MİMARİ TASARIMDA DEPREM FAKTÖRÜ Sevim ATEŞ CAN1, Hilal TUNCER1 1 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Burdur, [email protected], [email protected] ÖZET Bu yazıda, mimari tasarımda deprem faktörünün belirleyici rolü üzerinde durulmaktadır. Öncelikle, zemin özelliğinin önemi vurgulanmakta ve binalar üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkiler kısaca ele alınmaktadır. Yanlış mimari tasarımla binaların depremden zarar görme olasılığı artmaktadır. Bu nedenle bilinçli bir tasarım için, teknik açıdan binanın depreme karşı davranışının iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu amaçla yazıda, mimari tasarım açısından bina formu ve taşıyıcı sistem bakımından uygun olan ve olmayan çözümler vurgulanmaktadır. Ayrıca, deprem etkilerinin ve kısıtlamalarının mimari tasarımda sağladığı fırsatlar ve gelecekte önemli gelişimler gösterecek olan deprem mimarisine doğru günümüzdeki yönelimler örneklerle ele alınmaktadır. Anahtar Kelimeler: Mimari tasarım, deprem, deprem mimarisi EARTHQUAKE FACTOR IN ARCHITECTURAL DESIGN ABSTRACT In this study, it is aimed to demonstrate earthquake effects on architectural design. Firstly, the important of soil feature is emphasized and its negative effects are evaluated briefly. With inappropriate architectural design, possibility of earthquake damage increases. Therefore, building’s reaction to earthquake should be well-known for a conscious design. Solutions which are appropriate and inappropriate in terms of structure and correct building forms in terms of architectural design are discussed. Seismic limitations and effects can also contribute to architectural design and provide new opportunities towards earthquake architecture. Keywords: Architectural design, earthquake, earthquake architecture 1. GİRİŞ Tasarım ve planlama sürecinde, mimarın bilinçli tutumu, yapının depremde nasıl bir dayanıklılık göstereceğinde önemli bir rol oynar. Bu süreçte mimarın, mühendisler ve diğer meslek dallarıyla disiplinler arası çalışması gerekmektedir. Temelden çatıya kadar yapısal olan ve olmayan tüm bileşenleriyle ve malzeme seçimiyle ilgili olarak alınan kararlar binanın deprem etkileri karşısındaki duruşunu belirler. Bu nedenle, mimari tasarımda kritik önem taşıyan tüm konular tasarımcı tarafından iyi değerlendirilmeli ve yorumlanmalıdır. Binanın üzerinde konumlanacağı zemin ile başlayan ve tasarımın diğer aşamaları ile devam eden bu süreçte, üzerinde önemle durulması gereken konular aşağıda sırasıyla ele alınmaktadır. Bunlar: 1.1. Zemin Bina yeryüzünde tek başına yer almaz. Üzerinde konumlandığı bir zemin vardır. Zemin ortamı deprem dalgalarının özelliklerine bağlı olduğundan yapı üzerinde tehlikeli davranışlar oluşturur. Bu nedenle, yapının oturduğu zeminin özellikleri önem taşımaktadır. Yanlış yer seçimi ve yapı-zemin ilişkisinin doğru kurulamaması depremin hasara yol açmasının başlıca sebeplerindendir. Proje aşamasında zemin etütlerinin uzmanlar tarafından dikkatlice yapılması gerekmektedir. Zemindeki olumsuzluklardan dolayı hasara yol açan 3 temel sebep vardır; International Burdur Earthquake & Environment Symposium (IBEES2015) Uluslararası Burdur Deprem ve