GİRİŞ

advertisement
Mehmet BECEREN
İZMİR GELİRLER BÖLGE MÜDÜRÜ
GİRİŞ
I-
Günümüzde pek çok ülke, gerek yerli üretimin yokluğu ve yetersizliği gerek
uluslararası fiyat farklılıkları ve mal farklılaştırılması gibi nedenlerden ötürü dış ticarete
başvurmaktadır. Ulusları, dış ticarete sevkeden nedenleri, dış ticaretin bileşimini ve uluslararası
ticaretin yararlarını açıklayan çeşitli teoriler geliştirilmiştir. Bu teoriler içerisinde en önemlisi
“mukayeseli üstünlükler” teorisidir.1
Mukayeseli üstünlükler teorisine göre her ülke, diğer ülkelere göre göreceli olarak en
ucuza ürettiği malların üretiminde uzmanlaşır ve bunları diğer ülkelere satıp, o ülkelerden de
kendisinin göreceli olarak daha ucuza üretemediği malları satın alırsa, ekonomideki kaynaklarını
en etkin biçimde kullanmış olacaktır. Böylece gerek sözkonusu ülkeler gerekse fertler uzmanlaşma
olmadığı taktirde ulaşılması mümkün olandan, daha yüksek bir gelir seviyesine ulaşacak ve taraflar
dış ticaretten kazançlı çıkacaklardır. Bu teorinin tam anlamıyla işleyebilmesi için, dış ticaret yapan
ülkelerin ekonomilerinin tam rekabet koşullarında olması ve ülkelerin dış ticaretlerinde herhangi
bir koruyucu önlem almamış olmaları gerekir.
Mukayeseli üstünlükler teorisinin tam olarak işleyebilmesi için gerekli olan şartlara
ulaşılmadığından, Dünya ekonomisinde dış ticaretin yapısı mukayeseli üstünlüklere göre
gelişmemektedir. Bu olumsuz gelişmenin başlıca iki nedeni vardır. Birincisi, gelişmekte olan
ülkelerin dış ticarette, yeni kurulan sanayilerini geliştirmek için yüksek gümrükler, kotalar,
yasaklar gibi koruma önlemlerine başvurmaları ve iç ticarette serbest piyasa ekonomisinin
işleyememesiydi. İkincisi ise, son yıllarda sanayileşmiş ülkelerin, eski endüstrilerini, özellikle
gelişmekte olan ülkelerden gelen rekabete karşı korunmak için dış ticarete getirdikleri gümrük dışı
sınırlamalardır.
Görülmektedir ki, mukayeseli üstünlükler teorisinin başarılı olabilmesi için, bütün
ülkeler dış ticaretlerine herhangi bir sınırlama getirmemelidirler. Ancak bu şartın, bugünkü Dünya
tiaretinin yapısı nedeniyle yerine getirilmesi mümkün olmamaktadır. O halde ülkeler sınırları tespit
edilmiş bir alan içerisinde, dış ticarete ve iktisadi faaliyetlere getirilen tüm sınırlamalara son
verirlerse, mukayeseli üstünlükler teorisinin tamamıyla işlemesine imkan tanınmış olur. Bu şekilde
serbest bölgeler bir anlamda, mukayeseli üstünlüklere göre gelişebilecek serbest dış ticaret
politikalarının uygulandığı alanlar olmaktadır. Dış ticaret politikası olarak “ihracata yönelik
sanayileşme” ise, üretim serbest bölgelerinde uygulama alanı bulmaktadır.
II- SERBEST BÖLGE KURULMASINDAKİ AMAÇLAR
1
Haluk ERDEM, a.g.e., ss. 26-28
2
Serbest bölgelerin kurulmasında güdülen amaçların başında, gelişen uluslararası
ticaretten, kendi dış ticaretlerini geliştirerek, daha çok pay alma istekleri sonucu ülke sınırları
içerisinde uluslararası ticareti arttırıcı ve kolaylaştırıcı bir ekonomi aracı oluşturulması düşüncesi
yatmaktadır.2 Serbest bölgelerin kurulması ve işletilmesindeki amaçlar aşağıdaki gibi
sıralanmaktadır;
-İhracat için yatırım ve üretimi arttırmak,
-Yabancı sermaye ve teknoloji girişini hızlandırmak,
-Ekonominin girdi ihtiyacını ucuz ve düzenli bir şekilde temin etmek,
-Dış finansman ve ticaret imkanlarından daha fazla yararlanmak.
