Son günlerde Türkiye`de bilinçsiz antibiyotik kullanımı ve

advertisement
BASIN BÜLTENİ
17 KASIM 2014
Yanlış kullanıldığı için mikroplar akıllandı
DOKTORA SORMADAN ANTİBİYOTİK ALMANIN 8 ZARARI
Antibiyotikler herhangi bir bakteri (mikrop) tarafından, başka saldırı yapan bir mikrobu
öldürmek veya çoğalmasını durdurmak için kullanılıyor. Bitkilerden elde edilebildiği küf
mantarlarında bulunan bazı maddelerin geliştirilmesiyle de elde ediliyor. Ancak antibiyotiklerin
doğru kullanımı konusunda ciddi sorunlar var. Acıbadem Bağdat Caddesi Tıp
Merkezi'nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yaser Süleymanoğlu, antibiyotiklerin doktora
danışılmadan kullanılmasının başlıca 8 zararı bulunduğunu belirterek, bu zararları şöyle
sıralıyor:
1.
Antibiyotiklere karşı vücutta direnç oluşuyor ve ilacın etkinliği azalıyor.
2.
Böbrek ve karaciğer fonksiyonları olumsuz etkileniyor.
3.
Kemik iliği ve bağışıklık sistemi baskılanıyor.
4.
Mantar ve parazit enfeksiyonları artıyor.
5. “Süper enfeksiyon” ve hastalık derinleşiyor. Örneğin, basit bir üst solunum
enfeksiyonundan sonra zatürre, sinüzit veya orta kulak iltihabı gibi hastalıklar gelişebiliyor. Bu
tip apse gelişirse buna süper enfeksiyon deniyor.
6.
Kanlı ishal meydana gelebiliyor.
7.
Çocuklarda diş sararması görülüyor. Anemi ve astım hastalığı tetikleniyor.
8.
Çocukların büyüme süreci engelleniyor.
Mikroplar da akıllandı
Yaklaşık 60 yıldır ilaç sanayisinde ciddi gelişmeler olduğunu, ancak mikropların akıllı yapısı
antibiyotiklere karşı direnç oluştuğunu belirten Dr. Yaser Süleymanoğlu, “Antibiyotiklere
direnç oluşması şu anlama geliyor: Antibiyotikler, kullanıldıkları hastalık gruplarına karşı
önceleri etkiliyken, gereksiz yere kullanım sonucunda bu etkinliğini kaybediyor. Hasta ilacı
kullanmasına rağmen faydasını göremiyor” diye konuştu.
Antibiyotiklere karşı direnç oluşması halinde, artık o antibiyotiğin mikroplara karşı etki
edemeyeceğini bu nedenle de her bakteriye uygun antibiyotik kullanılması gerektiğini ifade
eden Dr. Yaser Süleymanoğlu, şunları söylüyor:
“Hastalığa neden olan etkenin bulunması ve bu etkene karşı etkili olacak antibiyotiği bulmak
için bir ‘Kültür-Antibiyogram Testi’ adı verilen laboratuvar testinin yapılması gerekiyor.
Antibiyotikler hiç bir virüse karşı etkili değildir. Yani viral hastalıklarında antibiyotiklerin yeri
yoktur. Daha kötüsü bazı bakteri ve mantarların çoğalmalarına sebep olabileceği için
zararlıdır. Enfeksiyon hastalıklarının bir bölümü virüslere bağlı olduğuna göre, her ateşli
hastaya hemen antibiyotik vermek son derece yanlıştır. Farenjit, Grip, nezle gibi virüslerin
neden olduğu hastalıklara karşı etkili değillerdir. Ateş düşürücü ya da ağrı kesici etkileri
yoktur. Antibiyotikler mutlaka doktor tarafından uygun olarak kullanılmalıdır. Bilmeden
kullanılan antibiyotikler hastalığı iyileştirmezler, hatta vücuda bir çok zarar da verebilirler.
Antibiyotiğe bağlı ağır kanlı ishal, deri egzamaları, hazım problemlerini kliniklerimizde çok
görüyoruz.”