Çevre Sempozyumu 7-9 May 2015, Mehmet Akif Ersoy University, Burdur-Türkiye http://ees2015.mehmetakif.edu.tr – http://ees2015.maku.edu.tr IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye a. Fay hattı kırılması Şekil 1. St. Andreas /San Francisco) Fay Hattı Üzerinde Konumlanmış Yapılar (duplicious.com) Şekil 2. St. Andreas Fay Hattı Üzerinde Bulunan Hasar Görmüş Bir Yapı (nreionline.com) b. Zeminin zayıf olması Özellikle sıvılaşan zeminler ve eğimli zeminler deprem esnasında yapının hasar görmesine sebep olur. Şekil 3. Sıvılaşan Zeminlerin Yapısı Şekil 4. San Francisco Marina Bölgesinde Zemin Sıvılaşmasından Kaynaklanan Hasar (1989) (pubs.usgs.gov) Şekil 5. Eğimli Araziler ve Yapının Konumlandırılması (FEMA, 2006) 436 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye c. Tsunami Deprem sonrası hasara yol açan sebeplerden birisi de Tsunami’dir. Şekil 6. Tsunami Oluşumu ve Alınabilecek Önlemler (FEMA, 2006). 1.2. Bina Mimar, bina formunu, mekânsal kurguyu ve yapı alt sistemlerini, deprem sırasında doğacak olan yanal ve düşey kuvvetleri taşıyarak ve belirli ölçüde sönümlendirerek zemine aktaran bir taşıyıcı sistem (strüktür) ile bütünleştirecek bir tasarıma yönelmelidir. Bu amaçla, düşey yükleri taşıyan bir strüktürün yanında, depremin doğurduğu dinamik yanal yükleri taşıyarak sönümlendiren ve aktaran ikinci bir strüktürün var olması gerektiğini anlamalı, düşünmeli; bu iki strüktürü tek bir taşıyıcı sistem olarak bina ile bütünlemeli ve bunun için alternatif yaklaşımlar geliştirerek modelleyebilmelidir. Bunu gerçekleştirmek için, mimarın taşıyıcı sistemler, sistemlerin davranışları ve modellenmesi ile mimarlık teknolojisi üzerine bilgi birikimi, görgü ve deneyimi olmalıdır. (Şengezer, 1999) Tasarımcılar ve mühendisler 10 Avrupa Standardını kapsayan ve ortak bir yaklaşım olan Eurocode’un bir şartname olarak depreme dayanıklı yapı tasarımı için çıkarılmış olan Eurocode-8’ini esas almalıdır (Bisch, 2011). 1.2.1 Depremin Bina Üzerindeki Etkileri Binaların Yer Hareketine Tepkisi Şekil 7. Yer hareketine binanın gösterdiği tepki Binalar yer hareketlerine karşı ayakta kalacak bir biçimde düzenlenmelidir. Deprem anında binaların zemin katları daha sabit kalırken üst kotlar atalet momentine bağlı değişkenlik göstererek geriye doğru yaslanmaktadır. Şekilde görüldüğü üzere Yük (F)= Kütle (m)x İvme (A)’ye eşittir. Yani süratle birlikte uygulanan yük orantılı olarak artar (Watson et al., 1999). 437 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Şekil 8 Deprem esnasında yapı sallantının şiddeti ve sıklığına, bina yüksekliğine, kütleye, kesit alanına ve ilgili faktörlere bağlı olarak sarkaç şeklinde hareket etmeye başlar. Dalga Hareketinin Strüktürel Harekete Etkisi Deprem boyunca zemin kendi kendine birçok yöne doğru hareket ederken, üst katlar ana hareketi dengeleyecek şekilde hareket etmeye, denge kurmaya ve kopmayı önlemeye çalışır. Karışık sehim hareketleri binanın her türlü titreşime tepki vermeye çalışmasının sebebidir. Deprem hareketlerinin ne sıklıkta olacağını tahmin etmek kolay olmadığından yapının depreme karşı belli bir tepki vereceğini düşünmek en belirgin tasarım hatalarından biri olarak kabul