YEŞİL SERA ETKİSİ ve KÜRESEL ISINMA3

advertisement
Malatya ÇBS E-Akademi E-Çevre No : 2 - (12.09.2012)
KÜRESEL ISINMA VE YEŞİL SERA ETKİSİNE KISA BİR BAKIŞ
Barış Baykant ALAGÖZ
Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Elektronik ve Hab. Mühendisi
E-posta: [email protected]
Özet: Yeşil sera etkisi ve dünya iklimi üzerindeki etkileri, son yıllarda yaygın olarak
tartışılmaya başlanmış ve geleceğe dönük kaygılar dile getirilmeye başlanmıştır. Tedbir
önerileri resmi otoriteler tarafından değerlendirilemeye başlamıştır. Bu makalede yeşil sera
etkisi ve küresel ısınma ele alınmış ve küresel ısınmanın kontrolüne dönük çözümler
incelenmiştir.
1. Giriş:
Yeşil sera etkisi, yerküre tarafından yansıtılan güneşten ışınlarının, atmosferde
tutulması veya tekrar dünya yüzeyine yansıtılması sonucu, dünya yüzey sıcaklığının artması
durumu olarak tanımlanmıştır [1,2]. Atmosfer tarafından tutulan ısı enerjisinin miktarı
üzerinde, atmosferik sera gazı olarak kategorize edilen gazların önemli rol oynadı belirleniştir.
Atmosferde bu gazların miktarlarının artışının, daha fazla ısı enerjisinin tutulmasına yol
açarak, yeşil sera etkisinin daha hissedilir düzeye ulaşmasına yol açacağı öngörülmektedir.
Isınan yerkürenin, başlangıçta buzulların erimesi, deniz akıntılarının yönlerinin
değişmesi.. gibi iklimsel olaylara neden olması beklenmektedir. Öncelikle, kıyılarda deniz
sevilerinin yükselmesi yanında kara içlerinde iklimsel dengelerin değişmesi sonucu, bazı
bölgelerde aşırı ısınma ve nem kaybı nedeni ile çölleşme görülürken, bir çok bölgede yağış
dengelerinin bozulması ve sel gibi olumsuz iklimsel değişimlerin açığa çıkması beklenebilir.
Bu iklimsel olayları müteakip, ikincil etki olarak ortaya, ülkelerin su rejimi ve tarım
faaliyetlerinin olumsuz etkilenmesi gelecektir. Doğa koşullarının değişimine bağlı olarak,
canlı çeşitliliğinin değişimi, yeni koşullara uyum sağlayamayan bazı türlerin yok olma riski
açığa çıkacaktır. İnsan yaşantısında ise, uzun süren kuraklık ve takibenden açlık dönemleri
yanında, değişen ve zorlaşan yeni hayat koşullarda, kaynakların paylaşım problemi, dünya
barışını tehdit edebilir noktalara gelme potansiyelini taşımaktadır.
Bu kötü hal senaryolarının gerçeğe dönüşmesini önlemek için, küresel ısınma ve yeşil
sera etkisinin kontrol altına alınmasına dönük bilimsel tartışmalar yapılmış ve tedbirler
alınması konusunda uluslararası düzeyde kongreler yapılmıştır. Çevre örgütleri, küresel
ısınma, iklim değişimleri ve yeşil sera gazı salınımı konularında, bilinçlendirme çalışmaları
yürütmüş, toplantılar ve etkinlikler düzenleşmiştir. Ülkeler, kendi bölgelerinde bu konudaki
tedbirlerini artırmaya davet edilmiştir. Ölçümleme ve takip kurumları konuyu izlemeye
başlamıştır. Örneğin Avrupa Çevre Ajansı (EEA), Avrupa bölgesi karbondioksit salınımlarını
takip etmekte ve bunu kamuoyu ile paylaşmaktadır. Ülkeler, sera gazı izleme ve kontrol
yönetmeliklerini çıkarmakta ve sera gazı salınımını kontrol altına almaya çalışmaktadır. Bu ve
benzeri çalışmaların ve etkinliklerin, küresel ısınmayı yavaşlatmada ne ölçüde başarılı
ulaşacağını zaman gösterecektir. Ancak, konunun sürekli güncel tutulması, uygulamaların ve
1
Malatya ÇBS E-Akademi E-Çevre No : 2 - (12.09.2012)
tedbirlerin sürekli kılınması gerekmektedir. Global ölçekte gelişen bu soruna karşı, yanlı
yaklaşımlar ve girişimlerin çözüm getiremeyeceği, global iştirak ve bakış açılarının gerekli
olduğu açıktır.
