7`den 70`e hemen herkesin sorunu BEDENİ YORGUN

advertisement
BASIN BÜLTENİ
24 MART 2015
7’den 70’e hemen herkesin sorunu
BEDENİ YORGUN DÜŞÜREN 9 HATALI ALIŞKANLIK
Öyle yorgunum ki kolumu kıpırdatacak halim bile yok… Tek isteğim kanepeye uzanıp, saatlerce
dinlenmek… Gelmek isterdim ama çok yorgunum… Bu cümleler size çok tanıdık geliyor, değil
mi? Modern çağın önemli bir sorunu, yorgunluk! Neredeyse 7’den 70’e hemen hepimizin
yakındığı yorgunluk hali vücudumuzun bize gönderdiği bir uyarı aslında; “dur ve kendini dinle”
mesajı. Yorgunluğun altında diyabet, demir eksikliği anemisi, tiroit hastalıkları veya depresyon
gibi hastalıklar da yatabiliyor elbette. Ancak yaşamı çekilmez hale getiren bu yakınmamızın
nedeni genellikle ‘hatalı alışkanlıklarımız’ oluyor. Peki ama nerede hata yapıyorum? dediğinizi
duyar gibiyiz. Acıbadem Bağdat Caddesi Tıp Merkezi’nden Endokrinoloji ve
Metabolizma Uzmanı Dr. Yaser Süleymanoğlu, vücudumuzu yorgun düşüren 10 hatalı
alışkanlıklarımızı anlattı.
1. Uykusuz kalmak
Hücrelerin onarımından ve yenilenmesinden sorumlu olan melatonin karanlık ortamlarda,
ortalama olarak 23.00-05.00 saatleri arasında salgılanıyor. Az uyuyan kişilerde ise yetersiz ve
düzensiz salgılanarak yorgunluğa yol açıyor. Melatonin hormonunun salgılanması ve hücre
onarımı için her gün 6-8 saat uyumak çok önemli. Ayrıca cumartesi geç saatlerde yatıp, pazar
günü de geç saatte uyanmak, uyku düzeni ve vücut ritmini bozuyor. Bu nedenle hafta sonları da
uyku düzeninizi bozmamaya özen gösterin.
2. Güne kahvaltısız başlamak
Gece uyurken vücudumuz enerji tüketmeye devam ediyor. Karaciğerde biriken enerji deposu
(glikojen) kısmen boşalıyor. Sabah saatlerinde de vücut kısmen boşalmış olan enerji deposunu
doldurmak istiyor. Eğer sabah kahvaltı atlanırsa veya gelişigüzel yapılırsa, bu durumda enerji
deposu yeterli yakıtı alamadığı için kan şekeri düşüyor ve kişi gün boyunca kendini yorgun
hissediyor. Enerjik olmak için tam buğday ekmeği, peynir, yumurta ve mevsim yeşilliklerinden
oluşan bir kahvaltı yapmayı ihmal etmeyin.
3. Hareketsiz bir yaşam sürmek
Enerji harcamak yerine hareketsiz yaşam tarzı sürdüren kişiler genelde halsiz oluyorlar. ABD’de
Georgia Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada; düzensiz yaşam tarzı (sedanter yaşam) sürdüren
bir grubun 20 dakika egzersiz yaptıklarında, halsizlik belirtilerinin 6 haftada azaldığı ortaya
konmuş. Dr. Yaser Süleymanoğlu, düzenli egzersiz yapmanın halsizlik ve yorgunluk yakınmasına
iyi gelmesinin yanı sıra kalp ve damar sisteminin daha sağlıklı çalışmasını da sağladığına dikkat
çekiyor. Bu olumlu etki dokulara yeteri kadar oksijen ve besin taşınabilmesi sayesinde
gerçekleşiyor.
4. Tatil yapmamak
Yoğun çalışma temposu olan kişilerde zamanla beyin yorgunluğu oluşuyor. Bu durum tatil
yapma ihtiyacı geldiğine işaret ediyor. Çünkü tatilin beyni ve vücudu dinlendirmek gibi son
derece önemli bir işlevi var. Ancak tatilden verim alabilmek içinse öncelikle bilgisayar karşısında
iş takip etmekten, telefonla iş konuşmaları yapmaktan kaçınmak gerekiyor. Aksi halde tatilin bir
anlamı kalmıyor ve kişi işe tekrar yorgun dönüyor.
