ULUSLARARASI EKONOMİ POLİTİK T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2941 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1897 Copyright © 2013 by Anadolu University Amaçlarımız • Uluslararası ekonomi politiği tarihi gelişimi içinde tanımlayabilemek, ve • Uluslararası ekonomi politiğin temel unsurlarını ifade edebilmek. Anahtar Kavramlar • • • • • • • • • Ekonomi Politik • Uluslararası Ekonomi Politik • Soğuk Savaş • Devlet • Piyasa • Toplum • Bretton Woods • Küreselleşme • Uluslararas ekonomi politik, ekonomi/piyasa ve devlet/politika arasındaki karşılıklı ilişkileri ve etkileşimleri uluslararası düzeyde ele alıp inceleyen bir disiplindir. • İktisat, bireyler ve toplumların sınırlı kaynaklarını, sınırsız ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl dağıttıklarını inceleyen bilim dalıdır. • Bir tanıma göre politika (siyaset), otorite ile ilgili kurumların ve bu kurumların oluşmasında ve işlemesinde rol oynayan davranışların bilimidir. • Toplumlarda meydana gelen gelişmeleri pür ekonomik yaklaşımlar ve modellerle açıklamak mümkün olmadığı gibi, politik gelişmeleri de ekonomik faktörlerden bağımsız olarak açıklamak mümkün değildir. • Dolayısıyla, disiplinler arası bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. • UEP; devletler, küresel şirketler, uluslararası organizasyonlar ve sosyal hareketler gibi uluslararası aktörlerin faaliyetleri ve karşılıklı etkileşimleri üzerinde yoğunlaşır. • Bugün dünyada, ulusal ve uluslararası ölçekte ekonomi ve politika arasında giderek artmakta olan karşılıklı etkileşimin yarattığı karmaşık yapıyı anlamak için ekonomi ve politikayı bir arada düşünen bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. • Uluslararası ekonomi politik, çeşitli küresel problemler yanında devletlerin dış politikalarının ve ekonomi politikalarının birbirlerinden nasıl etkilendiği ile de ilgilenmektedir. Uluslararası ekonomi politiği tarihi gelişimi içinde tanımlamak • Uluslararası ekonomi politik, ekonomik ve politik faktörler arasında uluslararası düzeyde cereyan eden karşılıklı etkileşimleri inceleyen bilimsel disiplindir. • Son zamanlarda küresel ekonomi politik olarak da ifade edilen bu disiplin, esas olarak devletler, küresel şirketler, uluslararası organizasyonlar ve çeşitli sosyal hareketler arasında meydana gelen faaliyetler üzerinde durmaktadır. • Hem ulusal hem de küresel güçlerin göz önünde bulundurulması gerektiği konusunda herkes hemfikir olmakla birlikte, hangisinin daha öncelikli olduğu konusunda tartışma vardır. • Bazılarına göre uluslararası güçler, ulusal çıkarları büyük ölçüde etkilerken bazılarına göre ise ulusal konular daha fazla önceliğe sahiptir ve küresel konuları arka plana atmaktadır. • UEP alanında üç temel düşünce akımı söz konusudur: • Merkantilizm/Realizm, • Liberalizm ve • Marksizm. Merkantilist/Realist görüş • Merkantilist/Realist görüş uluslararası ilişkilerin en eski düflünce okuludur ve iki temel özelliğe sahiptir. • Bunların ilki, ekonomik konuları büyük ölçüde göz ardı edip daha ziyade siyaset ve tarih konularına ağırlık vermesidir. • İkincisi, güç konusuna vurgu yaparak stratejik güvenlik konularnı daha ön planda tutmasıdır. Liberalizm • Liberalizm sadece ekonomi alanıyla sınırlı bir teorik düşünce olmayıp zengin bir felsefi temele de sahiptir. • Analiz birimleri birey, firma ve piyasa olan liberal teoride uluslararası dayanışmanın olabileceği ve bu durumdan herkesin kazançlı çıkabileceği konusunda iyimser bir yaklaşım söz konusudur. Marksist teori • Marksist teoriye göre insan davranışı ve amacı belirli bir zamandaki maddi çevre tarafından biçimlendirilmektedir. • Tarihsel Materyalizm olarak ifade edilen bu yönteme göre toplumun maddi temelinin üretimi ve yeniden üretimi tarihsel gelişmede belirleyici olmaktadır. • 20’nci yüzyıla kadar pek çok düşünür politika ile ekonomiyi birbirlerine bağlı alanlar olarak görmekte ve politik ekonomi konusunda yazılar yazmakta iken 20’nci yüzyılın