A. Dış Kulak

advertisement
KULAK BURUN BOĞAZ
HASTALIKLARI
VE
HEMŞİRELİK BAKIMI
Doç. Dr. Dilek AYGİN
Arş. Gör. Hande AÇIL
1. Kulak Hastalıkları Ve Hemşireliği
2. Burun - Sinüs Hastalıkları Ve Hemşireliği
3. Boğaz Hastalıkları Ve Hemşireliği
1. Kulak Hastalıkları ve Hemşireliği
Kulağın 2 Temel İşlevi
1. Sesi beyne iletmek
2. Dengeyi sağlamak
1. Kulak Hastalıkları ve Hemşireliği(devam…)
Üç Temel Bölümü
1. Dış kulak
2. Orta Kulak
3. İç kulak
Kulaklar kraniumda, temporal kemik üzerine
yerleşmiştir.
1. Kulak Hastalıkları ve Hemşireliği(devam…)
A. Dış
kulak: Kısa bir tüp ve
sonunda bir membrandan oluşan
sesi toplayan bölüm.
B. Orta kulak: Bir boşluk ve 3 küçük
kemikten oluşur. Östaki borusu
orta kulağı farenkse bağlar.
C. İç kulak: Membrenöz bir boşluk ve
kemik kanallardan oluşur.
A. Dış Kulak
Dış kulak 2 kısımdan oluşur.
Kulak kepçesi
(aurikula)
Dış kulak yolu
(Meatus akustikus eksterna)
Kulak kepçesi deri ile kaplı elestik kıkırdak yapıdadır ve sesi
kısmen toplama özelliğine sahiptir.
Yaklaşık 3 cm uzunluğunda olan dış kulak yolunun;
1/3 dış kısmını fibroelastik kıkırdak yapı;
2/3 iç kısmını ise kemik yapı oluşturur.
A. Dış Kulak (devam…)
• Kıkırdak yol öne, kemik yol ise arkaya doğru konkav olduğundan,
timpanik zar ve orta kulak direk travmalardan korunmuş olunur.
• Kulak zarını görebilmek için kulak kepçesi arkaya ve yukarı
doğru çekilmelidir.
• Dış kulak yolunun kıkırdak kısmını kaplayan deride ter, yağ ve
seruminöz bezleri vardır.
• Seruminöz bezler kulak için koruyucu özellik gösteren serumen
(kulak kiri) üretirler.
Timpanik Membran
• Timpanik
membran
orta
kulağı dış kulaktan ayırır.
• Yaklaşık 9 mm çapında ve
oval olan bu zar, inci grisi
renginde, hafif oblik, aşağı ve
içe doğru eğiktir.
• Orta kısmına Umbo,
• Malleusa doğru çıkıntı yapan
üçgenimsi
flaccida,
kısma
pars
• en geniş kısmına ise pars
tensa denir.
B. Orta Kulak (Auris media)
Orta kulak boşluğu(Cavum Tympani);
• Orta kulak boşluğu önde tuba östeki ile nazofarenkse açılmakta,
arkada mastoid boşluğu ve hücreleriyle devam etmektedir.
• Tüm bu boşluklar östaki borusundan gelen hava ile doludur.
• Orta kulak boşluğunda Malleus(çekiç), İncus(örs), Stapes(özengi)
kemikleri yer alır.
• Bu kemikler sesi titreşim yolu ile dış kulaktan iç kulağa iletirler.
Orta Kulak Kemikçikleri
B. Orta Kulak (devam…)
• Östaki tüpü , kulak zarının iki yüzündeki basınç dengesini sabit
tutmak için nazofarenksten kulağa doğru hava geçişini sağlar.
• Mastoid ise temporal kemiğin parçasıdır.
• Mastoid boşluğun içinde bulunan küçük hava dolu boşluklara da
mastoid hücreleri denir.
• Bu hücreler ve mastoid boşluk basınç değişikliklerinde rol
aldıklarından, bu sisteme orta kulağın tamponu denir.
C. İç Kulak
• İç kulak işitme ve denge ile ilgili alıcıların bulunduğu kısımdır.
• Yuvarlak ve oval pencereler aracılığı ile orta kulakla;
• Aquaduktus kohlea ve vestibuli yolu ile kafa içi ile bağlantılıdır.
• İç kulak kemik ve zar labirentten oluşur.
C. İç Kulak (devam…)
• Sert olan kemik labirent, vestibul, semisirküler kanallar ve
kohlea olmak üzere üç bölümden oluşur.
• Vestibul, labirentin merkezidir ve utricle sacculeden oluşur.
• Labirent zar ve kemik kısım olmak üzere iki kısımdan oluşur.
• Bu ikisinin arasında perilenfa; zar labirentin içinde ise
endolenfa denen sıvılar bulunur.
C. İç Kulak (devam…)
• Labirentin anteroinferiör kısmında yer alan kohlea salyangoz
kabuğu şeklindedir ve temel fonksiyonu işitmedir.
• Korti organı kohleanın tabanından tepesine doğru uzanan
yapıdır ve sesleri frekanslara ayırır.
• Kohleadaki siliar hücreler tarafından alınan ses impulsları 8.
kafa çifti aracılığı ile ponsa girer.
• İşitme korteksi temporal lobta yer alır.
İŞİTME FİZYOLOJİSİ-1
Kulak kepçesinin topladığı ses enerjisinin, kulağın çeşitli
bölümlerinde değişikliklere uğradıktan sonra aksiyon
potansiyalleri halinde beyne gönderilip burada ses olarak
algılanmasına işitme denir.
• Sesin saniyedeki titreşim sayısına ses frekansı denir ve hertz
olarak ifade edilir.
İŞİTME FİZYOLOJİSİ-2
• İnsan kulağı 16 ile 20 bin arasındaki frekansları ayırt edebilir. Yüksek
frekanslı seslere tiz düşük frekanslı seslere pes sesler denir.
• Ses şiddeti birimi desibel’dir. Fısıltı şiddeti 30 dB iken uçak sesi 140
dB dir.
• Ses dalgaları kulak zarını titreştirdiğinde malleus hareket eder.
Malleus İnkusa, inkus stapese doğru itilir ve oval pencerede titreşim
oluşur.
• Oval pencere iç kulakta perilenfayı, o da endolenfayı titreştirir.
• Ses dalgalarının mekanik enerjisi burada elektrokimyasal enerji
dönüştürülür ve 8. sinir aracılığı ile beyne iletilir.
Sesin İletilmesi
DENGE FİZYOLOJİSİ
• Vestibuler labirent olarak adlandırılan iç kulaktaki denge
merkezi; labirenter sistemin, proprioseptif sistemin (eklem, kas, iç
organlar), visual (gözler) sistemin etkisi altındadır.
• Bedenin dengede durması ve başın değişik pozisyonlarda
uyumunun bozulmaması bu sistemden merkeze iletilen bilgiler
sentezlenir.
• Bu sistemde bir bozukluk olması vertigo (baş dönmesi) ile
sonuçlanır.
1.1. Kulak Hastalıklarında Tanı ve
Hemşirenin Sorumlulukları-1
a) Hastanın Hikayesi:
• İşitme ve denge bozukluğunun belirti ve bulguları araştırılmalı,
• Öz geçmişi ve soy geçmişi sorgulanmalı,
• Çocuklukta geçirilen orta kulak iltihabı, menenjit, kabakulak
gibi hastalıklar sorgulanmalı,
• Ailede benzer rahatsızlıklara sahip bireyler
1.1. Kulak Hastalıklarında Tanı
ve Hemşirenin Sorumlulukları-2
b) Kullandığı ilaçlar,(bazı ilaçlar VIII. Kraniyal (vestibula kahlear)
sinirde harabiyet oluşturup işitme-denge kaybı, kulak çınlamasına
neden olabilir. Bazı antibiyotikler, analjezikler, salisilatlar, diüretikler
ototoksik etkilidir)
c) Hastanın yüksek ses olan yerlerde çalışıp çalışmadığı,
d) Sese maruz kalma süresi,
e) Kulak koruyucu kullanıp kullanmadığı,
f)
Kulak temizliğini nasıl yaptığı soruşturulmalıdır.
