MAKALE VERİMLİLİKTE ŞARTLANDIRICI DEĞİL SORGULAYICI EĞİTİM Prof. Dr. Firdevs GÜNEŞ / A.Ü.Eğitim Bilimleri Fakültesi Verimlilik zihinde başlar ve zihinde belirlenen düşüncelerin uygulamaya aktarılmasıyla gerçekleştirilir. Bu süreçte zihinsel ve fiziksel kaynakları iyi değerlendirerek üretim yapmak temel amaçtır. Verimliliğin gerçekleşmesi düşünme, sorgulama, karar verme, planlama, kaynakları yönetme, uygulama, değerlendirme, sorun çözme gibi becerilere bağlıdır. Bu becerilerin geliştirilmesi ve hayat boyu sürdürülmesi ise çağdaş bir eğitimi gerektirir. Şartlanmış ve kalıplaşmış zihinler üreten eğitim yaklaşımları, günümüz gelişmeleri karşısında yetersiz kalmaktadır. Geleneksel anlayışla şartlandırılarak yetişen bireyler, üretim ve verimliliğin gerektirdiği becerileri geliştirememekte, yeniliklere uyum sağlayamamakta ve ülke kalkınmasına katkı getirememektedir. Bu durumu fark eden ülkeler şartlandırma yerine düşünen, anlayan, sorgulayan ve sorun çözen bireyler yetiştirmeye ağırlık vermekte ve çoğu ülkede yapılandırıcı yaklaşım uygulanmaktadır. Yapılandırıcı yaklaşımda öğrencinin zihni merkeze alınmakta, davranışlar yerine dil, zihinsel ve sosyal beceriler geliştirilmeye çalışılmaktadır. Eğitim sürecinde tek yönlü düşünme yerine çok yönlü düşünme,şartlandırma yerine sorgulama, düz mantık yerine sarmal mantık üzerinde durulmaktadır.Yapılandırıcı yaklaşımda öğrencinin olayları ve durumları çok yönlü düşünmesi, sorgulaması, kendini üst düzeyde geliştirmesi, zihinsel ve fiziksel kaynakları iyi kullanarak üretmesi ve verimli olması beklenmektedir. Ülkemizde 2004 sonrası uygulamaya konulan yeni ilköğretim programlarında yapılandırıcı yaklaşım merkeze alınarak öğrencilerde eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, araştırma, problem çözme, karar verme, girişimcilik, iletişim, bilgi teknolojilerini kullanma, Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma, kişisel ve sosyal değerlere önem verme gibi becerilerin geliştirilmesi öngörülmüştür (MEB,2005). Böylece öğrencilerin düşünme, araştırma, ince34 leme, sorgulama, sorun çözme gibi zihinsel, bireysel ve sosyal becerilerini geliştirmeleri, bunları kullanarak her alanda etkili ve verimli olmaları amaçlanmıştır. Eğitim alanında uygulanan eğitim yaklaşımları genel olarak davranışçı, bilişşel ve yapılandırıcı olarak adlandırılmaktadır.Davranışçı yaklaşım 1990 ‘lı yıllarda ortaya çıkmış,giderek yayılmış ve özellikle 1950-1960’lı yıllarında çoğu ülkede etkili olmuştur. Davranışçı yaklaşımdan bilişsel yaklaşıma 1960-1970’li yıllarda geçilmiştir. Beyin araştırmalarının ilerlemesi üzerine 1980’li yıllarda yapılandırıcı yaklaşım gündeme gelmiştir (Alamargot, 2001,Barnier, 2005). Davranışçı yaklaşım, dünyamızda yapılan çeşitli araştırmalarda bireyleri şartlandırdığı,zihinsel becerileri geliştirmediği gibi nedenlerle eleştirilmektedir. Ülkemizde davranışçı yaklaşım Atatürk döneminden sonra gündeme gelmiş ve 2004 yılına kadar uygulanmıştır. Ülkemizde bu yaklaşımın olumsuz mirası diğer ülkelere göre çok fazla olmuştur. Halen