başından itibaren ekonomi ve politika alanlarında yapılan çalışmalar birbirlerinden ayrılmaya başladı. • Ancak, 1970’li yıllarda ABD - Sovyetler Birliği ilişkilerinde yaşanan yumuşama güvenlik meselelerini arka plana iterken Bretton Woods kur sisteminin çökmesi, petrol krizi ve stagflasyonun ortaya çıkması gibi ekonomik gelişmeler politika ile ekonomi arasındaki ilişkinin daha fazla dikkati çekmesine sebep oldu. • Siyasi baskı grupları, politikacılar ve bürokratların, piyasa güçleri kadar ekonomik sonuçlar üzerinde etkili olabildiği bir dünyada, politika ile ekonomi arasında kesin bir ayrım yapan yaklaşım tatmin edici olamazdı ve 1970’lerden itibaren ekonomi politik yaklaşımı güç kazandı. • Artık günümüzde, ülkeler arasında her alanda bağlantıların çok sıkı hâle geldiği, karşılıklı bağımlılığın arttığı çok boyutlu bir dünya söz konusudur ve bu dünyayı anlamak için tek bir alana ait incelemeler yeterli değildir. • Bunun yerine UEP’nin sağlamış olduğu türden karmaşık ve çok boyutlu bir analitik çerçeveye ihtiyaç vard. Uluslararası ekonomi politiğin temel unsurlarını ifade etmek • UEP; iktisat, siyaset bilimi, sosyoloji, tarih, psikoloji gibi sosyal bilimlerden faydalanarak bir sentez meydana getiren bir yaklaşımdır. • Böyle bir senteze ihtiyaç vardır çünkü akademik dallar belirli noktalara odaklanarak uzmanlaşmakta iken gerçek dünyada cereyan eden olaylar bunların sınırlarını aşan karmaşık bir yapıya sahiptir. • UEP konusundaki çalışmalar çoğunlukla üç önemli kurum olan devlet, piyasa ve toplum arasındaki karşılıklı etkileşim ve bunlar arasındaki ilişkilerin çeşitli aktörlerin davranışlarını nasıl etkilediği konusuna odaklanmıştır. • Devlet; belirli bir coğrafi bölge ve nüfusu idare eden, yani bunlar hakkında önemli kararlar alan bir yasal kurum ya da birbiriyle uyumlu ve özerk kurumlar sistemi olarak tanımlanmaktadır. • Devlet aynı zamanda, belli bir bölgede ortaya çıkan kolektif davranış alanı olarak da görülebilir. • Mesela AB, tek bir ulus devlet olmayıp bazı egemenlik unsurlarını birtakım uluslarüstü kurumlarda toplayan ulus devletlerin oluşturduğu bir uluslarüstü organizasyondur. • Piyasalar, mal ve hizmetlerin alınıp satıldıkları coğrafi mekânlar iken piyasa ekonomisi ise bir ekonomik sistem olarak kapitalizmle eş anlamlıdır. • Teorik olarak, piyasa ekonomisinde ya da onun temellerini kuran Adam Smith’in Klasik Ekonomi’sinde, insanlar arasındaki mübadele herkesin fayda sağladığı bir pozitif toplamlı oyun ile sonuçlanır. • Yani her aktörün kendi çıkarının peşinde koşması, toplum çıkarını da maksimuma ulaştırmaktadır. • Buna karşılık Keynes, piyasaların başarısızlığa mahkûm olduğunu ve eşitlik veya adalet ihtiyacını garanti altına almadığını ileri sürmüş; bireysel çıkarların toplamının her zaman toplum çıkarını maksimuma ulaştıramayacağını savunmuştur. • Bu yüzden de piyasa ekonomisi en az devlet müdahalesini savunurken Keynes devletin ekonomiye piyasa aksaklıklarını gidermek üzere müdahele etmesinin şart olduğunu belirtmiştir. • Farklı sosyal grupların kendi sosyal sistemlerinin tarihini, kültürünü ve değerlerini korumak ve geliştirmek istemeleri toplumlar içinde bir gerilime sebep olmaktadır. • Çünkü her ne kadar bir ülkedeki insanlar genel bir ulus tanımı altında toplansalar da aslında, bir devlet içinde kabileler, aşiretler, çeşitli etnik ve dini gruplar gibi pek çok farklı sosyal gruplar bulunmaktadır. • Bazı kimselere göre, UEP’nin temel meselesi devlet, piyasa ve toplum arasındaki en uygun dengenin nasıl kurulacağıdır. • Liberal ekonomik görüşe sahip olanlar piyasanın devlet ve toplum karşısında bir önceliğe sahip olması gerektiğini öne sürmektedirler fakat bu konuda her ulus devlet ve toplum için geçerli bir formül ortaya koymak mümkün değildir. • Bugün devletin ekonomi içindeki rolünü azaltan neoliberal politikaların yaygınlığına rağmen, çeşitli politik, ekonomik ve sosyal sebeplerle, UEP içinde devlet çok önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.