manyetik rezonans(mr)

advertisement
MANYETİK REZONANS(MR)
Çalışma mantığı:
İnsan bedeni yüksek şiddette bir sabit manyetik alanın içine sokulur
böylece serbest iyonların hepsi manyetik alan yönüne göre döner.
Sonra ikinci bir manyetik alan ilk sabit manyetik alana dik uygulanır
ve serbest iyonlar bileşke yönde dönerler sonra ikinci manyetik alan
kesilince iyonlar eski pozisyonlarına dönmek için kuantum
paketçikleri* yayarlar. geri dönme sureleri ise içinde bulundukları
dokudaki serbestliklerine göre değişir (genelde etken faktör dokunun
yumuşaklığıdır). bu paketcikler alınarak fftden geçirilir ve resim
oluşturulur. Bu yöntemle herhangi bir dokudan kesit görüntü
alınabilir.
Manyetik rezonans (MR) BT gibi kesit alma temeline
dayanan tomografik bir görüntüleme yöntemidir MR aygıtında da BT
ye benzeyen elemanlar bulunmakla birlikte, fiziksel temelleri BT den
çok farklıdır MR incelenmesinde, BT deki gantrinin bir benzerinde
kullanılır, ancak bu gantri bütün hasta vucudunu içine alacak
ölçülerdedir. Bunun yanı sıra gantri içersinde çok güçlü bir manyetik
alan oluşturulur. Görüntüleme temeli bu güçlü manyetik alan içersine
yerleştirilmiş bir organizmada gerçekleşen atomik-moleküler
düzeydeki etkileşimlere dayanmaktadır. Burada elde edilen veriler
daha sonra bilgisayarlarda değerlendirilir ve görüntüleme ünitesinde
de resimlere dönüştürülür .
Manyetik rezonans olayı ilk kez 1940-1950 li yıllarda
gözlenmiştir. O dönemlerde kimyacıların karmaşık kimyasal
bileklerin analizi için kullandıkları bir yöntem olarak sınırlı kalmıştır.
Yöntemin görüntülemede kullanılabileceği 1970 li yıllarda anlaşılmış
ve hızla geliştirilerek tıbbi pratik içerisinde yerini almıştır.
MR AYGITI
MR ayğıtı birbirleriyle uyum içersinde çalışan 3 temel alt birimden
oluşur.bunlarda ilki kesit görüntülerine temel olan bilgilerin elde
edildiği gantri diğerleri bilgisayar ve görüntüleme alt birimleridir. BT
de kullanılan bilgisayar ve görüntüleme ünitelerinin benzerleri MR
aygıtında da bulunmaktadır. Ancak MR bilgisayarlarında görüntü
oluşturmak üzere kullanılan programlar ve algoritmalar, BT de
kullanılanlardan çok farklıdır. Bununla birlikte, yapımsal olarak MR
nin BT aygıtından en önemli ayırt edici özelliği gantridir.
GANTRİ
MR aygıtında kullanılan gantri hasta vücudunu hemen hemen
tümüyle içersine alan uzun bir tünel şeklindedir. Son yıllarda kısmen
açıklığı olan ve daha kısa tünel şeklinde olan modüller üretilmiştir.
1,5 T Emar Manyetik Rezonans
Bilgisayarlı Tomografi
Hasta
inceleme öncesinde masaya yatırılıp gantri içersine yerleştirilir
inceleme süresince hasta ve hasta masası sabittir ve kesit alma
işlemleri sırasında hareket ettirilmezler.gantri ünitesi temel olarak iki
alt birimden oluşur. Magnet ve bobinler
MAGNET
MR aygıtındaki gantri ünitesinin en önemli elemanı mıknatıstır.
Kısaca magnet diyeceğimiz bu elamanın işlevi gantri içersine
yerleştirilen organizmada görüntüleme için yeteli manyetizasyonu
yarata bilecek düzenli, ve göçlü bir alan oluşturmaktadır. Manyetizma
farklı teknolojik yöntemlerle oluşturulabildiğinden MR aygıtlarından
farklı özellikte magnetler kullanılabilmektedir. Elde edilebilecek
manyetik güç kullanılan magnetin cinsine göre önemli farlılıklar
gösterir. MR ayğıtında manyetik alanı farklı yöntemlerle elde eden
süperkondüktiv, rezistiv permanent (daimi) ve elektromağnetler ile
birden fazla yöntemi kombine eden hibrid kullanılabilmektedir.
Süperkondüktiv magnetler
En yüksek manyetik alan gücünün elde edilebildigi mağnet tipidir. Bu
magnetler gantrinin çevresini saran bobin şeklinde iletken tellerden
oluşur böyle bir bobinden elektrik akımı geçirildiğinde çevresinde bir
manyetik alan oluşturmaktadır MR’dagüçlü bir manyetik alan
oluşturabilmek için çok fazla elektrik akımı gerekir. Diğer yönden
elektrik akımına karşı gösterdikleri direnç nedeniyle iletkenler giderek
ısınırlar. İletken ısısının yükselmesi direncinin daha çok yükselmesine
ve dolaysıyla ısının çok fazla artmasına neden olur. Bu kısır döngü
nedeniyle tellerden yeterince elektrik akımı geçirmek mümkün olmaz.
Süperkondüktiv mağnetlerde iletkenler elektrik akımına sıfır direnç
gösterdikleri (süper iletkenlik hali) çok düşük sıcaklık derecelerinde
bulundurulurlar. Bu amaçla –269’C de sıvı halde bulunan helyumdan
yararlanılır. Kriyostat adı verilen ve içersinde sıvı helyum bulunan
üniteler bobin tellerinin süperiletken olabildikleri düşük sıcaklık
seviyelerini sağlar. Böylece iletkenlerden çok fazla elektrik akımını
geçirilerek yüksek manyetik alan güçleri sağlanabilmektedir.
