Direnişten önce ve sonra değişen ruh halleri TODAP ATÖLYE ÇALIŞMASI Aylin ÜLKÜMEN Deniz AKYIL Deniz ŞİMŞEK Eser SANDIKCI Uğur SEZER Yusuf ÖNTAŞ YER: Taksim Gezi Parkı TARİH: Haziran 2013 TODAP KIMDIR VE NEDEN GEZI DIRENIŞINE KATILDI? TODAP’ın amacı, psikologların ve psikoloji öğrencilerinin eşitlikçi, özgürlükçü ve kardeşlikten yana bir toplumsal dayanışma ekseninde mesleki örgütlenmesini sağlayarak, psikoloji teori ve pratiğinin eleştirisi ve yeniden üretimi yönünde çalışmalar yapmaktır. DENEK DEĞIL MÜTTEFIK Topluluklara kendi araştırma amaçlarının peşine düşecekleri alanlar olarak bakmak yerine, eleştirel psikologlar değişim için mücadele veren gruplarla ittifak kurar; uzmanlık ve bilgilerini bu yolda nasıl kullanabileceklerini öğrenmeye çalışır. TODAP VE DIRENIŞ HAREKETLERI ILE ITTIFAK “Irk ayrımcılığına, devlet şiddetine ve toplumsal, siyasi ve ekonomik eşitsizliğin çeşitli biçimlerine karşı mücadele eden “direniş hareketleri” ile ittifak kuran bir eleştirel psikoloji anlayışı tahayyül ediyoruz.” Steinitz ve Mishler KATILIMCI EYLEM ARAŞTIRMASI Katılımcı eylem araştırmaları ve katılımcıların hayatlarının anlam ifade etmesini sağlamaya çalışan ve etkin failler olarak ele alan diğer yaklaşımlar, psikologları laboratuarlardan çıkartarak, resmi araştırma biçimlerinin dışında arayışlara yöneltti. DIRENIŞIN ÖZNESI OLMAK TOPLUMSAL ADALET VE INSAN REFAHI “Eleştirel psikolojinin anaakım psikolojiden temel ayrımı “toplumsal adalet ve insan refahı”na verdiği önceliktir.” Fox ve Priletensky “GENÇ BIR ADAMIN MESLEK SEÇIMI ÜZERINE DÜŞÜNCELERI” Meslek seçimi yapılırken iki unsur göz önünde bulundurulmalı: Toplumun refah düzeyinin yükseltilmesi ve bizim manevi yönden gelişmemiz. Bunların ikisi birbiriyle çatışmamalı; birisi diğerini yok etmemeli. Birey ancak gelişmiş bir toplum içerisinde ciddi gelişmeler, yükselmeler gösterebilir.Mükemmel bir birey; ancak mükemmel bir toplum içerisinde yetişebilir. Eğer kişi sadece kendisi için çalışırsa ünlü bir bilim adamı, büyük bir düşünür, çok iyi bir şair olabilir; ama mükemmel bir insan olamaz.Tarih ancak ortak çıkarlar için çalışmış insanların yüceliğini kabul eder.En mutlu insan, en fazla sayıda insanı mutlu eden insandır. Din bile bize şunları söylüyor: ''Mükemmellik, insanın kendisini toplum için feda etmesidir'', buna kim karşı çıkabilir ki? Eğer toplumun refahı için en iyi mesleği seçmişsek, zorlukları bizi korkutamaz.Çünkü bu, birimizin hepimiz için var olmasıdır.Ancak o zaman küçük bencil mutluluklarımızdan kurtulacağız.Zavallı ümitlere bel bağlamayacağız.Bizim mutluluğumuz milyonların mutluluğu olacak; yaptıklarımız ise büyük bir başlangıcın temeli. • Karl Marx STEINITZ VE MISHLER; PSIKOLOJININ nötr, objektif ve bilimsel bir disiplin olduğuna yönelik sık karşılaşılan iddiaya karşı, eylemci ve partizan bir psikoloji anlayışını öne çıkarıyoruz. Direnişten önce ve sonra değişen ruh halleri TODAP ATÖLYE ÇALIŞMASI Aylin ÜLKÜMEN Deniz AKYIL Deniz ŞİMŞEK Eser SANDIKCI Uğur SEZER Yusuf ÖNTAŞ YER: Taksim Gezi Parkı TARİH: Haziran 2013 DIRENIŞTEN ÖNCE DIRENIŞTEN ÖNCE DIRENIŞTEN SONRA DIRENIŞTEN SONRA DIRENIŞ IYILEŞTIRIR Doğa ve topluma olan yabancılaşmanın kırılması (plazadan toprağa) Kapitalist toplumsal ilişkilerin dışına çıkma arayışı-komün deneyimi (rekabet yerine dayanışma, paranın kullanılmaması) Baskı ve iktidar karşısında mücadele GEZI DIRENIŞININ ÖGRETTIKLERI Ana akım psikoloji, batılılaşmış, bireyci dünya görüşünün, yalnızlaştırıcı ve kendine odaklı varsayımlarını kabul eder ve hatta onları onaylar. Bireyci dünya görüşü, insanları ortaklık, bağlılık ve topluluk olma duygusunun ulaşılmaz yada önemsiz olduğuna inandırır ve bu yolla bunların gelişmesini engeller TOPLUMSAL BAĞLAM Psikolojinin bireye odaklanmasına ilişkin itirazımız vardır.Bireye odaklanmak yerine, insanların davranışlarının içinde bulundukları toplumsal ve kültürel bağlam içinde ele alınması gerektiğini düşünürüz. Bu nedenle sığ bir bakış açısıyla bireye odaklanan mevcut tanı sistemini sorgularız. Biz eleştirel psikologlar olarak psikolojik sorunları anlarken biyomedikal çerçevenin yaygın bir şekilde benimsenmesine itiraz ediyoruz. Bu tür çerçeveler danışanın kişisel geçmişini, sorunun kişilerarası ve ilişkisel bağlamını ve daha geniş ölçekte toplumsal, politik ve kültürel sistemin sorun üzerindeki etkisini arka plana iter. Geleneksel psikoterapiler genellikle yanlış olanın kişinin kendisinde olduğunu varsayar; bu varsayıma göre çevresel koşullar sorgulanmaz ve bunların değiştirilmeleri gerekmez. Bu sebeple danışanlara sorunları oluşturan durumları dönüştürmek için yardımcı olmaktansa, var olan koşullara uyum sağlamaları için yardımcı olunur. Martin Baro’nun yoksulların önceliği ilkesi ve Freire’nin eleştirel bilinci geliştirme amaçlı problem sunma yaklaşımı, ittifak kurmak ve kurbanı suçlayan baskın paradigmanın reddedilmesi konularında model oluşturmaktadır.