2. Yeşil Sera Gazları ve Global Isınmada Rolü:
Yeşil sera gazları, atmosferde bulunana ve enerjiyi absorbe edip, infrared ışık frekansı
bölgesinde yayan gazlar olarak tanımlanmıştır [3]. Atmosferde en yaygın olarak bulunan sera
gazları, su buharı (H2O) , karbondioksit (CO2), metan (CH4), nitroz oksit (N2O) ve ozon
(O3) gazlarıdır. Bu gazların atmosferdeki konsantrasyonları, insan etkisi ve doğal olarak
salınan gazlar miktarı ile atmosferin ve atmosfer içinde gerçekleşen bazı kimyasal
tepkimelerin yok ettiği gaz miktarı arasındaki dengeye bağlıdır [4]. Yeşil sera etkisine
katkıları itibarı ile derecelendirilmesi gazlar Tablo 1’de görülmektedir [5].
Tablo 1. Yeşil sera etkisine katkı sağlayan bazı gazlar ve katkı dereceleri
Gaz
Yeşil sera etkisine katkısı (%)
Su buharı
% 36 - %72 arası
Karbondioksit % 9 - % 26 arası
Metan
% 4 - %9 arası
Ozon
% 3 - %7 arası
Yeşil sera etkisine neden olmayan yada etkileri ihmal edilebilir düzeyde az olan
gazlarda bulunmaktadır. Bunlar çoğunluk iki eş atomlu (Örneğin, azot (N2), oksijen (O2) ) ve
tek atomlu (Örneğin argon (Ar).) gazlardır. Bunlar için pratikte infrared enerji absorsiyon ve
yayınımlarının söz konusu olmadığı varsayılmaktadır. Gaz olmadığı halde yeşil sera etkisine
katkı sağlayan bir diğer doğal oluşum ise atmosferik bulutlanmadır. Bulutlar, infrared enerjiyi
absorbe edip, infrared yayınımı yapabilmektedir [5].
Yeşil sera etkisine yol açan yeşil sera gazı salınımı, iki temel kaynağa bağlanmıştır.
Birinci kaynak, insan aktiviteleri sonucu gerçekleşen yapay yollu salınımdır. Diğer kaynak ise
insan aktivitesine bağlı olmayan doğal süreçlerde açığa çıkan, doğal yollu salınımlar. İnsan
aktivitesine bağlı sera gazı salımı, endüstri devriminden sonra hızla artmaya başlamıştır.
Enerjinin gereksiniminin, büyük oranda fosil yakıtlara dayalı sağlanması, başlıca
karbondioksit olmak üzere, bir çok sera gazının yapay yollu salımı ciddi ölçülerde
tırmandırmıştır. Şekil 1’de 1800’lerden sonra yaygınlaşan endüstri devrimi sonucu olarak,
global ölçekte karbondioksit konsantrasyonu ve karbon salımındaki artış açıkça
görülmektedir. Şekil 2’de ise 2000 yılı içinde ölçümlenmiş karbonmonoksit konsantrasyonun
global dağılımı verilmiştir. Ormanların yok edilmesi ve hava kirliliği sonucu atmosferdeki
aerosol partikül oranının artışının, yeşil sera etkisine katkısı olmaktadır.
Doğal yolla sera gazı salınımının, endüstri devrimi sonucu oluşan yapay salınımdan 20
kat daha fazla olduğu öngörülmektedir [6]. Ancak, uzun zaman periyotlarında, doğal yollarla
atmosferden çekilen sera gazı ile doğal yolla salınan sera gazını dengelemekte ve bu doğal
dengede, atmosferdeki karbon dioksit mol dilimi, milyonda 260 ve 280 dilim olarak son
2
Malatya ÇBS E-Akademi E-Çevre No : 2 - (12.09.2012)
10,000 yıl boyunca dengede kaldığı tahmin edilmektedir [7]. Bu dengelemede, deniz
planktonlarının atmosferden karbon çekmesi önemli bir rol oynar. Diğer taraftan geniş
ormanlar ve yeşil bitki örtüsü, karbondioksit oranın dengelenmesinde öneme sahip doğal
oluşumlardır. Ancak bu denge endüstri devriminin başına kadar korunabilmiş ve bu aşamadan
sonra artış kaydedilmiştir.
