T. B. M. M, B:36 Değerli arkadaşlarım, 'bu vesileyle müsaade bu­ yurursanız bir de katsayıya değinmek istiyorum. Ba­ kınız, kamu kesiminde çalışanların "aldıkları ücret­ lerin 'Bütçe 'içindeki payları nedir : 1980 yılında yüzde 30 civarında olan bu pay, 1985 Yılı Bütçe Tasarısında yüzde 21'e düşmüştür. Şimdi tahminlerimiz, enflasyon, 1984 sonu itibariyle yüzde 45'e varacak; siz kamu personeline (o da iki defada) yüzde 25 zam yapacaksınız, ondan sonra da gelecöğiz burada hep beraber, «Ne güzel bir şey, sos­ yal adaleti gerçekleştirdik» diyeceğiz. (MDÇ ve HP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarını, ücretler zaten^ geçen yıllar­ da erozyona uğradı. Bu yıl da ücretleri ciddî bir erozyona tabi tütüyorsunuz. .'Bu ne demektir? Ücretli kesimin enflasyonla karşı karşıya kalması, hükümetin iddiası hilafına enflasyonun yükünü sabit gelirlilerin çekmesi demektir. Halbuki hükümet, enflasyonun kesimler arasında adil bir şekilde dağıldığını ifade etmiştir. Hayır arkadaşlar; bu ıstırabı çeken yegâne kesim ücretlilerdir. 'Küçük esnaf, küçük çiftçi, işçi 'bu enflasyonun yükünü çeken kesimdir. Onlara da bir çare getirmiyoruz. (MDP ve HP sıralarından al­ kışlar) Değerli arkadaşlarım, aslında enflasyondan çok korkmuyorum; ama enflasyonun yan tedbirleri beni ürkütüyor. Enflasyonu, müteakip senelerde şu ve­ ya bu şekilde, 'temenni ederim şu veya bu hükümet önleyebilir; ama enflasyonun yapmış olduğu tahri­ batı senelerce önleyemezsiniz. Kamu hizmetine dü­ rüstlük ilkesi içinde işlerliği bir daha kazandırmak fevkalade 'güçtür. En çok korkulan husus, enflasyo­ nun yan 'tesirleridir. Bu suretle sosyal değerleri, ah­ lakı tahrip ettikten sonra, o toplumda bu değerleri bir daha senelerce ihya edemezsiniz. {MDP ve HP sıralarından «Bravo» sesleri, alkışlar) Şimdi, çok enteresan bir husus üzerinde de dur­ mak istiyorum. 1980'den itibaren Sayın Özal'ın da Başbakan Yardımcısı bulunduğu Hükümette (Tak­ dirle ifade edeyim) Sayın Özal'ın çabalarıyla da bir husus gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. O da şu : Ka­ mu kesiminde çalışanlarla özel kesimde çalışanların ücretleri arasında makul hadleri aşan farklılıklar var­ dır, bu farklılikları makul düzeye getirmek gerekir. İşte 1980 hükümetleri bunun için çaba gösterdi, bu­ nun için tedbir aldı. Şimdi geliyoruz, 1985 senesi 'bütçesini yapıyoruz; bu politika iflas ediyor. Neden? Çünkü, özel kesimde yüzde 45-50*ler civarında zam gören toplu sözleşmeler yapılırken (Bunlara itirazı* 8 , 12 . 1984 0: 2 mız yok; ama itirazımız şurada) özel kesimde bu düzeyde bir ücret artışı yapılırken, kamu kesiminde yüzde '25... 1980 öncesini ihya ediyoruz; sosyal ada­ let ve ücret dağılımındaki denge açısından. {MDP ve HP sıralarından alkışlar) Temenni ederim ki, Yüce Meclis enflasyon nis­ petini yıl sonu itibariyle dikkate alarak, özel kesim ve kamu kesimi ücretlileri arasındaki bu farkı dik­ kate alarak; enflasyonun yan tesirlerinin toplumu tahrip edici niteliğini dikkate alarak, katsayıyı bu­ günkü teklif edildiği şekliyle bırakmasın, yükseltsin. Değerli arkadaşlarını, hiçbir zaman sosyal poli­ tikadan ayrı bir ekonomik model düşünemeyiz. 'Mü­ cerret ekonomik 'tedbirlerle Devleti idare edebilecek­ lerini düşünenler çağın devlet anlayışına ters düşer­ ler. Bu itibarla biz, ekonomik politikanın mevcut kaynakları tam ve etkili biçimde kullanarak, ferdin ve 'toplumun refahına dönük olması gerektiğine ina­ nıyoruz. Onun için sosyal muhteva üzerinde ısrarla duruyoruz. Konuya bu açıdan baktığımız takdirde 1985 yılı Bütçe Tasarısının özellikle dar ve sabit gelirlilere hiçbir umut vermediğini büyük bir üzüntü ile müşahede ettiğimizi ifade etmek ilterim. Şimdi arikadaşlarım, son olarak bir noktaya da­ ha değinmek istiyorum. Reel faiz politikasını sür­ dürmek lazımdır. 'Bunun anlamı şu : Enflasyonun üstünde mevduat faiz1! ödeyeceksiniz; ama ücretlere geldiğiniz zaman, reel ücret politikası uygulamaya­ caksınız... Değerli arkadaşlarım, bu sosyal dengeyi tahrip eder. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaparsınız. (MDP sıralarından alkışlar) IBu itibarla, tekrar tekrar katsayı üzerinde durma­ nın sebebi, bu 'Meclisin sosyal'muhtevaya önem ve­ ren husufları dikkate alan, ekonomik tedbirleri sos­ yal tedbirler olmaksızın düşünmeyen bir 'Meclis ol­ duğu imajını vermesi için, mutlaka katsayı üzerinde imkânlar araması gerekir; bu katsayıyı yükseltmesi gerekir. Liberal ekonomi, piyasa ekonomisi sosyal muh­ tevayı da dışlamaz. 'Biz, sosyal mubJtevasız bir li­ beral ekonomi görüşüne karşıyız. Bizim MDP ola­ rak ekonomik 'görüşümüzün temelinde (Bunu özel­ likle belirtmek istiyorum) özel sektör ağırlıklı karma ekonomi ve piyasa ekonomisi modeli yatar. Bunu neden belirtiyorum? Çünkü her defasında, «Anava­ tan Partisiyle sizin aranızda fark yok» diyorlar bize. Bu 'bütçe konuşması dolayısıyla nerede, ne gibi fark­ lı tedbirler aldığımızı hiç olmazsa genel hatlarıyla dile getirmek suretiyle, felsefemizi dile getirmek su­ retiyle farkımızı da vurgulamak İsterim. 97 —