunan ilahi hükümleri, İsa’nın Zekat vermek bir diğer vecibeyi oluşturur. tersine farklı kaynaklara dayanmaktadır. sürdürülmektedir. Kuran’da kadınlar için bir insan ve Tanrı seviyesinde bir tutulması örne- Ümmet başlangıçtan beri güçlülerin zayıfları Kuran bir dizi emir ve yasakları bildirmekte- örtü emrine ilişkin bir işaret söz konusu ğinde olduğu gibi değiştirdikleri için Kuran’da koruduğu bir dayanışma toplumu olarak anla- dir ama tam kesin olmayanlar da vardır. Mese- olmadığı halde, bunu dolaylı olarak ifade yerilmektedirler. İslami açıdan da bu durumda şılır. Aynı şekilde günümüzde de bazı Müslü- la Kuran’da günde beş vakit namaz emredil- eden sureler vardır. Kadının örtünmesi sonuç- yeni bir peygamber etkisini zorunlu kılan Tanrı man ülkelerde toplanmasa da kendini bunun- miştir ama bunun kuralları ise sünnetten, ta İslam teologları arasında da tartışmalı olan hükümlerinin bozulmuş olması söz konusu- la islah etmek ve arındırmak için gönüllü ola- yani hadis rivayetlerinden öğrenilmektedir. bir yorum meselesidir. Müslüman kadınların | 79 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık kamusal alandaki pratikleri, bütün vücudu hoşluk verici her tür madde) ve domuz eti kapatan bir örtüden (burka), başörtüsüne tüketimi yasaktır. kadar ya da hiçbir örtü şeklini kullanmamaya kadar uzanmaktadır. Günlük yaşamdaki bir diğer dini hüküm olarak yiyecek ve içeceklerle Herşey Muhammed’le Başladı ilgili emir ve yasaklar mevcuttur. Buna göre İslam’ın çıkış noktası Arap Yarımadası’nda Müslümanlar için alkol kullanımı (ya da sar- yer alan ticaretle gelişen Mekke şehridir. Zaman tablosu: Muhammed´den bugüne kadar Milattan sonra 570 Muhammed´in Mekke´de doğuşu 610 civarı Muhammed´in melek Jibril tarafınca çağrılışı 622 Peygamberin Medîne´ye hicreti İslam takviminde yıl 1 632 Peygamberin Medîne´de ölümü 632-634 İlk halîfe Ebubekir 638 Halîfe Ömer Kudüs´ü fethediyor 656-661 Muhammed´in amcasının ve damadının hilâfeti 660-750 Emevîler hanedanı 680 Kerbela muharebesi 732 Tours ve Poitiers muharebesi. Karl Martell berberleri geri atıyor 750-1250 Bağdat´ta Abbâsîler hilâfeti 874 Şiîlerin onikinci imamının “kaybolması” 929-1031 Cordoba hilâfeti 1071 Anadolu´nun Türkler´ce fethinin başlaması 1085 Toledo´nun Hırıstiyanlar tarafından geri alınması (Reconquista) 1095-1099 Hırıstiyanların birinci haclı seferi ve Kudüs´ün fethi 1187 Salahaddin Kudüs´ü fethediyor 1258 Bağdat´ın Moğollar tarafınca harab edilmesi 1335 Abbâsi hilâfetin bitişi 1453 Balkanların Türkler tarafınca fethinin başlaması 1529 Konstantinopel´in Osmanlılar tarafınca fethi 1683 Osmanlıların Birinci Viyana Kuşatması 1798 Bonaparte´ın Mısır´a gelişi 1830 Cezayir´de Fransız sömürgesinin başlaması 1919 Mustafa Kemal (Atatürk) ile Türk milliyetçi akımın başlaması 1920 Sevre anlaşması. Türkiye´nin ve Ortadoğu´nun med 632 senesinde vefat ettiğinde birçok kabi- Küçükken yetim kalmış ve akrabalarının leyi yeni topluluğa (ümmete) katmak için yapı- yanında büyümüş, ilk olarak 25 yaşlarında lan akınların da etkisiyle Arap kabilelerinin kendinden daha yaşlı bir tüccar dul kadınla büyük bir kısmı İslam ümmetine katılmış yaptığı evlilikle birlikte toplumsal statü ve durumdaydı. Bu tarihi oluşum, aynı zamanda ekonomik bağımsızlık kazanmıştır. Peygam- kabile üyelerinin diğer kabile üyelerine