Yukarıda sayılan amaçlara paralel olarak serbest bölgelerin aşağıdaki fonksiyonları
(işlevleri) yerine getireceği düşünülmektedir 3;
-Ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerin getirilmesine imkan sağlayacak uygun
zemin yaratılması,
-Sanayicinin ihtiyaç duyduğu bazı hammadde ve ara malların kolaylıkla, istenilen
miktarda ve zaman kaybı olmadan temin edilmesi,
-Sağlanan teşvik ve avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı,
-Türkiye dışından gelen malların transit olarak diğer ülkelere satımı,
-Yeni istihdam olanaklarının yaratılması,
- Türk ihraç ürünlerinin ihracatını kolaylaştırmak ve hızlandırmak bakımından bir
basamak olması.
A- Serbest Bölgelerin Genel Özellikleri
Yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alındığında, serbest bölgelerin genel
özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir4:
a- Serbest bölgeler genelde, ülkenin dış ticaretini geliştirmek, döviz gelirlerini
arttırmak, ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerinin getirilmesine imkan sağlamak, ülkedeki
sanayii canlandırmak, ithalat ve ihracatı kolaylaştırmak amaçlanarak kurulurlar.
b- Serbest bölgeler, çeşitli ticaret, üretim ve transit faaliyetlerinin yoğunlaştığı ve
odaklandığı yerlerdir.
c- Sağlanan teşvik ve avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı
gerçekleştirilebilir.
d- Sanayicinin ihtiyaç duyduğu bazı hammadde ve aramalların kolaylıkla, istenilen
mikarda va zaman kaybı olmadan temin edilebildiği yerlerdir.
İlker Kıcalı “Serbest Bölgelerde Yabancı Sermaye Yatırımları ve Vergilendirme
Sorunları” Maliye Bakanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu, Yeterlilik Etüdü, Ekim 1998, ss.9
3
http:// www. ymm.net/serbest/genel_bilgi.htm
4
Haluk ERDEM, a.g.e., ss.7-9
2
3
e- Serbest bölgelerde yapılan tüm işlemler, kanuni düzenlemelerle yapılan bir takım
işlemler dışında, yabancı para birimleri ile yapılmaktadır.
f- Serbest bölgeler sınırları kesin olarak belirlenmiş yerlerdir. Bir limanın ya da bir
şehrin tamamen serbest bölge ilan edilmesi de mümkündür.
g- Serbest bölgelerde, ikameti işi gereği zorunlu olan kişiler dışında, yerleşim
yasaktır.
h- Serbest bölgelerde yapılmasına izin verilen faaliyetler depolama, yüklemeboşaltma, ambalajlama, çeşitli biçimlerde işleme ve pazarın ihtiyaçlarına göre hazırlama,
karıştırma, temizleme, imha etme, montaj, bankacılık, sigortacılık, araçların bakım onarımı ve
çeşitli endüstriyel faaliyetlerdir.
i- Serbest bölgelerde genellikle yabancı şirketler ve bankalar şube açabilirler, çeşitli
yatırımlarda bulunabilirler. Bunların bir kısmı özel izne tabi olabilir.
j- Serbest bölgelere malların giriş çıkışları ortak özellikler gösterir. Genellikle serbest
bölgeye girecek olan mallar miktar, malın menşei veya bölgede kalma süresi olarak kısıtlanamaz.
Serbest bölgeler, malların giriş ve çıkışları bakımından yabancı ülke statüsünde sayılırlar. Dış
ülkelerden serbest bölgeye giren mallar her tür ithalat vergisi ve formaliteden muaftır. Serbest
bölgenin bulunduğu ülkeden serbest bölgeye gönderilen mallar, ihraç edilmiş sayılırlar ve ihracat
prosedürüne tabidir. Serbest bölgeden, ülke içine alınan mallar ise o ülke açısından ithalat sayılır
ve ithalat işlemlerine ve vergilerine tabi tutulurlar. Serbest bölgeden diğer ülkelere gönderilen
mallar ise, o ülkeye girerken gümrüğe tabidir.
k- Serbest bölgeler genellikle geniş hinterlandı olan, uluslararası transit yollar
üzerinde bulunan, gelişmiş ulaşım olanaklarına sahip yerlerde kurulurlar.
l- Serbest bölgeler bulundukları ülkenin gümrük sınırları dışında sayılmalarına
rağmen gümrük yetkililerinin direkt ve endirekt kontrolü altındadırlar ve kaçakçılığın önlenmesi
için etrafı duvar ve parmaklıklarla çevrilmiş ve polisiye tedbirler alınmıştır.
