VERGİ DÜZENLEMELERİNE İLİŞKİN ÖNERİLER(İMKB) Halka açılmaları teşvik ile ilgili öneriler ; Şirketler hisse senetlerini halka arz ederek Borsada işlem görmeleri ile kayıt altına girmekte ve sermaye piyasası mevzuatına tabi olmaktadırlar. Bu durum şirkete ilave olarak bağımsız denetim yaptırma yükümlülüğünü getirmekte, SPK kayda alma ücreti ve İMKB kota alma/pazar kayıt ücretleri ile birlikte düşünüldüğünde ilave bir maliyet artışına neden olmaktadır. Buna mukabil, yıllık ortalama hisse senetlerini halka arz eden şirket sayısı gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşük olan ülkemizde şirketleri halka arz yapmaya teşvik edici herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Örneğin; Kurumlar Vergisi Oranı tüm şirketler için %20 olarak uygulanmaktadır, halka açık şirketlerde herhangi bir indirim söz konusu değildir. Dünya genelinde kurumlar vergisi oranları düşme eğilimindedir. Özellikle Doğu Avrupa ülkeleri, yabancı yatırımları çekebilmek için kurumlar vergisi oranlarını önemli ölçüde düşürmüşlerdir. Yabancı yatırımlarda Doğu Avrupa’nın rakibimiz olduğu ve halka açık şirketlerin kurumsal yönetim açısından avantajları düşünüldüğünde, kurumlar vergisi avantajı yabancı sermaye girişini olumlu etkileyebilir. Öneri 1a: Büyük ölçekli şirketlerin halka açılmalarını teşvik edecek en önemli avantajın vergi indirimi veya muafiyeti olacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda, Hisse senetleri Borsa’da işlem gören şirketlere kurumlar vergisinde indirim sağlanması, Kurumlar Vergisi Oranının Borsada İşlem Gören Halka Açık Şirketler İçin %15’e İndirilmesi Kurumlar vergisi Kurumlar vergisi Kurumlar vergisi Halka açık ortaklık %0 (3 yıl süreyle) %10 (5 yıl süreyle) %15 (süresiz) Halka kapalı ortaklık %20 %20 %20 Öneri 1b: Kurumlar Vergisinin Yeni Halka Açılan ve Borsaya Kote Olan Şirketler İçin 3 Yıllığına Sıfıra İndirilmesi (döneme ilişkin öneridir) 3 yıl süreli Kurumlar vergisi (birincil halka arz) Kurumlar vergisi (ikincil halka arz) Halka açık ortaklık %0 %15 Halka kapalı ortaklık %20 %20 Kurumlar vergisi oranının yeni halka açılan ve borsaya kote olan şirketler için 3 yıllığına %0’a indirilmesi ve bedelli sermaye artırımına giden halka açık şirketler için 3 yıl süreyle %15’e indirilmesi. Olası Etkiler: Genel ve kolay anlaşılır bir uygulamadır. Kurumlar vergisinin toplam gelirler içindeki payının az olması (%9) ve halka açık şirketlerin kurumlar vergisindeki payının yüksek olması, halka açıklığın vergi gelirlerini artırmasına katkısı tezini güçlendirmektedir. Sermayeye eklenecek hisse senedi satış gelirlerinin, geçmişte olduğu gibi söz konusu şirket hisse senetlerinin Borsa’da işlem görmesi koşuluyla vergiden muaf tutulması, Ortakların hisse senedi satış karlarında da vergide indirim sağlanması bu amaca hizmet edebilecektir. 1 Öneri 2: Mevcut durumda şirketlerin elde ettiği kar üzerinden kurumlar vergisi ödendikten sonra kalan karın temettü olarak ortaklara dağıtılması halinde %15, hisse senedinin alım satımından kaynaklanan gelire ise %0 stopaj uygulanmaktadır. Borsada uzun vadeli yatırımları özendirmek ve sözkonusu eşitsizliği gidermek amacıyla, halka açık şirketlerde kar dağıtımından da stopaj uygulaması kaldırılmalı ve temettü gelirlerinin tamamına vergi muafiyeti sağlanmalıdır. Öneri 3: Aracı kuruluşların halka arza aracılık faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerin kurumlar vergisi matrahlarından