bazı eğitim çalışmalarında davranışçı anlayış sürmekte bazılarında da yapılandırıcı yaklaşımla karıştırılmaktadır. İki yaklaşımın ilkeleri ve uygulamaları taban tabana zıttır (Lasnier, 2000, Barnier 2005).Eğitimcilerimizin yapılandırıcı yaklaşımı iyi bilmeleri, şartlandırma yerine sorgulamaya ağırlık vermeleri gerekmektedir. Davranışçı Yaklaşım ve Şartlandırma Dünyamızda uzun yıllar uygulanan davranışçı yaklaşımın eğitim ilke ve yöntemleri laboratuvarda yapılan hayvan deneylerinden elde edilmiştir. Bu yaklaşımın temsilcilerinden Pavlov, köpekleri, Thorndike, kedileri, Skinner ise fare, maymun ve güvercinleri gözlemiştir. Bu deneylerden oluşturulan eğitim ilkeleri insanlara aktarılmıştır. Davranışçı yaklaşımın amacı öğrencinin davranışlarını değiştirerek istenilen davranışları öğretmektir. Davranışlar uyarıcı-tepki-şartlandırma ve pekiştirme bağOcak 2011 Çevredeki uyarıcılara bırakır.Bu durum öğrenme yerine şartlandırmayı getirmektedir. Öğrenci okulda uyarıcılarla sürekli şartlandırıldığı için bunu okul sonrasında da istemekte ve uyarıcıların olduğu çevre aramaktadır. Eğer uyarıcı yoksa öğrenmesini sürdürmemektedir. İş yaşamında ise birileri uyarırsa öğrenmekte ve görevini yapmaktadır. Kendisi sorumluluk taşımamakta birilerinden yönlendirme beklemektedir (Rocheleau, 2000).Yani şartlandırma alışkanlığı okul sonrası yıllarda da sürmekte, birey alışkanlık gereği şartlandıran ve uyaran çevreleri, toplulukları, kişileri tercih etmektedir. Zihinsel bağımsızlık gelişmediğinden sürekli yönlendirilmeyi beklemektedir.DavranışDavranışçı yaklaşımda zihin bir kara ku- çı yaklaşım sadece davranışları değil, duygu tuya benzetilir. Bu kutunun içindekilerle yani ve düşüncelerini de şartlandırdığı nedeniyle düşünme, anlama, sorgulama, öğrenme bi- yoğun eleştiriler almış ve zamanla terk edilçimleri ve teknikleriyle ilgilenilmez. Daha miştir (Güneş 2007). çok bu kutuya ‘girdi ve çıktılarla’ ilgilenilir (Alamargot, 2001,Rocheleau, 2000,Barnier, 2005,Güneş,2007).Bu nedenle öğrenciye verilecek uyarıcılarla öğrencinin göstereceği tepkiler,davranışlar üzerinde durulur. Öğrenciye doğru davranışlar gösterilir ve bir uyarıcı verildiğinde bunu tekrarlaması istenir.Yani öğrencinin uyarıcıları düşünmesi ve sorgulaması istenmez. Öğrencinin uyarıcıya otomatik tepki vermesi,kendisine gösterilen davranışı tekrarlaması istenir. Öğretim sürecinde tekrar etme ve pekiştirme büyük önem taşır. Bir davranışı öğretmek ve alışkanlık oluşturmak için sürekli tekrar edilir.Tekrar ve ezberleme öğrenmenin temel koşuludur. Öğretmen doğru cevapları ve davranışları ödüllendirir, hatalı olanları cezalandırır. Sözlü ödüller (aferin,çok iyi vb.) ile sözlü olmayan ödüller (not, madalya, teşekkür belgesi vb.) kullanılır.Kısaca davranışçı yaklaşımın bu uygulamaları öğrenme yerine şartlandırma olmaktadır.Bu uygulamalar daha sonraları Piaget ve Vygotsky tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir (Rocheleau, 2000). lamında öğretilir.