1.2. Kulak Hastalıklarında Belirti ve
Bulgular
1.
Kulak ağrısı
Kulak çınlaması (tinnitus)
2.
3.
Baş dönmesi (vertigo)
4.
Kulak akıntısı (otorrhea)
5.
İşitme kaybı (hipoakuzi)
1.3. Fizik Muayene
*İnspeksiyon:
• Kulak kepçesinin şekil, boyut, deformite,
lezyon ve renk açısından incelenmesi
*Otoskopi:
• Kulak kanalında nodül, şişlik, yabancı
cisim, kızarıklık, buşon olabilir.
• Kulak zarı değerlendirilir.
• Zarda
çökme, bombeleşme, kızarıklık,
damarlanma artışı ya da perforasyon
görülebilinir.
1.4. İşitme Testleri
• Sesle yapılan testler
• Diyapozon testleri
Rinne testi
Weber testi
Schwabach testi
Gelle testi
• Odyometrik testler
Rinne ve Weber testi
Rinne testi
Her iki kulakta ayrı ayrı olmak üzere, hava yolu ve
kemik yolu persepsiyonunun karşılaştırılması esasına
dayanan bir inceleme yöntemidir.
Weber testi
Orta hat üzerinde kraniyal kemikler üzerine diapozon
yerleştirilerek aynı anda her iki kulağın kemik yolu
persepsiyonunun incelenmesi yöntemidir.
1.5. İşitme Kayıpları
a. İletim Tipi İşitme Kayıpları
Sesin iletimini engelleyen dış ve orta kulağa ilişkin görülen kayıptır.
• Buşon
• Perfore kulak zarı
• Otoskleroz
• Otitis
• Dış kulak yolu stenozu
b. Sensorinöral Tip İşitme Kayıpları
İç kulak, 8. kranial sinir lezyonları ya da beyindeki duyu
merkezindeki patolojik değişiklikler nedeni ile görülen
kayıplardır.
• İç kulak lezyonları
• İlaç entoksikasyonları
• Menenjit
• Labirentit
• Meniere hastalığı
• Yüksek frekanslı müzik dinlemek
c. Mikst Tip:
• Hem iletim tipi hem de sensorinöral tip
d. Merkezi İşitme Kaybı:
• Serebrovasküler olaylar, tümörler
e. Fonksiyonel İşitme Kayıpları:
• Herhangi bir organik nedene bağlı olmaksızın psikolojik
kökenli işitme kayıpları
f. Konjenital İşitme Kayıpları:
• Gebelik sırasında toksik ilaç kullanımı, viral hastalıklar ve
ailesel yatkınlıklar
İşitme Kaybı Tipleri
1.6. Kulak Hastalıkları Tedavi ve Bakımı
1) Dış Kulağa İlişkin Sorun ve Deformiteler:
• Anomaliler
• Travma ve deformiteler
• Yabancı cisim
• Buşon
• Otitis eksterna (Dış kulak yolu iltihabı)
• Otomikoz (Kulak Mantarı)
• Dış kulak tümörleri
• Furunkülosis
• Dış kulak egzaması
• Kulak zarı delinmesi
2) Orta Kulak Hastalıkları
• Akut - kronik otitis media
• Mastoidit
• Otoskleroz
(Kulak Kireçlenmesi)
• Kolesteatoma (orta kulakta gelişen, içi keratin denilen proteinle dolu ve zamanla
büyüyebilen bir keseciktir)
• Orta kulak tümörleri
3) İç Kulak Hastalıkları
• Meniere Sendromu
• Labirentit (iç kulak iltihabı)
• Presbyacusis (yaşlılık sağırlığı)
• Gürültü nedeni ile işitme kayıpları
Genel Kulak Bakımı ve
Kulağın Korunması-1
•Günlük duş ya da banyoda kulak kepçesi
sabun ya da şampuanla yıkanır.
•Dış kulak yolu kendini temizler.
•Kulak kiri, yabancı maddelerin kanala
girişini engellediğinden koruyucudur.
•Dış kulak yolu, fazla temizlenmemelidir.
Genel Kulak Bakımı ve
Kulağın Korunması-2
• Saç tokası, kibrit, kürdan gibi maddeler kulak
kanalına sokulmamalıdır.
• Geçmişte kulak enfeksiyonu ve kulak zarında
perforasyonu olanlar, banyo yaparken,
yüzerken, suya dalarken kulak tıkaçları
kullanmalıdır.
• İşitme
siniri kendini yenileyemediğinden
işitme kayıplarının erken tanısı önemlidir.
• 8
saat boyunca sürekli 90 desibel
üzerindeki seslerden kaçınılmalıdır.
ve
Kulak İrrigasyonu
KULAGA İLİŞKİN HEMŞİRELİK
UYGULAMALARI-1
Kulağa İlaç Damlatılması
• Antibiyotik ya da antienflamatuar damlaların tedavi amaçlı kulağa
ilişkin sorunların tedavisinde önemli bir yeri vardır.
• Girişimden önce eller yıkanmalı ve eldiven giyilmelidir.
• Damlaların çok soğuk olmaması gerekir. (Çünkü soğuk damla baş
dönmesine neden olur bu nedenle hemşire damlayı damlatmadan önce
avucun içinde birkaç dakika bekleterek vücut sıcaklığının normal olması
sağlandıktan sonra işleme geçmelidir.)
KULAGA İLİŞKİN HEMŞİRELİK
UYGULAMALARI-2
• Damla
damlatılacak kulak üste gelecek şekilde hasta
yatırılmalıdır.
• Kulak kepçesi yukarı ve arkaya doğru çekilmelidir
• İlaç damlatıldıktan sonra tragusa hafif bastırılmalı ve birkaç
dakika yan tutulmalıdır.
• Kulak dışına taşan ilaç gaz bezi ile hafifçe silinmelidir.
• Hemşire işlemden sonra eldivenini çıkarıp ellerini yıkamalı
ve yapılan işlemi kayıt etmelidir.
KULAK HASTALIKLARI
A) Ameliyat Öncesi Bakım
• Hastaya, planlanan ameliyatı anlaması için eğitim yapılmalı,
soruları cevaplandırılmalıdır.
• Ameliyat sonrası döneme ait kısıtlamalar açıklanmalıdır.
• Esneme, burun silme ve öksürükten kaçınılması, pansuman ve
sargılara dokunulmaması söylenmelidir.
• Girişim yapılacak kulak için gerekirse özel hazırlık yapılmalıdır.
• Kulak akıntısı ve enfeksiyon varsa, antiseptik solüsyonlarla kulak
temizliği, antibiyotik uygulaması önerilebilir.
KULAK HASTALIKLARI
B) Ameliyat Sonrası Bakım
1. Hastaya Uygun Pozisyon Vermek
• Greft
yerleştirildiyse, yerinden oynamasını önlemek
ameliyatlı kulak üstte kalacak şekilde yatılması gerekir.
için,
• Drenaj varsa, genellikle ameliyatlı kulak üzerine yatırılır.
• Genellikle kulak ameliyatı sonrası hastalar 24-48 saat yatak
istirahatına alınır.
• Bazı durumlarda vertigoyu azaltmak için hastanın sırt
üstü düz, ya da baş 30 derece yüksekte olacak şekilde
yatması uygun görülür.
2. Bulantı, Kusma, Vertigo ve Ağrıyı Önlemek
• Hasta uygun pozisyonda yatırılmalı,
• Kontrendike hareketlerden ve aktivitelerden kaçınılmalı,
• Ani dönmemeli ve yavaş hareket etmeli,
• Tek başına ayağa kalkmamalı,
• Bulantı ve kusması varsa ağzından derin soluk alıp vermeli,
• Yatak kenarları kaldırılmalı,
• Önlenemezse ilâç kullanılır.