Mağnetlerin cinsine göre gantri içersinde oluşan manyetik alan yönü
değişir. Bu tipteki mağnetlerde manyetik alan yönü hastaya paraleldir.
Manyetik alan gauss birimiyle ifade edilir ve 10000 gauss bit tesla ya
(T) eşittir. Günümüzde klinik kulanım amacıyla 2 tesla ya ulaşan
mağnetik güçte MR aygıtlarla üretilmekle birlikte deneysel amaçlı
aygıtlarda daha yüksek mağnetik alajn güçleri sağlana bilmektedir.
Rezistif magnetlerde
Süperkodüktif mağnet prensibini kullanmakla birlikte kriyostat
sistemi yoktur. Bu nedenle ısınma çok büyük problem oluşturur ve
yüksek alan güçleri sağlanamaz. Rezistiv magnetlerde manyetik alan
yönü hastaya paraleldir.
Permanent magnetler
Diğer bir mağnet cinsidir. Elektriksel bir manyetik alan
oluşturulmasına ihtiyaç göstermeden doğal ve sürekli manyetik alan
gücü sağlar.permanent mağnetlerde yüksek alan güçlerine ulaşmak
mümkün değildir. Manyetik alan gücü mağnetin ağırlığı ile orantılı
olarak artar. Eski sistemlerde 0.3 tesla gücündeki mağnetlerde bu
ağırlık 100 ton kadardır. Günümüzde geliştirilen yeni alaşımlardan
dolayı daha düşük ağırlıklı permanent mağnetler yapıla bilmektedir.
Elektromağnetler
Merkezinde demir bir çekirdek çevresinde bobin sistemleri bulunan
mağnetlerdir. Elektromağnetlerde bobinlerde elektrik geçirildiğinde
mıknatıslık özelliği gösteren akımın kesilmesiyle bu özelliğini yitiren
yumuşak bir demir çekirdek bulunur. Bu tip mağnetlerde yaklaşık 0.4
T ya ulaşan manyetik alan güçleri elde edilebilmektedir. Permanent ve
elektromağnetlerde elde edilen mağnetik alan hastaya diktir.
BOBİNLER(SARGILAR)
Gantri içersindemagnetin yanı sıra iletken tellerden oluşturulmuş
bobinler bulunur. Bunlar mağnetik iç tarafından gantri boşluğuna
doğru sırayla shim, gradient ve RF sargılarıdır.
Shim sargıları
Manyetik alanın daha düzenli olmasını sağlamak için kullanılan
sargılardır. Ana mağnetin oluşturduğu manyetik alanda lokalize
düzensiz ve inhomojen alanlar bu sargılarla dengelenir
Gradient sargılar
Özellikle kesit oluşturma sırasında dış manyetik alanda değişiklik
yapmak üzere kullanılırlar. Gradient sisteminin üç ayrı düzlemde de
etki gösterebilmesi amacıyla üç farklı sargı vardır ve her birisi x,y,z
koordinatlardan sadece birini kontrol eder.gradient sargılar bilgisayar
kontrolü altında biri veya bir kaçı birden çalıştırılarak ana magnetik
alanda çok kısa süreli değişiklikler oluşturulur (saniyenin binde biri
seviyelerinde)
RF Sargılar
Görüntülenecek dokuları uyarmak ve sinyal kaydı amacıyla kullanılır.
Bu amacıyla kullanılır. Bu amaçla iki farlı tipte RF sargısı
kullanılabilmektedir. Birinci tepki sargılar hem inceleme alanındaki
dokuları uyaracak sinyalleri günderip hemde sinyal toplayıcı olarak
kullanılabilen özellikte ikinci tipdekiler ise incelenecek vucut
yüzeyine yerleştirilen ve sadece dokudan gelen sinyalleri toplayan
antenler şeklindedir.
BİLGİSAYAR VE GÜRÜNTÜLEME
ÜNİTESİ
MR aygıtındaki bilgisayar ünitesi BT ünitesinde kullanılanların bir
benzeridir. RF(anten) sargılarında saptanan sinyallerin görüntüye
dönüştürülmesi için gereken matematiksel işlemlerin yapıldığı
birimdir. Matematiksel işlemler sunucu elde edilen bilgiler daha sonra
görüntüleme ünitesinde ekran yada film üzerinde izlene bilecek
şekilde resimlere dönüştürülür.
MANYETİZASYON
Bildiğimiz gibi atom çekirdeği protonlardan ve nötronlardan
olaşmaktadır. Atomik parçacıkları incelediğimizde proton nötronların
kendi çevrelerinde bir dönüş hareketi yaptığını görürüz (spin
hareketi). Elektriksel yük taşıyan partiküllerin spin hareketleri
çevrelerinde manyetik bir alan oluşturmakta ve herbiri küçük birer
mıknatıs gibi davranmaya başlamaktadırlar. Yüklü partiküllerin dönüş
hareketinin yönü üretilen manyetik alanın yönünü belirlemekte ve
çevrelerinde dipol özelliği taşıyan (N ve S kutupları olan ) manyetik
vektörler oluşmaktadır. Artı yükleri nedeniyle protonların kendi
çevrelerindeki dönüş hareketi demanyetik bir alan oluşturur. Atom
çekirdeğinde bulunan ve spin hareketi yapmakla birlikte elektriksel
yükü olmayan nötronların çevrelerinde manyetik bir alan
oluşturamayacakları düşünülebilir. Ancak nötronlar kendilerini
oluşturan atomaltı parçacıkların taşıdıkları yüklerden dolayı zayıf
olmakla birlikte çevresel bir manyetik alan üretirler. Proton ve
nötronların dönüş yönleri rastgele ve dağınık olup belirli bir düzen
göstermez. Farklı yönlerde dönüş yapmaları nedeniyle oluşturdukları
manyetik alanlar da farlı yönlerde olacaktır. Her bir protonun
oluşturduğu farklı yöndeki manyetik alanla nötralize olur. Bu durum
nötronlar için de geçerlidir.bu nedenle çekirdeklerinde çift sayıda
proton ve nötron taşıyan atomlarda net bir manyetik güç oluşamaz.