edilebilir. Çeşitli deneyimler sonucunda deprem hareketlerinin çeşitli yönlerde, sıklıkta ve büyüklükte ortaya çıkmış olduğu görülmüştür. Yani teorik olarak strüktürlerin depreme tepkisinin hissedilen harekete, çeşitli uzunluklardaki titreşim periyotlarına, farklı katlardaki kütle ağırlıklarına ve titreşim sönümlemelerine bağlı olarak değişeceği söylenebilir (Watson et al., 1999). Şekil 9. Dalga hareketinin etkisi Binanın Yatay Hareketleri Yatay hareketler/yer değiştirmeler tüm katlara eşit şekilde veya seviyede etki etmeyebilir. Bu da deprem esnasında bir katın farklı bir yöne, diğerinin zıt yöne hareket etmesine sebep olabilir. 438 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Şekil 10. Yatay hareketler karşısında binanın durumu (Watson et al., 1999). 1.2.2 Depreme Dayanıklı Bina Formunun Oluşturulması Hemen hemen tüm binalar bükülebilen ve bükülemeyen malzemelerin kombine edilmesiyle yapılandırılır. Hatalı birleşimler binanın yükünü de etkileyeceği için deprem performansını da etkiler. Binanın yapısal elemanları bütün bir çerçevenin parçaları olarak birbiriyle bağlantılı biçimde tasarlanmalıdır. Örneğin, birbirine bağlanan bu çerçeve düzenini bozacak bir şekilde farklı yapı malzemeleri kullanmak negatif bir yaklaşımdır. Bina Yüksekliği Bina, deprem dalgalarının yoğunluğuna bağlı olarak belirli bir periyot (sismik dalganın bir çevrim yapması için gereken saniye cinsinden zaman süresi) süresince etkilenir. Yükseklik deprem esnasında bu süreleri değiştirebilen ana etkenlerden biridir. Yapılar titreşime, kat yüksekliğine bağlı olarak, farklı modlarda cevap verirler (Şekil 11). Deprem için etkili olan ilk tepkimedir (çok yüksek katlı yapılar hariç). Strüktürel sistem, malzeme ve geometrik oranlar da periyodu etkileyen faktörlerdir. Bina ve zemin periyodunun çakışmasından ise büyük hasarlara neden olan “rezonans” oluşur (FEMA, 2006). Şekil 11. Bina Yüksekliğine Bağlı Olarak Değişen Periyotlar (FEMA, 2006). Şekil 12. Titreşim Modları (FEMA, 2006) Zemin Katın Önemi; Yumuşak ve Zayıf Kat ile Kısa Kolon Yapılarda katlar arasındaki süreksizlik deprem esnasında negatif tepkimelere sebep olmaktadır. Eurocode 8 yönetmeliğine göre düşey ve yatay taşıyıcı çerçeve ve yüzeylerde süreklilik sağlanmalıdır. Özellikle açık planlanan zemin ve ilk katlar zayıf katların oluşmasına ve yapının sismik güçler altında etkisiz kalmasına sebep olur (FEMA, 2006). Yumuşak katın oluşması, hem mimari çözüm arayışı hem de kullanım amaçlarının bina şekline yansımasından kaynaklanabilir. Özellikle giriş katları yer kazanmak veya saydamlığı artırmak için rijitliği sağlayan perde duvarlardan yoksun bir şekilde yapılandırılmaktadır. 439 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Şekil 13. Zemin Kat Yüksekliğinin Artmasıyla Yumuşak Kat Oluşması ve Alınabilecek Önlemler Yumuşak Kat; Kolon Eklemek Çapraz Bağlantı Elemanı Eklemek Cephede Payanda ile Desteklemek gibi önlemlerle depreme dayanıklı hale getirilebilir (FEMA, 2006). Kısa Kolon Yapının 3. boyuttaki oranının bozulmasına sebep olan faktörlerden birisi de kısa kolondur. Kolonun bükülmezliği yaklaşık olarak kolon uzunluğunun karesi olarak hesaplanmaktadır ve örnekte görüldüğü