karşı berlikle 610 senesinde görevlendirilmiştir: yükümlü olduğu değil de, bir Müslümanın Önce rüyada sonra Hira mağarasında inziva- diğer bir Müslümana karşı yükümlü olduğu ya çekildiğinde Cebrail gelip Tanrının sözleri- bir Arap devletinin oluşum sürecini de ifade ni ona aktarmıştır. Düşmanlıkların ve kabile- etmektedir. ler arası kann davalarının hakim olduğu bir Entente güçleri tarafınca bölüştürülmesi 1923 Türkiye Cumhuriyeti´nin laik devlet ilan edilmesi 1924 Osmanlı Hilâfeti´nin Türk Millet Meclisi´nce kaldırılması 1961 Almanya Federal Cumhuriyeti ve Türkiye arasında işçi alma anlaşması 1963 Almanya Federal Cumhuriyeti ve Fas arasında işçi alma anlaşması 1979 İran´da İslamî devrim 1992 Bağımsız Bosna Hersek Cumhuriyeti´nin kuruluşu Bertelsm a n n Stiftung | 80 | Muhammed burada 570 senesinde doğmuştur. ortamda Muhammed öncelikle sadece küçük Muhammed’in halefi olmadığı için, hakim bir topluluk içinde peygamberliğini ilan ede- farklı aileler arasında bir tartışma çıkaran ve bildi. Üzerine düşmanlık ve kıskançlık topla- sonuçta İslam ümmetinin Sünni ve Şii olarak yınca 622’de taraftarlarıyla birlikte yakın bir gruplara ayrılmasına yol açan bir halifelik şehir olan Yesrib’e – sonraki Medine: Peygam- makamı oluşturulmuştur. Peygamber ailesi, ber şehri – göç etmeye mecbur kaldı. Hicret Benî Ümeyye saltanatına karşı haklarını ara- olarak adlandırılan bu göç, sonradan yeni bir mak için kendi grubunu (Şia) kurmuş ve zaman hesaplaması ve İslami takvim için sene 680’de Kerbela’da peygamber ailesi taraftarla- 1 olarak ilan edilerek İslam tarihinde bir dönüm rı katledilmiştir. Bu hadise, güçlü bir tutku ve noktasını oluşturmuştur. Peygamber Muham- şehitlik kültüyle donatılmış olan Şii dindarlı- | 81 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık ğının çıkış noktasını oluşturmaktadır. Ümme- olarak hakim bir durumdadır ama başka mil- tin kendi içindeki bu çatışmalar, bu yeni dinin liyetlerden olan Müslümanlar da dini inançla- yayılmasına zarar verememiş, İslam Ortaçağ’a rını kendi usullerine göre yaşatmaktadırlar. gelene kadar Asya, Kuzey Afrika ve – Hristiyan Avrupa ile yaşanan çatışmalarla – İspanya’ya Bir zamanların Müslüman göçmenleri artık kadar yayılmıştır. Türk Sultanlığıyla, Birinci üçüncü, dördüncü kuşak olarak Almanya’da Dünya Savaşı’yla yıkılan ve laik Türkiye Cum­ varlıklarını sürdürmekte ve bu ülkenin çehre- huriyeti’nin doğduğu Akdenizin en büyük ve sini gittikçe daha fazla değiştirmekteler. Mina- sonuncu imparatorluğu kurulmuştur. reli camiler şehir tablosuna girmeye başladı, Avrupa’da İslam sadece Balkanlarda bir tarihi tek tük de olsa Müslüman mezarlıklarına rast­ gelenek oluştururken, Avrupa’nın yeni ve lanmakta. İlk misafir işçilerin torunları artık büyük Müslüman toplulukları 1950’lerden burada topluma karıştı ve burada okula gidi- itibaren başlayan işçi ve mülteci göçünün bir yorlar. Okul çağındaki Müslümanların sayısı sonucu oluşmuştur. devlet tarafından yönlendirilen bir İslam din dersini son derece gerekli kılan bir sayıya, yaklaşık 1,2 milyona tekabül etmekte. Kuşku- Diasporada Bir Dünya Dini suz Almanya’nın Müslüman halkı, genel hal­ Almanya’da İslam’ın tarihi büyük oranda göç- ktan oldukça daha genç. Demografik gelişim- menlik olgusuyla belirlenmiştir. İlk olarak ler, yeni göçler ve yüksek