B- Serbest Bölge Çeşitleri
Değişik ülkelerdeki serbest bölge uygulamaları arasında “gümrük hattı dışında
sayılma” ve “özel teşviklerin sağlanması” gibi ortak özellikler bulunmakla beraber, ülkelerin
ekonomi ve ticaret politikalarının yanısıra, sosyal ve siyasal durumlarına göre de bazı farklılıklar
bulunabilmektedir. Serbest bölge uygulamaları arasındaki bu farklılıklar nedeniyle serbest bölge
ile ilgili terminolojide büyük bir çeşitlilik bulunmaktadır.5 Serbest Bölgeler, bölgede yeralan ticari
ve sınai faaliyetlerin özelliklerine göre aşağıda yer alan gruplar içinde toplanabilir.6
5
6
Yüksel AKÇA, a.g.m., ss.1
İlker KICALI, a.g.e., ss.10-13
4
1. Serbest Ticaret Bölgesi (Free Trade Zones)
Serbest ticaret bölgesi, yurt dışında sınırlı alanda tanınan gümrük ayrıcalıklarının en
önemlisidir. Serbest ticaret bölgesi coğrafi yaygınlık gösteren ve tarifelere kapalı endüstrileşmiş
ulusların en çok uyguladığı modeldir.
Serbest ticaret bölgesi limanda, hava alanında veya içerde başka bir yerde kapalı,
polis gözetimi altında ülkenin gümrük sınırları dışında bir alandır. Yabancı kaynaklı mallar, yerel
pazarlara önceden belirtilmemiş transit taşımacılık, re-export ve bazen de ithalat şeklinde
gümrüksüz olarak geçer. Yerli mallar dış satım için veya yabancı mallarla birlikte serbest ticaret
bölgesine getirilirler. Dış ticarete ilişkin mevzuat ve kısıtlamaların tamamen veya kısmen
uygulanmadığı bu bölgelerde transit ticaret, depolama, ambalajlama, sınıflama, karıştırma,
ayıklama, kırma, şişeleme, sergileme, değiştirme, hafif montaj, gemilere gümrük vergisi ödemeden
yeniden yükleme gibi çok çeşitli işlemler yapılabilmektedir.
Serbest ticaret bölgeleri uluslararası ticaretle uğraşanlara en azından, malların belli
sınırlar içinde muhafaza esnasında geliştirilmesi, ticari faaliyet için gereken sergileme, numune
alma, karıştırma, harmanlama, ayırma ve paketleme gibi işlerin gümrük tarifelerini değiştirmeden
yapılmasına izin verir. Tüm bu hususlar malların satışı, dağıtımı ve gemiye yüklenmelerini
kolaylaştıran unsurlardır. Endüstriyel faaliyetlerden malların yapımı ve montajı serbest bölgelerin
kapsamı dışında olmasına rağmen, zamanımızda bu tip mallara serbest bölgelerde gümrük
uygulanmaya başlanmıştır. Daha evvel kurulan serbest bölgelerde bu uygulamaya rastlanmıyordu.
Serbest ticaret bölgeleri “Kapalı Serbest Bölgeleri (belli şartlarda belli faaliyetler yapılır)” ve
“Açık Serbest Bölge (her türlü ticari ve sınai faaliyet yapılır)” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
2. Serbest Limanlar (Free Ports) :
Yabancı menşeli malların kullanılmak, yerel olarak tüketilmek veya tekrar satılmak
üzere tüm limanın etrafını çeviren veya bir bölgesini içine alan, gümrük vergilerine maruz
kalmadan veya en düşük tarifeyle girdiği kısmına serbest liman denir. Bir takım seçilmiş mallar
(örneğin, alkollü içkiler ve tütün) yüksek gümrük uygulamasına hedef olur.
3. Transit Bölge :
Deniz kıyısı olan ülkelerin, denize yakın veya yeterli çıkışı olmayan komşu ülkelerin
depolama ve dağıtım merkezleri şeklinde kullanılması için girişte kurduğu alana transit bölge
denir. Malların komşu ülkelerden ev sahibi ülkeye transit olarak geçişinde gümrük vergileri, ithalat
kontrolleri ve birçok giriş formaliteleri uygulanmaz.
Kıyı ülke devletleriyle komşu ülkeler arasında ikili anlaşmalarla bir çok transit bölge
kurulmuştur. Diğerleri ise transit taşımacılık kargolarıyla tüketimde kullanılacak olanların
birbirlerinden ayrılması amacıyla kıyı ülkesince yönetim kolaylığı sağlamak üzere kurulmuşlardır.
5
Her iki halde de transit bölge hem serbest ticaret bölgesinden hem de serbest
limandan daha sınırlı bir kolaylık sağlar. En geniş şekliyle, transit bölge limanın ayrılmış bir
yerinde kendi iskele, barınma ve diğer kolaylıklara sahip bir alandır. Daha sınırlı şekli ise, limanda
tek bir depo ve barınağa sahip olması halidir. Bazı transit bölgelerde, komşu ülkenin gümrük
yetkilileri ve diğer yetkili acentalar görev ifa eder ve yönetirler.
Genellikle, transit bölgelerde imalat faaliyetine izin verilmez. Bir kısmı ise malların
varacağı yere iyi bir şekilde ulaşabilmesi için gerekli olan depolama, tekrar ambalajlama ve diğer
bazı işleri yapmaya yetkilidir. Bazı hallerde depolamanın süresi sınırlıdır.