Bunun dışındaki kombinasyonlarda (tek sayıda protonla birlikte tek
veya çift sayıda nötron tek sayıda nötron ile birlikte tek veya çift
sayıda proton) atom seviyesinde net manyetik güçler oluşur. Hidrojen
çekirdeğinde tek bir proton bulunan nötron içermeyen ve kütlesine
oranla en yüksek elektriksel yüke sahip elementtir. Bu nedenle
kütlesine oranla en güçlü manyetik alanı oluşturan element
hidrojendir. Hidrojen dışında sodyum(12 proton 11 nötron ) fosfor(16
proton 15 nötron) gibi bir çok elementin çevresinde de manyetik alan
oluşur. Ancak hidrojenin vücutta çok miktarda bulunması ve yüksek
manyetik momenti nedeniyle MR da görüntü oluşturmak için hidrojen
atomunun özelliklerinden yaralanılır.
N
S
N
S
Spin hareketi yapan yüklü bir parçacık çevresinde bir manyetik alan oluşturularak N-S
kutupları olan çubuk bir mıknatıs gibi davranır
Doku Manyetizasyonu
Normal koşullarda dokulardaki protonlar (hidrojen atomları) rasgele
yönlerde dönerler dolaysıyla oluşturdukları manyetik dipoller de
rasgele yönleri gösterecek şekilde dağılmıştır. Birbirine zıt yöndeki
dipoller bir diğerinin etkisini karşılıklı olarak nötralize edeceğinden
sonuçta dokuda net bir manyetizasyon oluşamaz. Eğer doku güçlü bir
dış manyetik alan (Bo) etkisine sokulacak olursa protonlar dönüş
yönlerini dış manyetik alan doğrultusunda yada ona ters yönde
manyetik alan üretecek şekilde değiştirmeye zorlanırlar.
Dış manyetik alan gücü ile orantılı olarak paralel dizilim
gösteren proton sayısı artar. Paralel dizilim gösteren protonların
manyetik vektörleri ters yönde dizilim gösteren protonların dipol
etkileri ile nötralize olacağından dış manyetik alan yönünü gösteren
çok az sayıda nötralize edilmemiş paralel dipol kalacaktır. İşte bu
farklılık dokuda net bir manyetizasyon sağlar.çok küçük olduğu
sanılabilecek bu fark bir cm3 dokuda 10 üzeri 19 hidrojen atomu
bulunduğu düşünüldüğünde çok büyük sayılara olaşılır. Olaşan net
manyetik alan ğüç bir vektör olarak tanımlanır ve M olarak ifade
edilir. Dokunun net manyetizasyon vektörü dış manyetik alana paralel
ve ona oranla çok küçük olmakla birlikte MR incelemesini mümkün
kılan temel fenomendir.
z
Bo
y
x
manyetik bir alan içersine yerleştirilen protonlar kendi ekseni çevresindeki spin hareketi
yanısıra manyetik alan yönü çevresinde topaç gibi bir dönme hareketi yaparlar.
Protonların manyetik dipolleri dış manyetik alan etkisiyle
ortaya çıkan bir hareket nedeniyle stabil değildir. Dipoller Bo
vektörüne tam bir paralellik göstermez ve Bo çevresinde topaç benzeri
bir hareketle salınırlar(şekilde olduğu gibi). Bu salınım hareketi
presesyon adını alır. Presesyon hızı(frekansı) bir saniye içersinde
yapılan presesyon hareketinin sayısı olarak tanımlanır ve dış manyetik
alanın gücü ile doğru orantılı olarak artar ( şekilde olduğu gibi )
Bo
Bo
B
Presesyon hızı larmor denklemi adı verilen bir formülle ifade
edilmiştir.
Wo=Bo*Y
Bu formülde wo salınım (presesyon) frekansını Bo dış manyetik
alanın gücünü(gauss cinsinden) ifade eder.Y giromanyetik bir
sabittedir ve farklı atomlar için farklı değerler alır. Formülde de
görebileceğimiz gibi dışmanyetik alan gücüne ve atoma has sabit bir
çarpan değerine bağlı olarak herbir atom belirli bir frekansta
presesyon yapar. Bu frekans 1 tesla gücünde bir manyetik alan
içerisindeki hidrojen atomu için 42.560.000Hz iken 1.5 Teslada
63.840.000Hz değerini alır (tablo a:) bu frenkans hidrojen atomunun
rezonansta olduğu özel bir değeri ifade eder ve larmor frekansı olarak
adlandırılır. Ladmor frekansı farlı atomların farklı giromanyetik
sabittelerinden dolayı farlı değerindeki manyetik alan içersinde fosfor
31 atomu için bu değerler sırasıyla 17.200.000Hz ve 25.800.000Hz
olacaktır. Larmor frekansı özel bir frekans olmasının yanı sıra sonraki
bölümlerde açıklayacağımız manyetik rezonans olayının
gerçekleşmesini sağlayan enerji aktarımlarımda çok önemli bir yere
sahiptir.