3. Enfeksiyon, Ödem, Fasyal Sinir Zedelenmesi ve
Kanama Belirtilerini İzlemek, Gerekli Önlemleri Almak
• Enfeksiyonu önlemek için aseptik tekniklere önem verilmelidir.
• Beyin ile yakınlığı açısından kulak enfeksiyonları önemlidir.
• Yüksek ateş, baş ağrısı drenaj izlenmeli, gerekirse drenajdan kültür
alınmalıdır.
• İç
pansuman ve bandajlara dokunulmamalı, kulağa basınç
uygulayarak kanama durdurulmaya çalışılmamalıdır.(basınç, greft ve
protezlerin yerinden oynamasına neden olur.)
• Fasial sinir paralizisi ödeme bağlı olarak geçici ortaya çıkacağı gibi,
kalıcı da olabilir.
• Göz açık kalabileceğinden, koruyucu göz bakımı gerekebilir.
4. Hastanın Beslenmesini Sağlamak :
Çiğneme ağrıya neden olacağından, erken dönemde sıvı gıdalar verilir.
5. Taburculuk Eğitimi Yapmak :
• Ameliyattan sonra en az 1 hafta, esnerken ya da öksürürken ağzını
açık tutması,
• Hekim izni olana kadar ağır kaldırmaması,
• Spor yapmaması, uçağa binmemesi,
• Enfeksiyonu önlemek için, duşta ve yüzerken kulak koruyucusu
kullanması,
• Kulağından kanama olursa hekime haber vermesi,
• Saç kurutma makinesini kulağından uzak tutması söylenir.
İşitme Cihazları
•Bazı sağırlık ya da işitme güçlüğü durumlarında işitmeyi
kolaylaştırıp, bireylerin iletişimlerine yardımcı olan aletlerdir.
•Sesleri yükseltirler, ancak işitmeyi düzeltemezler.
•Kulağa, kulak kanalına, kulak arkasına, gözlük sapına ya da
göğsün ortasına yerleştirilebilen tipleri vardır.
İŞİTME SORUNU OLAN HASTA İLE
HEMŞİRENİN İLETİŞİMİ
• Hızlı konuşulmamalı.
• Normal
tonda
ve
kelimeler
anlaşılır
şekilde konuşulmalı.
• Hasta ile konuşmadan
önce cihazını takması
sağlanır.
•Yüz-yüze konuşulmalı,
•Ağız kapatılmamalı, bir şey
yerken ya da çiğnerken
konuşulmamalı.
• Uzun
•Bir gazeteyi rulo yapıp,
hastanın kulağına tutarak
konuşulabilir.
• Ortam aydınlık olmalı.
•Hasta
konuşurken
kesilmemelidir.
cümleler
kullanılmamalı.
sözü
2. BURUN-SİNÜS
HASTALIKLARI
VE
HEMŞİRELİĞİ
2. BURUN-SİNÜS HASTALIKLARI
VE HEMŞİRELİĞİ
• Burun ve sinüsler; hem özel duyu ile
hem de solunumla ilgili oluşumlardır.
• Burun solunum yollarına havanın giriş
ve çıkışını sağlar.
• Koku için duyu organı olan burun, aynı
zamanda konuşmayı ve tad alma
duyusunu da etkilediği gibi, bireyin
beden imajında da önemli bir yere
sahiptir.
2. Burun ve Sinüslerin Yapı ve Fonksiyonları-1
• Burun tabanı aşağıda üç yönlü bir piramide benzer.
• Alt kısımda burun kanatları (alea nasi) bulunur.
• Burun
derisi burun deliklerinden içeri
boşlukları (vestibulum nasi) ile devam eder.
kıvrılarak
burun
• Hava, kemik ve kıkırdaktan oluşan nazal septum tarafından
ayrılan burun deliklerinden girer.
2. Burun ve Sinüslerin Yapı ve Fonksiyonları-2
• Burun boşluklarının etrafını konka adı verilen kemik çıkıntıları
daraltır.
• Burun boşluğunun ön kısmı cilt ve kıllarla, arka kısım ise müköz
membranla kaplıdır.
• Paranazal sinüsler, burun boşluklarını çevreleyen kemikler içinde
bulunan, mukozayla kaplı ve hava ile dolu boşluklardır.
• Bu sinüsler nazal boşluklara açılır.
Sinüsler bulunduğu kemiğe göre isimlendirilir.
Frontal, Sfenoidal, Etmoidal ve Maksiller sinüsler
2. Burun ve Sinüslerin Yapı ve Fonksiyonları-3
Burnun üç temel fizyolojik fonksiyonu vardır.
• Solunum; Atmosfer havası kısa sürede nazofarenkse ulaşır. Bu
süre içinde hava burun tarafından uygun hale getirilir. Havanın
ısısı 36-37 C’ye ayarlanır.
• Koku Alma; İnsanda diğer memeli ve böceklere oranla koku
duyusu az gelişmiştir. Değişik nedenlerle anosmi ve hiposmi
gelişebilir.
• Konuşma; m, n, g gibi rezonansların oluşumu için hava burun
pasajından geçmelidir.
2.1. Burun ve Sinüslerin Değerlendirilmesi
Belirti-Bulgular
• Hasta hikayesi
• Ağrı,
• Burun tıkanması,
• Burun akıntısı (rinore),
• Koku bozuklukları,
• Burunda kuruluk hissi,
• Ödem ve kanama,
Fizik muayenede
inspeksiyon ve palpasyon
•Cilt görünümü,
•Kıkırdak ve kemik yapıların
dış bozuklukları,
•Burun kanalı solunumunun
izlenmesi,
•Alın ve yanakta hassasiyet
olup olmaması değerlendirilir
2.2.Tanı Testleri
• Burun boşluklarının incelenmesine rinoskopi denir.
• Ön boşluklar nazal spekulumla, arka boşluklar ise nazofarengial
ayna ile muayene edilir.
RİNOSKOPİ
BURUN
ENDOSKOPİSİ
• Endoskopi; rinoskopinin yetersiz kaldığı durumlarda burun ve
nazofarenksin değerlendirilmesini sağlar.
• Uygulama öncesi, burun mukozasının ödemi topikal anestetik
maddeler ve dekonjestan burun damlalarıyla giderilir.
• Mukoza zedelenmesine yol açabileceğinden dikkatli uygulanmalıdır
2.2. Tanı Testleri (devam…)
• Burundan kültür alınması
• Radyoloji: Caldwell, Waters, Hirtz grafileri (Sinüslerdeki hava normalde, filmde
koyu renkte çıkmalıdır. )
• Koku testi (olfaktometri) (Önce gözleri kapalı, sonra açık olarak kokuyu alması ve
ayırt etmesi önemlidir)
• Basınç testi (rinomanometri)
• Ultrasonografi
• Bilgisayarlı tomografi
• Manyetik rezonans
2.3. BURUNA YAPILAN UYGULAMALAR
1. Burun
Damlalarının
İnstilasyonu)
Damlatılması
(Burun
• Burun steril olmamasına rağmen, sinüslerle bağlantısı nedeniyle
girişimler aseptik tekniğe uygun yapılmalıdır.
• Tedavi
amacıyla,
nazal
konjesyonu
vazokonstrüktif damlalardan yararlanılır.
azaltmak
için
Burna ilâç damlatılırken;
•İşlem öncesi hastaya kağıt mendil ve damlanın ulaşması
gereken yere göre pozisyon verilir.
•Östaki borusuna doğru damlatılacaksa baş geriye ve
etkilenen tarafa eğilmeli.
