Gayrıresmi Tercüme Türkiye 2017 Madde IV Heyeti1 Değerlendirme Notu 4 Kasım 2016 Türkiye ekonomisi birçok şokla başa çıkmıştır. Ancak, artan politik belirsizlik, turizm gelirlerindeki keskin düşüş ve firmaların yüksek düzeydeki borcu ekonomi üzerinde olumsuz etkiye yol açmaktadır. Mevcut para politikası duruşu, hala hedefin üzerinde seyreden enflasyonun düşürülmesi ihtiyacı ile yavaşlayan ekonomik görünüm arasında bir denge gözetmektedir. Elverişli dış koşullar şu ana kadar yardımcı olmuştur; fakat dış finansman ihtiyaçları yüksek seyretmeye devam etmekte ve mali alanı sınırlamaktadır. Bununla birlikte, kamu maliyesinde bir miktar gevşeme ekonomiyi desteklemek için uygun olacaktır. Makro-ihtiyati tedbirler döviz kuru riskini azaltmak için güçlendirilmelidir. 1. Geçtiğimiz yılın güçlü performansının ardından, ekonomi 2016 yılında yavaşlamıştır. Çıktı büyümesinin, zayıf iş güveni ve negatif iç ve dış şoklardan ötürü 2016 yılında % 2,9’a gerilemesi beklenmektedir. İşsizlik oranı yüksektir ve artmaktadır. Kredi büyümesi önemli ölçüde yavaşlamıştır. Belirsizlikler, jeopolitik gerilimlerin yanı sıra başarısız 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle artmıştır. 2. Enflasyonun, bir miktar düşmekle birlikte, yetkililerin % 5’lik hedefinin üzerinde seyretmesi beklenmektedir. % 30’luk asgari ücret artışı ve yüksek seyreden beklentiler nedeniyle, enflasyonun 2016 ve 2017 yıllarında % 8’in üzerinde kalması muhtemeldir. 3. Cari açık yüksek düzeyini korumaktadır. Düşük enerji fiyatlarının olumlu etkisi, zayıf turizm sezonu ile genel olarak dengelenmiş olup, 2016 yılında cari açığın GSYH’ye oran olarak % 4,5 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Ekonominin dış pozisyonu, orta vadeli temellerin ima ettiği seviyeden daha zayıf olmaya devam etmektedir. Cari açığın, daha yüksek petrol fiyatları beklentisi ve daha geniş kamu açığı gibi nedenlerle 2017 yılında genişlemesi beklenmektedir. 4. Önemli ölçüdeki dış finansman ihtiyacı, küresel likidite bolluğu sayesinde rahatça giderilmiştir. Dış borcun ortalama vadesindeki bir miktar artışa rağmen, yıllık borç çevrim ihtiyaçları GSYH’nin ¼’üne yakın seviyede seyretmektedir. Son dönem kredi notu düşüşleri de dış finansman maliyetinde bir miktar artışa yol açmıştır. 1 24-31 Ekim 2016 tarihlerinde bir IMF heyeti, IMF Ana Sözleşmesinin 4. Maddesi uyarınca düzenli olarak yürütülen istişareler kapsamında, ekonominin yıllık değerlendirmesini yapmak üzere Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Gayrıresmi Tercüme Politika Gündemi Temel zorluk; ekonomide bilançolarda küçülme döngüsü başlatabilecek fazla bir yavaşlamanın önüne geçilmesidir. Uygun dış finansman koşulları; politika tamponlarının yeniden oluşturulması, enflasyonun düşürülmesi ve dış dengesizliklerin azaltılması için kullanılmalıdır. Maliye Politikası 5. Kamu maliyesinde ılımlı bir genişleme uygun olmakla birlikte, bu politikanın güvenilir bir orta vadeli sıkılaştırma planı ile desteklenmesi gerekmektedir. 2017 yılı için, GSYH'nin yaklaşık % ½’si oranında bir ihtiyari genişleme, dış dengesizlikleri önemli ölçüde artırmadan iç talebi canlandıracaktır. Yetkililer, istihdamı desteklemek için asgari ücrete sağlanan devlet katkısının azaltılarak sürdürülmesini değerlendirebilirler. Kamu yatırımlarının artırılması olumlu değerlendirilmekle birlikte, bu yatırımların yüksek getiri sağlayacak projelere yönlendirilmesi gerekmektedir. Belirsizlikler ve yüksek seyreden özel kesim borç yükü göz önüne alındığında, yeni uygulamaya konulan proje tabanlı teşvikler, yetkililerin beklentilerini karşılamayabilir. Orta Vadeli Program’da öngörülen mali sıkılaştırmanın güvenilir önlemler ile desteklenmesi gerekmektedir. 6. Mali risklerin yönetiminin güçlendirilmesi gerekmektedir. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) proje portföyünün ve bu kapsamdaki garantilerin genişlemesi ile birlikte koşullu yükümlülükler de artmaktadır. Daha güçlü merkezi gözetim, onay ve kamuoyunu bilgilendirme süreçlerine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu, Hazine Müsteşarlığı dışındaki kuruluşların sağladığı garantileri de kapsamalıdır. Bu alanda, kapsamlı bir KÖİ çerçeve kanununun kabulü yardımcı olacaktır. Heyet, varlık fonu yönetiminin uluslararası en iyi uygulamalarla uyumlu olmasını tavsiye etmektedir. Para Politikası 7. Mevcut para politikası duruşu, enflasyonun düşürülmesi ihtiyacı ile yavaşlayan ekonomik görünüm arasında bir denge gözetmektedir ve bu duruş, daha fazla parasal genişleme yapılmadan muhafaza edilmelidir. 8. Para politikası çerçevesinin sadeleştirilmesi memnuniyetle karşılanmaktadır. Tüm likiditenin politika faiz oranı üzerinden temin edildiği bir çerçeve, para politikasının aktarım kanallarını güçlendirecektir. Başarısız darbe girişiminden sonra, Türk Lirası likiditesinin desteklenmesine yönelik tedbirlerin yerinde olduğu değerlendirilmektedir, ancak ilgili tedbirler tedricen sona erdirilmelidir. 9. Rezervler daha da arttırılmalıdır. Ekonominin kısa süreli ve ölçülü sermaye çıkışlarını karşılayabilecek tamponlara sahip olmasına rağmen, Türk Lirasının değer kaybediyor olması finansal olmayan şirketler kesiminin bilançoları üzerinde baskı yaratmaktadır. Ekonomi, dış finansmana ciddi ölçüde bağımlı olmaya devam etmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın net rezervleri arttırmaya yönelik odağı korunmalıdır. Düzenli döviz alım/satım ihalelerine ara verilmesi memnuniyetle karşılanmaktadır. Gayrıresmi Tercüme Finansal Sektör Politikaları 10. Bankaların sermaye seviyeleri bazı tamponlar azalıyor olmasına rağmen hala yüksektir. Varlık kalite göstergelerinde, özellikle hanehalkı ve KOBİ sektörlerinde, bozulma görülmektedir. Mevzuat değişiklikleri, bankaların tüketici kredileri ve kredi kartlarının yanı sıra turizm ve enerji sektörlerindeki kredileri yeniden yapılandırmasına olanak sağlamaktadır. Finansal düzenlemelere ilişkin iyileştirilen hukuki çerçeveye ek olarak bankaların denetim süreçleri ve yönetim standartları daha da güçlendirilmelidir. 11. Ekonomideki döviz kuru riskini azaltmak adına makro-ihtiyati tedbirler güçlendirilmelidir. Ekonomik yavaşlama bu riskleri artırmaktadır. Ayrıca, makro-ihtiyati tedbirler talep yönetimi amaçları için gevşetilmemelidir. Yapısal Politikalar 12. İş dünyasında güvenin yeniden inşa edilmesi ve kamuda kurumsal kapasitenin korunması temel önceliklerdir. Buna ek olarak, yatırım ortamına yönelik iyileştirmeler iş kurma süreçlerinin basitleştirilmesine ve yasal sistemin etkinliğinin artırılmasına yoğunlaşmaya devam etmelidir. 13. Bireysel emeklilik sistemine otomatik katılıma ilişkin kabul edilen yeni kanun doğru yönde bir adımdır. Ancak, reformun toplam tasarruflar üzerindeki etkisi az olabilecektir ve reformun etkinliğini azaltabilecek birtakım tasarım eksiklikleri bulunmaktadır. 14. İstihdam piyasası reformları verimliliğin ve iş gücüne katılımın artırılmasını amaçlamalıdır. İş Kanunu’ndaki esnek çalışmaya ilişkin son değişiklikler gibi istihdam piyasasındaki katılığı azaltmaya yönelik çabalar, kayıt dışılığın azalmasına yardımcı olabilecek ve işgücüne daha yüksek katılımı teşvik edebilecektir. Kıdem tazminatı sisteminin reformu da hızlandırılmalıdır. Gelecekteki asgari ücret artışları beklenen enflasyonla ve verimlilik artışları ile uyumlu olmalıdır. İşgücü maliyeti bölgesel ekonomik gelişmelerle uyumlu bir şekilde farklılaştırılmalıdır. 15. Mültecilerin sistemle daha iyi bütünleşmesi güçlü ekonomik faydalar sağlayabilecektir. Türkiye, ciddi sayıda mülteciye ev sahipliği yapmakta ve kamu hizmetlerinden faydalandırmaktadır. 2016 yılı Ocak ayında Suriyeli mültecilerin çalışma iznine başvurabilmesine ilişkin yapılan yasal değişikliklere rağmen, -kısmen beceri uyumsuzluğundan kaynaklanmak üzere- başvurular düşük kalmıştır. Etkili bir iletişim stratejisi ile birlikte basitleştirilmiş bir başvuru süreci mültecilerin kayıtlı istihdama katılımının iyileştirilmesine yardımcı olabilecektir. Uluslararası yardımların harekete geçirilmesi eğitime, sağlığa ve kamu hizmetlerine erişimi geliştirebilecektir. IMF Heyeti olarak yetkililere ve özel sektördeki muhataplarımıza, sergiledikleri misafirperverlik ile açık ve yapıcı geçen tartışmalar için teşekkür ediyoruz.