Yahudi ve Hıristiyanlar Cennete Giremez – Ayet ve

advertisement
Yahudi ve Hıristiyanlar Cennete Giremez – Ayet ve Hadis delilleri ile
Açıklama: Yahudi ve Hıristiyanlar Cennete Giremez – Ayet ve Hadis delilleri ile
Kategori: REDDİYELER
Eklenme Tarihi: 26 Ekim 2015
Geçerli Tarih: 19 Temmuz 2017, 03:45
Site: Reddiyeler.com - Ehli sünnet itikadı üzerine site
URL: http://www.reddiyeler.com/detay.asp?haberID=269
Yahudi Ve Hıristiyanların cennete giremeyeceği mevzusu Cübbeli Hocamız tarafından
mükemmel bir reddiye ile kitap haline getirmiş kitaba da “Yahudi Hıristiyanlar Cennete
Girecek diyenler Cennete Giremez” ismini verilmişti. Biz kısa ve öz bir şekilde bu
konuya açıklık getireceğiz. Böylelikle her yerde susturucu deliller ışığında bu konu
hakkında konuşabileceksiniz.
Öncelikle bu konu hakkında delil olarak alınan ayetleri izah
edelim… Diyalogcuların İMAN ŞARTLARINI indirgemek için delil olarak kabul edip ihanetlerine
perde yapmaya çalıştıkları ayetleri, tafsilata girmeden, kelime kalabalığında kaybolmadan sade
bir şekilde anlatmaya çalışalım…
Bildiğiniz gibi Kur’an-ı Kerim bir bütündür, tamamıyla değerlendirilir ve çelişki yoktur.
Bir ayet diğeri ile kesinlikle çelişmez aksine tefsir eder. Önünüze gelen bir ayeti alarak
hüküm çıkarmanız sadece cehaletinizin hükmünü vermeniz olur.
Dolayısıyla bir ayeti alarak Yahudi ve Hıristiyanlar hakkında “cennetlik” fetvasını
verenler bu büyük kaideyi çiğneyerek kendi cehalet veya art niyetlerini ortaya
koymaktadırlar.
Şimdi konuyu genişleterek Yahudi ve Hıristiyanlar için iman şartının ne olduğunu
anlatmaya çalışacağız.
BAKARA 62 – MAİDE 69
Öncelikle size ayetlerin manasını verelim sonra izah edelim:
“Şüphesiz o kimseler ki, iman etmiştirler, bir de o kimseler ki Yahudi olmuşturlar,
ayrıca Hıristiyanlar ve Sabiiler; Allah’a ve o son güne inanmış, Salih bir amel de
işlemişse; onlar için Rableri nezdinde ecirleri vardır. Onlar üzerine hiçbir korku yoktur ve
onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara 62)
“… O kişiler ki, Yahudi olmuşlardır. Bir de o sabiler ile Hıristiyanlar; işte her kim
Allah’a ve o son resulüne inanır ayrıca Salih bir amel de işlerse, artık onlar üzerine hiçbir
kork yoktur ve ancak onlar mahzun olmayacaklardır.” (Maide 69)
Ayetlerin yalın manalarını verdik. Kur’an’ı açıp ilk olarak bu ayetleri gören Müslüman
veya herhangi bir insan muhakkak ki çeşitli evhamlara kapılacaklar, biraz arsızlık var ise
bu ayetlerden hüküm bile çıkaracaktır.
İlk olarak şu bilinmelidir ki, bu ayetler Peygamber Efendimize kavuşamayan ve tek
Allah inancına sahip olan bozulmamış ehli kitap hakkında nazil olmuştur. Fakat bazıları
gibi bu ayetler o zamanda geçerliydi bu zamanda geçerli değil diyemeyiz. Ayetler
kıyamete kadar tazeliğini koruyacaktır.
Ancak en başta da dediğimiz gibi Kur’an bir bütündür ve tamamını ele almadan hususi
mana ifade eden bir ayeti umumi şekilde anlayamazsınız.
Bu nedenle diğer ayetlere göz atacağız bakalım ne olacak…
Her gece okuduğumuz “Amenerrasulü” de bakınız Mevla Teala ne buyuruyor:
“O Peygamber de, Rabbinden kendisine indirilmiş olana iman etmiştir, müminler de.
Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve resullerine inanmıştır” (Bakara 285)
Ne görüyorsunuz bu ayette? İman şartları kaça tamamlandı?