Presesyon yapmakta olan atomları özel bir radyorekans dalgası(RF
sinyali) ile uyarmak ve enerji aktarımını yapmak mümkündür. Uyarıcı
RF dalgasının frekansı presesyon frekansına eşit olduğundan (larmor
frekansı) atomlar etkileşerek enerji transferini
gerçekleştirebilmektedir. Farlı atomların presesyon frekanslarının da
farlı olması nedeniyle RF dalgasının frekansını ayarlanarak manyetik
alan içersinde istediğimiz atomları uyarabiliriz.(hidrojen fosfor
atomları gbi) RF dalgası ile uyarılan atomlar daha yüksek bir enerji
düzeyine geçerler. RF dalgası kesildikten bir süre sonra aldıkları
enerjiyi çevrelerindeki diğer atomlara geri vererek manyetik alan
içersindeki eski konumlarını almaya çalışacaklardır. Protonlar sahip
oldukları enerji fazlasını ortama aktarırlar iken bir RF sinyali oluşur.
Alıcı sargılarda saplana bilen bu RF sinyali yine larmod
frekansındadır. İşte bu süreç yani protonların RF dalgası ile uyarılarak
dönüş yönlerinin değiştirilmesi ve ardından ortama enerjilerini
aktararak eski dönüş konumlarına dönmeleri manyetik rezonans
olarak adlandırılır. RF dalgası radyo istasyonlarının kullandıkları
frekans spektrumu içersinde kalan ve insan vücudunu penetre
edebilme özelliğinde elektro manyetik bir ışınım türüdür. Bu dalgalar
elektrikle çalışan bir çok aygıtta da öretilir. Hareketli magnetik
özellikte araçlarla (asansör otomobil vb.) birlikte dış kaynaklı RF
dalgaları mağnetin homojenitesini bozarlar ve dokudan salınan
sinyalleri etkileyerek sağlıklı görüntüler elde edilmesini engellerler.
Bu nedenleMR gantri odası dış manyetik etkiler ve RF dalgalarına
karşı izole edilir.
Tabloda belirtilen atomların farlı manyetik alan güçlerinde larmor frekansı
Bazı atomların farlı manyetik güçlerinin larmor frekansı
0.3T.
H1
C 12
12.77
3.21
0.5T.
21.28
5.35
1.55
1 T.
42.56
1.5T.
63.84
10.7
16.05
3.1
4.65
2T.
85.12
21.4
N 14
0.93
Na 23
3.38
5.63
11.26
16.89
22.52
F 19
12.03
20.5
40.1
60.15
80.2
P 31
50.16
8.6
17.2
25.8
6.2
34.4
MR SİSTEMİNDE EMNİYET
MR incelemesi sırasında hasta birden fazla manyetik etki altında kalır.
Günümüze değin yapılan incelemelerde mağnetik alanın önemli bir
yan etkisi saptanabilmiş değildir ancak manyetik alanın kesinlikle
zararsız olduğunu söyleye bilecek bilimsel veri de yoktur.yapılan
bilimsel araştırmalarda manyetik alanların canlı organizmalar üzerinde
çeşitli yan etkileri olduğu saptanmıştır.
MR incelemesi yapılan bir kişi ana magnetin oluşturduğu statik bir
manyetik alan yanı sıra grandient sargıların çalıştırmaları sonucu
değişken manyetik etkilerle de karşılaşır. Ayrıca kullanılan RF
pulsları da organizma üzerinde etkili olabilmektedir.
STATİK MAGNETİK ALAN ETKİSİ
Faradayın elektromağnetik indüksiyon yasalarına göre manyetik
alan içerisinde hareket eden iletkenlerde elektrik akımı oluşur kan
elektrik akımı için bir iletkendir. Bu nedenle statik manyetik alan
içersindeki kan akımı elektriksel bir potansiyel oluşturur. Bu elektrik
akımı 2.5 tesladan daha küçük manyetik alanlarda kalbi uyara bilecek
seviyelerde olmamakla birlikte EKG de T dalgası değişiklikleri
oluştura bilmektedir. Meydana gelen bu elektrik potansiyeli 2.5
tesladan daha kuvvetli manyetik alanlarda kalp kasını uyara bilecek ve
aritmiye neden olabilecek güçtedir EKG de oluşan bu değişiklikler
manyetik alan etkisinden çıkınca geri dönmektedir.
Santral sinir sistemi hücreleri olan nöronlar manyetik alan
içerisinde elektriksel olarak uyarabilir. Yapılan çalışmalar 2 T
altındaki sistemlerde nöronlarda önemli bir biyoelektriksel değişiklik
olmadığını göstermekle birlikte 3-4 T sistemlerde baş ağrısı, baş
dönmesi,bulantı, ağızda metalik tat ve gözde ışık çakmaları şeklinde
yan etkileri oluşabildiği bildirilmiştir.
Statik manyetik alan biyolojik etkiler dışında potansiyel olarak zarar
verme riski taşır. Metalik objeler (makas,bistüri vb.) güçlü manyetik
etkilerle yerinde fırlayarak inceleme odası içersindekilere zarar
verebilir. Bu tür objelerin oda içersinde bulunmamasına dikkat etmek
gerekir. Acil durumlarda hastaya resüsitasyon (canlandırma
müdahalesi) gerekiyorsa manyetik olmayan malzemeler kullanmalı
yada kasta zaman kaybetmeden magnet odasından çıkarmalıdır.
İnceleme odasında ferro manyetik maddelerden yapılmış sedye serum
askısı vb. gibi tıbbi malzemeler bulunmamalıdır.
GRADİENT ALAN ETKİLERİ
Faraday yasalarına göre manyetik alan güçlerindeki değişme de
elektrik akımları oluşturur. Bu tip akımlar dokularda özellikle kas ve
sinirlerde biyoelektriksel etkilerde bulunmaktadır. Bu etkiler statik
manyetik alanda görülenlerin benzeridir ve yine güçlü (3-4
T)sistemlerde görülmektedir.