doğum oranı, bazı küçük bir Müslüman topluluk Birinci Dünya öngörülere göre 2050’de Almanya’nın bazı Savaşı’ndan önce Almanya’da mevcuttu ama şehirlerinde Müslümanların çoğunluğu oluş- 1925’teki nüfus sayımında 3000’den daha az turmasına yol açacaktır. sayıda kişinin Hristiyanlık ve Yahudilik dışında bir dine mensup olduğu tespit edilmişti. İlk kez 1961’de Türkiye ile yapılan işçi alımı Bilgi Olmadan Diyalog da Olmaz sözleşmelerinden itibaren Müslümanlar büyük Bugün artık biliniyor: İslam’ın önemi, Almanya gruplarla Almanya’ya gelmeye başlamışlardır. ve Avrupa’da gelecekte de gittikçe artacaktır. Sonraki yıllarda diğer Müslüman göçmen Göçler ve Müslüman kadınların yüksek doğum akımları Balkanlardan, Kuzey Afrikadan ve oranı sebebiyle sırf sayısal olarak bile Avrupa Orta Doğu’dan günümüze kadar ulaşmıştır. şehirlerindeki Müslümanların sayısı artacak- nın üstesinden gelecektir. Kim bu bilgiye Açıklamalar 1 Federal hükümetin, Birlik 90 / Yeşiller Gru­ bu’nun “İslam’ın Almanya’daki hukuki eşitlik durumu“ hakkında 18.04.2007 tarihli soru önergesine verdiği cevap. 2 Burada ve devamında bakınız: Halm, H.: Der Islam – Geschichte und Gegenwart. München 2000. 3 Günlük hayatta İslam’a genel bir bakış için bakınız: Spuler-Stegemann, U.: Islam – Die 101 wichtigsten Fragen. München 2007. Bu göçmenleri iyi eğitimliler yanında büyük tır. Üstelik pek çok Müslüman, Avrupalı Hris- sahip olursa yapıcı bir diyaloğu başlatabile- çoğunlukla siyasi mülteciler, sığınmacılar ve tiyanlardan daha fazla inançlarına bağlıdır. cektir. Çok etikli bir toplum dahilinde barış savaştan dolayı gelen mülteciler oluşturmak- Bu durum yabancı bir kültürel ortamda dinle- içerisinde bir birlikte yaşam göz önüne alın- tadır. Almanya’da uygun ibadet yerleriyle, rini bir kimlik sembolü haline getiren göçmen dığında kendi inanç esaslarıyla başkalarınınki eğitim tesisleriyle ve işyerleriyle Müslüman- Müslümanların diaspora ortamıyla da ilgili. arasında bir etkileşim olarak bu türden bir lara uygun bir yapılanmanın mevcut olmama- Aynı zamanda göç kökeninde görülen çeşitlilik dinlerarası dialog oluşturulması kaçınılmazdır. sından dolayı bu insanların dini ihtiyaçlarının ve farklı dini gelenekler, “tek tip bir“ İslam’ın Din Monitörü aracılığıyla Bertelsmann Vakfı uzun süre gereğince dikkate alınmaması olmadığını açık şekilde göstermektedir. Alman­ işte bu diyalog çabasına bir katkıda bulunmak büyük bir problem oluşturmuştur. Öte yan- ya’daki Müslümanlar kişisel biyografilerine istemiştir. dan bu sorun sadece Alman devletinin bir göre kendi dini inançlarını son derece farklı ihmalinden değil, göçmenlerin kendilerinin anlatmakta ve yaşamaktadırlar ve bu da Alman­ büyük çoğunlukla sadece geçici bir oturum ya’daki İslam’ın zengin bir çeşitliliğini sağla- planlamış olmalarından kaynaklanmıştır. maktadır. Uyum politikası açısından, Müslüman ve göç- | 82 | menlerin haklarına yönelik bu üvey evlat Bu bağlamda bu inancın arkasında yer alan muamelesi bugün dahi aşılması gereken bir İslam ve Müslümanlar hakkında daha fazla sorun olarak karşımızda durmaktadır. Göçün bilgi edinmek daha bir önem kazanmaktadır. sebeplerindeki ve gelinen ülkelerdeki çeşitli- Ancak gerekli bilgiyle donanmış olan kişi, lik, Almanya’daki İslam’ın bugünkü çeşitlili- dünya çapındaki İslam fobisiyle yüzleşebilmek