Öğrenciye bir uyarıcı verilir ve bu uyarıcıya tepki vermesi istenir. Verilen uyarıcıya öğrencinin istenilen tepkiyi göstermesi öğrenme olarak kabul edilir. Öğrenme durumu bireyin gözlenebilir davranışlarıyla belirlenir. Bir davranış bireyde otomatik hale gelinceye kadar tekrar edilir. Olumlu davranışlar pekiştirilerek alışkanlık oluşturulur. Bilgi ise davranış haline gelen içeriktir. Öğrenciye öğretilecek bilgiler önceden belirlenir, küçük parçalara ayrılır, çeşitli tekrar ve ezberleme yoluyla öğretilir. Kısaca bu yaklaşımda öğrenci değiştirilecek bir varlık olarak ele alınmakta, kişilik ve bireysel farklılıklarıyla ilgilenilmeme ktedir(Güneş,2007). Bu yaklaşımda öğrenme bireyin kontrolünde değil, çevredeki uyarıcılara bağlıdır. Yani çevrenin kontrolündedir.Eğitim ortamında öğrenciler için çoklu uyarıcılar yerleştirilir. Öğrenci bu uyarıcılara tepki vererek ve çevresinde gördüklerini taklit ederek öğrenir. Bu nedenle öğrenci öğrenme sorumluluğunu üstlenmez. Ocak 2011 Yapılandırıcı Yaklaşım ve Sorgulama Dünyamızda hızla yayılan bu yaklaşım Dewey, Piaget, Vygotsky ve Bruner’in çalışmalarıyla ortaya çıkmış ve çok sayıdaki araştırmayla gelişmiştir. Davranışçı yaklaşımın olumsuzluklarını gidermek için geliştirilen bu yaklaşı35 mın eğitim anlayışı ve uygulamaları davranışçı yaklaşıma tamamen zıttır. Onun ”kara kutu” dediği zihin ve zihinsel süreçleri aydınlatmaya çalışır. Bireyin öğrenme ve zihinsel becerilerini geliştirmeye, etkili ve verimli kullanmaya önem verir. Bireye zihnini geliştirme, öğrenme biçimini tanıma, yaptığı işlemler ve sonuçları hakkında düşünme fırsatları sunar. Davranışçı yaklaşımda eğitim, “bireyin davranışlarında istendik değişme meydana getirme süreci” olarak tanımlanır. Oysa yapılandırıcı yaklaşımda eğitim, bireyin zihinsel yapısında değişme meydana getirme sürecidir. Eğitim, öğrencilere bilgi aktarma işlemleri olarak değil, bilgileri zihinde yapılandırma işlemleri olarak ele alınır (Basque,1999). Öğrenciye bilgi aktarmayla öğrenme gerçekleşmez. Öğrenme öğrencinin bilgileri işlemesi, anlamlandırması ve zihninde yapılandırması sonunda gerçekleşir (Basque, Rocheleau, Winer,1998). Öğrenme sürecinde yeni bilgiler ön bilgilerin ışığında incelenir, anlamlandırılır, ön bilgilerle bütünleştirilir ve zihinde yapılandırılır. Zihinde yapılandırma bilgileri üst üste yığma, biriktirme veya ezberleme değil, düşünme, anlama, sorgulama ve sorun çözme yoluyla bilgiler arasında bağ kurmadır. Bu sürecin aktif yürütülmesi anlamlı öğrenmeyi, pasif yürütülmesi ise mekanik öğrenmeyi getirir. Anlamlı öğrenme ön bilgilerle bağ kurarak öğrenme, mekanik öğrenme ise bağ kurmadan ezbere yapılan öğrenmedir (Labédie ve Guy, 2001).Yapılandırıcı yaklaşım anlamlı öğrenmeye ağırlık verir, davranışçı yaklaşımda olduğu gibi bilgi ezberlemeyi öğrenme olarak kabul etmez (Alamargot, 2001). Yapılandırıcı yaklaşımda öğrenci araştırma, sorgulama, sorun çözme gibi etkinliklerle kendi aktif çabalarıyla öğrenir.