•Maksiler, frontal sinüs ve nazal pasajlara damlatılacaksa
hastanın başı yatak kenarından aşağı ve etkilenen tarafa
sarkıtılmalı,
•Etmoid ve sfenoid sinüslere damlatılacaksa baş yatak
kenarından aşağı doğru düz olarak sarkıtılmalıdır
•Pozisyonlarda hasta başı desteklenmeli, omuz altına
yastık konarak ilâç damlatılabilir.
2. Burun Spreyleri ve Aerosolleri
• Burun iç yüzeyinin tedavisinde kullanılabilir.
• Birey kendisi ilâcı uygulayabilir. Uygulama sırasında baş
hafif arkaya eğilerek dik oturmalı ve bir burun deliğine
uygulama yapılırken , diğer burun deliği kapatılarak ilaç
inhale edilmelidir.
• Her iki burun deliğine uygulama yapıldıktan sonra bir süre
beklenmeli ve burun silinmemelidir.
3. Nazal İrigasyon;
• Burun ve sinüs temizliği için uygulanabilir.
• İrigasyon için en sık salin solüsyonu kullanılır. Solüsyon
beden ısısında olmalıdır.
2.4. BURUN KANAMASI
Burun kanamaları septumun ön ve alt bölümünde bulunan yüzeyel
bir damarsal ağ bölgesinden kaynaklanır.
Ön Kanamalar
Arka Kanamalar
•Burun karıştırma
•Rinit
•Kırık
•Tümör
•Hipertansiyon
•Arterioskleroz
Diğer nedenler;
• Çevresel etkenler
• Travma
• Yabancı cisim
• Polip
• Tümör
Sistemik nedenlerle oluşan epistaksis;
•Vasküler sistem hastalıkları (hipertansiyon)
•Kan hastalıkları (lösemi, hemofili gibi)
•Endokrin sorunlar (karaciğer yetmezliği gibi )
2.4. Burun Kanaması Tedavi ve Bakım-1
Tedavide önce kanama durdurulup, sonra neden araştırılır.
Kanama az ise şu uygulamalar yapılır;
• Baş hafif öne eğik ve ağız açık olarak oturtulur.
• Ense ve burun köküne soğuk uygulama yapılır.
• Burun kökü iki parmakla sıkıştırılarak bası yapılır.
• Ağızdan derin soluk alması istenir.
• Kanama durmuyorsa adrenalin gibi hemostatik bir madde
emdirilmiş gaz tampon burna konur ve basıya devam edilir.
2.4. Burun Kanaması Tedavi ve Bakım-2
• Bu
önlemlerle
uygulanabilir.
durmayan
kanamalarda
ön
tampon
• Vazelin
emdirilmiş şerit halindeki gazlı bezler burun
boşluğuna, boşluğu tamamen dolduracak şekilde akordeon
kıvrımları gibi yerleştirilir.
• Bunun öncesi burun içine topikal anestezi uygulanır.
• Ön tampon genelde 24-48 saat bırakılır. Ayrıca şişirilebilen
balonu olan “pnömatik tampon”da hemostoz sağlamada
yardımcı olur.
2.4. Burun Kanaması Tedavi ve Bakım-3
• Ön
tamponun
kanamayı
durduramadığı
kanamalarında arka tampon uygulanır.
nazofarenks
• İşlemden sonra hasta yalnız bırakılmamalı.
• Gerekirse K vitamini, kanamayı durdurucu ilâçlar ve kan
transfüzyonu uygulanabilir.
• Sıcak yiyecek, içecekten uzak durulmalı, sıvı diyet verilmeli.
• Septumun ön bölüm kanamalarında kimyasal yolla (% 10-15
gümüş nitrat emdirilmiş pamuk çubuklarla) ya da elektrokoterle
koterizasyon yapılabilir. 2 septum yüzü aynı anda koterize
edilmemeli.
• Yaşamı tehdit eden kanamalarda genel anestezi altında vasküler
ligasyon yapılır.
2.5. Koku Bozuklukları
Anosmi: Tamamen koku alma kaybı
Hiposmi: Koku duyusunun azalması
Hiperosmi: Koku duyusunun artması
Parosmi: Bireyin koku çeşitlerini birbirine karıştırması
Kakosmi: Herhangi bir koku olmadığı halde kötü koku duyması.
2.6. Rinitler
Burun mukozasının iltihabına rinit denir.
Rinitler:
1.
Basit Nezle(coryza)
2.
Alerjik rinit (saman nezlesi)
3.
Non alerjik vasomotor rinit
4.
Kronik rinit
2.7. Nazal Polipler
Belirti ve Bulgular
• Burun tıkanıklığı,
• Zorlu burun solunumu,
• Mükopürülan sekresyon,
Tanı
•Rinoskopi,
•Alerji testleri,
•Rinomanometri uygulanabilir.
• Hapşırık,
• Baş Ağrısı,
• Horlama,
• Hiposmi-anosmi,
• Kapalı burundan
Konuşma
• Öksürük
Tedavi
•Asıl tedavisi cerrahidir.
•Konservatif olarak burun spreyleri ve
antibiyotikler kullanılabilir.
2.8. Yabancı Cisimler
• En sık çocukluk döneminde rastlanır.
• Kağıt parçaları, silgiler, boncuk ve düğmeler, fasulye, nohut gibi
bitkisel maddeler ve taşlar bulunabilir.
• Tek taraflı kötü kokulu burun akıntısı, kanama, zorlu soluk alıp
verme.
• Tanı rinoskopi ve radyoloji ile konur.
• Tedavide lokal anestezi ile yabancı cisim çıkarılır.
2.9. Septum Deviasyonu
• Septum deviasyonu burun septumunun
doğuştan ya da kazanılmış eğriliğidir.
• Tek taraflı burun tıkanıklığı, zorlu burun
solunumu, baş ağrısı, horlama, rinofoni
(burundan konuşma) bazı semptomlarıdır.
• Tedavisi cerrahidir.
• Septoplasti uygulanır.
2.10. Burun Hastalıklarında
“Ameliyat Öncesi Bakım”
• Genellikle lokal anestezi uygulanarak yapılır. (2-6 saat önceden hasta aç
bırakılır.)
• Uyanık olacağı için anksiyetesi yüksektir, hastaya açıklama yapılmalı.
• Ameliyat sonunda birkaç gün ağız solunumu yapacağı açıklanmalı,
egzersiz yaptırılmalı.
• Ameliyat sonunda burnuna dokunmaması, burnunu silmemesi ve
yutkunmaması açıklanmalı.
• Göz çevresinde ödem, ekimoz olacağı, gaitasında kan görülebileceği
söylenmelidir.
2.11. Burun Hastalıklarında
“Ameliyat Sonrası Bakım”
• Havayolu açıklığını sağlamak
• Ağrıyı ve rahatsızlığı azaltmak
• Uygun beslenmeyi sağlamak
• Enfeksiyonu önlemek
• Kanlı dışkının atılımını sağlamak
• Kanama kontrolü yapmak
2.12. Sinüzit
Sinüslerin mukozal inflamasyonudur.
Belirti ve Bulgular;
Nedenleri;
• Nazal
sinüslere
yayılımı,
boşluktan
enfeksiyon
• Sinüs drenaj yolunun
tıkanması,
• Diş enfeksiyonu ya da
enfekte dişin sinüse
kaçması
ve
siliar
aktivitede azalmadır.
•Lokal ağrı
•Baş ağrısı
•Burun akıntısı
•Koku duyusu bozuklukları
•Yüzde şişlik ve ödem
•Basınçlı ağrı
2.12. Sinüzit (devam…)
1. Akut sinüzit:
•Antibiotikler ve ağrı
kesiciler ile tedavi edilir
2. Kronik sinüzit:
• Konservatif ya da
cerrahi tedavi
uygulanır
2.12.1. Akut Sinüzit
• Akut rinit sırasında mukaza ödemi ve bu sinüslerin ağızlarının
kapanması nedeniyle ortaya çıkar.