ğinin de sebebidir. Kuşkusuz Türk İslamı sayı için temel şart olarak kendi kişisel korkuları- | 83 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Küçük İslam Sözlüğü Aleviler İçinde Şiadan ve İslam Dua İnançlı kişi duada doğrudan İslam’da Reform Batılı seküler top- Kuran İslam’ın kutsal kitabı. İçinde Örtü Örtü geleneksel olarak kadın- Tasavvuf İslam’da sufilik. Tasavvuf ­tasavvufundan elementler barındıran doğruya Allah’tan günahlarının affını lumlarla etkileşim, özellikle Avrupa’da peygamber Muhammed’e gönderilen lar ve ergenlik çağına gelmiş kızlar ehli İslam’ın içsel hakikatine vurgu Alevilik 13. yüzyılda Anadolu’da orta- veya isteklerinin yerine getirilmesini yaşayan Müslümanları İslam’da dini ilahi vahiyler yer almaktadır. tarafından kullanılmaktadır. yaparlar. Tanrı’da yok olmak ve şeria- ya çıkmıştır. Almanya’da tahminen ister. Dua ederken uyulması gereken hukuki düzenlemelerle nasıl hareket Melek Meleklere iman, imanın Oruç Ramazan ayında oruç tutmak tın içselleştirilmesi hedefleri arasın- 300.000 ila 700.000 arasında Alevi belirlenmiş zaman dilimleri ya da be- edileceği konusuna ve batılı değer şartlarından biridir. Buna göre melek- İslam’ın Beş Şartı’ndan biridir. Oruç dadır. yaşamaktadır. Aleviler İslam’ın Beş den hareketleri yoktur. yargılarını kabul etmeye ilişkin bir ler Allah ve insan arasında aracı göre- güneşin doğuşundan batışına kadar Tektanrıcılık İslam tek tanrılı bir Şartı’nı ve İslam hukukunu bağlayıcı Hac Mekke’ye yapılan hac İslam’ın reform talebinde bulunmaya itmiştir. vi gören kanatlı ve doğa üstü varlık- olan süre içinde yemek içmek, cinsel dindir. Tanrının birliği ve benzerinin olarak kabul etmedikleri gibi Alevi Beş Şartı’ndan birini oluşturur. Her İslam’ın Beş Şartı İslam’daki temel lardır. ilişki ve sigara içmekten uzak durma- olmaması (tevhid) imanın esasını kadınlar da geleneksel olarak başör- Müslüman ömründe bir kez hacca git- farzları ifade eder. Bunlar Kelime-i Müftü Fetva verme yetkisi olan din yı ifade eder. Buna karşın Aleviler oluşturur. tüsü kullanmazlar. melidir. Şehadet getirmek, namaz kılmak, adamı için kullanılan terimdir. Fetva- Muharrem orucunu kabul ederler Ümmet Dünya çapındaki Müslü- Ali Peygamberin amca oğlu ve dama- Hadis Muhammed’in rivayet edilen oruç tutmak, zekat vermek ve hacca ların hiçbir şekilde bağlayıcı bir ka- ama bu da dini bir vecibe olarak gö- man topluluk. dı, raşit halifelerin dördüncüsü. Şiiler sözleri ve hal ve davranışları için kul- gitmektir. rakteri yoktur, sadece tavsiye babında rülmemektedir. Yeniden dirilme Müslümanlar için ilk imam olarak Muhammed’in asıl lanılan terimdir. Kelime-i Şehadet getirmek İsla- fetva verilebilir. Şeriat İslam hukuku. Kuran’a, ha- ­kıyamet gününde yeniden dirilmeye halefi kabul edilmektedir. Hicret Muhammed’in Mekke’den mı kabul etmek Kelime-i Şehadet’i te- Muhammed 570’de Mekke’de doğ- dislere, icma ve kıyasa dayalı, Müslü- ve hesap gününde ya günahkar olarak Avrupa’da İslam Tahminlere göre Medine’ye gidişini ifade eden hicretin laffuz etmekle gerçekleşir. Kelime-i muş ve 632’de Medine’de ölmüş olan manlar için bağlayıcı olan hükümle- cehenneme gideceklerine ya da ina- AB üyesi ülkelerde yaklaşık 13 milyon gerçekleştiği 622 senesi ile İslami Şehadet İslam’ın Beş Şartı’ndan ilkini İslam peygamberi. “Allah