türk – islam düşünürleri

advertisement
FARABİ
BİRUNİ
ALİ KUŞÇU
BAZI
TÜRK-İSLAM
DÜŞÜNÜRLERİ
HAREZMİ
İBNİ-SİNA

FARABİ, 870 yılında
Türkistan'da Siderya
(Seyhun) nehri ile Aris'in
birleştiği yerde kurulmuş
eski bir yerleşim merkezi
olan Farab'da (Otrar'da)
doğdu. Babası, Mehmed
adında bir kale komutanı
idi. Hayatı hakkında
sağlam ve ayrıntılı bilgi
pek yoktur. Zaten filozof,
bilgin ve sanatkâr olarak,
yaşadığı yıllarda bugün
tanındığı kadar
tanınmamıştı.

Ebu Nasri Farabi-i Türki, Hakim Farabi gibi
isimlerle de anılır. Asıl adı Ebu Nasr Muhammed
bin Muhammed bin Turhan bin Uzlug'dır. Batı
kaynaklarında adı ''Alpharbius ya da
Alphartabi'' olarak geçer . Hakkında bilgi veren
kaynaklar kendisinden 150-200 yıl sonra
yazıldığı için, güvenilir olmaktan uzaktır.
Efsanelerle süslenerek anlatılan bır ilim ve sanat
adamıdır . Türkçe' den başka Farsça ve
Arapça'yı hristiyan hocalardan ilim dili olan
Latince ve eski Yunanca'yı öğrendi.
Çağının ünlü bilginlerinden Ebu Bişr bin
Yunus'tan Mantık, Ebu Bekr Ibn el
Sarrac'dan dilbilgisi dersleri aldı. Bundan
sonra Harran Üniversitesi'ne giderek felsefe
çalışmaları yaptı ve burada Yuhna bin
Haylan‘ dan Mantık bilgisini ilerletti. Aristo
üzerindeki çalışmalarını burada yaptı.
Filozof ve ilim adamlarının eserlerinin
Arabça'ya çevrilerek öğrenilmesi
Farabi ile başlamıştır denebilir.Önce
Abbasiler , sonra Endülüs medeniyeti
içinde yetişen islâm bilginleri bunları
Batı'ya tanıtmıştır .Orta çağ Avrupası
bu filozofu Arab dilinden, özellikle
Kurtuba'lı ibn-i Rüşd' den öğrendi. Batılı
bilginler Ibn-i Rüşd'ü öğrenmek isterken
Farabi'yi okumak zorunda kaldılar.

Farabi‘ nin eserlerinin yüzyıllarca
Avrupa'da tanınmasının nedeni
budur.Bütün Orta çağ boyunca
Avrupa'da böylesine tanınan, hattâ XX.
yüzyılda bile hakkında araştırmalar
yapılan, eserleri yayınlanan Farabi, 950
yılında Şam'da öldü ve Babüssagir'e
gömüldü. Cenaze namazını Emir
Seyfüddevle'nin kıldırdığını çeşitli
kaynaklar belirtiyor .Farabi'yi bir kaç
yönden incelemek gerekir.
El-Medinetü’l Fazıla: Farabi’nin Bağdat’ta
iken telifine başladığı, Şam’da
tamamladığı ve Mısır’da gözden
geçirerek tekrar düzelttiği bu eser onun
felsefi görüşünü ana hatlarıyla ortaya
koyan en olgun eseri sayılmaktadır.
Günümüze kadar 15’ten fazla baskısı
yapılan bu eseri Nafiz Danışman ve
Ahmed Arslan Türkçe’ye çevirmiştir.

İhsanü’l ‘Ulum:
Farabi’nin en başarılı
olduğu alanlardan
İlimlerin Tasnifi’ne dair
yayımladığı
eseridir. Latince,
İbranice, Almanca,
Fransızca, İngilizce,
İspanyolca gibi dillere
çevirisi yapılan bu eseri
Türkçe’ye Ahmet Ateş
İlimlerin Sayımı adı ile
tercüme etmiştir.

Tahsilü’s-Saade: Bu eser ise
Farabi’nin içtimai, siyasi ve
ahlaki problemleri bir arada
işlediği eseridir. Eser Hilmi
Ziya Ülken ve Kıvamüdin
Burslan tarafından
Türkçe’ye çevrilmiştir. Buna
ek olarak Hüseyin Atay
“Mutluluğu Kazanma”
başlığıyla tercüme ederek
Farabi’nin Üç Eseri adlı
kitabında bir bölüm olarak
yayımlamıştır.

Fusulü’l-Medeni:
Farabi’nin başta siyaset
ve ahlak olmak üzere
çeşitli meselelere dair
görüşlerinin kısa fasıllar
halinde ifadesinden
ibaret olan bu eseri
Hanifi Özcan, Türkçe’ye
çevirmiştir.
El-Musika’l-Kebir:
Farabi’nin musikiye dair
yazdığı bu eseri iki
bölümden oluşmaktadır.
Bazı yazarlar Farabi’nin
aynı isimli başka bir
eserinin daha olduğunu
belirtmektedirler
.
Felsefetü Aristotalis:
Aristo’nun ahlak ve
siyaset dışındaki
eserlerinin bir kritiği
şeklindeki bu eser yine
Hüseyin Atay
tarafından Türkçe’ye
çevrilerek Farabi’nin
Üç Eseri içinde
yayımlanmıştır.