4. Serbest Çevre :
Serbest çevre serbest limana benzer, ancak ülkenin uzak, gelişmemiş bölgesinde yer
alır. Uluslararası teşvik veya en azından döviz gelirini artırmaya yönelik serbest liman kolaylığının
aksine serbest çevre, ulusal ticaret kanalları yoluyla temin edilemeyen yerel yönetim ihtiyaçlarını
karşılamaya yöneliktir.
Birçok serbest bölge tamamen tarife ve diğer ithal kontrol mekanizmalarından uzak
değildir. Daha genel olarak başka yerlerde belirli mallara uygulanan ithal kısıtlama ve gümrük
tarifelerini bu bölgelerde azaltmaya uğraşırlar. Bir çok serbest çevre gümrük kolaylık ve
ayrıcalıklarını ithal edilmiş olan yiyeceklere, ilaca, sermaye mallarına ve tüketicinin acil olan
ihtiyaçlarına hasrederler. Serbest çevredeki faaliyeti düzenleyen yasa ve kurallar genellikle ülkenin
her yerinde uygulananlara benzer.
5. Serbest Üretim Bölgesi :
İhracata yönelik montaj ve hafif imalat sanayi üretiminin gerçekleştirildiği
bölgelerdir. Çok uluslu şirketlerin emek yoğun üretimlerini emeğin ucuz olduğu belirli az gelişmiş
ülkelere taşımaları sonucu doğan ihracat işlem bölgeleri, gümrüksüz olarak getirilen hammadde
veya ara mallarının işlendikten sonra yeniden dünya pazarlarına ihraç edildiği bölgelerdir. İhracat
işlem bölgeleri 1960 yılından sonra az gelişmiş ülkelerde benimsenmiştir. Kore, Tayvan, Malezya,
Brezilya, Endonezya, Dominik Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti bunlar arasında sayılabilir.
6. İkiz Fabrikalar (Maquiladora):
İhracat işlem bölgelerinin değişik bir türü A.B.D.-Meksika sınırında kurulmuştur.
Burada Meksika firmaları A.B.D.'de imal edilmiş parçaları gümrüksüz olarak ithal etmekte, sonra
da bunların montajını yapıp genellikle, A.B.D. pazarına ihraç etmektedir. A.B.D. ise, malın
tümüne gümrük vergisi koymayıp yalnızca Meksika'da eklenen değere vergi koymaktadır.
Maquiladoralar başlangıçta sınır bölgelerinde kurulurken 1970-72'den sonra ülkenin herhangi bir
yerinde kurulmasına da izin verilmiştir.
Maquiladora programı Meksika Hükümeti tarafından 1965 yılında Kuzey Meksika
sınırında ekonomik gelişmeyi sağlamak üzere geliştirilmiştir. Bu sistemde şirket “in-bond”
6
programı ile çok kazançlıdır. Tam teşekküllü bir proje Meksika'da, Meksika Gümrük Resmi
ödenmeden teşekkül edebilir. Hammadde gümrük muafıyetli olarak Meksika'ya ihraç edilebilir ve
mamul mal Amerika'ya döndüğü zaman, sadece Meksika'daki katma değer ve Amerika malı
olmayan hammadde değeri üzerinden ithal vergisine tabi tutulur. Genel Tercih Sistemi (GSP), mal
değerinin %35’inin Meksika içerikli olmasına kadar Amerika Gümrük Vergisi’nden muaf tutulur.
Bu sistemde çalışmak isteyen firmalar Meksika'da bir şirket kurmak durumundadırlar. Kuruluş için
5 ortak gerekmektedir. Genelde Amerikan ortaklar şirket sermayesinin %95'ine sahip olur, geri
kalan hisse diğer 4 ortağa aittir. Meksika hissesi bulunması şart değildir. Bu tarzdaki şirket
kuruluşunda, yapılacak ilk müracatta yazılı olarak ilk 12 ay için üretim programı ve üretilecek mal
niteliği ile çalıştırılacak işçi adedi, yatırım tutarı malzemeler, paketleme malzemeleri ve üretim
ekipmanları listelendirilir. Yazılı müracatın kabul edilmesi ile Meksika Gümrük Servisince
Maquiladora faaliyetine müsaade edildiği bildirilir. Meksika Maquiladora çalışması %15 oranında
işçilerin Meksika dışında getirilip çalıştırılmasına müsaade eder. İlk faaliyette sistemin oturması
için bu oran artırılabilir. Çalışma müsaadesi olarak işçilere 6 aylık giriş müsaadesi (bireysel) verilir
ve bu müsaade rutin olarak Meksika Hükümeti tarafından yenilenir.