Resulü“ und rin tamamını kapsayan, Allah tarafın- nanlar olarak cennetle şereflenecekle- Müslüman yaşamaktadır. Almanya’da takvim başlamıştır. oluşturur. “Peygamberlerin Mührü“ olarak, ken- dan belirlenmiş sistem. rine inanırlar. Burada insanların, Al- yaşayanların sayısı ise 3,2 ila 3,5 mil- İmam Namazları kıldıran kişidir. Kıble Namazda kıble camide mih- disine Cebrail tarafından bildirilen Şiiler Şiiler Müslümanların yaklaşık lahın rahmetinden ümit etmeleri ol- yon arası tahmin edilmektedir. Sünnilerde bu kavram Cuma namazı- rabla gösterilmiştir. Kıble Mekke’de ilahi hakikatin son elçisi olarak kabul yüzde 10 ila 15’ini oluşturmaktadır. dukça önemlidir. Avrupa’nın özellikle batılı ülkelerinde nı kıldıran kişi için de kullanılırken, bulunan Kabe’yi gösterir. Kabe taştan, edilir. Sadece Ali ve neslinin Muhammed Yiyecek ve içecek hükümleri Müslümanlar din ve devlet ayrımı ve Şiiler sadece Ali ve neslinden olanları küp şeklinde bir yapıdır ve Suudi Ara­ Müslüman İslam dini mensubu. peygamberin halefi olduğuna inan- Müslümanlara domuz eti ve kan tüke- de seküler yaşam biçiminin kabulü İslam toplumunun tek geçerli önderleri bistan’da bulunan Mekke’nin en büyük “Muhammedci“ ifadesi, Müslümanlar maktadırlar. timi yasaklanmıştır. Buna göre sadece ile etkileşime girmişlerdir. olarak imam kabul ederler. camisinin ortasında yer almaktadır. Muhammed’e değil, Allah’a ibadet et- Sünniler Yüzde 85 – 90 oranıyla kesilmiş hayvanların etleri yenebilir Cami Müslümanların ibadet edip İman İslam’ın Beş Şartı yanında Kitap ehli Hristiyanlar, Yahudiler ve tikleri için genel olarak kabul edilme- dünyadaki en büyük Müslüman toplu- (helal). Ayrıca içki içmek de İslam hu- namaz kıldıkları mekan. Vaaz verilen İmanın Şartları da yer almaktadır. Zerdüştler, tek tanrılı dinler olduğun- mektedir. luğu oluşturan İslam’daki dört mezhe- kukuna göre yasaktır. Cuma namazının kılındığı cami ve ­Sayısı altı olan bu şartlar şunlardır: dan ve vahyedilmiş kitapları olduğun- Namaz Namaz İslam’daki en önemli bin mensuplarını ifade eder. Şiilerden Zekat Zekat İslam’ın Beş Şartı’ndan diğerleri birbirinden ayrılmaktadır. Allahın varlığına ve birliğine iman, dan, İslam hukuku babında kitap ehli farzı teşkil etmektedir ve günde beş farklı olarak kendilerini Müslüman biridir ve özellikle fakirlere verilir. Cuma namazı Haftanın en önemli meleklerine iman, kitaplarına iman, olarak kabul edilmektedirler. Müslü- kez belli vakitlerde, belirli beden ha- ümmetinin temsilcisi ve peygamberin namazı Cuma namazıdır. Her yetişkin peygamberlerine iman, ahiret gününe manlarla eşit haklara sahip olmasalar reketleri ile kılınması gerekir. erkek Müslüman için Cuma namazına iman ve kadere iman. da olarak özel bir cizye vergisi ödeye- katılmak farzdır ama kadınlar katılıp İslam 1,3 milyar mensubuyla İslam, rek “korunması gerekenler“ statüsün- katılmayacakları konusunda serbest- Hristiyanlıktan sonraki ikinci büyük de kalmışlardır. tirler. pratiklerinin (sünnet) takipçisi olarak tanımlamaktadırlar. dünya dinidir. İslam Arapça’da “Tanrı’ya teslim olmak“, yani tek olan, herşeye gücü yeten ve herşeyi bilen yaratıcıya, Allah’a tamamen teslimiyettir. | 84 | | 85 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık www.religionsmonitor.com Dindarlığı bireysel bazda ölçen internet portalı .Dindarlık her zaman son derece kişiye özel Din Monitörü sadece uzmanlara has bilimsel bir konu olagelmiştir. www.religionsmonitor. bir enstrüman olmanın ötesinde her internet com internet portalı dileyenlere kendi dindar- kullanıcısı için de kendi kişisel dindarlık lık profillerini kişisel bazda çıkartma imkanı derecesini ölçmeye yönelik bir imkandır. – sunmaktadır. dindarlık ister belirli bir dinin yansıması olsun, ister öznel eğilim ve idraklerin. “Ne kadar dindarım?