Cebir alanında ilk eser
yazan Müslüman Türk
bilginidir
780 yılında Harezm’de
doğdu. Daha sonra ilim
öğrenmek amacıyla, kendi
döneminin ilim merkezi olan
Bağdat’a gitti. Abbasi
Halifesi Me’mun, Bağdat’ta
kurduğu kütüphanenin
(Darülhikme) idaresini
kendisine verince,
matematik ve astronomi
kaynaklarını uzun süre
inceleme imkanı bulmuştur.

Bağdat’taki bilimler
akademisi
Darülhikme’de görev
alan Harezmî,
matematik, astronomi
ve coğrafya alanında
değerli çalışmalar
yaptı.
Harezmî, ilk defa,
birinci ve ikinci
dereceden
denklemleri analitik
metotla;
bir bilinmeyenli
denklemleri de
cebirsel ve geometrik
metotlarla çözmenin
kural ve yöntemlerini
tespit etti.
Matematikte ilk kez
sıfır rakamını kullanan
Harezmî, cebir bilimini
metodik ve sistematik
olarak ortaya koydu.
Kendisinden önceki
cebire ait konuları,
yine ilk kez ‘cebir’ adı
altında sistemleştirdi.

Harezmî, matematik,
astronomi ve coğrafya
alanında çok sayıda
eser yazdı.
Yeryüzünün çapına ait
hesaplarını Kitâbu
Sûreti’l-Arz adlı
kitabında topladı. Bu
eserde, Nil Nehri’nin
kaynağını açıklayan
Harezmî, Batlamyus’un
astronomik cetvellerini
de düzeltti.

Harezmî, matematik, astronomi ve
coğrafya alanında çok sayıda eser
yazdı.
Yeryüzünün çapına ait hesaplarını Kitâbu
Sûreti’l-Arz adlı kitabında topladı. Bu
eserde, Nil Nehri’nin kaynağını açıklayan
Harezmî, Batlamyus’un astronomik
cetvellerini de düzeltti.


Güneş ve ay tutulmasına dair
incelemelerini topladığı Zîcü’l-Harezmî
adlı eserinde ise, astronomi için gerekli
trigonometri bilgi ve cetvellerini verdi.
Harezmî, 850 yılında Bağdat’ta vefat etti.

MATEMATİK İLE İLGİLİ
ESERLERİ

El- Kitab'ul Muhtasar fi'l
Hesab'il Cebri ve'l
Mukabele


Kitab al-Muhtasar fil
Hisab el-Hind
El-Mesahat
ASTRONOMİ İLE İLGİLİ
ESERLERİ
 Ziyc'ul Harezmi

Kitab al-Amal bi'l
Usturlab

Kitab'ul Ruhname
 COĞRAFYA İLE
İLGİLİ ESERLERİ

Kitab surat al-arz
 TARİH
İLE İLGİLİ
ESERLERİ
 Kitab'ul
Tarih

4 Eylül 973'te
Harezm'de doğdu.
Harezm Afriğî
hükümdarları
sülalesinden olan
matematikçi ve
astronom Ebu Nasr
Mansur’un
korumasında küçük
yaşta Kas'taki (Ket)
Harezm sarayına
girdi.

Birûni, Harezm
sarayında astronomi
ve matematik öğrendi.
Başkenti Gürgenç olan
Memunîlerin
hükümdarı Ebu Abbas
Memun'un 995 yılında
Kas kenti üzerine
yürüyerek Sultan Ebu
Abdullah Muhammed'i
öldürüp Harzemşah
ünvanını alması üzerine
Birûni, Tahran
yakınlarındaki Rey
kentine sığındı. Bir süre
sonra da Hazar
Denizi'nin güneyindeki
Cürcan kentine
yerleşti.

Bu dönemde Birûni,
Ziyarî hükümdarı Kâbus
bin Vaşmgîr’in sarayına
girdi. Bir tür tarih yapıtı
olan El-Asaru'l-Bakiye
ani'l-Kuruni'l-Haliye'yi
(Telaffuz: Ketāb al-āṯār
al-bāqīa ‘an al-qorūn
al-ḵālīa; Türkçe: Geride
Kalan Yüzyıllar) orada
yazarak sultana sundu

. Memun'dan sonra
Harezm sultanı olan
oğlu Ali bin Memun
tarafından 1009 yılında
Gürgenç'e çağrılan
Birûni, sarayda İbn
Sina, İbn Miskeveyh,
Ebu Nasr Mansur gibi
bilginlerle birlikte çalıştı.
Ali bin Memun'un
ölümü üzerine başa
geçen kardeşi II.
Memun, bilginlere
önem veriyordu.