7. Yatırım Bölgeleri (Enterprise Zone) :
Yatırım bölgeleri ekonomik bakımından geri kalmış alanlarda istihdam ve yatırımları
artırmak için firmalara özel teşvikler verilen yatırım alanlarıdır. Yabancı firmalardan ziyade yerli
firmalara yöneliktir. Bu bölgeler ilk önce 1977 yılında İngiltere'de denenmiştir.
8. Serbest Bankacılık Veya Kıyı Bankacılığı :
Uluslararası piyasalarda dolaşan yabancı sermayeyi çekmek için yaratılan bölgelerdir.
Bu bölgelerde genellikle döviz kontrolleri, krediler üzerindeki faiz oranları, munzam karşılık
oranları ya gevşetilmekte ya da tamamen ortadan kaldırılmaktadır.
9. Özel Gümrük Kolaylıkları (Antrepolar) :
Yurt dışından gelen malların satılıncaya kadar bekletildiği gümrük kontrolü ve
gümrük idaresinin denetiminde bulunan depolardır. Bu malların depolanması sırasında gümrük
vergisi ödenmesi sözkonusu değildir. Devlet ya da özel mülkiyetli antrepolarda bulunan malların
ancak satılmasından sonra ithalat vergilerini ödeme yükümlülüğü doğmaktadır.
Bir serbest bölgenin birden fazla işlevi yerine getirmesi de mümkün bulunmaktadır.
Örneğin serbest ticaret bölgesi olarak kurulan bir alanda kıyı bankacılığı da geliştirilebilir veya
ufak çaplı üretim faaliyetlerine izin verilebilir. Bu nedenle yapılan sınıflandırma kesin bir ayırımı
ifade etmemektedir.
Günümüzde, ABD, Meksika, Brezilya, Arjantin, Almanya, İngiltere, İspanya,
Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Hindistan, Çin, Güney Kor, Endonezya, Mısır, İran ve
7
Ürdün’ün de aralarında bulunduğu 105 ülkede yaklaşık 880 serbest bölge faaliyet göstermektedir.
Avrupa Birliği’nde serbest bölge sayısı 32’dir.
III- SERBEST BÖLGELERİN ÜLKE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
A- Serbest Bölgelerin Ulusal Ekonomi Üzerindeki Etkileri
Dünya ülkeleri,
serbest
bölgeler oluşturmak suretiyle bir takım
amaçlar
gütmektedirler. Bunların başlıcaları, ihracata yönelik kalkınmayı teşvik etmek, yabancı sermaye
aracılığıyla dış pazara açılma, sermaye ve işletmecilik yönünden katkı sağlama, yurtiçi hammadde
ve yarı mamul talebini arttırma ve transit taşımacılık gelirlerini fazlalaştırmaktır. Serbest
bölgelerin ülke ekonomisi üzerinde muhtemel olumlu etkileri yanında bazı olumsuz etkileri de
görülebilir. Söz konusu olumlu ve olumsuz etkiler serbest bölge türüne göre farklılıklar
gösterebilmektedir.7 Ancak genel olarak bazı olumlu ve olumsuz etkiler şu şekilde sıralanabilir.
1. Olumlu Etkileri
Serbest Bölgelerin ülke ekonomileri için olumlu etkilerini aşağıdaki gibi
sıralayabiliriz.
a- Milli Gelir Açısından
Serbest bölgeler, ülkelerin atıl durumda bulunan ve düşük kapasite ile çalışan
ekonomik birimlerini harekete geçirir. Serbest bölgelerin kurulmasında en önemli amaçlardan biri
ihracatı arttırmaktır. Net ihracat kalemi bir ülkenin yatırım fonksiyonunun da bir değişkeni
olduğundan, oluşan dış talep sonucunda, yerli hammadde ve emeğin satışında elde edilen gelirle
milli gelirin artması sağlanabilir.
b- Doğrudan Döviz Kazançları
Serbest bölge içinde mal, hizmet ve işgücü satışı doğrudan döviz kazançlarının
artmasını sağlayarak, ülkenin döviz üretme potansiyeline katkıda bulunmaktadır. Yatırım serbest
bölgelerinde, bölgeden yapılan ihracat, hem ihracat gelirlerinin artmasını hem de ihracat
pazarlarının genişlemesini sağlamaktadır. Serbest liman olarak hizmet gören bölgelerde ise,
yabancı gemilere verilen servisler ve depo, antrepo gibi alanların kiralanmasından elde edilen kira
gelirleri ödemeler bilançosunun görünmeyen kalemler bölümünün artı bakiye vermesini
sağlayabilir.
c- İhracatı Arttırıcı Etkisi
aa- Serbest bölgelerde faliyette bulunan işletmeler, ticari ve sınai faaliyetlerinin
devamı için kullanacakları hammadde ve diğer temel girdileri bulundukları ülkeden temin
edeceklerdir. Serbest bölgeye mal satışı ihracat işlemi gördüğünden, bu durum ülkenin ihracat
hacmini genişleterek, ülkede kalacak katma değeri arttıracaktır.