Şekil 1. Dünya ölçeğinde yıllara bağlı karbondioksit dağılımı (üst resim)ve karbon salınımı
(alt resim) miktarları. (Kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/File:Carbon_History_and_Flux_Rev.png)
Şekil 2. Dünya ölçeğinde kabonmonoksit salınım dağılım haritası. Üstteki dağılım, 30 nisan
200 tarihi için, alttaki dağılım 30 ocak 2000 tarihi için çizilmiştir. (Resmin kaynağı:
http://en.wikipedia.org/wiki/File:Mopitt_first_year_carbon_monoxide.jpg)
3
Malatya ÇBS E-Akademi E-Çevre No : 2 - (12.09.2012)
İnsan aktivitesinin yol açtığı yapay yeşil sera gazı salınınmının başlıca kaynağı, fosil
yakıtlara dayalı enerji üretimi ve yeşil saharın yok edilmesi gelmektedir [7]. Bunun yanında
tarım arazilerinde kullanılan kimyasallar, özellikle yapay gübreler özellikle nitroz oksit (N2O)
salınımını artırmıştır. Bunun yanında, kloraflorokarbon (CFCs) gazının soğutucularda
kullanımı, kıvılcım önleme ve yangın önleme amaçlı artan miktarda halon gazı kullanımı,
sanayide kullanılan diğer yeşil sera gazları, yapay salınım kapsamında değerlendirilmekte ve
küresel ısınmaya katkı sağladığı kabul edilmektedir.
Fosil yakıt tabanlı karbondioksit (CO2) gazı salınımının kaynaklara göre dağılımı
Tablo 2’de görülmektedir [8].
Tablo 2. Fosil yakıt tabanlı karbondioksit (CO2) gazı salınımının kaynaklara göre dağılımı[8].
Kaynak
Yüzde Oran
Sıvı yakıtlar (Gazolin, fueloil..vs)
%36
Katı yakıtlar (Kömür..vs
%35
Gaz yakıtlar (Doğal gaz..vs)
%20
Çimenta üretimi
%3
Endüstrisel yanıcı gazlar
%1’den az
Yakıt olamayan hidrokarbonlar
%1’den az
Kyoto Protokolü kapsamında salınımı sınırlanan başlıca sera gazları şunlardır:
Karbondioksit, Metan, Nitroz oksit, sülfürhexafloroid (SF6), hidroflorokarbonlar (HFCs) ve
perflorokabonlar (PFCs). Endüstri devrimi özellikle 1960’dan sonra kullanımı hızla artan bu
gazların Şekil 3’de görülen global sıcaklık artışında rol oynadığı öngörülmektedir.
Şekil 3. Endüstri devriminden sonra global sıcaklık değişiminin yıllara göre çizimi. (Resmin
kaynağı: http://en.wikipedia.org/wiki/File:Instrumental_Temperature_Record_(NASA).svg)
Şekil 3’de görülen global sıcaklık artışı, küresel ısınmayı şüpheye yol açmayacak bir şekilde
açıkça gözler önüne sermektedir. Özellikle 1980’lerden sonra, dünya sıcaklığının ortalama 0.4
o
C civarında artış trendi dikkat çekicidir. Bu sıcaklık artış trendin de, nüfus artışına dayalı
4
Malatya ÇBS E-Akademi E-Çevre No : 2 - (12.09.2012)
olarak; artan fosil tabanlı enerji kullanımı, yoğun sanayileşme, orman alanlarının azalması ve
artan tarımsal faaliyetlerin rolü olduğu öngörülebilir.
