LİBERALİZM (Idealizm) Ders Notu

advertisement
LİBERALİZM (Idealizm) Ders Notu
Liberalizm veya eski deyimle Idealizm, Uluslarararsı İlişkiler Teorilerinde Realizmden
sonra
ikinci
büyük
teorik
yaklaşımlar
grubudur.
Liberaller,
Realistlerin
aksine
optimist/iyimserdirler. Liberalizmin farklı yaklaşımları vardır ancak her Liberal yaklaşım şu
üç temel noktada birleşirler: 1) İnsan doğası olumludur; 2) Uluslararası ilişkiler, çatışma
yerine işbirliği üzerinden araştırılabilir; ve, 3) İnsan doğasında, devlet sisteminde ve
uluslararası sistemde ilerleme olacağına inanmak gerekir.
Klasik Liberalizm (İdealizm): John Locke ile başlar. Locke, kapitalist modern toplum ve
insanlıkta büyük gelişim olanağı görmüştür. Bireysel özgürlüklerin gelişebildiği toplumlarda
kapitalist ekonominin ve sivil toplumun gelişeceğine inanmıştır. Locke’a göre, Çağdaşlık
otoriter hükümet olmadan, maddi refah ortamı bulunan bir hayattır; her devlet,
vatandaşlarının hayat hakkını, özgürlük hakkını, ve mülkiyet haklarını korumalıdır. Locke’u
Adam Smith, David Hume ve Jeremy Bentham ve John Stuart Mill’in önderlik ettiği
Utilitarian Movement izlemiştir. Ancak, Uluslararası İlişkiler anlamında en önemli katkı
Immanuel Kant’tan gelmiştir. Kant, anayasal devletlerin birbirlerini sayacaklarını, dolayısıyla
savaşmayacaklarını, bunun da ‘süregiden/sonsuz barış’a (Perpetual Peace) yol açacağını
belirtmiştir. Kant’a göre, savaşlar uluslararası sistemin zorlamasıyla değil, iç sorunların
hükümetleri zorlaması sonucu çıkar.
Çağdaş Liberalizm: Günümüzde Liberaller 4 ana gruba ayrılırlar. Bunlar: 1) Toplumsal
(Sociological) Liberaller; 2) Bağımlılık (Interdependence) Liberalleri; 3) Kurumsal
(Institutional) Liberaller; ve 4) Cumhuriyetçi/Demoktatik Liberallerdir.
1) Toplumsal Liberaller: Uluslararası ilişkilerin devletler arası ilişkilere değil, milletler
arası ilişkilere dayandığını öne sürerler.
İnsanlar arası ve sivil toplum örgütleri
arasındaki ilişkilerin hükümetler arası ilişkilerden daha fazla işbirliğine dayalı ve barışa
katkı yapıcı olduğuna inanırlar. Karl Deutsch toplumlar arası ilişkilerin çok faydalı
olduğunu ve bunun savaş olmamasından daha önemli olduğunu öne sürer. John Burton,
toplumlar arası ilişkilerde ‘örümcek ağı modeli’ni öne sürer. Buna göre toplumlardaki
farklı gruplar arası ilişkiler barışı ve işbirliğini garanti altına alır. James Rosenau, bu
modeli geliştirmiştir ve uluslararası ilişkileri hem birey seviyesinde mikro-düzeyde hem
de tüm nüfusun etkileştiği makro-düzeyde incelemiştir. Rosenau’ya göre devlet-odaklı
sistem artık çokmerkezli, devlet yetkisi dışında bir düzene doğru evrim geçirmektedir.
2) Bağımlılık Liberalizmi: İki ülke birbirine bağımlı olurlarsa, barış oluşur fikrindedirler.
İnsanlar ve hükumetler diğer ülkelerdeki karşılıklarıyla etkileşir. Modernleşme
(endüstrileşme) arttıkça karşılıklı bağımlılık da artar. David Mitrany, ülkeler arası
bağların barışa gideceğini iddia eder. İşbirliğinin uzman teknisyenler tarafından
yapılması gerektiğini, siyasetçilerin katılmaması gerektiğini öne sürer. Ernst Haas,
Mitrany’nin fikirlerini geliştirmiştir. Haas’a göre, entegrasyon (bütünleşme) siyaseti
gözardı
ederek
gerçekleşmez;
onun
yerine
kendi
çıkarını
düşünen
elitlerin
dayanışmasının kalıcı işbirliği ve bütünleşmeyi gerçekleştirdiğini iddia eder.
Robert Keohane ve Joseph S. Nye, önceden askeri yöntemlerin kullanılabilir olduğunu,
ama bugün ‘aşağı siyaset’ olarak görülen iktisat ve toplumsal işlerin ‘yüksek siyaset’
olarak görülen güvenlik ve devletin bekasından daha önemli hale geldiğini öne sürerek
bu duruma ‘Karmaşık Bağımlılık’ adını verdiler.
3) Kurumsal Liberalizm: uluslararası örgütler ve sivil toplum örgütlerinin devletler
arasındaki işbirliğini arttıracağına inanırlar. Uluslararası Kurumlar olarak ya NATO,
NAFTA, ASEAN veya Avrupa Birliği gibi örgütleri veya devletlerin eylemlerini
düzenleyen kurallar bütününü (rejimleri) kabul ederler ki bunlara örnekler de BM Deniz
Hukuku Konferansı veya Dünya Ticaret Örgütü ve GATT olabilir. Kurumlar a) devletler
için başka devletler hakkında bilgi ve pazarlık imkanı yaratırlar; b) diğer hükümetlerin
kendi hükümetimizce takip edilmesi, hangi kurallara uyup uymadıklarını görme imkanı
yaratırlar; c) uluslararası anlaşmaların gücünü arttırırlar.
4) Cumhuriyetçi/Demokratik Liberaller: Kant’ın fikirlerinin modern anlatımıdır.
Demokrasiler savaşa girmezler, girseler de birbirleri ile savaşmazlar ana fikrine dayanır.
Dean Babst, Michael Doyle gibi savunucularına göre demokrasiler birbirleriyle
savaşmazlar çünkü demokrasilerde iç siyasi kültür barışçı sorun çözme üzerine
kuruludur; demokrasiler ortak değerlere sahiptir, ve de demokrasiler birbirlerine
ekonomik, toplumsal, kültürel açılardan bağımlıdırlar.
Günümüzde, Francis Fukuyama, Timothy Garton-Ash gibi düşünürler Demokratik
Liberalizmi daha da geliştirmiştir.
Download