RF PULSU ETKİLERİ
MR incelemesinde incelemesine dokulara gönderilen RF pulsları
protonlara enerji aktararak onları uyarmaktaydı. Protonlar aldıkları
enerjiyi daha sonra komşu moleküllere aktarırılar ve bu enerji de ısı
olarak ortama dağılır. Sedatize yada anestezi altındaki hastalarda ıs
regülasyon mekanizmalarda değişmeler olduğunda bu hastalar uzun
süren tetkiklerin zararlı olabilmesi mümkündür(bu konu hakında
henüz bilgi yoktur )
Göz ve testiste ıs düzenleme mekanizmalarının kapasitesi diyer
dokulara oranla düşüktür. Bu nedenle özellikle uzun süren
çalışmalarda ciddi ısı artışı olabilmektedir.
Dikkat edilmesi gereken diğer bir noktada kardiak
moniterizasyon yapılan hastalarda hasta vücuduna iliştirilen tellerden
oluşan elektrik akımlarının tellerde ısınmaya yol açarak yanıklar
oluştura bilmesidir bu nedenle kablo izolasyonu tam olmalı ve teller
hastanın çıplak tenine temas etmemelidir.
MR SİSTEMİNİN DİĞER ETKİLERİ
Akustik gürültü: MR incelemesi için kullanılan sekans ve
gürültü parametrelerine bağlı olarak ğradient sargıların değişik
şiddette ve sıklıkta çalıştırılması gerekir. Gradient sargıların
oluşturduğu manyetik alan değişimi sargılarda titreşimler oluşur. Bu
titreşim oldukça yüksek amplitüdlerde (65dB-95dB seviyelerinde)
olabildiklerinde akustik travma ve geçici görülebilmektedir. 85dB ve
üzerinde şiddete sahip gürültülerde bu tür yan etkiler daha da
belirginleşir. Sistem ince kesitlerde küçük FOV kısa TR ve TE
zamanlarında ve hızlı sekanslarda daha şiddetli gürültü üretir.
Yapılan araştırmalarda önlem alınmayan hastaların yarısına
yakınında duyma şikayetleri geliştiğini saptanmıştır. Bu nedenle
hastalar akustik travmaya karşı kulak tıkacı kulaklık takılarak
korunmalıdır.
Kriyojenlerden korunma: Süperiletken magnet kullanan MR
aygıtlarında soğutucu gaz olarak helyum bulunur. Helyum sistemden
sürekli olarak buharlaşır eksilir ve zamanla tamamlanması gerekir.
Eski sistemlerde daha pahalı olan helyum gazın tüketimi azaltmak
amacıyla helyum tankının çevresinde sıvı azot tankı vardır. Eksildikçe
azotun helyumla birlikte tamamlanması gerekmektedir.
Helyum tatsız, kokusuz bir gazdır. Sistemden sızıntı olması
halinde helyum havadan hafif olduğundan inceleme odasının üst
kesimlerde birikir. Odanın havalandırma sistemi ile gaz uzaklaştırılır
buna rağmen havalandırma kapasitesi yetersiz kala bileceğinden gaz
tamamen temizlenene kadar ortamdan uzak durulmalıdır. Azot gazı
hava ile eşit ağırlıkta olduğundan odanın her tarafına hızla yayılır.
Kaçak çok fazla ise oda tümüyle oksijensiz kala bileceğinden odadaki
kişilerde birkaç saniye içersinde bilinç kaybı gelişir. Bu nedenle
inceleme odasının hızla boşaltılması gereklidir
Genetik etkiler :Elektromanyetik dalgaların kanser yapıcı etkileri
olabileceğini iddia eden bazı yazarlar olmasına karşın bu güne kadar
bu iddiayı doğrulayan kesin bir bulgu elde edilebilmiş değildir. Ancak
yapılan deneylerde manyetik alan etkisine açık bırakılan ilk
trimesterdeki gebe farelerin yavrularında bazı gelişimsel anomali
saplanmıştır. İkinci trimesler içinde yapılan deneylerde böyle bir etki
gözlenmemiştir. Bu nedenle insanlarda genetik hasar riski
doğrulanmamakla birlikte çok gerekmedikçe ilk trimeslerde gebe
kadınlara MR incelenmesi yapılmamalıdır.
MR KONTRENDİKASYONLARI
Vücudunda elektriksel manyetik yada mekanik olarak kumanda edilen
yada ferromanyetik özellikte implantlar bulunan hastalarla
ferromanyetik yabancı cisim bulunduğu bilinenlerde MR incelemesi
kontrendikendir. Manyetik alan etkisi ile implantların elektriksel
mekanik ve manyetik özelliklerinde değişmeler ve fonksiyon
bozuklukları dolayısıyla yaşamsal tehlikeler görüle bilir. Bu nedenle
kardiark, pacemaker, kohlear implant nörostimulatör vb. gibi implant
taşıyanlarda MR incelemeleri kontrendikasyon oluşturur. Bazı
implantlar ferromanyetik özellikte olmayabilirler ancak bu
implantların risk oluşturup oluşturmayacağı mutlaka araştırmalıdır.
Ferromanyetik özellikteki implant ve yabancı cisimler (kurşun
şarapnel ortopedik implantlar anevrizma klipleri vb.) manyetik alan
içerisine yerleştirildiklerinde elektrik akımı ve ısınma oluştura bilirler.
Bu nedenle komşu dokularda nekroz ve hasarlar görülebilir. Yine
metalik implant yada yabancı cisimlerde yer değiştirme gevşeme
görüle bileceğinden komşu doku zedelenmesi yada implant
fonksiyonun bozulması söz konusu olabilir. Ayrıca elde edilen
görüntülerde metelik artefaktlar da olabileceğinden görüntüler
doğrulukla yorumlanamaz. Günümüzde ortopedik implant ve
anevrizma klibi gibi bir çok implant nonferromanyetik özellikte
üretilmekle birlikte çok önceleri yerleştirilmiş implantlar
ferromanyetik olabileceklerinden hasta incelemeye alınmadan yeterli
araştırmalar yapılmalıdır. Göz içi metalik yabancı cisim şüphesi
olanlarda (metal işçileri gibi ) inceleme öncesi düz radyokrafiller
alınarak araştırma yapılmalıdır.