• Diş absesi ve diş çekimi nedeniyle de ortaya çıkabilir.
Belirti ve Bulgular:
•Kırıklık
hissi,
iştahsızlık,
burun
tıkanıklığı, burun akıntısı, sinüs üzerinde
ödem ve ağırlık hissi görülür.
•Frontal sinüs ağrıları sabah, maksillar
sinüs ağrıları öğleden sonraları ortaya
çıkar.
•Şiddetli enfeksiyon varsa ateş yükselir.
Tanı:
•Rinoskopi, endoskopi,
tanıda kullanılır.
röntgen
•Kültür ve antibiyogram yapılır
2.12.1. Akut Sinüzit
Tedavi ve Bakım
Ağrıyı hafifletmek : Enfekte sinüse ısı faydalı olabilir.
Sinüs drenajı sağlamak : Yeterli sıvı alımı ve buhar inhalasyonu ile
sağlanmaya çalışılır.
• Mukolitik ajanlar verilebilir.
• Çok gerekli durumlarda frontal ya da maksillar sinüsler drenajı sağlamak
ve sekresyonları boşaltmak için irrige edilebilir. Açıklıktan kanül
sokulamıyorsa, sinüs delinerek boşluk aspire edilir ve tuzlu su ile yıkanır.
Hava vermemeye çalışılır.
• Etmoid ve sfenoid sinüsler irrige edilmez.
• Yoğun enfekte salgılar burundan aspire edilirken, daha az yoğun bir sıvı
sinüse verilir.
Enfeksiyonu önlemek, direnci
ortamlardan kaçınılmalı.
artırmak;
Sigara,
soğuk
ve
nemli
2.12.2. Kronik Sinüzit
• Akut dönemde tedavi edilmeyen ya
da yetersiz tedavi edilen sinüzitler
kronikleşir.
• Sıklıkla
maksiler
ve
sinüzitler kronikleşir.
Tedavi ve Bakım:
•Konservatif ,
•Radikal tedavi
etmoidal
Belirti ve Bulgular:
•Laterji, uyumada zorluk,
•Kronik öksürük,
•İltihaplı burun akıntısı,
•Burun tıkanıklığı,
•Boğazda yanma ve gıcık hissi,
•Yutma güçlüğü
•Sinüse özel baş ağrısı
MAKSİLLER SİNÜZİT
2.13. Sinüs Cerrahisi Endikasyonları
• Sinüs
cerrahisi;Sinüslerin tıkanmasına yol açacak deformiteleri
düzeltmek, hastalıklı mukozayı çıkarmak, drenajı hızlandırmak için
sinüs boşluklarını genişletmek amacıyla yapılır.
• Sinüs ventilasyonunun sağlanması ve mukasiliar temizlik için yapılır.
Sinüzit Komplikasyonları;
• Orbital sellülit, orbital abse, septisemi, subdural abse, beyin absesi,
osteomyelit, menejit görülebilir.
2.14. Sinüs Ameliyatı Öncesi Hazırlık
Ve Hasta Eğitimi
• Sigara içilmesi yasaklanır.
• Soğuk, nemli, klimalı ortamlarda bulunulmamalıdır.
• Cerrahi girişim hastaya açıklanmalıdır.
• İşlem öncesi 6-8 saat aç kalması gerektiği söylenir.
• Ameliyat öncesi sedatif verilmeli
• 24-48 saat nazal ve bıyık tampon olabileceği,
• 1-2 hafta göz ve burun etrafında ekimoz ve ödem olacağı
söylenmelidir.
2.15. . Sinüs Ameliyatı Sonrası Bakım-1
• Genel anestezi alınmışsa hasta bir süre yan yatırılır, daha sonra
semi-fowler pozisyonu verilir.
• Salgıların yutulmaması söylenir.
• Ödem, ağrı ve ekimozu önlemek için soğuk uygulama yapılır.
• Burundan aşırı kanama, optik sinir zedelenmesi sonucu diplopi,
aşırı ağrı ve ateş yükselmesi izlenmeli.
• Yumuşak fırçalarla sık ağız bakımı verilir.
2.15. Sinüs Ameliyatı Sonrası Bakım-2
• İlk 24 saat sıvı, daha sonra yumuşak diyet alınır.
• Islak sargılar değiştirilir.
• Ağız kuruluğu ve susama hissi olacağından sıvı alımı yeterli
olmalı.
• İki hafta kadar burnunu silmemesi, pürülan akıntıyı hekime
haber vermeli,
• Basınç artması kanamaya neden olacağından konstipe olmaması,
• Oral hijyene dikkat etmesi, diş protezi varsa 10 gün kadar
kullanmaması,
• Ağır kaldırmaması söylenmelidir.
3. BOĞAZ
HASTALIKLARI
ve
HEMŞİRELİĞİ
3. BOĞAZ HASTALIKLARI ve HEMŞİRELİĞİ
Farenks ve Larenksin Yapı ve Fonksiyonu
• Farenks, burun ve ağız boşluklarından larenks ve özefagusa
uzanan, içinden besinlerin ve havanın geçtiği bir kanaldır.
• Yaklaşık 13-14 cm uzunluğunda olup, üstte burun boşluğu,
önde ağız boşluğu, arkada vertebralar, aşağıda larenks ve
özefagus ile komşudur.
3.1. FARENKS
Farenks:
• Nazofarenks,
• Orofarenks ve
• Larengofarenks olmak üzere 3
kısımda incelenir.
• Nazofarenks burun boşluğuna,
• Orofarenks ağız boşluğuna,
• Larengofarenks ise larenkse açılır.
FARENKS
3.2. LARENKS
• Larenks
ise üstte farenks, altta
trakea ile bağlantılıdır.
• Larenks
Üç büyük (tiroid, krikoid , epiglot)
Üç küçük (aritenoid, kornikulat ve
küneiform) kıkırdaktan oluşmuştur.
• Epiglot besinleri yutarken larenksin
üstünü
engeller.
örterek
aspirasyonu
LARENKS’İN ENDOSKOPİK GÖRÜNÜMÜ
3.2. LARENKS (devam…)
• Larenks mukozasında yalancı ve gerçek vokal kordları oluşturan
iki çift doku plisi yapan oluşum vardır.
• Vokal kordlar arasındaki açıklığa glottis denir.
Larenksin fonksiyonları
1. Konuşma: Vokal kordlar aracılığı ile oluşur.
2. Solunum: İnspirasyonda glottis açılır.
3. Koruma: Glottisin kapanması ile öksürük refleksi otomatik
olarak uyarılır.
4. Yutma: Larenks, yutma sırasında kapanarak gıdaların
aspirasyonunu engeller.
3.3. Farenks ve Larenksin Değerlendirilmesi-1
A. Hikayesi:
•
•
•
•
Hastanın mesleği,
Geçirdiği hastalıklar,
Alışkanlıkları ve
Predispozan faktörler
B. Belirti ve Bulgular
•
•
•
•
•
Ağrı,
Ses kısıklığı,
Ses yorgunluğu,
Dispne,
Öksürük
3.3. Farenks ve Larenksin Değerlendirilmesi-2
C. Fizik Muayene:
• İnspeksiyon ve palpasyon kullanılır.
• Dil basacağı, ışık kaynağı ve alın aynası
kullanılarak orofarenks gözle incelenir.
• Fibroskop ile nazofarengoskopi yapılabilir.
• Larenks muayenesi için ise larengoskop
kullanılabilir.
3.4. Farenjit
• Farenks mukozasının inflamasyonudur.
• Akut ve kronik olarak ikiye ayrılabilir.
• Boğazda kuruluk, yanma ve takılma hissi, kızarıklık, yutma
güçlüğü, öksürük, pürülan sekresyon, ateş başlıca belirtileridir.
• Tedavide antibiyotikler, antienflamatuar ilaçlar, gargaralar ve
ılık buhar uygulanabilir.