düşülmesi. Olası Etkileri: Şirketlerin finansman tercihlerinde aracı kuruluşların yönlendirmesinin önemli olması nedeniyle halka arzları olumlu etkileyebilecektir. Aracı kuruluşların şirketlere finansal seçenekleri sunarken halka arza verdikleri ağırlık artabilecektir. Bankaların aracı kuruluşlar içindeki ağırlığı göz önüne alındığında, borçlanma yerine özkaynak finansmanının teşvik edilmesini olumlu etkileyebilir. Aracılık süreç ve hizmetleri ile ilgili öneriler Öneri 1: İlgili ekonomik, vergisel, idari düzenlemelerin ve bu düzenlemeler nedeniyle tabi olunan diğer yükümlülüklerin istikrarlı, basit, açık, erişilebilir ve anlaşılabilir olmasının sağlanması gerektiği düşünülmektedir. Bir dizi karmaşık düzenleme ve başvuru gerektiren çok sayıda kamusal otorite söz konusudur. Örneğin, ruhsat harçları, tabela harcı gibi bir dizi düzenleme bulunmaktadır, aracı kurumların sahip oldukları her bir yetki belgesi için ödenmesi gereken harç bedeli 2009 yılı için 26.941,70 TL olup, sabit maliyet haline gelmiş sözkonusu bu ve benzeri uygulamaların yeniden ele alınması gerekmektedir. Öneri 2: Finansal sektörde aracılık hizmetlerinde rekabet eşitliğinin sağlanması açısından, bankalara tanınmış olan kredi sözleşmelerinde damga vergisi muafiyetinin aracı kurumlara da tanınmalıdır. Öneri 3: Aracı Kurum birleşmelerinde vergisel teşvik de sağlanması özkaynak açısından daha güçlü kurumlar oluşumuna katkı sağlayacaktır. Öneri 4: Aracı kuruluşların sistemde yüklendikleri mali yükü azaltıcı yönde, BSMV oranı azaltılmalı veya tamamen kaldırılmalır Menkul Kıymetler ile ilgili öneriler; . Öneri 1: Farklı tipte menkul kıymetler üzerinden elde edilen gelir-giderler karşılıklı mahsup edilememekte, bu durum portföy yönetiminin gelişimini olumsuz etkilemektedir Yatırımcıların sahip oldukları farklı menkul kıymetler arasında elde edilen gelir giderin netleştirilmesine imkan sağlanmalıdır. . Öneri 2: Özel emeklilik fon katılımcılarına getirilmiş bulunan vergi istisnası düşüktür. Özel emeklilik fon katılımcılarına daha yüksek oranlı bir vergi istisnası getirilmelidir. 2 Öneri 3: BSMV uygulamalarına ilişkin olarak aracı kuruluşların spot ve türev piyasa işlemlerinde karşılaştıkları sorunların yanısıra, spot piyasaların kendi içinde de uygulama farklılıkları bulunmaktadır. Bu bağlamda, hisse senedi işlemlerinde %5 olan BSMV oranının, DİBS işlemlerindeki gibi % 1 oranına çekilmesi faydalı olacaktır . İMKB ile ilgili öneriler; Borsalar kendi gelir ve gider kalemleri üzerinde tam yetkiye haiz olarak çalışabilmelidirler. İMKB’nin gelir gider farkının belli dönemler itibarıyla ve önceden öngörülemeyen oranlarda Maliye Bakanlığı tarafından istenmesi uygulaması (5018 sayılı yasa) İMKB’nin mali öngörülebilirliğini olumsuz etkilemekte, geleceğe dönük büyük projelere girilmesini önlemektedir. Yapılacak bir düzenleme ile aynen şirketlerde olduğu gibi İMKB’nin her yıl sonu itibarıyla oluşacak net karından belirli bir oranda vergi veya vergi benzeri bir uygulama ile kesinti yapılmasının daha doğru olacağı düşünülmektedir. Yukarıda belirtilen ve gittikçe çok önemli hale gelen borsalar arasındaki uluslararası rekabet ortamında ayakta kalabilmek ve gelişmek için Borsanın gerek teknik (donanım, yazılım) gerekse personel ihtiyaçlarını kısa sürede ve etkin bir şekilde temin edebilen ve değişikliklere çok hızlı uyum sağlayabilen kurumsal, hukuksal ve operasyonel yapıda olması gereklidir. 3