3. Küresel Isınmaya Karşı Alınabilecek Belli Başlı Tedbirler:
Temelde küresel ısınma temelde, denge halindeki doğal süreçlerin, bilinçsiz ve özensiz
kaynak kullanımı sonucu, denge durumlarının bozulmasının bir sonuçlarından biridir. Sera
gazı olarak nitelendirilen gazların, atmosfere salınım ve atmosferden emilim süreçlerinde
doğal yada yapay olarak meydana gelen değişimler, global sıcaklık dengelerinin değişmesine
yol açmaktadır. Sera gazı salımının, ağırlıklı olarak karbondioksit salınımının yapay yollu
(fosil yakıtlar enerji üretimi.. gibi) artmasının bir sonucu olarak, küresel ölçekte, yeşil sera
etkisi olarak nitelendirilen, ortalama sıcaklık artışları kaydedilmekte ve bunun olası olumsuz
etkileri ciddi kaygılara yol açmaktadır.
En kolay ve geçerli çözüm, sorunu hiç yaratmamakta, diğer bir ifade ile doğal
kaynakların bilinçli ve doğal dengeleri bozmayacak nitelikte kullanımında yatmaktadır.
Ancak, dengeler bozulmaya başlamış ise mutlaka doğal süreçlerin kendini onarabilmesi ve
normale dönebilmesi için global ölçekli tedbirlere ihtiyaç duyulacaktır. Aşağıda, küresel
ısınmayı önleme konusunda alınabilecek tedbirler ve durumun çok ağırlaşması durumunda,
gelecekte başvurulabilecek acil durum çözüm yolları incelenmiştir.
Bugünden itibaren uygulanabilecek tedbirler:
-Enerji üretiminde sera gazı salınımın düşürülmesi:
Artan nüfus bağla olarak artan enerji ihtiyacı nedeni ile fosil yakıtlara olan talep ve günlük
tüketim hızla artmaktadır. Bu karbon salınımını önemli ölçüde artırmaktadır. Kişi başına
düşen karbon salınımının düşürülmesine dönük tedbirler alınmalıdır. Enerji üretiminde çevre
duyarlı, karbon salınımı düşük kaynaklar tercih edilmeli ve enerji tüketimi bağlamında kişi
başına düşen karbon salınımı düşürülmedir. Özellikle, yenilenebilir çevre dostu enerji üretim
teknikleri geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır [9].
-Enerji verimliliğinin artırılması:
Enerji tüketimini düşürmek ve karbon salınımını azaltmanın bir diğer yöntemidir. Bu nedenle,
günlük kullanımda, enerji verimli tüketim araçları yaygınlaştırılmalıdır. Sanayi üretiminde,
enerji verimliliği sağlanmalı ve kapalı çevrim geri kazanım tabanlı üretim süreçleri (Şekil
4’de gösterilmiştir) tercih edilerek, enerji ve kaynak sarfiyatı azaltılmalıdır. Son kullanıcı
mamüllerde geri dönüşüm yaygınlaştırılmalıdır. Konutlarda, ısı yalıtımı uygulanmalı ve enerji
verimli konut teknolojileri desteklenmelidir. Konutlarda, düşük güçlü (5-10 kwat)
yenilenebilir enerji kullanımı özendirilmelidir. Ulaşım ve taşımacılıkta, yakıt sarfiyatı düşük,
çevre dostu yöntemler tercih edilmelidir. Şehiriçi ulaşımda, karbon salınımı düşük toplu
ulaşım araçları (elektrikli tranvay, metro ulaşım ağı, elektrikli otobüs hatları gibi.)
geliştirilmelidir. Elektrik tabanlı demir yolu taşımacılığı kara ulaşımında yaygınlaştırılmalıdır.
Enerji verimli hava taşımacığı, daha etkin kullanılmalıdır. Deniz taşımacılığında, yenilenebilir
enerji teknolojileri (Rüzgar ve güneş) destekleyici enerji kaynakları olarak kullanılmaya
başlanmalıdır.
5
Malatya ÇBS E-Akademi E-Çevre No : 2 - (12.09.2012)
Seyreltilmiş
Zararsız
Atık
Ürün
Ham Madde
Üretim
Prosesi
Geri Kazanım
Zararlı
Atık
Geri Kazanılmış Atık
Şekil 4. Kapalı çevrim geri kazanım tabanlı üretim sistemi mimarisi. Mümkün olduğunca
yüksek geri kazanım oranları ile doğaya salınan atık miktarı azaltılabilir.
- Sanayi üretim ve son kullanıcı tüketim süreçlerinde sera gazı salınımının azaltılması:
Üretim süreçlerinde, sera gazı kapsamındaki gazların geri kazanımı (geri dönüşüm) ile üretim
kapalı çevriminde tutulması sağlanmalı ve doğaya salınımı mümkün olduğunca azaltılmalıdır.