7
Sedat GÜNER, a.g.e., ss.11
8
ab- Serbest bölgelerin ihracat potansiyelini arttırmasındaki diğer bir işlevi ise, ihracat
işlemlerindeki istikrar ve kolaylıklardır. Bu durum serbest bölgede faaliyette bulunan firmalara
rekabet avantajı sağlar.
ac- İhracat açısından bir diğer katkı reeksport denilen ve yurt dışından ithal edilen
malların başka bir ülkeye yeniden ihracatının yapılarak, bu imkandan ihracatçıların faydalanması
olayıdır. Serbest bölgeler, malların giriş çıkışında gümrük formalitelerini ortadan kaldırdığı için,
bu konuda önemli kolaylıklar sağlar.
ad- Serbest bölgelerin ihracat için getirdiği katkı, ihraç edilecek malların, serbest
bölgelerde daha kolaylıkla dış pazar gereklerine uygun hale getirilmesidir. İhraç edilecek malların
önce serbest bölgeye getirilmesi, orada dış pazarların istek ve tercihlerine göre ambalaj, paketleme
şişeleme gibi işlemlern yapılmasını sağlayacaktır. Bu işlemler için gerekli olan girdilerin ithali
gümrüksüz yapılacağından, maliyet daha düşük olacaktır.
ae- Serbest bölgeler, dış ticaret sektörünün daha rahat ve bilinçli çalışması imkanını
verir. Her tür ihracat piyasalarının daha iyi tanınması, talep analizi ve buna göre ürün geliştirme
çabaları içine girişilmesi, ihracatı arttıran ve ileriye dönük olarak istikrar sağlayan önemli katkılar
olarak değerlendirilmelidir.
d- İthalat Açısından
aa- Serbest bölgeler, yurtiçinde ihtiyaç duyulan her türlü mal ve girdinin, önce bu
bölgelere getirilerek hazır bulundurulmasına imkan vererek ithalatın direkt ve zamanında
yapılmasını sağlar. Mal ve girdilerin muntazam ve kolayca serbest bölgelerden ithal edilebilmesi,
yerli üretici firmalara önemli bir rahatlık sağlayacaktır. Yerli üretim ve tüketim için gereksinim
duyulan ithal malları daha önceden serbest bölgeye getirip depolanabileceği için, sipariş verilmesi
ile malın temini arasındaki uzun süre azaltılmış olacaktır.
ab- İthal edilecek malın serbest bölgede sürekli bulunması, yurtiçindeki ithalatçı
firmaların sermayelerini uzun süre stok ile bağlamak zorunda kalmalarına gerek bırakmayacaktır.
Bu ise işletmelerin nakit akışlarına olumlu yönde etki sağlayacaktır.
ac- Serbest bölgeler sayesinde ihracatçı firmanın fire oranı azalır. İhracatçının alacağı
mallar daha önceden satıcı firmalar tarafından serbest bölgeye getirilip depoandığından ithalatçı
firmalar bunların gümrük vergilerini ödeyip yurtiçine ithal etmeden önce bu malları serbest
bölgede inceler ve işe yaramayacak olanlarla, bozuk ve hatalı olanları ithal etmezler. Böylece, bu
tür mallar için gereksiz yere gümrük vergisi ödenmez.8
e- İstihdam Etkisi
Serbest bölgelerin ticari ve sinai pek çok ekonomik faaliyeti arttırıcı işlevi
bulunmaktadır. Artan ekonomik faaliyetlerin paralelinde istihdam düzeyinin de artması
8
İlker KICALI, a.g.e., ss.30
9
beklenmektedir. Ancak bu durum işgücünün sadece yurtiçinden sağlanması şartıyla gerçekleşebilir
Ayrıca istihdamın artışı genellikle yakın çevre ile sınırlı olmaktadır. İstihdam yaratmada,
Meksika’daki (serbest bölgelerin bir türü olan) maquiladoralar başarılı birer örnek olarak
gösterilmektedir. Örneğin elektronik ve tekstil sektörlerindeki toplam işgücünün %80’i aynı
sektörde çalışan maquiladoralarda çalışmaktadır.
f- Transit Ticaret, Liman ve Taşımacılık Hizmetleri Açısından
Önemli uluslararası ulaştırma yollarına yakın olan bir ülkede açılabilecek bir serbest
bölge sağlayabileceği liman hizmetlerindeki etkinlik ve çevre kolaylıkları sayesinde daha önce bu
ülkeden geçmeyen uluslararası nitelikteki taşımanın yön değiştirerek bu ülkeye gelmesini sağlar.