gibi kısa kolon uzun kolonun yarısı olmasına rağmen 8 katı yük taşımaktadır. Şekil 14. Kısa Kolon Problemi (FEMA, 2006) Şekil 15. Dolgu Duvar Sebebiyle Kısa Kolon Oluşumu ve Sebep Olduğu Hasar (FEMA, 2006) 440 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Güçlü kiriş zayıf kolon Şekil 16. Otopark strüktüründe zayıf kolon güçlü kiriş durumundan oluşan hasar, Los Angeles depremi, 1987 (pinterest.com). Asimetrik Plan Formunun Sebep Olacağı Olumsuzluklar Deprem esnasında titreşim tüm yönlerden geldiği ve her elemana eşit zamanlı olarak etki ettiği için “en mantıklı” çözüm plan ve cephede simetrik bir yaklaşım izlemektir; böylece binanın her yönden yüke karşı dayanımı artacaktır. Fakat tasarım yapılacak alan, fonksiyonel gereklilikler ve estetik algısı formu değiştirmektedir (Watson et al., 1999). Şekil 16: L ve T Plan Formlu Yapılarda Dönme Asimetrik plan formuna sahip L ve T plan formlu bu binalarda kanatlar deprem yüküne bağlı olarak farklı yönlere hareket edebilirler. Şekil 17. Bükülme-Bükülmezlik Farklılığının Sebep Olacağı Dönme Strüktür bir bütün halindeyse, burulma-bükülme gözlenir. Bükülme-bükülmezlik özelliği bir bölümde diğerinden farklı ise sağ örnekte olduğu gibi flexible parça güçlü parça etrafında dönecektir. 441 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Depreme dayanıklılıkta etkili olan yalnızca simetrik plan formuna sahip olmak değildir. Üst katları alt katlarından fazla metrekareye sahip yüksek yapılarda dikey ivmelenmeden dolayı benzeri eğilme durumu gözlenir. Yapının bükülmezliği bölümden bölüme farklı olacağından kule ve geniş alanlı katlar arasında yer değiştirme görülebilir (Watson et al., 1999). Eurocode 8’e göre de yatayda ve düşeyde karmaşıklık (sürekli fakat farklı kütlelerden oluşan bina formları) simetriyi, dolayısıyla deprem esnasındaki tepkimeyi olumsuz etkilemektedir (Şengezer, 1999). Şekil 18: Katlardaki Metrekare Farklarının Sebep Olacağı Hareketlenmeler Şekil 19. L Plan Formlu Yapıda Ayrışma (FEMA, 2006). 442 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Şekil 20. L Plan Formu için Çözüm Önerileri (FEMA, 2006) Şekil 21. Yapı Plan Formları ve Oluşabilecek Hasarlar Strüktürel Sistemi Birbirine Bağlamanın Gereksinimi Tasarım sürecinin başında, taşıyıcı sistem oluşturulurken sistemi oluşturan elemanların birbiriyle olan ilişkisi bir çerçeve sistem ile sağlanmalıdır. Eğer bina sistem olarak bir bütün değilse, yapısal elemanlar birbirine bağlanmamışsa her bir eleman depreme bireysel tepki verecektir ve bu da en dayanıksız birimin yıkımıyla sonuçlanacaktır. Örneğin taş yapılarda katlar duvarlara gerektiği gibi bağlanmamışsa, duvarlar katlardan bağımsız hareket eder ve çökmeler oluşur. Yapının fiziksel dayanımını sağlayabilmek için tasarım izin verdiğince her bir eleman diğerine olması gerektiği gibi bağlanmalıdır. Bu da yeterli bağlarla, düzenli detaylandırmayla ve dikkatli inşa ile mümkündür (Watson et al., 1999). Çerçeve oluşturulurken kolon-kiriş düzenlemesi dikkatlice yapılmalıdır. Ülkemizde, çerçevenin kapanmayarak kirişlerin kiriş üzerine oturtulması gibi yanlış uygulamalara çok fazla rastlanmaktadır. Bitişik Nizam Binaların Depremdeki Hareketi Deprem