Tüketim araçlarında mümkün olduğunca çevre dostu ve sera gazı salınımına yol açmayan
yöntemler tercih edilmelidir. Son kullanıcı tüketim ürünlerinde, sera gazı salınımı konusunda
sınırlamalar ve denetimler getirilmeli, sera gazı salınımını azaltan teknolojiler ve ürünler
çevre-dostu ürünler kapsamında desteklenmelidir.
- Yeşil alanların ve ormanların korunması ve geliştirilmesi:
Yerleşim bölgelerinde yeşil alanların artırılmasına dönük tedbirlerin alınması ve projelerin
geliştirilmesi yanında, yerleşim bölgeleri dışında ormanlaşmanın sağlanmasına dönük ciddi
yatırımların yapılması, mevcut orman arazilerinin korunup geliştirilmesi, doğanın
korunmasına (canlı çeşitliliği) dönük çalışmalara desteklenmesi gerekmektedir. Bu yatırımlar
sadece bugüne değil, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmenin yatırımları olarak
değerlendirilmelidir.
- Tarım arazilerinin kontrolü ve çevre dostu yöntemlerin benimsenmesi ve yaygınlaştırılması
sağlanmalı:
Tarım sahaları planlı açılmalı, buralarda kullanılan üretim tekniklerinin doğal ve çevre dostu
olması konusunda yönlendirme ve teşvikler yapılmalıdır.
Gelecekte, aşırı ısınma durumunda uygulanabilecek acil durum önerileri:
- Karbon tüketici plankton popülasyonunun desteklenmesi:
Deniz ve okyanuslarda karbon tüketen planktonların popülasyon artışının desteklenerek,
atmosferden okyanus tabanına planktonlar aracılığı ile gerçekleşen karbon emilimini
artırmanın, sera gazlarının kısa vadede atmosferden çekilmesine imkan sağlayabileceği
öngörülmektedir. Ancak, plankton popülasyonun hızlı artışı için kullanılacak tetikleyici
mekanizmalar ve bu yüksek plankton artışının uzun vadede çevresel etkileri henüz
6
Malatya ÇBS E-Akademi E-Çevre No : 2 - (12.09.2012)
bilinmemektedir. Bu nedenle, bu yöntem bir acil durumda başvurulabilecek bir yöntem olarak
bilim çevrelerince incelenmektedir.
- Yeryüzüne ulaşan güneş ışınım miktarının kontrolü:
Aşırı ısınma durumunda, atmosferin üst katmanlarında yada dünya yörüngesinde partikül tozu
enjeksiyonu veya yansıtıcı yüzeye sahip yapıların inşası ile yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının
miktarının kontrol edilmesine dönük öneriler söz konusudur. Yeryüzüne ulaşan güneş
enerjisinin azaltılması, yeryüzünün soğutulmasında rol oynayacaktır. Bu tip projelerde, acil
durumda, atmosferin üst katmanlarına hava araçları ile güneş ışınlarını uzaya yansıtacak
aerosol partiküllerinin (Çok ince toz) enjeksiyonu ile atmosferin güneş ışınlarına karşı
geçirgenlinin azaltılması hedeflenmektedir. Diğer bir acil durum yaklaşımı, yörüngeye ayna
dizisi kurulumu ile atmosfere ulaşan güneş ışınlarının kontrolü planlanmakta ve dünyanın
soğutulması öngörülmektedir. Ancak, bu yaklaşımlar, bugünün teknoloji ile kolaylıkla
gerçekleştirilebilir durumda değildir.