Bu konuda sağlanacak hizmetler, önemli ölçüde döviz geliri de sağlayacaktır.
g- Yabancı Sermaye ve Teknoloji Açısından
Serbest bölgelerin sağladığı avantajlar, karlılığın artmasına sebep olacağından
yabancı sermaye daha kolay gelecektir. Yabancı sermayenin gelmesi, beraberinde teknoloji
girişinin de artmasına sebep olabilecektir. Yeni teknolojilerin ise ülke ekonomisine olumlu katkılar
sağlayacağı açıktır.9 Bunlar arasında en önemli katkı katma değer yaratılırken gerekli olan ve
kullanılan girdilerin optimum verimde kullanılması imkanını vermesidir. Özellikle üretimde
kullanılan girdiler eğer yurtiçinden sağlanıyorsa ülke ekonomisine olacak katkı ve ekonomide
yaratılan katma değer artmış olacaktır. Ancak bölgeye gelen yabancı sermayenin döviz kazancını
arttırabilmesi için, gelen teknolojinin ülke teknolojisi ile birleştirilmesi, diğer bir deyişle girişimci,
mühendis ve işçilerin bu teknoloji nedeniyle düzeylerini yükseltebilmelidir.
2. Olumsuz Etkileri
Serbest bölgeler, ülke ekonomisi üzerinde aşağıdaki sakıncaları yaratabilir.
a- Yerli Sanayiye Rakip Olma
Serbest bölgelerde üretilen malların iç pazara satılması durumunda, gelişmiş altyapı
olanağına sahip olan ve mali ve ekonomik bir takım teşviklerden yararlanan serbest bölgede
faaliyet gösteren şirketler, iç pazarda çalışan şirketlere nazaran maliyet
avantajı elde edebilirler. Serbest bölgelerden yurtiçine ithal edilen mallar üzerine
konan gümrük vergisi bu maliyet farkını telafi etmiyorsa yurtiçi endüstiriler rekabet bakımından
zayıf düşebilirler.
Bunun dışında serbest bölgede faaliyette bulunan yabancı firmalar, dış pazara mal
satan yerli firmalara rakip haline gelebilirler. Özellikle ulaştırma maliyetinin yüksek olduğu iş
kollarında, serbest bölgelerden yabancı ülkelere yapılan ihracat bu maliyeti azaltacağından,
yabancı firmalar yerli endüstrilere rakip haline gelebilirler.
b- İthalat Baskısı Yaratma
9
İlker KICALI, a.g.e., ss.31
10
Genel olarak serbest bölgelerde sağlanan vergi ve gümrük muafiyetleri, ileride ihraç
edilmek amacıyla da olsa ithalatı cazip hale getirebilir. Başka bir ifade ile; serbest bölgenin ithalat
eğilimi, yurtiçindeki ortalama ithalat eğiliminden daha fazladır. Özellikle ihracata yönelik serbest
bölgelerde montaj düzeyinde üretim yapan şirketler, üretimde kullandıkları girdileri ithalat yoluyla
diğer ülkelerden sağladıkları ölçüde üretimin artması, ithalatı da arttıracaktır.
c- Kaçakçılık ve Diğer Yasadışı Faaliyetlerin Artması
Serbest bölgedeki mallar dış ticaret politikalarının gereği olan bazı kota uygulamaları
ve yüksek tarife uygulanması sonucu ülkeye gizlice girebilir. Kaçakçılık ve diğer yasadışı
faaliyetlerin gerçekleşmemesi için serbest bölgenin çevresinin sıkı kontrol altında olması ve
sınırların kesin olarak belirlenmesi gerekmektedir.
d- Çalışma Şartlarının Bozulması
Serbest bölgelerde grev, lokavt gibi çalışma hayatının normal mekanizmalarının
işlemesine genellikle müsaade edilmemektedir. Bu durum ücret piyasasında ikili ücret düzeyinin
doğmasına neden olmaktadır.
e- Transfer Fiyatları Sorunu
Yabancı yatırımcılar, serbest bölge avantajları ile sağladıkları karları, çeşitli
vergilerden kaçınmak için transfer yolu ile ana firmalara aktarabilirler. Bu durum yabancı
firmaların ülke ekonomisine yapacağı katkıyı azaltabilir.
f- Tekelleşme
Düşük ve orta boy firmaların ürettiği parçaları, yüksek maliyetle ve uluslararası
standartlarda çalışan bir şirketin tesisini serbest bölgeye taşıması ve ithali serbest olduğunda aynı
parçaları dışarıdan karşılaması yurtiçinde yaygın bir biçimde faaliyet gösteren bu tür irili ufaklı
kuruluşların çökmesine neden olabilecektir. Bu durum istihdam hacmi üzerinde olumsuz etkiye
sebep olabilecektir.
g- Yatırımların Olumsuz Yönde Dağılımı
Serbest bölgelerin kurulduğu yerlerin belli sanayi bölgeleri olarak gelişmesi,
yatırımların bölgesel dağılımını olumsuz yönde etkileyebilecek, serbest bölgenin yaratacağı dışsal
ekonomilerden faydalanmak üzere sanayilerin çoğu serbest bölgelere yakın yerlerde yoğunlaşacak,
bu da bölgelerarası dengesizliklerin artmasına neden olabilecektir.
h- Çevre Kirliliği Doğurma
Serbest bölgelerde yürütülecek faaliyetler, bir miktar çevre kirletici nitelikte olabilir.