kuvvetine her bina kendi başına cevap verir. Binanın orijinal dikey pozisyonundan ortaya çıkan yatay hareket drifttir (Watson et al., 1999). Her bir bina bireysel sarkaç gibi hareket eder ve birbirleriyle çarpışan binalarda ciddi hasarlar meydana gelir. Eurocode 8’de bahsi geçen önemli faktörlerden birisi de bina salınımlarının çevresini en az etkilemesini sağlayacak donatıların kullanılmasıdır (Bisch, 2011). Bitişik kütleler arasında salınım derzlerinin bulunmaması ve salınımları artıracak formların kullanılması deprem esnasında olumsuz durumlar oluşturacaktır (Şengezer, 1999). 443 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Şekil 22. Bitişik Nizam Binaların Deprem Sonrasındaki Durumu (megainsaatvemimarlik.files.wordpress.com). Yapısal Olmayan Elemanlar Depremlerde, yapısal olmayan elemanların davranışı da önem taşımaktadır. Balkon çıkmaları, saçaklar, parapetler, küpeşteler, güneş kırıcılar, heykeller, levhalar, çiçeklikler ya da iç mekanlardaki asma tavan, merdiven gibi elemanlar tasarımda sismik güçlere dayanabilecek kapasitede tasarlanmalı ve konumlandırılmalıdır (Watson et al., 1999). Malzeme ağırlıkları da hesaba katılmalıdır. Giydirme Cephe Tasarımı Eğer giydirme cepheler kattan kata bağlanmışsa depremin etkisi daha az olur. Katlara saplanmış ve çıkmış bir biçimde yapılmışsa çok daha fazla etkilenir. Tasarımda yüklerin her zaman bütüne paralel olmayacağı göz önünde bulundurulmalı ve asıl hareketin yapıda makas kuvveti, esneme ve kırma gibi etkilere yol açabileceği bilinmelidir (Şekil 23) (Watson et al., 1999). Şekil 23. Giydirme cephenin deprem esnasındaki hareketi Çıkma Elemanlarının Yer Değiştirmesi Doğaları gereği çıkmalar çerçevede birleşim yerinden abartılı bir şekilde dönmeye meyillidir (Şekil 24). Kontrolsüz bitim noktaları dikeyde kopmalara yol açabilirler. Çıkmalı yapılarda çoğunlukla duvar elemanlarının düşmesiyle veya cam kırılması sebebiyle güvenlik tehlikeye girebilir (Watson et al., 1999). 444 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Şekil 24. Çıkmaların deprem esnasındaki hareketleri 3. DEPREM ETKİLERİNİN MİMARİ TASARIMDA SAĞLADIĞI FIRSATLAR ve DEPREM MİMARİSİNE DOĞRU YÖNELİM Birçok ilgi çekici mimari form ve yaklaşımlar, İspanya, Fransa, Almanya, Avusturya, İngiltere, Hollanda, ve Amerika’nın bir bölümü gibi deprem faktörünün önem taşımadığı yerlerde gerçekleştirilmiştir. Buna karşılık deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde bu faktör, tasarımın ilk aşamasından itibaren büyük önem taşımak zorundadır. Ancak bu durum, birbirinin aynı-tek tip tasarımların ortaya çıkması anlamına gelmez. Özellikle “deprem mimarisi” adı verilen yaklaşım, özellikle son 50 yıldır strüktür – cephe düzeni ve iç mekan elemanları arasında birbiriyle ilişkili oldukça etkili görsel çözümler sunmaktadır. Mimar ve mühendisin koordinasyonlu çalışması bu sonuçlarda büyük rol oynar (Charleson ve Taylor, 2000). Yatay ve Düşey Kuvvet Taşıyıcı Sistemler; Çapraz Elemanlarla Destekleme Şekil 25. Çapraz destekli kule, Wool House, Wellington, House, (Charleson ve Taylor, 2000) Şekil 26. Sismik (ortada) çerçeveler ve yerçekimi (iki yanda) moment dayanımlı çerçeve arasındaki farklılıklar, Castrol (Charleson ve Taylor, 2000) 445 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Şekil 27. Tekerlekli merdiven mafsalı, IRD Building, Wellington (Charleson ve Taylor, 2000) Şekil 28. Union House amortisörleri, enerji sönümleyen sistem, Auckland (Charleson ve Taylor, 2000) Cepheler, sismik direnç sistemlerini ifade etmede tasarımcılara fırsatlar sunar. Yapı strüktür elemanlarının görsel olarak sergilenmesi tasarımda zarif bir farklılık oluşturabilir ve kent görünümüne olumlu bir katkıda bulunabilir. Metaforik yaklaşımlar Şekil 29. Bir metafor olarak deprem, Nunotani Office Building, Peter Eisenman, Tokyo, 1998 (pinterest.com) 4. SONUÇ Görülüğü gibi, deprem konusunda strüktür tasarımı kadar doğru mimari tasarım da büyük önem taşımaktadır. Bir bina depreme karşı tüm elemanlarıyla eğilme, bükülme ve kopmayı engelleyebilecek bir biçimde tasarlanmalı başka bir deyişle esnek fakat sabit kalabilecek bir sistem olmalıdır. Deprem esnasında ortaya çıkan hasarlar hayatlarımıza çok büyük etki edecek olaylardır. Dolayısıyla mimar öncelikli olarak depreme dayanıklı ve can güvenliği sağlayacak bir yapı tasarlamayı hedeflemelidir. Hedefler şöyle özetlenebilir; - Önceliği can güvenliğine vererek çeşitli bina elemanlarını temel planlama ve tasarım ilkeleriyle bütünleştirmek, Kurallara uygun bir planlama yaparak ve gerekli tasarım değişkenlerini dikkate alarak binanın deprem performansını maksimuma çıkarmak. 446 IBEES2015, 7-9 May 2015 Burdur-Türkiye Depreme dayanıklı yapı tasarımının ortaya çıkardığı deprem mimarisi alanında gelişmenin arttırılması için düşey ve yanal kuvvetleri stabiliteyi bozmadan sönümleyerek zemine aktaran ve tasarım ile bütünleşen taşıyıcı sistem olasılıklarının geliştirilmesi ve bunların grafik modellemelerinin yapılması, uygun detay çözümü, malzeme ve işçiliğin sağlanması ve bu konularda ilgili meslek gruplarının bilinçli ve titiz çalışmaları konunun kritikliği açısından büyük önem taşımaktadır. KAYNAKLAR Bisch, P., 2011. Eurocode 8: Seismic Design of Buildings Worked Examples. JRC Scientific and Technical Reports, Lisbon. Charleson, A., W., and Taylor, M., 2000. Towards an Earthquake Architecture. 12th World Conference on Earthquake Engineering, New Zealand. FEMA, 2006. Designing for Earthquakes, A Manual for Architects. US Department of Homeland Security, Washington DC. Şengezer, S.B, 1999. 13 Mart 1992 Erzincan Depremi Hasar Analizi ve Türkiye’de Deprem Sorunu. Y.T.Ü. Basın Yayın Merkezi, İstanbul. Watson, D., Crosbie, M., J., and Callender, J., H., 1999. Time Saver Standards for Architectural Design Data. The Reference of Architectural Fundamentals. The McGraw-Hill Companies Inc., USA. Şek. 1: http://duplicious.com/wordpress/wp-content/uploads/2010/01/sf1.jpg Şek. 2: http://nreionline.com/site-files/nreionline.com/files/archive/nreionline.com/images/Chileapartments-quake_big.jpg Şek. 4 http://pubs.usgs.gov/; Progress Toward a safer Future Since the 1989 Loma Prieta Earthquake Şek.16 https://www.pinterest.com/mcsherry29/shake-it-up/ Şek. 22: https://megainsaatvemimarlik.files.wordpress.com/2009/08/42.jpg?w=350&h=284 Şek. 29: https://www.pinterest.com/eve550/peter-eisenmanarchitect/ 447