4. Sonuçlar:
Küresel ısınma, ölçümler ve raporlar desteğinde bilim çevrelerinin önemli bir kısmı
tarafından kabul görmüş bir bilimsel gerçeklik durumundadır. Küresel ısınmaya karşı
mücadele için en kolay ve en uygulanabilir çözüm yaklaşımının, doğal dengelerin
korunmasına dönük çevreci yaklaşımların, global ölçekte geliştirilmesi ve desteklenmesi
olduğu aşikardır. Bu bağlamda, çevre bilincinin oluşturulması, üretim ve tüketim araçlarının
çevre dostu tasarımı ve geliştirilmesi, gündelik hayatta çevre yönetiminin daha etkin
uygulanması, doğal dengeleri gözeten sürdürülebilir kaynak kullanım tekniklerinin tercih
edilmesi ve yaygınlaştırılması (yenilenebilir enerji, geri dönüşüm, atık yönetimi ve geri
kazanımı..vb) öncelikli olarak uygulanabilecek çözüm adımları arasında sayılabilir. Bu
yaklaşımların etkilerinin değerlendirilmesine dönük olarak ölçümleme ve gözlem
istasyonlarının geliştirilmesi, çevre yönetimi çabalarının başarısını ve etkinliğini artıracak ve
önlemlerin ve faaliyetlerin yeterliliği konusunda geri besleme sağlayacaktır.
Çevre dostu teknolojilerin özendirilmesi, kişi başına düşen karbon salınımını azaltan
projelerin hayata geçirilmesi, yenilenebilir enerji kaynak kullanımının yaygınlaştırılması ve
desteklenmesi, yeşil alanların korunması ve ormanlaştırma yatırımlarının artırılması, sanayide
geri kazanım ve tüketimde geri dönüşümün etkin kullanımının desteklenmesi, sera gazı
salınımını regüle edecek ölçüm ve denetim mekanizmalarının kurulması ve işletilmesi ilk
elden yapılabilecek faaliyetlerdir. Bu faaliyetlerin, global ölçekte hayata geçirilmesi ve buna
dönük yatırım ve denetim mekanizmalarının oluşturulması gerekmektedir. “Yaşanabilir bir
çevre ve yaşanabilir bir gelecek” perspektifinin tüm üretim ve tüketim mekanizmalarında,
karar süreçlerinde dikkate alınması gereken bir alt başlık olması gerekmektedir. Bu alt başlık
altındaki standartlar ve faaliyetler desteklenmelidir.
7
Malatya ÇBS E-Akademi E-Çevre No : 2 - (12.09.2012)
Teşekkür:
Bu çalışmada, güncel bilgileri ve kaynakları derleyip, elektronik ortamda ziyaretçilerin
kullanıma sunan, özgür ansiklopedi Wikipedia’ya, ve bu konuda bilgi sağlayan çevrelere [10],
çevre konulu araştırmalara imkan sağlayan Malatya Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü idaresine
teşekkür ederim.
Kaynaklar:
[1] Annex II Glossary. Intergovernmental Panel on Climate Change. 2010.
[2] Intergovernmental Panel on Climate Change Fourth Assessment Report, "What is the
Greenhouse Effect?" FAQ 1.3 - AR4 WGI Chapter 1: Historical Overview of Climate Change
Science, IIPCC Fourth Assessment Report, Chapter 1, page 115.
[3] IPCC AR4 SYR Appendix Glossary 2008.
[4] IPCC (2007). "Chapter 7: Couplings Between Changes in the Climate System and
Biogeochemistry" IPCC WG1 AR4 Report. IPCC. p. FAQ 7.1; report page 512; 2011.
[5] Kiehl, J.T.; Kevin E. Trenberth (1997). "Earth's annual global mean energy budget"
(PDF). Bulletin of the American Meteorological Society 78 (2): 197–208. 2006.
[6] "The present carbon cycle - Climate Change". Grida.no. 16-10-2010.
[7] IPCC; Solomon, S., D. Qin, M. Manning, Z. Chen, M. Marquis, K.B. Averyt, M. Tignor
and H.L. Miller (eds.) (2007). "Chapter 7. Couplings Between Changes in the Climate System
and Biogeochemistry". Climate Change 2007: The Physical Science Basis. Contribution of
Working Group I to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate
Change. Cambridge, United Kingdom and New York, NY, USA: Cambridge University
Press. ISBN 978-0-521-88009-1. 13 May 2008.
[8] Raupach, M.R. et al. (2007). "Global and regional drivers of accelerating CO2 emissions".
Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 104 (24): 10288–93.
[9] Burhan BARAN, Çevre-Dostu Enerji Üretimi: Güneş ve Rüzgar, ÇBS E-Akademi EÇevre, No : 1, 2012.
[10] Wikipedia , the free encyclopedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Greenhouse_effect,
http://en.wikipedia.org/wiki/Greenhouse_gas
8
Download