3.4.1.Farenks Tümörleri
• Farenkste malign tümör görülme olasılığı benign tümörlere göre
daha yüksektir.
• Belirti ve bulguları arasında servikal lenfadenopati, burun
tıkanıklığı, kanlı pürülan burun akıntısı, kötü ağız kokusu ve baş
ağrısı vardır.
• Çoğunlukla sigara ile ilişkilidir.
• Tedavide cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi uygulanır.
3.5. Tonsillit
• Tonsiller,
orofarenkste tonsiller fossada yer alan badem
şeklindeki lenfoid dokulardır ve bu dokuların inflamasyonuna
tonsillit denir.
• Boğaz ağrısı, ateş, yutma güçlüğü, üşüme, halsizlik, kırıklık
hissi, ağızda kötü koku, kuru paslı dil başlıca belirtileridir.
• Tedavide
özellikle
penisilin verilir.
• Kronik
streptekoklara
bağlı
tonsillofarenjitte
tonsillit ve peritonsiller absede tedavi daha çok
cerrahidir.
3.5.1. AKUT TONSİLLİT
•Tonsillerin genelde streptokoklar tarafından
oluşturulan akut inflamasyondur.
•Beden direnci düşmüş bireylerde ve daha sık
olarak çocuklarda görülür.
Belirti ve Bulgular
•Boğazda ağrı ve yanma hissi, ateş,
•Yutma güçlüğü,
•Üşüme, halsizlik, kırıklık hissi,
•Kas ağrısı ve titreme,
•Baş ağrısı,
•Seste boğukluk,
•Ağzı açarken kötü koku ve paslı dil
3.5.1. AKUT TONSİLLİT
TANI VE TEDAVİ
Tanı
Tonsillitte her iki tonsil ve çevresi kırmızı ve ödemlidir.
Foliküler tonsillitte tonsiller üzerinde sarımsı noktalar oluşur.
Tedavi
•Tonsillit belirti ve bulguları 2-3 gün sürer, 7-10 gün içinde de kaybolur.
•Boğaz kültürüne göre uygun antibiyotik seçilir.
•Ayrıca hasta yatak istirahatına alınmalıdır.
•Asetil salisilik asit (aspirin) ve kodein sülfat gibi ilaçlarla ağrı giderilmeli
•Günde 2-3 L sıvı alması sağlanmalı,
•Ilık tuzlu gargaralar, boğaza soğuk uygulama,
•Buhar uygulanması ve antiseptiklerle ağız bakımı önerilir.
3.5.2. KRONİK TONSİLLİT
•Sık tekrarlayan akut tonsillitler sonucu kronik tonsillit oluşur.
•Boğazda rahatsızlık, yutma güçlüğü, ağızda kötü koku ve kötü tat olur
•Kan tetkiklerinde sedimantasyon hızında artış ve lökositoz görülür.
Tedavi
•Cerrahidir.
•Tonsillektomi uygulanır.
•Tonsillektomi, 4 yaşın altında ve 60 yaşın üzerinde gerekmedikçe
tercih edilmemelidir.
3.5.2. KRONİK TONSİLLİT (devam)
Tonsillektomi endikasyonları:
•Kronik tonsillit,
•Sık tekrarlayan akut tonsillit atakları,
•Peritonsiller abse,
•Tonsillerin beslenme ve solunum güçlüğü yaratacak kadar hipertrofisi,
•Tonsil tümörleri ve tonsillerin difteri basili taşıyıcı olmasıdır.
Kontrendikasyonları:
•Lösemi,
•Agranülositoz,
•Tüberküloz,
•Diyabet ve hemofilidir.
3.5.3. TONSİLLEKTOMİDE
“Ameliyat Öncesi Bakım”
•Tonsillektomide, lokal anestezi genellikle erişkinlerde tercih edilir ve
hasta oturur pozisyonda iken ameliyat yapılır.
•Genel anestezi ise sıklıkla çocuklarda tercih edilir ve işlem sırasında
hasta sırtüstü pozisyondadır.
•Ameliyat öncesi dönemde hasta ya da yakınlarının işlem hakkında
bilgilendirilmeleri ve kaygılarının giderilmesi önemlidir.
•Hastanın kan sayımı, idrar tetkikleri ve pıhtılaşma zamanına da
bakılmalıdır.
3.5.4. TONSİLLEKTOMİDE
“Ameliyat Sonrası Bakım”
1. Hava yolu açıklığını sağlamak ve aspirasyonu önlemek
•Tonsillektomi genel anestezi ile yapıldıysa, hasta anestezinin etkisinden
çıkana kadar yüz-üstü baş yanda yatırılır.
•Bilinç tamamen açılana ve yutma refleksi geri dönene kadar airway
çıkarılmaz.
•Hasta anestezinin etkisinden çıkınca ya da lokal anestezi altında
ameliyat yapıldıysa, baş 45 derece yüksekte olacak şekilde yarı oturur
pozisyonda yatırılır.
•Ağızda biriken mukus ve kan, tonsillektomi bölgesi zedelenmeden
dikkatli bir şekilde aspire edilmelidir.
2. Kanamayı kontrol altına almak
•
Hastanın yaşam bulguları ilk bir saatte 15 dakikada bir, daha sonraki
dört saatte ise 30 dakikada bir alınmalıdır.
•
Hastada sık yutkunma, kanlı kusma, hızlı nabız, kan basıncında düşme
ve huzursuzluk gibi kanamaya ilişkin belirti ve bulgular izlenir.
•
Ameliyat sırasında ya da daha sonra kanın midede birikmesi,
ameliyattan sonra hastada, öğürme, kusma, kanlı dışkı ve
konstipasyona neden olabilir.
•
Kanamaya ilişkin belirti ve bulgular görülürse hekime haber verilmeli
ve bu arada hastanın konuşmasına, öksürmesine ve boğazını temizleyici
hareketler yapmasına izin verilmemelidir.
•
Vazokonstrüksiyon sağlayarak kanamayı durdurmak için boğaza buz
uygulanır.
3. Ağrıyı önlemek ve hastayı rahatlatmak
•Hastanın
ağrısını
hafifletmek
için,
gerekirse
analjeziklerden
yararlanılmalı, ancak pıhtılaşmayı etkileyeceği için aspirin verilmemelidir.
•Sık aralarla ılık serum fizyolojik ile ağız bakımı verilirken, hastanın
boğazını sert hareketlerle çalkalamamasına dikkat edilmelidir.
•Hastaya; acı, çok soğuk, sıcak, asitli, sert yiyecek ve içecekler verilmemeli,
soğuk süt, dondurma ve sütlü tatlılar gibi yumuşak gıdalar verilmelidir.
•Tonsillektomi sonrası hasta aynı gün taburcu olabilir ya da bir gece
hastanede gözetim altında tutulabilir.
Taburculuk Eğitimi-1
Boğaz sert hareketlerle çalkalanmamalı ve temizlemeye çalışılmamalı.
Boğaz ağrısı olursa aspirin dışında ağrı kesiciler alınmalı, tuzlu suyla
gargara yapılmalı ve boğaza buz uygulanmalı.
Ameliyattan sonra 1-2 hafta kuvvetli öksürükten, hapşırıktan ve hızlı
burun temizliğinden kaçınılmalı.
İlk 24-48 saatten sonra 38 °C' nin üzerine çıkan ateş varsa hekime
başvurulmalı.
Ağızda kan kokusu kaybolana kadar günde 2-3 L sıvı alınmalı.
Boğaz iyileşene kadar yumuşak ve ılık besinler alınmalı, patlamış mısır
gibi sert, acılı, baharlı yiyeceklerden kaçınmalı.
Taburculuk Eğitimi-2
•Ameliyattan sonra 2-3 gün kulak ağrısı olabilir. Ağrı daha uzun sürerse
hekime haber verilmeli.