1017 yılında Türk
hükümdar Gazneli
Mahmut'un Gürgenç'i
alarak Memunî
Hanedanlığı'na son
vermesiyle beraber
Birûni, Gazne'ye
götürülerek Gazneli

Mahmut ile
çalışmaya başladı.
Bunu izleyen on yıl
içinde astronomi ve
matematik
çalışmalarının
doruğuna erişti. Bu
tutsaklığı sırasında,
anayurtlarından
sürülmüş ve tutsak
olan Hintli bilginlerle
tanıştı. Birçok dilde
ilmi çeviriler yaptı.

Gazneli sarayında
büyük saygı gören
Birûni, hayatının
sonuna kadar Gazne
sarayında kaldı. Yine
Gazneli Mahmut'un
oğlu Sultan Mesut ve
torunu Sultan
Mevdud döneminde
değer gördü. Son
yıllarını Gazne'de
geçirdi ve burada
1048 yılında öldü.

1. EI-Asâr'il-Bâkiye
an'il-Kurûni'I-Hâli-ye:
(Boş geçen asırlardan
kalan eser-ler.)
2. EI-Kanûn'ül-Mes'ûdî;
En büyük ese-ridir.
Astronomiden
coğrafyaya
kadarbirçok konuda
yenilik, keşif ve
buluşları içine alır.
yazmış

3. Kitab'üt-Tahkîk Mâ li'IHind: HindTarihi, dini, ilmi ve
coğrafyası hakkın=da geniş
bilgi verir.
4. Tahdîd'ü Nihâyeti'l-Emâkin
li Tas-hîh-i Mesâfet'ilMesâkin: Meskenler arasındaki mesafeyi düzeltmek
için mekân-ların sonunu
sınırlama. Bu eseriyle Bîrû-nî,
yepyeni bir ilim dalı olan
Jeodezi'nintemelini atmış, ilk
harcını koymuştu.

5. Kitabü'I-Cemâhir fî
Ma'rifet-i Cevâ-hir:
Cevherlerin
bilinmesine dair
kitap.
6. Kitabü't-Tefhim fî
Evâili Sıbaâti'tTencim: Yıldızlar
İlmine Giriş.

7: Kitâbü's-Saydele fî
Tıp: EczacılıkKitabı.
İlaçların, şifalı otların
adlarınıaltı dildeki
karşılıklarıyla

Ali Kuşçu asıl adı Ali
Bin Muhammed (d.
1403, Semerkant - ö.
16 Aralık 1474,
İstanbul), Türk.[1]
gökbilimci,
matematikçi ve
dilbilimci. Gökbilimci
ve kelam alimi olan
Ali Kuşçu, 15.
yüzyıl'da
Semerkant'ta doğdu.

Babası Muhammed,
Timur İmparatorluğu
Sultanı ve astronomu
Uluğ Bey'in kuşçusu
olduğu için, ailesi
"Kuşçu" lakabıyla
meşhur oldu. Küçük
yaştan itibaren
matematik ve
astronomiye ilgi duyan
Ali Kuşçu, Bursalı
Kadızâde Rumî,
Gıyâseddin Cemşîd ve
Muînuddîn Kâşî’den
matematik ve
astronomi dersi aldı.

Daha sonra bilgisini
artırmak için Kirman'a
gitti. Burada Hall-ü
Eşkâl-i Kamer (Ay
Safhalarının
Açıklanması) adlı risale
ile Şerh-i Tecrîd adlı
eserini yazdı. Ali Kuşçu,
Semerkant ve
Kirman'da eğitimini
tamamladıktan sonra
Uluğ Bey'e yardımcı ve
rasathanesine müdür
oldu.

1449'da hacca gitmek
istedi. Tebriz'de
Akkoyunlu hükümdarı
Uzun Hasan kendisine
büyük saygı gösterdi ve
Osmanlı Devleti ile barış
görüşmelerinde yardımını
istedi. Ali Kuşçu, Uzun
Hasan'ın sözcülüğünü
yaptıktan sonra II.
Mehmed'in davetiyle
İstanbul'a geldi. Osmanlı
- Akkoyunlu sınırında II.
Mehmed'in emriyle
büyük bir törenle
karşılanan Ali Kuşçu,
Ayasofya medresesine
müderris oldu. Ali Kuşçu,
16 Aralık 1474 tarihinde
İstanbul'da öldü.

Samanoğulları sarayı
kâtiplerinden Abdullah
Bin Sina'nın oğlu olan
İbn-i Sina (Batı'da
Avicenna adıyla tanınır),
babasından, ünlü bilgin
Natili'den ve İsmail
Zahit'ten ders aldı.
Geometri (özellikle
Eukleides geometrisi),
mantık, fıkıh, sarf, nahif,
tıp ve doğabilim üstüne
çalışmalar yaptı.
Farabi'nin el-İbane's[kaynak
belirtilmeli] aracılığıyla

Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenip,
hastalanan Buhara prensini iyileştirince (997)
saray kütüphanesinden yararlanma olanağına
kavuştu. Babası ölünce, Cür-can'da Şiraz'lı Ebu
Muhammed'ten destek gördü (Tıp Kanunu'nu
Cürcan'da yazdı). Çağında tanınan bütün
Yunan filozoflarının Anadolu doğacılarının
yapıtlarını incelemiştir.
Download