Yukarıda “Allaha, resulüne ve ahirete” iman zikredilirken bu ayette ise “Allah’a,
meleklerine, kitaplarına ve resullerine” inanmak da zikrediliyor. Bunu teyit eden ve ters
istikamette gidenleri tehdit eden bir başka ayeti kerime okuyalım:
“Ey inanmış olan kimseler! Allah’a, Resulüne peyderpey indirmiş olduğu o kitaba ve
daha önce topyekün indirmiş olduğu kitaplara iman edin (imanda sebat edin)
Her kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve o son günü (bunlardan
birini) inkâr ederse, muhakkak ki o, pek uzak bir sapmayla sapıtmıştır.” (Nisa 136)
Görüldüğü üzere iman şartları sadece Allah’a ve son güne inanmaktan ibaret değil. Ve
işin ince noktası bu şartları inkâr edenler dalalete düşmüş, hidayet yolundan sapmış
sapık olarak nitelendiriliyor.
Yazının üçüncü kısmında ayet ve hadis-i şerifler ile delillerimizi sıralayacağız ancak
öncelikle Yahudi ve Hıristiyanların içinde bulundukları şirki gözler önüne serelim…
KÜFRE DÜŞEN YAHUDİ HIRİSTİYANLAR
“Andolsun “Şüphesiz Allah Meryem oğlu Mesih’tir.” diyenler küfre düşmüştür. De ki:
“O eğer Meryem oğlu Mesih’i onun annesini ve yeryüzündekilerin tümünü helak (yok)
etmek isterse Allah’tan (bunu önlemeye) kim birşeye malik olabilir? Göklerin yerin ve
bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah’ındır; dilediğini yaratır. Allah herşeye güç
yetirendir.” (5/17)
“Yahudi ve Hıristiyanlar: “Biz Allah’ın çocuklarıyız ve sevdikleriyiz” dedi. De ki: “Peki
ne diye sizi günahlarınızdan dolayı azablandırıyor? Hayır siz O’nun yarattığından birer
beşersiniz. O dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır. Göklerin yerin ve bunların
arasındakilerin tümünün mülkü Allah’ındır. Son varış O’nadır.” (5/18)
Dediler ki: “Allah oğul edindi.” O (bu yakıştırmadan) yücedir. Hayır göklerde ve yerde
her ne varsa O’nundur tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir. (2/116)
“Yahudiler: “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler; Hıristiyanlar da: “Mesih Allah’ın oğludur”
dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkâr edenlerin
sözlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar? (9/30)
“Onlar Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu
Mesih’i de.. Oysa onlar tek olan bir ilah’a ibadet etmekten başka bir şeyle
emrolunmadılar. O’ndan başka ilah yoktur. O bunların şirk koştukları şeylerden
yücedir.” (9/31)
“Allah katından yanlarında olan (Tevrat)ı doğrulayan bir Kitap geldiği zaman, -ki
bundan önce inkâr edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu
inkâr ettiler. Artık Allah’ın laneti kafirlerin üzerinedir.” (2/89)
“Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın
indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl
sahibidir.” (2/105)
Bu ayeti kerimelerden anlaşılacağı üzere Hıristiyan ve Yahudiler Allah’a çocuk isnat
eden, kendilerini onun çocuğu gören ve rahiplerini rab edinen, birer kafir ve müşrik
topluluktur.
Kafir ve müşrikler için ise büyük tehditler vardır:
“Şüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunların hiçbirisinden, yeryüzü dolusu altını
olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acı bir azab
vardır ve onların yardımcıları yoktur.” (3/91)
“Ve kafirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.” (3/131)
“İnkâr edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz
cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız. (18/102)”
“Gerçekten Allah, kafirleri lanetlemiş ve onlar için ‘çılgın bir ateş’ hazırlamıştır.(33/64)”
AYET-İ KERİMELERDEN DELİLLERİMİZ
İSLAM BÜTÜN DİNLERDEN ÜSTÜNDÜR
“Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı)
bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.” (Saf 9)
ALLAH KATINDA TEK DİN İSLAMDIR
“Şüphesiz ki Allah katında tek din İslam’dır…” (Al-i İmran 19)
Bazıları bu ayete karşılık “o halde neden Allah Kur’an-ı Keriminde diğer dinleri
muhatap alıyor” diyebilir. İşte onların bu yanlış anlamalarına fırsat verilmemesi için
başka bir ayet yukarıdaki ayeti hem tefsir etmekte hem de manasını
kuvvetlendirmektedir:
“Peki onlar, Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her
ne varsa -istese de istemese de- O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedirler.”(Al-i
İmran 83)
“Kim İslam’dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de hüsrana
uğrayanlardandır.” (Al-i İmran 85)
Görüldüğü üzere Allah katında tek din İslam’dır ve her kim İslam’dan başka herhangi
bir dine uymuş olursa ondan kabul olunmayacak, ahirette hüsrana uğrayacak yani batıl
yolda olduğunu anlayacak, eli boş kalacak, cehenneme gönderilecektir.