“ “Dini tutum ve davranışlar hayatımı ne derece etkiliyor?“ Bu soru- Oluşturulan online anket bu bilimsel araştır- lar sadece kilisenin ya da diğer dini cemaatle- manın temelini oluşturan anket formunun rin üyelerini değil, bilakis kurumsallaşmamış büyük bir kısmını içermektedir. İşlemin dinlerin mensuplarını da ilgilendirmektedir. sonunda internet kullanıcısı kendi dindarlık İşte bu hususta Din Monitörü yetkin bir des- profilini bireysel bazda değerlendirerek ülke- tek sunmaktadır. sine dair çıkan sonuçlarla bir karşılaştırma www.religionsmonitor.com hakkında bazı görüşler: yapabilmektedir. • Mükemmel bir fırsat • Dindarlığın Çeşitliliği ve Zenginliği Araştırmanın henüz başladığı ilk aylarda dahi “Söz konusu online anket mükemmel bir fırsat! “Ortaya çıkan bireysel dindarlık profilim beni yaklaşık 100 ülkeden on binlerce kişi bu Öğrencilerim formu ders esnasında doldurdu- öncelikle şaşırttı. Sonuca göre herhangi bir imkandan faydalandı. Anket formuna daha lar. Daha önce konu hakkında konuşmaktan kiliseye mensup olmadığım halde çok dindar fazla sayıda insanın ulaşmasını sağlamak için kaçınan ve kendilerini bilinçli ateistler olarak kategorisindeyim. Hazırlanan sorular dindar- formun Almanca, Türkçe ve İngilizce versi- tanımlayan öğrenciler bile birden bire dini lığın sadece büyük dinlerin öğretilerinden yonlarına ek olarak İspanyolca ve Arapça ver- deneyimler ve hisler hakkında konuşmaya ibaret olmadığını gözler önüne sermekte. siyonu da hazırlanma aşamasındadır. başladılar.“ Kişisel anlam arayışı bunun çok daha ötesin- Din Dersi Öğretmeni de ve çok boyutlu ama ne var ki genellikle pek ciddiye alınmayan bir durum. Bu fenomeni de önemsediğiniz için teşekkürler.“ • Şaşırtıcı bir sonuç Bir kullanıcı “Din Monitörü aile çevremizde şaşırtıcı bir sonuç ortaya koydu. Bir akşam tartışma konumuz şuydu: ‚Çocuklarımızı ne derece dindar yetiştirmek istiyoruz?‘ Ankette yöneltilen sorular sayesinde aslında hiç de düşündüğümüz gibi aynı görüşleri paylaşmadığımızı anlamış olduk.“ Kilise cemaati sözcüsü | 86 | | 87 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Bertelsmann Vakfı Özgür bir toplumda sorumluluk için girişim. – ­Bertelsmann Vakfı bağımsız uzmanlarla geleceğe dönük bir toplum yararına konseptler geliştirmekte ve 30 yılı aşkın bir süreden beri daha fazla katılım ve etkinlik için çalışmalar yürütmektedir. Temellerimiz Hedeflerimiz 1977 yılında Reinhard Mohn tarafından top- •Bertelsmann Vakfı olarak şu sahalarda luma yararlı statüsünde kurulan Bertelsmann Vakfı müdahale edebilen bir tarzda, her hangi bir kuruma bağlı olmaksızın ve partiler üstü olarak etkinlik göstermektedir. Vakfedenin çalışmalar yürütmekteyiz: •Bireylerin toplumun şekillendirilmesinde sorumluluk üstlenmeleri; •Bireylerin kendi yetenek ve eğilimlerini vizyonu ve çalışmamızın temelini daha fazla