Öğrenen öğrencidir. Kimse onun yerini tutamaz. Öğrenmenin kontrolü öğrencidedir(Basque,1999, Labédie ve Guy, 2001). Öğrencinin öğrenme sürecinde zihinsel ve fiziksel olarak aktif olması öngörülür. Aktif öğrenme için öğrencilere soru sorma, ilgi ve merak uyandırma, sorgulama, düşünme, sorun çözme, kavramları açıklama gibi etkinlikler yapılır (Romainville,2007). Öğrencinin ön bilgileri harekete geçirilerek ve 36 zihni aktifleştirilerek öğrenmesi sağlanır. Yapılandırıcı yaklaşımda öğrenme ve zihinsel becerileri geliştirme amaçlandığından ezber ve ansiklopedik bilgilere karşı çıkılır. Ezberlenen bilgiler zamanla eskiyeceğinden bunlara yer verilmez. Öte yandan bütün ansiklopedik bilgiler bireyin zihinsel gelişimini engellemektedir. Bu nedenle öğrencinin dil, zihinsel, sosyal vb. becerilerini geliştiren işlevsel bilgiler ele alınmalıdır(Güneş,2007). Bunlar düşünme, anlama, sorun çözme, sorgulama, üretim,verimlilik gibi yaşam boyu kullanılacak becerileri geliştirici bilgiler olmalıdır.Diğer taraftan dünyamızda “Geleceğin bireylerine hangi beceriler öğretilmeli? Bu beceriler nasıl seçilmeli?” gibi sorulardan hareketle çeşitli araştırmalar yapılmış ve öğrencilerde geliştirilecek anahtar beceriler belirlenmiştir. Bunlar zihinsel, bireysel, sosyal ve zihinsel bağımsızlık becerileri olarak dört grupta toplanmıştır. Öğrencilerde ilk ve zorunlu geliştirilecek beceriler zihinsel becerilerdir. Zihinsel becerilerin kalbi düşünme ve sorgulama olarak belirlenmiştir.Düşünme ve sorgulama bütün zihinsel süreçleri harekete geçirmekte ve bireyin zihnini üst düzeyde geliştirmektedir. Bireysel beceriler olarak dil, iletişim becerileri, bilgiye ulaşma ve kullanma, bilgi teknolojilerini kullanma becerileri sıralanmıştır.Sosyal beceriler, başkalarıyla iyi ilişkiler kurma, işbirliği yapma, grupla çalışma, çatışmaları çözme ve yönetme becerileridir. Zihinsel bağımsızlık becerileri olarak karar verme, amaçlarını belirleme, haklarını ifade etme, savunma gibi beceriler belirlenmiştir (OECD,2005). Görüldüğü gibi yapılandırıcı yaklaşımda geliştirilecek becerilerin başında düşünme ve sorgulama becerileri gelmektedir. Sorgulama, bir dizi soruyla olguların neden-sonuç ilişkilerini araştırma, analiz etme, düşünce üretme, düşünceleri düzenleme, görüşleri savunma, karşılaştırmalar yapma, çıkarımlarda bulunma, tartışmaları değerlendirme ve problem çözme becerisidir. Sorgulama bireyin zihinsel yapısında önemli değişmeler ve gelişmeler yaratmaktadır. Özellikle düşünme, anlama, ilişki kurma, tahmin etme, değerlendirme gibi zihinsel becerileri geliştirmektedir.Sorgulama Ocak 2011 sadece zihinsel becerileri geliştirmekle kalmamakta bireyin diğer becerilerini de etkileyerek geliştirmektedir. Çünkü birey, sorgulayarak edindiği bilgi ve becerileri, günlük yaşamına aktarmakta ve her alanda kendini geliştirebilmektedir.Kısaca sorgulama bireyin anlama modelini, zihin yapısını ve zihinsel verimliliğini doğrudan etkilemektedir. de Psychologie. Coll. Profession Enseignant. Hachette Education. • Barnier, G.