5. Teknoloji kullanımını abartmak
Tablet, bilgisayar ve akıllı telefonların oluşturdukları ışınlar, gece boyunca salınan melatonin
hormonunu olumsuz yönde etkiliyor. Bu cihazların uyku öncesinde veya yatakta kullanımı
kalitesiz uykuya neden oluyor. Kalitesiz bir uyku da, ertesi güne yorgun uyanmak anlamına
geliyor. Yapılan araştırmalarda, bu tür cihazların az uykudan 2 saat önce bırakılması gerektiğine
dikkat çekiliyor.
6. Kahve ve çayı geç saatte tüketmek
Birçoğumuz günün erken saatlerinde kahve ve çay gibi kafeinli içecekleri tercih ediyoruz. Oysa ki
bu alışkanlık güne enerjik başlamamızı sağlasa da, kafein birikimi vücutta negatif enerji yarattığı
için ilerleyen saatlerde huzursuzluk ve halsizliğe yol açıyor. Üstelik akşam saatlerinde
tüketeceğiniz kafeinli içeceklerin uyku kalitenizi bozduğunu da utmayın. Endokrinoloji ve
Metabolizma Uzmanı Dr. Yaser Süleymanoğlu, bu tür içecekleri uykudan en az 6 saat önce
tüketmeyi bırakmanız gerektiğini belirtiyor.
7. Yeterince su içmemek
Vücuttaki su oranının sadece yüzde 2’sini kaybettiğimizde bile enerjimiz yüzde 20 oranında
azalıyor. Amerika’da Texas Ben Hogan Sports Hekimliği Sağlık Merkezi’nin yaptığı çalışmaya
göre; vücuttaki sıvı kaybı kan hacminin azalmasına neden oluyor. Kan yoğunlaşınca da dokulara
ve kaslara yeteri kadar oksijen ile besin ulaşamıyor. Bunun sonucunda da vücut halsiz kalıyor.
Her gün en az 2 litre su içmeyi asla ihmal etmeyin.
8. Rafine gıdalar ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmek
Rafine ve hazır karbonhidrat gıdanın ana maddesi olan glikozdur. Aşırı glikoz içeren besin
alındığında fazla insülin salınımına yol açıyor. İlerleyen saatlerde de istenmeyen hipoglisemi,
yani kan şekeri düşüklüğü oluşuyor. Kan şekerinin düşmesi sonucu da; konsantrasyon kaybı,
sinirlilik, uyku halı ve doğal olarak yorgunluk gelişebiliyor. Bunun yerine dengeli beslenmeli ve
doğal besinleri (kepekli girisini,) (kuru meyve kaysı, incir, kuru erik veya hurma) ya da taze
meyveleri (elma, armut ve ayva gibi) tercih etmeli. Turunçgiller ve muz ise hayli şeker
içerdiklerinden az tüketilmeli.
9. Kendimize zaman ayırmamak
Sabah alelacele yapılan kahvaltının ardından işe yetişmek, toplantıdan toplantıya koşuşturmak,
bitmek bilmeyen telefon ve maillere yanıt vermek, çocuğu okuldan almak, alışveriş yapmak, evi
toparlamak, arkadaşlara ve aileye zaman ayırmaya çalışmak… Sorumluluklarımızı en iyi şekilde
yerine getirmeye çalışırken, hemen her gün dur durak bilmeden koşuşturuyoruz… Hem
bedensel, hem zihinsel olarak kendimize zaman ayıramamanın faturasını da yorgun düşerek
ödüyoruz.
Basın İletişimi İçin:
Funda ÇATAR / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 544 29 60 / 0533 256 03 04 / [email protected]
Aslı TEKÖZ KAHRAMAN / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 547 35 58 / 0532 501 11 45 / [email protected]
Duygu YILMAZ / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 547 35 58 / 0532 773 67 11 / [email protected]
Sezen MUTLU / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 544 96 93 / 0539 584 86 54 / [email protected]
Download