Klastrofobi ve panik reaksiyonlar: Birçok MR incelemesinde
hastanın vücudu tümüyle gantri içersine girer. Gantrinin oldukça dar
olması ve uzun olması yanı sıra gradient sargıların çıkardıkları
gürültüler bazı hastalarda rahatsızlık oluşturabilir. Klastrofobisi
(kapalı yerde kalma kokusu) olan hastalar gantri içersine giremezler.
MR aygıtının fiziksel koşullarından kaynaklanan bu tür rahatsızlıklar
nedeniyle bazı hastalarda incele yapmak olanaksızdır. Bu tip
psikolojik-psikiyatrik sorunlar hastaların %5-10’ununda
görülebilmektedir. Böyle durumlarda stres azaltıcı ilaçların yararı
olabilir.
KONTRANS KULLANIMI
MR kontrast rezolüsyonu yüksek bir yöntemdir. Bu nedenle önceleri
MR içim kontrast madde kullanımının gerekmeyeceği düşünülmüştür.
Ancak günümüzde MR incelemeleri için geliştiren ve yaygın olarak
kullanılan bir çok kontrast madde vardır. MR da kontrans kullanımı
birçok durumda lezyonun saptanabilirliğini ve karakterize
edilebilmesini sağlamaktır. MR kullanılan kontrans maddeler T1 ve
T2 sürelerini kısaltarak etki gösteriyorlar. T1 süresinin kısalması
görüntülerde hiperintensite artışı yönünde etki eder. Kullanılan
kontrast maddelerin bazıları dokularda nonspesifik olarak tutulurlar.
Bazı kontrast maddeler organ ve hücrelere spesifik yönelim
gösterebilmektedir. Bu amaçla karaciğer retiküloendotelial hücrelerde
tutulum gösterebilen kontrast maddeler geliştirilmiştir. Bunların
dışında özellikle abdomilan çalışmalarda intestinal oluşumların daha
iyi ayır edilebilmelerini sağlamak amacıyla oral kontrast ajanlar
kullanmaktadır.
Bugün için kliniklerde en çok kullanılan kontrast maddeler
nonspesifik ekstrasellüler ajandalardır. Bu tip kontrast maddeler hızla
damar dışına çıkarak hücrelerin dışındaki doku boşluklarında dağılım
gösterirler. Bu nedenle en çok damar duvar geçirgenliğinin bozulduğu
patolojik yada damarlarda zengin dokular birikirler yapılan
araştırmalarda en yüksek paramanyetik etkisinin gadolinum
atomlarında bulunduğu saplanmıştır. Ancak gadolinumun çok toksik
bir elaman olması nedeniyle bazı bileşiklere bağlanarak toksik
etkisinin azaltılması sağlanmıştır. Farlı firmalar farlı formüller
geliştirilerek kullanıma sunmuştur. Bugün için dünyada Gadoterat
magdimeğlumin, Gadoteridol, Gadoterat maglumın, Gadodiamid
bileşikleri olmak üzere dört farlı MR kontrast preparatı
bulunmaktadır. MR da kullanılan kontrast maddeler oldukça pahalıdır.
Bu nedenle kullanımda endikasyonlar iyi belirlenmeli ve gereksiz
kullanımdan kaçınılmalıdır.
Kontrast maddelerin kullanımı telikesiz değildir ve çok nadir olmakla
birlikte bazı hastalarda ölüme yol açabilen ciddi reaksiyonlar
gelişebilmektedir. Bunun yanı sıra enjeksiyon yerinde kızarıklık ağrı
ile bulantı kusma gibi minör şikayetler daha sık görülebilmektedir MR
kontrast maddeleri de iyonik ve non iyonik formlar olabilmektedir.
İyonik formlar kana göre çokhiperosmolarken noiyonik formlarda
osmolarite daha düşüktür. MR kontrast maddeleri rutin uygulamalarda
0.1 mmol/kg dozlarında kullanılır. Gadoteridol ve gadodiamid dozları
bazı özel durumlarda 3 mmol/kg dek çıkarılabilmektedir.
MR İNCELEME YÖNTEMLERİ
MR’ın BT ye oranla yüksek kontrast rezolüsyon vasküler yapıların
daha iyi görüntülenmesi kemik artefaktlarının olmaması iyonizan
radyasyon içermemesi daha emniyetli kontrast maddelerin olması ve
multiplanar görüntüleme gibi avantajları vardır. Bu nedenlerle MR
özellikle santral sinir sistemi incelemeleri önde gelmek üzere bir çok
hastalıkta ilk tercih edilen inceleme yöntemi olmuştur.
MR hareket artefaktlarına BT ye oranla daha duyarlıdır ve inceleme
süresi uzundur. Hareket artefaktlarının azaltmak ve inceleme süresini
kısaltmak için bazı önlemler almak mümkündür. Ancak bu önlemler
her zaman yeterince tatmin edici olamamaktadır. Acil hastalarda
girişimi zorlaştıran gantri yapısı ve özel girişim gereçleri
(nonferromanyetik) gerektirmesi ve incelemenin acil durumlar için
nispeten uzun sürmesi gibi nedenler MR in en önemli dezavantajları
olarak sayılabilir.
HASTA HAZIRLANMASI
Hasta radyoloji kliniğine başvurduğunda hastaya randevu ile birlikte
yapılacak işlem konusunda hazırlanmış bilgilendirici bir broşür
verilmelidir. Önceden bilgilendiren hastalarda tetkike uyum kapasitesi
daha yüksek olmakta ve özellikle gantri gürültülü ortama karşı
çıkabilecek psikojenik uyumsuzluklarla daha az karşılaşılmaktadır.