geliştirebilmeleri için imkanlara sahip katılım ve etkinliğe yönelik bir toplumsal olmaları; dönüşüm oluşturmaktadır. •Toplum ve toplumun fertleri önündeki engellerin kaldırılması. göstermekteyiz. Buna paralel olarak geleceğe ri şeffaflık ve kalite prensipleri çerçevesinde Yaklaşımlarımız Bunlar bize göre globalleşen bir dünyaya katı- dair olası sorunları da önceden tespit ederek titizlikle yürütürken ancak bu şekilde somut Toplumu oluşturan bizler böylece onun gele- lım ve entegre için gerekli olan temelleri oluş- kalıcı stratejiler geliştirme konusunda çaba ve geleceğe dönük ekonomik, sosyal ve politik ceğine dair sorumluluğu da üstlenmiş bulun- turmaktadır. Vakıf olarak politika, ekonomi ve sarfetmekteyiz. Bu bağlamda özellikle dinler çözümler sunabileceğimiz düşüncesindeyiz. maktayız. Biz vakıf olarak kendimizi bu top- sivil toplum alanlarının aktörleriyle birlikte bu ve kültürler arası iletişimin günümüzün Buradan hareketle uluslararası rekabet için lumun ayrılmaz bir parçası olarak görmekte- düzlemlerde etkili ve uygulanabilir çözümler küreselleşmiş dünyasında önemi artmaktadır. üretilecek olan en iyi fikirlere ve sunulacak yiz. Geleceği elbirliğiyle şekillendirebilmek üretip geliştirmekteyiz. Değişimler için gere- Buna ilişkin olarak da Din Monitörü ve diğer konseptlere açığız. Örnek olarak projelerimiz- için ihtiyacımız olan şey cesaret, azim ve giri- ken yaklaşım noktalarının birey ve toplum projeler çalışmamızın bir parçasını oluştur- den sadece birkaçını burada belirtmek istiyo- şimcilik ruhudur. Değerlerimiz ise özgürlük, ayrıca politik ve ekonomik sistemler olduğu maktadır. ruz: Demografik Değişim Aksiyonu, Aile ve İş rekabet, dayanışma ve insancıllıktan oluş- düşüncesini taşımaktayız. Dünyası Dengesi, Din Monitörü, Bertelsmann maktadır. Ancak bu dört değerin toplamının Transformasyon Endeksi, Çocukları Erken Teş- insancıl bir toplumu oluşturacağı düşüncesin- | 88 | Çalışma Şeklimiz vik, İstihdam İnsiyatifi, Anschub.de- iyi ve sağ- deyiz. İşte bu sebeplerle dünya çapında teş- Ağırlıklı çalışma alanlarımız Bünyemizdeki 300 çalışanımız bağımsız lıklı okul, Yerel ve Bölgeler Yetkinlik Merkezi, vik edici fikirler aramaktayız ve buna karşılık Almanya’da ve uluslararası düzeyde toplum- uzmanlarla birlikte toplumumuzu ilgilendiren Corporate Social Responsibility, Modern olarak da kendi düşünce ve yaklaşımlarımızı sal gelişim, eğitim, sağlık, istihdam, kültür, ana konular üzerinde yenilikçi projelere iliş- Düzenleme ve Yeni Sesler Şarkı Yarışması uluslararası dialog platformuna taşımaktayız. katılım ve entegrasyon alanlarında etkinlik kin konseptler geliştirmektedirler. Bu projele- Ajandası. | 89 | Bertelsmann Vakfı Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Yayınlarımız Religionsmonitor 2008 /Din Monitörü Bertelsmann Stiftung (Yay.), Gütersloher Verlagshaus, 1. Baskı, Yayın Yılı 2007, 288 İletişim sayfa, Broşür, ISBN 978-3-579-06465-9, EUR 14,95 [D] / EUR 15,40 [A] / SFr 27,50 Popüler bilim serisi Almanya’dan, Avusturya’dan ve İsviçre’den elde edilen araştırma sonuçlarını farklı bir şekilde yansıtmakta. Yazarlar; Piskopos Wolfgang Huber, Kardinal Walter Kasper, Paul Zulehner ve diğerleri. Uzmanlarımız Din Monitörü’ne ilişkin sorularınızı memnuniyetle yanıtlayacak; eleştiri ve önerilerinizi dikkate