(2005) L’approche socioconstructive des apprentissages scolaires, Psychologie de l’éducation, Thème 2.IUFM d’aix-Marseille. • Basque, J. (1999). L’İnfluence du Béhaviorisme, du Cognitivisme et du ConstrucSonuç tivisme sur le Design Pédagogique, Inforoute et Görüldüğü gibi davranışçı yaklaşımla yeti- technologie éducative à l’aube de l’an 2000, şen bireylerin çoğunda öğrenme yerine şart- Actes du XIIe du CIPTE, Montréal landırma alışkanlık haline gelmekte ve bu alış• Basque,J. Rocheleau,J. Winer,L,(1998) kanlık okul sonrası yıllarda da sürmektedir. Bu bireyler zihinsel becerilerini geliştirme, işinde Une approche pédagogique pour l’école ilerleme, üretim, yaratıcılık, girişimcilik gibi ko- informatisée, École informatisée Clés en main nularda sorumluluk taşımamaktadır. Tam ter- du Québec. sine şartlandıran çevreleri, toplulukları ve ki• Bissonnette, S.,Richard, M. (2001). şileri tercih ederek zihnen bağımlı olmaktadır. Comment construire des compétences en Şartlanmış ve zihinsel becerileri gelişmemiş classe. Montréal : Chemelière/McGraw-Hill. bireylerin iş ve günlük yaşamda yaratıcı ve • Güneş,Firdevs.(2007).Yapılandırıcı Yaküretici olmaları beklenmemelidir. Zaten dünyamız ve ülkemizdeki çoğu değerlendirmede laşımla Sınıf Yönetimi,Nobel Yayınları, Ankara bu durum görülmektedir. • Labédie, G, Amossé, G.(2001). Constructivisme ou socio-constructivisme?,Pädagogisches Şartlandırmayı önlemek, düşünen,anlayan, araştıran, yaratıcı ve üretici bireyler yetiştirmek Institut der deutschen Sprachgruppe,Bozen için eğitimde yapılandırıcı yaklaşıma ve sorgu- DDEC de Nantes. lamaya ağırlık verilmelidir. Çünkü şartlandır• Lasnier, F. (2000). Réussir la formation manın en önemli ilacı sorgulamadır. Şartlan- par compétences. Montréal : Guérin Éditeur. mış bireylerde görülen otomatik tepki verme, • MEB (2005) İlköğretim Türkçe düşünmeden hareket etme, öne sürülen iddiaları, nedenleri ve kanıtları araştırmadan kabul Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu, etme, akıl yürütememe, hatalı değerlendirme, Ank ara: MEB Basımevi. düşünce ve çözüm üretememe gibi durumları • OECD (2005). La définition et la gidermede sorgulamanın büyük katkısı vardır. sélection des compétences clés, Résumé,Mep_ Yeni bilgileri daha iyi anlama, hızlı kullanarak int_French 26/08/05 üretme, etkili ve verimli olmanın yolu sorgu• Rocheleau, J. (2000). L’influence du lamadan geçer. Bu nedenle ülkemizde 2004 yılından bu yana uygulanan yapılandırıcı ve béhaviorisme dans la pratique éducative, sorgulayıcı eğitime ilköğretimden üniversite- Université du Québec à Chicoutimi. ye kadar her düzeyde gereken önem verilme• Romainville, M.(2007). Quelques leçons lidir. Bu uygulamalarla sorgulama becerileri de la longue histoire des méthodes actives, les gelişmiş, ülkemizin geleceğine yön verecek Actes du 4. Colloque Questions de Pédagoetkili ve verimli bireyler yetiştirilmelidir. gies dans L’enseignement Supérieur, Presses Universitaires De Louvain : Louvain. Kaynaklar • Tardif, J. (1992). Pour un enseignement • Alamargot, D. (2001). L’acquisition des connaissances. In C. Golder, D. Gaonac’h stratégique : L’apport de la psychologie cogniti(Eds.). Enseigner à des adolescents. Manuel ve.Montréal : Éditions Liques. Ocak 2011 37