İnceleme gününde hastada pacemaker anevrizma klibi vb gibi
implantmetalik yabancı cisimler bulunup bulunmadığı öğrenilebilmeli
gerekiyorsa radyografiler alınarak ferromanyetik implantmetalik
yabancı cisim bulunmadığı garanti edilmelidir. Hasta inceleme
odasından alınmadan gerektiğinde kontrast madde kullanılabileceği ve
kontrast maddeler konusunda kısaca bilgilendirilmelidir. Hasta
üzerinde saat, toka, gözlük vb. gibi tüm aksesuar ve takıları gantri
odasına girmeden çıkarmalıdır. Yine protezlerin (diş duyma cihazı
vb.) tümü tetkik öncesi çıkarılmalıdır. Güçlü manyetik alan bilgileri
manyetik ortamda saklayan banka ve kimlik kartlarını
bozabileceğinden inceleme odasına bu tür kartlarla girilmemelidir.
Bayan hastalarda demir oksit içeren makyaj boyaları görüntüde
artefaktlara yol açabileceğinden tetkik öncesi silinmelidir.
Gantri odasına alınan hastaya tetkikin ne kadar sürebileceği ve bu
süre içersinde inceleme masasında hareketsiz yatması gerektiğini
anlatılmalıdır.istemsiz hareketlerin önlenebilmesi mümkün
olmadığından puls sekanslarında yapılan özel modifikasyonlarla
istemsiz hareketten kaynaklanan artefaktları bir ölçüde engellemek
mümkün olabilir. Ancak bu tür önlemler genellikle zaman alıcı
tekniklerdir. Hasta ortam gürültüsü konusunda bilgilendirildikten
sonra inceleme sırasında kullanması için kulak tıkacı verilir. Böylece
tetkik sonrası gelişebilecek duyma şikayetleri önlenmiş olar.
Manyetik alan gantrini ortasında en yüksek homojeniteye
ulaşmaktadır. Tam santrale yerleştirilmeyen hastalarda görüntü
artefaktları oluşabilmesi nedeniyle tetkik masasına alınan hasta tam
ortada olacak şekilde lokalize edilmelidir. Gantri içersine ayak önce
baş sonragirecek şekilde prone yatırılan hastalar gantrinin dışarısını
görebilirler. Bu nedenle kapalı yerde kalma korkusu olanlar inceleme
için engel oluşturmayacaksa bu şekilde yatırılabilir.
ARTEFAKTLAR
MR görüntülerini bozan artefaktlar ekstrensek faktörlere,MR
sistemine veya görüntü işleme tekniklerine bağlı olabilir.
EKSTRENSEK FAKTÖRLERE BAĞLI ARTEFAKTLAR
Bu tür artefaktlar hastanın hareketi ve metalik cisimlerin varlığı ile
oluşur.Hastanın hareketi en sık artefakt nedenidir.hareket tipik olarak
faz kodlama yönünde hayalet(“ghost”) görüntülerin ortaya çıkmasına
neden olur.Metalik artefaktlar ferromanyetik veya diğer metalik
objeler tarafından oluşturulur.Bu yapılar(statik) manyetikalanda
distorsiyona neden olurlar ve kolayca tanınabilirler.
MR SİSTEMİ İLE İLGİLİ ARTEFAKTLAR
MR sistemi ile ilgili artefaktlar kimyasal şift artefaktıdır.Bu artefakt
farklı dokulardaki hidrojen çekirdekleri arasındaki çok az olan
presesyon frekans farklılığına bağlıdır ve yağ ve suyun oluşturduğu
yüzeylerde özellikle belirgindir.Yağın protonlarının sudakilerden daha
yavaş presesyonların nedeni ile lokalizasyonları aygıt tarafından
yanlış hesap edilir.Aygıt tarafından budamatrikste frekans kodlama
yönüde lokalizasyonda piksel şifte neden olur.Kimyasal şift
artefaktlarınınnormalde en çok görüldüğü yer optik sinir veya rektus
kasları ile retro orbital yağın oluşturduğu yüzeylerdir.piksel şiftin de
baglı olarakbuyüzeylerde hipointens bantlar görülür.Bu artefaktlar
alan gücü yüksek olan aygıtlarda daha belirgindir ve kullanılan RF
pulsunun bandı daraldıkça artar.
MR ANJİOGRAFİ
MR görüntülerinde akım uygulanan puls sekanslarına ve akım hızına
göre değişik intensitelerde görülür.Standart SE puls sekanslarında ilki
90o ,ikincisi 180o olan iki RF pulsu uygulandıktan sonra sinyal ölçülür.
Eksite edilen kesittteki damarlarda akan kan ,eksite edildikleri halde,
sinyal dinleme sürecinde kesit dışına çıkmış olacağından damar
içinden sinyal alınamaz.bu olaya “flow-woid “fenomeni denir ve bu
nedenle SE görüntülerde hızlı akımın olduğu damardan sinyal gelmez
ve damarlar siyah görülür.GE puls sekanslarında ise görüntü
oluşturmak için tek RF pulsu kullanılır ve bu puls genelde longitudinal
manyetizasyonun tümünü travers plana yatırmayacak şekilde
uygulanır.İkinci 90o RF pulsu uygulandığında Bo yönünde kalan
longitudinal manyetizasyondan yararlanılır.Böylece bir sekansta ikinci
RF pulsundan önce,ilk pulsla eksite edilen kan akımı kesiti terkedecek
yerine kesit dışından eksite edilmemiş ,yani longitudunal
manyetizasyonu maksimum seviyede olan taze protonlar girecektir.Bu
taze protonlar kesit içerisindeki tekrarlayan RF pusulaları ile eksite
edilen durağan protonlardan daha fazla sinyal verir ve dolşayısıyla
akım yüksek sinyalde,yani parlak görülür. Bu olaya da “flow-related
enhancement” adı vberilir.İki veya üç boyutlu GE teknikleri ile bir
doku volümünün görüntüleri elde edilir.Bu görüntüler dijital
subtraksiyon anjiografiye çok benzer şekilde projeksiyon
anjiogramlarışeklinde görüntülenir.