alacaktır. Bertelsmann Vakfı, Gütersloh, Almanya Dr. Martin Rieger Telefon: +49 5241 81-81599 [email protected] Dr. des. Ferdinand Mirbach Telefon: +49 5241 81-81223 [email protected] Was glaubt die Welt? / Dünya neye inanıyor? Analysen und Kommentare zum Religionsmonitor 2008 / Din Monitörü 2008 Üzerine Analiz ve Yorumlar Künye Bertelsmann Stiftung (Yay.), Verlag Bertelsmann Stiftung, 1. Baskı, Yayın Yılı 2008, © 2008 yaklaşık 700 sayfa, ciltli, ISBN 978-3-89204-949-4; Yayın tarihi: 15 Ekim 2008 Bertelsmann Stiftung Carl-Bertelsmann-Straße 256 Din Monitörü’ne dair bu Almanca ihtisas yayını edinilen sonuçları uluslararası bir D-33311 Gütersloh bakış açısından yansıtıyor. José Casanova, Hans Joas, Volkhard Krech ve David Voas www.religionsmonitor.de gibi uzmanlar konuya dair bilimsel analizlerini sunmaktalar. Dini Yönelimler Programı Sorumlu: What the World Believes: / Dünya neye inanıyor? Analysis and Commentary on the Religion Monitor 2008 / Din Monitörü 2008 Üzerine Analiz ve Yorumlar Bertelsmann Stiftung (Yay.), Verlag Bertelsmann Stiftung, 1.Baskı, Yayın Yılı 2008, yaklaşık 700 sayfa, ciltli, ISBN 978-3-89204-989-0; Yayın tarihi: 15 Ekim 2008 Bertelsmann Stiftung (ed.) What the World Believes Analysis and Commentary on the Religion Monitor 2008 Din Monitörü’ne dair bu İngilizce ihtisas yayını edinilen araştırma sonuçlarını uluslararası bir bakış açısından yansıtıyor. José Casanova, Hans Joas, Volkhard Krech ve David Voas gibi uzmanlar konuya dair bilimsel analizlerini sunmaktalar. Dr. Martin Rieger Tasarım Dom Medien GmbH, 49074 Osnabrück Baskı Tasarım Steinbacher, 49080 Osnabrück Fotoğraflar Bertelsmann Stiftung, Boris Breuer, caro, ddp, epd, kna, Thomas Kunsch, PhotoDisc/T. O Keefe, picture alliance Din Monitörü’nden elde edilen veriler sürekli olarak değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Her bir ülkeye ait sonuçlar hakkındaki bilgiler, proje sitesi olan www.religionsmonitor.de adresinden indirilebilir. Bu bilgi portalı yine www.religionsmonitor.com. adresinde yer alan online anket ile genişletilmektedir. Ayrıca her iki site üzerinden aktüel gelişmeleri düzenli olarak bildiren bir e-posta dergi ücretsiz olarak sipariş edilebilir. | 90 | | 91 | çok dindar. Allaha iman, kişisel ibadet ve camiye gitmek günlük yaşamın önemli bir parçasını oluştururken cinsiyet, yaş, mezhep ya da köken faktörlerinden bağımsız olarak Müslümanların yaşamları ve yapıp etmeleri üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Bu ve diğer birçok sonucu Bertelsmann Vakfı’nın Din Monitörü ortaya koymaktadır. Din Monitörü insanların dindarlığı konusunu şimdiye kadar yapılamamış şekilde bir derinliğe inerek analiz etmektedir. Psikologlar, din bilimcileri, sosyolog ve teologlar Almanya’da temsili olarak seçilmiş 2000’den fazla Müslümanın kişisel boyuttaki dindarlıklarını bir mukayeseye tabi tutmuştur. Buradan elde edilen sonuçlar Almanya’daki Müslümanlarla Müslüman olmayan çoğunluk toplumu arasındaki uzlaşma ve diyalog çabalarına önemli bir katkıda bulunmaktadır. www.religionsmonitor.com Din Monitörü 2008 | Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Almanya’daki Müslümanların yüzde 90’ı dindar, hatta bunun yüzde 41’i Din Monitörü 2008 Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık Dini Düşünce ve Pratiklere Bir Bakış