•Ameliyat sırasında kanın yutulması nedeniyle ameliyattan sonra birkaç
gün kanlı gaita ve konstipasyon olabilir.
•Bu dönemde bol sıvı ve gerekirse hafif laksatifler alınmalı.
•Ameliyat sonrası 2-3 hafta zorlayıcı
dinlenmeli ve güneşte kalmamalı.
egzersizlerden
kaçınmalı,
•Mutlaka önerilen şekilde ağız bakımı yapılmalı.
•ÜSYE
olan
bireylerle
aynı
ortam
paylaşılmamalı.
Taburculuk Eğitimi-3
•Ameliyattan sonra 4-10. günler arasında membranların ayrılmasına
bağlı olarak kanama olursa, sakin olarak buzlu suyla gargara yapılmalı,
•Kanı yutmamak için yan yatmalı ve kanama 5 dakika içinde
durmadıysa hekime başvurulmalıdır.
•Ameliyattan 3 hafta sonra ameliyat bölgesinde pembe granülasyon
dokusu oluşur ve mukoz membranla kaplanan alan normal görünümünü
kazanır.
TONSİLLEKTOMİ ÖNCE VE SONRASI
3.6. AKUT LARENJİT
• Larenjit larenksin inflamasyonudur.
• Genellikle akut viral enfeksiyonlara bağlı olarak gerçekleşir.
• Ses kısıklığı, tam ses kaybı (afoni), hafif boyun ağrısı, yutma güçlüğü,
kuru öksürük nöbetleri, larenks bölgesinde acı hissi ve mukoz
sekresyonlardır.
• Bunun dışında bakteriyel enfeksiyonlar, sesin yanlış kullanımı (akut
ses yüklenmeleri), soğuk hava, tozlu-dumanlı ortam, kuru ve sıcak
oda havası ve iritan gazlar akut larenjit gelişimini kolaylaştırır.
3.6. AKUT LARENJİT
TEDAVİ VE BAKIM
• Mutlak ses istirahati verilmeli; fısıldama ve öksürme de yasaklanır. Öksürük
refleksi kodeinli ilaçlarla baskılanır. Konuşma ile ilgili mesleklerde 1-2 hafta
işe ara verdirilir.
• Sigara yasaklanır; pasif içicilik de önlenmelidir.
• Oda havası iyileştirilir; 18-20 °C ve % 50 nem olan bir odada yatak istirahatı
sağlanır.
• Boğaz rahatlatılır; sprey ya da gargaralar ve sıcak boyun sargıları uygulanır.
Mukus atımını artırmak için bol sıvı ve sulu gıdalar verilir.
• İlaç tedavisi olarak; papatya çayı inhalasyonu, mukolitikler, ekspektoranlar,
analjezikler ve bakteriyel larenjit ise antibiyotikler kullanılır.
Larenjitli hasta, komplikasyon olarak gelişebilecek larengial ödem
belirti ve bulguları açısından izlenmelidir.
Larenks Ödemi
• Sıklıkla enfeksiyon ya da anaflaksi
nedeni ile gelişir.
• Ses kısıklığı ve ağır bir dispne
görülür.
• Dispne çok hızlı bir şekilde ilerler.
Bu aşamada solunum yolu açıklığı
sağlanmaz ise olay solunum
arresti ile sonuçlanır.
• Trakeostomi,
steroid
ve
antihistaminikler uygulanabilir.
Larengospazm
•Larengeal kasların spazmıdır.
•Genellikle
genel
anesteziklerin
verilmesine, tekrar eden entübasyonun
yaptığı travmaya, toz ya da duman gibi
kimyasalların
irritasyonuna
bağlı
olarak larenks kasları kramp şeklinde
kapanır.
•Hızlı ve etkili bir şekilde solunum yolu
açılmalıdır.
TRAKEOSTOMİ
TRAKEOSTOMİ’Lİ HASTA
3.7. KRONİK LARENJİT
Genellikle akut farenjitlerde iritasyona neden olan faktör ortadan
kaldırılmadıysa kronik larenjit gelişir.
Belirti ve bulgular:
• Ses kısıklığı, seste kalınlaşma, ses efor kapasitesinde azalma (seste
yorulma); gıcık, yabancı cisim hissi nedeniyle boğazı sık sık temizleme
gereksinimi ve öksürük; konuşurken zorlanma ve ağrıdır.
Tedavi:
• Zarar verici faktörlerden kaçınılır. İşyeri değişimi bile gerekebilir.
• Akut alevlenmelerde geniş spektrumlu antibiyotikler, mukolitikler,
tuzlu çözeltilerle inhalasyon; ağır vakalarda ise kortikosteroidler
önerilir.
3.8. LARENKS TÜMÖRLERİ
Benign tümörler
• Larenkste:
• Polip,
• Nodül ve
• Kistlere oldukça sık rastlanır.
• Larenks nodülleri vokal kord nodülleri ya da şarkıcı nodülleri oarak ta
bilinir.
• Sürekli hatalı ses yüklenmesi nodül oluşumunda önemli bir etkendir.
• Tedavide sesin dinlendirilmesi önerilir.
• Eğer kronikleşmişse tedavi cerrahidir.
3.9. (LARENKS KANSERLERİ)
MALİGN LARENKS TÜMÖRLERİ-1
• Tüm kanserlerin % 2-5 ini kapsar. Baş boyun kanserlerinin %45 ini
oluşturur.
• Özellikle 45-60 yaş arası sigara içen erkeklerde görülür.
Etiyoloji:
Alkol, sigara, hava kirliliği, gaz iritanlar gibi tahriş ediciler, kronik
larenjit, aşırı hatalı ses kullanımı ve papillom, predispozan faktörler
arasında yer alır.
Patoloji:
Larenks kanserlerinin çoğu epitelyal kaynaklı (karsinom) tümörlerdir.
3.9. (LARENKS KANSERLERİ)
MALİGN LARENKS TÜMÖRLERİ-2
Nonspesifiktir ve tümör lokalizasyonuna göre farklılık gösterirler.
Belirti Ve Bulgular
• Ses kısıklığı, özellikle intrinsik (glottik) tümörlerde erken belirtidir.
• Dispne, ancak ileri evrede görülür.
• Disfaji ve özellikle ekstrinsik tümörlerde, sıcak sıvı ve portakal suyu
gibi asitli içeceklerin içilmesi sırasında boğazda yanma olur.
• Öksürük ve hemoptizi, subglottik tümörlerde daha sık görülür.
• Servikal lenfadenopati, lenf nodu metastazı olarak ortaya çıkar.
• Tiroid kıkırdak ve perikondriumun tutulumu nedeniyle, palpasyonda
ağrı vardır.
3.9. (LARENKS KANSERLERİ)
MALİGN LARENKS TÜMÖRLERİ-3
Tanı
• Hasta
hikayesi, fizik muayene, direkt ya da indirekt
larengoskopi ile biyopsi tanıda esastır.
Tedavi
• İntrinsik larenks kanserleri erken tanılanırsa cerrahi ve
radyoterapi aynı oranda iyi sonuç verir.
• Larenks kanserlerinin cerrahi tedavisi parsiyel larenjektomi
ve total larenjektomi olarak iki şekilde uygulanabilir.
3.10. Parsiyel (Subtotal) Larenjektomi
Parsiyel larenjektomilerin değişik şekilleri vardır.
• Hemilarenjektomi
(vertikal pirsiyel larenjektomi):
larenksin yarısı ya da tiroid kartilajın vertikal kısmının
geniş bir bölümü çıkarılır.
• Supraglottik
larenjektomi):
larenjektomi
(horizontal
parsiyel
Supraglottigs tutulduysa
tercih edilir. Burada tümör
rezeksiyonu supraglottik bölgenin (vokalkord ve kıkırdaklar
korunarak) tamamen çıkarılması şeklindedir.
3.11. Total Larenjektomi
• Larenks kanseri yayılmışsa total larenjektomi tercih edilir.