MR anjiografinin en sık uygulandığı yerlerin başında ekstrakranial
karotid sistemi gelir.güncel sorun turbulent akım nedeniyle stenoz
derecesinin olduğundan daha fazla görülmesidir.Baş ve boyun
bölgesinde yapılacak MR anjiografik çalışma içinözel koil gerekliliği
yöntemin yaygın kullanımını engelleyen bir etkendir.
Perfizyon ve Diffizyon görüntüleme:MR görüntüleme
yöntemi,dokudaki kan akımını (perfizyon) ve kapiller seviyedekikan
volümünü ölçmede ümit vadetmektedir.Bolus şeklinde hızla verilen
Gadolinium –DTPA’ nın beyinden ilk geçişi (“first-pass”) ultrafast
Görüntüleme ile izlenip bölgesel kan volümünündeki dinamik
değişiklikler saptanabilir.Bu yöntemle beyin infarktları çok erken
saptanabilirve iskemik kalp hastalığı değerlendirilebilir.Daha önce
PET ile saptanabilen kortikal aktivasyona bağlı lokal serebral kan
akımı değişiklikleri MR ile de saptanabilmiştir.MR ile dokudaki
diffüzyon da in vivo olarak ölçülebilir.
Perfüzyon ve diffüzyon görüntüleme en çok,çok erken dönemdeki (8
saatten daha erken) beyin infarktının boyutunun değerlendirilmesi ve
akut infarktın kronikten ayrılması amacıyla kullanılır.Bu evrede
konvansiyonel MR ve BT incelemeleri normal olabilir. Perfizyon
görüntüleme ile, infarkt gelişen kan volümünün azlığı ve uzamış
transit zamanı gösterebilir.Diffüzyon ağırlıklı görüntüler, arterin
tıkanmasından çok kısa zaman sonra(105 dakika sonra) iskemik alana
su diffüzyonunun azalmış olduğunu demonstre edebilirler.bu
yöntemle su difüüzyonunu artmış olan kronik infarkt, akut infraktan
Kolayca ayrılabilir.
MR Spektroskopi
MR yönteminin en ilginç uygulamalarından biride invivo
Spektroskopidir.MR spektroskopi kimyasal şift temeline
dayanır.bildiğimiz gibi kimyasal şift,kompleks moleküllerin içinde
bulunan protonların davranışlarının çevredeki elektronlar tarafından
değişmesidir.Görüntü oluşumunda etkisi olmayan bu değişiklik
spektroskopide saptanır ve değerlendirilir.Proton MR spentroskopi
küçük metabolitlerin ölçülümünde kullanılabilir.Bu yöntemle
beyindeki laktat, N-asetilaspartat ve aminoasitler gibi değişik
metabolitler ölçülebilmektedir.Son zamanlarda resolüzyonu düşükte
olsa kimyasal şift görüntüleri elde edilmiştir.
Fosfor (P-31) spektroskopisiyle adenozin trifosfat,fosfokratin
veinorganik fosfor gibi değişik fosfat metabolitleri ölçülür.Önceleri
ekstremitler gibi küçük objelerde uygulanan bu yöntemle günümüzde
1,5 t’ lık aygıtlarda organizmanın diğer kesimleride
incelenebilmektedir.bu yöntemle musküler distrofi gibi kas
hastalıkları ve iskemik durumlar saptanabilir.Neonatal beyin
incelenerek doğum asfiksisi,beyin atrofisi ve poransefalik kist gibi
lezyonlar demonstre edilebilir.
YAN ETKİLER
MR ‘ın günümüzde kullanılan şekli ile önemli bir yan etkisi
yoktur.Muhtemel yan etkiler statik manyetik alandan,manyetik alanı
Hızla değiştiren gradient alandan ve radyo frekanstan kaynaklanabilir.
Statik manyetik alanın gücü metalik klipleri yerinden sökebilir.
Pacemaker’lılar da bu yöntemle incelenemezler.Gradient sargılarla
manyetik alanın değiştirilmesi hiçbir zaman aritmi oluşturacak
seviyeye çıkmaz.Radyo frekansın gözün lensi gibi yapılarda ısı artımı
oluşturulmasına 1 oC ‘den fazla müsaade edilmez.
Hastayla birlikte bulunan makas, bistüri gibi manyetize edilebilen
materyal mıknatıs tarafından hızla çekileceğinden hastaya zararlı
olabilir.Ayrıca manyetize banka,kütüphane ve kimlik kartları ve
analog saatler güçlü manyetik alandan etkileneceğinden inceleme
odasının dışında bırakılmalıdır.
MR’ın çok az mutlak kontrendikasyonu vardır.Kardiyak”pacemaker”
İmplante nörostimülatör,koklear implant ,göz içinde metal ve eski
ferromanyetik intrakranial anevrizma klibinin varlığı ,MR
incelemelerinin kontrendikasyonları olarak sayılabilir .MR incelemesi
yapılacak olguların yaklaşık %2-5 ‘inde klostrofobi görülür.Böyle
olgularda anksiyolotik ajanlar kullanılabilir.Genç çocuklarda da
sedasyon gerekebilir.MR incelemenin fetusa risk oluşturacağını
gösteren açık veriler yoksa da gebelik,özellikle ilk trimestr,MR
incelenmesi için göreceli kontrendikasyon kabul kabul edilir.Bununla
birlikte MR’ın bilinmeyen riski her zaman BT ‘nin bilinen iyonizan
ışın riskine tercih edilmelidir.
Download