Örneğin deniz kirliliği, liman trafiğindeki artışa parallel olarak artabilir.
i- Dünya Konjonktrüne Duyarlılık
Serbest bölgelerde kurulacak olan emek-yoğun ve salt ihracata yönelik endüstriler,
dünyada meydana gelecek bir ekonomik bunalım neticesinde ani daralmalar yaşayabilirler.
11
IV- SONUÇ
Ülkemizde serbest bölgeler ile ilgili ilk teşebbüs 1927 yılında yapılmıştır. Daha sonra
da çeşitli kanunlar çıkarılarak serbest bölgelerde düzenlemeler yapılmıştır. Türkiye 1980 yılına
kadar ithal ikameci bir politika izlemiştir. 1980 yılından sonra ise ihracata yönelik bir politika
izlemiştir. Bu nedenle, 1980 yılına kadar serbest bölgelerle ilgili önemli gelişmeler olmamıştır.
1980 yılından itibaren ise, ihracata yönelik politikanın tamamlayıcısı olarak serbest
bölgelere ağırlık verilmiştir. Yapılan düzenlemelerle serbest bölgelerde yapılacak yatırımlara
çeşitli avantajlar sağlanmıştır. Türkiye’de üretim ve ihracatın artmasına katkıda bulunmak
amacıyla kurulan serbest bölgelere sağlanan avantajlar nedeniyle yerli ve yabancı birçok
yatırımcı bu bölgelerde yatırım yapmıştır.
Serbest bölgelerdeki mükelleflerin vergiye tabi tutulması konusu irdelenirken; en
azından serbest bölgelerden beklenen ekonomik amaçlar göz önünde tutularak girişimlerde
bulunulmalıdır. Serbest bölgelerin, ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerin gelmesi, ülke
sanayinin ihtiyacı olan hammadde ve aramaların kolaylıkla, istenilen miktarda ve zaman
kaybetmeden sağlanması, düşük maliyetli mal üretim ve ihracı, ülke dışından gelen malların
transit olarak geçerek diğer ülkelere satılması, istihdam olanaklarını arttırması, ülke ürünlerinin
ihracının kolaylaşması gibi avantajları bir çırpıda unutulmamalıdır. Serbest bölgelerin kötüye
kullanımının önlenmesi gerektiği muhakkaktır. Ancak bu noktada ölçülü olmak büyük yararlar
sağlayabilecektir.
KAYNAKÇA
Giray, Filiz, Vergi Rekabeti ve Serbest Bölgeler, Vergi Dünyası, sayı 272, s. 175185.
Kökver, Muzaffer, Serbest Bölgelerle İlgili Bir Kısım Sorunlar ve Çözüm
Önerileri, Vergi Dünyası, sayı 251, s. 48-54.
Sağlam, Erdoğan, Serbest Bölgelerde Yeni Düzen, Vergi Dünyası, sayı 272, s. 4955.
Akbulut, Alirıza, Transfer fiyatlandırması Sorununda bir adım Daha Geri:
Serbest Bölgelerde Faaliyet Gösteren Mükelleflerin Vergilendirilmesi, Vergi Dünyası, sayı
271, s. 110-114.
Baş, Seyit Ahmet, Serbest Bölgelerde Vergi Uygulamaları, Vergi Dünyası, sayı
274, s. 102-107.
Gümüş, Erhan (Araştırma Görevlisi), Türkiyede Serbest Bölgeler ve 5084 Sayılı
Kanun Sonrasında Serbest Bölgelerde Vergi Uygulamaları, Vergi Dünyası, sayı 276, s. 141148.
Haluk ERDEM, “Serbest Bölgelerin Ekonomiye Etkileri ve Türkiye’de Serbest
Bölgeler Rejimi”, Maliye Bakanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu, Yeterlilik Etüdü, İstanbul, 1992, s.5
Sedat GÜNER, “Serbest Bölgeler”, Anadolu Matbaacılık, İzmir, 1995, s. 3.
İlker KICALI, “Serbest Bölgelerde Yabancı Sermaye Yatırımları ve Vergilendirme
Sorunları” Maliye Bakanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu, Yeterlilik Etüdü, Ekim 1998.
Download