• Dil kökünden trakeaya kadar tüm larenks çıkarılır.
• Gerek görülürse dilin, farenksin, trakeanın ya da tiroidin
sınırdaki bölümleri de alınır.
• Total larenjektomiden sonra trakea ile ağız arasında bağlantı
yoktur.
• Ses oluşturma yeteneği kaybolur, burun solunumu yapılamaz,
bu nedenle kalıcı trakeostomi açılır.
• Burundan nefes alınamadığından koku alma hissi de kaybolur.
3.12. LARENJEKTOMİ
ÖNCESİ HAZIRLIK VE HASTA EĞİTİMİ-1
Psikolojik hazırlık
• Bu hastaların genellikle ameliyat öncesi anksiyete düzeyleri çok
yüksektir.
• Hasta larenjektomi nedeniyle boğulma, ölüm, konuşamama, yeni
iletişim tekniklerini öğrenememe, şekil bozukluğu,
tarafından dışlanma, işini kaybetme gibi korkular yaşar.
yakınları
• Hasta psikolojik olarak hazır ise, larenjektomi ameliyatı geçirmiş ve
rehabilitasyon programına devam eden bir bireyle tanıştırılmalı ve
psikolojik hazırlıkta bu bireyden de destek alınmalıdır.
3.12. LARENJEKTOMİ
ÖNCESİ HAZIRLIK VE HASTA EĞİTİMİ-2
Cerrahi İşlem ve Ameliyat Sonrası Konusunda Bilgilendirme
• Hastaya ameliyat sonrası problemler, beklentiler, gereksinimler ve
rehabilitasyon süreci hakkında yeterli açıklama yapılır.
• Total larenjektomi yapılacak hastaya bundan sonra solunumunun
boğazındaki açıklıktan olacağı ve konuşamayacağı nedenleriyle
açıklanmalı, trakeostomi/larenjektomi tüpü gösterilmeli ve stoma
bakımı öğretilmelidir.
• Rehabilitasyon programına, hastanın durumuna göre ameliyat
öncesi dönemde başlanacaksa, solunum terapisti ile görüşmesi
sağlanır.
3.13. LARENJEKTOMİ
AMELİYAT SONRASI BAKIM-1
Hava yolu açıklığının ve solunumun sağlanması:
• Glottis çıkarıldığı için hastanın öksürmesi ve derin soluk alması
bozulur. Bu nedenle işlemlerde dikkatli olmalı, gerektikçe
larenjektomi tüpünden aspire edilmeli, ancak dikiş bölgesi
açılabileceğinden derin aspirasyondan kaçınılmalıdır.
• Sekresyonu inceltmek ve kolay çıkarabilmek için buhar verilmeli,
radikal boyun diseksiyonu yapıldıysa solunumu engellememek için
sıkı pansuman ve sargılardan kaçınılmalıdır.
3.13. LARENJEKTOMİ
AMELİYAT SONRASI BAKIM-2
• Solunumu
rahatlatmak, sekresyon drenajını sağlamak, dikiş
gerginliğini önlemek ve ödemi azaltmak için baş yükseltilmeli
mümkünse yarı-oturur pozisyon verilmelidir.
• Hastanın kan gazı analizleri hipoksemi ve hiperkapne açısından
izlenmeli, sekresyonun renk ve miktarı kaydedilmelidir.
• Ameliyat sonrası komplikasyon olarak, örneğin atalektazi gelişimi
nedeniyle solunum bozulabilir.
• Atelektaziyi önlemek için derin solunum egzersizleri yaptırılmalı ve
hastanın sık aralarla pozisyonu değiştirilmelidir.
3.13. LARENJEKTOMİ
AMELİYAT SONRASI BAKIM-3
Ağrı ve rahatsızlığın giderilmesi:
• Ağrı analjeziklerle
giderilecekse solunum depresyonu açısından
narkotik analjeziklerden kaçınmalıdır.
• Dikiş gerginliğine bağlı ağrı ve rahatsızlığın giderilmesi için
hastaya uygun pozisyon verilmeli ve pozisyon sık aralarla
değiştirilmeli ve başı iki el ile desteklenmelidir,
• Özellikle
radikal boyun diseksiyonundan sonra, boyun kasları
kesildiği için hastanın başını kontrol etmek çok zordur, o taraf omuz
aşağı düşer ve başını dik tutamaz.
3.13. LARENJEKTOMİ
AMELİYAT SONRASI BAKIM-4
Glottisin çıkarılmasıyla bozulan boşaltımın düzenlenmesi:
• Glottisin
çıkarılması
nedeniyle
valsalva
kullanılamayacağından hastanın defekasyonu zorlaşır.
manevrası
• Hasta sıvı alması için teşvik edilmeli, bağırsak yumuşatıcı diyet ve
gerekirse hafif laksatifler verilmelidir.
• Konstipasyon ciddi boyutlarda ise lavman yapılabilir.
• Konstipasyonun, karında gerginlik ve şişliğe neden olarak solunumu
da etkileyebileceği unutulmamalıdır.
3.13. LARENJEKTOMİ
AMELİYAT SONRASI BAKIM-5
İletişimin sağlanması:
• Okuma-yazması
olan hastalar için ameliyat öncesinde bazı
sözcükler, istekler ve sorular bir liste halinde hastayla birlikte
hazırlanabilir ve ameliyat sonrasında, hasta bu listede söylemek
istediğini işaret ederek iletişim kurabilir.
• Çağırma zili daima hastanın yakınında olmalıdır.
• Hasta, iletişim kurmayı başaramadığı, anlaşılamadığı zaman öfke
ve kızgınlık duyabilir,
• Hastanın
söylemek
istediği,
dinleyen
tarafından
tekrarlanarak anlaşılıp anlaşılmadığı açığa çıkmalıdır.
Beslenmenin sağlanması:
• Ameliyat sonrası erken dönemde hiperalimentasyon uygulanabilir.
• Genellikle
hastalarda, farengial ve özofagial dikiş hattının
kontaminasyonunu önlemek ve yaraya basıyı azaltmak için 10 gün
kadar nazogastrik tüp takılır.
• Hasta kolay yutmaya başlayınca tüp çıkarılır.
Hastanın öz bakım konusunda sağaltımı:
• Özellikle hava yolu açıklığının sağlanması; trakeostomi tüpünün
temizliği, takılması ve aspirasyonu; tüple beslenme (gerekliyse); cilt
bakımı ve olası komplikasyonlar hakkında hastalara eğitim
yapılmalı,
• Evde bakım için gerekli olan trakeostomi tüpü, buhar makinası,
sakşın gibi malzeme temininde hastaya ve yakınlarına yardımcı
olunmalıdır.
Hastanın Solunum Yolunun Değişmesi Nedeniyle
Dikkat Etmesi Gerekenler
• Bireysel hijyene dikkat edilmeli, özellikle stoma bakımına özen
gösterilmelidir.
• Stoma
çevresi cildi yumuşak bir tülbentle temizlenmeli,
kuruyan, biriken mukus kaldırılmalıdır.
• Stomayı
korumak
amacıyla
plastik
önlük
kullanmaktan
kaçınılmalıdır, çünkü plastik maddeler stomaya hava girişini engeller.
• Yüzme, su kayağı, sörf gibi su sporları yapmamalıdır.
• Öksürürken ve aksırırken stomaya bir mendil tutulmalı, çıkan salgı
hemen temizlenmeli, hava, ağız ve burun boşluğu
dolandığından ağız ve burun bakımı yapılmalıdır.
arasında
• Stomada solunum için gerekli açıklık oluştuysa, genellikle
trakeostomi ya da larenjektomi tüpü 8-10 hafta sonra çıkarılır.
LARENKS KANSERİ ENDOSKOPİK GÖRÜNÜMÜ
LARENJEKTOMİ’Lİ HASTA
TEŞEKKÜRLER
Download