EHLİ KİTAP İMAN ETSEYDİ!
Bu ayette ise İslam dinine iman etmeyenlerin fıska saptıklarını, hayrın İslam’da olduğu
beyan ediliyor..
“Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman
edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır. (Al-i İmran 110)
MÜMİNLERİN TÖVBESİNİ KABU LEDER
“Şundan ki: Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik
kadınları azablandıracak; mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların tevbesini kabul
edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (33/73)
İSLAM’A AÇILAN GÖNÜL
“Allah, kimin göğsünü İslam’a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur üzerinedir” (Zümer
22)
Bu ayette Müslüman olanların hidayete ulaştıran nur olduğu beyan edilirken alttaki
ayet tarafından teyit ve tefsir edilmektedir
“Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam’a açar; kimi saptırmak
isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman
etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir.” (6/125)
Yani hidayet İslam dinindedir.
İNKAR EDEN EHLİ KİTAP
Aşağıdaki ayette ise Ehli Kitap ve müşrik burada aynı kategoride zikredilip ikisinin
kurtuluşuda İmana bağlanmış, İslam dinini inkar ederek imandan yüz çevirmeleri halinde
her iki guruba da cehennem vaad edilmiştir.
“Şüphesiz, kitap ehlinden ve müşriklerden inkâr edenler, içinde sürekli kalıcılar olmak
üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların en kötüleridir. (98/6)
İSLAMA ÇAĞRILDIĞI HALDE…
“İslam’a çağrıldığı halde, Allah’a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir? Allah,
zalim bir kavmi hidayete erdirmez.” (Saf 7)
HADİS-İ ŞERİF VE SİYER ÖRNEKLERİ
Şu hadis-i şerif aslında tartışmalara mahal bile bırakmamaktadır..
“Muhammed’in canı, (kudret) elinde olan Zât’a yemin olsun ki; bu ümmetten Yahudi
veya Hıristiyan herhangi bir kimse beni duyar da, sonra benimle gönderilen dine
inanmadan ölürse, mutlaka cehennem ashâbından olur!” (Müslim, İman: 70, no:153)”
Hadîs-i şerifi de, bu kâfirlikten, sadece “Allâh’ı ve âhireti inkâr” kastedilmeyip, bununla
birlikte “Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in dinine uymamanın da imansızlık
sayıldığını açıklamaktadır.
BİZANS KAYSERİ HERAKLİYUS’A GÖNDERİLEN MEKTUP:
Bizans kayserine gönderilen mektup bu konuda hayli açıktır:
“Allah’ın kulu ve Rasûlü Muhammed’den, Bizans’ın Başı Herakliyus’a. Selam hidayete
tabi olanların üzerine olsun..
Bundan sonra ey kral, seni İslâmiyete davet ediyorum. Müslüman ol. Allah seni bütün
belâlardan korur ve seni iki kat mükâfatlandırır. Amma inkâra sapar ve bu tebliği
kabulden imtinâ edersen, yalnız kendi inkârının günahını değil, tebaalarının inkârının
günahı da senin boynunadır.
De ki: “Ey kitap ehli! Aramızda müşterek olan bir söze gelin de yalnız Allah’a ibadet edelim,
ona hiçbir şeyi ortak tutmayalım.”
Fakat yüz çevirirlerse: “Şâhid olun ki biz (Allah’ın iradesine teslim olan) Müslümanlarız” deyin.
(Âl-i İmrân: 64)
Peygamber Efendimiz, İslama davet ettiği Ehli kitap bir hükümdara Müslüman olması
aksi halde inkara sapacağını ve halkının da vebalini yükleneceğini ilan ediyor… Halbuki
diyalogculara ve bazı ilahiyatçı geçinenlere göre kralın Müslüman olması şart değil!