Türkiye'de tedavi maliyetinin yüzde 50'sini oluşturuyor
Türkiye'de antibiyotiklerin reçetesiz verilmesi nedeniyle birçok uygunsuz durumda
kullanıldığına değinen Dr. Yaser Süleymanoğlu, şu bilgileri veriyor:
“Ülkemizde antibiyotiğe karşı direnç çoğalmıştır. Ülkemizde olduğu gibi ABD ve Avrupa’da
gereksiz antibiyotik kullanımı istatistik çalışmalarda hayli fazladır. Türkiye'de net rakamlar
olmamakla beraber antibiyotik kullanımı Avrupa’ya nazaran daha yüksektir. Antibiyotikler
halen ilaç ile tedavi maliyetlerinin yüzde 50’sini oluşturuyor. Antibiyotik tedavi rejimlerinin
yaklaşık yüzde 20-50’sinin uygunsuz olduğu belirtiliyor. Antibiyotiklerin sık ve uygunsuz
kullanımının yarattığı en önemli sorun şüphesiz dirençli mikroorganizmaların oluşmasıdır. Bu
mikroorganizmalar özellikle hastane enfeksiyonlarında önemli rol oynuyor. Uygunsuz
antibiyotik kullanımı dirençli mikroorganizmaların oluşmasını arttırıyor. Bu dirençli
mikroorganizmaların tedavisi için yeni ve daha yüksek teknolojiler kullanılarak geliştirilen
pahalı antibiyotikler kullanıldığı için da tedavi maliyetleri yükseliyor. Maliyetlerdeki artış yeni
ve pahalı antibiyotiklerin kullanıma sunulmasıyla daha da artacak gibi görünüyor. ABD'de
hastane ilaç bütçesinin yüzde 30’unu antibiyotik giderlerinin oluşturduğu belirtiliyor. Bu
ülkede antibiyotiklere her yıl ödenen para 7 milyar dolardan fazla ve bunun 4 milyar doları
dirençli bakteri enfeksiyonlarına harcanıyor.”
Neden her hastaya vermemek gerekiyor?
Antibiyotik tedavisinin her hastaya verilmemesi gerektiğini, böbrek yetmezliği bulunan
hastalara verilmesi halinde üre denilen zehirli maddenin yükselmesine neden olduğunu
vurgulayan Dr. Yaser Süleymanoğlu, antibiyotiklerin yanlış kullanamının yaratacağı sonuçlar
hakkında şunları söylüyor:
“Böbrek veya karaciğer hastalıklarında kullanılacak olan antibiyotikler iyice bilinmelidir. Çoğu
defa sık kullanılan antibiyotikler, iki üç ay sonra kemik iliğindeki kan hücrelerinin tahribine
bağlı derin bir anemi veya lökosit baskılanmasına yol açabilir. Bazı antibiyotikler belirli
yaşlarda verilmemelidir. Mesela altı yaşından küçüklerde tetrasiklin grubu antibiyotiklerin
kullanılması doğru değildir. Altı yaşından küçüklere tetrasiklin verildiğinde dişlerde kalıcı bir
bozukluğa (şekil bozukluğu, renk değişimi, büyümenin durması gibi) sebep olabilir. Geniş
spekrumlu antibiyotiklerin yüksek dozda ve uzun süreli kontrolsüz kullanılması, vücudun
herhangi bir yerinde mantarın çoğalmasına sebep olabilir.”
Bazı antibiyotiklerin bazı ilaçlarla, yemekle, meyve sularıyla, sütle alınmaması gerektiğine
değinen Dr. Yaser Süleymanoğlu, “Süt ve antiasit mide ilaçları ile etkileşen birçok grup vardır.
Antibiyotiklerin pek çoğunun hamilelikte kullanması sakıncalıdır. Bazıları, anne karnındaki
çocukta birçok sakatlıkların meydana gelmesine sebep oluyor. Eğer mutlaka antibiyotik
vermek gerekiyorsa, güvenli olanların doktor tarafından seçilmesi gerekiyor. Antibiyotiklerin
alkolle alınması son derece sakıncalıdır. Karaciğer yetmezliği, mide kanaması, anaflaktik şok
dahi gelişebilir” diyor.
Basın İletişimi İçin:
Birsel SANCAR AYAZ / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 544 38 49 / 0532 255 29 34 / [email protected]
Funda ÇATAR / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 544 29 60 / 0533 256 03 04 / [email protected]
Aslı TEKÖZ KAHRAMAN / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 547 35 58 / 0532 501 11 45 / [email protected]
Duygu YILMAZ / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 547 35 58 / 0532 773 67 11 / [email protected]
Sezen MUTLU / Basın ve İletişim Uzmanı 0216 544 96 93 / 0539 584 86 54 / [email protected]
Download