Peygamberimize göre hidayetin ve doğal olarak cennetin anahtarı Müslüman olmasında,
sapıklara göre ise tam tersi!
YAHUDİ GENCE İSLAM TEBLİĞİ
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hizmetinde bulunan yahudi bir genç
vardı. Bir gün hastalandı. Peygamberimiz, onu ziyarete gitti, başucuna oturdu ve
ona, “müslüman olmasını” teklif etti. Çocuk, düşüncesini öğrenmek için, yanında
bulunan babasının yüzüne baktı. Babası: Ebü’l-Kâsım’ın çağrısına uy, deyince, çocuk da
Müslüman oldu.
Bunun üzerine Peygamberimiz: “Şu yavrucağı cehennemden kurtaran Allah’a
hamdolsun.” diyerek oradan ayrıldı. (Buhârî, Cenâiz 80)
Görüldüğü üzere Peygamberimiz bir Yahudiye ölüm anında bile İslam’ı tebliğ etmiş,
kabul ederek vefat etmesi üzerine cehennemden kurtulduğunu söylemiştir. Kabul
etmeden Yahudilik üzerine ölseydi cehennem odunundan başka bir şey olmayacaktı.
MÜSLÜMAN OLMAK ŞART
Gayri Müslim bir kimsenin Müslüman olabilmesi için Allah’a, Peygamberimize,
getirdiğine iman etmesi ve ona tabi olması ile mümkün olur. Peygamber Efendimize itaat
ise mensubu olduğu batıl dinin bütün inanç sisteminden sıyrılması gerekir.
“Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet
edinceye kadar, insanlarla savaşmakla emrolundum.” (Müslim 52-53, Buhari: 1/14)
“Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve
Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam’ı din edinmeyen
kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar
savaşın.“(Tevbe 29)
“De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ki ben, O Allah’ın sizin hepinize (gönderdiği) elçiyim ki,
göklerin ve yerin mülkü sadece kendisine aittir, O’ndan başka hiçbir ilah yoktur, o diriltir
ve öldürür. O halde Allah’a da, o Nebiyy-i Ümmi olan Rasulüne de iman edin ki, o da
Allah’a ve kelimelerine (indirmiş olduğu kitaplara) inanmaktadır. Bir de ona hakkıyla tabi
olun, ta ki siz hidayet bulabilesiniz.” (Araf 158)
Bu ayeti kerimede de Yahudi Hıristiyan fark etmeden bütün insanlara Resulüllah’a yani
Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) inanmanın ve ona tabi olmanın zarureti,
kaçınılmazlığı ve hidayetin anahtarı olduğu beyan ediliyor.
Gördüğünüz gibi Allahu Teala, Peygamberine insanları kendisine iman ve itaat etmeye
çağırmasını emrediyor ve hidayetin bu imana bağlı olduğunu beyan ediyor. (Bu ayet,
“peygamber Yahudilere Müslüman olun demedi, Hıristiyanlara Müslüman olun demedi”
diyenlere de cevaptır.)
Şimdi bir kişi bunca ayet hadise rağmen kalkarak Bakara 62, Maide 69 ayetlerini alıp
Yahudi ve Hıristiyanlara cennet vizesi vermeye kalkıyorsa bilin ki ya o çok cahil bir
adamdır, ya da çok meşhur bir insandır. Cahil ise bilgisizliğindendir.
Peygamberimiz:“Cahil cesur olur” buyurmuştur. Meşhur bir kimse ise anlayın ki
satılmıştır. Adı kullanılarak bu sapıklığın yayılması kolaylaştırılır.
Biz bu gün bu iddiayı atan kelli felli hocaların daha dün bu görüşlere karşı geldiğini de
biliyoruz. İnsan sormadan geçemiyor: “Peki, ne oldu da değiştiniz?” Siz mi değiştiniz,
yoksa kitabınız mı değişti?
Bu delilleri ezberleyen kişi Yahudi Ve Hıristiyanların cennetin kokusunu dahi
alamayacağını, deve iğne deliğinden girse bile Yahudi ve Hıristiyanların cennete
giremeyeceğini ortaya koyar. Biz yemeği pişirdik size kaşık sallaması kaldı…
www.ihvanlar.net
Download